FBE- Yapı Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.Yüksek lisans ve doktora programları İngilizce olarak eğitim vermektedir.
Gözat
Başlık ile FBE- Yapı Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge10 Katlı Çelik Bir Büro Binasının Eurocode 3’e Göre Karşılaştırmalı Boyutlandırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ceylan, Özge Gülşan ; Bayramoğlu, Güliz ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, çatı katı kafes sistem olmak üzere 10 katlı, bir doğrultusu süneklik düzeyi yüksek çerçevelerden, diğer doğrultusu ise süneklik düzeyi yüksek dışmerkez çelik çaprazlı perdelerden oluşan, her iki doğrultuda da konsollara sahip bir büro yapısının statik analizi, detay hesapları ve temel hesabı yapılmıştır. Ayrıca, döşeme kirişleri, basit kiriş, sürekli kiriş, kompozit basit kiriş ve petek basit kiriş olarak 4 farklı şekilde tasarlanmıştır ve kullanılan kesitler gözönüne alınarak ekonomi yönünden karşılaştırma yapılmıştır. Bunun dışında yapıda, süneklik düzeyi yüksek dışmerkez çelik çaprazlı perde yerine süneklik düzeyi yüksek merkezi çelik çaprazlı perde kullanılarak yeniden analiz yapılmıştır. Sonuç olarak, yapılan çalışmalar ve amacı değerlendirilmiş, yapının iki farklı şekilde analiz edilmesi sonucu ortaya çıkan farkların karşılaştırması yapılmıştır.
-
Öge10 Katlı Çelik Bir Ofis Binasının Boyutlandırılması Ve İlerlemeli Çökme Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-06-05) Şehirali, Ahmet Serdar ; Bayramoğlu, Güliz ; 430197 ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringYüksek lisans tezi olarak sunulan bu çalışmada, 10 katlı bir ofis binasının TS 648 ve DBYBHY 2007’ye göre boyutlandırılması yapılmış olup, Amerikan Savunma Bakanlığı’nın UFC 4-023-03 kıstasına göre ilerlemeli çökmeye karşı davranışı incelenmiştir. Tezin ilerlemeli çökme analizi ile ilgili kısımları Almanya’da Hamburg Teknik Üniversitesi’nde yürütülmüş diğer kısımlar İTÜ’de çalışılmıştır. İlk bölümlerde yapının boyutlandırılması üzerinde durulmuştur. Yapı normal süneklik özelliği gösteren, kompozit döşeme sisteminde teşkil edilen ve genel hatlarıyla rijit çerçevelerden oluşan bir yapıdır. Döşeme kirişleri IPE 270, kat kirişleri HE 450B, kolonlar ise HE 600B ve HE 700M profilleri kullanılarak boyutlandırılmıştır. Döşeme kirişlerinin kompozit kiriş olarak boyutlandırılırsa IPE 270, basit kiriş olarak boyutlandırılırsa IPE 330 profili kullanılması gerektiği sonucuna varılmış bu nedenle daha ekonomik olan kompozit döşeme sistemi yapı için seçilmiştir. Döşeme kirişi ile kat kirişi birleşimlerinde yüksek mukavemetli bulonlu birleşimler tercih edilmiştir. Kat kirişi ile kolonların mafsallı birleşimlerinde gene yüksek mukavemetli bulonlu birleşimler ancak rijit birleşimlerinde ise kaynaklı birleşimler tercih edilmiştir. Kolon eklerinde öngerilmeli yüksek mukavemetli bulonlar kullanılmıştır. Ankastre kolon ayaklarında ise uygun ve yeter miktarda ankraj bulonları kullanılmış olup bunların temele bağlantısı ankraj profilleri ile sağlanmıştır. İlerlemeli çökmeye karşı yapının incelenmesi ile ilgili çalışmanın teorisi ve uygulaması ilerleyen bölümlerde anlatılmıştır. İlerlemeli çökmenin öneminden bahsedilmiş, uygulanması gereken yollar ve seçilecek analiz prosedürleri açıklanmıştır. Ayrıca yapıya uygulanması gereken yeni yüklerin hesabı anlatılmıştır. Yapının ilerlemeli çökmeye karşı yeniden dizaynının gerekli olup olmadığı incelenmiştir. Yapının, herhangi bir köşesinde veya kenarında, iki veya üç kolon ardı ardına, herhangi bir dış etken nedeni ile (patlama, çarpma vs.) yıkılırsa, yapının ilerlemeli çökmeye başlayacağı, ancak tekli kolon yıkılmalarında yapının güvenli bir şekilde ayakta kalmaya devam edeceği, sonuçlarına varılmıştır. Eğer yapı ilerlemeli çökmeye karşı yeniden dizayn edilecekse bu durumun göz önüne alınması gerektiği üzerine durulmuştur. Ancak bu çalışmada, tekli kolon yıkılmalarına karşı binanın ayakta kalma kabiliyeti yeterli görülmüş ve yapı yeniden dizayn edilmemiştir. Kuşkusuz, kolon ve kiriş kesitleri arttırılarak yapının daha rijit bir hale getirilmesi sonucu yıkımların önüne geçmek mümkündür. Belki ekonomik açıdan olumlu sonuçlar alınmayacak fakat daha da önemli olan olası can kayıpları mümkün olduğunca önlenmiş olacaktır.
-
Öge10 Katlı Çelik Bir Yapının Deprem Yükleri Altında Tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ercan, Armağan ; Piroğlu, Filiz ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu tez çalışması deprem yüklemesi gözönüne alınmadan boyutlandırılmış olan Paris’te bulunan 10 katlı çelik bir binanın, yeni Deprem Yönetmeliği’nin getirmiş olduğu yeni hesap şartlarına göre, süneklik düzeyi yüksek merkezi çaprazlı çelik çerçeveler kullanılarak karşılaştırmalı boyutlandırılmasını içermektedir. Deprem yüklemesinden bağımsız olarak boyutlandırılmış olan bu binanın mimari planı örnek alınmıştır. Binanın yönetmeliklere uymasının yanında hem ekonomik hem de hafif olmasına dikkat edilmiştir. Çaprazların tipi ve kullanılan profiller bu şartların sağlanması amacıyla seçilmiştir. Yapıda süneklik düzeyi yüksek sistem ve merkezi çelik çaprazlı perdeler uygun görülmüş, buna göre hesaplar yapılmıştır. Yapının taşıyıcı sisteminin çözümü üç boyutlu olarak SAP 2000 ile yapılmıştır. Bu programın statik sonuçlarından gerilme ve yük değerleri okunmuş, boyutlandırma ve dinamik analiz tahkik edilmiştir. Kompozit hesaplar TS kapsamında olmadığı için Eurocode 4’e göre çözümlenmiştir. Düşey, rüzgar ve deprem yüklerine göre temel sistemi radye temel seçilmiş ve Probina programı ile boyutlandırılmıştır.
-
Öge15 katlı betonarme bir yapının projelendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Bozyiğit, Tolga ; Öztürk, Turgut ; 101045 ; Yapı MühendisliğiBu tez çalışmasının amacı; Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğin (A.B.Y.Y.H.Y.) incelenmesi ve bu yönetmelik kullanılarak 15 katlı yüksek bir binanın mod birleştirme yöntemi kullanılarak yapının projelendirilmesidir. Yapı perdeli, çekirdekli, çerçeveli sistem olarak düzenlenmiştir. Bina kat yükseklikleri 3 m olarak alınmıştır. Toplam bina yüksekliği 45m'dir. Yapıda beton sınıfi BS25(C25) donatı çeliği olarak da BÇ1H(S420) kullanılmıştır. Zemin emniyet gerilmesi 25t/m2 zemin yatak katsayısı 3000t/m3 alınmıştır. Hesabı yapılan bina I. derece deprem bölgesindedir. Yapının hesabı SAP90 programı ile üç boyutlu olarak yapılmıştır. Yapı modellenirken kirişler,kolonlar çubuk olarak verilmiş, perdeler ise çubuklar arasına kat yüksekliği rijitliğinde fiktif kirişler olarak verilmiştir. Yapıya gelen yükler;döşeme yükleri ve hareketli yükler üçgen, trapez yayık yük olarak verilmiş^ririşler üzerindeki duvar yükleri ise düzgün yayılı yük olarak verilmiştir. Taşıyıcı elemanların öz ağırlıkları sistem yükü olarak FRAME data bloğunda verilmiştir. Yapının elemanlarına ait SAP90 çıktıları grafiksel olarak verilmiştir. Maksimum kesit tesirleri SAP90 F3F dosyasından okunmuştur. Yapı üç boyutlu analizden çıkan maksimum ve minimum kesit tesirlerine göre boyutlandınlmıştır. Betonarme hesabı yapılmıştır. Bu işlemler sırasında TS500 ve Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik 'te belirtilen yöntem ve konstrüktif kurallar uygulanmıştır. Yapının analiz sonuçlan tablolarla verilmiş, bu tablolarda hesap kesit tesirleri ve seçilen donatılar ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Bina temeli yapımn üç boyutlu analizinden elde edilen sonuçlara göre radye (SHELL) olarak SAP90 programıyla modellenmiştir. Donatı hesabı ve zemin taşıma gücü tahkikine göre TS500 'de belirtilen yükleme kombinasyonları uygulanmıştır. Maksimum deformasyonlara göre temel altı zemin gerilmeleri bulunmuştur.
-
Öge15 katlı sosyal amaçlı bina projesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Öztürk, Emel Yükseliş ; Hasgür, Zeki ; 55943 ; Yapı MühendisliğiBu yüksek lisans tez çalışmasında, ilk İki katı 4.6 m. diğer katlan 3.4 m. yüksekliğinde ve X doğrultusunda akslar arası 5 m. ' den 35 m., Y doğrultusunda akslar arası 7 m. ' den 21 m. boyutlarında, 15 katlı sosyal amaçlı bir bina ele alınmıştır. Döşeme tipi olarak, çok katlı ve sosyal amaçlı bina olduğu için tek doğrultuda çalışan dişli döşeme seçilmiştir. Döşeme statik hesapları Açı Metodu ile Cross Metoduna göre yapılmıştır. Her iki doğrultuda 15. ve 1. kat kirişlerinin düşey yük etkisi altında elverişsiz yüklemeler yapılarak statik hesabı yapılmıştır. Statik hesaplar Cross yöntemine göre yapılmıştır. Yine her iki doğrultuda deprem etkisi altında çerçevelere, bağlantı kirişlerine ve perdelere gelen momentler ; Reighley yöntemi ile yapının doğal frekansı bulunmuş ve kontrolü yapılmıştır. Buradan elde edilen yapı dinamik katsayısı ile elde edilen deprem momentleri çarpılarak azaltılmıştır. Düşey yük ve deprem etkisi altında oluşan etkiler süperpoze edilerek en elverişsiz kesit tesirleri bulunmuştur. Döşemelerin, 15. ve 1. katlardaki kirişlerin, kolonların, 1. kat perdelerinin betonarme hesabı yapılmıştır. Betonarme hesaplan taşıma gücü yöntemine göre yapılmıştır. Betonarme hesabı sonucu bağlantı kirişlerinde çıkan problemler, l.,2.,14.,15. katlarda yapılan boyut değişiklikleri ile hesapların birkaç kere yinelenmesi sonucu çözümlenmiştir. Bir perde üzerinde değişik betonarme çözümlerin sonuçlan karşılaştınlmıştır. Kolon kayma hesabı ile ilgili olarak Geçerli ve Taslak Deprem Yönetmelikleri bir kolon üzerinde karşılaştırmalı olarak uygulanmıştır. 15 kat kolonlarında, kat yüksekliği fazla olduğu düşünülerek narinlik hesabı yapılmıştır. Yapı temeli olarak kirişli radye sistem uygulanmıştır. Rijit temel kabulü ile temel sistemi, elastik zemine oturan temel olarak çözümlenmemiştir. Yükler, boyut ve donatı yerleştirilmesi ile ilgili standart ve yönetmeliklere uyulmuştur.
-
Öge17 Ağustos 1999 Kocaeli depremi'nde Adapazarı'nda gözlenen yapısal hasar üzerinde zemin koşullarının etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Okan, Recep ; Erken, Ayfer ; 126678 ; Yapı MühendisliğiBu tez çalışmasında 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi sonucunda büyük hasara uğrayan bölgenin yerel zemin koşullan ile olan ilişkisi incelenmiştir. Bu bölge Adapazarı şehir merkezinde yer almakta olup, bölgenin yerel zemin koşulları depremden sonra hasara uğrayan binaların onarım ve takviyesi için çeşitli kişi ve kurumlarca yaptırılmış olan sondajlardan alınan numunelere ait laboratuvar deney sonuçları kullanılarak belirlenmiştir ve sıvılaşma potansiyelleri yönünden analizleri yapılmıştır. Sıvılaşma hesabında Seed ve diğ. (2001) ve Japon Yol Kurumu (1996) yöntemleri kullanılmış ve bunların sonuçları birlikte karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmiştir. 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi gerek verdiği büyük can kayıpları ve yaralanmalar, gerek oluşan büyük maddi ve manevi kayıplar ve gerekse de deprem sonucunda karşılaşılan durumlar açısından çok önemi ve büyük bir depremdir. Bu önem dolayısıyla deprem özellikleri, depremden etkilenen bölgelerin jeolojik yapılan, sismik özellikleri, bölgeyi etkisi altında bulunduran fay kırıkları, depremden sonra oluşan yüzey kırıkları, yapısal hasarlar ve hasarların nedenleri ayrıntılı olarak yine tez kapsamında açıklanmıştır. Adapazarı'nda hasarın en yoğun olarak gözlendiği ve tez içerisinde A bölgesi olarak adlandırılan 15 adet mahallede depremden sonra yapıların onarım ve güçlendirilmesi için değişik kişi ve kurumlarca açtırılmış olan 700'ün üzerindeki sondajdan elde edilen verilere göre A bölgesinin yerel zemin koşullarının belirlenmesi ve sıvılaşma analizleri yapıldığında bölgede oluşan ağır hasar ile yerel zemin koşullanma çok yakın bir ilişki içerisinde olduğu görülmüştür. A bölgesi genellikle plastisite indisi düşük plastisiteden plastik olmayana kadar birçok değişik değer alan silt yüzey tabakasından oluşmaktadır. Bu yüzey tabakası yaklaşık olarak yüzeyden 15,0 m derinliğe kadar devam etmektedir. Bu bölge içerisinde yaptırılmış olan sondajlardan elde edilen zemin kesitlerinin iki farklı yöntem ile yapılmış sıvılaşma analizlerinin, sondajlardan elde edilen numunelerle yapılmış laboratuvar deney sonuçlarına göre değerlendirilmesi neticesinde plastik olmayan veya düşük plastisiteli şiltlerin ve ince dane oranları düşük kumların sıvılaşma eğitiminde oldukları anlaşılmıştır. Ayrıca killerde ve plastik sütlerde kimi yerde taşıma gücü kaybı olduğu anlaşılmıştır. Adapazarı'nda yer altı su seviyesi çok yüksektir. Ortalama olarak yer altı su seviyesi 0,5-3,0 m aralığında mevsimsel yağış miktarlarına bağlı olarak değişik değerler almaktadır. Vaka çalışması olarak, Adapazarı'nda Tığcılar Mahallesi' nde yer alan bir binada Kocaeli Depremi'nde oluşan hasarın yerel zemin koşullarına göre analizi yapılmıştır. XV11 Bina 1 zemin ve 4 normal kattan ibarettir. Kocaeli Depremi' nin ardından binada en büyüğü 20 cm olan bir batma ve Doğu yönüne doğru % 1,5'luk bir eğilme tespit edilmiştir. Ayrıca birinci katın duvar ve sıvalarında çatlaklar oluşmuş ve çatı kaymıştır. Bütün bunlara rağmen bina taşıyıcı sistemi depremden önceki durumuna göre yapısal güvenliğini kaybetmemiştir. Apartman bloklarının zemin durumlarının incelenmesi amacıyla 3 adet sondaj bina sahiplerince yaptırılmıştır. Sİ ve S3 sondajlarında sıvılaşma potansiyelinin olduğu sıvılaşma hesabının ardından anlaşılmıştır. Sİ ve S3 'de yüzeye yakın tabakaların ince dane miktarı düşük kum tabakalarından meydana gelmesi, sıvılaşma neticesinin zemin yüzeyinde rahatlıkla görülmesini sağlamıştır. S2 sondajına ait sıvılaşma analiz sonucunda ise bu sondajda sıvılaşmanın 7,5 m derinlikteki ince bir kum tabakası dışında ön görülmediği anlaşılmıştır. 7,5 m' de bulunan ve yaklaşık 3,0 m kalınlığındaki bu tabakada sıvılaşma olması durumunda bile tabakanın üstünde bulunan katı-çok katı kıvamlı ve 24-34 aralığında plastisiteye sahip kalın kil tabakası nedeniyle yapı için bir sorun yaratılmayacağı düşünülmektedir. Her üç sondaj için yapılan statik yüklere göre taşıma gücü hesabında taşıma gücü açısından bir problemin olmadığı anlaşılmıştır. Ama deprem yükleri nedeniyle siltli kumlarda ve plastik olmayan veya düşük plastisheli sütlerde sıvılaşma, killerde ise taşıma gücü kaybı oluşmuştur. Bu sonuçlar neticesinde, statik yüklemelere göre yapılan hesap dinamik yüklemeler halinde yeterli olamamaktadır. Yapı radye temel olarak projelendirilmiş ve böylece yapı yükü tekil temellere nazaran çok daha geniş bir alana yayılabilmiştir. Sıvılaşma ve neticesinde meydana gelen batma bu temel sistemi sayesinde sorunsuz bir şekilde karşılanmıştır. Bütün bunlar ışığında sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerde sıvılaşmaya karşı temel zemininde önlem alarak gerekli taşıma gücü ve oturma tahkikleri de yapılmak kaydıyla, uygun temel sistemi seçilmesi ve mevcut yönetmeliklere uyulması halinde zeminden yapıya çok da olumsuz bir durum etki etmeyecektir.
-
Öge19. Yy Tarihi Tuğla Yiğma Duvarlarin Davranişi Üzerine Kapsamli Deneysel Bir Çalişma(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-10-19) İspir, Medine ; İlki, Alper ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, tarihi bir yığma yapıdan alınan numuneler üzerinde kapsamlı bir deneysel çalışma yapılmıştır. Numuneler, 18. yy. da inşaatı gerçekleştirilen tarihi Akaretler sıraevlerinin taşıyıcı duvarlarından alınmıştır. Mevcut yapıların değerlendirilmesi için gerekli aşamalardan biri olan mevcut malzeme özelliklerinin belirlenmesi aşaması, incelenen yapının durumunun gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi için gereklidir. Türkiye’deki tarihi yapıların malzeme karakteristiklerine ilişkin kapsamlı ve sistematik bir veri mevcut olmadığı için; tarihi yığma ve yığmayı oluşturan birim ve harcın özelliklerinin belirlenmesi, üzerinde çalışılması gerekli bir konudur. Bu çalışma çerçevesinde, eğilme, basınç ve kayma deneyleri yapılarak, söz konusu malzemenin mekanik açıdan davranışı belirlenmiştir. Regresyon analizi yardımıyla, mekanik özellikler arasında ilişkiler kurulabilmiştir. İncelenen yapıyla aynı döneme ait olan birkaç yapının duvarlarındaki tuğlaların yüzey sertlik ölçümleri, hasarsız test yöntemlerinden olan Schmidt çekici ile ölçülmüş ve bu yapılardan alınan karot numunelerinin basınç dayanımları da deneysel olarak belirlenmiştir. Elde edilen ortalama sertlik değerleri ve ilgili ortalama basınç dayanımları arasında bir ilişki kurulabilmiştir. Basınç gerilmesi-düşey şekildeğiştirme arasındaki ilişkinin parabolik fonksiyonlarla ifade edilebileceği saptanmıştır. Ortalama kayma dayanımları ve bunlara karşı gelen basınç gerilmeleri ve eksenel basınç dayanımı kullanılarak, kayma ve basınç gerilmeleri arasındaki etkileşimi ifade eden diyagram ve bağıntılar, farklı numune grupları için elde edilebilmiştir.
-
Öge1975 Öncesinde İnşa Edilen Mevcut Betonarme Binaların Deprem Performanslarının Belirlenmesi Üzerine Sayısal Bir İnceleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Erdoğan, Abdullah ; Özer, Erkan ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, ülkemizdeki orta yükseklikli mevcut betonarme binaları geniş ölçüde temsil edecek şekilde seçilen ve betonarme düzlem çerçevelerden oluşan taşıyıcı sistem modelleri 1968 Türk Deprem Yönetmeliği’ndeki esaslar çerçevesinde boyutlandırılmıştır. Tasarım yaklaşımlarının, sistem geometrisindeki farklılıkların ve beton karakteristik dayanımının binaların deprem performansına etkilerini belirlemek amacıyla, bu taşıyıcı sistem modellerinin farklı kolon tasarımları, sistem geometrisi ve beton dayanımı bakımından çeşitli alternatifleri oluşturulmuştur. Taşıyıcı sistem modellerinin deprem etkileri altındaki davranışları, malzeme bakımından doğrusal olmayan teori çerçevesinde incelenmiş, deprem performanslarının belirlenmesi amacıyla yapılan hesaplamalarda performans noktası ve plastik mafsalların dönme değerleri 2007 Türk Deprem Yönetmeliğinde tanımlanan Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi yardımı ile elde edilmiştir. Plastik şekildeğiştirmelerin değerlendirilerek kesit ve eleman hasar bölgelerinin belirlenmesinde de, 2007 Türk Deprem Yönetmeliği uygulanmış ve alternatif çözümler arasında çeşitli karşılaştırmalar yapılmıştır. Yapılan parametrik sayısal uygulamalar, 1968 Türk Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak boyutlandırılan ve inşa edilen yapılarda yeterli performans düzeyinin sağlanamadığını göstermektedir. Ayrıca, beton karakteristik dayanımındaki yetersizliklerin ve yapıların projelendirilmelerinin geçerli yönetmeliklere uygun olarak yapılmamasının binaların deprem performansını önemli ölçüde, olumsuz olarak etkilediği belirlenmiştir.
-
Öge1994 Northrıdge Depreminde Kayıtları Alınmış Betonarme Bir Binada Modal İtme Analizi Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-19) Görgülü, Orkun ; Taşkın, Beyza ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBinaların deprem performansının belirlenmesinde doğrusal olan yöntemlerle birlikte doğrusal olmayan yöntemler de kullanılabilmektedir. Bu çalışmada, 1994 Northridge depreminde kayıtları alınmış betonarme bir binada modal itme analizi uygulaması yapılmıştır. İtme analizi uygulamasında IDARC2D programı ve yapıya uygun histeretik modeller kullanılmıştır. Modal itme analizi Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (DBYBHY) ve FEMA356 yönetmeliklerinin sınır koşulları kullanılarak uygulanmıştır. Yapılan hesaplar sonucunda göz önüne alınan yapının performansı DBYBHY göre Can Güvenliği Performans Düzeyi, FEMA 356 yönetmeliğine göre ise Göçmenin Önlenmesi Performans Düzeyi olarak belirlenmiştir. Sonuçlar yapıdaki gerçek hasar durumları ile karşılaştırılmış ve mühendislik açısından yeter yakınsaklığı sağladığı gözlenmiştir.
-
Öge1997 Türkiye Deprem Yönetmeliğinde Verilen İkinci Mertebe Etkileri İle İlgili Koşulun İrdelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Sakız, Abdullah ; Girgin, Konurlap ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, 1997 Deprem Yönetmeliğinin (6.10) bölümü altında verilen ikinci mertebe etkileri ile ilgili olan (6.10.2) maddesi irdelenmektedir. Prototipi verilen örnek bir yapı üzerinde, 1., 2., 3., 4. derece deprem bölgeleri ve Z1, Z2, Z3, Z4 zemin sınıfları için, deprem yüklemeleri doğrultusunda ikinci mertebe gösterge değerleri Өi’ler elde edilmiştir. Sonuçta Өi değerlerinin yönetmelikte verilen sınır değer olan 0,12’nin altında çıktığı görülmüştür. Ayrıca, deneme-yanılma yöntemiyle, aynı yapının her katı için kolon kesitleri küçültülerek, rölatif kat ötelemelerinin yönetmelikte verilen maksimum sınıra ulaşılmasına çalışılmıştır. Bunun sonucunda hesaplanan Өi değerleri 0,12 sınır değerinden küçük kalmakla birlikte alt katlarda hesaplanan Өi değerlerinde artışlar olduğu görülmüştür. 1997 Deprem Yönetmeliğinin (6.10.2) koşulu ile benzer olan Eurocode 8’deki (4.4.2.2) koşulu için de hesap yapılmıştır. 1997 Deprem Yönetmeliğinden farklı olarak, deplasmanlar, deprem yükü azaltma katsayısı ile çarpılmaktadır. Yapılan hesaplamalarda, Өi değerlerinin Eurocode 8’de sınır değer olarak verilen 0,10’u aştığı görülmüştür.
-
Öge1998 Adana-Ceyhan depreminde hasar gören betonarme yapıların sismik endeks yöntemine göre incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Aksu, Tuncer ; Boduroğlu, Hasan ; 101250 ; Yapı MühendisliğiÖnceden bir uyan olmadan meydana gelmesi yönünden deprem, doğal afetler arasında kendine has bir özelliğe sahiptir. Deprem meydana gelmeden önce bazı ön işaretler görülebilirse de günümüzde depremin önceden tahmin edilmesi konusunda güvenilir sonuçlar henüz mevcut değildir. Güvenilir bir uyan sisteminin henüz mevcut olmaması, yapılann depreme karşı düzenlenerek, depremin etkilerinden korunmanın sağlanması gereğini ortaya çıkarmıştır. Doğal afetlerin en önemlilerinden biri olan deprem, yerkabuğunun bir titreşimi olduğu için, yapılann mesnetlerinde zamana bağlı bir yerdeğiştirme hareketi doğurarak dinamik bir etki oluşturur. Dinamik bir etki olan deprem, yapılarda hasar oluşmasına yol açmakta ve buna bağlı olarak da can kayıplarına sebep olmaktadır. Depreme dayanıklı yapı tasanmmın önemli iki adımından biri, yapının iyi düzenlenmesi ve yeterli kalitede olması, diğeri ise, bu yapıda depremin oluşturması beklenen kesit zorlarının yeterli yaklaşıklıkla belirlenerek karşılanmasıdır. Deprem etkisi, yapılan alışılmış yüklerin üzerinde zorlayarak, yapmm tasanmmda ve uygulanmasında yapılmış hatalan ortaya çıkanr. Deprem mühendisliğinin en önemli görevi bu etkinin belirlenerek sebep olabileceği kayıpların önlenmesine çalışmaktır. Depremlerin sebep olacağı can ve mal kayıplarının önlenebilmesi amacıyla ülkemizdeki yapılann deprem güvenliklerinin sistemli bir çalışmayla gözden geçirilmesi gereklidir. Dünyanın, deprem kuşağı denen bölgeleri içinde bulunan ülkemizde, her gün aletlerin kaydettiği ve insanlar tarafından farkına vanlmayan çok sayıda yer hareketi meydana gelmektedir. Yer hareketini inceleyen Sismoloji Bilimi açısından bu kayıtlar önemli olmakla beraber, deprem mühendisliği bakmamdan, kuvvetli yer hareketi meydana getiren şiddetli depremler önem taşır. Ülkemizin tümünde deprem etkisinin varlığı kabul edilmiş ancak şiddetini göstermek üzere farklı deprem bölgeleri tarif edilmiştir. Bu durumda deprem mühendisliği konusunun, her inşaat mühendisinin mesleği ile ilgili bilgiler içine girdiği söylenebilir. Yeni yapılacak yapılarda olumlu bir deprem davranışı elde etmek amacıyla Deprem Yönetmeliklerinde belirtilen koşulların sağlanmasına önemle dikkat edilmelidir. Daha önce inşa edilmiş mevcut binalarda ise yeni gelişmeler ve düşüncelerle ortaya çıkan modern bir deprem yönetmeliği esaslannın ne derece sağlandığı kontrol edilmelidir. Bu çalışmada 1998 Adana - Ceyhan depreminde hasar gören betonarme yapılar Sismik Endeks yöntemine göre incelenmiştir. Bu tür mevcut binalann deprem davranışının belirlenmesinde "Standard For Evaluation of Seismic Capacity of Existing Reinforced Concrete Building" [2] de verilen deprem davranışı için indeksleme yöntemi kullanılmıştır. XI Sismik Endeks Yöntemi Alçak ve orta yükseklikteki betonarme binaların depreme karşı dayanıklılığının belirlenmesi amacıyla, uzun süreli çalışma ve araştırmalar sonucu Japonya'da geliştirilmiş olan Sismik Endeks Yöntemi "Standard for Evaluation of Seismic Capacity of Existing Reinforced Concrete Building (1990)" da verilen ilkeler doğrultusunda elde edilecek olan "Deprem Davranış İndeksi" ile yapının deprem davranışının belirlenmesi esasma dayanmaktadır. Yöntemin uygulanmasından önce binanın yaşı, boyuttan ve taşıyıcı sistemi doğru bir şekilde tesbit edilmelidir. Bu yöntem; taşıyıcı sistemi perdeli veya perdesiz çerçevelerden oluşan altı ve daha az katlı yapılara uygulanabilir. Taşıyıcı sistemi yıpranmış, 30 yıldan daha yaşlı, çeşitli bozulmalara maruz kalmış, yangın geçirmiş, malzeme kalitesi çok düşük, taşıyıcı sistemi belirsiz yapılara uygulanması uygun değildir. Binanın muhtemel bir depremdeki davranışının tesbitinde kullanılacak olan deprem davranış indeksinin, taşıyıcı olan ve olmayan elemanlar için üç ayrı inceleme seviyesinde elde edilmesi mümkündür. Birinci inceleme seviyesi hızlı bir ön inceleme hassaslığında olup ikinci ve üçüncü seviyelerde daha ayrıntılı inceleme ve hesaplar yapılmaktadır. Buna mukabil olarak da yüksek seviyelerde elde edilen sonuçlara olan güven artmaktadır. Binaların bu yöntem ile değerlendirilmesi, her bir kat için her iki yönde ve her bir çerçeve (varsa perde) ekseni doğrultusunda bazı nümerik sonuçların elde edilmesi şeklinde özetlenebilir. Her iki yönde her bir katın birinci, ikinci ve üçüncü derece değerlendirmeleri sonucunda bulunana rakamsal sonuçların elde edilmesi yanında mühendislik yargılaması "Engineering Judgement" ile hasar - ekonomi ilişkisi de göz önünde bulundurularak bazı kriterler geliştirilmektedir. Sismik Endeks Yönteminde Binanın Sismik Emniyeti Is, Yapının Sismik Endeksi ve İn, Taşıyıcı Olmayan Elemanların Sismik Endeksi ile ifade edilmektedir. Aşağıda hesap yöntemleri açıklanan endeksler yükseldikçe binanın sismik emniyeti yükselmektedir. Is, Yapının Sismik Endeksi Is = E0SDT (1) şeklinde tammlanmaktadır. Burada; Eo : Binanın yapısal davranışını, Sd : Binanın yapısal tasarımını, T : Binanın zamana bağlı olarak yıpranmasını, tanımlayan alt endekslerdir. Yapının Sismik Endeksinin hesabında önemli bir rol oynayan Eo alt endeksi, taşıma gücü ile ilgili hesaplanan C ve sünekliliği ifade eden F endekslerinin çarpılmasıyla hesaplanmaktadır. C ve F endeksleri yapmm çerçeve veya perde-çerçeve sistemi oluşuna, kısa kolon bulunmasına bağlı olarak değişik bağıntılarla hesaplanır. XII Bu yöntemde elemanların sünekliğinden hareketle dayanımları hesaplanarak deprem davranışını temsil etmek üzere bir endeks tanımlanır. Daha sonra bu endeks göz önüne alman inceleme seviyesindeki yapının deprem davranışının değerlendirilmesinde kullanılmak üzere tanımlanan bir Iso deprem davranışı karşılaştırma endeksi ile kıyaslanarak yapının muhtemel bir depremdeki davranışı tahmin edilmeye çalışılır. Is > Iso (2a) Is < Iso (2b) h > Iso durumu binanın muhtemel bir depremde olumlu bir deprem davranışı göstereceğine, toptan göçmeye karşı güvenli olduğuna Is < Iso durumu ise deprem davranışının yetersiz olduğuna ve daha ayrıntılı bir inceleme yapılması gerektiğine karşılık gelir. Bu yöntem bir yapınm muhtemel bir depremde sergileyeceği davranışın ayrıntılı bir çerçeve analizine gidilmeden sağlanmasına imkan vermektedir. Şayet yapıda deprem açısından önemli eksiklikler görülüyorsa yapılacak tam bir çerçeve analiziyle güçlendirilmeye karar verilebilir.
-
Öge1998 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’teki Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi Ve Çok Katlı Çelik Yapının Bu Yöntemle Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kaya, Veysel ; Arda, T. Seno ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringYapılan çalışmanın amacı, 1998 yılında yürürlüğe giren ‘Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’deki kavram ve kabuller ile bu yönetmelikte yer alan Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi’nin ayrıntılı olarak incelenmesi ve bu yöntemin çok katlı bir çelik yapı örneği kullanılarak irdelenmesidir. Çalışmada 1998 Deprem Yönetmeliği’nde yer alan yeni kavram ve tanımlarla ilgili bilgiler verildikten sonra bu yönetmeliğin içerdiği Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi, hesap kuralları bakımından incelenmiştir. Bu incelemenin ışığı altında çok katlı bir çelik yapı örneği, söz konusu Deprem Yönetmeliği’ne ve içerdiği Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi esas alınarak yatay ve düşey yüklere göre analiz edilmiş ve yapıya ait taşıyıcı elemanlar boyutlandırılmıştır. Son olarak, yapısal elemanlar için ayrı ayrı metraj yapılmış ve bu elemanların tüm yapı ağırlığına oranları hesaplanmıştır.
-
Öge1998 Ve 1975 Tarihli “afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik” Lerin Çok Katlı Bir Çelik Yapı Örneği De Kullanılarak Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Vatansever, Cüneyt ; Arda, T. Seno ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringYapılan çalışmanın temel amacı, 1998 ve 1975 tarihli ‘Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’lerin içerdikleri kavram ve kabuller bakımından genel olarak karşılaştırılması ile birlikte ortaya konan farklı ve benzer tarafların çok katlı bir çelik yapı üzerinde irdelenmesidir. Dolayısıyla, ilk olarak her iki yönetmelik incelenerek farklı ve benzer hesap ve konstrüktif kurallar ile yenilenen kavram ve kabuller, karşılaştırmalı olarak anlatılmıştır. Bu incelemeyi takiben, çok katlı bir çelik yapı örneği her iki yönetmelik de ayrı ayrı gözönüne alınmak suretiyle yatay ve düşey yüklere göre analiz edilmiş ve yapısal elemanları boyutlandırılmıştır. Her iki yapısal analizin sonunda her iki doğrultu için hesaplanan yapıya ait birinci doğal titreşim periyotları, deprem katsayıları, yaklaşık periyot ifadeleri ile gerçek periyot değerleri arasındaki uyum ve kat hizası deplasman değerleri, genel hesap ve konstrüktif kurallar ile metraj sonunda elde edilen çelik malzeme ağırlıkları karşılaştırmalı olarak irdelenmiştir.
-
Öge20 Katlı Bir Betonarme Binanın Tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kutlu, Tolga ; Aydoğan, Metin ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada 20 katlı bir betonarme binanın deprem yükleri etkisindeki davranışı ve tasarım aşamaları irdelenmiştir. Daha sonra binanın SAP 2000 sonlu elemanlar analiz programı kullanılarak 3 boyutlu modellemesi yapılmıştır. Binanın deprem kuvvetleri etkisindeki davranışını incelemek amacıyla ABYYHY’de anlatılan Eşdeğer Deprem Yükü yöntemine göre belirlenen kuvvetler bilgisayar modelinde etki ettirilmiştir. Ayrıca Teknik Rapor 16’da anlatılan yaklaşık analiz metodu ve SAP 2000 programıyla Spektral Analiz metodu yapıya uygulanarak sonuçlar karşılaştırılmıştır. Eşdeğer deprem yüklerine göre elde edilen sonuçlar kullanılarak, zemin kat kolon ve kirişleri, bina çekirdek bölgesindeki P3 perdesi (kritik perde yüksekliği ve dışı) ve zımbalama donatısı gerektirmeyecek yeterli kalınlıktaki radye temel için betonarme hesapları ve çizimleri yapılmıştır. Ayrıca, statik ve dinamik toprak basıncı etkisindeki bodrum perdeleri betonarme hesapları ve çizimi yapılmıştır. Betonarme hesaplar ABYYHY 98 ve TS 500’de belirtilen tasarım kriterlerine uygun olarak yapılmıştır.
-
Öge2006 Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik İn Çelik Binalar İle İlgili Bölümünün Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Aydın, Recep ; Yardımcı, Nesrin ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik 2006’nın çelik binalar ile ilgili bölümü incelenerek, American Institute of Steel Construction Seismic Provisions for Structural Steel Buildings 2002-2005 ve Federal Emergency Management Agency 350 Recommended Seismic Design Criteria for New Steel Moment-Frame Buildings’in ilgili bölümleri ile olan benzer ve farklı yönlerine değinilmiş, gerekli olduğu düşünülen yerlerde kişisel fikirlere yer verilerek eleştiriler yapılmıştır. Bu incelemenin yanısıra, bir doğrultusu süneklik düzeyi yüksek çerçevelerden, diğer doğrultusu süneklik düzeyi yüksek dışmerkez çelik çaprazlı perdelerden oluşan 5 katlı, 3×3 açıklıklı bir çelik yapının proje uygulaması yapılmıştır. Yapılan incelemeler ve uygulama projesi neticesinde, DBYBHY 2006’nın çelik binalar ile ilgili bölümünün bazı koşullarının AISC SPSSB 2002-2005 ve FEMA 350’de verilen koşullardan farklı olduğu, bazı koşullarının da kişisel fikirlere dayanarak revize edilmesi gerektiği belirlenmiştir.
-
Öge2007 Deprem Yönetmeliği Ve Fema440 Raporuna Göre Hesaplanan Performans Noktası Yaklaşımlarının Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-02-17) Çakırterzi, Selim ; Yüksel, Ercan ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringYüksek lisans tezi olarak sunulan bu çalışmada, taşıyıcı sistemleri farklı olan üç modelin doğrusal olmayan davranışı, 2007 Deprem Yönetmeliği kapsamında açıklanan Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Hesap Yöntemi ve FEMA440 Taslak Raporunda tanımlanan performans noktası yaklaşım yöntemleriyle karşılaştırılmıştır. Yapı modelleri düşey yükler ve deprem etkileri altındaki davranışı sayısal olarak incelenmiş, 2007 Deprem Yönetmeliğinde belirtilen doğrusal olmayan analiz yöntemlerinden Zaman Tanım Alanında Doğrusal Olmayan Analiz Yöntemi kullanılarak elde edilen sonuçlar diğer iki yaklaşım yöntemi ile karşılaştırılarak yönetmeliğin yeterliliği irdelenmiştir.
-
Öge2007 Deprem Yönetmeliği’nin 1998 Deprem Yönetmeliği İle Karşılaştırılması Ve Sayısal İrdelemesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yavuzarslan, Turgay ; Yardımcı, Nesrin ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringYüksek lisans tezi olarak sunulan bu çalışmanın temel amacı, 1998 ABYYHY ile 2007 DBYBHY lerin çelik yapılar ile ilgili içerdikleri kavram ve kabuller açısından farklı yanlarını ortaya koymak; ve bu farklılıkları tek katlı bir çelik yapı üzerinde irdelemektir. Çalışmanın ilk bölümlerinde, her iki yönetmelik genel olarak incelenmiş, ve yeni yönetmelikte yer alan faklı kavramlar karşılaştırmalı olarak irdelenmiştir. Çelik taşıyıcı sistemler her iki yönetmeliğe göre sınıflandırılmış; birbirine denk gelen sistemler arasındaki benzerlik ve farklılıklar ortaya konmuştur. Her iki yönetmelikte, verilen deprem yükleri ve hesap kurallarında kullanılan standartlar belirtilmiş, birleşim elemanları ile ilgili olarak verilen kuralların dışında verilen diğer hususlar için TS 648 ve TS 3357’deki kurallara uyulacağı ifade edilmiştir. Çalışmanın son bölümünde tek katlı çelik yapılar hakkında genel bir bilgi verilmiş, ve bir endüstri yapısı “2007 Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik” esas alınarak çözülmüştür. Yapının tasarımı ve çözümlenmesi sırasında SAP 2000 bilgisayar programı kullanılmış ve sonuçlara ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır.
-
Öge2007 Türk Deprem Yönetmeliğine Göre Boyutlandırılmış Bir Yapının Deprem Performansı Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kocaöz, Hamza ; Girgin, Konuralp ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, betonarme yapıların deprem etkileri altındaki performans düzeylerinin belirlenmesi amacıyla 2007 Türk Deprem Yönetmeliği esaslarına göre bir yapı boyutlandırılmıştır. Yapının deprem etkileri altındaki davranışı, 2007 Türk Deprem Yönetmeliği’nde tanımlanan doğrusal hesap yöntemi ve doğrusal olmayan hesap yöntemlerinden Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi ile incelenmiştir. Doğrusal hesap yöntemi ile kolon ve kirişlerin etki/kapasite oranları, doğrusal olmayan hesap yöntemi ile yapının performans noktası ve plastik mafsalların dönme değerleri elde edilmiştir. Elde edilen değerler 2007 Türk Deprem Yönetmeliğinde öngörülen sınır değerleri ile karşılaştırılarak kesit hasar bölgeleri tespit edilmiştir. Yapılan parametrik sayısal uygulamalar, 2007 Türk Deprem Yönetmeliği’ne göre boyutlandırılan yapının hem doğrusal hesap sonucunda, hem de doğrusal olmayan hesap sonucunda can güvenliği performans düzeyinde çıktığını göstermektedir. Böylece, 2007 Türk Deprem Yönetmeliği’nde yapı önem katsayısı I=1.0 olan yapılar için tasarım depreminde öngörülen can güvenliği performans düzeyi sağlanmaktadır.
-
Öge2007 Türk Deprem Yönetmeliği‘nde Revize Edilen Doğrusal Yöntemin Doğrusal Olmayan Yöntem İle Parametrik Olarak Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-11-24) Çınar, Sebla ; Özer, Erkan ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringYüksek Lisans Tezi olarak sunulan bu çalısmada, ülkemizdeki orta yükseklikli mevcut betonarme binaları temsil etmek üzere seçilen bir grup yapı sistemi ve bunların çeşitli alternatifleri üzerinde, mevcut binaların deprem performansları doğrusal olmayan hesap yöntemi ile ve 2006 Türk Deprem Yönetmeliğinde yayınlandıktan sonra 2007 Türk Deprem Yönetmeliğinde revize edilerek yenilenen doğrusal elastik hesap yöntemi ile parametrik olarak değerlendirilmiş ve elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. 2007 TDY’nde öngörülen doğrusal hesap yöntemi ile elde edilen sonuçlar, 2006 TDY doğrusal hesap yöntemi ile elde edilen sonuçlara göre daha düşük hasar seviyeleri gösterirken, 2007 Türk Deprem Yönetmeliği’nde yer alan doğrusal ve doğrusal olmayan hesap yöntemleri ile belirlenen kesit hasar bölgeleri belirli ölçüde benzerlik göstermektedir. İki yöntemin sonuçlarının farklılık gösterdiği elemanlardaki değişim taşıyıcı sistemin boyutlandırıldığı yıllara ve tasarımda kullanılan deprem yönetmeliklerine bağlı olarak değişmektedir.
-
Öge22 Katlı Kaset Döşemeli Betonarme Bir Yapının Tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kadir, Ekber ; Güler, Kadir ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada kaset döşemeli betonarme bir binanın düşey yükler ve deprem yükleri etkisindeki davranışı ve tasarım aşamaları incelenmiştir. Projelendirilen bina planda tam smetrik olmayan, 12. kattan itibaren kalıp planında değişiklik olan 22 katlı betonarme bir binadır. Taşıyıcı sistem kolon ve perdelerden oluşan çerçeve sistemdir. X-X doğrultusunda her katta her katta ve her iki kenarında konsollar teşkil edilmiştir. Binanın X ekseni doğrultusunda en uzak iki noktası arasındaki mesafe 34m, Y ekseni doğrultusunda ise 24.5m’dir. Yapı malzemesi olarak beton ve donatı için sırasıyla BS 35 ve BÇ III kullanılmıştır. Söz konusu bina 1. derece deprem bölgesinde olup bu etkiler altında projelendirilmiştir. Bina yerel zemin sınıfının Z2 olduğu kabul edilmiş, yapı önem katsayısı I=1.0 alınmıştır. Binanın iş yeri olarak kullanılacağından hareketli yük yoğunluğunun fazla olacağı göz önüne alınarak TS 498’ de verilen yüklere göre zati ağırlık ve hareketli yükler etkisindeki yapının elemanlarının ön boyutları TS 500 ve Deprem Yönetmeliğinde belirtilen kurallar çerçevesinde belirlenmiştir ve tüm çözümler için sistemin SAP 2000 sonlu elemanlar analiz programı kullanılarak 3 boyutlu modeli kurulmuştur. Binanın deprem kuvvetleri etkisindeki davranışını incelemek amacıyla manyitüdü 7.2 büyüklüğündeki deprem yatay yük olarak bilgisayar modelinde etkitilmiş ve zaman tanım alanında dinamik analizi yapılmıştır. Sonra ABYYHY’ de gösterilen Mod Birleştirme Yöntemine göre SAP 2000 programıyla Spektral Analiz yapılmıştır. Binada kat kütleleri kat kütle merkezinde toplanmış tekil kütleler olarak alınarak dönme hareketi ile katlarda kütle merkezi ile taşıyıcı sistem rijitlik merkezinin üst üste çakışmamasının etkisi’ de göz önüne alınmıştır. En son olarak bu iki analiz sonuçları karşılaştırılmıştır. Son bölümde ise bu tez kapsamında incelenen Mod Birleştirme yöntemiyle Spektral analiz ve Zaman tanım alanında hesap yöntemiyle ortaya çıkan değerler kaşılaştırılmıştır.