FBE- Tekstil Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Tekstil Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Tekstil Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeJeotekstillerin çeşitleri, kullanımı en yaygın olan tiplerin üretim yöntemleri ve özelliklerinin değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Aktaş, Mahinur ; Özipek, Bülent ; 14349 ; Tekstil MühendisliğiSon yıllarda dünya çapında çok büyük ilgi uyandıran endüstriyel tekstillerin bir dalı olan ve inşaat mühendisliğine hizmet eden jeotekstil malzemelerin kullanımı, çok kısa zamanda artış göstermiştir. Bu çalışmada, jeotekstil malzemelerinin fonk siyonları, çeşitleri, uygulamaları ve tüketim durumları izah edilmiş, farklı tip jeoteks- tillerin özellikleri bakımından birbirleriyle karşılaştırılmasına da yer verilmiştir. Bu arada en çok kullanılan tip olması nedeniyle non-woven tip jeotekstiller üzerinde de taylı olarak durulmuştur. Çalışmanın ilk bölümünde endüstriyel tekstil malzemelerinin tüketiminde, son yıllardaki önemli artış ve bu artışın sebepleri izah edilmiştir. Ayrıca endüstriyel teks tiller (teknik tekstiller) başlığı altında bir sınıflandırma yapılarak geniş bir tablo oluşturmuştur. İkinci bölüm endüstriyel tekstil malzemelerinin önemli bir alt sınıfı olan jeo- tekstillerin tanıtılması mahiyetindedir. Fonksiyonları, sınıflandırılması, uygulamaları, avantaj/dezavantajları izah edilmiştir. Üçüncü bölümde non-woven jeotekstillerin üretim yöntemleri, kalite kontrolle ri ve gerçek bir jeotekstil non-woven üretim hattının hem teknik hem maliyet özel likleri belirtilmiştir. Bunun yanısıra farklı tipteki jeotekstiller üzerinde yapılan testler dikkate alınarak özelliklerinin karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Dördüncü bölümde ise, bu çalışmadan elde edilen sonuçlar kısaca özetlenmiş, önemli hususlar belirtilmiştir ve çalışma yöntemi ekte verilmiştir.
-
ÖgeTekstil işletmelerinde durum izlemeye dayalı bilgisayar destekli kestirimci bakım sistemlerini kullanarak optimum bakımın yapılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Karasu, A. Hadi ; Köseoğlu, Mustafa ; 39436 ; Tekstil Mühendisliği
-
ÖgeElektronik (Bilgisayarlı) düz örme makinalarında desenlendirme üzerine bazı çalışmalar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Mutlu, Kağan ; Özipek, Bülent ; 39811 ; Tekstil MühendisliğiBu çalışmada CNC kontrollü STDLL düz örgü makinelerinin desen programlarının hazırlanması incelenmiştir. Giriş bölümünün ardından desen hazırlama ve makine gelişiminin paralel olarak tarihi gelişimi ele alınmış ve günümüz makinelerinde desen hazırlamalarının temel prensiplerine değinilmiş ve ayrıca pratikte üretimin bu kademesinin bütün içindeki önemi vurgulanmıştır. Sonraki bölümde kullanılan makine ve bilgisayar sistemleri program için önemleri vurgulanarak tanıtılmıştır. Daha sonra hazırlanan örnekler tanıtılmış, son bölümde ise sonuçlara değinilmiştir. Ekler bölümünde programlamada kullanılan emirler ve hazırlanan numunelerin desen programları yer almaktadır.
-
Ögeİplik tüylülüğü ölçümünde farklı yaklaşımlar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) İridağ, Yeşim ; Özipek, Bülent ; 39816 ; Tekstil Mühendisliğiİplik yüzeyinden dışarı doğru sarkan farklı uzunluk lardaki lif uçları ve gelişigüzel lifler ile halkacıkları ifade eden iplik tüylülüğü, eğirme esnasındaki uçuntu miktarından, üretilen kumaşların tutum ve boncuklanmasına kadar üretimin değişik aşamalarında büyük ölçüde etkili dir. Bu yönden ele alındığında tüylülüğün iplik ile örgü ve dokuma kumaşların kaliteleri açısından en az mukavemet, düzgünsüzlük, büküm, numara ve hatalar (ince-kalın yer, neps) kadar önemli bir parametre olduğu görülmektedir. Son 30 yıldır yapılan çalışmalarda ring ve rotor eğir mede eğirme, çekim elemanları, makina ayarları ile hammad de gibi hususların iplik tüylülüğüne ne şekilde etki etti ği belirlenmiş ve düşük tüylülük değerinde iplikler üret meye yönelik öneriler sunulmuş olmakla beraber, bu öneri ler ya da proses ve klima koşullarıyla bağıntılı olarak işletmeler arası sonuçlar, tüylülük değerleri açısından farklılıklar göstermiştir.. Bu tez, iki değişik poliester/viskon (70/30) harmanı nın, harmanları meydana getiren elyaf ve iplik özellikle rinin iplik tüylülüğüne tesirini mevcut fabrika koşulla rında inceleyen deneysel bir çalışmadır. Harmanlarda kul lanılan viskon elyafın bir kısmı boyanmıştır. Eğrilen Ne 12/1, Ne 24/1, Ne 28/1 ve Ne 40/1 ring ipliklerinin numara, büküm, mukavemet, düzgünsüzlük ve tüylülük ölçüm leri fabrikaların fizik laboratuvarlarında gerçekleştiril miş ve ölçüm sonuçları 1989 Uster istatistikleriyle karşı laştırılmıştır. Ayrıca Zweigle G565 ve Uster Tester 3 tüylülük ölçerlerinde elde edilen nümerik değerler elek tron mikroskobundan (S. E. M) elde edilen fotoğraflarla kar şılaştırılarak aralarındaki ilişki incelenmiştir. Ölçümler neticesinde elde edilen tüylülük değerleriy le büküm, numara ve mukavemet değerleri arasında yapılan ikili regresyon analiz sonuçları da yorumlu olarak veril miştir.
-
ÖgePerdelik, döşemelik ve halı tipindeki tekstil malzemelerinin yanma özelliklerinin çeşitli deneyler yapılarak incelenmesi ve bu deneylerin karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Gök, Ü. Telem ; Özipek, Bülent ; 39689 ; Tekstil MühendisliğiGünümüzde tekstil malzemelerinin yanma özelliklerine gittikçe artan bir önem verilmeye başlanmasıyla birlikte, bu özelliklerin değerlendirilmesi için farklı test metodları ve standartların geliştirilmesi yönünde bir eğilim oluşmuştur. Test edilecek malzemenin tipine göre kullanılacak test metodu değişmektedir. Kullanılan test metodunun uygunluğu büyük önem taşımaktadır. Bu tezde ev tekstili tipindeki perdelik ve döşemelik kumaşlar ile halılar çeşitli testlere tabi tutularak yanma özellikleri incelenmiştir. Farklı testlerden elde edilen sonuçlar değerlendirilerek testler arasında bir karşılaştırma yapılmıştır. Perdelik ve döşemelik kumaşlar için yapılan testler sonucunda gramajın alev yayılma hızına etki eden önemli bir faktör olduğu bulunmuştur. Dikey test sonucunda bulunan alev yayılma hızlararın yatay test sonucunda bulunan alev yayılma hızlarından yüksek olduğu, ancak numunelerin her iki testte de benzer sonuçlar verdiği görülmüştür. Bu iki testin bu alanda kullanılmasının uygun olduğu, ancak bazı durumlarda yetersiz kaldığı düşünülmektedir. Halılar için yapılan kızgın metal somun ve metenamin tablet testierinin sonuçlan değerlendirildiğinde bir testte iyi sonuçlar veren numunenin diğer testte daha kötü sonuçlar verdiği görülmüştür. Bu da iki testin birbirlerinin yerine kullanılamayacağını göstermiştir. Halıların yanına özellikerinin değerlendirilmesinde bu iki testi kullanılmasının uygun olduğu düşünülmektedir.
-
ÖgeÖrgü kumaşlarda nakış problemleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Nergis, Banu Uygun, 1970- ; Özipek, Bülent ; 39815 ; Tekstil MühendisliğiBu çalışmada, örme kumaşlar üzerinde meydana gelen nakış problemleri araştırılmıştır. Dokuma kumaşlarla karşılaştırıldığında daha elastik bir yapıya sahip olması sebebiyle, örme kumaşlar üzerine işlenen nakışlar, dokuma kumaşlara işlenenlere göre daha fazla problem yaratmaktadır. Çalışma esnasında, farklı gramaj ve yapılardaki kumaşlar üzerine değişik iplik gerginliklerinde ve değişik makina hızlarında aynı tip nakış işlenmiş ve bu nakışlar, kumaşların patlama mukavemetlerinin altında kalan bir kuvvete maruz bırakılarak nakışlar arası açılmalar ölçülmüştür. Ölçülen değerler, makina hızına, iplik gerginliğine ve gramajlara göre incelenmek üzere grafik haline getirilmiştir. Grafiklerin incelenmesiyle beraber, yukarıda bahsedilen parametrelerin nakış açılmalarını ne şekilde etkileyebilecekleri tartışılmıştır.
-
ÖgeHidrojen peroksit ağartmasının kumaş ve boyama özelliklerine etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Gürsoy, Nevin Çiğdem ; Dayıoğlu, Habib ; 39810 ; Tekstil MühendisliğiPamuklu örme kumaşların hidrojen peroksit ile değişik şartlar altında, ağartılması kumaşın baza özellMerinin değişmesine yol açabilmektedir. Bu değişmelerin araştırılması amacıyla hidrojen peroksit ağartmasının kumaş ve boyama özelliklerine etkisi konulu tez çalışması yapılmıştır. Seçilen örme kumaş numunesinden her biri 20 gram olan 5 adet kumaş alınıp değişik ağartma şartlarında işleme tabi tutulduktan sonra beyazlık, sanlık ve patlama mukavemet değerleri ölçülmüştür. Ağartma sonucunda 5 adet numunenin de beyazlık, sanlık ve mukavemet değerlerinin farklı olduğu görülmüştür. Daha sonra bu 5 adet ağartılmış numunenin her birinden 14 gram kumaş numunesi alınıp bunun 7 gramı %0,5'lik, diğer 7 gramı da %2,5'lik aynı tip reaktif boyarmadde ile boyanmıştır. Boyama sonucunda boyanmış kumaşlar ISO 3'e göre yıkanıp kurutulduktan sonra yıkama, kuru ve yaş sürtme haslık deneyleri yapılmıştır. Sonuçlar renk ölçüm cihazında değerlendirilmiştir. Ayrıca boyamadan sonra mukavemet ölçümleri de yapılmıştır. Elde edilen neticeler değerlendirildiğinde artan beyazlık derecelerine parelel olarak mukavemet değerlerinde az da olsa bir düşüş ve aynca ağartma sonrası yapılan boyama işlemi neticesinde de yine beyazlık derecesiyle orantılı olarak mukavemetin ağartılmış kumaş mukavetine göre bir miktar daha düşük olduğu tesbit edilmiştir.
-
ÖgePamuk iplik özelliklerinin örme kumaş kalitesi üzerine etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Döğerli, Gülden ; Özipek, Bülent ; 39814 ; Tekstil MühendisliğiBoyalı örme kumaş kalitesi hakkında üretime başlama dan önce, iplik özellikleri incelenerek fikir sahibi olunabilir. Değişik partilerden olmak üzere 12 tip pamuk ipliğinin numara, büküm, düzgünsüzlük, mukavemet, olgunluk ve lif uzunluğu değerleri incelenerek, yuvarlak çorap maki- nasında örüldükten sonra reaktîf boya ile boyanmıştır. Boyalı numunelerin renklerinin açıklık/koyuluk, gri skala değerleri Datacölorda ölçülmüştür. Genel olarak olgunluk değeri iyi olan pamuklarda boyama iyi sonuç vermiştir. İplik özellikleri içinse kısa elyaf oranı arttıkça büküm katsayısının (?Ce) da arttığı iplik numara değişiminin yükseldiği, düzgünsüzlüğün arttığı, mukavemet değerlerinin ise kötüleştiği görülmüştür. Ayrıca neps miktarı da mukavemeti olumsuz olarak etkilemekte, efektif uzunluğunun artışı ise kopma uzunluğu (RKM) değerini yükseltmektedir.
-
ÖgeTS-ISO 9000 kalite güvence sisteminin pamuk ipliği tesisinde uygulanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Aşkaroğlu, A. Celal ; Köseoğlu, Mustafa ; 39809 ; Tekstil Mühendisliği
-
ÖgeTürk pamuğunun bölgesel olarak incelenmesi ve bunlardan üretilen iplik özellikleri üzerindeki etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Göktepe, Murat ; Özipek, Bülent ; 39818 ; Tekstil MühendisliğiTeknolojinin gelişimiyle birlikte işletmelerde de kaliteli üretim yapma zorunluluğu her geçen gün kendini daha fazla hissettirmektedir. Özellikle Tekstil, ülkemiz açısından da düşünülecek olursa, bu açıdan son derece önemli bir konumda bulunmaktadır. Bunun nedeni özellikle ihracat kapasitesinin önemli bir bölümünün Tekstil mamulleri tarafından oluşturulmasıdır. Bu açıdan bakıldığında Tekstil Mamulünün istenilen özelliklerini en ucuz ve tam olarak karşılayabilecek üretimin optimum çözümü verdiği görülmektedir. Bu bakımdan kullanılan hammaddenin de üretilecek ürünün özellikleri bakımından öneminin büyüklüğü dikkat çekmektedir. Tekstil sektöründe pamuğun yeri hayli önemlidir. Pamuk lifinin özellikleri ile bundan elde edilen ipliğin kalitesi arasındaki ilişki, üretimin yapıldığı işletme açısından son derece önemlidir. Yapılmış olan bu çalışmada temel hedef Türk pamuğunun kalite açısından durumunu incelemek ve bundan üretilen iplik üzerinde ne derece tesir ettiğini tesbit etmektir. Çalışmada üç farklı açıdan sonuçlara yaklaşılmıştır: îlki sadece lif özellikleri gözönünde bulundurularak yapılan değerlendirme; ikincisi sadece iplik özellikleri gözönünde bulundurularak yapılan değerlendirme ve sonuncusu da iplik ve lif özelliklerini birlikte gözönünde bulundurarak yapılan değerlendirme... Bu üç farklı bakış açısından çıkan en önemli sonuç, iplikhanede kullanılan pamuk lifinin herbir özelliğinin iplik özellikleri üzerinde etkisinin olduğudur. Denilebilir ki makina parkının teknolojisi ne olursa olsun, lif özellikleri, yetersiz seviyede değerlere sahipse elde edilecek olan iplik kalitesi de yetersiz olacaktır. Bu da kullanım açısından yetersiz sonuçlara sebep olarak üreticinin durumunu da etkileyebilecektir.
-
ÖgeDokuma kumaşlarda boncuklaşma ve ölçüm metodlarının karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Şamlı, Dilek ; Özipek, Bülent ; 39813 ; Tekstil MühendisliğiBoncuklaşmanın sebeplerinin ve ölçüm metodları arasındaki farklılıkların, sonuçlara göre olan etkisinin bilinmesi, kumaşların kalite kontrol değerlendirmeleri açısından önemlidir. Numuneler en az 24 saat kondisyonlandıktan sonra kumaş analizleri yapılmıştır. Karışım oranlarına göre sınıflandırılan kumaşların boncuklaşma özelliklerinin ICI ve IWS Boncuklaşma Kutu ve Martindale Aşındırma Test Cihazları kullanılmıştır. Bu cihazların standart deney numuneleri şeklinde hazırlanan kumaşlar, ICI cihazında 18000 Devir/ dak., IWS cihazında 14400 Devir/dak. ve Martindale cihazın da, 0-10bin-20bin devirlerdeki numune ağırlıkları ölçülmek suretiyle, 20000 Devir/dak. aşındırma işlemlerine tabi tutulmuşlardır. Standart boncuklaşma fotoğraflarından elde edilen sonuçlara göre yapılan değerlendirmeler, ICI ve IWS sonuçlarının birbirlerine genelde yakın, Martindale sonuçlarının ise daha iyimser olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, kumaş özelliklerinin boncuklaşma üzerine önemli ölçüde et kili olduğu ileri sürülmüştür.
-
ÖgeMakina halılarının kalite özellikleri üzerine bir araştırma(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Erkesim, Mehmet Ali ; Köseoğlu, Mustafa ; 46352 ; Tekstil MühendisliğiSon yıllarda Türkiye'de tekstil endüstrisinde büyük gelişmelerin olduğu bilinmek- tedir. Bu yolla ülkemize önemli miktarda döviz girdisi olmakta, Devlet tarafından tekstil yatırımları teşvik edilmektedir. Bu süreç içinde, ülkemizde artan halı iç talebi gün geçtikçe pahalılaşan el halıları ile karşılanamaz duruma gelmişti.Bu nedenle hükümetçe alınan tedbirlerle makina halıcılığı teşvik edilmiş, ve el dokusu halıların kalitelerinin ıslah edilerek ihracatının arttırılması amacı gerçekleşmiştir. Makina halıcılığı artık günümüzde iç pazarların yanında dış pazarlar içinde büyük potansiyel birikimlere sahiptir. Ülkemizdeki ekonomik sıkıntılarda sektörün kendini ihracata yöneltmesini bir zorunluluk haline getirmiştir.Dış ülkelerle kalite rekabetini sağlıyabilmek için bu sanayi dalımız sorunlarını ortaya koyma ve halletme süreci içine girmiştir. Makina halıcılığımızın bu çabalan doğrultusunda yurdumuzda üretilen makina halılarının teknolojik özelliklerini inceleyip dış ülkelerde geçerli olan verilere yaklaşımını saptamak ve makina halılarının kalite eksiklerine ışık tutabilmek amacı ile "Makina halılarının kalite özellikleri üzerine bir araştırma " konusunda bu çalışma yapılmıştır
-
ÖgeKrep tekstüre teknolojisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Alemdar, Serdar ; Demir, Ali ; 46121 ; Tekstil MühendisliğiBu çalışmada incelenen krep tekstüre teknolojisi, sentetik bir lif olan polyesterden ipeksi özelliklere sahip iplikler üretilmesini amaçlamıştır. Düşük seviyede bir bire- iki büküm ve bunu takip eden bir yalancı büküm tekstüresinden oluşan krep tekstüre işlemiyle, krep ipek gibi yüksek bükümlü ipek ipliklerinin kendine özgü niteliklerini ve kumaşa ver_ dikleri pürüzlü tuşeyi düz polyester iplikleriyle elde etmek mümkün olmuştur. Büküm- tekstüre kombinasyonu sonucu iplik üzerinde oluşan bükümlü ve bükümsüz bölgelerin sağladığı krep etkisi, kumaşa ipek kumaşlara benzer pürüzlü bir yapı ve iyi bir kırışmazlık etkisi verir. Ayrıca düşük büküm ipliğin ve dolayısıyla kumaşın ipek gibi yumuşak olmasını sağlar. Tezin ilk bölümünde ipek ile suni ve sentetik lifler arasındaki ilişki gözden geçirilmiş, polyester ve ipek arasındaki benzerlikler belirtilmiş ve krep ipekten başlayarak krep tekstüreye kadar krep iplik elde etmek için uygulanan işlemlere değinilmiştir. Daha sonra ayrıntılı olarak bir krep tekstüre makinasının bölümleri ve krep tekstüre işleminin gelişimi anlatılmıştır. Ayrıca bir krep tekstüre makinasında işlem sırasında iplik üzerinde meydana gelen değişimler açıklanmıştır. Tezin deney bölümünde ise, krep tekstüre iplik imal eden işletmelerden temin edilen iplik numunelerinin Tekstil Laboratuvarı'nda ölçülen numara, mukavemet, ve büküm değerleri tablolar halinde gösterilmiştir. îpliğe krep etkisi veren bükümlü ve bükümsüz bölgelerin tespiti için S. E. M. (Scanning Electron Microscope) de çekilen iplik yüzey fotoğrafları ve krep tekstüre işlemi sonucu iplikteki filament kesitlerinde oluşan değişimi incelemek için mikroskopla çekilen iplik kesit fotoğrafları da bu bölümde yer almaktadır. Bundan başka krep tekstüre ipliklerin kumaş görünümünde meydana getirdiği değişimi görmek amacıyla iplik numunelerinden kumaş ördürülmüştür. Bu kumaşlar Ek A* da verilmiştir. Son bölümde ölçülen değerler ve elde edilen fotoğraflar değerlendirilmiş ve sonuçta krep tekstüre iplikler hakkındaki görüşler belirtilmiştir.
-
ÖgeUşak tekstil sanayinin üretim ve pazar yapısının analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Çevik, Gürbüz ; Kalaoğlu, Fatma ; 46122 ; Tekstil MühendisliğiUşak; Ege bölgesinde 38* İ 2' ve 39*50' kuzey enlemleri ile 28*48' ve 29*57* doğu boylanılan arasında yer alan bir şehrimizdir. îlin genel ekonomik durumu incelendiği zaman sanayinin ön planda olduğu görülmektedir. Sanayi toprak ve tekstil olmak üzere 2 ana sektör üzerine kuruludur. Tekstil sektörünün 3 ana merkezde toplandığını görmekteyiz. Karahallı ilçesinde dokumacılık, Eşme ilçesinde kilimcilik ve il merkezinde ise hemen hemen bütün tekstil dallan ile üretim yapılmaktadır. Karahallı ilçesinde 1910' lu yıllardan beri dokumacılık işinin var olduğu bilinmektedir. Önceleri el tezgahlan ile başlayan dokumacılık, ilçeye Bursa yapımı tezgahların gelmesiyle mekanize olmuştur. Günümüzde bulundurduğu tezgahlar itibariyle oldukça eski teknolojiye sahiptir. Eşme ilçesinde dünyaca ünlü, kök boya ile boyanmış, özgün motifler ile süslü elde dokunmuş kilimler üretilmektedir. II merkezi, 1950' li yıllarda ülkemizin önde gelen tekstil merkezlerinden biri iken, günümüzde eski önemini kaybetmiş ve kendini yenileyememiştir. Uşak ilini bir bütün olarak ele aldığımız zaman, sektörün eski makina parkuruna sahip olması, teknolojik gelişmelere ayak uyduramaması, teknik eleman azlığı, kalite kontrole önem verilmeyişi, düşük kapasitede ve verimde çalışılması gibi özelliklere sahip olduğu dikkati çekmektedir.
-
ÖgeYalancı büküm tekstüre işleminde hava jeti ile tork (Büküm canlılığı) gidermenin iplik yapısı üzerine etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Çimen, Murat ; Demir, Ali ; 55764 ; Tekstil MühendisliğiBu çalışmada tekstüre ve tekstüre iplik özellikleri tanıtıldı. Yalancı büküm tekstüre işleminin ana prensipleri tanımlandı. Daha sonra büküm canlılığının oluşma sebebleri üzerinde duruldu. Avantaj ve dezavantajları dikkatle incelendi. Büküm canlılığım gidermek için kullanılan alışılagelmiş yöntemler tanıtıldıktan sonra işlem sırasında büküm canlılığını gideren tork giderme jeti anlatıldı. Bu jetlerin ipliğe etkisini araştırmak üzere mukavemet, mukavemet değişim değeri, kopma uzaması, kopma uzaması değişim değeri, kaynama çekmesi, tekstüre özellikleri, büküm canlılığı miktarı, yağ miktarı tayin edildi. X ışınlan difraksiyon testi yapıldı. Elektron mikroskobunda moleküler yapının değişip değişmediği incelendi. Tork giderme jetlerinin kullanımı çok yeni olmasına rağmen ileride yaygın bir halde kullanılması beklenmektedir. Bu jetlerin en iyi bir biçimde kullanılabilmesi için iplik özelliklerine etkisinin tüm detaylarıyla anlaşılması gerekmektedir.
-
ÖgeHidrojen peroksit ile ağartılmış ve optik beyazlatılmış pamuklu kumaşlarda görülen sararmanın incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Kocabaş, Gülay ; Dayıoğlu, Habib ; 55983 ; Tekstil MühendisliğiIn order to eliminate the undesirable yellowness of white fabrics, home blueing is often resorted to. A small amount of ultramarine applied to the cloth eliminates the yellowish tint of the fabric. When optical bleaching agents are imployed a part of the blue radiation emanated by these substances under the action of ultra-violet rays is used for the neutralization of yellowness, and the remaining part is added to the light reflected from the specimen. Most widely used are bleaching agents from the stilbene series, especially such derivatives as 4,4'-diamino,2,2*-stilben-sulphonic acids, for instance direct white : <^ y-M CO HN^ y~cH -HC~( ^NHCPHAK^ ^> HO3S SO^H Of great importance are optical bleaching agents on the basis of cyanuric chloride, for instance blanckophor B *çy HQ,S SCfeH Y R R These substances are characterized by intensive fluorescence and high substantivity towards cellulose fibre. Almost 90% of these substances used for treating cellulose fibres are derivatives of stilbene triazine. The behavior of these substances, their stability and strength depend on the form of radicals R and R'. At present, in many countries white textile goods are treated with these substances, and a number of firms produce a large variety of optical brightening agents. Some investigators advise the use of a combination of some optical and chemical bleaching agents, i.e., combined chemical and optical bleaching. Others recommend to combine the use optical brightening agents with the treatment of fabrics with precondensation products of synthetic resins or with various finishing agents. A great disadvantage of optical brightening agent is that fluorescence is considerably reduced under the influence of many external factors and their resistance to light is low. This study is concerned with the yellowing that takes place on cotton fabrics after peroxide bleaching and optical brightenings. A wide range of optical brightening agents and some softeners have been tested and the yellowing on textiles has been observed. The following parameters have been investigated in order to detect yellowing possibilities. 1- The behavior of optical brightening agents in different concentrations. 2- The behavior of softeners. 3- The influence of pH of the bleaching bath. 4- The fabric processing conditions. xm In order to eliminate the undesirable yellowness of white fabrics, home blueing is often resorted to. A small amount of ultramarine applied to the cloth eliminates the yellowish tint of the fabric. When optical bleaching agents are imployed a part of the blue radiation emanated by these substances under the action of ultra-violet rays is used for the neutralization of yellowness, and the remaining part is added to the light reflected from the specimen. Most widely used are bleaching agents from the stilbene series, especially such derivatives as 4,4'-diamino,2,2*-stilben-sulphonic acids, for instance direct white : <^ y-M CO HN^ y~cH -HC~( ^NHCPHAK^ ^> HO3S SO^H Of great importance are optical bleaching agents on the basis of cyanuric chloride, for instance blanckophor B *çy HQ,S SCfeH Y R R These substances are characterized by intensive fluorescence and high substantivity towards cellulose fibre. Almost 90% of these substances used for treating cellulose fibres are derivatives of stilbene triazine. \/ H0£ i^H \/ k it Xll The behavior of these substances, their stability and strength depend on the form of radicals R and R'. At present, in many countries white textile goods are treated with these substances, and a number of firms produce a large variety of optical brightening agents. Some investigators advise the use of a combination of some optical and chemical bleaching agents, i.e., combined chemical and optical bleaching. Others recommend to combine the use optical brightening agents with the treatment of fabrics with precondensation products of synthetic resins or with various finishing agents. A great disadvantage of optical brightening agent is that fluorescence is considerably reduced under the influence of many external factors and their resistance to light is low. This study is concerned with the yellowing that takes place on cotton fabrics after peroxide bleaching and optical brightenings. A wide range of optical brightening agents and some softeners have been tested and the yellowing on textiles has been observed. The following parameters have been investigated in order to detect yellowing possibilities. 1- The behavior of optical brightening agents in different concentrations. 2- The behavior of softeners. 3- The influence of pH of the bleaching bath. 4- The fabric processing conditions. xm In order to eliminate the undesirable yellowness of white fabrics, home blueing is often resorted to. A small amount of ultramarine applied to the cloth eliminates the yellowish tint of the fabric. When optical bleaching agents are imployed a part of the blue radiation emanated by these substances under the action of ultra-violet rays is used for the neutralization of yellowness, and the remaining part is added to the light reflected from the specimen. Most widely used are bleaching agents from the stilbene series, especially such derivatives as 4,4'-diamino,2,2*-stilben-sulphonic acids, for instance direct white : <^ y-M CO HN^ y~cH -HC~( ^NHCPHAK^ ^> HO3S SO^H Of great importance are optical bleaching agents on the basis of cyanuric chloride, for instance blanckophor B *çy HQ,S SCfeH Y R R These substances are characterized by intensive fluorescence and high substantivity towards cellulose fibre. Almost 90% of these substances used for treating cellulose fibres are derivatives of stilbene triazine. \/ H0£ i^H \/ k it Xll The behavior of these substances, their stability and strength depend on the form of radicals R and R'. At present, in many countries white textile goods are treated with these substances, and a number of firms produce a large variety of optical brightening agents. Some investigators advise the use of a combination of some optical and chemical bleaching agents, i.e., combined chemical and optical bleaching. Others recommend to combine the use optical brightening agents with the treatment of fabrics with precondensation products of synthetic resins or with various finishing agents. A great disadvantage of optical brightening agent is that fluorescence is considerably reduced under the influence of many external factors and their resistance to light is low. This study is concerned with the yellowing that takes place on cotton fabrics after peroxide bleaching and optical brightenings. A wide range of optical brightening agents and some softeners have been tested and the yellowing on textiles has been observed. The following parameters have been investigated in order to detect yellowing possibilities. 1- The behavior of optical brightening agents in different concentrations. 2- The behavior of softeners. 3- The influence of pH of the bleaching bath. 4- The fabric processing conditions.
-
ÖgeDenim kumaşlarda yıkamanın dikiş ve kumaş üzerindeki etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Karal, Özlem ; Özipek, Bülent ; 56018 ; Tekstil MühendisliğiDenim kumaşlar üretim aşamasından tüketiciye hazır hale getirilene değin pek çok işleme tabi tutulurlar/özellikle konfeksiyon bölümünde gördükleri dikim ve daha sonraki yıkama prosesleri, mamul bazında önemli etkiler oluşturmaktadır. Dikim ve yıkama sonucu talep edilen renk ve dizaynlar elde edilmekle birlikte bazı olumsuz sonuçlarda ortaya çıkmaktadır. Ürünlerin satış sonrası tüketici tarafından kullanımı esnasında bu sorunlar daha büyük oranlara ulaşabilmektedir. Bu tezin hazırlanmasındaki amaç denim kumaşların gördükleri işlemler sonucu ortaya çıkan olumsuzlukların hangi aşamalardan sonra hangi oranlarda gerçekleştiğini araştırmak ve bunların giderilebilmesi için yapabilecek öneriler varsa ortaya koymaktır. Değişik firmalardan alınan 15 denim kumaş numunesi öncelikle laboratuvar ortamında kondisyone edilmiş ve kumaş yapı özellikleri incelenmiştir. Farklı fiziksel özelliklere sahip bu kumaşlardan standartlara uygun olarak kesilen parçalara atkı ve çözgü yönünde düz dikiş uygulanmış ve Grab testine göre dikiş dayanım mukavemetlerine bakılmıştır. Ayrıca her kumaş tipi için bu dikilmiş parçalardan toplam dört adet numune kesilerek aşındırma cihazında test edilmiş ve böylece kumaş aşınma dayanımları belirlenmiştir. Daha sonra yine standartlara uygun şekilde atkı ve çözgü dikiş numuneleri dikilip bir firmada yıkamaya tabi tutulmuşlardır. Bütün numuneler haşıl sökme, taş yıkama, durulama işlemlerine aynı şartlarda sokulmuşlar ve laboratuvarda aynı yöntemlerle dikiş dayanım mukavemetleri ve kumaş aşınma dayanımları deneyler sonucu belirlenmiştir. Elde edilen deney sonuçları kumaş özellikleri de göz önüne alınarak yorumlanmış, ayrıca daha iyi kaliteye ulaşabilmek için yeni öneriler getirilmeye çalışılmıştır.
-
ÖgePamuklu kumaşlara reaktif boyarmaddeler ile baskı işlemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Nasırlı, Fatih ; Dayıoğlu, Habip ; 55551 ; Tekstil MühendisliğiBu tez çalışmasında, %1DD pamuklu kumaşlara reaktif boyarmaddeler ile yapılan baskı işlemini açıklayabilmek için; baskı işlemlerinde kullanılan kimyasal maddeler, bu maddelerin özellikleri, baskı işlemini etkileyen faktörler, baskı için kullanılan makineler, baskı reçeteleri ve baskı işlemleri ile ilgili bilgiler yer almıştır. Reaktif boyarmaddeler parlak, canlı ve oldukça has renkleri ile tanınırlar. Günümüzde bu boyarmaddeler basmacılıkta ve özellikle film basmacılığında en çok kullanılan boyarmaddelerdendir. İşletmede baskı işlemi rotasyon baskı makineleri ile gerçekleşmektedir. Yapılan incelemelerde baskı işleminin verimli olması için dikkat edilmesi gereken hususların başında şablon hazırlama işlemi gelir. Ayrıca baskı patı hazırlanırken hidroliz olayına da dikkat etmek gerekir* Basılacak kumaşların merserizasyon işleminden geçirilmesi baskının verimi açısından tavsiye edilir. İşletmede örgü kumaşlar ağırlıklı olarak basılmaktadır. Reaktif boyarmaddelerin dışında pigment boyarmaddeleri de kullanılmaktadır. Pigmetlerin kullanımında ki ana gaye üretim hızının yüksek olması ve maliyetin düşük olmasıdır. Ancak kumaş tutumu, sürtme haslığı ve yıkama haslığı gibi özelliklerin önem taşıdığı durumlarda reaktif boyarmaddelerin kullanılması kaçınılmazdır.
-
ÖgeKonfeksiyonda kalite optimizasyonu -yıkamanın pantolonlara etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Bayraktar, Türkan ; Özipek, Bülent ; 55714 ; Tekstil MühendisliğiTürkiye'nin ihracattaki en büyük paraya sahip olan konfeksiyon sektörü Avrupa ekonomik topluluğuna girme süresince büyük rekabet ortamı içindedir. Hammadde kumaş ve iplik olan konfeksiyon sektöründe hem kumaş hem de iplikten gelen hatalar kesim, dikim, finisaj ile birleşerek büyük kalite sorunlarına sebep olur. Kalite, verimlilik ve maliyet globalleşen dünya ekonomisinde yerini korumak ve geliştirmenin tek yoludur. Bu şartlarda kaliteye ve kalite kontrolü üretimin her aşamasında önem verilmelidir. Dünyanın her yerinde artık standartlaşmaya gidilmiş ve ISO 9000 standartları ülke ülke benimsenmeye başlanmıştır. Bu çalışmada yapılan deneyler hem kumaşlara, hem de fabrika bazında satılmadan önce satılmaya yıkama işlemi görmüş ve hazır hale gelmiş pantolonlara uygulanmıştır. Önce pantolonların boyutsal değişimleri incelenmiş, kumaşların ve pantolonların datacolour cihazı ile kanat farkı olup olmadığına bakılmış, sonra yıkama, su, sürtme, ter, kuru temizleme, ışık haslıklarına, boncuklaşma, aşındırma ve mukavemet dirençlerine bakılmıştır. Elde edilen sonuçların, yıkama işlemiyle ne kadar değiştiği incelenmiş, bu değişiklerin nedenleri araştırılarak, fabrika için elde edilen sonuçların kabul edilip edilmediğine bakılarak bir kalite optimizasyon çalışması yapılmıştır.
-
ÖgeKalite çemberleri ve konfeksiyonda uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Dallı, Şenol ; Yüksel, Bayram ; 55763 ; Tekstil MühendisliğiKısaca, kullanıma uygunluk olarak tanımlanan kalite, zamanla niteliğinde ve sayılarında değişme olabilen kullanım parametreleri ile bir anlam ifade etmekte olup, bu parametreler aracılığıyla tasarlanabilmekte, standartlaştırılabilmekte, ölçülebilme, denetlenebilmekte ve geliştirilebilmektedir ve tüm bunlar genel bazda kalite sisteminin birer alt sistem kümesini teşkil etmektedirler. Bir kuruluşun verimlilik, kalite gibi sorunlarım görüşmek, tartışmak ve kendine özgü tekniklerle çözüme ulaşmak amacı ile oluşturulan küçük çalışma kümeleri (Kalite Çemberleri), kalitenin geliştirilmesi ve Toplam Kalite Yönetimi felsefesini kuruluşa yerleştirmede önemli araçlardan biridir. Kalite Çemberleri, kuruluşun kalite ve yaratıcılık potansiyelini arttırmakta ve dolayısı ile kuruluşun rekabet gücüne olumlu yönde etki etmektedir. Toplam Kalite Yönetimi felsefesi sayesinde, müşteri ilişkileri yoluyla kalite parametrelerinin belirlenmesinden başlayıp, ürünün müşterinin kullanımına sunumuna kadarki tüm aşamalarda ilgili departmanların kendi fonksiyonel görevlerinin yanında kalite ile ilgili yükümlülükleri de yerine getirmeleri mümkün kılınmakta ve de globelleşen piyasada koşullarında en üst düzeyde rekabet için kuruluşların bu felsefeyi benimsemelerinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Yine bu felsefeye göre asıl hedef müşteri tatmini olduğundan, onların tatminkarlıklarının maksimum düzeyde tutmak amacıyla kalitenin güvence altına alınmasına yönelik sistematik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu faaliyetlerden en başta geleni, Toplam Kalite Yönetimi felsefesini bir norm olarak kabul eden ve üretilen mal veya hizmetlerin üretimi aşamasında doğru yapmayı hedef alan bir yönetim sisteminin kuruluşlarda benimsenmesi ve uygulanması çalışmalarıdır. Bu normlar sayesinde kalite güvencesinin sağlandığına dair firmanın kendi yönetimine ve müşterilere güvence verme olgusu gerçekleşmektedir. Yine bu amaçla denetim mekanizmaları oluşturulmalı ve işletilmelidir. Zira, denetlemek kalitesizliği önlemenin önemli kriterlerinden biridir. Kalitesizliğin maliyeti ise kuruluşun yaşamına etki eden önemli faktörlerden biridir. Bu maliyetlerin ortadan kaldırılması için kalite maliyeti mekanizmaları iyi bir şekilde işlemelidir. Kuruluşlar, müşterilerini tatmin edebilmek için bir kalite sistemi kurmak ve işletmek durumundadırlar. Böyle bir sistemde kalite planlanmalı, kontrol edilmeli ve geliştirilmeli ve bu konularda gerekli eğitim tüm kuruluş çalışanlarına ve fonksiyonel düzeylerine göre verilmelidir.