FBE- Maden Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Son Başvurular
1 - 5 / 119
-
ÖgeE.L.i açık ocaklarında optimum delme patlatma sisteminin araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991)Bu çalışmada, E.L.l. Soma işletmesi açık ocaklarında optimum delme patlatma sisteminin bulunma¬ sına çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, ilk olarak, işleteme delme patlatma faaliyeteleri ile ilgili bilgi toplamak amacıyla Elmalı, Işıklar ve Kısrakdere-Batı panolarında toplam 20 adet gözlem yapılmıştır. Ayrıca, kayaçların jeomekanik özelliklerini belirlemek amacıyla, yerinde ve laboratuvarda bir dizi deney yapılmıştır. Literatürde verilen çeşitli bağıntılar yardımıyla, optimum delme patlatma sisteminin bulunmasına çalışılmıştır. Bu hesaplamalarda, işletmedeki delik çapının basamak yüksekliğine uymadığı görülmektedir. Bu nedenle yeni bir delik çapı seçilmiş ve hem bu delik çapı için, hemde işletmenin kullandığı delik çapı için ayrı ayrı hesaplamalar yapılmıştır. Hesaplamalar sonucun belirlenen delme patlatma sistemi, işletme şartlarına adapte edilerek, patlatma denemeleri yapılmıştır. Yapılan denemeler, sulu delikler haricinde başarılı olmuştur. Sulu deliklerde patlatmaların başarılı olabilmesi için, suya dayanıklı patlayıcı maddelerin kullanılması ve buna göre patlatma sisteminin belirlenmesi gerekir. Sonuç olarak, işletmede kulanılan delme patlatma sistemi ile denemeler sonuç bulunan sistemin maliyetleri hesaplanmış ve önerilen sistemlerin daha ekonomik olacakları anlaşılmıştır.
-
ÖgeOptimum yeraltı maden işletme yöntemlerinin belirlenmesindeki kriterler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993)Günümüzde baş döndürücü bir hızla ilerleyen tekno lojinin artan hammadde ihtiyacını karşılamak amacıyla, doğal kaynakları arama ve en iyi şekilde değerlendirme çabaları gün geçtikçe hızlanmaktadır. Ancak yüzyıllar dır bilinçsizce tüketilen yüksek tenörlü geniş rezerve sahip doğal kaynakların yerini, günümüzde düşük tenörlü yataklar almıştır. Böylesine azalan maden yataklarının verimli bir şekilde işletilmesi için gerekli koşulların en önemlilerinden biriside yatak şartlarının öngördüğü amaca en uygun üretim yönteminin seçimidir. Önünüzdeki bu tez çalışmasında ocak donanımından, işletme maliyet lerine ve hatta maden yatağının ekonomikliğine kadar et kisi olan üretim yönteminin seçimini etkileyen faktörler tek tek ele alınmış dünyadan ve Türkiye'den verilen ör neklerle ayrıntılı olarak incelenmiştir. Çalışmanın k, 5 ve 6. bölümlerinde sırasıyla üretim yöntemleriyle direk alâkalı ve her üretim yöntemine göre değişik şekilde uygulanan nakliyat, dolgu ve havalandır ma işleri ele alınmıştır. En son 7. bölümde ise TTK Kozlu Müessesesi kısaca tanıtılarak bölgede uygulanan üretim yöntemleri ve sorun ları anlatılmış, son aşamada da daha verimli, daha iyi sonuçların alınabilmesi için öneriler getirilmiştir.
-
ÖgeYanma ve yanma ürünlerinin hava kirliliğine etkileri ve Ağaçlı-Keşan linyitlerinin Km. 9003 analizörü ile baca gazlarının analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990)Bu çalışma da, yakıtlar, özellikleri ve yanma alayı incelenmiş, fosil yakıtların yanma sonucunda açığa çıkardıkları ürünlerin hava ve çevre kirliliğine alan etkileleri araştırılmıştır. Yanma sonucu oluşan SD2 ve CG gibi gazların açığa çıkmasının önlenmesi için yanma öncesi ve yanma sırasında alınabilecek önlemler irdelenmiştir. Hava kirliliğini önlemede yakılan yakıt kadar yakma sisteminin uygunluğu da önem taşımaktadır. Bu konu dik kate alınarak yakma sistemleri, iyi bir yakma için uyulması gereken koşullar araştırılmış, yakma sistemleri genel hatları ile tanıtılmıştır. Son senelerde özellikle kış aylarında Ankara, İstan bul, Erzurum gibi büyük kentelerimiz hava kirliliğinden şikayetçi hale gelmişlerdir. Hava ve çevre kirliliği konusunda basında ve kamuoyunda oluşan tepkiler takip edilerek basında, bu konu hakkında çıkan makaleler toplanmış ve ekler kısmında verilmiştir. Oluşacak hava kirliliğinin en aza indirilebilmesi için ideal bir yanmanın sağlanması gerekmektedir. Yakma işleminin ehliyetli kişilerce yapılması halinde bunu sağlamak ve yanma veriminin yükseltmek mümkündür. Ayrıca yanma verimi ve oluşan gazlar otomatik ölçüm aletleri ile ölçülebilir. Yapılan deneysel çalışmada bu amaca yönelik olarak Universal KM.9DG3 baca gazı analizörü kullanılmıştır. Deneylerde Ağaçlı ve Keşan kömürleri yakılmış elde edilen sonuçlar tablo ve grafikler halinde gösterilmiştir. Yanma sonucu oluşacak Sü2 gazının yanma sırasında tutulması için kireç katılarak yapılan deneylerde, SD2 gazının tutulması açısından olumlu sonuçlar alınmış olmasına rağmen ısı kaybına ve curuflaşmaya sebebiyet vererek ocağa hava girişini engellediğinden, böyle bir uygulamanın ekonomik ve prafik olmadığı gözlenmiştir.
-
ÖgeDoygun çözeltilerde boraksın flotasyon kimyasının incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994)Bu çalışmada literatürde ilk defa olarak boraksın doygun çözeltiler içindeki yüzey kimyası ve özellikle flotasyon kimyasını belirlenmeye yönelik çalışmalar yapılmıştır. Boraksın pH ' ya bağlı olarak çözünürlüğü tesbit edilerek minimum çözünürlüğün 9-10 arasında olduğu gösterilmiştir. Boraksın flotasyonunu incelemek amacı ile katyonik dodesil aminhidroklorür (DAH) ve anyonik sodyum dodesil sülfat (SDS) kullanılmıştır. DAH ' m tabii pH ' da boraksı SDS ' ye göre 10 misli daha düşük konsantrasyonlarda yüzdürdüğü saptanmıştır. pH ' ya bağlı olarak yapılan deneylerde SDS ' nin düşük pH ' larda daha iyi yüzdüğü bulunmuştur. Bu durum pH düştükçe SDS ' nin karşıt yüke (+) sahip boraks yüzeyine elektrostatik çekim mekanizması ile artan miktarlarda adsorplanması ile açıklanmıştır. DAH ise amin gurupları ile, (-) yüklü olan boraks yüzeyine yapışarak yüzeyi hidrofob yapmaktadır. Bu durum pH ' 10 a kadar devam ederken 10 dan daha yüksek pH larda iyon moleküler komplekslerinin azalması nedeni ile verim düşmektedir. Boraks cevherinde mevcut başlıca empürite olan kilin flotasyon özellikleri yine aynı reaktiflerle incelenmiş ve killerin aynı şartlarda yüzemediği bulunmuştur. Boraks killeri ile yapılan elektrokinetik ölçümler sonucu bu killerin tıpkı boraks çözeltileri gibi pH=9.3 ' de kuvvetli tampon özellik gösterdikleri ve pH ' 2 nin altoda bile sıfır yük noktasına ulaşamadıkları tesbit edilmiştir. Saf boraksa % 1 oranında kil ilavesinin bile flotasyon verimlerini önemli ölçüde düşürdüğü bulunmuştur. Reaktif konsantrasyonu ve pH 'ya bağlı olarak yapılan adsorpsiyon deneylerinde SDS ve DAH ' m değişik sıcaklıklarda adsorpsiyon izotermleri ve adsorpsiyon enerjileri AGo tesbit edilmiştir. Adsorpsiyon verileri Frumkin, Uyarlanmış Frumkin, Langmuir ve Flory Huggins modellerine uygulanmış ve bunlardan Uyarlanmış Frumkin modelinin SDS/boraks adsorpsiyon sistemini en uygun temsil ettiği tesbit edilmiştir.
-
ÖgeEffect of geotechnical properties on the cutting performance of full-face tunnel boring machine(Institute of Science and Technology, 1991)Günümüzde tünel açma mak maların m performansı ve bunlarda kullanılan uç sarfiyatının önceden kestirilmesi, gerek ekonomiklik ve gerekse zaman tasarrufu ele alındığında büyük önem taşımaktadır. Tünel çalışmaları öncesi yapılacak araştırmalara verileceK önem, doğru makina seçimi demek olduğundan, verilmesi gereken çaba ve itina, kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bunun yanında, seçilmiş bir makina ile, verilmiş olan jeolojik yapıda kazının yapılması ve bununla ilgili bilgilerin toparlanıp değerlendirilmesi, aynı ortamda ileride yapılacak benzer çalışmalar için bir temel oluşturacaktır. Diğer bir değişle, hem kazı öncesi nemde kazı çalışmaları süresince gerekli verilerin toplanması mekan ize tünel açmanın gelişmesinde faydalı olmaktadır. Bu araştırmada Kaba taş-Bal ta 1 iman ı Kanalizasyon Projesinde kullanılan tam cephe kazı makinasının farklı iki formasyonda kazı performansı değerlendirilmiş, ayrıca kaya özellikleri ve jeolojik yapı ile ilintisi araştırı lmışt ir. Mekan ize kazı çalışmalarında, kazı performansı ve uç sarfiyatının önceden kestirilmesi, kayaç özellikleri ile makinanın performansı arasındaki ilintinin bulunması için yıllardan beri araştırmalar yapılmış ve çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. ilk olarak, 2., 3. ve 4. bölümlerde, projenin, bölgenin jeolojisinin ve makinanın tanıtımı yapılmıştır. Bu bölümler ile ilgili bilgiler, STFA İnşaat A. S. 'nin İSTANBUL KANALİZASYON PROJESİ, KABATAŞ BALTALIMANI TÜNELLERİ ile ilgili yayınlarından alınmıştır. Söz konusu tünelde kullanılan tam cephe kazı makinası Büyükada ve Trakya gibi iki değişik jeolojik formasyonda kazı yapmıştır. Araştırma boyunca kazı performansı ile ilgili elde edilen veriler değen lend ir ı lerek makinanın değişik formasyonlardaki kazı davranışı araştırı 1- -vı ı- mış ve sonuçta hangi jeolojik -formasyonda daha randımanlı o lab i lecegi değerlendi ri İmiş tir. Daha önce de belirtildiği gibi Baltalimanı Tünelinde iki değişik -formasyon ile karşılaşılmıştır, Büyükada ve Trakya Formasyonu. Büyükada Formasyonu yapı itibari ile Trakya Formasyonundan daha sağlam ve stabildir. Kireçtaşı, yumrulu kireçtaşı ve karbonatlı şeylden oluşmaktadır. Trakya Formasyonu ise silttaşı, kumtaşı ve çamurtaşından oluşmaktadır. Büyükada Formasyonun 'da -fay zonlarının dışında jeolojik güçlülerle pek karşı lası lmamıştır. Bunun dışında geçilen bülgeler oldukça serttir. Trakya Formasyonu ise çok daha -faylı, kırıklı ve çatlaklıdır. bu yapı çok büyük jeolojik problemlere neden olmuştur. Tez çalışması süresince çalışmalar saha ve laboratuar olarak i ki-r/k ısımda yürütülmüştür. Saha çalışmaları STFA inşaat A. S. 'nin Baltalimanı Şantiyesi, Baltalimanı Tünelinde P ile N Şaftları arasında gerçekleştirilmiştir. Sos konusu tünelden alınan kaya numuneleri üzerinde yapılan deneyler ise ITü Maden Kazı ve Mekanizasyonu araştırma laboratuarında yapılmıştır. Baltalimanı Tüneli 'nde kullanılan tam cephe kazı makinesi dizayn açısından sert -formasyonlarda kullanılabilecek bir TBM d ir. Sözkonusu makina Büyükada ve Trakya gibi gerek yapısal ve gerekse mekanik özellikler açısından birbirinden oldukça -farklı iki değişik -formasyonda kazı yapmış ve birçok problemlerle karşılaşılmıştır. Sonuçta makinanın kazı performansı olumsuz yönde etkilenmiştir.. Makina faydalanma oranları açısından karşılaştırıldığında, Büyükada Formasyonunda bu oran X2S.5 olarak gerçekleşirken Trakya Formasyonunda y.10 a bile ulaşmamıştır. Bunun en büyük nedeni zemin ~vı 1 1- koşullarının yarattığı problemlerdir. Ancak bunun yanında makinanın uygunluğunu da göz önüne almak gerekir. Büyükada Formasyonu 'nda kazı yapılırken karşılaşılan en büyük problemlerin başında disk yataklarindaki arızalar gelmektedir. Birkaç kez yapılan modif ikasyon- lar la sorun ortadan kaldırılmış fakat kazı büyük ölçüde aksamıştır. Disk aşınması Trakya Formasyonundakine nazaran çok daha -fazla olup bölüm 6.3 te de görüldüğü gibi disk değişimi makina ölü zamanının "/.16.B4 lük kısmını kapsamaktadır. Bu oldukça yüksek bir orandır. Kullanılan TBM, yapısı itibari ile tahkimatsız zemin koşulları için daha uygun olduğundan, özellikle faylı zonların geçişinde tahkimat (çelik hasır+çel ik bag+püskürtme beton) yapılması zorunlu hale gelmiş ve bu da kazı performansım %İ4 oranında etkilemiştir. Uygun ve tahkimatsız gidilen zemin koşullarında, performansı düşüren diğer bir neden de vagon katarlarının beklenmesidir. Çünkü, makinanın back-up sisteminin yetersiz oluşu ve hafriyatı yüzeye çıkaran nakliye sisteminin hızının, makina kazı hızına yeterli oranda yetişememesi, bu tip problemlerle karşı lası İmasına neden olmuştur, özellikle tünel uzunluğu arttıkça, bu duraklamalar kendini daha fazla hissettirmiştir. Trakya Formasyonunda karşılaşılan güçlükler kayanın özelliklerinden dolayı daha fazladır. En büyük problem yaşanılan göçükler, bunların tahkimatı ve bu tip zonların geçiliş süreleridir. Sonuçta bu beklemeler, makina kazı performansını %64 oranında etkilemiştir. Bu problemler bölüm 6.5.3'te ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Göçüklerin yaşandığı kaya yapısı genelde kil içeren fay sonları, altera olmuş, çok kırıklı ve çatlak yüzeylerinde kil dolgusu içeren kaya grupları olarak sıralanabilir. Tahkimatı ı geçiş ele alındığında Büyükada Formasyonunun %10 luk kısmında Trakya'da ise X49.5 luk kısmında tahkimatlı geçilmesi zorunlu olmuştur. Bu da makina kazı performansının ne kadar düşük olabileceği konusunda bir fikir verebilir. Daha öncede belirtildiği gibi kazı hızının bazı kaya özellikleri ile ilintisi de araştırılmıştır. Kazı perfor mansını düşüren birçok problemlerin olmasına ragmen -ıx- bulunan korelasyon katsayıları kabul edilebilir orandadır. Kazı sırasında performans ile ilgili kayıtlar tutulmuş, yerinde ve laboratuvar deneyleri yapılmıştır. özellikle labaratuvarda yapılan deneyler ISRM'nin önerdiği şartnameler doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Faydanı lan deneyler, -Nokta yük deneyi -Koni delici deneyi -Cerchar sertlik deneyi -Schmidt çekici deneyi -Impact penetrasyon deneyi Sozkonu.su deneylerin tüm sonuçları 3-7 nolu. eklerde verilmiştir. İzleyen bölümde ise kay aç özellikleri ile kazı hızı ve disk tüketiminin birbirleri ile olan ilintisi araştırılmış ve grafik halinde bölüm 7.3'te ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bulunan ilişkilerin korelasyon katsayıları, makina performansını ve disk tüketiminin önceden kestirilmesi için kabul edilebilir dog ru 1 u k t ad ı r. Makinenin kazı hızını tahmin etmek için, basınç dayanımı vs RQD değerleri birlikte kullanılarak bulunan korelasyon bağıntısının, ilişkiyi daha doğru ifade ettiği tespit edilmiştir. Bağıntı şu şekildedir 100-125 bar itme basıncı için, Net kazı hızı=12. 60-1. 66 (GcxRQD/100) 135-160 bar itme basıncı için Nat kaz ı h ı z ı=10. 78-1. 26Ln (BcxRQD/ 100) Disk tüketimi için ise cerchar sertlik değerleri kullanılarak aşağıdaki bağıntılar bulunmuştur. Disk tüket imi = l 1. 40+226. 46xC (0.5) Disk tüket imi=258. 23+52. 49xC ( 1 ) Burada, C (O. 5) =0.5 cm delik derinliğinde sertlik değeri C<1)=1 cm delik derinliğinde sertlik değeri