Sosyal Bilimler Enstitüsü
Bu topluluk için Kalıcı Uri
1982 yılında kurulan enstitü, farklı alanlarda yürütülen programlar ile çağdaş bir eğitim modeli oluşturarak hem yurt içinde hem de yurt dışında sosyal bilimler, sanat, müzik gibi alanlarda söz sahibi olmayı amacını taşımaktadır. On üç anabilim dalı altında 6 doktora, 15 yüksek lisans programı yürütülmekte olup 5 program II. öğretim kapsamındadır. Lisansüstü programlarımızın bir bölümü fakültelerin ilgili bölümlerine bağlı, bir bölümü ise disiplinler arası program niteliği taşımaktadır.
Gözat
Yayın Türü "masterThesis" ile Sosyal Bilimler Enstitüsü'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeBeyati Ayin-i Şerif'i Bölümleri Ve Ritm Açısından İncelemeler Ve Düşünceler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Barut, Zeynep ; İçli, Selahattin ; 22840 ; Türk Müziği ; Turkish Music17. yüzyılda Köçek Derviş Mustafa Dede tarafından bestelenen Beyati Ayin-i Şerifi dört bölümden ibaret tir. Her bölüme selam adı verilir. Mukabele gelene ğine göre her ayini şeriften önce olduğu gibi, Beyati ayininden önce de büyük bestekar Itrı*nin Rast maka mındaki Nat-ı Şerifi çalınır. Bu nat-ı Şerifi müta- kiben çalınan küçük bir ney taksiminden sonra Ayin ma kamında Peşrevce girilir. Bundan sonra gelen dört bö lüm için ayrı ayrı usuller kullanılır. Bu çalışmada şu noktalar üzerinde durulmuştur : Mevlana hayatı ve eserleri, Mevlevi Musikisi, Mevlevi Ayini, bugün icra edilmekte olan sema töreni, Beyati Ayin-i güftesi, Beyati Ayin* in metin olarak açıklanma sı ve şiirsel açıdan incelenmesi, Beyati Ayininde şiir usul ilişkisi, Beyati Ayin-i Bestekarı Köçek Derviş Mustafa Dede'nin hayatı.
-
ÖgeBilgi Teknolojileri Bağlamında Kütüphane İç Mekan Analizi: İstanbul Teknik Üniversitesi Mustafa İnan Kütüphanesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Erkan, Timuçin ; Kanoğlu, Deniz Ayşe ; 469093 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)
-
ÖgeBilgi Teknolojilerinin Banka Çalışanlarının Performansına Etkileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Sezikli, Raci ; Ertay, Tijen ; İşletme ; Economics20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren teknolojideki baş döndürücü değişimler ve gelişmeler sonucu bilgi teknolojilerinin (BT) insan hayatına girmesiyle birlikte sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş gerçekleşmiştir. Bilgi teknolojilerinde meydana gelen hızlı değişim işletmeleri ve çalışanları da etkilemiştir. Bankalar ve banka çalışanları da bu gelişmelerden etkilenmişlerdir. Bilişim teknolojilerinin etkili kullanımı sonucu bankalarda işlem süreleri ve maliyetleri azalmakta, gereksiz iş yükü ortadan kalkmaktadır. İşler daha programlı, fonksiyonel, hatasız yapılabilmektedir. Bilgi teknolojilerinin bankalara sağladığı faydalar çalışanlara da olumlu yönde yansımaktadır. Bilgi teknolojilerinin kullanımı; banka çalışanlarına işlerini kolaylaştırma, işlerini daha hızlı ve hatasız yapma, zamandan tasarruf ve bilgi teknolojilerine adaptasyonu kolaylaştırma gibi faydalar sağlamaktadır. Bilgisayarların uzun süre kullanılması durumunda ise çalışanlarda stres, monotonluk, ergonomik bakımdan yetersiz donanımın sebep olduğu bir takım duruş bozuklukları gibi rahatsızlıklar ve diğer iş arkadaşlarıyla olan iletişimin azalması nedeniyle ortaya çıkan sosyal izolasyon olabilmektedir. Bu çalışmada bilgi teknolojilerinin banka çalışanlarının performansı üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Bu kapsamda İstanbul ilinde bulunan 5 özel bankanın çalışanlarına rassal örnekleme yöntemi kullanılarak anket dağıtılmış ve bu anketler SPSS 18 programında değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Bilgi, bilgi teknolojileri, banka, çalışan, performans
-
ÖgeBiogenic Building Material Formation By The Treatment Of Natural Stone Waste With Microbial Induced Calcite Precipitation(Institute of Social Sciences, 2018) Günsür, Erdem ; Karagüler, Mustafa Erkan ; 512590 ; Interior Architectural Design (International) ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası)Revitilization of certain wastes of the natural stone industry through biological processes to obtain a sustainable building material and the necessary material oriented analyses
-
ÖgeBireylerin Sosyalleşmesinde Halk Oyunlarının Etkisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1995) Alyansoğlu, Figen ; Ay, Göktan ; 43838 ; Geleneksel Danslar ; Traditional DancesHalk oyunları oynayan kişilerin kişilik özelliklerini ve psikolojik şahsiyet parametrelerini araştıran bu çalışmada amaç, halk oyunları oynayan farklı yaş gruplarında ve farklı cinsiyetteki kişilerin kişilik özelliklerini ve psikolojik şahsiyet parametrelerini belirleyerek, bu özelliklerin hiç halk oyunu oynamayan ve herhangi bir sosyal faaliyetle uğraşmayan farklı yaş gruplarında ve farklı cinsiyetteki kişilerle karşılaştırarak benzerlik ve farklılıkların tesbit edilmesidir. Bu amaçla halk oyunlan oynayan kişilerden seçilen bir çalışma grubu, bir de halk oyunlan oynamayan kişilerden seçilen kontrol grubu oluşturuldu. Halk oyunlan oynayanlann şahsiyet boyutlarım belirlemek amacıyla araştırma grubuna Eysenck Şahsiyet Envanteri uygulanmış, bu envanterde gruplann psikotizm (P), dışa dönüklük (E), Nörotizm (N) ve yalan (L) ölçeklerine göre değerlendirmeleri yapılmıştır. Buna göre halk oyunlan oynayan kişiler, halk oyunlan oynamayan kişilere göre daha dışa dönük olarak belirlenmiştir. Nörotizm ve psikotizm puanlan ile yalan ölçeklerinden elde edilen puanlarda da halk oyunlan oynayan kişilerin daha düşük puan aldığı görülmüştür. Bu sonuçlara neden olarak, halk oyunlan oynayanlann devamlı olarak aktif bir sosyal ilişki ve çevre içinde bulunmalan, halk oyunlan oynayarak ruhen ve bedenen deşarj olmalan gösterilebilir. Tüm bu araştırmalar ve çalışmalar sonucunda bireylerin halk oyunlanna yönelmeleri, şu anki nesile, geçmiş neslin kültür değerlerini öğretmek ve yaygmlaştmlarak yaşatılması ve korunması bakımından çok önemlidir. Bireyler bu yolla günümüzün zararlı alışkanlıklan yerine daha faydalı olan halk oyunlanmızı öğrenerek bu sayede yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen festival, yanşma ve gösterilere katılırlar. İyi bir sosyal çevre ve arkadaş grubuna sahip olurlar. Ruh ve beden sağlıklan gelişmiş olup, topluma ve ailelerine faydalı birer kişi olurlar.
-
ÖgeBirinci Dünya Savaşı’nın Osmanlı İmparatorluğu’nda Finansmanı Ve Savaşan Diğer Devletlerle Karşılaştırılması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Akıncı, Emre ; Tokdemir, Ertuğrul ; İktisat ; EconomicsBirinci Dünya Savaşı, günümüze kadar süren dünya düzeninin oluşmasında çok önemli bir rol oynayan; ülke sınırlarının çizilmesini ve hatta birçok devletin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli etkenlerdendir. Bu çalışmada, iktisadi bir bakış açısı ile aşağıdaki konular incelenmiştir: ?Ekonomik bir unsur olarak savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nun ve diğer bazı devletlerin savaşı finansmanı, halkın iaşesi ile halkların refah düzeylerindeki dramatik düşüşler, finansal kaynaklar, savaş ekonomisi ve sonuca olan etkisi.? Aynı zamanda, sayısal veriler ile ülkelerin durumları karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeBizans Mimari Bezemesinde Sasani Sanatının Etkisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Yalbaz, İsmail Safa ; Kolay, İlknur ; 393618 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryYönetimi 224 yılında Part'lardan devralan Sasani Hanedanı, yaklaşık 416 yıl boyunca İran coğrafyasında hüküm sürmüştür.637 yılındaki Kadisiye savaşı ve 642 yılındaki Nihavend savaşları sonucunda peşpeşe ağır mağlubiyetler yaşayan bu hanedan, 651 yılında son hükümdar III.Yezdigird'in ölümünden sonra tarih sahnesinden silinmiştir.Sasaniler eski Pers İmparatorlarının soyundan geldiklerini savunarak, devletlerini aynı zamanda II.Pers İmparatorluğu olarak ta adlandırmışlardır. Bundan dolayı Roma İmparatorluğu ile olan geleneksel düşmanlıkları, Romalıların ardılı olan Bizans yani Doğu Roma İmparatorluğu döneminde de devam etmiştir. Bu geleneksel düşmanlık zaman içerisinde birtakım benzerlik ve etkileşimlere zemin hazırlayarak; kültür, sanat, askerlik, siyaset, devlet yönetimi, diplomasi ve ticaret gibi alanlarda bir çok ortak noktanın oluşmasına yol açmıştır. Ayrıca bu ortak noktalardan meydana gelen karma kültürel ve sanatsal yapı, oldukça geniş bir coğrafi yelpazede karşımıza çıkarak Bizans sanatının yanısıra Kopt sanatı gibi Mısır'a özgü ve bölgesel nitelik taşıyan bir sanat çevresinde ve çoğu açıdan da erken dönem İslam dünyası ve sanatının şekillenmesinde etkin bir rol oynamıştır. Bizans Mimari Bezemesinde Sasani Sanatının Etkisi konulu tezimizde, Bizans Sanatına nakli kolay ve etki alanı hayli geniş bir materyal olan kumaş (dokuma) yolu ile geçtiğine neredeyse kesin gözüyle bakılan Sasani kökenli motifler; kaynak, gelişim çizgisi, benzerlik ve diğer sanat çevrelerinde rastladığımız örnekleri bağlamında ele alınıp, incelenmiştir. Tezin amacı, literatür araştırması ve hipotezin yer aldığı giriş bölümünden sonra, ikinci bölümde Sasani Dönemi tarihçesi ile bu döneme özgü dinler, dil ve Sasani Sanatı, çeşitli başlıklar altında ve muhtelif örnekler yardımıyla kısaca ele alınmıştır.Üçüncü bölümde Sasani Bizans etkileşimi; dini-kültürel, iktisadi ve sanatsal etkileşim olarak üç ana başlık altında toplanıp incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise Bizans mimari bezemesinde karşımıza çıkan Sasani kökenli motiflerin (Madalyon, Hayat Ağacı, Rozet, Nar, Aslan, Geyik, Fil, Kartal, Ördek, Simurg, Grifon, Kalp, Çifte Kanat, İnsan Yüzü, Işık Halesi, Tavus Kuşu), çeşitli örnekler aracılığı ile ayrıntılı olarak incelenmesinin yanı sıra, yakın sanat çevreleri olan Kopt ve erken İslam dönemi eserlerinde görülen bazı Sasani kökenli motifler de yine örnekler yardımı ile elden geldiğince ele alınıp incelenmeye çalışılmıştır. Sonuç ve öneriler bölümünde ise Bizans Sanatının ve buna bağlı olarak Bizans mimari bezemesinin ne ölçüde Sasani Sanatı etkisine maruz kaldığı, kronolojik bağlamda ve somut örnekler ışığında tartışılarak, araştırmanın nihai bir sonuca ulaşması sağlanmıştır.
-
ÖgeBolu-kıbrıscık Yöresi Halk Oyunları Ve Geleneksel Giysileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1994) Kesir, Sevim ; Emiralioğlu, Afşin ; 36649 ; Geleneksel Danslar ; Traditional DancesHalk oyunları ve geleneksel giysileri konu alan bu tez, Bolu-Kıbrıscık ilçesi ile ilçeye bağlı olan Yazıca, Bölükcekkaya, Borucak, Belen, Beslen ve Kızık köylerinde yapılan araştırmalar sonucunda hazırlanmıştır. Kıbrısçık yöresinin tarihi ve coğrafî yapısı hak kında genel bilgiler birinci bölümü oluşturmuştur. Daha sonra yöre düğünlerinin içeriği konusunda bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümde, yöre halkı oyunlarının geleneksel yapısı incelenip, kadın ve erkek oyunları konusunda açıklamalar yapılmıştır. Konunun daha iyi anlatılabil- mesi için oyun görüntülerini içeren video kaset tez ile birlikte sunulmuştur. Geleneksel giysilerin incelendiği dördüncü bölümde ise yöre giysileri arasındaki benzerlik ve farklar anlatılarak fotoğraflarla ortaya konulmuştur. Yöre oyunlarının müzikal yapısı son bölümde verilmeye çalı şılmıştır.
-
ÖgeBorsa gelişmesi ve ekonomik büyüme ilişkilerinin nedensellik analizi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998) Müslümov, Alövsat ; Gürsoy, Cudi Tuncer ; 72132 ; İşletmeBorsaların ekonomik büyümeni likidite, risk farklılaştırması, bilgi yönetimi, tasarruf birikimi fonksiyonları aracılığıyla etkilediği literatürdeki araştırmalar tarafından gösterilmiştir. Fakat ekonomik büyüme de, ekonomideki ortalama gelir düzeyini artırarak borsaların sundukları finansal hizmetlere talep oluşturmaktadır. Bu zaman ortaya bir soru çıkmaktadır. Borsa gelişmesi mi ekonomik büyümeden önce gelmekte ve ekonomik büyümenin habercisi olmaktadır, yoksa ekonomik büyüme mi, borsa gelişmesinin nedeni olmakta ve borsa gelişmesini haber vermektedir? Bu soruyu cevaplandırmak için araştırmamızda borsa gelişmesi ve ekonomik büyüme değişkenleri arasındaki nedensellik ilişkileri panel veri kullanılarak analiz edilmiştir. Borsa gelişme göstergesi olarak borsa likiditesi ve borsa hacmini kapsayan karma borsa gelişme endeksi kullanılmıştır. Araştırma yöntemi olarak Granger nedensellik testi kullanılmıştır. Araştırma verileri 20 ülkeye ait 1981-1994 yıllan zaman serisini kapsamaktadır. Borsa gelişmesi ve ekonomik büyüme değişkenleri arasında yapılan Granger nedensellik testi ile borsa gelişmesi ve ekonomik büyüme değişkenleri arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Panel veri analizi sonucunda ekonomik büyümenin borsa gelişmesi üzerinde hem kısa, hem uzun dönemde etkili olduğunu, borsa gelişmesinin ise ekonomik büyüme üzerinde sadece uzun dönemde etkili olduğu bulunmuştur. Ülke kategorilerine göre yapılan karşılaştırma analizleri sonucunda ise borsa gelişmesi ve ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkilerinin ülkelerin gelir düzeyi, ortalama ekonomik büyüme oram, ortalama borsa gelişmesi düzeyi ve coğrafi mevkii gibi faktörlerden bağımlı olduğu gözlemlenmiştir. Araştırmanın sonuçlan istikrarlı ve hızlı ekonomik büyüme için borsaları geliştirilmesi gerektiğini önermektedir.
-
ÖgeBosphorus Topluluğu’nun 1985-2000 Yılları Arasında Türkiye Ve Yunanistan’daki Etkileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Bayram, Erhan ; Sarı, Gözde Çolakoğlu ; 286609 ; Türk Müziği ; Turkish Musicİ.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği programında yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın amacı, Bosphorus Topluluğu'nun 1985 yılında kurulduktan sonra, çağdaş Bosphorus ismi ile yeni bir oluşuma geçene kadar yaşanan süreç içerisinde, Yunanistan ve Türkiye'deki etkilerini incelemektir. Bu tez çalışmasında uygulanan yöntemler paralelinde, Bosphorus Topluluğu'nun Türk Müziği tarihinde ne denli önemli bir konumu olduğu vurgulanmaya çalışılmış; çok geniş bir zaman aralığı içerisinde unutulmaya yüz tutmuş, ortak kültürel mirasımızın temel taşlarını oluşturan Türk Müziği repertuarından sundukları başarılı icralar, tekrar kayıt altına alınmaya çalışılmıştır.
-
ÖgeBrezilya Ritimlerinin Gitarla İcrası Örneğinden Yolaçıkarak Asma Davul Ritimlerinin Gitara Uyarlanması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Demir, Güneş ; Yavuzoğlu, Nail ; 599535 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu çalışmanın yapılmasındaki amaç, klasik gitarın Anadolu halk müziği icrasındaki ritmik kullanımına bir katkı sunma çabasıdır. Halk müziğimizdeki zengin ritmik yapıların gitarla icrası elbette önceden yapılmıştır. Basit, birleşik ve karma zamanlı ritimler gitarla, esas olarak icra edilen ritmin ana örüntüsünü ve ana vurgularını duyuracak şekilde çalınmaktadır. Bu kullanımı zenginleştirmek için asma davul ritimlerinin önemli bir referans olabileceğini düşünüyoruz. Halk oyunlarımıza eşlik eden ve bu eşlik esnasında oyundaki farklı figür nüanslarını vurgulamak ve oyuna canlılık katmak amacıyla yoğun bir senkop kullanımına rastladığımız asma davul ritimleri bu yönüyle halk müziğimizde kullanılan çeşitli ritmik yapıların en zengin örneklerini vermektedir. Asma davul ritimlerinin gitara uyarlanmasını pratiğe dökmek istediğimizde elbette ne tür bir gitarın ve hangi gitar üslubunun uygulanacağını belirlememiz gerekir. Böyle bir çalışmada Brezilya gitarı geleneğinin verimli bir yol gösterici olabileceğini düşünmekteyiz.
-
ÖgeBuhurizade Mustafa Itri Efendi Hayatı, Neva Kar'ın Makam Olarak İncelenmesi Ve Elimdeki Notası Mevcut Eserleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Gürpınar, Mehmet Haldun ; Atlığ, Nevzad ; 16829 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBuhûrizâde Mustafa Itrî Efendi, İstanbul'da doğmuştur. Doğum tarihi kesin olmamakla beraber 1630-1640 arasında doğmuş olduğu bilin mektedir. Anne ve babası hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Buhûrizâde lâkabının babasının veya dedesinin buhur ticareti yaptığı için aldığı zannedilmektedir. Asıl adı Mustafa'dır. Itrî şiirlerin de kullanmış olduğu Mahlasıdır. Itrî çok iyi bir eğitim görmüştür. Müzik ve edebiyat alanında vermiş olduğu eserler bunun açık bir kanıtıdır. Hat ve edebiyattaki hocası Siyahi Ahmet Efendi, müzik alanındaki hocaları ise Nasrullâh Efendi, Koca Osman, Gala tali Osman Vehbi Çelebi ve muhtemelen Hafız Post ve Derviş Ömer'dir. Itrî, gençliğinden itibaren uzun süre Ye ni Kapı Mevlevîhânesine devam etmiştir. Burası devrinin en önemli müzik okuluydu. Itrî bir Dîvân teşkil edecek kadar iyi bir şairdi ama divanına bugüne kadar rastlanmamıştır. Aynı zamanda Talik yazı da öğrenen Itrî'nin kendi Talik yazısıyla güfte mecmualarında yazıları bulunmak tadır. Itrî devrinde Sultan IV. Mehmet ve Kırım Hanı Gazi Giray' m himaye ve takdirlerini görmüştür. Itrî, Sultan IV. Mehmet'in Sara yında Başhanende İcra Heyeti Şefi ve cariyelerin hocası idi. Itrî bu görevlerin hepsini birden yürütüyordu. Itrî daha sonraları, Padişah IV. Mehmet'ten Esirciler Kethûdâ- lığını istemiş ve Padişah IV. Mehmet tarafından bu isteği derhal ka bul edilmiştir. Itrî bu görevi ömrünün sonuna kadar sürdürmüştür. Itrî 1712 yılının ilk aylarında vefaat etmiştir. Mezarı Yeni Kapı Mevlevihânesi dışında ama yeri kesin belli değildir. Makam analizine gelince: Bestekâr zeminde Neva makamını gös termiş, Meyan ve Terennüm 'de ise Şehnaz Hicaz ve Sabâ geçkileri yap mış
-
ÖgeBulgaristan'dan 1989 Yılında Yalova'ya Göç Eden Türklerin Sosyo-kültürel Yaşamı Ve Süreç İçindeki Değişimi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Üstün, Yıldırım Şafak ; Murtezaoğlu, Serpil ; 512350 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu çalışmada, 1989 yılında Bulgaristan'dan Yalova'ya göç etmiş Türkler hakkında bilgiler verilmesi; sosyo-kültürel alandaki düğün, kına, müzik, oyun, kimlik, aidiyet gibi konulardaki varsa yaşanan değişimlerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışmada ayrıca göç ve kültür gibi kavramlara, Bulgaristan'dan Türkiye'ye yapılan daha önceki göçlere ve AB süreci gibi konulara değinilmiştir. Sonuç olarak, 1989 yılında göç eden Bulgaristan Türklerinin gelenek ve göreneklerinde ve yaşam biçimlerinde çeşitli değişiklikler meydana geldiği belirlenmiştir. Ayrıca yapılan görüşmeler sonucunda, gözlenen değişimde Bulgaristan'daki yaşam biçimlerinin etkisi olduğu görülmüştür.
-
ÖgeBursa Keles Yöresi Folkloru(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1993) Karabolat, Rakibe ; Etili, Can ; 26766 ; Geleneksel Danslar ; Traditional DancesOsmanlı imparatorluğu'nun ilk başkenti olma özelliği taşıyan Bursa, aynı zamanda zengin Türk kültürüne de beşiklik etmiştir. Biz de, Keleş'in Bursa'ya yakın lığı sebebiyle bu yörede de çeşitli kültür ürünlerinin bulunabileceğini düşündük. Bu çalışmamızda amacımız Bursa-Keles yöresi folklorunu mümkün olduğunca her yönüyle incelemek ve sistemli bir çalışmayla sunmak olmuştur. Birinci bolümde, Keleş yöresinin tarihi ve coğrafi yapısı, ikinci bölümde ise sosyal yapısı anlatılmıştır. Üçüncü bölümde Halk Oyunları, dördüncü bölümde ise kıyafetlerine yer verilmiştir. Beşinci bölümde yörede bulunan edebi türler hakkında örnekler verilmiştir. Altıncı bölümde ise yöre yemekleri anlatılmaktadır. Yedinci bölümde ise yöreye ait eserlerin analizleri yapılmıştır. İnceleme ve araştırmalarımız neticesinde ulaştığımız sonuç şu olmuştur. Keleş yöresinin folklorik ürünler yönünden oldukça zengin olduğu fakat araştırmacılar tarafından konuya yeterince önem verilmediği görülmüştür.
-
ÖgeBüro Otomasyonu(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Karadayı, Ece ; Gözlü, Sıtkı ; 22844 ; İşletme ; ManagementBu çalışmada büro otomasyonu sistemi, sistemin nasıl yerleştirileceği incelenmiştir. İkinci bölümde, büronun başlıca fonksiyonları, büro otomasyonunun amaçları ve ölçülebilir ve ölçüleme- yen faydaları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, pilot çalışmaların büro otomas yonu açısından önemi ve pilat çalışmalar sırasında iz lenen yollar incelenmiştir. Dördüncü bölümde, olabilirlilik incelemesine ne den ihtiyaç duyulduğu, incelemenin çeşitleri, olabilirlilik çalışmasına hazırlık ve yürütümü anlatılmıştır. Beşinci bölümde, büro otomasyonunun yerleştiril mesinde yönetimin rolü ve sorumlulukları, insan faktö rünün önemi, katılım yaklaşımı ve sonuçları incelenmiştir. Altıncı bölümde, eğitimin büro otomasyonu açısın dan önemine değinilmiş, eğitimin çeşitleri, eğitime tabi tutulacak personelin seçimi, eğitim programının nasıl planlanacağı ve sonuçları ile eğitim programının değer lendirilmesi ele alınmıştır. Yedinci bölümde, verililik incelenmiş, iş ölçü münün amaçları ve sistemin oluşturulması araştırılmış tır. Sekizinci bölümde, büro otomasyonunda kullanıla cak büro analizi ve tetkiki, ETHICS, Isac ve Topscott yöntemlerinin uygulama süreçleri ve aşamaları incelen miştir. Dokuzuncu bölümde, bürolarda kullanılan teknolojiler açıklanmıştır. Son bölüm, Beko Ticaret A.Ş. de gerçekleştirilen uygulama çalışması ve sonuçlarını içermektedir. Çalış ma departman yöneticileri ile yapılan mülakatlar şek linde sürdürülmüş ve büro otomasyonu sisteme geçilirken karşılaşılan aksaklıklar ve yöntemin nasıl yerleştirileceği konusunda sonuçlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Uygulama çalışması eğitimin ve katılım yaklaşımının ö- nemi vurgulamıştır.
-
ÖgeBütçe planlaması ve kontrolü(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Hantaş, Zehra ; Toraman, Ayhan ; 16890 ; İşletmeSerbest rekabetin geçerli olduğu bir ekonomide, işletmelerin uzun vadeli amacı kâr maksimizasyonudur. İşletmelerin başarı ve başarısızlıklarının ölçülmesinde, kâr en önemli etken kabul edilir. Bu nedenle, işletmeler rekabet karşısında sağlıklı kalabilmek ve kuruluşlarından itibaren varlıklarını sürdürebilmek için planlamaya büyük önem vermek zorundadırlar. Planlama işletme bütçeleri sisteminin kapsamını oluşturur. İşletme bütçesi bir işlet menin gelecekte bir dönemine ait faaliyetlerinin tüm cephelerini kapsayan bir yönetim planlamasıdır. Önceden ortaya konan bir amaca ulaşabilmek için, işletmenin gele ceğe ait bir dönemde izliyeceği politikayı ve yapacağı işleri parasal ve sayısal terimlerle açıklayan bir rapor veya raporlar dizisidir. Bu tanımlar, işletme bütçelerinde temel deyimin plan olduğunu ortaya koyar. İşletme bütçelerinin amacı ilk yönetim planlamasının amacı aynıdır. Bu da işletmenin kârlılığını, likidetisini, verimliliğini arttırmaktadır. İşletmede yer alan her bölüm veya fonksiyon için ayrıntılı işletme bütçeleri düzenlenir. Bölümlere veya fonksiyonlara ait ana bütçeleri konsolide edilmesi yoluyla, işletmeye ait genel işletme bütçesi ortaya çıkar. Bütçede saptanan amaçlar ve hedeflerle ilgili olarak fiili faaliyet sonuçlarının sürekli olarak kontrol ve değerlendirilmesi ile gerekli durumlarda düzeltici önlemlerin alınmasına bütçe kontrolü denir. Bir işletmede, işletme bütçelerinden maksimum yarar, ancak etkili bütçe kontrolü ile gerçekleştirilebilir. Bütçe kontrolü, günlük işletme faaliyetlerinin koordinasyon ve kontrolü için bütçeler ve bütçe kontrol raporlarından yarar lanılmasını öngörür. vii İşletme bütçe sisteminin temel amacı, yönetime, temel fonksiyonlarının yürütülmesinde en etkili biçimde yarar sağlamaktır. Bu nedenle, bütçe düşüncesi, işletme için sabit ve katı bir program saptama şeklinde yorumlanmamalı, gelecek faaliyet döneminde işletme amaçlarına ve politika larına uygun en kârlı planların saptanması olarak anlaşılmalıdır. Ayrıca düzenleme sırasında görülmeyen faktörlerin uygulama sırasında ortaya çıkması karşısında bu bütçelerde gerekli düzeltmelerin yapılacağı peşinen kabul edilmelidir. Uygulama olanağı en fazla olan planlardan oluşan işletme bütçeleri, işletmeye ilişkin zayıf ve tehlikeli durumları önceden gösterme yoluyla, önleyici önlemlerin zamanında alınmasına olanak sağlar.
-
ÖgeCaferilikte Mersiye ve Sinezen(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Turmuş, Yeliz ; Çolakoğlu Sarı, Gözde ; 513281 ; Müzikoloji ; MusicologyTürkiye, mezhepsel çeşitlilik bakımından oldukça zengin bir ülkedir, bunun köklerini tarihsel diyaloglar ve jeopolitik konum ile açıklamak mümkündür. Bu çeşitlilik içerisinde Muharrem ayında yazılı ve görsel basında adından yoğunlukla bahsedilen Caferiler, yaklaşık iki ay boyunca kesintisiz devam ettirdikleri matem ritüelleri ve eza meclisleri açısından son derece dikkat çekici bir konumdadır. Türkiye'deki mezhepsel yapılar içerisinde Hz. Hüseyin ve ailesinin katledilmesi ile ilgili yas ritüellerinde bu kadar uzun süren mah-ı matem törenlerine rastlanılmamaktadır. Bu konuda oldukça köklü ve sistematik ritüelleri olan erkanlar içerisinde bile Muharrem yası, masumu paklar olarak adlandırılan ve üç gün süren oruçtan sonra, devamında gelen 12 günlük oruç akabinde ( ya da 12. gün bitiminde ya da 12. gün öğle vakti bitiminde ) aşure yapılarak sona erdirilirken, Caferilik'te matem ritüelleri Muharrem ayının ilk gününden Sefer ayının sonuna kadar deste grupları tarafından farklı isimlerde (tasua gecesi, aşura (Şam-ı Gariban),imamın yedisi,erbain…) düzenlenen eza meclisleri ile devam eder. Ülkemizde her yıl, Caferiler tarafından Muharrem ayının 10. Günü olan Aşura ve İmamın 40.günü olan Erbain günlerinde, daha önceleri Halkalı Meydanı'nda şimdi ise o alana inşa edilen Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde gerçekleşen geniş katılımlı törenler yapılmaktadır. Bu törenler, Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'in ve 72 evladının (bu 72 kişi içerisinde kendi çocukları, ben-i haşim'in evlatları ve kendisine yarenlik eden dostları bulunmaktadır.) Kerbela'da,Yezit tarafından susuz şehit edilmesinin yasını temsil etmekte ve Kerbela vakası gerek Türkiye'den gerek yurtdışından davet edilen mersiyehanların icra ettiği mersiyeler ve sinezenler eşliğinde hatırlanmaktadır. Bu çalışmada, İstanbul'da binlerce Caferi'nin katılımıyla gerçekleşen, tören ve eza meclislerinde okunan mersiyelerin, sinezenlerin (destelerin) genel formları incelenmiş olmakla birlikte, mah-ı matem ritüelleri aşura'dan sonra sefer ayının sonuna kadar devam ettiği için Erbain ve diğer eza meclisleri de çalışmaya kısmen dahil edilmiştir. 20.yy ortalarından itibaren kültür eksenli disiplenler arası metodoloji yaklaşımları bizleri yapmış olduğumuz müzikal incelemelerde ''Kültürel Unsurlara'' yönlendirmiş ve kültürel etkilerin, müzikal formlar üzerindeki fonksiyonlarını dikkate almaya sevk etmiştir. Toplumsal yapı üzerinde kültürün reaksiyon göstermediği yaşamsal alanlar, dini ritüeller, sosyal etkileşimler, toplumsal figürler yoktur yani hayatın her alanında kültürel izlerin sirayet ettiği üretimlere rastlamak mümkündür. İslam kültürü içerisinde müziğin özel bir durumu söz konusudur, bu konuda pek çok farklı fikirler öne sürülmüştür. Uygun görenler kadar sakıncalı olduğunu düşünenler, tek kadın sesinin haram olduğunu savunanlar kadar teganni ile okunmasının tamamen yanlış olduğunu iddia edenlere de rastlanılmaktadır. Caferilik inancı içerisinde de mersiyelerin özel bir durumu vardır. İslam Tarihi'nin, Asr-ı Saadet Dönemi'nden sonra hilafet meselesi sebebiyle, seyrini değiştiren Kerbela Vakası'nın tüm yönleriyle anıldığı Mah-ı Matem'de okunan mersiyeler, sinezenler (desteler) ve zeban-i haller, müziğin toplumsal hafızadaki izdüşümlerini anlamak ve tanımlamak bakımından işlevsel bir görevi üstlenmektedir. Bizim bu çalışmadaki hedefimiz; mukayeseli bir kültürel ya da teolojik olay naklinden ziyade olayların meydana gelmesindeki sürece, yani olaydan öte olgulara dikkat çekerek bilimsel veriler rehberliğinde analitik çıkarımlar yaparak araştırmanın konusu kapsamında, araştırma sorularına objektif bir katkı sunmaktır. Bu araştırmayı ana yörüngesinden çıkarmamak için çalışma İslam öncesi Arap Kültürünü açıklayarak başlatılmıştır ; çünkü var olan mevcut yapının pozitif ve negatif yanlarını izah etmeden, öne sürülen reformist (yenilikçi) hareketi betimlemek ve toplumsal normlar dahilinde değerlendirmek mümkün değildir. Araştırma, mukayeseli bir anlatım mantığından ziyade veriler dahilinde durum tespiti, kronolojik tarih metodolojisi ile dönemsel betimlemeler ve bunların toplumsal hafızaki etkileri, İslam ile tebliğ edilen yeni hareketi (yapılanmayı) ihtiyaç değil zaruret haline getiren sosyal- siyasi- iktisadi yapı ve bu yeni idari düzene muhalif hareketler ve tüm bu tasvir edici aktarımlar temelinde tespit edilen eserlerin, müzikal formlarının analizini yapmayı amaçlamaktadır. Caferilik'te Mersiye ve Sinezen isimli bu çalışma, müzikal alanda üzerinde hiç çalışılmamış bir konudur. Mersiyeler hakkında edebi açıdan hazırlanan çalışmalar olmasına rağmen Caferi mezhebi ritüelleri içerisinde icra edilen mersiyeleri kapsayan müzik tabanlı bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu sebeple çalışmada pek çok metodolojik yöntem ile veri toplama çalışmaları yapılmıştır. Mevcut verilerin şifahen aktarılması ve yazılı kaynak sınırlılığı (nota,güfte) buna ek olarak tarihsel kısma dair kaynakların Farsça, Arapça ya da bu lisanlardan çeviri olmaları yine bu çalışmaların sadeleştirme ya da çevirilerinin taraflı olup olmadığının tespiti, doğru bilgi konusunda titiz bir çalışmayı gerektirmiş ve bundan mütevellit veri analiz aşaması uzun sürmüştür. Caferi mezhebindeki mersiyelere dair bir derleme çalışması yapılmadığı için, bu araştırma, alan araştırması metodolojisi ile derleme yöntemi üzerinden programlandırılmış,Deste grupları ve mersiyehanlar ile yapılan görüşmeler ile temellendirilmiştir. Bu çalışma, dört bölümden oluşmaktadır ve araştırma sorusuna nesnel bir yanıt bulma hedefiyle konuyla ilgili tüm alt başlıklar detaylıca incelenmiştir. İlk bölümde araştırmanın metodolojik yaklaşımları, çalışmanın amacı ve hangi sorulara cevap aradığı açıklanmıştır, ikinci bölümde İslam Öncesi Arap yarımadasının yönetim anlayışı ve sosyo-kültürel yaşamı incelenmiş, İslam Tarihi ve İslam Dini ile Arap yarımadasında kurulan İslam Medeniyeti'ne dair bilgiler aktarılmış ve bu tarihsel kronoloji ile muhalif yaklaşımlar içerisinde İsna-Aşariye (Caferilik) ele alınarak temel felsefesi ve uygulamaları açıklanmıştır. Üçüncü bölümde, tez başlığını kapsayan Caferilik ile ilgili teoloji tabanlı veriler sunulmuş ve bu mezhebe dair ritüeller aktarılırken akabinde bu inanışın kurumsal temsil yapıları tanıtılmıştır. Dördüncü bölüm müzikal analiz olarak düzenlenmiş, notaya alınan eserler makam, usul yapısı olarak incelenmiş ve tüm bu veriler dahilinde sonuç kısmında çalışmanın neticesi anlatılmıştır. Anahtar Kelimeler : Aşura, Erbain, Caferilik, Kerbela, Sinezen, Mersiye, Zebani hal.
-
ÖgeCami İç Mekan Tasarımı Üzerine Bir İnceleme: Karacaahmet Şakirin Camisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Kızılkaya, Aycan ; Şener, Sinan Mert ; 469104 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)Ülkemizde günümüz cami mimarisi ile ilgili özgün bir tipolojinin oluşturulamaması üzerine, cami tasarımı hakkında farklı öznelerin algılama, değerlendirme ve taleplerindeki ayrımları araştırmak için bir vaka çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada, tasarımcılar ile kullanıcılar arasındaki yorum farklılıklarının eleştirel bir bakış açısıyla çözümlenmesi ile cami iç mimarisinin niteliğinin arttırılması bağlamında, cami tasarım süreçlerinde yer alacak mimarlar ve iç mimarlara yeni sorgu eksenleri açılması amaçlanmıştır. Şakirin Camisi kullanıcılarına ve tasarımcılara yapılan tasarımcı anketi olmak üzere iki ayrı katılımcı gruba anket çalışması yapılmıştır. Her iki anket çalışması da, cami iç mekânının nitelikleri, renk ve ışık, biçim, doku-malzeme, mimari eleman, ölçek-oran üst başlıkları altında incelenmiştir.
-
ÖgeCami'ü'l Elhan'daki Şed Makamlar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2000) Kırklıkçı, Osman ; Atasoy, Cahit ; 98746 ; Türk Müziği ; Turkish MusicMuallim İsmail Hakkı Bey' in Câmi'ü'l-Elhan adlı güfte mecmuasının şed makamlara ait güftelerinin bugün kullanılan yazıya çevrilmesi konu olarak ele alınmıştır. 76-113, 118-172, 185-207, 221-264, 265-289, 958-965, 993-1002, 1037-1048, 1063-1067, 1085-1086. sahifeleri arasında nihavend, suzinak, mahur, hicazkâr, kürdilihicazkâr, evcârâ, acemaşiran, suzidil, şeddiaraban, sultanîyegah makam-larında yer alan 83 1 eser bugünkü yazıya çevrilmiştir. Giriş bölümünde, yapılan çalışmalar ve amaç belirtilmiştir. İkinci bölümde Câmi'ü'l-Elhan mecmuasını tertib eden Muallim İsmail Hakkı Bey' in hayatı ve eserlerine, musikişinas kimliğine değinilmiştir. Üçüncü bölümde "şed makam" kavramı ele alınmış, bugün Türk musikisinde kullanılan şed makamlar tablosu verilmiştir. Dördüncü bölümde güfte mecmuaları üzerine bir değerlendirme yapılmış ve bazı güfte mecmualarından örnekler ve rilmiştir. Beşinci bölümde mecmuada bulunan 10 makam faslının dökümü yapılmış ve eser yeni yazıya çevrilmiştir. Sonuç bölümünde ortaya çıkan farklılıklar belirtilmiş, bunun sebepleri sunulmuştur. Câmi'ü'l-Elhan güfte mecmuası Muallim İsmail Hakkı Bey'in araştırmacı ve arşivci kimliğini yansıtan kapsamlı ve önemli bir mecmuadır. Muhteviyatında 14 basit, 10 şed, 6 özel bileşik ve 84 bileşik olmak üzere 114 makamdan toplam 3731 güfte mevcuttur. Bu güzel ve önemli eser bugünkü yazıya çevrilerek, gelecekte icracılara, bestekârlara ve konuyla ilgili araştırmacılara faydalı olacağı düşüncesiyle geniş ve kapsamlı olarak incelenmiştir.
-
ÖgeCami'ye Ait Risale-i Musiki'nin Rauf Yekta Bey Tarafından Çevirisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996) Verdemir, Kenan ; Atlığ, Nevzad ; 72162 ; Türk Müziği ; Turkish MusicTezimizin konusunu, Câmî’ye ait “Risâle-i Mûsikî” nin Rauf Yekta Bey tarafından çeviri çalışmaları oluşturmaktadır. Konumuzu hazırlayıp sunmamızdaki amaç, geçmişten geleceğe ışık tutabilecek müzik kavramları ile, müziğe hizmet sağlayabilecek yapıda bir eser olan “Risâle-i Mûsikî”yi günümüze ulaştırmaktır. Esere ana hatları ile açıklık getirerek bunu gerçekleştirmeye çalıştık. Risâle; mektup, kısa yazılmış küçük kitap, mecmua manalarında kullanılabilmektedir. “Risâle-i Mûsikî” ise müzik üzerine yazılmış küçük kitap anlamında kullanılmıştır. Bu çalışmada konunun gerçek sahipleri olan Câmî ve Rauf Yekta’nın hayatı, eserleri hakkında bilgi vermeyi, onları tanımak ve tanıtmak için gerekli gördük. Rauf Yekta Bey; çeviri çalışmasını, 1912’de kendi matbaasında Beylerbeyi’nde 200 adet çoğaltmıştır. Ancak bu eser sahifeleri eksik olarak günümüze ulaşabilmiştir. Rauf Yekta Bey; iç kapakta, eserin oluşumu hakkında bilgi vermektedir “İslâm âlimleri tarafından Arapça ve Farsça dillerde yazılmış Batı Mûsikîsi’nin kaynak aldığı kaideler ve nazariyat bilgilerine dayanan muteber kitaplardan faydalanılarak Türkçe tercümesi yapılmış ve gerekli olan yerde müellifin açıklamaları konmuştur.” Eserin iç-arka kapağında ise merhum hocası; Kale Kapısı Mevlevîhanesi Şeyhi Ataullah Efendi’ye eserlerini ithaf ettiğine dair sözleri yer almaktadır. Rauf Yekta Bey’in çevirisinden yola çıkarak, Câmî’nin eserlerinde; perde, ses, aralıklar, koma ve ara sesleri izah eden, adına “vitr” denilen “17’li ses sisteminden bahseden bir cetvelden ve perde isimlerinden yola çıkarak melodi ve makamlardan bahsettiği görülüyor. Risâle iki bölümde; 1. makamât ilmi, 2. ritmlerin ilmi olarak ele alınıyor. Ancak “ritmlerin ilmi”ne ait bölümlerin çevirisi günümüze ulaşmamıştır. Çalışmamızın mevcut şartlara göre hazırlandığını belirtir, faydalı olabileceğini ümid ederiz.