FBE- Yapı İşletmesi Lisansüstü Programı - Yüksek lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Yapı İşletmesi Lisansüstü Programı - Yüksek lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeUluslararası ihalelerde risk priminin saptanmasında bulanık mantık yaklaşımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 01.03.2010) Düzcan, Mert ; Polat Tatar, Gül ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementTeklif aşamasında risk priminin belirlenmesi, uluslararası projelerde ihale sürecinin önemli bir aşaması olmasına rağmen Türk yüklenicilerin risk priminin belirlenmesinde kullandıkları yöntem genellikle sezgi ve tecrübeler ile sınırlıdır. Sürekli gelişerek küreselleşen sektörün zorlu rekabet koşulları göz önüne alındığında, belirsizliklerden doğan risk priminin doğruya yakın maliyetlendirilmesinin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için risklerin doğru olarak analiz edilmesi günümüz koşullarında inşaat firmaları için bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu çalışmada, Türk yüklenici firmaların uluslar arası pazarda karşılaştıkları riskleri ve bu risklerin risk primine etki düzeylerini belirlemek amacı ile bir anket tasarlanmıştır. Anket verileri ışığında, Türk yüklenicilerin uluslararası inşaat piyasasında karşılaştıkları riskler incelenerek risk priminin yüzdesel olarak belirlenmesi için Bulanık Mantık kullanılarak bir model geliştirilmiştir. Modelden alınan sonuçların anket verileri ile uyumlu olduğu gözlenmiştir.
-
ÖgeBir toplu konut projesinde uygulanan iş güvenliği yönetim süreçlerinin OHSAS 18001 uygulamalarıyla karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 03.03.2010) Naycı, Haluk ; Gürcanlı, Emre ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalışmada, bir toplu konut projesinde uygulanan iş güvenliği yönetim süreçlerinin OHSAS 18001 uygulamalarıyla karşılaştırması yapılmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde, İş Güvenliği konusunda açıklayıcı bölümler yer almaktadır. İkinci bölümde temel kavramlar, üçüncü bölümde ise OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Nedir?, Neden önemlidir? anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde model bir toplu konut projesinde uygulanan mevcut iş güvenliği uygulamaları ve yönetim süreçleri ortaya konmaktadır. Beşinci bölümde ise dördüncü bölümdeki yönetim süreçlerinin OHSAS 18001 uygulamalarıyla değerlendirilmesi yer almaktadır. Altıncı bölümde ise bu karşılaştırmanın sonuçları ortaya konmuştur.
-
ÖgeYüklenici inşaat işletmelerinin uluslararası pazarlara açılma kararını etkileyen faktörler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 04.03.2010) Arslan, Murat Alp ; Tatar, Gül Polat ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalısmada, Türk insaat sektörünün uluslararası insaat pazarlarına açılma kararını etkileyen faktörler detaylı bir sekilde akademik alanda incelenmistir. Uluslararası pazarların kapsamlı ve detaylı arastırması yapıldıktan sonra, Türkiye Cumhuriyeti Dıs Ticaret Müstesarlıgı’nın belirledigi bölgelere göre, her bölgenin “politik”, “ekonomik” ve “sosyal-kültürel” özellikleri incelenmistir. Türk insaat sektörünün dünya pazarlarındaki etkinligi rakamlarla açıklanarak, son yıllardaki basarısının arkasındaki gerçeklere dikkat çekilmistir. Akademik makalelerden faydalanılarak, 4 baslık altında toplam 57 faktör belirtilmistir. Bu baslıklar “yüklenici faktörleri”, “ülke faktörleri”,“proje faktörleri” ve “ isveren faktörleri” olarak sıralanmıstır. Türk insaat firmalarının yurtdısı pazarlarına açılma kararını alırkenki davranısını incelemek amacıyla 71 Türk insaat firmasına anket çalısması yaptırılmıstır. Bu anket çalısması 3 bölümden olusmaktadır.lk bölümde firmaların özellikleri sorulurken, ikinci kısımda 57 faktör firmaların kendi stratejileri dogrultusunda 0-10 ölçeginde puanlandırmaları istenmistir.Son kısımda ise 11 adet performans sorusu ile Türk insaat firmalarının basarı oranı sorgulanmıstır, katılımcılar kendi firmalarının son yıllardaki basarısına göre 0-4 ölçeginde puanlandırmıstır. Anket verileri, SPSS 16.0 bilgisayar programı vasıtasıyla temel bilesenler analizi, güvenirlik analizi, faktör analizi ve çoklu regresyon analizi metotları kullanılmıstır, böylece faktörler Türk yüklenicilerin bakıs açısına göre gruplandırılmıstır ve performans kriterleri ile faktörler arasında iliski sorgulanmıstır.
-
ÖgeÖzel betonarme yüzme havuzlarında kaplama malzemesi olarak PVC, cam mozaik ve seramik karoların uygulama yönünden karşılaşturulması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 04.03.2010) Çevikel, Ülfet İpek ; Müngen, Uğur ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalışmada, betonarme havuzlarda kaplama malzemesi olarak seçilen türlerden seramik karolar, cam mozaikler ve PVC esaslı malzemelerin karşılaştırılması yapılması hedeflenmiştir. Seramik, cam ve PVC’nin tarihçelerinden, üretimlerinden, yapısal, kimyasal ve fiziksel özelliklerinden bahsedilmiştir. Havuz türleri, yapımı, kaplama malzemeleri ve işletim sistemlerinin oluşturulması konuları detaylı olarak anlatılmıştır. Uygulamalı olarak seramik karo, cam mozaik ve PVC kaplanan havuzların kaplama yöntemleri ve maliyet hesapları tablolar halinde verilmiştir. Sonuç olarak PVC ve cam mozaik kaplamaların seramik karo kaplamalarına oranla daha uygun bütçeli olduğu görülse de insan sağlığı ve ekonomik ömür açısından seramik karoların tercih edilmesi gerektiğine karar kılınmıştır.
-
Ögeİnşaat sektöründe radyo frekanslı tanımlama etiketleri üzerinde veri depolanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 05.02.2010) Güven, Gürşans ; Ergen, Esin ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementRadyo Frekanslı Tanımlama (RFID) teknolojisi nesnelerin radyo dalgaları yoluyla otomatik olarak tanımlanmasını sağlayan ve aynı zamanda nesneler üzerinde bilgi saklanmasına olanak veren bir teknolojidir. RFID teknolojisinin inşaat sektöründeki uygulamaları incelendiğinde, verilerin RFID etiketleri üzerinde mi yoksa bir ağ üzerinde mi saklanacağı konusu üzerinde görüş ayrılıkları olduğu tespit edilmiştir. Özellikle inşaat sektörü gibi değişken ve kontrolsüz koşullar altında çalışılan bir sektörde, her zaman bir ağ bağlantısının kurulabilmesi mümkün olmayabilmektedir. Bunun yanı sıra bazı tür bilgilerin merkezi bir veritabanında saklanması veriye ulaşım ve hafıza kısıtları açısından daha uygun olmaktadır. Ancak yapılan incelemelerde, farklı uygulamalarda ne tür bir yaklaşım izlenmesi gerektiğinin çok net olmadığı belirlenmiştir.Bu çalışmanın amacı inşaat sektöründe RFID etiketleri üzerinde lokal olarak bilgi saklanmasının hangi koşullar altında daha uygun olduğunun belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda mevcut uygulamalarda hangi koşullarda etiketler üzerinde ne tür bilgilerin saklandığı belirlenmiştir. İnşaat Sektörü’ndeki RFID uygulamalarına ek olarak RFID teknolojisinin yoğun olarak kullanıldığı beş büyük sektörden yüzün üzerinde uygulama incelenmiştir. Uygulamalar sırasında farklı tür veri saklama yaklaşımı gerektiren koşullar saptanarak, RFID etiketleri üzerinde saklanan bilgi türleri belirlenmiştir. Sonuçlar İnşaat Sektörü’nün koşul ve beklentileri doğrultusunda özel olarak geliştirilmiş, yüksek bellek kapasiteli RFID etiketleri ve/veya veri depolama ortamlarına ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.
-
ÖgeOrta ölçekli bir Türk inşaat firmasının balkanlara açılmasında yatırım tercihi için model çalışması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 05.07.2012) İlgin, Mustafa ; Kuruoğlu, Murat ; 433048 ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalışmada on bir adet Balkan ülkesi olan Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Arnavutluk, Makedonya, Bulgaristan, Romanya ve Moldova yurtdışına açılmak isteyen orta ölçekli bir Türk müteahhitlik firmasının yapacağı inşaat yatırımı için uygunluk açısından incelenmiştir. Bu incelemeler yapılırken bu ülkelerin ülke bilgileri, Türkiye ile olan ilişkileri ve yatırım şartları gibi veriler toplanarak hangi ülkenin daha avantajlı yatırım ortamını sağlayacağına karar vermek için bir modelleme yapmak amaçlanmıştır. İnşaat sektörü yalnızca beton ve demirden müteşekkil olmadığı için bu ülkelerin bürokratik, siyasi, ekonomik durumları ile ülke şartları incelenerek lokomotif bir sektör olan inşaat sektörüne olan etkileri incelenmiştir. Yapılan bu incelemeler sonucunda on bir olan yatırım alternatif sayısı üçe düşürülmüştür. Daha sonra bu üç ülke arasından bir ülke seçebilmek için çeşitli karar verme metodolojileri kullanılmıştır. Bu uygulamanın sonucunda ise Moldova Cumhuriyeti yapılacak olası bir yatırımda en ağır basan alternatif olarak öne çıkmıştır. Daha sonra bu alternatif üzerinde daha detaylı bir inceleme yapılarak inşaat konusundaki ülke profil ve altyapısı tespit edilerek bu ülkenin karlılık ve çalışılabilirliği tespit edilmiştir. Daha sonra yapılan örnek olay incelemesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan Kahramanmaraş ili, Moldova Cumhuriyeti’nde bulunanKişinev ili ile karşılaştırılarak firmanın bulunduğu yerde mi kalması, yoksa karar modellemesi sonucunda tespit edilen yeni pazara mı açılması daha makbuldür, bunun tespiti yapılmaya çalışılmıştır. Bu tespit yapılırken ise bürokratik, teknik, yönetimsel ve mali açıdan inceleme ve karşılaştırmalar yapılmıştır. Bu karşılaştırmalar sonucunda Kahramanmaraş mali yönler hariç, bürokrasi, siyaset, teknik konular ve bir takım diğer yönlerden ağır bassa da firma için kat ve kat daha fazla olan karlılık karar alırken belirleyici unsur olmuştur. Daha sonra bir takım sorularla bu karar son bir defa sorgulanarak son karar olarak Kişinev’de yatırım daha tercih edilebilir olarak tespit edilmiştir. Karı risksizliğe tercih eden inşaat şirketinin bir noktaya kadar karla doğru orantılı derecede risk almakta istekli olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu kesişim noktasından sonra firmanın kar oranının daha çok artma imkanı bulunmasına rağmen bu noktadan sonraki riskler gereksiz risk olarak tespit edilmiştir. Orta ölçekli Türk inşaat firmasının tercihi optimum karar noktası olan risk ve çalışılabilirlik kesişim noktası olacaktır. Bu noktada karlılıkta kararı etkileyen bir faktör olacaktır. Çünkü firmanın varoluş sebebi kar etmektir.
-
ÖgeGelişmekte olan ülkelerde uluslararası yeşil bina ilkelerinin adaptasyonu çerçevesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 06.01.2013) Chergia, Citra ; Ergen, Esin ; 435514 ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementSon on yıldır, yeşilbinalar kıt doğal kaynakların daha etkin kullanımı ile yüksek sürdürülebilirliğe ulaşmak için önemli bir factor haline geldi. Yeşil bina kavramları gelişmenin bir sonucu olarak, bir çok ülke kendi yeşil bina konseylerini kurduve ilkelerini oluşturdu. Bu tür ilkeler inşaat sektöründe on de gelen yeniliklerden biri olarak Kabul edilmektedir. Bu tezde, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında yeşil bina hareketinde yeni olan gelişmekte olan ülkelerde yaygın yeşil bina kurallarının nasıl uygulanabileceği üzerinedir. Bu gelişmekte olan ülkelerin yeşil bina kılavuzların kullanımı hızlandırmak için bir yol haritasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tezin üç ana hedefi vardır: (1) Endonezya’da ve Türkiye de yeşil binanın benimsenmesi için bir uygulama stratejisi önermek; (2) bu stratejiyi doğrulamak ve geliştirmek için önceki çalışma ve daha ileri durumdaki ülkelerle karşılaştırmak; ve (3) gelişmekte olan ülkelerde inşaat sektöründe yaygın bir yenilik olarak yeşil bina kurallarının ne kadar kavrandığını görmek. Bu tezçalışmasında, gelişmekte olan ülkelerde yeşil bina kurallar benimsenmesi çerçevesinde üç gelişmekte olan ülke bazalınmıştır: Hindistan, Endonezya ve Türkiye. Bu üç ülke benzer şartlara sahip olduğu halde yeşil bina konusunda farklı kurallar uygulamış ve farklı ilerlemeler kaydetmiştir. Hindistan başarıyla, yeşil bina konseylerini kurmuş, kendi yeşil bina inşa kurallarını uygulamış ve yeşil bina ilkelerin benimsenmesi stratejisiyle sertifikalı yeşil bina yapımını kolaylaştırmıştır. Endonezya yeşil bina konseyini kurmuş ve yeşil bina kılavuzunu başlatmıştır. Ancak, sertifikalı yeşil binaların sayısı başkent dışında oldukça düşük ve başkentte kümelenmiş bir durumdadır. Türkiye zaten kendi yeşil bina konseyine sahiptir. Yine de, bu ülkenin uluslararası yeşil bina kurallarını örnek olarak ve mevcut olanlara dayanarak kendi yeşil bina kurallarını belirlemek için çalışmaktadır. Üstelik, sertifikalı yeşil binaların sayısı hala oldukça düşüktür._x000D_ Literatür taraması, yeşil bina hareketlerinin evrimi ve yeşil bina üzerine bir anket aracılığıyla bu tez hazırlanmaktadır.Özel sektör ve kamu sektörünü temsil eden Endonezya ve Türkiye’den 110 uzmanankete katılmaktadır. Hindistan’da 44 uzman önceki çalışmada ankete katılmaktadır. Bulgular Hindistan, Endonezya ve Türkiye de anket sonuçlarının karşılaştırılmasına dayanarak, bu tez gelişmekte olan ülkelerde oluşturulan yeşil bina kurallarının benimsenmesi hakkında bir çerçeve çizmektedir: (1) yeşil bina kuralları hakkında farkındalık oluşturmak için en yararlı kaynaklardan bilgi edinmek; (2) kişilerin ve şirketlerin yeşil bina kurallarını kabullenmesi için motive etmek, (3) teşvikler uygulamak ve yeşil bina kuralları ile ilgili sorunları çözmek; ve (4) benimseyen her kurumun durumunu yenilik uygulamaları ile tanımlamak. Sonuçta bu üç ülke, deneyimlerini gerek duydukları gelecek doğrulama verilerini sadece gelişmiş ülkelerin durumlarına bakarak oluşturmuş gibilerdir. Bununla birlikte, bu tez, önerdiği uluslararası adaptasyon çerçevesiyle, bir çok gelişmekte olan ülkede daha sürdürülebilir binaların yapımlarının yaygınlaştırılması için bir temel olarak hizmet verebilir._x000D_ Hindistan’daki, Endonezya ve Türkiye’deki araştırma sonuçlarının karşılaştırılmasına dayanarak, gelişmekte olan ülkelerde yeşil bina kuralları inşa edilmiştir. Her üç ülke için ortak temel faktörler şunlardır: (1) atölye / seminer ve toplumda yeşil bina kuralları hakkında farkındalık getirebilir bilgi kaynağı olarak eğitim; (2) toplumsal vicdan ve en önemlisi kişinin motivasyonları gibi çevre dostu uygulamaların gösterilmesi; (3) şirketin en önemli motivasyonu olarak çevre dostu uygulamaları göstermek; (4) yeşil bina kurallarının etkin uygulanması için kurumsal çerçevenin uygunluğu ve (vergi indirimi, hibe, vb) gerekli yeşil bina kılavuzların benimsenmesi için en önemli mali teşvikler; ve (5) yeşil bina ilkelerinin benimsenmesini önleyen en önemli engel olarak vergi indirimi ve hibe şeklinde teşvik eksikliği._x000D_ Yeşil bina kurallarının stratejisi konusunda Hindistan’da, Endonezya ve Türkiye’de bazı farklılıklar vardır. Eğitim ya da araştırma ile ilgili bilgi kaynakları, Hindistan için uygundur, ve eğitim, araştırma ya da popüler medya ile ilgili bilgi kaynaklarının kombinasyonu Endonezya ve Türkiye için daha uygundur. Birey ve şirketin motivasyonu hakkında konuşmak,pazar avantajı kazanmak,şirket politikası ve tanıtım değeri Hindistan üzerinde büyük etkiye sahiptir.Diğer taraftan regülatör Endenozya’da önemli rol oynar,müşteri isteğinin ve karın Türkiye üzerinde büyük bir etkisi varken. Bu özel motivasyonlar teşvik ve engelleri etkileyecektir. Eğitim ve bilgilendirme teşvikleri Hindistan ve Endonezya da önemlidirler.Ayrıca,yönetmelikler Endonezya ve Türkiye de de önemlidirler.. Buna ek olarak, yerel yönetimler Türkiye de gereklidir. Müşterinin ve inşaat sektörünün doğasındaki engeller Hindistan’ı ve Endonezya’yı etkiler. Maliye ile ilgili engel de Hindistan’ı etkiler. Regülatör Endonezya’da kaydadeğer bir rol oynadığından beri, onların tutumları Türkiye kadar bu ülkeyi de etkileyecektir. Yerel caydırıcı önlemler ve yeşil bina hareketi Türkiye de de belirleyicidir._x000D_ Genel engellere gelince, devletten, toplumdan, müşterilerden, kar amacı gütmeyen kuruluşlardan, şirketlerden, tedarikçilerden, bireylerden ve diğer açılardan engeller olarak kategorize edilebilir. Mülk sahibi, işletmeler ve finans kurumlar için hiç bir teşvik, uygun enstrümanların eksikliği (örneğin vergi iadeleri); uygun politikaların, mevzuat ve kanunların eksikliği, zayıf izleme mekanizmaları; pazar denetleyecek kurumların eksikliği, devletten kaynaklanan yatırım ve finansal destek eksikliği Hindistan’da, Endonezya ve Türkiye’de devletten kaynaklanan engellerdir. Uzun vadeli tasarruflar üzerinde faiz ve belirsiz bilgi eksikliği müşteri açısından engellerdir. Finansman sorunları ve hükümet düzeyinde teşvik yetersizliği kar amacı gütmeyen kuruluşların engelleridir. Şirketlerdeki ana engel sorunları nasıl tanımak gerektiğinin her zaman bilinmemesi eksikliğidir. Yerel standartlara sahip mevcut bina kılavuzlarının uyumluluk sorunları ve geri dönüşen materyal içeriğini etiketlemek için standart sistemlerin eksikliği. Bil-nasıl/faiz eksikliği; teşvik eksikliği, yüksek maliyet algısı; sermayeye erişim eksikliği; kısa planlama ufukları ancak uzun geri ödeme dönemleri;inşaat sektörünün muhafazakar yapısı ve yeşil teknolojilerin yeni gönüllü kabul eksikliği bireylerin engellerinin örnekleridir. Ayrıca,uluslar arası yeşil bina klavuzlarını kullanan ülkelerin genellikle karşılaştıkları diğer engeller de vardır.Bu engellerin örnekleri yerel standartlardaki LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) veya BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method) arasındaki uyumluluk;yerel yönergelerin eksikliği; LEED referans kodlarının çok az bilgisi (örneğin, ASHRAE - Amerikan Isıtma, Soğutma ve Klima Mühendisleri) standartların çok az bilgisi (örneğin, ASTM - Amerikan Malzeme ve Test Derneği) ve ürün sertifikasyonları (örneğin, Greenseal) ve küçük LEED kuralları içindeki gereksinimlerin çok az bilgisi._x000D_ Yeniliğin yayılması hakkında konuşmak; tez anket sonuçları Rogers modeli (2003) temel alınarak geliştirilen her uygulayıcı örgütün mevcut durumunu tanımlayan benzer kategoriler göstermektedir. Örneğin, çevre grupları ortak bir yenilikçi olarak görülür; büyük iş evleri erken benimseyici olarak hareket eder; ve ilgili ajanslar Hindistan’da, Endonezya ve Türkiye’de sık görülen erken çoğunluk gibi ticaret dernekleridir. Bununla birlikte, geç çoğunluk ve tembeller için her ülkenin farklı benimseyicileri vardır. Bununla birlikte, her bir kategorinin bölümü olarak bazı farklılıklar da mevcuttur. Hindistan a bağlı üye grupların çoğu erken benimseyen (6 grup) olarak dağıtılır; Endonezya’da ve Türkiye de bağlı üye grupların çoğu erken çoğunluk olarak yoğunlaşırken (her iki ülkede de 8 grup vardır). Bu bulgular, yeşil bina kurallarının Endenozya’daki ve Türkiye’dekinden Hindistan’da daha iyi benimsendiğini ve dağıldığını gösterdi. Yine de, bu üç ülkede yeni uyum yollarının benzer olduğundan bahsetmek hala dikkat çekicidir._x000D_ Sonuç olarak, bu tez gelişmekte olan ülkeler için yeşil bina kurallarının benimsenmesi çerçevesini genişletti. Bu, Hindistan’da (Potbhare ve ark., 2009b), Endonezya ve Türkiye’de ortak bulgular ve araştırmalara dayanarak oluşturuldu. Yeşil bina ilkelerinin benimsenmesi çerçevesinde kapsamlı faktörler ile ilgili diğer gelişmekte olan ülkeler tarafından seçilebilir üç seçenek vardır: (1) Hindistan’da, Endonezya ve Türkiye’de yalnızca ortak olan başlıca faktörleri seçmek; (2) bu kendilerine benzer koşullar ve özelliklere sahip seçilen üç ülkelerden birini seçmek; veya (3) Hindistan’daki, Endonezya ve Türkiye’deki büyük ortak faktörleri ve farklı olan diğer değerli faktörleri birleştirmek. Bu tezin sonuçları Hindistan, Endonezya ve Türkiye gibi benzer yeşil bina hareketine sahip diğer gelişmekte olan ülkeler tarafından da kullanılabilir. Hindistan, Endonezya ve Türkiye farklı koşullara sahip olmasına rağmen seçilen bu üç gelişmekte olan ülkelerde ortak yeşil bina kriterleri vardır.
-
ÖgeUluslararası İnşaat Projelerinde Katkı Payının Bulanık Mantık İle Modellenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 06.01.2013) Genç, Abdulkadir ; Tatar, Gül Polat ; 423557 ; Yapı İşletmesi ; Construction Managementİnşaat sektöründe teklif hazırlama süreci, yapım maliyetlerinin hesaplanması ve devamında teklif verilen proje için en uygun katkı payı miktarının eklenmesi aşamalarından oluşmaktadır. Genel olarak katkı payı miktarı, inşaat projesinin dolaysız maliyetleri ve dolaylı maliyetleri toplamının belirli bir yüzdesi olarak teklif fiyatına eklenen; genel giderler, kar oranı ve risk payını içeren tutar olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmada, Türk yüklenici inşaat firmalarının uluslararası inşaat projelerinde vermiş oldukları tekliflerde yer alan katkı payı miktarını belirlemelerinde etkili olan faktörlerin analiz edilmesi ve bu kapsamda matematiksel bir model geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda yapılan detaylı literatür araştırması sonucunda katkı payının belirlenmesi esnasında firmalar tarafından göz önüne alınan 61 adet faktör belirlenmiş ve bu faktörler beş farklı grupta ele alınmıştır. Belirlenen faktör grupları kullanılarak hazırlanan anket çalışması, yurt dışında yüklenicilik yapan Türk inşaat firmalarına gönderilmiş ve 13 farklı ülkeden 39 adet proje için veri toplanmıştır. Anketlerden elde edilen verilere ilk aşamada güvenilirlik analizi uygulanmış ve veri setinin tutarlılığı test edilmiştir. Daha sonra sıralama ve temel bileşen analizleri uygulanmış, böylece faktörlerin katkı payı üzerindeki etkileri hem faktör bazında hem de grup bazında ortaya koyulmuştur. Çoklu regresyon analizi yardımıyla bağımlı değişken olan katkı payı miktarının bağımsız değişkenler olan faktör gruplarına bağlı olarak hangi oranda şekillendiği incelenmiştir. Son olarak bulanık mantık yaklaşımıyla katkı payı miktarını, toplam inşaat yapım maliyeti üzerinden yüzdesel olarak belirleyen matematiksel bir model geliştirilmiştir.
-
Ögeİşçi sağlığı ve iş güvenliği maliyetlerinin bina inşaatı toplam maliyetlerine etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 06.07.2010) Korkutan, Nesimi Teoman ; Müngen, Uğur ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementHızlı sanayileşme ve makineleşmenin doğal sonucu olarak köylerden kentlere göç etme ile başlayan kentleşme, hızlı geçiş süreci insanoğluna daha önce karşılaşmadıkları yeni yeni riskleri de beraberinde getirmiştir. Bu gün birçok sektörde özellikle inşaat sektöründe bu risklerin kötü örneklerini çok sayıda görmek mümkündür. Özellikle inşaat sektöründeki meydana gelen iş kazalarının oldukça yüksek oranlara sahip olduğu, istatistiki verilerde görülmektedir. Tez çalışmasında, mevcut istatistiki verilere dayanarak, bina inşaatlarındaki kaza oranlarının yüksekliği göz önünde bulundurularak bina inşaatlarındaki uygulanacak işçi sağlığı ve iş güvenliğinin maliyetleri belirlenmiştir. İstanbul İli sınırları içerisinde 400 ile 2000 m2’ lik inşaat alanına sahip 30 farklı bina inşaatında, iş kalemleri bazında yapılan risk değerlendirmesi sonucu gerekli olan iş güvenliği malzeme ve ekipman türleri belirlenmiştir. İnşaat süreçleri ve toplam çalışma saatleriyle orantılı malzeme ve ekipman sayılarının, piyasa fiyat araştırılmasıyla elde edilen fiyatlarla çarpılması sonucu iş güvenliği maliyetlerine ulaşılmıştır. Ayrıca inşaat süresinde dışarıdan alınacak iş güvenliği eğitim ve danışmanlık hizmetleri maliyetleri de iş güvenliği maliyetlerine katılmıştır. Tezin odağı bina inşaatlarında işçi sağlığı ve iş güvenliği maliyetleri ile toplam inşaat maliyetlerinin karşılaştırılması olduğu için, bina örnekleri dolaysız inşaat maliyetleri Boyutsuz Büyüklükler ile Yaklaşık Maliyet Tahmin Metodu ile bulunmuştur. Nihai olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği maliyetleriyle, bina toplam maliyet tahminleri karşılaştırılmıştır. 30 farklı bina inşaatında yapılan bu çalışmada, işçi sağlığı ve iş güvenliği maliyeti, toplam bina maliyetlerinin oranının ortalama % 3,73 olduğu ve çalışma saati başına düşen ortalama iş güvenliği maliyetinin de 0,56 tl olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
-
Ögeİnşaat üretim zincirinde otomatik veri toplama teknolojisi kullanımının faydalarının belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 06.07.2011) Demiralp, Gökhan ; Ergen, Esin ; 405206 ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalışmada Otomatik veri toplama teknolojisinin inşaat tedarik zincirinde kullanılmalarıyla elde edilen faydalar belirlenmiştir. Teknolojisinin uygulanması ile kazanılan faydalar tedarik zincirinde yer alan taraflar için ayrı ayrı değerlendirilmiş olup, kazanılan faydalar oranında maliyet paylaşım katsayısı hesaplanmıştır. Otomatik veri toplama teknolojisi olarak RFID (Radyo Frekanslı Tanımlama) teknolojisi seçilmiş olup, bu teknolojisinin uygulanması ile prekast dış cephe panellerinin fabrikada ve şantiyede takip edilmeleri sürecinde elde edilen kazanımlar belirlenmiştir. Tedarik zincirinde geleneksel malzeme takip yöntemi için değeler belirlenirken fabrikada ve şantiyede yapılan görüşmeler ve direkt gözlemlerden yararlanılmıştır. RFID uygulanan durumlar ise yarı otomatik RFID durumu ve tam otomatik RFID durumu olarak iki kısımda incelenmiştir. RFID kullanılan durumlar için verilerin belirlenmesinde daha önceden yapılan çalışmaların incelenmiş ve analizler yapılmıştır. Her üç durum için de verilerin belirlenmesinden sonra değerler simülasyon programına girilerek sonuçlar elde edilmiştir. Yarı otomatik RFID – mevcut durum ve tam otomatik RFID – mevcut durum kıyaslamaları yapılmış olup bütün durumlar için işçilik, malzeme ve ekipman kazanımları hesaplanmıştır. Belirlenen kazanımlar tedarik zincirinin fabrika ve şantiye tarafları için ayrı ayrı hesaplanmış olup bu değerler kullanılarak maliyet paylaşım katsayısına ulaşılmıştır.
-
ÖgeUluslararası inşaat firmalarının teklif karar verme sürecini etkileyen faktörlerin araştırılması ve adaptif ağ tabanlı bulanık çıkarım sistemi tahminleme yöntemi ile bir karar verme modeli oluşturulması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 06.07.2011) Uysalol, Enis ; Polat Tatar, Gül ; 405527 ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementUluslar arası inşaat sektörü birbirinden farklı birçok risk ve belirsizliğin bir arada olduğu bir iş sektörü konumundadır. Firmaların bu sektörde faaliyetlerine devam edebilmeleri için birçok değişken barındıran bu sektörde uygun projeleri seçip firmanın sektördeki devamlılığını sağlaması gerekmektedir.Bu tez çalışmasında yurt dışında faaliyet gösteren yüklenici inşaat firmalarının genellikle tecrübeye dayalı karar verme mekanizmalarının olduğu probleminden yola çıkılarak teklif karar sürecinde etkili olan faktörler araştırılmıştır. Daha sonra gerekli literatür araştırılması yapılıp hazırlanan anket çalışması ile bu bilgiler toplanarak, daha kısa sürede doğru ve stratejik kararlar almaya yardımcı bir sistem oluşturulabileceği düşünülerek bir teklif karar verme modeli yaratılmış ve anket sonuçlarından elde edilen verilerle model çıktıları karşılaştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, ilk olarak yüklenici inşaat firmalarının karar verme mekanizmalarına değinilmiş, karar verme aşamaları ve karar verme sistemlerinden bahsedilmiştir.Sonraki bölümde uluslararası inşaat sektörünün durumu ve Türk yüklenici inşaat işletmelerinin uluslar arası pazarlardaki yeri araştırılmış ve bu pazarlardaki iş hacimleri belirtilmiştir. Daha sonra yüklenici inşaat firmalarının genel amaç ve stratejileri başlığı altında inşaat firmalarının teklif verme amaçları, teklif hazırlama süreçleri ve teklif verme sürecine yönelik stratejileri, teklif hazırlama süreci öncesi yapılan çalışmalar ve teklif karar verme sürecindeki gerekli işlemler açıklanmıştır.Sonraki aşamada, uluslar arası projelerde teklif hazırlama sürecinde etkili olan faktörler belirlenmiş ve beş ana başlık altında incelenmiştir. Belirlenen faktörler doğrultusunda anket soruları oluşturulmuş ve uluslar arası sektörde uzun yıllardan beri faaliyet gösteren bir inşaat firmasına anket soruları yöneltilerek gerekli veriler toplanmıştır. Elde edilen anket sonuçları; bulanık mantığın insan gibi karar verme yeteneğini ve yapay sinir ağlarının öğrenme becerisiyle birleştiren Adaptif AğTabanlı Bulanık Çıkarım Sistemi- ANFIS ile oluşturulan model için giriş verileri olarak kullanılmıştır. Çalışmanın son aşamasında ise model çıktıları ile anket sonuçlarının karşılaştırılarak modelin güvenilirliliği incelenmiş olup modelin doğru ve güvenilir çalıştığı sonucuna varılmıştır.
-
ÖgeYapım sürecindeki görev tanımlarının belirlenmesi ve firma organizasyonlarının değerlendirilmesi için yöntem önerisi ve uygulama örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 07.07.2010) Sevim, Merve ; Kuruoğlu, Murat ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementGelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de inşaat sektörü lokomotif sektör konumundadır. İnşaat sektörünün gelişmesi ülke ekonomisinin kalkınmasında büyük paya sahiptir. Bu çalışmada inşaat projelerinin de bir temel süreç niteliğinde olduğu varsayılarak süreci meydana getiren görev tanımları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu belirlemeden yola çıkılarak yapım sürecindeki görev tanımları listesi oluşturulmuş ve bu liste inşaat sektöründe faaliyet gösteren 11 farklı firmaya uygulanmıştır. Bu uygulama sonuçları değerlendirilerek belirlenen görev tanımlarının ağırlıkları ve buna bağlı olarak da firmaların organizasyonel yapıları değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme yapılırken bir uygulama metodolojisi geliştirilmiştir. Bu değerlendirme sonucunda görev tanımlarının yerine getririlirken olması gereken optimum personel sayısı ortaya çıkarılmıştır. Bu personel sayısı ile firma değerlendirmeleri yapılmış ve buradan da ideal organizasyon yapısına ulaşılmıştır.
-
ÖgeANAHTAR TESLİM-SABİT FİYAT SÖZLEŞME USULÜNCE ALINAN BİR PROJENİN RİSK DEĞERLENDİRİLMESİNİN YAPILMASI İÇİN METOT ÖNERİSİ VE ÖRNEK UYGULAMA(Fen Bilimleri Enstitüsü, 07.07.2010) Burcu AKYILDIZ ; Dr. Murat Kuruoğlu ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementEkonominin en önemli iş kollarından biri de ulusal gelire katkısı ve istihdam yaratma becerisi ile inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü diğer sektörlere oranla tipik özellikleri nedeniyle daha fazla belirsizlik içermektedir. Ancak bu kadar belirsizliğin dolayısı ile riskin olduğu bir sektörde ilginçtir ki risklere gereken ilgi gösterilmemekte hatta çoğu firmanın projenin risk analizi yapmadan işi aldıkları görülmektedir. _x000D_ İnşaat projesinin süresinin ve maliyetinin belirlenmesi kararlarında, inşaat sektörünün özellikleri ve içerdiği tipik riskler sebebiyle sıklıkla yanılgılar meydana gelmektedir. Özellikle anahtar teslim-sabit fiyat sözleşme usulünün uygulandığı ihalelerde teklif edilen fiyat, değiştirilemediği için maliyeti etkileyen riskler yükleniciyi ciddi anlamda zorlamaktadır. Aynı zamanda bu şekilde ihale edilen işlerde genellikle planlanan programdan sapmalar durumunda yüklenici ciddi meblağlarda ceza ödemek zorunda kalmaktadır._x000D_ Bu çalışmanın amacı, anahtar teslim-sabit fiyat usulünce ihale edilen tipik bir projenin maliyet ve süre olarak risk analizinin yapılmasıdır. Örnek olay incelemesi kısmından önce aralarındaki farkları anlayabilmek amacıyla sözleşme tipleri anlatılmış, risk kavramı, yönetimi ve analiz yöntemleri ele alınmış ve risk analizinin yapılmasında en çok kullanılan yazılımlar anlatılmıştır. Örnek olay incelemesi olarak ise gerçekleşen ve simülasyon sonucu bulunan değerlerin kıyaslanabilmesi için daha önceden yapımı tamamlanmış bir projenin ele alınması tercih edilmiştir. Risk analizine ilişkin simülasyonların sayısını artırabilmek için de elle simülasyon yerine @Risk yazılımı kullanılarak simülasyon yapılması tercih edilmiştir.
-
ÖgeTürkiye'de konut projelerinin yönetiminde dış kaynak kullanımının değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 08.03.2010) Boyar, Özkan ; Kuruoğlu, Murat ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu tez çalışmasının amacı, inşaat sektörü projelerinin fikir olarak ortaya çıkmasından bitişine kadar geçen süreçteki gelişim aşamalarında proje geliştiricilerinin gereksinim duyduğu bilgi ve deneyim temin yolları hakkında bir yol haritası orataya çıkarmak, proje tipine, büyüklüğüne, zorluğuna, karlılığına, üretim şekline göre kullanılması gereken uzmanlıkları ve kullanım düzeylerini belirlemektir.Birinci kısımda, inşaat yatırımlarının özellikleri ve yatırım açısından proje unsurları hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. İkinci kısımda, inşaat sekötüründe genel özelliklerine değinilerek, inşaat projelerinin gelişimden bitişine kadar geçen süreçteki yönetimi ile teslim yönetemleri incelenerek yönetsel aktörleri ortaya konulmuştur. Tezin son kısmında Türkiye genelinde yapımı devam eden ve tamamlanmış konut projelerinin yöneticileri ile yapılan anket çalışmasına yer verilmiştir. Bu çalışma ile “Bir konut yatırım projesinin yönetiminde dış kaynak kullanımı, projenin karakteristik özelikleri ile ilişkilidir” varsayımın geçerliliği araştırma konusu yapılmıştır. Bu varsayıma göre hazırlanan sorular farklı bölüm başlıkları olarak ortaya konulmuştur. 35 proje üzerinde çalışmalar yapılarak bulguları istatistik tanımlama ve frekans dağılımları incelenmiştir. Dağılım incelemeleri dışında proje yönetiminde dış kaynak kullanımı ile proje karakteristikleri arasında karşılaştırmalı analiz yöntemi ile ikili değerlendirmeler yapılarak bulgular bölümü oluşturulmuştur.
-
ÖgeTürk inşaat sektöründeki aktörlerin sınıflandırılmasına yönelik kavramsal çerçeve(Fen Bilimleri Enstitüsü, 08.03.2010) Kara, Seray ; Kuruoğlu, Murat ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalışmada, Türk inşaat sektöründe yer alan aktörlerin çalışma prensiplerine göre bir sınıflandırma modeli oluşturulmuştur. Sınıflandırma modeli kurgulanırken sektörde var olan bu aktörlerin literatür tanımları belirlenmiş ve modele yerleştirilmiştir. Oluşturulan sınıflandırma modelinde her bir aktörün sektördeki diğer aktörler ile etkileşimlerine de yer verilmiştir. Ayrıca Türk inşaat sektöründe girişimci inşaatçılık tanımlaması yapılmış, modelde yerleştirilmiş ve etkileşimleri belirlenmiştir. Kurgulanan model bir anket çalışması ile denenmiş ve Türk inşaat sektörü aktörleri arasında bir sınıflandırma ölçeği uygulanabileceği görülmüştür. Anket çalışması uygulanırken aktörlerden faaliyetlerini tanımlamaları istenmiş ve elde edilen sonuçlar ile kurgulanan model karşılaştırılmıştır. Çıkan sonuçlara göre katılımcı firmaların girişimci inşaatçılık kavramını bu çalışmada tanımlandığı halinden farklı algıladıkları ve genel olarak belirttikleri faaliyet alanları dışında farklı alanlarda da hizmet verdikleri görülmüştür.
-
Ögeİnşaat projelerine teklif aşamasında simülasyon tekniğiyle risk yönetimi uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 10.06.2010) Özcan, Onur ; Erişkon, Akın ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalışmada, inşaat sektöründe riskler ve inşaat projelerinde sistematik risk yönetim yaklaşımı uygulama prensipleri çerçevesinde, teklif aşamasında bir simülasyon tekniğine dayandırılarak analizine değinilmiştir. Yaklaşımın temeli, proje değerlerinin tek nokta değerleri yerine olasılık aralıkları olarak göz önünde bulundurularak karar verilmesi esasına dayanır. Metodun sistematik oluşu kişisel yorum ve yargıların etkisini asgariye indirmektedir. Belirsizliğin ve risklerin kaynakları açıklandıktan sonra bunları önlemek ve minimize edebilmek için yapılabilecek çalışmalara değinilmektedir. Risk yönetimine, ağırlıkla yükleniciler açısından yaklaşılmış ve bir toplam risk yönetim sistemi geliştirilmiştir. Risk yönetimi sistemi, maliyet, süre, kalite gibi proje değişkenleri için geçerli olduğu halde, bu çalışmada daha çok finansal risklerin önlenebilmesi ve proje maliyetlerinin önceden sağlıklı olarak tespit edilebilmesi üzerinde durulacaktır.Çalışmada risk yönetimi sisteminde öncelikle risklerin tanımlanması ve sınıflandırılmasının genel çerçevesi çizilirken, daha sonra bu risklerin kuramsal analizine değinilmektedir. Sonraki aşamada belirsizliklerin sayısal analizi için, nispeten daha karmaşık bir teknik olan Monte Carlo Benzetimi Yöntemi önerilmektedir.Proje değerlerinin üzerinde enflasyonun etkisinin, finansal kıymetlerin zaman değeri yöntemiyle hesaba dahil edilmesi esnasında da yine aynı sistematik risk yaklaşımından yola çıkılmıştır. Risklerin ve belirsizliklerin analizinden sonra risklerin değerlendirilmesi, teklif aşaması, uygun teklifin belirlenmesi ve projenin yönetilmesi aşaması gelmektedir. Çalışmanın amacı soyut teorik kuramsal yaklaşımlar, ya da çok detaylı matematiksel yöntemler ile uygulayıcıların daha fazla karmaşaya yöneltmektense, sektörün kendi dinamikleri içinde risk yönetimi uygulanmasını anlamlı bir bütün halinde ortaya koymaktır.Tez çalışması gerçek uygulama örneği ile pekiştirilmiş, araştırmacının da içinde bulunduğu bu projenin sonuçları da sistemin savlarını destekler yönde sonuçlanmıştır.
-
Ögeİnşaat projelerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği maliyet incelemesi örnek olay: Umman Uluslararası Havalimanı Projesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 10.07.2012) Cıngıllıoğlu, Şafak ; Gürcanlı, Gürkan Emre ; 436088 ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementSon yıllardaki yeni yatırımlarla birlikte tüm dünyada inşaat sektöründe büyük bir patlama yaşanmaktadır.İkonik yapıların inşa edilmesi, kentsel dönüşümler ve büyük altyapı projelerinin gerçekleştirilmesi hükümetler finansal kaynaklar sağlamakta ve son teknoloji kullanımı desteklemektedir. Körfez ülkeleri bu açıdan toplam yatırım tutarından başı çekmektedir. İnşaat sektörü iş kazaları açısından en önde gelen sektörlerden biri olması nedeniyle son dönemde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusu daha fazla önem kazanmaktadır. Küçük, büyük ve ölümcül kazaları en aza indirmek için hükümetler ve müteahhit firmalar bu konuya daha fazla ilgi göstermektedirler. Yerel kanunlar, kontrolör firmalar ve ilgili kuruluşlar müteahhit firmaları İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda daha fazla yatırım yapmaları için zorlamaktadır. Kaza önlemleri konusu temelde sıfır kaza hedefi kültürüne dayanmaktadır. Şirket içi eğitimler, risk değerlendirmeleri, devamlı incelemeler ve alınan kaza önlemleri bu hedefin temel aşamalarıdır. Birçok akademik çalışma İşçi Salığı ve İş Güvenliği üzerine yapılan yatırımların muhtemel kaza maliyetlerine çok daha tasarruflu olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırmacılar da iş güvenliği maliyetlerinin de her zaman firma yararına olduğunu göstermişlerdir. Bu çalışma inşaat sektöründe İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’ne genel bakış ile başlamaktadır. Bu bölüme temel kavramlar ile giriş yapıldıktan sonra inşaat sektöründe ve projelerinde iş güvenliği ve işçi sağlığı sisteminin yerleştirilmesinde karşılaşılan zorluklar ve ortak karşılaşılan kaza sebeplerine yer verilmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği sistemlerinin diğer ülkelere nazaran çok daha yerleşik olduğu Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’den kaza sayıları ve sebepleri konularında istatistiki değerlere yer verilmiş ve tez konusu olan Umman’dan elverişli istatistiki değerler ile karşılaştırılmıştır. Konunun devamında işçi ve işveren sorumlukları, kazaların firmaya olan direkt ve endirekt maliyetleri ve bu konular ile ilgili Umman yerel kanunları ve düzenlemeleri gösterilmiştir. İkinci bölümde tehlike analizi ve risk değerlendirme konusunu detaylı şekilde incelemektedir. Risk değerlendirme yönteminin temeli olan beş temel aşama literatür bilgisi ve proje uygulama esaslarıyla anlatılmaktadır. Risk derecelendirmenin bağlı olduğu risk olasılık ve risk şiddeti değerlerini etkileyen faktörler anlatılmakta olup sonradan risk matrisinin nasıl oluştuğu gösterilmiştir. Üçüncü bölümde projede uygulanan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği planı ve prosedürlerinden bahsedilmekte devamında ise projede uygulanan İşçi Sağlığı ve İş Güveliği sistemlerine yer verilmektedir. İş izinleri sistemleri ve örnekleri, iç-dış tetkik ve inceleme sistemi, kaza inceleme ve raporlama esasları ile kişisel koruyucu ekipman kullanım esasları belirtilmektedir. Dördüncü bölüm, proje genelindeki kaza koruma önlemlerinin literatür bilgileri ve uygulamadaki detayları ile başlamaktadır. Kaza koruma önlemlerinin ana başlıkları olarak kazı koruma önlemleri, yüksekte çalışma önlemleri, vinçle kaldırma ve taşıma işleri için alınan önlemler, yangın tehlikesine karşı önlemler, elle taşıma işlerinde alınacak önlemler, kimyasal depolama ve kullanımında alınacak önlemler ile sıcak havada alınan önlemlerden bahsedilmektedir. Son bölümde proje kapsamında ana iş kalemlerine bakıp maliyet bazında bir yüzdesel dağılım ile giriş yapılmaktadır. Devamında projedeki maliyet yönetimi esaslarına yer verilmekte ve literatür bazında projede kullanılan Aktivite Esaslı Maliyet Yönetimi Metodu anlatılmaktadır. İş kalemlerinden örnek verilerek metodun uygulama şekli belirtilmiştir. Devamında ise İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği sisteminin maliyet incelemesine geçilmektedir. Çalışmanın odak noktası İSİG programının 2.5 yıllık bir süreç içerisindeki uygulama maliyetini bulup toplam proje maliyeti içindeki payını bulmaktır. Firma gizlilik politikası ve ihale aşamasında İSİG program maliyet tahminlerindeki bilgilerin elverişli olmaması nedeniyle toplam maliyetin bulunmasında gerçek maliyetler baz alınmıştır. Bu doğrultuda maliyet yönetim departmanından alınan bilgiler ile İSİG program maliyetleri direkt ve endirekt olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Burada İSİG programının birebir içinde yer alan direkt ve endirekt maliyetler İSİG uygulama bütçesi içinde hesaplanırken diğer yanda iş güvenliği amaçlı inşaat aktivitelerinin maliyetleri hesaba katılmamaktadır. İnşaat kaynaklarının kullanıldığı bu aktiviteler bölüm içinde örneklerle anlatılmıştır. İSİG programının birebir direkt maliyetleri hesaplanırken eğitim çalışmaları, kişisel koruyucu ekipmanlar, toplu koruma önlemleri sırasında kullanılan malzeme ve ekipman maliyetleri hesaba katılmıştır. İşçilik maliyetleri ise işçilerin saha departmanlarından alınması nedeniyle yine inşaat işi bazlı aktivite maliyetlerinde yer aldğı için hesaba katılmamıştır. Yönetim ve uygulama çaplı süpörvizörlük maliyetleri endirek maliyetler içerisinde incelenmiştir. Firma gizlilik politikası nedeniyle gerçek maliyet değerlerinin hepsi danışman öğretim üyesi ve tez jürisi bilgisi dahilinde belli bir oranda değiştirilmiş fakat ana oran aynı saklanmıştır. Dolayısıyla çalışmada içinde yer alan bütün sayısal maliyet değerlerinin fiktif olduğu unutulmamalıdır. Sonuç olarak İSİG program maliyeti 2.5 yıllık süreç için 1,341.817.466 olarak hesaplanmış ve proje toplam maliyetinin % 1,44’ü olarak tespit edilmiştir. Doç. Dr. Gürkan Emre Gürcanlı ve öğrencisi Nesimi Teoman Korkutan tarafından 2010 yılında yürütülen bir yüksek lisans tezinde 30 farklı bina projesi incelenmiştir. Harici iş güvenliği eğitimi ve danışmanlık maliyetlerinin de dahil edildiği bu çalışmada İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği uygulamalarının toplam maliyet içerisindeki payının %3.7 olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İncelenen projelerin bina projesi olduğu düşünülürse işçi yoğun işlerin daha fazla olması nedeniyle iş güvenliği önlemleri ve maliyetlerinin daha yüksek olması normal görülmelidir. Hong Kong’da yapılan bir çalışma olan Construction Site Safety Manual, iş güvenliği ve işçi sağlığı uygulamaları için yapılan harcamaların toplam bütçenin %2’sine tekabül ettiğini iddia etmektedir. Düşük keşifli kontratlarda bu oran minimum olarak kabul edilirken yüksek keşifli kontratlarda oranın bir miktar düşebileceği öngörülmektedir. %2’lik bu oran inşaat sektöründen alınan tavsiyeler ve Hong Kong Politeknik Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalara dayanmaktadır. Sonuç bölümünde hesaplanan oran irdelenmekte ve bu oranı etkileyen faktörlerin ne olduğu belirtilmektedir. Öte yandan işçi sağlığı ve iş güvenliği amacıyla yapılan aktivitelerin ve inşaat kaynakları kullanımının yarattığı gizli maliyetin hesaplanmasında kullanılabilecek bir yöntem ile İSİG programı maliyetlerinin ihale aşamasında hesaplanmasında kullanılabilecek diğer bir yöntem ilerleme aşamalarıyla önerilmiştir.
-
ÖgeZemin etüdü ve ıslahı işlerinde maliyet planlaması, analizi ve tahmini(Fen Bilimleri Enstitüsü, 11.07.2012) Ertürk, Ahmet ; Gürcanlı, G. Emre ; 433948 ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalışmada, Türkiye’nin değişik il ve ilçelerinde farklı zorluklardaki zemin sınıflarında üretimlerin yapıldığı 71 adet zemin etüdü ve ıslahı şantiyesi, makine giderleri açısından incelenmiştir. İncelenen bu şantiyelerde incelemelerin nasıl yapıldığı, gider kalemlerinin neler olduğu ve bu gider kalemlerinin nasıl kayıt altına alındığı konuları açığa kavuşturulmuştur. Bu şantiyelerde çalışan makinelerin iyi, orta ve kötü zemin profillerinde harcadıkları yakıt miktarları ile tamir, bakım ve amortisman giderleri ortaya konmuş ayrıca zemin sınıfına, üretim türüne ve makine gücüne göre saatlik ortalama giderler hesaplanmış ve kayıt altına alınmıştır. İncelenen 71 şantiyeden elde edilen datalar aracılığıyla pratik maliyet hesaplama tablosu oluşturulmuştur. Oluşturulan pratik maliyet hesaplama tablosu ile sondaj, fore kazık, jet grout, mini kazık, enjeksiyon ve taş kolon imalatlarında saatlik giderlerin ne mertebelerde olduğu ortaya konmuştur. Türkiye şartlarında ortaya konulan pratik maliyet hesaplama tablosunun farklı ülkelere uygulanabilmesi için çeşitli çalışmalar ve kabuller yapılmıştır. Pratik maliyet hesaplama tablosunun uygulanacağı ülkeler seçilirken mümkün olduğunca ülkemizdeki firmaların iş yapabilecekleri veya sıklıkla iş yaptıkları farklı ve kritik ülkeler seçilmiştir. Seçilen ülkeler firmalarımızın sık sık iş yaptığı yakıt fiyatının ülkemize göre ucuz olduğu Rusya, yakıt fiyatının ülkemize göre çok ucuz, malzeme tedariğinin zor olduğu Suudi Arabistan dır. Ayrıca Avrupa’da zemin ıslahı işlerinin hemen hemen her projede uygulandığı Hollanda ile farklı kriterlere sahip ülkemizdeki firmaların nadiren iş yaptıkları Amerika Birleşik Devletleri de bu şartlardan dolayı araştırma kapsamına alınmıştır. Pratik maliyet hesaplama tabloları, Türkiye ve diğer ülke şartlarında kurulmuş firmalar için ayrı ayrı hesaplanmış oluşan bu tablolar kendi aralarında karşılaştırılmıştır.
-
Ögeİnşaat all risk sigortalarında risk değerlendirmesi ve uygun fiyatlandırma için öneriler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 12.07.2011) Geyik, Hünkar Baran ; Müngen, Mehmet Uğur ; 406685 ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementBu çalışmada, inşaat ve sigortacılık sektörleri hakkında bilgiler verilmiş, gerekli tanımlamalar yapılmış, sigortacılığın ve inşaat all risk sigortalarının gelişimi ve mevcut konumu hakkında bilgiler verilmiş, inşaat all risk sigortaları teklifi alırken yüklenicilerin dikkat etmesi gereken noktalar üzerinde durulmuş, sigortacıların hangi hususlarda riskin fiyatını artırdığı bilgileri verilmiştir. İnşaat all risk sigortaları teklifi alırken sunulan ek teminatların yani Munich RE klozlarının kapsamları detaylı bir biçimde anlatılmıştır. Örnek olaylar verilerek şantiye sahasında yaşanan hasarların sigortacılık süreci ile ilgili hasar analizleri yapılmış, sigortacıların teklif çalışmaları etraflıca incelenmiş ve istatistiki veriler eşliğinde yorumlar yapılmıştır. Bütün bölümlerin ışığında yüklenicilerin en geniş teminatları en uygun fiyata alabilmesi hedef alınarak önerilerde bulunulmuştur.
-
ÖgeTürkiye'de restorasyon sürecinin haritalanması ve proje, ihale ve uygulama aşamalarında karşılaşılan sorunların belirlenmesi üzerine saha çalışması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 12.07.2012) Sert, Ömer Faruk ; Kuruoğlu, Murat ; 435807 ; Yapı İşletmesi ; Construction ManagementTürkiye’de Restorasyon Sürecinin Haritalanması ve Proje, İhale ve Uygulama Aşamalarında Karşılaşılan Sorunların Belirlenmesi Üzerine Saha Çalışması adlı tezin yazım süreci boyunca, bu konuda karşılaşılan sorunların açığa kavuşturulması ve bu sorunlara getirilebilecek çözüm alternatiflerinin tartışılması amaçlanmıştır. Restorasyon sürecinde karşılaşılan bu sorunlar, ihale usulü seçiminden kaynaklanan, koruma yüksek kurullarının yapısından kaynaklanan, restorasyon öncesi yetersiz hazırlanan projelerden kaynaklanan, eski eser restorasyonunda kullanılan malzemelerin temininden kaynaklanan, eski eser birim fiyatlardaki yetersizliklerden kaynaklanan, restorasyon uygulamalarında çalışan kalifiye eleman eksikliğinden kaynaklanan, kurumlar arası koordinasyondan kaynaklanan ve restorasyon öncesinde kamulaştırma sürecinde yaşanan sorunlar olarak sekiz ana başlıkta altında sınıflandırtmıştır. Restorasyon sürecinde karşılaşılabilecek sorunların en aza indirgenmesi için restorasyon projelerinin hazırlanması aşamasında daha detaylı çalışma yapılması gerektiği, koruma kurullarının hem sayısının hem de verimliliğinin artırılması gerektiği, eski eser birim fiyat tariflerinin ve analizlerinin biran önce güncellenmesi gerektiği, eski eser uygulama projelerinde çalışacak kalifiye eleman ihtiyacının giderilmesi gerektiği, kurumlar arsında koordinasyonun sağlanması gerektiği ve restorasyon öncesinde yaşanan kamulaştırma sorununun mevzuat değişikliği ile giderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.