Göstergebilimsel Yaklaşımla Sinemasal Mekân Analizi: Otellerde Geçen Filmler Üzerinden Mekânsal Ve Anlamsal Çözümlemeler

thumbnail.default.alt
Tarih
2015
Yazarlar
Köksal, Cansu
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Institute of Social Sciences
Özet
Bu tez çalışması, sinemasal mekânların da tıpkı mimari mekânlardaki gibi duyumsama ve anlam yüklü olması savından hareket ederek; sinemasal mekânda temsil olgusunu, göstergebilim kuramı üzerinden tartışmaya açar. Bu çerçevede, söz konusu çalışmada, yurtsuzluk, geçicilik ve aidiyetlik kavramları etrafında, sinemasal mekân anlatılarında sıklıkla yer bulan otel mekânlarına odaklanılarak, otel mekânı ve yakın çevresinde geçen üç film; The Shining (Cinnet, 1980), Kış Uykusu (2014) ve The Grand Budapest Otel (Büyük Budapeşte Oteli, 2014), analiz amaçlı seçilmiştir. İnceleme dahilindeki filmler üzerinden, göstergebilimsel yaklaşımla sinemasal mekânın, mekânsal özellikleri, atmosfer özellikleri ve mekân karakteristikleri hakkında katmanlı okumaları yapılmıştır. Bu kapsamda, çalışmanın ilk bölümünde, çalışmanın amacı, hangi kapsam ve sınırlar içinde gerçekleştiği ve mekân analizinde hangi yöntemlere başvurulduğu ifade edilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise, mimarlık ve sinemanın etkileşimi alt-başlıklar altında incelenmiştir. Bu çerçevede, mekân kavramına ilişkin farklı tanımlara, mekânsal organizasyon çeşitlerine, mekân oluşturma şekillerine ve mimarlık-mekân etkileşimine yer verilmiştir. Ardından, statik olan kartezyen bağlamda mekân ile, görece daha akışkan fenomenolojik mekân anlayışı arasındaki farklılıklar sunularak, tez çalışmasındaki mekân algısı irdelenmiştir. Yine bu bölümde, bir diğer alt başlık olarak, çalışmanın disiplinlerarası yaklaşımına vurgu yapılmıştır. Bu kapsamda, önce disiplinlerarası yaklaşım tanımlanmış, ardından mimarlığın hangi disiplinlerle etkileştiği ve sinemayla arasındaki ilişkisi ile, mimarlık ve sinemanın hangi kavramsal arakesitleri paylaştığına yer verilmiştir. Ayrıca, yine bu bölümde sinemanın gerek sinematografik teknikleriyle, gerekse düşsel gücüyle mimari mekân kavrayışını ne şekilde etkilediği; benzer şekilde mimarlığın ise, duyumsama yüklü mekânlar üretip, hayatın bir çeşit yansımasına dönüşerek nihayetinde sinemasal mekânın temsillerini oluşturduğu ve sinemada mekân kavramına neler kazandırdığı, film mekânları ve mimari ürünler üzerinden örneklendirilmiştir. Üçüncü bölüm olarak, sinemasal mekân kavramında ise, sinemasal mekân kavramının hem fiziksel, hem de kavramsal boyutta içeriği tartışılmıştır. Ayrıca alt başlıklar hâlinde, sinemasal mekânın nasıl tasarlandığı, sinemasal mekân üretme ve kullanma yolları da yine aynı şekilde film sahneleri üzerinden incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise, ''Sinemada Mekânsal Kodlama'' başlığı altında, bu tez çalışmasının ağırlıklı analiz yöntemi olan göstergebilimin mekânsal analize yönelik temel kavramları ile, anlamlandırma süreçlerine değinilerek, sinemadaki mekânsal göstergeler üzerinden, filmin ideolojisinin ve iletilerinin ne şekilde oluşturulduğu ve görünür kılındığı irdelenmiştir. Çalışmanın beşinci bölümünde, otellerde geçen film örnekleri arasından, mekânın etkin kullanıldığı, ideoloji-mekân tutarlılığı olan ve bir dizi ortak kavrama referans vermiş oldukları sonucuna varılan, yukarıda da belirtilmiş olan, Stanley Kubrick'in ''The Shining (Cinnet, 1980)'', Wes Anderson'ın ''The Grand Budapest Hotel (Büyük Budapeşte Oteli, 2014)'' ve Nuri Bilge Ceylan'ın ''Kış Uykusu (2014)'' filmleri analiz edilmiştir. Filmlerin künyesi, hangi konuları işledikleri ve yönetmenlerin tarzı hakkında her bir film özelinde genel bilgilendirmeler verilmiştir. Filmlerin mekânsal okumalarının yapıldığı bölümlerde ise, öncelikle inceleme kapsamına dahil edilen mekânlar ve mekânsal bileşenler belirlenmiş; ardından filmde etkin olarak kullanıldığı gözlenen ve dolayısıyla yönetmenin de etkili ifade araçları olduğu kanaatine varılmış olan fiziksel ve sosyo-kültürel tasarım elemanları seçilmiştir. Üçüncü aşamada ise, belirlenen görsel tasarım elemanlarının, mekânsal kodlar oluşturarak, hangi iletişim etkilerini yarattıkları tespit edilmiş ve bir sonraki aşamada da yaratılan bu etkileşimlerin, hangi kavramsal, duyusal ve anlamsal çıkarımlara ulaştırdığı doğrultusunda analiz gerçekleştirilmiştir. Sonuç bölümünde ise, yapılan değerlendirmeler özetlenmiş, ve mimari tasarımın sinemasal mekânlarda anlam yaratmakta bir aracı olarak kullanılabileceğine kanaat getirilmiştir. Seçilmiş filmlerin birbirleri içerisinde, mekânsal bağlamda hangi gösterge ve anlamlandırmalar bakımından kesiştikleri ya da farklılaştıkları incelenmiş; her yönetmenin, mekân aracılığıyla, söylemlerini açığa çıkardıkları ve mekâna farklı anlamsallıklar yükledikleri gözlemlenmiş ve anlamsal çeşitliliğin aynı mekân türünde, yani otel mekânında (ve alt birimlerinde) geçmesine rağmen farklılaşabileceği çıkarımına ulaşılmıştır.
Within this thesis study, based on the idea that cinematic spaces do also possess the perception and the meaning likewise architectural spaces; the phenomenon of representation in cinematic spaces has been discussed in relation to the method of semiology. Besides, referring to the notions like homelessness, temporality and belonging, this thesis further focuses on spaces that have been frequently encountered and analyses three selected hotel spaces and their surroundings from the movies; The Shining (1980), Kış Uykusu (Winter Sleep, 2014) and The Grand Budapest Hotel (2014). Thus, semiologial approach is deployed on these movies in order to analyze the spatial and ambient features as well as characteristics of cinematic spaces. In this context, the first chapter of this thesis describes the goal and the scope of the study. That is followed by the description of the methodology chosen to analyze the cinematic spaces. In the second chapter of the work, the relationship between architecture and cinema is analyzed in terms of various aspects, which can be listed as: different definitions of space; type of spatial organizations and development; and finally the interaction between architecture and space. This descriptive sub-chapter is followed by a brief introduction about the perception of space in the context of this thesis, based on the differences between the notions of the static cartesian space and the more dynamic phenomenological space. In addition to these, the interdisciplinary characteristics of the study is also stated within this chapter. In this context, first, the notion of interdisciplinary approach is defined, then the disciplines that architecture is interacting with, as well as its relationship with cinema and the conceptual layovers that the architecture and cinema shares are provided. Moreover, examples of cinematic spaces and architectural products that illustrate how cinema affects the concept of architectural space through the cinematographic techniques and visionary power, and how architecture shapes cinematic spaces through creating spaces with perception have been discussed reciprocally within this chapter. The third chapter of the thesis debates the cinematic spaces in the physical and conceptual context. In this sense, how the cinematic spaces are designed, and the ways of creating and using these spaces through examples of movie scenes have been discussed within this chapter. In the fourth chapter, entitled ''Spatial Coding in Cinema'', how the ideology and the prominent message in cinema are conveyed through cinematic spaces has been analyzed in relation to the basic concepts and understandings of semiology. In fact, this is the dominant spatial analysis methodology of this thesis work. The fifth chapterof this thesis work includes the scene analysis of the selected hotel-based movies mentioned below "The Shining" (1980) of Stanley Kubrick, "The Grand Budapest Hotel" (2014) of Wes Anderson, and "Winter Sleep" (2014) of Nuri Bilge Ceylan, which share the consistent ideology and use of space, as well as providing general references. The background information and the plot of each movie is introduced together with the directors' approaches as well as their styles. A sub-chapter that reflects the spatial analysis of the movie commences with identifying the spaces and spatial components included in the analysis of each movie, which has been pursued by the selection of physical and social-cultural design elements that are prominantly used within the movies and acting as effective expression tools of the directors. In the third phase, the communication effects of previously identified visual design elements are examined, which have been further followed by the identification of conceptual, sensorial, and semantic conclusions that these effects have been resulted in. As a conlusion, the analysis section is summarized, and it is concluded that the architectural design can act as a tool to create meaning in cinematic spaces. The movies have been comparatively read in terms of their similarities and differences in their spatial indicators and interpretations. Finally, it is observed that each director conveys their messages through cinematic spaces and attaches different meanings to these spaces. Thus, semantic variety may differ according to each movie, even though they may all share a common dominant space of hotels and its surroundings.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015
Thesis (M.A.) -- İstanbul Technical University, Institute of Social Sciences, 2015
Anahtar kelimeler
Sahne ve Görüntü Sanatlar, İç Mimari ve Dekorasyon, Anlamsal görelilik, Etkileşim, Film, Gösterge bilim, Mekansal algı, Mekansal analiz, Mimari temsil, Oteller, Sinema, İmgelem, Performing and Visual Arts, Interior Design and Decoration, Semantic relativism, Interaction, Film, Semiotics, Spatial perception, Spatial analysis, Architectural representation, Hotels, Cinema, Imagination
Alıntı