FBE- Kimya Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Kimya Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Başlık ile FBE- Kimya Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge1,3-Benzotaç eterlerin sentezleri ve yapısal özellikleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Bozkurtoğlu, Neval ; Erk, Çakıl ; 55631 ; KimyaBu çalışmada konu olan makro halkalı eterlerim yeni bir molekül sınıfı, 1,3 konumundaki dioksi grupları üzerinden kapanan, oksietilen halkasından oluşur. Bu bileşikler bine yakın türevi yapılan makro halkalı eterler arasında son derece az tanınmaktadırlar. Bu bileşikler genelde 1,3-dihidroksibenzen yani rezorsin türevleridirler. Çalışmalarımıza esas oluşturan sentezlerin hedefi bu grubun oluşabilen en küçük yapıdaki makro halkalarını elde etmektir. Öncelikle dibrometan ve rezorsin ile bazik ortamda yapılan çalışmalarda sentetik yönden geniş bir araştırma yapılmıştır. Bu konuda halka, ürün elde edilmesi yönünde istenilen ürünler ele geçmemiştir. Dolayısıyla template etki son derece hakimdir. Buna karşılık, rezorsin ve l,2-bis(2-kloroetoksi)etan, K2C03/DMSO bulunan ortamda eleştirildiğinde l,3-dibenzo-20-crown-6 ele geçrniştir. Buna karşın 1,2-dıbrometan yine rezorsin ile aynı reaksiyon koşullarında sadece uzun zincirli podand yapısındaki ürünlere dönüşmüştür. l,3-dibenzo-20-crown-6 ise stereokimyasal olarak son derece ilginç bir yapı sergilemektedir. İki rezorsin yan gruplarının etkisi nedeni ile bu molekül düzlemsel bir yapıya ulaşamamaktadır. Buna karşın aromatik halkaların paralel olmaları halinde özellikle Na+ iyonu için seçimli bir makro halka yapısı ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmamızda organik sentezlerin yanında yaptığımız moleküler dinamik, MM* yöntemi ile yapılan hesaplamalar sonucu konformasyon analizleri ile molekül geometrileri ortaya konmuştur. Diğer taraftan rezorsinol (1,3-dihidroksibenzen) yine aynı koşullarda bis- kloropolietilen glikoller ile etMeştirilmiş ve l,3-benzo-13-crown-4 ve 1,3-benzo- 16-crown-5 molekülleri ile dimer l,3-dibenzo-20-crown-6 ve l,3-benzo-26-crown- 8 molekullerinin sentezleri sağlanmıştır.
-
Öge1,3-dioksepinlerin Dimetildiazomalonat/bis(asetilasetonat) Bakır(ıı) İle Reaksiyonlarının İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kumbaracı, İbrahim Volkan ; Talınlı, Naciye ; Kimyagerlik ; ChemistryDüz zincirli allilik asetallerin diazoesterler ile reaksiyonları hakkında literatürde birçok çalışma bulunmasına rağmen, halkalı allilik asetallerin diazo esterlerle reaksiyonları konusunda detaylı bir çalışma yapılmamıştır. Bu konudaki önemli çalışma Jenderralla tarafından yapılmış olan etildiazoasetatın CuSO4 varlığında 1,3 dioksepinler ile reaksiyonudur. Jenderralla bu çalışmada sadece 1,3 dioksepinin siklopropan türevinden bahsetmiştir. Bunun yanısıra olası diğer reaksiyon ürünlerinden örneğin; oksonyum ylid üzerinden yürüyebilecek olan, [1,2]-kayması (Stevens), [2,3]-sigmatropik göçler ve de β-Hidrojen eliminasyonlarına hiç değinmemiştir. Bu çalışmada bazı 1,3-dioksepin türevlerinin (Hidratrop aldehit asetali, 4-fenil siklohegzanon asetali ve 1,4-siklohegzandion asetali) Dimetil diazomalonat ile bis(asetilasetonat)Bakır (II) varlığında reaksiyonu incelenmiştir. Oksonyum ylid üzerinden oluşabilecek; [2,3]-sigmatropik göç, stevens çevrilmesi, β- Hidrojen eliminasyon ürünleri ile karbonil ylid üzerinden oluşabilecek ürünler ve de siklopropanlanma ürünleri karşılaştırılmıştır.
-
Öge1,8-diketondan Halka Oluşturma Yöntemi İle Fonksiyonel Gruplu Potansiyel Organik Süper İletkenlerin Dizayn Ve Sentezleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Türksoy, Figen Yalçın ; Tunca, Ümit ; Kimyagerlik ; ChemistryTeknolojik önemi yüksek, potansiyel süperiletkenlik özelliğine sahip organik maddeleri dizayn ve sentez etmek projenin amacını oluşturmaktadır. Süperiletkenlerin en önemli özelliği enerji kaybı olmaksızın elektrik akımını iletebilme yeteneğinde olup doğal elementlerin yaklaşık dörtte birinin bu özelliği gösterdiği bilinmektedir.Bu materyallerin önemli bazı uygulama alanlarına bakılarak şöyle sıralanabilir örneğin, kimyada “nükleer manyetik rezonas” (NMR), süperiletkenlerle çalışan manyetler, tıpta “manyetik rezonans imaging” (MRI), “mag-lev” trenler, dijital elektronikte kullanılan “Josephson junction” lar, sensörler ve kablolar. Süperiletkenlik oldukça düşük sıcaklıklarda gözlenmektedir. Bu ise maliyet açısından pratik kullanımı zayıflatmaktadır ve bilimsel çalışmalar yüksek sıcaklıkta süperiletkenlik özelliği gösteren materyalleri sentezleme yönünde yoğunlaşmış bulunmaktadır. Günümüzde en yaygın çalışılan organik süperiletken türevi, bis(ethylenedithio)tetrathiafulvalene (BEDT-TTF veya ET) dir, 12.8 K’de -(BEDT-TTF)CuN(CN)2Br ile en yüksek kritik sıcaklığa sahiptir. Bu moleküller mono anyonların radikal katyon tuzlarının metalik davranışından ve TCNQ gibi moleküllerin elektron çekici özelliğinden dolayı yarıiletken, iletken ve süperiletken özellik gösterirler. İletkenlik özelliği geliştirmek için şu çalışmalar amaçlanmıştır; i) donorun yüzeyinin genişletilmesi, bu yolla “charge-transfer” tuzunda oluşan pozitif yükün molekül üzerine dağılması ve kararlılığın arttırılması ii) radikal katyon tuz türevlerindeki anyonlar ile girişimi sağlayacak hidrojen bağı gruplarının oluşturulması Bu iki özelliğe sahip BEDT-TTF türü heterosiklik bileşiklerin dizayn ve sentezi bu tezin amacını oluşturmaktadır. Literatürde bilindiği gibi Lawesson’s reaktantı ve P4S10 ketonları tiyonlara dönüştürmede ve 1,4-diketonlardan tiyofen oluşturmada kullanılır. Bu metod, BEDT-TTF sisteminde periferal etilen köprüleri üzerindeki konjugasyonu sağlar. TTF’de 1,4-ditiyin türevi halkalar sentezlemek için kullanılan en iyi yöntem olduğu bilinmektedir. 1,8-diketonun halka kapanma reaksiyonu bu çalışmanın can alıcı adımıdır. LR veya P4S10 ile halka kapama reaksiyonu sonucu altı üyeli “ditiyin”, beş halkalı “tiyofen” ve yan ürünler elde edildi. Exosiklik sülfür atomu civa asetat ve asetik asit kullanarak oksijen atomuyla yerdeğiştirir. 1,4-ditiyin ve tiyofen literatürde verilen yönteme göre birleştirme reaksiyonu yapıldı. Buna ek olarak, hidroksil grupları içeren BEDT-TTF türevleri ve 1,4-ditiyin halkaları metoksietoksimetil ile korunarak hazırlandı. Bu donor moleküllerinin yapıları NMR ( 1H, 13C ), MASS ve Elementel Analiz ile karakterize edildi ve bunların oksidayon potansiyelleri siklik voltametriyle ölçülerek ET ile karşılaştırıldı.
-
Öge12-üyeli Diazadioksa Makrohalkaları İçeren Yeni Tip Ftalosiyaninler(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ceyhan, Tanju ; Bekaroğlu, Özer ; Kimyagerlik ; ChemistryBu çalışmada, baz katalizi üzerinden yürüyen nükleofilik yer değiştirme reaksiyonuyla diazadioksa makrosiklik dibrom türevi hazırlanmak üzere başlangıç maddesi olarak 1,2-bis [2-iyodoetoksi] - 4,5 dibrom benzen kullanılmıştır. Reaksiyon susuz DMF içinde,oda temperatüründe 70% gibi bir verimle gerçekleştirilmiştir. Diğer metalli ftalosiyaninleri elde etmek için diazodioksa makrosiklik dibrom türevi CuCN ile DMF içinde Rosenmund Von Braun reaksiyonuyla dinitril türevine dönüştürülmüştür. Daha sonra bu aromatik dinitril türevinin 1-pentanol içinde kuvvetli bir baz olan DBU varlığında metalsiz ftalosiyanin sentez edilmiştir. Elde edilen dinitril türevinin yüksek kaynayan bir solvent olan kinolinde, azot atmosferinde, 180-190 oC’de susuz Zn(OAc)2 metal tuzu ile siklotetramerizasyonu sonucunda çinko (II) ftalosiyanin elde edilmiştir. Daha sonra diazadioksa makrosiklik dibrom türevinin CuCN ile TMU içinde reaksiyonundan bakır(II) ftalosiyanin sentezi gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın son aşamasında ise, dinitril türevi ile susuz Lu(III) asetat tuzunun 1-hekzanol içerisinde kuvvetli bir baz olan DBU varlığında reaksiyona sokulması sonucu Lutesyum bis(ftalosiyanin) sentezi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen yeni maddelerin ve ftalosiyaninlerin yapıları elementel analiz, IR, H-NMR, UV-VIS, MS, ve ESR gibi spektroskopik yöntemlerle aydınlatılmıştır.
-
Öge2,3-dihidroksi-9,10-antrakinon Makro Halkalı Eter Ve Podand Türevlerinin Hazırlanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Arıcan, Mehtap ; Erk, Çakıl ; Kimyagerlik ; ChemistryPedersen tarafından bulunmalarından sonra çeşitli yapılardaki makro halkalı eterler tasarlanmış ve karakterize edilmiştir. Özellikle kromoiyonofor ve floroiyonofor yapısında çeşitli makro halkalı eterlerin iyon bağlama özelliklerinin bulunmasından bu yana analitik amaçlı kromojenik makro halkalı eterler dizayn edilmiştir. Kromoforların tasarımı için Antrasen’in fotokimyası ilginç olmaları sebebiyle çalışmalarımıza ışık tutmuş olup bizi 9,10-antrakinon türevlerini araştırmaya yönlendirmiştir. 9,10-Antrakinonların türevlerinin yapıları kuvvetli asitlerle ve çeşitli sıcaklıklarda oldukça kararlı boyar maddeler olup **** ve n *** geçişleri nedeni ile UV-VIS bölgede absorpsiyon verirler. Çalışmamızda Makro halkalı eterlerin 2,3-dihidroksi- 9,10-antrakinon türevleri ilk kez sentezlenmiştir. Bu maksat ile katekol ve ftalikanhidritten çıkılarak H2SO4 bulunan ortamda 2,3-dihidroksi-9,10-antrakinon nun değişik koşullarda sentezi yapılmıştır. Daha sonra, 2,3-dihidroksi-9,10-antrakinon, polietilenglikol dihalojenür veya ditosilatları ile alkali karbonat/DMS0 bulunan ortamda kondanse edilerek 9,10-antrakinon-2,3-makro halkalı eterleri elde edilmiştir. Sentezleri yapılan makro halkalı eterlerden farklı olarak podand sentezlerine de yer verilmiştir. Hedeflediğimiz bis-antrakinon podand sentezlerini yapmak için öncelikle o-metoksi fenol bileşiği podand bileşiklerine çevrilmiştir. Elde edilen bu podand bileşiklerinin, ftalikanhidrit /ftalil klorür ile değişik katalizörler yardımı ile reaksiyona girmesi sonucunda istenilen bis-antrakinon podandlar elde edilmiştir. Reaksiyon ürünleri IR, kütle, 1H-NMR ve 13C NMR spektroskopisi ile incelenerek yapıları aydınlatılmıştır.
-
Öge2,4,6-Tris[Amino-hekza(Hekziltiyo)ftalosiyanin]-s-triazin sentezi ve özelliklerinin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Ozan, Nazan ; Bekaroğlu, Özer ; 100841 ; Kimya ; ChemistryMakrohalkalar taşıyan koordinasyon bileşikleri bu yüzyılın başından beri bilinmekte ve çalışılmaktadır. Hemoglobin, sitokrom ya da klorofil gibi makrohalkalan taşıyan ve doğada bulunan önemli bileşiklerle ilişkileri ya da pigment ve boyar madde özellikleri yüzünden porfirinlerin, korinlerin ve ftalosiyaninlerin kompleksleri üzerinde araştırmalar yapılmaktadır. Daha sonra ftalosiyaninler olarak adlandırılan bileşikler rastlantı sonucu bulunmuşlardır. 1907 yılında, Braun ve Tcherniac ftalimid ve asetik asitten o-siyanobenzamid ürettikleri sırada çözünür olmayan mavi bir madde gözlemlemişlerdir. 1927 yılında, de Diesbach ve von der Weid o-dibromobenzenle bakır siyanürü reaksiyona sokarak benzenin nitrillerini yapmaya çalıştıkları sırada mavi bir ürün elde etmişlerdir. 1928 yılında, ftalik anhidrit ve amonyaktan ftalimid üretildiği sırada reaksiyon ortamında mavi-yeşil bir safsızlık görülmüştür. Bu safsızlık, reaktörün cam astarında bulunan bir çatlaktan sızan ftalimidin reaktörün demir gövdesiyle reaksiyonu sonucu oluşmuştur. Bu bileşikler daha sonra sırasıyla metalsiz ftalosiyanin, bakır ftalosiyanin ve demir ftalosiyanin olarak belirlenmiştir. Linstead'in incelemeleri ve Robertson'm X-ışını çalışmaları sonucu ftalosiyaninlerin yapısı 1933-1940 yıllan arasında yayınlanmıştır. En son bulunuşlarından ve yapılarının aydınlatılmasından sonra ftalosiyanin bileşikleri bir araştırma ve pratik uygulama konusu olarak gerçek bir başarı kazanmıştır. Işığa, ısıya, asitlere ve bazlara karşı kararlı ve organik çözücülerle suda çözünmeme özellikleriyle ftalosiyanin mavi ve yeşilleri pigment olarak kullanılırlar. Baskı mürekkepleri, kaplamalar, boyalar ve plastiklerde de yaygın şekilde kullanıldıkları görülür. Kükürt atıklarının kontrolunda katalizörler, lazerler, yağlayıcılar, kanser terapisinde fotodinamik elemanlar, optik bilgi depolama sistemleri, fotoğraflama, fotokopi, yüksek enerji pilleri, yüksek iletkenlikte "moleküler metaller", kimyasal sensörler, elektrokromik gösterge cihazları ve sıvı kristal renkli ekran uygulamaları gibi birçok alanda da kullanımları vardır. Ftalosiyaninlerin zengin koordinasyon kimyası araştırmacıların yüksek teknoloji uygulamaları için gerekli belirli özelliklerde özel ürünler tasarlayıp sentezlemelerini sağlamaktadır. Bu sentezler için kullanılan iki değişken, merkezde bulunan metal iyonu ve periferal sübstitüyentlerdir. xı Çözelti hallerinde ilginç elektrik, optik, katalitik ve mezojenik özellikler taşıyan maddeler olmalarından dolayı çözünür ftalosiyaninlere oldukça yoğun ilgi duyulmaktadır. Bu özellikler periferal ve eksenel sübstitüsyona bağlıdır. Basit tek fonksiyonlu sübstitüyentlerden başlayarak taç eterler, tetraaza, diazatrioksa, diazadioksa, tetraaza-taç eter çift tabaka ve tetratiya makrohalkaları gibi karmaşık yapılar ftalosiyanin halkasının periferal konumlanna bağlanmıştır. Taç eterler, uzun alkil ve alkoksi grupları taşıyan ftalosiyaninler sıvı kristaller oluşturur. Alkil sübstitüsyonu ftalosiyaninlerin çözünürlüğünü arttırır. Simetrik sübstitüye ftalosiyaninlerin yanısıra, son yıllarda, asimetrik sübstitüye ftalosiyaninler oldukça ilgi çekmiştir. Bu bileşikler ilginç nonlineer optik özellikler gösterirler ve LB filmleri için önemlidirler. Bundan başka, çinko ve alüminyum türevlerinin fotodinamik kanser tedavisi uygulamalarında kullanılmaları oldukça uygundur. Bu yüzden, asimetrik sübstitüye ftalosiyaninlerin sentezi ve saflaştırılması kimyacılar için ilgi kaynağı olmayı sürdürmektedir. Polimer destek yolu, subftalosiyanin yolu ve istatistiksel kondensasyon yolu bu bileşikleri sentezleme yöntemleridir. Son sentez yolu, çok gelişmiş kromatografık yöntemler ve başlangıç maddelerinin senteze yönelik belirli yapısal önşartlan taşımasını gerektirir. Bu çalışmanın ilk bölümünde, yeni bir asimetrik sübstitüye ftalosiyanin hazırlanmasında subftalosiyanin yöntemi kullanılmıştır. Bu sentez için, hekzakis(hekziltiyo)-sübstitüye subftalosiyaninin bor kompleksi ve 5-(2-asetilaminoetiltiyo)-l,3-diiminoizoindolin başlangıç maddeleri olarak kullanılmış ve 80 °C'de yürütülen halka genişlemesi reaksiyonuyla yeni bir metalsiz asimetrik ftalosiyanin 1 elde edilmiştir (Şemal). Ürün silika jel üzerinde yapılan kolon kromatografisiyle ayrılmıştır. Verim (%14) bu sentez yöntemi için oldukça iyidir. Literatürde bulunan ve benzer bir sisteme uygulanmış olan yöntemle asetil grubunun kesilmesi başanlamamıştır. Bu çalışmanın ikinci bölümünde, asimetrik çinko(IT) ftalosiyanin 2 sentezi için iki farklı dinitril türevinin istatistiksel kondensasyonu uygulanmıştır (Şema 1). 4-(2-asetilaminoetiltiyo)ftalonitril ve 4, 5-bis(hekziltiyo)- 1,2-disiyanobenzen (ağırlıkça 1:9) çinko(II) asetat ile DMF içinde 170 °C'de kaynatılarak reaksiyona sokulmuştur. Ürün silika jel üzerinde kolon kromatografisi ile ayrılmıştır. %10 verime ulaşılmıştır. Asetil grubunun kesilmesi yine yapılamamıştır. Bu çalışmanın son bölümünde, 4-nitroftalonitril ve 4,5-bis(hekziltiyo)-l,2- disiyanobenzenin (ağırlıkça 1:4) DMF içinde 170 °C'de istatistiksel karışım kondensasyonuyla asimetrik olarak sübstitüye olmuş nitro grubu taşıyan yeni bir çinko(II) ftalosiyanin 3 hazırlanmıştır. Silika jel üzerinde kolon kromatografisiyle ayrılmış olan nitro bileşiği 3 sodyum sülfür kullanılarak 100 °C'de amin haline indirgenmiş ve amin türevinin hidroklorik tuzu 4 olarak elde edilmiştir. 4 bileşiği 70 °C'de siyanürik klorürle reaksiyona sokularak üç adet hekza(hekziltiyo)- sübstitüye ftalosiyanin makrohalkası taşıyan ilginç bir trimerik-s-triazin 5 sentezlenmiştir (Şema 2). Ürünün ayrılması silika jel üzerinde kolon kromatografisiyle yapılmıştır. %78 verime ulaşılmıştır. Elementel analizler; UV7VIS, İR ve NMR spektrumlan sentezlenmiş bileşiklerin önerilen yapılarını doğrulamıştır. xıı *\ AC.H,,) "1 S'-^N-C-CH, 1-KIoronaflalen, DMF 80 «C, 12 m ? ?.CM (CW CN (CHjCCW^.OTjO, DMF 170°C,12sa u S ^N-C-CH, «AJ! s«W 1 M = 2H 2 M = Zn Şema 1. Metalsiz ve ÇinkoOT-asetilaminoetiltiyo-PJOJöJT^S^-hekzaOıekziltiyo)- ftalosiyanin Sentezi. Elementel analizlerin sonuçlan 1, 2, 3, 4 ve 5 bileşiklerinin formüllerinden (C72H97N9OS7, C72H95N9OS7Z11, C68H87N9O2S6Z11, CggHşoNşClSeZn ve C2o7H264N3oSi8Zn3) hesaplanan değerlere oldukça yakın olup yapılara uygunluk göstermiştir. UV7VIS spektrumlannda metalsiz ftalosiyanin için çift, metalli ftalosiyanin için tek olan karakteristik Q-bantlan açıkça görülmüştür. KBr tabletiyle alınan İR spektrumlan fonksiyonel gruplara karşılık gelen titreşim piklerini göstermiştir. Reaksiyonların gerçekleştiği başlangıç maddelerinin fonksiyonel gruplarına ait titreşim piklerinin kaybolmasıyla görülmüştür. 1 bileşiğinin metalsiz yapısı ftalosiyanin makrohalkasının boşluğundaki -NH grupları pikinin 3311 cm^'de olmasıyla ortaya çıkmıştır. 1600 cm^'de aromatik -C=C piki, 3081 cm^'de aromatik -CH piki, 758 cm^'de sübstitüye benzen piki bileşiklerin hepsinin spektrumunda çıkmıştır. 2979, 2928, 2877 cm^'deki gerilme pikleri ve 1472, 1370 cm^'deki bükülme pikleri sübstitüyentlerdeki -CH ve -CH3 yapısını göstermiştir. 1 ve 2 bİleşiklerindeki -C=0 yapısı 1651 cm^'deki pikle xııı doğrulanmıştır. 4 bileşiğine ait spektrumdaki 1549 cm"1 'de çıkan pik -N02 fonksiyonel grubun varlığını belirlemektedir. NC>Y^^r»^'0a (CA^^^CN VO^^ * 3 (CflJS^sA (GftJa***^*CI!t (CI^COOJjZilZHîO, DMF 170°C,6sa (t^^Sv/SCC^,,) l.DMF.THF.NajS.M^O (q^^j ?NO, 100°e,88a ZHClfe) ^(ÇA.NH..HCI THF.KjCO, 70 «C, 24 s» T Şema 2. 2,4,6-Tris[amino-hekza(hekziltiyo)ftalosiyanin]-s-triazin Sentezi. ^-NMR spektrumlan da sentezlenmiş bileşiklerin önerilen yapılarıyla uygunluk göstermiştir.
-
Öge2,6-ditiyofen-2-il-3,5-bis(4-(tiyofen-2-il)fenil)ditiyeno(3,2-b;2',3'-d)tiyofen sentezi ve elektrokromik özelliklerinin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013) Başlılar, Suzan ; Öztürk, Turan ; 335678 ; Kimya ProgramıEndüstriyel uygulamalar ve bilimsel çalışmalarda konjuge polimerler ilgi odağıdır. Ditiyenotiyofenler, tiyofen halkalarında bulunan kükürt atomları sayesinde iyi elektron vericidirler. Dithienothiophenes (DTT) ve DTT türevleri malzemeler, elektrokromik cihazlar, enerji depolama, organik alan etkili transistörler, fotovoltaik aygıtlar, yarı iletkenler ve organik alan etkili transistörler gibi alanlarda elektronik ve optoelektronik gibi alanlarda umut verici özellikleri sergiliyor. Bu çalışmada, DTT Th4DTT türevi, sentezlendi ve bu malzeme elektrokimyasal uygulandı. Th4DTT, Fouriertransforminfrared (FTIR), nükleer manyetik rezonans (NMR) spektrometrisi, hızlı bombardımanı kütle spektroskopisi (FAB-MS), veya yüksek çözünürlüklü kütle spektroskopisi (HR-MS), ultraviyole ve görünür alan spektroskopisiyle (UV-VIS) karakterize edildi. Elektrokromik özellikleri incelemek için, döngülü voltametri (CV) kullanıldı. Elde edilen polimerin özelliklerini incelemek için, monomersiz ortamda, referans elektrot ve çalışma elektrotu olarak 2 Pt tel olarak ve karşı elektrot ve Ag / AgCl kullanıldı. Elektrokromik cihaz (Electrochromic Device, ECD), polyethylenedioxythiophene ile hazırlandı. Th4DTT ve ethylenedioxythiophene (EDOT) ayrı ayrı ITO üzerine elektropolimerizasyonla kaplandı. Polimer kaplanan ITO yüzeylerinin arasına jel elektrot sürülerek, ECD sandviç gibi hazırlandı. ECD'a 0 ila 1.8 V arasında gerilim uygulandığında cihazın rengi turuncudan koyu mavi renklere doğru değiştiği gözlendi. Cihazın çalışma aralığının 0,0-1,8 V olduğu belirlendi. Cihazın, 10 saniye arasında değişen % 28'lik iyi bir optik kontrastı ve karalılığının iyi olduğu gözlendi.
-
Öge2-diazo-3-oksobutanal’ İn Karbenik Reaksiyonları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Güngör, Füsun Şeyma ; Sezer, Özkan ; Kimyagerlik ; Chemistryα-Diazo-β-okso-aldehitler, çok sayıda doğal bileşiğin ve antibiotiklerin sentezlerinde kullanılan diazo bileşikleridir. Bu çalışmada bir α-diazo-β-oksoaldehit olan 2-diazo-3-oksobutanal sentezlenmiş ve benzen, diklorometan, butil vinil eter ve 3-metiliden-2-norbornanona karşı karbenik reaksiyonları incelenmiştir. 2-Diazo-3-oksobutanalin benzen ile dimerik rodyum(II) asetat katalizörlüğündeki reaksiyonu sonucunda 4-hidroksi-3-fenil-2-okso-3-buten bileşiği elde edilmiştir. Ürünün enolik karakteri 1H-NMR spektrumunda aldehit sinyalinin yokluğundan anlaşılmıştır. Aynı diazo bileşiğinin seyreltik ortamda aynı katalizör varlığında diklorometan ile reaksiyonu sonucunda 2-okso-3-diklorometil-4-hidroksi-3-buten, 3-okso-2-kloro-2-kloro metil butanal ve 1-(4-asetil-1,3-dioksol-2-iliden)aseton bileşik-leri karışımı elde edilmiştir. 2-Diazo-3-oksobutanalin butil vinil eter ile katalizörsüz ortamda gerçekleştirilen reaksiyonu sonucunda 2-n-butoksi-2,3-dihidro-6-metil-4-piron bileşiği elde edilmiştir. 3-Metiliden-2-norbornanon ile 2-diazo-3-oksobutanalin bakır(II) asetilasetonat katalizörü varlığında benzen içerisinde gerçekleştirilen reaksiyonu dihidrofuran türevi ürünler vermemiş, karbonil ylidinin dioksol türevi ürünlere halka kapattığı gözlenmiştir.
-
Öge2-fenil-2-[(2,2,6,6-tetrametilpiperidiniloksi] Etil 2-metakrilat Monomerinin Sentezi Ve Yaşayan Polimerizasyon Yöntemleri İle Aşı Blok Kopolimerlerinin Eldesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) İnceoğlu, Şebnem ; Tunca, Ümit ; Kimyagerlik ; ChemistrySon yıllarda, iyi tanımlanmış düşük molekül ağırlığı dağılımına sahip polimerlerin sentezinde kontrollü/’yaşayan’ polimerizasyon yöntemleri kullanılmaktadır. Kontrollü serbest radikal polimerizasyon yöntemleri içinde en etkili olanı kararlı serbest radikal polimerizasyonu (SFRP) ve Mtn/Amin ligand kompleks kataliz sistemli atom transfer radikal polimerizasyonudur (ATRP). SFRP kararlı serbest nitroksil radikalinin, 2,2,6,6-tetrametilpiperidinil-1-oksi (TEMPO) kullanımına dayanmaktadır. Bu sistemde radikallerin TEMPO ile tersinir-ayrışma-sonlanma reaksiyonları vermesinin bir sonucu olarak polimerizasyon ortamında aktif radikal konsantrasyonunun minimumda kalması ve böylece kontrollü polimerizasyonun gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır. Yaşayan polimerizasyon teknikleri, makromonomer, makrobaşlatıcı, fonksiyonel polimerler, blok ve aşı kopolimerler ile yıldız tipli polimerler hazırlanmasına olanak sağlar. Bu çalışmada, MMA ve 2-fenil-2-[(2,2,6,6-tetrametilpiperidiniloksi]-etil 2-metakrilat komonomerinin, başlatıcı olarak etil-2-bromo isobutirat veya 2-fenil-2-[(2,2,6,6-tetrametilpiperidiniloksi]etil 2-bromopropanoat seçilerek, CuCl/PMDETA kompleks kataliz sistemi kullanılarak atom transfer polimerizasyonu ile kopolimerlerinin sentezi ve bu kopolimerlerin stiren varlığında kararlı serbest radikal polimerizasyonu ile iyi tanımlanmış aşı blok kopolimerleri sentezi gerçekleşmiştir. Zor deneysel koşullar gerektiren iyonik polimerizasyon veya makromer teknikleri ile elde edilen aşı kopolimerlere alternatif olarak, bizim çalışmamızda ATRP-SFRP yöntemlerinin ardışık kullanılarak, TEMPO fonksiyonalitesine sahip monomer varlığında, farklı yapılarda iyi tanımlanmış aşı blok kopolimerlerin çok daha basit deneysel koşullarda sentezlenebileceği gösterilmiştir.
-
Öge2-morfolinoetoksi Grupları Taşıyan Non-periferal Tetrasübstitüye Ftalosiyaninlerin Sentezi, Karakterizasyonu Ve Biyolojik Özelliklerinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017-01-5) Tuncer, Sevgican ; Burat, Ayfer Kalkan ; 10134173 ; Kimya ; ChemistryFtalosiyaninler 1907 yılında o-siyanobenzamid sentezinde safsızlık olarak kazara keşfedilmiştir. Takip eden yıllarda ftalosiyaninler boyar madde ve pigment olarak kullanılmış ve bu alanda pek çok patent alınmıştır. Linstead ve arkadaşları ftalosiyanin yapılarını X-ray yöntemi ile karakterize etmekte öncü olmuştur. Günümüze kadar periyodik tablodaki 70'ten fazla elementle kompleks oluşturdukları ve bu komplekslerin gerek fiziksel gerekse kimyasal özelliklerindeki çeşitlilik fark edilmiştir. Doğada kendiliğinden bulunmayan ve sadece sentetik olarak elde edilebilen ftalosiyaninler, 1,3 pozisyonundaki aza köprüleriyle birbirine bağlı dört izoindol ünitesinden oluşan ve 18-π elektron sistemine sahip aromatik makrosiklik bileşiklerdir. Bu yapılar doğada bulunan porfirin türevlerinden hemoglobin, klorofil ve vitamin B12'ye olan yapısal benzerlikleriyle dikkat çekerler. Ftalosiyanin yapısında nitril gruplarına göre α pozisyonunda kalan karbonlara non-periferal, β pozisyonunda kalan karbonlara ise periferal karbonlar denir. Non-periferal ve periferal bölgelere yapılan sübstitüsyonlar yapıya çözünürlük başta olmak üzere çok çeşitli özellikler kazandırır. Bu aromatik makrosiklik halkanın görünür bölgedeki kuvvetli absorpsiyonu π-π* geçişleri sayesinde gerçekleşir. Sonuç olarak koyu mavi-yeşil bir renktedirler ve bu özellikleri onların yıllardır boyar madde endüstrisinde tercih edilmelerinin sebebidir. Kolay yükseltgenebilir ve indirgenebilir maddeler olmalarının yanı sıra önemli katalitik özelliklere sahip olmaları çeşitli reaksiyonlarda redoks ajanı ve katalizör olarak kullanımlarını sağlamıştır. Endüstriyel olarak elektrokromik ekranlarda, yakıt pillerinde, gaz sensörlerinde ve optik data depolayıcı olarak kullanılırlar. Ayrıca ısı, ışık ve çeşitli kimyasallara karşı yüksek dayanıklılık ve direnç göstermeleri fotodinamik kanser tedavisinde kullanım alanı bulmalarına neden olmuştur. PDT, ışığaduyarlı ilacın (fotoalgılayıcı) hastaya damar yoluyla verilmesini takiben bu ilacın tümörlü dokuda birikmesinin ardından, belli dalgaboyundaki ışık ile uyarılarak tümörü yok etmesi prensibine dayanır. Ftalosiyaninler yakın IR ışınlarını kuvvetli olarak absorblar ve kanserin fotodinamik terapisinde 1985 yılından beri kullanılmaktadır. Günümüzde, kanser araştırmaları kapsamında DNA'ya bağlandığı bilinen katyonik ftalosiyaninlerin kullanımı artmaktadır. Bağlanan ftalosiyaninin uyarıldığında singlet oksijen oluşturarak fotodinamik tedavi yöntemine cevap verdiği görülmüştür. Bu tıbbi uygulamalarda en önemli faktörlerden biri fotoalgılayıcı olarak kullanılan maddenin suda çözünebilmesidir. Bu nedenle ftalosiyanin bileşiklerine karboksilat, sülfonat veya kuarternize amino gruplarının eklenmesiyle hidrofilik hale gelmesi amaçlanır. Bu çalışmada, non-periferal konumlarında 2-morfolinoetanol grubu bulunan yeni tip metalsiz ve metalli ftalosiyaninler (Zn, In) ile onların katyonik türevlerinin sentezi, fotofiziksel özellikleri ile biyolojik aktivitelerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Sentezlenen tüm bileşiklerin yapıları UV-Vis, FT-IR, 1H NMR ve kütle spektroskopisi gibi yapısal analiz yöntemleri ile aydınlatılmıştır. Çalışmanın ilk kısmında, başlangıç maddesi olarak kullanılmak üzere 3-(2-morfolinoetoksi)ftalonitril (1) sentezlenmiştir. 1 nolu bileşik, 3-nitroftalonitrilin ve 2-morfolinoetanol'ün kuru DMSO içerisinde, susuz potasyum karbonat varlığında oda sıcaklığında azot atmosferinde 72 saat süren nükleofilik sübstitüsyon reaksiyonu ile sentezlenmiştir. Daha sonra elde edilen dinitril bileşiğinden non-periferal tetra sübstitüye metalsiz (2), çinko (3) ve indiyum ftalosiyanin (4) türevlerine geçilmiştir. Sentezlenen ftalosiyaninler THF, DMSO, DMF ve kloroform gibi çözücülerde çözünmektedir. 1 bileşiğinin IR spektrumunda C≡N, aromatik C-H, alifatik C-H ve C-O-C gruplarına ait titreşim pikleri sırasıyla 2228, 3084, 2939, 1255 cm-1' de tespit edilmiştir. 1 bileşiğinin CDCl3 içinde alınan 1H-NMR spektrumunda aromatik yapıya ait protonların kimyasal kayma değerleri 7,67-7,18 ppm aralığında gözlenmiştir. OCH2 ve NCH2 protonları ise sırasıyla 4,29-3,71, 2,91-2,62 ppm aralığındadır. 1 nolu bileşiğin IR spektrumunda 2228 cm-1' de gözlenen C≡N gerilme titreşimine ait pik ftalosiyaninlerde (2-4) gözlenmemektedir. 2-4 bileşiklerine ait IR spektrumları birbirine benzemektedir. Ancak metalsiz ftalosiyaninde (2) 3283 cm−1 ilave NH gerilme titreşimleri tespit edilmiştir. Ftalosiyaninlerin (2-4) 1H NMR spektrumları yapılarını doğrulayacak niteliktedir. Metalsiz ftalosiyaninin (2) CDCl3 içerisinde alınan 1H NMR spektrumunda aromatik protonlar, OCH2 ve NCH2 protonları sırasıyla 7,74-7,65, 4,85-3,77 ve 3,48-2,97 ppm aralığında gözlenirken, NH protonları -0,96 ppm'dedir. 3 ve 4 nolu çinko ve indiyum ftalosiyaninin 1H NMR spektrumlarında aromatik protonlar 9,02-7,57 ve 9,25-7,20 ppm'de gözlenirken OCH2 ve NCH2 protonları ise yaklaşık olarak 4,90-2,86 (3), 4,92-2,69 (4) ppm aralığında tespit edilmiştir. Metalsiz (2) ve metalli ftalosiyaninlerin (3, 4) elektronik absorpsiyon spektrumlarında Q bandları sırasıyla 691 ve 722 (2), 699 (3) ve 729 (4) nm'de gözlenmektedir. Bu ftalosiyaninlerin B bantları ise 328-321 nm aralığındadır. Bileşiklere ait kütle spektrumlarında moleküler iyon pikleri sırasıyla m/z = 1031.03 (2), m/z = 1094.74 (3) ve m/z = 1178.42 (4)'de yapıyı destekler niteliktedir. Çalışmanın ikinci kısmında, elde edilen yeni ftalosiyanin bileşiklerine (2-4) suda çözünürlük özelliği kazandırmak amacıyla katyonik türevlerine dönüştürülmesi amaçlanmıştır. 2-4 nolu ftalosiyaninlerin kloroform içerisinde metil iyodürün aşırısı ile 4 saat kaynatılması ile katyonik türevleri (2Q-4Q) elde edilmiştir. Sentezlenen katyonik ftalosiyaninler (2Q-4Q) sıcak etanol, etilasetat, THF, kloroform, hekzan ve dietil eter ile yıkanarak saflaştırılmıştır. 2Q-4Q bileşikler beklenildiği gibi su, DMF ve DMSO'da çözünmektedir. 2Q-4Q numaralı katyonik ftalosiyaninlerin IR spektrumları birbirine benzemektedir. Bileşiklere ait IR spektrumunda aromatik C-H, alifatik C-H ve C-O-C gerilmeleri sırasıyla 3018-3007, 2947-2869 ve 1235-1217 cm−1' de tespit edilmiştir. 2Q numaralı metalsiz ftalosiyaninde ilave olarak 3283 cm−1'de NH gerilmeleri tespit edilmiştir. 2Q bileşiğinin d6-DMSO içerisinde alınan 1H NMR spektrumunda aromatik protonlar 9,22-8,04 ppm' de gözlenirken, OCH2 ve NCH2 protonları ise 5,45-3,71 ppm aralığında tespit edilmiştir. Bileşiğe ait NH protonları ile N+-CH3 ise -0,13 ve 3,67 ppm'dedir. 3Q ve 4Q numaralı katyonik ftalosiyaninlerde aromatik protonlar 9,19-7,97 ppm (3Q), 9,19-7,43 ppm (4Q) aralığında iken OCH2 ve NCH2 protonları 5,59-3,43 ppm (3Q), 5,50-3,86 ppm (4Q) aralığındadır. N+-CH3 sinyalleri ise 3,70 (3Q) ve 3,69 (4Q) ppm de gözlenmiştir. 2Q-4Q numaralı katyonik ftalosiyaninlerin DMF içerisinde alınan UV-Vis spektrumlarında Q bandları sırasıyla 697/724 (2Q), 698 (3Q) ve 717 (4Q) nm'de gözlenirken B bantları 318-325 nm aralığında tespit edilmiştir. Çalışmanın son kısmında ise 2-4 numaralı bileşiklerin fotofiziksel özellikleri ile 2Q-4Q nolu katyonik ftalosiyaninlerin DNA ile etkileşimleri incelenmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle, bağlanma sabitleri, SYBR-Gold DNA ile katyonik ftalosiyaninlerin floresans şiddetindeki azalma, termal denatürasyon ile çift sarmal DNA'nın Tm değerindeki değişim UV-Vis ve floresans spektrofotometrik yöntemlerle incelenmiştir. Bir tampon çözelti içerisinde DNA ile katyonik ftalosiyaninlerin arasındaki reaksiyonun kendiliğinden olup olmadığı termodinamik parametreler belirlenerek anlaşılmıştır.
-
Öge2-substitüe 2-oksazolin Ara Yapıları Üzerinden α-metilol Aldehitlerin Sentezi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kumbaracı, Aslı ; Talınlı, Naciye ; Kimyagerlik ; ChemistryBu çalışmada, uygun karboksilli asitten başlayarak oksazolin ara yapıları üzerinden α-mono ve dimetilol aldehitlerin sentez edilmesi amaçlanmıştır. α-mono ve dimetilol aldehitler α-hidrojen taşıyan uygun aldehitlerle form aldehitin kondenzasyonu sonucu alde edilmektedir. Ancak yan ürün çokluğu sebebiyle verim düşük olmaktadır. Bu yüksek lisans tez çalışması, verimi yüksek ve yan ürünü az olan başka bir sentez yöntemi önermektedir. Uygun karboksilli asit, esterine dönüştürülmüş, onun üzerinden özel bir katalizör yardımıyla 2-substitüe 2-oksazolin sentezlenerek, 2-substitüe 2-oksazolin paraformaldehit ile reaksiyona konmuş ve mono ve dimetilol oksazolin türevleri sentezlenmiştir. Oluşan ürünler son olarak uygun şartlarda hidroliz edilerek α-mono ve dimetilol aldehit ve karboksilli asitlerin sentez edilebilmesi başarılmıştır.
-
Öge3 -n-tiyokarbamat İçeren Paklitaksel Türevlerinin Sentezi Ve Biyolojik Aktivite Çalışmaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Karlığa, Bekir ; Talınlı, Naciye ; Kimyagerlik ; ChemistryPaklitaksel (Taxol), porsuk ağacının (Taxus Brevifolia) kabuğundan izole edilen doğal bir diterpen alkaloididir. Taxol, mikrotübül polimerine bağlanarak depolimerizasyonun kararlılığını sağlamasında rol oynar ve göğüs ve rahim kanserlerinin kemoterapisinde kullanılan en önemli kemotröpatik ilaçlardan biri olmuştur. Bu çalışmada yan zincirinde kükürt içeren yeni paklitaksel türevlerinin sentezi gerçekleştirilmiştir. 3’-N pozisyonu modifikasyona uğramış paklitaksel türevlerinin A2780 memeli yumurta hücrelerindeki aktiviteleri ölçülmüştür. A2780 yumurtalık kanseri hücreleri kullanılarak yapılan aktivite testlerinde bazı bileşiklerin Taxol ile kıyaslanabilen aktivite değerlerine sahip olduğu görülmüştür. Sentezlenen bu beş yeni paklitaksel türevine ilaveten, baccatin III ile kenetlemek için yeni N-Tiyokarbamat-3-triizopropil silanoksi--laktam türevleri sentezlenmiştir.
-
Öge3,4-propilendioksitiyofen Ve N-fenilsulfonil Pirolün Elektrokimyasal Kopolimerizasyonu Ve Askorbik Asit Varlığında Dopamin Tayini(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-07-01) Güler, Fatma Gül ; Saraç, A. Sezai ; 402644 ; Kimyagerlik ; ChemistryBu çalışmada, farklı mol farksiyonlarındaki 3,4-Propilendioksitiyofen (ProDOT) ve N-Fenilsülfonil pirol (PSP), döngülü voltametri (DV) ile elektrokimyasal olarak kopolimerleştirilmiştir. Bu filmlerin karakterizasyonu döngülü voltametri, elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EES), taramalı elektron mikroskobu (SEM), hafifletilmiş toplam yansıtma - Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (FTIR-ATR) ile gerçekleştirilmiş ve dopamine karşı sensör davranışı incelenmiştir. FTIR-ATR, EES ve SEM ölçümlerinin sonuçlarına göre, PSP’nin kopolimer yapısına girişi belirgin şekilde gözlenmiştir. Elektrokimyasal empedans spektrokopisi sonuçlarına göre, sentezlenen kopolimerler, ideal kapasitif davranış gösteren (Bode faz açısı yaklaşık olarak 90°) homopolimerden [Poli(ProDOT)] farklı impedans davranışı sergilemiştir. TKFME/Poli(ProDOT) ve TKFME/Poli(ProDOT-ko-PSP) elektrotları dopamine karşı sensör olarak test edilmiştir. Askorbik asidin varlığında dopamine ait pikin tayin edilebildigi gösterilmiştir. TKFME/Poli(ProDOT-ko-PSP) sensörü inilebilcek en düşük değer 1nM ile farklı dopamin konsantrasyonlarında çok iyi sonuç vermiştir.
-
Öge3,5 Difenil Ditiyeno[3,2-b;2’3’-d]tiyofen-s,s-dioksit Bileşiğinin & Kopolimerlerinin Sentezi Ve Özelliklerinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-08) Gündoğan, Ali Şenol ; Öztürk, Turan ; Kimyagerlik ; ChemistryBu çalışmada potansiyel olarak organic ışık yayan diyotlar teknolojisinde kullanılabilecek yeni materyallerin sentezi gerçekleştirilmiştir. Materyal kimyası açısından son derece önemli olan Ditiyenotiyofen (DTT) bileşiğinin C3 ve C5 pozisyonlarından fenil grupları ile fonksiyonlandırılmış türevi grubumuz tarafından geliştirilen yöntemle sentezlenmiştir. S,S-Dioksit türevi maddeye floresans özelliği kazandırmak için ortadaki halkanın “S” atomu oksitlenerek elde edilmiştir. DPhDTT-S,S-dioksit bileşiğinin floren ile değişik DTT/Floren oranına sahip yeni kopolimerleri floresan ve aynı zamanda iletken polimer elde etme amacıyla Suzuki kenetlenme reaksiyonu kullanılarak sentezlenmiştir. Elde edilen kopolimerlerin floresan emisyonları DTT miktarı artışıyla kırmızı bölgeye doğru, dolayısıyla daha düşük enerjili bölgeye kaydırmaktadır. Bu çalışmayla DTT-Flouren Kopolimerleri ilk kez elde edilmiştir.
-
Öge3,5-difenil-2,6-ditiyofen-2-il- Ditiyeno[3,2-b;2’3’-d]tiyofen Temelli Elektrokromik Materyallerin Sentezi Ve Özelliklerinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-02) Dündar, Pınar ; Öztürk, Turan ; Kimyagerlik ; ChemistryOrganik bir polimer, tersinir redoks davranışı gösteriyor, aynı zamanda metal ve plastiklerin özelliklerini bünyesinde barındırıyorsa bu polimer iletken polimer olarak adlandırılabilir. Son zamanlarda büyük ilgi gören iletken polimerler; elektrokromik pencereler, çok renkli ekranlar, ışık yayan diyotlar gibi çok geniş bir alanda uygulama alanları bulmaktadırlar. Ditiyenotiyofen(DTT) temelli bileşikler, kükürt atomları açısından zengin olduklarından elektronca da zengindirler ve iyi birer elektron vericisidirler. Ayrıca yapısındaki konjuge pi bağları sayesinde elektrokimyasal olarak polimerleştirildiğinde optiksel alana giren elektrolüminesanslar, floresanlar, fotokromizm, optiksel kromoforlar, ince film transistörler gibi önemli uygulama alanlarında kullanılabilmektedirler. DTT’ler pek çok yoldan sentezlenebilmektedir. Bu çalışmada, araştırma grubumuz tarafından geliştirilen 1,8-diketonun P4S10 ile halka kapama reaksiyonundan faydalanılarak sentezlenen Ph2DTT’nin 2 ve 6 pozisyonuna, Suzuki kenetleme reaksiyonu ile tiyofen takılmış ve Tp2Ph2DTT bileşiği sentezlenmiştir. Sentezlenen bu bileşiğin optik ve elektriksel özellikleri döngülü voltametri ile incelenmiştir ve Tp2Ph2DTT’nin, Ph2DTT’den daha düşük “band gap” e sahip olan elektrokromik bir materyal olduğu gözlenmiştir.
-
Öge3-(4-siyanofenil)tiyeno[3,2-b]tiyofen Turevlerinin Sentezi Ve Onlarin Elektronik Ve Optoelektronik Uygulamalari(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-09-20) Rahimi Varzeghani, Amir ; Öztürk, Turan ; 10125186 ; Kimya ; Chemistryİlk elektrolüminesans (EL) olayı 1936 yılında Destriau ve arkadaşlarınin elektrik akımıni inorganik maddeye uygulamasiyla olusan thermal olmayan ışık olarak gözlenmiştir. Izolatöre dağılmış iki elektrot arasında paketlenmiş olan ZnS fosfor tozundan yüksek alan elektrolüminesans elde ettiler. General Electric şirketi inorganik yarı iletken GaAsP’e dayalı ışık yayan cihazı ticaretleştiren ilk firmadır. İlk LED’ler yarı iletken malzemelerin enerji band aralıklarına göre sadece kırmızı ışık yayabilmektedirler. Yeni malzemelerin gelişimi turuncu, sarı ve yeşil gibi diğer renkleri, hemde kızılötesi erişilebilir maddeleri saglamistir. Yüksek çözünürlük ve ekran kare hizini sağlayan daha karmaşık ve daha yüksek performanslı devre için gelecek talep, hala gelişmiş yük taşıyıcı mobilitesine sahip organik yarı iletkenler gerektirmektedir. OLED’lerin performansını optimize etmek için, aktif bileşenler olarak incelenen birçok konjuge organik maddeler bulunmaktadır. Küçük organik yarı iletken moleküller, moleküller arası etkili yük transferini kolaylaştıran düzlemsel konformasyonda π-konjuge aromatik halkalar ile birlikte istifleme göstermektedir. Onların eşsiz özelliklere sahip olmalari nedeniyle, alan-etkili transistör, güneş hücreleri, ışık yayan diyotlar, elektrokromik, fotokromık cihazları, sensörler, lazer gibi uygulamalarda aktif maddeler olarak kullanılmaktadırlar. Ayrıca, düşük molekül ağırlıkları nedeniyle vakum biriktirme yoluyla ince filmler olarak elektrolüminesans cihazların yapımı için çok uygun maddelerdir. Buna rağmen, katı halde çok ciddi bir porblem olan “aggregation-caused quenching” (istiflenme ile sonümlenme, ACQ) olarak adlandırılan bir olay yaşanmaktadır. Bu nedenle, OLED performansını en uygun hale getirmek için bu etkiyi en aza indirmek gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, optoelektronik uygulamaları araştırmak için düzenli π-elektron alıcı ve verici gruplardan oluşan düşük band aralığına sahip konjuge organik molekülleri sentezlemektir. Birlesik tiyofen halkası, mesela, tiyenotiyofen, elektron açısından zengin olmasindan dolayı elektron verici grup olarak davranmaktadır. Buna ek olarak, elektronca zengin yapılarından dolayı elektron donör gruplar olarak trifenilamin (TPA) ve tetrafeniletilenin (TPE) yanı sıra, tiyenotiyofen yapısınin C-3 konumunda substitue olan elektron çekici nitril grubunu iceren para-CN-C6H5 bulunmaktadır. Ayrıca, tetrafeniletilen “aggregation-caused quenching” (ACQ)’in aksine “aggregation induced emission (istiflenmeyle ışıma, AIE)” olayını için incelenmekte ve OLED malzemeler geliştirmek için kullanılmaktadir. Başka bir deyişle, tiyenotiyefon iceren π-elektron alıcı ve TPA veya TPE elektron verici donor-akseptor organik moleküller olarak davrandıklarından elektronik ve optoelektronik uygulamaları için uygun malzemelerin sentezinde öncülük edeceklerdir. Bu bağlamda, TT’nin C-3 konumunda para CNPh tasiyan, CNPhTT, maddenin sentezi grubumuz tarafından geliştirilen PPA monoketon halka kapama yoluyla yapılmıştır. Daha sonra, TPA ve TPE boronat kompleksleri sırasıyla sentezlendi. Daha sonra, sonuç organik maddeler metal katalizatorlü Suzuki çapraz keletlenme reaksiyonu ile sentezlenmiştir. Bu bağlamda, tieno [3,2-b] tiofen, nitril grubu (CNPhTT) çekirdek birimi ile ikame olan fenil kısmı C-3 ‘(PhTT), grubumuz tarafından geliştirilen PPA monoketan halka kapama yoluyla sentezlendi. Daha sonra, TPA ve DYP karşılık gelen boronat kompleksi sırasıyla sentezlendi. Daha sonra, nihai organik maddeler, metal katalizli Suzuki çapraz birleştirme reaksiyonları ile sentezlenmiştir.
-
Öge3-hidroksiflavon temelli organik ve polimerik floresans sensörlerin geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013) Gündüz, Simay ; Gören, Ahmet Ceyhan ; 377162 ; Kimya ; ChemistryBu çalışmada, Suzuki kenetlenme reaksiyonu kullanılarak, 3-hidroksiflavonların fluoren, karbazol ve tiyofenlerle polimerleri elde edilmiş ve özellikleri incelenmiştir. 3-Hidroksiflavonların hidroksil grupları metoksimetil (MOM, CH3OCH2OCH2-) ile korunduktan sonra polimerleşme reaksiyonları gerçekleştirilmiş ve daha sonra koruma grubu kaldırılarak ürünlerin özellikleri incelenmiştir. Farklı çözücüler içerisinde floresans ölçümleri yapılmış, kuantum verimleri hesaplanmıştır. Buna ek olarak kullanılan 3-hidroksiflavonların eldesi için mevcut sentez yöntemlerinin bazı modifikasyonlar ile yeni bir yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemle B halkasının para konumunda bir hidroksil grubu içeren flavon da dahil olmak üzere bir seri 3-hidroksiflavon sentezlenmiştir. Literatürdeki çalışmalarla karşılaştırıldığında, yeni yöntemle flavonlar daha yüksek verim ve daha kısa reaksiyon süreleri ile tek basamakta elde edilmiştir. Ara ürün (çalkon) izole edilmeden gerçekleştirilen reaksiyonda yan ürün (auron) oluşmadığından ilave bir saflaştırma işlemine gerek duyulmamıştır.
-
Öge3-hidroksiflavon Türevlerinin Sentezi Ve Mikroheterojenik Sistemlerle Etkileşimlerinin Floresans Spektroskopi Yöntemi İle İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çapan, Aslı ; Öztürk, Turan ; Kimyagerlik ; ChemistryBu çalışmada, floresans spektrumunda çevre polaritesine duyarlı iki band veren ve seçimli olarak düşük polarite yerleşimini tercih eden problar geliştirilmesi amacıyla, 3-hidroksiflavon türevleri sentezlenmiştir. Türevler 3-hidroksi flavonun 4’ ve 6 pozisyonlarına değişik sayılarda karbon içeren zincirlerin takılmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu maddeler, benzerleriyle aynı ana spektroskopik özellikleri göstermekle birlikte, seçimli olarak düşük polariteye sahip çevrelerle etkileşime girmektedirler. Bu özellikleri, nötral (Triton-X) ve katyonik (CTAB) yüzeyaktif maddelerle oluşturulan misellerle yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Böylece, biyolojik sistemlerle daha iyi etkileşime girebilen, biyolojik kirliliği belirleme özelliğine sahip olabilecek, seçici olarak hücrelere duyarlılığı artmış ve hücre hakkında daha fazla bilgi edinmeye olanak sağlayabilecek problar sentezlenmiştir.
-
Öge4 -dioktilamino-3-hidroksiflavon Temelli Floresans Probların Sentezleri Ve Özelliklerinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çıkrıkçı, Simay ; Öztürk, Turan ; Kimyagerlik ; ChemistryBiyolojik sistemlerde daha iyi iletişime girecek floresans sensörler geliştirmek için yeni 3-hidroksiflavon analoglarının sentez edilmesi önem taşımaktadır. Probun kararlılığını artırabilmek için, floresans spektrumunda konjugasyonu arttırarak bandların kırmızı alana kaymasını sağlamak ve probun özelliğini lipid yapının özelliğine benzetmek üzere probun yapısına farklı uzunluklarda hidrokarbon zincirleri yerleştirmek söz konusu olabilir. Bu amaçla bu çalışmada, 3-hidroksiflavon’un yağsı özelliğini artırmak üzere, elektron verici grup olarak benzaldehitin para pozisyonuna dioktil amino grupları yerleştirilmiştir. Nonpolar özelliği artan sensörün, biyolojik sistemlerle daha iyi iletişime girmesi, biyolojik kirliliği belirleme özelliklerinin geliştirilmesi, seçici olarak hücrelere duyarlılığının artırılması ve hücre hakkında daha fazla bilgi edinilmesi planlanmıştır.
-
Öge4-(triflorometoksi)fenoksi grupları içeren ftalosiyaninlerin sentezi, tıpta, biyolojide ve ileri teknolojide kullanılabilirliklerinin araştırılması(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021) Farajzadeh, Nazlı ; Koçak, Makbule ; 675427 ; KimyaFtalosiyaninler (Pcs) ve onların metalli türevleri benzersiz optik, elektronik, katalitik ve yapısal özelliklerinden dolayı son yıllarda büyük ilgi çekmektedir. Geleneksel olarak, ftalosiyaninler boya ve pigment olarak kullanılmıştır, fakat son zamanlarda kataliz, sıvı kristaller, kimyasal sensörler, fotodinamik tedavi, güneş enerjisi dönüşümü, optik veri depolama, yarı iletkenler ve nonlineer optik gibi farklı bilimsel ve teknolojik alanlarda geniş uygulama alanı bulmuşlardır. Ayrıca, metal ftalosiyaninler, elektrokatalitik, elektrokromik ekranlar ve sensör uygulamaları gibi çeşitli elektrokimyasal teknolojilerde işlevsel malzemeler olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Metal ftalosiyaninlerin redox zenginliği, bu uygulamalardaki işlevsellikleri için anahtar faktördür ve bu özellikler, metal merkezler ve sübstitüentler değiştirilerek kolayca uyarlanabilir. Son yıllarda, araştırmacılar Pc moleküllerinin antioksidan, antimikrobiyal ve enzim inhibisyon aktivitelerini de incelemiştir. Reaktif oksijen türleri (ROS), canlı organizmaların metabolizmalarında üretilir ve bu ROS, hücresel biyomoleküllerin çoğu ile kolayca reaksiyona girerek bir organizmanın normal savunma mekanizmalarını azaltır. Çoklu ilaç direnci ile sonuçlanan ticari antibiyotik ilaçların yaygın kullanımı nedeniyle, antimikrobiyal aktiviteye sahip yeni Pc'lerin sentezi önemli hale gelmiştir. Düzlemsel makrosiklikler arasındaki π istiflenme (kümelenme) nedeniyle, sübstitüe edilmemiş ftalosiyaninler, organik çözücülerde ve suda çözünmez veya az çözünür, bu durum onların uygulamalarını sınırlandırmıştır. Makrosikliklerin periferal veya eksenel olarak sübstitüe edilmesi, 18π - elektron konjüge sistemleri arasındaki mesafeyi arttırır, kümelenmeyi azaltır böylece çeşitli çözücülerde çözünürlüklerini arttırır ve optik özelliklerini geliştirir. Flor atomları, yüksek oranda elektron çekme özelliğine sahiptir ve florlu Pc'ler için olağanüstü elektron geçişi, manyetik ve ışığa duyarlılık özellikleri sunar. Ayrıca, multi-floro-sübstitüe ftalosiyaninler mükemmel termal stabilite, kimyasal direnç ve polar/apolar çözünürlük gibi benzersiz özellikler gösterdiklerinden yeni malzemeleri üretmek için flor içeren Pc'lerin geliştirilmesine odaklanan çalışmaların sayısında son zamanlarda büyük bir artış vardır. Bu tez kapsamında fotodinamik terapide, biyolojide ve yüksek teknolojide kullanılabilme potansiyellerini araştırmak amacıyla, ikisi asimetrik ve 26 sı yeni olmak üzere 27 adet ftalosiyanin bileşiği sentezlendi. Bu amaçla tezin birinci aşamasında 4-nitroftalonitril veya 3-nitroftalonitril ile 4-(triflorometoksi)fenol kuru dimetil formamid (DMF) içerisinde, potasyum karbonat varlığında, azot atmosferi altında, 45 oC de reaksiyona sokularak, sırasyla 4-(4-(triflorometoksi) fenoksi) ftalonitril (1) ve 3-(4-(triflorometoksi) fenoksi) ftalonitril (2) bileşikleri sentezlendi. 4,5 dikloroftalonitril ile 4-(triflorometoksi)fenol kuru dimetil sülfoksit (DMSO) içerisinde, potasyum karbonat varlığında, azot atmosferi altında, 80 oC de reaksiyona sokularak 4,5-bis(4-(triflorometoksi)fenoksi) ftalonitril (3) bileşiği hazırlandı. Elde edilen 1, 2 ve 3 nolu ftalonitrillerin ilgili metal tuzları (metalsiz ftalosiyain için metal tuzu kullanılmadan) ile uygun çözücülerde (pentanol katalitik miktarda DBU, dimetilaminoetanol ve kinolin) azot atmosferi altında ve uygun sıcaklıklarda (135 oC, 165 oC, 170 oC) siklotetramerizasyon reaksiyonları sonucu hedeflenen simetrik mono metalli (1-Zn, 2-Zn, 3-Zn, 1-Co, 2-Co, 3-Co, 1-Cu, 2-Cu, 3-Cu, 1-Pd, 3-Pd, 1-Ga, 2-Ga, 3-Ga, 1-In, 2-In, 3-In, 1-Lu, 2-Lu, 3-Lu), metalsiz (1-H2, 2-H2), ftalosyaninler ve sandviç tipi lutesyum ftalosiyaninler (1'-Lu, 2'-Lu, 3'-Lu) sentezlendi. Yine bu aşamada elektron itici gruplar içeren 4-(triflorometoksi)fenoksi)ftalonitril (1), 4,5-bis(4 triflorometoksi)fenoksi)ftalonitril ligantları (3) ve elektron çekici 4-((4-nitrofenil)etinil)ftalonitril ligantı (4) ile istatiksel kondenzasyon yöntemi kullanılarak A3B tipi halka dışı üçlü bağlar içeren push-pull yeni asimetrik çinko ftalosiyaninler sentezlendi. Reaksiyon 135 oC de azot altında DMAE içinde gerçekleştirildi. Sentezlenen bütün moleküllerin saflıkları ince tabaka kromatorafisi ile takip edilip, yapıları Ft-ır, 1H NMR (paramamanyetik ftalosiyaninler hariç), 13C NMR (paramamanyetik ftalosiyaninler hariç), kütle spektroskopisi ve UV-vis gibi spektral teknikler kullanılarak aydınlatıldı. Sandviç tipi lutesym ftalosiyaninlerin (1'Lu-3'Lu) yapılarını aydınlatmak için elektro spin resonas ölçümleri (ESR) de kullanıldı. Sentezlenen ftalosiyaninlerin elektronik spektrumları, farklı çözücülerde ve farklı derişimlerde UV-vis spektrometresi aracılığıyla ölçülerek çözücünün cinsinin ve derişiminin spektoskopik ve agregasyon (kümeleşme) özellikleri üzerindeki etkisi araştırıldı. Tezin ikinci aşamasında sentezlenen ftalosiyaninlerin biyolojide kullanılabilme potansiyellerini araştırmak amacıyla 1, 1-H2, 1-Cu, 1-Pd bileşiklerinin antioksidan aktiviteleri ve tirozinaz inhibisyon özellikleri, 3, 3-Zn, 3-Cu, 3-Co bileşiklerinin antimikrobiyal ve antioksidan aktiviteleri incelendi. Ayrıca 4 veya 3 konumlarında 4-(triflorometoksi)fenoksi (1,2) veya 4-(triflorometoksi)tiyofenoksi gruplarını (1S, 2S) içeren ftalonitrillerden hazırlanan metalsiz ve bakır ftalosiyaninlerin (1-H2, 1-Cu, 2-H2, 2-Cu, 1S-H2 , 1S-Cu, 2S-H2, 2S-Cu) bağlayıcı atomun cinsinin ve konumunun bu bileşiklerin biyolojik özelliklerinin üzerindeki etkisini incelemek için antioksidan ve tirozinaz inhibisyon aktiviteleri araştırıldı. Tezin üçüncü aşamasında, fotodinamik terapide kullanılabilme potansiyellerini araştırmak amacıyla, 1-Zn, 1-InCl, 1-Ga, 1-Lu, 2-Zn, 2-InCl, 2-Ga, 2-Lu, 3-Ga, 3- Lu bileşiklerinin, UV-vis ve floresans spekroskopisi kullanılarak, floresans kuantum verimleri, singlet oksijen kuantum verimleri ve fotobozunma kuantum verimleri hesaplandı. Ayrıca bu tez kapsamında, ilk defa, mono lutesyum ftalosianinlerin (1-Lu, 2- Lu, 3- Lu) SPDT'de kullanılabilme potansiyellerini araştırmak amacıyla, fotofiziksel ve fotokimyasal özellikleri incelendi. Tezin dördüncü aşamasında sentezlenen ftalosiyaninlerin elektrokataliz, elektroalgılayıcı, görüntüleme ve optoelektronik alanlarında kullanılabilme potansiyellerini araştırmak amacıyla 1-Zn, 1-Co, 1-In, 2-Zn, 2-Co, 2-In, 3-Zn, 3-Co, 3-In bileşiklerinin elektrokimyasal ve in-situ spektroelektrokimyasal özellikleri incelendi. Tezin son aşamasında ise 1 ve 3 nolu ftalonitrillerden hazıralana simetrik ve A3B tipi asimetrik çinko ftalosiyaninlerin (1-Zn, 3-Zn, 1-AZn, 3-AZn) non lineer optik malzemeler olarak kullanılabilme potansiellerini arştırmak amacıyla NLO ve optik sınırlama özellikleri açık yarık Z-tarama yöntemi kullanılarak incelendi.