FBE- Peyzaj Mimarlığı Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Peyzaj Mimarlığı Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeBaşarılı Bir Olimpiyat İçin Olimpiyatlara Ev Sahibi Olmuş Kentlerden Alınacak Dersler Ve İstanbul Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-11-12) Güler, Gülşen ; Yıldızcı, Ahmet Cengiz ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureDünyanın en büyük spor organizasyonu olan Olimpiyatlar kısa süreli etkinlikler olup, kentsel dönüşüm, kentsel yenileme ve kentsel altyapı konularında kente uzun dönemde yapıcı ve kalıcı etkiler bırakan organizasyonlardır. Çalışmada, şimdiye kadar, ev sahibi olmaya hak kazanamamış İstanbul’un kazanamama nedenleri incelenmiş, ve kentin altyapısı ile olimpiyat alanı yer seçimi ile ilgili eksikliklerden kaynaklandığı belirlenmiştir. Tarihte olimpiyatlara ev sahipliği yapma hakkı kazanmış olan kentlerin başarılı ve başarısız yönleri incelenip, bu yönlerinden olumlu dersler çıkartılarak; İstanbul bu kentlerden ne gibi dersler alıp; kendi eksikliklerini tamamlayarak olimpiyatlara ev sahibi olma hakkı kazanabilir, araştırılmıştır. Bu doğrultuda, İstanbul’un önceki adaylıklarında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nden aldığı eleştiriler de değerlendirilerek, alternatif Olimpiyat Park Alanları önerilmiş ve bu alanlar da belirli kriterler ve özellikle kente bırakacakları miras doğrultusunda birbirleriyle kıyaslanarak değerlendirilmiştir.
-
ÖgeDoğal Çevre Korumada Yerel Katılımın Sağlanması Amacıyla Delfi Metodunun İrdelenmesi: Riva Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-12-30) Atasayan, Öncü ; Türkoğlu, Handan ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape Architectureİstanbul’da 1990’lardan sonra hassas alanların bulunduğu kuzey bölgesine doğru yayılan kentsel gelişme doğal yapısı kısmen korunmuş bir bölgesi olan Riva’yı da etkilemektedir. Doğal ve yerel özelliklerinin korunması ve ekolojik ve ekonomik sürdürülebilirliliğin sağlanması Riva’nın ve İstanbul’un geleceği için önem arzettiği bilinmektedir. Bölgenin korunma sürecinde yerel halk katılımının sağlanmasının koruma stratejileri ve politikalarının uygulanması açısından gerekli olduğu varsayımı bu araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın metodu olarak çok farklı görüşlerin bir araya getirilmesi ve bu görüşler arasında uzlaşma sağlanmasını sağladığı öngörülen Delfi Metodu seçilmiş ve zaman ve mekan yönünden uygulama kolaylığı sağlayacağı düşüncesi ile anketlerin anketlerin elektronik ortamda uygulanması hedeflenmiştir. Bu kapsamda internet yoluyla iki aşamalı anket uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda ağır ekonomik sorunlar ve düşük eğitim düzeyi gibi sebepler Delfi Metodunun gereği olan ve paydaşlar arasında uzlaşma ve görüş birliği sağlanması konusunda engeller oluşturmuş ve ikinci aşamada beklenen düzey sağlanamamıştır. Bu nedenle bu yaklaşımın geleneksel katılım metotları ile uygulanmasının daha uygun olduğu ve yerel halkın katılımında her aşamanın toplantılarla desteklenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
-
ÖgePeyzaj Mekanında Doğallık : Bir Değerlendirme Yaklaşımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-06-02) Karakaş, Pınar ; Velioğlu, Selim ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureBu çalışmanın amacı; peyzaj mekanını belirleyen kavramlar ve unsurlar arasında doğallığı öne çıkan bir kavram olarak önermek, peyzaj mekanını doğallık açısından değerlendirmeye yönelik “doğallık göstergeleri”ni saptamak ve bu göstergelerden oluşan bir “ölçütler demeti” elde etmektir. Elde edilen “doğallık göstergeleri ölçütler demeti” mevcut bir peyzaj mekanını değerlendirmek amacıyla kullanılabileceği gibi, tasarım aşamasında da tasarımcıya kılavuzluk edebilecektir. Konu iki temel alan içinde araştırılmıştır. Birincil olarak literatür alanında bilimsel bilgi ve birikimler ışığında peyzaj mekanını belirleyen ve öne çıkan kavramlar araştırılmış ve bunlar içinde “doğallık” kavramının etkinliği gözlenmiştir. Diğer yandan ise peyzaj mekanında kullanıcıların beklentileri anlamında yapılan anket ve soruşturmaları kapsayan alan çalışması sürdürülmüş ve “doğallık” kavramının öne çıktığı saptanmıştır. Doğallık kavramı bunun üzerine ele alınarak irdelenmiştir. Çalışmanın sonucunda, peyzaj mekanında doğallığın sistematik olarak değerlendirilmesine yönelik bir “doğallık göstergeleri ölçütler demeti” geliştirilmiştir.
-
Ögeİstanbul Doğu Karadeniz kıyı alan kullanımlarındaki değişimin saptanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012) Şatıroğlu Akyol, Elif ; Yıldızcı, Ahmet Cengiz ; 374055 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureDünya üzerinde kıyıların, gerek ekonomik, gerek kültürel anlamda en çok tercih edilen yerleşim alanlarından biri olması, toplumların ekonomik ve sosyal gelişmesine olanak sağlayarak, ülkelerin kalkınmasında rol oynamaları ve en hızlı değişime uğrayan birimler olması dolayısı ile ; bu alanlar üzerindeki faaliyetler ve talepler her geçen gün artmaktadır. Kıyılarımızın özellikle son 25 yıl boyunca, iç ve dış turizme bağlı olarak yoğun bir nüfus baskısı altına girmesi, ikinci konut baskısı, kumsallar, çözüm adına getirilen uygulamalar kıyılarımızın günümüzde büyük baskı altında olduğunu göstermektedir. Kıyılar, yalnızca kara ile denizin birleştiği yer değil, kent yaşamında "bir kültür"ün kaynağı, yaşam kuşağıdır. Bu nedenle kıyı ve suyla bütünleşen, peyzajın, kültürün simgesi olan kıyı ve onun arka alanındaki doğal yapıyı ve özgün kimliği koruyan bir planlama yaklaşımının benimsenmesi gerekmektedir. Kıyı alanları üzerindeki değişimlerin tespit edilmesi; kıyı çevresinin korunması, kıyı alanlarında bulunan tarihi ve doğal kaynakların etkin bir şekilde yönetimi, sürdürülebilir kıyı gelişimi ve planlaması açısından önemlidir. İstanbulşda gerek demografik ve ekonomik yapı ile mevcut mekansal gelişme eğilimleri gerekse alana yönelik projeksiyonlar; İstanbulşun yakın gelecekte kendi yaşam destek sistemlerini geri dönüşü olmayacak şekilde bozma ve nihayetinde yok etme sürecinde olduğunu göstermektedir. Söz konusu eğilim İstanbulşun mevcut çarpık kentleşme ve çevresel sorunları ile beraber ele alındığında; Metropolşün kendine yeterliliği konusundaki kaygılar artmakta, tüm doğal kaynaklarda yaşam kalitesine yansıyan değişimlerin olumsuz sonuçları yansımaktadır. Yaşam destek sistemleri olan doğal alanlar ve insan yaşamının kalitesi arasındaki ilişkinin İstanbulşun kırılgan coğrafyasında daha da güçlü bir şekilde ortaya çıkması acil, çok yönlü ve bütüncül önlemleri gerektirmektedir. Bu süreç, İstanbul için genelde sürdürülebilirlik ve özelde de çevresel sürdürülebilirlik arayışını bir zorunluluk haline getirmektedir. istanbulşun yaşam destek sistemleri olan doğal alanlarının, doğal risk alanlarının , insan yapısı altyapısının ve kıyı alanlarının iyileştirilebilmesi , kent yönetiminin çevresel sürdürülebilirlik hedefine ulaşabilmesi için; gerekli çevresel süreçlerin, politik yaklaşımların, yönetsel ilkelerin ve teknik önlemlerin Metropol ölçeğinde tanımlanması ve mekansal sürdürülebilirlik değerlendirmesinin yapılması büyük önem taşımaktadır. Doğal, kültürel ve sosyal çevrenin korunarak geliştirilmesi, sınırlı ve koruyucu kıyı planı ilkeleri doğrultusunda kıyı alanlarının, turizm amacıyla kullanıma açılması, planlamanın genel hedefi olmalıdır. Özellikle doğal alanlar, orman ve tarım alanlarının korunması ve iyileştirilmesi, geleneksel tarım yerleşmelerinin gelişime açılmaması öncelik taşımalıdır.İnsan yerleşimi için çekici yerler olmaları kıyılar üzerindeki baskıyı ve buralardan yararlanma isteğinin ortaya çıkardığı çatışmayı artırarak onarılması güç sorunları da beraberinde getirmiştir.Turizm amacıyla konaklama sınırlı tutulurken, koruma kullanma ilkesi çerçevesinde, günübirlik kullanımlara daha fazla olanak yaratılmalıdır. Çalışma alanı olan şstanbul Doğu Karadeniz Kıyı Alanlarının, sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerlerin sürdürülebilirliğinin sağlanarak ekonomik açıdan öncelikli kullanılabilmesi, yerleşmede önem kazanan potansiyellerdir. Alanın özgün doğal yapısı, arkeolojik ve doğal sit alanları, tarihi ve kültürel değerleriyle çeşitli turizm dallarının gelişebileceği ve bu yolla sosyal ve ekonomik açıdan kalkınmanın sağlanabileceği imkânları barındırmaktadır. Ancak tüm yapılaşmalar bu bölgelerin de kontrolsüz gelişen konut alanları ve bilinçsiz yapılaşma baskısı altında yok olup gidecegi tehlikesinin varlığını güçlendirmekte, özellikle alan kullanımlarında bozulmalara neden olmaktadır. Bu bozulmalar, genel olarak alan kullanımı ve arazi örtüsü değişiklikleriyle ortaya çıkmaktadır. Çok zamanlı yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ile uzaktan algılama; kent, orman, tarım ve kıyı alanlarındaki değişimin belirlenmesinde kullanılan önemli bir teknolojik araç haline gelmiştir. Yersel çalışmaların aksine uydu görüntüleri ile çalışmak zaman ve maliyet açısından büyük avantajlar sağlamaktadır. Bunun da ötesinde yersel çalışmalarla elde edilebilecek verilerin çok ötesinde bir özellik olarak, uydu görüntüleri ile periyodik veri akışı söz konusudur. Böylelikle zamansal değişimlerin analizinin yapılmasına olanak tanınmaktadır. Uydu görüntüleri kullanılarak klasik yöntemlerle oluşturulmuş güncelliğini yitirmiş harita ve benzeri altlıkların yenilenmesi yapılabilmektedir. Uzaktan algılama ile oluşturulan tematik haritalar yerel ve merkezi yönetimler için planlamaya yönelik vazgeçilmez birer araçtır. Bu araştırma İstanbul Doğu Karadeniz Kıyı Alanlarının Anadolu Feneri ve Ağva dahil olmak üzere kıyı köylerini kapsayan, kıyı alanında 1975-1990, 1990-2005 yılları arasında meydana gelen değişimlerin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Zamansal değişimin belirlenmesi, geçmişe ait veriler ile güncel verilerin karşılaştırılması ile mümkün olmaktadır. Yüksek çözünürlükteki uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları, özellikle geniş kıyı alanlarında meydana gelen zamansal değişiklerin belirlenmesinde yararlanabilecek en önemli veri kaynaklarındandır. Araştırmada kıyı alan kullanımı ve arazi örtüsündeki değişimin belirlenebilmesi için Landsat uydu görüntüleri kullanılmıştır. Çalışma alanına ait görüntüler, En Yüksek Olasılık (Maximum Likelihood) algoritmasına göre sınıflandırılmıştır. İki aşamada gerçekleştirilen sınıflandırılmış görüntüler kullanılmıştır.Sınıflandırma sonrası Karşılaştırma Tekniği kullanılarak, alan kullanım ve arazi örtüsündeki değişimler irdelenerek yeni planlama kararlarına ışık tutması amaçlanmıştır. İlk aşamada kontrolsüz sınıflandırma uygulanmıştır. Bu aşamada, çalışma alanı olan istanbulşa ait 1990 ve 2005 yılları Landsat verilerinden üretilmiş olan Geocover verileri incelenmiş, çalışma sonuçlarının geocover verileri ile uyumlu olması amacıyla Geocover da yer alan sekiz sınıf elde edilmiştir. Sınıflar belirlendikten sonra ikinci aşama olan kontrollü sınıflandırma işlemine geçilmiştir. Tespit edilmeye çalışılan sınıflar; su, yerleşim, tarım, çalı- çimen, su, yaprak döken ağaç, yaprak dökmeyen ağaç ve boş alanlardır. 1990 - 2005 yılları arasındaki arazi örtüsü değişimlerinin belirlenmesinde raster tabanlı sınıflandırılmış görüntülerin karşılaştırılması yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntemde görüntülerin sınıflandırılması ile, arazi örtüsü sınıflarının alan bilgisi elde edilmiştir. Karşılaştırma yapılırken kullanılmak üzere "den - e" dönüşüm bilgileri ayrıca matrisler şeklinde elde edilmiştir. Sınıflandırma sonrası Karşılaştırma Tekniği kullanılarak, alan kullanım ve arazi örtüsündeki değişimler irdelenerek yeni planlama kararlarına ışık tutması amaçlanmıştır. Ayrıca şstanbul Doğu Karadeniz Kıyıları, mevcut durumları ve potansiyel özellikleri gözetilmek suretiyle hazırlanan 1/5.000 Ölçekli Nazım Planı kapsamında; Kentsel Baskı Altındaki Köyler ile Balıkçı Köyleri Kümesi, Beykozşda Doğa Turizmi ve Ekolojik Tarımın Geliştirileceği Küme, şile Batı Sahil Kümesi, şile Merkez ve Çevresi Kümesi ve son olarak Doğu Sahil Kümesi olmak uzere 5 kümeye ayrılmıştır. I Noşlu küme; Beykoz şlçesişne bağlı Poyraz ve Anadolu Feneri, Köylerişnden oluşmaktadır. II.Noşlu küme; Riva, Bozhane ve Göllü Köylerişni , III Noşlu küme; Karakiraz, Kurna, Sahilköy (Domalı), Doğancılı, Alacalı, Sofular Köylerişni , IV Noşlu küme; Şile Merkez ve çevresi kümesi, V. Küme Doğu sahil kümesi Şileşnin doğu sahillerini kapsamaktadır.
-
ÖgeBartın Peyzajında Alan Kullanım Uyuşmazlıklarının Belirlenmesi: Lucıs Modeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-01-04) Nayim, B. Niyami ; Velioğlu, Selim ; 420096 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureBARTIN PEYZAJINDA ALAN KULLANIM UYUŞMAZLIKLARININ BELİRLENMESİ: LUCIS MODELİ Günümüz kentlerinde sürekli artan nüfusa paralel olarak kentsel alan kullanımları kırsal alanlara doğru devamlı yayılmaktadır. Biyolojik, fiziksel, sosyal ya da ekonomik kriterleri göz ardı eden planlama kararları, özellikle deprem, sel, kirlilik vb doğal ve çevresel sorunlarla tehdit edilen kentlerde alan kullanım sorunlarını artırmaktadır. Ayrıca etkisiz planlama kararları ile kentlerdeki yayılma, kent ile etrafındaki doğal ve doğala yakın alanların kaybolmasına neden olmaktadır. Sürdürülebilir kentsel gelişmenin temelini, ekoloji prensiplerini göz önüne alan bir planlama stratejisi oluşturmaktadır. GIS tabanlı uygunluk analizleri dünyada oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunlardan biri de Florida Üniversitesi’nde peyzaj mimarlığı ile şehir ve bölge planlama bölümündeki bir ekip tarafından oluşturulan LUCIS modelidir. Amaç tabanlı bu model, uygunluk analizlerine yeni araçlar sunmakta ve gelecekte görülmesi muhtemel alan kullanım uyuşmazlıklarını mekansal olarak ortaya koymaktadır. Araştırma alanı olan Bartın kenti, 1991 yılında il olduktan sonra hızla gelişmeye başlamış ve halkın yeni yerleşim alanlarına talebi ile planlama stratejilerine olan ihtiyaç ortaya artmıştır. Araştırmada ana amaç, LUCIS modelinin Bartın kenti için uyarlanması ve kent ile yakın çevresinde tarım, koruma ve yerleşim için uygunluk analizleri yaparak bunlar arasında gelecekte görülmesi muhtemel uyuşmazlık alanlarını tespit etmektir. Buna göre ilk olarak, uygunluk modelleri için amaçlar (model kriterleri) oluşturulmuştur. İkinci olarak, GIS ortamında analizler için gerekli harita altlıkları hazırlanmıştır. Sonraki aşamada, amaçlara ait modeller oluşturulmuş ve bunlar çalıştırılarak uygunluk analizleri yapılmıştır. Daha sonra, uygunluk analizlerinden elde edilen katmanlara ağırlıklar verilerek alan kullanım tercihleri elde edilmiştir. Bu tercihlere bağlı olarak, muhtemel gelecek alan kullanım uyuşmazlıkları ortaya konulmuştur. Sonra, analizlere ait bulgular değerlendirilerek sonuçlar elde edilmiştir. Son olarak gelecek alan kullanımları, planlama ve kullanılan model için öneriler verilmiştir.
-
ÖgeKırsal Yerleşim Peyzaj Kimlik Özelliklerinin Tespiti, Korunması Ve Geliştirilmesine Yönelik Değerlendirme Matrisi Önerisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-04-09) Erdem, Meltem ; Velioğlu, Selim ; 427725 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureKırsal yerleşimler ekonomik, demografik, sosyo-kültürel ve çevresel özellikler bakımından kentsel çevrelerden ayrılan bir yerleşme türüdür. Söz konusu yerleşimler içerisinde bulundukları doğal çevre, üretim teknikleri, geleneksel yapı ve sosyal yaşantının bir sonucu olarak gelişen peyzaj değerleri ile temsil edilen özgün kimliklere sahiptir. Yakın zamana kadar kentsel çevrelere karşın geri kalmış durumları ile gündeme gelen kırsal yerleşimler günümüzde barındırdıkları doğa potansiyeli ve otantik yaşantı örüntüleri ile gelişim odaklı yatırım stratejilerinin öncelikli mekanı haline gelmiştir. Kırsal yerleşimlere yönelik gelişen söz konusu ilgi, çoğu kez bu yerleşimlerin doğaları ile örtüşmeyen, mekansal hassasiyeti yansıtmayan, mevcut yerleşim dokusunu göz ardı eden müdahalelere sahne olmaktadır. Söz konusu müdahalelere ek olarak, günümüzde küresel ölçekli gelişim eğilimlerinin yerel ölçekte şekillenen fiziksel kurgu üzerindeki etkileri, kırsal çevrelerin belirli bir değişim süreci içerisine girmesine neden olmuştur. Bütün bu eğilimlerin sonucunun, özgün peyzaj değerleri ile temsil edilen kırsal yerleşimlerin peyzaj kimlikleri üzerinden tespitini yapmak mümkündür. Kırsal yerleşimlerin özgün yapılarını peyzaj kimliği üzerinden sorgulayan bu araştırma, söz konusu yerleşimlere yönelik geliştirilecek tasarım, planlama ve gelişim stratejilerinin peyzaj kimliği odaklı geliştirilmesi gerektiği savından hareketle, peyzaj kimlik özelliklerinin belirlenmesi, korunmasına ve geliştirilmesine yönelik bir matris önermektedir. Araştırma kapsamında önerilen matris iki temel araştırma alanı sonucu elde edilen tespitler doğrultusunda geliştirilmiştir. Peyzaj karakteristiklerinin tespitine yönelik geliştirilen metotlar içinde kullanılan survey formları kimlik bileşenlerinin belirlenmesine yönelik önemli bir kaynak oluştururken, Türkiye genelinden seçilen 60 adet kırsal yerleşim üzerinden gerçekleştirilen envanter okuması mevcut durumun irdelenmesi adına önemli bir tespit olarak değerlendirilmiştir. Envanter çalışması kapsamında Türkiye’deki kırsal yerleşimler peyzaj kimlikleri ve çevre ilişkileri doğrultusunda, dağ köyleri, ova köyleri, kıyı köyleri, vadi köyleri ve etek köyleri olmak üzere, tipolojik olarak beş grup altında irdelenmiş ve her bir gruba yönelik baskın peyzaj özellikleri, fiziksel kurgu, üretim peyzajı ve sosyal yapı başlıkları altında barındırdıkları özellikler tespit edilmiştir. Söz konusu özellikler doğrultusunda her bir yerleşim grubuna yönelik yerleşim şemaları üretilmiştir. Söz konusu şemalar yapı gruplarının bir araya gelme ve dağılma durumları, topoğrafya, doğal vejetasyon ve üretim alanları ile olan ilişkilerine göre şekillenen farklı yerleşim kimliklerini yansıtan soyut çizimler olarak üretilmiştir. Kırsal yerleşimlerin sahip olduğu kırsal kimlik üzerindeki olumsuz etkileri ve kimlik kaybını önemli bir problem olarak ele alan bu araştırmada, kırsal yerleşim peyzaj kimliğinin bir kırsal yerleşime ayırt edici niteliklerini kazandıran üç temel bileşen doğrultusunda incelenmesi gerektiği vurgulanmakta ve söz konusu bileşenler doğal kimlik bileşenleri, yapma kimlik bileşenleri ve sosyo-kültürel kimlik bileşenleri olarak belirlenmektedir. Her bir bileşen grubunun alt başlıkları doğrultusunda elde edilen veriler ve bu verilerin yorumlanmasına dayanan değerlendirme süreci, herhangi bir kırsal yerleşimin hangi kimlik bileşenleri doğrultusunda baskın peyzaj kimliğini kazandığının tespitine yönelik bir derecelendirme sistemi önermektedir. Bu kapsamda yerleşimlerin peyzaj kimliği baskın, orta ve zayıf olmak üzere belirlenen üç temel seviyede değerlendirilmektedir. Araştırma kapsamında önerilen matrisin nasıl kullanılabileceğine örnek teşkil etmesi bakımından, her biri için çizimler üretilen 60 yerleşim içinde yer alan ve farklı kimlik değerlerine sahip 5 adet kırsal yerleşime yönelik peyzaj kimlik kartları üretilmiştir. Şirince (İzmir), Bozburun (Muğla), Yazır (Antalya), Taşkale (Karaman) ve Cumalıkızık (Bursa) yerleşimleri için üretilen peyzaj kimlik kartları, matris bileşenleri doğrultusunda toplanan verileri, yerleşimin peyzaj kimliği üzerindeki olumsuz etki yaratan tehditleri, potansiyelleri ve yerleşimin peyzaj kimliğinin korunması ve geliştirilmesi adına üretilen peyzaj stratejilerini içermektedir. Araştırmanın sonuç kısmında ise önerilen değerlendirme matrisinin hangi alanlarda kullanılabileceği tartışılmaktadır. Araştırma kapsamında önerilen değerlendirme matrisinin, Türkiye’de yerel otoriteler tarafından kırsal yerleşimlerin fiziksel kurgusu üzerinde etkili olacak kararların doğru bir şekilde alınmasına yönelik yönlendirici bir araç olacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda matris; yerel ölçekte yerleşimlere ayırt edici niteliklerini kazandıran kimlik bileşenlerinin belirlenmesinde, gerçekleştirilen tespitler doğrultusunda yerleşimlerin peyzaj kimliğinin korunması ve geliştirilmesine yönelik ilke ve kararların üretilmesinde ve başlıca koruma-geliştirme önlemlerinin doğru olarak belirlenmesine yönelik kimlik tiplerinin ortaya konulmasında, özgün yapılara sahip kırsal yerleşimlere yönelik peyzaj tasarım rehberlerininn hazırlanmasında, arazi yönetim şemaları için temel hedeflerin belirlenmesinde ve insanların içinde yaşadığı ve çalıştığı peyzajlarla ilişkili kamu bilincinin arttırılmasında kullanılabilecek bir araç olarak önerilmektedir. Merkeziyetçi bir sistem üzerinden üretilen kırsal kalkınma kararlarının, kırsal yerleşimlerin peyzaj kimliklerini hedef alan kararları içermesi, yerel ölçekten bölgesel ölçeğe kadar değişen bir yelpazede kalkınmanın sağlanmasına yönelik önemli fırsat sunacaktır. Özellikle peyzaj kimliği açısından nitelikli olan yerleşimlere yönelik peyzaj tasarım rehberlerinin geliştirilmesi ve söz konusu rehberlerinde peyzaj kimliğini koruyacak ve de geliştirecek ilkeler doğrultusunda belirlenmesi gerekliliği açıktır. Bu bakımdan yerel otoritelerle işbirliği içerisinde oluşturulacak disiplinlerarası ekiplerle peyzaj kimliğine yönelik detaylı tespitlerin yapılması, söz konusu tespitler doğrultusunda, yerel halkın katılımı ile peyzaj tasarım rehberlerinin hazırlanması, Türkiye kırsalına yönelik geliştirilecek kalkınma modelinin önemli bir ayağını oluşturacağı düşünülmektedir.
-
ÖgePeyzaj Tasarım Kavramlarının Disiplinlerarası Etkileşimler Çerçevesinde Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-05-23) Erbaş Gürler, Ebru ; Yıldızcı, Ahmet Cengiz ; 427498 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureÇalışmanın çıkış noktası, peyzaj mimarlığı ana eksenli olmak üzere mimarlık, peyzaj, planlama ve sanat dallarının gelişimi ve birbirleri ile olan etkileşimlerini anlamak ve yorumlamaya çalışmaktır. Çalışmada farklı meslek gruplarının bugüne kadar ki ilişkiler ağını, bu ağın etkenlerini ve tüm bu süreçler sonucunda ortaya çıkan kavramları ya da içerikleri irdelemek, karşılaştırmak ve yorumlamak ve buradan yeni ilişki ağları türeterek bu ilişkiler sistemine farklı açılardan ışık tutmak ana hedef olarak seçilmiştir. Böylelikle, farklı disiplinlerin beraberce belirlediği bir çerçevede ortak bir bakış açısı geliştirmek ve çevre tasarımı alanında yapılan disiplinlerarası tartışmalara ışık tutmak amaçlanmıştır. Çalışma, altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın konusu tanıtılmakta ve amaç, kapsam ve yöntemi belirtilmektedir. Tezin ikinci bölümünde, uygarlıkların gelişim sürecinde mimarlık, peyzaj, planlama ve sanat dallarının gelişimi ve etkileşimleri yirminci yüzyıla kadar ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde yirminci yüzyılın ikinci yarısına kadar olan dönem, dördünücü bölümde ise ikinci yarı ile günümüze kadar geçen süreçteki ilişkiler ve eşikler işlenmiştir. Beşinci bölüm, incelenen süreçte ortaya çıkan kavram, içerik ve yaklaşımlardan bahsedilen ve bunun sonucunda günümüz tasarım ortamının yaklaşımlarına ışık tutmak amacıyla oluşturulmuş mesleklerarası ortak söz dağarcığının bulunduğu bölümdür. Son bölüm olan altıncı bölüm ise çalışma sonunda elde edilen sonuçların genel bir değerlendirmesinin yapıldığı sonuç bölümüdür. Çalışmanın temel yaklaşımı öncelikle söz konusu ilişkiler ağının gelişim süreci boyunca ortaya çıkan kırılma noktaları ve belli zamanlarda mesleklerin gelişim sürecinin yönünü köklü şekilde değiştirme gücüne sahip önemli eşikleri ortaya koymak olmuştur. Bu ağın yorumlanmasına ek olarak, incelenen süreç boyunca ve belirlenen eşikler ya da kırılma noktalarında gün yüzüne çıkan kavram, içerik ve yaklaşımların ortaya konulması ve bu kavramların birbirleri ile ilişkilerinin ve sürece olan katkılarının araştırılması da üzerinde durulan konular arasında yer almıştır. Böylelikle, günümüz tasarım dünyasının özüne ilişkin değerlerin daha iyi anlaşılacağı düşünülmektedir. Çalışma kapsamında, günümüz tasarım ortamının üretim ve söylemlerine daha iyi ışık tutacağı düşüncesiyle özellikle 20. yüzyıl üzerinde durulmuş, daha da özelleşilerek 20. yüzyılın son çeyreği ve günümüze kadar geçen döneme odaklanılmıştır. Bu dönemlerde belirlenen eşikler ile bu süreç ve eşiklerde ortaya konan önemli kavramların yanı sıra, çalışmada peyzaj içerikli tasarım yaklaşımlarının belli dönemlerde gündeme gelmesini etkileyen faktörler ve bu bağlamda peyzaj mimarlığının güncel tasarım ortamındaki yeni konumundan da bahsedilmektedir. Çalışmada peyzaj kavramının aslı aranmamakta, fakat bu farklılaşmanın yarattığı durumlardan bahsedilmektedir. Çalışmanın diğer bir ürünü de günümüz tasarım ortamının yaklaşımlarına ışık tutmak amacıyla oluşturulmuş mesleklerarası ortak söz dağarcığıdır. Oluşturulan söz dağarcığı ya da dizininin amacı, özellikle 1990’lı yıllar itibariyle meslekler arası yakın ilişkiler sonucunda oluşan melezleşmeler, birbirine bulaşmalar, arakesitler, xvi kesişimler üzerinden oluşan yeni durumları ve bu durumlar içerisinde peyzajın yeni vizyonunu ortaya koymaktır. Çalışmanın hedefleri doğrultusunda ortaya konulan ilişkilere bağlı olarak kavramsal bir model oluşturulmuştur. Bu model, süreci kesin çizgilerle tanımlamada kullanılabilecek bir şablon değil; bahsi geçen sürecin ve çalışmada yer alan bilgilerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilecek bağlamsal bir ilişkiler şemasıdır. Geliştirilmeye ve tartışılmaya açıktır. Farklı disiplinlerin gelişim süreçlerine ait veriler, hem eşzamanlı hem artzamanlı metin okumaları ve örnek taraması yöntemiyle toplanmış ve ilişkiler ağının sadece yatay düzlemde değil, düşey düzlemde olan ilişkilenmeleri de araştırılmıştır. Süreci ve ilişkiler ağı konusunun araştırılması alanında, apaçık tanımlanabilen ve çözümlenebilen sabit ilişkiler yerine, konunun bileşenleri arasında yaşanan dinamik sürece odaklanılmıştır. Bu şekilde elde edilen veriler, bağlamsal bir bakış açısı ile süreci çözümlemeye, irdelenen süreçteki etkileşimler ve eşik ya da kırılma noktaları ile bağlantı kurularak yardımcı olur. Aynı zamanda, belirlenen kavram ve içeriklerin gelişim ve değişim sürecini ve hatta ilk çıkış noktasını verir. Bu konuda çıkarılan sonuçlar ile ağın anlamlandırılması bağlamındaki bilgiler ve kodlar bütünleştirilerek yorumlanır. Çalışmanın diğer bir ürünü olan söz dizininin oluşma sürecinde ise bu bağlamsal ilişkiler şemasında elde edilen veriler, literatür ve örnek taraması ile birleştirilir. Örnekler üzerinden yapılan okumalar ve çıkarımlar önemli bir rol oynamaktadır. Örnekler için künyeler oluşturulmuştur. Bu künyeler aracılıyla projelerin içerikleri incelenerek anahtar kelimeler çıkarılmıştır. Bu anahtar kelimeler ile de sözlüğü oluşturan diğer kavramlar elde edilmektedir.
-
ÖgeToplumsal Yarar Odaklı Kıyı Canlandırmaya İlişkin Kavramsal Bir Ajanda Ve İstanbul Örneğinde Türkiye Üzerine Değerlendirmeler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-06-04) İlhan, Bige Şimşek ; Kubat, Ayşe Sema ; 430898 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureBu çalışmanın ana teması kıyı canlandırmadır. Liman, tersane, endüstri işlevlerinin kent merkezindeki kıyı konumlarından çekilmesi sonucu atıl kalan kıyı arazilerinin; ekonomik, sosyal, ekolojik, mekansal, kültürel açılardan ele alınıp yeniden kentin bir parçası haline getirilebilmesi için, yeni işlevler kazandırılarak dönüştürülmesi süreci olarak tanımlanabilecek bu olgu, Türkiye’de, özellikle 2000’li yıllarda İstanbul’da Salıpazarı ve Haydarpaşa liman alanlarının işlevsel dönüşümlerinin sözkonusu olması ile gündeme gelmiştir. Ancak canlandırma senaryolarının; kıyı alanlarının salt ekonomik amaçlı işlevlerin gelişimi üzerine odaklanması, günümüzde kamuoyunda hala süren oldukça tartışmalı bir süreci de beraberinde getirmiştir. Oysa, dünya çapında gerçekleştirilen uygulamalara bakıldığında; farklı çıkarların çatıştığı bu uzun süreçte; ekonomik, ekolojik, toplumsal yararları dengeleyerek sürdürülebilirlik kavramını gerçekleştirebilen ve çeşitli kurumlar arasında eş-güdüm sağlayarak çok-aktörlü bir katılıma olanak verecek bir yeniden-geliştirme örgütlenme birimi oluşturabilen kentsel yönetimlerin başarılı kıyı canlandırma projelerini hayata geçirebildikleri görülmektedir. Bu bağlamda; çalışmada, çeşitli kaynaklardan sağlanan metinsel okumalar ve dünyadan örnek olay incelemelerinden elde edilen niteliksel verilerin, bilgilerin, bulguların tümevarım uslaması ile biraraya getirilerek kodlanmasıyla, sürdürülebilir bir kıyı canlandırmada öne çıkan anahtar konu ve kavramların yer aldığı bir ajanda geliştirmiş; bu ajandadan yararlanarak; sürece, stratejiye, örgütlemeye, kamusal mekan üretiminine ilişkin bir ilkeler dizisi sunulmuştur. Küresel bir perspektiften bakılarak, dünya deneyimlerinden dersler çıkarabilme ve İstanbul örnekleri üzerine değerlendirmeler yapabilme olanağı sunan çalışma, kıyı şeridinde kamusal mekan üretimine olanak verecek toplumsal yarar gözeten bir canlandırma sürecini, yerel bir süzgeçten geçirerek örgütleyebilmek için gerekli temel bileşenleri ortaya koyarak, Türkiye’deki olası kıyı canlandırma çalışmalarına ışık tutacak bir kılavuz kaynak sağlamayı amaçlamıştır. Anahtar Kelimeler: kentsel kıyı canlandırma, sürdürülebilirlik, kamusal mekan üretimi, Haliç, Galataport, Haydarpaşa kıyı dönüşüm senaryoları
-
ÖgeBüyük Menderes Havzası İçin Ekolojik Risk Analizi Yöntemi Geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-11-12) Erdoğan, Mehmet Akif ; Tunçay, Hayriye Eşbah ; 448102 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureBu çalışmada Büyük Menderes Havzası ekosistemi üzerinde oluşan ekolojik riskler, peyzajlar üzerinde oluşan baskıların, konumsal ve niceliksel olarak belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda; (i) peyzajlar üzerinde baskı ve dolayısıyla risk oluşturan fiziksel ve sosyo-ekonomik faktörler ve süreçlerin tespit edilmesi, (ii) bu süreçlerin konuya özel geliştirilmiş, güvenilirliği ispatlanmış ve gerektiğinde alana özelleştirilecek uygun modeller kullanılarak, konuma bağlı ve niceliksel olarak tahmin edilmesi, (iii) her bir süreç için risk analizlerinin oluşturulması ve (iv) her bir risk değerlendirmesinin tek bir risk haritası olarak bir araya getirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, UA ve CBS teknolojileri temelli olarak ilgili fiziksel ve sosyo-ekonomik olguların mevcut durumunun tahmin edilerek tek bir bütünleşik risk haritası şeklinde sunulmasını sağlayacak bir ekolojik risk analizi yöntemi geliştirmiştir. Üretilen yöntemin ekolojik peyzaj planlama kapsamında kullanılabilirliği sorgulanarak ortaya koyulmuştur.
-
ÖgeEkosistem Servislerine Dayalı Havza Yönetim Modelinin İstanbul - Ömerli Havzası Örneğinde Uygulanabilirliği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-11-26) Albayrak, İlke ; Tezer, Azime ; 449338 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureBu araştırmada kentsel alanlar ve ekosistem servisleri arasındaki ilişkileri rasyonel yöntemlerle analiz edilmiş ve Türkiye’deki mevcut planlama ve doğal kaynak yönetim sistemi içerisine entegre edilebilecek, ekosistem servislerine dayalı bir mekansal havza yönetim planının ana hatlarının tanımlanması için İstanbul’daki Ömerli Havzası araştırma alanı olarak seçilmiştir. Araştırma kapsamında Ömerli Havzası’ndaki ekolojik birimler, ekosistem servisleri, ekosistemleri değiştiren faktörler, idari sınırlar ve mülkiyet yapısı belirlenmiştir. Ekolojik birimlerin ürettiği potansiyel servisler tespit edilerek araştırmada analiz edilecek öncelikli ekosistem servisleri seçilmiştir. Seçilen öncelikli ekosistem servislerinin ekolojik, ekonomik, sosyo-kültürel değerleri ve toplam değeri Analitik Hiyerarşi Süreci yöntemi kullanılarak ayrı ayrı hesaplanmış ve ardından servis üreten alanlar çok işlevlilik yaklaşımı doğrultusunda, servis üretim miktarlarına göre CBS kullanılarak kategorize edilmiştir. Bununla birlikte gelecekteki planlama ve yönetim çalışmalarına altlık olabilecek bir bölgeleme şeması oluşturulmuştur. Araştırmada üretilen mekansal stratejiler kapsamında, korunması, ekolojik restorasyonu ve risk azaltma faaliyetlerinin yürütüleceği alanlar belirlenmiştir. Bölgeleme şemasında önerilen faaliyetlerin Türkiye deki mevcut planlama ve su kaynakları yönetim sistemine entegre edilebilmesi için yollar tarif edilmiştir.
-
ÖgeKültürel Peyzajın Yaya Yoğunluğu Üzerindeki Etkisinin Değerlendirilmesine Yönelik Bir Yöntem Önerisi: İstanbul Tarihi Yarımada - Hanlar Bölgesi Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-02-05) Hoşgör, Zerrin ; Demir, Yüksel ; 459160 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureBu çalışmada, İstanbul Tarihi Yarımada Hanlar bölgesinde kültürel peyzaj-yaya yoğunluğu arasındaki ilişkinin irdelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla kültürel peyzajın sokaklardaki tercih yoğunluğu ve yayaların çevresel algıları üzerindeki etkisini değerlendirmeye yönelik bir yöntem geliştirilmiştir. Geliştirilen yöntem doğrultusunda literatür analizi, fiziksel çevre analizi, mekansal analiz ve anket çalışmalarından oluşan analizler yapılmıştır. Birinci adımda, Tarihi Yarımada’da kentsel çekim noktalarının yoğun olarak bulunduğu bölge olarak Süleymaniye-Hanlar bölgesi saptanmıştır. İkinci adımda bu bölgede yapılan incelemeler sonucunda kültürel peyzaj-yaya yoğunluğu ilişkisinin sokak ölçeğinde inceleneceği alan olarak Hanlar bölgesi tercih edilmiştir. Üçüncü adımda Hanlar bölgesinde yapılan analizler ile tarihi kentte kültürel peyzajı ifade eden insan ölçeği, kapalılık, çeşitlilik, bağlantı ve kültürel kimlik karakteristikleri ve alt değişkenleri incelenmiş ve yapılan anket çalışması ile yerel halkın bölge içerisinde kullandığı yaya güzergahları ve bu güzergaha ilişkin çevresel algıları belirlenmiştir. Mekansal analiz sonucu elde edilen objektif veriler ile anket sonuçları birlikte değerlendirilerek kültürel peyzaj-yaya yoğunluğu ilişkisi istatistik analizler ile ortaya koyulmuştur. Sonuç olarak, Hanlar bölgesinde çeşitlilik ve bağlantı özelliğinin sokaklardaki yaya tercih yoğunluğunu etkilediği saptanmış, incelenen kültürel peyzaj değişkenlerinin yayaların yürüme deneyimi ve güzergah beğenisinde etkili olduğu saptanmış ve yaya anketi ile ölçülen 8 algısal bileşeni açıklayan kültürel peyzaj değişkenleri belirlenmiştir. Çalışma, Hanlar bölgesine özgü anlamlı ve yorumlanabilir sonuçlar ortaya koymasına rağmen konuya kentsel tasarım bakış açısıyla yaklaşarak ileriki çalışmalar için önemli katkılar sunmaktadır.
-
ÖgeSosyo-ekonomik Ve Doğal Çevre Faktörlerinin Kültürel Peyzaja Etkileri: Rize Merkez İlçesi Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-02-18) Korgavuş, Bengi ; Yılzdızcı, Ahmet Cengiz ; 459122 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureBu çalışmanın kapsamı bir kültürel peyzaj alanı olarak seçilen Rize Merkez ilçesinin 1955-2009 yılları arasındaki kültürel peyzaj dokusunun; arazi kullanım şekilleri ve arazi örtüsünün zamansal değişiminin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yardımı ile tespit edilmesi ve bu değişimin altında yatan sosyo-ekonomik ve doğal çevre faktörlerinin irdelenmesidir. Bu amaçla 1955, 1989 ve 2009 yıllarına ait hava fotoğrafları, topoğrafik haritalar, önceden üretilmiş haritalar, raporlar gibi sayısal ve sayısal olmayan verileri Coğrafi Bilgi Sistemleri yardımı ile yorumlama, analiz, sayısallaştırma, haritalama ve değerlendirme işlemleri sonucunda her üç tarih dilimi için arazi örtüsü ve arazi kullanım şekilleri tespit edilmiştir. Daha sonra, 54 yıllık süreç içerisinde, zamansal değişim gösteren arazi örtüleri ve arazi kullanım şekilleri nitelikleri ve nicelikleri ile ortaya konmuştur. Bu değişimlerin altında yatan sosyo-ekonomik ve doğal çevre faktörlerinin neler olduğu ve bu değişimi nasıl etkilediklerini anlamak amacı ile yerel yöneticiler, kamu kurum ve kuruluşları ile görüşmeler yapılmıştır. Çalışmanın son aşamasında, önceki aşamalarında elde edilen değerlendirme ve analiz sonuçları temel alınarak genel bir değerlendirme yapılmış, Rize Merkez ilçesindeki zamansal kültürel peyzaj değişimi ve bu değişimin ortaya çıkardığı sorunlara yönelik çözüm önerileri getirilmiştir.
-
ÖgeKentsel Dönüşüm Alanlarında Gerçekleştirilen Peyzaj Tasarımlarının Eleştirel Teori İle Bir Okuması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-02-18) Köknar, A. Burcu Serdar ; İnceoğlu, Mine ; 460341 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureDoksanlardan günümüze kentsel dönüşüm alanlarında peyzaj tasarımlarını ‘eleştirel teori’ ile okumaya yönelen araştırmada ‘eleştirel teori’nin günümüzdeki genişletilmiş çerçevesi kullanılarak, post-endüstriyel dönüşüm süreçlerinin etkilerinin okunaklı olduğu metropoller olan Paris, Berlin, Chicago, Londra, Barcelona, New York’tan altı peyzaj tasarımı seçilmiş, örneklem alanı olarak incelenmiştir. Peyzaj tasarımının eleştirel olma mekanizmalarını ortaya çıkarmak üzere odaklanan araştırmada, kentlerin dönüşüm süreçleri ve metropoldeki gündelik hayat ve kamusal alan tartışmaları ve ‘eleştirel teori’ odağında yapılan yarı-strüktüre çok disiplinli tasarımcı ve kullanıcı görüşmeleri ile projelerin tasarımcılarının kendi metinleri üzerinden söylem analizleri yapılmıştır. Örneklem alanlarının dışında, dönüşüm alanlarında alternatif süreçler ile ana akım harici peyzaj tasarımı yaklaşımları da incelenmiştir. Peyzaj mimarlığı disiplininin günümüzdeki durumuna ilişkin tartışmaların paralelinde, son yirmi yıl içinde kentsel dönüşüm alanlarında yapılmış peyzaj projelerinden oluşturulan bir seçki ile tematik değerlendirmeler üzerinden peyzaj tasarımının meslek için ve toplum için oluşturduğu ‘öteleyici’ enerjisi üzerine çıkarımlar yapılmıştır.
-
ÖgeTürkiye De Peyzaj Mimarlığı Mesleği Ve Uygulamalarında Niteliğin Yükseltilmesine Yönelik Bir Model Önerisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-05-08) Kıray, Zeynep Demiröz ; Yıldızcı, Ahmet Cengiz ; 10034636 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureHer meslek gibi, peyzaj mimarlığının da, örgün eğitim almış, bilgi ve becerilerini deneyimle geliştirip pekiştirmiş profesyonellerce uygulanması önemlidir. “Peyzaj mimarlığı mesleği uygulamalarının çevre ve toplum sağlığı, güvenliği ve refahı üzerinde doğrudan etkilerinin olması, mesleğin yetkin profesyoneller tarafından uygulanmasını gerektirir” hipotezine dayalı çalışmada öncelikle, “yetkinlik” kavramının temelini oluşturan, mesleğin “temel bilgi alanları” belirlenmiştir. Hatalı, ihmalkar uygulamaların olumsuz sonuçları, potansiyel tehlikelerin tanımlanmasıyla gösterilmiş; belirlenen olumsuz sonuçların, tasarım ve uygulamaların yetkin olmayan kişiler tarafından yapılmasından kaynaklandığını kanıtlamıştır. İncelemeler, mesleğin yeterli bilgi, beceri ve deneyime sahip ve bu bütünü mesleki ahlak kurallarına sadık kalarak kullanan profesyonellerce uygulanmasının, meslek pratiğinin düzenlenmesi ile sağlanabileceğini göstermiştir. Çalışmada, ek bir yöntem olarak, Uluslararası Peyzaj Mimarları Federasyonu IFLA üyesi yetmiş ülkede, mesleğin konumu ve yetkin profesyonellerce uygulanmasının sağlanması açısından yürürlüğe konmuş düzenlemelerin belirlenebilmesi için, uluslararası bir anket düzenlenmiştir. Türkiye ve dünyadaki diğer ülkelerde, meslek pratiğindeki düzenlemelerin karşılaştırılması, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Güney Afrika’nın, peyzaj mimarlığı mesleği pratiğinin en sıkı şekilde düzenlendiği ülkeler olduğunu göstermiştir. Mesleki düzenlemelerin olduğu, ancak uygulanmasında sıkıntıların yaşandığı ülkemizde, profesyonellerin kendi çalışmalarını belirli temel konularda denetleyecekleri, “bireysel kontrol” sisteminin, uygulanabilir bir model olabileceği sonucuna varılmıştır. Araştırmada elde edinilen bilgiler ışığında, birincisi çevrenin korunması, ikincisi toplum sağlığı ve güvenliğinin korunması için, tasarım ve uygulamalarda dikkat edilmesi gereken konuları içeren, iki ayrı kontrol listesi hazırlanmıştır. Ayrıca, dünyada yedi ülkede görülen, sadece Oda’nın belirlediği mesleğe kabul koşullarını yerine getirmiş profesyonel üyelere verilen özel ünvanlarla, hizmetlerin, nitelik ve yetkinlikleri garantilenmiş bu profesyonellerden alınmasının teşvik edildiği sistem, uygulanabilir bir model olarak önerilmiştir.
-
ÖgeKamusal Alanın Üretimi: Taksim Meydanı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-11-18) Yıldırım, Birge ; Erdem, Arzu ; 10057328 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureTaksim Meydanı Türkiye'nin kültür üretiminin temsili sahnesi olarak cumhuriyetin modernlik projesinin başlangıcından bugüne özellikle kamusal alan tartışmalarının ve kamusal alanda faklı söylem gruplarının çatışmalarının merkezindedir. Meydan günümüzde farklı hükümetlerin ideolojilerinin, kullanıcıların ve kaçınılmaz olarak küresel sermaye piyasasının temsillerinin bir bütünü olarak karşımıza çıkar. Çalışma, meydanın nasıl temsiliyet kazandığı ve bu temsiliyetler doğrultusunda sosyo-ekonomik, fiziksel ve politik olarak nasıl dönüştüğünü incelerken kamusallık halinin nasıl aşındığını tartışır. Meydanı'nın bir yüzyıllık hikâyesi, Türkiye'de kamusal alanın inşasının, çeşitli ideolojiler doğrultusunda temsiliyet kazanarak aşındırılmasına dair çarpıcı bir örnek teşkil eder. Tez Taksim Meydanı ve çevresini içeren sınırlı bir coğrafi bölgenin yüzyıllık kentsel dönüşümünü incelese de sosyal, politik, ekonomik olarak zaman mekân bağlamında daha geniş bir coğrafyayı kapsar. Gezi olayları ile gündemde olan Taksim Meydanı ve kamusal alan meselelerine yeni bir yaklaşım getirmeyi hedefleyen bu tez, Taksim Meydanı üzerinden Türkiye'de kamusal alan kavramını irdeleyerek, alternatif sözler üretir. Çalışma, belge taraması ile literatürde bulunmayan tarihsel verileri ortaya çıkartarak Taksim Meydanı'na dair anlatılara yeni odaklar oluşturur. Bu çalışma mevcut kamusal alan söylemlerine alternatif kamusallık tanımları ve kullanım örüntüleri tespitleri ile Taksim Meydanı üzerinden bir anlatı olarak mevcut literatüre eklemlenebilir.
-
ÖgeArazi kullanım değişimlerinin peyzaj teori ve modellemesi kapsamında incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016) Akyol Alay, Meliz ; Tunçay, Hayriye Eşbah ; 457444 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureKentler, günümüzde hızlı şehirleşme ve nüfus artışı ile doğal yapıyı sınırlayan ve tehdit eden bir baskı unsuru halini almıştır. Bu nedenle, peyzaj tahribatının ve kentsel büyümenin gözlemlenmesi, kontrolü ve olası gelecek senaryolarının tahmini önem kazanmaktadır. Kentsel büyüme ve peyzaj yapısı ilişkisi, imar planlarının, kalkınma planlarının ve sürdürülebilir gelişme stratejilerinin hazırlanması sürecinin vazgeçilmez bileşenlerinden olabilir. Kentsel büyümenin ve doğal yapının zaman içerisinde gösterdiği değişim, dünyada birçok örnekte kentsel büyüme modelleri ile gözlemlenmekte (SLEUTH, LANDIS, Marcov Chain, What if, vb), peyzaj yapısındaki değişim ise peyzaj metrikleri ile ölçülmektedir. Ayrıca gelişen bilgisayar ve enformasyon teknolojileri ile bilgiye erişim, analiz ve işleme daha etkili, hızlı hale gelmiştir fakat ülkemizde bu konu ile ilgili çalışmalar az sayıda ve kısıtlıdır. Bu araştırmada kentsel büyüme davranışlarına bağlı olarak ileride oluşacak arazi kullanımı/arazi örtüsü değişimlerinin modellenmesi ve peyzajın kentsel büyümeyi nasıl yönlendirebileceğinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Çalışmada 1966-2013 yılları arasında gerçekleşen kentsel büyümenin ve 2005-2013 yılları için hazırlanan arazi kullanım değişiminin incelenmesi sonrasında oluşturulacak özgün büyüme senaryoları ile 2045 yılı için kentsel büyüme ve arazi kullanım simülasyonlarının oluşturulması hedeflenmektedir. Toplamda üç farklı büyüme senaryosu oluşturuluştur. Birinci senaryo, agresif büyüme davranışını ortaya koyarken ikinci senaryo mevcut yasa ve planlara dayalı güncel yaklaşımlarla büyümenin etkilerini göstermektedir. Sonuncu senaryo olan ekolojik yaklaşım senaryosu ise peyzaj ekolojisi prensipleri üzerine kurulmuştur. Böylece peyzajın korunmasını gözeten bir büyüme yaklaşımının kentsel büyümeyi nasıl şekillendireceği karşılaştırmalı olarak görülebilmektedir. Bu kapsamda çalışma alanı olarak Sarıyer ilçesini içine alan Boğaziçi alanının kuzey bölgesinde 48404 hektarlık bir grid alan seçilmiştir. Sarıyer ilçesi 15100 hektar ile alanda yer alan en büyük ilçedir. Aynı zamanda Eyüp, Şişli, Beykoz ilçelerinin de komşuluk eden kısımları çalışma alanına girmektedir. Alanı, yüzölçümü içerisinde İstanbul'un birçok su kaynağına, doğal-kültürel birçok yapısına ve Kuzey Ormanları'na ev sahipliği yapmaktadır. Bununla birlikte 2013 yılı itibari ile başlayan Yavuz Sultan Selim Köprüsü çalışmaları bölgenin ve çevresinin doğal ve kültürel yapısını tehdit etmektedir. Köprü ve ulaşım sistemindeki değişiklikler ile birlikte çevre bölgelerde 3. Havalimanı gibi büyük projelerin inşasının başlaması da planlanmaktadır. Sarıyer bölgesi Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün olası etkilerinin anlaşılması ve alan kullanım kararlarının verilmesi aşamasında kilit rol oynamaktadır. Böylece peyzaj planlaması ve kentsel büyüme kapsamında olası tehdit ve tehlikelerin önceden tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin geliştirilmesi mümkün olacak ve bu kapsamda öneriler geliştirilecektir. Araştırmanın yöntemi beş temel aşamadan oluşmaktadır: (1) mevcut sosyo-kültürel yapının incelenmesi ve planlama yaklaşımlarının irdelenmesi, (2) Sarıyer'in 2005-2013 yılları arasında geçirdiği alan kullanım/arazi örtüsü değişiminin incelenmesi, (3) Büyüme senaryolarının oluşturulması (agresif büyüme, güncel planlama yaklaşımları ve ekolojik yaklaşım) ve olası kentsel büyüme ve alan kullanım/arazi örtüsü değişiminin 2045 yılı için modellenmesi, (4) peyzaj değişiminin peyzaj metrikleri ile incelenmesi (5) Sürdürülebilir alan kullanım/arazi örtüsü gelişimi için önerilerin geliştirilmesi. Bu kapsamda, kentsel büyümeyi ve arazi kullanım değişimini analiz etmek ve gelecek senaryoları oluşturmak için, kentlerin büyüme davranışlarını inceleyerek olası gelecek senaryoları ortaya koyan hücresel özişleme modellerinden SLEUTH modeli (S- Slope, L-Landuse, E- Excluded, U-Urban, T-Transportation, H-Hillshade) kullanılacaktır. SLEUTH, ulaşım verisini ayrı bir veri olarak incelediği ve çalışma alanının kent yapısını etkin şekilde okuyabilecek bir yapıya sahip olduğu için bu çalışma kapsamında kullanılmak üzere seçilmiştir. İstanbul gibi nüfus yoğunluğu ve ulaşım sistemi hızla artış gösteren metropollerde kalkınma planları ve büyüme politikaları oluşturulurken, alınan planlama kararlarının gelecekteki etkileri yeterli derecede göz önünde bulundurulmamaktadır. Bu tez çalışması, alışılagelmiş modelleme çalışmalarının aksine, özgün senaryo oluşturma yöntemi ile diğer literatürlerden ayrılmaktadır. Ayrıca uluslararası literatürde kentsel büyüme ile ilgili araştırmalar mevcut olmasına rağmen, ulaşımda sıra dışı bir değişimin olası etkileri ve modellerin bu gibi durumları ne ölçüde öngörebilecekleri incelenmemiştir. Bu kapsamda araştırmanın konusu uluslararası ölçekte de özgün değere sahiptir.
-
ÖgeKonut Yerleşimlerinde Dış Mekan-peyzaj Kalite Ve Niteliğinin Ölçülmesine Ve Gayrimenkul Değerlerine Etkisine İlişkin Bir Değerlendirme Yaklaşımı Önerisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-04-29) Yiğit, Pelin ; Velioğlu, Şerif Selim ; 10108664 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureMimarlıkta, konutun anlamsal yapısının çok boyutlu olması nedeniyle insan, konut/mekan arasındaki ilişkiler, konut seçimlerindeki tercihlere yansımaktadır vekonut alanındaki tasarımlar önem kazanmaktadır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki kişiler, fiziksel çevrelerinden memnun oldukları sürece konutlarından da memnun olmaktadırlar. Konut yapımındaki amaç; insanları kentin yoğun ve stresli ortamından uzaklaştırarak, doğa ve peyzajla buluşturan, çevresel kalitesi yüksek dış mekânlar oluşturmaktır. Tez çalışması temelde konut yerleşimlerinde dış mekan - peyzaj kalite ve değerlerinin irdelenmesini ve budeğerlerin konut ve gayrimenkul değerine nasıl yansıyacağının araştırılmasını amaçlamaktadır. Amaç, peyzaj niteliği ve değeriyle konut ve gayrimenkul değeri arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.Konut yerleşimi tasarımı ve üretimi alanında, son yıllarda Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da artış olmuştur. Üretilen yerleşimlerin, mekansal nitelik ve özellikle de dış mekan – peyzaj kalitesi anlamında değerlendirildiğinde yetersizlikler içerdikleri gözlemlenmektedir. Nitelikli ve yeterli örnekler sayıca azınlıktadır. Tez çalışması, söz konusu konut yerleşimlerinde mekansal niteliği yükseltmek adına, rol alan unsurlara "ileti" sunacak bir bilimsel araştırma /veri tabanı oluşturmak üzerine odaklanmaktadır.Günümüz kentlerindeki konut yerleşimlerindeki olumsuzlukları gidermek anlamında bir tespit öne çıkmaktadır; mekansal niteliği, dış mekan – peyzaj kalitesi yeterli olan yerleşimlerdeki konut birimlerinin bedel ve değerleri diğerlerine göre yüksek olmaktadır. Bu da; ilk yatırım maliyetinin görece olarak da olsa, diğerlerine göre fazla olmasına karşın, üretilen çevrenin ve bu çevrede yer alan birimlerin bir yatırım aracı olarak daha değerli olduğu sonucunu doğurmaktadır. Gerek üreten / satan gerekse de satın alan için bu nitelikteki konut birimleri daha karlı bir yatırım aracıdır.Bu çalışma kapsamında; daha nitelikli bir çevrenin daha karlı bir yatırım aracı olduğu düşüncesi ve savının bir önerme olarak kanıtlanmasına ve böylelikle konut yerleşimi üretimi alanında rol alan tüm unsurlara nitelikli çevreler üretilmesi konusunda teşvik edici bir "ileti" sunulmasına çalışılmıştır.
-
ÖgePeyzaj Mimarlığı Eğitiminde Bilgisayar Oyunlarının Öğretim Aracı Ve Destek Sistemi Olarak Kullanılması: Landcons 1.0(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-11-30) Örnek, Muhammed Ali ; Seçkin, Yasin Çağatay ; 10130952 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureBu araştırmanın amacı, peyzaj mimarlığı öğrencilerinin üç boyutlu sanal ortamda, verilen oyun-tabanlı görevler sayesinde gerekli bilgi ve beceri inşa etmelerine olanak sağlayacak bir ciddi oyun ortaya koymaktır. Bu araştırma kapsamında bilgisayar ve oyun teknolojilerinin sağladığı imkânlardan faydalanarak peyzaj konstrüksiyonuna ilişkin konuların öğrenilmesini kolaylaştıran ve teşvik eden bilgisayar destekli bir öğretim yazılımı geliştirilmiştir. Yazılım sayesinde öğrenciler, sanal ortamda tanımlanan problemleri analiz ederek, çözümler geliştirerek, geliştirdikleri çözümlerin sonuçlarını gözlemleyerek, sebep-sonuç ilişkilerini kurarak ve edindikleri bilgiler arasında bağlantılar oluşturarak bilgi ve becerilerini arttırırken öğretim sürecinde daha aktif rol alacaklardır. Ayrıca, bu yazılım sayesinde uzaktan eğitim uygulaması olarak da hizmet verebilecek, çeşitli sebeplerle öğretim ortamına erişim sağlayamayan öğrencilere öğretim imkânı sağlayarak, öğrencilere zaman ve mekândan bağımsız bir öğrenme ortamı sunmaya olanak sağlayacaktır. Kullanıcıların Internet ağı üzerinden sunucuya erişim özelliği, TÜBİTAK (2016) ve İTÜ UZEM (2016)’in uzaktan eğitim politika ve çalışmalarına da katkı sağlayacaktır. Bugünkü eğitim pratiğinde kullanılan bilgisayar destekli ve uzaktan öğretim araçları incelendiğinde, ders yürütücüsü ile öğrencilerin ders materyallerini görsel ve işitsel olarak paylaştığı, tıkla-öğren modeli etkileşimli sunum veya sınav arayüzleri ön plana çıkmaktadır. Halbuki, mevcut bilgisayar ve bilgi teknolojileri söz konusu uygulamalarda kullanılanın ötesinde potansiyeller barındırmaktadır. Eğlence faktörünün, bir çalışma motivasyon aracı olarak kullanılmasından hareketle geliştirilen, belli bir uzmanlık konusu üzerine bilgi ve beceri gelişimi kazandırmayı amaçlayan bilgisayar oyunları bulunmaktadır ve bunlar “ciddi oyunlar” olarak tanımlanmaktadır. Başta askeri, tıbbi ve ticari olmak üzere bir çok uygulama alanına sahiptirler. Bu kapsamda, ciddi oyun uygulamaları incelendiğinde, mevcut bilgisayar destekli öğretim uygulamalarından farklı olarak öğrencilerin öğretim süreci içerisinde aktif rol almalarına imkân tanıyan birçok özellik dikkat çekmektedir. Ciddi oyunların; • Öğrencilere kolaydan başlayarak gittikçe zorlaşan görevler ile yüzleştirdiği, • Görevler içerisinde bir problemin çözülmesi veya iyileştirilmesine ilişkin öneriler geliştirmeye teşvik ettiği, • Çözüm üretme sürecinde öğrencileri bilgilendirerek ve yönlendirerek karar destek sistemi olarak işlev gördüğü, • Öğrencilere verdikleri kararlara ilişkin geribildirimlerde bulunarak, öğrencilerin süreç üzerindeki hakimiyetini arttırdığı, • Oyunlaştırma ve oyun mekaniklerini sürece entegre ederek öğrencilerin, çalışma motivasyonunu arttırdığı ve • İşbirlikçi çalışma ortamları ve takım çalışmasını destekleyerek, öğrencilerin sosyal öğrenimini teşvik ettikleri görülmüştür (Dalgamo ve Lee, 2010). Yukarıda belirtilen faydaların öğrencilerin öğrenme eğrileri üzerinde önemli katkılar sağladığını doğrulayan birçok bilimsel araştırma ve deneysel çalışma bulunmaktadır (Barab ve diğ, 2005; Dade ve diğ, 2004; Rowe ve diğ., 2009). Bu araştırmaların ortak amacı, öğrencilere bir eğitim konusuna ilişkin görsel bir öğrenme ortamı sunarak öğrencilerin daha aktif rol almasını sağlamak, konunun öğrenilmesini kolaylaştırmak ve teşvik etmektir. Bu çalışma kapsamında, öğrencileri verilen problemleri çözümleyerek mesleki öğretimlerine katkı imkân sağlayacak bir sanal öğrenme ortamı kurulmuştur. Çalışma kapsamında geliştirilen ciddi oyun, eğitim pratiğinde kullanılabilecek bir bilgisayar destekli veya uzaktan öğretim aracı olarak kullanılabilecek teknik altyapıya sahiptir. Tez çalışmasının aşamaları şu şekilde özetlenebilir: • Peyzaj konstrüksiyonu konuları kapsamında bir oyun senaryosu ve senaryo dahilinde konuların öğrenilmesine ilişkin bir dizi görevler oluşturulmuştur, • Öğretim programına ilişkin yazılı bilgilerin iki ve üç boyutlu grafik temsilleri oluşturulmuştur, • Internet ağına bağlı bir sunucu bilgisayara OpenSimulator (2016) yazılımı kurularak özelleştirmeye uygun bir üç boyutlu sanal ortam oluşturulmuştur, • Kurulan sanal ortam içerisinde, ders öğretim programına ilişkin görsel bilgiler öğrenme senaryosuna uygun olarak yerleştirilmiş ve bu sanal cisimler Linden Scripting Language (LSL) programlama dili kullanılarak ve öğrenciler ile etkileşime girecek şekilde programlanmıştır. Bu şekilde, öğrenim çıktılarına karşılık verecek bilgi ve beceri gelişimini sağlayacak bir sanal öğrenme ortamı oluşturulmuştur, • Geliştirilen ciddi oyunun, öğrenciler üzerindeki pedagojik ve öğretici etkilerini değerlendirmek amacıyla lisans düzeyindeki peyzaj mimarlığı öğrencilerinin katılımıyla deneysel çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Özetle tez kapsamında, peyzaj mimarlığı eğitim pratiğinde kullanılabilecek öğrenci odaklı, zengin görsel içeriğe sahip, etkileşimli ve güncel bilgisayar teknolojilerin sunduğu imkânlardan faydalanarak bir ciddi oyun oluşturulmuş ve eğitim pratiği içerisinde yapılan deneysel çalışmalar aracılığıyla etkileri sınanmıştır. Deneysel çalışmalardan elde edilen bulgu ve veriler, geliştirilen ciddi oyunun lisans düzeyindeki peyzaj mimarlığı öğrencilerinin bilgi ve becerilerine sağladığı katkı ve öğrenme motivasyonu açılarından değerlendirilmiştir. Tez kapsamında geliştirilen ciddi oyun, sunduğu özellikler bakımından, bilgisayar destekli ve uzaktan öğretim uygulamaları için önemli bir örnek ve farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek bir altlık niteliği taşımaktadır. Bu araştırma, 21. yüzyıl teknoloji çağında büyüyen öğrencileri hedef kitle olarak belirlemiş, mesleki eğitimi daha çok eğlence amacıyla yapılan bir öğrenme sürecine çevirerek, öğrencilerin öğretim sürecindeki öğrenme motivasyonlarını arttırmayı sağlayacak bir öğretim aracı ortaya koymaktadır. Öncelikli hedefi peyzaj mimarlığı öğrencileri olmakla birlikte, çalışma tüm diğer disiplinlere de katkı sunmaktadır.
-
Öge1546 ve 1600 tarihli İstanbul vakıfları tahrir defterlerine göre İstanbul'da yeşil alanlar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Çoban Şahin, Emine ; Ağır, Aygül ; Istanbul, which has hosted many civilizations, has been wondered in every field and every period. Especially it was being more wondered after the conquest of Istanbul by the Turks, the expansion of the borders of the country, the development of the empire in the fields of science, military, and culture. There were various studies on the characteristics of the city and daily life such as the fields of military, science, socio-economy and etc. There have been important developments in terms of gardening in Istanbul because of its natural and cultural value, especially its location and climate. In the 16th century in which Westernization has not yet shown its effects; it can be described as the period when the empire found its identity in terms of gardening. Most of these developments have been observed in areas such as palaces, pavilions and groves, where the dynasty lived, and in the mesires (promenade) where the people spent their social life. Precious studies have been made on these issues. However, historical studies on green areas and gardening activities in residential areas where people live in Istanbul are limited. To understand the 16th century which is before the printing press began to be used in Ottoman society; only the primary sources that can provide information on this subject are; some city descriptions, travel writings written by domestic and foreign travelers and official documents of the period. Endowment charter (vakfiye) are sources that have not been studied for this issue. So, this study is on green areas in 'The Cadastral Survey (Tapu Tahrir) Registers of Istanbul Waqfs dated 1546 and 1600'. In addition, these main sources, visual and written sources were also used in order to adequately comprehend the data found in the registers. Green areas are defined as places where the existing open spaces in the urban texture are integrated with plant elements. They are divided into three categories: public, semi-private and private. This study focuses on the green areas in the waqfs that are in the housing settlements and are also in the private green areas. This study aims to explore the settlement plan and structure of characteristics, components, continuity and changes of green areas mentioned in Istanbul according to 'The Cadastral Survey Registers of Istanbul Waqfs dated 1546 and 1600'. With this study the existing data without making any assumptions were revealed. The numerical and visual manuscript has been reviewed and only attempted to examine the intensity and causes. The cadastral survey registers are fundamental sources that reveal the social structure of the time and provide important information about the socio-economic and socio-cultural condition of the state. Those sources from the 16th century is 'The Cadastral Survey Registers of Istanbul Waqfs dated 1546' and 1600', which are found in Istanbul. These cadastral survey registers contain clues about the urban settings, the infrastructure characteristics, the quarter plans of the city, and information about the green areas and their features, as well. Within the extent of the study, it was tried to understand the data of the registration system, and what inferences can be made regarding the city, the settlement properties and the green areas were examined. The reason of existence the green areas and green areas components were tried to be understood in these registers. In the city from the first settlements to the conquest, information about the city characteristics and city development were investigated, and the development and settlement features of the city were examined for from the conquest to the registration dates of 'The Cadastral Survey Registers'. This study primarily focuses on the literature review and initially explores the green areas registered in the region and quarter units of the city. Consequently, the number and the general components and settings of the waqfs registered in the 1546 and 1600 cadastral survey registers were investigated. In order to understand the green areas and make interpretations about them, it was considered necessary to understand the urban characteristics and settlement patterns of the city. To achieve this, the urban elements of the city that may have affected the character of the green areas has been researched and compiled. Also, the results of further analyses that reveal the properties of the green areas and their specific locations were shown on two maps for every region (nâhiye). Maps were developed in the GIS (Geographic Information System) technology to understand the status of the city when the dates of the cadastral survey registers by making use of different sources, images and maps containing information about the period. There are 13 regions and so totally 26 maps. Natural-cultural and social urban elements that could be effective in the urban features of the period, in settlement features and most importantly in the development of green areas were researched. The tables containing the city elements relevant to the period was developed including the city elements in the districts for each region, considering from different sources to support the maps. Afterward, tables were prepared to contain the settlement characteristics, their green areas, and their components and numbers in each neighborhood unit using the 'The Cadastral Survey Registers of Istanbul Waqfs dated 1546 and 1600'. All data were compared to each other and supported by visual and written sources related to the period were evaluated and interpreted considering the respective years that they were registered. As a result, the interest for the green areas was observed in the public settlement as in the dynasty. It has been observed changes the number and characteristics of these areas according to locations. To understand the reason for these changes, the existing data were compared with the maps and tables containing the city components and the cause and effect relationship. The continuity and development of the gardens and their relationship with the city elements was investigated. All the data obtained were interpreted; results have been drawn. In the 16th century, there was a close relationship between the population (the number of waqfs gives information about the population), settlement intensity, and the increase of green areas and it was seen that residential areas and green areas were developed together in Istanbul. Commercial areas and residential areas developed in separate areas and had different features in the 16th century and it is clear that commercial areas were poor in terms of green areas, and green areas were more common in areas where households were located. The development of green areas has increased in proportion to the population and settlement. In the areas where housing settlements were dominant, the density of green areas increased around religious structures such as mosques and masjids and social structures such as baths, madrasah and waterways. In addition, suitable topographies as well as the greater sunlight and the more temperate conditions of southern quarters, roads can be added as positive factors in the development of green areas. Also, water, which is one of the most important conditions for civilizations, has been used at a high level was essential in the development of green areas increased green areas and green area components. This situation also suggests the possibility of farming in the green areas in the building settlements due to the economic crisis that emerged at the end of the century. Although there was no new settlement, the increase in green areas and green area components is remarkable in some small quarters where the settlement was not dense. As a result, people tended to create green spaces and develop areas to rest, even in small spaces. Also, water sources made farming activities possible. The increase of small gardens, strengthened the need to create green areas in more densely populated areas, too. The region, which can be described as the period regions, have changed slightly due to their urban components and characteristics, although they do not contain great differences. Besides, it has been observed that green areas are given importance in order to be least affected by fire and famine. In order to reduce the spread of fires, it was observed that the unity in residential areas decreased and green areas increased. It has been observed that people tend to produce in green areas due to the shortage experienced and try to grow almost all kinds of products. Such that; Due to the famines experienced, at the end of the century, the city developed into a self-sufficient city that would meet the needs of people living in the residential area. The areas where you can sit and rest in the aforementioned green areas, enjoyable and production-oriented areas have developed together. It is clear that the people benefit from green spaces at the highest level even in limited areas. As a result; The properties of the green areas, the relationship between green areas and the construction, they are connected to, the distribution, density and positioning of green areas according to the locations were obtained throughout the city. By examining the different dates, its features were revealed in the first half and second half of the century, and by comparison, the differences were revealed. The reasons for the change of green areas were revealed throughout the century by considering the city components. Besides, with this study, it displays the 16th-century views of Istanbul during the Ottoman period, which has no examples of urban settlement, housing and green areas in the housing today. This study has attempted to understand the characteristics of green areas in Istanbul using cadastral survey registers from the 16th century. Although these registers cannot provide data on the plan and design features, they do enable an understanding of the settlement plan of the city and the relationship between the green areas, the density of the green areas in the regions, and the general characteristics. The study provides data for periodic changes with records from different dates. Also, as in this study, cadastral survey registers can be utilized in similar studies for different areas as they provide information about the settlement plan of the periods, the relationship of the green areas, the development and properties of the green areas as well as an understanding of the changes over time. In addition, the records contain data which allows the reader to picture the green areas in the city. This study, a step that can be the basis for future studies about this subject. ; 645164 ; Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim DalıBirçok uygarlığa ev sahipliği yapmış İstanbul, her konuda ve her dönem merak unsuru olmuştur. Askeri, bilimsel, sosyo-ekonomik gelişmeler yaşanmış ve araştırmalar yapılmıştır. Bulunduğu konum ve iklim başta olmak üzere sahip olduğu doğal ve kültürel zenginlik dolayısıyla İstanbul'da bahçecilik anlamında da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmelerin büyük bir kısmı hanedanın yaşamını sürdürdüğü saray, kasır, koru gibi alanlarda ve halkın sosyal hayatını geçirdiği mesirelerde gözlemlenmiş ve bu alanlar hakkında çalışmalar yapılmıştır. Fakat İstanbul'da halktan kişilerin yaşadığı yerleşim alanlarında bulunan yeşil alanlara ve bahçecilik faaliyetlerine ilişkin tarihi çalışmalar sınırlıdır. On altıncı yüzyıla dair bu konu ile ilgili bilgiler sunabilecek birincil kaynaklar; kent tasvirleri, yerli ve yabancı seyyahlar tarafından kaleme alınan gezi yazıları ve dönemin resmi evrak niteliğindeki kayıtlarıdır. Resmi evrak niteliğindeki tahrir defterleri ise konu kapsamında daha önce incelenmemiş kaynaklardır. Bu sebeple, bu çalışma 1546 ve 1600 Tarihli İstanbul Vakıfları Tahrir Defterleri'nde bulunan yeşil alanlar üzerinedir. Çalışmanın amacı, 1546 ve 1600 Tarihli İstanbul Vakıfları Tahrir Defterleri'ne göre İstanbul'da genel olarak yeşil alanlar açısından yerleşim dokusu ve kurgusunu, nâhiye ve mahalle ölçeğinde ise yeşil alan özellikleri ve bileşenleri ile ilgili verileri ortaya koymak, yeşil alanları iki defterde izlemek, sürekliliği ve değişimleri yorumlamaya çalışmaktır. Çalışma kapsamında defterlerin ne tür veriler içerdiği anlaşılmaya çalışılmış; vakfiyelerde bulunan yeşil alanların ve bileşenlerin varlığı ve sebebi anlaşılmaya çalışılmıştır. Kentte bilinen ilk yerleşimlerden defterlerin kayıt tarihlerine kadar kentin gelişimi, iskân faaliyetleri incelenmiştir. Dönemin kent gelişiminde, iskân faaliyetlerinde ve en önemlisi yeşil alanların gelişiminde etkili olabilecek kent unsurları araştırılmış ve incelenmiştir. Defterlerin kaydedildiği tarihlerde kentin mevcut durumunu anlamak için haritalar; konut tiplerini, yeşil alanları, yeşil alan bileşenlerini ve kent unsurlarını içeren tablolar geliştirilmiştir. Tüm veriler dönemin görsel ve yazılı kaynakları ile desteklenerek değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, hanedanda yaşanan yeşil alanlara karşı ilginin halktan bireylerin yaşam alanlarında da görüldüğü; halkın küçük alanlarda bile olsa konut birimlerindeki yeşil alanlarda oturup, dinlenebileceği, üretim yapabileceği alanlar oluşturduğu; bu alanların sayısının ve özelliklerinin bulunduğu alana göre değişiklik gösterdiği görülmüştür. Bu değişikliklerin sebebini anlamak amacıyla mevcut veriler kent bileşenleri ile karşılaştırılmıştır. Elde edilen veriler yorumlanarak sonuçlar çıkarılmıştır. On altıncı yüzyılda İstanbul'da mesken alanları ve yeşil alanların birlikte geliştiği ve yüzyıl boyunca iç içe olduğu görülmüştür. Sözü edilen yeşil alanlarda oturulup dinlenilecek alanlar ve ürün yetiştirilen üretim ağırlıklı alanlar birlikte gelişmiş olmalıdır. Halkın kısıtlı alanlarda bile yeşil alanlardan kullanım ve yarar sağladığı açıktır. Yeşil alanların gelişimi, nüfus ve yerleşimle orantılı şekilde artmıştır. Bu bağlamda topoğrafya ve su kaynakları başta olmak üzere birçok kent bileşeninden de istifade edilmiştir. Dönenim bölgeleri olarak nitelendirilebilecek nâhiyeler çok büyük farklılıklar içermese de sahip olduğu kent bileşenleri ve özellikleri dolayısıyla ufak-tefek değişiklikler göstermiştir. Ayrıca yangın, kıtlık gibi sebeplerden en az etkilenmek amacıyla yeşil alanlara önem verildiği izlenmiştir. Sonuç olarak bu çalışma, kentin yerleşim dokusunun özelliklerini ve yeşil alanlarla ilişkisini, yeşil alanların kent içinde genel özelliklerini, yoğunluğunu anlamaya olanak sağlamıştır. Çalışma farklı tarihlere ilişkin kayıtlar ile dönemsel değişikliklere ilişkin ipuçları sunmaktadır. Ayrıca bu çalışma, 16. yüzyıldan günümüze iskân, konut ve konut düzeyinde yeşil alanlar ile ilgili günümüzde hiçbir örneği bulunmayan, Osmanlı Dönemi'nde İstanbul'un yeşil alanlarının 16. yüzyıldaki görünümlerini gözde canlandırmaya çalışmaktadır; gelecekte yapılacak çalışmalara bir adım olarak değerlendirilebilir.