FBE- Polimer Bilim ve Teknolojisi Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Polimer Bilim ve Teknolojisi Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeSulu Ortamda Gerçekleştirilen Homopolimerizasyon Ve Kopolimerizasyon Reaksiyonlarında Kinetik İncelemeler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-08-29) Parıl, Ahmet ; Giz, Huceste ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyÇalışmamızda sulu ortamda gerçekleştirilen serbest radikal homopolimerizasyon ve kopolimerizasyon reaksiyonlarının kinetik incelemeleri gerçekleştirildi. Reaksiyonlar ACOMP (Automatic Continuous Online Monitoring of Polymerization) sistemi ile izlendi. Reaksiyon süresince monomer ve polimer konsantrasyonu UV voltajlarından hesaplandı. Çalışmanın ilk aşamasında 4-Vinilbenzen sülfonik asit sodyum tuzu (VB) – Akrilamit (Aam) homopolimerizasyon ve kopolimerizasyonları 0.1 M NaCl’de ve suda gerçekleştirildi. Aam homopolimerizasyonunun VB’den daha hızlı olduğu ve homopolimerizasyon hızlarının kopolimerizasyon hızlarından yüksek olduğu görüldü. 0.1 M NaCl içindeki 10%VB , 25%VB ve sudaki %1.5VB , %5VB ve %10VB reaksiyonlarında ilk aşamada kopolimer üretilirken VB’nin tükenmesiyle akrilamidin homopolimerleştiği saptandı. Sudaki deneylerin %10-30 dönüşüm aralığında bir dönüm noktasından geçtiği görüldü. 0.1M NaCl çözeltisinde monomer reaktiflik oranları rAam=0.085±0.020, rVB=2.0±0.33 ve suda ise köşeden önce rAam=0.34±0.07, rVB=0.40±0.21, köşeden sonra rAam=0.2±0.04, rVB=9.0±0.8 bulundu. İkinci bölümde pH5 ve pH2’de Akrilamit (Aam) - Akrilik asit (Aac) kopolimerizasyonu yapıldı. Sonuçlar, verilerin birinci mertebe kinetiğe uymadığını fakat 1.25 ve 1.50. mertebe kinetikle uyumlu olduğunu gösterdi. pH5 te rAam=1.88±0.17 rAac=0.80±0.07 ve pH 2 de rAam=0.16±0.04 rAac=0.88±0.08 bulundu. Aam’in pH5’te Aac’in ise pH2’de aktif olduğu belirlendi. Son kısmında ise, kopolielektrolit üretimi esnasında pH ve iyonik şiddet ile bileşimin kontrolü incelendi. Bu amaçla pH3.6 da üç set reaksiyon yapıldı. Kopolimer dönüşümü, molekül ağırlıkları, ve komposizyon dağılımı incelendi. Reaktiflik oranları birinci set için rAam=1.66±0.14 ve rAac=2.43±0.19 , ikinci set için rAam=1.66±0.08 ve rAac=2.40±0.17 , üçüncü set için ise rAam=2.02±0.15 ve rAac=2.55±0.13 bulundu. %30 Aac-%70 Aam başlangıç bileşimindeki reaksiyonlarda komposizyon kaymasının olmadığı görüldü.
-
ÖgeDoğrusal Ve Çapraz Bağlı Poli(n-izopropilakrilamit-ko-monoitakonik Asit Ester)leri: Sentezi, Karakterizayonu Ve Çözelti Özelliklerinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-01-02) Yıldız, Yalçın ; Uyanık, Nurseli ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmada, başlatıcı konsantrasyonu, hidrofobik ve iyonlaşabilen komonomerlerin varlığı ve sentez-çözücü bileşiminin NIPAAm jellerinin şişme davranışlarına etkileri incelenmiştir. Bu amaçla, suda iki farklı başlatıcı konsantrasyonunda NIPAAm jelleri ve su/metanol karışımında NIPAAM/DMI, NIPAAM/IA ve NIPAAm/IA monoester kopolimer jelleri sentezlendi ve bunların hacim faz geçişleri incelendi. Geleneksel şişme teorisi kullanılarak χ değeri hesaplandı ve polimer ve çözücü molekülleri arasındaki etkileşimler karakterize edildi. Metil, butil, oktil ve setil grupları içeren itakonik asit monoesterleri sentezlendi. NIPAAm in IA, DMI ve bu monoesterlerle birlikte serbest radikal çözelti polimerizasyonu ile kopolimer ve terpolimerleri sentezlendi. FT-IR, GPC, UV-visible, DSC ve asit-baz titrasyonlerı ile bunların molekül yapıları ve çözelti özellikleri incelendi. Farklı pH koşullarında ısısal duyarlılığa bağlı polimer yapıları ve bunların hidrofilik/hidrofobik dengeleri belirlendi. Hidrofilik BIS ve hidrofobik vinil sonlu (dimetil siloksan) çapraz bağlayıcılar ile NIPAAm kopolimer jelleri hazırlandı ve suda şişip dengeye gelmiş örneklerin sıkıştırma modüllerine hidrofobik bileşenin etkileri incelendi. Şişme ve sıkıştırma ölçümlerinden etkin çapraz bağ yoğunluğu νe, çapraz bağlar arası ortalama molekül ağırlığı Mc ve polimer-su etkileşim parametresi χ hesaplanarak jellerin yapılarını karakterize edebilmek için kullanıldı.
-
ÖgeSerbest Radikal Fotopolimerizasyonunda Yeni Başlatıcı Sistemleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-01-08) Taşdelen, Mehmet Atilla ; Yağcı, Yusuf ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and Technologyİkinci tip fotobaşlatıcılar, üstün optik özellikleri ve iki moleküllü başlatma mekanizmasından dolayı en çok tercih edilen başlatıcı sistemlerindendir. Aromatik ketonlar ışığa duyarlı yapılar olarak kullanılırken hidrojen verici bileşikler olarakta amin, eter, alkol ve tiyol molekülleri arasında en çok tersiyer aminler tercih edilir. Ancak tersiyer aminlerin kötü kokulu, zehirli, kolay uçucu olması gibi olumsuz yönleri vardır. Bu çalışmada, yaşanan bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için maskelenmiş benzofenon ve alternatif hidrojen verici bileşiklerin kullanımına dayalı iki farklı strateji izlenmiştir. İlk strateji, ışığa duyarlı benzodioksinon başka bir deyişle maskelenmiş benzofenon bileşiklerinin fotopolimerizasyonda kullanımı üzerine kurulmuştur. Benzodioksinon bileşikleri ışıkla uyarıldıkları zaman ortama benzofenon verirler, benzofenon da eğer ortamda hidrojen verici bileşik varsa, amin ve eter gibi, serbest radikal polimerizasyonunu başlatır. Ayrıca çapraz bağlı polimer sentezinde benzodioksinon bileşiklerinin kullanımı da incelenmiştir. Mevcut araştırmalar, benzodioksinondan fotolizi sonucu oluşan ketenin çok reaktif olduğunu, ortamdaki hidroksil bileşiği ile reaksiyona girerek yüksek verimle ester oluşturduğunu göstermiştir. Bu teoriden yola çıkarak sentezlenmiş bisbenzodioksinon bileşiği ile hidroksi fonksiyonlu monomerin, hidrojen verici moleküller varlığında fotolizi sonucu eş zamanlı polimerizasyon ve çapraz bağlanma reaksiyonlarının gerçekleşmesiyle çapraz bağlı polimerlerin tek kademede sentezlenmesi sağlanmıştır. İkinci strateji II. Tip serbest radikal fotopolimerizasyonda tersiyer aminlere alternatif olarak uçucu olmayan poli(propilen imin) (PPI) dendrimeri, biyouyumlu poli(etilen oksit) (PEO) ve ısısal olarak sertleşebilen benzoksazin bileşiklerinin kullanılımına dayanmaktadır.
-
ÖgeDüşey Yüzlü Kıyı Yapılarında Önyüz Konfigürasyonunun Yapı Performansına Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-01-14) Kırca, Veysel Şadan Özgür ; Kabdaşlı, Sedat ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu doktora tez çalışmasında eğimli kıyı yapılarına göre daha yüksek yansıma, daha yüksek tırmanma ve daha yüksek dalga yükleri ortaya çıkaran düşey yüzlü kıyı yapılarının, sayılan bu dezavantajlarının azaltılabilmesi amacıyla geliştirilmiş bir önyüz konfigürasyonu tanımlanmış, bu özelliklerdeki bir yapı için imal edilen fiziksel model üzerinde düzenli ve düzensiz dalgalarla deneyler gerçekleştirilmiştir. Önerilen bu yapı akım odacıklı keson olarak adlandırılmıştır ve tam sakin su seviyesinde bir levha ile ayrılmış iki sığ odacığı bulunan kısmi delikli önyüze sahip bir keson formundadır. Deney sonuçlarına göre dalga yansıması, tırmanması ve dinamik dalga yükleri boyutsuz parametreler cinsinden ifade edilerek yapının performansı değerlendirilmiştir. Bu sonuçlara göre bu yapının yansıma katsayısı düzenli dalgalarda 0,1 düzensiz dalgalarda da 0,5 değerlerinin altına kadar inmiştir. Ayrıca boyutsuz olarak türetilen dalga itkisi ve dinamik dalga momentinin, eşdeğer bir düz düşey yüzeyli yapıya göre bu gelişmiş yapıda %35~%25 mertebesinde azaltılabildiği görülmüştür. Bulunan deneysel sonuçlara ve yapılan gözlemlere göre, önerilen yapının oldukça etkili biçimde gelen dalganın enerjisini sönümleyebildiği sonucuna varılmıştır. Daha sonra üst ve alt odacıkların enerji sönümleme mekanizmaları ile ilgili olarak potansiyel akım ve lineer dalga kabulleriyle birtakım kuramsal incelemeler yapılmış, bu incelemelerle geliştirilen yaklaşım deney sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Bu iki grup sonuç arasında genel bir uyum gözlenmiş, bunun yanında akım odacıklı kesonun dalga sönümleme performansının kuramsal yaklaşımla hesaplananın ötesinde etkili olduğu yargısına varılmıştır. Ayrıca bu keson sadece belli bir periyottaki gelen dalgayı değil, üst odacığı sayesinde oldukça geniş bir periyot aralığını sönümleyebilmektedir. Bu noktada üst odacık genişliği yeteri kadar uzun seçilirse, yalnızca düz düşey yüzlü yapılara kıyasla değil, dalgayı odacığı içindeki rezonans özellikleriyle sönümleyen klasik tipteki perfore dalgakıranlara göre de daha avantajlı bir yapı elde edilebilmektedir.
-
ÖgeDonmus Monomer Çözeltilerinden Makrogözenekli Hidrojellerin Sentezi Ve Karakterizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-11-25) Özmen, Mehmet Murat ; Okay, Oğuz ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyHidrojeller, sıcaklık ve solvent kalitesi gibi bir dıs etkiyle hacim ve/veya sekil degistirebilme yetenegine sahip akıllı ve yumusak malzemelerdir. Hidrojellerin bu özellikleri son yıllarda oldukça ilgi çekmektedir. Ancak, hidrojellerin mekanik dayanıklılıgı düsüktür. Bununla beraber, bir dıs etkiye karsı yavas cevap verirler. Bu iki dezavantaj hidrojellerin pratik uygulamalarını kısıtlar. Bu doktora tezinin amacı, hem mekanik dayanıklılıgı çok iyi olan hem de dısarıdan gelen uyarılara hemen cevap verebilen hidrojeller sentezlemektir. Bu baglamda, çok hızlı cevap verebilen ve mekanik dayanıklılıgı yüksek olan (tok) jeller elde etmek için iki yöntem kullanılmıstır. Tezin ilk bölümünde, iyonik monomer 2-akrilamido-2-metilpropan sülfonik asit sodyum tuzu (AMPS) ve çapraz baglayıcı N,N’-metilenbis (akrilamid) (BAAm)’in düsük monomer konsantrasyonu ve yüksek çapraz bag miktarları kullanılarak sulu çözeltilerinde gerçeklesen jellesme reaksiyonlarının, sistikten sonra sertlesen mikrojel-agyapı jellerinin olusumuna yol açtıgı gösterilmistir. Bu yöntemle, sismis hidrojellerin mekanik özellikleri iyilestirilmesine ragmen, bir dıs etkiye karsı cevap verme hızlarının oldukça düsük oldugu görülmüstür. Bundan dolayı, ikinci bir yöntem olarak, kriyojellesme teknigi varolan jellesme sistemine uygulanarak polimer matrisinin içinde birbirine baglı gözenek yapısı olusturulmustur. Böylece, AMPS ve BAAm’in serbest radikal çapraz baglanma reaksiyonları, polimerizasyon çözücüsünün donma noktasının altındaki sıcaklıklarda gerçeklestirilmistir. Farklı özelliklere sahip, kriyojel adı verilen, makrogözenekli poli(AMPS) (PAMPS) hidrojelleri sentezlenmistir. Kriyojellesme metodu iki açıdan avantaj saglamıstır: Elde edilen kriyojeller, süper hızlı cevap verebilmelerinin yanında, yüksek derecede tokluk göstermislerdir. Bu çalısmanın önemli bir kısmı, donmus monomer çözeltilerinden elde edilen kriyojellerin olusumları ve özellikleri arasındaki iliski üzerine durmaktadır. Birçok deneysel parametrenin, jellerin özellikleri üzerine etkisi incelenmistir.
-
ÖgeUç Grup Modifikasyonları İle Makromoleküler Tasarımlar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-12-02) Durmaz, Yasemin Yüksel ; Yağcı, Yusuf ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmada, blok ve aşı kopolimer gibi çeşitli makromoleküler yapıların hazırlanabilmesi için yeni sentez yolları tanımlanmıştır. Farklı polimerizasyon tekniklerinin bir araya getirilmesi uç grup modifikasyonu ile başarılmıştır. Uç grup modifikasyonu için kullanılacak öncü polimerler, kontrollü polimerizasyon teknikleri kullanılarak hazırlanmıştır. Bu polimerizasyon yöntemleri molekül ağırlığı ve fonksiyonaliteyi kontrol edebilmekte kolaylık sağlamaktadır. Dönüştürme reaksiyonları, N-alkoksi piridinyum tuzları, morfolin-4-dithiokarbamat sodyum tuzu ve hidroksil fonksiyonlu benzodioksinon bileşikleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Öncü polimerlerin bu bileşikler ile direk ya da sonradan foksiyonlandırılması ile fotoaktif polimerler elde edilmiştir. Son olarak fotobaşlatılmış blok ve aşı kopolimerizasyon aşaması tanımlanmıştır. İlgili ara ürünler ve sonuç ürünleri 1H NMR, UV, FT-IR, GPC ve AFM ölçümleri ile karakterize edilmiştir.
-
ÖgeFarklı Topolojilere Sahip Baroplastikler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-05-17) İnceoğlu, Şebnem ; Acar, Metin H. ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmanın esas amacı olarak, farklı topoloji ve segmentlere sahip olan polimerlerin yapısının reolojik akışa etkisini incelemek amacıyla, varolan baroplastik malzemelerin genişletilmesi hedeflenmiş ve yeni tür baroplastik malzemeler için topoloji, kompozisyon, molekül ağırlığı, geri dönüşüm çevrimi ve basıncın etkisi araştırılmıştır. Öncelikle çok fonksiyonlu başlatıcılar ve bu başlatıcılar kullanılarak değişik topolojilerde homopolimerler ve bu homopolimerden yola çıkılarak farklı topolojilerde ve molekül ağırlıklarında iyi tanımlanmış blok kopolimerler atom transfer radikal polimerizasyonu ile sentezlenmiştir. Elde edilen blok kopolimerlere oda sıcaklığında basit sıkıştırma ve/veya ekstrüzyon işlemleri uygulanarak baroplastik özellikleri incelenmiştir. Bunlara ek olarak, oda sıcaklığında basınç altında proses edilebilen baroplastik malzemelerin proses sonrasındaki fiziksel değişimleri (düzenli halden düzensiz hale geçişi) termal, morfolojik, reolojik ve mekanik özellikleri açısından incelenmiştir. Ayrıca, baroplastikler proses yardımcı maddesi olarak değerlendirilerek, yaygın kullanımı olan ve yüksek sıcaklıklarda proses edilen ticari polimerler ile fiziksel karıştırılarak bu polimerlerin de oda sıcaklığında ilk kez proses edilebilirlikleri gösterilmiştir. Tez çalışmasında, birçok kez tekrarlanan geri dönüştürülme işlemlerinde baroplastik malzemenin bozunmaya uğramadan ve madde kaybı olmadan %100 geri kazanım sağlandığı gözlemlenmiştir. Bu sonuç baroplastik malzemelerin sonsuz kez geri dönüştürülerek kullanılabileceği şeklinde değerlendirilebilir. Bu çalışmada, yüksek ve düşük sıcaklıkta proses koşulları karşılaştırıldığında, oda sıcaklığında proses işleminin yüksek basınçlar gerektirmediğinden dolayı endüstride termal prosesler için kullanılan cihazların baroplastik malzemeler için de kullanılabileceği değerlendirilmesi yapılabilir. Tüm bu sonuçlar göz önüne alındığında kaynak kullanımı azaltılabileceğinden farklı topolojilere sahip baroplastikler, ekonomiye katkı sağlayan ve çevre dostu yeni malzemeler olarak değerlendirilebilir.
-
ÖgeMakromoleküler Yapılarda Diels-alder Clıck Reaksiyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-26) Durmaz, Hakan ; Hızal, Gürkan ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmada, “click kimyası” terimi altında sınıflandırılan, Diels-Alder (DA) ve bakır katalizli azid-alkin siklo katılma (CuAAC) tepkimeleri gibi etkin organik reaksiyonlardan faydalanılarak, çeşitli blok ve yıldız polimerlerin sentezi için yeni yöntemler geliştirilmiştir. Blok ve yıldız polimerlerin sentezinde kullanılan öncü polimerler kontrollü/yaşayan radikal polimerleşme (C/LRP) yöntemlerinden biri olan, atom transfer radikal polimerleşmesi (ATRP) ya da esterleşme reaksiyonları ile hazırlanmışlardır. İlk olarak, blok, 3-kollu yıldız ve çok kollu yıldız blok kopolimerler, furan korumalı malemid ve antrasen uç-fonksiyonlandırılmış polimerler arasında, toluen kaynama sıcaklığında ve 48 saat süre ile gerçekleştirilen DA click reaksiyonu ile sentezlenmişlerdir. Bunun yanında, CuAAC ve DA çift click reaksiyonlarının bir arada kullanılmasıyla lineer ve çok kollu yıldız üçlü blok kopolimerlerin sentezi gerçekleştirilmiştir. Bunlardan lineer üçlü blok kopolimerler tek-adımda gerçekleştirilen çift click reaksiyonları ile yıldız üçlü blok kopolimerler ise ardı sıra gerçekleştirilen çift click reaksiyonları ile sentezlenmişlerdir. İlgili ara ürünler ve sonuç ürünleri 1H NMR, UV, FT-IR, GPC ve AFM ölçümleri ile karakterize edilmiştir.
-
ÖgeKopolimer Ve Kompozitler Varlığında Pnvcz’ün Termal Ve Elektriksel Özelliklerinin İyileştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-11-30) Gökçeören, Argun Talat ; Erbil, Candan ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmada, N-vinil karbazol (NVCz)’ün homo ve kopolimerleri iki farklı yöntemle, serbest radikal polimerizasyonu ile azo bis izobutironitril (AIBN) başlatıcısı kullanılarak ve yükseltgenme indirgenme polimerizasyonu ile seryum amonyum nitrat (CAN) başlatıcısı kullanılarak hazırlandı. Elde edilen polimerlerin organik olarak modifiye edilmiş kil, çok katmanlı karbon nanotüp (MWCNT) ve okside grafit (o-GL) ile kompozitleri hazırlandı. MWCNT ve o-GL içeren kompozitler çözelti karıştırma ve in-situ polimerizasyon yöntemleri kullanılarak sentezlendi. Ayrıca, kimyasal olarak sentezlenen PNVCz/MMT kompozitleri elektrokimyasal biriktirme ile Platin (Pt) ve camsı karbon (GC) elektrotlara kaplandı. Bunun dışında, PDMS kaplı Pt ve GC elektrotlar üzerine PNVCz elektrokimyasal polimerizasyon ile kaplandı. Elektrot yüzeyine kaplanan filmlere ait empedans verileri kullanılarak uygun devreler çizildi ve yorumlandı. Elde edilen kompozitlerin, Fourier Dönüşümlü Kızılötesi spektroskopisi (FTIR), Diferansiyel Taramalı Kalorimetre (DSC), Termogravimetrik Analiz (TGA), Polarize Optik Mikroskop (POM) ve Taramalı Elektron Mikroskopu (SEM) kullanılarak karakterizasyonu yapıldı. Kompozitlere ait iletkenlikler ve elektroaktiviteleri ise Döngülü Voltametri (CV), Elektrokimyasal Empedans Spektroskopisi (EIS) ve DC ölçümleri ile incelendi.
-
ÖgeMikro Ve Nano Tanecik Yüzeylerinin Fonksiyonel Polimer Saçaklarıyla Donatılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-11-30) Karagöz, Bünyamin ; Bıçak, Niyazi ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu tez çalışması genel olarak beş başlık altında aşağıda belirtilen sırayla ele alınmıştır. (i): 2-Bromo etil metakrilat, metil metakrilat ve etilen glikol dimetakrilatın süspansiyon kopolimerleştirilmesi ile bromoalkil fonksiyonlu mikroküreler elde edilmiştir. Epoksi ve amino fonksiyonlu yüzey aşıları elde etmek için mikrokürelerin yüzeyindeki bromo etil grupları üzerinden yüzeyden başlayan atom transfer radikal polimerleşmesi ile glisidil metakrilat ve halka açılma polimerleşmesi ile 2-metil 2-oksazolin polimerleştirilmiştir. (ii): ATRP tekniği kullanılarak bromoasetil fonksiyonlu poli(stiren divinil benzen) mikrokürelerinin yüzeyine poli(stiren)-poli(glisidil metakrilat) aşı blokları oluşturulmuştur. Elde edilen malzemenin yüzeyine lipaz enziminin bağlanması için kullanışlı olduğu gösterilmiştir. (iii): Monodispers poli(divinil benzen) mikroküreleri çökelme polimerizasyonu ile sentezlenmiştir. Küre yüzeyindeki arta kalan çifte bağlar hidrobrominasyon ve daha sonra NaN3 ile yerdeğiştirme yapılarak azid fonksiyonlarına dönüştürülmüştür. Daha sonra bu mikroküreler alkinlenmiş polimerlerle klik kimyası kullanılarak birleştirilmiştir. Bu materyalin adsorbsiyon yöntemiyle tersinir olarak protein tutması incelenmiştir. (iv): Yeni bir startejiyle SiO2 veTiO2 nanotanecik yüzeyleri poli(e-kaprolakton) polimer saçaklarıyla donatılmıştır. Nanotanecik yüzeyinin çaprazbağlı poliester ile bohçalanması kendi kendine çapraz bağlanabilen poli(2-hidroksi propilen maleat) fiziksel adsorbsiyon ile gerçekleştirilmiştir. Nanotanecik yüzeyinde arta kalan hidroksi gruplarına halka açılması polimerizasyonu ile poli(e-kaprolakton) aşılanmıştır. (iv): Yeni ve kullanışlı bir yöntemle ön malzeme olarak dodesilamin varlığında çinko tetramine kompleksi kullanılarak partikül boyutu ayarlanabilir ZnO nanotanecikleri sentezlenmiştir. Sonuçlar nanotanecik boyutunun L/M oranı ile ters orantılı olduğunu ve bu oranın uygun seçilmesi halinde istenilen büyükte nanotanecik hazırlanabileceği ispatlanmıştır.
-
ÖgeElektron Transfer Reaksiyonları İle Başlatılmış Fotopolimerizasyonlar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-12-21) Aydoğan, Binnur ; Yağcı, Yusuf ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmada, elektron transfer reaksiyonlarının polimerizasyonları fotokimyasal olarak başlatma olasılığı ele alınmıştır. Başlatıcı sistemlerinin absorptivitelerinin daha uzun dalgaboylarına genişletilmesi amacıyla üç farklı strateji uygulanmıştır. 3,5-Difenilditiyeno[3,2-b:2,3-d]tiyofen (DDT), 4,7-di(2,3-dihidro-tiyeno[3,4-b][1,4]dioksin-5-il)benzo[1,2,5]tiyadiazol (DTDT) ve 5,8-bis(2,3-dihidrotiyeno[3,4-b][1,4]dioksin-5-il)-2,3-di(tiyofen-2-il) kinoksalin (DTDQ) isimli konjuge tiyofen türevleri, onyum tuzlarının elektron transfer fotouyarılması için kullanılmıştır. Bu bileşiklerin uyarılmış hal yayınım özellikleri floresans ve fosforesans spektroskopik ölçümleri vasıtasıyla incelenmiştir. Bu strateji daha da genişletilerek konjuge tiyofen polimerleri sentezlenmeye çalışılmıştır. DDT, difeniliyodonyum tuzu varlığında 350 nm’de aydınlatılarak etkin bir şekilde polimerleştirilmiştir. Son olarak, fenaçil tuzlarını ve bir benzilsilan bileşiğini içeren yeni bir serbest radikal fotobaşlatıcı sistemi tasarlanmıştır. Bir aminyum tuzu oluşumunu ve sonrasında aminyum tuzundan benzilsilana elektron transfer reaksiyonunu içeren bir mekanizma önerilmiştir.
-
ÖgeClick Kimyası Kullanılarak H Şekilli Polimerlerin Hazırlanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-04-27) Güngör, Eda ; Tunca, Ümit ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmada, “click kimyası” terimi altında sınıflandırılan, Diels-Alder (DA) ve bakır katalizli azid-alkin siklo katılma (CuAAC) tepkimeleri gibi etkin organik reaksiyonlardan faydalanılarak, çeşitli H tipi polimerlerin sentezi için yeni yöntemler geliştirilmiştir. H tipi polimerlerin sentezinde kullanılan polimerler kontrollü/yaşayan radikal polimerleşme (C/LRP) yöntemlerinden olan, atom transfer radikal polimerleşmesi (ATRP) ve nitroksit ortamlı polimerleşmesi (NMP) ya da halka açılması polimerizasyonu ve esterleşme reaksiyonları ile hazırlanmışlardır. İlk çalışmada, CuAAC click reaksiyonu ile merkezi birimin (poli(tert-butilakrilat) (PtBA) veya (poli(etilen glikol) (PEG)) her iki tarafında termodinamik olarak uyumlu iki farklı kollara (poli(stiren) (PS) ve poli(metilmetakrilat) (PMMA)) sahip (PS)(PMMA)-PtBA-(PMMA)(PS) ve (PS)(PMMA)-PEG-(PMMA)(PS) H şekilli polimerler sentezlenmiştir. Bunun yanında, farklı kollara sahip, ana zinciri PtBA olan ve poli(ε-caprolakton) (PCL), PS, PEG, and PMMA yan zincirli H şekilli (ABCDE tipi) beşlipolimer, CuAAC modüler yaklaşmı kullanılarak hazırlanmıştır. Ayrıca, etkin bir biçimde CuAAC ve DA çift click reaksiyonları kullanılarak farklı kimyasal yapılara sahip pentablok H şekilli polimer sentezlenmiştir. İlgili ara ürünler ve sonuç ürünleri 1H NMR, UV, FT-IR, GPC ve AFM ölçümleri ile karakterize edilmiştir.
-
ÖgeKompleks Makromoleküler Ve Elektro-/foto- Aktif Yapılarda “klik Kimyası”(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-08-04) Gacal, Burçin ; Yağcı, Yusuf ; 409609 ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBaşarılı bir polimerizasyon sürecinin sonrasında elde edilen polimerlerin modifikasyonu makromoleküler bilimin önemli bir görevidir. “Klik” tipi reaksiyonlar, özellikle metal katalizli azid/alkin “klick” reaksiyonu (terminal asetilen ve azidler arasında gerçekleşen Huisgen 1,3-dipolar siklokatılma reaksiyonunun bir varyasyonu) veya Diels-Alder (DA), [4 + 2] sistemi, (genel olarak bir dien ile dienolfilin molekül içi veya moleküller arası reaksiyonu) bu çaba yolunda önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu yaklaşım malzeme bilimi açısından muazzam bir potansiyel taşımaktadır. “Klik” kimyasının temel özellikleri; yüksek verim, fonksiyonel gruplara karşı yüksek tolerans, basit ürün izolasyonu, yan ürün eksikliği, üstün regio-selektivite ve hafif/basit reaksiyon koşullarıdır. “Klik” tipi reaksiyonların hızlı gelişiminden bu yana, ilgili strateji makromoleküler mühendisliği alanına hızla entegre edilmiş ve lineer ile kompleks yapılar arasında değişen polimerlerin sentezinde yaygın olarak kullanılmıştır.. Bu çalışmada, “klik” tipi reaksiyonlar, 1,3-dipolar azid-alkin, [3 + 2], ya da Diels-Alder siklokatılma [4 + 2] reaksiyonları, iyi-tanımlı aşı copolimerlerin hazırlanmasında, gelişmiş özellikleri ile fotobaşlatıcı sistemlerini ve inorganik-organik iletken kompozitler elde etmek için reaktif öncülerin sentezinde yeni bir rota olarak uygulanmıştır.
-
ÖgeClıck Reaksiyonları İle Makromoleküllerin Sentezi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-11-03) Dağ, Aydan ; Hızal, Gürkan ; 416573 ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmada, “click kimyası” terimi altında sınıflandırılan, bakır katalizli azid-alkin siklo katılma (CuAAC) ve Diels-Alder tepkimeleri gibi etkin organik reaksiyonlardan faydalanarak çeşitli yapılardaki makromolekülerin sentezi geliştirilmiştir. Aşı ve yıldız polimerlerin sentezinde kullanılan öncü polimerler, molekül ağırlığı ve fonksiyonaliteyi kontrol edebilmekte kolaylık sağlayan kontrollü/yaşayan radikal polimerleşme (C/LRP) yöntemleri ile hazırlanmıştır. İlk olarak, farklı kollu aşı kopolimerlerin ve 3-kollu yıldız blok kopolimerlerin sentezi, CuAAC ve Diels-Alder click reaksiyonlarının birlikte ve tek aşamada uygulanması ile gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında, CuAAC reaksiyonunun ya tek ya da Diels-Alder reaksiyonu ile sıralı olarak kullanılması ile faklı topolojilerde çok kollu yıldız kopolimerlerin sentezi gerçekleştirilmiştir. İlgili ara ürünler ve sonuç ürünleri 1H NMR, UV, FT-IR, GPC ve AFM ölçümleri ile karakterize edilmiştir.
-
ÖgeSu Bazlı Poliüretan-omt Nanokompozitlerinin Eldesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-01-25) Açıkalın, Engin ; Atıcı, Oya ; 420891 ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and Technologyİkili bir kolloid sistem olan su bazlı poliüretan dispersiyonları, çok az yardımcı çözücü içermesinden ya da hiç yardımcı çözücü içermemesinden dolayı, özellikle yüzey kaplama ve yapıştırıcılar alanında önem kazanmıştır. Çapraz bağlama ajanları kullanılarak ya da kullanılmayarak çeşitli sert ve yumuşak bloklar ile değişik özelliklerde çok çeşitli su bazlı poliüretran polimerleri elde edilebilir. Nanokompozitler; bir çok uygulamada geleneksel kompozitler yerine alternatif olarak kullanılabilen, dağıtılmış parçacıklarından en az bir boyutunun nano ölçekte olduğu yeni bir malzeme sınıfıdır. Bu çalışmada, öncelikle, polieter ve poli (eter/ester) tipi yumuşak bloklar kullanılarak aseton yöntemiyle lineer su bazlı poliüretan polimerler, polieter tipi yumuşak bloklar kullanılarak prepolimer yöntemiyle çapraz bağlı su bazlı poliüretan polimerleri hazırlanmıştır. Tüm deneylerde, DMPA dahili emülsifiye ajanı, HDI izosiyanat komponenti, TEA nötralizer ve gerekli olduğu durumlarda DBTDL katalist olarak kullanılmıştır. Zincir uzatıcı olarak, lineer su bazlı poliüretan polimerleri için BD, çapraz bağlılar içinse su/HMTA kullanılmıştır. Ayırt edici mekanik ve termal özelliklere sahip lineer ve dendritik su bazlı poliüretan polimerleri elde edilmiştir. Daha sonra, su bazlı poliüretan/NaMt nanokompozitleri hazırlanmıştır. NaMt eritme yöntemiyle poliol içinde modifiye edilmiş ve ardından nanokompozit yerinde polimerleştirme yöntemiyle hazırlanmıştır. Sonuçlar nanokompozitlerin çoğunlukla tabakalandığını ve kısmi olarak yapraklanmış olduğunu göstermektedir. Lineer ve çapraz bağlı su bazlı poliüretan polimerlerin mekanik ve termal özelliklerinde iyileşme görülmüştür. Son olarak, NaMt içeriğinin güneş ışığı radyasyonu ve ozon ortamına dayanımına etkisi incelenmiştir. Sonuçlar, NaMt’nin foto-bozunumu hızlandırdığı ve ozonla oksidasyona karşı dayanımı arttırdığını göstermektedir.
-
ÖgeKumsal Ekosistemine Dalgaların Etkisinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-08-29) Bozkurt, Esin ; Kabdaşlı, Sedat ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu çalışmada, kumsallardaki canlı hayatını etkileyen dalgaların kumsalların poroz yapıları nedeni ile yeraltı suyunda oluşturduğu dinamik yapının incelenmesi için, şev boyunca dalganın etkisinin olduğu su derinliği oksijen değişimine bağlı olarak belirlenmektedir. Kumsal ekosistemi cansız ve canlı bileşenlere ayrılmaktadır. Cansız bileşenler, deniz suyunun kimyasal yapısı, fiziksel özellikleri, gelgit, dalga, kumsal eğimi ve sediment özellikleridir. Canlı bileşenleri ise; sahil bölgesi yaşamına uyum sağlamaları, sahillerdeki hayvan ve bitki türleri, gelgit düzlüğündeki canlılar başlıkları altında açıklanmaktadır. Kumsallardaki canlı dağılımı literatürü, kumsalın kuru, ıslak ve suya doygun yatay doğrultuları boyunca ve/veya sediment boyutuna ve/veya dalgaya bağlı olarak incelenmektedir. Sahil bölgesi canlıları hidrodinamik etkiye uyum sağlamak zorundadırlar; bunun için, su kaybı direnci, ısı dengesinin korunması, tuzluluk ayarlanması, solunum, beslenme ve üreme davranışlarını çevreye adapte ederler. Kumsal ekosistemine dalgaların; canlıların beslenmelerine, kumsal özelliklerine, kumsaldaki canlıların yaşam ortamlarına, deniz suyu kalitesine ve çözünmüş oksijen değerlerine etkisi olmaktadır. Çözünmüş oksijen değerleri canlıların yaşamları için temel ihtiyaçlarından olduğundan dalganın etkisi bu parametreye göre belirlenmektedir. Dalganın etkisinin ulaştığı derinlikler; kıyı çizgisi yakınında belirlenen düşey doğrultular boyunca belirlenmektedir. Deney kanalının profilindeki değişimden katı madde hareketi ve bar tepe noktası belirlenmektedir. Bar tepe noktası ve kıyı çizgisi arası mesafeden dalga kırılması olan düşey doğrultu belirlenmektedir. Farklı dalga özelliklerinde en fazla çözünmüş oksijen kazanımının olduğu düşey doğrultuların dalga kırılmasının olduğu doğrultular olduğu görülmektedir. Çözünmüş oksijen değerinin arttığı koşullarda, katı madde hareketi olursa, çözünmüş oksijen değeri artışı daha az olur. Su içinde oksijen kazanımı, sediment arası boşluk suyundaki oksijen kazanımına göre daha hızlı olmaktadır.
-
Öge3,5-bis(perflorobenziloksi)benzil Akrilat İçeren Polimerlerin Sentezi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-09-18) Çakır Çanak, Tuba ; Serhatlı, Ersin ; 443185 ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyPolimerlerin uygulama ve özellikleri istenilen özellik ve performansta yeni malzemeler elde etmek için farklı monomerlerle kopolimerleri yapılarak genişletilebilir. Bugünlerde sadece yeni tip polimerik malzemelerin sentezine değil, varolan polimerlerin yeni uygulamalar için gerekli olan ihtiyaçları karşılamak amacıyla özelliklerini değiştirmek konusuna da dikkate değer bir ilgi vardır. Son on yılda kontrollü/yaşayan polimerizasyon (CLRP ) iyi tanımlanmış yapıda blok, aşı, yıldız ve fonksiyonel polimerler gibi yeni kompleks mimariye sahip polimerlerin hazırlanmasında kullanışlı sentetik bir metod haline gelmiştir. Kontrollü/yaşayan polimerizasyondaki son gelişmeler radikalik mekanizma ile de kontrollü fonksiyonelitede polimer sentezleyebilmeyi mümkün hale getirmiştir. Atom transfer radikal polimerizasyonu (ATRP), nitroksit ortamlı radikal polimerizasyonu (NMRP) ve tersinir eklenme-ayrılma zincir transfer polimerizasyonu (RAFT) kontrollü/yaşayan polimerizasyon yöntemleri için en yaygın kullanılan metotlardır. Çeşitli kontrollü/yaşayan polimerizasyon yöntemleri arasında, atom transfer radikal polimerizasyonu (ATRP), nispeten düşük polidispersiteli ve iyi kontrol edilmiş molekül ağırlığı olan polimerlerin sentezinde kullanılan, çok amaçlı ve çok kullanışlı tekniklerden biridir. ATRP, dar molekül ağırlığı dağılımlı iyi tanımlanmış bileşim, mimari, fonksiyonalite ve zincir topolojisine sahip, hedeflenmiş sayıca-ortalama molekul ağırlığı, spesifik uç grupları, vb. olan çeşitli akrilat polimerlerinin sentezine imkan verir. Poliüretanlar, mekanik dayanıklılık, yüksek aşınma dayanımı, yüksek kimyasal dayanım, asite karşı yüksek aşınma dayanımı, hava şartlarına dayanıklılık ve çok düşük kürlenme sıcaklığı ile geniş bir esneklik aralığı gibi avantajlı özellikleri nedeniyle birçok endüstri alanında artan bir uygulama ve kullanım imkanı bulmaktadır. Bu özellikler poliüretanları dünyadaki en yaygın kullanılan ve en hızlı büyüyen polimerlerden biri haline getirmiştir. UV-kürlenebilir kaplamalar, birçok önde gelen üretici tarafından çevreye olan herhangi zararlı etkisini azaltmak ve endüstrinin gerektirdiği yüksek standartları yerine getirmek amacıyla devamlı olarak geliştirilmektedirler. Özellikle UV kürleme endüstrisinde kaplamalarda, yapısal yapıştırıcılarda ve ileri kompozit matrislerde üretan akrilat türevleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Geniş özellik aralığı, berraklığı ve çevresel etkilerle bozunmaya dayanıklılığından dolayı akrilik polimerler, yumuşak yapıştırıcılardan katı film oluşturmayan ürünlere kadar değişen şaşırtıcı sayıda çeşitli uygulamalarda kullanılır. Flor içeren maddeler sadece mühendislik plastikleri ve yüksek teknolojili elastomerlerde değil aynı zamanda su ve yağ iticiliği gibi ilginç özelliklerinden dolayı kaplama endüstrisinde de dikkate değer uygulama alanı bulmaktadır. Hidrojenin flor atomları ile yer değiştirmesi, polimerik materyallerin kimyasal, termal ve fotokimyasal kararlılığını iyileştirmektedir. Diğer taraftan, florun varlığı kimyasal reaktiviteyi önemli ölçüde etkileyebilir ve en genel florlu monomerler makromoleküler bileşiklere dönüşmek için kompleks prosedürlere ihtiyaç duyarlar. Florlanmış polimer yüzeyleri C-F bağından kaynaklanan müstesna özelliklerinden dolayı çok ilgi çekmektedir. Genellikle, florlu polimerler florsuz analogları ile kıyaslandıklarında yüksek termal kararlılık, artırılmış kimyasal dayanıklılık ve düşük yüzey enerjisi gösterirler. Florlanmış yüzeyler temel özelliklerini, arayüzeydeki özel, kendine has kimyası ve fiziğini açığa vuran C-F bağından elde ederler. Düşük yüzey gerilimleri, düşük elektrostatik yüklenmeleri ve düşük sürtünme katsayıları gibi özellikleri sayesinde mikroelektronikte, buğulanmayı önlemede, çürüme ve yosun tutmayı önlemede birinci derecede önemli rol oynayabilir ve medikal uygulamalarda da umut vermektedir. Bu ilginç makromoleküllerin sentezinde genellikle iki belirgin yöntemden faydalanılır. Birincisi, florlanmış monomerlerin polimerizasyonu ile elde edilebilirler. İkinci olarak florlu polimerler, flor atomları veya flor içeren grupların florlanmamış esas polimere modifikasyon reaksiyonları ile dahil edilmesi yoluyla elde edilebilirler. Ticari olarak elde edilebilinen birçok florlu polimer, florlanmış monomerlerin polimerizasyonu ile hazırlanır. Bu tezde ilk strateji olarak, perflorlanmış yeni bir ATRP başlatıcısının sentezi ve bu başlatıcının stiren (St) ve metil metakrilat (MMA) monomerlerinin polimerizasyonunda kullanılması açıklanmıştır. Molekül ağırlığı ve polimerlerin polidispersitesi bazında sentezlenen başlatıcının etkinliği değerlendirilmiş ve tartışılmıştır. Sentezlenen başlatıcı Fourier tranform kızılötesi spektrometresi (FT-IR), flor NMR (19F-NMR), ve proton NMR (1H-NMR) ile karakterize edilmiştir. Elde edilen flor uç-sonlu polimerler de 1H-NMR, jel geçirgenlik kromatografisi (GPC) ile karakterize edilmiş, termal özellikler diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve termogravimetrik analiz (TGA) metotları ile incelenmiştir. Bu polimerlerin ıslanma davranışlarını araştırmak amacı ile spin coating yöntemi kullanılarak ince filmleri hazırlanmış ve yüzey temas açı değerleri ölçülmüştür. Yapılan polimerizasyonlarda nispeten dar polidispersiteli (Mw/Mn ~1.20) iyi tanımlanmış polimerler elde edilmiştir. FBr nin ATRP başlatıcısı olarak kullanıldığı stiren polimerizasyonundaki hem ln[M]0/[M] in zamanla ve hem de molekül ağırlığının dönüşümle aralarındaki doğrusal ilişki kontrollü/yaşayan polimerizasyona işaret etmektedir. DSC sonuçları saf polistiren (pSt) ve saf polimetil metakrilatın (pMMA) sonuçları ile uyum sağlamaktadır. Florlu grupların polimere entegre edilmesi, TGA analizlerinde daha yüksek miktarda kalıntı elde edilmesini sağlamıştır. Temas açısı ölçümleri, elde edilen filmlerin yüzey ıslanabilirliğinin önemli ölçüde azaldığını göstermiştir. İkinci olarak, flor grubunun sağladığı birçok müstesna avantajları kullanmayı amaçladığımızdan, yeni tip perflorlanmış aromatik grup içeren monomer sentezlenmiş ve bu monomer sadece zincir uçlarında var olan florlar yerine daha fazla flor grubunu bünyesinde barındırabilecek kopolimerler oluşturmak için polimerleştirilmiştir. Sentezlenen monomer 1H-NMR, 19F-NMR, ve FT-IR ile karakterize edilmiştir. Yeni monomerin sentez ve karakterizasyonundan sonra, serbest radikal polimerizasyonu (FRP) kullanılarak MMA ile kopolimerizasyonları gerçekleştirilmiştir. Bu monomerin MMA ile kopolimerizasyon davranışı incelenmiştir. Yapı, reaktivite ile sonuç özellikler arasındaki ilişki hakkında bilgi elde etmek amacı ile her iki monomerin kinetiği de çalışılmıştır. Çalışılan monomer çifti için monomer reaktivite oranları extended Kelen-Tudos (EKT) metodu kullanılarak hesaplanmıştır. Kopolimerlerin bileşimi ve monomer reaktivite oranları kopolimerizasyonun rastgele kopolimerizasyon olduğunu göstermiştir. Kopolimerlerin termal davranışları da TGA ve DSC yöntemleri ile incelenmiştir. Kopolimerler, kopolimer bileşimine bağlı olarak 46 oC ile 78 oC arasında değişen tek bir camsı geçiş sıcaklığı göstermişlerdir. Taramalı kalorimetre eğrilerinde farklı bileşimli bütün kopolimerlerin tamamen amorf olduğunu işaret eden erime endotermleri gözlemlenmemiştir. Kopolimerin döndürmeli kaplama cihazı ile filmleri hazırlanmış ve sentezlenen polimerler üzerindeki su ve etilen glikol temas açısı ölçümleri yüksek düzeyde hidrofobik olduklarını işaret etmiştir. Son olarak, çevresel koruma ile ilgili büyüyen endişeler endüstriyi çözücüsüz polimerizasyon sistemleri kullanmaya sevk etti ve UV ile kaplama yöntemi çözücü içeren polimer formülasyonlarının alışılagelmiş termal kürlenmesine uygulanabilir bir alternatif oldu. UV ile kürlenebilen materyallerin hızlı kürlenmesi, enerji koruması, yüksek etkinliği ve daha az kirliliğe sebep olması gibi ilave faydaları, boya, ince film kaplama, yapıştırıcı, ambalaj mantolama filmi ve mürekkep gibi çeşitli uygulamalarda kullanımının artmasına yol açtı. Yukarıda bahsedilen gerçeklerin sonucunda ve florlu polimerler ve kaplamalarına olan ilgimizin bir parçası olarak tezin üçüncü bölümünde, yeni tip florlanmış üretan akrilat monomeri izoforon diizosiyanat (IPDI), 3,5-bis(pentaflorobenzil)oksi benzil alkol (FOH) ve 2- hidroksi etil metakrilat (HEMA) kullanılarak in situ metodu ile sentezlenmiştir. Elde edilen yeni florlu üretan akrilat (FUA), 1H-NMR spektroskopisi ve FT-IR spektroskopisi ile karakterize edilmiştir. Bu sentezlenen FUA, poliüretan akrilat (PUA) ve poliepoksiakrilat (PEA) formulasyonlarına çeşitli farklı oranlarda katılmıştır. Oligomer (PUA veya PEA), monomer (FUA, HDDA and TPGDA) ve fotobaşlatıcı, Darocur 1173, kullanılarak UV ile kürlenebilir poliüretan akrilat (UV-PUA) elde edilmiştir. Florlamış/florlanmamış üretan akrilat oranının UV-PUAfilm özelliklerine etkisi araştırılmıştır. UV ile kürlenebilir berrak kaplamalar pleksiglas ve teflon substratlara uygulanmıştır. UV ile kürlenebilir kaplamaların jel içeriği, çözücü dayanımı, sertlik, parlaklık, esneklik ve gerilme testleri gibi fiziksel ve mekanik özellikleri incelenmiştir. Kaplamaların termal davranışları da TGA analizleri ile belirlenmiştir. Florlanmış üretan akrilatın ilavesi, formulasyonların su iticiliğini ve kaplamaların su ve etilen glikol temas açı değerlerini iyileştirmiş ve 72o den 104o e çıkarmıştır.
-
ÖgeÇokdallanmış Poliester Esaslı Polimerlerin Sentezi, Karakterizasyonu Ve Ahşap Kaplama Malzemesi Olarak Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-09-27) Şabani, Sümeyye ; Önen, Ayşen ; 442762 ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologySon 20 yılda, dikkat çekici fiziksel ve kimyasal özellikleri ve topolojik yapılarından dolayı çokdallanmış polimerler üzerinde yapılan çalışmalar önem kazanmıştır. Çok-dallanmış polimerler çok dallı yapılarıyla üç boyutlu dendritik malzeme grubunun bir birimi olarak tanımlanmaktadır. Bu tezde, akrilat fonsiyonlu çokdallanmış poliesterler sentezlenmiş ve çokdallanmış polimerlerin sağladığı avantajlardan faydalanmak amacıyla UV-ışınları ile sertleşen ahşap kaplamalarda yeni oligomerler olarak kullanılmıştır. Bu amaçla, ABn+Bf polikondenzasyon yöntemi kullanılarak yeni birinci ve ikinci jenerasyon çokdallanmış poliesterler sentezlenmiştir. AB2 monomeri olarak 2,2-di(methylol)propionic acid ve Bf çekirdek molekülleri olarak [2,2-bis(4--hidroksietoksi) fenil propan] (HEPA), [2,2-bis(4--hidroksietoksi) fenil 6F propan] (HEPFA) ve 1,4-siklohegzandimetanol (CHDM) esaslı poliester kullanılmıştır. İkinci bölümde çokdallanmış poliesterlerin üretan akrilatları sentezlenmiştir. Çokdallanmış üretan akrilatlar UV-ışınları ile sertleşen çeşitli kaplama formülasyonlarında yeni oligomerler olarak kullanılmıştır. Çokdallanmış ve çok sayıda fonksiyonel grup içeren yapıların yüzey özellikleri, mekanik ve fiziksel özellikler gibi kaplama özellikleri üzerine olan etkileri incelenmiştir.
-
ÖgeBiyomoleküllerin Ayrılması İçin Sülfonamid Ve Akrilat Bazlı Polimerik Sorbentlerin Hazırlanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-03-24) Yavuz, Erdem ; Şenkal, B. Filiz ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu tezde hidrazin, amin, karboksilik asit ve metansülfonik asit içeren reçineler hazırlanmış ve karekterize edilmişlerdir. Hidrazin, amin ve karboksilik asit içeren reçineler çapraz bağlı poli(vinilbenzil klorür)’den başlayarak sentezlenmişlerdir. Poli(glisidil metakrilat) ve poli(etil akrilat) PVBC üzerine ATRP yöntemiyle aşılanmışlardır. Aşılanmış reçineler hidrazin, amin ve karboksilik asit gruplarıyla modifiye edilmişlerdir. Hidrazin grubu aldehidleri hidrazon oluşturmak üzere adsorplayabilir. Bu mekanizma enzimlerin adsorpsiyonu için kullanılmıştır. Adsorpsiyon deneyleri pH, iyonik şiddet ve sıcaklığa bağlı olarak gerçekleştirilmiştir. Reçinelerin adsorpsiyon izotermleri ve kinetik özellikleri çalışılmıştır. Ayrıca hidrazin fonksiyonel reçinenin termodinamik parametreleri bulunmuştur. Poli(etil akrilat) PVBC üzerine ATRP ile aşılanmış ve ester grubu poli(akrilik asit) grubu elde etmek için hidroliz edilmiştir. Reçine bazik boyaların giderilmesinde kullanılmıştır. Boya tutma özellikleri, boya tutma kinetiği ve yüklü reçineden boyanın ger kazanımı incelenmiştir. Metansülfonik asit fonksiyonu çapraz bağlı klorosülfolanmış poli(stiren)’nin metan sülfonik asit ile reaksiyonuyla elde edlmiştir. Sülfonamidler asidik ve bazik ortamda kolaylıkla hidroliz olmazlar. Bu özellik geri kazanım işlemi için önemlidir. Reçine tripsin proteinin adsorpsiyonunda kullanılmış ve adsorpsiyon özellikleri farklı pH, iyonik şiddet, sıcaklıkda incelenmiştir. Adsorpsiyon kinetiği ve desorpsiyon koşulları da bulunmuştur. Reçine ayrıca bazik boyaların giderilmesinde kullanılmıştır.
-
ÖgeFosfin Oksit Ve Sülfon İçeren Poliüretanların Sentezi Ve Karakterizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-12-18) Türel, Betül ; Serhatlı, İ. Ersin ; 10022393 ; Polimer Bilim ve Teknolojisi ; Polymer Science and TechnologyBu tez üç bölümden oluşmaktadır. Bis[[4-hidroksietoksi)fenil]sülfon (BHEPS) ve bis[[4-hidroksietoksi)fenil]fenilfosfin oksit (BHEPPO) daha once literatürde anlatıldığı şekilde sentezlenmiştir. Sülfon ve fosfin oksit içeren poliüretan akrilatlar sentezlenmiş ve hazırlanmış, parlaklık, sertlik, mekanik özellikleri incelenmiştir. Birinci ve ikinci bölümlerde; değişik oranlarda sülfon ve fosfin oksit ilaveli poliüretan akrilatların direkt olarak sentezlenmesini, UV ışığı ile kürleşme davranışının incelenmesini, kaplama yapıldıktan sonra fiziksel, mekanik, termal özelliklerinin karşılaştırılmasını içermektedir. Bu çalışmada üç çeşit poliol [poliester poliol (PES), polipropilen glikol (PPG), polikarbonatdiol (PC)] ve diol olarak bis[(4-hidroksietoksi)fenil]sülfon değişik yüzdelerde (0, 40%, 60%) yumuşak segment olarak, toluene 2,4-diizosiyanat (TDI) ve izoforon diizosiyanat (IPDI) sert segment olarak, 2-hidroksietil metakrilat (HEMA) bloklaşma ajanı olarak on sekiz ayrı poliüretan akrilatın sentezlenmesi için kullanışmıştır. Sentezlenen poliüretan akrilatların yapıları FT-IR ve 1H-NMR ile karakterize edilmiştir.Poliüretan akrilat filmler reaktif seyrelticiler ve fotobaşlatıcı kullanılarak hazırlanmıştır.Hazırlanan kaplamaların özellikleri detaylı şekilde yüzey özellikleri, çekme mukavemeti, uzama, elastik modül bazında mekanik özellikleri, kalem ve pendulum sertlik değerleri incelenmiştir. Üçüncü bölümde sülfon içeren diol, izoforon diizosiyanat ve 2-hidroksietil metakrilat kullanılarak iki fonksiyonlu akrilat sentezlenmiştir. Yumuşak segment olarak polipropilen glikol, sert segment olarak izoforon diizosiyanat ve uç kapatma ajanı olarak HEMA kullanılmıştır. Sülfon içeren iki fonksiyonlu akrilat hazırlanan poliüretan akrilatın içerisine değişik oranlarda ilave edilmiştir. Modifiye üretan akrilatın kaplama performansı sertlik, parlaklık ve mekanik özellikler açısından incelenmiştir. Ayrıca termal özellikleri termogravimetrik analiz cihazı ile test edilmiştir.