FBE- Mühendislik Yönetimi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece yüksek lisans düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Başlık ile FBE- Mühendislik Yönetimi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge2000’li Yıllara Girerken Strateji Oluşturma Ve Stratejik Planlama(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Arın, Neşe ; Erkut, Haluk ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada ilk olarak, günümüz koşullarındaki rekabet koşulları incelenerek günümüzde rekabet üstünlüğü sağlamak için dikkat edilmesi gereken unsurlar ortaya konmuştur. Bu unsurlar; işletmenin kendi geleceğini yaratması, fark yaratması hızlı ve esnek olmasıdır. Sayılan bu unsurları desteklemek için, 2000’li yıllara girmek üzere olduğumuz şu günlerde, işletme tarafından üretilen ve uygulanan stratejilerin, stratejik konum, yaratıcılık ve zorlayıcılık öğelerini içermesi gerekmektedir. 1960’lı yıllardan itibaren kullanılmaya başlayan fakat 1980’li yıllarda popülaritesini yitiren stratejik planlama, günümüz rekabet şartlarına uygun strateji oluşturmada ve bu stratejileri uygulamaya geçirmede etkili olamamaktadır. Bu durumun oluşmasının nedenleri çalışmada detaylı olarak anlatılmıştır. Günümüzde her alanda egemen olan hızlı değişime ayak uydurmakta yavaş kalan ve çetinleşen rekabet koşullarına kaynak tahsisine dayalı stratejilerle cevap veremeyen stratejik planlama modeli yerine yeni bir süreç önerilmektedir. Gelecek odaklı stratejik planlama süreci adı verilen bu süreç, klasik anlamdaki stratejik planlamanın eksik yönlerinden arındırılmıştır ve günümüzün pazar koşullarında rekabet üstünlüğü sağlamakta etkin stratejilerin üretilmesine hizmet edecek şekilde tasarlanmıştır. Gelecek odaklı stratejik planlama sürecinin, klasik stratejik planlamaya göre pek çok farkı vardır. Bu farklardan en önemlisi ise stratejinin oluştuğu yerdir. Gelecek odaklı stratejik planlama sürecinde stratejiler SWOT analizi adımı yerine boşluk analizi adımında oluşmaktadır. Bu farklılık, mevcut kaynak tahsisine dayalı stratejilerden, yaratıcılık ve kaynakları zorlayıcığa dayalı stratejilere geçişi sağlamaktadır. Çalışmada, gelecek odaklı stratejik planlama süreci tüm detayları ile uygulamada dikkat edilmesi gereken noktaları ile açıklanmıştır. Bir yılı aşkın süredir bazı özel sektör firmalarında denenmekte olan bu stratejik planlama süreci ile ilgili uygulama örnekleri de sunulmuştur.
-
ÖgeAcil Tıbbi Servis Araçları Yerleşim Algoritmaları Ve Uygulamaya Yönelik Kıyaslamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yayla, İldeniz ; Güngör, Cengiz ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada, Acil Tıbbi Servis yerleşimi eniyilemesi için kullanılan yedek kapsama ve olasılıksal kapsama algoritmaları ele alınmıştır. Deney öncesinde belirlenen kapsama tanım değerlerinin sonuçlara etkisini incelemek ve iki modelin ele alınan bölgede oluşturduğu müdahale sürelerini kıyaslamak için bir benzetim sistemi kurgulanmış, ele alınan bölge ihtiyaçları doğrultusunda iki modelde geliştirmeler yapılmıştır. Parametrik analizlerle ve kurgulanan benzetim sistemiyle, planlayıcı tarafından belirlenen kapsama değerinin ihtiyaç duyulan acil tıbbi servis istasyon ve araç sayısını önemli düzeyde etkilediği ve ele alınan bölge için uygun kapsama sınırının literatürde kullanılan değerlerden farklı olması gerekliliği görülmüştür. Modellerde yapılan geliştirmelerde ve özellikle olasılıksal kapsama modelindeki geliştirmenin finansal açıdan daha olumlu sonuçlar ürettiği gözlenmiştir. Son olarak, iki model benzetim sistemine alınmış ve olasılıksal kapsama modelinin benzetim sisteminin çıktısına bağlı olarak bölge için daha olumlu müdahale süreleri ürettiği istatistiksel olarak belirlenmiştir.
-
ÖgeAksiyomlarla Tasarım İlkelerine Göre Bilgi Yönetim Sistemlerinin Tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yaşar, Ayşe Evrim ; Durmuşoğlu, M. Bülent ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBilgi Yönetimi kimi araştırmacı ve yöneticiye göre tamamen yeni, kimilerine göre ise hep var olan, ancak uygulaması yeni olan bir yönetim paradigması olarak görülmektedir. Bilgi Yönetiminin yeni olduğu ya da olmadığı üzerine tartışılabilir; fakat yoğun rekabetin yaşandığı, hızla değişen iş çevrelerinde şirketlerin hayatta kalabilmelerinin tek yolunun etkin bir bilgi yönetim sistemine sahip olmaları gerektiği bilinmelidir. Bu kapsamda çalışanlarının bilgi üretimini desteklemek, bilgiyi organizasyon içerisinde yayabilmek, bilginin erişilebilirliğini sağlamak ve ürün/hizmet üretiminde kullanmak gerekmektedir. Bilginin üretime yansıtılması ürün/hizmetin tasarımını etkileyecektir. Günümüzde hızla azalan ürün ömürleri, artan rakip sayısı, teknolojik gelişmeler, değişen ekonomik koşullar ve müşterilerin değişen beklentileri tasarımın artık eskiye nazaran çok daha önemli olduğunu ve şirketleri birbirinden ayıran şeyin ürün tasarımlarına yansıttıkları bilgi olduğunu ortaya koymaktadır. Aksiyomlarla Tasarım, yaratıcılığı doğuştan gelen bir yetenek olmaktan çıkarıp, tasarıma bilimsel bir temel oluşturabilmek için geliştirilmiş bir tasarım metodu olup özellikle son 10 yılda yazılım, organizasyon, sistem, malzeme, imalat ve süreç tasarımlarına yaygın şekilde uygulanmaktadır. Bilgi yönetimi literatürü incelendiğinde pek çok modelle karşılaşılacaktır. Bu konuda henüz bir standardizasyon mevcut değildir. Bu çalışmada AD ilkeleri kullanılarak 8 adımlı kayıtlı ve 3 adımlı örtülü bilgi yönetim sistemleri tasarlanmaya çalışılmıştır. Bu yapılırken her bir adım için bir yol haritası çıkarılmıştır. Çalışma fonksiyonel ihtiyaç ve tasarım parametrelerinin detaylandırılması ve tasarım matrislerinin belirlenmesi yönünde ilerlemiş, ortaya çıkarılan bilgi yönetimi yol haritalarının sektörde bir firmada yeni bir traktör modeli geliştirme üzerinde uygulaması yapılmıştır.
-
ÖgeAksiyomlarla Tasarım Yöntemi İle Geliştirilmiş Yenilikçilik Yönetim Modeli: Yenilikçilik Odaklı Organizasyon(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-13) Kuzucu, Burak ; Güngör, Cengiz ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementSürdürülebilir rekabet avantajı elde etmede yenilikçilik kavramının öneminin artmasıyla birlikte, yenilikçilik sürecinin başarılı bir şekilde yönetilebilmesi organizasyonlar için zaruri bir hale gelmektedir. Bu çalışmanın amacı, meydan okuyan rekabet ortamında hayatta kalabilmek adına organizasyonların açıkça gereksinim duymakta oldukları yenilikçilik yönetimi için kapsamlı ve bütüncül bir model tasarlamaktır. Geniş çaplı bir kaynak taraması sonrasında, örgütsel çaplı yenilikçilik yönetim modeli geliştirilirken; yenilikçilik yönetiminin anahtar kavramlarını ortaya koymak üzere genel sistem yaklaşımından, modelin temel bileşenleri ile alt bileşenlerini belirlemek üzere de aksiyomlarla tasarım yönteminden yararlanılmıştır. Modelin doğruluğunu araştırmak için ise, Türkiye bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe yer alan şirketlerden bilgi toplamak amacıyla bir anket çalışması düzenlenmiş ve elde edilen veriler çoklu regresyon analizi yöntemi ile incelenmiştir. Bu çalışma, yenilikçilik yönetimine yönelik olarak ortaya koymuş olduğu kapsamlı ve bütüncül modeli, aksiyomlarla tasarım yöntemi ve genel sistem teorisine dayandırmaktadır. Bu yaklaşım, tasarlanan yenilikçilik odaklı organizasyon modeline bilimsel ve sistematik bir kimlik kazandırmaktadır.
-
ÖgeAkış Tipi Çizelgeleme Problemlerinin Genetik Algoritma (ga) İle Çözüm Performansının Artırılmasında Deney Tasarımı Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Eren, Hakan ; Fığlalı, Alpaslan ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışma, NP olarak bilinen akış tipi çizelgeleme problemlerinin genetik algoritma ile çözüm performansının artırılmasında deney tasarımı ile ilgilidir. Deney tasarımı ve özellikle iki seviyeli kesirli faktöriyel deneyler ile Taguchi’nin L8 ve L16 dizaynları üzerine yoğunlaşılmıştır. Genetik algoritmanın optimum veya optimuma yakın çözüme ulaşma performansını etkileyen; başlangıç popülasyonu; üreme, çaprazlama ve mutasyon operatörleri ile çaprazlama ve mutasyon oranlarının belirlenmesine çalışılmıştır. Parametrelerin ayrı ayrı değerlendirilmesi ile bulunan en iyi iki parametre değeri, çok makine problemleri için iki seviyeli, altı faktörlü olarak deney tasarımına tabi tutulmuştur. Daha sonra elde edilen veriler kullanılarak her faktörün en iyi seviyeleri belirlenmiştir. Sayısal seviyelere sahip faktörler için elde edilen sonuçlar doğrultusunda seviye aralıkları daraltılarak daha hassas sonuçlar elde etmek üzere iki deney tasarımı daha gerçekleştirilmiştir. Deneyler turbo paskal programlama dilinde hazırlanan genetik algoritma programı ile yapılmıştır. Gerçekleştirilen üç deney tasarımı toplam 24 adet deneyden oluşur. Bu deneyler sonucunda genetik algoritmanın çözüm performansını artıracak parametre setleri önerilmeye çalışılmıştır.
-
ÖgeAltı Sigma Ve İstatistiksel Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kurt, Hürmüz Mine ; Cerit, Bülent ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada, Altı Sigma ve İstatistiksel Araçları incelenmiş, gerçek bir işletme uygulamasına yer verilmiştir. İlk olarak, Altı Sigma kavramı ele alınmış, Altı Sigma’nın tarihsel gelişimi incelenmiştir. Ayrıca Altı Sigma’nın yararlarından, müşteri ve süreç kavramından, Altı Sigma’nın geleceğinden bahsedilmiştir. Daha sonra, Altı Sigma uygulama metodolojisinden bahsedilmiş ve Altı Sigma uygulamalarının tanımlama, ölçme, analiz, iyileştirme ve kontrol aşamalarına yer verilmiştir. Altı Sigma organizasyon yapısı anlatılmış, Altı Sigma uygulamalarındaki başarı faktörlerinden bahsedilmiştir. Detaylı olarak istatistiksel araçlar incelenmiş, bu araçlar değişik uygulama örnekleriyle zenginleştirilmiştir. Uygulama kısmında şirketin genel bir tanıtımı yapılmış, şirkette uygulanan Altı Sigma örneklerinden bahsedilmiştir. Son olarak uygulamada elde edilen sonuçlar paylaşılmıştır.
-
ÖgeAn integrated approach of construction risk management and evaluation(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Ababneh, Wael A. ; Yenersoy Erdoğan, Gönül ; 100819 ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementProje Risk Yönetimi genelde yapı endüstrisinde, özelde ise Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE), göreceli olarak yeni bir kavramdır. Bu araştırma, proje risk yönetimi sürecim geliştirebilecek bazı yeni iyileştirmeler yapma ve iş sahipleri, müteahhitler ve danışmanlar tararından kullanımım yaygınlaştırma amacım taşımaktadır. Bu çalışma yerel pazarda (BAE) benzeri araştırmaların olmaması nedeniyle, potansiyel bir yarar oluşturacağı gibi aynı zamanda, risk algılama gibi, proje risk yönetimi hususları ve adımlarında daha ileri çalışmalar için bir alt yapı oluşturacaktır. Ayrıca çalışmada yaklaşımın yerel pazarda kullanılmasına yardımcı ve rehber olacak çeşitli hususlar üzerinde durulmuş ve ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Bu çalışma ile aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır (1) BAE ekonomisi içinde oldukça ayrı bir sektör görüntüsü veren yapı endüstrisi, risk karşısında pek rasyonel olmayan yaklaşımlar sergilemektedir. Tarafların çoğu tarafından halen kullanılmakta olan ve sistematik olmayan sezgisel yaklaşımların çoğundaki eksiklikler, çok sayıda projede başarısızlık nedeni olmaktadır. Bu durum, yapı endüstrisinde modern ve dinamik çevre ile başedebilecek etkin ve bütünleşik bir proje risk yönetimi yaklaşımı ihtiyacım güçlendirmektedir. Bu nedenle çalışmanın ana amacı, proje yönetiminin süreçlerini, ilgili taraflara tanımlayan, sınıflayan, değerlendiren, belgeleyen, iletişim sağlayan ve birbirine bağlayan sistematik bir yaklaşım sunmaktır. Proje risk yönetimine gösterilecek olan daha fazla özen, proje yönetimi performansında, önemli bir iyileşme sonucu yaratacaktır. Aynca, proje risk yönetimi, proje yöneticilerinin yaratıcı görevlerinden biri olabilir. Planlamayla, problem çözümünü teşvik ederek, ve proje operasyonlarında buluşcu fikirlere yol açarak, kontrola gerçeklik ve daha güçlü bir destek oluşturabilir. XV111 (2) Bu çalışmada risk kavramı, "yapı projesine negatif veya pozitif etki yapan çeşitli etkenlerin kombinasyonu olarak tanımlanmıştır. Proje Risk Yönetimi ise, "potansiyel kaybı minimize ederek veya ortadan kaldırarak proje amaçlarının gerçekleştirilmesini, tanımlama, sınıflandırma, değerlendirme, risk yönetimi planı ve risk rejimini içeren, süreç yoluyla da olası kayıpları önleyerek fon teminini sağlayan" bir yönetim fonksiyonu olarak tanımlanmıştır. (3) Yeni bir Proje Risk Yönetimi Modeli (PRYM) geliştirilmiştir. Model, tarafların bütünleşik ve sistematik olarak katılımım sağladığı gibi, uygulanması kolay ve pratik bir yaklaşımdır. PRYM aşağıdaki süreçleri içermektedir: A- Proje Risk Yönetimi Süreci; Bu da aşağıdaki alt süreçleri içerir.. Risk Tanımı ve Sınıflandırılması. Risk Değerlendirme. Risk Yönetim Planı B- Risk Yönetim Rejimi; bilgi akışım ve etkin haberleşmeyi sağlayarak proje risk yönetimi sürecini, organizasyonun stratejileri, politikaları ve prosedürleri İle bütünleştirir. (4) Risk tanımı, proje risk yönetimi sürecinin en önemli aşamasıdır. Çalışmada, uzun ve kapsamlı bir risk listesi hazırlanmıştır. Araştırmacı, bu yaklaşımın olası tüm risklerin tanımlanmış olduğuna dair güvence vereceğine ve sağlayacağı yaran daima kanıtlayacağına inanmaktadır. Ayrıca, etkinliği sağlamak için, risk tanımı sürecinde, proje ile ilgili olası tüm risk kaynaklan ve bunların etkileri aynntılı bir biçimde incelenmelidir. Çünkü, tanımlanmamış veya sürpriz riskler, felaket olarak nitelendirilebilecek kötü sonuçlara neden olabilir. Bu çalışmada, geliştirilmiş olan risk tanımlama süreci, tüm bu hususlan göz önüne alarak tasarlanmıştır. (5) Riskin önemi veya risk ölçüsü kavramı geliştirilmiştir. Sunulan yaklaşım normal proje personeli tarafından kolayca anlaşılabilir ve uygulanabilir özelliktedir. Bu kavram, teorik ve pratik bir katkı olarak kabul edilebilir. Projenin ilgili taraflarına, erken aşamada riskin anlaşılır ve kolay bir dille önceliklendirilmesine ve değerlendirilmesine yardımcı olur. Kritik riskleri XIX değerlendirmek ve göreli önemlerim süzgeçten geçirmek için bir kombinasyon (frekans ve etki) senaryosu geliştirilmiştir. Bu değerlendirme, riskin önemi veya risk ölçüsü olarak isimlendirilmiştir. (6) Yerel pazar için tanımlanan kapsamlı risk listesi ve sınıflandırma plam riski, yapısına ve etkisine göre sınıflandırarak hazırlanmıştır. Ayrıca kolay anlaşılır ve uygulanır bir sistem geliştirme amacını gerçekleyecek şekilde organize edilmiştir. Belirlenen kategoriler şunlardır: 1. İş Sahiplerinin Riskleri 2. Doğal Fenomen 3. Ekonomik ve Finansal Riskler 4. Yapı ve Performansla îlgili Riskler 5. Tasarıma İlişkin Riskler 6. Sözleşmeyle İlişkili/Kanuni Riskler 7. Fiziksel Riskler 8. Politik Etki ve Çevresel Riskler Yukarıdaki sekiz kategori, yaklaşık doksan potansiyel risk faktörünü kapsamaktadır. Bu sınıflandırma planı, derinlemesine analiz yapmak ve stratejilere karşılık vermeyi sağlamak üzere, riskin parçalara ayrılması amacına yardımcı olmak için uygulanmıştır. Kategoriler risklerin çeşitliliğini göstermekte ve ilgili tarafların sadece tek tip risk üzerine yönelip diğerlerim unutmamaları ve tüm riskleri incelemeleri için bir uyarıcı özelliği sergilemektedir. Bununla birlikte her kategoridaki potansiyel risk listesinin eksiksiz olduğunu söylemek yanlış olur, fakat tipik proje risklerinin büyük çoğunluğunu içermektedir. Risk listesi ve bunun sınıflandırılması projeden, projeye farklıdır, dolayısıyla risk listesi özel proje karakteristiklerini yansıtacak şekilde her bir proje için incelenebilir ve doldurulabilir. Sınıflandırma, organizasyonun risk yönetimi çabalarını optimize etmek için bir temel oluşturur. Proje tipine bağlı olarak, bazı sınıflar diğerlerinden daha önemli olabilir. (7) Kapsamlı olarak yapılan uygulamaya ve geliştirilen risk ölçüsü kavramına dayanarak, tüm tarafların projeyle ilgili herbir tarafin algılamalarından tanımlanan risklerin göreli önemleri bulunmuştur. Proje risk yönetiminin yararım desteklemek üzere, en önemli ve en önemsiz riskler listesi XX hazırlanmıştır. Ayrıca proje zamanı gecikmelerine neden olan riskler tanımlanmış ve önceliklendirihniştir. Bu sunum, önemli risklerin farkında olmayı sağlayabilir. (8) Yapılan yerel inceleme analiz edildikten sonra, sonuçlar ASCE (1978) ve Kangari (1995) tarafindan yapılan risk (ABD yapı pazarına yönelik olan) araştırmaları ile karşılaştırılmış ve bu çalışmaların eksiklikleri ortaya konmuştur. (9) Riskin azaltılması ve en az yapılması kavramı, çeşitli yöntem ve prosedürler kullanarak uygulanmış ve bunlar, yerel inceleme uygulamasıyla proje performansına olan etkileri bakımından test edilmiştir. Risk yönetimi eylemleri, önceüyici ve düzeltici olmak Üzere ikiye ayrılmıştır, önleyici eylemler, yapı projesinin erken aşamalarında riski azaltmak, başka tarafa aktarmak veya engellemek; düzeltici olanlar ise, oluşmuş olan riskin etkilerini azaltmak amacıyla yapılan eylemler olarak tanımlanmıştır. Bu öneriler, klasik İş sahibi - müteahhit risklerinin önemli bir kısmının ortadan kaldırılmasını sağlayabilecektir. (10) Bir çok durumda, risk olayına ilişkin, doğrudan uygulanabilir ve geçmişe ait verilerin bulunamadığı gözlenmiştir. İlgililer yapım sırasında veya proje devam ederken, alandan gelen bilgileri kaydetmekte veya belgelemekte genellikle gönülsüzdür. Bunu yapsalar bile, çoğunlukla veriler eksik olmaktadır. (11) Risk yönetimi kavramı altında, esas tararlar (iş sahipleri, danışmanlar ve mütaahhitler) arasında sözleşme yapılırken, etkin bir risk atamasının yapılmasını sağlayacak, önemli rehber kurallar önerilmiştir. Araştırmacının, diğer araştırmacılardan farklı olarak bu çalışma ile üzerinde durduğu noktalardan birisi riskin tanımlanmasıdır. Oysa genellikle diğer araştırmacılar daha çok, risklerin atanmasına ve bu atamaları uygun bir şekilde yapabilmek için gerekli olan sözleşme düzenlemeleri üzerine yoğunlaşmışlardır. Araştırmacının yaklaşımı ile elde edilen sonuç, sözleşme koşullarının tasarlanmasında ve etkinlik ölçütlerinin önerilmesinde rehber olarak kullanılabilecek risk ataması ilkelerinin çıkarılması için faydalı olacaktır..XXX (12) Yapı projesinde, iyi yapılandırılmış, geliştirilmiş ve uygulanmış bir proje risk yönetimi sistemi, projede ve organizasyonel düzeyde, proje yönetim sisteminin yönlendirilmesine ve sistematik olarak uygulanmasına yardımcı olabilir. İyi planlanmış ve maliyet etkin bir yapı süreci ile birlikte, etkinliğin, verimliliğin iyileştirilmesini sağlar, israfı ve işin yeniden yapılmasını da azaltır. (13) Yapı endüstrisinde, organizasyonların bir risk politikasına sahip oldukları pek rastlanan bir durum değildir. Oysa bu, etkin bir risk yönetimi süreci için önemlidir. Böyle bir politika ile, alternatif risk yönetimi stratejileri ve yönetimin geçmiş deneyimleri arasında uyumlu kararlara ulaşılabilir. (14) Bu çalışmanın sonuçlarını ve önerilerim yerel yapı endüstrisinde uygulamak için, bir çok büyük organizasyonda yönetimin, proje risk yönetiminin felsefesi bakımından kültürel bir değişiklik yaratması, aktif katılımı ve kararlılığı gerektirecektir. Eğer bu değişiklikler geniş kapsamlı uygulanırsa, yapı endüstrisi toplam risk maliyetini önemli ölçüde azaltabilecektir. Dolayısıyla da bu sonuç, yapı sektörünün hem yerel pazardaki, hem de dış pazarlardaki rekabet gücünün iyileşmesine yardımcı olacaktır. Sonuç olarak proje risk yönetimi, proje yönetiminin yönlendirilmesi ve performansının iyileştirilmesi için, daha geniş kapsamlı ve sistematik olarak ele alınmalıdır.
-
ÖgeAnalitik Ağ Süreci Ve Bir Uygulama(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Pamukçu, Bahar ; Topçu, Y. Yusuf İlker ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada, son yıllarda diğer çok kriterli karar verme çözüm yöntemlerine göre belirli özellikleri dolayısıyla daha üstün olarak nitelendirilebilecek analitik ağ süreci yöntemi incelenmiştir. Bu bağlamda, öncelikle karar verme kavramı ve çok kriterli karar verme yaklaşımları genel olarak irdelenmiştir. Daha sonra sırasıyla karar verme sürecinin adımları olan sorunun yapılandırılması, sorunun modellenmesi ve sorunun çözümlenmesinden söz edilmektedir. Bu süreç adımlarıyla beraber analitik hiyerarşi süreci ve analitik ağ süreci yöntemleri anlatılmaktadır. Çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan analitik ağ süreci gerçek hayatta karşılaşılan karmaşık sorunların çözümünde kullanılabilmektedir. Sorunların yapısında çok sayıda birbirleriyle çelişen kriterler olduğunda, kriterler arası karmaşık etkileşimler bu yöntemle daha etkin çözülebilmektedir. Çalışmanın uygulamasında, analitik ağ süeci yöntemi kullanılarak bir firma için en uygun tedarikçi seçimi sorununa çözüm önerilmiştir.
-
ÖgeAnalitik Hiyerarşik Proses Yöntemi İle Teknoloji Transfer Yöntemi Seçimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-26) Karakaya, Çiğdem ; Koç, Tufan Vehbi ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada, Analitik Hiyerarşik Proses yöntemi kullanılarak, teknoloji transfer yöntemlerinin seçiminde kullanılabilecek, analitik karar vermeye yardımcı yeni bir model elde edilmiştir. Teknolojinin firmalarca uygun şekilde transfer edilmesi rekabet gücünü belirleyen önemli bir unsurdur. Fakat firmaların özelliklerini ortaya koyarak bu özellikler ile eşleştirebilecekleri teknoloji transfer yöntemleri belirlenmiş değildir. Bu çalışma ile teknoloji transfer yöntemi olarak yedi adet alternatif ortaya konmuştur. Aynı zamanda alternatiflerin özelliklerinden yola çıkılarak firmaların tercihlerini etkileyebilecek dört kriter belirlenmiştir. Rekabetçiliği sürdürme ana amacına bağlı olarak, yedi alternatif ve dört kriter temel alınarak Analitik Hiyerarşik Proses Yöntemi ile bir model oluşturulmuştur. Geliştirilen model ile firmalara uygun teknoloji transferinin seçiminde analitik bir karar verme olanağı yaratılmıştır. Sonuçta elde edilen model tüm firmalara uygulanabilir bir model olup, belirsiz durumlarda karar vermeyi kolaylaştırarak, firmaların rekabetçi gücü artırma amacına hizmet etmektedir.
-
ÖgeArterlerin Yeniden Yapılandırılmasında Simülasyon Tekniği İle Karar Verme Ve Bir Kavşak Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-09) Ocakdan, Selim ; Bozdağ, Cafer Erhan ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışma kapsamında çok kavşaklı trafik sistemlerinin çözümünde ve planlanmasında etkili bir yöntem olan simülasyon ele alınmıştır. Tez çalışmamızın ana amacı trafik sistemlerinin önemli bir parçası olan arterlerin yeniden yapılandırılması için değişik senaryoların üretilerek en uygun sistemin hayata geçirilmesine örnek teşkil etmesini sağlamaktır. Uygulama arterineki bütün kavşaklar tek tek ele alınarak incelenmiş ve iki adet senaryo üretilerek hangisini uygulamanın daha isabetli olduğu tespit edilmiştir. Önerilen sistemin de modeli ayrıntılarıyla anlatılmış ve kavşakta yapılacak geometrik değişikliklerden elde edilebilecek faydanın tutarı hesaplanmıştır. Sonuçta bu tarz çalışmaların öneminden bahsedilmiş ve baştan planlanması adeta imkânsız hale gelen şehirlerin en azından yeniden yapılandırılması için çaba gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Simülasyon çalışması ile elde edilen değerlerin ve sonuç raporlarının öneminden bahsedilmiştir.
-
ÖgeArz Zinciri Yönetimi Ve Lojistik(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) İboş, Fatma ; Fığlalı, Alpaslan ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada, birçok şirketin rekabet avantajı sağlamak için benimsediği arz zinciri yönetimi yaklaşımı tüm boyutlarıyla ele alınmıştır. Lojistik ile olan ilişkisi incelenmiş ve lojistik yönetimine ait alt fonksiyonlar açıklanmıştır. Müşteri hizmeti kavramı, arz zinciri ve lojistik yönetimi çıktısı olarak ele alınmış, kurumsal lojistik organizasyonu ve lojistik süreci performans değerlendirilmesi konusunda yöntemler belirtilmiştir. Arz zinciri entegrasyonu için kullanılabilecek teknikler üzerinde durulmuş, uygulama bölümünde ise çeşitli tablolardan oluşan ve adım adım bir arz zincirinin mevcut durum değerlendirmesinin yapılacağı bir model tasarlanmıştır. Sözkonusu model müşteri, ürün grubu, stoklar, anahtar süreçler, arz zinciri içinde yaratılan katma değer ve tedarikçi başlıkları altında yapılan değerlendirmelerle daha etkin ve verimli bir arz zinciri için çeşitli aksiyonların belirlenmesine olanak vermektedir.
-
ÖgeBakım Sistemlerinde Envanter Yönetimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kılıçay, Dilek ; Durmuşoğlu, M. Bülent ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementMaliyet ve üretimin devamlılığı konusunda optimum noktanın yakalanması için bakım sistemlerinde envanter yönetimi konusuna önem verilmelidir. Bu çalışmada, yedek parça optimum stok ve sipariş seviyelerini belirlemek için kullanılan yöntemleri anlatmak ve uygulamak amaçlanmıştır. Öncelikle bakım sistemleri ve envanter yönetimi konularında kısa bilgiler verilmiş, ardından bakım envanteri konusu ayrıntılı olarak incelenmiştir. Özellikle yedek parçaların diğer parçalara göre farklı olan talep yapılarından bahsedilmiştir. Yedek parça envanter hesaplamaları için kullanılan literatürdeki probabilistik modeller ve dinamik programlama modelleri araştırılmış, bu yöntemlerin kısıtlarına değinilmiştir. Bir çimento fabrikasındaki bazı onarılamaz kritik yedek parçalar için, incelenen modellerden en uygunu belirlenmiş, stok ve sipariş seviyeleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Talepteki büyük farklar nedeniyle önleyici bakım dönemleri ve arızi bakımlar ayrı ayrı incelenmiştir.
-
ÖgeBankacılık Sektörü Kampanya Yönetiminde İleri Teknoloji Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tekeli, Töre ; Kahraman, Cengiz ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementÇalışmada, bankacılık sektöründe alınan kampanya sonuçlarının, hedef kitle olarak seçilen müşterilerin kampanyalara genel yaklaşımlarına nasıl yansıdığı sunulmuştur. Kampanya hedef kitlesinin seçiminde veri madenciliği tekniklerinden yapay sinir ağları ve Apriori algoritması SPSS Celementine programında kullanılmıştır. Şube kanalından yapılan kampanyalarda gerçekleştirilen kampanya sonuçlarına göre müşteriler gruplandırılmış ve grupların aynı kampanya içerisindeki performansları kıyaslanmıştır. Yapılan diğer kampanyalarda da kabul oranı fazla olan müşteriler test kampanyasında daha iyi performans göstermişlerdir. Kampanyanın nihai sonucunu gösteren satış oranlarında da bu kampanyalara olumlu yaklaşan müşteri grubu genel performansın üzerine çıkmışlardır. Çalışmanın sonuçları, müşteri ilişkileri yönetimi anlayışının temel varsayımları ile değerlendirildiğinde anlamlı bir ilişki yakalamıştır.
-
ÖgeBenzetim yardımıyla üretim planlama ve kontrol sistemlerinin analizie üretim yapılı sistemler için geliştirilmiş yeni üretim planlama modelleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003) Nomak, Affan ; Durmuşoğlu, Bülent ; 143116 ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementMüşterinin gerçekten istediği ürünleri, tam da istediği anda tasarlayabilme, çizelgeleme ve imal edebilme becerisini kazanmak demek, satış tahminleri işlemini tümüyle bir yana bırakıp, sadece müşterinin sizden istediklerinin üretimine odaklanabilmeniz demektir. Yani, müşteriye, çoğunlukla da istemediği ürünleri ürünün istenmeden itilmesi yerine, müşteri istediğinde ürünün sizden çekilmesi sağlanmaktadır. Dahası, müşteriler beklentilerinin tam olarak karşılanacağından emin oldukları ve üreticiler kimse istemediği için stoklarda kalmış ürünleri elden çıkarmaya yönelik indirim kampanyalarından vazgeçtiklerinde, talep çok daha istikrarlı bir yapıya kavuşacaktır. Kütle üretimi alışkanlığına göre büyümüş, merkezi yönetime sahip geleneksel üretim sistemleri, değişken pazar yapısı karşısında pek çok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Merkezi yönetimin ana elemanı olan fonksiyonel yapılanma ile müşteriye odaklılığı, yüksek kaliteyi, kısa temin sürelerini, esnek üretimi ve düşük maliyeti elde etmek mümkün olamamaktadır. İşte bu anlamda çözüm için çoğunlukla ilk radikal adım, fonksiyonel yapılanmaya sahip üretim sistemlerinin, grup teknolojisi (GT) esaslı hücresel sistemlere dönüştürülmesidir. Hücresel sistem yaklaşımının esası, küçük bir sistemin etkin ve kontrol edilebilir olma özelliğini, büyük bir sisteme yansıtmak şeklindedir. Bu yansıma, büyük sistemin içinde, birbirinden olabildiğince bağımsız küçük sistemler (hücreler) oluşturma şeklinde gerçekleşir. Hücresel imalat sistemlerinde ise parça aileleri ve makine hücrelerinin oluşturulması sonrasında, bu sistemlerin en etkin olarak nasıl yönetileceği kavramı karşımıza çıkmaktadır. Bu tezde, üretim kontrolünde "itme" ya da "çekme" uygulansın, planlama aşamasında "Yük Bazlı Sipariş Yönetimi" uygulamanın sistem performansını arttıracağı ifade edilmiştir. Buna yönelik olarak, beş farklı senaryo yapılandırılarak gerçek bir grup teknolojisi üretim sisteminde denenmiştir. Bu senaryolarda, itme bazlı geleneksel üretim yönetim yaklaşımı yanı sıra, Kanban ve CONWIP bazlı çekme sistemlerine yönelik benzetim modelleri kurulmuştur. Elde edilen sonuçlar, tanımlanan performans ölçütleri doğrultusunda karşılaştırılmış ve yorumlanmıştır.
-
ÖgeBenzetin Tekniği İle Çağrı Merkezlerinde Vardiya Planlama(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Dinçer, Deniz ; Kahraman, Cengiz ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada, özel bir çağrı merkezi firmasında vardiya planlama problemine benzetim tekniği ile yaklaşılarak Arena benzetim dilinde bir model oluşturulmuştur. Oluşturulan benzetim modeli uygulanarak firmada uygulanan vardiyalar için ihtiyaç duyulan personel kapasiteleri hesaplanmıştır. Benzetim tekniğine ek olarak 0-1 Tamsayılı Programlama tekniği ile personel vardiya atamalarının gerçekleştirilmesi amacıyla GAMS derleyicisinde düzenlenen ve CPLEX çözücüsü ile çözülen bir model önerilmiştir. 0-1 Tamsayılı Programlama modeli kullanılarak personelin haftalık vardiya planları oluşturulmuştur.
-
ÖgeBeyaz Eşya Yan Sanayi Sektöründe Erp Ve Yalın Üretim Olgunluğu Analizi Ve Otomotiv Yan Sanayi İle Kıyaslama(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-01-06) Bulut, Selin ; Cebeci, Ufuk ; 431763 ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementGünümüzde gelişen bilgi ve teknoloji aracılığıyla rekabet gittikçe artmaktadır. Bu rekabet şartlarında işletmelerin var olabilmesinin ön koşulu daima bu gelişmeleri takip etmek ve bunları yakalayabilmektir. Bu rekabet ortamında işletmeler müşterilerinin iyi kalite, düşük fiyat ve kısa teslim süresi beklentilerini hızla karşılayabilmek, daha fazla çesit üründen daha küçük miktarlarda verilen ve anlık olarak degiştirilen taleplere uyum sağlamak zorundadırlar. İşletmelerde doğru bilgiye hızlı bir şekilde ulaşarak doğru kararların verildiği etkin bir bilgi yönetimini sağlayan ERP sistemlerini kullanmaları gün geçtikçe yaygınlaşmıştır. ERP sistemleri, işletmelerde tek bir veri tabanı kullanılarak entegre bir biçimde bilgi paylaşımlarını organize eder ve farklı bölümlerde çalışanların bilgilere eş zamanlı olarak ulaşmasını sağlar. Diğer taraftan işletmeler, üretimde de en az kaynak kullanımıyla, en kısa zamanda, en ucuz ve hatasız üretimi, en az israfla yapmayı temel prensip edinen yalın üretim yaklaşımını benimsemek gerektiğinin bilincindedirler. Yalın üretim sayesinde işletmelerde, israflar azaltılarak, süreçler yeniden tasarlanıp, yalın üretim teknikleri ve yöntemleri kullanılarak, maliyetler düşürülerek işletmelere kazanç sağlama fırsatı yaratılmaktadır. Yan sanayi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde ana sanayi firmaların da itici gücü etkisiyle, bilgi akışını ve yönetimini sağlamak adına ERP sistemleri, hatasız ve zamanında üretim adına da yalın üretim gün geçtikçe önem kazanmakta, işletmelerin bilinçlenerek ve yatırım yaparak ERP kullanımları ve yalın üretimi benimsemeleri artmaktadır. Bu çalışmada, ERP ve yalın üretimin yan sanayide faaliyet gösteren firmalarda önem kazanması ve yaygınlaşması nedeniyle, beyaz eşya yan sanayi sektöründe ERP sistemleri ile yalın üretim uygulamalarını incelemek, ERP kullanımı ve yalın üretim işleyişi arasında ilişki olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır. Uygulamalı olarak da analiz edilerek sonuç almak istenmiştir. Otomobil yan sanayi sektörü ile beyaz eşya yan sektöründe ERP kullanımı ve yalın üretim tekniklerinin kullanımının olgunluk düzeylerini kıyaslamak hedeflenmiştir. Araştırma kapsamında anket yöntemi kullanılmış ve beyaz eşya yan sanayi sektöründe faaliyet gösteren 53 işletme ile görüşülmüş, elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS programından yararlanılmıştır. Yapılan bu çalışma ile ERP sistemini kullanan işletmelerin ERP kullanımından memnun oldukları ve orta düzeyde ERP modüllerini etkin kullanmakta olduğu görülmektedir. Yapılan analizler ile beyaz eşya yan sanayi sektöründe faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmelerde, finansal işlemler olarak genel isimlendirilebilecek satın alma, maliyet, muhasebe, satış modüllerinin kullanım oranlarının yüksek olduğu sonucu çıkmıştır. Araştırmada bunu takiben, üretim planlama ve malzeme yönetimi olarak gruplandırılabilecek, üretim yönetimi, planlama, stok yönetimi ve ürün ağacı gibi modüllerin kullanımı da oldukça yüksek düzeyde çıkmıştır. Araştırmada, ERP sistemi kurulumu sırasında ERP sisteminin işletmeye tam entegrasyonunda ve bölümlerin geleneksel hale gelmiş politika ve prosedürlerinin değiştirilmesinde zorlandıkları sonucu elde edilmiştir. ERP sistemi ile aktivitelerin gerçekleştirilmesi ve departmanlarda iş yapan çalışanların eski iş yapış şekillerinden vazgeçmelerin de kısmen de olsa zorlandıkları görülmüştür. Araştırma da bir diğer ERP ile ilgili yapılan analizde, ERP sistemi kurulumu sonrası en çok faydanın iş takibinin kolaylaşması, tek platformda verilen toplanması, dokümantasyon ile raporlamanın düzenli yapılması ve işletme içerisinde iletişimi arttırmak konusunda sağlandığı görülmüştür. Analize katılan işletmelerde yalın üretim uygulamaları arasında hücresel imalat uygulamalarının en çok uygulama oranına sahip olduğu sonucu çıkmıştır. Bunun yanı sıra 5S ve TPM uygulamalarının da diğer yalın üretim tekniklerine nazaran daha etkin olarak kullanılmakta olduğu görülmüştür. Kanban ve SMED uygulamaları kısmen uygulanmakta ya da hiç uygulanmamaktadır. Genel değerlendirme yapılacak olursa beyaz eşya yan sanayi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde yalın üretim uygulamaları olgunluk seviyesi çok yüksek değildir. Uygulamaların kısmen de olsa işletmede varlığı mevcuttur ama verimi düşüktür. Beyaz eşya sektörüne dair elde edilen bu sonuçlar araştırmanın sonucunda aynı anket yöntemiyle otomotiv sektöründen elde edilen veriler ile analiz edilerek kıyaslanmıştır. Sonuçlara göre, ERP sistemini kullanmaktan duyulan memnuniyet, ERP kullanım oranı, ERP sisteminden sağlanan fayda ve ERP sistemi kurulumu sırasında yaşanılan zorluklar bakımından iki sektör arasında benzer sonuçlar elde edilmiş, büyük bir farklılık görülmemiştir. İki sektör arasında yalın üretim uygulamaları için yapılan analiz sonuçlarında ise, aralarında çok yüksek oranlarda uygulama farklılığı olmadığı görülmüştür. 5S, TPM ve hata çözümü-önleyici teknikler uygulamalarında otomotiv sektörünün az bir farkla daha iyi olduğu, diğer SMED, Kanban, hücresel imalat uygulamalarında beyaz eşya sektöründeki uygulamalar ile arasında büyük bir farklılık olmadığı sonucu elde edilmiştir. Genel olarak yalın üretim araçlarının otomotiv sektöründe az bir oranla olsa da beyaz eşya sektörüne göre daha iyi bir olgunluk düzeyinde uygulandığı sonucu elde edilmiştir. Bu yalın üretim kavramının otomotiv sektöründe ortaya çıkışı ile ilişkilendirilmiştir.
-
ÖgeBeyaz Yakalılar İçin İş Değerlendirme Modellerinin Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003) Altun, Yelda ; Fığlalı, Nilgün ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada, öncelikle iş değerlendirme kavramı, iş değerlendirmenin öğeleri, iş değerlendirme aşamalarının tanıtılması, iş değerlendirmenin firmalara sağladığı faydalar ve bunun yanında iş değerlendirmeye getirilen eleştirilen anlatılmış bununla beraber iş değerlendirmenin dünyada ve Türkiye’deki gelişimi tanıtılmıştır. Beyaz yakalı çalışanlar için uygulanmakta olan iş değerlendirme sistemlerinden Hay İş Değerlendirme Sistemi ve Beyaz Yakalılar İçin Etmen – Puan Planı tanıtılmıştır. Hay sisteminin zaman içerisinde geçirdiği evrimler üzerinde durulmuş yani Hay’in rehber tablolar sisteminden iş aileleri sistemine doğru yaşadığı geçiş ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bunun yanında Hay sistemi ve Etmen – Puan Planı’nın karşılaştırılması bir uygulama ile örneklenmiş ve açıklanmıştır. Beyaz yakalılara yönelik iş değerlendirme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çok fazla çalışma bulunmayışına ve uygulanan mevcut sistemlerin eksikliklerine dikkat çekmeyi amaçlayan çalışma; mevcut sistemlerin yapısal irdelenmesi ve uygulama desteği ile mevcutların eksik taraflarını gözler önüne sermiş ve sonuç olarak da bu eksikliklerin kapatılması yönünde çeşitli öneriler sunmuştur.
-
ÖgeBilgi Teknolojilerinin Toplam Kalite Yönetimi Üzerindeki Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Altınkaynak, Erdal Nuri ; Cerit, Öğ. Gör. H. Bülent ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementSektör, büyüklük, yapı ya da gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak her kuruluşun başarılı olabilmesi için uygun bir yönetim sistemini kurması zorunludur. Üreticiler ve hizmet sağlayıcılar kaliteyi ve verimliliği arttırmak, maliyetleri azaltmak için çeşitli sistemler araştırmakta ve uygulamaktadır. Toplam Kalite Yönetimi anlayışı da bu sistemlerden biridir. Bu anlayışın başarısı kaliteye doğrudan odaklanmak gayesi ile bilgiyi derinlemesine ve etkin bir şekilde kullanabilmeye bağlıdır. Verilerin kayıt edilmesi, saklanması, belirli bir işlem sürecinden geçirmek suretiyle bilgiler üretilmesi, üretilen bu bilgilerin saklanması, nakledilmesi ve bilgilere erişim gibi işlemler Bilgi Teknolojileri vasıtasıyla kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu çalışmada, Bilgi Teknolojilerinin Toplam Kalite Yönetimi üzerindeki etkisini ortaya çıkarmak amaçlanmaktadır. Yapılan literatür taraması sonucunda, bu ilişkiyi en iyi şekilde ortaya koyabilmek amacıyla Toplam Kalite Yönetimi anlayışının 8 boyutu dikkate alınmak suretiyle 3 bölümden oluşan bir anket hazırlanmıştır. Anket çeşitli imalat sektörlerinde faaliyet gösteren ve Toplam Kalite Yönetimini uyguladığını ifade eden 50 kuruluşun kalite yöneticileri ile yapılmıştır. Elde edilen ölçümün içsel tutarlılığa sahip olup olmadığını belirlemek için güvenirlilik analizi uygulanmıştır. Değişkenler arasındaki karşılıklı ilişkileri incelenerek, değişkenlerin daha anlamlı ve özet bir şekilde sunulmasını için ise örnekleme faktör analizi uygulanmıştır. Bilgi Teknolojileri ve Toplam Kalite Yönetimi arasındaki ilişkiyi incelemek için ortaya çıkan yeni faktörlere korelasyon analizi uygulanmıştır. Korelasyon analizi sonucunda Bilgi Teknolojileri ve Toplam Kalite Yönetimi uygulamaları arasında güçlü ve istatistiki açıdan anlamlı bir ilişki görülmektedir. Toplam kalite yönetimi uygulamalarında, bilgi teknolojilerinin uygulama süreçlerini destekleyici bir rolü olduğu ortaya çıkmıştır.
-
ÖgeBilgi Teknolojisi Yatırımlarının Firma Performansına Etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Bostancı, Harun ; Kahraman, Cengiz ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada, bilgi teknolojisi yatırımlarının (BT) değerlendirilmesi, firmanın performans göstergelerinde yatırım öncesi ve sonrasında oluşan değişimlere göre yapılmıştır. Bilgi teknolojisi yatırımlarının firmalara faydaları konusunda yapılan belli bir metodun bulunmaması, donanım, yazılım ve arayüz uygulamaları getirilerinin somut olarak tespit edilememesi BT yatırımlarına ön yargı ile yaklaşılmasına neden olmuştur. Öncelikle, BT yatırımları klasik yatırım değerlendirme teknikleri ile ele alınmıştır. Yatırım geri dönüş oranı, geri ödeme süresi ve net şimdiki değer açısından, yapılan IT yatırımının kendi maliyetini fazlasıyla çıkardığı tespit edilmiştir. Bunun da ötesinde, firma performans göstergeleri detaylı olarak incelendiğinde firmanın performansının yapılan BT yatırımı sonrasında arttığı görülmüştür. Sonuç olarak BT yatırımlarının firma performansı üzerinde olumlu etkiler yaptığı anlaşılmıştır.
-
ÖgeBilgi Yönetimi Ve Şirket Bilgi Yöneticisinin Organizasyondaki Yeri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Meral, Tolga ; Dinçmen, Murat ; Mühendislik Yönetimi ; Engineering ManagementBu çalışmada “Bilgi Yönetimi” sistematik ve alt sistemleri incelenmiş, organizasyonlarda söz konusu inisiyatifin sorumluluğunu üstlenecek olan “Şirket Bilgi Yöneticileri”nin temel sorumlulukları, sahip olmaları gereken iş ve kişisel yeterlilikleri konularına değinilmiştir. Tezin uygulama kısmında ise söz konusu sorumluluklar, inisiyatifin stratejik önemi, mevcut fonksiyonlarla ilişkileri de dikkate alarak reel bir organizasyonda “Şirket Bilgi Yöneticisi”nin lokalizasyonu ve ilgili birimlerin yeniden organizasyonu için öneriler sunulmuştur. Önerilen modeli mevcut uygulamalarla karşılaştırdığımızda “Şirket Bilgi Yöneticisi”nin lokasyonu konusunda benzer örnekler mevcutsa da ilgili birimlerin yeniden organizasyonu mevcut uygulamalardan farklı bir yaklaşım içermektedir.