Türk Müziği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Çıkarma tarihi ile Türk Müziği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTekke Musikisinde Zekai Dede'nin Yeri Ve Önemi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Adanır, Mehmet ; Ciner Çolakoğlu , Eser ; 22848 ; Türk Müziği ; Turkish MusicTekke musikisinde Zekai Dede'nin yeri ve önemi" konulu çalışmamızda, bugüne kadar üzerinde durulmayan, hususlar ele alınmış ve Zekai Dede'nin tekke musikisinde yer alan eserleri araştırılarak tesbit edilmiştir. XIX. Yüzyılın ikinci yarısında büyük önem kazanmış olan Zekai Dede Efendi, dini ve ladini eserler vücuda getir miştir. Musiki tarihinde Buhurizade Mustafa Itri ve Hammamizade İsmail Dede gibi, ekol sahibi olan bir besteka rımız da hiç şüphe yok ki Zekai Dede Efendi' dir. Bu çalışmamızda, Zekai Dede Efendi 'nin hayatı incelenmiş olup, onun tekke musikisine ait olan her forumdaki eseri bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Zekai Dede' nin, suzidil, maye, ısfahan, suzinak ve saka zemzeme mevlevi ayinleri musiki repertuarımızın çok kıymetli eser lerini oluşturmaktadır. Çalışmamızda bu eserler usul yönünden tasnif edilmiştir o Ay rica j ilahi, tevşih, cumhur ilahi, na' t ve durak gibi değişik türdeki çok sayıda eserleri araştırılmış ve tas nif edilmiştir. Tekke musikisi' nin tarihçesi ele alınarak, formlar geniş bir şekilde incelenmiş ve sınıflandırılmaya çalışılmıştır. Eserlerin güfte şairleri kronolojik sıraya göre tanıtılarak bunlar hakkında bilgi verilmiştir. Tezimizde bahsi geçen eserlerinden, araştırılıp bulunanlar ekler bölümünde yer almaktadır. Tekke Musikisi' nin pek çok yönleri ele alınarak, üzerin de oldukça hassas çalışmalar yapmak gerekmektedir. Gele cekte, bilinmeyen yönlerinin açıklığa kavuşturularak mu sikimize kazandırılması en büyük arzumuzdur ve bu çalış ma, yararlı olacağı inancı içinde, bu amaca yönelik ola rak gerçekleştirilmiştir.
-
ÖgeTanburi Ali Efendi Hayatı Ve Eserleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Ekmen, Güldeniz ; Tura, Yalçın ; 22847 ; Türk Müziği ; Turkish Music1836 'da Midilli'de doğan Taribûrî Ali Efendi, hafızlarla dolu bir sülâlenin çocuğudur. Genç yaşında Midilli'de sevdiği bir kızla evlenemeyince İstanbul'a gelmiş, burada musikî ve din eğitimi görmüştür. 1868 yılına doğru, Saray'a "Sarıklı Müezzin" görevi ile girmiştir. 1868 yılında, II.Abdülaziz'in 2. İmamlığına yükselerek Kudüs Mevleviyeti almıştır. 1869 yılında, 2. İmamlık görevi sona ermiş, 1872 yılında ise, Saray'dan tamamen uzaklaşmıştır. 1885' de II.Abdülhamit tarafından, II.Abdülaziz'in tahttan indirilmesi olayına karıştığı gerekçesiyle, İzmir'e sürgün gönderilmiştir. 1890 yılında bu şehirde ölmüştür. Büyük formdakiler dahil, bütün eserlerinde lirik, romantik ve tabiî üslûbu gözlenen önemli bir besteci, çok iyi bir tanbûrîdir. Tespit edilen 147 eserinden, 84 kadarının notası günümüze gelmiştir.
-
ÖgeRemel Bestelerde Usul-güfte Uyuşumu(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Öney, A. Feridun ; Torun, Mutlu ; 22846 ; Türk Müziği ; Turkish MusicNotası günümüze kadar gelebilen en eski eser olan, Safîuddîn Abdülmü'min Urmevî'nin (12247-1294) Nevruz bes- te'sinin usûlü Remel ise de 12 zamanlıdır. 10, 12, 21, 24, 26 zamanlı "Remel"isimli usûller terk edilmiş veya 28 za manlı olarak geliştirilmiştir. Abdulbâki Nasır Dede Ef. nin (1765-1821), Tedkîk-ü Tahkîk isimli eserinde yalnızca 26 zamanlı Remel'i anlatışı 28 zamana geçişin 15. - 18. yüzyıllar arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Bu tez' de notası incelenen ve 28 zamanlı RemeL usûlü ile bestelenmiş en eski beste Seyyid Nuh'a (?-1714) aittir. Itri de (1640-1712) Nevâ-Kâr ' inin bir bölümünde Remel usûlünü, 28/4 mertebesinde kullanmıştır. Hafız Post'un (16307-1694) güfte mecmuası ' ndaki bestelerde Re mel usûllerinin kaç zamanlı olduğu ise belli değildir. Remel-beste ' lerin, diğer usûllerdeki beste'lerle ortak ve farklı yönleri vardır : Güftelerin aruz vezninde oluşları, çoğunlukla bir gazel'in ilk ve diğer bir beyitinin (4 mısraın) bestele- nişi, kafiye dağılımının A-A-B-A şeklinde oluşu, 1., 2., 4. mısrâlarda ezgi ortaklığı, zemîn ve miyân terennümle rinin bâzan birbirinin aynı oluşu, mısra sonlarındaki me saj özelliğindeki sözlerin bâzan terennüm sonunda tekrar- lanışı.. Remel-bestelerde ve diğer usûllerdeki bestelerde görülür. Remel-beste ' lerde usûl dâima 28/2 mertebesinde dir, güftenin vezni Mef'ûlü ile başlar, şiir "müstezâd" ise ziyâde'si terennüm sonunda seslendirilir, girişte ge nellikle (Ah), (Yar) gibi terennüm, sükût (Es) bulunmaz, usûl geçkisi görülmez. Remel-bestelerde aruz (güfte)-Usûl prozodik iliş kisi yönünden basit, yalın Ana kalıp şöyledir : 28 Mef û lü Me fâ î lü Me fâ î lü Fe û 1ün 2 2 21 1231 1451 12 4 =28 2 2 2 2 - II
-
ÖgeSegah Makamında Tar İçin Taksim Çeşitlemeleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Özel Sevindik, Nevcihan ; Önaldı, Şenel ; 22841 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu araştırma konservatuarın yüksek bölümü tar öğrencileri için Mâye-i Segah taksimi üzerine çeşitlemeler olarak yapılmıştır. Eserde segah makamının, Mâye-i Segah şubesindeki bir taksimin nasıl yapılacağı, makamın neresinden başla yıp neresinde asma kalışlar yapılacağı, nereden hangi motiflerle karara gidileceği ve karar verdiren karakteristik motifler kullanılarak, taksimin bitirileceği açıkça beliriil- miştir. Bilhassa Azerbaycan'daki eski üstad tarzenlerin yaptıkları taksimler ile yeni usta tarzenlerin taksimleri örnek olarak alınmıştır. Aradaki motif ve ifade farklılıkla rı ile teknik açıdan değişik görünümlerin ortaya konulması son derece yararlı olmuş tur. Ayrıca Mâye-i Segah taksimi üzerine örnek olarak sadece bir tek taksim değil, halen icra edilen taksim örnekleri verilmiştir. Bundan maksat, perdeleri deği şen taksimlerin seyirlerinin de değiştiğini belirtmek içindir. Son olarak bütün taksimlerin analizi yapılmış ve model Mâye-i Segah taksi mi verilmiştir.
-
ÖgeBeyati Ayin-i Şerif'i Bölümleri Ve Ritm Açısından İncelemeler Ve Düşünceler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Barut, Zeynep ; İçli, Selahattin ; 22840 ; Türk Müziği ; Turkish Music17. yüzyılda Köçek Derviş Mustafa Dede tarafından bestelenen Beyati Ayin-i Şerifi dört bölümden ibaret tir. Her bölüme selam adı verilir. Mukabele gelene ğine göre her ayini şeriften önce olduğu gibi, Beyati ayininden önce de büyük bestekar Itrı*nin Rast maka mındaki Nat-ı Şerifi çalınır. Bu nat-ı Şerifi müta- kiben çalınan küçük bir ney taksiminden sonra Ayin ma kamında Peşrevce girilir. Bundan sonra gelen dört bö lüm için ayrı ayrı usuller kullanılır. Bu çalışmada şu noktalar üzerinde durulmuştur : Mevlana hayatı ve eserleri, Mevlevi Musikisi, Mevlevi Ayini, bugün icra edilmekte olan sema töreni, Beyati Ayin-i güftesi, Beyati Ayin* in metin olarak açıklanma sı ve şiirsel açıdan incelenmesi, Beyati Ayininde şiir usul ilişkisi, Beyati Ayin-i Bestekarı Köçek Derviş Mustafa Dede'nin hayatı.
-
Ögeİlk Ve Orta Eğitimde Türk Müziği Ağırlıklı Müfredat Programı Ne Olmalıdır?(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Ovalı, Atilla ; Torun, Mutlu ; 22839 ; Türk Müziği ; Turkish MusicMüzik insan hayatının her devresinde yer almış ve toplumların meydana gelmesinde çok yapıcı bir rol oynamıştır. Her milletin bir dili olduğu gibi bir de müziği vardır ve her millet kendi müziğini yapar. Türk milletinin müziği de asır lardan beri Türk müziği ( Türk Sanat Müziği - Türk Halk Müziği ) olmuştur Osmanlı İmparatorluğunun son devirlerinde giderek varlığını kaybeden ve Cumhuriyet döneminde de tamamen ortadan kalkan Türk Müziği eğitimi, o günden bu yana yerini Batı müzi ğine bırakmıştır. Ancak son yıllarda tekrar Türk müziğine dö nüş görüşü ağırlık kazanmıştır. Milli Eğitim'in ana hedefi memleketimize ve mille timize faydalı, milli kültürün idraki içinde, "eğitilmiş insan" yetiştirmek olduğuna göre, okullarımızda neyin öğretilip, neyin öğretilmemesi konusu üzerinde durmak gerekir. Bu bir müfredat meselesidir.
-
ÖgeTürk Musikisinde Rebab Üzerine Bir Araştırma(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990) Aksu, Sema ; Tura, Yalçın ; 22838 ; Türk Müziği ; Turkish MusicRebab, ortaasya içlerinden Mısır'a, İran'dan Suriye ve Anadolu'ya kadar birçok ülkelerde çalınan bir ortak sazdır. Tek nesi hindistan cevizinden yapılmıştır. Üzerine barsak deri ge rilmiştir. Sesin alındığı teller, at kuyruğu kılından veya ibri şimden yapılı olup, tellere sürten yay da at kuyruğu kılından- dır. Sap üzerinde perde yoktur. Perdesiz olması ve de tekneye gerilen derinin hava şartlarında kolayca etkilenmesi bu sazın akordunun korunmasındaki güçlüğü doğurmuştur. Zamanımızda az ça lınır bir saz olmasının başlıca sebebi de budur. Tarih içinde mızrabla da çalınan bu sazın çok çeşitleri vardır. Dini musikide ve halk musikisinde yaygın olarak kullanı lan rebab, geliştirilen modelleri ile de karşımıza çıkmaktadır. Musiki eğitimi veren kuruluşlarca yaptırılacak bir araştırma ile de esas halinin korunması veya yapılabilecek ana karakteri boz mayan değişikliklerle musikimize tekrar kazandır İması, Türk kül türüne bir katkı olacaktır.
-
ÖgeSuphi Ziya Özbekkan'ın Hayatı Ve Bazı Eserlerinin Müzikal Açıdan İncelenmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Özerden, Oktay ; Atasoy, Cahit ; 16824 ; Türk Müziği ; Turkish MusicSuphi Ziya üzbekkan, Müziğimizin özellikle önemli formlarından biri olan jarkı formunda Hacı Arif Bey, Şevki. Bey, Rahmi Bey ile içinde bulunduğumuz yüzyıla ulaşan ve bu formun zincirinizi halkalarını Oluşturan bestekârlarımızın . Bunun yanında sadece garkı formunda değil, müziğimizin diğer büyük formlarında da (Beste,Ağır Semai, Yürük Semai) az sayıda olsa da nadide eserler vermiş olması dulayısjyle diğer şarkı formu bestekârlarımızdan ayrılmıştır. Eserlerinde güfte i Le besteyi çok iyi birleştiren ve oldukça akıcı bi r uslûbla yazan bestekarın eserleri günümüze kadar rağbetle çalınıp, söylenmiş ve dinlenmiş olup bundan sonra da bu niteliğini herhalde koruyacaktıt.
-
ÖgeEzgilenmiş Manilerin Karşılaştırılması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Durul, Kenan Mahmut ; Önaldı, Şenel ; 16831 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu tez içinde Türkiye Radyo Televizyon Kurumu repertuarında bulunan Türk Halk Musikisi Ezgileri vardır. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu repertuarındaki 1-2192 numaralar arasındaki ezgilerin içinden, MAN İ tarzındaki ler seçilmiş ve bunlar üzerinde tematik tasnif, yayılma alanı, maniler arasındaki ortak özellikler ve mani ile müzik ilişkileri incelenmiştir
-
ÖgeBağlama Çalgısında Ses Tablasının İncelenmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Coşgun, İbrahim ; Önaldı, Şenel ; 16826 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu tez, Türk Halk çalgıları 'ndan olan bağlamanın ses tablasının incelenmesi ile ilgilidir. Bu tezimizi hazırlamaktaki amacımız, bağlamanın sesinin hangi ölçülerde güzel leşeceğini ve ne yükseklikte olabileceğini anlatmak, bu yolda yaptığımız araştırmalarımızın sonucunu ortaya koymaktır. Bu nedenle ses tablası ile ilgili bütün -fonksiyonlar incelenmiştir.
-
ÖgeBasit Makamlarda Bestelenmiş Büyük Formlu Eserlerde Kullanılan Geçkiler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Yayla, A. Nesrin ; Deran, Erol ; 16828 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu çalışmada basit makamlarda Kâr, Beste, Ağır Semai, Yürük Semai formlarında yazılmış eserlerde kullanılan geçkiler incelenmiştir. İncelenen makamlarda "geçki " konusunda herhangi bir teknik sınırlamaya rastlanmamış ve incelenen eserlerin % 96'sında geçkiye rastlanmıştır. Tesbit edilen bu geçkilerden bazılarının birçok makamda ortak olarak kullanıldıkları görülmüştür.
-
ÖgeBuhurizade Mustafa Itri Efendi Hayatı, Neva Kar'ın Makam Olarak İncelenmesi Ve Elimdeki Notası Mevcut Eserleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Gürpınar, Mehmet Haldun ; Atlığ, Nevzad ; 16829 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBuhûrizâde Mustafa Itrî Efendi, İstanbul'da doğmuştur. Doğum tarihi kesin olmamakla beraber 1630-1640 arasında doğmuş olduğu bilin mektedir. Anne ve babası hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Buhûrizâde lâkabının babasının veya dedesinin buhur ticareti yaptığı için aldığı zannedilmektedir. Asıl adı Mustafa'dır. Itrî şiirlerin de kullanmış olduğu Mahlasıdır. Itrî çok iyi bir eğitim görmüştür. Müzik ve edebiyat alanında vermiş olduğu eserler bunun açık bir kanıtıdır. Hat ve edebiyattaki hocası Siyahi Ahmet Efendi, müzik alanındaki hocaları ise Nasrullâh Efendi, Koca Osman, Gala tali Osman Vehbi Çelebi ve muhtemelen Hafız Post ve Derviş Ömer'dir. Itrî, gençliğinden itibaren uzun süre Ye ni Kapı Mevlevîhânesine devam etmiştir. Burası devrinin en önemli müzik okuluydu. Itrî bir Dîvân teşkil edecek kadar iyi bir şairdi ama divanına bugüne kadar rastlanmamıştır. Aynı zamanda Talik yazı da öğrenen Itrî'nin kendi Talik yazısıyla güfte mecmualarında yazıları bulunmak tadır. Itrî devrinde Sultan IV. Mehmet ve Kırım Hanı Gazi Giray' m himaye ve takdirlerini görmüştür. Itrî, Sultan IV. Mehmet'in Sara yında Başhanende İcra Heyeti Şefi ve cariyelerin hocası idi. Itrî bu görevlerin hepsini birden yürütüyordu. Itrî daha sonraları, Padişah IV. Mehmet'ten Esirciler Kethûdâ- lığını istemiş ve Padişah IV. Mehmet tarafından bu isteği derhal ka bul edilmiştir. Itrî bu görevi ömrünün sonuna kadar sürdürmüştür. Itrî 1712 yılının ilk aylarında vefaat etmiştir. Mezarı Yeni Kapı Mevlevihânesi dışında ama yeri kesin belli değildir. Makam analizine gelince: Bestekâr zeminde Neva makamını gös termiş, Meyan ve Terennüm 'de ise Şehnaz Hicaz ve Sabâ geçkileri yap mış
-
ÖgeTürklerde Askeri Müzik(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Yıldız, Aysu ; İçli, Selahattin ; 22653 ; Türk Müziği ; Turkish MusicTuğ ve mehter, Türklük dünyasının egemenlik ve hükümranlık senbolu olarak en önemli unsurlarıdır. Tuğ takımında sancak ve davul önem bakımından ilk sırada yer alır. Eski Türklerde Hakan bir beyliği tanıdığını gönderdiği Tuğ takımıyla belli ederdi. Selçuklu Hükümdarı II.Gıyaseddin Mesud'da Osman Gaziye Tuğ ve davul göndererek Os manlı beyliğini tanımıştır. Osmanlılarda bu şekilde başlayan mehter da ha sonra estetik kazanarak gerçek anlamda müzik yapmaya başladı. Fatih devrinde de kanunlara bağlanarak devletin en önemli kuruluşları arasında yer almaya devam etti. Mehterin sesi ve tınısı düşman üzerinde kötü bir etki yaratıyordu. Bu durum yüzünden defalarca Osmanlı orduları karşısında yenilgiye uğrayan Avrupalılar kendi ordularında da benzeri teşkilatlar kurmaya çalıştılar. Osmanlı Mehterhanesi esas olarak dokuz kaftan oluşuyordu. Yeni çeri ocağına bağlı olan bu teşkilatın Osmanlı zaferlerinde büyük payı vardır. Türk Askeri müziği Türk müziğinin bütün özelliklerini kendinde toplar. Klasik Türk müziği makam, usul ve formları mehter müziğinde de aynı şekilde kullanılmışür. Aynı zamanda Türk halk müziği şekilleri ni de kapsamına almıştır. Mehterhane 1826 yılında II. Mahmud'un emriyle kapatıldı. Yerine Muzikai Hümayun adı altında yeni bir teşkilat kuruldu. Böylece Türk Askeri Müziğinde yeni bir dönem başlamış oldu. Bir çok batılı müzisye nin yöneticiliğini yaptığı bu teşkilatta yetişen Türk muzikacılar yetenek leri sayesinde zamanla yabancı müzisyen ihtiyacım ortadan kaldırdılar. Mehterhane 1914 ve 1953 yıllarında tekrar kuruldu. 1914 yılında ki kuruluşunda yetersiz olduğu düşüncesiyle 1935 yılında kapatıldı. 1953 yılında üçüncü defa kuruluşunda ise ayakta kalmayı başardı. Bu Cumhuriyet mehterhanesinde geçmişe bağlı kalınmaya özen gösterildi. Yapılan bu tez çalışmasında geniş bir açıdan bakılan konu çeşitli kaynaklardan araştırılarak ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Türk kültü rü açısından son derece önemli bir yeri olan Türk Askeri müziği, kuru cu ve bağlayıcı özelliği ile toplumda ki yerini her zaman korumuştur. Türk toplumunun müzik kültürü oluşumundaki yeri inkâr edilemeye cek kadar büyüktür.
-
ÖgeHalk Edebiyatı-divan Edebiyatı Etkileşimleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Yağbasan, Mehmet Zeki ; Ay, Göktan ; 22647 ; Türk Müziği ; Turkish MusicHalk Edebiyatı-Divan Edebiyatı Etkileşimleri" konulu çalışmamız yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Çalışmamızda Halk Edebiyatı ve Divan Edebiyatı özelliklerine kısaca yer verildikten sonra iki edebiyatın birbirinden etkilenerek ortaya koydukları dil, muhteva ve şekil unsurları tespit edilmiştir. Bu çalışmanın gerçekleşebilmesi için öncelikle hem saz şiiri hem de divan şiiri mensuplarının şiirleri baştan sona taranmıştır. Etkilenmenin tesirinde kalan şairler tespit edildikten sonra şiirlerinden örnekler alınmıştır ve benzeyen unsurların mukayesesi yapılmıştır. Her iki şiirin bir diğerine kazandırdıkları ortaya konmuştur. Sonuç itibariyle saz ve divan şiirleri şekil, muhteva ve dil bakımından birbirinden etkilenmiştir. Bu etkileşim, çeşitli sebepler dolayısıyla saz şiirinde daha çok yer almaktadır
-
ÖgeTürk Musikisi Devlet Konservatuarları'nda Musiki Eğitimi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Çelik, Günay ; Çolakoğlu (ciner), Eser ; 22654 ; Türk Müziği ; Turkish MusicTÜRK MUSİKÎSİ DEVLET KONSERVATUARI 'NDA MUSİKİ EĞİTİMİ" konulu tezimiz ile ilgili çalışmalarımızı gerçekleştirdiğimizde musikimizin eğitimi ve öğretiminde en anlamlı ve önem arzeden kuruluş olarak İ.T.ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı karşımıza çıkmaktadır. 1975 yılında Milli Eğitim Bakanlığı 'na bağlı olarak kurulan ve 1976 'da öğretime başlayan Türk Musikisi Devlet Konservatuarı, daha sonraları bir ara Kültür Bakanlığı bünyesinde yeralmış, nihayet 1983 yılında da İstanbul Teknik tini ver sitesi' ne bağlanarak, üniversite bünyesi içinde akademik hüviyet kazanmıştır. 17 yıldır hizmet veren bu anlamlı kuruluşun kurulduğu günden bugüne büyük gelişmeler kaydettiği inkar edilemez bir gerçektir. Daha da ileri gideceği muhakkaktır. Ekonomik koşulların iyileştirilmesi, parasal kaynakların çoğaltılması ve yönetmeliklerde bazı düzenlemeler yapı larak konservatuar statüsüne uygunluğunun sağlanması ile musiki eğitimi arzu edilen daha üst düzeye ulaşacaktır. Türk musikisi ancak bu çatı altında her tür tehlike ve tahriklerden uzak, geçmişten günümüze, günümüzden geleceğe varlığını nesiller boyu sürdürecektir. Ve bu kuruluş, kendisini takip eden ve musikimize hizmet veren diğer kuruluşlara örnek ve önder olacaktır. Konservatuar ' larımızda musiki eğitimini incelediğimizde, tesbit ettiğimiz olumlu ve olumsuz yönler tezimiz içerisinde yer almıştır. Ancak, musikimiz adına olumlu yönlerin ağır bastığı da bariz bir şekilde gözlenmektedir. Bu araştırma musikimiz ve onun eğitimi-öğretiminin parlak bir gelecek vadetmekte olduğunu ve Atatürk'ün arzuladığı düzeye ulaşabileceğini müjdelemiştir.
-
ÖgeTürk Halk Oyunlarında Notasyon'un Gerekliliği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Baykal, Engin ; Emiralioğlu, Afşin ; 22649 ; Türk Müziği ; Turkish MusicHalk Oyunları; halk müziğini, halk edebiyatını, düğün ve tüm halk bilgilerini kapsayan ve son yıllarda en çok hareket kazanan folklor dallarının başta gelenlerinden biridir. Ancak halk oyunları üzerindeki çalışmalar, sistemli bir biçimde ve ana amaçlar göz önünde bulundurularak ele alınmadığından ne ulusal, nede uluslararası düzey de gereği biçimde faydalanma olanağı sağlanamamıştır. İçinde bulunduğumuz yüksek, teknik iletişim yüzyılında bu önemli halk kültürümüz büyük bir hızla bölgesel, ulusal niteliklerini kaybettiği ve hatta binlerce oyunumuzun kaybolup gittiği gözlenmektedir. Bütün bilim dallarının amacında insanlığa yarar sağ lama gerçeği vardır. Folklor 'un temelinde de bu amaç yatmaktadır. Halk Oyunlarımızın sistemli bir biçimde aslına uygun olarak derlenip değerlendirilerek yeni nesillere kültür mirası olarak aktarılması, insanları birbirine yaklaştırıp bağlamada, insan sevgisinin yaşatılmasında büyük etkisi olacağı ve de en önemlisi değişerek kaybolmakta bulunan bu kültür hazinesinden insanlığın mahrum kalması önlenecektir.
-
ÖgeTanbur'i Mustafa Çavuş'un Eserlerinde Edebi Ve Teknik Çalışma(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Özgün, Aykan ; Atasoy, M. Cahit ; 22650 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu tez, XVIII yüzyılda yaşamış olan Tanbûrî Mustafa Çavuş'un eserlerinde edebî ve teknik çalışmayı kapsamaktadır. Bu çalışmada, bektekârın günümüze intikal keden şarkıları teker teker incelenip, şiirlerinin yapısı ve özellikleril tespit edilmiştir. Ayrıca söz konusu şarkıların usul, makam ve form yapıları incelenip tespit edilmiştir. Neticede şarkı formunu ilk kullanan bu bestekârın, üslûbu ortaya çıkartılmıştır. Kendinden sonra gelen şarkı bestekârlarının kullandığı uslûb ve formların Tanbûrî Mustafa Çavuş'un uslûb ve formundan farklı yapılarda olduğu, zaman içerisinde değişime uğradığı tespit edilmiştir.
-
ÖgeTürk Müziğinde Geçmişten Günümüze Nota Yazıları(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Ekmekçioğlu, Sare Ebru ; Berker, Ercüment ; 22660 ; Türk Müziği ; Turkish MusicHer milletin dili ayrıdır. Her dilin bir alfabesi vardır. Günümüzde bir dil vardır ki; dünyadaki bütün milletler bunu anlar, hisseder. Dünyaya hakim olmuş bu dil MUSIK'dir. Bu dilinde alfabesi yani NOTA YAZISI vardır. Bu alfabe-günümüzde olduğu gibi ortaya çıkmadı. Doğdu, gelişti ve bu güne geldi. Bu çalışmada, Nota yazısının gelişim süreci ortaya konmuştur. Müzikologun en önemli araştırma malzemesi olan nota yazısı, Türk Musikisi geleneğinde yerini çok geç almıştır. Tarihi gelişimi sırasında çıkan nota yazılanda kıskançlık ve ustadan çırağa intikal eden, kapalı eğitim geleneğinin sürmesinden dolayı hiç yayılmamış, sonuçta eserler günümüze gelinceye dek, meşk sisteminden dolayı orjinalliğinden çok uzaklaşmıştır.
-
ÖgeTürk Müziğinde Nota Yayımcılığı (1875-1928)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Sezen, Armağan ; Deran, Erol ; 22652 ; Türk Müziği ; Turkish Musicİlk nota yayınının yapıldığı 1875 yılından Harf Devrimi 'nin yapıldığı 1928 yılına kadar olan dönem içinde şahıs ve kurumlar tarafından yapılan nota yayınlarının incelendiği araştırmada, yayınlar içerikleriyle ve belgeleriyle birlikte tanıtıldı. Toplam yetmişsekiz kişi veya kuruluşun yaptığı nota yayın ları Arap" alfabesinden transkripsiyon yapılarak incelendi. Notacı Emin Efendi (1845-1907), Şamlı Selim (1876-1942) ve Şamlı İskender (1878-1960) bu dönem içinde en fazla yayın yapan kişiler olarak dikkati çekmektedirler.
-
ÖgeSözsüz Zeybeklerin Tezene Özellikleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992) Gürler, Engin Şafak ; Değerli, Fikret ; 22662 ; Türk Müziği ; Turkish MusicT.R.T. Kurumu repertuarında yer alan Sözsüz Zeybek notaları Zeybek tavrında uyulması gereken tezene vuruş kurallarına göre yazılmamış olmalarından dolayı bağlama ile icra edilirken, tezene vurguları ile motifler arasında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada T.H,M. repertuarında yer alan Sözsüz Zeybeklerde kullanılmış olan motifler kalıplar halinde verilmiş ve bu motiflerin tezene vurgularına göre nasıl yazılması gerektiği tablolar halinde gösterilmiştir. Bağlama icrası sırasında olması gereken motifler ve tezene vurgu şekilleri de ezgi alıntılarının hemen altındaki portelerde gösterilmiştir.