İstanbul Doğu Karadeniz kıyı alan kullanımlarındaki değişimin saptanması

thumbnail.default.alt
Tarih
2012
Yazarlar
Şatıroğlu Akyol, Elif
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Özet
Dünya üzerinde kıyıların, gerek ekonomik, gerek kültürel anlamda en çok tercih edilen yerleşim alanlarından biri olması, toplumların ekonomik ve sosyal gelişmesine olanak sağlayarak, ülkelerin kalkınmasında rol oynamaları ve en hızlı değişime uğrayan birimler olması dolayısı ile ; bu alanlar üzerindeki faaliyetler ve talepler her geçen gün artmaktadır. Kıyılarımızın özellikle son 25 yıl boyunca, iç ve dış turizme bağlı olarak yoğun bir nüfus baskısı altına girmesi, ikinci konut baskısı, kumsallar, çözüm adına getirilen uygulamalar kıyılarımızın günümüzde büyük baskı altında olduğunu göstermektedir. Kıyılar, yalnızca kara ile denizin birleştiği yer değil, kent yaşamında "bir kültür"ün kaynağı, yaşam kuşağıdır. Bu nedenle kıyı ve suyla bütünleşen, peyzajın, kültürün simgesi olan kıyı ve onun arka alanındaki doğal yapıyı ve özgün kimliği koruyan bir planlama yaklaşımının benimsenmesi gerekmektedir. Kıyı alanları üzerindeki değişimlerin tespit edilmesi; kıyı çevresinin korunması, kıyı alanlarında bulunan tarihi ve doğal kaynakların etkin bir şekilde yönetimi, sürdürülebilir kıyı gelişimi ve planlaması açısından önemlidir. İstanbulşda gerek demografik ve ekonomik yapı ile mevcut mekansal gelişme eğilimleri gerekse alana yönelik projeksiyonlar; İstanbulşun yakın gelecekte kendi yaşam destek sistemlerini geri dönüşü olmayacak şekilde bozma ve nihayetinde yok etme sürecinde olduğunu göstermektedir. Söz konusu eğilim İstanbulşun mevcut çarpık kentleşme ve çevresel sorunları ile beraber ele alındığında; Metropolşün kendine yeterliliği konusundaki kaygılar artmakta, tüm doğal kaynaklarda yaşam kalitesine yansıyan değişimlerin olumsuz sonuçları yansımaktadır. Yaşam destek sistemleri olan doğal alanlar ve insan yaşamının kalitesi arasındaki ilişkinin İstanbulşun kırılgan coğrafyasında daha da güçlü bir şekilde ortaya çıkması acil, çok yönlü ve bütüncül önlemleri gerektirmektedir. Bu süreç, İstanbul için genelde sürdürülebilirlik ve özelde de çevresel sürdürülebilirlik arayışını bir zorunluluk haline getirmektedir. istanbulşun yaşam destek sistemleri olan doğal alanlarının, doğal risk alanlarının , insan yapısı altyapısının ve kıyı alanlarının iyileştirilebilmesi , kent yönetiminin çevresel sürdürülebilirlik hedefine ulaşabilmesi için; gerekli çevresel süreçlerin, politik yaklaşımların, yönetsel ilkelerin ve teknik önlemlerin Metropol ölçeğinde tanımlanması ve mekansal sürdürülebilirlik değerlendirmesinin yapılması büyük önem taşımaktadır. Doğal, kültürel ve sosyal çevrenin korunarak geliştirilmesi, sınırlı ve koruyucu kıyı planı ilkeleri doğrultusunda kıyı alanlarının, turizm amacıyla kullanıma açılması, planlamanın genel hedefi olmalıdır. Özellikle doğal alanlar, orman ve tarım alanlarının korunması ve iyileştirilmesi, geleneksel tarım yerleşmelerinin gelişime açılmaması öncelik taşımalıdır.İnsan yerleşimi için çekici yerler olmaları kıyılar üzerindeki baskıyı ve buralardan yararlanma isteğinin ortaya çıkardığı çatışmayı artırarak onarılması güç sorunları da beraberinde getirmiştir.Turizm amacıyla konaklama sınırlı tutulurken, koruma kullanma ilkesi çerçevesinde, günübirlik kullanımlara daha fazla olanak yaratılmalıdır. Çalışma alanı olan şstanbul Doğu Karadeniz Kıyı Alanlarının, sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerlerin sürdürülebilirliğinin sağlanarak ekonomik açıdan öncelikli kullanılabilmesi, yerleşmede önem kazanan potansiyellerdir. Alanın özgün doğal yapısı, arkeolojik ve doğal sit alanları, tarihi ve kültürel değerleriyle çeşitli turizm dallarının gelişebileceği ve bu yolla sosyal ve ekonomik açıdan kalkınmanın sağlanabileceği imkânları barındırmaktadır. Ancak tüm yapılaşmalar bu bölgelerin de kontrolsüz gelişen konut alanları ve bilinçsiz yapılaşma baskısı altında yok olup gidecegi tehlikesinin varlığını güçlendirmekte, özellikle alan kullanımlarında bozulmalara neden olmaktadır. Bu bozulmalar, genel olarak alan kullanımı ve arazi örtüsü değişiklikleriyle ortaya çıkmaktadır. Çok zamanlı yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ile uzaktan algılama; kent, orman, tarım ve kıyı alanlarındaki değişimin belirlenmesinde kullanılan önemli bir teknolojik araç haline gelmiştir. Yersel çalışmaların aksine uydu görüntüleri ile çalışmak zaman ve maliyet açısından büyük avantajlar sağlamaktadır. Bunun da ötesinde yersel çalışmalarla elde edilebilecek verilerin çok ötesinde bir özellik olarak, uydu görüntüleri ile periyodik veri akışı söz konusudur. Böylelikle zamansal değişimlerin analizinin yapılmasına olanak tanınmaktadır. Uydu görüntüleri kullanılarak klasik yöntemlerle oluşturulmuş güncelliğini yitirmiş harita ve benzeri altlıkların yenilenmesi yapılabilmektedir. Uzaktan algılama ile oluşturulan tematik haritalar yerel ve merkezi yönetimler için planlamaya yönelik vazgeçilmez birer araçtır. Bu araştırma İstanbul Doğu Karadeniz Kıyı Alanlarının Anadolu Feneri ve Ağva dahil olmak üzere kıyı köylerini kapsayan, kıyı alanında 1975-1990, 1990-2005 yılları arasında meydana gelen değişimlerin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Zamansal değişimin belirlenmesi, geçmişe ait veriler ile güncel verilerin karşılaştırılması ile mümkün olmaktadır. Yüksek çözünürlükteki uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları, özellikle geniş kıyı alanlarında meydana gelen zamansal değişiklerin belirlenmesinde yararlanabilecek en önemli veri kaynaklarındandır. Araştırmada kıyı alan kullanımı ve arazi örtüsündeki değişimin belirlenebilmesi için Landsat uydu görüntüleri kullanılmıştır. Çalışma alanına ait görüntüler, En Yüksek Olasılık (Maximum Likelihood) algoritmasına göre sınıflandırılmıştır. İki aşamada gerçekleştirilen sınıflandırılmış görüntüler kullanılmıştır.Sınıflandırma sonrası Karşılaştırma Tekniği kullanılarak, alan kullanım ve arazi örtüsündeki değişimler irdelenerek yeni planlama kararlarına ışık tutması amaçlanmıştır. İlk aşamada kontrolsüz sınıflandırma uygulanmıştır. Bu aşamada, çalışma alanı olan istanbulşa ait 1990 ve 2005 yılları Landsat verilerinden üretilmiş olan Geocover verileri incelenmiş, çalışma sonuçlarının geocover verileri ile uyumlu olması amacıyla Geocover da yer alan sekiz sınıf elde edilmiştir. Sınıflar belirlendikten sonra ikinci aşama olan kontrollü sınıflandırma işlemine geçilmiştir. Tespit edilmeye çalışılan sınıflar; su, yerleşim, tarım, çalı- çimen, su, yaprak döken ağaç, yaprak dökmeyen ağaç ve boş alanlardır. 1990 - 2005 yılları arasındaki arazi örtüsü değişimlerinin belirlenmesinde raster tabanlı sınıflandırılmış görüntülerin karşılaştırılması yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntemde görüntülerin sınıflandırılması ile, arazi örtüsü sınıflarının alan bilgisi elde edilmiştir. Karşılaştırma yapılırken kullanılmak üzere "den - e" dönüşüm bilgileri ayrıca matrisler şeklinde elde edilmiştir. Sınıflandırma sonrası Karşılaştırma Tekniği kullanılarak, alan kullanım ve arazi örtüsündeki değişimler irdelenerek yeni planlama kararlarına ışık tutması amaçlanmıştır. Ayrıca şstanbul Doğu Karadeniz Kıyıları, mevcut durumları ve potansiyel özellikleri gözetilmek suretiyle hazırlanan 1/5.000 Ölçekli Nazım Planı kapsamında; Kentsel Baskı Altındaki Köyler ile Balıkçı Köyleri Kümesi, Beykozşda Doğa Turizmi ve Ekolojik Tarımın Geliştirileceği Küme, şile Batı Sahil Kümesi, şile Merkez ve Çevresi Kümesi ve son olarak Doğu Sahil Kümesi olmak uzere 5 kümeye ayrılmıştır. I Noşlu küme; Beykoz şlçesişne bağlı Poyraz ve Anadolu Feneri, Köylerişnden oluşmaktadır. II.Noşlu küme; Riva, Bozhane ve Göllü Köylerişni , III Noşlu küme; Karakiraz, Kurna, Sahilköy (Domalı), Doğancılı, Alacalı, Sofular Köylerişni , IV Noşlu küme; Şile Merkez ve çevresi kümesi, V. Küme Doğu sahil kümesi Şileşnin doğu sahillerini kapsamaktadır.
Due to the fact that the coasts are one of the most preferred residential areas in the world interms of both economical and cultural reasons and that they have an important role for the development of countries by providing economical and social development opportunities for societies, and because they are the units subject to fastest changes, the activities and demands on these areas are increasing day by day. Thanks to extensive population pressure to our coasts depending on domestic and foreign tourism, the pressure of second housing, beaches and practices brought on be half of solutions, especially for the last 25 years show that today our coasts are under great pressure. The coasts are not only the places where water and land meets, but also a life zone and the source of "a culture" in city life. This is why it is necessary to adopt an approach of planning which saves natural building and authentic identity behind the coasts that are the symbols of culture and landscape integrating with coast and water. Determining the changes on coastal areas, protecting the area around coasts, effective management of history in coastal areas and efficent use of natural resourses are very important interms of sustainable coast planning and development. Both current spatial development tendencies with demographic and economic structure, and projections towards space in Istanbul show that the city is in a process of ruining its own life support systems in a near future and of destucting them eventually. When the mentioned tendency is taken together with current unplanned urbanization and environmental problems faced in Istanbul today, the concerns about self-sufficiency potential of the metropol increases, moreover results of changes in all of the natural sources have negative reflections on life quality. The emergence of the relationship between natural spaces, which are life support systems, and human life quality much more stronger in the fragile geography of Istanbul requires urgent, versatile and integrative measures. This process deems it necessary for Istanbul a search for sustainability in general and environmental sustainability in particular. It is of capital importance to define required environmental processes, political approaches, executive principles and technical measures in terms of metropol and to have spatial sustainability evaluation in order to improve natural spaces, natural risk spaces, human structure infrastructure and coastal areas which are life support systems of Istanbul, and for urban management to reach environmental sustainability goal The general aim of planning should be improving natural, cultural and social environment without ruining them, opening coastal areas for use of tourism in accordance with limited and protective coast planning principles. Especially protectig and improving natural areas, forests and cultivated areas, not opening traditional cultivated habitations for improvement should have priority. Since they are attractive places for human settlement, the pressure on the coasts and the conflict emerged from the wish of benefitting from the coasts have increased, and thus caused irraparable problems. While housing for tourism is limited, one-day usages in accordance with protection and use principle should be supported. Providing the sustainability of natural, historical and cultural values of Istanbul?s East Blacksea Coastal Areas which are the field of study and, their being used of first priority in terms of economy are the potentials gaining importance in settlement. With its archeeological and natural protected areas, historical and cultural values, the authentic natural structure of the area holds the potentials of several developmantal tourism facilities by means of which social and economical development can be achieved. However; all housing strenghtens the very threat of disappearing of these areas as well, under the pressure of unconscious housing and uncontrolled development of housing areas. It also causes deformation especially in the uses of areas. These deformations occur generally with the changes of area usages and land cover. Remote sensing through multi-time high resolution satellite pictures has become an important technological tool which is used in designating the changes in city, forest, cultivated and coastal areas. Instead of geodesy, working with satellite pictures has great advantages in terms of time and cost. Moreover it is possible to have periodical data flow through satellite pictures which could not be taken from geodesy. Amalysing temporal changes are made possible this way. Out of date maps and similar bases which were made by classical methods can be renewed by using satellite pictures. Thematic maps made by remote sensing are indispensable tools of planning for local and central authorities. This study was carried out in order to specify the changes in coastal areas of ?stanbul?s Eastern Black Sea region including coastal villages not excepting Anadolu Feneri and Ağva between 1975-1990;1990-2005. Determination of temporal change, is possible only through comparing the data in the past and the current one. High resolution satellite pictures and aerial photographs are the most important data source in determining the temporal changes occuring especially in wide coastal areas. Landsat satellite images were used in the research in order to specify the changes of land cover and the use of coastal areas. The images of field of study were classified according to Maximum Likelihood Algorithm. By using Comparison technique after classification, it was aimed to shed light on new planning decisions by addressing the changes of land cover and area use. At the first step uncontrolled classification is applied. In this step, Geocover data which was produced from Landsat data covering the years 1990 and 2005 in Istanbul is analyzed, and in order to have coherence between the results and geocover data, eight classes ranking in Geocover are obtained. After determining the classes, the second step which is controlled classification has started. Water, settlement, agriculture, meadow, water, non-evergreen trees and empty spaces are the classes which are tried to be determined. In defining changes in land cover between 1990 and 2005 the method applied is comparing raster based classified images. In this method, with the classification of images, field information of land cover classes is obtained. In order to use during comparison, "from ? to" transformation information is also gathered as matrixes. By using after classification Comparison Technique, changes in field use and land cover are analysed; the aim is to enlighten the new planning decisions. In the scope of 1/5.000 Scaled Structural Plan, which is prepared considering the current situation and potential peculiarities, Istanbul Eastern Blacksea Coasts are divided into five units as Villages under Urban Pressure and Fisher Villages Unit, the Unit in Beykoz where Nature Tourism and Ecological Agriculture will be Improved, ?ile West Coast Unit, ?ile Center and its Neighbor Unit and finally East Coast Unit. No. I unit is composed of Poyraz and Anadolu Feneri Villages in Beykoz District. No. II unit covers Riva, Bozhane and Göllü Villages; No. II unit covers Karakiraz, Kurna, Sahilköy (Domalı), Doğancılı, Alacalı, Sofular Villages; No. IV unit covers ?ile center and its neighboring areas,; No. V unit covers eastern coasts of şile.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012
Anahtar kelimeler
Karadeniz sahili, Türkiye'deki sahiller, Sahil şeridi, Peyzaj mimari, Black Sea Coast (Turkey), Coasts in Turkey, Coastlines, Landscape architecture
Alıntı