Sosyal Bilimler Enstitüsü
Bu topluluk için Kalıcı Uri
1982 yılında kurulan enstitü, farklı alanlarda yürütülen programlar ile çağdaş bir eğitim modeli oluşturarak hem yurt içinde hem de yurt dışında sosyal bilimler, sanat, müzik gibi alanlarda söz sahibi olmayı amacını taşımaktadır. On üç anabilim dalı altında 6 doktora, 15 yüksek lisans programı yürütülmekte olup 5 program II. öğretim kapsamındadır. Lisansüstü programlarımızın bir bölümü fakültelerin ilgili bölümlerine bağlı, bir bölümü ise disiplinler arası program niteliği taşımaktadır.
Gözat
Çıkarma tarihi ile Sosyal Bilimler Enstitüsü'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTekke Musikisinde Zekai Dede'nin Yeri Ve Önemi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Adanır, Mehmet ; Ciner Çolakoğlu , Eser ; 22848 ; Türk Müziği ; Turkish MusicTekke musikisinde Zekai Dede'nin yeri ve önemi" konulu çalışmamızda, bugüne kadar üzerinde durulmayan, hususlar ele alınmış ve Zekai Dede'nin tekke musikisinde yer alan eserleri araştırılarak tesbit edilmiştir. XIX. Yüzyılın ikinci yarısında büyük önem kazanmış olan Zekai Dede Efendi, dini ve ladini eserler vücuda getir miştir. Musiki tarihinde Buhurizade Mustafa Itri ve Hammamizade İsmail Dede gibi, ekol sahibi olan bir besteka rımız da hiç şüphe yok ki Zekai Dede Efendi' dir. Bu çalışmamızda, Zekai Dede Efendi 'nin hayatı incelenmiş olup, onun tekke musikisine ait olan her forumdaki eseri bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Zekai Dede' nin, suzidil, maye, ısfahan, suzinak ve saka zemzeme mevlevi ayinleri musiki repertuarımızın çok kıymetli eser lerini oluşturmaktadır. Çalışmamızda bu eserler usul yönünden tasnif edilmiştir o Ay rica j ilahi, tevşih, cumhur ilahi, na' t ve durak gibi değişik türdeki çok sayıda eserleri araştırılmış ve tas nif edilmiştir. Tekke musikisi' nin tarihçesi ele alınarak, formlar geniş bir şekilde incelenmiş ve sınıflandırılmaya çalışılmıştır. Eserlerin güfte şairleri kronolojik sıraya göre tanıtılarak bunlar hakkında bilgi verilmiştir. Tezimizde bahsi geçen eserlerinden, araştırılıp bulunanlar ekler bölümünde yer almaktadır. Tekke Musikisi' nin pek çok yönleri ele alınarak, üzerin de oldukça hassas çalışmalar yapmak gerekmektedir. Gele cekte, bilinmeyen yönlerinin açıklığa kavuşturularak mu sikimize kazandırılması en büyük arzumuzdur ve bu çalış ma, yararlı olacağı inancı içinde, bu amaca yönelik ola rak gerçekleştirilmiştir.
-
ÖgeSoyut Bağlamda Melih Görgün'ün Özgün Baskı Dizaynları(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Görgün, Melih Tayyar ; Südor, Teoman ; 71553 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryBu çalışmada; soyut bir yapı şeması gösteren insanın "iç biçiminin" görsel versiyonu, özgün baskı tekniklerine bağ lı olarak hazırlanan dizaynlar aracılığı ile sunulmaktadır. Serigrafi ve gravür gibi özgün baskı tekniklerinin çeşit li durumları ile biçimlendirilen ve bu rapor bağlamında, görsel kaygıların ön plana çıkarılmasıyla oluşturulan yapıtlarda (özgün baskılarda), tema olarak işlenen "insanın içi" Melih Görgün' ün sanatçı kariyerindeki kreativitenin yardımıyla estetik duyumlara ve fantastik ekspresyonlara identifik olarak, çağcıl bir yaklaşım ekseninde, soyut bir mekan betimlemesiyle verilmektedir.
-
ÖgeSoyut Somut Sentezinde Adsız Kompozisyonlar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Özçelik, Ali ; Keskin, Ahmet ; 71552 ; Sanat Tarihi ; Art HistorySanat yapıtını oluşturmada kullanılan malzemenin etkisi vardır. Fakat asıl etkiyi, görsel olarak oluşturulan yapı tın kendi düzenlemesi verecektir. Bu yüzden boyayı fırça ile sürmek ya da hava ile püskürtmek sonucu değiştirmeyecek, sadece teknik bir olay olarak kalacaktır. Yapıtlarda renklilik hakimiyeti var. Soyut-somut sentezin de oluşturulan yapıtlardaki biçimler, gerçekt doğadan alınmıştır. Renklerinde yorum yapılmış, doku olarak değiştirilmeden kompüze edilmişlerdir.
-
ÖgeTanburi Ali Efendi Hayatı Ve Eserleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Ekmen, Güldeniz ; Tura, Yalçın ; 22847 ; Türk Müziği ; Turkish Music1836 'da Midilli'de doğan Taribûrî Ali Efendi, hafızlarla dolu bir sülâlenin çocuğudur. Genç yaşında Midilli'de sevdiği bir kızla evlenemeyince İstanbul'a gelmiş, burada musikî ve din eğitimi görmüştür. 1868 yılına doğru, Saray'a "Sarıklı Müezzin" görevi ile girmiştir. 1868 yılında, II.Abdülaziz'in 2. İmamlığına yükselerek Kudüs Mevleviyeti almıştır. 1869 yılında, 2. İmamlık görevi sona ermiş, 1872 yılında ise, Saray'dan tamamen uzaklaşmıştır. 1885' de II.Abdülhamit tarafından, II.Abdülaziz'in tahttan indirilmesi olayına karıştığı gerekçesiyle, İzmir'e sürgün gönderilmiştir. 1890 yılında bu şehirde ölmüştür. Büyük formdakiler dahil, bütün eserlerinde lirik, romantik ve tabiî üslûbu gözlenen önemli bir besteci, çok iyi bir tanbûrîdir. Tespit edilen 147 eserinden, 84 kadarının notası günümüze gelmiştir.
-
ÖgeRemel Bestelerde Usul-güfte Uyuşumu(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Öney, A. Feridun ; Torun, Mutlu ; 22846 ; Türk Müziği ; Turkish MusicNotası günümüze kadar gelebilen en eski eser olan, Safîuddîn Abdülmü'min Urmevî'nin (12247-1294) Nevruz bes- te'sinin usûlü Remel ise de 12 zamanlıdır. 10, 12, 21, 24, 26 zamanlı "Remel"isimli usûller terk edilmiş veya 28 za manlı olarak geliştirilmiştir. Abdulbâki Nasır Dede Ef. nin (1765-1821), Tedkîk-ü Tahkîk isimli eserinde yalnızca 26 zamanlı Remel'i anlatışı 28 zamana geçişin 15. - 18. yüzyıllar arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Bu tez' de notası incelenen ve 28 zamanlı RemeL usûlü ile bestelenmiş en eski beste Seyyid Nuh'a (?-1714) aittir. Itri de (1640-1712) Nevâ-Kâr ' inin bir bölümünde Remel usûlünü, 28/4 mertebesinde kullanmıştır. Hafız Post'un (16307-1694) güfte mecmuası ' ndaki bestelerde Re mel usûllerinin kaç zamanlı olduğu ise belli değildir. Remel-beste ' lerin, diğer usûllerdeki beste'lerle ortak ve farklı yönleri vardır : Güftelerin aruz vezninde oluşları, çoğunlukla bir gazel'in ilk ve diğer bir beyitinin (4 mısraın) bestele- nişi, kafiye dağılımının A-A-B-A şeklinde oluşu, 1., 2., 4. mısrâlarda ezgi ortaklığı, zemîn ve miyân terennümle rinin bâzan birbirinin aynı oluşu, mısra sonlarındaki me saj özelliğindeki sözlerin bâzan terennüm sonunda tekrar- lanışı.. Remel-bestelerde ve diğer usûllerdeki bestelerde görülür. Remel-beste ' lerde usûl dâima 28/2 mertebesinde dir, güftenin vezni Mef'ûlü ile başlar, şiir "müstezâd" ise ziyâde'si terennüm sonunda seslendirilir, girişte ge nellikle (Ah), (Yar) gibi terennüm, sükût (Es) bulunmaz, usûl geçkisi görülmez. Remel-bestelerde aruz (güfte)-Usûl prozodik iliş kisi yönünden basit, yalın Ana kalıp şöyledir : 28 Mef û lü Me fâ î lü Me fâ î lü Fe û 1ün 2 2 21 1231 1451 12 4 =28 2 2 2 2 - II
-
ÖgeSegah Makamında Tar İçin Taksim Çeşitlemeleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Özel Sevindik, Nevcihan ; Önaldı, Şenel ; 22841 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu araştırma konservatuarın yüksek bölümü tar öğrencileri için Mâye-i Segah taksimi üzerine çeşitlemeler olarak yapılmıştır. Eserde segah makamının, Mâye-i Segah şubesindeki bir taksimin nasıl yapılacağı, makamın neresinden başla yıp neresinde asma kalışlar yapılacağı, nereden hangi motiflerle karara gidileceği ve karar verdiren karakteristik motifler kullanılarak, taksimin bitirileceği açıkça beliriil- miştir. Bilhassa Azerbaycan'daki eski üstad tarzenlerin yaptıkları taksimler ile yeni usta tarzenlerin taksimleri örnek olarak alınmıştır. Aradaki motif ve ifade farklılıkla rı ile teknik açıdan değişik görünümlerin ortaya konulması son derece yararlı olmuş tur. Ayrıca Mâye-i Segah taksimi üzerine örnek olarak sadece bir tek taksim değil, halen icra edilen taksim örnekleri verilmiştir. Bundan maksat, perdeleri deği şen taksimlerin seyirlerinin de değiştiğini belirtmek içindir. Son olarak bütün taksimlerin analizi yapılmış ve model Mâye-i Segah taksi mi verilmiştir.
-
ÖgeYatırım Projelerinin Değerlendirilmesi, Planlaması, Organizasyonu Ve Turizm Yatırımlarına İlişkin Bir Örnek(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Kutvan, Ali Bülent ; Alpay, Güven ; 22845 ; İşletme ; ManagementSon derece dinamik olan ve kendine özgü özelliklerinin yanısıra ekonomik konjonktürden fazlasıyla etkilenen turizm projelerinin değerlendirilmesinde kimi sorunlarına karşın paranın zaman değerini dikkate alan yöntemler kullanılmalıdır. Ancak, dinamik ve karşılaştırılabilir olan yöntemlerin kullanılmasıyla turizm ya tırım projelerinin verimlilik düzeyi saptanabilir. Yatırım firmaları, genel olarak proje yönetimi il kelerine göre çalışmaktadırlar. Kuşkusuz, yatırım öncesi oluşan verimlilik düşüncesi, yatırım süreci için de değişen durum ve koşullara uygun olarak yatırım faaliyetlerinin ve fonksiyonlarının, yatırımın tarif edilmiş amaçları doğrultusunda planlanması ve örgütlenmesi ne bağlı olarak gerçekleşecektir. Bu genel bakış acısıyla, çalışmamızın birinci bölümünde yatırım projelerinin mikro ekonomik açıdan değerlendirilme kriterleri açıklanarak, kriterler bir turizm yatırım projesi üze* rinde uygulanmıştır. İkinci bölümde, yatırım projelerinin planlanmasında çağdaş ve dinamik bir araç olan network analizi yöntemi açıklanarak, örnek üzerinde uygulanmıştır. Sonuç olarak, proje organizasyonun fonksiyonel örgütlenme biçiminden ayrı düştüğü boyutlar açıklanarak, proje ekibi üzerinde genel işleyişi içeren bir çalışma yapılmıştır.
-
Ögeİlk Ve Orta Eğitimde Türk Müziği Ağırlıklı Müfredat Programı Ne Olmalıdır?(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Ovalı, Atilla ; Torun, Mutlu ; 22839 ; Türk Müziği ; Turkish MusicMüzik insan hayatının her devresinde yer almış ve toplumların meydana gelmesinde çok yapıcı bir rol oynamıştır. Her milletin bir dili olduğu gibi bir de müziği vardır ve her millet kendi müziğini yapar. Türk milletinin müziği de asır lardan beri Türk müziği ( Türk Sanat Müziği - Türk Halk Müziği ) olmuştur Osmanlı İmparatorluğunun son devirlerinde giderek varlığını kaybeden ve Cumhuriyet döneminde de tamamen ortadan kalkan Türk Müziği eğitimi, o günden bu yana yerini Batı müzi ğine bırakmıştır. Ancak son yıllarda tekrar Türk müziğine dö nüş görüşü ağırlık kazanmıştır. Milli Eğitim'in ana hedefi memleketimize ve mille timize faydalı, milli kültürün idraki içinde, "eğitilmiş insan" yetiştirmek olduğuna göre, okullarımızda neyin öğretilip, neyin öğretilmemesi konusu üzerinde durmak gerekir. Bu bir müfredat meselesidir.
-
ÖgeBeyati Ayin-i Şerif'i Bölümleri Ve Ritm Açısından İncelemeler Ve Düşünceler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Barut, Zeynep ; İçli, Selahattin ; 22840 ; Türk Müziği ; Turkish Music17. yüzyılda Köçek Derviş Mustafa Dede tarafından bestelenen Beyati Ayin-i Şerifi dört bölümden ibaret tir. Her bölüme selam adı verilir. Mukabele gelene ğine göre her ayini şeriften önce olduğu gibi, Beyati ayininden önce de büyük bestekar Itrı*nin Rast maka mındaki Nat-ı Şerifi çalınır. Bu nat-ı Şerifi müta- kiben çalınan küçük bir ney taksiminden sonra Ayin ma kamında Peşrevce girilir. Bundan sonra gelen dört bö lüm için ayrı ayrı usuller kullanılır. Bu çalışmada şu noktalar üzerinde durulmuştur : Mevlana hayatı ve eserleri, Mevlevi Musikisi, Mevlevi Ayini, bugün icra edilmekte olan sema töreni, Beyati Ayin-i güftesi, Beyati Ayin* in metin olarak açıklanma sı ve şiirsel açıdan incelenmesi, Beyati Ayininde şiir usul ilişkisi, Beyati Ayin-i Bestekarı Köçek Derviş Mustafa Dede'nin hayatı.
-
ÖgeBüro Otomasyonu(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Karadayı, Ece ; Gözlü, Sıtkı ; 22844 ; İşletme ; ManagementBu çalışmada büro otomasyonu sistemi, sistemin nasıl yerleştirileceği incelenmiştir. İkinci bölümde, büronun başlıca fonksiyonları, büro otomasyonunun amaçları ve ölçülebilir ve ölçüleme- yen faydaları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, pilot çalışmaların büro otomas yonu açısından önemi ve pilat çalışmalar sırasında iz lenen yollar incelenmiştir. Dördüncü bölümde, olabilirlilik incelemesine ne den ihtiyaç duyulduğu, incelemenin çeşitleri, olabilirlilik çalışmasına hazırlık ve yürütümü anlatılmıştır. Beşinci bölümde, büro otomasyonunun yerleştiril mesinde yönetimin rolü ve sorumlulukları, insan faktö rünün önemi, katılım yaklaşımı ve sonuçları incelenmiştir. Altıncı bölümde, eğitimin büro otomasyonu açısın dan önemine değinilmiş, eğitimin çeşitleri, eğitime tabi tutulacak personelin seçimi, eğitim programının nasıl planlanacağı ve sonuçları ile eğitim programının değer lendirilmesi ele alınmıştır. Yedinci bölümde, verililik incelenmiş, iş ölçü münün amaçları ve sistemin oluşturulması araştırılmış tır. Sekizinci bölümde, büro otomasyonunda kullanıla cak büro analizi ve tetkiki, ETHICS, Isac ve Topscott yöntemlerinin uygulama süreçleri ve aşamaları incelen miştir. Dokuzuncu bölümde, bürolarda kullanılan teknolojiler açıklanmıştır. Son bölüm, Beko Ticaret A.Ş. de gerçekleştirilen uygulama çalışması ve sonuçlarını içermektedir. Çalış ma departman yöneticileri ile yapılan mülakatlar şek linde sürdürülmüş ve büro otomasyonu sisteme geçilirken karşılaşılan aksaklıklar ve yöntemin nasıl yerleştirileceği konusunda sonuçlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Uygulama çalışması eğitimin ve katılım yaklaşımının ö- nemi vurgulamıştır.
-
ÖgeKemençe'nin tarihi gelişimi, kemençe üzerinde araştırma ve düşünceler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989) Önüter, Fatoş ; İçli,Selahattin ; 22837 ; Çalgı-Ses ; Performance & VoiceKlasik Müziğimize diğer sazlarımızdan daha geç katılan Kemence, 18. yy* a kadar iki telli olarak kullanılmış, daha sonraları pest tarafa bir tel ilavesiyle sanat musikisinde yer almaya başlamıştır. Repertuar ve icradaki değişime ve gelişime para lel olarak kemençede de 19. yy' dan itibaren geliştirme çabaları başlamış, ilk somut sonuçlar Hüseyin Saadettin Arel'in çalışmaları ile elde edilmiştir. 1930* lu yıllardan bu yana kemençede tel boyları eşitlenerek kapa sitesi 4 tel ile 3t5 oktava çıkarılmıştır. Daha sonra İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarının açılmasıyla tel boyları eşitlenmiş 4 telli kemence Sayın Cüneyd Orhon ve Cafer Açın' in çalışmaları ile resmi olarak eğitime alınmıştır.
-
ÖgeTürk Musikisinde Rebab Üzerine Bir Araştırma(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990) Aksu, Sema ; Tura, Yalçın ; 22838 ; Türk Müziği ; Turkish MusicRebab, ortaasya içlerinden Mısır'a, İran'dan Suriye ve Anadolu'ya kadar birçok ülkelerde çalınan bir ortak sazdır. Tek nesi hindistan cevizinden yapılmıştır. Üzerine barsak deri ge rilmiştir. Sesin alındığı teller, at kuyruğu kılından veya ibri şimden yapılı olup, tellere sürten yay da at kuyruğu kılından- dır. Sap üzerinde perde yoktur. Perdesiz olması ve de tekneye gerilen derinin hava şartlarında kolayca etkilenmesi bu sazın akordunun korunmasındaki güçlüğü doğurmuştur. Zamanımızda az ça lınır bir saz olmasının başlıca sebebi de budur. Tarih içinde mızrabla da çalınan bu sazın çok çeşitleri vardır. Dini musikide ve halk musikisinde yaygın olarak kullanı lan rebab, geliştirilen modelleri ile de karşımıza çıkmaktadır. Musiki eğitimi veren kuruluşlarca yaptırılacak bir araştırma ile de esas halinin korunması veya yapılabilecek ana karakteri boz mayan değişikliklerle musikimize tekrar kazandır İması, Türk kül türüne bir katkı olacaktır.
-
ÖgeXIX. yüzyılda batılı ressamların gözüyle Türkiye(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990) Makal, Çeyiz ; Sözen, Metin ; Sanat Tarihi ; Art History
-
ÖgeSoyut Bağlamda Özgün Baskı Çalışmaları(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Sarıkayalar, Berna ; Südor, Teoman ; 16846 ; Sanat Tarihi ; Art HistorySoyut Bağlamda Özgün Baskı Çalışmaları Soyut biçimlerin organizasyonu sonucu, doğada var olan biçimlerin ve günlük hayatta her zaman kullanılan fakat kimsenin dikkatini çekmeyen bir ayrıntının, resimlere girip renklerin kromasının (yoğunluk) ve biçimlerin doğal varlığının azaltılıp, çoğaltılması sonucu bu özgün baskı çalışmaları oluşturulmuştur. Psikolojik etkilerin bir uzantısı olarak şu andaki sanatsal biçimlere ve içeriğe dönüşen amacı izleyiciyi düşündürmeye ve onlarda değişik heyecanlar verebilmeye yönelik çabalar halinde dışa vuruluyor ki bu uygulamada dürtüyle biçimleniyor. Eserler; renklerden, çeşitli dokulardan oluşan ve bu dokuların yüzey üzerinde kabarması ile doğan bazen üst üste binmesi ile yok olan, bazan açığa çıkan kıpırdanışların ve transformizm (biçimde değişimcilik) ile yakalanılan varyasyonların (çeşitlilik) bir uzantısı olarak doğmuş tur. Eserlerde verilmek istenen mesaj; çok basit, fakat bazen çok karmaşık olabilen sevgiyi, yine onunla bağlantılı olarak insanı, insanla ilgili olan herşeyi ve insanın da içinde bulunduğu sonsuzluğu, uzayı ve bütün bunların en basit şekilleri olan geometrinin diliyle verebilmek olmuştur. Bu seyircilere uzatılan bir davetiyedir. Ve sanki eserlere bakan kişi onların içine girip, hiç bir ipucu vermeden bu mesajı çözebilecek ve sonuçta yine onu - VIII bulacaktır. Seyirci o sergilenmiş olan yirmi bir adet esere baktığı zaman eğer içlerinde küçücük bir heyecan, kıpırdanış, beğeni, bağlanış duyabiliyorsa ve sanata karşı ilgileri eserler sayesinde biraz daha yoğunlaşabiliyorsa şüphe yokki istenilen sonuca ulaşılmış olacaktır.
-
ÖgeTürk Resminde Folklorik Ögeler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Develi, Emine ; Batur, Afife ; 16894 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryBu çalışmada, 16. yüzyıl geleneksel minyatür resminden 1940'lı yıllara kadar olan dönemde gerçekleştirilen örnekler, tema olarak ele alınan folklorik öğelere ağırlık verilerek katalog düzeni içned incelenmeye çalışılmış, bunun yanında perspektif, ışık ve renk gibi resim-sel özellikler üzerinde de durulmuştur. Batılılaşma sürecinde, minyatürden tuval resmine geçişte, değişim yalnız teknik ve malzemede değil, ele alınan konularda da sözko-nusudur. İki boyutlu minyatür resminin bazı örneklerinde, tema olarak yerel halk yaşamının betimlendiği görülür. Batılı anlamda tuval resmi uygulanmaya başlandıktan sonra, ağırlıklı olarak manzara, natürmort gibi resim türleri izlenirken, 20. yüzyılın başlarında yerel halk yaşamını içeren konuların da resimlendiği görülür. Türk resminde konu alanında görülen bu değişim, dönemin yaşanılan olaylarıyla bağlantılı olarak hız kazanmıştır. Bu dönemde oluşturulan yapıtlar incelenirken, kırsal yöre insanı, yaşanılan çevre, ekonomi ve eşya kültürü, örf ve adetler üzerinde titizlikle durulmuştur. Ayrıca, Halk yaşamını konu alan bu yapıtlar, dönemin yaşam biçimini, gelenek ve göreneklerini folklorik öge/ögeler olarak yansıtmaları bakımından da belgesel niteliktedir.
-
ÖgeSuphi Ziya Özbekkan'ın Hayatı Ve Bazı Eserlerinin Müzikal Açıdan İncelenmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Özerden, Oktay ; Atasoy, Cahit ; 16824 ; Türk Müziği ; Turkish MusicSuphi Ziya üzbekkan, Müziğimizin özellikle önemli formlarından biri olan jarkı formunda Hacı Arif Bey, Şevki. Bey, Rahmi Bey ile içinde bulunduğumuz yüzyıla ulaşan ve bu formun zincirinizi halkalarını Oluşturan bestekârlarımızın . Bunun yanında sadece garkı formunda değil, müziğimizin diğer büyük formlarında da (Beste,Ağır Semai, Yürük Semai) az sayıda olsa da nadide eserler vermiş olması dulayısjyle diğer şarkı formu bestekârlarımızdan ayrılmıştır. Eserlerinde güfte i Le besteyi çok iyi birleştiren ve oldukça akıcı bi r uslûbla yazan bestekarın eserleri günümüze kadar rağbetle çalınıp, söylenmiş ve dinlenmiş olup bundan sonra da bu niteliğini herhalde koruyacaktıt.
-
ÖgeÇok uluslu işletmelerde yönetim ve organizasyon modelleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Aksoytürk, Çeşmiahu ; Sezgin, Selime ; 16888 ; İşletmeBu çalışmanın amacı, organizasyon ve yönetim modelleri ile ilgili genel teorik bilgiler verdikten sonra, Türkiye'deki çok uluslu şirketlerle yapılan görüşmelere dayanarak, çok uluslu işletmelerde ne tür yönetim ve organizasyon modelleri ve yapılarının uygu landığını, teorinin uygulamaya nasıl geçirildiğini incelemektir. Eski dönemlerden beri insanlar, tek başlarına başaramadıkları işlerde, gruplar meydana getirerek örgütlenmişler, hem yalnız yapamayacakları işleri ger çekleştirmişler, hem de zaman ve emekten tasarruf sağlamışlardır. E Bu dönemlerden itibaren hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan organizasyon kavramı, zamanla gelişmiş ve karmaşık yapılar ortaya çıkmıştır. Teknik gelişme, ekonomik ve sosyal şartlardaki değişiklikler sonucu insanlar daha gelişmiş organizasyon türlerine ihtiyaç duymuşlardır. Bunun sonucunda da, organizasyonlar önemli bir inceleme konusu haline gelmişlerdir. 1800* lerin sonlarından itibaren verimlilik, üre tim gibi kavramlar önem kazanmaya başlayınca, organizasyonlarla ilgili ilk çalışmalar bu yolda olmuştur. En yüksek düzeyde verimlilik, üstün üretim becerisi sağlayan görüşler ortaya çıkmıştır. Klasik teori olarak isimlendirilen bu yaklaşımda işbölümü, kesin hiyerarşi, iş standartlaştırmaya önem verilmiştir. Amaç, gaye ve hedeflere kısa sürede ulaşmayı sağlayacak bir organizasyon kurmaktır. Organizasyonun etkin şekilde işlemesi, kontrol ve koordinasyon, bir takım prensiplere dayanmaktadır. İnsan, verimlilik sağlamada yararlanılacak diğer kaynaklardan farksızdır. 1920'lerden itibaren gelişmeye başlayan neoklasik teori ise, klasik teorinin ikinci plana attığı insan unsuruna önem vermiştir. Neoklasik teoriye paralel olarak ortaya çıkan diğer bir teori de modern organi zasyon teorisidir. Araştırmaya dayanan modern görüş yaklaşımlarında çevresel faktörler önem kazanmaktadır. Hızla ilerleyen teknoloji ve artan rekabet koşulları, yeni pazarlara açılmayı gerektirmektedir. Ancak bu yeni ortamlarda başarı sağlamanın en başta ?elen şartı, yeni koşullara uyum gösterebilecek, merkez le bağlantıyı kesiksiz olarak sağlayabilecek ve farklı özelliklere sahip çalışanların ihtiyaçlarına karşılık verebilecek organizasyon ve yönetim modellerinin uygulanmasıdır.
-
ÖgeMarket research for 5-star hotels in İstanbul(Institute of Social Sciences, 1991) Yüksel, Ülkü ; Sezgin, Selime ; 22511 ; ManagementYalnız ABD ' den değil ve fakat batı Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde de net alarak gözlemlenen gelişme, Milli Gelir içindeki hizmet sektörü payının gittikçe artması doğrultusundadır. ABD için yapılan hesaplamalara göre; 20 yıl sonralarında servis sektörünün GSMH içindeki payı % SG'lere ulaşacaktır. Buna karşılık aynı dönem içinde imalat sanayinin GSMH içindeki -"-payı %10-20'lere gerileyecektir. Daha 1971 yılında bile ABD bakımından servis sektörünün genel istihdamdaki payı % 70 ve 1980'de de % 80 dolayında idi. Batılı ülkelerle karşılaştırınca; hızı epeyce yavaş biçimde de alsa, aynı gelişmeyi Türk ekonomisinde de görmek mümkündür. 1970'li yılların başında hizmet sektörünün GSMH içindeki payı % k3 dolayında iken, aynı oran 1983'te % ki.7 ye yükselmiş ve geçtiğimiz yılda da (1990) % 52.6' yı bulmuştur. Oysa DPT'nca hazırlanan 5. beş yıllık kalkınma planına göre.Ğe, servis sektörünün 1984'te % 50.^'e ve 1989'da % 50.8'e ulaşması kestiriliyordu. Dünyadaki bu açık değişme ve gelişmeye karşın; marketing düşünüşünün temelinde 50 yılı aşkın süredir mal pazarlaması yattığı için, gelecekte servis sektörü pazarlama sı sorununun daha önemli olacağı görüşünün yerleştirilmesi kolay olmamaktadır. Öte yandan bütün göstergeler bir hizmet sektörü öğesi alarak turizmin, Türkiye geleceğinde gittikçe artan bir oranda ağırlık kazanacağı doğrultusundadır. Kamu. İstanbul ' da 5 yıldızlı otel yatırımları olarak ele alındığında; san ^-5 yılda bu alanda yoğun bir artış dikkati çekmektedir. Bu günkü koşullar temel alındığında bu nedenle İstanbul'daki 5 yıldızlı otel işletmeciliğinin önümüzdeki kısa dönemde ciddi marketing sorunlarıyla karşılaşacakları bellidir. Kısa dönemin bu marketing vı sorunlarının aşılması hünerli ve modern marketing tekniklerini ciddiye alan bazı marketing planlarının hazırlanmasını, kaçınılmaz bir gereksinim olarak ortaya çıkaracaktır, Ancak uzunca dönemlerin ekonomik gelişmelerinin kestirilmesine geçildiğinde; aslında İstanbul'da 5 yıldızlı otellere yapılmış olan yatırımların hiç de göründüğü kadar rantabiliteden uzak kalacakları ifade edilemez. Ne var ki ister kısa ister uzun dönemler temel alınsın, 5 yıldızlı otel yatırımları bakımından da yapılacak fizibilite araş tırmalarında özellikle bundan böyle marketing bölümünün, servis pazarlamacılığının teknik ve gereklerine uygun olarak daha titiz hazırlanmalarında zorunluluk vardır. Soğuk bir gerçeğin yinelenmesi anlamını taşısa da, belirtmek gerekir ki, Türkiye daha uzun yıllar enflasyonu ciddi bir faktör olarak bütün araştırma ve hesaplarına katmak durumundadır. Bu anlamda sorun, hatta bir bakıma yalnızca Türkiye'ye özgü de değildir. Turizm dalı açısın dan özellikle değinilmelidir ki, enerji üreten ülkeler de sürekli olarak yüksek tutmak eğiliminde oldukları fiat politikalarını enerji kullanan ülkelere empoze etme imkanına sahiptirler. Öte yandan enflasyona bağlı olarak Türkiye gibi daha bir dizi ülkede faiz oranları da yüksekliklerini daha epeyce bir süre koruyacaklardır. Bütün bu etkenler, turizm dalında ve özellikle 5 yıldızlı otel ya tırım projelerinde özenli bir fiat politikasının izlenmesini güçleştiren etkenlerdir. Hele bir de bu dalın politik ve ekonomik sarsıntı ve duraksamalara olan duyarlılığının da gözden uzak tutulmaması gerekir. Bütün bu güçlüklerine karşın; ekonomisi yönünden ciddi gelecek umutlarını bağladığı turizm dalında Türkiye, modern talep yaratacak marketing tekniklerini eksiksizce kullanmak zorundadır. Bu amaçla 5 yıldızlı otel işletmeci ligi açısından da talebi genişletecek her fırsatın mobilize edilmesi gereklidir. Green, otel ve restoran marketing'i ile ilgili ilgi çekici kitabında pazarın genişletilmesi konusunda bir örnek verir: Büyük bir ayakkabı fabrikatörü, Afrika ülkelerine ihracat kararına varır. Bu amaçla güvendiği ge4ıç ve dinamik satıcılarından ikisini bu ülkelerde inceleme yapmaları ve ayakkabı satmaları için bu ülkelere gönderir. Bir hafta geçer ve genel müdürlük iki koldan iki ayrı teleks mesajı alır: "Ben eve dönüyorum. Burada imkanlar elverişsiz. Herkes burada etrafta yalın ayak dolaşıyor". Öteki satış elemanı da aynı gün bir başka teleks çeker: "1D0DD çift ayakkabı yollayın. Burada imkanlar sınırsız. Herkes bura da etrafta yalın ayak dolaşıyor". Olaydan Green'in çıkardığı sonuç: "özellikle bizler, otel sanayicileri, ikinci satıcı gibi almalıyız". vıı Bu gün dünyaya en çak turist yollayan ülke, ABD'dir. Ve bu gün Amerika'nın büyük çoğunluğunu yurt dışında hiç tatil yapmayan insanlar oluşturuyor. Her yıl Amerikalıların sadece % 7'si pasaport çıkarttırmaktadır ; başka deyişle % 93'ü çıkartmamakta. Gerçek o ki, ABD bakımından dışarıda tatil yapmamış olanların çoğunluğu baskın. Az ya da çok benzer biçimde aynı durum başka kara Avrupa'sı ülkeleri için de geçerlidir. İngiltere'de her yıl yaklaşık 2 milyon kişi İspanya'ya tatil gezisi yapar. Bunların pek büyük çoğunluğu kendi ülke ve şehirlerinde hiç bir otelde kalmamışlardır. işte bu çoğunluk bir kez kendi ülkelerindeki lokal otellerim bar ve restoranına bir gelmeyi akıllarına koyarlarsa, otelcilik yepyeni bir müşteri kitlesine kapılarını açmış olacaktır. Dünya turizm hareketleri büyük değişimler içinde. Artık varlıklı ve çok düzenli denilen insanlar da çoğu kez uzun tatil izinlerine çıkma alışkanlığı edinmektedirler; hem de uzun mesafeli gezi hedeflerine. Öte yandan iş. bağlantılarıyla kombine edilen iş adamlarının gezileri, dünya ekonomilerindeki dışa açılma olgu sunun gelişmesi oranında artmaktadır. Bu nedenle 5 yıldızlı otel turizminin de özellikle yararlanılan kesiminde bulunduğu iş, seminer ve işletme ortak toplantılarının büyük otellere kaydırılması alışkanlığı da artmaktadır..Bu geniş kapsamlı iş toplantıları gündüz çalışma gece otelde konaklama biçimi ile 5 yıldızlı otel işletmeciliği için de önemli bir potansiyeli temsil ediyor. Bu arada uzunca süreler titiz bir büyük otel çatısında yürütülme özelliği bulunan eğitici, yeni teknikleri duyurucu iş kon ferans ve toplantıları da gittikçe yaygınlık kazanmaktadır Bütün bu nedenlerle İstanbul gibi Orta Dağu'nun çekici iş merkezleri olarak bilinen büyük metropallerdeki 5 yıldızlı otel kapasitesinin umulduğundan hızlı bir gelişme göstereceği, gerçekçi bir varsayımdır. 5 yıldızlı otel turizmciliğinde de tıpkı turizmimizin genel sorunu gibi asıl sorun, yetişkin personel sorunudur. Gerçi görkemli 5 yıldızlı otel turizmciliğinde finansal sorunların da ciddiye alınması gerektiği bilinir. IMe var ki, finansal sorunlar öyle ya da böyle bir çözüme kavuşa bilmektedir. Fakat eğitim yatırımlarının getiri'leri çok geç alınabilmektedir. vııı Ancak uzun süreli planlama açısından pazar potansiyeli büyüktür. Bu açıdan İstanbul'da önümüzdeki yıllarda yaşanacak 5 yıldızlı otel yoğunluğunun uzun vadede hiç de böyle kalmayacağı belirtilmelidir. Çalışmada konu, sonuçlarla ilgili bölüm dışında 9 temel başlık altında incelenmiştir : -ı Genel anlamda servis marketing ' ini inceleyen bölüm de; bir ürün olarak servis ele alınmakta? mal1 in fiziksel bir yapısı bulunduğu önceden denetlenip az çok denenebileceği ve bir yerden ötesine taşınabileceği, depolanabileceği; buna karşılık servisin anılan özellikleri taşımadığı; mal üretildiği zamanın dışında da satılabilirken, servisin daha satışı sırasında üretilmesi gerektiği belirtilmiştir. * Sonraki bölümde servis marketing ' inin bir alt dalı olarak atel pazarlamasının özellikleri belirtilmiş.; otel pazarlamasında; potensiyel iş ve ticaret kaynaklarının araştırılması, saptanan bu pazar kaynakları tüketicilerinin genel istek ve eğilimlerinin saptanması, bu potansiyel kitleye servis satışının yöneltilmesi ve potansiyel müşteri kitlesine göze alabildikleri maksimum harcamayı yapmalarını sağlayacak ve aynı otele bir daha gelme isteklerini canlı tutacak biçimde servisin planlanmasının temel alındığı belirtilmiştir. Aynı bölüm ayrıca konuyu bütünüyle toplayan bir genel bakış imkanı vermek üzere otel Marketing ' inin ünlü 5 P' sini (people, product, package, price, promotion) kendi içinde özellikleriyle ele almıştır. * Üçüncü bölümde; Türkiye turizm pazarının genel yapı ve eğilimlerini özetlenen, DPT'nca hazırlanan bu konudaki plan hedefleri sıralanmış ve özellikle otel turizmciliği açısından kapasite ve doluluk! oranları karşılaştırması yapılmış, makro hedeflerin kapsamıyla ilgili yargılarda bulunulmuştur. * Daha sonraki bölümün ana konusunu marketing stratejisi oluşturmuş; burada "kimi ?" "neredeyim?" "Neden buradayım"? "Nerede olmalıydım?", "Oraya nasıl ulaşmalıyım?" gibi turizm işletmesinin ileriki yönlendirilmesi bakımından kendine soracağı soruların cevapları araştırılmış ^ bu konuların aydınlığa kavuşması bakımından ürün analizinin önemine değinilmiş, çevre ve ekonomiye bağlantının analizi, özellikle otelcilik açısından bir işletme imajının yaratılmasına 3.X donuk alarak mimari ve iç dekorasyon analizleri üzerinde durulmuş; genel olarak rekabet koşulları analizine yer verilmiştir. Onu izleyen bölümde standart bir otel işletmeciliğinde üst yönetim iş bölümü ve yetki dağılımı kısaca ele alınmış ve konuyla ilgili bir tablo geliştirilmiştir. Altıncı bölüm pazar payının belirlenmesiyle ilgili konulara ağırlık vermiş; çeşitli pay kaynak ve yöntemlerinin kısa analizlerine girişilmiş; otel işletmeciliğinin hedef kitleye ulaşma yol ve araçları temel başlıklar al-- tında ele alınmış, rezervasyon ve bağlantı sistemleri üze rinde durulmuştur. Yedinci bölümde otelcilikte tanıtım ve reklamın boyut ve özellikleri tartışılmış, standart tüketicinin özellikle belirlenmiş* marketing ve satış elemanlarında kalite sorunları tartışılmış, Türkiye'de media' nın özelliklerine değinilmiş ; otel işletmeciliği açısından etkili satış yolları sıralanmış, tanıtımda hedef gruplar ve özelliklerine değinilmiştir. Sonraki bölümde 5 yıldızlı otel işletmeciliğinde özel bir ağırlığı olan kamu oyu ile iletişim ve hedefe dönük yayınlar konusuna ayrı bir bölümde yer verilmiştir. Bu çerçevede olarak işletme içi ve dışı yayınların özellik ve önemi belirtilmiş ; basın ilişkilerindeki incelik ve titizliğin önemi vurgulanmış; genel bilgi dağıtımı, basın ilişkileri duyarlılığı, basın toplantısı hazırlamanın önem ve teknikleri, otel içinden dışa ekonomik, sosyal vb. haberlerin ulaşım yol ve yöntemleri tartışılmış, toplum ve sosyete ilişkilerinin yerleri belirlenmiştir. * Sonraki bölümde; konunun özel yönüne değerledirilerek, İstanbul'da 5 yıldızlı otellerde pazarlama sorunları ve pazar ilişkilerindeki yapı maktadır. özellikleri tek tek ele alın- Bu inceleme de hem çoktan beri faaliyete geçmiş olan ve hem de ileriki yıllarda faaliyetlerini yoğunlaştıracak, ya da yatırımlarını tamamlayacak veya yatırımları henüz planlama aşamasındaki hemen bütün 5 yıldızlı oteller tek tek ele alınmaktadır. Bu çerçevede oiâıak İstanbul Hilton, İstanbul Sheraton, Pullman otelleri, The Marmara, The Ramada Hotel İstanbul, Hotel Divan, The Grand Tarabya Hotel, Hotel Büyük Sürmeli, Dedeman Hotel İstanbul, Klasis Hotel Siliv ri/İstanbul, Çırağan Palace Hotel Kernpinsky İstanbul, Canrad Hotels, Sıuissotel İstanbul the Bospnorus ele alın dığı gibi; planlama ya da inşaatı belirli bir aşamaya ulaşmış olan The İstanbul Mövenpick Hotel, Holiday Inn, Penta, Hy att-Elmadağ, Mariot-Lalezar, Site/Park Hotel, Grand Hotel Bebek, Akatlar part-hotels, Yusuf İzzettin Efendi Palace B. Çamlıca, Şişli Site, Uran Hotel, Hotel Akgün II. otelleri de inceleme konusu yapılmıştır. Özellikle piyasa belirli imaj ve ağırlığı olan eski 5 yıldızlı otellerin incelenmesi bakımından bunların şehir içi fizik bağlantıları, elde edilebilen doluluk oranları, kapı fiatı ve fiat politikaları, kapasite büyüklükleri gi bi unsurlara çoğu kez karşılaştırmalı yaklaşımlar denen miştir.
-
ÖgeTürklerde Heykel Sanatının Tarihsel Gelişimi Ve Kültürel Değişimi Yansıtan İstanbul Örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Erdem, Seçkin ; Batur, Afife ; 16827 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryTürklerde Heykel sanatı, İslam dininin etkisi ile günümüz plastik sanatları içersinde en az yaygınlaşmış olanıdır. Heykel sanatının bu konumda oluşunu sadece İslam dininin getirdiği kurallara bağlamak yanlış olacağından bu soruna, heykel sanatının tarihsel gelişimi açısından bakılmıştır. Konunun incelenen açıdan açıklığa kavuşması bağlamında sosyo-kültürel ve sosyo-politik çeşitlilik anlamında İstanbul örneği üzerinde çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda giriş bölümünde, konunun önemi ve araştırmanın gereği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, İslam dini öncesi Türk Sanatında Heykelin hangi anlamda yer aldığı incelenmiştir. Üçüncü bölümde, İslam dini etkisi ile Anadolu'da yer alan heykel sanatı içersinde tasvir yasağının etkileri, Selçuklu taş işçiliği ve Selçuklu sonrası gelişen heykel sanatı irdelenmiş ve Osmanlı batılılaşma süreci içersinde Sanayi-i Nefise ve ilk heykeltraşlar kuşağına değmemiştir. Dördüncü bölümde Cumhuriyet dönemi ile birlikte Güzel Sanatlara getirilen devlet desteği, bu dönem anıt-heykel ve Sanatçıları, Anıt kavramımn Türk toplumunda algılanışı incelenerek Cumhuriyet dönemi sanatçı kuşaklara yer verilmiştir. Beşinci bölümde ise büyük kentlerin amt-heykellerie süslenmesi sonucu prestij ve imaj yakalama çabasıyla görsel estetik obje değerini yitiren heykel sanatında İstanbul örnek kent olarak seçilmiştir. Sonuç bölümünde; heykel sanatının tarihsel gelişiminin incelenmesi sonucunda günümüz heykel sanatım etkileyen unsurlar ve bu unsurların yarattığı sonuçlar ortaya konulmuştur.
-
ÖgeSoyut-somut Sentezinde Çevre, Mekan Ve Form(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991) Kaptan, Sibel ; Bezeyiş, Şadan ; 16849 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryYapılan eserlerde soyut-somut sentezi doğrultusunda çevre, mekan ve formun kişisel yorumla ele alınarak bir yaratmaya gidilmiştir. Duy gu, düşünce ve heyecanların sanat yapıtına katkıları önemli ölçüde dir. Resimlerdeki Sürrealist-fantastik üslubtaki duygusal atmosfer bizi kendi içine çekmekte ve yapıtla bütünleşmemizi sağlamaktadır. Bu Bü tünleşme sadece yapıtlardaki duygusal atmosferden kaynaklanmamakta, Renklerin ve hareketin çekiciliği insanla eserlerdeki formların bü tünleşmesini sağlamaktadır.