FBE- İşletme Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- İşletme Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeStratejik Planlama Ve Ürün Stratejisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Taşkıran, Meltem ; Toraman, Ayhan ; 46519 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringStratejik planlama dünyada ve ülkemizde yeni uygulanan bir kavramdır. Burada önemli olan, strateji kelimesinin doğru olarak tanımlanmasıdır. Bu tezde de, strateji kavramının diğer benzer kavramlardan farklılıkları ve benzerlikleri incelenmiştir. Latince'de çizgi-yol anlamına gelen strateji kavramı günümüzde işletme için, uzun süreli temel amaçların belirlenmesi ve gerekli kaynakların bu amaçlar doğrultusuda kullanılmasına giden yollar şeklinde tanımlanmaktadır. Birinci bölümde strateji kavramı açıklanmakta, askeri bir kavram olarak ve işletme yönetimi açısından önemi belirtilmektedir. Ayrıca stratejinin kendisi ile aynı anlamda kullanılan kavramlarla ilişkileri belirlenmektedir. (Plan - Politika - Taktik - Yöntem vs.) Amaçlara göre strateji yönetim konusu da aynı bölümde incelenmekte, amaçların belirlenmesi, örgüt misyonu dış çevre ilişkileri araştırılmaktadır. İkinci bölümde ise Üretim ve işlem (P/OM) stratejileri ve stratejik kararlar ele alınmaktadır. Burada sistemler, altsistemler Tows analizi gibi strateji geliştirme yöntemlerinden bahsedilmektedir. Stratejik karar bölümiendirme sistemleri ve taktik kararların özellikleri ve ilişkileri de açıklanmaktadır. Bir ürünün icadından, piyasaya girişine kadar süren mamul hayatını kapsayan ürün strateji yöntemleri, mamul üretim politikaları da aynı bölümde incelenmektedir. Mamul hayat eğrisinde önemli bir rolü olan imalatta bilgisayar kullanımı ve bilgisayarla dizayn konulan da aynı bölümde ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
-
ÖgeVerimlilik Artırıcı Teklif Sisteminin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Akay, Kemal ; Durmuşoğlu, Semra ; 55862 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringBu tez çalışmasında mal veya hizmet üreten işletmelerde verimliliğin artırılması için uygulanan tekniklerden birisi olan Verimlilik Artırıcı Teklif Sistemi tanıtılarak, elektrik makinaları ve enerji sektöründe hizmet veren, yabancı sermayeli bir kuruluş olan AEG ETİ' de ve yurtdışındaki bazı işletmelerde bu sistemin uygulanması ve sonuçları ile ilgili örnekler sunulmuştur. Birinci Bölüm giriş niteliğinde olup verimliliğin günümüzde ülkeler ve işletmeler için artan önemi üzerinde durulmuştur. İkinci Bölüm' de verimlilik ile ilgili genel tanımlamalar yapılmış, verimliliğe etki eden faktörler açıklanmıştır. Daha sonra verimlilik artışına yönelik işletme içi teknikler sağladıkları etki açısından sınıflandırılarak, açıklanmıştır. Üçüncü Bölüm davranışsal yaklaşımlar yoluyla verimlilik artırıcı bir teknik olan Verimlilik Artırıcı Teklif Sistemi' ni (VATS) içermektedir. Bu bölümde VATS' in tarihçesi, tanımı ve amaçları anlatılmış, daha sonra uygulama sırasındaki akışsal organizasyonu açıklanmıştır. Kullanılan teknikler ve ödüllendirme sistemi açıklanmış, işletme içinde çeşitli düzlemlerdeki ilişkilere olan etkileri irdelenmiştir. Dördüncü Bölüm' de Dünya' da ve özellikle Avrupa' da süregelen, VATS ile ilgili çeşitli uygulamalara ve geliştirici çabalara örnekler verilmiştir. Bu bölümde ayrıca VATS hakkındaki görüşlere yer verilmiştir. Beşinci Bölüm' de VATS' in AEG ETİ firmasındaki uygulaması anlatılmış, amaçlar ile sonuçlar karşılaştırılarak, verilen Verimlilik Artırıcı Teklif Ierle (VAT) ilgili örnekler sunulmuştur. Bu bölüm son olarak Türkiye' de teklif sistemini uygulayan diğer çeşitli firmalardan örnekleri ve yapılan uygulamalarla AEG ETİ' deki uygulama arasındaki farklılıkları içermektedir. Altıncı Bölüm' de sonuçlar ve öneriler yer almaktadır.
-
ÖgeBdt Ülkelerinin Ekonomik Yapısı Ve Türkiye İle Dış Ticaretleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Macun, A. Cengiz ; Özkale, Lerzan ; 55505 ; İşletme Mühendisliği ; Management Engineering15 yıl önce, yan devletçi yapıdan pazar ekonomisine geçişe karar vererek dış pazarlara açılmaya başlayan Türkiye, bugün dünya pazarlarında ağır rekabet şartlarında ihracat mücadelesini sürdürmektedir. Sovyetler Birliği'nin 1991 yılı sonunda dağılmasıyla oluşan yeni bağımsız cumhuriyetler, Türkiye ve dünyanın diğer ülkeleri için yeni ve büyük bir pazarı oluşturmuştur. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri oluşturduğu pazar riskleriyle birlikte büyük kazanç fırsatlarında sunmaktadır. BDT ülkeleri petrol, doğal gaz, altın ve çok çeşitli mineral zenginliklere sahiptir. Ayrıca hızlı kalkınmalarına yardımcı olabilecek eğitim ve üretim altyapıları vardır. Fakat finansman ihtiyaçlarıyla birlikte yeni yönetim ve üretim bilgisi ve teknolojisi ihtiyaçları büyüktür. BDT ülkelerinin bağımsızlıklarıyla birlikte pazar ekonomisini benimsemeleri ciddi ekonomik problemleri beraberinde getirmiştir. Yoğun problemlerle geçen bir kaç yıl ve alınan tedbirlerin sonuçlarıyla birlikte, özelleştirme, ihracatta standartlaşma ve benzeri konularda hızlı ilerlemelerin sağlanması topluluk ülkelerinde problemlerin kontrol altına alınmasını ve ekonominin olumlu yöne seyrini sağlamıştır. Türkiye BDT ülkeleriyle olan siyasi ve ekonomik ilişkilerine ayrı bir önem vermektedir. Bu ülkelerin kalkınmalarına destek verecek yatırımların gerçekleşmesi ve ihtiyaç duyulan malların sağlanması için Türk Eximbank kanalıyla finansman sağlamaktadır. Türk müteşebbisleri BDT ülkelerinde etkin bir çalışma içerisindedirler. Bu çalışmada BDT ülkelerinin sosyo ekonomik yapılan incelendikten sonra dış ticaretleri ele alınmakta ve gelişme doğrultulan değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla giriş bölümünü takip eden ikinci bölümde ülkelerin ayrı ayrı sosyo ekonomik özellikleri verilmekte, üçüncü bölümde ise yine ülkeler bazında genel ticaretleri ve Türkiye ile ticaretleri ele alınmaktadır. Dördüncü ve son bölümde ise Türkiye - BDT dış ticaretiyle ilgili "sonuç" değerlendirilmesi yapılmıştır.
-
ÖgeFutures Ve Opsiyon Piyasaları Ve Türkiye'de Uygulanabilirliği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Ataker, Alper ; Berk, Niyazi ; 55877 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringFutures ve Opsiyon piyasaları 150 yılı aşkın bir süredir A.B.D.'nde işlerliğini sürdürmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin tümünde meydana gelen hızlı fiyat değişiklikleri hem üreticileri hem de bu ürünleri salın alan kişileri zor durumlarda bırakmaktadır. Değişen ekonomik ve sosyal şartlar ülkeleri farklı finansal araçlara yöneltmiştir. İşte Futures ve Opsiyon piyasaları bu araçların en önemlilerini teşkil etmektedirler. Ülkemizde de değişen ekonomik koşullar ve hızlı fiyat artışları nedeniyle vadeli işlemlerin yer aldığı borsaların kurulması gündeme gelmiş ve yapılan çeşitli araştırmaların bir sonucu olarak İzmir'de bir Pamuk Futures Borsası kurulması konusunda çalışmalara başlanmıştır. Bu tezde Türkiye'de şimdiye kadar bu tür borsaların kurulamama nedenlerinden, niçin pamuk ürününün tercih edildiğinden ve hangi ürünler için yeni vadeli işlemler borsası kurulabileceğinden bahsedilmektedir.
-
Ögeİşletmelerde Sosyal Sorumluluk(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Şener, Mustafa ; Biçer, İsmail Hakkı ; 55499 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringBu çalışmada işletmelerin sosyal sorumluluklarının tanım ve kapsamı incelenmiştir. öncelikle işletmenin tanımı yapılmış ve amaçlarının neler olabileceği araştırılıp sınıflandırılarak sosyal sorumluluk olgusunun incelenemesi bu sınıflandırma üzerine kurulmuştur. Sermayedarlar, istihdam, personel, piyasadaki rakipler, tüketiciler ve çevreye karşı olan sorumluluklar incelenmiştir. Bu inceleme sırasında tarihsel süreç, teknolojik gelişme ve insan ilişkilerindeki değişimlerin işletmenin sosyal sorumluluklarına olan etkisi neden-sonuç ilişkisi içerisinde açıklanmaya çalışılmıştır. Tüm insanlığı doğrudan etkilemesi ve stratejik bir sektör olması nedeniyle ilaç sektörü temel alınarak mülakata dayalı uygulama yapılmış ve ülkemizdeki sosyal sorumluluk anlayışına örnek gösterilmiştir. Sonuç bölümünde ise çözüm önerileri sunulmuştur. İletişim ve bilgilendirmenin artması, yasal düzenlemelerin acilen yapılarak işlevsel bir denetimin kurulması, en önemlisi toplumsal yaşama bilincinin her bireye öğretilmesi kaostan kurtulmanın tek yoludur.
-
ÖgeÇevre Yönetim Sistemleri Ve Türkiye'deki Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Bolat, Bersam ; Gözlü, Sıtkı ; 55628 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringÇevre sorunları toplumların gündemine 50' li yılların sonlarında girmeye başlamış, 1990 'lı yıllara gelindiğinde ise sorunların boyutları tartışılamaz şekilde büyümüştür. Çağdaş demokratik toplumlarda çok farklı görüşe sahip olan toplumsal kesimler bile çevreyi koruma konusunda uzlaşmaktadırlar. Çevre ile ilgili kavramlar, yavaş yavaş günlük hayatımızda sıkça duyacağımız kavramlar arasına girmekte ve artık ekonomik düzenlemelerde, planlarda çevre konusuna da bir yer verilmektedir. Tezimin ilk bölümünde çevre sistemi içerisindeki elemanlar ile bunlarla ilgili sorunları tanıtmaya ve ayrıca çevre koruma çalışmalarının mikro ve makro düzeyde ekonomiye olan etkilerinden söz etmeye çalıştım. Sanayi modern toplumlarda ekonominin temel taşıdır. insan ihtiyaçlarının çoğu ancak sanayinin ürettiği mal ve hizmetlerle karşılanabilmektedir. Çevrenin korunması ve çevresel kaynakların daha akılcı kullanılması, her kişi ve kuruluşun olduğu gibi sanayi kesiminin de ortak sorumluluğudur. Günümüzde modern tekneolojiler çevre kirliliğini azaltıcı, atıkları geri kazandırıcı prosesler uygulamakta ve çevre dostu ürünler üretmektedir. Çalışmamın 2. bölümü, özellikle Avrupa ve Amerika'daki sanayi kesiminin, "sürekli kalkınma" fikrini benimsemiş çevreye duyarlı çalışmalarını kapsamaktadır. En son uygulama bölümü ise Türkiye'deki sanayi kesiminin çevre koruma faaliyetleri ve çevre standartlarının uygulanabilmesi konusundaki düşüncelerini kapsayan araştırmayı içermektedir. Tezimin ikinci bölümü ise Avrupa ve Amerika'daki sanayi kesiminin bu tür çevre çalışmalarından örnekler bulunmaktadır. Tezimin 3. bölümünde, Türkiye'de sanayi kesiminin çağdaş üretim anlayışının getirdiği "Çevre Yönetim Sistemleri"ne uygun faaliyetlerde bulunup bulunmadığı araştırılmıştır. Sonuç olarak, Türkiye'de endüstriyel firmaların % 98 'in çevreye karşı duyarlı çalışmalar yaptıkları, ancak "Çevre Yönetimi Sistemi"nin gerektirdiği standartlar hakkında sanayi kesiminin henüz bilgi sahibi olmadığı ortaya konmuştur. Türkiye'de çevre koruma çalışmalarının, bu standartların gerektirdiği gibi yapılması için, önce konu ile ilgili eğitimin sanayi kesimine ve tüketiciye verilmesi gerekliliği araştırmanın en önemli bulgusu olarak saptanmıştır.
-
ÖgeToplam Verimli Bakım Ve Kordsa'daki Toplam Verimli Bakım Uygulamalarının Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Göktaş, Coşkun ; Gözlü, Sıtkı ; 68897 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringTVB, üretim sistemlerinde sıfır ekipman duruşu ve sıfır kalite hatasını hedefleyen bir bakım sistemidir. Altı büyük kayıp olarak adlandırılan ;. Arıza kayıpları. Hazırlık kayıpları. Ayar kayıpları. Boşta çalışma ve küçük duruş kayıpları. Hız kayıpları. Kalite kayıpları' nın ortadan kaldırılmasını amaçlar. TVB, altı büyük kaybı ortadan kaldırabilmek amacıyla, altı önemli faaliyeti içerir.Bu faaliyetler şunlardır :. Üretim, bakım ve mühendislik departmanlarınca organize edilen proje grubunun, altı büyük kaybı ortadan kaldırması. ( Ekipman etkinliğinin maksimize edilmesi ). Bakım departmanının planlı bakım faaliyetlerini yürütmesi.. Mühendislik hizmetleri departmanının önleyici mühendislik faaliyetlerini yürütmesi.. Ürün tasarım departmanının imalatı kolay ürün tasarım faaliyetlerim yürütmesi.. Yukarıdaki çalışmaların eğitim ile desteklenmesi. Bu çalışmada tüm bu faaliyetler ayrıntıları ile ele alınmış, geniş bir içeriğe sahip olması ve pek çok yeni konuyu bünyesinde barındırması nedeniyle bazı kısımlar özet olarak verilmiştir. Tez iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, TVB tanım, tarihçe ve hedefleri ele alındıktan sonra, TVB'nin ana konulan olan, altı büyük kaybın ortadan kaldırılması, kullanıcı (otonom) bakım, planlı bakım ve erken ekipman yönetimi konularına yer verilmiştir. ikinci kısımda ise, ülkemizin önde gelen firmalarından olan KORDSA'daki TVB uygulamalarının değerlendirilmesi yapılmıştır. KORDSA, ülkemizin tek ve ilk, kord bezi ve endüstriyel bez üreten firmasıdır. KORDSA' da TVB uygulamaları 1994 yılında başlatılmış ve halen sürdürülmektedir. Bu süre içinde şu sonuçlara ulaşılmıştır :. Arıza sürelerinde ortalama %38' lik azalma.. İM arıza arasındaki ortalama sürede %175'lik artış.. Arızalanan ekipmanın ortalama devreye giriş süresinde %41 ' lik azalma.. Bakım maliyetlerinde %4 artış.. Bakım malzemesi ortalama stok seviyesinde %33 ' lük azalma.. Prosesler arası stok seviyesinde %35'lik azalma.. Personel eğitim saatlerinde %45'lik artış.
-
ÖgeÇalışma Sermayesi Yönetimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Alpay, Nihal Kahrıman ; Gürsoy, Cudi Tuncer ; 75566 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringWorking capital management is important for two reasons. First, most of the firm ' s investment in current assets is more than half its total assets. Likewise, current liabilities often account for more than half of total liabilities. Second since current assets and liabilities change daily, their effective managment is necessary to ensure sufficient liquidity for the firm. At the same time, effective management assists the firm in reaching its longer run goals. ' The assets of firm are normally broken down, into two classes current (short term ) and fixed (long term ). Current assets are those that are cash or expected to be converted into cash, within one year. Liabilities also are split between current and long term, with current liabilities being those expected to be paid with in one year. There is no universally accepted definition of short term finance. The most important difference between short term and long term finance is the timing of cash flows. Short term financial decisions typically involve cash inflows and out flows that occur within a year or less. For example short term financial decisions are involved when a firm orders row materials, pay in cash, and anticipates selling finished goods in one year for cash. In contrast, long term financial decisions are involved when a firm purchases a special machine that will reduce operating cost over, say, the next five years. What type of questions fall under the heading of short term finance ? To name just a very few : 1. What is a reasonable level of cash to keep on hand ( in bank ) to pay bills 9 2. How much should the firm borrow short term ? 3. How much credit should be extended to customers? Working capital management involves administration of current assets, such as cash, receivables, and inventories, and current liabilities as well. Net working capital refers to the firm's current assets minus its current liabilities. İn this study : 1. The factors must be considered when determining a firm's working capital policy are examined, 2. Four industry were selected from Turkey, 3. Applied policies were determined and searched the reasons of these applications. We start our analysis of working capital policy with the idea of liquidity. Liquidity is IX an important factor in determining a firm's working capital policy. It's a function of its current assets and liquidity levels, and composition, and its ability to raise cash when needed.The firm's ongoing liquidity is function of its cash cycle. As row materials are purchased, the firms current liabilities increase through accounts payable. Subsequently, the firm pays for this trade credit. At the same time the row materials are converted into finished goods through the production process. After reaching the finished goods inventory, they can be sold for cash or on credit. In the latter case accounts receivable are created. Finally, the accounts receivable are collected, resulting in cash. Liquidity is influenced by all aspects of the cash cycle since increases in purchases, inventories or receivables will decrease liquidity. A helpful way to look at the cash flow for the firm is to analyze the firm's cash conversion cycle. A cash conversion cycle reflects the net time interval in days between actual cash expenditures of the firm on productive resources and the ultimate recovery of cash. As shown in Figure 1, once of the puchase of the row materials is made, the inventory cash conversion period determines the average number of days it takes to produce and sell the product.The receivables conversion period determines the number of days it takes to collect credit.sales, the operating cycle, which is : operating cycle = inventory conversion period + receivables conversion period measures the total number of days from purchase to when cash is received. However becouse the row materials typically are not paid for immediately we must also determine how long the firm defers it's payments. The differance between the operating cycle and the payable deferral period is cash conversion cycle : cash conversion cycle = operating cycle - payable deferral period As the cash conversion cycle lenghtens, the firm's liquidity worsens ; as the cycle is shortened, the firm's liquidity improves. Purchase Sales Cash made on credit received T< inventory conversion * T< receivables conversion ?T period period i cash; outlay ?- payable deferral period j cash conversion cycle operating cycle Figure 1. Cash Flow Timing In order to determine cash conversion cycle, the following steps are employed Step 1 : Calculate the receivables turnover which is :,,. sales in credit receivable turnover = average accounts receivables Step 2 : Calculate the inventory turnover : inventory turnover = ^ of good sold average inventory Step 3 : Determine the payables turnover :.,,. cost of goods sold payables turnover = 2. average accounts payable Step 4 : Divide the three turnover ratios into 365 days to calculate the receivables conversion period, inventory conversion period, and payable deferral period These steps show that the cash cycle depends on the inventory, receivables, and payable periods. Take one at a time, the cash cycle increases as the inventory and receivable periods get longer. It decreases if the company is able to defer payment of payables and thereby lengthen the payables period. Most of firms have a positive cash cycle, and they thus require financing for inventories and receivables. The longer the cash cycle, the more financing required. Also, changes in the firm's cash cycle are often monitored as an early warning measure. A lengthening cycle can indicate that the firm is having trouble moving inventory or collecting on its receivables. The cash conversion cycle is a quick and convenient way to analyze the liquidity of the firm. A firm can manage its current assets and current liabilities aggressively or conservatively. The characteristics of these policies are as below : Characteristics of aggressive ability management : 1. High levels of current liabilities, 2. Low levels of current assets, 3. Short cash conversion cycle, 4. Lower interest costs if short term rates are lower than long term rates, 5. Lower expences and higher revenue, 6. Higher risk and higher return strategy. XI Characteristics of conservative management : 1. Low levels of current liabilities, 2. High levels of current assets, 3. Long cash conversion cycle, 4. Higher interest costs if long term rates are higher than short term rates, 5. Higher expences and lower revenue, 6. Lower risk and lower return strategy. The alternative working capital policy is matched strategy. The matching principle can be stated as follows : permanent investments in assets should be financed with permanent sources of financing,.and short term assets should be financed with short term liabilities. The short term financial policy that a firm adopts will be reflected in at least two ways: 1. The size of firm's investment in current assets : A flexible or accomodative short term financial policy would maintain a relatively high ratio of current assets to sales. A resrictive short term financial policy would entail a low ratio of current assets to sale. 2. The financing of the current assets : This is measured as the proportion short term dept and long term dept used to finance current assete A resrictive short term financial policy means a high proportion of short term debt to long term financing, and a flexible policy means less short term debt. If we take these two areas together, a firm with a flexible policy would have arelatively large investment in current assets. It would finance this investment with relatively less in short term debt. The net effect of flexible policy is thus a relatively high level of net working capital. Put another way, with a flexible policy, the firm maintains a larger overall level of liquidity. After these definitions ; four industry from Turkey were investigated. Tese industries are : 1. Metal Eşya Makine ve Gereç Yapım Sanayi, 2. Metal Ana Sanayi, 3. Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi, 4. Kimya, Petrol, Kauçuk ve Plastik Sanayi. The ratios as given below ; determined for each industry : 1. Liquidity ratios : - Current ratio, - Acid-test ratio, 2. Turn overs : - Receivables turnover, - Inventory turnover, - Payable turnover, 3. Profitability : - Return on assets, - Return on equity, xii 4. Financial Leverage : - Short term liabilities/total liabilities, - Current assets/total assets, 5. Cash Conversion Cycle : - inventory conversion period, - Receivables conversion period, - Payable defferal period, - Operating cycle, - Cash conversion cycle. The means of these ratios were tested by using statistical methods Then the behaviour of industries on this subject were tried to be obtained These evaluations can be summarized as below : Table 1. Applied Policies in industries Cur.assets / Tot. Cur.liabilities/ Applied assets Tot. liabilities policy As we can easily understand from Table 1 : - Matched policy is applied in Metal Eşya Makine ve Gereç Yapım Sanayi, - Aggressive policy is applied in Metal Ana Sanayi, - Agressive policy is applied in Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi, - And firms apply different policies in Kimya, Petrol, Kauçuk ve Plastik Sanayi.
-
ÖgeMekanik Endüstride Cad/cam Sistemlerinin Seçimi Ve Etkin Kullanımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Yakın, Mete ; Sümen, Halefşan ; 75118 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringFirmalar, tasarım ve üretim süreçlerini gözden geçirerek, daha verimli ve uygun performansta çalışarak, daha az maliyetli, ve yüksek kalitede ürünler almasını sağlayacak Bilgisayar Destekli Tasarım (CAD, Computer Aided Design) ve Bilgisayar Destekli Üretim (CAM, Computer Aided Manufacturing) sistemlerinin getirdiği avantajlardan faydalanmak için sisteme geçmek istemektedirler. Ancak, ülkemizde bu geçiş süreci ve kullanım aşamasına gereken önem verilmeyerek, yapılan yanlış yatırımlarla firmalar zarara uğramaktadır. Söz konusu hataların başladığı nokta seçim aşaması olup, ihtiyaçların, amaç ve hedeflerin sağlıklı bir şekilde belirlenmemesi, yöneticilerin gerek firma, gerekse de konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları ve araştırma da yapmamaları sebebiyle sistemden yararlanmak bir yana, eski sistemi arar duruma gelinmektedir. Tüm bu nedenlerden ötürü, son derece hassas olan bu konu üzerine eğilip, öncelikle CAD/CAM kavramlarına açıklık getirilerek, sistem genel olarak tanıtılmış, faydalarından bahsedilmiş ve sistemin Bilgisayarla Bütünleşik Üretim (CİM) anlayışının bir parçası olduğu vurgulanarak, sistemden maksimum fayda almanın diğer CİM öğelerini de kazanarak gerçekleşeceği belirtilmiştir. CAD/CAM Sistemleri hakkında genel bir fikir verildikten sonra, üretim sektöründe makina endüstrisi ele alınarak, sistemin sektördeki yeri hakkında bilgi verilmiş ve sisteme geçiş kararı alan bir firmanın sağlıklı seçim yapabilmesi için geçmesi gereken aşamalar, yapması gereken faaliyetler ele alınmıştır. Burada tüm faaliyetler ile hesaplama ve değerlendirme yöntemlerinden bahsedilerek, konu gerçek örneklerle desteklenmiş, yapıcı önerilerde bulunulmuştur. Sonraki bölümde, gereksinimlerine uygun CAD/CAM sistemine, doğru ve isabetli kararlar alarak geçiş yapan firmanın, sistemden gerektiği gibi verim alabilmesi için yapması gereken faaliyetler olan başta eğitim ve organizasyon çalışmaları üzerinde durulmuş ve dünya üzerindeki saygın firmaların yaptığı araştırma sonuçları ile konunun önemi çarpıcı bir şekilde ifade edilmiştir. Bir başka bölümde CAD/CAM yazılımları üzerinde ayrıntılı bir şekilde durularak, tüm özelliklerinden bahsedilmeye çalışılmış ve daha sonra üretim sektöründen CAD/CAM yazılımı seçimi uygulamasıyla gerçek bir örnek verilerek, konu netleştirilmiştir
-
ÖgeTürkiye'de Küçük Ve Orta Boy Sanayi İşletmeleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Erkan, Erdinç ; Bolak, Mehmet ; 75375 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringBu çalışmamda, Türkiye ve Dünya ekonomisinde çok önemli bir yer teşkil eden Küçük ve Orta Boy İşletmelerimizi daha yalandan tanımak, sorunlarını ve ihtiyaçlarını tespit ederek ekonomideki gerçek yerini saptamaya çalıştık. Küçük ve Orta boy işletmelerin ekonomik kalkınmadaki çok önemli yeri, istihdama katkısı, girişimciliğin ve sanayileşmede atılan ilk adım olması vede ekonomik gelişim sürecinde üstlendiği rol nedeniyle bu firmalarımız özel bir yere ve öneme sahiptir.Bu bağlamda, bu şirketlerimizin desteklenmesi ve rekabet gücünün artırılması gereklidir. Bu çalışmamız içerisine Küçük ve Orta boy işletmelerimizin gelişimleri anlatılmış, karşılaştıkları sorunlar ortaya konmuş, bu işletmelerimize destek olan ve hizmet veren kuruluşlar tanıtılmış, bu kuruluşların ne tip yardımlar sağladığı tanıtılmıştır. Bunun yanısıra, Avrupa Birliğinin, küçük ve orta boy işletmelere olan bakış açısı ve Avrupa Birliğinde KOBİ'lere destek olan ve hizmet veren kuruluşlar tanıtılmıştır. Genel olarak bu çalışmanın bölümler bazında içerikleri aşağıdaki gibidir; İlk bölümde, KOBİ'lerin ortaya çıkışıyla ilgili olarak bilgi verilmektedir. İkinci bölümde, genel olarak KOBİ tanımlamaları, KOBİ'lerin sorunları ve temel özellikleri ortaya konmuş, ekonomik ve sosyal katkıları belirtilmiştir. Üçüncü bölümde, KOBİ'lerin sorunları ve KOBİ'lerle ilgili olarak yapılan anket değerlendirmeleri ile KOBİ'lere sağlanan çeşitli teşvikler ve devlet yardımları ele alınmıştır. Dördüncü bölümde ise Avrupa Birliğinde KOBİ'lere olan bakış açısı ile yapılan desteklemeler ve devlet yardımları ele alınmıştır. Son kısımda ise konu ile ilgili ortaya konan sonuçlar ve öneriler kısmı yer almaktadır.
-
ÖgeOrganizasyonlarda Süreç Yönetimi Ve Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Kılavuz, Saadet ; Albayrak, Cemil ; 75449 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringYüksek Lisans Tez çalışması olan " Organizasyonlarda Süreç Yönetimi ve Uygulaması " günümüz işletmelerinde kullanılan en yaygın yönetim yaklaşımı' dır. Çalışmanın birinci bölümünde, organizasyon kavramı ve bu konudaki görüşler irdelenmiştir. I960' lardan itibaren işletme örgütlerinin çevreye uyum gösteren açık sosyal sistemler olarak ele alındığı görülmüştür. Aynı zamanda yönetim düşüncesinin gelişimi incelenmiştir. İkinci bölümde, süreç yönetimi, süreç hiyerarşisi ve süreç karakteristikleri anlatılmıştır. Üçüncü bölümden altıncı bölüme kadar, süreç yönetiminin temelleri olan; süreç başlangıcı aşaması, süreç tanımlanması aşaması ve süreç kontrolü aşaması detaylı olarak sunulmuştur. Süreç başlangıcı aşamasında; süreç sahiplenilmesi ve sınırlar - ara yüzeyler, süreç tanımlanması aşamasında; akış diyagramları ve süreç kontrolü aşamasında; kontrol noktaları, ölçümler ve geri besleme - düzeltici faaliyetler alt başlıkları verilmiştir. Süreç analizin' de klasik yöntemler ve modern yöntemler altıncı bölümde, süreç değerlendirilmesi ve ölçülmesi ise yedinci bölümde anlatılmıştır. Son bölümde, süreç yönetimi anlayışının ürün geliştirme süreci için uygulaması gösterilmiştir. Uygulanan yöntem sonucunda, verimsiz üretken olmayan ve müşteriler için katma değer yaratmayan faaliyetler elimine edilmiştir. Böylece rekabet koşullarına uyabilen ve müşterilere kaliteli, daha ucuz ve çabuk hizmet sunabilen bir süreç oluşturulmuştur.
-
ÖgeKamu Borçlanma Senetlerinin Bankaların Mali Tabloları Üzerindeki Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Ülgiray, Ayşe Ece ; Gürsoy, Cudi Tuncer ; 75237 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringTürk Ekonomisi uzun yıllardır ekonomi politikalarındaki aksaklık nedeniyle yüksek faiz ve enflasyonist baskı kıskacı altında bulunmaktadır. Başarılı bir vergi reformunun gerçekleştirilememiş olması ve kamunun harcamalarını karşılamak için yeterli kaynağın tahsis edilememiş olması nedeniyle kronik hale gelen bütçe açıklarının finansmanında borçlanma araçlarına ağırlık verilmiştir. Ancak bu durum hem borç faiz ödemelerinin bütçeye yükünü artırmış, hem de mali piyasalardaki kalabalıklaşma etkisini ve enflasyonist baskıyı beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada bütçe açığının finansmanı amacıyla çıkarılan kamu borçlanma belgelerinin genel ekonomi ve özellikle de ekonominin baş aktörü ve kamunun birincil fon kaynağı durumunda olan bankaların mali yapılan üzerindeki etkileri araştırılmıştır, ilk bölümde çalışmanın amacı, kısıtlan ve izlenen yöntem hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde devletin neden borçlanmaya başvurduğu, iç borçlanma türleri ve kaynaklan ile borçlanmanın çeşitli kesimler üzerindeki etkileri anlatılmıştır. Daha sonra Türkiye' de yıllar itibariyle iç borçların nasıl bir gelişim gösterdiği çeşitli tablolarla da desteklenerek anlatılmıştır. Üçüncü bölümde devlet iç borçlanmasının, devletin en önemli fon kaynağı konumunda olan bankaların mali yapısı üzerindeki etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla öncelikle bankaların aktif-pasif yapısı tanıtılarak, bankaların çeşitli kaynaklardan elde ettikleri gelirler ve karlılık ölçümleri anlatılmıştır. Daha sonra 1980' li yıllarda yaşanan finansal liberalizasyon sürecinin bankacılık sektörüne olan etkileri incelenmiştir. Bankaların yatırım politikaları da araştırılarak, hangi unsurlara dayanarak menkul değerler portföyünün kompozisyonunun belirlendiği ve bu portföyde yer alabilecek menkul değer çeşitleri tanıtılmıştır. Dördüncü bölüm olan uygulama bölümünde kamu borçlanma belgelerinin bankaların karlılıkları ve gelir yapılan üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla bilgisayarla Limdep programlama dilinde regresyon analizi yapılmıştır. Türkiye' de kurulmuş bulunan 69 bankanın 1988-1996 yıllarına ait bilanço ve gelir tabloları incelenerek çeşitli oranlar bulunmuştur. Bankaların çalışma sürelerinin farklılığından doğan veri yetersizliğini gidermek için analizde Panel Data yöntemi uygulanmıştır. Bankaların en önemli üç gelir kaynağı olan menkul değerler portföyü, krediler ve komisyon gelirlerinin banka karlılığı üzerindeki etkisinin derecesi ve yönü saptanmaya çalışılmıştır. Elde edilen sonuçta bu üç gelir kaynağının karlılık üzerinde birbirinden oldukça farklı etkilerde bulunduğu gözlenmiştir. Sonuç kısmında da kamunun sermaye piyasaları, özellikle de bankalar üzerindeki borçlanma ihtiyacındaki artıştan doğan baskısının azaltılması için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
-
ÖgeTürk Makine Sanayiinde Teknolojik Gelişmelerin İstihdama Etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2001) Bulut, Mehmet ; Ansal, Hacer ; 75457 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringBu çalışmanın amacı, yeni otomasyon teknolojilerinin istihdama niceliksel ve niteliksel etkilerini, bu teknolojilerin yaygın olarak kullanıldığı Türk makine sanayiinde incelemektir. Çalışmanın yöntemi ise, yeni teknolojilerin istihdama etkisini farklı ekonomik birim düzeylerinde, (firma, endüstri, ulusal ekonomi ) bu düzeylerin birbirleriyle olan ilişkilerini de göz önünde tutarak incelemeye dayanmaktadır. İktisat teorisinde teknolojik gelişmelerin istihdam ile olan ilişkisi oldukça karmaşık olarak gözükmektedir. Bunun en önemli nedeni ise, istihdam düzeyinin belirlenmesinde teknoloji faktörünün yanısıra, diğer birçok etkenin de rol oynamasıdır. İktisat literatüründe, mikroelektronik temelli yeni teknolojilerin makine düzeyinde istihdamı azalttığı, ancak bu azalmayı telafi edecek mekanizmaların varlığı yüzünden; firma, endüstri ve ulusal ekonomi gibi düzeylerde teknolojik işsizlik probleminin yaşanmayabileceği belirtilmektedir. Nitelik açısından ise genel olarak yeni teknolojilerin vasıflı işgücüne olan talebi arttırdığını, ancak bu noktada organizasyon yapısının da etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu çalışmada yukarıdaki varsayımların ışığı altında, alan araştırması kapsamındaki Türk makine sanayii firmalarında yeni teknolojilerin adaptasyonunun istihdamı azaltmadığı gözlenmiştir. Bu ise büyük ölçüde yeni teknolojilerin yarattığı üretim artışlarının istihdam azalışlarım telafi etmesine ve reel ücretlerin yükselme trendine girmemiş olmasına bağlıdır. Mikro düzeyde görülen bu olumlu trend ise, daha makro düzeylerde, Türk makine ve imalat sanayiinde gözlenmemiştir. Bu düzeylerde yeni teknolojilerin adaptasyonunun istihdamı azalttığı yönünde bulgulara rastlanılmıştır. Nitelik açısından ise, yeni otomasyon teknolojilerinin Türk imalat ve makine sanayiinde yaygınlaşmasıyla birlikte, yüksek vasıflı işgücüne olan talebin arttığı, ancak diğer yandan programlama bilgisi ve üretim süreci üzerinde takdir yetkisi olmayan operatörlerin vasıf düzeylerinin azaldığı gözlenmiştir.
-
ÖgeBir Havayolu Şirketinde Orta Ve Uzun Vade Planlamada Uçak Seçimi Projesinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Akdil, Gökhan ; Durmuşoğlu, Semra ; 75619 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringBu çalışmada havayolu yönetimlerinin orta ve uzun vadeli planlama çalışmalarının çok önemli bir parçasını oluşturan filo planlaması konusu incelenmiştir. Birinci bölümde filo planlama işleminin tanımı verilmiş ve filolanlamanm havayolu için önemi vurglanmıştır. İkinci bölümde genel olarak ulaştırma sektöründen bahsedilmiş, havayolu taşımacılığına ait detay bilgiler verilerek havayolu taşımacılığına ait sorunlar öerilen tedbirler açıklanmışı. Üçüncü bölümde filo planlama işleminin detaylı bir analizi bulunmaktadır. İşlemin her bir kademesi makro ve miko düzeyde incelenmiştir. Dördüncü bölümde filo planlama işleminin pratik bir uygulaması, bir havayolu şirketinin yapmış olduğu bir orta kapasiteli - orta menzilli uçak seçimi çalışması şirketin incelediği konular baz alınarak açıklanmıştır. Beşinci ve son bölümde ise dördüncü bölümde yer alan çalışma değerlendirilmiş eksikler vurgulanmış ve önerilerde bulunulmuştur.
-
ÖgeBanka Sermayesi, Basle Anlaşması Ve Türkiye'de Uygulamalar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003) Vardar, İnci ; Gürsoy, Cudi Tuncer ; 75137 ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringBu çalışmada 1989 yılında yapılan Uluslararası Basle Anlaşması'nın Bankacılık alanında ortaya koyduğu "risk-ağırlıklı sermaye standartları" incelenmiştir. Birinci bölüm olan giriş bölümünde çalışmanın amacı, kapsamı, uygulama sırasında izlenilen yöntem ve karşılaşılan kısıtlamalar anlatılmıştır. İkinci bölümde banka sermayesinin tanımı, unsurları, amaç ve fonksiyonları üzerinde durulmuştur. Bu bölümde ayrıca, Basle Anlaşması, amacı, anlaşmada blirlenen Cooke Rasyosu'nun prensipleri, kritikleri incelenmiştir. Üçüncü bölümde, COOKE Rasyosu'nun esaslarına dayanarak Türkiye'de yapılan uygulama araştırılmış ve bu uygulama dikkate alınarak, kamu ve özel sermayeli ticari bankaların, sermaye yeterlilik rasyoları hesaplanmıştır. Sınır kabul edilen %8 değerinin altında ve üstünde sermaye yeterliliğine sahip bankaların, bazı kriterler dikkate alınarak ortak özellikleri araştırılmıştır. Ayrıca, sözkonusu kriterlerin sermaye yeterliliği standart rasyosundaki değişimleri açıklama yetenekleri incelenmiştir. t Dördüncü bölüm olan sonuç bölümünde ise bir önceki bölümde elde edilen sonuçlar yorumlanmış ve değerlendirmeler yapılmıştır.
-
Ögeİmalat Sektöründe İnovasyon, Türkiye’de İnovasyona Yönelik Engeller, Kaynaklar Ve Teşvikler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-07) Emeksizoğlu, Bahar ; Gözlü, Sıtkı ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringBu çalışmada, Türkiye’de imalat sektöründe inovasyonun mevcut durumu incelenmiş ve inovasyona yönelik engeller, teşvikler ve kaynaklar ortaya koyulmuştur. Öncelikle, inovasyon ve inovasyon türleri ile ilgili literatürdeki çalışmalar incelenmiş ve bu çalışmalar doğrultusunda Türk İmalat Sektörü’ndeki firmalara uygulanan anketler incelenmiştir. Günümüzde güncel olarak çok fazla incelenen bir konu olan inovasyona engel olabilecek parametreler, firmaların inovasyon yapabilmek için kullandıkları kaynaklar, teşvikler ve inovasyon için amaçları önem dereceleri ile araştırılmıştır. Firmaların yöneldiği kaynaklar ve kendilerine engel olabilecek parametreler literatür araştırmalarında belirtilen parametreler ile uyumlu bulunmuştur. Aynı zamanda ürün, proses pazarlama ve organizasyonel inovasyon olarak firmaların ne tür çalışmalar yapmış oldukları ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak ise Türk İmalat Sektörü’nde geçmişte ve gelecekte beklendiği ve literatürde incelendiği oranda çalışma yapılmadığı gözlemlenmiştir.
-
Ögeİç Lojistik Sistemlerinin Yalın Üretim Bakış Açısıyla Yeniden Tasarlanması Ve Otomotiv Sektöründe Örnek Bir Uygulama(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-07) Gecü, Bilal ; Sümen, Halefşan ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringToyota Üretim Sistemi’ni temel alan yalın üretim, israfların giderilmesi yolu ile çeşitli alanlardaki performansı yükseltmeye odaklanmıştır. Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de otomotiv sektöründe faaliyet gösteren Japon ortaklı bir firmada yürütülen bir yalın üretim projesinin başlangıç safhasından itibaren gidilerek yaşanan değişimlerin adım adım anlatılması ve bu süreçte yaşanan iyileştirmelerin örnekleriyle ortaya konmasıdır. Yalın üretim sisteminin tam anlamıyla çalışabilmesi için kalite, satınalma, planlama, imalat ve lojistik birimleri başta olmak üzere tüm kurumun bu bilinç içinde hareket etmesi gerekmektedir. Firmada 2007 sonu itibariyle başlatılan bu projede çok hızlı ilerleme kaydedilmiştir. Avrupa üretim üssü olmayı hedefleyen bu sebeple de 2008 sonunda hatta girecek yeni model araçlarla birlikte yalın üretim felsefesinin tam olarak uygulanmasını isteyen firmada yürütülen proje ile ilgili detay bilgilere bu çalışmada yer verilmiştir. Burada ele alınan konu lojistik gelişmelerle ilgilidir. İç lojistik sistemlerinin yeniden tasarlanması söz konusudur. Öyle ki eski sisteme ait ne varsa kademe kademe kaldırılmış ve yalın üretim felsefesine uygun yapı oluşturulmaya başlanmıştır. Projeye İngilizce’de “Kit Halinde Teslimat” anlamına gelen “Kit Delivery” ismi verilmiştir. Parçaların depolanması, montaj hattına teslim edilmesi gibi iç lojistik sistemlerle ilgili radikal adımlar atılmış; montaj hattı çevrim zamanını düşürmek, “FIFO”yu tam anlamıyla uygulamak ve istenen kalite standartlarında araç üretmek için nasıl bir lojistik yapılanma içinde olunması gerektiği özümsenerek çözümler geliştirilmiştir. Yalın üretim felsefesinin tam anlamıyla uygulanabilmesi için en büyük sorumluluk lojistik kısmına aittir. İlk gelişim lojistik kanadı tarafından gerçekleşmelidir. Diğer birimler lojistik yapının kurulmasının ardından kendi sistemleri ile ilgili çalışmalara başlayabilirler. “Kit Delivery” projesi yalın üretim felsefesinin uygulanabilmesi için atılan ilk adımdır. Temel düşünce “çalışanların işini kolaylaştırmak, verimliliği arttırmak ve hata yapmayı engelleyen sistemler kurmak” şeklinde ifade edilebilir. Bu bakış açısıyla iç lojistik sistemlerinde eskiye ait atıl kapasiteler ve verimsizlikler tespit edilmiştir. Lojistik rotaları ile değer akışları elde edilmiş ve en kolay yoldan en kısa biçimde malzemelerin istenen yere yalnız ihtiyaç miktarı kadar ulaştırılması için çalışılmıştır. “Kit Delivery”nin asıl gayesi hatta yürüyen her bir araç için yalnızca ihtiyaç duyulan malzemelerin, ihtiyaç duyulan miktarda hazırlanması ve hatta teslim edilmesidir. Hat kenarındaki doluluğun önüne geçilmelidir. Bu sayede hem stoklar daha iyi takip edilecek hem de izlenebilirlik artacaktır. Kalite kontrol noktaları için boşluklar yaratılacak ve hataların tespit edilerek geri bildirim yoluyla önlenebilmesi için uygun ortam da oluşmuş olacaktır. Bu da “DPU” değerlerini düşürecektir. Çalışanın işini kolaylaştırarak onu mükemmele yaklaştırmak elbette bir mühendisin görevidir. Öyle bir yapı kurulmaldır ki çalışan şu üç ilkeye göre iş yapabilir hale gelsin: “Düşünmek yok, Yargı yok, Seçim yok”. Örneğin hangi malzemenin hangi araca takılması gerektiği ile ilgili çalışan düşünmemelidir, tercih yapmamalıdır, akıl yürüterek kararlar vermemelidir. Kendisine servis edilen malzeme grubu üzerinden sıradaki parçayı gözü kapalı alabilmelidir. Projedeki genel akış ; lojistik rotalarının her bir çalışan için çizilmesi, verimsizliklerin tespiti, yeni yerleşim planının yalın üretim düşüncesi ile örtüşecek şekilde yeniden oluşturulması, uygulama esnasında görülen eksiklikler sebebiyle çeşitli revizyonların yapılması, zaman etüdleri yapılarak ihtiyaç duyulan işgücünün tespit edilmesi, yeni sistemin işleyişi ve kazandırdıklarının ortaya konması ve gelecekte yapılması hedeflenen açık kalmış noktaların belirlenmesi olarak özetlenebilir.
-
ÖgeAltı Sigma Metodolojisi Ve Tedarikçi Bazında Uygulanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-25) Türksel, Mert ; Sümen, Halefşan ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringGünümüzde firmalar çok sert global rekabet koşulları altında çalışmaktadırlar. Bu sert rekabet koşulları altında ayakta kalmak, hatta lider olmak isteyen firmalar için verimlilik ve kalite vazgeçilmez kavramlardır. Büyük oranda bu iki kavrama bağlı firma pazar paylarının, satışlarının, karlılığının, maliyetlerinin vb. önemli performans göstergelerinin iyileştirilmesi, günümüzün modern yönetim anlayışı olan Altı Sigma yönetim sistemi ile kolaylıkla sağlanabilmektedir. Altı Sigma yönetim sistemi her türlü iş sürecine uygulanabilen bir sistemdir. Bu çalışmada, Altı Sigma yönetim sisteminin hem yönetimsel açıdan hem de istatistik bilimi açısından anlaşılması amaçlanmıştır. Altı Sigma hakkında verilen bu bilgiler ışığında, üretim sektöründe bir tedarikçi firmada, Altı Sigma sisteminin dünyaca kabul edilmiş iyileştirme metodolojisi olan TÖAİK döngüsünün, kalite ve verimlilik iyileştirmesi amaçlı nasıl uygulandığı ve ne sonuçlar verdiği araştırılmıştır.
-
ÖgePerakende Sektöründe Bilgi Sistem Projeleri Uygulamalarında Başarı Faktörlerinin Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-25) Yılmaz, Metin ; Bolat, Bersam ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringBilgi sistem projeleri uygulama süreci, belirsizliklerin çok olduğu, tamamlanması güç bir iştir. Çoğu zaman uygulama süreci bütün kurumu güçlü bir şekilde etkilediği gibi, kurum içindeki farklı birimler üzerindeki etkisi de farklı olabilmektedir. Özellikle, kurum içindeki farklı fonksiyonel birimlere ve perakende sektörüne özel olarak, çalışılan farklı ürün gruplarının özelliklerine göre algılar değişebilmektedir. Bu çalışmada, bilgi sistemlerinin anlaşılması ve bu sistemlerin perakende kuruluşlarına uygulanması sırasında etkili olan başarı faktörlerini ortaya koyarak, sektördeki kurum ve proje yöneticilerinin benzer uygulamalarda karşılaştıkları belirsizliklerin giderilmesi amaçlanmaktadır. Araştırma kapsamında, bir anket çalışması yapılarak, perakende sektöründe bilgi sistem projeleri uygulamalarında etkili olan başarı faktörleri ve başarıyı belirleyen başarı kriterleri belirlenmiş, bu faktör ve kriterler, kurum içindeki görev, çalışılan ürün grubu, tecrübe, projedeki rol ve bilgi sistemlerinden etkilenme özelliklerine göre ortaya çıkardıkları farklar bakımından değerlendirilmiş ve başarı faktörlerinin başarı kriterleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır.
-
ÖgeAr-ge Departmanı İçin Bir Performans Değerlendirme Modeli: Kurumsal Karne Ve Analitik Hiyerarşi Yönteminin Bütünleşik Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-08-14) Sezerel, Burak ; Cebeci, Ufuk ; İşletme Mühendisliği ; Management EngineeringAR-GE aktiviteleri ve bu aktivitelerin en bilindik kaynağı olan AR-GE departmanları, mevcut yüksek rekabet ortamında, şimdiye kadar hiç sahip olmadığı düzeyde bir öneme sahip olmuş durumdadır. Organizasyonlar ise pazarda rekabetsel avantaj yaratmak için kendi öz teknolojilerini geliştirmek zorundadır. Sonuç olarak, fikrin ortaya çıkışından ürünün pazarda yer almasına kadar olan kanalı yöneten teknoloji geliştirme süreci izlenmeli, değerlendirilmeli ve etkin bir biçimde yönetilmelidir. AR-GE aktivitelerinin doğasından kaynaklanan tüm zorluklara rağmen firmalar bu süreci ve ilgili sonuçlarını değerlendirmek konusunda rekabetçi dış baskı tarafından yönlendirilmektedir. Bu çalışmada Kurumsal Karne (Balanced Scorecard) ve Analitik Hiyerarşi Yöntemi bütünleştirilerek AR-GE departmanlarının performanslarını değerlendirmeye yönelik analitik bir yaklaşım geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada öngörülen model AR-GE performansına etki eden ana göstergeleri ağırlıklandırmakta ve sıralamakta olup, AR-GE deneyimi 15 yılı geçkin olan bir firma üzerinde uygulanmıştır. Modelin deneyimi daha düşük olan bir firmaya uygulanmasının ardından ise kıyaslama (benchmark) amacıyla sonuçlar değerlendirilmiştir.