DMAYE- Deprem Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile DMAYE- Deprem Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeMevcut Betonarme Bir Yapının Doğrusal Olmayan Yöntem Kullanılarak Performans Seviyesinin Belirlenmesi Ve Farklı Zemin Sınıfları İçin Karşılaştırılması(Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü, 2008) Sezgin, Gözde ; Gündeş Bakır, Pelin ; Deprem MühendisliğiBu çalışmada performans kavramı çerçevesinde “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik 2007”de anlatılan doğrusal olmayan bir yöntem olan “Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi” kullanılarak yapı performasının belirlenmesi konu edilmiştir. DBYBHY 2007’ de anlatılan performans kavramı ve seviyeleri, deprem hesabına ilişkin genel ilke ve kurallar, binaların deprem performansının değerlendirilmesi konusu, performans değerlendirme yöntemleri ve çalışmanın içeriği ana hatlarıyla tanımlanmıştır. Performans değerlendirme yöntemlerinden doğrusal elastik yöntem ve doğrusal elastik olmayan yöntem anlatılmıştır. Örnek bir okul binasının doğrusal olmayan statik itme analizi ile performans değerlendirmesi, performansın farklı zemin sınıflarına göre belirlenmesi ve yapı elemanları hasar durumları incelenmiştir. Sonuçlarda farklı zemin sınıflarına göre karşılaştırma yaptığımızda doğrusal olmayan statik itme analizi ile performans değerlendirmesi kapsamında, Z1’e göre belirlenen hasar durumunun Z2’ye göre belirlenen hasar durumundan daha az olduğu gözlenmiştir.
-
ÖgeMinimaks Yaklaşımı İle Yapıların Titreşim Kontrolü(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-02) Umu, Seyfettin Umut ; Aldemir, Ünal ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada, minimaks yaklaşımı yöntemi kullanılarak, karakteristik özellikleri önceden belirlenmiş bir yapının çeşitli depremler etkisi altında titreşim kontrolü incelenmiştir. Sismik yalıtımın özellikleri ve avantajları üzerinde durulmuştur. Sismik yalıtım teknikleri olan aktif, pasif, yarı aktif ve karma kontrol sistemlerinin çalışma prensipleri incelenmiş ve bunlar hakkında bilgiler verilmiştir. Yapısal optimizasyonun gelişimi ve yöntemleri hakkında bilgiler verilmiştir. Minimaks yaklaşımının matematiksel gösterimleri çerçevesinde bilgisayar programlarından faydalanılmıştır. Yapımızın ilk katına sismik yalıtım uygulanmış ve depremler etkisi altındaki davranışları gözlenmiştir. Bu gözlemler dört ana başlık altında yapılmıştır. Kontrol sistemlerinin aktif olmadığı durum, klasik LQR(Lineer Quadratic Regülâtör Problemi) kontrolü durumu, minimaks yaklaşımının bir kısmının etkisi altındaki durum ve minimaks yaklaşımının tamamının sistemimize uygulandığı durum olarak incelemelerimiz yapılmıştır. Bu incelemeler sonucunda minimaks yaklaşımının temel mantığına uygun sonuçlar ortaya çıkmıştır.
-
ÖgeÇöp Suyu Katkılı Örselenmemiş Killerin Dinamik Davranışı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-08-18) Yaşargün, Aytaç ; Erken, Ayfer ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada, farklı kür oranlarında çöp sızıntı suyuna maruz kalmış olan örselenmemiş killerin, zeminin dinamik ve statik davranışına olan etkisi deneysel olarak araştırılmıştır. Yapılan deneysel çalışmalarda düşük plastisiteli killi (CL sınıfı) zemin kullanılmıştır. Bu zemine, Kemerburgaz düzenli katı atık depo tesisinden getirilmiş ve analizleri yapılmış olan %5 %20 %50 ve %100 kür oranlarında sızıntı suyu katılarak, dinamik ve statik deneylere tabi tutulmuştur. Özellikle, dinamik üç eksenli basınç deney aleti kullanılan çalışmalar sonucunda, killi zeminin endeks özelliklerinin çöp suyu etkisiyle değişiklik gösterdiğinin ve bu değişikliklerde ise %5 kür oranında hazırlanan zeminin, temiz zemine ve diğer kür oranındaki zeminlere oranla daha mukavim davrandığı gözlenmiştir.
-
ÖgeÖngerilmeli Bir Köprü Tasarımı Ve Performans Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-11-19) Uluğ, Nurettin İlter ; Darılmaz, Kutlu ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringÜlkemizde, karayolu köprü ve viyadüklerinin tasarımı için güncel bir yönetmelik bulunmaması, tasarımcıları yabancı yönetmelik kriterlerini, ülkemiz şartlarına göre adapte ederek kullanmaya itmiştir. Bu tez çalışmasında, kuvvet esaslı doğrusal yöntemle, AASHTO-1996 yönetmelik kriterlerine göre tasarımı yapılmış mevcut bir köprünün, AASHTO-LRFD yönetmeliğine göre yeniden tasarlanması ve tasarım sonuçlarının karşılaştırılması incelenmiştir. AASTHO-LRFD yönetmeliğinin tasarım kriterleri hakkında detaylı bir bilgi verilerek, mevcut köprünün bu yönetmeliğe göre yeniden tasarlanması detaylı olarak anlatılmıştır. Ayrıca, doğrusal olmayan bir yöntem olan artımsal eşdeğer deprem yükü yöntemi kullanılarak, mevcut köprünün deprem performansının belirlenmesi açıklanmıştır. 2007 yılında yürürlüğe giren DLH yönetmeliğinde verilen, köprü deprem performansının değerlendirilmesi ile ilgili genel kural ve yönetmelik şartları açıklanmıştır. Mevcut köprünün deprem performansı, DLH yönetmeliğinde tanımlanan performans kriterlerine göre belirlenmiştir.
-
ÖgeDüşük Plastisiteli Siltli Killerin Dinamik Davranışının Araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-11-19) Özmen, Murat ; Erken, Ayfer ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışma çerçevesinde siltli killerin deprem yükleri altında nasıl bir davranış göstereceği üzerinde durulmuştur. Laboratuar ortamında kuru yağmurlama yöntemiyle hazırlanan örselenmiş siltli kil numuneleriye yapılan dinamik ve statik deneylerle taşıma gücü kaybına neden olan hususlar araştırılmıştır. Çalışmada kullanılan siltli kil numunesi Adapazarı Cumhuriyet Mahallesi’den alınmıştır.Deneyler dinamik burulmalı kesme ve dinamik üç eksenli deney sistemleri ile yapılmıştır. Dinamik burulmalı kesme deney aletiyle yapılan deneylerde doygunluğun, plastisitenin ve kuru birim hacim ağırlığının dinamik davranışa etkileri araştırılmıştır. Dinamik üç eksenli deney sistemiyle yapılan deney seti ise dinamik burulmalı deney sisteminden çıkan sonuçlarla karşılaştırılmıştır
-
Öge1975 Türk Deprem Yönetmeliği’ne Göre Boyutlandırılmış Bir Yapının Güncel Deprem Yönetmeliği Ne Göre Deprem Güvenliğinin Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-09) Aktekin, Burcu ; Girgin, Konuralp ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringDepremlerin neden olduğu büyük yıkımlar ve can kayıpları, depreme karşı daha dayanıklı binaların yapılabilmesi için yeni tasarım ilkelerinin tanımlanmasını gerektirmiştir. Birçok ülkenin standartlarında olduğu gibi 2007 Türk Deprem Yönetmeliği içerisinde de bu yeni yaklaşımlara yer verilmiştir. Bu çalışmada, 1975 Türk Deprem Yönetmeliği’ne göre iyi derecede boyutlandırılmış altı katlı bir uzay betonarme çerçeve ele alınmıştır. Bu yapı sisteminin ülkemizde mevcut 5-6 katlı bina stoğunu temsil ettiği göz önüne alınarak, 2007 Türk Deprem Yönetmeliği’nde tanımlanan doğrusal olmayan hesap yöntemlerinden Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi uygulanmıştır. Hesaplamalarla elde edilen sayısal sonuçlara göre modelin hasar seviyesinin belirlenmesi sayesinde, Türkiye’de 1975 Türk Deprem Yönetmeliği ile inşa edilmiş yapılarda oluşabilecek deprem güvenlikleri hakkında bilgi edinilmiştir.
-
ÖgeÇok Katlı Betonarme Bir Binanın Deprem Performansının Doğrusal Ve Doğrusal Olmayan Yöntemler Kullanılarak Belirlenmesi Ve Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-12) Arslan, Yasin ; Güler, Kadir ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringÜlkemiz aktif bir deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Nitekim yakın tarihimizde büyük depremler meydana gelmiş ve ne yazık ki pek çok can ve mal kaybına neden olmuştur. Bu durum mevcut yapıların güçlendirilmesi ve yeni yapıların depreme dayanıklı yapı tasarım kuralları dikkate alınarak titizlikle projelendirilmesi konularının tekrar sorgulanmasını gerektirmiştir. Dolayısıyla daha akılcı yaklaşımlar ve yöntemlerin geliştirilmesi konusu vurgulanmıştır. Geliştirilen yöntemler yapının performansını belirlemeye yöneliktir ve “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik 2007” de doğrusal ve doğrusal olmayan yöntemler olarak sınıflandırılmıştır. Bu çalışmada, ilgili yönetmelik koşullarına göre boyutlandırılmış sekiz katlı bir betonarme hastane binasının yine ilgili yönetmelikte tanımlanan doğrusal elastik yöntemlerden eşdeğer deprem yükü yöntemi doğrusal elastik olmayan yöntemlerden artımsal eşdeğer deprem yükü yöntemi ve zaman tanım alanında hesap yöntemi kullanılarak performans seviyeleri belirlenmiştir. Her üç yöntemle de elde edilen sonuçlar karşılaştırılmış, değerlendirilmiş ve tartışılmıştır.
-
ÖgeBeton Kalitesine Bağlı Olarak Mevcut Bir Binanın Deprem Performansının Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-19) Ülker, Başar Necdet ; Akkaya, Yılmaz ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada, doğrusal olmayan artımsal eşdeğer deprem yükü yöntemi kullanılarak mevcut bir binanın deprem performansı değerlendirilmiştir. Bina peformansı üzerinde dolgu duvarlarının etkisinin görülebilmesi için dolgu duvarlı ve duvarsız bina modellemesi yapılmıştır. Dolgu duvarlarının modellenmesinde eşdeğer basınç çubuğu kullanılmıştır. Ayrıca dolgu duvarlı ve duvarsız modellerin herbirinin performans değerlendirmesinde tahribatlı değerlendirme sonucu elde edilen beton kalitesi ve statik projesinde belirtilmiş olan beton kalitesi kullanılmıştır. Beton kalitesinin belirlenmesi için karot alınan kolonlarda impact-echo tahribatsız değerlendirme yöntemi uygulanmış, elde edilen sonuçlar tahribatlı değerlendirme sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Tahribatsız değerlendirme sonuçlarının tahribatlı değerlendirme sonuçlarına birbirleriyle uyumlu olduğu görülmüştür. İncelenen binada binanın deprem performansı üzerinde dolgu duvarların etkisinin beton kalitesine oranla daha fazla olduğu sonucu elde edilmiştir.
-
ÖgeBölme Duvarlı Betonarme Çerçevelerin Derpem Davranışlarının Belirlenmesinde Statik Ve Benzeşik Dinamik Deney Karşılaştırmaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-03-17) Tako, Eşref Serhan ; Yüksel, Ercan ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBenzeşik dinamik deney tekniği, yapı sistemlerinin veya yapısal elemanların deprem davranışının belirlenmesi amacıyla geliştirilmiş bir yöntemdir. İncelenen yapı, ayrıklaştırılarak tekil kütleli sisteme dönüştürülmüştür. Deney numunesinden ölçülen reaksiyon kuvvetleri ve öngörülen atalet ve sönüm özelliklerine bağlı olarak, her adımda numuneye etkitilecek yerdeğiştirme miktarı hesaplanıp hidrolik verenler ile tatbik edilir. Bu işlem dinamik yük fonksiyonu (deprem ivme kaydı) tamamlanana kadar devam eder. Yükün adım adım statik olarak veriliyor olması nedeniyle, numunedeki hasar oluşum ve dağılımının ayrıntılı olarak incelenmesi mümkün olmaktadır. Bu tez çalışması kapsamında yapılan deneysel çalışmalarda, 1/3 ölçekli 8 adet bölme duvarlı betonarme çerçeve inşa edilmiştir. Bunlardan 4 tanesi gerçek ivme kayıtlarının benzeşik dinamik deney tekniği kullanılması ile incelenmiş, diğer dört tanesi ise tersinir statik yükler etkisinde incelenmiştir. Bu yüklemeler sonucunda elde edilen deney sonuçları karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeÇelik Bir Yapının Boyutlandırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-12) Kurşun, Levent ; Çağlayan, Barlas Özden ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada, çelik konstrüksiyondan bir acil su tankı tasarlanmış, Eurocode ve DIN ışığında detaylı olarak boyutlandırılmıştır. Yapının çevresindeki tesislerinin acil su ihtiyacı doğrultusunda hesaplanan tank hacmi, temiz açıklıkları ve yüksekliği sabit kabul edilmiş sadece bu tankı taşıması düşünülerek ön boyutlandırmada saptanan taşıyıcı sistem ve elemanlar hesaplar sonucunda gerekli durumlarda değiştirilmiştir. Boyutlandırılan yapının taşıyıcı sistemi süneklik düzeyi yüksek çelik çaprazlardan oluşan çerçevelerden meydana gelmiştir. Bilgisayar modelinin hazırlanmasında SAP2000 programı kullanılmıştır. Kolon ve kirişler çubuk elemanlarla, döşemeler ise düşey yük taşımadığı için ve asıl görevleri kolonlardaki burkulma boylarını azaltmak ve düşey elemanların stabilitesini sağlamak olduğu için çubuk elemanlardan teşkil edilmişlerdir. Taban plakalarının, ankraj bulonlarının boyutlandırılması ve hesaplanması için SAP2000’ de ayrı bir model kurulmuş ve analiz sonuçlarına göre taban plakası ve ankraj bulonları boyutlandırılmıştır. Betonarme kazıkların hesabında da ayrı bir model SAP2000 de kurulmuş ve zemin yaylarla modellenerek gerçeğe yakın bir çözüm elde edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada çelik yapılar ile ilgili boyutlandırmada önemle üzerinde durulması gereken bazı noktalara da değinilmiş ve boyutlandırılan yapının gerekli imalat ve montaj çizimleri hazırlanmıştır.
-
ÖgeBüyük Atalet Kuvvetleri Etkisindeki Bölme Duvarlı Betonarme Çerçevelerin Lifli Polimerler İle Güçlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-26) Baştemir, İhsan ; Yüksel, Ercan ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu tez çalışması kapsamında 8 adet 1/3 ölçekli bölme duvarlı betonarme çerçeve inşa edilmiştir. Bu numunelerden, dört tanesi tersinir tekrarlı statik yükler, 4 tanesi de yapay ivme kayıtları etkisinde benzeşik dinamik deney tekniği kullanılarak incelenmiştir. Her bir set içinde bir adet yalın, bir adet bölme duvarlı, bir adet X tipi karbon lifli polimer (CFRP) ile güçlendirilmiş ve bir adet de payandalı X tipi CFRP ile güçlendirilmiş numune yer almaktadır. İki farklı deney yöntemi ile elde edilen numune davranışlarının birbiri ile karşılaştırılmasının yanında, daha önceki dönemde aynı laboratuvarda gerçekleştirilen bir tez çalışmasında [1] elde edilen küçük atalet kuvvetleri etkisindeki özdeş numune davranışları da karşılaştırmaya dahil edilmiştir. Her set içinde yer alan numunelerin, deney süresince kaydedilen dayanım, yatay rijitlik, şekildeğiştirme, kritik kesitlerdeki dönme ve eğrilikler ile genel hasar durumları birbirleri ile karşılaştırılarak, uygulanan güçlendirme tekniklerinin etkinliği tartışılmıştır. Tüm numuneler için, statik yükleme etkisinde elde edilen dayanım ve yerdeğiştirme kapasitelerinin, benzeşik dinamik deneylerde elde edilenlere göre, güç tükenmesinin gerçekleştiği PGA düzeyine kadar yakın olduğu gözlenmiştir. Gerçekleştirilen statik ve benzeşik dinamik deneyler, X Kuşaklı ve K+X Kuşaklı güçlendirilmiş numunelerinin yalın ve bölme duvarlı numuneye göre dayanım, yatay rijitlik, yığışımlı çevrimsel enerji kapasitesi ve hasar birikimi açısından önemli üstünlükleri olduğunu ortaya koymuştur. X Kuşaklı ve K+X Kuşaklı güçlendirilmiş numuneler göreli olarak daha büyük PGA düzeylerindeki deprem ivmelerini taşıyabilmektedir.
-
ÖgeMevcut Betonarme Bir Yapının Doğrusal Olmayan Yöntemler Kullanılarak Performans Seviyesinin Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-30) Karakan, Ayşe Pınar ; Bakır, Pelin Gündeş ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada performans kavramı çerçevesinde “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik 2007”de anlatılan doğrusal olmayan yöntemlerden “Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi” ve “Zaman Tanım Alanında Hesap Yöntemi” kullanılarak yapı performasının belirlenmesi konu edilmiştir. DBYBHY 2007’ de anlatılan performans kavramı ve seviyeleri, deprem hesabına ilişkin genel ilke ve kurallar, binaların deprem performansının değerlendirilmesi konusu, performans değerlendirme yöntemleri ve çalışmanın içeriği ana hatlarıyla tanımlanmıştır. Performans değerlendirme yöntemlerinden doğrusal elastik yöntem ve doğrusal elastik olmayan yöntem anlatılmıştır. Örnek bir okul binasının Z2 zemin sınıfı için doğrusal olmayan statik itme analizi ile performans değerlendirmesi ve doğrusal olmayan dinamik analiz ile performans değerlendirmesi yapılarak yapı elemanları hasar durumları incelenmiştir. Sonuçlarda doğrusal olmayan statik itme analizi ile performans değerlendirmesi kapsamında belirlenen hasar durumunun doğrusal olmayan dinamik analiz ile yapılan değerlendirmeyle belirlenen hasar durumuna göre daha az olduğu gözlenmiştir.
-
ÖgeAdana-ceyhan Depremine Maruz Kalan Orta Hasarlı Binaların Güçlendirilmesine Yönlelik Performans Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-07-01) Müderrisoğlu, Ziya ; Boduroğlu, Hasan ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringOldukça aktif bir deprem kuşağı içinde yer alan ülkemizde 27.06.1998 tarihinde meydana gelen Adana-Ceyhan depremi sonrasında orta hasar durumunda olan çok sayıda bina için güçlendirme çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı ise; güçlendirilmiş iki adet orta hasarlı binanın, güçlendirme öncesindeki mevcut performans durumlarının doğrusal elastik olmayan yöntemler ile belirlenmesidir. Çalışma sırasında, her iki bina için yapılan kontrollerde, mevcut binalarda kolonların yerleşim düzeni veya bina geometrisi nedeniyle burulma düzensizliğinin ortaya çıktığı görülmüştür. Bu nedenle burulma etkisini de analizlere yansıtabilmek için zaman tanım alanında doğrusal olmayan analiz hesap yöntemi olarak seçilmiştir. Performans değerlendirilmesi yapılmış olan binalara ait yükler ve donatı detayları, analizlerin gerçeğe en yakın olabilmesi nedeniyle mevcut bina projelerinden alınmış ve performans değerlendirilmesi SAP2000 v.11.0.0 analiz programı ile yapılmıştır. Analiz aşamasında ise gerçek deprem ivme kayıtlarına ek olarak uygulanan zaman tanım alanında doğrusal olmayan analiz hesap yönteminde kullanılacak olan deprem ivmeleri Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik 2007 de belirtilen koşullara uygun olarak OASYS SIGRAPH programı ile üretilmiş ve SAP2000 programına 3 adet deprem verisi tanımlanmıştır. Sonuç bölümünde ise her iki bina için uygulanan deprem verileri altında oluşan kesit hasar bölgeleri tanımlanmış; binalara ait performans seviyeleri ise elde edilen sonuçların en olumsuzları kullanılmak suretiyle belirlenmiştir. Ayrıca gerçek deprem ivme kayıtları ile benzeştirilmiş ivme kayıtlarının uygulandığı analiz sonuçları da karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeBir Banka Binasının Tepki Spektrumu Yöntemi İle Analizi, Boyutlandırılması Ve İmalat Çizimlerinin Hazırlanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-10-13) Özeren, Halit ; Çağlayan, Barlas Özden ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada, dönel simetrik forma sahip çelik karkas sistem bir yapının tepki spektrumu yöntemi ile analiz yapılmış, yapı elemanlarının boyutlandırılmış, birleşimler dizayn edilmiş ve imalat çizimleri hazırlanmıştır. Yapı merkezde yıldız biçimli bir ring ile birbirine bağlanan 20 adet çelik çerçeveden oluşmaktadır. Yapının planda genişliği 21.34 metre, yüksekliği ise 6.14 metredir. Bu kapsamında yapı sap2000 V11 bilgisayar statik analiz programı ile üç boyutlu olarak modellenmiştir. Yapının maruz kalacağı yükler hesaplanırken genel olarak TS 498’den, rüzgar yüklemesi için Kanada Yük Standartından, kar yüklemesi için TS 7046 standardından yararlanılmıştır. Deprem yüklerinin hesaplanmasında davranış spektrumu analiz yöntemi kullanılmıştır. Deprem etkilerinin belirlenmesinde DBYBHY 2007 yönetmeliği referans alınmıştır. Ayrıca yapının taşıyıcı sisteminin özelliğinden dolayı düşey deprem etkilerinin de göz önünde bulundurulmuştur. Bunlarla beraber yatay eşdeğer deprem kuvveti yönteminin kullanılması durumunda oluşacak kuvvetlerde hesaplanmıştır. Her iki yöntemle elde edilen toplam taban kesme kuvvetleri karşılaştırılmış DBYBHY 2007 yönetmeliğinde belirtilen hususlar açısından gerekli kontrolları yapılmıştır. Yapının boyutlandırılmasında ve birleşim hesaplarında TS 648 ve DBYBHY 2007 yönetmeliklerinden yararlanılmıştır. Birleşimler 0.04 radyan göreli kat ötelemesi açısını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.
-
ÖgeFarklı Zeminlerdeki Borular Dinamik Yükler Altında Davranışları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-10-15) Gümüş, Murat ; Erken, Ayfer ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringÜlkemizde ve dünyada meydana gelen depremlerde altyapı tesisleri ve boru hatları ciddi hasarlar görmektedir. Su, atıksu ve doğalgazların iletilmesinde kullanılan boru hatları altyapıların en önemli araçlarındandır. Yeraltındaki boruların deprem bölgelerindeki projelendirilmesi ve imalatı, çok önemli bir mühendislik çalışması gerektirmektedir. Bu çalışmada, plaksis sonlu elemanlar yöntemi analiz programı ile farklı zeminlerdeki boruların dinamik yükler altında davranışları incelenmiştir. Farklı zemin koşullarına yerleştirilen farklı tip boru malzemelerinde dinamik yükler etkisiyle farklı davranışlar sergilediği gözlenmiştir. Borular esnek ve plastik oluşlarına göre sağlam ve zayıf zeminlerde farklı tip hasarlar meydana gelmesine neden olmuştur. Zayıf zeminlerin dinamik yükleme sonrası daha fazla yer değiştirme yaptığı saptanmış. Esnek boruların ise rijit borulara oranla gelen yükleri zemine aktarabildikleri gözlenmiştir. Sonuçları literatürdeki çalışmalarla karşılaştırdığımızda, dinamik yükler altında farklı zeminlerdeki boruların zemin koşullarına ve boru parametrelerine göre değişkenlik gösterebildiği ve bunların sonlu elemanlar yöntemi ile analiz edilerek ilerde oluşabilecek farklı tür hasarların belirlenebilmesi ve bu oluşabilecek hasarların önceden tahmin edilerek önlenebilmesi amacıyla bu programın çok faydalı olabileceği gözlenmiştir.
-
ÖgeBetonarme Binalarda, Beton Dayanımında Azalımın Doğrusal Olmayan Davranıştaki Etkinliğinin Deprem Sırasında Bazı Parametrelere Bağlı Olarak İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-02-24) Akşar, Bora ; Hasgür, Zeki ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada, modellenen betonarme çerçeveli bir yapıda beton dayanımının etkinliğini belirlemek amacıyla, beton dayanımı 18MPa’dan önce 12MPa daha sonra 10MPa kademeli olarak düşürülmüş ve etkitilen 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi Sakarya D-B kaydı altında doğrusal olmayan analizi gerçekleştirilmiş ve yapıda meydana gelen plastik mafsal dağılımları, yer değiştirmeler, taban kesme kuvveti gibi yapı karşılıklarına bakılmıştır. Ayrıca 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depreminin yakın fay etkili Yarımca K-G kaydının ve arttırılmış yakın fay etkili hali 12MPa beton dayanımına sahip yapıya etkitilmiş ve deprem kayıtlarında frekans içeriğinin değişiminin etkisi incelenmiştir. Buna ek olarak yine 12MPa dayanıma sahip model üzerinde 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi Yarımca K-G kaydının etkin süresi ve aynı deprem kaydının kayıt uzunluğunun tümü kullanılarak deprem süresinin etkinliği araştırılmıştır. Yapılan doğrusal olmayan analizler ışığında elde edilen sonuçlara göre beton dayanımının kademeli olarak azaltılması ile rijitliği azalan yapının beklenildiği gibi periyotları artmış, yapıya etkiyen taban kesme kuvveti ve devrilme momenti de azalmıştır. Ayrıca plastik mafsal sayısı ve yer değiştirmeler de artmıştır. Yapıya yakın fay etkisi arttırılmış deprem ivme kaydının uygulanması ile yapıda meydana gelen devrilme momenti ve taban kesme kuvveti artmış, plastik mafsal sayısında ve yer değiştirmeler de beklenildiği gibi artış olmuştur. Son olarak etkin süre ile yapılan analizde yapıda meydana gelen en büyük karşılıkların bu süre içinde olduğu anlaşılmıştır.
-
ÖgeMevcut Betonarme Okul Binalarının Deprem Performanslarının Japon Sismik İndeksi Yöntemi İle Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-03-04) Ersin, Erhan ; Boduroğlu, Hasan ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada mevcut betonarme okul binalarının hızlı değerlendirme yöntemi olan Japon Sismik İndeksi Yöntemi ile farklı değerlendirme seviyelerinde analizi yapılmıştır. Çalışma kapsamında uygulamada ve literatürde kullanılan ATC 21 ve FEMA 310 yöntemleri de Japon Sismik İndeksi Yöntemi ile birlikte genel olarak incelenmiş ve aynı amaç için kullanılan bu farklı yöntemlerin karşılaştırmalı değerlendirmeleri yapılmıştır. Çalışma kapsamında mevcut betonarme binaların birbirinden bağımsız üç farklı aşamada değerlendirilmesine olanak sağlayan Japon Sismik İndeksi Yöntemi ile 1. ve 2. Aşama değerlendirmeleri yapılmış ve elde edilen deprem performansı değerleri tablolar halinde sunulmuştur. Mevcut betonarme okul binalarının İtme Analizi (Push Over) ile kontrolleri yapılıp J.S.İ.Y. ile elde edilen deprem performansı değerlerinin D.B.Y.Y.H.Y.(2007) ile tutarlılığı kontrol edilmiştir.
-
ÖgeAlt Uzay Esaslı Dinamik Sistem Tanıma Yöntemlerinin Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-04-13) Alkan, Serhat ; Bakır, Pelin Gündeş ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringSon yıllarda sensor teknolojisi alanında yaşanan gelişmelere paralel olarak, sistem tanıma, inşaat mühendisliğinde yaygın biçimde kullanılan bir araç haline gelmiştir. Meydana gelen yıkıcı depremler bu konunun önemli hale gelmesini sağlayan diğer etken olarak karşımıza çıkar. Depremlerden sonra yapı elemanlarında meydana gelen hasarların yeri ve şiddetinin belirlenmesi önem arz eder. Depremlerin veya diğer doğal afetlerin yapılar üzerindeki etkisi, yapıların dinamik karakteristiklerindeki değişimle tespit edilmektedir. Dolayısıyla bu yapıların dinamik karakteristiklerinin belirlenmesi zorunlu hale gelmektedir. Sistem tanıma, deneysel verileri kullanarak dinamik sisteme ait modeli yani sistemin dinamik parametrelerini belirlemeye yarayan önemli bir araçtır. Bu tez kapsamında bahsedilen Alt uzay esaslı sistem tanıma teknikleri, günümüzde kullanılan en ileri sistem tanıma teknikleridir. Bu tez kapsamında, deterministik, birleştirilmiş deterministik stokastik ve stokastik sistem tanıma teknikleri, bilgisayar ortamında sayısal olarak modellenen bir çerçeve üzerine uygulanarak, birbirleriyle karşılaştırılmaktadır. Sonuçlar, birleştirilmiş deterministik stokastik sistem tanıma tekniğinin, daha iyi sonuç verdiğini göstermiştir.
-
ÖgeBetonarme Yüksek Bir Binada Dbybhy İle İybdy İlkelerinin Doğrusal Olmayan Dinamik Çözümleme İle Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-06-15) Başot, Tuğba ; Taşkın, Beyza ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu çalışmada DBYBHY ile yürürlüğe girmesi planlanan İYBDY’in esasları mevcut 1975 tarihli Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik (ABYYHY) esaslarınca boyutlandırılmış bodrum katları dâhil 25 katlı betonarme yüksek bina üzerinde irdelenmiştir. Konuya yönelik depreme dayanıklı tasarım felsefesi, kapasite tasarımı, performansa dayalı tasarım, yüksek binaların tasarımı ve hesap yöntemleri bu çalışmanın ikinci bölümde özetlenmektedir. Üçüncü bölümde İYBDY’nin DBYBHY ile karşılaştırarak içeriği anlatılmıştır. Ardından dördüncü bölümde incelemeye tabi olan betonarme yüksek yapının özellikleri açıklanmıştır. Modellemede ve çözümlemelerde yapılan yaklaşımlar, yönetmeliklerdeki spektrumlar, DBYBHY ve İYBDY tanımlanan tasarım spektrumları ile uyumlu olarak üretilen ivme kayıtları, çözümlemelerde kullanılacak yapı modelinin oluşturulması, çözümleme yöntemlerinin tanımlanması ve her iki yönetmelik için yapılan mod birleştirme yöntemi ve doğrusal olmayan zaman tanım alanında çözümleme yöntemi sonuçları bu bölümde anlatılmıştır. Çalışmanın beşinci bölümde ise iki yönetmeliğin karşılaştırılmasından elde edilen bulgular tartışılarak, varılan sonuçlar özetlenmiştir.
-
ÖgeHafif Çelik Yapıların Tasarımı Ve Deprem Riski Düşük Bölgelerde Orta Yükseklikteki Binalarda Uygulanabilirliği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-06) Öncü, Serdar ; Çelik, Oğuz Cem ; Deprem Mühendisliği ; Earthquake EngineeringBu tez, ülkemizde özellikle 1999 yılındaki Kocaeli ve Düzce depremlerinden sonra yaygınlaşan hafif çelik yapı sistemleri ile ilgili tasarım süreci ve sistemin geliştirilmesine ilişkin bilgiler içeren bir çalışmadır. Toplam beş bölümden oluşan bu çalışmanın birinci bölümünde sistemin genel bir açıklaması ve tarihsel gelişimi ele alınmıştır. Ayrıca gelişimde etkin rol oynayan çalışmalar hakkında da bilgi verilmektedir. Sistemin deprem dayanımı ile ilgili özeliklerinin anlatıldığı ikinci bölümde, gerek tasarım gerekse uygulamada kullanılan bazı sistem detayları üzerinde durulmuştur. Bu tip yapıların tasarımı sırasında izlenebilecek bir akış şeması ve tasarım sırasında kullanılacak önemli bağıntılar bu bölümde gösterilmiştir. Üçüncü bölümde, üç katlı tamamen hafif çelik olarak kurgulanan bir konut yapısının baştan sonra tasarımı yapılmış ve önceki bölümlerde verilen iş akışı uygulanmıştır. Ayrıca yapım sürecine dair görsel belgeler de sunulmuştur. Dördüncü bölüm orta yükseklikte hafif çelik yapı yapılması konusunda yapılabilecek çalışmalara ayrılmıştır. Bu sistemin gelişmesi için yoğunlaşılması gereken kavramlara ışık tutulmuştur. Çalışmanın sonuçları ise beşinci bölümde özetlenmiştir.