20. Ulusal Mekanik Kongresi
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Başlık ile 20. Ulusal Mekanik Kongresi'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge3 Boyutlu Çok Bloklu Yapısal Ağlı Euler/navıer- Stokes Çözücüsü Ile Tek Motor Arka Gövde Etkileşiminin İncelenmesi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Çete, Ali RuhşenBu çalışmanın temel amacı, çok bloklu çözüm ağı yaklaşımı ile 3 boyutlu Euler/Navier-Stokes akım çözücüsü geliştirilmesi ve doğrulamasıdır. Çözücü Sonlu Farklar Metodu (SFM); Yukarı-Aşağı Yaklaşık Çarpanlara ayırma algoritmasına (LU Approximate Factorization) dayanmaktadır. Bu çözüm algoritması sıkışabilir akışlar için kanıtlanmış olup, sesaltı, transonik ve sesüstü akım koşullarında kullanılmaya uygundur. Sayısal çözüm için 2 bloklu bir çözüm ağı yapısı kullanılmıştır. Çok bloklu ağ yapısı mantığına dayalı olarak geliştirilen 3 boyutlu çözücünün doğrulama çalışması için AGARD AR-303’deki motor gövde etkileşiminin deneysel olarak incelendiği deneysel çalışması [1] kullanılmıştır. Sayısal çalışma sonucunda elde edilen gövde üzerindeki basınç katsayısı değerleri deneysel veriler ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma yapmak için kullanılan basınç katsayısı değerleri uçak gövde uzunluğu kullanılarak boyutsuzlaştırılmıştır. x/L değeri 0.6 dan 1.0 değerine kadar karşılaştırma yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar neticesinde, sayısal ve deneysel verilerin oldukça uyumlu olduğu görülmüştür.
-
Öge3-b Taylor-couette-poıseuılle Akışlarında Doğrusal Akım Etkisinin Nümerik Modellenmesi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Çoşgun, Taner ; Vardar, NurtenBu çalışmada, türbülanslı Taylor-Couette-Poiseuille akışının sayısal modellemesi yapılarak eksenel akımdaki değişimin ana akım ve türbülans bileşenleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışma sonucunda Taylor-Couette-Poiseuille akışına uygulanan eksenel akımın, akış tipinin karakteristik özelliği olan Taylor vortekslerinin yapısını Poiseuille akımına yaklaştırdığı ve iç silindirdeki dönme hareketinin akım alanına nüfuzunu azalttığı gözlenmiştir. Ayrıca, incelenen türbülans yoğunluğu değerlerinin de bu bulguları destekler nitelikte olduğu gözlenmiştir.
-
ÖgeA Simplified Prediction Approach For Localized Unstable Springback Due To Oil Canning Effect(Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, İTÜ, 2017) Özgen, SuatDimensional precision is a major key factor for robust automated production. Springback is one of the most important effect to reduce part geometry level. Also unpredictable springback such as oil canning effect which has eliminates compensation possibilities to ensure part geometry. In this paper the prediction of oil canning effect in forming simulations is presented. Simple prediction approach with clamping forces have been investigated and compared with real measurements.
-
ÖgeAa 6013 Alaşımının Halka Basma Testi Ve Sonlu Eleman Analizi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Çam, Salim ; Cora, Ömer NecatiKalıp ve iş parçası arasındaki sürtünme, metal şekillendirme işlemlerinde deformasyon yükünü, metal akışını, yüzey kalitesini ve malzemenin iç yapısını etkileyen faktörlerdendir. Bu durum, kalıp ve iş parçası arasındaki sürtünmenin anlaşılmasını zorunlu kılmaktadır. Halka basma testi, ara yüzey sürtünmesini incelemek ve yağlayıcıları test etmek için yaygın olarak kullanılır. Bu çalışmada, özellikle otomotiv endüstrisi tarafından yoğun olarak kullanılan AA 6013 alaşımının sürtünme durumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, ilgili alaşımdan halka şeklinde üretilen, standart boyut ölçülerine sahip (dış çap: iç çap: yükseklik = 6:3:2) numunelere oda şartlarında farklı deformasyon oranlarında basma testleri tatbik edilmiş ve sürtünme katsayısının belirlenmesi için yeni bir yöntem kullanılmıştır. Halka basma testleri gerçekleştirildikten sonra, bombeleşmeyen yüzey ile bombeleşen yüzey arasındaki akma yönündeki mesafe resim işleme (image processing) yöntemiyle ölçülmüştür. Daha sonra ise, halka basma testinin sonlu elemanlar modeli oluşturulmuştur. Modellemede, Coulomb sürtünme modeli kullanılmıştır ve farklı sürtünme katsayıları ile analizler gerçekleştirilmiştir. Bombeleşmeyen yüzey ile bombeleşen yüzey arasındaki akma yönündeki mesafenin deneysel verilerle uyum sağladığı durumdaki sürtünme katsayısı, o işlem için iş parçası ve kalıplar arasında oluşan sürtünme katsayısı olarak tanımlanmıştır.
-
ÖgeAkustik Kavitasyon İçin İndirgenmiş Gaz Basıncı Yasası(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Delale, Can FuatBu araştırmanın amacı küresel bir kabarcık için indirgenmiş gaz basıncı yasası elde etmektedir. Bu maksatla akustik bir basınç sinyali tarafından uyarlanmış bir sıvı içindeki küresel bir gaz kabarcığının ısıl davranışı, kabarcık ile onu çevreleyen sıvı arasındaki enerji dengesi gözönüne alınarak elde edilen Prosperetti denkleminin yinelemeli bir yöntemle çözülmesiyle belirlenmektedir. Kabarcığın büyüme ve büzülmesi esnasında, yinelemeli çözümden Peclet sayısının bir fonksiyonu olan bir parametreye bağlı olarak elde edilen gaz basıncı yasasının, kabarcık duvar sıcaklığı ve kabarcık yarıçapının politropik bir fonksiyonu olduğu gösterilmektedir. Bu politropik yasanın, uygun limitlerde klasik eşsıcaklık ve adyabatik gaz basıncı yasalarına indirgendiği gösterilmektedir. Elde edilen gaz basıncı yasasındaki duvar sıcaklığı, sıvı tarafındaki ısı denkleminin ince sınır tabakası yaklaşımı varsayılarak Plesset-Zwick çözümünden elde edilmektedir. Önerilen indirgenmiş gaz basıncı yasası Rayleigh-Plesset küresel kabarcık dinamiği yasasıyla birlikte tipik bir akustik basınç dalgası sinyali için çözüldüğünde, kabarcık yarıçapı ve duvar sıcaklığı için elde edilen sonuçlar, Peclet sayısına bağlı olarak eşsıcaklık ve adyabatik gaz yasaları arasında değişim göstermektedir.
-
ÖgeAkım Potansiyeli Tanımı İle Yeraltı Suyu Problemlerine Örnek Çözümler(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Korkmaz, SerdarBu çalışmada akım potansiyeli kavramı kullanılarak bazı yeraltı suyu problemlerine çözümler üretilmiştir. Bu yöntemde akım vektörü, akım potansiyelinin negatif gradyantı şeklinde tanımlanmıştır. Akımı yöneten denklem, akım potansiyeli cinsinden yazıldığında hem basınçlı hem de basınçsız akiferler için aynı lineer denklemi vermektedir. Böylece potansiyel akım teorisi geçerli olur ve süperpozisyon prensibi kullanılabilir. Bu şekilde birbirinden bağımsız çözümler süperpoze edilerek daha karmaşık bir problemin çözümüne ulaşılabilir. Akım potansiyeli kullanılarak yatay düzlemde iki boyutlu yeraltı suyu problemlerinde eşpotansiyel ve akım çizgilerini çizip akım ağı oluşturmak mümkündür. Çalışmada örnek çözümlere yer verilmiştir.
-
ÖgeAyarlı Kütle Sönümleyicili Ve Viskoz Sönümleyicili Yapılarda Karma Bir Pasif Kontrol Uygulaması(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Çetin, Hüseyin ; Öztürk, BakiSon yıllarda depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunda geliştirilen pasif sistemlerin tek başlarına yapılarda, deprem ve rüzgâr enerjilerini sönümledikleri görülmüştür. Özellikle ayarlı kütle sönümleyicilerin (TMD) rüzgâr etkilerine karşı daha etkili oldukları, viskoz sönümleyicilerinde (VD) depremlerde iyi performans sergiledikleri bilinmektedir. Bu çalışma, bu iki farklı pasif sönümleyici sisteminin bir arada en uygun kullanımına odaklanmıştır. Hem ayarlı kütle sönümleyicilerin hem de viskoz sönümleyicilerin olduğu karma bir sistem amaçlanmıştır. Biri tepe de, diğeri bir ara katta olmak üzere iki tane ayarlı kütle sönümleyiciye ve katlarda viskoz sönümleyicilere sahip bir kayma çerçevesinde, optimum sönümleyici dağılımı araştırılmıştır. Optimizasyon probleminde ayarlı kütle sönümleyicilerin sönüm ve rijitlik katsayısı %3 TMD kütle oranı altında optimize edilmiştir. TMD parametrelerinin optimizasyonunda literatürde verilen ampirik denklemler kullanılmıştır. Çalışmada hedeflenen, katlar arası rölatif deplasman oranının izin verilebilir seviyede olmasıdır. Kullanılan optimizasyon algoritmasında katlar arası göreceli deplasmanlar belli seviyede tutulurken, bir hedef sönüm oranına da ulaşılmaktadır. Sonuç olarak bu karma pasif kontrol sistemi hem eklenen sönümleyici miktarını, hem de kat deplasman ve katlar arası rölatif deplasmanı azaltmaktadır.
-
ÖgeBetonarme Kirişin Doğrusal Olmayan Davranışının Sonlu Elemanlar Programı İle İncelenmesi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Ergün, HaleYapısal elemanların davranışının incelenmesi için deneylerin gerekliliği tartışılmazdır, fakat, deney sayısının, sadece kalibrasyon için gerekli olan kadar azaltılıp, araştırmanın devamında sonlu elemanlar programlarının kullanılması faydalıdır. Bu çalışmada, literatürde geniş ölçüde kullanılan Ansys sonlu elemanlar programının, beton malzemesi için geliştirilmiş olan çekme ve basınç altında kırıldıktan sonra doğrusal olmayan yük taşıma özelliğine sahip solid65 elemanı kullanılmıştır. Wolanski (2004) nin Ansys arayüzünü kullanarak modellediği, Buckhouse’un 1997 yılında yayınlamış olduğu betonarme kirişe ait ve bir halat ile öngerme verilmiş olan betonarme kirişe ait dört nokta eğilme testleri, Ansys 18.0 programı için komut dosyaları hazırlanarak çözülmüştür. Komut dosyası hazırlayarak model oluşturmanın, az yer kaplaması ve arayüzde bulunmayan her komutun kullanılabilmesi açısından avantajları bulunmaktadır. Newton-Raphson yöntemi ile doğrusal olmayan problemin çözümü sırasında, betonda ilk çatlağın meydana geldiği noktadan sonra karşılaşılan yakınsama problemi ve çözümü tartışılmıştır. Deney, teorik ve sonlu eleman programı sonuçları karşılaştırılarak sunulmuştur.
-
ÖgeBetonun Dolaylı Çekme Deneylerinde Boyut Etkisi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Şener, Sıddık ; Şener, Kadir CanBu çalışmada, dolaylı çekme deneylerinden “yarma deneyleri” ile “4 nokta yükleme deneylerinde” boyut etkisi araştırılmıştır. Boyut etkisi değişken boyutlu beton numunelerin göçme gerilmelerinde görülmektedir. Yapılan deneysel çalışmalar için kullanılan numuneler silindirler ile prizmalardır. Silindirler 150x300, 75x150, 37.5x75mm, prizmalar ise 100x100x500, 50x50x250, 25x25x125mm boyutundadır. Silindirler 3000kN’luk beton basınç presinde (UTC-4730 3000kN), prizmalar 300kN’luk MTS (C45.305) yükleme çerçevesinde 50kN’luk yük hücresi kullanılarak denenmiştir. Bütün deneyler, yük kontrollü olarak en büyük yüke 3 dakikada ulaşılacak biçimde yapılmıştır. Deney sonuçları için Bazant’ın çentikli numuneler için önerdiği Tip II boyut etkisi bağıntısı kullanılarak deney sonuçları analiz edilmiştir.
-
ÖgeBirleşik Olmayan Akma Kuralı Uygulayarak Anizotropık Bünye Modelleri Değerlendirmesi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Ayhan, BaharBirleşik olmayan akma kuralı (Non AFR) yaklaşımı, birleşik akma kuralı (AFR) varsayımı tarafından uygulanan plastik potansiyel ve akma fonksiyonu eşitliği kısıtını ihmal eder ve anizotropik akma fonksiyonlarının doğruluğunu iyileştirmek için alternatif ama etkili bir yaklaşım olabilir. Buna göre akma fonksiyonu ve plastik potansiyel fonksiyonu bağımsız olarak varsayılır ve sırasıyla elastik limit ve plastik şekil değiştirme yönünü tanımlamak için kullanılır. Bu araştırmanın temel amacı, kuadratik olmayan akma fonksiyonları için gerilme entegrasyon yönteminin genelleştirilmiş bir sonlu elemanlar formülasyonunu ve birleşik olmayan akma kuralı altında karışık doğrusal olmayan pekleşme özelliğine sahip potansiyelleri geliştirmektir. Bu çalışmada malzemelerinin anizotropik davranışını analiz etmek için farklı yaklaşımlar karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeBoron Çeliğinden Üretilmiş Torsiyon Tipi Arka Aks Ara Bağlantı Borusunun Elektrik Direnç Yöntemi İle Isıl İşlemi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Çıbık, Merve ; Çallı, Metin ; Metuçin, YalçınOtomotiv endüstrisi, yeni yasal gerekliliklere uyum amacı ile araç komponentleri üzerinde ağırlık azaltma çalışmalarına odaklanarak yüksek mukavemetli yeni nesil malzemeler ve prosesler üzerine çalışmaktadır. Östenitleşme sıcaklığının üzerinde bir sıcaklıkta gerçekleştirilen sıcak şekillendirme işlemi, daha dayanıklı ve daha hafif parçaların üretilebilmesi sayesinde sektörde yaygın hale gelmiştir. Ağırlık hafifletme çalışmalarında ele alınan ürünlerden bir tanesi, yüksek üretim sayılarına sahip olan binek araçlarda fiyat/performans açısından en çok tercih edilen yarı bağımsız arka akslardır. Yarı bağımsız arka aksların bir kısmı, uniform olmayan bir kesite sahip sıcak şekillendirme çeliğinden üretilmiş boru ara kirişten oluşur. Borudan formlu arka aks kirişi, sahip olduğu uniform olmayan kesit sayesinde araç dinamiği beklentilerini sağlayarak yalpa çubuğunun ortadan kaldırılmasını, bu sayede aracın daha hafif olmasını sağlar. Borudan formlu arka aks kirişleri araç dinamiğinin önemli bir beklentisi olan yalpa hareketini herhangi bir elemana ihtiyaç duymadan tek başına karşılamaktadır. Bu sebeple ara kirişin yüksek dayanıma sahip olması gerekmektedir. Dayanım beklentisini sağlamak amacıyla ara kirişlerde kullanılan sıcak şekillendirme çeliklere ısıl işlem uygulanarak yüksek mukavemet kazandırılmaktadır. Isıl işlem prosesi için pahalı bir çözüm olan indüksiyon ile ısıtma yöntemi tercih edilmektedir. Sıcak şekillendirme altyapısının kurulumu yüksek yatırım maliyeti gerektirdiği için yeni yöntemlerin araştırılmasına hız verilmiştir. Elektrik akımı(elektrik direnç yöntemi) ile ısıtma yöntemi de bu yeni yöntemlerden birisidir. Sac malzemeden elektrik akımı geçmesi ile oluşan ısıdan faydalanarak sac malzemeler ısıtılmakta ve bu sayede daha kolay şekillendirilebilmektedir. Bu çalışma, boron (22MnB5) çeliğinden üretilmiş uniform olmayan arka aks borusunun yüksek miktarda akım geçirilerek ısıtılması işleminin, sonlu elemanlar yöntemi ile analiz çalışmalarını ve elektrik direnç test aparatında fiziksel olarak ısıtılıp boru kesitlerinde oluşan sıcaklık dağılımlarının pirometre ölçümleri ile kıyaslama çalışmalarını kapsamaktadır.
-
ÖgeBüyük Ölçekli Kafes Yapıların Jaya Algoritmasıyla Minimum Ağırlıklı Boyutlandırılması(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Değertekin, S. ÖzgürBu çalışmada büyük ölçekli kafes yapıların deplasman ve gerilme sınırlayıcıları altında Jaya algoritması kullanılarak minimum ağırlıklı boyutlandırılması amaçlanmaktadır. Jaya, Sanskritçe’de “Zafer” anlamına gelmektedir. Jaya algoritması (JA), optimizasyon problemini çözerken en iyi çözüme yaklaşma ve en kötü çözümden uzaklaşma prensibini uygulamaktadır. JA’nın en önemli özelliği kendine özgü parametreler kullanmamasıdır. Yöntem, popülasyon büyüklüğü (popülasyondaki çözüm sayısı) ve maksimum iterasyon sayısı olmak üzere iki temel kontrol parametresi kullanmaktadır. JA’nın geçerliliği büyük ölçekli bir kafes yapı üzerinde test edilmiştir. Bu yapı 942 elemanlı uzay kafes olup 59 tasarım değişkeninden oluşmaktadır. JA’dan elde edilen sonuçlar yöntemin geçerliliğini doğrulamaktadır.
-
ÖgeBüyük Ölçekli Yüzer Yapıların (byy) Hidroelastik Analizi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Tunca, EnesDuba tipi bir büyük ölçekli yüzer yapının frekans bölgesi hidroelastik analizi sayısal olarak-yapı ve akışkan problemleri için sırasıyla sonlu eleman ve sınır eleman yöntemlerinin uygulanmasıyla-gerçekleştirilmiştir. Yapı sonlu eleman modelinin detaylandırılmasından kaçınmak amacıyla, dış kaplama levhalarının yapısal özellikleri eşdeğer ortotropik levha modeli ile belirlenmiştir. Akışkan hareketleri için potansiyel akış modeli uygulanmış, toplam potansiyel, sakin suda yapının titreşimiyle ilişkili radyasyon potansiyeli ve serbest yüzey dalgaları ile hareketsiz yapı arasındaki etkileşimi ifade eden difraksiyon potansiyelinin birleşimi olarak alınmıştır. Radyasyon potansiyeli için akışkan-yapı ara yüzeyinde tanımlanan sınır integral denklem sınır eleman yöntemi ile çözülmüş, difraksiyon potansiyeliyle bağlantılı zorlayıcı dalga kuvvetleri ise Haskind ilişkileri kullanılarak doğrudan hesaplanmıştır. Akışkan yükleri etkisindeki yapının davranışı modal açılımla ifade edilmiş, her bir moda karşılık gelen akışkan-yapı etkileşim kuvvetleri ve dalga kuvvetlerinin genelleştirilmiş hareket denklemine uygulanması ile yapının dinamik cevabı belirlenmiştir. Çalışmanın amacı modal açılımın yüzen yapının doğal veya ıslak mod şekilleri baz alınarak tanımlanmasının hidroelastik analiz üzerindeki etkisinin incelenmesidir.
-
ÖgeCam Elyaf İçeren Betonarme Kirişin Eğilme Davranışı İçin Deneysel Çalışma(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Tayşi, NildemYaygın yapı malzemesi olarak kullanılan beton gevrek bir malzeme olduğu için basınç altında nispeten güçlü olmasına rağmen çekmede zayıftır [1, 2]. Betonun çekmedeki zayıflığı, geleneksel çelik çubuk takviyesinin kullanılması veya yeterli oranda lifli malzemenin karıştırılmasıyla aşılabilmektedir [3]. Liflerin kullanımı, betonda çatlaklar oluştuktan sonra da kompozit malzemenin tokluğunu arttırarak davranışını yeniden düzenler. Lifli beton küçük ve süreksiz elyafların düzgün şekilde dağılmış olduğu betondur. Mevcut araştırmada, ince agrega yerine cam elyafın farklı oranlarda (% 0.0, % 0.5, % 1.0, % 1.5) eklenmesi ile, betonun basınç dayanımını, eğilme mukavemetini ve işlenebilirliliğini araştırmak için deneysel çalışmanın yapılması amaçlanmaktadır. Cam elyafın C30 kalite betonun basınç, çekme ve eğilme mukavemeti üzerine etkileri karşılaştırılacaktır. Her lif yüzdesi için, ortalama sonuçları almak için üçer adet küp ve silindir numune dökülmüştür. Ayrıca betonarme kirişin, eğilmede güçlendirmesini incelemek için de dört adet 1300 mm etkin açıklıklı kirişde dört noktalı eğilme testi yapılacaktır.
-
ÖgeCqnls Equation: Comparison Of Analytical And Numerical Solutions(Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, İTÜ, 2017) Bakırtaş, İlkay ; İzzet, GökselIn nonlinear optics, the propagation of electromagnetic waves in photorefractive materials with intrinsic nonlinear resonance can be modelled by the nonlinear Schr odinger (NLS)equation containing both cubic and quintic terms [1].This study deals with the soliton solutions of the (1+1)D cubic-quintic nonlinear Schr odinger(CQNLS) equation. First, analytical solutions are calculated for di erent media. Then,solutions are obtained numerically and compared with their analytical counterparts.
-
ÖgeÇelik Depo Raf Sistemlerinde Kullanılan Yatay Taşıyıcıya Oturan Tava Rafların Kapasitelerinin Analitik Ve Sonlu Elemanlar Yöntem(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Pala, Yaşar ; Çalış, EmreBu çalışmada, hafif ve kutulu yükler için paletli depo raf sistemlerinde kullanılan yatay taşıyıcıya oturan tava raf sistemlerinin kapasitelerinin belirlenmesi üzerinde durulmuştur. İstenilen yükleme boyutları altında tava rafların taşıma kapasiteleri hem analitik olarak hem de sonlu elemanlar analizi ile belirlenmiştir. Tava rafın 2a x 2a boyutlu bir bölgesi üzerinde yayılı kuvvetlere maruz kaldığı kabul edilmiştir. Kuvvetler arası mesafenin k olduğu ve 2a uzunluğunda n adet kuvvet bulunduğu kabul edilmiştir. Buradan hareketle her bir tekil kuvvetin şiddeti toplam kuvvet cinsinden bulunmuştur. Daha sonra tava raf kesitini oluşturan her bir parçanın taşımış olduğu momentler bulunarak her bir elemanda oluşan eğilme gerilmeleri hesaplanmıştır. Buradan elde edilen gerilme değerleri emniyetli gerilme değerleriyle kıyaslanarak tava rafın taşıyabileceği maksimum yük tespit edilmiştir. Ayrıca analitik yöntemden elde edilen sonuçlar sonlu elemanlar yöntemiyle kıyaslanmış ve sonuçların birbiri ile uyumlu olduğu görülmüştür.
-
ÖgeÇelik Kafes Bir Demiryolu Köprüsünün Hasargörebilirlik Değerlendirmesi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Konor, Seda ; Çağlayan, Barlas ÖzdenSunulan bu çalışmanın amacı Türkiye’de mevcut bir çelik demiryolu köprüsünün hasargörebilirlik durumunun değerlendirilmesidir. Bu kapsamda toplam uzunluğu 103.8 m olan iki açıklıklı sürekli kafes kirişli köprü incelemesi yapılmıştır. Köprüye ait sonlu elemanlar modeli, TCDD tarafından sağlanan orijinal çizimlere göre SAP2000 programı aracılığı ile oluşturulmuştur. Sonrasında, bu orijinal modeller, önceki çalışmalarda sunulan arazi ölçümlerinden elde edilen dinamik parametreler ile kıyaslanmıştır. İlgili parametreler arasındaki farkın 1% den büyük olması durumunda orijinal modellerin geliştirilmesine karar verilmiştir. Çalışmanın devamında farklı zemin sınıflarından deprem ivme kayıtları belirlenmiş ve köprüye ait orijinal ve geliştirilmiş sonlu elemanlar modelleri seçilen ivme kayıtları altında doğrusal olmayan zaman-tanım alanında analizlere maruz bırakılmıştır. Bu analizlerden elde edilen sonuçlara göre, orijinal ve geliştirilmiş köprü modellerinin hasargörebilirlik eğrileri elde edilmiştir.
-
ÖgeÇelik Karayolu Köprülerinin Lıne-gırder Ve Kesin Hesap Yöntemleriyle Analizi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Ülker, FatmaBu çalışmada, çelik karayolu köprülerinin yaklaşık bir yöntem olarak bilinen ve tesir çizgilerini kullanan, Line-Girder yaklaşımı ve kesin hesap yöntemlerini kullanan SAP2000 paket programı ile analizi konusunda araştırma yapılmıştır. Üç açıklıklı çelik bir köprü, Line-Girder ve SAP2000 paket programlarıyla bu araştırmada analiz edilmiştir. Line-Girder yöntemiyle analiz, hesaplamalar ve tasarımın oldukça karmaşık, yorucu ve uzun zaman aldığı, sonuçların kesin olmadığı, yaklaşık olduğu görülmüştür. Bu yöntem yerine kesin hesap yöntemleriyle analizin kısa sürede etkin bir şekilde gerçekleştirildiği ve uygun sonuçlara ulaşıldığı, bu çalışmada ortaya konulmuştur.
-
ÖgeÇift Tesirli Yapıştırıcı Tabaka İle Birleştirilmiş Kompozit Parçaların Gerilme Analizi(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) Sülü, İsmail YasinBu çalışmada, çift tesirli birleştirme ile birleştirilmiş kompozit parçaların gerilme analizi üç boyutlu sonlu elemanlar yöntemi ile analiz edilmiştir. Analizlerde, farklı oryantasyon açılarına sahip karbon/epoksi (T 700) kompozit parçalar ve yapıştırıcı olarak da DP 410 yapıştırıcı kullanılmıştır. Nümerik analizler için modeller ANSYS paket programı kullanılarak üretilmiştir. Sonlu elemanlar analizleri hasar yüklerinin belirlenmesi için gerçekleştirilmiştir. Belirlenen hasar yüklerinde yapıştırıcı üzerindeki x, y, ve z yönlerinde oluşan gerilmeler, kayma gerilmeleri ve von-Mises gerilmeleri elde edilmiştir. Sonuç olarak, oryantasyon açılarının, bindirme boyutlarının ve yapıştırıcı tabakanın etkileri araştırılmıştır. Yapıştırılarak birleştirilen kompozit parçalar için en etkili parametreler belirlenmiştir.
-
ÖgeÇimento Bazlı Malzemelerin Kırılma Tokluğu Parametrelerinin Hesabı İçin Bir Metot(Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017) İnce, RagıpBeton bir yapıyı kırılma mekaniğine göre analiz edebilmek için ilk önce kullanılan malzemenin kırılma parametrelerinin belirlenmesi gerekir. Betonun kırılma parametrelerini belirlemek için şartnameler ve araştırmacılar tarafından birçok lineer olmayan kırılma mekaniği modelleri önerilmektedir. Bu modeller kohezif ve eşdeğer elastik çatlak yaklaşımları olarak sınıflandırılmaktadır. Betonun kırılma mekaniğinde kiriş numuneler yaygın olarak kullanılmakla birlikte, küp ve silindir numuneler taşınabilirlik, hafiflik ve boyut etkisi çalışmalarında kolaylık sağlaması açısından bazı avantajlara sahiptir. Bu çalışmada farklı doz ve su/çimento oranları kullanılarak hazırlanan küp numuneler üzerinde kama-yarma deneyi yapılarak efektif çatlak ve çift-K kırılma modellerine göre betonun başlangıç ve kritik kırılma tokluk parametreleri tayin edilmiştir. Ayrıca aynı karışımlardan 150 mm. boyutunda küp numuneler üzerinde basınç deneyleri yapılmıştır. Sonuç olarak betonun kırılma tokluk parametreleri ile basınç mukavemeti ve su/çimento oranı arasında bazı regresyon bağıntıları türetilmiştir.