FBE- Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Başlık ile FBE- Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAdapazarı Zemini Üzerinde Karşılaştırmalı Sıvılaşma Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Serdar, Emre ; Sağlamer, Ahmet ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsDepremler sırasında, yapılar üzerinde meydana gelen en dramatik hasarlardan biri de kaba daneli zeminlerin sebep olduğu sıvılaşmadır. 17 Ağustos 1999, Adapazarı depreminin yapılar üzerinde meydana gelen hasarlardaki yerel zemin koşulları etkisini incelememiz açısından istisnai bir fırsat tanımıştır. Bu tez çalışmasında, dört farklı yönetmelik, California Sismik Tasarım Yönetmeliği, Eurocode 8, T.C Bayıdırlık ve İskan Bakanlığı Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılarla İlgili Yönetmelik (1998) ve Japon Karayolu Yönetmeliği, için sıvılaşma analizleri yapılmıştır. Tezin asıl amacı, sıvılaşma riski olan bölgelerde yapılacak yapılar için yönetmeliklerde bulunan sıvılaşma kriterlerine gösterilmesi gereken önemi vurgulamak ve kısa dönemde, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılarla İlgili Yönetmelik’ te mevcut olmayan sıvılaşma ile ilgili kısımların belirtilmesi gerekliliğini göstermek ve orta - uzun dönemde ise Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmeye çalıştığı bugünlerde Eurocode 8’ in Türkçe’ye çevrilerek uygulanmasında gördüğüm yararı belirtmek isterim.
-
ÖgeAnkrajlar ve ankrajların hidrolik yapılarda uygulanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Çelik, Recep ; Yıldırım, Hüseyin ; 101152 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiÖzellikle son yüzyılda artan sanayileşme ve kentleşme olgusu, beraberinde kentsel alanların daha verimli kullanılmasını, dolayısıyla yeraltımn kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu amaçla açılan kazıların yanal yüzlerinin desteklenmesi ve yer altı yapılarının stabilite sorunları için ankrajlar bir çözüm olmuştur. Sanayileşme ve kentleşme olgusu ile artan enerji ihtiyacı ve hızlı artan nüfusun gıda ihtiyacını temin için tarımsal alanların sulanması gereği yaygınlaşan baraj yapımları ankraj teknolojisinin etkin kullanılması ve gelişmesi ile eş zamanlı olmuştur. Barajların şev stabilite sorunlarında ve dinamik su kuvvetlerine maruz kalan kısımlarının daha sağlam birimlere bağlanması düşüncesiyle ankrajlar kullanılmışlardır. Bu çalışmada kaya ankrajları araştırılmış, bu ankrajlann kullanım alanları, kaya ankrajlan için yapılan etütler, kaya ankrajlarmın üretim teknikleri ( yöntemleri), kaya ankrajlarının taşıma güçleri ve ankraj üretim sistemlerinden bazıları anlatılmıştır. Yine bu çalışmada ankrajlann barajlardaki ankrajlann barajlardaki uygulamaları anlatılmıştır. Bu amaçla iki baraj seçilmiş, bunlardan ilki Fırat üzerine kurulu 'Atatürk barajı', diğeri ise Peri suyu üzerine kurulu 'özlüce barajıdır. Bu barajların karakteristikleri, oturduklan jeolojik birimler, düşü havuzlanndaki ankraj yapım aşama ve teknikleri ve kullanılan ankraj sistemleri anlatılmıştır. Bu uygulamadaki ankraj-kaya ve ankraj-su etkileşimi araştırılmış ve karşılaşılan bazı problemlere dikkat çekilmiştir. Bu amaçla ankrajlann taşıma güçleri parametreleri (tasarım ve uygulama) parametreleri literatüre başvurularak irdelenmiştir. Aynca hidrolik yapılarda, sürekli olarak su etkisine maruz ankrajlann korozyona karşı koruma sistemleri anlatılmıştır.
-
ÖgeAtık Döküm Kumunun Geçirimsiz Perde Yapılarak Tekrar Kullanımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Solmaz, Pınar ; Lav, M. Ayşen ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu çalışma, atık döküm kumlarının katı atık depolama alanlarında geçirimsiz perde yapılarak kullanımının hedeflendiği bir araştırmadır. İlk olarak bu alanda daha önce yapılmış çalışmalar incelenmiş ve ulaştıkları sonuçlar özetlenmiştir. Daha sonra farklı dökümhanelerden gelmiş on beş ayrı döküm kumu numunesinin indeks özellikleri, içerdikleri bentonit miktarları, kompaksiyon özellikleri, hidrolik iletkenlik değerleri belirlenmiş, süzüntü suları üzerinde ağır metal konsantrasyonlarının tayini için analizler yapılmış ve bunların değerlendirilmeleri ele alınmıştır. Ayrıca dört ayrı bentonit numunesinin indeks özellikleri belirlenmiştir. Hidrolik iletkenliğin sıkıştırma enerjisine ve bentonit yüzdesine bağlı değişimi incelenmiştir. Sonuç olarak atık döküm kumunun hidrolik iletkenlik değerinin, mineral katı atık depolama tesislerinde kullanılabilecek mertebede olduğu gözlenmiştir.
-
ÖgeAtık Maddelerin Yol İnsaatlarında Temel Mazemesi Olarak Kullanımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-07) Erol, Bilal ; Şenol, Aykut ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu arastırmada amaç standardize edilmemis atık malzemelerin Türkiye’de yol insaatlarında kullanılabilme ihtimalinin hem teknik açıdan, hem de çevresel açıdan degerlendirilmesidir. Bu çalısmada bilgisayar analizleri ve laboratuvar deneylerinden elde edilen bilgiler ısıgında genis kullanım alanları göz önüne alınarak çesitli atık malzemeler incelenmistir. Ömrünü tamamlamıs araç lastikleri, uçucu kül ve metal cürufu arastırmaya konu olacak atık malzemeler olarak belirlenmistir. Bu malzemeler üzerinde yapılan laboratuvar deneylerinin yanında metal cürufu için nümerik analiz ve arazi uygulaması da yapılmıstır. Arastırmada seçilen atık malzemelerin dogru uygulama sartları altında yollarda temel olarak kullanılmasının çevresel herhangi bir soruna yol açmayacagı belirtilmistir. Sonuç olarak, göz önüne alınan sartlarda atık malzemelerin yollarda temel malzemesi olarak kullanımının uygun oldugu belirlenmistir.
-
ÖgeAzerbaycan Kamu Yatırım Projelerinin Ve Türk Müteahhit Firmalarının Azerbaycandaki Durumunun Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yakubov, Rustam ; Müngen, Uğur ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsAZERBAYCAN KAMU YATIRIM PROJELERİNİN VE TÜRK MÜTEAHHİT FİRMALARININ AZERBAYCANDAKİ DURUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ
-
ÖgeBaret Kazıklı Temellerde Düşey Taşıma Kapasitesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-07-18) Yıldız, Kenan ; Şenol, Aykut ; 407261 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsGünümüzde, yüksek yapılar, geniş açıklıklı köprü ve viyadükler, metro inşaatları, havalimanları, deniz limanları, demiryolları, alışveriş merkezleri ve stadyumlar gibi dev mühendislik yapılarının inşaatlarına ihtiyaç sürekli artmaktadır. Bütün bu mühendislik yapılarında, üstyapıdan zemine aktarılan yükler oldukça büyük mertebelerdedir. Zemine aktarılan yükler altında, genellikle taşıma gücü ve oturma sorunu gözlenmektedir. Bu sorunun çözümü ise üst seviyedeki zayıf zemin tabakalarını geçerek, yükleri daha derinde bulunan sağlam tabakalara aktarmaktır. Bu görevi yapacak olan yapı elemanı ise kazıklı temellerdir. İnşa edilecek yapının özellikleri, gereksinimleri ve bulunduğu konum, kazıklı temellerin inşaat maliyetlerini etkilemekte olup optimize edilmesi gerekmektedir. Bu ihtiyaçlar nedeniyle, “Baret Temeller” adı verilen yeni bir temel sistemi geliştirilmiştir. Baret temeller, en basit tanımı ile dikdörtgen kesitli fore kazıklardır. Fore kazıklara göre birçok avantajı olan baret kazıkların en temel faydalarından biri, aynı miktarda kullanılacak demir ve beton ile %35’e varan daha fazla taşıma kapasitesi elde edilebilmesidir. Ayrıca kaya birimlerde soket boyunun kolayca temin edilmesi, güvenli projeler yapılmasına olanak sağlar. Bu tez çalışması kapsamında, baret temellerin düşey yük taşıma mekanizmaları, oturma davranışları, imalat yöntemleri ve kalite kontrol amaçlı arazi deneyleri ele alınmış, baret kazık uygulamasının yapıldığı bir proje vaka analizi olarak sunulmuştur.
-
ÖgeBilgisayar Programı Yardımı İle Kumlu Şevlerin Deprem Yükleri Altındaki Davranışı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-23) Yakar, Osman Turan ; Teymur, Berrak ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu çalışmanın asıl amacı, deprem yükleri altında degişik zemin relatif sıkılığında ve değişen yeraltı su seviyelerinde farklı şev açılarına sahip yapay ve doğal şevlerin davranışlarının incelenmesidir. Bu amaçla santrifüj deney sonuçları ile ‘’Quake/W’’ programı analiz sonuçlarının paralelliği uygun sınır kosulları tayini ile sağlanarak analiz karşılaştırmaları yapılmıştır. 17 Ağustos 1999 Kocaeli Deprem ivme verileri kullanılarak aynı program ile değişik zemin relatif sıkılık değerlerinde ve değişen yer altı su seviyelerinde şevlerin davranışı analiz edilmiştir. Ayrıca sismik yükler altında şev davranışı incelenmiş, sıvılaşma mekanizması ve bu mekanizmaya etki eden faktörler ile analiz yöntemleri açıklanmıştır. Analizlere dayanarak depremden önce ve sonra kayma deformasyonları, kayma gerilmeleri, ivmeleri, relatif hızları, relatif yer değiştirmeleri, şekil değiştirmeleri ve spektral ivmeleri elde edilmiş, bunların etkiyen deprem süresince değişimleri sunulmuştur.
-
ÖgeBölme Duvarlı Çerçevelerin Güçlendirilmesinde Alternatif Cfrp Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Taştan, Davut ; Yüksel, Ercan ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsTürkiye’de daha önce meydana gelmiş depremler göstermiştir ki kötü işçilik ve yetersiz mühendislik hizmeti almış yapılar büyük hasar görmüştür. Bu sebepten dolayı mevcut yapıların uygun biçimde güçlendirilmesi gerekmektedir. Yaygın olarak uygulanan betonarme perde ilavesi gibi güçlendirme yöntemlerinin yanında, özellikle bölme duvarlarının taşıyıcı elemanlara dönüştürüldüğü yapılarda, duvarları CFRP ile güçlendirmek yapıya ek kütle ilavesi olmadan ve yapıyı kullananlara rahatsızlık vermeden uygulaması bakımından öne çıkmaktadır. Bu avantajların yanında sahip olduğu yüksek dayanım, hafiflik ve şekil alabilme özellikleri, alternatif bir güçlendirme yöntemi olarak kullanılmasını yaygınlaştırmaktadır. Bu çalışmada bölme duvarlı betonarme çerçevelerin CFRP (Carbon Fiber Reinforced Polymer) ile değişik formlarda güçlendirilmesi sonucu sistem davranışındaki değişim incelenmiştir. Bu amaçla 1/3 ölçekli tek katlı, tek açıklıklı yalın betonarme çerçeve, bölme duvarlı betonarme çerçeve ve güçlendirilmiş bölme duvarlı betonarme çerçeveler üretilerek depremi benzeştiren tersinir tekrarlı yatay yük ve sabit düşey yük etkisinde test edilmiştir.
-
ÖgeBursa İli Güzelyalı Beldesi İçin Mikrotremor Ölçümlerine Dayanan Bir Mikrobölgeleme Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-11-19) Kepçeoğlu, Özlem ; İyisan, Recep ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu çalışmada, Bursa İli Güzelyalı Beldesi için mikrotremor ölçümlerine dayanan bir mikrobölgeleme çalışması yapılmıştır. Çalışmada, önce Güzelyalı Beldesi harita üzerinde 150 m×150 m’lik karelere ayrılmış ve her kare içinde en az üç tane olmak üzere yeteri kadar tekil nokta mikrotremor kayıtları alınmıştır. Yapılan mikrotremor ölçümlerinden alınan kayıtlar Nakamura (H/V) yöntemine göre analiz edilerek ölçüm noktası için ortalama bir zemin hakim periyodu ve zemin büyütmesi değerleri belirlenmiştir. Elde edilen bu değerlerin incelenen belde içinde değişimi, Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS) yardımıyla incelenmiştir. Yerel zemin sınıfı, hakim periyot ve zemin büyütmesine göre GIS ortamında Güzelyalı Beldesi için pratik amaçlar doğrultusunda kullanılabilecek mikrobölgeleme haritaları hazırlanmış, bölgede mikrotremor ölçümlerinden elde edilen sonuçlar sondajlardan elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeCam Köpüğü-çimento-kum Karışımının Hafif Dolgu Malzemesi Olarak Geoteknik Özellikleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02-03) Tuncel, Erman Yiğit ; Teymür, Berrak ; 422816 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsMalzemelerin belirli bir amaca yönelik olarak bir araya getirilmesiyle oluşturulan kompozit malzemeler, üst yapı ihtiyacının giderek arttığı ve çok katlı yüksek binaların popülerleştiği günümüzde problemli zeminlerin kullanıma kazandırılması amacıyla gerçekleştirilen geoteknik uygulamalarda da sıklıkla başvurulan bir çözüm yolu olmuştur. Kompozit zeminlerde hammadde olarak çevresel ve endüstriyel atık malzemelerin kullanılması, ucuz yollu hammadde temini ile daha ekonomik yapısal çözümler sağlamakla birlikte atıkların kullanıma geri kazandırılmasına yardımcı olarak çevrenin korunmasına da yardımcı olur. Atık malzemelerin bileşen olarak kullanımına olanak veren kompozit zemin oluşumlarından bir tanesi de kontrollü düşük dayanımlı malzemelerdir. Kontrollü düşük dayanımlı malzeme (KDDM) genelde sıkıştırılmış dolguya alternatif olarak geri dolgu biçiminde kullanılan kendiliğinden yerleşen, çimentolu bir malzemedir. Kontrollü düşük dayanımlı malzemeler basınç dayanımı 8,3 MPa’ı geçmeyen malzemeler olarak tanımlanmaktadır. Güncel KDDM uygulamalarının çoğunda serbest basınç dayanımı 2,1 MPa’ı aşmamaktadır. Düşük dayanım kriteri malzemenin gelecek zamanlarda olası bir kazı işlemine elverişli olması bakımından gereklidir. Kontrollü düşük dayanımlı malzeme karışımlarında kullanılacak bileşenlerin seçimi kullanılacak malzemenin kolay bulunabilirlik, maliyet, uygulamanın amacına uygunluk, karışımdan beklenen akıcılık, dayanım, hafiflik, kazılabilir olma gibi olmazsa olmaz özellikleri sağlama durumuna bağlı olup üretilen karışımların amaca uygunluğu yapılan deneylerle desteklendiği takdirde standart dışı malzemeler de KDDM karışımlarında kullanılabilir. Tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde katı atıklar sosyal, ekonomik ve çevresel sorunların en büyüğünü oluşturmaktadır. Bu atıkların bir bölümü geri kazanılabilir atıklar olup çeşitli işlemlerle tekrar kullanıma sunulabilirler. Ülkemizde bu tür atıkların önemli bir bölümünü cam atıklar oluşturmaktadır. Bu çalışmada, katı cam atık maddelerin geri kazanılmasıyla elde edilen malzemelerden bir tanesi olan cam köpüğünün kontrollü düşük dayanımlı hafif malzeme üretiminde hammadde olarak kullanılabilirliği irdelenmiş, çeşitli laboratuvar deneyleri ile cam köpüğü kullanılarak üretilmiş kompozit zeminlerin dayanım ve hafiflik özellikleri araştırılmıştır. Gözenekli veya köpük cam, temel olarak cam veya cam benzeri malzeme eriyiklerine bir takım gazlar veya gaz oluşturucu maddeler eklenerek oluşturulmuş yüksek kabarcık içeriğine sahip camdır. Sonuç olarak ortaya çıkan gözenekli cam çok hafif olmakla birlikte yüksek basınç dayanımına ve boyutsal stabiliteye sahiptir. Genel olarak termal ve akustik yalıtım malzemesi olarak kullanılan cam köpüğünün boşluklu ve hafif yapısı bu malzemeyi hafifliğin ön planda olduğu geoteknik uygulamalar için potansiyel bir dolgu malzemesi haline getirmektedir. Hafif dolgu malzemeleri geoteknik mühendisliğinde çok yumuşak zeminler üzerinde hafif dolgular oluşturarak oturma ve taşıma gücü problemlerinin çözümünde, heyelan ve kayma potansiyeli yüksek şevler üzerinde dolgu teşkil edilmesinde dayanma yapılarına gelen itkilerin azaltılmasında kullanılmaktadır. Hafif dolgu malzemesi olarak ponza taşı gibi çeşitli hafif agregalar, ağaç kabuğu, talaş gibi orman ürünleri sanayii atıkları, kullanılmış oto lastiği parçaları, polistren köpük ve termik santral külü hâlihazırda kullanılagelen malzemelerdir. Endüstriyel ve çevresel atıkların değerlendirilmesi ve depolama problemlerinin azaltılması bakımından inşaat sektöründe, özellikle geoteknik uygulamalarda hammadde olarak bu tip malzemelerin kullanılması hem ekonomik hem de çevresel anlamda ülkeye önemli katkılar sağlamaktadır. Çalışma esnasında karışımlarda kullanılan cam köpüğünün tek başına kullanıldığı takdirde sürtünme etkisine olan dayanıksızlığı nedeniyle bu malzemenin çimento ile desteklenerek kullanılması yoluna gidilmiştir. Bu yönüyle de cam köpüğünün kontrollü düşük dayanımlı malzeme karışımlarında bileşen olarak kullanılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Kompozit zemin karışımının bir haftalık dayanımının 0,7 MPa’ın üzerinde olması hedeflenmiş öte yandan gelecek zamanlarda kompozit zemin üzerinde gerçekleştirilecek olası bir kazı işlemi de hesaba katılarak 28 günlük dayanım değerinin de 1,0 MPa’ı geçmemesi amaçlanmıştır. Karışımın birim hacim ağırlık değerinin 9,81 kN/m3 olması uygun görülmüştür. Hedeflenen karışımın elde edilmesine yönelik çalışmalara paralel olarak kullanılan cam köpüğü granülometrisinin ve cam köpüğünün yanında karışımlarda belli oranlarda kum kullanmanın karışımın birim ağırlık ve dayanım özelliklerine olan etkisi de araştırılmıştır. Bu bağlamda deneyler üç ana aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada cam köpüğü granülometrisinin oluşturulan kompozit malzemenin yoğunluğu ve serbest basıncı üzerindeki etkisi araştırılmış kaba malzeme kullanılarak üretilen karışımların daha hafif olduğu gözlemlenmiştir. İkinci aşamada çimento – cam köpüğü karışımlarına belirli oranlarda kum eklenmiş ve kum miktarının birim ağırlığa ve serbest basınç dayanımına olan etkisi gözlemlenmiştir. Aynı deneyler farklı çimento oranları ile tekrarlanarak ağırlıkça çimento/cam köpüğü oranının etkisi de belirlenmiştir. Son olarak bir önceki aşamadaki deney sonuçları ışığında belirli bir karışım seçilip buna göre üretilen numuneler üzerinde birim hacim ağırlık, serbest basınç, permeabilite ve CBR deneyleri yapılarak cam köpüğü kullanılarak üretilmiş kontrollü düşük dayanımlı hafif malzemenin bazı mühendislik özellikleri belirlenmiştir. Karışım dizaynları oluşturulurken uygun karışım oranlarının belirlenmesi amacıyla ilk önce deneme karışımları yapılarak üretilen karışımların birim hacim ağırlıklarına bakılmıştır. Geleneksel beton karışım hesaplarında olduğu gibi çimento dozajı belirlenerek hacimsel hesaplamalara gidilerek yapılan dizaynlar cam köpüğü partiküllerinin üretim sırasında ufalanarak hacimsel değişikliğe uğramasından dolayı tutarlı ve tekrarlanabilir sonuçlar vermemiş bu nedenle dizaynlarda bileşenlerin ağırlıkça oranları göz önüne alınmıştır. Buna göre bağlayıcı olarak kullanılan çimento ile boşluklu bir yapı elde etmek için kullanılan ve karışımdaki en yüksek hacim oranına sahip ana bileşen niteliğinde olan cam köpüğü malzemesi kütlesel olarak değişik oranlarda karıştırılmış ve birim hacim ağırlığı bakımından istenen hafiflikte numuneler elde edilmeye çalışılmıştır. Değişik kum oranları kullanılarak üretilen karışımların 7 günlük deney sonuçları incelendiğinde optimum sonuçları çimento/(kum+köpük) oranı 2 olan ve granüler malzeme olarak yarı yarıya cam köpüğü ve kum içeren numunelerin verdiği gözlemlenmiştir. Yukarıda açıklanan fazla su içeriği kaynaklı ayrışma problemini gidermek amacıyla su/çimento oranı 0,70’ten 0,45’e çekilmiş bu değişiklik ile karışımın dayanımı da bir miktar arttırılarak amaçlanan dizayna ulaşılmıştır. Yapılan modifikasyonlar sonucunda elde edilen karışımın ortalama doygun birim hacim ağırlığı 8,83 kN/m3, 7 günlük ortalama serbest basınç dayanımı 0,75 MPa, 28 günlük ortalama serbest basınç dayanımı ise 0,91 MPa olarak elde edilmiştir. Elastisite modülleri 7 günlük numunelerde 131,2 MPa, 28 günlük numunelerde ise 205,3 MPa olarak ölçülmüştür. Kayma modülleri ise 50,4 ve 79,0 MPa olarak hesaplanmıştır. Karışımın 7 günlük CBR değeri 38,4; 28 günlük CBR değeri ise 78,9’dur. Bu değerler literatüre göre yorumlandığında karışımın 7 günlük CBR değerlendirmesinin “iyi”, 28 günlük CBR değerlendirmesinin ise “çok iyi” olduğu sonucuna ulaşılmış olup karışımın temel veya alt temel uygulamaları için yeterli olduğu söylenebilir. Karışım permeabilite katsayısı, k, yapılan sabit seviyeli permeabilite deneyleri ile 7 günlük numunelerde 7,28x10-3 cm/sn, 28 günlük numunelerde 7,05x10-3 cm/sn olarak belirlenmiştir. Bu değerler üretilen numunelerin orta düzeyde bir geçirimliliğe sahip olduğunu göstermektedir. Cam köpüğü – kum – çimento kullanılarak üretilmiş KDDM karışımı, çok yumuşak ve konsolidasyonu devam eden zeminler üzerinde hafif dolgular oluşturularak oturma ve taşıma gücü problemlerinin çözümünde, kayma potansiyeli yüksek şevler üzerinde dolgu teşkil edilmesinde, dayanma yapılarına gelen itkilerin azaltılmasında kullanılabilir. Bu karışımın kullanıldığı uygulamalarda yanal basınçlar, karışımın hafifliği katılaştıktan sonra kendisini tutabilme özelliği sayesinde azalacaktır. Karışımın birim hacim ağırlığı doğal zeminlerin birim hacim ağırlığının yarısından daha az olduğu için dolgu olarak kullanılması halinde alttaki zeminde oluşacak düşey basıncı doğal dolgu malzemelerine göre yarıya indirecektir. Ayrıca cam köpüğünün gözenekli yapısının karışıma kazandırmış olduğu drenaj özelliği cam köpüğü kullanılarak üretilmiş KDDM karışımlarının sürekli olarak yağmur ve kar suları ile karşı karşıya kalan kaldırım ve yol alt yapılarında kullanımını da avantajlı hale getirmektedir.
-
ÖgeÇevre Geotekniğinde Geotermal Enerji Sistemlerinin 3 Boyutlu Sonlu Elemanlar Yöntemiyle Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-01-11) Tahiroğlu, Erkan ; Şenol, Aykut ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsEndüstri devriminden sonra enerji oldukça önemli bir konu haline gelmiştir. Ancak geçtiğimiz yüzyılda insanların aşırı enerji tüketimi sonucu atmosferdeki CO2 miktarı hızla artmış ve bu hızlı değişim çevreye kalıcı zararlar vermeye başlamıştır. İnsanlık olarak, enerji kaynaklarını tüketmedeki alışkanlıklar değişmezse, yakın gelecekte ciddi problemler ile karşılaşılması kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle enerji konusunda kalıcı çözümler bulunması zorunludur. Bu bağlamda enerji konusundaki en güncel tartışmaların başında ise sürdürülebilir enerji kullanımının mümkün kılmak gelmektedir. Bu çalışmanın başlıca amacı ise yüzeysel geotermal enerjinin ısıtma ve soğutma sistemlerinde kullanımı konusunda mevcut çalışmalara bir katkıda bulunmaktır. Bu sistemler yeni geliştirilmekte olan ve çok yakında piyasaya sürülecek bir yazılım olan Plaxis 3D Geothermics beta sürümü ile modellenmiştir. Bu yazılım kullanılarak 3 farklı analiz yapılmıştır. İlk olarak zeminin geotermal parametrelerinin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan geotermal tepki deneyi modellenmiş ve sonuçları araziden alınan gerçek ölçümlerle kıyaslanarak yazılımın çalışabilirliği gösterilmiştir. Daha sonra ise aralık ve geometri tasarımının sistem performansındaki etkisini değerlendirmek için çeşitli analizler yapılmıştır. Analizler için bu üç konunun seçilme nedeni ise bunların geoteknik mühendisliği kapsamında da değerlendirilebilecek konular olmasıdır. Bu çalışmanın diğer bir önemli amacı ise, geotermal ısıtma ve soğutma sistemlerinin geoteknik mühendisliğindeki olası uygulamalarına vurgu yapmak ve bu konunun geoteknik mühendisliği disiplini içerisinde de değerlendirilmesi yönünde bir açılım yaparak geoteknik mühendisliğine bir katkıda bulunmaktır.
-
ÖgeÇimento – Eps Köpüğü – Kum Karışımının Hafif Dolgu Malzemesi Olarak Geoteknik Özelliklerinin Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-06-04) Ahmedov, Ruslan ; Teymür, Berrak ; 424912 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsGünümüzde geoteknik mühendisliği alanındaki gelişmeler doğrultusunda dolgu, istinat yapıları, şev stabilitesi gibi bazı uygulamalarda hafif dolguların yapılmasının ekonomik açıdan yararlı olduğu gözlenmiştir. Ayrıca hafif dolgu malzemelerinin kullanılması çok yumuşak ve sıkışabilir zeminler üzerine yapılan kontrollü dolgular için olduğu gibi, dayanma yapıları arkasına yapılan dolgularda oluşan aşırı toprak basınçları ve stabilite problemlerinin karşılanmasında geleneksel dolgulara göre daha yararlıdır. Hafif dolguların kullanılmasının ne kadar yararlı olacağının doğru bir şekilde tespit edilmesi için malzemenin birim hacim ağırlığı ve çeşitli yüklemeler altındaki mekanik özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir. Tez kapsamında yapılmış olan deneysel çalışmanın amacı EPS-çimento-kum karışımından oluşan hafif dolgu malzemesinin geoteknik mühendisliğinde kullanılabilirliğinin araştırılmasıdır. Bu amaçla çalışmada kendini taşıyamayan zayıf bir zemindeki stabilite sorununa çözüm olarak normal zeminlere göre çok daha hafif, dayanıklı ve sıkışabilirliği yüksek malzeme üretilmesine çalışılmıştır. EPS, çimento ve kumdan oluşan hafif dolgu karışımı için önce karışımdaki kum ve polistiren köpüğünün özgül ağırlıklar ve relatif sıkılıkları belirlenmiş, daha sonra ise kesme kutusu deneyleri, serbest basınç deneyleri, CBR ve sabit seviyeli permeabilite deneyleri yapılmıştır. Deneysel çalışma sonunda elde edilen karışımın birim hacim ağırlığının normal zeminlere göre oldukça düşük olduğu belirlenmiş, buna karşılık dayanımının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Elde edilmiş olan EPS-çimento-kum karışımından oluşan hafif dolgu malzemesinin ağır yapısal yükleri taşıma amaçlı kullanılmaması, yol dolgularında üzerlerine kendi ağırlıklarından başka yüklerin gelmeyeceği şevlerin oluşumunda dolgu zemini olarak kullanılması tavsiye edilir.
-
ÖgeDarbeli Kırmataş Kolon Ve Taş Kolon Elemanlarına Ait Yükleme Testlerinin Sayısal Analizi Ve Sonuçlarının Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-01-06) Kurt, Ece ; Teymür, Berrak ; 405728 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu çalışma kapsamında; TK ile DKK sistemlerinin performansları arazi yükleme testleri yardımıyla karşılaştırılmıştır. Elverişsiz zemin koşullarına sahip olan inceleme alanında SPT ve CPT çalışmaları yapılarak, zemin tabakalarına ait mühendislik parametreleri geliştirilmiş ve temsili zemin profili oluşturulmuştur. İnceleme alanında üç farklı tipte imalat yöntemi ile dört adedi DKK elemanı ve dört adedi ise TK elamanı olmak üzere toplamda sekiz adet kolon imal edilmiştir. Aynı çaplarda (50 cm) ve boylarda (6.50 m) imal edilen bu kolonlar üzerinde, taşıma kapasitesinin ve rijitliğin belirlenmesine yönelik olarak arazi yükleme testleri gerçekleştirilmiş olup, yükleme testlerinden elde edilen sonuçlar sonlu elemanlar yöntemini kullanan Plaxis 2D programı analiz sonuçları ile birlikte değerlendirilmiştir. Yapılan tüm değerlendirmeler sonucunda, öteleme yöntemi ile imal edilen TK elemanı rijitliğinin, ön delgi yöntemi ile imal edilen TK elemanı rijitliğine oranı yaklaşık 4 olarak elde edilmiştir. Impact yöntemi ile imal edilen DKK elemanı rijitliğinin, öteleme yöntemi ile imal edilen TK elemanı rijitliğine oranı ise 2.2 – 8.8 arasında değiştiği görülmektedir. Tasarım yükü altında ölçülen oturma miktarları değerlendirildiğinde; ön delgi yöntemi ile imal edilen TK elemanlarında meydana gelen oturmanın, öteleme yöntemi ile imal edilen TK elemanlarında meydana gelen oturmaya oranı 2 olarak elde edilmiştir. Ön delgi yöntemi ile imal edilen TK elemanlarında meydana gelen oturmanın, Impact yöntemi ile imal edilen DKK elemanlarında meydana gelen oturmaya oranının ise 5 olduğu görülmüştür. Özetle, günümüz koşullarında uygulama kolaylığının yanı sıra ucuz ve etkili bir zemin iyileştirme yöntemi olarak bilinen ve TK elemanlarına göre oldukça rijit olan DKK elemanlarının, oturma ve taşıma kapasitesi yönünden etkili bir zemin iyileştirme yöntemi olduğu gerçekleştirilen arazi yükleme testi sonuçları ile kanıtlanmıştır.
-
ÖgeDeğişik Maksimum Dane Boyutlu Agregalı Betonların Elastisite Modülleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ersoy, Ali ; Yıldırım, Hasan ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu araştırmada ana başlıkta “değişik maksimum dane boyutlu betonlarda elastisite modülleri” çalışmasını tamamlayıcı ve ek olarak küp ve silindir beton numunelerinde laboratuvar ortamında aşağıdaki konvansiyonel deneyler yapılarak sonuçları en uygun eksponensial eğri formülüyle korelasyon katsayıları bulunmuştur. 1-Taze beton numunelerinde mukavemet - birim ağırlık bağıntısı 2-Serleşmiş beton numunelerinde mukavemet -birim ağırlık bağıntısı 3-Basınç dayanımı -suçimento oranı bağıntısı 4-Elastisite modülü - su çimento oranı bağıntısı 5-Basınç dayanımı -ultra ses bağıntısı 6-Elastisite modülü -ultra ses bağıntısı 7-Basınç dayanımı - kompasite bağıntısı 8-Basınç dayanımı -bolemy & feret kat sayıları bağıntısı 9-Ultrases hızı-bolemy & feret kat sayıları bağıntısı 10-Basınç dayanımı- elastisite modülü bağıntısı Araştırmada tüm numunelerde değişken agrega, kum, çimento, suya ilaveten uçucu kül ve kimyasal akışkanlarda kullanılmıştır. Laboratuvarda yapılan numunelerden elde edilen sonuçlara göre bulunan elastisite modülleri yürürlükteki TS (Türk Standartları) ve ACI (American Concrete Institue) formül sonuçlarıyla karşılaştırılmış aralarındaki bağıntılar korelasyon katsayıları değerlendirilmiştir. Araştırmada tüm laboratuvar deneyleri ASTM (American Standard Testing Material) ilgili deney standartları , ASTM deney ekipmanları ve düzenleriyle yapılmıştır. Araştırmada kullanılan çimento, kül, akışkanlaştırıcılar tek kaynaktan alınmış ve kimyasal raporları aynen kabul edilerek kullanılmıştır. Araştırma sonucu laboratuvar ortamında yapılan deneylerle bulunan betonun statik elastisite mödül değeri ile TS 500 formulü kullanılarak bulunan değer arasında farkın, uygulamada betonarme yapı elemanlarının projelendirmesinde emniyetli yönde farklılık gösterebileceği ,mevcut yapıların güçlendirilmesinde düşük donatı ve kesit gereksinimi çıkarabileceği yönde yorumlanabilir.
-
ÖgeDeniz Üstü Rüzgar Türbini Temel Tasarımı Ve Türkiye'de Kazıklı Bir Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-02-28) Kutlu, Yavuz ; İncecik, Mete ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu çalışmada, yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde öne çıkan önemli bir enerji türü olan rüzgar enerjisinden elektriksel güç elde edilmesi kapsamında dünyada ve özellikle Avrupa da artan bir ivme ile yaygınlaşan ve ilgili ülkelerin gelecek vadede enerji politikalarının önemli bir parçasını oluşturacağı tahmin edilen deniz üstü rüzgar türbinleri, goeteknik mühendisliğini ilgilendiren yönleriyle ele alınmış, temel tasarımı ve tasarım yöntemleri hakkında fikir verilmiş, özellikle Türkiye de bu tip yapıların uygulanması durumunda temel tasarımı için izlenilecek yol hakkında bilgiler verilmiştir. Çalışma, bahsedilen yöntemler ve prensipler doğrultusunda Türkiye de yapılması planlanabilecek bir deniz üstü rüzgar türbini için kazıklı bir temel tasarımı örneği ile sürdürülmüş, iki farklı kazıklı temel tipine göre hem işletme yükleri hem de deprem yükleri için lineer ve nonlineer sayısal analizler yapılarak özellikle deprem durumu altında ilgili yapıların davranışı incelenmiş ve temel boyutlandırılması yapılmıştır.
-
ÖgeDenizdeki Rüzgar Enerji Santralları İçin Yatay Yük Etkisi Altındaki Trıpod Kazıklı Temellerin Kum İçindeki Davranışının İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-23) Özsu, Erdem ; Teymür, Berrak ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu araştırmada, denizdeki rüzgar santralleri için çeşitli temel tasarımı alternatifleri gözden geçirilmiş, tripod kazıklı temel tipi detaylı olarak incelenmiştir. Tripod kazıklı temellerin ana tasarım unsurları olan kazık açısı ve yükleme yönü, iki boyutlu ve üç boyutlu sonlu elemanlar ve sonlu farklar metotlarıyla nümerik olarak modellenerek incelenmiştir. Nümerik modelleme analiz sonuçları, 1/100 ölçekli, statik ve tekrarlı yükleme durumlarını içeren laboratuar deneylerinin sonuçları ile birlikte değerlendirilmiştir. Analizlerden önce, konu ile ilgili literatür kapsamlı olarak incelenmiş, bir çok teknik makale ve araştırma bulguları detaylı olarak değerlendirilmiştir. Tripod temelin davranışını daha iyi anlayabilmek için ilk olarak tek kazıkların düşey ve düşeye göre artı veya eksi olarak çeşitli açılarda yerleşimi incelenmiştir. Daha sonra, kazıklardaki grup etkileşimini ortaya çıkartmak için tripod kazık grupları farklı yükleme yönlerinde analizler yapılarak incelenmiştir. Statik ve 10000 tekrarlı yükleme durumları için laboratuar deneyleri incelenmiş, sonuçlar karşılaştırılmıştır. Nümerik analiz ve deney sonuçları değerlendirildiğinde genel olarak birbiriyle uyumlu bir davranışın olduğu belirlenmiştir. Tripod kazık açılarının, yükleme yönün etkisinin, yüklemenin tekrarlı veya statik olması koşullarında, kumlu zemindeki tripodun yatay yük direncinin nasıl değiştiği belirlenmiştir.
-
ÖgeDeprem kayıtlarının istatistiksel analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Peker, Deniz ; Ansal, Atilla ; 39659 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik MühendisliğiDeprem neden olduğu sonuçlar açısından en önemli doğal afetlerden biridir. Deprem yer hareketi, çok karmaşık bir fiziksel yapıya sahiptir. Yerkabuğunu oluşturan zemin tabakalarının homojen dağılmaması ( topografik, jeolojik ve yerel zemin koşullan ), deprem hareketinin merkezden yayılması sırasında tabakalar arasındaki sınırlarda dalgaların kırılma ve yansıması ile oluş mekanizmalarında ( fay mekanizması, manyitüd, odak derinliği, dışmerkez uzaklığı vb. ) görülen çeşitli farklılık ve belirsizlikler deprem hareketini tanımlamayı zorlaştırmaktadır. Yüzeyde ki deprem hareketini birçok faktör etkilemekte, çoğu zaman hareketin fiziksel etkisini ifade eden parametreler sınırlı veya yetersiz kalmaktadır. İnşaat mühendisliğinin temel amaçlarından biri insanların içinde yaşadıkları mekanları daha güvenli, daha dayanıklı ve uzun ömürlü olacak şekilde tasarlamak ve inşa etmektir. Aynı düşünce, deprem olayı için de benzer bir bakış açısını gerektirmektedir. Amaç depremi engellemek olamayacağına göre, mühendislik uygulaması açısından tasarıma ve inşaata yönelik hasarları olumsuz şekilde etkileyen çeşitli belirsizliklerin, gerekli inceleme ve araştırmaların yapılarak mümkün olduğunca en aza indirilmesi ve istatistiksel yaklaşımlar yaparak olasılık ilişkilerinin bulunması olacaktır. Bu düşünceler doğrultusunda, orta ve büyük şiddetli bazı geçmiş deprem kayıtlarının mevcut veriler ışığında çeşitli parametreleri ( dışmerkez uzaklığı, en büyük zemin ivmesi, manyitüd, odak derinliği ) derlenmiş, kayıtların özelliklerin daha detaylı belirleyebilmek amacıyla iki yeni parametre ( Eşdeğer Çevrim Sayısı, Ortalama Darbe İvmesi ) tanımlanarak, istatistiksel analizler kullanılarak, ilgili parametreler arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılmıştır.
-
ÖgeDerin Kazı Sistemleri Ve Derin Kazılara Bir Örnek: Akasya Acıbadem Projesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-07-08) Ekici, Hüseyin ; Sağlamer, Ahmet ; 405462 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsSon yıllarda kentleşmenin yaygınlaştığı bölgelerde arazi maliyet değerlerinin artması, insanları bodrum katlarının kullanımına yöneltmiştir. Bodrum katların inşası için yapılacak kazılar, inşa çevresindeki mevcut yapılaşmadan dolayı çeşitli zorlukları da beraberinde getirmiştir. Zorluklar doğrultusunda kazı yöntemleri ve iksa sistemlerinin önemi artmıştır. Tez çalışmasının ilk kısmında derin kazıların önemine değinilmiştir. Sonrasında başlıca kazı metotları; açık kazı metodu, konsol perdeler ile kazı metodu, iç destekli kazı metodu, ankrajlı kazı metodu, ada kazısı metodu, top-down kazı metodu ve anolar halinde kazı metodundan bahsedilmiş ve kazı metodları arasındaki avantaj ve dezavantajları irdelenmiştir. İkinci kısımda kazılarda uygulanan iksa yöntemlerine etki edecek kuvvetler üzerine durulmuştur. Sonraki kısımda iksa sistemlerine bahsedilmiştir. İksa sistemleri yatay ve düşey destekleyici sistemler olarak iki ana başlık altında toplanmıştır. Destekleyici elemanlar arasında uygulanacak zemin tipleri ve sınırlayıcı yönler açısından değerlendirilmeler yapılmıştır. Tez çalışmasının son kısmında ise Akasya Acıbadem Projesi kapsamında yapılacak olan Alışveriş Merkezinin kazısı incelenmiştir. Kazı bölgesinde yapılan sondajlar doğrultusunda zemin tabakalarının mühendislik parametreleri belirlenmiştir. Kritik kesit olarak belirlenen kesitler üzerine bilgisayar programları aracılığıyla hesaplamalar yapılmış ve iksa elemanları boyutlandırılmıştır. Projelendirme safhası sonrasında derin kazının uygulaması gözlenmiştir. Uygulama esnasında karşılaşılan sorunlar doğrultusunda projede yapılan revizyonlar açıklanmıştır. Aletsel gözlemleme doğrultusunda derin kazının güvenliği irdelenmiş ve hesaplamalarda bulunan deplasmanlar ile karşılaştırılmıştır. Akasya Acıbadem Projesi incelemesinden sonra çıkarılan sonuçlar değerlendirilmiş ve tez çalışması tamamlanmıştır.
-
ÖgeDerin Kazılar Ve Derin Kazı Uygulamasına Bir Örnek: Hılton Garden Inn Sütlüce Derin Temel Kazısı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-09-28) Köse, Habip Koçak ; Sağlamer, Ahmet ; 413817 ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsTeknolojik gelişmeler ve giderek büyüyen metropollerde yaşama zorunluluğu insanoğlunu sürekli yerin daha derinlerinde çalışmaya itmiştir. Geoteknik mühendisliğinde önemli problemlerden biri derin kazıların yapılmasında karşımıza çıkmaktadır. Bu tez kapsamında derin kazılar üzerinde durulmuş ve bir vaka analizi ile örneklendirilmiştir. Bir yapı çukurunun iksa sistemi projelendirmeden önce çok detaylı bir geoteknik araştırma yapılması şarttır. Bu araştırmalar ışığında idealize zemin profili belirlenmeli ve hesaplamalarda idealize zemin profilinin mühendislik parametreleri kullanılmalıdır. Tez kapsamında toprak basınçları üzerine yoğunlaşılıp, derin kazılara etkiyen toprak basınçları incelenmiştir. Ardından gelen yükleri taşıyacak destek elemanları üzerinde durulmuş ve düşey ve yatay destek elemanları anlatılmıştır. Bunlar içerisinde kuyu ve ankrajlar tezin devamında yer alan derin temel kazısının örneğinin destek elemanları olduğu için daha detaylı incelenmiştir. Vaka analizi olarak Hiton Garden Inn Sütlüce Oteli’nin derin temel kazısı incelenmiştir. Otelin yapılacağı sahada yüzeyde kalınlığı 2.20m ile 7.00m arasında değişen dolgu, dolgu tabakasının altında ise tamamen ayrışmış, çok parçalı kumtaşı tabakası yer almaktadır. Kazı derinliği. 8m ila 35m arasında değişmektedir. İksa sisteminin düşey yapısal elemanlarının öncelikle tüm sahada D=80cm çapında fore kazıklardan oluşması amaçlanmıştır; ancak sahanın mevcut durumu ile iksa sistemi üst kotları dikkate alındığında bahse konu cephelerde kazık imalatının yapılabilmesi için büyük oranda platform dolgusu yapılması zorunluluğundan kuyu perde ve öngermeli ankrajlı bir sistem ile, kuyu perde imalatları sırasında açığa çıkan kazı malzemesi kullanılarak bir platform teşkil edilerek fore kazıklı ankrajlı bir sistem yapılmıştır. Kazı esnasında oluşan deplasmanlar, kazı çukuru civarında mühendislik mimarlık hizmeti almamış yapılara etki etmiş ve bu nedenle proje revizelerine gidilerek çeşitli önlemler alınmıştır. Bütün bu incelemeler sonuç kısmında değerlendirilmiş ve tez çalışması noktalanmıştır.
-
ÖgeDerin Kazılar Ve Derin Kazılara Bir Örnek: Flame Towers Projesi İksa Sistemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-07-01) Ük, Mehmet ; Sağlamer, Ahmet ; Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği ; GeotechnicsBu çalışmada, son zamanlarda şehirlerdeki yoğun yapılaşma sonucu kullanım alanlarının azalmazsıyla bina temelleri, yol çalışmaları ve yer altı depolarının inşasında olduğu gibi yapılaşmanın bir kısmının yeraltına taşınması sonucu gelişen derin kazı yöntemleri ve derin kazı iksa sistemleri incelenmiştir. Yukarıda bahsedilen yöntemler tartışıldıktan sonra derin kazı iksa sistemlerinden öngermeli zemin ankrajları üzerinde durulmuş ve bu sistemle çözülen Bakü Flame Towers Projesi iksa sistemi örnek olarak anlatılmıştır. Sahada yapılan zemin araştırma etütleri ve laboratuar deneylerinden elde edilen zeminin mühendislik parametreleriyle Flame Towers Projesi temel kazısı, çok sıralı öngermeli zemin ankrajlı olarak Plaxis 8.6 programında modellenmiş ve desteklenmiştir. Plaxis 8.6 programıyla yapılan analizlerde her kesitin kesit tesirleri ve ankraj yükleri tablo halinde bu çalışmada yer almaktadır. Ayrıca, analiz sırasında sistemde beklenen yatay deplasmanlar ile kazının bitiminde alınan inklinometre ölçüm sonuçları karşılaştırılmış ve inklinometre sonuçlarındaki yatay deplasmanların beklenenden çok daha az miktarda olduğu ve kazının başarıyla desteklendiği gözlenmiştir.