FBE- Şehir ve Bölge Planlama Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Başlık ile FBE- Şehir ve Bölge Planlama Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge20.yy. Peyzaj Tasarımının Temel İlkeleri Ve Ulus Parkı Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Şendil, Ebru Ülgen ; Yiğiter, Reyhan ; Peyzaj Planlama ; Landscape PlanningBu çalışmada, 20.yy. peyzaj tasarımının temel ilkeleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmanın öznesi olan modern peyzaj tasarımı tüm özellikleri ile irdelenirken, bugün evrensel normlar olarak kabul edilen bazı ilkelerin nasıl ortaya çıktıkları, neden kabul edildikleri ve bugünün peyzaj tasarımını nasıl beslediği araştırılmıştır. Arkaik dönemden günümüze gelen sürede oluşan bilgi birikiminin modern tasarım kültürü içindeki izleri ortaya konmuştur. Peyzaj tasarım tarihinin irdelendiği bölümün arkasından 20.yy. peyzaj tasarımının özellikleri araştırılmıştır. 20.yy. peyzaj tasarımının temel ilkelerini ortaya koymak için yapılan literatür araştırmasında farklı peyzaj tasarımcılarının farklı içerikleri olan kriter şablonları oluşturdukları görülmüştür. Birbirlerinden farklı bakış açılarına sahip birçok şablonun en yararlı ve zengin hale gelebilmesi için bir ön çalışma yapılmış ve bir ilkeler bütünü ortaya konmuştur. Böylece, herhangi bir peyzaj tasarımını önemli bir eksiklik olmadan yönlendirebilecek bir kriter şablonu üretilmiştir. Üçüncü bölümde oluşturulan ilkeler sistemi peyzaj tasarımcısı için bir rehber niteliğindedir. Bu rehberin yeterliliğinin sorgulanması için bir örnek alan üzerinde uygulanması gerektiğine karar verilmiştir. Bu yüzden, Ulus Parkı örnek alan olarak belirlenmiştir. Ulus Parkı’nın modern tasarım ilkelerinin sorgulanması için seçilmesinini nedenleri; park tasarımının bütünlüğü, amaca tüm birimlerin birden yönlendirilmiş olması, alana müdahalelerin şehrin diğer rekreasyon alanlarına göre çok daha az olması, tasarımcının özgür bırakılması ve alanın yüksek rekreatif potansiyelidir. Parkta yapılan sorgulamalar sonucunda alanın modern peyzaj tasarımı açısından durumu ortaya konmuştur. Sonuç bölümünde ise, modern peyzaj tasarımının Türkiye’deki durumu tartışılmıştır.Son olarak, modern peyzaj tasarımının ülkemizde de tüm potansiyeli ile uygulanabilmesi için nelerin yapılması gerektiği ortaya konmuştur.
-
Öge2000 yılında İstanbul'da özel araba sahipliğinin sorunlarına bir bakış(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Kızılgün, Meltem ; Keskin, Ahmet ; 21751 ; Şehir ve Bölge Planlamaİstanbul nüfusu ve konumu itibari ile dünyanın sayılı büyük kentlerinden biri olmuştur. Türkiye içinde başta gelen sanayi, ticaret, kültür ve turizm merkezidir. istanbul metropolitanının bugünkü kentsel alanı göçler ne deni ile yapısal doku farklılıkları ve değişik nüfus yoğunlukları göstermektedir. istanbul, motorlu taşıt sahipliliği açısından Türkiye'de başta gelen kent durumundadır. Kentteki taşıt trafiği eskiden beri sınırlı sayıda olan ve kent merkezine ulaşan anayollar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu sebeble, yol kesitlerin genişletilmesi, öneri yol uygulamasına geçilmesi, yolcu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. istanbul'da park yeri ve park etme sorununun büyük bir önemi vardır. Mevcut otoparklar ihtiyaca cevap verememektedir. Kent düzeyinde yaygın ve etkili bir kamu yolcu taşıması sağlanamadığı sürece kentin sorunlarının arta cağı bilinen bir gerçektir. istanbul nüfusunun hızla artması, otomobil sahipliliğinin hızla artması kenti yaşanılmaz duruma sokmaktadır. Tezin kapsamı, istanbul iline ait, bugüne kadar nüfus, motorlu taşıt, yollar ve otoparklar ile ilgili çalışmaları incelemek, verileri toplamak, 2000 yılına yönelik tahmini çıkarımlar yapmak ve sorunlarin çözümleri hakkında öneriler getirmektir. Günümüzden geleceğe doğru istanbul'un sorunlarına iyim ser yaklaşmak yerine, problemin veriler ve araştırmalar ışığı altında irdelenmesine çalışmaktır.
-
Öge5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Yasası Kapsamında Metropoliten Alanlarda Sınır Tespitinin Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-06-04) Soydal, Özge Müberra ; Türk, Şevkiye Şence ; 424550 ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningSınır kavramının ve metropoliten alan kavramının detaylı incelendiği bu çalışmada öncelikle bu iki kavram arasındaki ilişki detaylı incelenmiştir. Özellikle metropollerin yönetimi konusunda sınır kavramının idari, hukuki ve coğrafi açıdan önemli bir belirleyici unsur olduğu görülmüştür. Ardından Türkiye ile diğer ülkelerin kıyas edildiği çalışmada, Türkiye ile diğer ülkeler arasında metropoliten alanın genişletilmesi stratejileri bakımından bazı benzerlikler olmasına rağmen uygulama ve yöntem açısından farklılıkların bulunduğu tespit edilmiştir. Kamu hizmetlerinin karşılanmasında piyasa mekanizmasına daha fazla ortam hazırlanması, Türkiye ile diğer ülkelerdeki ölçek genişletmelerinin ortak üst amacıdır. Bu amaç ortaklığına rağmen ölçek genişletme uygulamaları ülkelerin sahip oldukları yönetim geleneğinden etkilenmektedir. Bu kapsamda Türki¬ye deki uygulamanın ayırt edici özelliği, merkezi yönetimin büyük ölçüde belirleyici olduğu bir bütünleştirme sürecinin yaşanmasıdır. Dünya’daki diğer metropoller incelendiğinde, özellikle metropol alanların nasıl oluşacağına ilişkin farklı kriterlerin belirlendiği görülmektedir. Bu farklı kriterlerle oluşturulan metropollerde de farklı yönetim sistemleri oluşturulmuştur. Örneğin; Danimarka’da tek kademeli metropoliten yönetim sistemi bulunurken, Tokyo’da iki kademeli, San Fransisco’da gönüllü metropoliten yönetim sistemi vardır. Bu farklı yönetim sistemlerinin sınır konusuna bakış açısı da farklıdır. Metropoliten alanlarda sınırların belirlenmesi konusundaki uygulamalar genellikle benzerdir. Nüfus kriteri, coğrafi kriterler, uzaklık kriteri..gibi kriterler belirlenerek metropollerin sınırları tarif edilmiştir. Türkiye’deki sisteme bakıldığında ise, metropoliten alanlardaki sınır tespitine ilişkin çıkarılan 5216 sayılı büyükşehir belediye kanununda geçen pergel kuralının, büyükşehirlerde planlama çalışmalarına olan olumsuz etkilerinin belirlenerek, büyükşehirler için uygun bir yöntem olmadığının gösterilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma 7 bölümden meydana gelmektedir. İlk bölümde çalışmanın amacı ve yönteminden kısaca bahsedilmektedir. 2. bölüm, çalışmanın kuramsal çerçevesini sunmakta, metropoliten alan kavramını, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki metropolitenleşme süreçlerini ve politikalarını incelemektedir. 3. bölümde dünyada metropoliten yönetiminin nasıl olduğu incelenmiş olup metropoliten alanlarda sınır kavramının hangi ölçütler doğrultusunda belirlendiği ele alınmıştır. 4. bölümde Türkiye’deki metropoliten alanların gelişimi ve yönetimine ilişkin geçirilen süreç incelenmiş, ardından da metropoliten alanlarda sınır kavramının nasıl belirlendiği üzerine incelemeler yapılmıştır. 5.bölümde Türkiye’deki toplam 16 büyükşehirde sınır belirleme üzerine bir analiz yapıldıktan sonra seçilen bir örneklem üzerinden çalışma detaylandırılmıştır. Bu bölümde çalışmada gerçekleştirilen analizlerin sonuçları değerlendirilmektedir. Çalışmanın 6. ve son bölümünde ise eleştirilen yasaya yönelik gerçekleştirilmesi muhtemel çalışmaları ve yöntemler için öneriler yer almaktadır.
-
ÖgeAB’ye Doğru: Türk Ekonomisinin Dinamiklerinin Modellenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tutluoğlu, Cihan Ahmet ; Dökmeci, Vedia ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningTürkiye’ nin AB’ ne tam üyelik hedefi, ülkenin geleceği ile ilgili belirleyici role sahip olacaktır. Bununla beraber, AB üyeliğinin olası etkilerinin incelendiği çalışmaların ağırlıkla Gümrük Birliği’ nin etkileri ve kalitatif araştırmalarla sınırlı olduğunu görüyoruz. Bu çalışmada, Türkiye, AB ve geri kalan Dünya’ yı başlıca aktörler olarak alan bir model oluşturulması hedeflenmektedir. Model dahilinde tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinde üretimin yanı sıra işgücü ve sermaye arz-talebi, bir geri bildirim mekanizması içinde çalışan fonksiyonlar ile tanımlanmaktadır. Model, bir temel senaryonun yanı sıra, Gümrük Birliği’nin kapsamının genişletilmesi, AB’den gelmesi planlanan yardımların serbest bırakılması ve/veya arttırılması, göç üzerindeki sınırlamaların azaltılması ve eğitime ayrılan payın arttırılması üzerine kurulu altı alternatif senaryo ve muhtemel bir üyelik senaryosu altında 2032 yılına kadar simüle edilmektedir. Çalışma sonucunda kişi başına düşen milli gelirin, olası bir üyelik dahilinde %60 kadar daha fazla artabileceği ve borç stoğunun daha kontrol edilebilir düzeylere çekilebileceği ama dış ticaret açığının büyüyebileceği görülmüştür. Göçün olumsuz etkisinin sınırlı olacağının anlaşıldığı modelde, olası bir üyeliğin iki tarafın da yararına olacağı gözlenmiştir. Simülasyon sonuçlarında, alternatif senaryolarda dahi, kişi başına düşen milli gelir başta olmak üzere bir çok parametrede önemli farklılıkların çıkabileceği öngörülmüştür. Yine de bütün senaryolarda, en az bir değişkenin daha kötüye gittiği, bu yüzden de hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin, uygun politikalarla desteklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
-
ÖgeAçık Mekan Kullanımı İle Kullanıcı İsteklerinin İrdelenmesi : Kuruçeşme Cemil Topuzlu Kıyı Parkı Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Tantan, Banu ; Korça, Perver ; 55872 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningBu çalışma, kamusal açık mekanlardan olan parklardaki kullanıcı isteklerini ve beklentilerini belirlemek ve bu doğrultuda temel tasarım ilkelerini saptamak amacıyla hazırlanan soru formu ile gözlem formu ışığında derlenecek bir çalışma olacaktır. Konuya giriş ile amaç ve kapsam birinci bölümde yer almaktadır. İkinci bölümde, kentsel açık alan kavramı tanımı, gelişimi, kentsel açık alan kademelenmesi ve bunlardan parkların geniş bir şekilde açıklanmasına çalışılmıştır. Üçüncü bölümün esası, açık mekan kullanımına ilişkin araştırmaların incelenmesi olup, kentsel açık alanların incelenmesini, değerlendirilmesini, hangi yöntemler kullanılarak ve ne tür amaçlar hedeflenerek araştırma yapılıyor bulmak için benzer çalışmaların incelenmesine çalışılacaktır. Dördüncü bölümde ise, örnek yer seçilen Cemil Topuzlu Parkında yapılan uygulamanın değerlendirilmesi ve alanın fiziksel durumuyla ilgili açıklamalar yer alacaktır. Son bölümde, park tasarımının, kullanıcı istekleri doğrultusunda yapılması gerektiğini vurgulayarak, yapılacak planlama çalışmaları için kullanıcı istekleri göz ardı edilmeksizin tasarım ilkeleri geliştirilmeye çalışılacaktır.
-
ÖgeAlış-Veriş Caddeleri İle Alış-veriş Merkezlerinin Karşılaştırmalı İncelemesi: Örnek Alanlar Capitol, Akmerkez Ve Rumeli Caddesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) İlze, İhsan ; Bölen, Fülin ; 55671 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningBu çalışma kapsamında alış-veriş caddeleri ve alış-veriş merkezleri, kullanıcı açısından mukayese edilmesi amaçlanmış ve insanların bu mekanlarda aradığı özellikler belirlenmeye çalışılmıştır. Kullanıcıların bu mekanlardaki davranışları ve tepkileri anket soruşturmalarıyla ölçülmeye çalışılmıştır. Örnek alanlar; Capitol ve Akmerkez alış-veriş merkezi ile alış veriş caddesi olarak Rumeli Caddesi seçilmiştir. Alış-veriş merkezleri ülkemizde yeni yeni gelişmekte olan alış-veriş mekanlarıdır, az sayıda olan bu örneklerin ne denli başarılı oldukları, alış-veriş merkezlerinin ülkemizdeki gelecekleri açısından önemli bir konudur. Bu amaçla yola çıkılarak alış-veriş caddeleri ve alış-veriş merkezleri ile ilgili tasarım ilke, standart ve kriterleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Araştırma 6 bölümden oluşmaktadır: 1. Bölüm'de, araştırmanın amacı, kapsamı ve yöntemi açıklanmıştır. 2. Bölüm'de, alış-veriş kavramı açıklanmaya çalışılmışve tarihsel gelişim süreci içerisinde alış-veriş caddeleri ve alış-veriş merkezleri incelenmiştir. 3. Bölüm'de, alış-veriş mekanlarının özelliklerini ortaya koyabilmek için, bu mekanların tasarım ilke, standart ve kriterleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. 4. Bölüm'de, Avrupa ve Dünyadan değişik alış-veriş mekanı örnekleri fotoğraf ve plan destekli anlatılmıştır. Alan araştırması örnek alanları tasarım ilke, standart ve kriterler açısından, alansal analizler ve fotoğraf destekli görsel bilgilerle birlikte anlatılmıştır. 5. Bölüm'de, alan araştırması bulguları, araştırma sonuçlarının değerlendirilmesi ve alan araştırması sonuçlarının karşılıklı değerlendirmesi yeralmaktadır. 6. Bölüm'de, sonuç ve öneriler yeralmaktadır.
-
ÖgeAnadolu'da Ticaretin Ulaşım Rotalarının Değişimi üzerindeki Etkisi: Tarihi-mekansal Bir Analiz(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-07-14) Jahanabad, Hadiseh Hosseini ; Erkut, Gülden ; 10081003 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningBu tezde amaç ticaretin, özellikle de uluslararası ticaretin zaman içerinde Türkiye’deki bağlantı yolları üzerindeki etkilerini koymaktır. Bu amaçla tarihsel kaynaklar, ticaret yollarının haritaları ve önemli ticaret merkezleri araştırılmış, Osmanlı dönemindeki ilk ticaret yolundan Cumhuriyet dönemine kadar geçen sürede ulaşım hatlarındaki tarihsel değişimler incelenmiştir. Bu tezin hedefi, ticaret ve bağlantı ağları üzerindeki ülkeler ve bölgeler arasındaki ticari ilişkilerin etkilerini ve bu ülke ve bölgelerin zaman içindeki değişimlerini araştırmaktır. Ekonomik teorilerin gelişimi ile bağlantı türleri ve ağları kolaylaştırmak için teknolojik ilerlemeler sayesinde değişir. Teknolojik gelişmeler ile ekonomik teorilerin gelişmesi sonucunda bağlantı türleri ve ağları da bölgeler ve ülkeler arasındaki etkileşimi kolaylaştırmak için değişmiş, bu da ekonomik büyümenin dünyadaki temel unsuru haline gelmiştir. Etkileşim ve ilişki hayatın birinci sosyal ihtiyacıdır, ticaret ve ekonomik faaliyetler itibarıyla da bu böyledir. Ticaret teorilerinin zamanla gelişimine bakılırsa, coğrafi şekiller her zaman en çok ilgilenilen konulardan biri olmuştur. Yollar kanalıyla bağlanma, birleşme türlerinin ve üretici, tüketici ve tüccarlar sayesinde oluşan ilişki türünün değişmesiyle normal etkileşimlerde bile önemli bir rol elde etmiştir. 1n6. yüzyılın sonları ile başlayan üretim şeklinin değişimi ve sanayi devrimiyle, küçük bağımsız işletmelerin işlettiği üretimin esnaf modeli, yerini hemen hemen dünyanın her yerine ihracat sektörüne bırakmaya başlamıştır. Bu, ekonomik şartlara göre ekonomik sistemlerin biçimini değiştirmesine sebep olmuştur. Dünya savaşları, dünyada yaşam koşullarına zarar verecek krizlere neden olmuştur. Bu karanlık yıllardan sonra, ülkeler arasındaki birincil amaç dünya ekonomisini yeniden yapılandırmak olmuştu. Dünya savaşları Avrupa’daki ekonomik gücü zayıflatırken ve büyük güçleri değiştirirken; Avrupa’daki savaşlar sonrası karmaşayı çözmek için teknoloji, sermaye ve örgütsel model Amerika Birleşik Devletleri’nden gelmişti. Bundan sonra, Birleşik Devletler, kurduğu Birleşmiş Milletlerin yardımlarıyla, ülkeler arası ilişkilerin yeniden yapılanmasında başrol oynamıştır. Savaş sonrası olağanüstü duruma çözüm olarak ekonomik gelişme, komünizmin kontrolünün hedeflenmesi, Avrupa’nın başka bir dünya savaşına karşı birleşmesi ve dünya genelinde krizleri ortadan kaldıracak bir mekanizma olarak uluslararası koordinasyon, bu dönemin ana karakteristiklerindendi. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ve daha sonra Avrupa Ekonomik Topluluğu batı ve doğudaki güçlere karşı Avrupa’yı daha güçlü yapmak için oluşmuş girişimlerdendir. Bu girişimler, Birleşik Avrupa’yı yükseltmek için başka yeni ülkeleri bünyesinde toplamak maksadıyla yeni ekonomik örgütlenmeyi kullanan bazı gelişme ilerleme program ve projeleri sayesinde devam etti. Ulaşım sistemleri vasıtasıyla altyapı yatırımları, kapsamlı entegrasyon uyum politikası olarak bu süreçteki ana projelerinin en belirgin bileşenlerinden biridir. Eski zamanlarda olduğu gibi İpek Yolu sınırları geçmek için ülkeler arasında ticaret savaşları başlatmak için başlıca bir yoldu. Son zamanlarda altyapının özellikle de ulaşım sistemlerinin gelişmesi küresel dünyanın entegrasyonunun ana nedenlerindendir. Ulaşım sistemi düğüm noktaları, ağlar ve talepler arasındaki ilişkiler kümesi olarak kavramsallaştırılabilir. Bunlar, yerleşim birimlerinde mekânsal olarak bu talebin, mekan-talep arasındaki akımlar ve bu akımları karşılayacak şekilde tasarlanmış altyapılar olarak dışavurumuna yol açar. Ulaşım sisteminin tüm bileşenleri, ayrı veya birleşmiş bileşenler olarak; yolcuların, yükün ve bilginin hareketlerini kolaylaştırmak için tasarlanır. Ticaret koridoru iki farklı ekonomik aktivite noktasını kendilerine has coğrafi konumu vasıtasıyla birbirine bağlayan bir yoldur. Bu yollar esasen genellikle bir kentsel alan yakınında merkezlenmiş ekonomik düğümler ya da göbekler arasında bağlantı sağlar. Uluslararası ilişkiler ticari anlamda bağlantının bölgesel ölçeği şekillendirilerek ivme kazanır. İpek Yolu, yüzyıllar boyunca doğu ve batı arasındaki ticaretin ana arteri, türlü güçlerin, savaşların, ticaretin yükselişine veya çöküşüne şahitlik eden en eski ticaret yolunun eşsiz örneğidir. Tüm ticaret yollarının yalnızca en ünlüsü değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel dönüştürme yoluydu. İpek yolu, ticaretin ilişkileri, yerleri, coğrafi konsepti ve ekonomik faaliyet alanlarını nasıl dönüştürebildiğine bir örnektir. Bölgesel ve uluslararası ölçekte ulaşım sistemlerinin gelişmesi ve yeniden inşa edilmesinden bu yolların düğüm noktası olarak şehirler ve bölgeler doğrudan etkilenmişlerdir. Bu rota içinde geçmişte olduğu gibi şimdi de oldukça önemli olan Anadolu bu tez için seçilmiştir. Bu çalışma ekonomik ilişkilerin ve Anadolu bölgesindeki ticari yolların yeniden oluşturulmasının tarihini zamanın yol haritalarını kullanarak ve yorumlayarak açıklar. Küresel boyutta, ulaşım uluslararası ticaret yoluyla üretkenlik sayesinde ekonomik ihtisaslaşmayı destekler ve şekil verir. Ticaret hedefleri talebin ve pazar yerine göre üretim ve akış yönüne yansır. En azından, yol boyunca olan mekanlar belde, kentsel veya bölgesel hiyerarşi içerir. Bu süreç içinde bazı büyük yerleşim yerleri küresel şehir veya mega şehir olarak ortaya çıkarlar. Fakat bir şehrin başkent olarak seçilmesinin ana nedeni siyasi hedeflerdir. Bu tez ticaretin ve uluslararası ticaretin bir şehrin önemini ve gelişimini nasıl etkilediğini belirtmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda uluslararası ticaret şehirlerin gelişimiyle birlikte ulaşımın da gelişimini yönlendiren önemli bir bileşendi. Deniz veya kara yollarının yükseliş veya çöküşüyle yerleşim yerleri dönüşüm geçirdi. Ticaret veya başka uluslararası ilişkiler hakkında devlet politikalarının değişimi sayesinde yolların yönü bu kararlara göre şekillendi. Son zamanlarda uluslararası ticaretin ve bölgelerin ve ülkelerin serbest birleşiminin artması küresel dünyadaki altyapının öneminin bir işareti olan aralarındaki altyapı projelerinin çeşitliliğini etkilemektedir. Bu tezin ana hedefi, tarih boyunca Anadolu ticaret yollarını yorumlamak ve dünyada gelişen olayların Anadolu bölgesindeki ticaret yollarını ve yerleşim yerlerini ekonomik ve ticari durumlar bakımından ne kadar büyük ölçüde etkilediğini göstermektir. Sadece antik önemi değil stratejik coğrafi konum da bu önemli pozisyonu bugünlere getirmiştir. Bu suretle bu koşulların zamanla nasıl değiştiğini ve dünya olaylarının ticaret yollarını ve yerleşimleri ne kadar büyük ölçüde etkilediği Anadolu bölgesi ekseninde ekonomi ve ticaret durumları bakımından incelenmiştir. Ticaret ve ticaret teorileri tartışmasından sonra dünyadaki başlıca olayların Anadolu’yu da ticaret yolları konusunda en az diğerleri kadar etkilediği hakkında, haritalar kullanılarak tarihsel kaynaklara odaklanılmıştır.
-
ÖgeAnkara’da Gecekondu Sorununa Çözüm Olarak Geliştirilen Önerilerin Değerlendirilmesi: Ankara Dikmen Vadisi Projesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çevik, Pınar ; Gülersoy, Nuran Zeren ; Şehirsel Tasarım ; Urban DesignÇalışmanın konusu Ankara’da gecekondu sorununun çözümüne yönelik olarak geliştirilen projelerin değerlendirilmesi ve bu projelerden Dikmen Vadisi Projesi’nin ayrıntılı olarak irdelenmesidir. Çalışmada öncelikle Dünyada ve Türkiye’de gecekondu sorununun gelişimi, Dünyada bu soruna karşı geliştirilen öneriler ve ülkemizde gecekondu ve konutla ilgili yapılan yasal düzenlemeler incelenmiştir. Ankara’da gecekondu alanlarında yapılan projelerin incelenmesine yönelik olarak öncelikle kentin başkent olmasından günümüze kadar geçen süre içerisinde kentte gelişen kentleşme olgusu, kenti geliştiren etkenler ve sonuçları ile gecekondu gelişimi incelenmiştir. Ankara kentinde incelenen projeler “iyileştirme”, “gecekonducuları yerinde koruyarak yenileme”, “gecekonduları yıkma ve gecekonducuları taşıma” ve “G.Ö.B. Projeleri” başlıkları altında toplanmış ve projelerin amaç, yaklaşım ve sonuçları değerlendirilmiştir. Ankara’da incelenen projeler Dikmen Vadisi Projesi, Zafertepe Projesi, Portakal Çiçeği Vadisi Projesi, GEÇAK II Projesi, Öveçler Projesi ile örnek G.Ö.B. Projeleridir. Dikmen Vadisi Projesi’nin kullanıcı açısından sonuçlarının ortaya konması amacıyla gecekonducuların yerleştirildikleri konutlarda yaşayan ailelerin 64’ü ile anket yapılmıştır. Anketlerden çıkan sonuç gecekondu sahipleri ile yeni gelenlerin birbirleriyle iletişim kurmakta zorluk çektiği ve özellikle yeni gelenlerin gecekonducuların yaşam şeklinden rahatsızlık duyduğudur. Ayrıca, gecekonducuların projelerin kedilerine sunduğu çağdaş konut ve çevre imkanlarından yararlanmak yerine konutlarını satma veya kiralama yolu ile kar etme yoluna gittikleri görülmektedir. Projeler değerlendirildiğinde görülmektedir ki katılımın sağlanması kullanıcı memnuniyetini artırmakta, ortaya çıkabilecek sosyal ve ekonomik sorunlar azaltılabilmektedir. Projeler, sağlıksız ve düzensiz gecekondu alanlarını yenileyerek kentlere kazandırmakta ve gecekonduculara çağdaş konut ve çevre imkanları sunmaktadırlar. Ancak, gecekonduculara sağlanan bu imkanlar gecekonduculuğu özendirmekle birlikte gecekonducuları bir bakıma ödüllendirmektedir. Ayrıca Dikmen Vadisi Projesi’nde görüldüğü gibi eğitim ve gelir seviyeleri yükseltilmedikçe projelerin gecekonduculara sunduğu hizmetler sadece fiziksel olarak kente entegre olmaları sağlayabilmektedir.
-
ÖgeAntalya'daki Tatil Köylerinin Açık Alan Kullanımı Açısından İrdelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tandoğan, Okşan ; Ergun, Nilgün ; Peyzaj Planlama ; Landscape PlanningBu tez çalışması ile tatil köylerinin açık alanlarının tasarım ilkelerini, bu açık alanlardaki farklı alanların yerleşme düzenini belirlemek,açık alanların tasarımı açısından kullanıcı memnuniyetini tespit etmek ve daha sonra bu konuda yapılacak olan çalışmalara kaynak oluşturmak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda sahip olduğu tüm avantajlar bakımından Türkiye’nin turizm potensiyelinin en yüksek olduğu ve diğer konaklama tesisleri yanında tatil köylerinin de yoğun olarak bulunduğu Antalya ve Antalya’daki tatil köyleri tez kapsamında araştırma alanı olarak seçilmiş, Antalya’daki 14 tatil köyüne yönelik inceleme ve araştırmalar yapılmıştır. Bu tez ‘Antalya’daki tatil köylerinin açık alan kullanımı açısından irdelenmesi’ adı altında yapılan analitik ve sosyolojik inceleme ve çalışmaların sonucunda oluşmuştur. Mimarlar ile yapılan görüşmeler ile tatil köylerinin tasarımını yönlendiren tasarım ilkelerinin saptanması, tatil köylerini oluşturan farklı açık alanların arazi üzerindeki genel yerleşim düzeninin ve tatil köylerinin açık ve kapalı alanlarının hesaplanarak kişi başına düşen açık alan miktarının belirlenmesi çalışmanın analitik bölümünü oluşturmaktadır. Tatil köylerinden genel beklentilerin belirlenmesi için 100 kişi ile yapılan anket çalışması Salima Tatil Köyü ve Majesty Club Kemer örnekleri üzerinde kullanıcı memnuniyetlerinin tespit edilmesine yönelik yapılan anket çalışması ise çalışmanın sosyolojik bölümünü oluşturmaktadır. Tüm bu çalışma ve incelemeler doğrultusunda ortaya çıkan bulgular değerlendirilerek birtakım sonuçlara varılmıştır. Tez sonucunda varılan sonuçlar kısaca şöyle sıralanabilir: Mimarlarla yapılan görüşmeler ile elde edilen tasarım ilkeleri ve yapılan anketlerin ortaya çıkardığı bulgular birbirini desteklemekte, yani tatil köyü tasarım ilkeleri kullanıcılar tarafından da kabul edilmektedir. Birçok tatil köyünün, kış turizmine hizmet verebilmek amacıyla otel bloğu yapmayı planladıkları öğrenilmilştir. Bu durum ve tatil köylerinde yapılan revizyon işlemleri, tatil köylerinde yeşil alan miktarının azalmasına, betonlaşmanın artarak yeşil alanların önüne geçmesine sebep olacağı/olduğu tespit edilmiştir. Bu da, şayet bu süreç devam ederse, tasarımcıların ortaya koyduğu tasarım ilkelerinden gittikçe uzaklaşılacağını, bu durumda da kullanıcı memnuniyetinin azalacağını ortaya koymaktadır.
-
ÖgeAntalya-Kemer'de Turizm Mekanına Planlamanın Etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Akıncıoğlu, Metin ; Çetiner, Ayten ; 55857 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningTuristik ürün sunabilen yerleşme alanı içinde ve dışında, bölgeyi ziyaret eden turistin gereksinim duyacağı kentsel ihtiyaçların, turizmin ekonomik-sosyal ve çevresel etkileri gözönünde tutularak koruma-kullanma dengesi içinde fizik mekana yansıması incelenmiştir. Araştırmada turizm mekanına planlamanın etkileri, planlama ihtiyacı, süreci ve planlamayı yönlendiren politikaların hangi niteliklere sahip olması gerektiği üzerinde durulmuştur. Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi uygulamasında ortaya çıkan planlama ve uygulama sonuçlan doğrultusunda bölgedeki dört belediyenin planlamaya yaklaşımları bire bir anket yöntemiyle araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, turistik bölgelerde planlamanın vazgeçilmez bir unsur, planın ise ödünsüz olarak uygulandığında doğal kaynakların ve çevrenin tahribatım en az düzeyde tutacak bir araç olduğunu ortaya çıkarmıştır. Planlama hiyerarşisinde yukarıdan inme yaklaşım ve çözümler, planlamanın hiçbir boyutuna katılmayan belediyelere birçok sorumluluk yüklemekte ve sonuçlarına katlanmakta yöre halkına düşmektedir. Belediyelerin planlamanın her boyutunda yer alması ve katkıda bulunması, planın uygulamasında çıkacak engellerin daha kolay çözümlenebileceği sonucuna ulaştırmıştır.
-
ÖgeArazi kullanım-ulaşım etkileşimi ve erişilebilirlik : İstanbul için bir değerlendirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Baycan, Tüzin ; Atalık, Gündüz ; 39406 ; Şehir ve Bölge PlanlamaUlaşım, çeşitli ölçeklerdeki gelişme dinamiklerini yönlendirmesi ve yüksek yatırım maliyeti gerektirmesi bakımından, planlama konuları arasında öncelikli bir öneme sahiptir. Ulaşımın arazi kullanımıyla iliskilendirilmesi ise, geçmişin ve günün koşullarını açıklayabilmesi ve geleceğe ilişkin kestirimlerin yapılabilmesi açısından önemlidir. Bu çalışmada, arazi kul lanım-ulasım etkileşimi ve erişilebilirlik konusu, ekonomik-davranıssal yaklaşımlar çerçevesinde ele alınarak, İstanbul metropoliten kent alanında fiziksel ve ekonomik anlamda erişilebilirliğin, yoğunluk dağılımı üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğu saptanmaya çalışılmıştır. Çalışma başlıca altı bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, konunun seçilme nedenleri, amaç ve kapsamı belirtilmiştir. İkinci bölümde, arazi kul lanım-ulasım etkileşimi çerçevesindeki ekonomik-davranıssal yaklaşımların kuramsal temelleri, arazi kul lanım-ulaşım etkileşiminin temel kavramı olan erişilebilirlik, kurama yöneltilen eleştiriler, yeni yaklaşımlar ve gelişmekte olan ülkelerin ulaşım sorunları incelenmiştir. üçüncü bölümde. Türkiye'de arazi kul lanım-ulasım etkileşimi konusundaki yaklaşımlar ve yapılan çalışmalar, kent içi ulaşım sisteminin sorunları, amaçlar, ilkeler, politikalar ve yasal düzenleme önerileri değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde, çalışma alanı olarak seçilen İstanbul'un ulaşım sorunlarının nedenlerini ve boyutlarını anlayabilmek için. arazi kullanım ve ulaşım karakteristikleri incelenmiştir. Besinci bölümde, İstanbul'da kent sorunlarının başında gelen erişilebilirliğin, yoğunluk dağılımını nasıl etkilediği, yoğunluğun bağımlı, arazi değeri ve ulaşım süresinin ise bağımsız değişkenler olarak ele alındığı çoklu regresyon yöntemiyle saptanmaya çalışılmıştır. Sonuç bölümünde ise, genel bir değerlendirmeye yer veri lmiştir.
-
ÖgeAtaşehir Uydukent Yerleşmesi'nin Çevre Düzenlemesinin İrdelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Yalçın, Eren ; Yıldızcı, Ahmet Cengiz ; 46353 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningÜlkemizde planlı olarak gelişen Uydukent Projelerinden biri olan Ata- şehir Uydukent Yerleşmesi'nde konutların çevre düzenlemesi irdele nerek açık alanların kullanım türleri, kullanabilirliği ve yeterliliğinin ortaya çıkarılmasını amaçlayan çalışma, 6 bölümden oluşmaktadır. Çalışmada önce konunun önemi, amacı, kapsamı ve yöntemi açıklan mıştır. Konu Ataşehir Yerleşmesi'nin çevre düzenlemesinin irdelenmesi oldu ğundan öncelikle kentsel açık alan kavramı, daha sonra Toplu Konut ol gusu açıklanmış, ülkemizdeki uygulamaların çevre düzenlemesine veri len önemin Uydukent Uygulamalarında daha da arttığı belirtilmiş, uydu kent kavramına açıklık getirilmiştir. Son bölümden önce l.etap konut alanlarında oturanlarla anket görüşmesi yapılarak Ataşehif deki sosyal yapı, ulaşım durumu, sosyal ve kültürel gereksinmeler ile açık alanların kullanılabilirliği ve yeterliliği ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Anket değerlendirmesine göre çevre yerleşme lerle, Ataşehir Uydukent Yerleşmesi'nin sosyal yapı ve açık alan kulla nımları arasındaki farklılıklar ortaya belirtilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise, Ataşehir Uydukent Yerleşmesi'ndeki ye tersiz görülen açık alanlar anket görüşmeleri sonunda kullanıcıların istek leri doğrultusundaki sosyal, kültürel ve açık alan gereksinimleri göz önünde bulundurulmuş ve çevre yerleşmelerin yerleşmeye olan olumsuz etkileri üzerinde durulmuştur. Bunun için Ataşehir Uydukent Yerleşme sinin kaliteli ve örnek bir uydukent olması açısından birtakım öneriler getirilmeye çalışılmıştır.
-
ÖgeAvrupa Birliği İle Bütünleşme Sürecinde Küçük Ölçekli Projeler Fonunun Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Sezgin, Ervin ; Gezici, Ferhan ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningBu çalışmanın amacı küçük ölçekli sınır ötesi işbirliği projelerinin yerel topluluklar üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesidir. Genelde küçük ölçekli işbirliği projelerinin, özelde de AB’nin Ortak Küçük Projeler Fonu ile gerçekleşen projelerin yerel toplulukların kalkınmasında ve bütünleşmesinde olumlu yönde rol oynadıkları iddia edilmektedir. Bu amaçla fon desteği ile uygulanan projeler hakkında farklı Avrupa ülkelerini kapsayan bir araştırma yapılmış ve bulguları desteklemek amacı ile bir anket düzenlenmiştir. Araştırmanın bulguları, bütünleşme, kalkınma, katılım ve sürdürülebilirlik ana başlıkları üzerinden tartışılmaktadır. Çalışma kapsamında sınır ötesi işbirliği, üç temel aşamada değerlendirilmektedir. Kavramsal çerçevesi, dünyadan örnekler sunularak tartışılmakta; Avrupa Birliği kapsamında kurumsal bir olgu olarak değerlendirilmekte ve son olarak Ortak Küçük Projeler Fonu vasıtasıyla yerel topluluklar ve gündelik hayatlar üzerindeki etkileri irdelenmektedir.
-
ÖgeAvrupa Birliği Yapısal Fonlarının Bölgesel Etkilerinin İncelenmesi: İspanya-polonya Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-08-22) Küçükelmas, Gökçe ; Gezici, Ferhan ; 409480 ; Bölge Planlaması ; Regional Planningİnsanlık tarihini derinden etkileyen Sanayi Devrimiyle birlikte; devrimi gerçekleştiren ülkeler hızla ekonomik olarak kalkınmakta, devrimi gerçekleştiremeyen ülkeler ise öncü ülkelerin sömürgeleri haline dönüşmekteydi. Sanayi Devrimi ile birlikte, kentleşme hızla devam etmiş, kırsal bölgelerde yaşayan insanlar kent merkezlerine ve çeperlerine yerleşmişlerdir. Ekonomik, sosyal faaliyetlerin merkezi haline gelen öncü bölgeler, diğer bölgeleri de kendilerine bağlı alt bölgeler haline getirmiştir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren merkez bölgelerin gittikçe güçlenmesi, görece geri kalmış bölgelerin rekabet koşullarının da gittikçe zor hale gelmesine neden olmuştur. Devam eden süreçte, 1980’li yıllardan itibaren küreselleşme hareketlerinin etkisiyle, sınır ötesi ticari aktiviteler yoğunlaşmış, öncü bölgeler ve bu bölgelere bağlı alt bölgeler tamamen kutuplaşmıştır. Her geçen yıl söz konusu farklılıklar daha da ciddi boyutlara ulaşmıştır. AB, bölgeler arası gelişmişlik düzeylerinin artması sonucunda, farkların azaltılması için önleyici bölgesel politikalar gerçekleştirmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde, AB bölgesel kalkınma politikaları ve bu politikalara bağlı araçlar incelenecektir. Aynı bölümde, bölgesel yakınsama kavramına değinilecektir. Bölgesel yakınsama kavramına yaklaşımlar ve bu yaklaşımların eleştirileri irdelenip, çalışmada temel ekonomik gösterge olarak belirlenen GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) değeri ile yakınsama kavramı incelenecektir. İkinci bölümde, çalışma konusu İspanya ve Polonya’nın AB süreci, farklı dönemlere ait ekonomik göstergelerin incelenmesi ve yapısal fonların ülkelere göre dağılımı yorumlanacaktır. Çalışmanın devamında İspanya ve Polonya bölgelerinin çeşitli ekonomik göstergeler ile yapısal fonların dağılımının analizi ortaya konulacaktır. Söz konusu analizler ile bölgelerin çalışma konusu olan 1996-2008 yılları arasında seçilmiş dönemlerde gösterilen gelişimler irdelenecektir. AB bölgesel politikaları kapsamında, görece kalkınmada geri kalmış bölgelerin AB bölgesel politikaları paralelinde nasıl bir gelişim gösterdikleri ortaya konulacaktır. Çalışmanın sonucunda, örnek olarak seçilen Polonya ve İspanya örneklerinin göstermiş olduğu gelişim ve değişimlerden sonuçlar çıkartılıp öneriler oluşturulacaktır.
-
ÖgeAvrupa Ve Türkiye’de Kentsel Koruma Ve Revitalizasyon Politikası Ve Uygulamaları Üzerine Bir Değerlendirme Istanbul Tarihi Yarımada-ayvansaray Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Günay, Zeynep ; Zeren Gülersoy, Nuran ; Bölge Planlaması ; Regional PlanningAvrupa ve Türkiye’de Kentsel Koruma ve Revitalizasyon Politika ve Uygulamaları’ başlıklı çalışmanın odağı dünya miras listesinde yer alan İstanbul Tarihi Yarımada Karasurları ile bağlantılı olarak Ayvansaray’da bütünleşik bir revitalizasyon yaklaşımı sunmaktır. Amaç, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde ülkenin ekonomik kalkınma ve Türk kimliğini vurgulama sürecinde kültürel mirasın rolünü vurgulamaktır. Çalışma göstermiştir ki, revitalizasyon eylemleri bir bütün olarak ele alınmadığında kısa vadede olumlu sonuçlar getirse de, kısa ömürlü olmaktadırlar. Ayvansaray gibi uluslararası öneme sahip kent dokularında, o halde, yerel ekonomik gelişme, sosyal-kültürel entegrasyon ve fiziksel rehabilitasyon müdahaleleri eşdeğerli olarak geliştirilmelidir. Çalışma bu noktada, mirasın sosyo-ekonomik rolünü tanımlamada, efektif koruma politikasının geliştirilmesinde, koruma için gerekli araç ve finansal kaynakların yaratımında ve ilgili aktörlerin rolünü tanımlamada eksiklikleri ve yetersizlikleri olan tarihi merkezlerde bu problemlere karşı başarılı revitalizasyon uygulamalarının çerçevesini belirlemektedir.
-
ÖgeAydınlatma Tasarımının Park Kullanımına Etkileri: Ulus Parkı Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Coşkun, M. Pınar ; Yirmibeşoğlu, Funda ; Peyzaj Planlama ; Landscape PlanningBu tezde aydınlatma tasarımının park kullanımındaki önemi ve park kullanımına etkileri, iyi planlanmış bir aydınlatma tasarımının güvenlik ve görsel konfor sağlamanın yanısıra, parkların cazip hale getirilmesindeki önemi irdelenmiştir. Çalışma alanı olarak seçilen Ulus Parkı aydınlatma tasarımının görsel analizi yapılmış ve anket sonuçları yorumlanmış, mevcut aydınlatma tasarımının parkın daha etkin kullnımına olanak sağlayacak şekilde yeniden ele alınmasına yardımcı olacak önerilere yer verilmiştir. Parkın akşam ve gece saatlerinde de etkin olarak kullanımını sağlamak için aydınlatma tasarımının, tasarım aşamasında parkla uyum içinde yapılmasının ve tasarımcının ilgili disiplinlerle birlikte çalışarak uygun, etkileyici, estetik ve fonksiyonel çözümler üretmesinin gerekliliği belirtilmiştir. Uygulamadan sonraki süreçte ise kullanıcı memnuniyet, değerlendirme ve önerilerinin park kullanımında sürekliliğin sağlanmasında dikkate alınması gereken önemli bir faktör olduğu sonucu vurgulanmıştır.
-
ÖgeBağdat Caddesi'nde trafik akımı incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Köprülü, Lebriz ; Keskin, Ahmet ; 14338 ; Şehir ve Bölge PlanlamaGünümüzde, göç nüfusları ile hızla artan nüfusları için gerekli alt yapı ve donanıma sahip olmayan büyük kentler, çarpık arazi kullanımları sonucunda büyük sorun ları olan yerleşmeler haline gelmişlerdir. Bu sorunlar içinde ulaşım sorunları başı çekmektedir. Türkiye'nin en büyük kenti olan İstanbul'da da bu sorun büyük ölçüde ya şanmaktadır. Teze konu olan Bağdat caddesi istanbul'un en büyük ve sorunlu caddelerinden biridir. Cadde çevresinde ki bölgenin arazi kullanışı bakımından oldukça doygun ol ması, caddenin geniş ve tek yönlü olması ilk bakışta bura sının sorunsuz olması gerektiğini düşündürmektedir. Ancak İstanbul'da görülen trafik sıkışıklıkları burada da mevcut tur. Bu zıt ikilem Bağdat caddesinin örneklem alanı seçil mesine sebep olmuştur. Tezin amacı, cadde üzerindeki akı mı etkileyen unsurları araştırmaktır. Cadde üzerinden top lanan sayısal ve görsel verileri değerlendirerek burası ile ilgili akım eğrilerini ve modellerini tespit etmek ve bunları yorumlayarak tıkanıklığı yaratan sebepleri ortaya koymak tezin kapsamını oluşturmaktadır. Tezin giriş bölümünde, tezin amaçlarının yanı sıra sorunun çeşitli boyutları vurgulanmaktadır. Tezin ikinci bölümünde, çalışma alanının tanıtımı yapılmakta, İstanbul ve Kadıköy'ün demografik gelişmesinin yanı sıra Bağdat caddesinin tarihsel gelişimi anlatılmak tadır. Modelin tanımlanması ve seçimi, trafik akım teorisi ve trafik akımının ana öğeleri üçüncü bölümün konusunu oluşturmaktadır. Dördüncü bölüm yapılan uygulamaları kapsamakta, görsel ve sayısal veriler karşılaştırılıp yorumlanmaktadır. Beşinci bölümde ise tezin sonuçları bildirilmekte, Bağdat caddesi üzerinde tıkanmaya yol açan unsurlar orta ya konmakta ve bunlara bazı öneriler getirilmektedir.
-
ÖgeBatı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu İçinde Gana Ticaretini Etkileyen Faktörler: Gravite Modeli Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-02-17) Sumani, Iddrisu Issah ; Korten, Emine Ferhan Gezici ; 10065270 ; Şehir ve Bölge Planlama ; Urban and Regional PlanningUzun yıllardan bu yana, bölgesel ekonomik işbirlikleri, ekonomik büyüme ve kalkınmaya ulaşma temel amacıyla ulusların dikkatini çekmiştir. Bölgesel ticaret bloklarının oluşumu yoluyla, bir bölgesel ticaret serbestleştirilmesi ortak alanı oluşmuştur. Tobler, “Coğrafyanın birinci kanunu (First law of geography)” adlı eserinde her şeyin her şeyle ilgili olduğunu, ancak yakın şeylerin uzak şeylerden daha ilgili olduğunu belirtmektedir. Bölgesel bütünleşmenin genel teorisi, bölgesel ticaret bloğuna ait üyelik ekonomisi üzerinde muhtemelen olumlu etkilerin olduğunu öne sürmektedir. Bölgesel ekonomik bütünleşme, komşu ülkeler arasında mal ve hizmetlerin serbest akışını kolaylaştıran, yatırımın, teknoloji ve kişilerin tek bir pazar ile karşılaştırmalı üstünlük yararları ve ekonomi ölçekleri olan ortak bir coğrafi sınır içinde bulunmasını sağlayan bir anlaşma gerektirir: Bölgesel ticaretten dolayı devamlı artan ve finans sağlayan refah kazançları. Örneğin, yoksulluğu azaltmak ve sonradan kalkınmayı sağlamak için yardım ekonomileri gibi. Bölgesel ilişkiler, gelişmekte olan ülkelerin iyileşmesine yardımcı olurken aynı zamanda git gide artan küresel rekabet zorlukları ile başa çıkmaları için onlara destek olur. Ayrıca, daha büyük bölgesel pazarlar uluslararası rekabet için büyük şirketlerin uygun biçimde hazırlanmasını ve yayılmasını mümkün kılar. Diğer taraftan, bölgesel ekonomik bütünleşme, üye devletler birbirleriyle üye olmayan devletlerden daha fazla ticaret halinde olduğunda ticari saptırmalara yol açar. Bu bölge içi ticaret yeni engeller oluşturarak, bloktaki daha zayıf ve etkisiz şirketlerin bilinçsizce ya da tam aksi yönde korunduğu bir duruma neden olabilir. Ayrıca, karar alma süreci kolektif eylem yerine bireysel çabalar yoluyla belirlendiğinde, üye devletlerin özerklik kaybıyla sonuçlanır ve iktisadi politikalarına zarar verebilir. Bölgesel ekonomi teorileri ülkelerin tek tek ticari üstünlüklerine ve faktör donatımlarına bağlı olan ticaretten maksimum fayda elde ettiklerini ileri sürmektedir. Her üye devlet bölgesel bloğa ve kendi ticari muadillerine göre daha düşük fırsat maliyetiyle üretilebilen ihracat mallarına yoğunlaştığında ticarette karşılaştırmalı üstünlükler mevcuttur. Bir ülkenin firmalarının bölgesel ticaretten kar sağlaması, onların küresel alanda rekabetleri tarafından belirlenir ki hükümet küresel alanda bu tür firmaların mücadele etmesi için ihtiyatlı politikalar yaratma konusunda önemli bir rol oynar. Afrika’da ekonomik bütünleşme konusundaki çabalar, ulusal ekonomilerin küçüklüğü sorununun üstesinden gelmek ve küresel rekabetle başa çıkmak adına yıllar sonra kısmen önemli bir ivme kazandı. 1975 yılından bu yana, Gana Batı Afrika Alt bölgesinde yer alan komşularıyla bölgesel ekonomik bütünleşme yolunda Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu’nu kurarak (ECOWAS) önemli adımlar attı. Bu bölgesel bloğun temel amacı, serbest ticaret alanı ve ortak bir pazar elde etmektir. Blok, özel gümrük vergilerini ve üye ülkelerin ithalat ve ihracat açısından var olan diğer masrafları, ayrıca üye ülkeler arasındaki idari kısıtlamaları ortadan kaldırmayı, üçüncü ülkelere yönelik ortak bir ticaret politikası ve ortak gümrük tarifesi kurmayı ve üye ülkeler arasındaki kişiler, mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımını engelleyici unsurları ortadan kaldırmayı amaçlar. İkili ve bölgesel ticaretin serbestleştirilmesi git gide yaygınlaştığından bu yana, özellikle, Ekonomik Ortaklık Anlaşmaları üzerinde Avrupa Birliği ve ECOWAS gibi alt bölge- gruplar arasında devam eden müzakerelerin karşısında bölge içi ticareti arttıran daha kapsamlı bölgesel ekonomik bütünleşmenin teşvikini sağlayan çağrıların var olduğu bu dönemde, bunun Gana gibi bir ülke için olan önemini kavramak vazgeçilmez bir durumdur. Gana’nın ticaret politikası, bölgesel bütünleşmeye ciddi bir önem atfeder. Bu politika, komşuları ile daha etkin bütünleşmenin, kendi ürünlerinin vatandaşlarına daha ucuz mal edildiği ve rekabet edilebilir daha geniş bölgesel pazarlara erişimi sağlayacağını savunmaktadır. Yeni ticaret teorisi, yerli tüketicilerin yüksek zevkleri varsa, talep edilen yüksek kalite standardını karşılamak için modern teknolojideki yenilik ve yatırımlar yoluyla firmalara piyasada baskı oluşturduğunu öne sürmektedir. Bu tez, çekim/gravite modeli yaklaşımı kullanılarak Gana’nın ECOWAS içindeki ikili ticaret akışını etkileyen faktörleri belirlemeyi amaçlamaktadır. Özel olarak bu çalışmada, Gana’nın ekonomik birlikteki ticari faaliyetlerini engelleyen faktörlerin yanı sıra ticari faaliyetlerini teşvik eden faktörler de araştırılmıştır. Gana’nın ECOWAS içindeki ticari faaliyeti olarak ithalat ihracattan daha fazladır ve çıktıya çok az bir katkı sağlar. Genel olarak, Gana’nın bölge içi ticareti bloktaki en büyük ekonomiye sahip olan Nijerya karşısında yetersiz kalmaktadır. Bu durum, Afrika kıtasındaki ticaret bloğu ülkelerinin karşılaştıkları zorluklara bağlı olabilir. Bölge içi ülkelerin karşılaştıkları bu engeller arasında; kötü ulaşım ağı, hantal ithalat ve ihracat işlemleri, sınır ötesi engeller, bilgi ve iletişim teknolojisinin sınırlı kullanımı, bölge içi ticaretin arttırılmasını amaçlayan programların tasarımında özel sektörün yetersizliği ve kötü ticari yerleşim sistemleri sayılabilir. ECOWAS alt bölgesi ticari koridorları üzerindeki kontrol noktalarındaki kontroller, rüşvet ve gecikme sayıları son derece yaygın görülmüştür ve bunlar Gana’nın bloktaki ticaretini olumsuz etkilemektedir. Örneğin, Tema(Gana) ve Ouagadougou(Burkina Faso) arasındaki 1.057 kilometrelik ticaret rotası üzerinde yaklaşık 39.1 dolar rüşvet ödenen toplam 23.3 kadar kontrol noktası vardır. Gana’nın ekonomik ilerlemesine rağmen, ekonomi büyük ölçüde birincil malların ihracatına bağlıdır. Ekonomi, temelde tarıma dayalı, gelişmekte olan bir ekonomi özelliği taşımaktadır. Son birkaç yıldır hizmet sektörünün güçlü olması dışında, sanayi sektörünün büyümesi imalat aktivitesindeki düşüş nedeniyle yavaşlamıştır. İmalat sektörünün üretime katkısı 2008 yılında yüzde 7.9’luk bir orandan 2012 yılında yüzde 6.9’luk bir orana gerileme göstermiştir. Bu durum, yetersiz teknoloji ve yeniliğe atfedilebilir ve hafif imalata bağlıdır. Sonuç olarak ülke, ihracat öncesi birincil ürünlere değer katmada yetersizdir. Bu çalışma için seçilen çekim/gravite modeli, 1999 yılından 2013 yılına kadar panel veri ile Gana ve diğer on dört üye ülkenin ekonomik, demografik ve coğrafi değişkenleri kullanılarak oluşturulmuştur. İstatiksel tahmin ve sonraki analizler için en küçük kareler tekniği kullanılmıştır. Bu yöntemin seçimi ticaret analizinde büyük ölçüde kullanılmasından ve iç ticaret faaliyetini engelleyen ya da kolaylaştıran diğer değişkenleri araştırmacıya tanıtmayı kolaylaştırmasından kaynaklanmaktadır. Ampirik sonuçlar, Gana’nın ve ticari ortaklarının gayri safi milli hasılasındaki iyileşme, ortakların nüfus artışı ve ticari ortakların ticaret özgürlüğünün Gana’nın bloktaki ikili ticari akımını istatistiki yönden anlamlı ve olumlu yönde etkileyen faktörler olduğunu göstermiştir. Temel çekim/gravite modeli yaklaşımı ile Gana’nın ve diğer on dört üye ülkenin gayri safi milli hasılasındaki önemli bir artış, Gana’nın karşılıklı ticaret hacminde önemli bir etkiye sahiptir. Buna göre, Gana ekonomisindeki yüzde 1’lik bir artış ikili ticaretinde yüzde 0,57’lik bir artışa neden olacaktır. Ticaret ortaklarının gayri safi milli hasılasındaki yüzde 1’lik bir artış Gana’nın ticaretinde yüzde 0,89’luk bir artış gösterecektir. Alt bölgedeki ticari ortakların ticaret serbestliği, bir ECOWAS üyesi olarak Gana’nın ikili ticaretinin gelişmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ortakların serbest ticaret politikalarındaki iyileştirmenin ikili ticaret akımları üzerinde önemli ölçüde olumlu etkilere sahip olduğu görülmüştür. Ülkelerin komşuluğu ve ortak resmi dil gibi faktörler Gana’nın ikili ticaretini istatistiksel olarak yüksek anlamlılık düzeyinde etkilemektedir. Ortak bir sınırın paylaşımının, Gana’nın ikili ticaretini yüzde 200 olumlu bir biçimde etkilemesinin, Gana ve topluluğun geri kalanları arasındaki suni sınırlar üzerinde daha fazla işbirliği için bir gösterge olduğu varsayılmaktadır. Ortak resmi dil bağlamında, Gana ve bu ortak resmi dili paylaşan diğer ülkeler arasındaki ikili ticaretin yüzde 500 oranından daha yüksek olacağı tahmin edilmektedir. Bununla beraber, blok çeşitli sömürgeci ülkelerden oluşan bir geçmişe sahiptir, ancak Fransa’nın baskınlığı ön plandadır. Bunun bir etkisi olarak, Gana’nın kendisi ile aynı ülke sömürgesi olmayan ülkelerle ticaretinin yüzde 45 oranında düşeceği tahmin edilmektedir. Ancak, bu durum istatiksel olarak anlamlı değildir. Gana’nın ticaret serbestliği ya da serbest ticarete yönelik politikasında almış olduğu önlemler ekonomik blok ile olan ticaretinde teşvik edici çıkmamıştır, ancak istatiksel olarak anlamlı değildir. ECOWAS bünyesindeki ticari ortaklar ile Gana ticaret şehirleri arasındaki sınırlar üzerinde bulunan taşıma maliyeti, nakliye ve işlem maliyetinin bir ölçümü olarak mesafe, ticaret akımlarına olumsuz etki etmektedir ve yüksek düzeyde anlamlıdır. Gana’nın nüfusundaki artış toplam ticaret hacminde olumlu bir anlam taşımasına rağmen, ekonomik kitle olarak ya da gayri safi milli hâsıla olarak ölçüldüğünde önemsiz olduğu ortaya çıkmıştır. Bu çalışma, çekim/gravite modelinin, sınır ötesi etkiler, dil ve Gana’nın ekonomik büyümesinin, Gana’nın karşılıklı ticaret akımı üzerindeki ekonomik büyümede potansiyel etkilerine yapılan vurgu ile Gana örneği için uygulanabilir olduğunu göstermektedir. Bu çalışma altı bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm çalışmanın giriş kısmını oluşturmakta; ikinci bölüm ana kavram ve kuramlar üzerinde literatür çalışmasını oluşturmaktadır. Üçüncü bölümde kullanılan yöntem değerlendirilmiştir. Dördüncü bölüm kullanılan veriler ve tahmin modelinden oluşmakta; beşinci bölümde çalışmanın sonuçları tartışılmış ve son olarak altıncı bölümde ise genel sonuç ve politika önerilerinin altı çizilmiştir.
-
ÖgeBeyoğlu Han Ve Pasajlarının Kullanımı Ve Yeniden Canlandırılabilmeleri İçin Bir Araştırma(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kazanç, Özbek ; Ergun, Nilgün ; Şehirsel Tasarım ; Urban DesignBu çalışmada 19. Yy da batılılaşma sürecinde Beyoğlu’nda yapılmış olan han ve pasajlar incelenmiş ve bunların tekrar canlandırılıp kent yaşamında aktif rol üstlenebilmeleri için önerilerde bulunulmuştur. Çalışmanın ilk bölümlerinde Osmanlılardaki han gelişimi ve hanların barındırdıkları çeşitli fonksiyonlar incelenmiştir. 19. yy a gelindiğinde tek bünyede bulunan fonksiyonların ayrılmasıyla, tüketim fonksiyonun yeni bir yapı tipi olan pasajlarda karşılandığı görülmüştür. Pasajları ortaya çıkaran ve gelişimine etki eden faktörler araştırılıp Paris pasajlarından örnekler verildikten sonra pasajların Beyoğlu’nda ortaya çıkmalarını sağlayan sosyal ve ekonomik şartlar incelenmiştir. Beyoğlu’nda yapılan han ve pasajlar tek tek ele alınarak kısa tarihçeleri, geçmişteki ve bugünkü kullanımları, geçitlerinin kullanılıp kullanılmadıkları tespit edilmiştir. Beyoğlu’ndaki tüm han ve pasajların kullanımları için genel bir değerlendirme yapıldıktan sonra Asmalı Mescit-Tünel arasında örnek bir alan alınarak buradaki han ve pasajların canlandırılabilmeleri için bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada yöntem olarak çeşitli fiziksel analizler ve görsel tespitlerden yararlanılmıştır.
-
ÖgeBeyoğlu İlçesinde Parkların Kullanıcılar Tarafından Değerlendirilmesi: Gümüşsuyu, Sururi Ve Hasköy Kıyı Parkları Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çayır, Alper Sami ; Ergun, Nilgün ; Peyzaj Planlama ; Landscape PlanningÖzellikle 1950’den sonra ülkemizin içine girdiği hızlı kentleşme sürecinde İstanbul genelinde olduğu gibi Beyoğlu ilçesi de büyük değişimler geçirmiş ve bugünkü yoğun kent dokusu oluşmuştur. Şüphesiz ki yapısal değişim sürecinden en fazla açık ve yeşil alanlar etkilenmiştir. Özellikle 1960’dan sonra Beyoğlu’nun büyük bir kısmını kapsayan mezarlık ve mesire alanları yerlerini yoğun konut dokusuna bırakmak zorunda kalmıştırlar. Yapılmış olan bu çalışmanın amacı; Beyoğlu ilçesinin farklı kentsel doku ve karakterdeki yeşil alanlarının kullanıcı memnuniyet derecelerinin belirlenmesidir. Örnek olarak seçilen Gümüşsuyu, Sururi ve Hasköy Kıyı Parklarında yürütülen anket soruşturması yardımı ile kullanıcıların beklentileri ve memnuniyet dereceleri saptanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla tez çalışmasının giriş bölümünden sonra yer alan ikinci bölümde kullanıcıların gereksinimlerine cevap verecek olan açık ve yeşil alan kavramı açıklandıktan sonra çalışmanın ana konusunu oluşturan yeşil alan tipleri tanımlanmış ve içermesi gereken donatılar belirtilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde bu alanları kullanan kişilerin beklentileri ve kullandıkları alanlardan memnuniyet durumları ile ilgili olarak yapılmış olan ulusal ve uluslar arası çalışmalar incelenmiştir. Dördüncü bölümde çalışmanın örneklem alanı olarak seçilen Beyoğlu ilçesi’nin İstanbul Metropolitan Alanı içindeki konumu, çeşitli özellikleri ve son olarak da yeşil alan dağılımından bahsedilmiştir. Beşinci bölümde ise ilçede örnek olarak seçilen üç parkta yapılan anket çalışmalarının içeriğinden bahsedilmiş ve bu çalışmaların sonuçları değerlendirilmiştir. Altıncı ve son bölümde de bütün çalışmanın genel bir değerlendirmesi yapılarak sonuçlar çıkarılmaya çalışılmış ve çıkan sonuçlar doğrultusunda yeşil alanların kullanımı ve kullanıcıların memnuniyetleri değerlendirilerek öneriler yapılmıştır.