FBE- Tekstil Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Başlık ile FBE- Tekstil Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAkustik Özellikleri Geliştirilmiş Örme Kumaşlar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-06-17) Küçükali, Merve ; Candan, Banu Uygun Nergis, Cevza ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringAkustik özelliği geliştirilmiş boşluklu (spacer) örme kumaş tasarımının ve üretiminin gerçekleştirilmesi hedeflenen bu çalışmada 22 farklı örgü tipine sahip kumaş tasarlanarak üretimleri yapılmıştır. Çalışmanın başında örgü tipindeki değişikliklerin kumaş ses yutum özelliği üzerine etkisini görebilmek amacıyla üretimde kullanılan hammadde sabit tutulmuş ve bunun sonucunda en iyi ses yutum özelliğine sahip kumaş belirlenmiştir. Yapılan deneyler neticesinde kumaş kalınlığındaki ve yoğunluğundaki artışın kumaş ses yutum özelliğini olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Kumaşların ön-arka yüzlerinde mini-jakar örgü kullanmanın, kumaş kalınlığını ve bununla birlikte kumaş yoğunluğunu belirgin ölçüde arttırdığı gözlenmiştir. Örgü raporunda kullanılan askı ve atlama ilmek sayısının önemli olduğu ve bu parametrelerin optimum düzeyde tutulmasıyla kumaş ses yutum özelliğinin iyileştiği görülmüştür. Kullanılan iplik yapısının kumaş ses yutum özelliği üzerindeki etkisini görebilmek amacıyla test edilen frekans aralıklarında en iyi ses yutum katsayısı değerlerine sahip seçilmiş örme kumaş 3 farklı yapıda polyester ipliği kullanılarak örülmüştür. Yapılan deneyler neticesinde polyester iplik yapısı olarak puntalı iplik kullanılmasının en iyi ses yutum özelliği sağladığı görülmüştür. Kullanılan lif tipinin kumaş akustik özelliği üzerindeki etkisi görebilmek amacıyla seçilen örme kumaş son iplik numarası aynı olan farklı hammaddede iplikler kullanılarak örülmüştür. %100 akrilik lifinden mamül kumaş en yüksek ses yutum performansını gösteren kumaş olmuştur. Yün karışımlı iplikler içerisinde ise yün oranının artışıyla iplik tüylülüğünde artış ve kumaş ses yutum özelliğinde iyileşme görülmüştür.
-
ÖgeAtkı İpliği Özellikleri, Sıklık Ve Örgü Tipinin Kumaş Mekanik Özellikleri Üzerine Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kurtça, Ertürk ; Akkaya, Y. Şahin ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada atkı ipliği inceliği, atkı sıklığı ve örgü tipinin kumaş mukavemeti üzerine olan etkisi incelenmiştir. Çözgü ipliği tipi ve çözgü sıklığı sabit tutulmuş, farklı numaralardaki atkı iplikleri ile farklı sıklık ve farklı örgü tipinde 72 değişik numune oluşturulmuştur. Atkı ipliği yönünde kopma ve yırtılma mukavemetini ölçmeye yönelik yapılan testler bu numunler üzerine uygulanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde atkı sıklığı ile kopma mukavemetinin aynı yönlü ve pozitif bir ilişkiye sahip olduğu, yırtılma mukavemetinin ise malzemenin örgü şekline ve iplik tipine bağlı olarak farklı davranışlar gösterdiği gözlenmiştir. Yırtılma mukavemeti ile kopma mukavemeti arasındaki ilişki aynı yönlü olmakla birlikte ilişkinin kuvveti çok yüksek değildir. Kullanılan iplik inceldikçe atkı yönünde hem yırtılma hem de kopma mukavemetinin düştüğü görülmüştür.
-
ÖgeBambu Lifi Ve İplik Özelliklerinin Diğer Lif Ve İpliklerin Performans Özellikleri İle Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Okur, Nazan ; Özipek, Bülent ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada, işletme şartlarında ring iplik eğirme sisteminde üretilen farklı numaralardaki %100 bambu ipliklerin fiziksel parametrelerinin incelenmesi; böylece bambu lifinin güçlü ve zayıf yönlerinin tespit edilmesiyle, hammadde ve iplik maliyetlerinin de göz önünde bulundurulması koşuluyla, alternatif oluşturabileceği lif tiplerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Fitil olarak tedarik edilen bambu lifinden, ring iplik eğirme sisteminde Ne20/1, Ne24/1, Ne30/1, Ne36/1, Ne40/1, Ne50/1 olmak üzere altı farklı numarada %100 bambu iplikleri üretilmiştir. Daha sonra üretilen bu ipliklerin numara, büküm, düzgünsüzlük, kopma mukavemeti, kopma uzaması ve tüylülük ölçümleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar, Uster istatistiklerine göre %100 ring viskon iplik parametreleri ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonunda, üretilen ipliklerinin özelliklerinin %100 viskon ring iplik özellikleri ile benzerlik gösterdiği; hatta ipliğin düzgünsüzlük ve kopma uzama değerlerinin daha iyi seviyede olduğu belirlenmiştir. Ancak; Ne 50/1 ipliğe ait verilerin istenen kalite seviyelerinde olmadığı gözlenmiştir.
-
ÖgeBayan Dış Giyim Üretiminde Ürün Maliyetini Etkileyen Faktörler(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kartal, Ayşegül ; Kalaoğlu, Fatma ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada bayan dokuma hazır giyim üretiminde ürün maliyetini etkileyen faktörler incelenmiştir. Bluz, ceket, elbise, etek, pantolon model gruplarıyla ilgili maliyet çalışmaları yapılmıştır. Model yapısı, dikim süreleri, kumaş metrajları, aksesuar çeşitleri, baskı, nakış, yıkama özellikleri gibi faktörler dikkate alınarak, ürün maliyetleri ile aralarındaki ilişkiler incelenmiştir. Aynı modelle ilgili birden fazla faktör değiştirilerek, bunun sonucunda oluşan maliyetteki değişimler gözlenmiştir. Ürün maliyetini en çok etkileyen faktör olan kumaş maliyetinin üzerinde yoğunlaşarak, model özelliklerinin değişimi ve kumaş özelliklerinin farklı kullanılması yoluyla çeşitli veriler elde edilmiştir. Bununla beraber işçilik maliyetindeki değişimler de incelenmiştir. Elde edilen veriler istatistiksel olarak değerlendirilerek sonuçlara ulaşılmıştır.
-
ÖgeBilişim Sistemleri Uygulamalarında Kalite Yönetimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Uncu, Sedef ; Candan, Cevza ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBilişim sistemleri uygulamalarında yaşanan başarısızlık öyküleri, organizasyonların bu sistemlere kuşku ile yaklaşmasına yol açmıştır. Fakat başarısızlıklar incelendiğinde, bunların temelde birçok faktöre bağlı oldukları görülmektedir. Bu çalışmada, bilişim sistemleri başarısızlıkları Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sanayii bazında incelenmiş ve bu başarısızlık riskinin en aza indirilebilmesi için bir model oluşturulmuştur. Çalışmada öncelikle, bilgi ve bilişim sistemlerinin tanımı yapılmıştır. Daha sonra, Türk Tekstil ve Konfeksiyon Sanayii problemleri ve bilişim sistemleri kullanımı ile bu problemlerin nasıl çözülebilecegi tartışılmıştır. Yapılan bu ön hazırlıktan sonra, projeyi başarısızlığa sürükleyebilecek olası faktörler farklı kategorilere ayrılarak incelenmiştir. Bu farklı kategoriler, organizasyonların bilişim sistemleri açısından içinde bulundukları seviyeye gore, uygulamalarda uygun stratejilerin seçilmesini sağlar. Başarısılık analizi tamamlandıktan sonra, Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü baz alınarak, organizasyonları bilişim sistemleri uygulamalarında başarıya götürecek bir model geliştirilmiştir. Bu model, liderlik, stratejik planlama, müşteriye ve pazara odaklanma, takım oluşturulması, proje yönetimi, insan kaynakları yönetimi ve performans tayini gibi kritik konuları içinde barındırır. Sonuç olarak bu araştırma, organizasyonlara, bilişim sistemleri uygulamalarında bulunan başarısızlık riskini sıfıra indirebilmek için, etkili bir rehber niteliğindedir.
-
ÖgeÇamaşır Makinelerinde Yıkamanın Etkilerini Gösterebilecek Test Standardı Geliştirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-12-31) Erdem, İlkan ; Beceren, Yeşim ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada, tam otomatik çamaşır makinelerinde yıkama sonucu tekstil malzemelerinde meydana gelebilecek fiziksel değişimleri ölçerek çamaşır makinelerini ya da yıkama programlarını, yıkama sırasında tekstil ürünlerinde oluşturabilecekleri hasar bakımından kıyaslamada kullanılabilecek test bezi ve ölçme metodu tasarımı gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmanın ilk kısmında piyasada hazır bulunan kumaşlardan tez amacını gerçekleştirmeye katkıda bulunabilecek olanlar satın alınmış ve bazı kumaşların üzerlerine baskı uygulanarak yıkamalar yapılmıştır. Bu aşamada üzerine çizgili ve noktalı baskı uygulanmış kumaşlar, boncuklanma ölçülebilecek çoraplar ile piyasada hazır bulunan kumaşlar test edilmiştir. Çizgili baskılı kumaşlarda, baskı üzerine farklı sürelerde fiske işlemi uygulanarak en uygun fiskenin belirlenmesi sağlanmıştır. Çalışmanın ikinci kısmında potansiyel görülen kumaşlar seçilmiş ve birtakım parametreler değiştirilerek farklı lif tipinde kumaşların da denenerek sonucu daha net gösterebilecek kumaşların seçilmesi amaçlanmıştır. Çizgili ve noktalı baskılı kumaşlar ilk aşamada belirlenen fiske süreleri üzerinden daha küçük değişiklikler yapılarak test edilmiştir. Bu aşamada belirlenen lif tipi, kumaş üzerine uygulanan işlem ve bu işlemin parametrik özellikleri elde edilerek son aşamaya geçilmiştir. Son aşamada daha önce test edilen kumaşlar geliştirilerek oluşturulan deney tasarımında, yıkama parametrelerinin ana etkileri ve etkileşimleri de ölçülmüştür. Testler sonucunda bir adet numune ile tüm yıkama etkileri görülebilmiş, iki adet numuneden oluşan kombine numune seti ile de tüm etkiler ölçülebilmiştir. Ayrıca çorap numunesi ile de istisnasız, her koşulda beş litre ana yıkama suyu miktarı farkı ölçülebilmiş ve elde edilen tüm sonuçlar yorumlanmıştır.
-
ÖgeÇeşitli Selülozik İpliklerden Üretilen Örme Kumaşların Performanslarının Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Dündar, Erkan ; Karakaş, Hale ; Tekstil Mühendisliği ; Textile Engineeringİnsanoğlunun var oluşundan günümüze gelene kadar önemi artan tekstil, bundan sonra da insan hayatının vazgeçilmezleri arasında olacaktır. İnsanların hayat standartları arttıkça tekstil konusunda beklentileri de artacaktır. Özellikle giysi konforu konusunda büyük beklentileri vardır. Kullanıcıların beklentileri sadece performans bakımından değil, moda açısından da ele alınmalıdır. Günümüz modası sürekli değişmekte olup insanlar sahip oldukları eski moda olan tekstil ürünleri yerine yenilerini almayı talep etmektedirler. Talebin sürekli olması ve de talep edilen ürünlerin değişken olması da üreticileri bu konularda çalışmalar yapmaya itmektedir. Bu çalışmada pamuk, bambu ve lyocell lifleri kullanılarak aynı numara ve büküm değerlerinde iplikler üretilmiştir. Daha sonra bu iplikler aynı örgü makinesinde, her elyaf tipinden 3 er farklı gramajda örülmüştür. Yani bu gramajları hafif, orta ve ağır olarak sıralarsak elimizde her üç elyaf tipinden de hem hafif, hem orta, hem de ağır gramajda kumaşlar vardır. Daha sonra her kumaşın yarısı kesilmiş ve boyama işlemine tabi tutulmuştur. Hazırlanan numuneler fiziksel özellikleri ve konfor performansları açısından test edilmiştir. Buna göre, özelinde lif türünün bazı kumaş konfor özeliklerine etkisi irdelenmiştir. Bunun yanında test sonuçları SPSS programında analiz edilerek yorumlanmıştır.
-
ÖgeÇorap İmalatında Paralel Makine Çizelgeleme Metodu Ve İş Akışında Darboğaz Yönetimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-03-04) Altıparmak, Erdal ; Demir, Ali ; Tekstil Mühendisliği ; Textile Engineeringİşletmeler için pazardaki mücadele koşulları her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. İşletmeler rekabet edebilmek ve pazar paylarını koruyabilmek için doğru yöneltilmek zorundadırlar. Doğru yöneltilmek demek işletmelerin rakiplerinden daha üstün olmaları demektir. Üstün olmaları gereken özellikler; kalite, servis, maliyet, zamanında ve doğru bilgi sunma gibi temel özelliklerdir. Bu nedenle; işletmelerin planlama bölümlerinin esnek, etkin ve hızlı bir yapıya sahip olmaları gerekir. Sonuç olarak üretim planlama en önemli rolü üstlenmektedir. İşletmeler mutlaka hızlı karar verebilmeli, bilgiye hızlı ulaşabilmeli, işletmenin hedeflerine uygun en doğru işlem metodunu seçmelidir. Bunları yapabilmek için eğitimli personele ve kurumsal kaynak planlama yazılımına ihtiyacı vardır. Kurumsal kaynak planlama yazılımların sağladığı bir çok avantajlar olacaktır. Bu yazılımlardaki en önemli bölümlerden biri üretim planlamadır. Üretim planlamada kapasite planlaması yaparken genellikle sonlu kapasite planlaması yapılır. Sonlu kapasite planlamasına dayanarak elde edilen çizelgeler işletmede direkt kullanılır. İşletmelerde kapasite planlamalarının doğru yapılabilmesi için bölümler arasında kapasite dengeleri uyumlu olmalıdır. Aksi takdirde; bazı bölümlerde stoklar oluşacak tır. Çorap işletmelerinde dikkat edilecek en önemli bölüm yıkama bölümüdür. Çünkü bu bölümün kapasitesi üretilecek ürünün günlük toplam ağırlığı ile alakalıdır. Bu nedenle örgü bölümünde günlük üretilecek miktar doğru belirlenmelidir. Bu çalışmamda bu problemin çözümü için nasıl bir planlama yapılması gerektiği çözüm olarak anlatılmıştır.
-
ÖgeDenim Kumaşlarda Fiziksel Performans Ve Konfor Özelliklerinin Kıyaslanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-09-17) Çakmak, Aykut ; Karakaş, Hale Canbaz ; 10016053 ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringKonfor psikolojik, fiziksel ve fizyolojik konfor olmak üzere üç kategoriye ayrilabilir. Bu çalısmada fizyolojik konfor incelenmiştir. Sıvı transferi, su buharı geçirgenliği, hava geçirgenliği ve kuruma davranışları gibi özellikleri araştırılmıştır. Farklı içerikli denim kumaşların konfor özellikleri irdelenirken farklı parametreler de dikkate alınarak kalite özelliklerindeki kayıp ve değişimler tespit edilmiştir. Pamuklu ve pamuk karışımlı denim kumaşlarda apreli rijit oluşu, yıkanmış oluşu, kumaş kalınlığı, kumaş yoğunluğu, iplik numarası ve lif içeriği gibi parametrelerin kumaş konforuna ne kadar etki ettiğini, bu etkiyle birlikte kumaşların fiziksel performansında ne gibi değişiklikler yarattığı incelenmistir. Bu amaçla yapılan bu çalışmada pamuk, pamuk-polyester ve pamuk-elastan karışımlı kumaşlar kullanılmıştır. Belirlenen kumaşlar yıkama oncesi numune grubu ve yıkanmış numune grubu olarak hazırlanmıştır. Hazırlanan numunelere konfor özelliklerinin belirlenmesi için su buharı geçirgenliği, hava gecirgenliği, sıvı transferi, kuruma hızı ve temas açısı ölçümleri; fiziksel performansını tespit amaçlı olarak kopma mukavemeti, yırtılma mukavemeti, aşınma dayanımı ve boyutsal degişim testleri yapılmıştır. Konfor testlerinin yanısıra yapılan fiziksel performansı ölçmeye yönelik fiziksel kalite testleri tez konusu olan denim kumaşların kullanım özellikleri ve dayanıklılıkları ile ilgili fikir vermiştir. Yapılan deneylerde lif içeriğinin konfor ve kalite özellikleri üzerine etkilerinin karşılaştırılabilmesi adına yüzde yüz pamuk, pamuk-polyester ve pamuk-elastan karışımlı kumaşlar kullanılmıştır. Deneyler neticesinde elyaf iceriğinin denim kumaş konfor özelliklerine etkisinin oldugu görülmüştür. Numunelerin su buharı geçirgenlik oranları lif iceriği karışımının artışından pozitif yönde etkilenmiştir, pamuk-polyester ve pamuk-elastan karışımlı kumaşların su buharı geçirgenlik değerleri yüzde yüz pamuk içerikli kumaşlara göre daha iyidir. Kumaşlara uygulanan farklı oranlardaki apreler de yapılan kalite ve konfor testlerinden elde edilen değerlere etki etmiştir. Yoğun apre uygulanmış kumaşların su buharı geçirgenlik davranışı daha az apre uygulanmış kumaşlara oranla daha düşük değerlerle karşımıza çıkmaktadır. Kumaşların ıslanma davranışlarındaki farklılıkların lif karışım oranından, iplik numara farklılıklarından, numunenin yıkanmış veya yıkanmamış oluşundan etkilendiği tespit edilmiştir. Özellikle rijit kumaşların dikey ve transfer kılcal ıslanma değerleri yıkanmış kumaşların dikey ve transfer kılcal ıslanma değerlerine göre daha düşük çıkmıştır.Pamuk-polyester karışımlı ve pamuk-elastan karışımlı kumaşların pamuklu kumaşlara göre daha iyi su buharı geçirgenliğinin yanısıra daha iyi kuruma davranışı sergilediği görülmüştür. İplik numara farklılıklarını dikkate aldığımızda pamuklu kumaşların test sonuçları arasında değerlendirme yaparak iplik numarasındaki değişimin kalite ve konfor özelliklerine etkileri görülebilmiştir. Yüzde yüz pamuklu kumaşlar arasında iplik numarası kalın olan kumaşların daha iyi su buharı geçirgenliği ve daha iyi kuruma davranışı sergiledikleri görülmüştür. Bu sonuç denim kumaşlarda kalın iplik kullanımının kumaşlarda su buharı ve sıvı iletimine olumlu yönde etkide bulunarak konfor özelliklerinin iyileştirilmesi açısından dikkate alınması egereken bir değişken olduğunu gözler önüne sermiştir. Hava geçirgenliği testi farklı karışımlardaki bu denim kumaşlara uygulanmıştır. Diğer konfor testlerinden elde ettiğimiz sonuçlarla karşılaştırdığımızda hava geçirgenliği testi sonuçları açısından bu kumaşlar arasinda onemli bir fark bulunamamıştır. Temas açısı testlerinin sonuçlarında özellikle göze çarpan karışım kumaşlarının temas açısı değerlerinin daha düşük çıkmasıdır. Islanma davranışıyla ilgili değerlerin daha iyi olduğu kumaşlarda temas açısı değerleri daha düşük çıkmştır. Transfer kılcal ıslanma, dikey kılcal ıslanma değerleri gibi kumaşın ıslanma karakteristiği ile ilgili ölçümler sonucunda daha iyi değerler ile aynı numunelerden elde edilen temas açısı ölçümleriyle elde edilen değerlerle karşılaştırıldığında ters orantı göze çarpmaktadır. Yoğun apreli kumaşların kılcal ıslanma ölçümlerinden elde edilen sonuçları daha kötü bir eğilim gösterirken aynı numunelerin temas açısı ölçümleri sonucu göstermiş olduğu değerler daha az yoğunlukta apre yapılmış diğer numunelerden elde edilen temas açısı ölçümlerine göre daha iyi bir eğilim göstermektedir. Temas açısı ile ıslanma davranışını ölçen bu testler arasındaki bu orantıdan faydalanarak çalışmada kullanılan kumaşların su geçirgenlik özellikleri hakkında elde edilen verilier tekrar kontrol edilip değerlendirildi. Kumaşların konfor özelliklerinin yanısıra fiziksel performanslarını değerlendirmek üzere fiziksel kalite testleri yapılmıştır. Konfor özellikleri ölçülen ve fiziksel kalite testleri yapılan pamuk-polyester ve pamuk-elastan karışımlı kumaşların kopma mukavemeti, yırtılma mukavemeti ve aşınma değerleri açısından iyi sonuçlar verdiği görülmüştür. Ayrıca rijid ve yıkanmış kumaşların mukavemet testleri ile ilgili sonuçları karşılaştırdığımızda yıkama sonrası kumaşların konfor değerlerinde genel bir iyileşme görülürken mukavemet değerlerinde düşüş gerçekleştiği görülmektedir. Pamuk-polyester ve pamuk-elastan karışımlı kumaşların aşınma dayanımı testi sonucları yüzde yüz pamuk kumaşların sonuçlarına göre daha iyi değerlerde çıkmıştır. Bu noktada iyi su buharı iletimi, sıvı taşınımı ve kuruma davranışı gibi konfor değerlerini yakalamaya çalışırken aşınma dayanımı gibi kalite özelliklerini de göz ardı etmemiz gerektiği tekrar ortaya çıkmıştır. Denim kumaşlar genel olarak fiziksel performans açısından ideal kumaşlar olmasına rağmen çok çesitli apre uygulamaları ve yıkama işlemleriyle yapısal özelliklerinde ve fiziksel dayanımlarında kayıplara uğrayabilmektedir. Bu çalışmada kullandığımız farklı lif içerikleri, iplik numaraları, gramaj ve kumaş kalınlıklarına sahip çeşitli denim kumaşlar yıkama gibi değişen parametrelere bağlı olarak konfor özelliklerinde farklılıklar göstermiştir. Konfor özelliklerinin yanısıra fiziksel performans ölçümleri yapılan bütün kumaşların değişen parametrelerle birlikte özellikle kopma mukavemeti, yırtılma mukavemeti ve aşınma dayanımı gibi test değerleri farklılık gösterse de bu çalışmada kullanılan bütün kumaşların yeterli fiziksel performansa sahip olduğu görülmüştür.
-
ÖgeDenim Kumaşlarda Konfeksiyon Sonrası Yapılan İşlemlerin Kumaş Mekaniği Üzerine Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kunt, Ayşe Gül ; Akkaya, Y. M. Şahin ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada, değişik gramaj ve sıklıklarda altı denim kumaş numunesi kullanılmış olup, bunlardan beşi sırasıyla ön yıkama, taş yıkama, ağartma ve tint işlemlerinden geçirilmiştir. Diğer kaliteye ise aynı basınçta olmak üzere iki ayrı sürede kum rodeo işlemi uygulanmış ve öncelikle ön yıkama ve daha sonra taş yıkama işlemlerine tabi tutulmuştur. Her yıkama ve yıpratma işleminden sonra performans kayıpları incelenmek üzere yırtılma ve kopma mukavemetleri deneyleri yapılmıştır. Test sonuçlarına göre 2/1 çözgü dimisi dokusundaki denim kumaş numunelerinde, çözgü yönündeki mukavemet kayıpları atkı yönündekilere göre daha fazla olmakla birlikte taş yıkama ve kum rodeo işlemleri bu kayıplarda en büyük rolü oynamaktadır. Kum rodeonun süresi artırıldıkça kumaş performansında düşüşler olmaktadır.
-
ÖgeDenizli Tekstil Sektörünün Mevcut Durumunun Ve Geleceğinin Finansal Oranlar Yardımıyla Araştırılması Ve Diğer Sektörlerle Kıyaslanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-02-08) Aypar, Adem ; Candan, Cevza ; Tekstil Mühendisliği ; Textile Engineeringİşletmelerdeki sürekli büyüme arzusu, sermaye piyasalarının gelişmesi, banka ve benzeri kredi kurumlarının risklerini minimize etme istekleri ve vergi kanunlarının gereken şekilde uygulanabilmesinin sağlanması finansal analizin öneminin artmasına sebep olmuştur. Finansal analizin amacı; firma faaliyetlerinin etkinlik ve başarı derecesini ölçmek, firmanın hedeflerine ne ölçüde ulaşabildiğini tespit etmek, geleceğe ait planları hazırlamak, firmanın yükümlülüklerini ne ölçüde yerine getirebileceğini tespit etmek, faaliyetlerin denetim ve değerlendirilmesini yapabilmektir. Örgütler ve bireyler diğer bir ifadeyle işletmeyle ilgili çıkar sahipleri, söz konusu işletmeyi mali tablolarının finansal analizi yolu ile kısmen de olsa değerlendirebilirler. İşletme yöneticileri de mali tabloların, işletme ve kendi yönetim yetenekleri hakkında fikir veren birer rapor olduğunu bilirler. Ayrıca, mali tablo analizleri finansal verilerin birbiriyle ne dereceye kadar ilişkili olduğu konusunda bilgi verir. Diğer taraftan, işletmeye fon sağlayan finans kurumları ile işletmeye yatırım yapabilecek kurum ve bireyler işletmenin finansal yapısını, firmanın mali tablolarını izleyerek en iyi şekilde değerlendirebilirler. Bu tablolar ve tablolardan yararlanılarak yapılan finansal analiz, işletmenin gelecekteki başarısını tahmin etmede önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Bu çalışmada, Denizli ili tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve rastgele seçilmiş işletmelerin finansal performansları incelenmiştir. Bu sayede, işletmelerin ve dolayısıyla sektörün güçlü ve zayıf yönleri tespit edilmiş ve yakın geleceğe yönelik beklentiler tahmin edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar diğer sektörlerle kıyaslanmış ve detaylı bir şekilde tartışılmıştır.
-
ÖgeDesign of electrospun cardiovascular bypass graft using derivative of poly (Alkylene terephthalate)(Institute of Science And Technology, 2020-06-15) Şensu, Berna ; Karakaş, Hale ; 503181803 ; Textile Engineering ; Tekstil MühendisliğiCardiovascular disease (CVD) is the number one of the causes of global death at the present time. It is known that approximately 17.9 million people died because of cardiovascular problems in 2016 according to data of World Health Organization (WHO) [1]. It means that cardiovascular diseases are responsible for 31% of all global deaths. According to European Statistics in 2015, 1.91 million people died due to cardiovascular diseases and it covers 36.7 % of all of deaths in European Union. It shows that deaths of cardiovascular disease are higher than that of cancer which has the second highest prevelance [2]. Also, cardiovascular disease is main reason for deaths of premature and chronic disability in the world [3]. On the other hand, deaths of CVD cover about one third of all deaths in Asia-Pacific countries [4]. Similarly, CVD is the foremost cause of mortality in United States and Canada. Therefore, more than a third of all deaths in North America is caused by CVD [5]. Besides, it is estimated that approximately 23.6 million people will die because of CVD by 2030 [6]. Cardiovascular disease which is circulatory problem on heart and blood vessels is caused by increasing of cholesterol and blood pressure because of smoking, overweight is related to malnutrition, physical inactivity and diabetes [4,7]. CVD could be divided in sub-groups depending on problems on the different kind of blood vessels and disorder of heart such as coronary heart diseases (ischemic heart diseases or heart attack), cerebrovascular heart diseases (stroke), peripheral arterial diseases, rheumatic heart diseases, congenital heart diseases and deep vein thrombosis-pulmonary embolism. Coronary heart disease from all of these diseases is the most commonly seen heart disease in the world. According to researches between 1990-2016, 42 % of all deaths is caused by coronary based diseases in Turkey [8]. On the other hand, according to researches of Polymer Chemistry & Biomaterials Group (PBM Group) in Ghent University, an artery which is the blood vessel carry the cleaned blood and oxygen to all part of the human body is most inclined to damage in human body [9]. Coronary artery disease covers more than half of all death of cardiovascular diseases [5]. Annually, 340.000 people who are 37 aged and above die and coronary artery disease is diagnosed to approximately 420.000 people in Turkey [10]. The researches show that coronary artery diseases are the most serious problem in the world, and it is required to focus treatments in order to increase opportunities, and quality of human life. Coronary artery disease (CAD) is result of atherosclerosis which is formation of plaques on the wall of blood vessels. The plaques form due to accumulation of cholesterol on the walls of blood vessels. Plaques lead to luminal narrowing, decreased flow, distal tissue ischemia [11]. That is why, oxygen could not be carried to heart muscles sufficiently. The narrowing of the blood vessels leads to angina pectoris. In situation of blockage of the narrowed blood vessels via blood clot, heart muscles are damaged due to lack of oxygen. It is called as heart attack in colloquial language. Heart attack is one of a leading problem in the world which can be result in death, so it should be treated ineradicably. On the other hand, aneurysm is another coronary artery disease could be determined as dilatation of diameter of the blood vessels owing to hypertension, osteoarthritis, infections, damaged connective tissue and congenital defects [12]. As CVDs are the main cause of death, efficient treatments are required. After diagnosis, a change in lifestyle in combination with medical therapy such as healthy diet, quit smoking, decreasing the stress factors and making more exercise are advised. If those lifestyle changes are not sufficient, surgery will be necessary. Different procedures are possible including angioplasty, percutaneous coronary intervention (PCI) and coronary artery bypass grafting (CABG). Angioplasty includes repairing the existing blood vessels by using thin tube which contains the balloon at the end. The tube with a narrow balloon was moved towards to blocked area of the blood vessels. When it arrives to this part, balloon offers to remove plaques and regulate the blood flow. Narrowed blood vessel could be opened by means of inflation of the balloon by using pressure. Moreover, PCI is another type of angioplasty. Hence, it has same principle with angioplasty, but it was applied by using metallic frame could be called as stent and thin flexible tube could be called as catheter. Stent is placed from some parts of human body such as groin or arm. The stent is forwarded until blocked area or dilated area of blood vessel through human vessel. As it is located the blocked area of human blood vessels, it could extend the blood vessels. Otherwise, stent is placed into dilated part of blood vessels and it occurs cloth here to decrease the abnormal flow rate [13]. CABG is another method to use to treat blockage on the blood vessels. The CABG is performed by using a vascular graft is obtained from patient's own body such as saphenous vein or other sources such as animal or cadaver. On the other hand, some synthetic based grafts could be used for this process to treat the disease. Grafts are implanted between damaged parts of human blood vessels and aorta as a bridge in this system. Open surgeries could be example for CABG-based operations. An open surgery as bypass is based on replacement of injured part of blood vessel with a vascular graft. Otherwise, an endovascular repairing application is based on repairing of current blood vessels by using metallic frame is called as stent. In bypass surgery, damaged blood vessels are deactivated, and biological or artificial grafts are sewn onto blocked area and one another healthy vessel which separates from heart. Thus, the graft serves as a bridge between these two vessels. As a result, lack of oxygen in heart muscles could be prevented by using another graft. Otherwise, in angioplasty, stent is placed from some part of human body as groin. The stent is forwarded until blocked area of blood vessel through human vessel. Also, stent contains a balloon, and narrowed blood vessel could be opened by means of inflation of the balloon by using pressure. Angioplasty is commonly used method because of fast recovery period and easily applicable procedure. However, in case of blockage of left anterior descending artery (LAD) which feeds much more muscles than other coronary arteries, it is known that bypass is the inevitable option. Also, it is known that in the case of more than one blockage in main human blood vessels, bypass is needed to be preferable choice in order to have higher survival rates. Hence, bypass is one of the most prominent coronary artery treatments at the present time by means of these advantages [14]. Today, there are different types of bypass grafts. The grafts could be classified as autologous grafts, allografts, xenografts, synthetic prosthetic grafts and synthetic vascular grafts. Autologous grafts include autologous mammary arteries and saphenous veins. So, it means that some blood vessels which are taken from human body are used as a graft, but they are restricted because of limited donors and anatomical variabilities. Otherwise, the grafts are obtained from cadavers are called as allografts. Like autologous grafts, allografts have limitation about donors and anatomy. Also, xenografts are obtained from bovine or porcine pulmonary valve conduit, but they have shorter life span. Xenografts should be replaced with new one up to 10-15 years. In addition, they have insufficient control for mechanical and physical properties. Besides, synthetic prosthetic grafts are rejected by immune system of human in several months. Although, there are many disadvantages of the other grafts, synthetic grafts are made by polymers such as poly (tetrafluoroethylene) (ePTFE), poly (ethyleneterepthalate) (PET), have become best choice to produce coronary artery grafts with required properties. Synthetic grafts are made by bio-degradable, bio-regenerated and biocompatible polymers have begun to be alternative option for cardiovascular tissue engineering at the present time [11,15]. In this study, a type of poly (alkylene terephthalate) (PAT) was produced in order to use in cardiovascular bypass grafting. In contrast to commercial PET which is commonly used polymer of PAT class, alternative PAT was obtained via single-step solution polymerization instead of step-growth polymerization without using any initiator or catalyst during the reactions. That is why, toxicity which is result of using catalyst in synthesis of PAT class polymer was removed by using terephthaloyl chloride (TCL) instead of using terephthalic acid (TA) or dimethyl terephthalate (DMT) [16]. New version of PAT was produced under same conditions in different molecular weight. Also, linear diols which have different carbon chain length (n = 5,8,9,10) were used during the reactions to understand the effects of the chain length on the fiber structure. Moreover, polymer which have ability to obtain fibers effectively were analyzed by using nuclear magnetic resonance (NMR), thermogravimetric analysis (TGA), differential scanning calorimetry (DSC) and gel permeation chromatography (GPC). The polymers were electrospun under optimum conditions. Produced polymers were dissolved inside pure chloroform, combination of chloroform, 2-butanol and chloroform, 1-penthanol in the different volume ratio (90:10, 80:20, 70:30 v:v %) for electrospinning. Viscosities of prominent solutions in electrospinning were measured by using rheometer depending on shear rate. Furthermore, effects of solvent, solvent ratio and using solvents have alkyl chains with different length on the fiber surface was observed during the process by using scanning electron microscope (SEM). Also, effective electrospun polymers were used to obtain aligned and random fibers. In addition, surface and structure of the fibers were observed with SEM. As a result, it was observed that different fiber structures with different pore size could be observed by using 1-penthanol instead of 2-butanol. Using of alcohol could leads to decrease evaporation rate of chloroform, but porous structure decreases with using alcohol. Under the high speeds, aligned fibers could be obtained by using new version of PAT and they could be comparable with their random versions clearly. Moreover, new version of PAT could offer highly-qualified properties thermally. Also, fibers were produced with their diameter changes between 280 nm and 3600 nm.
-
ÖgeDikilebilirliğin Ölçümü İçin Cihaz Geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-02-21) Çakıcı, Gülsüm ; Kalaoğlu, Fatma ; 10002440 ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringGünümüzde hazır giyim ve konfeksiyon endüstrisinde model çeşitliliği artmış ve üretim süreleri çok kısalmıştır. Daha önceki yıllarda üç koleksiyon hazırlanırken yılda altı koleksiyon hazırlama gereksinimleri doğmuştur. Bu da hazır giyim imalatı sırasında sürekli model değişimi ve dolayısıyla farklı kumaşlar ve farklı dikiş ipliklerinin aynı anda kullanılmasını gerektirmektedir. Bunlara ilaveten satış noktalarında stoklar mümkün olduğu kadar minimum tutulmaktadır; ancak bu durum da küçük partiler halinde ve kısa teslim süreli üretimlere neden olmaktadır. Konfeksiyon imalatında, üretici bu devamlı değişen ve küçük partiler halinde olan taleplere en kısa sürede uyum sağlayarak cevap vermek mecburiyetindedir. Moda endüstrisindeki bu gelişmelerin yanı sıra, dikiş makinalarında da büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Dakikada 5.000 – 6.000 dikiş gerçekleştiren otomatik diken, ilik açan, cep takan makinalar geliştirilmiştir. Yüksek dikiş hızları nedeniyle ipliklere gelen gerilimler ve iğne kuvvetleri artmakta ve dikiş işlemi sırasında hem dikiş iplikleri hem de dikilen malzemedeki iplikler hasar görmektedir. Dikilen parçalarda oluşan dikiş hasarı, denim kumaş gibi kalın ve ağır gramajlı kumaşlarda daha fazla önem kazanmaktadır. Çünkü dikiş işleminden sonra mamul yıkama işlemine tabi tutulmakta ve iğnenin kumaşta oluşturduğu hasarlar bu ağır yıkama koşullarında daha da fazla büyümektedir. Dikiş iğnesi, dikiş işlemi sırasında kumaşa batarken, kumaşın sürtünme makavemetini yenmek zorundadır.Yüksek hızlı dikim işlemleri sırasında iğne ile kumaş arasındaki sürtünme sonucunda iğne ısınma problemleri de ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde iğne sıcaklıkları 200°C nin üzerine çıkarak kumaşa ve dikiş ipliğine zarar vermektedir. Teknolojik gelişmelerin artmasıyla birlikte dikiş makineleri daha fonksiyonel hale getirilmiş bununla birlikte yüksek hıza sahip motorlarla donatılmıştır. Yüksek hızlı motorlar sayesinde önceki makinelere göre daha yüksek hızda dikim işlemleri gerçekleştirilmektedir. Yüksek hız sebebiyle ipliklere gelen gerilimler ve iğne batış kuvvetleri çok artmıştır. İğne batış kuvvetlerinin artması kumaş hasarlarının oluşmasına sebep olmaktadır. Yüksek hızlı dikim makinaları kullanılmaya başlandıktan sonra ortaya çıkan çeşitli dikiş problemleri ve dikilebilirlik sorunları yüksek maliyetli tamirlere, müşteri memnuniyetsizliğine ve geri iadeler sebebiyle artan maliyetlere neden olmaktadır. Yüksek kaliteli üretimin artan ihtiyaçlarına cevap verebilmek, oluşan herhangi bir hatayı saptayabilmek için eş zamanlı izleme ve proses kontrolü gereklidir. Bu düşünceyi gerçekleştirebilmek için de, dikiş makinasının hareket prensibi incelenmeli, dikim sırasında iğne, iplik ve kumaşa gelen kuvvetlerin irdelenmesi gerekmektedir. Dikiş makinasının dinamik yapısının çok iyi şekilde anlaşılması gerekmektedir. Kumaş yapıları, gramajı, kalınlığı, iplik özellikleri, üretim prosesi, boyama ve son işlem prosesleri gibi son ürün kalitesini etkileyen birçok parametre vardır. Bu sorunları ortadan kaldırabilmek için farklı özelliklerdeki kumaşlar ve dikiş şartları için uygun makine ayarlarını sağlayan bir sistem dikim otomasyonuna doğru bir adım sağlayacaktır. Gelişmiş bir dikiş makinası otomatik olarak ayarlanabilmeli, dikiş hatalarını saptayabilmeli ve gerekli ayarları kendisi yapabilmelidir. Bu tez çalışmasında dikilebilirliğin ölçümü için bir cihaz geliştirilmiştir. Çalışmanın temel amacı farklı hızlarda ve farklı kumaş parametreleri ile iğne batış kuvvetlerini ölçebilen ve ölçüm sonuçlarının on-line olarak izlenebildiği bir sistem geliştirmektir. Bu sistemden elde edilecek iğne batma kuvvet değerleri ile farklı kumaş, dikiş ve iğne parametreleri için veri tabanı oluşturulması, makinaların değişen kumaş ve iplik özelliklerine göre ayarlarının on-line olarak izlenmesidir. Oluşturulan ölçüm sistemiyle farklı denemeler yapılmış farklı hızlarda, gramajlarda ve farklı iğne tiplerinde yapılan ölçümlerle bir data base oluşturularak en uygun eşlemelerin yapılması mümkün olmuştur. Böylece dikim operasyonlarında farklı ağırlık ve konstrüksiyonlardaki kumaşların en uygun kombinasyonlarda biraraya getirilmesi ve optimum hızların belirlenmesiyle dikiş hasarlarının tespiti ve önlenmesi üretimde hata maliyetlerinin düşürülmesi ve operasyon verimliliğinin arttırılmasını sağlayarak, daha verimli bir süreçlerin oluşturulması sağlanacaktır. Bu sistemin oluşturulmasu için Brother marka düz dikiş makinesi, CEA-06-125UN-350 tipi 2 adet strain gauge, amplifikatör ve verilerin işlenmesini sağlayan bilgisayar kullanılmıştır. Deneysel çalışmalarda 6 farklı özelliklere sahip denim kumaş kullanılmıştır. Kumaşların 3 tanesi %100 Pamuk, bir tanesi %98 Pamuk- %2 Elastan, bir tanesi %98.5 Pamuk- %1.5 Elastan ve bir tanesi %74 Pamuk- %24 PA- %2 Elastan’dır. Coats epic %100 spun polyester 40/2 tex çift katlı dikiş ipliği kullanılmıştır. Deney gruplarında 2 farklı numarada Groz- Beckert marka dikiş iğnesi kullanılmıştır. 1. iğne DP*5, numara 10, Nm 120/19, 2. iğne DP*5, numara 10, Nm 130/21 tiptedir. Dikiş makinesi hızı sırasıyla 1000 devir/dk ve 2500 devir/dk. Dikiş sıklığı 3 dikiş/cm ve 5 dikiş/ cm olarak seçilmiştir. Dikim sıarsında kumaşlar daha çok çözgü yönünde gerilmelere maruz kalmaktadır. Bu çalışmada kumaşların çözgü yönünde iğne batış kuvvetleri incelenmiştir. 6 farklı kumaş ASTM – D 1908 standartına göre kesilmiş ve standart koşullar sağlandıktan sonra dikim işlemine başlanmıştır. Makinenin standart yapısında yeralan iğne çubuğu çıkartılmış yerine belirli analizler yapılarak ANSYS programıyla elde edilen ölçülere göre hazırlanmış alüminyum çubuk yerleştirilmiştir. Bu çubuk hazırlanmadan önce ANSYS programında belirli gerilim altında çubuğun tepki verdiği noktalar belirlenmiş ve strain gaugeler bu bölgelere karşılıklı olarak yapıştırılmıştır. Strain gaugelerin herbiri kendi başına çeyrek köprü yapacak şekilde çalışmaları sağlanmıştır. Strain gaugelerin yapıştırıldığı bu çubuk içerisinden geçirilen kablo sistemi ile iğneye gelen gerilmelerin ESAM amplifikatör sistemine aktarılması sağlanmıştır. Daha sonra ESAM sistemine aktarılan veriler MATLAB programı yardımıyla kuvvet eğrilerine dönüştürülmüştür. Ölçüm işlemlerine başlamadan önce sistemin doğru çalıştığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bunun için deneysel çalışmalara başlamadan önce kalibrasyon işlemi gerçekleştirilmiş ve doğrusal kalibrasyon eğrileri elde edilmiştir. Deneysel çalışmalarda her grup için kumaşsız yani boşta ölçüm alınmıştır. Bunun sebebi iğneye gelen dış kuvvetleri (iğne sürtünmeleri, makine içerisinde oluşabilecek dış kuvvetler) elimine ederek sadece kumaşa uygulanan batış kuvvetini hesaplayabilmektir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde minimum kuvvetin çekme kuvveti, maksimum kuvvetin iğne batış kuvveti olduğu görülmüştür. Yapılan literature çalışmalarında olduğu gibi bu tezde de iğne batış kuvvetlerinin çekme kuvvetinden büyük olduğu saptanmıştır. Deneysel gruplarda 4 farklı karşılaştırma yapılmıştır. Birinci grup için iğne batış kuvvetini etkileyen en önemli parametrelerden biri olan dikiş hızı incelenmiştir. 1000 devir/dk ve 2500 devir/dk da dikilen kumaşlar karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, diğer koşulların sabit tutulduğu ve dikiş hızının arttılımasıyla iğne batış kuvvetlerinin arttığı görülmüştür. Böylece dikiş makinelerinin hızları arttıkça kumaş üzerine uygulanan kuvveti arttığı ve çok daha yüksek hızlara çıkıldığında dikiş hasarlarının meydana gelebileceği gözlemlenmiştir. İkinci olarak kumaş kat sayısının iğne batış kuvveti üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Aynı hızlarda ve farklı katlarda dikilen kumaşlar karşılaştırılmıştır. En yüksek iğne batış kuvveti 6 kat dikilen kumaşta ortaya çıkmıştır. Bunun sebebi sürtünme kuvveti ile ilişkilidir. Kat sayısının artmasıyla birlikte iğne ve kumaş arasındaki sürtünme kuvveti de artmaktadır. Bu da doğrudan iğne batış kuvvetinin artmasına sebep olmaktadır. Üçüncü deneysel çalışma grubunda kumaş gramajlarının iğne batış kuvvetleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Elde edilen kuvvet eğrileri ve sonuçlar doğrultusunda kumaş gramajının iğne batış kuvveti üzerinde önemli bir etkisi olduğu gözlemlenmiştir. En düşük gramaja sahip olan 5. kumaşta en düşük iğne batış kuvveti ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte en yüksek gramaja sahip 6. kumaşta ise en yüksek iğne batış kuvveti değerleri elde edilmiştir. Kumaşların gramajları büyükten küçüğe doğru 6>1>3>4>2>5 şeklinde sıralanmaktadır. İğne batış kuvvetleri için de bu sıralamanın geçerli olduğu görülmüştür. Son olarak dikiş iğne numarasının kuvvet üzerinde etkisi değerlendirilmiştir. Bunun için 2500 devir/dk. hızdaki kumaşlar karşılaştırılmıştır. En düşük iğne batış kuvveti düşük iğne numarasıyla dikilen kumaşlara aittir. Bunun sebebi iğne sürtünme yüzeyi ile ilgilidir. Dikiş iğnesinin numarası arttıkça iğnenin sürtünme yüzeyi artmakta bununla birlikte sürtünme kuvveti de artmaktadır. Sonuçlar SPSS istatistik programı ile istatiksel olarak incelenmiş. Dikiş hızı ve kumaş kat sayısının iğne batış kuvveti ile yüksek bir ilişkiye sahip olduğu görülmüştür. Dikiş hasar sonuçları ASTM D-1908 standartına göre değerlendirilmiştir. En yüksek hasar değeri 5 numaralı kumaşta ortaya çıkmıştır. Farklı hızlarda alınan ölçümlere göre hızın artmasıyla iğne kesme indeksinin arttığı gözlemlenmiştir.
-
ÖgeDikişsiz Yuvarlak Örme Makinelerinde Üretilen İçlik Kumaşların Konfor Özellikleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-06-11) Çavdaroğlu, Pınar ; Kalaoğlu, Fatma ; 10002444 ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada kayak kıyafetleri ve askeri kıyafetler gibi alanlarda kullanılan içlik kumaşların termal konfor analizleri yapılmış, termal konfor özellikleri en iyi performans veren kumaş özellikleri ve kullanılabilecek lif çeşitleri araştırılmıştır. Yaygın olarak kullanılan içlik kumaşların üretildiği dikişsiz örme makineleri ile ilgili teknolojik bilgi verilmiştir. Termal konfor koşullarının değerlendirilmesi amacıyla temin edilen kumaşların gramaj ölçümü, dikey ıslanma ve transfer ıslanma analizleri, buhar geçirgenliği, su buharlaşma hızı, ısıl iletkenlik, ısıl direnç, ısıl soğurganlık, kalınlık ve ıslanma temas açısı ölçümleri yapılmıştır. Ölçümlerden elde edilen sonuçların istatistiksel analizleri yapılarak sonuçlar değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda zorlu hava koşullarında faaliyet gösteren kişilerin ve sportif faaliyetlerde bulunan kişilerin termal konfor durumunu etkileyen önemli bileşenlerden biri olan içlik kumaşların özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Nihai kullanım alanına göre içlik kumaş tasarımında lif tercihleri değerlendirilmiştir ve farklı kullanım amaçları için öneriler yapılmıştır.
-
ÖgeDoğrusal Programlama Modeli Ve Bir Çözgülü Örme İşletmesinde Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Doğanay, Boğaçhan ; Candan, Cevza ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada, yöneylem araştırmaları içinde yer alan modelleme tekniklerinden doğrusal programlama modeli ve bu modelle problemleri çözmede sıkça kullanılan simpleks yöntem üzerinde durulmuş, modelin kuruluşu, değişkenlerin ve kısıt denklemlerinin tesbiti, simpleks tabloların hazırlanışı ve bulunan optimum çözümlerin ekonomik yorumunun nasıl yapılacağı konusunda teorik bilgiler verilerek, seçilmiş olan bir çözgülü örme işletmesinde uygulaması yapılmıştır. Problemde amaç,kar maksimizasyonu, maliyet minimizasyonu, maksimum verimlilik, optimum işgücü, maksimum karı veren ürün, doğru zamanda doğru hammadde siparişini veren ürün ve üretim planlaması, vb. gibi bilgilere ulaşmaktır. Optimum çözüme birden çok sayıda iterasyonla ulaşmak mümkündür. İşletmede yapılan uygulama çalışmaları, doğrusal programlama modeli ve simpleks yöntemin, tekstil işletmelerinde de başarıyla uygulanabileceğini, üretim ve planlama aşamasında Tekstil Mühendislerine oldukça yardımcı olabilecek sonuçlar verdiğini göstermektedir.
-
ÖgeDokuma Kumaş Özelliklerinin Ve Görmüş Olduğu Mekanik Bitim İşlemlerinin Dokuma Kumaş Mukavemetine Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çetin, Cem ; Nergis, Banu Uygun ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada, dokuma kumaşların mekanik ve kimyasal özelliklerinin kopma ve yırtılma mukavemeti üzerinde etikisi sunulmaktadır. Pamuklu dokuma kumaşın yapısal ve kimyasal özelliklerinin kopma mukavemeti üzerinde etkisi vurgulanmaktadır. Gramaj, iplik numaraları, çözgü ve atkı sıklığı, örgü, kopma ve yırtılma mukavemeti değerleri ölçülüp analiz edilmiştir. Kopma ve yırtılma mukavemeti değerlerinin trend analis grafikleri, yapısal özelliklerin ve kimyasal işlemlerin kopma ve yırtılma mukavemetini değiştiren faktörleri göstermektedir. Sonuçlar düşük gramajda yoğun zımpara, şardon işlemine tabi tutulmuş kumaşların risk taşıdığını göstermiştir. Mekanik apre, gramaj ve kimyasal boyama işlemi kumaşın kopma ve yıtılma mukavemetini değiştiren faktörler olarak sayılabilir.
-
ÖgeDokuma Kumaş Performans Ve Mekanik Özelliklerinin Objektif Ölçüm Teknikleri Kullanılarak Analizi Ve İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tokmak, Özge ; Berkalp, Ömer Berk ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada, dokuma kumaşların performans ve mekanik özellikleri, objektif kumaş ölçüm teknikleriyle elde edilerek, analiz edilmiştir. Kumaş mekanik özellikleri KES-F sistemi, FAST sistemi ve Cusick Dökümlülük Cihazı kullanılarak elde edilmiştir. Kesilme, eğilme, uzama ve basınç özellikleri KES-F ve FAST cihazları kullanılarak, dökümlülük katsayısı da Cusick Dökümlülük Cihazı kullanılarak elde edilmiştir. KES-F ve FAST sistemleri, farklı ölçüm prensipleri kullanmalarına rağmen, her bir parametre için iyi bir korelasyon göstermiştir. Bu çalışmadan elde edilen başka bir sonuç da dökümlülüğün eğilme ve kesilme özelliklerine bağlı olup olmamasıyla ilgilidir. Dökümlülüğün kumaşın eğilme ve kesilme özelliklerine birinci derecede bağlı olduğu bulunmuştur. Ayrıca; kumaş örgüsünün, iplik numarasının ve kullanılan materyalin dökümlülük katsayısının, FAST eğilme rijitliği, FAST kesilme rijitliği ve FAST uzama yüzdesi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Kumaşın örgü tipinin dökümlülük üzerinde bir fark yaratmadığı, ancak eğilme, kesme ve uzama parametreleri için kumaşın diğer fiziksel özelliklerine bağlı olduğu görülmüştür. İplik numarasının da kumaşın diğer fiziksel özelliklerine bağlı olduğu görülmüştür. Kumaşta elastan kullanımı dökümlülük, kesilme ve uzama üzerinde belirgin bir fark yaratmasına rağmen, eğilme özelliği üzerinde herhangi bir fark yaratmamıştır.
-
ÖgeDokuma Kumaşlarda Oluşan Kırışıklıkların Görüntü Analizi Yöntemi İle Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Arı, İlknur ; Önder, Emel ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringKırışıklık, dokuma ve örme kumaşlarda karşılaşılan önemli bir fiziksel problemdir. Günümüzde kumaşların kırışıklık dereceleri yada dayanımlarının ölçümü için kullanılan yöntemleri iyileştirmek için birçok çalışma yapılmaktadır. Yapılan son çalışmalarda, geleneksel metotların en büyük eksiği olan objektif ve güvenilir değerlendirme yöntemleri geliştirilmektedir. Bu çalışmada, dokuma kumaşlarda üretim yada kullanım sürecinde oluşan kırışıklıkların görüntü analizi yöntemi ile değerlendirilmesi yapılmıştır. Kullanılan yöntem ile geleneksel kırışıklık değerlendirme yöntemlerinin aksine objektif bir alternatif olarak sunulmuştur. Bu yeni yöntem ile, kumaşların kırışıklık değerleri ve kırışıklık dirençleri bilgisayar ortamında frekans analizi yapılarak incelenmiştir. Farklı hammadde ve örgüye sahip 12 deney numunesi, TS EN 390 standardına göre kırıştırıldıktan sonra kırışma açıları ölçülmüştür. Kullanım esnasında karşılaşılan düzensiz kırışma aynı standarda göre modellenmiştir. Numunelerin fotoğrafları dijital kamera ile bilgisayara aktarılmıştır. Aktarılan görüntüler piksellere ayrıldıktan sonra her pikselin gri skala değerine göre 0 ile 512 arasında numaralandırılarak matrise dönüştürülmüştür. Elde edilen sayısal değerler, görüntü analizi yönteminin bir özelliği olan frekans analizini tekniğine göre değerlendirilmiştir. Çıkan sonuçlar kumaş hammaddesine ve örgüsüne göre yorumlanmıştır. Elde edilen değerler hammadde aynı iken değişik örgüler arasında, örgü aynıyken değişik hammaddeler arasında yapılan istatistiki değerlendirme sonunda deney sonuçlarının yüksek güvenilirliğe sahip olduğu gözlenmiştir.
-
ÖgeDokuma Kumaşlarda Su İticilik Ve Buruşmazlık Özelliklerinin Tek Adımda İyileştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-01-04) Oğultürk, Göktürk ; Gürsoy, Nevin Çiğdem ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringBu çalışmada, ayrı olarak uygulanan formaldehitsiz buruşmazlık ve floro karbon bazlı su iticilik bitim işlemleri tek banyoda birleştirilerek farklı elyaftan mamul(pamuk-polyester) bez ayağı dokuma kumaşların performans ve mekanik özellikleri iyileştirilmeye çalışılmıştır. Tek olarak uygulanan formaldehitli ya da formaldehitsiz buruşmazlık bitim işleminde asit katalizinin sebep olduğu selüloz moleküllerinin depolimerizasyonu ve selüloz moleküllerinin çapraz bağlanması sonucunda pamuklu kumaşlarda yüksek mukavemet kayıplarına(kopma-yırtılma-aşınma) sebep olmaktadır. Buna ek olarak floro karbon bazlı su iticilik bitim işleminin de yıkamaya karşı olan direncinin düşük olduğu bilinmektedir. Su iticilik özelliğinin tekrar geri kazanılması için kumaşın yüksek sıcaklıklarda tekrar kurutulması gerekmektedir. Her iki bitim işlemi tek adımda uygulandığında ise buruşmazlık işleminin sebep olduğu mukavemet kayıpları azaltılmış ve su iticilik işleminin de yıkamaya karşı olan direncinde kayda değer bir iyileşme gözlenmiştir. Yıkandıktan sonra su iticiliğin azalmasının sebebinin yıkama esnasında ki mekanik etkiden dolayı elyaf yüzeyindeki film tabakasının formunu kaybetmesi ve hidrofobluğu sağlayan flor atomunun da lifin yüzeyinden iç kısımlarına geçmesidir. Sonuç olarak buruşmazlık bitim işleminin meydana getirdiği çapraz bağlar hem selüloz molekülleriyle hem de elyaf yüzeyindeki film tabakası ile bağlanarak flor atomunun hareketini engeller. Bunun sonucunda da kumaşta oluşan mukavemet kayıpları azaltıldı ve su iticiliğin yıkamaya karşı dayanımı arttırıldı.
-
ÖgeDokuma Kumaştan Klasik Erkek Ceketi Üretiminde Gerçekleştirilen Optimizasyon Çalışmaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Çiftok, Pınar ; Özipek, Bülent ; 75379 ; Tekstil Mühendisliği ; Textile EngineeringSanayimizin önemli bir kanadını oluşturan konfeksiyon fabrikalarının; ekonomideki yavaş büyüme, tüketicilerin taleplerindeki değişim gibi birçok problemi vardır. Bu sebeple firmaların gelecek için hedefleri olmalı ve sanayinin bünyesini güçlendirmek için emin adımlarla bu hedeflere doğru ilerlemelidirler. Günümüzde sürekli değişen talepleri karşılayabilmek için merkezi idareyi sağlamak zorlaşmakta ve çalışanların zihinsel tatminlerini sağlamak için insanlığa saygılı bir sistem istenmektedir. Bu çalışmanın ilk bölümünde hazır giyimde proses kontrol, plan lama ve verimlilik hakkında açıklayıcı bilgiler verilmiş, ikinci bölümde do kuma kumaştan klasik erkek ceketi üretimi anlatılmıştır. Üçüncü bölümde inceleme yapılan firmada gerçekleşen geliştirme çalışmaları açıklanmış ve sonuçlarına değinilmiştir. Sonuç olarak, yapılan çalışmaların etkinliği değerlendirilmiş, bu konuyla ilgili önerilere yer verilmiştir.