FBE- Maden Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Maden Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeBilgisayarla şev stabilitesi probleminin incelenmesi ve Çan linyitlerine uygulanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Öztürk, Oğuz ; Nasuf, Erkin ; 14150 ; Maden Mühendisliği ; Mining EngineeringBu çalışmada şev stabilitesi ve problemleri incelenmiş, T.K.İ. Çan linyitleri işletmesi için uygulama gerçekleştirilmiştir. İlk bölümde stabilite problemlerinin çözüm yöntemlerine ilişkin metotlar araştırılmış ve bunların uygulama sahası ile düzlemsel ve dairesel kaymaya ilişkin esaslar kısaca izah edilmiştir. Ödevin diğer bölümlerinde hazırlanan bilgisayar programının tanıtılması, çalışma esaslarının belirlenmesi, uygulama genişliği ve tipleri hakkında geniş bilgi verilmiştir. Ödevin son bölümünde ise programın değişik parametreler ile çalıştırılması ve şevlere tatbiki ile irdelemeler yapılarak pratik sonuçlar elde edilmeye çalışılmıştır.
-
ÖgeBugüne kadar ülkemizde işletmeler bazında yapılan biriketleme çalışmaları ve bunların değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Yaşar, Özgür ; Kural, Orhan ; 14152 ; Maden MühendisliğiBu çalışma da, ülkemizdeki toz kömürlerin ekonomik bir biçimde değerlendirilmesiyle ilgili teknolojilerden birisi olan biriketleme yöntemi tanıtılmaya çalışılmış ve konu; katkı maddesi ve presleme konusundaki gelişmelerde ilave edilerek oldukça geniş tutulmuştur. Ülkemizde yapılan biriketleme çalışmaları ve bu çalışmalarda elde edilen optimum neticeler verilerek, Çanakkale-Çan linyit kömürünün sülfit atık çözeltisi, melas ve ataktikpolipropilen ile biriketlenebilme koşulları incelenmiştir. Deneyler; sonuçlar, grafikler ve tablolar yardımı ile izah edilerek Sonuçta; Çan bölgesi kömürlerinin katkı maddesiz biriketlenemiyeceği gözlenmiş, katkı maddeli biriketlemede en uygun katkı maddesi alarak ataktik polipropilen bulunmuş ve % 3 oranında katılmasının en optimal sonucu verdiği belirlenmiştir.
-
ÖgeYanma ve yanma ürünlerinin hava kirliliğine etkileri ve Ağaçlı-Keşan linyitlerinin Km. 9003 analizörü ile baca gazlarının analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Karaağaçlıoğlu, İ. Ethem ; Kural, Orhan ; 14151 ; Maden MühendisliğiBu çalışma da, yakıtlar, özellikleri ve yanma alayı incelenmiş, fosil yakıtların yanma sonucunda açığa çıkardıkları ürünlerin hava ve çevre kirliliğine alan etkileleri araştırılmıştır. Yanma sonucu oluşan SD2 ve CG gibi gazların açığa çıkmasının önlenmesi için yanma öncesi ve yanma sırasında alınabilecek önlemler irdelenmiştir. Hava kirliliğini önlemede yakılan yakıt kadar yakma sisteminin uygunluğu da önem taşımaktadır. Bu konu dik kate alınarak yakma sistemleri, iyi bir yakma için uyulması gereken koşullar araştırılmış, yakma sistemleri genel hatları ile tanıtılmıştır. Son senelerde özellikle kış aylarında Ankara, İstan bul, Erzurum gibi büyük kentelerimiz hava kirliliğinden şikayetçi hale gelmişlerdir. Hava ve çevre kirliliği konusunda basında ve kamuoyunda oluşan tepkiler takip edilerek basında, bu konu hakkında çıkan makaleler toplanmış ve ekler kısmında verilmiştir. Oluşacak hava kirliliğinin en aza indirilebilmesi için ideal bir yanmanın sağlanması gerekmektedir. Yakma işleminin ehliyetli kişilerce yapılması halinde bunu sağlamak ve yanma veriminin yükseltmek mümkündür. Ayrıca yanma verimi ve oluşan gazlar otomatik ölçüm aletleri ile ölçülebilir. Yapılan deneysel çalışmada bu amaca yönelik olarak Universal KM.9DG3 baca gazı analizörü kullanılmıştır. Deneylerde Ağaçlı ve Keşan kömürleri yakılmış elde edilen sonuçlar tablo ve grafikler halinde gösterilmiştir. Yanma sonucu oluşacak Sü2 gazının yanma sırasında tutulması için kireç katılarak yapılan deneylerde, SD2 gazının tutulması açısından olumlu sonuçlar alınmış olmasına rağmen ısı kaybına ve curuflaşmaya sebebiyet vererek ocağa hava girişini engellediğinden, böyle bir uygulamanın ekonomik ve prafik olmadığı gözlenmiştir.
-
ÖgeT.T.K. Üzülmez Taşkömrü İşletme Müessesesinde havalandırma dirençlerinin ölçmelerle tesbiti(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Tuncel, Zekai ; Ayvazoğlu, Erdi̇l ; 14320 ; Maden MühendisliğiTürkiye Taşkömürü Kurumu, Üzülmez Müessesesi 'nde gerçekleştirilen bu çalışmanın konusu, havalandırma kol dirençlerinin ölçmelerle tesbit edilmesidir. Havalandırma şebekelerinin planlanmasında, gerekli hava dağılışının sağlanmasında ve vantilatör tesislerinin tasarım ve seçiminde, ocaktaki havayollarının dirençleri büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle dirençlerin doğru olarak tesbit edilmesi gerekmektedir. Bir havayolunun direnci, o yolun kesit alanı ve şekline, tahkimat türüne, uzunluğuna, ve yüzey pürüzlülüğüne bağlı olan sürtünme katsayısına göre değişmekte olup, her farklı havayolu için direnç değerleri de farklıdır. Bu çalışmada Üzülmez Müessesesi, Asma ve Dilaver İşletmesi Ocaklarında önceden yapılan gözlemlerle belirlenmiş olan değişik özeliklere sahip galerilerde, panolarda ve hava kapılarında direnç tesbiti için gerekli ölçmeler yapılmıştır. Bu ölçmeler sırasıyla: i- Hava miktarının CC£> hesaplanması için, kesit alanı CSD hava hızı CNO ölçmeleri, ii- Direncin CR3 hesaplanması için basınç farklarının Chl> Ölçülmesi, iii- Havanın rutubetinin ve yoğunluğunun tesbiti için, psikrometrik ölçmeler ve mutlak basınç ölçmeleridir. Ölçmelerde kesit alanları T. T. K Atölyelerinde yaptırılan plançete ile, hava hızları anemometre ile, basınç farkları eğik tüp manometre ile, mutlak basınçlar barolux ile, psikrometrik ölçmeler ise dönen psikrometr e ile yapılmıştır. Yapılan ölçmelerden elde edilen sonuçlarla ölçülen yolların dirençleri ve sürtünme katsayıları hesaplanmış tır. Elde edilen sonuçlardan üzülmez Müessesesi ocaklarındaki havayolları için, direnç ile kesit alanı arasındaki ilişki grafik olarak ifade edilmiştir. Ayrıca sür tünme katsayısı değerleri tablo halinde özetlenmiştir. Ayrıca ölçmelerle tesbit edilen sonuçların, literatürde verilen değerlerle mukayesesi yapılmıştır.
-
ÖgeManyezit flotasyonu ve flotasyonun KÜMAŞ tesisi artıklarına uygulanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Çoruhlu, Nil ; Atak, Suna ; 19366 ; Maden MühendisliğiKütahya Kumaş Manyezit Tesisinde Rezervi yaklaşık bir milyon tonu bulan ve silis içeriği nedeniyle satılamayan ince artıkların flotasyon yolu ile değerlendirilmesi ve bu amaç doğrultusunda, seçilen saf numunelerle manyezitin ve yantaşın özelliklerinin belirlenmesi bu tezin konusunu teşkil etmektedir. Tesis ince artıklarındaki manyezit minerali kriptokristalen yapıda "olup, beyaz ve renkli (bej, gri) kısımlar içermektedir. Beyaz manyezit ve bej manyezit olarak adlandırılan ve seçilerek ayrılan bu numunelerin yanısıra iri kristalli yapıda olan ve Avusturya Radenthein tesisinden getirilen saf manyezit numunesiyle de çalışılıp elde edilen sonuçlar kriptokristalen manyezitlerle karşılaştırılmıştır. Ayrıca Kumaş Tesis artıklarında ana yantaş ve başlıca silis kaynağı olan serpantin numunesiyle flotasyon özelliklerini araştırmak üzere deneyler yapılmıştır. Saf minerallerin öncelikle kimyasal, mineralojik ve yüzey özellikleri belirlenmiş ardından flotasyon deneylerine geçilmiştir. Kimyasal ve mineralojik çalışmalar sonucu bej manyezitin beyaz manyezite göre daha ince kristalli olduğu ve kristal boşluklarını kil minerallerinin doldurduğu X-ışınları etüdü ve elektron mikroskop çalışmaları ile kanıtlanmıştır. Manyezit numunelerinin yüzey elektrik yüklerinin değişimini saptamak amacıyla zetametre ile yapılan deneylerde ise her üç manyezitin de nötr ve alkali pH'da negatif yüklü oldukları saptanmıştır. Saf minerallerle yapılan flotasyon deneyleri sonucu, sodyum oleatla beyaz manyezitin ve iri kristalli manyezitin pH: 8-10 'da yüzdüğü fakat bej manyezitin yüzemediği görülmüştür. Serpantin ise ancak oleat konsantrasyonu artırıldığında bu pH aralığında yüzebilmektedir. Kontrol reaktifi olarak, sodyum silikat, beyaz manyeziti etkilemezken, bej manyeziti ve serpantini kolaylıkla bastırmaktadır. Kalgon ise bej manyeziti ve serpantini bastırırken beyaz manyeziti etkilememektedir. Ayrıca manyezit için potansiyeli tayin eden iyonlar Mg++ beyaz manyezitin flotasyon verimini yükseltirken, iri kristalli manyezitin düşürmüş CO3 iyonunun ise, bir etkisi görülmemiştir. Toplayıcı reaktif olarak Amin ile yapılan deneylerde ise, iri kristalli manyezit yüksek verimle yüzerken, kriptokristalen manyezitler yüzmemiş, serpantin ise ancak yüksek konsantrasyonlarda yüzebilmiştir. Tesis ince artıklarıyla yapılan mikroflotasyon deneylerinde elde edilen sonuçların ışığında yapılan flotasyon deneylerinde ise sodyum oleatla birlikte sodyum silikat ve kalgonun etkileri araştırılmıştır. Seri deneyler sonucunda, % 1.İh Sİ02, % 2.46 CaO, % 39.3 ffeO içeren cevherden % 2.71 SİO2, % 1.72 CaO ve % 43.24 MgO içerikli konsantre. % 52.3 verimle, 2000 g/ton sodyum silikat, 1000 g/ton sodyum oleat ile pH:8'de kazanılmştır.
-
ÖgeGeniş kesitli galerilerde klasik sistem ve mekanize sistemle galeri açmanın ekonomikliğinin araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Arı, Şerif ; Saltoğlu, Senai̇ ; 19370 ; Maden MühendisliğiGünümüzde gerek madencilikte gerek inşaat sektöründeki yeraltı kazılarında patlayıcı madde halen yaygın kazı aracı olarak kullanılmaktadır. Esas olarak 1975 'li yıllardan sonra tünel açımında mekanize araçlar yaygınlaşmaya başlamıştır. Tünel ve galeri kazısında her iki sistemin kullanılması kazı metodunun seçimi için tasarımcıya bu sistemlerin avantaj, dezavantaj ve ulaşabilecekleri günlük ilerleme hızları hakkında fikir vermeyi gerektirmektedir. Bu çalışmada patlayıcı madde ve makina ile tünel ve galeri kazısında günlük ilerleme hızlarına bağlı olarak bir ekonomiklik araştırması yapılmıştır. Ülkemiz madencilik endüstrisi gözönüne alındığında bu çalışmadan şu sonuçlar elde edilmektedir: Patlayıcı madde ile kazı, gelişmiş maden endüstrilerinde artık klasik değil elektrikli ekipmanların kullanıldığı modern bir kazı yöntemidir. Patlayıcı madde ile kazıda ülkemizde ulaşılan ilerleme hızları çok düşük olmasına rağmen gelişmiş ülkelerde bu değer ülkemizdekinden en az 5 kat fazla olmaktadır. Ayrıca çeşitli teorik çalışmalarda bunun daha da arttırılabileceği üzerinde durulmaktadır. Patlayıcı madde ile kazı her türlü jeolojik değişimlere kolay uyum gösterebilirken mekanize kazı için tünel hattındaki formasyonların jeolojik ve jeomekanik özelliklerinin çok iyi tanımlanması gerekmektedir. Formasyona uygun seçilmemiş bir makinanin ekonomikliğinden bahsetmek söz konusu değildir. Ülkemiz kömür endüstrisinde patlayıcı madde ile galeri açmanın iyileştirilmesi yapılmaksızın, mekanize galeri ' açımına geçilmek istenmektedir. Yöntemin yüksek ilk yatırım gerektirmesi, ve istenilen günlük ilerleme hızlarının elde edilememesi durumunda büyük ekonomik kayıplarla karşılaşılması söz konusudur. Tam cepheli galeri açma makinaları madencilikte çok kısıtlı bir uygulama alanı bulmuşlardır. Dolayısıyla günlük ilerleme hızlarından bahsederken bomlu makinaların ilerleme hızları gözönüne alınmalıdır.
-
ÖgeEffect of geotechnical properties on the cutting performance of full-face tunnel boring machine(Institute of Science and Technology, 1991) Çığla, Mehmet ; Bilgin, Nuh ; 19371 ; Mining EngineeringGünümüzde tünel açma mak maların m performansı ve bunlarda kullanılan uç sarfiyatının önceden kestirilmesi, gerek ekonomiklik ve gerekse zaman tasarrufu ele alındığında büyük önem taşımaktadır. Tünel çalışmaları öncesi yapılacak araştırmalara verileceK önem, doğru makina seçimi demek olduğundan, verilmesi gereken çaba ve itina, kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bunun yanında, seçilmiş bir makina ile, verilmiş olan jeolojik yapıda kazının yapılması ve bununla ilgili bilgilerin toparlanıp değerlendirilmesi, aynı ortamda ileride yapılacak benzer çalışmalar için bir temel oluşturacaktır. Diğer bir değişle, hem kazı öncesi nemde kazı çalışmaları süresince gerekli verilerin toplanması mekan ize tünel açmanın gelişmesinde faydalı olmaktadır. Bu araştırmada Kaba taş-Bal ta 1 iman ı Kanalizasyon Projesinde kullanılan tam cephe kazı makinasının farklı iki formasyonda kazı performansı değerlendirilmiş, ayrıca kaya özellikleri ve jeolojik yapı ile ilintisi araştırı lmışt ir. Mekan ize kazı çalışmalarında, kazı performansı ve uç sarfiyatının önceden kestirilmesi, kayaç özellikleri ile makinanın performansı arasındaki ilintinin bulunması için yıllardan beri araştırmalar yapılmış ve çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. ilk olarak, 2., 3. ve 4. bölümlerde, projenin, bölgenin jeolojisinin ve makinanın tanıtımı yapılmıştır. Bu bölümler ile ilgili bilgiler, STFA İnşaat A. S. 'nin İSTANBUL KANALİZASYON PROJESİ, KABATAŞ BALTALIMANI TÜNELLERİ ile ilgili yayınlarından alınmıştır. Söz konusu tünelde kullanılan tam cephe kazı makinası Büyükada ve Trakya gibi iki değişik jeolojik formasyonda kazı yapmıştır. Araştırma boyunca kazı performansı ile ilgili elde edilen veriler değen lend ir ı lerek makinanın değişik formasyonlardaki kazı davranışı araştırı 1- -vı ı- mış ve sonuçta hangi jeolojik -formasyonda daha randımanlı o lab i lecegi değerlendi ri İmiş tir. Daha önce de belirtildiği gibi Baltalimanı Tünelinde iki değişik -formasyon ile karşılaşılmıştır, Büyükada ve Trakya Formasyonu. Büyükada Formasyonu yapı itibari ile Trakya Formasyonundan daha sağlam ve stabildir. Kireçtaşı, yumrulu kireçtaşı ve karbonatlı şeylden oluşmaktadır. Trakya Formasyonu ise silttaşı, kumtaşı ve çamurtaşından oluşmaktadır. Büyükada Formasyonun 'da -fay zonlarının dışında jeolojik güçlülerle pek karşı lası lmamıştır. Bunun dışında geçilen bülgeler oldukça serttir. Trakya Formasyonu ise çok daha -faylı, kırıklı ve çatlaklıdır. bu yapı çok büyük jeolojik problemlere neden olmuştur. Tez çalışması süresince çalışmalar saha ve laboratuar olarak i ki-r/k ısımda yürütülmüştür. Saha çalışmaları STFA inşaat A. S. 'nin Baltalimanı Şantiyesi, Baltalimanı Tünelinde P ile N Şaftları arasında gerçekleştirilmiştir. Sos konusu tünelden alınan kaya numuneleri üzerinde yapılan deneyler ise ITü Maden Kazı ve Mekanizasyonu araştırma laboratuarında yapılmıştır. Baltalimanı Tüneli 'nde kullanılan tam cephe kazı makinesi dizayn açısından sert -formasyonlarda kullanılabilecek bir TBM d ir. Sözkonusu makina Büyükada ve Trakya gibi gerek yapısal ve gerekse mekanik özellikler açısından birbirinden oldukça -farklı iki değişik -formasyonda kazı yapmış ve birçok problemlerle karşılaşılmıştır. Sonuçta makinanın kazı performansı olumsuz yönde etkilenmiştir.. Makina faydalanma oranları açısından karşılaştırıldığında, Büyükada Formasyonunda bu oran X2S.5 olarak gerçekleşirken Trakya Formasyonunda y.10 a bile ulaşmamıştır. Bunun en büyük nedeni zemin ~vı 1 1- koşullarının yarattığı problemlerdir. Ancak bunun yanında makinanın uygunluğunu da göz önüne almak gerekir. Büyükada Formasyonu 'nda kazı yapılırken karşılaşılan en büyük problemlerin başında disk yataklarindaki arızalar gelmektedir. Birkaç kez yapılan modif ikasyon- lar la sorun ortadan kaldırılmış fakat kazı büyük ölçüde aksamıştır. Disk aşınması Trakya Formasyonundakine nazaran çok daha -fazla olup bölüm 6.3 te de görüldüğü gibi disk değişimi makina ölü zamanının "/.16.B4 lük kısmını kapsamaktadır. Bu oldukça yüksek bir orandır. Kullanılan TBM, yapısı itibari ile tahkimatsız zemin koşulları için daha uygun olduğundan, özellikle faylı zonların geçişinde tahkimat (çelik hasır+çel ik bag+püskürtme beton) yapılması zorunlu hale gelmiş ve bu da kazı performansım %İ4 oranında etkilemiştir. Uygun ve tahkimatsız gidilen zemin koşullarında, performansı düşüren diğer bir neden de vagon katarlarının beklenmesidir. Çünkü, makinanın back-up sisteminin yetersiz oluşu ve hafriyatı yüzeye çıkaran nakliye sisteminin hızının, makina kazı hızına yeterli oranda yetişememesi, bu tip problemlerle karşı lası İmasına neden olmuştur, özellikle tünel uzunluğu arttıkça, bu duraklamalar kendini daha fazla hissettirmiştir. Trakya Formasyonunda karşılaşılan güçlükler kayanın özelliklerinden dolayı daha fazladır. En büyük problem yaşanılan göçükler, bunların tahkimatı ve bu tip zonların geçiliş süreleridir. Sonuçta bu beklemeler, makina kazı performansını %64 oranında etkilemiştir. Bu problemler bölüm 6.5.3'te ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Göçüklerin yaşandığı kaya yapısı genelde kil içeren fay sonları, altera olmuş, çok kırıklı ve çatlak yüzeylerinde kil dolgusu içeren kaya grupları olarak sıralanabilir. Tahkimatı ı geçiş ele alındığında Büyükada Formasyonunun %10 luk kısmında Trakya'da ise X49.5 luk kısmında tahkimatlı geçilmesi zorunlu olmuştur. Bu da makina kazı performansının ne kadar düşük olabileceği konusunda bir fikir verebilir. Daha öncede belirtildiği gibi kazı hızının bazı kaya özellikleri ile ilintisi de araştırılmıştır. Kazı perfor mansını düşüren birçok problemlerin olmasına ragmen -ıx- bulunan korelasyon katsayıları kabul edilebilir orandadır. Kazı sırasında performans ile ilgili kayıtlar tutulmuş, yerinde ve laboratuvar deneyleri yapılmıştır. özellikle labaratuvarda yapılan deneyler ISRM'nin önerdiği şartnameler doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Faydanı lan deneyler, -Nokta yük deneyi -Koni delici deneyi -Cerchar sertlik deneyi -Schmidt çekici deneyi -Impact penetrasyon deneyi Sozkonu.su deneylerin tüm sonuçları 3-7 nolu. eklerde verilmiştir. İzleyen bölümde ise kay aç özellikleri ile kazı hızı ve disk tüketiminin birbirleri ile olan ilintisi araştırılmış ve grafik halinde bölüm 7.3'te ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bulunan ilişkilerin korelasyon katsayıları, makina performansını ve disk tüketiminin önceden kestirilmesi için kabul edilebilir dog ru 1 u k t ad ı r. Makinenin kazı hızını tahmin etmek için, basınç dayanımı vs RQD değerleri birlikte kullanılarak bulunan korelasyon bağıntısının, ilişkiyi daha doğru ifade ettiği tespit edilmiştir. Bağıntı şu şekildedir 100-125 bar itme basıncı için, Net kazı hızı=12. 60-1. 66 (GcxRQD/100) 135-160 bar itme basıncı için Nat kaz ı h ı z ı=10. 78-1. 26Ln (BcxRQD/ 100) Disk tüketimi için ise cerchar sertlik değerleri kullanılarak aşağıdaki bağıntılar bulunmuştur. Disk tüket imi = l 1. 40+226. 46xC (0.5) Disk tüket imi=258. 23+52. 49xC ( 1 ) Burada, C (O. 5) =0.5 cm delik derinliğinde sertlik değeri C<1)=1 cm delik derinliğinde sertlik değeri
-
ÖgeEsa kısa kürek yükleyicileri ve Eynez Bölgesindeki uygulama(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Kahraman, Sair ; Uğur, İsmai̇l ; 14321 ; Maden MühendisliğiBu çalışmada, ilk önce ESA kesici yükleyicilerinin teknik tanıtımı yapılmıştır. Makinanın, bir madenciyi ilgilendiren tüm teknik özellikleri mümkün olduğunca verilmeye çalışılmıştır. Sonra, ESA makinalarının madencilik dalında kullanım alanları detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Ayrıca, makina cebi açma, ayak hazırlığı, kısa ayakların ve topukların kazısı, istenilen kesitte galeri açma ve ayak uçlarındaki problemlerin çözümü şeklindeki bu kullanım alanları hakkında dünyadan en az bir tane uygulama örneği verilmiştir. Son bölümde ise, Türkiye'deki uygulama örneği incelenmiştir. Burada, işletmenin tanıtımından sonra çalışılan damarın mekanik özelliklerinin belirlenmesi için yapılan deneylerden ve sonuçlarından bahsedilmiştir. Arkasından da deneme panosunun performansı incelenmiştir,
-
ÖgeE.L.İ. Eynez bölgesi kayaçlarının fiziksel ve mekanik özelliklerinin mekanize kazı bakımından incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Çopur, Hanifi ; Eski̇kaya, Şi̇nasi̇ ; 14319 ; Maden MühendisliğiBu çalışmada, Eynez Bölgesi yeraltı ocağındaki ana hazırlık galerilerinde kazılan M2 marnlarının fiziksel ve mekanik özellikleri incelenmiştir. Bu amaçla Dcakta schmidt çekici deneyleri yapılmış ve numuneler alınmıştır. Alınan numunelerin bazı fiziksel ve mekanik özelliklerini balirlsmek amacıyla labcratuvar deneyleri yapılmıştır, ubhö sonra, galeri açma makinesi seçimi yapılmış ve kazı performansı tahmin edilmiştir. Ayrıca deney sonuçları arasında ilişkiler aranmıştır. Laboratuvar ve in-situ deney sonuçlarına göre Eynez Bölgesi M2 marnlarının sertlik bakımından orta sert ve sert, dayanım bakımından orta dayanımlı ve yüksek daya- nımlı kayaçlar sınıfına girdiği, ayrıca kırılgan ve çok az aşındırıcı olduğu görülmüştür. Deney sonuçları arasın da en iyi korelasyon katsayıları nokta yükleme ile darbe dayanım, nokta yükleme ile cerchar sertlik ve nokta yük leme ile koni delici deney sonuçları arasında bulunmuştur. Eynez Bölgesi M2 marnlarının mekanize kazısı için, daha önceki uygulama sonuçlarından yararlanarak ağırlığı SO'tan'dan fazla olan tambur tipi kesici kafalı kollu galeri açma makineleri önerilmiştir. Bu makinelerin Ey nez Bölgesi marnlarındaki net kazı hızlarının ortalama 13m3/h olabileceği bulunmuştur. Makineden faydalanma ora nının % 5D alması kabulüyle, 8 saatlik bir vardiyada yak laşık 52m3 kazı yapılabileceği hesaplanmıştır. Bu değer, Eynez Bölgesi'nde kredili hazırlık galerilerinde delme ve patlatma yöntemi ile ulaşılan 9.23 mVvardiya ' lık kazı randımanının yaklaşık 5 katıdır. Ancak böyle bir avantaj mekanize kazıya geçmek için yeterli değildir, ekonomik açıdan da bir kıyaslama gereklidir.
-
ÖgeE.L.i açık ocaklarında optimum delme patlatma sisteminin araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Grit, Mesut ; Evergen, Tayfun ; 19368 ; Maden MühendisliğiBu çalışmada, E.L.l. Soma işletmesi açık ocaklarında optimum delme patlatma sisteminin bulunma¬ sına çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, ilk olarak, işleteme delme patlatma faaliyeteleri ile ilgili bilgi toplamak amacıyla Elmalı, Işıklar ve Kısrakdere-Batı panolarında toplam 20 adet gözlem yapılmıştır. Ayrıca, kayaçların jeomekanik özelliklerini belirlemek amacıyla, yerinde ve laboratuvarda bir dizi deney yapılmıştır. Literatürde verilen çeşitli bağıntılar yardımıyla, optimum delme patlatma sisteminin bulunmasına çalışılmıştır. Bu hesaplamalarda, işletmedeki delik çapının basamak yüksekliğine uymadığı görülmektedir. Bu nedenle yeni bir delik çapı seçilmiş ve hem bu delik çapı için, hemde işletmenin kullandığı delik çapı için ayrı ayrı hesaplamalar yapılmıştır. Hesaplamalar sonucun belirlenen delme patlatma sistemi, işletme şartlarına adapte edilerek, patlatma denemeleri yapılmıştır. Yapılan denemeler, sulu delikler haricinde başarılı olmuştur. Sulu deliklerde patlatmaların başarılı olabilmesi için, suya dayanıklı patlayıcı maddelerin kullanılması ve buna göre patlatma sisteminin belirlenmesi gerekir. Sonuç olarak, işletmede kulanılan delme patlatma sistemi ile denemeler sonuç bulunan sistemin maliyetleri hesaplanmış ve önerilen sistemlerin daha ekonomik olacakları anlaşılmıştır.
-
ÖgeMadenlerde bilgisayar destekli kontrol yönetim ve otomasyon(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Kuzu, Cengiz ; Eski̇kaya, Şi̇nasi̇ ; 21853 ; Maden MühendisliğiSiemens A.G.'nin Erlangen kentindeki madencilik ile ilgili tesis tekniği bölümünde gerçekleştirilen bu çalış manın kanusu"proses kontrolü, idaresi ve otomasyonu" olup, bir prosesin otomasyonunun sağlanması, bilgisayar ekranında görselleştirilmesi ve bu durumdan faydalanarak "proses kontrol ve idaresinin gerçekleştirilmesi"şeklin de özetlenebilir. Tezde,, önce, kullanılan yazılım ve donanımların ta nıtılması ile dayandıkları çalışma prensiplerinin açıklan ması yapılmış, çalışmanın teorik altyapısını teşkil eden STEP-5 programlama dili ve başlıca esasları belirtilmiş tir. Bu açıklamalar esnasında biner-elemanter işlemlere ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir. Kullanılan deney setinde veya oldukça karmaşık sis temlerdeki donanımlar arasındaki komümikasyonun tanıtıl masının ardından, madencilik problemlerinin çözümüne ge çilmiştir. Kullanılan donanımların başlıcaları; CDRDS 2000 görselleştirme sistemi, S5 150-U/S5 100-U otomasyon cihazları, programların sisteme verilmesinde kullanılan PG 675 programlama cihazı ve bütün bu cihazların etkile şiminin sağladığı SINEC L1-BUS haberleşme hattı'dır. Bu donanımlar yardımıyla görselleştirme uygulaması yapılan örnek problemler ise "silo doldurma tesisi, pis su atım tesisi, vagon doldurma tesisi" problemleridir. Fiili uygulamada rastlanılan değerlere uygun şekilde ve riler kullanılmak suretiyle, yukarıdaki örnek problemler le ilgili görselleştirme ve otomasyon uygulamaları yapıl mış ve bunlara ait yazılımlar verilmiştir.
-
ÖgeMaden yatırımlarında risk analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Özgüven, Fikri ; Eski̇kaya, Şi̇nasi̇ ; 21852 ; Maden MühendisliğiRiskin ölçülebildiği günümüzde risk korkulu bir tabu olmaktan risk analizleri sayesinde kurtulmuştur, Bundan dolayı bu çalışmada madencilik sektöründeki risklerin çeşitli tanımlanmıştır. Bu riskler rezerv riski, üretim riski, pazar riski, politik risk, döviz riski ve ülke riskidir. Daha sonra riskin ölçülmesini sağlayan parametreler umulan değer, standart sapma ve değişkenlik katsayısı, çarpıklık katsayıları tanımlanmıştır. Riski değerlendirme yöntemleri, riski yansıtan iskonto oranı, geri ödeme devresi, belirlilik eşdeğeri ve olasılık dağılımı yöntemleri anlatılmıştır. Milten Şirketler Topluluğu Yeniköy Açık İşletmesi üzerinde ya pılan uygulamada kârın 1 02. 00011' in altına inme şansının sadece % 5 olduğu, umulan kârın 192.500 U/ton ve bunun gerçekleşebilme olasılığının % k2 olduğu görülmüştür.
-
ÖgeHüstaş Çamlıca kömür işletmesi kuzey ve güney panoları yeraltı üretim projesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Kaya, İbrahim ; Uğur, İsmai̇l ; 21729 ; Maden MühendisliğiBu çalışmada, Çamlıca Yeraltı Kömür İşletmesi, kuzey ve güney panoları üretim projesi yapılmıştır. ünce üretim panoları oluşturulmuş, sonrada bu panolarda üre timin, nakliyatın ve havalandırmanın nasıl yapılacağı saptanmıştır. Bundan sonra, üretimin gerçekleştirilme sinde kullanılacak bütün faaliyetler tespit edilmiş ve bu faaliyetlerin zamanlamaları Kritik Yol Meoadu(CPM) ile yapılmıştır. Daha sonrada kurulmuş bu sistemin maliyetleri çıkarılmıştır. Proje'ye göre, toplam 1100 işçi ve personelle günde 1300 ton kömür üretimi yapılacaktır. Bu üretimi.sağlamak için, kuzey panolarında 3 ayak (B0 m), güney panolarında 2 ayak (60 m) devamlı üretim halinde olacaktır. Kuzey panolarının ömrü 735 gün, güney panolarının ömrü ise 1355 gün olacaktır. Maliyet hesapları yapılırken, önce her faaliyetin metre-tul maliyetleri belirlenmiş, sonra faaliyetlerin günlük ilerleme miktarlarından faydalanılarak, her faaliyetin günlük maliyeti hesaplanmıştır. Daha sonra, her faaliyeti kendi günlük maliyeti, ile, süresi çarpılarak, maliyeti hesaplanmıştır. Ayrıca yeraltı genel hizmetler de kullanılacak donanımlar ve yeraltı genel hizmet işçilikleri, yerüstü tesisleri, sosyal ihtiyaçları, yeryüzü işçilikleri, sigorta, amortisman, enerji, orman irtifak ve devlet hakkı giderlerde ayrıca hesaplanmıştır. Bu sonuçlara göre proje toplam maliyeti 161.253.601.500 TL kadardır. Proje süresi boyunca, toplam üretim olan 1100.000 ton kömürden elde edilecek gelir ise 205.B9g.500.000TL'dir. 0 halde işletme bu proje ile top lam 44. 6B4. 3BB. 000TL kâr elde edecektir. Proje giderlerinin, yatırım türlerine göre oranları ise, işçilikler % 55.14, patlayıcı madde % 2.9. direk % 7.64, teçhizat % 5.41, sosyal ihtiyaç % 4.51, amortisman % 3.3B, enerji % 6.66, orman irtifak ve devlet hakkı % 0.17, sigorta %1 beklenmeyen giderler ise % 13.19 olarak saptanmıştır.
-
ÖgeAçık işletmelerde kamyon nakliyatı ile ilgili fiziksel parametrelerin maliyete etkisinin araştırlması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Güney, A. Önder ; Nasuf, Erkin ; 39244 ; Maden Mühendisliği ; Mining EngineeringBu çalışmada, Edirne Bölgesi Akman Kömür İşletmeleri açık maden ocağında kamyon nakliyatı ile ilgili fiziksel parametrelerin maliyete etkileri incelenmiştir. Bu amaç¬ la, etkili alabilecek faktörler, nakliyat yolu ile kamyonların fiziksel özellikleri şeklinde iki grupta toplanmış ve ayrı ayrı incelenmiştir. Saha çalışmalarında; nakliyat yolunun uzunluğu ve eğimi, kamyonların çeşitli eğimlerdeki hızları ve motor devir sayıları ile birlikte kamyon sefer süreleri ve günlük sefer sayıları gözlenmiştir. Eğimin, bazı yerlerde yüksek olmasından dolayı, yarma-dolgu yöntemiyle projelendirilerek, eğim, % 9'dan yaklaşık olarak % 5 civarına indiril miştir. Her iki eğim için yakıt sarfiyatları hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır. Ayrıca bozuk yol yüzeyinin sebep olduğu lastik sarfiyatı ile aşırı yakıt harcamalarının önüne geçebilmek için, yolun, sıkıştırılmış çakıl ile kaplanması tasarlanmıştır. Eğimin azaltılması ile her yıl % kQ civarında yakıt tasarrufu yapılabileceği tespit edilmiştir. Yolun sıkış¬ tırılmış çakıl ile kaplanması ise bir yıllık lastik sarfi¬ yatından daha ucuza mal olmuştur. Yapılan tespitler az sayıda kamyon ve oldukça kısa nakliyat yolu için geçerli¬ dir. Kamyon sayısı ve yolun uzunluğu artığı zaman bu ta¬ sarrufların milyarlarca lira ile ifade edileceği unutulma¬ malıdır
-
ÖgeOptimum yeraltı maden işletme yöntemlerinin belirlenmesindeki kriterler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Demirci, Uğur ; Saltoğlu, Senai̇ ; 39214 ; Maden MühendisliğiGünümüzde baş döndürücü bir hızla ilerleyen tekno lojinin artan hammadde ihtiyacını karşılamak amacıyla, doğal kaynakları arama ve en iyi şekilde değerlendirme çabaları gün geçtikçe hızlanmaktadır. Ancak yüzyıllar dır bilinçsizce tüketilen yüksek tenörlü geniş rezerve sahip doğal kaynakların yerini, günümüzde düşük tenörlü yataklar almıştır. Böylesine azalan maden yataklarının verimli bir şekilde işletilmesi için gerekli koşulların en önemlilerinden biriside yatak şartlarının öngördüğü amaca en uygun üretim yönteminin seçimidir. Önünüzdeki bu tez çalışmasında ocak donanımından, işletme maliyet lerine ve hatta maden yatağının ekonomikliğine kadar et kisi olan üretim yönteminin seçimini etkileyen faktörler tek tek ele alınmış dünyadan ve Türkiye'den verilen ör neklerle ayrıntılı olarak incelenmiştir. Çalışmanın k, 5 ve 6. bölümlerinde sırasıyla üretim yöntemleriyle direk alâkalı ve her üretim yöntemine göre değişik şekilde uygulanan nakliyat, dolgu ve havalandır ma işleri ele alınmıştır. En son 7. bölümde ise TTK Kozlu Müessesesi kısaca tanıtılarak bölgede uygulanan üretim yöntemleri ve sorun ları anlatılmış, son aşamada da daha verimli, daha iyi sonuçların alınabilmesi için öneriler getirilmiştir.
-
ÖgeYeni Çeltek linyit ocağı havalandırma sisteminin etüdü(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Aşık, Nail ; Ayvazoğlu, Erdil ; 39245 ; Maden Mühendisliği ; Mining EngineeringYeni çeltek Linyit İşletmesi Ocağında gerçekleştiri len bu çalışmanın amacı, mevcut havalandırma sisteminin etüdü, üretim yapılan pano ve üretime katılacak olan pano lar için gerekli olan hava miktarlarının nasıl karşılana cağının planlanması di r. Havalandırma şebekelerinin planlanması, gerekli olan hava miktarlarının sağlanması ve vantilatör tesislerinin tasarım ve seçiminde havayollarının dirençlerinin ve ge rekli hava miktarlarının doğru tespiti önemlidir. Bu çalışmada Yeni Çeltek Linyit İşletmesi Ocağında galeri kesit değerleri, hava hızı değerleri, belli kavşak noktalarındaki sıcaklık değerleri ve vantilatörlerin ya rattığı basınç farkları ölçmelerle tespit edilmiştir. Ölçmelerden elde edilen bu değerler kullanılarak şebekede ki kol dirençleri ve basınç düşüşü değerleri bulunmuştur. Hesap edilmiş olan bu değerler "Hardy Cross Tekniğinde" bilgisayar programına verilerek havayollarındaki hava da ğılım miktarları ve basınç düşüşü değerleri bulunmuştur. Panolar için gerekli olan hava miktarları hesap edi lerek bu hava miktarlarının toplam kol dirençlerinde yapı lacak olan değişikliklerle sağlanabileceği gösterilmiştir, Yapılan incelemeler sonucunda görülen aksaklıklar be lirtilmiş ve bu aksaklıkların nasıl giderilebileceği anlatılmıştır.
-
ÖgeTürkiye kömür ithalatının incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Yüksel, Erhan ; Eski̇kaya, Şi̇nasi̇ ; 39154 ; Maden MühendisliğiTürkiye'nin, son yxllarda, endüstriyel alanda göster miş olduğu hızlı gelişime bağlı olarak, hammaddelere olan gereksinimleri de artmıştır. Endüstriyel alanda yaygın o- larak kullanılan hammaddelerden biri kömürdür. Sanayinin artan gereksinimlerini karşılamak üzere kömür ithalatları yapılmaktadır. Bu çalışmada, 1988-1992 yılları arasında ithalatı gerçekleştirilen kömürler, tonaj ları, fiyatları ve özellikleri bakımından elde edilen bil giler derlenmiştir. Demir Çelik Endüstrisi tarafından gerçekleştirilen koklaşabilir taşkömürü dışalımları genel ithalat içerisin de en büyük paya sahiptir. Bu nedenle demir çelik fabrika ları tarafından gerçekleştirilen ithalatlar detaylı bir şekilde incelenmiştir. Belediyelerin hava kirliliğine çözüm amacıyla gerçek leştirdiği dışalımlar üçüncü bölümde ayrıntıları ile ele alınmıştır. Çimento ve şeker fabrikalarının ithalatları ise, dör düncü bölümde derlenmiştir. Sonuç ve öneriler bölümü ile tez çalışması tamamlanmıştır.
-
ÖgeTürkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı Güney Ege Linyit İşletmelerinin üretim maliyetlerinin yıllar itibarıyla değişiminin ve mali yapısının analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Aydın, Hamit ; Bi̇lgi̇n, Nuh ; 39210 ; Maden MühendisliğiTürkiye Kömür işletmelerine (TKİ) Bağlı Güney Ege Linyit işletmeleri (GELi) müessesinde yapılan bu çalışmada, müessesenin giderleri birimler ve yıllar itibarı ile karşılaştırmalı olarak incelenmiş, üretim maliyatlarine giderlerin birim katkıları belirlenmiştir. Çalışmanın müessesenin mali yapısı ile ilgili olan kısmında müessesenin mali yapısı oran analizleriyle incelenmiş ve müessesenin mali yapısı ortaya konulmuştur. Sonuçta ise müessesenin içinde bulunduğu ekonomik durum topluca değerlendirilmiş ve uygun görülen öneriler sunulmuştur.
-
ÖgeDoygun çözeltilerde boraksın flotasyon kimyasının incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Hançer, Mehmet ; Çeli̇k, M. Sabri̇ ; 39675 ; Maden MühendisliğiBu çalışmada literatürde ilk defa olarak boraksın doygun çözeltiler içindeki yüzey kimyası ve özellikle flotasyon kimyasını belirlenmeye yönelik çalışmalar yapılmıştır. Boraksın pH ' ya bağlı olarak çözünürlüğü tesbit edilerek minimum çözünürlüğün 9-10 arasında olduğu gösterilmiştir. Boraksın flotasyonunu incelemek amacı ile katyonik dodesil aminhidroklorür (DAH) ve anyonik sodyum dodesil sülfat (SDS) kullanılmıştır. DAH ' m tabii pH ' da boraksı SDS ' ye göre 10 misli daha düşük konsantrasyonlarda yüzdürdüğü saptanmıştır. pH ' ya bağlı olarak yapılan deneylerde SDS ' nin düşük pH ' larda daha iyi yüzdüğü bulunmuştur. Bu durum pH düştükçe SDS ' nin karşıt yüke (+) sahip boraks yüzeyine elektrostatik çekim mekanizması ile artan miktarlarda adsorplanması ile açıklanmıştır. DAH ise amin gurupları ile, (-) yüklü olan boraks yüzeyine yapışarak yüzeyi hidrofob yapmaktadır. Bu durum pH ' 10 a kadar devam ederken 10 dan daha yüksek pH larda iyon moleküler komplekslerinin azalması nedeni ile verim düşmektedir. Boraks cevherinde mevcut başlıca empürite olan kilin flotasyon özellikleri yine aynı reaktiflerle incelenmiş ve killerin aynı şartlarda yüzemediği bulunmuştur. Boraks killeri ile yapılan elektrokinetik ölçümler sonucu bu killerin tıpkı boraks çözeltileri gibi pH=9.3 ' de kuvvetli tampon özellik gösterdikleri ve pH ' 2 nin altoda bile sıfır yük noktasına ulaşamadıkları tesbit edilmiştir. Saf boraksa % 1 oranında kil ilavesinin bile flotasyon verimlerini önemli ölçüde düşürdüğü bulunmuştur. Reaktif konsantrasyonu ve pH 'ya bağlı olarak yapılan adsorpsiyon deneylerinde SDS ve DAH ' m değişik sıcaklıklarda adsorpsiyon izotermleri ve adsorpsiyon enerjileri AGo tesbit edilmiştir. Adsorpsiyon verileri Frumkin, Uyarlanmış Frumkin, Langmuir ve Flory Huggins modellerine uygulanmış ve bunlardan Uyarlanmış Frumkin modelinin SDS/boraks adsorpsiyon sistemini en uygun temsil ettiği tesbit edilmiştir.
-
ÖgeTürk linyitlerinin ısıl işlemle yüzebilirliklernin iyileştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Seyhan, Kutlay ; Çelik, M. Sabri ; 39677 ; Maden Mühendisliği ; Mining EngineeringBu çalışmada, ülkemizde çıkarılan bazı linyit kömürlerinin yüzebilme karekterleri, saf ve model reaktif olarak bilinen anyonik, katyonik ve noniyonik kollektörlerle saptanmıştır. Yine linyitlerin flotasyon yeteneğinin iyileştirilmesi amacıyla linyitler ısıl işleme tabi tutularak flotasyon verimlerindeki değişim mikroflotasyon ve Denver hücreleri ile ölçülmüştür. Linyitlerin özellikle ısıl işlem öncesi ve sonrası zeta potansiyelleri ve infrared grafikleri ölçülerek flotasyon ile korrelasyonu yapılmıştır. Deneysel çalışmalarda Manisa, Dodurga (Çorum), İstanbul ve Tekirdağ bölgelerine ait Soma, Alpagut, Yeniköy ve Saray linyit numuneleri kullanılmıştır. Deneylerde hem ısıtılmış (105 °C de 2 saat) hem de ısıtılmamış (25 °C de bekletilmiş) kömürler için gazyağı, fuel oil, anyonik (SDS), katyonik (DAH), noniyonik (Sapogenat T serisi) ve köpürtücü (MIBC) reaktifler kullanılmıştır. Denver ve mikroflotasyon deneyleri ve zeta potansiyel ölçümleri ile dört farklı linyit kömürünün içerdikleri nem ve kül miktarlarına göre yüzebilirlik durumları tesbit edilmiştir. Isıl işlemler ile Yeniköy ve Saray kömürlerinin yüzebilirliklerinin arttığı, Soma ve Alpagut kömürünün yüzebilirliğinde iyileşmenin olmadığı tesbit edilmiştir. Soma ve Saray kömüründe ölçülen zeta potansiyel değerlerinin ısıl işlem sonrası değiştiği tesbit edilmiştir. Soma kömüründe gazyağı kullanılması ters flotasyona sebeb olmuş fakat gazyağı+fuel oil ile doğal pH" da iyi sonuçlar elde edilmiştir. Anyonik kollektör (SDS) ile Soma kömüründe düşük pH larda iyi neticeler elde edilirken, Saray kömüründe düşük seviyede iyileşmeler tesbit edilmiştir. Katyonik kollektör Soma kömüründe düşük pH* larda iyi sonuçlar verirken, Saray kömüründe yanabilir verimi yükseltmiş fakat kül içeriğinde iyileşme sağlanamamıştır. Yalnızca Saray kömüründe kullanılan noniyonik kollektörler ile hiç bir iyileşme sağlanamamıştır. Isıl işlemler sonrası yüzebilirlikteki iyleşmenin, kömürün ısıl işlem sonrası bünyesinde su moleküllerinin ve yüzeyde bulunan oksijen içeren gruplarım kaybetmesinden kaynaklandığı tesbit edilmiştir. Oksijen içeren fonksiyonel gruplarla flotasyon verimleri arasında bir korrelasyon elde etmek amacıyla bir dizi infrared ölçümleri yapılmıştır. Isıl işlem öncesi (25 °C) ve sonrası (105 °C) yapılan infrared ölçümlerinde kömürü hidrofilik yapan hidroksil (-OH) ve karboksil (-COOH) gruplarında azalma, buna mukabil alifatik ve aromatik gruplarda ise artış görülmüştür. Isıl işlem sonrası en fazla iyileşmenin olduğu Saray kömüründe hidrofilik grupların büyük oranda azaldığı ve iyileşmenin gözlendiği, Alpagut linyitinde ise belirgin bir değişimin olmadığı gözlenmiştir. Bu sonuçlar bir kömürün ısıl işlemle yuzebilirliğinin iyileşurilebileceği kömürün yapısındaki hidrofilik ve hidrofobik grupların miktarının net farkına bağlı olduğunu göstermektedir.