İç Mimari Tasarım (Uluslararası) Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Başlık ile İç Mimari Tasarım (Uluslararası) Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeBauhaus Mobilya Tasarımının Günümüz Mobilya Tasarımına Etkileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Sahinkaya, Sezen Burçe ; Şahinkaya, Sezen Burçe ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignBu çalışmada, Bauhaus mobilya tasarımının günümüz mobilya tasarımına etkileri değerlendirilmiştir. Bauhaus tarihi ve Bauhaus mobilya tasarımı yaklaşımından hareketle Bauhaus mobilya tasarım kriterleri oluşturulmuş, sınıflandırılmış ve örneklendirilmiştir. Bauhaus mobilya tasarım kriterleri fiziksel bakımdan, estetik bakımdan, üretim bakımından, kullanım bakımından ve mekansal bakımdan ele alınmıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısından günümüze mobilya tasarımında yaşanan gelişmeler değerlendirilerek Bauhaus tasarımının bu süreçteki etkisi araştırılmıştır. Günümüz mobilya tasarımının Bauhaus mobilya tasarımı ile benzeşen ve ayrılan yönleri belirlenmiştir. Bauhaus mobilya tasarım kriterleri referans alınarak günümüz mobilya tasarım kriterleri oluşturulmuştur. Bu kriterleri sağlayacak bir mobilya tasarım önerisinin değerlendirilmesi sonucunda Bauhaus mobilya tasarımının günümüz mobilya tasarımına etkileri belirtilmiştir.
-
ÖgeBilgi Teknolojileri Bağlamında Kütüphane İç Mekan Analizi: İstanbul Teknik Üniversitesi Mustafa İnan Kütüphanesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Erkan, Timuçin ; Kanoğlu, Deniz Ayşe ; 469093 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)
-
ÖgeCami İç Mekan Tasarımı Üzerine Bir İnceleme: Karacaahmet Şakirin Camisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Kızılkaya, Aycan ; Şener, Sinan Mert ; 469104 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)Ülkemizde günümüz cami mimarisi ile ilgili özgün bir tipolojinin oluşturulamaması üzerine, cami tasarımı hakkında farklı öznelerin algılama, değerlendirme ve taleplerindeki ayrımları araştırmak için bir vaka çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada, tasarımcılar ile kullanıcılar arasındaki yorum farklılıklarının eleştirel bir bakış açısıyla çözümlenmesi ile cami iç mimarisinin niteliğinin arttırılması bağlamında, cami tasarım süreçlerinde yer alacak mimarlar ve iç mimarlara yeni sorgu eksenleri açılması amaçlanmıştır. Şakirin Camisi kullanıcılarına ve tasarımcılara yapılan tasarımcı anketi olmak üzere iki ayrı katılımcı gruba anket çalışması yapılmıştır. Her iki anket çalışması da, cami iç mekânının nitelikleri, renk ve ışık, biçim, doku-malzeme, mimari eleman, ölçek-oran üst başlıkları altında incelenmiştir.
-
ÖgeÇağdaş Sanatta Alternatif Sergi Mekanları Kullanımı: Biyo Sanat Ve Biyo Sanat Mekanları Üzerine Bir İrdeleme(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Erçel, Selkan Solmaz ; Garip, Seniye Banu ; 558497 ; İç Mimari ve Dekorasyon(Uluslararası) ; Interior Design and Decoration(International)Tez kapsamında çağdaş sanatta alternatif sergi mekanları incelenmiş; biyo sanat alanı ve biyo sanat mekanlar üzerine iredeleme yapılmıştır. İlk bölümde kavramsal sanat ve biyo sanatın tarihi ile ilgili giriş yapılıp tezin amacı, kapsamı ve yöntemi açıklanmıştır. İkinci bölümde mekan-sergileme-obje ilişkilerine değinilmiş ve biyo sanatta kullanılan alternatif mekanlar ve sergileme yöntemleri yorumlanmıştır. Üçüncü bölüm kapsamında biyo sanat alanında kullanılan uygulamalar, teknikler, dünyadan ve Türkiye'den biyo sanat örnekleri incelenmiştir. Dördüncü bölüm kapsamında ''Art Made of Science - Microspheres'' ve ''Kristalleşme'' çalışmalarının mekan ile kurduğu ilişki ve üretim tekniği incelenmiştir. Sonuç bölümünde Rönesans'tan günümüze kadar değişen sanat ve sergileme anlayışı yorumlanmıştır.
-
ÖgeFiziksel Çevrenin Alzheimer Hastalığındaki Yeri Ve Önemi: Farklı Tipteki Özel Alzheimer Bakımevleri İçin İç Mekân Tasarım Kriterlerinin Geliştirilmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Şahin, Dilek ; Görgül, Emine ; 569258 ; İç Mimari ve Dekorasyon(Uluslararası) ; Interior Design and Decoration(International)Günümüzde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki yaşlı nüfusun artmasıyla demans hastalığı ve özellikle demans hastalığının en sık görülen tanısı olan alzheimera bağlı demans hastalığı önemli bir sorun hâline gelmiştir. Alzheimer hastalığı, tıbbi, sosyal ve psikolojik sorunları da beraberinde getiren bir hastalıktır. Unutkanlık ile başlayan hastalık, hastanın kişilik değişikliği yaşamasıyla ilerlemekte, sözel ve motor becerilerini kaybetmesine sebep olmakta ve hastalık ilerledikçe hastayı günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz ve bu sebeple de bakıma muhtaç hâle getirdiği bilinmektedir. Günümüze kadar, birçok bilim insanının dâhil olduğu ve sayısı her gün artan çok sayıda araştırmada, fiziksel çevre ve sosyal bakım ortamının demans hastalarının yaşam kalitesini arttırabileceği veya olumsuz yönde etkileyebileceği konusunda görüş ve değerlendirmeler aktarılmıştır. Bir başka ifadeyle, fiziksel çevre tasarımı, demans hastalığına sahip bireylerin yaşam kalitesini arttırıcı ve işlevselliklerini teşvik edici bir ortam hazırlar ve bu anlamda biz tasarımcılar için oldukça önem arz eder.
-
ÖgeGeçici Konut Üretiminde Konteyner Kullanımına Yönelik Bir Veri Tabanı Modeli(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Akar, Ecem ; Kanoğlu, Deniz Ayşe ; 469102 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)İnsanlık, evrenin bir makine gibi işlediğini savunan makinist görüşe kadar, doğa ile iç içe var olmuştur. Ancak; sanayileşme, kentleşme ve teknolojik gelişmelerle insanoğlu, doğal kaynakların bilinçsizce tüketilmesi ve bunun getirisi olarak pek çok küresel sorunun temel kaynağı olan, doğayı istediği gibi değiştirebileceği fikrine sahip olmuştur. Doğa ile uyumlu yaşamak yerine doğayı kendisine uydurmaya çalışan tek canlı olan insanoğlunun bu yaklaşımı; doğal kaynaklardaki kirlilik, küresel iklim değişiklikleri, hayvan ve bitki türlerinin nesillerinin tükenmesi gibi pek çok soruna yol açmaktadır. Ekolojiye verilen zararların azımsanmayacak büyüklükte bir dilimi ise inşaat sektörü kaynaklıdır. Ekoloji tahribatı, yeni anlayışların ve akımların doğmasını gerekli hale getirmiş ve doğa ile birlikte yaşama düşüncesiyle sürdürülebilirlik kavramı ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilir tasarım olarak geliştirilen bu kavram, günümüzde inşaat sektörünün doğal çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmek amacıyla, sürdürülebilir yapı üretimi ve yeşil binalar konusunda hızla gelişmektedir. Tez çalışma alanı olarak, doğaya verdiği zararlar azımsanmayacak boyutlarda olan inşaat sektöründe, kullanım amaçlarına göre tariflenmiş yapı tipleri sınıflandırma sistematiği içerisinde "konutlar" başlığı ele alınmıştır. Bunun sebebi, konutların yapı stoku içindeki oranının diğer yapı türlerine göre çok daha fazla olması ve bunun bir getirisi olarak bu yapı tipi için harcanan enerjinin, toplam enerji sarfiyatına oranının oldukça yüksek olduğunun belirlenmesidir. Tez çalışma kapsamında yapılan literatür ve uygulama kaynakları araştırmasında; sürdürülebilir konut üretimi konusunda yeniden işlevlendirme, iklim ve topografyaya uygun yapı elemanlarının kullanımı, sürdürülebilir malzeme kullanımı, enerji ve su tüketimi yönetimi gibi farklı konut üretim teknikleri ve uygulama yaklaşımlarının olduğu saptanmıştır. Bu yaklaşımların tümünün detaylı bir şekilde ele alınarak değerlendirilmesi ve bilimsel olarak anlamlı sonuçlara ulaşılması, tez çalışmanın belirli bir zaman dilimi içerisinde tamamlanma zorunluluğundan dolayı mümkün değildir. Bu nedenle tez çalışmasının kapsamının tariflenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda tez çalışmasının kapsamı, gerekçeleri de detaylı bir şekilde açıklanarak, sürdürülebilir konut üretimi yaklaşımlarından biri olan yeniden işlevlendirme ana başlığı altında, "konteynerlerin sürdürülebilir konut üretiminde kullanımı" olarak belirlenmiştir. Belirlenen bu kapsam doğrultusunda, tez çalışmasının metodolojisi olarak; İlk aşamada sürdürülebilir konut üretiminde konteyner kullanımı konusunda daha önce yapılmış olan tezler ve makaleler ulusal ve uluslararası düzeyde incelenerek elde edilen sonuçlar sistematik bir biçimde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmelerin sonucunda tez çalışmasında ele alınacak olan problem "konteynerlerin sürdürülebilirlik bağlamında özellikle geçici konut üretiminde kullanımında tasarımcıya yardımcı olacak bir veri tabanı modelinin tariflenmesi" olarak belirlenmiştir. Tanımlanmış olan bu problemin çözümüne yönelik olarak ise ilk aşamada veri tabanı modelinin ana omurgasını oluşturacak olan bir tasarım matrisi ve bu matrise ait kriterler tariflenmiştir. Daha sonra veri tabanı modelinde yer alacak konteyner tipleri belirlenmiştir. Bu yapılırken konteyner özellikleri, ölçüleri, yapısal ve tasarımsal özellikleri göz önünde bulundurulmuştur. Bir sonraki aşamada, konuta ait kullanıcı sayıları ve minimum iç mekan gereksinimleriyle ilgili kriterler belirlenmiştir. Ardından, veri tabanında kullanılacak tasarım matrisinin sınıflandırma sistematiği oluşturulmuştur. Bu sınıflandırma sistematiği içerisinde; hane haklı tiplerini, konteyner tiplerini, konteynerlerin mimari ölçekte birleşim alternatiflerini ve bu alternatiflere uygun iç mekan projesi alternatiflerini temsil eden kodlar bulunmaktadır. Daha sonraki aşamada tüm bu çalışmaların çıktısı olan kavramsal model, Microsoft Access İlişkisel Veritabanı Geliştirme Platformu kullanılarak nesnel boyutta bir ilişkisel veritabanı modeline dönüştürülmüştür. Tez çalışmasının en son aşamasında ise söz konusu bu veri tabanı modelinin işlerliğinin ispatına yönelik örnek bir çalışma yapılmış ve bu çalışma üzerinden veri tabanı modelinin sağlayacağı faydalar tartışılmıştır.
-
ÖgeGeleneksel Moğol Çadırından Bağımsız Konut Yaşamına Geçişte Mekansal Gereksinimler Ve İlişkiler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Enkhbaatar, Bolortsetseg ; Şener, Hasan ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignMoğolistan, Rusya ve Çin arasında yer alan göçebe kültüre sahip bir Orta Asya ülkesidir. Ülkenin genelinde, yaz sıcaklığı ortalaması 17 oC derece, kış ortalaması ise -35oC derece olup, sert kuru bir iklimi vardır. Böyle sert bir iklimde Moğol?lar yaşamlarını uzunca bir süre geleneksel Moğol çadırında sürdürmüşlerdir. 1921 yılında, Cumhuriyet?in ilanından sonra yerleşik hayata geçilmiştir. Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyet?in girişimleriyle ülkede bir ve iki katlı konutlar ile toplu konutların inşası başlamıştır.Çağlar boyunca geleneksel çadır yaşamına alışık olan Moğollar, kentsel ve kentli yaşama geçişte ne tür sıkıntılar yaşadılar? Bu anlamda, bugüne kadar inşa edilen konutlar göçebe kültürüne sahip Moğolların yaşam tarzına uygun mudur? Moğolların geleneksel yaşama biçimi olan Moğol Çadırının genel özellikleri nelerdir ve neden hale kullanılmaktadır? Göçebe kültüre uygun bir bağımsız konut modeli, kentsel ölçekte nasıl bir üreme sistemi içinde tanımlanıp tasarlanabilir? Konutların iç mekan örgütlenmesinde kültürel referanslar nasıl karşılık bulabilir? Bu çalışma, yukarıdaki sorulardan yola çıkarak, Moğol kültürüne ve yaşam biçimine uygun, bir toplu üretim modelinin kurgulanmasını kapsamaktadır. Birinci bölümde, sorun tanımlanarak, çalışmanın amacı, kapsamı ve yönteminden bahsedilmiştir.İkinci bölümünde, kültür, konut, konut-kültür ilişkisine açıklık getirilmekte ve kültürle tasarlamak başlığı altında geleneksel konut ve kültürel referansla tasarlanan konut örnekleri üzerinden konu tartışılmaktadır Üçüncü bölümde, geleneksel Moğol çadırının yaşam kültürü, biçimi/form, çadırın boyutları, yapısal strüktürü ve çadırının anlamına değinilmiştir.Dördüncü bölümde, geleneksel Moğol çadırının genel özellikleri olan taşınabilirlik, sökülüp takılabilirdik ve adaptasyon / uygunluk?tan bahsedilmiştir. Ayrıca; Moğol çadırının iç mekân örgütlenmesi, mekânsal kurgusu, mobilya düzeni, bezeme paleti, aydınlatma, malzeme, renk, doku vb. özelliklerine değinilmiş ve Moğol çadırının yakın çevre ile olan ilişkisine yer verilmiştir.Beşinci bölümde, geleneksel Moğol çadırından Moğol kentine geçiş sürecine, çadır kentin gelişimi ve az katlı konutların ortaya çıkmasından başlayarak toplu konutların gelişimine yer verilmiştir. Altıncı bölümde, Moğol çadırına ve kültürüne referansla farklı konut büyüklükleri ve tiplerine sahip olan bağımsız konutlar tasarlamak ve bir toplu üretim modeli geliştirmek amacıyla yapılan çalışmalar yer almaktadır. Yedinci bölümde ise sonuçlar ve öneriler yer almaktadır. Anahtar kelimeler: Moğol Çadırı, Kültür, kültürel mimarlık,
-
ÖgeGerçek Mekân, Sanal Mekân Ve Kurumsal Kimlik İlişkisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Göktepe, Işıl Bilgehan ; Şener, Hasan ; 331918 ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignMimari mekân tasarımının, kurum kimliğinin yansıtılmasında ve kurum performansı üzerindeki katkısı büyüktür. Kurumların sanal ortamdaki platformlarında, kurum felsefesinin gerçekte olduğu gibi yansıtılması, müşterilere aynı kurumsal davranış ve kurumsal iletişim öğeleriyle yaklaşılması gerekmektedir. Tüketicilerin büyük bir çoğunluğu, sanal veya gerçek ayrımı yapmadan bir kurumun müşterisi olmak için öncelikle o kuruma güven duymayı, kurumun kendileri için iyi ve başarılı bir imaj çizmesini beklemektedir. Bu çerçevede hazırlanan tez çalışmasında, fiziksel mimari ile sanal mimari arasındaki benzerlikler ve farklar belirlenmiş, kurumsal kimlik, kurumsal tasarım ve bunun mimari ile ilişkisi üzerinde durularak sanal mekânlarda kurumsal kimlik tasarımı konusunda yapılması gerekenler ortaya konmuş ve konu ile ilgili olarak sanal alışveriş mekanlarından örnekler incelenmiştir.
-
ÖgeGöstergebilimsel Yaklaşımla Sinemasal Mekân Analizi: Otellerde Geçen Filmler Üzerinden Mekânsal Ve Anlamsal Çözümlemeler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Köksal, Cansu ; Görgül, Emine ; 469099 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)Bu tez çalışması, sinemasal mekânların da tıpkı mimari mekânlardaki gibi duyumsama ve anlam yüklü olması savından hareket ederek; sinemasal mekânda temsil olgusunu, göstergebilim kuramı üzerinden tartışmaya açar. Bu çerçevede, söz konusu çalışmada, yurtsuzluk, geçicilik ve aidiyetlik kavramları etrafında, sinemasal mekân anlatılarında sıklıkla yer bulan otel mekânlarına odaklanılarak, otel mekânı ve yakın çevresinde geçen üç film; The Shining (Cinnet, 1980), Kış Uykusu (2014) ve The Grand Budapest Otel (Büyük Budapeşte Oteli, 2014), analiz amaçlı seçilmiştir. İnceleme dahilindeki filmler üzerinden, göstergebilimsel yaklaşımla sinemasal mekânın, mekânsal özellikleri, atmosfer özellikleri ve mekân karakteristikleri hakkında katmanlı okumaları yapılmıştır. Bu kapsamda, çalışmanın ilk bölümünde, çalışmanın amacı, hangi kapsam ve sınırlar içinde gerçekleştiği ve mekân analizinde hangi yöntemlere başvurulduğu ifade edilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise, mimarlık ve sinemanın etkileşimi alt-başlıklar altında incelenmiştir. Bu çerçevede, mekân kavramına ilişkin farklı tanımlara, mekânsal organizasyon çeşitlerine, mekân oluşturma şekillerine ve mimarlık-mekân etkileşimine yer verilmiştir. Ardından, statik olan kartezyen bağlamda mekân ile, görece daha akışkan fenomenolojik mekân anlayışı arasındaki farklılıklar sunularak, tez çalışmasındaki mekân algısı irdelenmiştir. Yine bu bölümde, bir diğer alt başlık olarak, çalışmanın disiplinlerarası yaklaşımına vurgu yapılmıştır. Bu kapsamda, önce disiplinlerarası yaklaşım tanımlanmış, ardından mimarlığın hangi disiplinlerle etkileştiği ve sinemayla arasındaki ilişkisi ile, mimarlık ve sinemanın hangi kavramsal arakesitleri paylaştığına yer verilmiştir. Ayrıca, yine bu bölümde sinemanın gerek sinematografik teknikleriyle, gerekse düşsel gücüyle mimari mekân kavrayışını ne şekilde etkilediği; benzer şekilde mimarlığın ise, duyumsama yüklü mekânlar üretip, hayatın bir çeşit yansımasına dönüşerek nihayetinde sinemasal mekânın temsillerini oluşturduğu ve sinemada mekân kavramına neler kazandırdığı, film mekânları ve mimari ürünler üzerinden örneklendirilmiştir. Üçüncü bölüm olarak, sinemasal mekân kavramında ise, sinemasal mekân kavramının hem fiziksel, hem de kavramsal boyutta içeriği tartışılmıştır. Ayrıca alt başlıklar hâlinde, sinemasal mekânın nasıl tasarlandığı, sinemasal mekân üretme ve kullanma yolları da yine aynı şekilde film sahneleri üzerinden incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise, ''Sinemada Mekânsal Kodlama'' başlığı altında, bu tez çalışmasının ağırlıklı analiz yöntemi olan göstergebilimin mekânsal analize yönelik temel kavramları ile, anlamlandırma süreçlerine değinilerek, sinemadaki mekânsal göstergeler üzerinden, filmin ideolojisinin ve iletilerinin ne şekilde oluşturulduğu ve görünür kılındığı irdelenmiştir. Çalışmanın beşinci bölümünde, otellerde geçen film örnekleri arasından, mekânın etkin kullanıldığı, ideoloji-mekân tutarlılığı olan ve bir dizi ortak kavrama referans vermiş oldukları sonucuna varılan, yukarıda da belirtilmiş olan, Stanley Kubrick'in ''The Shining (Cinnet, 1980)'', Wes Anderson'ın ''The Grand Budapest Hotel (Büyük Budapeşte Oteli, 2014)'' ve Nuri Bilge Ceylan'ın ''Kış Uykusu (2014)'' filmleri analiz edilmiştir. Filmlerin künyesi, hangi konuları işledikleri ve yönetmenlerin tarzı hakkında her bir film özelinde genel bilgilendirmeler verilmiştir. Filmlerin mekânsal okumalarının yapıldığı bölümlerde ise, öncelikle inceleme kapsamına dahil edilen mekânlar ve mekânsal bileşenler belirlenmiş; ardından filmde etkin olarak kullanıldığı gözlenen ve dolayısıyla yönetmenin de etkili ifade araçları olduğu kanaatine varılmış olan fiziksel ve sosyo-kültürel tasarım elemanları seçilmiştir. Üçüncü aşamada ise, belirlenen görsel tasarım elemanlarının, mekânsal kodlar oluşturarak, hangi iletişim etkilerini yarattıkları tespit edilmiş ve bir sonraki aşamada da yaratılan bu etkileşimlerin, hangi kavramsal, duyusal ve anlamsal çıkarımlara ulaştırdığı doğrultusunda analiz gerçekleştirilmiştir. Sonuç bölümünde ise, yapılan değerlendirmeler özetlenmiş, ve mimari tasarımın sinemasal mekânlarda anlam yaratmakta bir aracı olarak kullanılabileceğine kanaat getirilmiştir. Seçilmiş filmlerin birbirleri içerisinde, mekânsal bağlamda hangi gösterge ve anlamlandırmalar bakımından kesiştikleri ya da farklılaştıkları incelenmiş; her yönetmenin, mekân aracılığıyla, söylemlerini açığa çıkardıkları ve mekâna farklı anlamsallıklar yükledikleri gözlemlenmiş ve anlamsal çeşitliliğin aynı mekân türünde, yani otel mekânında (ve alt birimlerinde) geçmesine rağmen farklılaşabileceği çıkarımına ulaşılmıştır.
-
ÖgeGün Işığı Almayan Kapalı Mekanlarda Gün Işığı Etkisi Yaratan Uygulamaların Kullanıcı Algısına Etkisi Üzerine Bir Çalışma(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Bayhan, Damla ; Yener, Alpin Köknel ; 531105 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)Gün ışığı almayan mekanlardaki artış ile gün içinde zamanlarının bir kısmını bu alanlarda geçiren veya bu mekanlarda yaşayan insanlar üzerinde gün ışığından uzak kalmanın fizyolojik ve psikolojik olumsuz etkileri gözlemlenmektedir. Bu tez, gün ışığı almayan mekanlarda yaşayan insanlar üzerinde oluşan olumsuz etkilere engel olmak amacıyla önerilebilecek aydınlatma sistemleri için araştırma yapmak amacını taşımaktadır. Tezin birinci bölümünde; tezin konusu, amacı, kapsamı ve yöntemi ele alınarak, diğer bölümlere genel bir çerçeve çizilmiştir. Geçmişten günümüze insanların ihtiyaçlarındaki değişiklik sebebiyle değişen mekan yapısı ve algısı, mekanın sadece duyularla algılanan somut bir kavram olmadığını göstermektedir, mekan aynı zamanda duyusal girdinin yorumlanarak ortaya çıkan algısal imaj ile algılanan bir kavramdır. Bu algısal imaj oluşumunda, hem duyusal girdiler hem de kişisel ve toplumsal bilgi ve deneyimler etkilidir. Tezin ikinci bölümünde; mekansal algı ve mekanı oluşturan öğelerin algısal boyutta ışık ile ilişkisi değerlendirilmiştir. Mekan algısında, görsel algı ön planda yer alır ve mekanın görsel değerlerini mekanın nicel özellikleri oluşturur. Yani mekanı oluşturan 'biçim, malzeme ve renk' öğelerini mekanın nicel özelliklerinin oluşturduğu söylenebilir. Mekanı oluşturan bu öğelerin ışık ile etkileşimi, bu öğelerin algısal olarak değer bulmasına, kimi zaman da algısal olarak değişimine sebep olabilir. Bu algısal değişimleri sağlamak için görsel algı yöntemlerinden algı sabitlikleri ve algı yanılsamaları kullanılır. Bu iki görsel algı yöntemine bağlı olarak, ışığın mekan içinde yarattığı algısal değişimler, ışığın mekanın nicel değerleri ile ilişkisi bağlamında ele alınmıştır. Ayrıca ışığın mekan ile ilişkisi kullanıcı bağlamında ele alındığında, görsel konfor kavramı ve bileşenleri incelenerek görsel algı üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Işık, mekanın oluşumunda önemli bir rol üstlenmektedir. Bu bağlamda üçüncü bölümde yapay ışık ve doğal ışık kavramları ele alınarak, doğal ışığın görsel algı ve insan sağlığı üzerindeki psikolojik ve fizyolojik etkileri ortaya konmuştur. Gün ışığının en temel özelliği mevsimden mevsime, günden güne hatta gün içinde sürekli değişiklik gösteren bir yapıda olmasıdır. Bu sebeple mekan içinde gözlemlenen görsel etkisi de sürekli değişiklik gösterir ve görsel konforda olumsuzluk oluşturabilir. Bu noktada görsel konforun sağlanması için gün ışığının mekan içine kontrollü alınması gerekmektedir. Bunun yanısıra doğal ışığın mekan içinde anlamlandırma gücü çok yüksektir ve mekana farklı anlam yüklemek için simgesel öğe olarak kullanılabilir. Doğal ışığın varlığı, insanların sirkadyan ritmindeki döngüyü sağlayarak uyku, açlık, vücut sıcaklığı ve hormon üretimi gibi fizyolojik değişiklikleri düzenler. Aynı zamanda gün ışığın azlığına veya yokluğuna bağlı olarak gözlenen psikolojik rahatsızlıkların depresyona sebep olduğu görülmüştür. Bunun yanısıra, güneşin D vitamini eksikliğinin sebep olduğu zayıf kemik gelişimi ve yaşlılardaki kemik kırılganlığı risklerini azalttığı bilinmektedir bu sebeple herkese güneş ışığının kansere sebep olan tehlikeli ışınlarından korunarak gün ışığı ile temas halinde olmaları önerilir. Gün ışığının mekan içinde yarattığı etkiler ve mekan içine nasıl alındığı bilinmeden, gün ışığı etkisi yaratan sistemlerin etkileri hakkında bir değerlendirme yapılabilmesi mümkün olmadığı için doğal ışığın yatay ve düşey açıklıklardan mekana taşınma yöntemleri üçüncü bölümde ele alınmıştır. Dördüncü bölümde ise doğal ışığın mekana taşınma yöntemlerinin uygulandığı örnek projeler, mimari detaylar mekansal algı bağlamında incelenmiş ve yapay ışık ile mekana gün ışığı alınıyormuş etkisi oluşturulan mimari proje ve ürün tasarımı örnekleri incelenerek mekansal algı üzerindeki etkileri ortaya konmuştur. Tezin beşinci bölümünde, gün ışığı almayan kapalı mekanlarda kullanıcı algısının belirlenmesi amacıyla anket yöntemi kullanılarak deneysel bir çalışma düzenlemiştir. Birinde gün ışığı etkisi yaratan bir sistemin, diğerinde tavana gömme aydınlatma aygıtlarının olduğu iki farklı odadaki aydınlatma düzeni görsel konfor açısından ve katılımcılar üzerindeki algısal etkileri açısından karşılaştırılmış ve yapılan analizlere istinaden değerlendirilmiştir. Son bölümde ise yapılan anket çalışmasının sonuçları ele alınarak değerlendirme yapılmış ve bu tez çalışmasının daha sonra yapılacak çalışmalara hangi noktalarda ışık tutabileceği üzerinde durulmuştur.
-
ÖgeHazır Giyim Mağazalarında Tasarım Ve Marka Kimliği İlişkisi: Polo Garage Mağazalarının Analizi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Özkan, Selma ; Cordan, Özge ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignBu tez çalışmasının amacı, mağazalarda tasarım ve marka kimliği arasındaki ilişkinin açıklanmasına yönelik olarak bir analiz yöntemi geliştirmek ve geliştirilen bu yöntemi Polo Garage mağazalarında örneklemektir. Çalışma içerisinde marka kimliği kavramı detaylı bir biçimde ele alınmış, konu ile ilişkili kavramlara açıklık getirilmiş ve mağaza tasarımının marka kimliği kavramı içersindeki yeri ortaya konulmuştur. Tez kapsamında, hazır giyim mağazalarında iç ve dış mekan tasarım kriterleri belirlenerek, bu kriterlerin marka kimliği ile olan ilişkisi örneklerle desteklenerek açıklanmıştır. Tezin analiz bölümünde, seçilen örnekler üzerinden Polo Garage mağazalarında marka kimliği ve tasarım ilişkisi, oluşturulan tablolar aracılığıyla incelenmiştir. Örnek mağazalar yenilenme tarihlerine göre analiz edilmiş ve böylece marka kimliği ve tasarım ilişkisinin zaman içinde nasıl bir değişim ve dönüşüm geçirdiği de tespit edilmiştir. Polo Garage mağazaları üzerinden, marka kimliklerinin mağaza tasarımıyla ne şekilde ilişkilendirebileceğine dair önerilen analiz yöntemiyle elde edilen bulgular ortaya konulmuş ve bu bulgular üzerinden çeşitli öneriler geliştirilmiştir.
-
ÖgeII.Dünya Savaşı Sonrası Mobilya Tasarımına Genel Bir Bakış:Finlandiya Örneği (1945-1960)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Çobanoğlu, Cemal ; Eren Demirel, Çiğdem ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignYüzyıl ortası modernizmi olarak da adlandırılan, savaş sonrası dönemin mobilya tasarımı stiline sahip mobilyalar, zamansız mobilyalar olarak tanımlanmıştır. Bu zamansız tasarımlar mekan ve insan ile kurdukları ilişkinin yanı sıra; sade, basit ve işlevsel olma özelliklerine sahiptirler. Savaşın getirdiği malzeme ve üretim tekniği çeşitliliği gibi olumlu etkiler de dönemin mobilya tasarımı anlayışını şekillendiren önemli unsurlar olmuşlardır. Bu özellikleri taşıyan, II. Dünya Savaşı'nın etkisinde gelişen, 1945-1960 yılları arasını kapsayan yüzyıl ortası dönemdeki mobilya tasarımı, ülke başlıkları altında; mobilya tasarımını etkileyen akımlar, tasarımcılar, tasarımlar, üreticiler ve ülkelerin tasarım politikaları dahilinde incelenmiş, dördüncü bölümde Finlandiya örneği, ayrıntılı olarak; tasarım eğitimi, tasarım politikası, çeşitli tasarım kolları gibi başlıklar dahilinde ve özellikle Alvar Aalto'nun mobilya tasarımlarının mekan ve insan ile kurduğu ilişki üzerinde durularak incelenmiştir. Mobilya tasarımın endüstriyelleşme sürecinin hız kazandığı savaş sonrası yıllar, aynı zamanda günümüzdeki tüketim toplumunun da yaratılmaya başlandığı dönemdir. Bu nedenle, tezde sorgulanan bir diğer konu da mobilyanın tüketim toplumu yaratılması sürecindeki rolüdür. Tezin sonuç bölümünde, yüzyıl ortası dönemin mobilya tasarım anlayışı değerlendirilmiş, mobilya-mekan ve mobilya-insan ilişkisi üzerinden Taşkışla'daki stüdyolarda kullanılan plastik sandalyeler ve önceden kullanılan ahşap tabureler incelenmiş, alternatif tasarım önerilerinde bulunulmuştur.
-
Ögeİç Mekan Tasarımında Bim Teknolojisinin Kullanımına Yönelik Mutfak Mekanı Üzerinden Bir Veri Tabanı Ve Örnek Model Oluşturulması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Naç, Merve ; Kanoğlu, Deniz Ayşe ; 569979 ; İç Mimari ve Dekorasyon(Uluslararası) ; Interior Design and Decoration(International)Teknolojideki gelişmeler ile beraber bilgisayar teknolojileri günümüz tasarımında aktif şekilde yer almaktadır ve yeni tasarım araçlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu da AEC endüstrisindeki projelendirme sürecini değiştirmeye ve özellikle endüstri içinde ortaya çıkan bilgi paylaşımı ve yönetimi konusunu geliştirmeye başlamaktadır. Projelendirme ve uygulama safhasında profesyonellerin koordineli çalışabiliyor olması ve inşaat yaşam döngüsünde her şeyin birlikte planlanması proje süreci içinde çok önemli bir yer tutmakta ve bu sürecin ilerleyişinde kritik rol oynamaktadır. Gelişen teknolojiler ve yapılan AR-GE çalışmaları ise takımları bütünleştirmeyi mümkün kılmaktadır. Son yıllarda dünya çapında en fazla çalışılan teknoloji ise BIM'dir. BIM, birlikte çalışılabilirlik ilkesine bağlı kalarak ekiplerin uygulama öncesinde tüm bilgiyi bilgisayar ortamında oluşturmasını sağlamaktadır. Hem dünyada hem de ülkemizde BIM teknolojisine hızlı bir geçiş yaşanmaktadır. Ülkemizde BIM teknolojisinin büyük ölçekli mimari ve inşaat projelerinde kullanıldığı gibi bir algı bulunmaktadır ve bu alana getirdiği avantajlara odaklanılmaktadır.
-
Ögeİç Mekanda Işığın İnsan Algısı Üzerindeki Etkisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Gültekin, Hatice Bürde ; Köknel Yener, Alpin ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignIşık iç mekanları aydınlattığı gibi insanın mekanı deneyimlemesine imkan sunar. Bu tez calışması insanın iç mekan algısı üzerinde ışığın etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. 1.Giriş bölümünde tezin amacı, kapsam ve yöntemi açıklanmıştır. 2. Mekan ve Işık Algısı bölümünde, mekan - yer ve algılanan mekan arasındaki fark tanımlar üzerinden incelenmiş; mekanın algılanması ve yorumlanmasının mekan ve iç mekan tanımlarının önemli bir parçası olduğu vurgulanmıştır. Bölüm 3. Günışığı ile Aydınlatılmış İç Mekanların Algısı, günışığının özgün niteliklerinin mekanda yarattığı çeşitliliği ve mekanı oluşturan malzemelerle ilişkisinin mekansal algı üzerindeki etkilerini açıklamaktadır. Bölüm 4. Yapay Aydınlatma ile Aydınlatılmış İç Mekanların Algısı, ışığın fiziksel özelliklerini - ışık miktarı, yönü, dağılımı ve ışığın parıltı farklılıkları gibi - ve bu özelliklerin Flyn ve Kelly gibi aydınlatma tasarımcıları tarafından mekan algısını değiştirmek için kullanılmasını açıklamaktadır. Bölüm, 5. Günışığı ve Yapay Işığın Bütünleştirildiği Mekanların Algısı, mekansal algının dört farklı bina tipolojisi üzerinden araştırılmasını içermektedir. Işık ve algılanan mekan arasındakı ilişki İşlev odaklı ve Atmosfer odaklı mekanlar alt başlıkları altında özetlenmiştir. 6. Ruhani Bir Tefekkür ( düşünceye dalma ) Odasının Aydınlatma Önerileri Üzerine Deneyler bölümünde, önceki bölümlerde açıklanmış, teorik bilgiler deneyler yapılarak test edilmiştir. Tez çalışması Nimbus Group GmbH gözetiminde Stuttgart, Almanya´da yapılmıştır. Deneylerin sonuçları Günışığı deneyleri ve Yapay ışık deneyleri olarak iki başlık altında açıklanmıştır. Bölüm 7 . Sonuç bölümünde, bütün çalışmadan türetilmiş sonuçlar açıklanmıştır. Anahtar Kelimeler : Algı, Işık, Günışığı, Yapay Aydınlatma, Subjektif İzlenimler
-
Ögeİç Mekanda Yön Bulma: Büyük Ölçekli Binalarda İnceleme(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Hasgül, Esin ; Şener, Hasan ; 286611 ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignMekan; içerisinde ihtiyaçlara bağlı olarak eylemlerin gerçekleştirildiği bir ortamdır. Eylemler mekanı kullanmaya yönelik olup mekan içindeki sirkülasyonu sağlar. Bir mekana girildiğinde; ilk olarak mekan hakkında bilgi edinmeye dair algılama süreci, ardından ihtiyacımıza yönelik olarak mekanda hareket etme eylemleri gerçekleştirilir. Mekan içinde yön bulma kavramı, bu kapsamda devreye girmektedir ve mekanda gerçekleştirilen davranışlarda ve sirkülasyonda yön bulma bu nedenle önemli bir yer tutmaktadır. Kent içinde kendi evinizin bulunduğu siteyi bulmaktan, sitenizin içinde kendi oturduğunuz binaya ulaşmaya, daha sonra evinize girip odalar arasındaki hareketinize kadar her adımda aynı konuyla karşı karşıya kalırsınız: Belirli yönlere doğru ilerleme ve hedeflediğiniz konuma ulaşma ihtiyacı. İster kent, ister bina, isterse iç mekan ölçeğinde olsun; hareket ve sirkülasyonun giderek hızlandığı bir süreçte, zaman ve hız kavramlarını da göz önünde bulundurursak bir noktadan, ulaşılmak istenen hedef noktasına en kısa, en hızlı ve en az enerji harcayarak ulaşmanın gerekliliği kaçınılmazdır. Tez kapsamında, bu noktadan hareketle, ilk olarak mekan ve mekanın nasıl algılandığına dair genel bilgiler verilerek mekan-algı arasındaki ilişkiye değinilmektedir. Ardından yön bulmanın hayatımızda neden önemli olduğu ve algının yön bulmada ne gibi etkisi olduğu bir arada incelenmektedir. Algı ve yön bulma arasındaki ilişki incelenerek genel kavramlar hakkında ön bilgi verilmektedir. Çalışma, mekanda yön bulma konusunu büyük ölçekli kamusal mekanlar üzerinden incelemekte ve yönlendirme tasarımına ilişkin kriterler ortaya koymaktadır. Bu kapsamda mekansal altyapı ve organizasyona, mekanda algı psikolojisine ve bilgilendirme sistemlerine dayalı yön bulma hissinin oluşması ele alınmaktadır. Tüm bu veriler göz önünde bulundurularak büyük ölçekli kamusal mekanlarda hızlı akışın ve yönlenmenin daha çok gerektiğine dikkat çekilmekte ve örnek analizleri yapılmaktadır. Çalışmada son olarak büyük ölçekli bina sınıflandırmasına girebilecek İTÜ Ayazağa Metro İstasyonu'nda yön bulma sorunları irdelenip, metro içindeki hedef belirlenen noktaya ulaşmada yön bulmaya yönelik öneriler sunulmakta ve çalışma değerlendirme ve sonuç bölümleriyle tamamlanmaktadır.
-
Ögeİç Mekânda Katmanlaşma Ve Cevahir Bedesteni Çalışması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Sağlam, Nazlı ; Sağlar Onay, Nilüfer ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural Designİç mekânlar; yaşamın büyük bir bölümünün geçtiği, insan deneyimini doğrudan yönlendiren mekânlardır. Ancak günümüzde iç mekâna fiziksel ve yaşamsal değer katan bileşenler arasındaki ilişki yeteri kadar irdelenmemektedir. Bunun sonucunda, yalnızlaşan, kopukluk ve eksiklik hissi veren iç mekânlar ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda mekânın katmanlaşması; varoluş-yer-zaman ile oluşan fiziksel ve tinsel düğümü çözümleme, inceleme, tartışma kapsamında ele alarak mekânı anlamayı ve okumayı hedefler. Bütün yapılan irdeleme ve önerilerde "insan" ve "insan yaşamı" mekânsal anlamda en önemli ve değerli unsur olarak ön planda tutulmaktadır. İki aşamadan oluşan bu çalışma kapsamında iç mekân, insanın 'dünya üzerindeki varlığı' bağlamında irdelenmiştir. Böylece birbirinden beslenen insan-iç mekân ilişkisi üzerinden, iç mekânın beden ve ruha sahip yaşayan bir organizma olarak ele alınması amaçlanmıştır. İlk aşama; IMIAD programı kapsamında tezin altyapısının oluşturulması ile yapılan projelendirme sürecini içerir. Son aşama ise ikinci bölümde yer alan, iç mekânı tanımlayan tüm unsurları sıralı bir düzen içinde irdeleyen çalışmayı, katmanlaşmayı kapsamaktadır. Bu anlamda iç mekânın, insan yaşamındaki yeri irdelenmiş, önemi ve anlamı tartışılmıştır. Tartışma bağlamında mekânı tanımlayan yaşamsal ve fiziksel boyutlar sorgulanarak; iç mekânın fiziksel, yaşamsal, tarihi ve duyusal katman adları altında irdelenmesini öngören bir yöntem önerisi sunulmuştur. Ortaya çıkan iç mekân katmanlarında, bütünlüğün hiçbir zaman kopamayacağı ve katmanların birbiriyle hep etkileşimli birliktelik içinde olduğu görülmüştür. Katmanların bir araya gelişi, birbirini ortaya çıkarması, ya da tek bir katmanın bütün iç mekâna egemen olması gibi karmaşık nedenler, oluşumlar ya da sonuçlar; aralarında yapılan ilişki çözümlemeleriyle kolaylıkla anlaşılmıştır. Böylece hangi mekân ögesinin ya da zincirleme ilişkinin, mekânsal kimliğin olumsuz ya da olumlu etkilerine neden olduğu görülebilmiş, problemin özüne inilebilmiştir. İç mekânın karakter ve kimliğinde ortaya çıkan kopukluk ve insan gerçekliğinden uzaklaşma nedenleri, bu anlamda çözümlenebilmiş ve iyileştirilebilmiştir. Üçüncü bölümde alan araştırması olarak seçilen Cevahir Bedesteni'nin iç mekân karakteri, tanımlanan katmanlar bağlamında irdelenmiştir. Alan çalışması ile elde edilen sonuçlar doğrultusunda; iç mekânın fiziksel ve yaşamsal ögeleri arasındaki bağlantı somutlaştırılmış ve mekânı okumak kolaylaştırılmıştır. Ayrıca iç mekân ögelerinin arasındaki etkileşimli ilişki örüntüleri ortaya konulmuş, bu anlamda karmaşık yapıdaki mekânın problemleri anlaşılır hale gelmiştir. Genel anlamda tasarım probleminin, katmanlar arası iletişim kopukluklarından kaynaklandığı ortaya konulmuştur. Hiyerarşik dizilim bozuklukları nedeniyle de katmanların hem birbirine, hem de iç mekân karakter ve kimliğine baskın geldiği görülmüştür. Mekânda oluşan deneyim ve katmanlar arası iletişim kopuklukları, öneri başlığı altında çalışmanın ilk aşamasında yapılan proje kapsamında okunaklı bir biçimdegiderilmeye çalışılmıştır. Bu anlamda Cevahir Bedesteni'nin günümüz gereksinimlerini karşılayabilecek; onu anlayan, gözeten ve onunla ilişki içinde olan iç mekân tasarım önerileri sıralanmıştır. Daha sonra projenin katmanlaşma bağlamında eleştirisi yapılarak; tasarımın nasıl tekrar ele alınabileceği tartışılmıştır. Bu bağlamda da iç mekân yeniden örülen ve birbirini besleyen ilişkiler doğrultusunda farkındalık sağlamış; karakterini ve kimliğini ortaya koymuştur.
-
Ögeİç Mimaride Sayısal Tasarım Ve Üretim Teknikleri: Sergileme Elemanı Tasarımı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Sevgi, Sabiha Yıldız ; Erençin, Abdullah ; 331914 ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignHayatımızdaki birçok nesne dijital ortamlarda erişebildiğimiz araçlara dönüşmektedir. Günümüzde bilgi ve bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte iç mimarlıkta farklı tasarım teknik ve yöntemleri kullanılarak yenilikçi tasarım arayışları ortaya çıkmıştır, bununla birlikte üretim teknikleri de farklılaşmıştır. Bilgisayar destekli üretim tekniklerinin iç mimariye adaptasyonu ile yeni formların ve tekniklerin kullanımıyla ortaya çıkan bir biçimsel dil olduğunu söylemek mümkündür. Araştırma kapsamında iç mimarlık ve sayısal üretim anlayışı arasındaki ilişki, sayısal tasarım teknikleri, sayısal üretim sürecinde kullanılan üretim araçları ve sayısal üretim stratejileri ele alınacaktır. Son olarak da bu üretim tekniklerinden biri örnek bir problem üzerinden deneyimlenecektir. Anahtar Kelimeler: Sayısal tasarım, bilgisayar destekli tasarım, bilgisayar destekli üretim, sayısal üretim
-
Ögeİç Mimarlıkta Sürdürülebilirliği Hedefleyen Tasarım Bağlamında Yeşil Bina Değerlendirme Sertifika Sistemlerinin İrdelenmesi(İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-01-20) Yıldız, Sinan ; Banu Garip ; 615535 ; İç Mimari Tasarım(Uluslararası)Gelişen teknoloji ve artan nüfus tüketilen enerji-hammadde miktarını arttırırken enerji talebinin ve atıkların büyük bir bölümünü yapı sektörü oluşturmaktadır. Artan enerji talebi ekonomik ve çevresel zorluklara yol açarken hammadde talebiyle birlikte doğal kaynaklara ve habitata zarar vermektedir. Teknoloji ve nüfustaki üstel gelişme ve artış sebebiyle şehirlerde birçok yapının yerine yenisi gelerek iç mimari talep oluşturmakta ve uzun yıllar var olmaya devam edecek yapılarda da işlevsel mekan yenilemesine gerek duyulmaktadır. İç mimarlık alanındaki bu geniş inşaat hacminin de enerji-hammadde kullanımına etkisi üstel olacağından çevresel negatif etkileri azaltan ve tüketimi kontrol altına alan verimli tasarıma yönelmek, tasarım-yapım-yıkım aşamalarını yeşil standartlara uygun yönetmek gerekmektedir. Bu süreçte iç mimarın önemli bir rolü olduğu açıktır. Tasarımcının bilinçlenmesi ve geçmiş teknikleri öğrenip yeni teknolojileri sahiplenmesi gerekmektedir. İç mimarın çevre bilinci ile tasarım yapabilmesi için, yapım-yıkım çalışmalarının oluşturduğu etkilerin göstergelerini ayırt edebilmesi ve bu göstergelerin teşkil ettiği problemlerin farkında olması gerekmektedir. Bu kapsamda anlaşılma aşamasından benimsenme aşamasına geçen sürdürülebilir yöntemin gereklerini iç mekan öğelerinde incelemek, yapılacak tasarım hakkında doğru soruların sorulmasına yardımcı olacaktır. Bu tez çalışması kapsamında iç mimari tasarımların enerji, malzeme ve işçilik kullanımının çevresel etkilerini değerlendirebilmek için sürdürülebilirliğe ilişkin kriterleri benimsemiş yeşil bina değerlendirme sistemleri incelenmiştir. Yeşil bina değerlendirme sistemleri uzun yıllardır uygulanmakta olsa da çoğunlukla mimari ölçekte değerlendirilmiş ve iç mekan öğelerinin gerektiği gibi değerlendirmeye alınmadığı görülmüştür.
-
Ögeİstanbul Metropolünde Değişen Yaşam Dönüşen Konut Algısı: Varyap Meridian Örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Bilgiç, Fahriye Gülin ; Cordan, Özge ; 513455 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)Küreselleşmeyle, teknolojide ve bilişim sistemlerinde yaşanan hızlı gelişmeler, yaşam koşullarının değişmesine yol açmaktadır. Kısıtlı ve homojen bir kitle barındırmakta olan kentler, endüstrileşmeyle birbirine eklemlenerek büyümekte ve metropol kentleri meydana getirmektedir. Metropol kentler, ekonomik anlamda büyük kitlelere istihdam sağlama potansiyeline sahip ve bireylere daha iyi şartlarda yaşama imkanı sağlayabilecek cazip merkezler olarak görülmektedir. Merkezin güçlü çekimi; kırsaldan kente göçü hızlandırmaktadır. Artan göç, çok kültürlülüğe, hızla değişen değerlere, yaşam tarzında ve toplumsal yapıda değişimlere sebep olmakla birlikte yapısal çevrenin dönüşümünü de beraberinde getirmektedir. Metropolleşmeyle değişen yaşam koşulları, insan gereksinimlerinin farklılaşmasına sebep olmakla birlikte, insanın yaşama alanı olan konut algısını da dönüştürmektedir. Farklılaşan gereksinimler, beklentiler, arzular ve istekler kullanıcıların konuta bakışını ve algısını da etkilemektedir. Konut algısındaki değişim, kaçınılmaz olarak konutta da değişimine yol açmakta ve bu iki süreç birbirini etkilemektedir. İnsan ve mekan (çevre) arasında kurulan iletişim ne kadar güçlü ve uyumlu ise, bireyin yaşamsal kalitesi ve kullanıcı olarak konut memnuniyeti de o kadar yüksek olmaktadır. Kullanıcıların ihtiyaçlarına göre tasarlanmayan ve günümüzde tüketim nesnesi olarak inşa edilen ve pazarlanan konut projeleri kullanıcısına, kentlileşen toplumun tüketim kültürünün şekillendirdiği bir kimlik, bir yaşam biçimi dayatmaktadır. Özellikle metropol kentlerde yaşayan orta-üst ve üst sosyo-ekonomik gelir grubuna mensup olanların lükse yönelik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak tasarlanmakta olan "lüks karma yaşam projeleri"; her geçen gün daha da kalabalık ve kaotik bir hal alan kentten uzaklaşmak ve güvende hissetmek isteyenler için "ötekiler"den arındırılmış, benzer sosyo-kültürel grubu barındıran bir yaşam alanı sunmaktadır. Ayrıca; kullanıcılarına ayrıcalıklı, prestijli, konforlu ve lüks bir yaşam vadetmektedir. Gelişmişliğin ve modernitenin göstergesi olarak görülen, yeni nesil kapalı ve güvenlikli karma yaşam projeleri, barındırdıkları sosyal imkanlar, donatılar, teknolojik fonksiyonlar ve en ince detayına kadar kurgulanmış iç mekan tasarımlarıyla birlikte kendi kendine yeten kentsel ölçekte küçük yerleşimler olarak karşımıza çıkarken; onlara sahip olamayan düşük gelirli kesim için de bir ütopyayı tariflemektedir. Bu kapsamda tezin amacı; İstanbul metropolünde değişen yaşam koşullarının, konut ve konut çevresi memnuniyeti kapsamında, hangi yaşamsal beklentilerin ve önceliklerin kullanıcı açısından önemini arttırdığını ve hangilerinin azaldığını saptamak ve konut algısının nasıl değiştiğini ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda tez çalışmasında; küreselleşme, kent, metropol, insan ve davranışı, konut, konut algısı ve konutta kullanıcı memnuniyeti üzerinde durulmaktadır. Tez çalışmasının birinci ve giriş bölümünde; tezin amacı, kapsamı ve yöntemi üzerinde durulmaktadır. İkinci bölümde; kent kavramının günümüz metropol kentinin doğuşuna dek olan serüveni, küreselleşme ve metropolleşme kavramlarına değinilerek irdelenmektedir. Üçüncü bölümde; "metropolleşme ile değişen yaşam" konu başlığı altında, insanın temel iletişim süreci, insan davranışı ve gereksinimleri irdelenmektedir. Ayrıca; toplumsal yaşamdaki değişimler ile birlikte toplumun, kültürün ve ailenin değişen yaşamsal koşullarından bahsedilerek, bu koşulların ne tür değişim ve dönüşümlere maruz kaldığı üzerinde durulmaktadır. Bunun yanı sıra, metropolleşme ile farklılaşan yaşamsal beklentiler ve öncelikler örneklerle açıklanmaktadır. Dördüncü bölümde; metropolleşme ile dönüşen konut kavramı irdelenmektedir. İnsanın çevre ile girdiği ilişki biçimleri üzerinde durularak, mekan kavramı tanımlanmakta ve konut ve konutta kullanıcı memnuniyeti irdelenmektedir. Böylece; metropolleşme ile dönüşen konut algısı irdelenmektedir. Beşinci bölümde; tez çalışmasının alan çalışması kapsamında; "Varyap Meridian" örneği ele alınmakta ve örnek çalışma, İstanbul'u dünya finans merkezleri arasında önemli bir yere taşıyacağı öngörülen "İstanbul Uluslararası Finans Merkezi" ve benzer karma projelerle birlikte değerlendirilerek, "Varyap Meridian" projesinin alan çalışması kapsamında pilot çalışma olarak seçilme sebepleri üzerinde durulmaktadır. Altıncı bölümde bulgular yer almaktadır. Bu bölümde; değişen konut algısı; "lüks bir karma yaşam projesi" olan Varyap Meridian örneği üzerinden irdelenmekte ve gerçekleştirilen anket çalışmasından elde edile bulgular, "Konut İhtiyaçları Hiyerarşisi" (Israel, 2003) ve "Kullanım Sonrası Değerlendirme" (Francescato, 1989) kapsamında, "Eminönü ve Çevresindeki Toplu Konutlar" da (Kellekci, Berköz, 2006) ve "Mashattan Konutları"nda yapılan çalışmalar (Durmuş, 2010) ile karşılaştırmalı olarak irdelenmektedir. Tez çalışmasının yedinci ve sonuç bölümünde ise; tüm dünyayı saran küreselleşmenin ve metropolleşmenin etkisiyle, İstanbul'da değişen yaşam koşullarının konut algısını kültürel, ekonomik, toplumsal, sosyal ve psikolojik anlamda nasıl dönüştürmekte olduğu üzerinde durulmaktadır.
-
Ögeİstanbul Şehir İçi Belediye Otobüslerinin Yolcu Odaklı İç Mekân Analizi Ve Değerlendirmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Akar, Alper ; Şener, Hasan ; 265736 ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignTezin ele alınış amacı, İstanbul şehir içi belediye otobüslerinin iç mekân tasarımının küresel ve yerel kriterleri karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesidir. Bu amaçla, ulusal mevzuat kapsamındaki kriterler saptanmış, mevzuat hâricinde gerekli görülen kriterler ise literatür taraması ile derlenmiştir. Tüm bu kriterler doğrultusunda her tip belediye otobüsü içinde analizler yapılmış, elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Bu çalışmalara ek olarak, her tip otobüste seyir hâlinde anket doldurulmuş, böylece yolcuların iç mekân uygulamalarına dair memnûniyetleri saptanmıştır. Ulaşılan tüm verilerin ışığında; daha yüksek düzeyde erişilebilirlik ve daha fazla yolcu memnûniyeti sağlayacak iç mekân tasarımına yönelik öneriler, çalışmanın sonuna eklenmiştir.