FBE- Proje ve Yapım Yönetimi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Mimarlık Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece yüksek lisans düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Başlık ile FBE- Proje ve Yapım Yönetimi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge19. Yüzyıl İstanbul Dizi Konutlarının Morfolojik Analizine Dayalı Bilgi-tabanlı Tasarım Modeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Kırşan, Çiler ; Çağdaş, Gülen ; 55995 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction ManagementSon yıllarda, bilgisayar destekli mimari tasarım alanında yapılan kuramsal çalışmalar, mimann sahip olması gereken uzmanlık bilgilerini içeren bir bilgi dağarcığından yararlanarak, tasanm sürecinin benzetimini yapan Bilgi- Tabanlı Sistemler ve Uzman Sistemlerin gelişimine imkan vermiştir. Bu tez kapsamında, mimari ürün olarak ortak bir dile sahip, 19. Yüzyıl istanbul Dizi Konutları'nın morfolojik analizine dayalı bir bilgi tabanlı tasarım modeli geliştirilmiştir. Öncelikle gün geçtikçe yokolan bu tarihi ve mimari öneme sahip bina tipolojisine ait kapsamlı bir veri tabanı oluşturulmuş ve bu veri tabanında yer alan mimari ürünün topolojisine, morfolojisine, geometrisine ve boyutlarına ilişkin bilgiler, dizi konut tasarımı yapacak uzman sistemin bilgi dağarcığını oluşturmak üzere kullanılmıştır. ilk bölümde, tezin amacı, kapsamı, bu kapsamda geliştirilen bilgi-tabanlı sistemlerle, uzman sistemlerin esasları, bu sistemlere baz oluşturan 19. Yüzyıl İstanbul Dizi Konutlarının ele alınmasının nedenleri ve morfolojik analizle elde edilen bilgilere dayanarak, bu tür konut tasarımı yapan uzman sistem algoritmasında kullanılacak yaklaşım ortaya konulmuştur. İkinci bölümde ise bilgi-tabanlı mimari tasarım modelleri ve bu modellerdeki farklı yaklaşımlar, literatürden örneklerle anlatılmıştır. Üçüncü bölümde morfolojik analiz yöntemleri ortaya konulmuş ve morfolojik analiz uygulamalarına literatürden örnekler verilmiştir. Dördüncü bölüm, 19. Yüzyıl Dizi Konutlarının ortaya çıkışları, özellikleri ve bu konutlara uygulanan analizlerle, analiz sonuçlarına yer vermektedir. Bu analiz sonuçlarından elde edilen bilgi, belli bir sistematik kurgu içerisinde, bir hipermedya ortamında kullanıcıya sunulmaktadır. Beşinci bölüm, morfolojik analizle elde edilen bilginin, tasarım ürününü oluşturmak üzere sözdizimsel kurallara dönüşümünü ve bunlara bağlı olarak geliştirilen, dizi konut tasanmı yapan bilgi-tabanlı tasarım modelini içermektedir. Altıncı bölümde ise geliştirilen modelin sunduğu katkılarla, uygulama olanakları sunulmakta ve tezin sonuçlan yorumlanmaktadır.
-
Öge4-8 katlı konut yapılarında taşıyıcı sistem maliyetini tahmine yönelik bir yaklaşım önerisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Saner, Cesur ; Orhon, İmre ; 39381 ; Proje ve Yapım YönetimiDünyada bugün her şeyin en iyisini yapmakla beraber bunu ekonomik yapmak genel bir amaç olarak sayılmaktadır. Bunun ya nında kaynakların da giderek azaldığı dikkate alınırsa ekonomi, malzeme, işgücü ve araç-gereç yönünden en çok uyulması gereken unsur haline gelmiştir. Malsahibi ile mimar arasındaki ilişki de günümüzde paraya dayanmaktadır. Mimarın tasarladığı bina fonksiyonel ihtiyaçları her ne kadar sağlıyorsa da müşteri düşündüğünden fazla para harcamış ise mimar tasarımında başarısız görünür. Müşterinin istekleri içinde binanın toplam maliyetinin daha önce kendisine belirtilen tahmini geçmemesi veya bu tahmine yakın olması vardır. Ayrıca bina kendisi için kabul edilebilir bir maliyete çıkmalıdır. Görüldüğü gibi yukarıda sayılan neden lerde müşterinin belirgin bir maliyet kaygısı hissedilmektedir. Bina maliyeti olarak ilk yatırım maliyetinden yok etme maliyeti ne kadar olan maliyetler zincirinde inşaat maliyeti hiç kuşkusuz binanın oluşumu göz önüne alındığında en büyük paylardan birine sahip olacaktır. Tübitak Yapı Araştırma Enstitüsü ' nün yapmış olduğu araştırmada maliyet yüzdeleri açısından binanın taşıyıcı sistemi, toplam bina inşaatında %40'ı aşan bir paya sahiptir. Bu çalışmada taşıyıcı sistemi etkilediği düşünülen bazı tasarım değişkenlerinin kullanıcıya yaşatacağı mekanlar açısından mima rın tasarımına etken olacağı düşünülmüştür. Bu çalışmada maliyet tahmin modellerinden tanımlayıcı mo del olan korelasyon tekniği ile tasarımcıya önemli kararlarını verirken bu tasarım değişkenlerinin maliyeti nasıl etkilediğini göstererek yardımcı olacak bir öneri sunulmuştur. Ele alman inşaatı bitmiş örnek 30 projenin, metrekare birim taşıyıcı mali yeti ile şu tasarım değişkenleri arasında ilişkiler aranmıştır: 1. Bina toplam alanı. 2. Binanın normal kat alanı. 3. Binanın kat sayısı. 4. Binada çıkma yönü. 5. Binada zemin oturum alanı. 6. Binanın temel sistemi. 7. Binanın kolon-perde yüzdesi. 8. Kirişlerde saplama- süreklilik yüzdesi. 9. Binanın döşeme tipi. 10. Binada çekirdeğin yeri. Böylece mimara daha tasarımının ilk başlarında maliyet ta vanını aştırmayacak bir takım ipuçları vermek mümkün olacaktır. Bu yöntem sayesinde mimar tasarımıyla, müşteri de parasıyla daha gerçekçi düşünme imkanına sahip olacaktır.
-
ÖgeABD Ve Turk İnşaat Sektörlerindeki Standart Sözleşme Ve Genel Şartnamelerin Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yalçın, Hilal ; Çıracı, Murat ; Proje Yapım Yönetimi ; Construction ManagementStandart sözleşmeler ve genel şartnameler, projeye dahil olan tüm katılımcılar açısından adil ve eşit görev dağılımının olduğu bir çalışma ortamı yaratabilmek için, sektörde faaliyet gösteren çeşitli kuruluşlar tarafından, günün gereklerine göre hazırlanan, tarafların yaptıkları iş anlaşmasının temellerini kuran oldukça önemli dökümanlardır. İnşaat projelerinde, standart sözleşme ve genel şartnamelerin kullanılması, katılımcıların aşina oldukları bir dil ve yöntemle hazırlanmış olmalarından dolayı maddelerin ve koşulların daha iyi anlaşılması, anlaşmazlıkları en aza indirgenmesi ve tarafların zaman ve para kaybetmesini önlemesi açısından önem taşımaktadır. Bu noktadan hareketle, yapılan bu çalışmada, Türkiye’de ve ABD’de yayınlanan standart sözleşmeler ve genel şartnameler ele alınmş ve iki aşamada karşılaştırılmıştır. Birinci aşamada, ABD’de sektörde sıklıkla kullanılan Amerikalı Mimarlar Birliği (AIA), Birleşmiş Genel Yükleniciler (AGC) ve Birleşik Mühendisler Sözleşme Dökümanları Komitesi (EJCDC)’nin standart sözleşme ve genel şartname dökümanları ile Türkiye’de, Kamu İhale Kurumu (KİK), Mimarlar Odası (MO) ve Elektrik Mühendisleri Odası’nın hazırladığı standart sözleşme ve genel şartname dökümanları, tip ve nicelik bakımından karşılaştırılmış; ikinci aşamada ise, Kamu İhale Kurumu (KİK) tarafından hazırlanan Anahtar Teslimi Götürü Bedel İşler İçin Yapım İşlerine Ait Tip Sözleşme ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi , AIA tarafından hazırlanan A101-1997/ Malsahibi ve Yüklenici Arasında Ödeme İlkesinin Götürü Bedel Olduğu Standart Sözleşme Formu ve A201-1997 Yapım Sözleşmesinin Genel Şartnamesi ile içerik ve kapsam bakımından karşılaştırılmış ve Anahtar Teslimi Götürü Bedel İşler İçin Yapım İşlerine Ait Tip Sözleşme ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi dökümanlarındaki eksiklikler ortaya koyulmuştur.
-
ÖgeAhşap Testere Talaşlı Çimento Kompozitin Fiziksel Ve Mekanik Özelliklerinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Onursal, Funda Rabia ; Toydemir, Nihat ; 55639 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction ManagementGûnûmûz yapı malzemelerinden beklenen özellikler, doğadaki enerji ve malzeme kaynaklarının azalması, insanların daha iyi ortam koşul larında yaşama İsteği dolayısıyla, artmıştır. Bu sebeplerden, yapı malzemesinde ışı, ses, su yalıtımı, dayanıklılık, kullanılabilirlik gibi Özelliklerin yanı sıra malzemenin hafifliği ve inceliği de bu nitelikler kadar önem kazanmıştır. Bu da kompozit malzeme üretimi ve kulla nımı gereğini ortaya koymaktadır. Kompozit malzemeler üzerine yapılan araştırmalar ve uygulamalar günümüz yapılarında kompozit malzemelerin kullanımının arttığını göstermektedir. Yıllardır inşaatların iki ana malzemesi olarak kulla nılan ahşap ve çimentonun fiziki karışımından elde edilen ahşap yonga talaşlı çimento kompozitin yapılarda kullanımı birçok yönden istenen sonuçları vermiştir ve uygulamaları halen devam etmektedir. Ahşaptan dolayı olabilecek çürüme ve böceklenmeleri çimentonun bazik yapısı ve neme direnç özelliği engellemektedir. Öte yandan çimentonun soğuk görünüşünü doğaya özgü sıcaklığıyla kapayan ah şap, aynı zamanda kompozit malzemeye yangına karşı dayanıklılığı arttırıcı bir özellik verebilmektedir. Bu nedenler uyumlu malzeme ikilisi ahşap ve çimentodan ahşap testere talaşı ve çimentonun oluş turacağı bir kompozit yapı malzemesinin mekanik ve fiziksel özellik leri üzerinde bir araştırma yapmanın yararlı ve gerekli olduğunu or taya koymaktadır. Ahşap testere talaşlı çimento kompozit yapı malzemesinin mekanik ve fiziksel özelliklerinin incelenmesinde deneysel çalışma ağırlıklı bir araştırma yapılarak bu araştırmada hipotetik-dedüktif yöntem kullanılmıştır. Ahşap testere talaşlı hafif beton kompozit üzerinde yapılan deney lerden elde edilen sonuçlar, ahşap testere talaşı oranı arttıkça kom- pozitte mekanik dayanımların azaldığını göstermektedir. Eğilme dayanımı değerlerinin doğrusal karakterde, basınç dayanım değer lerinin ikinci dereceden bir eğriye bağlı olarak azaldığı saptanmış tır. Ahşap testere talaşı oranı arttıkça kompozitin birim hacim ağır lık değerlerinin doğrusal olarak azaldığı, % su emme miktarlarının ve su buharı geçirimliliğinin arttığı, fakat yine de kompozitin dolu tuğlaya göre çok yüksek su buharı difüzyonu direnç faktörü değerlerine sahip olduğu tespit edilmiştir.
-
ÖgeAnadolu konutlarında morfolojik analiz(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Eser, Sema ; Sağlamer, Gülsün ; 39397 ; Proje ve Yapım YönetimiAnadolu'nun, Asya'dan Avrupa'ya uzanan verimli topraklarından çağlar boyu pek- çok kültür geçmiş, bu kültürler izlerini kurdukları şehirler ve konutları ile bırakmışlar dır. Bu çalışmanın amacı Anadolu'da yerleşmiş kültürlerin konutlarını, yerleşim özellikle rini incelemek ve verileri morfolojik bir temelde analiz etmektir. Tez'in ilk bölümünde konutun insanlık tarihindeki değerinden ve buna bağlı olarak çalışmanın amacın dan sözedilmekte, morfolojinin sınıflama ve tasarımdaki önemi vurgulanmaktadır. İkinci bölümde, insanın avcılıktan yerleşik hayata geçişi, yaşamını evinde kurmaya başlaması anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde, İ.Ö. 7000'lerden Osmanlı imparatorluğu'na kadar Anadolu'da ya şanan süreç içinde 'şehir' fikrinin doğuşu, konutların bu şehirlerde varoluşu incelen mekte, devletlerin kültürel, politik ve idari yapılarının ev ve şehir yerleşimlerini nasıl etkilediğine dikkat çekilmektedir. Dördüncü bölümde Anadolu'da konutun farklı iklimsel ve coğrafi bölgelere göre taşı dığı özellikler anlatılmakta ve bu bölgelerden analiz için seçilen şehirler ve konutları yerleşim ve malzeme özelliklerine, yapım tekniklerine, geleneklerine ve mekan iliş kilerine göre incelenmektedir. Beşinci bölüm ise Anadolu konutunun bazı karakteristiklerine ayrılmıştır. Bu karak teristikler, konutu tanımlamaktadır ve analiz aşamasında da her konut için varlıkları, özellikleri ve tipleri incelenecektir. Altıncı bölümde morfoloji, plan morfolojisinin mimarlıktaki yeri anlatılmaktadır. Plan ların topolojik özellikleri sayesinde tasarım ve sınıflama alanlarında yapılmış çalış malar ve mimarlık ile matematik ilişkisi de bu bölümde yer almaktadır. Yedinci bölümde de tüm verilerin ışığında Anadolu konutunun analizi için oluşturu lan yöntem adım adım açıklanmakta ve yapılan analiz yer almaktadır. Tüm analiz bu bölümde sayısal veriler, grafikler ve literatür bilgileri ışığında yorumlanmaktadır. Sekizinci bölüm ise çalışma ile ilgili yorumların, ulaşılan ve ulaşılabilecek noktaların sunularak tezin sonuçlandığı bölümdür.
-
ÖgeAtatürk Kültür Merkezi Büyük Salonu'nun akustik açıdan performansının değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Budak, Ayşegül ; Demirkale, Sevtap Yılmaz ; 39736 ; Proje ve Yapım YönetimiBu tez, Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salonu'nün hacim akustiği kri¬ teri açısından performansının değerlendirilmesini içeren bir çalışmadır. Çalışmanın ikinci bölümünde, konunun anlaşılabilirliği açısından gerek¬ li tanımlar ele alınıp tanımlanmıştır. Konuyla ilgili temel bilgilerin aktarılmasına devam edildiği III. Bölüm¬ de akustik kalitesi sübjektif özellikleri açıklanmış ve bu özelliklere göre yapma sübjektif değerlendirme sonuçlarının nasıl sınırlandırıldığı anlatılmıştır. III. Bölüm kapsamında,- opera ve konser salonlarında akustik açıdan etkili olan faktörler, her iki salon çeşidi için ortak kısımları öncelikle açıklandıktan sonra, kendilerine özgü özellikleri aynı başlıklar ile ele alınarak açıklanmıştır. IV. Bölüm kapsamında, konuyla ilgili teorik ve deneysel yöntemler kı¬ saca anlatılmış ve karşılaştırılmıştır. V. Bölümde tez çalışmasının hedefi olan A. K. M. Büyük Salonu'nun hacim akustiği kriterleri açısından değerlendirilmesi ele alınmıştır. Bu hedefe yö¬ nelik ilk adım, salonun nitelik ve nicelik açısından tanımlanmasıdır. Daha sonra üç ayrı analiz yöntemi ile salonun değerlendirilmesine geçilmiştir. İlk yöntem olan Geometrik Analiz kapsamında önce salon içindeki yüzeylerin yansıtıcılık analizleri, daha sonra bu yüzeylerin yansıttıkları sesin doğrultularının analizleri ve son olarak da, salon içinde parter ve balkon katlarının her ikisinde rastgele seçilmiş koltukla¬ ra, etkin yansıtıcı elemanlar tarafından gönderilen sesin eko kontrolü yapılmıştır. IV. Bölümde yer alan teorik hesaplama yöntemlerinden Sabine Yöntemi kullanılarak, Büyük Salon'un merkez frekanslardaki reverberasyon süresi, opera ve konser durumu için ayrı ayrı hesaplanmıştır. Bu kısımda, ses yutuculuk katsayıla¬ rında, salonda büyük alana sahip iki unsur olan oturma elemanları ve asma tavana ait olanlar ikişer alternatifle değerlendirilmiştir. Bu nedenle dört alternatif sonuç elde edilmiştir. Üçüncü analiz, Büyük Salon opera ve konser düzenleri için seçilen al¬ ternatifleri ve sübjektif değerlendirmeleri içermektedir. Çalışmanın sonuç kısmında, IV. Bölümde yapılan teorik çalışmaların sonuçları değerlendirilmiştir. Bu kışıma ait bazı tablolar Ek A'da yer almaktadır.
-
ÖgeAvan (Ön) proje evresinde bina maliyetinin inşaat imalatlarına dayalı olarak hesaplanmasına yönelik bir model(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Eski, Orhan ; Çıracı, Murat ; 39789 ; Proje ve Yapım YönetimiAvan proje evresinde bina maliyetinin imalatlara dayalı olarak hesabına yönelik bir yöntem bu tez çalışması içinde oluşturulmuştur. Amaç, avan proje aşamasında maliyet hesabını en doğru şekilde yaparak yatırım miktarını belirlemek ve alternatif projeler arasında bir se çim yapabilmektir. Yapım imalatları düzeyinde yapılan maliyet hesa bının doğru sonuç vereceği düşünülerek ve inşaat imalatları içindeki az sayıdaki imalatların maliyetinin toplam inşaat işleri maliyeti içindeki payının büyük olduğu esas alınarak yöntem geliştirilecektir. Birinci bölümde, avan proje aşamasında kullanılabilen mevcut bina maliyeti hesabı yöntemleri değerlendirilmiştir. îkinci bölümde, yöntemin oluşturulması için gerekli veriler ve bu verilerin alındığı toplu konut alanlarında bulunan binaların genel özellikleri açıklanmaktadır. üçüncü bölümde, inşaat işleri imalatları, avan proje üzerin den miktarlarının ölçülebilirliğine bağlı olarak sınıflandırılmakta ve ölçülebilen imalatlar için ölçüm kuralları verilmektedir. Avan proje üzerinden ölçülebilen imalatlara dayalı olarak geliştirilen yöntem ile bina maliyetinin hesaplanması ve yöntemin avantajları ile dezavantajları açıklanmaktadır. Sonuç bölümünde, çalışma sonucu elde edilen bulgular verilmek te ve geliştirilen yöntem değerlendirilmektedir.
-
ÖgeAvrupa Birliği İnşaat Sektöründe Rekabetçilik Ve Türkiye Deki Durum(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ülken, Ebru ; Çıracı, Murat ; Proje Yapım Yönetimi ; Construction ManagementAVRUPA BİRLİĞİ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE REKABETÇİLİK VE TÜRKİYE’DEKİ DURUM İnşaat sektörünün temel amacı toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak güvenli yaşam alanları sunmaktır. Bu amaçları gerçekleştirecek olan inşaat sektöründeki rekabetin artmasının, diğer endüstriler üzerinde işgücü ve büyüme için olumlu etkileri olacaktır. Avrupa inşaat sektörü rekabetçi avantaja sahip olamazsa, Avrupa Birliği inşaat endüstrisi, inşaat pazarındaki güçlü pozisyonuna rağmen büyük meydan okumalarla yüz yüze kalacaktır. Bu yüzden Avrupa Komisyonu, Avrupa inşaat endüstrisinin rekabetçiliği üzerine bir tebliğ yayınlamıştır. Tebliğ sektörün rekabetçiliğini arttırmayı amaçlayan 4 stratejik amaç tanımlamaktadır. Bu tebliğ sektörün rekabetçiliğine etki eden temel faktörler olan yapımda kalite, düzenleyici çevre, eğitim, araştırma-geliştirme çabalarının yeniden organize edilmesi konularını analiz etmektedir. Avrupa Komisyonu, bir eylem planı yürürlüğe koymuştur. Komisyon, Avrupa inşaat sektöründe rekabetçiliğin değerlendirilmesini ve çeşitli önlemlerin alınmasını aktif olarak takip etmiştir. Tez çalışmasında Avrupa Birliği inşaat endüstrisi ile ilgili yapılmış olan araştırmalar incelenmiştir. Sektörün mevcut durumu ile geleceğe yönelik stratejiler analiz edilmiştir. İnşaat sektörünün rekabetçiliğini arttırmak için yapılan araştırmalar 7 ana konuyu kapsamaktadır. Bunlar kalite, yenilik, sürdürülebilirlik, eğitim ve sektörün imajı, ihale, bilgi teknolojileri, verimlilik karşılaştırmalarıdır. Bütün bu başlıklar açıklanmış ve araştırma sonuçları bulgular ve çıkarımlar olarak özetlenmiştir. Daha sonra Türkiye’deki inşaat endüstrisi aynı başlıklar altında incelenmiştir. Türkiye’deki inşaat sektörüne ait yapılan çalışmalar, Avrupa Birliği inşaat sektöründe yapılan araştırmalarla karşılaştırılmıştır. Ve Türkiye’nin rekabetçi avantaj kazanabilmesi için önemli işaretler elde edilmiştir.
-
ÖgeBilgisayar Destekli Mimari Tasarım Ve Çizim Standartları Üzerine Bir Araştırma(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-13) Onursal, Faika Hande ; Yaman, Hakan ; Proje Yapım Yönetimi ; Construction ManagementMimari tasarım, günümüzde bilgisayar ortamında hazırlanan çizimler aracılığıyla, yapım projelerinde disiplinler arası iletişim kurulmasını ve yapım işinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Yapım sektörü o kadar karmaşık bir yapıdadır ki, sadece bilgisayar destekli mimari tasarım (BDMT) kendi başına sektörün zorluklarının üstesinden gelmek için yeterli değildir. Özellikle karmaşık projelerde, anlaşılırlığın ve tutarlılığın sağlanması için BDMT çizimleri bir takım standartlara gereksinim duymaktadır. Türkiye’de ve dünyada kullanılan başlıca BDMT ve çizim standartları üzerine yapılan literatür araştırması ve seçilen mimari bürolar ile inşaat şirketlerinde yapılan görüşmelere dayalı olan alan araştırmasından elde edilen verilere göre, Türkiye’de BDMT konusunda uygulanan ortak bir standart olmadığı kanısına varılmıştır. Türkiye’de sektörde öncü mimari ofisler ve inşaat şirketleri her biri kendine özgü bir standart kullanmaktadır. Her firmanın farklı bir standardının olması, firma içinde sıkıntı yaratmıyor olsa da, bir yapım proje döngüsü içerisinde farklı firmalar ve disiplinlerle birlikte çalışılırken büyük sıkıntı yaratmaktadır. Sektörde ortak bir BDMT standardı anlayışının olmaması konusunda, üniversitelerde öğrencilerin ve yapım sektöründe proje döngüsünün bir parçası olan aktörlerin bilinçlendirilerek bilinmeyenden doğan cesaretsizliğin önüne geçilmesi sağlanmalı, sektörde öncü firmalar kendinden küçük firmaları desteklemeli ve cesaretlendirmelidir. Ortak standartların kullanılması için yasal zorunluluk getirilmeli ve kamuda da uygulanabilmesi için yönetmelik ve tüzük oluşturulmalı, düzenlenen bu standartlar, şartnameler ve sözleşme dokümanlarına ilave edilmelidir. BDMT standartları konusunda bahsedilen ölçüde titiz davranılmasının, firmaların zaman ve para kaybının önüne geçmede ve kaliteli bir BDMT anlayışında etkili olacağı düşünülmektedir.
-
ÖgeBina Biçimlenmesinde Boşlukların Yakın Çevredeki Hava Hareketi Üzerine Etkilerinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Ünal, Bülent ; Ok, Vildan ; 46230 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction ManagementBu projenin amacı, bina biçimlenmesinden kaynaklanan ve binanın yakın çevresini, özellikle yaya seviyesinde bina eteklerim etkileyen yerel hava hareketlerim incelemektir. Bunun yanı sıra elde edilen sonuçların B.R.S., Garston, İngiltere'de 1974 yılında Peter F. GRIGG[1] tarafından yapılmış olan aynı türden bir deneyle karşılaştırmasım yaparak İ.T.Ü. Mim. Fak., Taşkışla, F.Ç.K. laboratuarındaki rüzgar tünelinin performansını ortaya koymaktır. Projenin deneysel bölümü, rüzgar karakteristiklerinden, rüzgar akım hızı üzerinde yoğunlaştırıldı. Hız ölçümleri, laboratuar bilgisayarına yüklenmiş olan ACQ WIRE software'in aracılığıyla kontrol edilen erişim aletlerine (Traversing system) monte edilmiş olan sıcak-tel (Hot-wire) problan aracılığıyla alındı. Sonuçlar, paket program tarafından üretilen analitik çizimler ve sayısal tablolar olarak elde edildi. Tümüyle elde çizilmiş olan Peter F. GRIGG’in sonuçlarıyla karşılaştırıldı ve tartışıldı.Böylece elde edilen bulguların, F.Ç.K. laboratuarındaki rüzgar tünelinin performansını ortaya koyarak, gelecekte düzenek üzerinde yapılması gereken güç, biçim, boyut ve ekipman revizyonları konusunda referans bilgiler vermesi amaçlandı.
-
ÖgeBina Maliyetlerinin Belirlemsinde Birim Fiyat Analizlerinin Güncelleştirilebilir Kullanımı İçin Bir Yazılım Modeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Yazıcıoğlu, Ediz ; Çıracı, Murat ; 39586 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction Managementbina maliyetlerinin belirlenmesinde birim fiyat analizlerinin güncelleştirilebilir kullanımı için bir yazılım modeli Bina üretiminde, bina maliyetini bilinme ihtiyacı yapım için gerekli kaynakların organizasyonu açısından önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün dünyada imalatlara dayalı maliyet hesap metodları bina yapım maliyetinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Ülkemizde ise bu metodlara paralellik arzeden Bayındırlık Bakanlığı Birim Fiyat Analizleri metodu uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bu metod bilgisayar teknolojisi öncesinde yapılandırılmış bir metod olmasına rağmen mevcut yapısı ile bilgisayarlaştırılmaya imkan vermektedir. Tümü ile gerçekleştirilmiş bir binayı bir ürün olarak değerlendirirsek, yine bu ürünü kendini meydana getiren alt ürünlerden diğer bir deyişle üretimlerden oluştuğunu söylemek mümkündür. Sonuçta bir bina kendisini oluşturan çok sayıda imalat ve bu imalatların bileşenlerinden meydana gelmektedir. Bir anlamda imalat bileşenleri olan malzeme, işçilik, makine ve diğer maliyet girdileri bina maliyeti değerinin temel değişkenleri olarak değerlendirilebilir. Bu çalışma ile bilgisayar yardımı ile bu değişkenlerin istenildiği gibi yorumlanması ve denetlenmesi sağlanmaktadır. Yapılan çalışma ile mevcut metod bilgisayar için yeniden yapılanarak bir model oluşturulmuştur. Bu modelle yapılanan bilgisayar yazılımı, bina maliyetinin ve bunun bileşenleri olarak değerlendirilebilir olan imalatlara yönelik bilgileri amaçlara yönelik olarak denetlenebilir hale getirilmiştir. Bu çalışma ile gerçekleştirilenler, amaçların dışına taşınabilir durumdadır. Özellikle bilgisayar teknolojisini sağlayacağı entegrasyonları ile çalışmadaki yapı ve bilginin kapsamının değiştirilmesi mümkündür.
-
ÖgeBina Tasarım Sürecinde Bütünleşik Sistemler: Kalite-çevre-güvenlik Yönetimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yılmaz, Burcu ; Esin, Nur ; Proje Yapım Yönetimi ; Construction ManagementBu çalışmada, genel olarak ISO 9001:2000, ISO 14001:1996 ve OHSAS 18001:1999 standartlarının ve yönetim sistemlerinin; ve bu sistemlerin oluşturduğu bütünleşik sistemlerin inşaat sektöründe kullanımına yönelik bir inceleme yapılmıştır. Bu incelemede esas olarak, ilgili standartların temelini oluşturan kalite, çevre ve güvenlik kavramları üzerinde durulmuş ve bu kavramlardan türeyen yönetim sistemleri, yararları ile birlikte tüm inşaat sürecinin bütünü ve tasarım süreci hedef alınarak irdelenmiştir. Literatürde verilen teorik bilgilerin uygulamada işleyişini görmek için de, üç standardı da bünyesinde bulunduran büyük ve orta ölçekli, on Türk inşaat firmasının kalite sistem yöneticileriyle birlikte bir anket çalışması yapılmıştır. Bu çalışmayla, bütünleşik sistemlerin Türk inşaat firmaları tarafından nasıl algılandığı, literatürde yer alan yararların kabul edilebilirliği ve bu sistemlerin tasarım sürecine etkisinin ne düzeyde olduğu gözlenmiştir.
-
ÖgeBina Yapımında Tekrarlanan İşleri Oluşturan Sebepler Ve İnşaat Maliyetlerine Etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Güray, Cem ; Çıracı, Murat ; Proje Yapım Yönetimi ; Construction ManagementBu çalışma, öncelikle, Türkiye inşaat sektöründeki firmaların, tekrarlanan işleri oluşturan sebepler hakkındaki düşüncelerinin belirlenmesini amaçlamaktadır. Ayrıca tekrarlanan işlerden dolayı oluşan maliyetlerin Türkiye inşaat sektöründeki büyüklüğünü de belirlemeyi hedeflemektedir. Tez kapsamında yürütülen alan araştırmasının bulgularına baktığımızda en fazla tekrarlanan iş “Mühendislik Tasarımları & Yeniden Gözden Geçirmeler” sebebinden kaynaklanmaktadır. Bu yüzden, özellikle hızlandırılmış süreçle ilerleyen projelerde, mühendislik tasarımlarının standart uygulamalar ile gözden geçirilerek geliştirilmesi ve herbir kilometre taşının kontrol edilebilmesi için yeterli zaman ve kaynak ayrılması gerekmektedir. Tekrarlanan işleri azaltmak için yeterli zaman ve kaynak ayırmayan firmalar ise, zarar etmeye devam edecekler ve inşaat sektöründe rekabet güçlerini kaybedeceklerdir.
-
ÖgeBina Yapımında Yaşanan Kazalar Ve Bir Risk Değerlendirme Çalışması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Hafızoğlu, Emel ; Özüekren, A. Şule ; Proje Yapım Yönetimi ; Construction Managementİş kazaları tüm iş kolları için büyük bir sorun teşkil etmektedir. İş kazaları nedeniyle binlerce kişi hayatını kaybetmekte ya da sakat kalmaktadır. İş kazaları nedeniyle iş gücü kaybı ve ekonomik kayıplar da meydana gelmektedir. Bu nedenle iş kazalarını önlemek, hem insan hayatı hem de ekonomik hayat açısından önemlidir. Bu tez çalışmasının amacı, inşaat sektöründeki firmalarda uygulanabilecek risk değerlendirme çalışmaları ile ilgili bir model oluşturmak ve bunun öncesinde de mevcut tehlikeleri belirlemektir. Çalışmada öncelikle iş kazaları ve nedenleri ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Tezin konusu olan Risk Değerlendirmesi ile ilgili detaylı bilgiler verilmiştir. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasalarda risk değerlendirmesinin yeri belirtilmiştir. İş Sağlığı ve Güvenliği’nde risk yönetimi anlatılmıştır. Çeşitli risk değerlendirme metotları hakkında bilgiler verilmiş ve kullanım alanları tanıtılmıştır. İnşaat işyerlerindeki risk değerlendirme çalışmalarının kapsamı konusunda bilgilere yer verilmiş ve örnek tablolar hazırlanmıştır. Sosyal Sigortalar Kurumu, Pendik Sigorta Müdürlüğü İş Kazaları ve Hastalıklar Servisi arşivindeki dosyalarından, bina inşaatlarında meydana gelen iş kazalarının incelenmesi ile ortaya çıkan sonuçlara yer verilmiştir. Böylece bina inşaatlarında görülen tehlikeler de belirlenebilmiştir. İncelenen dosyalar içinde en fazla, kalıp yapımı sırasında yaşanan insan düşmesi şeklindeki kazalara rastlanmıştır. Bu kaza tipi ile ilgili örnek risk değerlendirme formları hazırlanmıştır. Son olarak; bu tez çalışması sonucu elde edilen bilgiler değerlendirilmiş ve inşaat sektöründe iş güvenliği konusunda yapılabilecek çalışmalar ile ilgili önerilerde bulunulmuştur.
-
ÖgeBüro Plan Düzeni Tasarımı İçin Bilgisayar Destekli Bir Mimari Tasarım Modeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Yünüak, İbrahim Murat ; Çağdaş, Gülen ; 55548 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction ManagementBüro binaları kavram olarak, endüstri devrimi ile başlayan her alandaki gelişmeye paralel olarak yeniden düzenlenen modern toplum yaşantısı içinde ortaya çıkmıştır. Daha önceden insanların çalışma alışkanlıkları bireysel özelliklere dayandığından çalışma ortamları ve yapılan işler sınırlıydı. Endüstri devriminin teknolojik alanda getirdiği yenilikler sonucunda, insan ihtiyaçlarının ve çalışma koşullarının değişmesi, göçlerle oluşan yeni kent merkezleri ve bu değişimlerin günlük hayata yansıması, giderek artan oranda insanların iş ortamına katılmalarına neden olmuştur. İnsanların çalışma ortamını içinde barındıran büro binaları, fiziksel ve psikolojik ihtiyaçların daha iyi karşılanması için her dönemde araştırma konusu olarak ele alınmıştır. Tez kapsamında, büro binaları ile ilgili günümüze kadar oluşan deneyimlerin araştırılması ve plan düzenlerinin tipolojik çözümlemesi yapılarak, bilgisayar destekli mimari tasarım sürecinde kurulan bir model ile plan düzeni üretim süreci oluşturulmaktadır. Birinci bölümde, konu, tezin amaçları ve kullanılan yöntemler açıklanmaktadır. İkinci bölümde, büro binalarının tarihsel, strüktürel ve mekansal gelişimi incelenmiştir. Büro binaları, büro kavramının ortaya çıktığı dönemlerden günümüze kadar olan süreç içinde örnekler ile anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde, büro binası tasarım ilkeleri ve plan düzeni üretiminde,., kullanılan standartlar analiz edilerek, plan düzenlerinin tipolojik sınıflandırılması yapılmaktadır. Dördüncü bölümde, bilgisayar destekli tasarım sürecinin mimari tasarım sürecine katılımı incelenmekte ve bu alanda kullanılan bilgi tabanlı tasarım sistemleri, yöntemleri ve uzman sistem yapısı açıklanmaktadır. Ayrıca, uzman sistem yapısını açıklamak ve uzman sistem modellerinin büro binası plan düzeni üretiminde kullanımını incelemek için, uygulama örnekleri verilmektedir. Beşinci bölümde, tipolojik ve geometrik analiz sonucu elde edilen plan düzenleri ve tasarım kısıtlamaları yardımıyla oluşturulan bilgisayar destekli mimari tasarım modeli tüm aşamalanyla anlatılmaktadır. Son bölümde, oluşturulan model ve gelişme yönleri yorumlanmaktadır.
-
ÖgeControl Of Sub-contractors By Main-contractors From The Sub-contractors' Point Of View(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Kayahan, M. Olcay ; Sözen, Zeynep ; 56040 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction ManagementEtkili yönetim hızla gelişmiş ülkelerin en önemli kaynağı, gelişmekte olanların da en çok ihtiyaç duydukları kaynak olmaktadır. Yönetim hedeflere ulaşmayı gerektirmektedir. Yönetim insanlarla ve diğer örgütsel kaynaklarla çalışarak hedeflere ulaşma sürecidir. Yönetim fonksiyonları bütünüyle birbiriyle ilişkilidir ve örgütsel hedeflere ulaşmak için kullanılmaktadır. Yönetimsel etkinlik örgütlerin amaçlarına ulaşmadaki yakınlıklarıyla ölçülürler. Yönetimsel verimlilik de üretim sürecinde kullanılmış örgütsel kaynakların oranları ile ölçülür. Başarılı yönetim performansı teknik beceriye, insan becerisine ve kavramsal becerilere dayanır. Örgütsel hedeflere yöneticiler tarafından arzulanan sonlara ulaşılması için uygun araçların kullanılması ile erişilir. İnşaat sektöründe diğer sektörlere nazaran çok daha fazla bir şekilde taşeron kullanılmaktadır. Fakat bu esnada ana firmalar ile taşeronlar arasında çeşitli sorunlar da kendini göstermektedir. Sözleşmeler bu sorunları çözmek için yapılır. Başından itibaren sorunların çıkmaması, veya zaman içinde çıkan sorunların işin yürütülmesini engellememesi, sözleşmeler sayesinde çeşitli yaptırımlar uygulanmasına rağmen, tarafların iyi niyetine bağlıdır. Çünkü işin teknik ve hukuki yönleri, firmaları girdikleri güç pozisyondan daha ileriye taşıyabilirler. Taşeronluk projenin karmaşıklığı, projenin büyüklüğü ve pazar payı ile ilişkilidir. Talepteki ve fiyatlardaki belirsizliklere rağmen ana firmanın gerekli kaynak girdilerini sağlayabilmek için başvurduğu yöntem taşeronlarla çalışmaktır. Taşeronluk genel masrafların düşük olması, inşaat maliyetlerinin daha düşük tutulabilmesi, geçici istihdama elverişli olması, yönetim problemlerinin azaltılabilmesi, ekipman ve yatırım maliyetlerinin düşük olması, değişik coğrafi bölgelerde çalışabilme esnekliğinin olması ve dönem risklerinin azaltılması açısından tercih edilmektedir. Fakat bu vıı kadar avantajlarının sıralandığı ortamda bile değişken endüstriyel özelliklerinden dolayı çeşitli dezavantajlarının da bulunduğu gözden kaçmamalıdır. Ana firmalar inşaat sektöründe kullanılan teknolojiye ve talebe göre çeşitli belirsizliklerle savaşmak durumundadırlar. Bu tür belirsizliklere ek olarak iş almanın ihalelere bağlı olması da firmalar için önemli belirsizlik unsurlarındandır. Belirsizlikler beraberinde ana firmalar için atıl kapasite tehlikesi oluştururlar. Bunun yanında üstlenilen her proje beraberinde tasarımdan uygulama farklılığına kadar yine belirsizlikler getirmektedir. Yüklenici firmalar için bir diğer belirsizlik de coğrafi koşullardır. Hem işgücü sağlanması hem de doğal koşullar açısından farklı coğrafyalarda proje yürütülmesi ana firma için belirsizliklere yol açabilir. Bu tür belirsizliklere karşı uzmanlaşmış taşeronlar kullanmak mümkündür. Böylelikle ana firma atıl kapasite ve sabit yatırımlara kaynak ayırma yaptırımlarından uzaklaşabilmektedir. Fakat taşeron kullanımı, getirdiği bu avantajlara rağmen çevreye bağımlılık açısından farklılıklara yol açar. Çevreye olan bağımlılığın yerini bu kez diğer örgütlere olan bağımlılık alır. Bu da ana firmanın performansının taşeronlara bağlı olmasına ve kontrol problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olur. Uygulanan projenin büyüklüğü ve karmaşıklığı taşeron kullanımını artıracaktır. Buna ek olarak çevrenin bu kadroya ne ölçüde sahip olduğu da önemlidir. Ana firmalar bu etmenlerin yanı sıra kendi stratejik tercihleri sayesinde de taşeron kullanımını şekillendirmektedirler. Mekanizasyon ve standard izasyonun tercih edildiği yüklenici firmalarda taşeron firmaların kullanımının azalacağı öne sürülmektedir. Bu da projenin uygulanması sırasında şantiyede uzman işgücüne olan ihtiyacın ve belirsizliğin azalmasından kay naklanmaktad ı r. Ûrgütlerarası ilişkilerin yönetiminde üç faktör belirgin bir şekilde önemlidir. Bunlar, kontrol, koordinasyon ve çatışmadır. Kontrol, bağımlılık ilişkilerinde odaklanmaktadır ve belirgin olarak bağımlılığı azaltmak için kullanılmaktadır. Taşeron ana yüklenici ilişkilerinde kontrol, planlanan zamanın ve kalitenin, yapılmış aktiviteler göz önünde bulundurularak gözlemlenmesidir. Kontrol aktivitesi bir bağımlılık ilişkisinden ortaya çıkmaktadır. Ana yüklenici taşerona olan bağımlılığını azaltmak veya yönetmek amacıyla bir kontrol sistemi oluşturur. Böylelikle ana yüklenici gerekli kaynakların akışını yönetir ve gerektiği zamanlarda onları engeller. Ana yüklenici kendi planladığı ve programladığı şekilde vııı taşeronun davranmasını sağlar. Kontrol genellikle performans üzerine, bir bilgi sistemi kullanarak yöneticilere tavsiyelerde bulunmak ve hedeflere ulaşmak için ilerleme sağlayan çalışanları ödüllendirmek için bir sistem içermektedir. Örgüt içinde etkili kontrol sağlayabilmek için yönetim, kontrolü stratejik planlama fikirleri ile entegre etmektir. Strateji dış çevredeki problemlerde ve fırsatlarda gözüken değişimleri yansıtır. Sosyal, ekonomik, teknolojik ve politik güçler hep birlikte örgütü etkilerler. Örgüt bir üretim sürecidir ve kontrol, olaylar üzerinde bu süreçten önce, süreç boyunca veya süreç sonrası odaklanabilmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi taşeronların yaygın biçimde kullanılması beraberinde birçok kontrol problemlerini de getirir. Taşeronlar, ana firmalar ile yapılan kontratlar aracılığıyla kontrol edilirler. Daha önceden belirlenmiş zamanın, bütçenin ve kalitenin sağlanması için çeşitli örgütlerarası ilişkilerde bulunulur. Bu ilişkilerin özellikleri, hedeflere ulaşmadaki örgütsel başarının seviyesini belirler. Bu çerçevede, taşeronlar ve ana firmalar arasındaki ilişkinin süresi ve bir taşeron tarafından karşılanan işin miktarının yüzdesi gözlenecektir. Bağımsız değişkenler, taşeronun büyüklüğü, ana firma ile taşeron firma arasındaki karşılıklı güvene dayalı ilişki, ve taşeronlar arasındaki rekabet, üzerinde çalışılacak konulardır. Bu tezin amacı taşeronların ana firmalar tarafından çeşitli koşullar altında kontrol edilmelerinden ortaya çıkan davranışlarını belirlemektir. Taşeronun büyüklüğü, ana firma ile birlikte çalışma süresi, ana firmanın bir projede birçok taşeron kullanması, taşeronlar arasındaki rekabetin yüksek olması, bir projede aynı iş kolunda birçok taşeron kullanılması, taşeronun ana firma ile çalışma kolaylığı, proje uygulaması sırasında kullanılan daha gelişmiş teknolojiler, uygulanan projenin karmaşıklık düzeyi ile, süre, kalite, işgücü, malzeme, makina kullanımı, ödemeler, nakliye, bakım-garanti yönünden, ana yüklenicinin kontrol mekanizmasının taşeronları etkileyişi bu araştırma sayesinde incelenmiştir. Gözlemlerden ve bölümlerde incelenecek konulardan hareketle, hipotezleri oluşturan temel yaklaşımları şöyle açıklayabiliriz: Taşeronlara ana firmalar tarafından uygulanan kontrol sürecinin çeşitli avantajları vardır. Bu süreçte, örgütsel hedeflere ulaşırken taşeron ve ana firma arasındaki ilişkinin süresi önemli bir rol oynamaktadır. Taşeron firmaların büyüklükleri ve ana firmalar ile çalışma süreleri arasında bir ilişki vardır. Bunun yanında, taşeronlar arasındaki rekabet ile çalışma süreleri arasında da ilişki vardır. IX Bir taşeron tarafından karşılanan iş hacminin miktarının yüzdesi de kontrol sürecini etkilemektedir. Taşeron ve ana firmalar arasındaki karşılıklı güven ile bu miktar arasında da bir ilişki bulunmaktadır. İlk olarak yaklaşımın temel hipotezleri ortaya konacaktır. Bağımlı ve bağımsız değişkenler belirlenecek ve diğer adımda da geçerlilikleri gözlenecektir. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiler araştırmanın temel amacı doğrultusunda incelenmelidir. Yukarıda belirtilen temel yaklaşımlar çerçevesinde, hipotezleri şöyle sıralayabiliriz: Taşeron ve ana firmalar arasındaki ilişkinin süresi, taşeron firmaların büyüklükleri arttıkça fazlalaşır. Düzenli olarak artan çalışma süresi zarfında taşeronların gelirleri artar ve bu da sermayeleri ve ciroları pozitif yönde etkiler. İkinci olarak, bir taşeron tarafından karşılanan iş hacminin miktarı, ana firmalar ve taşeron firmalar arasındaki karşılıklı güvenin artmasıyla fazlalaşır. Daha önceden başarıyla gerçekleştirilmiş işler sayesinde ana firmanın taşerona olan güveni artacak, ve taşerona yüklediği iş miktarı da doğru orantılı olarak fazlalaşacaktır. Bu noktada ana firmaların karşılıklı güvene dayalı işlerde tüm sistem içindeki her detayın sorgulanmadığı da göz ardı edilmemelidir. Örgütsel hedeflere belirlenmiş süre, bütçe ve kalitede ulaşmak ana firmalar için ön planda olmaktadır. Son olarak, taşeron ve ana firmalar arasındaki çalışma süresi arttıkça, taşeronlar arasındaki rekabet ters orantılı olarak azalacaktır. İlşkinin süresi ana firmanın kontrol sonuçlarına bağlıdır. Proje uygulamalarında, taşeronları rekabetin negatif etkilerinden korumak, ve pozitif yönlerini arttırmak ana firmaların esas görevleri olmalıdır. Tereddütsüz uygulanan kontrol süreci ile rekabet eden firmalar arasındaki başarı farklılıkları incelenebilir. Bu parametreler ışığında bir anket oluşturulmuş ve taşeronlardan sektörün problemi olan kontrol mekanizmasının işleyişine ilişkin sorunları tespit edebilmek için dağıtılan föylerin eksiksiz olarak ve hiç bir etki altında kalmadan doldurmaları istenmiştir. Çalışmaya gerekli duyarlılığı gösterip, anketleri doğru şekilde doldurup teslim eden yirmi yedi taşeron firmanın cevapları doğrultusunda yön verilmiştir. Toplanan veriler 'SPSS' yazılım program aracılığıyla korelasyon analizlerine tabi tutulmuş ve oluşturulan değişkenler arasında ilişkiler aranmış ve bulunmuştur. Daha önce sözü edilen birçok parametre ile kontrol arasında tanımlanabilir ilişkiler olduğu kanıtlanmıştır. Bu saptamalar sayesinde taşeronlara inşaat sektöründe oldukça fazla ihtiyacı bulunan ana yükleniciler ile kontrol mekanizmasının işleyişi sırasında ortaya çıkan problemlerin tespiti sağlanmıştır. İnşaat sektöründe çok önemli yeri olan taşeron ve ana yüklenicilerin ilişkilerinin var olan sorunlarının çözülerek daha iyi noktaya getirilmesi için fizibilite çalışmalarına bu tez yardımıyla önemli bir katkıda bulunulabilmektedir.
-
ÖgeCorporate Socıal Responsıbılıty In Constructıon Industry(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02-09) Ulutaş, Dilek ; Giritli, Heyecan ; 423334 ; Proje Yapım Yönetimi ; Construction ManagementİNŞAAT SEKTÖRÜNDE KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK ÖZET Kurumsal Sosyal Sorumluluk son zamanlarin en çok bahsedilen konularından biri olarak karşımıza çıkmakta ve uluslararası alanda birçok organizasyon tarafından iş sürecine adapte edilmektedir. Konunun kökenleri iş dünyasının aktivitelerini yürütürken topluma karşı sorumlu davranması tartışmasına dayanmasına rağmen bugün gelinen noktada kurumsal sosyal sorumluluk kavramının kapsamı sorumlu iş süreçlerinden çok daha geniş bir çerçeve oluşturmaktadır. Uluslararası firmaların konuya artan ilgileri ve yaptıkları girişimler ile kurumsal sosyal sorumluluk farkındalığını arttırmaktadır. Bu artan ilgi kurumsal sosyal sorumluluk kavramını şirketler için kaçınılmaz hale getirmektedir. Organizasyonların iş aktivitelerini yürütürken tüm paydaşlarına karşı sorumlu davranması gereği fikrinden yola çıkan kurumsal sosyal sorumluluk kavramı geniş bir etki alanına sahiptir. Bu geniş kapsama alanından dolayı herkes tarafından kabul edilmiş olan bir ortak tanımı olmamasına rağmen ana fikir olarak organizasyonların iş aktivitelerini yürütürken çevreye, topluma ve insana karşı sorumlu davranması fikrine dayanır. İnşaat sektöründe kurumsal sosyal sorumluluk kavramı diğer sektörlere nazaran daha geç tanınır ve kullanılır hale gelmiştir. Bunun ana nedenlerinden biri inşaat sektörünün kendine has özellikleri olarak kabul edilebilir. Uluslararası alanda kurumsal sosyal sorunluluk kavramının geniş yer edinmesi inşaat sektörünü de bu konuda düşünmeye yöneltmektedir. Uluslararası firmaların kurumsal sosyal sorumluluk aktiviteleri ve iş paydaşlarından da bu konuya önem verilmesinin beklenmesi inşaat firmaları için de konuyu kaçınılmaz hale getirmiştir. İnşaat sektörünün tüm diğer sektörlerle iş ilişkisi içerisinde olduğu düşünüldüğünde konunun önemi daha net anlaşılmaktadır. İş dünyasının kurumsal sosyal sorumluluk olgusuna verdiği önem konunun her ölçekten firma için kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Organizasyonlar tedarik zincirleri içerisinde kurumsal sosyal sorumluluk farkındalığının önemini vurgulamakta ve iş ilişkilerini kurarken karşı taraftan da aynı hassasiyeti göstermesini beklemektedir. Bu nedenle inşaat sektöründeki firmaların da etkinliklerine devam edebilmeleri için bir an önce konuyu anlayıp kendi iş süreçlerine entegre etmeleri beklenmektedir. Fakat gerek konunun geniş kapsamı gerekse iş dünyasının hızla değişen trendleri nedeni ile yeni teoriler üzerinde çok fazla düşünülmeden kullanılmakta ve esas faydaları elde edilememektedir. Bu tez çalışmasının kurumsal sosyal sorumluluk kavramını inşaat sektörü bakış açısından araştırmaktadır. Araştıma süreci kurumsal sosyal sorumluluk farkındalığı, KSS activiteleri, KSS entegrasyonu ve konunun şirket rekabet gücü üzerindeki etkileri konularını kapsamaktadır. Araştırmanın amacı kurumsal sosyal sorumluluk konusunun inşaat firmaları tarafından nasıl anlaşıldığını, iş süreçlerine nasıl dahil edildiğini ve KSS aktivitelerinin iş süreci ve şirket rekabeti üzerindeki etkilerini anlamaktır. Araştırma kurumsal sosyal sorumluluk konusunun ortaya çıkışı ve iş dünyasındaki yerinin sorgulanması ile başlamakta daha sonra konuyu inşaat sektörü perspektifinden detaylı olarak incelemektedir. Tez araştırmasındaki ilk aşama konunun literatürde ayrıntılı şekilde taranması olmuştur. Kurumsal sosyal sorumluluk konusu hem akademik çalışmaların hem de bu konuda yapılmış olan profesyonel araştırma ve yayınların incelenmesi ile araştırılmıştır. Konu ilk olarak genel kapsamı ile araştırılmış daha sonra inşaat endüstrisi kapsamındaki kurumsal sosyal sorumluluk kavramına yönlenilmiştir. Bulgular Türkiye’deki inşaat sektöründe konunun çok az bilindiğini ortaya koymuştur. Paralel bir araştırma İngiltere inşaat sektöründe yapıldığında kurumsal sosyal sorumluluk farkındalığı ve entegrasyonunun daha ileri seviyede olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle tez çalışması kalitatif araştırmaya yönelmiş ve iki ülkeden seçilen örnek vaka çalışmaları üzerinden konunun inşaat sektöründeki yeri incelenmiştir. Örnek olay incelemesi seçilmesindeki neden konu ile ilgili genel saptamalar ortaya koymak yerine konu hakkındaki farkındalığın artmasına katkıda bulunacak daha detaylı sonuçlar elde etmektir. Konunun farklı perspektiflerden değerlendirilmesini görmek amacı ile örnek vakalar farklı ülkelerden ve farklı büyüklükteki şirketlerden seçilmiştir. Araştırma sonucunda ortaya çıkan bulgular inşaat sektörünün kurumsal sosyal sorumluluk kavramının farkındalığı ve entagrasyonu hakkında başvurulabilecek bir kaynak olacaktır. Ayrıca inşaat sektöründeki kurumsal sosyal sorumluluk aktiviteleri ve konunun şirket rekabetine olan etkisi de ortaya konulacaktır. Konunun farklı perspektiflerden ele alınması karşılaştırma şansı vererek kurumsal sosyal sorumluluk entegrasyonu sağlamak isteyen firmalar tarafından yol gösterici olarak kullanılabilecektir. Tez çalışması başlangıç bölümü kurumsal sosyal sorumluluk konusunun genel anlamı ve inşaat sektörü özelindeki durumunun sunulması ile başlamaktadır. Bu bölümde ayrıca inşaat sektörünün karakteristik özellikleri de sunulmaktadır. Bunun amacı KSS kavramının inşaat sektörü özelindeki araştımasında ortaya çıkan sonuçların daha anlaşılır olmasını sağlamaktır. Bunların yanında, tezin amacı, araştırmanın hedefleri ve araştırma soruları açıklanmaktadır. Tezin ikinci kısmında kurumsal sosyal sorumluluk konusunun teorik geçmişi ortaya ele alınmaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramı, tarihsel gelişimi, hem genel KSS kavramı hem de inşaat sektörü özelindeki durumu açıklanmaktadır. KSS konusunda ortaya atılmış olaran teorik çalışmalar ve bu konuda üretilmiş olan sistem ve standartlar icelenmektedir. Tez çalışmasının üçüncü bölümünde araştırma yöntemleri sunulmaktadır. Tez çalışması kapsamında başvurulan araştırma ve değerlendirme yöntemlerinin nedenleri ve tezin amacına yönelik etkileri açıklanmaktadır. Kalitatif araştırma yapılması ve örnek vaka incelemesi sonuçlarının değerlendirme sürecinde seçilen yöntemler ve nedenlerine değinilmekte ve son olarak örnek vaka çalışmalarının genel bilgileri sunulmaktadır. Dördüncü bölümde örnek vaka çalışmalarından elde edilen ampirik bulgular açıklanmaktadır. Araştırma kapsamında yapılan görüşmelerden elde edilen sonuçlar hem direkt alıntı olarak hem de direkt yorumlama olarak tüm örnek vakalar için ayrıntıları ile açıklanmaktadır. Sonuçlar kurumsal sosyal sorumluluk farkındalığı, kurumsal sosyal sorumluluk aktiviteleri, KSS entegrasyonu ve kurumsal sosyal sorumluluk kavramının şirket rekabetine olan etkisi bölümleri altında gruplanmış olarak sunulmaktadır. Tez çalışmasının beşinci bölümünde ise örnek vaka incelemelerinden elde edilen bulgular analiz edilmekte ve kurumsal sosyal sorumluluk kavramının teorik verileri ile karşılaştırılmaktadır. Görüşmelerde sorulan tüm sorular için alınan cevaplar bir arada sunulmakta ve sonuçlar arası benzer ve ayrışan noktalar ortaya çıkarılmaktadır. Bu bölümde elde edilen sonuçlar kurumsal sosyal sorumluluk kavramının inşaat sektörü bazındaki yerinin farklı perspektiflerden anlaşılmasını sağlamaktadır. Tez çalışmasının son kısmında ise belirlenen amaç ve hedefler ile çalışma sonuçlarının karşılaştırılması yapılmakta, ortaya çıkan genel sonuçlar değerlendirilmekte ve öneriler geliştirilmektedir.
-
ÖgeÇağdaş Yönetimsel Yaklaşımlar Ve Bu Yaklaşımların Yapı Sektöründe Kullanım Olanakları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Sabaz, M. Burak ; Orhon, İmre ; 55730 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction ManagementGünümüz rekabet koşullarında yönetim kavramı önemli bir yer tutmaktadır. Firmaların faaliyetlerini sürdürebilmeleri için kendilerini sürekli olarak gelişime açık, dinamik geniş görüşlü değişimlere uyum gösterebilen bir yapıda tutmaları gerekir. Gelişen dünya düzeni içinde eski yönetim prensiplerinin yerini yeni yönetim yaklaşımlarına bırakması doğaldır. Bu tezin kapsamında yeni yönetim yaklaşımlarından Toplam Kalite Yönetimi, Tam Zamanında Üretim Yönetimi ve Değişim Mühendisliği tanıtılacaktır. Bu konular tezde iki kısımda incelenmiştir. Birinci bölümden beşinci bölüme kadar bu yönetim yaklaşımlarının endüstri devriminden bu yana gelişmesi, yaklaşımların tarifi, sağladığı faydalar gibi konular incelenmiştir. Altına bölümden sonra ise, inşaat sektörü, bu sektörde faaliyet gösteren firmalar, bu firmaların inşaat faaliyetlerini sürdürürken oluşturdukları organizasyonlar anlatılmaktadır. Sonuç olarakta bu yaklaşımların inşaat sektöründeki uygulanabilirlikleri incelenmiştir.
-
ÖgeÇeşitli Büyüklüklerdeki Alışveriş Mekanlarını Aydınlatma Sistemleri Tasarım İlkeleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) İkizler, Hale ; Küçükdoğu, Mehmet Ş. ; 55666 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction Managementİnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için yaptıkları alışveriş sırasında pek çok değişik büyüklükteki ve türdeki alışveriş yapılarına girerler. Her türlü mekanda olduğu gibi bu tür mekanlarda da insanların konforu en önemli konulardan biridir. Konuya tasarım açısından bakıldığında ise İnsanlar için bu konforun sağlanmasının yanısıra ticari faktörler de önem kazanır. Bu çalışmanın amacı, çeşitli büyüklüklerdeki alışveriş mekanlarının tasarımını ve aydınlatmasını araştırarak bu konuda çalışma yapacak kişi ve kuruluşlara, konu hakkında uzman olsunlar yada olmasınlar, yardımcı olacak bir el kitabı oluşturmaktır. 1. bölümde; alışveriş işlevinin ve perakendeciliğin tarihçesi ele alınmıştır. Öncelikle alışverişin tanımı yapılmış ve ilk olarak nasıl ortaya çıktığı anlatılmıştır. Bunun ardından da alışveriş mekanlarının ve özellikle süpermarketierin gelişimi eie alınmıştır. 2. bölümde; alışveriş mekanlarının tasarımı hakkında bilgi verilmiştir. İlk olarak, perakendecilik prensiplerinin tasarım üzerindeki etkisi ile tasarım programının oluşturulmasına değinilmiştir. Daha sonra, alışveriş mekanları türlerine göre tanımlanarak gruplara ayrılmıştır. Bunlar giyecek satan ve yiyecek satan alışveriş mekanlarıdır. Son olarak da, alışveriş mekanlarının tasarımı sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar belirtilmiştir, önce giyecek satan mağazaların sonra da yiyecek satan dükkanların tasarımına yer verilmiştir. 3. bölümde; alışveriş mekanlarının aydınlatması konusuna geniş bir şekilde yer verilmiştir. Burada öncelikle ürün aydınlatmasını etkileyebilecek olan eğilimlerden söz edilmektedir. Mağazalardaki aydınlatmanın hedefleri, aydınlatma dizayn kriterleri ve aydınlatana sisteminin özellikleri açıklanan diğer konulardır. Daha sonra, iç mekanlar ve ürün sergileme alanları için kullanılan aydınlatma sistemleri, genel ve ek aydınlatmalar hakkında bilgi verilerek aydınlatma sırasında dikkat edilmesi gereken hususlara değinilmiştir. Bu arada, Philips Aydınlatma Dizayn ve Tatbikat Merkezi tarafından öne sürülen "4 Köşeli Felsefenden de bahsedilmiştir. Bu bölümde son olarak; dükkan, mağaza ve ürün türüne göre yapılan aydınlatma ile vitrin aydınlatması hakkında bilgi verilmiştir. Son bölüm olan 4. bölümde ise, bu çalışmadan çıkarılabilecek sonuçlar bulunmaktadır.
-
ÖgeÇok Uluslu Mimarlık Organizasyonlarında Tasarım Yönetimi Ve Kültür(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-12-31) Kurbak, Emre ; Giritli, Heyecan ; Proje Yapım Yönetimi ; Construction ManagementBu çalışma, Türkiye’de üzerinde çok durulmamış olan tasarım yönetimi kavramının çok boyutlu olarak ele alındığı bir literatür araştırmasıdır. Temelde tasarım yönetimi yaklaşımı ile çok uluslu tasarım organizasyonları içerisinde doğabilecek sorunların eşgüdümlenme, eşkültürlenme yöntemi ve tasarım yönetimi yaklaşımı ile çözülebileceği varsayımına dayanmaktadır. Tasarım sırasında çok uluslu ortamlarda doğacak sosyo-kültürel sorunları, tasarım yönetimi ve tasarım yöneticisinin görevlerini ve bu iki kavramın kesişmesinden doğan organizasyon yönetimini incelemektedir. Son olarak eşkültürlülük, demokrasi, oligarşi ve teknokrasi gibi yönetim şekilleri üzerinden organizasyonların yaratacağı baskın ve çekinik kültürlerden, planlı şekilde kültür değiştirme tekniklerinden ve çok uluslu çalışma ortamında doğabilecek beşeri ve fiziksel farklılıkların çatışma yerine değere çevrilebileceğinden bahsedilmiştir. Bu araştırma tasarım firmalarında görev alan yönetim sınıfına özellikle proje yönetimi ve tasarım yönetimi arasındaki benzerlik ve farkların görülebilmesi açısından faydalı olacaktır.