FBE- Konstrüksiyon Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Makina Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece yüksek lisans düzeyinde eğitim vermektedir
Gözat
Başlık ile FBE- Konstrüksiyon Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge2x160 Ton Portal Krenin Tasarımı Ve Sonlu Elemanlar Yöntemiyle Gerilme Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-24) Alkan, Hasan Onur ; Gerdemeli, İsmail ; Konstrüksiyon ; ConstructionGünümüz dünyasında, gemi inşa endüstrisinde, Türkiye önemli bir rol üstlenmektedir. Gemi yapımında kullanılan parçaların taşınması için ise çok sayıda ve farklı tonajlarda krenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Tersanelerde en yaygın kullanılan kren tipi portal krenlerdir. Bu çalışmada öncelikle krenin sahip olması gereken yükseklik, ray açıklığı, kaldırma yüksekliği, kren hızı ve araba hızı gibi ana özellikler tespit edilmiştir. Daha sonra, krenin bütün parçalarının boyutları ve kullanılması gereken tahrik ve iletim elemanları belirlenmiştir. Sonlu elemanlar analizinden önce parçaların analitik hesapları yapılmış, analiz işleminde krene uygulanacak kuvvetlerden bazıları da bu hesaplarla belirlenmiştir. Sonlu elemanlar analizi için ilk olarak bir çizim programı yardımıyla, sistemin üç boyutlu modeli oluşturulmuştur. Sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak model küçük parçalara (sonlu elemanlar) ayrılmıştır. Bir analiz programı kullanılarak ve krenin kendi ağırlığı, taşıyacağı yük, kanca ağırlığı, araba ağırlığı, rüzgar yükü ve hareket esnasında oluşacak dinamik yükler göz önünde bulundurularak, kren üzerinde oluşan gerilmelerin, emniyet gerilmesini aşıp aşmadığı kontrol edilmiştir. Parçaların ayrı ayrı ele alınan gerilme analizi sonuçlarında, bu değerin aşılmadığı görülmekle beraber, bazı parçaların kritik bölgelerinde gerilmelerin emniyet değerine çok yakın olduğu tespit edilmiştir. Bu bölgelerde uygun düzeltmeler gerçekleştirilmiştir.
-
Öge2x250 Portal Kren Konstrüksiyonunun Modellenmesi Ve Sonlu Elemanlar Metoduyla Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-12-26) Sürmen, H. Kemal ; Gerdemeli, İsmail ; Konstrüksiyon ; ConstructionBu çalışmada, 2x250 ton kaldırma kapasitesine sahip bir portal kren bilgisayar destekli tasarım programlarıyla modellenip sonlu elemanlar yöntemi ile analizi yapılmıştır. Daha doğru sonuçlar elde edebilmek için kren konstrüksiyonu kabuk ve kiriş elemanların kombinasyonu kullanılarak modellenmiştir. Bu model statik, dinamik ve davranış spektrum analizleri için kullanılmıştır. Portal kren sistemi ölü yük, çalışma yükü, rüzgar yükü ve dinamik yükler gibi çeşitli iç ve dış yüklere maruz kalır. Bu yükler dikkate alınarak sonlu elemanlar analizleri gerçekleştirilmiştir. Sonuçları incelediğimizde kren sistemi üzerinde oluşan deformasyonların modelin geometrik boyutları dikkate alındığında önemli miktarlarda olmadıkları ve gerilme değerlerinin çeliğin akma mukavemetinin altında kaldığı görülmüştür. Bu çalışmada sonlu elemanlar metodunun portal kren tasarımında ve optimizasyonunda klasik hesap yöntemlerine göre avantajları ve sunduğu olanaklar incelenmiştir.
-
Öge2x400 Ton Portal Kren Tasarımı Ve Sayısal Yöntemle Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-09-13) Akgün, Gökçe ; Gerdemeli, İsmail ; 10015525 ; Konstrüksiyon ; ConstructionGünümüzde, çoğunlukla gemi inşa endüstrisinde olmak üzere birçok alanda portal krenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Gelişen teknolojiyle birlikte inşa edilen yapıların boyutları da büyümektedir. Bu yapıların inşasında genellikle ağır yüklerin kaldırılması için portal krenler tercih edilmektedir. Krenler, işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanmaktadır. Krenin kaldırması gereken ağırlık, kaldırma yüksekliği, krenin yük kaldırma ve yürüme hızı, çevre koşulları gibi doneler önceden bilinmelidir. Bu çalışmada işletmenin ihtiyaçları tespit edildikten sonra, krenin FEM ve DIN normlarına göre sınıflandırması yapılmıştır. Daha sonra yine bu normlara göre kreni oluşturan temel elemanlar (halat donanımı, makaralar, kanca, tekerlekler ve raylar) seçilmiştir. Çalışma esnasında krene çeşitli yükler etkimektedir. Krene etkiyen en temel yük krenin kendi ağırlığıdır ve bunun yanı sıra çalışma yükü, rüzgar yükü ve dinamik yükler de krene etkimektedir. Krene etkiyen bu yükler sonucunda krende gerilmeler meydana gelir. Krene ait ana kiriş ve kanca blokunda meydana gelen maksimum gerilmeler analitik hesaplar ile hesaplanmıştır. Oluşan bu gerilmelerin emniyet sınırları içerisinde kalıp kalmadığı kontrol edilmiştir. Çağımızda çoğu mühendislik probleminin çözümünde sayısal yöntemlerden faydalanılmaktadır ve bunlar arasında en yaygını sonlu elemanlar yöntemidir. Bir sonraki adımda ise kreni oluşturan çelik konstrüksiyonlar (ana kiriş, kanca bloku, mafsal bacak, rijit bacak, gergi kirişleri, denge kirişleri, bojiler) bir çizim programı yardımıyla modellenmiştir. Kanca bloku ve ana kirişin ayrı olarak, bir analiz programı yardımıyla sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak analizleri gerçekleştirilmiştir. Ardından tüm çelik konstrüksiyonlar montajlanmış ve analiz tekrar gerçekleştirilmiştir. Çalışmada; yapılan analizler sonucunda elde edilen gerilme değerleri irdelenmiş, tasarımda bazı bölgelerin uygun şekilde revize edilmesi gerektiği belirlenmiştir ve analitik hesaplamalar sonucu elde edilen sonuçlar ile sonlu elemanlar yöntemiyle elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır.
-
Öge30MNB4 civata malzemesinin statik dayanım değerlerinin değişik ısıl işlem türlerine göre deneysel incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-09-13) Kınıt, Umut ; Palabıyık, Mehmet ; 10010828 ; Konstrüksiyon ; ConstructionGünümüz dünyasında teknolojinin gelişmesiyle birlikte büyük makineler ve çok katlı yapılar hemen her yerde karşımıza çıkmaktadır.Bu makineler ve yapılar insanların hayatını kolaylaştırmakta ve insanlığa daha rahat yaşam imkanları sunmaktadır.Hiç şüphe yokki bu tür ileri teknoloji gerektiren işlerin yapılabilmesi için büyük bir mühendislik altyapısına ihtiyaç vardır.Bu mühendislik altyapısı iki ana unsura bağlıdır;bunların ilki kaliteli bir işgücü ,ikincisi ise kaliteli ekipmandır.Teknik donanımı yeterli bir işgücü ile beraber bir çok malzeme ve ekipmanın uyumlu ve kaliteli bir şekilde bir araya getirilmesi gerekmektedir.Bu uyumu sağlayacak unsurlardan en önemlilerinden birisi makine elemanları ;bunlar arasında en önemlilerinden biriside bağlantı elemanlarıdır, 8.8,10.9,12.9 ve daha yüksek kalite cıvatalar bugün ağır sanayide ve büyük yapılarda ençok tercih edilen bağlantı elemanlarındandır.Yüksek kalite cıvatalardan istenen yüksek dayanım değerlerini elde etmek için her geçen gün yeni malzemeler ve yeni imalat yöntemleri geliştirilmektedir.Manganlı çelikler bu malzemeler arasında ıslah işlemine uygun olması nedeniyle cıvata imalatçıları tarafından en sık kullanılanlarından birisidir.Ancak bu malzemenin statik dayanım değerlerinin farklı ısıl işlem özellikleri hakkında literatürde çok da fazla bilgi bulunmamaktadır.Çetin Cıvata Aş nin malzeme, ekipman ve laboratuvar imkanlarını kullanarak yürüttüğümüz çalışmamızda bu malzeme grubundan birisi olan 30MnB4 malzemesi kullanılmıştır. Filmaşin halinde İskenderun Demir Çelik fabrikasından temin edilen 30MnB4 Ø12 tel ,deneylerde kullanılacak M12x35 DIN 933 cıvata imal etmek için , tel çekme makinasında çekilerek Ø10.60 a düşürülmüş tel haline getirilmiştir.Filmaşin ve çekilmiş telden numuneler alınarak çekme deneyine tabi tutulmuş, yaklaşık %12 redüksiyona uğramış telin akma ve çekme dayanımları %20 artmış,sertlik %100 artmış ve uzamalar %200 azalmıştır.Daha sonra bu tel cıvata preslerinde perçin haline getirilip ovalama tezgahında diş açılarak ıslah işlemi görmemiş numune haline getirilmiştir. Ovalama işleminden sonra M12X35 Cıvatalar ısıl işlem uygulanması için ısıl işlem kısmına götürülmüştür. Isıl işlem yapmadan önce kıyaslama için en az altı adet numuneyle çekme testi yapılmıştır. Daha sonra yapılacak ısıl işlem ve farklı meneviş sıcaklıkları belirlenerek deney seti oluşturulmuştur. İlk olarak numune cıvatalara 890 °Cde sertleştirme tavı uygulanmış, bu işlemin hemen ardından farklı meneviş sıcaklıklarında meneviş tavı uygulanmıştır. Her işlemden sonra en az altışar numune olmak üzere çekme testi yapılmış ve sertlikler Rockvel C skalası (HRC) olarak ölçülmüştür. Sertleştirme sonrasında yapılacak meneviş tavı sıcaklıkları sırasıyla 380,430,450,460,490 ve 520 °C olarak belirlenmiştir. Isıl işlem için sürekli sistem bir doğalgaz fırını kulanılmış yıkama için su soğutma içinse bor katkılı yağ kullanılmıştır. Isıl işlem prosesinde numuneler ilk olarak ovalama ve yağ atıklarından kurtarmak için 80 ±3 °C deki suda yıkanmış sonra 200 °Cde birkaç dakika ön kurutma yapılmıştır. Daha sonra 890 °Cde 1 saat bekletilen numuneler 80±10 °Cdeki yağda soğutulup buradan 70±5 °Cdeki suda tav fırınında oluşabilecek kirlerden arındırmak için ikinci yıkamadan geçirilmiştir. İkinci kurutmadan çıkan numuneler istenen sıcaklıkta menevişlenmek için meneviş fırınına gönderilmiştir. Yukarıda belirlenen sıcaklıklarda 1 saat menevişlenen numuneler 25±10 °Cdeki bor katkılı yağa atılarak oda sıcaklığına soğutulmuştur.Herbir meneviş tavından sonra numuneler alınarak çekme deneyi yapılmış,sertlikler ölçülmüş ve çıkan sonuçlar grafik haline getirilmiştir. Bütün tav işlemlerinden alınan numuneler çeşitli işlemlerden geçirilerek bakalite alınmış,sırasıyla 240,400 ve 1200 lük zımparadan geçirilmiş enson olarak da 3 mikronluk parlatma svısıyla beraber keçeden geçirilerek yüzeyi parlatılmıştır.Parlatılan numuneler %3 lük Nitalle dağlanmış ve ışık mikroskobuyla yüzeyin 500 kat büyütülmüş fotoğrafları alınmıştır. Alınan görüntülerle numunelerin mikroyapısı incelenmiş ve çekme deney sonuçlarından alınan sonuçlarla ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır.Sertleştirme tavına tabi tutulan numunelerin çekme dayanım değeri(1048 Mpa) ıslah edilmemiş numuneye (758 Mpa) göre %27 ye yakın bir artış göstermiştir.Sertleştirme Tavına tabi tutulan numunede sert bir martensit mikroyapısı gözlemlenmiş, çekme dayanımındaki artışa karşın martensit yapının gevrek ve kırılgan yapısı nedeniyle uzamalar yok denecek kadar az çıkmıştır (%0.2).Çekme deney sonuçlarına göre en yüksek akma ve çekme dayanım değerleri sırasıyla 1220 ve 1289 Mpa olarak 380 °C Meneviş Tavında elde edilmiştir.Isıl işlem kısmında bahsedildiği üzere ısıl işlemde sertleştirme tavı sonrasında 400 °Cnin altındaki meneviş sıcaklıklarında dayanımlar artmakta , iç gerilmeler azalmaktadır.380 °C meneviş tavında bunu kanıtlar bir grafik elde edilmiştir, bu meneviş tavı sıcaklığında sertleştirme tavına kıyasla akma ve çekme dayanımlarında % 25 lere varan bir artış olmuştur.Sertlik %20 lere yakın bir düşüş göstermiş,uzamalarda ise 85 katı aşan bir artış gözlemlenmiştir. 380 °C meneviş tavından sonra artan meneviş sıcaklıklarıyla birlikte akma dayanımı ,çekme dayanımı ve sertlik meneviş tavı sıcaklığının artmasıyla , düzenli bir düşüş göstermiş ,uzamalarda ise düzenli olmamakla birlikte en yükseği (% 27.5), 460 °C meneviş tavında olmak üzere ciddi artışlar gözlemlenmiştir.Sertleştirme tavından sonra yapılan çekme deneyinde katı martensit yapıdan kaynaklanan iç yapıdaki gerilmeler sebebiyle çok gevrek ve kırılgan bir yapı gözlemlenmiş ve çok düşük uzama değerleri( %0.2) gözlemlenmiştir.Cıvataların bu kırılgan yapılarından dolayı çekme deneyi esnasında neredeyse hiç uzamadan kafa kısmından koptuğu görülmüştür. Işık mikroskobu görüntülerinde ısıl işlem görmemiş cıvata mikroyapısında perlit mikroyapısı açıkca görülmektedir.Perlit mikroyapıyı oluşturan (Fe3C) sert sementit ve çok yumuşak sünek ferrit lamelleri açıkca görülmektedir.Sementit ve ferrit lamellerin aralarındaki mesafenin azalması perlitin sertlik ve dayanımının artmasını sağlar. Tel çekme işleminden sonra soğuk çekilerek çapı küçültülmüş telin sertlik ve dayanımının artması bununla açıklanabilir.Çekme işlemi esnasında redüksiyon oranı arttıkça sertlik ve dayanımın artması lamellerin eksenler boyunca incelmesi ve aralarındaki mesafenin azalması ile adeta fiber benzeri bir yapı alması ile açıklanabilir. Mikroyapılarda serleştirme tavı sonrası oluşan sert martensit yapı açıkca görülmektedir.Serleştirme sıcaklığına çıkarılmış parça karbon atomlarının difüzyonuna fırsat vermeden soğutulacak olursa martensit denilen mikroyapı elde edilir. Burdanda anlaşılacağı üzere martensit yapı elde etmek için parçayı anisoğutmak gerekmektedir. Bu soğutma sıcaklığının değeri karbon oranına bağlıdır ,yüksek karbon oranlarında martensit elde etmek için gerekli sıcaklık sıfırın altına düşmektedir.Martensit sert kırılgan ve dayanımı yüksektir.Bunun sebebi küçük tane boyutu,yüksek dislokasyon yoğunluğu ,dislokasyon hareketleri için gerekli kayma sistemlerinin az oluşu ve iç gerilmelerdir. Sertleştirme Tavı uygulanmış cıvatada çekme deneyinde görülen çekme değerinin yüksek çıkması,buna karşın akma dayanımı değerinin ve uzamaların çok düşük çıkması martensitin yukarıda sayılan özelliklerinden dolayıdır.Serleştirme Tavı sonrasında yapılan menevişleme tavıyla hem iç gerilmeler azalmış hemde mikroyapıda değişiklikler olmuştur.300 °C ile Ac1 sıcaklığı arasında yapılan meneviş tavlarında sementitler( Fe3C) mikroskopla görülebilecek kadar büyür ve kübik martenzit ferrite dönüşür,bu mikroyapıya temperlenmiş martensit denir.İç yapıda meydan gelen bu değişiklikler sertleştirme ve meneviş sıcaklıklarındaki mikro yapılarda da açıkça görülmektedir.Düşük meneviş sıcaklıklarında (380 °C) iç gerilmelerin azalması ve kayma sistemlerinin ve hareketlerinin artması sonucu sert martensit yapıya göre daha yüksek çekme ve akma dayanımı ve uzamalar gözlemlenmiştir.Sertleştirme tavında görülen sert martensit yapının meneviş tavı sonrası mikroyapısında görülen temperlenmiş martensit yapıya dönüşmesiyle alakalıdır. Meneviş Tavı sıcaklık değerinin artmasıyla 430,450,460,490,520 °C mikroyapıdaki kübik martensit ferritlerin oranı artmakta bunun sonucunda akma ve çekme dayanım değerleri ve sertlikler düşmüş ancak uzamalar artmıştır. Sertleştirme sonucu elde edilen martensit yapıdaki numunelerin akma ve çekme dayanımları 10.9 kalite cıvata standart değerleri için uygun olmasına rağmen uzama ve sertlik değerleri standart değerlere uymadığı görülmüştür. Sertleştirme ve sonrasında 380 °C menevişleme tavı sonrası yapılan deneylerden alınan sonuçlara bakıldığında bu meneviş tavı sıcaklığının 30MnB4 malzemesi için 12.9 kalite cıvata standartlarını karşıladığı görülmüştür. Sertleştirme ve sonrasında sırasıyla 430,450 ve 460 °C meneviş tavı sonrasında yapılan deneylerden elde edilen verilerle karşılaştırıldığında bu meneviş tav sıcaklıklarının 10.9 kalite cıvata standartlarını karşıladığı görülmüştür. Sertleştirme ve sonrasında sırasıyla,490 ve 520 °C meneviş tavı sonrasında yapılan deneylerden elde edilen verilerle karşılaştırıldığında bu meneviş tav sıcaklıklarının 8.8 kalite cıvata standartlarını karşıladığı görülmüştür.Sertleştirme sonrası menevişleme tavı sıcaklıklarında en yüksek uzama değeri 460 °C meneviş tavı sıcaklığında elde edilmiştir. Eğer bu sıcaklıkta çekme değeri standart değer sınırında olmasaydı, 460 °C meneviş tavı sıcaklığına ,(30MnB4 malzemesi için) 10.9 kalite cıvata imal etmek için optimum meneviş tavı sıcaklığı denilebilirdi.
-
Öge7075 alüminyum alaşımında basamaklı yaşlandırma özellikleri kontrol imkanları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Yüksel, Emir Erdal ; Aran, Ahmet ; 19302 ; KonstrüksiyonYüksek dayanımı ve buna karşılık düşük yoğunluğu nedeniyle özellikle havacılık endüstrisinde yaygın olarak kullanılan 7075 alüminyum alaşımına dayanım ve gerilmeli korozyon direnci özellikleri bakımından bir optimizasyon sağlayacak ısıl işlemin bulunması araştırmacıların dikkatini çeken bir konu olmuştur. 7075 alüminyum alaşımına, maksimum dayanım özelliklerini sağlamak için T6 ısıl işlemi uygulanmaktadır. Ancak bu durumda malzemenin gerilmeli korozyon direnci düşmektedir. Gerilmeli korozyon diren cini artırmak için uygulanan T73 aşırı yaşlandırma ısıl işlemi ise mekanik dayanımda %15'e varan düşüşlere sebep olmaktadır. Belirtilen bu iki işlemin sağladığı avantajları tek bir işlemle aynı anda malzemeye kazandırmak için çeşitli, kademeli yaşlandırma işlemleri geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın kullanılanı retrograsyon ve yeniden yaşlandırma (RRA-Retrogression and Reaging) ısıl işlemidir. Ancak bu işlem esnasındaki karışık çökelme tepkimeleri ve bu tepkimeleri kontrol eden parametrelere henüz tam olarak hakim olunamadığından işlem koşulları tam belirgin değildir. Bu nedenle işlemin çeşitli bileşimlerdeki ve boyutlardaki ürünlere uygulanabilirliği düşüktür. Yapılan bu deneysel çalışmada çökelti yapısının korozyon ve mekanik dayanıma etkisi incelenmiş, ve tasarlanan deney metodu ile dayanım ve korozyon diren cinin optimizasyonu için değişik bir yöntem bulunması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda biri çözündürme işleminden hemen sonra çeşitli sıcaklıklarda doğrudan, biri de bu işlemden sonra malzemeye su verilerek orjinal T6 koşullarına olmak üzere iki basamaklı bir yaşlandırma işlemi uygulanmış ve böylece çökelmenin kontrolüne çalışılmıştır. Ayrıca elde edilen verilerden, kullanılan malzemenin çökelme yapısı hakkında bir sonuca ulaşılmıştır.
-
ÖgeAlgılanan Kalite Ve Beyaz Eşya Sektöründeki Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-09-11) Şevkioğlu, Selen ; Temiz, Vedat ; 434208 ; Konstrüksiyon ; ConstructionYüksek kaliteli ürünler üretmek yeterli değildir. Kaliteye, tüketici odaklı bakılarak bir üst boyuta geçilmesi gerekmektedir. Ürün ve üretim odaklı bir şirket, Ürünümüz ne kadar kaliteli? diye sorar. Ancak doğru soru Tüketicimize göre ne kadar kaliteliyiz? dir. İlave bir soru daha eklenebilir; Rakiplerimize kıyasla tüketicimize göre ne kadar kaliteliyiz? . Algılanan kalite, bu noktada önemli hale gelmektedir. Bu çalışmanın amacı; • Tüketicilerin mağazalarda ürün satın alma kararı verirken, duyularıyla hangi detayları incelediğini ve bunlara ne kadar önem verdiğini öğrenmek, • Tüketicilerin, algıları yoluyla edindikleri bilgileri mühendislik diline çevirmek, • Hangi ürün özelliklerinin tüketicide yüksek kalite algısı, hangi özelliklerin de düşük kalite algısı yarattığını araştırılmak, nitel ve nicel yöntemlerle tüketicilerden toplanan verileri, ürün tasarım sürecine dahil etmektir. Bu çalışma beyaz eşya kalite algısı üzerine, üç adet uygulama içermektedir. Bu amaçla ilk uygulama olarak; mümkün olduğunca benzer ana özelliklere sahip, farklı markalarda dört adet 84 cm buzdolabı seçilmiş ve Algılanan Kalite Çalışması uygulanmıştır. Hangi ürün özelliklerinin tüketiciye yüksek kalite algısı, hangi özelliklerin de düşük kalite algısı verdiği araştırılmıştır. Aynı zamanda ürünün hangi kısımlarının tüketici için ne derece önemli olduğu incelenmiştir. İnceleme ve değerlendirme, ilgili ürünün ana kısımlarını gösteren ürün ipuçları üzerinden yapılmıştır. Tüketicinin ilk bakışta göremeyeceği detayların da incelenmesini sağlayacak şekilde sorular oluşturulmuştur. İnceleme sonrasında, ürünlere her bir soru üzerinden puan verilmiştir. Çalışmanın sonucunda; çalışmada elde edilen verilerin analizi ile her bir üründe, yüksek ve düşük kalite algısı oluşturan özellikler saptanmıştır. İkinci uygulamada ise; buzdolabı saplarının kalite algısı ve ergonomisi araştırılmıştır. Farklı marka dokuz adet buzdolabı sapının, sap tutma şekilleri gözlemlenerek formları değerlendirilmiş ve ergonomik sap formu ölçüleri, antropometrik ölçüler baz alınarak hesaplanmıştır. Üçüncü uygulama olarak; ankastre fırın arayüz kalite algısı araştırılmıştır. Bu amaçla farklı markalarda dört adet ankastre fırın arayüzleri incelenerek ekranlar, kullanılabilirlik ve panolar, görsellik parametreleri bakımından değerlendirilmiştir. Fırın arayüzlerinde kalite algısını düşüren özellikler ile estetik ve kolay kullanılabilirlik algısı veren özellikler saptanmıştır. Uygulamalarda kullanılan ürünlerin marka ve fiyat bilgileri kapsam dışı tutulmuş, çalışma sonuna kadar katılımcılara bu yönde bilgi verilmemiştir.
-
ÖgeAlüminyum Malzemenin Otomotiv Sektöründeki Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yıldırım, Hakan ; Temiz, Vedat ; Konstrüksiyon ; ConstructionAlüminyum, Dünya yerkabuğunda üçüncü en çok bulunan elementtir. Bunun yanında endüstriyel çapta üretimi ancak 19.yüzyılda başlamıştır. Çok genç bir metal olmasına rağmen, bugün bakır ve alaşımları, kurşun, kalay ve çinko gibi tüm demir dışı metallerin toplam kullanımından daha çok miktarda kullanılmaktadır. Alüminyum özellikle son 50 yılda, birçok sektörde büyük ilerleme kaydetmiş bir metaldir. Günümüzde alüminyum, proses parametreleri bilinen, birçok farklı uygulama alanında başarı ile kullanılan bir malzemedir. Birçok yönden, dünyanın en çok kullanılan metali olan çelikle karşılaştırılabilecek özelliklere sahiptir. Alüminyum düşük özkütlesi sayesinde, otomotiv endüstrisi için, yakıt ekonomisi sağlanmasında ve düşük emisyon değerlerinin yakalanmasında anahtar malzemedir. Geçtiğimiz on yılda alüminyum, otomotiv endüstrisinde önemli bir ilerleme yakalamıştır. Bu çalışmada alüminyumun, otomotiv endüstrisi için bir mühendislik malzemesi olarak ele alındı ve bu doğrultudaki özellikleri belirlendi. Otomotiv endüstrisinde, günümüzdeki uygulamaları ve gelecekteki muhtemel uygulamaları gösterildi. Son olarak yapılan uygulamada, mevcutta çelikten üretilen bir minibüs bagaj kapağı alüminyum malzemeden tasarlandı ve sonlu elemanlar metoduyla statik analizleri gerçekleştirildi.
-
ÖgeAlın dişlilerin maliyet bakımından incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Tümkor, Serdar ; Çakır, Aybars ; 14369 ; KonstrüksiyonAlın dişliler endüstride çok b üyük miktarda imal edilmekte ve kullanılmaktadır. Hemen hemen her ma k inada kullanılan bu makina elemanından beklenen, kabul edilen bir çalışma süresi içinde dişlerinin kırılmaması, diş profillerinin aşınmaması ve emniyetle görevini yapabilmesidir. Bunun yanında imal edilecek dişlinin ucuz olması istenir. Dişli maliyetinin optimum bir değerde tutulabilmesi ancak kostrüksiyon sırasında alınacak kararlar ve tedbirler neticesinde mümkün olacaktır. Bu çalışmada dişlilerin maliyetini etkileyen faktörler ve maliyet bakımından uygun konstrüksiyonun nasıl yapılması gerektiği konusu araştırılmıştır.
-
ÖgeAmorf ve kısmi kristalin termoplastiklerin ultrasonik kaynağının incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Günder, Kamil ; Anık, Selahaddin ; 100891 ; KonstrüksiyonGünümüzde, plastikler endüstrinin bir çok alanında, geniş kullanımlara sahiptir. Plastikler; termosetler, termoplastikler ve elastomerler olarak üçe ayrılır. Bu gruplar içinde termoplastikler kaynağa uygundur. Çoğu zaman, plastik bir ürünü, bir bütün olarak üretmek imkansız yada ekonomik değildir. Bir çok uygulamada, komponentler, ayrı ayrı üretilir ve sonradan ikincil işlemler ile birleştirilirler. Kaynak, özellikle aynı tür veya uyumlu termoplastiklerin birleştirilmesinde çoğu zaman en uygun yöntemdir. Bu çalışmada günümüzde kullanılmakta olan, termoplastik kaynak yöntemleri geniş olarak ele alınmıştır. Özellikle, pratik uygulamalardan elde edilen uygun kaynak tasarım kriterleri ve kaynak parametrelerinin kaynağın kalitesine etkisi ayrıntılı olarak verilmiştir. Ultrasonik kaynak yöntemi, termoplastiklerin kaynağında en popüler yöntemlerden bir tanesidir. Diğer kaynak yöntemleri olan sürtünme, vibrasyon, sıcak eleman ve yüksek frekans kaynaklarında olduğu gibi, ultrasonik kaynakta da plastik malzemenin, kaynak kalitesini kesin olarak etkileyen iki faktör vardır. 1. Kaynak edilen parça ve kaynak ağzı taşanını 2. Kullanılan termoplastiğin veya termoplastiklerin kaynak kabiliyeti Literatürde ve pratikte kısa zamanlı kaynak dayanımı, kaynak kabiliyetinin ölçüsü olarak kabul edilmektedir. Amorf ve kısmi kristalin yapıya sahip termoplastiklerin kaynak kabiliyeti farklıdır. Amorf malzemeler, kaynağa daha elverişlidirler. Deneysel çalışmada aynı geometriye sahip amorf bir malzeme olan AB S ile kısmi kristalin yapıya sahip Acetal'in ultrasonik kaynak kabiliyeti incelenmiştir. Kaynak basıncı ve kaynak zamanı dışındaki tüm kaynak parametreleri sabit tutularak numuneler kaynaklanmış ve daha sonra çekme deneyi uygulanmıştır. Deney sonucunda, literatürde de belirtildiği gibi amorf malzemenin kaynağa daha elverişli olduğu görülmüştür.
-
ÖgeAnahtarla Açma-kapama Özelliğine Sahip İki Kutuplu Yan Topraklamalı Alman Tipi Priz Konstrüksiyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-02-18) Gökkurt, Muharrem Ali ; Parlar, Zeynep ; 458574 ; Konstrüksiyon ; ConstructionGünümüzde evlerde kullanılan elektronik ve elektrikli cihazların çeşit ve sayılarında belirgin bir artış olmuş, bu cihazların bağlandığı ve elektrik enerjisi temin ettikleri prizlerin ev ve odalardaki sayıları da buna paralel artış göstermiştir. Bir yandan da toplumda teknoloji, estetik ve kalite algıları yükselmiş, üretici firmaların sürekli olarak güncel teknoloji eğilimlerini ve kullanıcılara kolaylık sağlayabilecek her türlü detayı takip etmesi ihtiyacı günden güne daha güçlü hale gelmiştir. Tüm bu gelişmelerle birlikte, güvenliğe verilen önem de her zamankinden daha yüksek konuma ulaşmıştır. Bu bağlamda, ev tipi elektrik prizlerinde günümüz ihtiyaç ve beklentilerine yönelik olarak sunulan fonksiyonlar da; kaçak akım korumalı, gerilim darbesi korumalı, otomatik devre kesici ve benzeri özellikli ürünler olarak gelişmiştir. Uluslararası ölçekte bakıldığında, evlerde kullanılmakta olan elektrik prizleri ile ilgili en önemli özelliğin bir düzineye yakın değişik standartta ve birbiri ile uyumsuz priz çeşidi olduğu fark edilmektedir. Bu değişik yapıdaki priz sistemlerinin takıldıkları duvarda bırakılan standart boşluklar da birbirinden farklı boyutlardadır ve ülkemizde de kullanılmakta olan Alman tipi standardlara uygun duvar boşluğu, örneğin İngiliz ve İtalyan standardına göre daha küçük ölçülerdedir. Bu durum, Alman standardı priz sisteminin benimsendiği ülkelerde tek bir sıva altı prize entegre edilebilecek fonksiyonlar bakımından kısıtlayıcı bir unsur teşkil etmektedir. Bu tezde ele alınan ürün, İngiliz ve İtalyan standardı priz sistemlerinde sıkça rastlanan fakat yukarıda belirtilen boyut kısıtları nedeni ile Alman standardında uygulanmasının sorunlu olduğu görülen, üzerine entegre bir anahtarla açılıp kapatılması mümkün olacak bir elektrik prizidir. Projenin temel amacı ise, Alman tipi elektrik prizlerinde anahtarlama özelliğinin kolayca ve yaygın biçimde kullanımını sağlamak, ve böylece günümüz toplumunun güvenlik, enerji tasarrufu ve kullanım kolaylığı gibi taleplerine daha iyi biçimde cevap veren bir elektrik prizi konstrüksiyonunu ortaya koymaktır. Bu amaç ve tespitten yola çıkılarak, Makel Elektrik Malzemeleri A.Ş. bünyesinde, üzerine entegre edilen bir anahtarla elektrik devresini açma kapama özelliğine sahip yan topraklama kontaklı Alman tipi (CEE 7/4) elektrik prizi ile ilgili olmak üzere, öncelikle patent ve pazar araştırmaları yapılmıştır. Daha sonra konstrüksiyon kısıtları ortaya konulmuş ve sistematik biçimde kavramsal konstrüksiyon önerileri oluşturulmuştur. Üretilebilirlik, maliyet, kullanım güvenliği gibi kriterlere göre değerlendirilen alternatiflerden, incelenen kriterlere göre en başarılı bulunan konstrüksiyon önerisi seçilmiş, sonrasında bu konstrüksiyonun, üretici firmanın olanakları, imalat ve montaj usullerine göre detaylandırılarak, hızlı prototipleme yöntemleri ile prototip üretimi gerçekleştirilmiştir. Konstrüktif geliştirme safhalarında, sistematik konstrüksiyon prensipleri benimsenmiş; bunlardan projede uygulanabilir adımlar belirlenerek takip edilmiştir. Montaj ve imalat odaklı konstrüksiyon yaklaşımı gözetilerek, sonuç konstrüksiyonun uygun maliyetle üretilebilir rekabetçi bir ürün olması amaçlanmıştır. Bu projenin sonucu olarak; hem ölçü, imalat, montaj, standardlar, malzeme, maliyet, kullanım kolaylığı gibi birçok kısıtlamalara cevap veren, hem de toplumun bir ihtiyacı için çözüm ortaya koyacak konstrüksiyona sistematik olarak ulaşılmasında yol gösterebilecek bir tez çalışması ortaya konulmuştur.
-
ÖgeAnkastre Buzdolapları İçin Gövde Raf Sistemi Tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-09-13) Seval, Mehmet ; Temiz, Vedat ; 10004575 ; Konstrüksiyon ; ConstructionBu çalışmada, Ankastre Buzdolapları için gövde rafı ve rafları gövdeye sabitleyecek ray sistemi tasarımı yapılmıştır. Endüstriyel Tasarımcılardan gelen tasarım örnekleri plastik enjeksiyon, sac şekillendirme ve alüminyum ekstrüzyon gibi çeşitli imalat yöntemleri ile üretilebilir hale getirilmiştir. Tasarımların yatırım maliyetleri ve seri üretim parça fiyatı analizi yapılmıştır. Üretilebilir hale getirilen gövde rafı ve gövde ray tasarımları ile tasarım grupları oluşturularak, her bir tasarım grubunun sonlu elemanlar analizi ayrı ayrı yapılmıştır. Sonlu elemanlar analizi UG NX Siemens PLM yazılımının NX Nastran ile çalışan simülasyon modülü yardımı ile yapılmıştır. Tasarımlar arasından seçilen bir tasarım grubu için numune çalışması yapılmıştır. Numunelere ağırlık yükleme testi, küçük ve büyük çaplı bilyalar ile darbe testleri gibi çeşitli testler yapılmıştır. Sonlu elemanlar analizi sonucunda emniyetli çıkan tasarım grubunun numune testi de olumlu sonuçlandığı gözlemlenmiştir.
-
ÖgeAnkastre Buzdolaplarında Ayarlanabilen Arka Ayak Konstrüksiyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-02-25) Erdem, Alper ; Temiz, Vedat ; Konstrüksiyon ; ConstructionAnkastre buzdolaplarının kabinet içerisine kurulumları yapılırken cihazın arka tarafına ulaşmak imkansız olduğu için arka ayak yükseklik ayarını ön taraftan yapabilecek bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Özellikle bozuk zeminli yerlerde buzdolabının dengesini sağlayabilmek için dört ayağın bağımsız olarak ayarlanabilmesi gerekmektedir. Bunun için değişik sistemler mevcuttur. Bu tez çalışmasında, tam randımanlı çalışmayan çelik tel ile ayarlanabilen arka ayak konstrüksiyonu iyileştirilmeye çalışılmıştır. Yapılan konstrüktif iyileştirmeler sonucu problem tam olarak çözülemediği için alternatif çözümler incelenmiştir. Bu çözümlerden mevcut buzdolabı konstrüksiyonuna en uygun olduğu düşünülen sonsuz vida sistemi detaylı olarak çalışılarak projelendirilmiştir. Sonsuz dişli tasarımında ilk önce teorik hesaplamalarla mevcut sistemi kaldırabilecek dişli boyutları bulunmuştur. Sistem, dinamik ve ağır yüklere maruz kalmadığı ve çalışma süresinin çok kısa olduğu göz önüne alınarak dişlilerin plastikten yapılmasına karar verilmiştir. İlk denemelerde, hesaplamalarda bulunan dişli boyutlarına çok yakın boyutlardaki numune sonsuz vida ve vida çarkı, dişlileri kapatmaya yarayan ve aynı zamanda yataklayan plastik hızlı prototip olarak kullanılmıştır. Daha sonra POM’dan üretilmiş bir kapama ve merkezleme plastiği mevcut dişlilere göre modifiye edilerek kullanılmıştır. Ek olarak dişli çifti ve yatakları gres ile yağlanmıştır. Sadece bir defa olarak yapılan gresleme işlemi plastik dişliler için yeterlidir. Son duruma göre yapılan denemeler neticesinde sistem zorlanmadan çalışmaktadır ve çelik tel sistemine iyi bir alternatif oluşturmaktadır.
-
ÖgeAnkastre Mesnetli Diktörtgen Kesitli Plakların Sayısal Yöntemlerle Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-24) Tuğyan, Mehmet Ferhan ; Gerdemeli, İsmail ; Konstrüksiyon ; ConstructionBu çalışma ankastre mesnetli, dikdörtgen kesitli plakların düzgün yayılı yük etkisi altındaki küçük sehim değerleriyle ilgilidir. Plaka sabit bir kalınlığa ve homojen bir yapıya sahiptir. Dört kenarından ankastre mesnetli olan plaka düzgün yayılı yük etkisi altındadır. Hesaplamalarda termal yükleme ve dinamik yükler göz önüne alınmamıştır. Çözüm sadece statik yükler göz önüne alınarak yapılmıştır. Problemde çelik plaka malzemesi olarak seçilmiştir. Plaka düzgün yayılı yük etkisi altındayken, mekanik davranışları incelenmiş ve grafikler oluşturulmuştur. Numuneler farklı kalınlık ve kenar oranlarındadır. İlk olarak genel plaka teorisi verilmiş ve bu durum için hesaplamalar yapılmıştır. Aynı zamanda plakların kullanım alanları da çalışmanın içinde yer almaktadır. Sonraki bölümde problem belirlenmiş numuneler için nümerik ve sonlu elemanlar metoduyla çözülmüştür. Problemi çözmek için kullanılan paket program Ansys 11 programıdır. Son bölümde ise nümerik hesaplamalar ile elde edilen sonuçlar, sonlu elemanlar metoduyla elde edilen sonuçlar ile karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeAraç İmalatında Homologasyon Kavramı Ve Türkiye’deki Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Güler, Ali ; İmrak, Cevat Erdem ; Konstrüksiyon ; ConstructionBu çalışmada otomotiv sektörünün ülkeler arasında oluşturulan global gruplar içindeki yeri, bu grupların neler olduğu ve yapıları belirlenmiştir, ayrıca otomotiv tasarımında insan emniyetini ve çevre sağlığını maksimum seviyede sağlayabilmek için oluşturulan bu gruplardaki sınırlamalar ve düzenlemeler incelenmiştir. Ulusal ve uluslararası düzenlemelerden bahsedilmiş, Avrupa Birliği, Avrupa Ekonomik Alanı ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu gibi uluslararası oluşturulan gruplardan örnekler verilerek, bu yapılara üye olan devletler belirtilmiş, çalışma düzenleri ve mevzuatları irdelenmiştir. Sınırlama ve düzenleme kavramının terimi olan homologasyon için detaylı bilgi verilerek, üretimin uygunluğu kavramı da örnekleri ile ele alınmıştır. Egzos emisyonları konusundan bahsedilerek, sınırlandırmaların çıkış sebepleri, tarihsel gelişimler anlatılmıştır. Fren sistemleri, aydınlatma sistemleri, önden çarpma gibi Avrupa’da yayınlanmış Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu Düzenlemeleri ve Avrupa Birliği Yönetmeliklerinin araç sınıfları bakımından kapsamı, ilk yayınlandıkları tarihten itibaren gördüğü değişiklikler, bunların uygulama tarihleri ve alınan onay tipleri, tablolar ve kısa notlar halinde belirtilmiştir.Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği başvurusu süreci içerisinde, kendi mevzuatındaki değişikler ve Avrupa Birliği yönetmeliklerine uyumu için yaptığı çalışmalar yer almaktadır.
-
ÖgeAsansör Kabin Çerçevelerinin Sonlu Elemanlar Yöntemi İle Modellenmesi Ve Gerilme Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Onur, Yusuf Aytaç ; İmrak, Cevat Erdem ; Konstrüksiyon ; ConstructionBu çalışmada, asansörlerin normal çalışma koşullarında, kabin içerisine giren yüklerin kabin çerçevesi üzerinde oluşturduğu gerilme ve yer değiştirmeler hem analitik yöntemlerle hem de sonlu elemanlar yöntemiyle incelenmiştir. Analitik hesaplarda kullanılan birinci ve ikinci metot, günümüz asansör tesisinin emniyet hesaplarında kullanılan basitleştirilmiş metot (birinci yaklaşım) ve basitleştirilmiş hesaba göre daha ayrıntılı ve gerçeğe daha yakın olan çerçeve köşelerinde oluşan iç momentlerinde dahil edildiği hesaplamaları kapsamaktadır. Bu çalışmada bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle mühendislik problemlerinin çözümünde sıkça kullanılan, sayısal bir yöntem olan sonlu elemanlar yöntemi kullanılmıştır. Asansör kabinini taşıyan çerçeve şeklindeki çelik konstrüksiyonun bağımsız birer basit kiriş olarak analitik yöntemle gerilme analizi ve ele alınan çerçeve sisteminin bilgisayar ortamında sonlu elemanlarla modellenmesi ve belli sınır şartları için statik gerilme analizi yapılarak, analiz neticeleri karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeAsansör Kılavuz Ray Bağlantı Elemanlarının Deneysel Gerılme Analızı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-08-10) Altuntaş, Mehmet ; İmrak, Cevat Erdem ; 440531 ; Konstrüksiyon ; ConstructionBu çalışmada kılavuz ray bağlantı elemanı olarak kullanılan cıvataların ve tırnakların mekanik özelliklerini incelemek için çekme ve kesme deneyi yapılmıştır. Deneyin yapılabilmesi için BS A 305 - ISO 7961 standartlarından yararlanılarak çeşitli aparat tasarımları düşünüldü. Ayrıca aparatlar çekme deneyi yapılacak makinenin çenelerine uygun olacak şekilde tasarlandı. Daha sonra, düşünülen aparatlar bilgisayar ortamında tasarlandı ve imal edildi. Çekme ve kesme deneyleri değişik çaplardaki cıvatalarla ve tırnaklarla yapılmıştır. Deneylerde, cıvatalar ve tırnaklar kopma noktalarına kadar yüklenmiştir. Deneylerden elde edilen sonuçların yanı sıra karşılaştırma yapabilmek için cıvataların ve tırnakların gerilmelerinin matematiksel hesapları yapılmıştır. İki taraftan her deney için gelen sonuçlar karşılaştırılmış ve yorumlanmıştır.
-
ÖgeAsansör Kılavuz Ray Konsollarının Gerilme Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-23) Koç, Serhat ; İmrak, Cevat Erdem ; Konstrüksiyon ; ConstructionAsansör sistemleri pek çok elemandan oluşmaktadır ve kılavuz raylar, asansör sisteminin emniyet açısından en önemli elemanlarıdır. Kılavuz rayların temel görevleri; kabini ve karşı ağırlığı düşey hareket boyunca kılavuzlamak ve bu hareket sırasında kabinin yatay hareketlerini önlemek, kabin içinde düzensiz yüklemelerden dolayı meydana gelebilecek hareket güçlüklerini ve sarsıntıları önlemek, paraşüt sistemi ile güvenli duruşu sağlamak ve kabini tutmaktır. Güvenli, sarsıntısız ve konforlu bir seyahat sağlamak açısından kılavuz raylar ile birlikte asansör sisteminin en önemli parçaları kılavuz ray konsollarıdır. Kılavuz ray konsolları rayın bina duvarına montajını sağlamaktadır. Kılavuz raylar ile konsolların bağlantısında çeşitli modellerde ray sabitleme tırnakları kullanılmaktadır. Bu çalışmada kılavuz rayların farklı kullanım durumları ve farklı yükleme halleri için TS EN 81-1 standartlarına göre sayısal hesapları yapılmıştır. Daha sonra, SolidWorks ile modellenen kılavuz ray sistemindeki ray konsollarının, Abaqus’ de sonlu elemanlar yöntemi ile gerilme ve sehim analizleri yapılmış, sonuçlar yorumlanmıştır. Literatürde bu konuda, özelliklede kılavuz ray konsolları ile alakalı olarak, yeterli sayıda ve kapsamda çalışma mevcut değildir. Bu çalışmada, daha önce yapılan bazı çalışmalar temel alınarak varolan eksikliğin kapatılması hedeflenmiştir.
-
ÖgeAsansör kılavuz raylarının gerilme analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2004) Demirsöz, Recep ; İmrak, Erdem ; 151580 ; KonstrüksiyonAsansör tesislerinin temel mekanik elemanlarından biri olan kılavuz raylarda, kabinin hareket ettirildiği ve tehlike anında devreye giren paraşüt düzeninin etkili olduğu dikkate alındığında eğilme ve burkulma gerilmeleri oluştuğu gözlemlenmiştir. Kılavuz rayların seçiminde etkin olan bu gerilmeler, TS EN 81-1 standardında tariflenen hesap yöntemi ile hesaplanmaktadır. Bu çalışmanın ikinci bölümünde asansör emniyet sistemini oluşturan en temel eleman olan kılavuz ray ele alınmış, kılavuz raylar hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümde kabinin kılavuzlanmasında kullanılan yardımcı elemanlardan olan paten, paraşüt düzeninin devreye girmesini sağlayan hız regülatörü, kabinin durdurulmasını sağlayan ana eleman olan asansör paraşüt freni tarifleri, yapıları ve çalışma prensipleri ele alınmıştır. Dördüncü bölümde kılavuz ray gerilme hesaplan analitik olarak yapılmıştır. Beşinci bölümde sonlu elemanlar metodu temel olarak ele alınarak uygulama alanları, özelikleri ve eleman tiplerine ve ANSYS sonlu elemanlar metodu analiz programına kısaca değinilmiş. Çalışmanın sonunda ele alınan asansör kılavuz raylarının gerilme analizleri ve sehim hesaplan iki farklı profil için incelenmiştir. İlk hesaplama TS EN 81-1 standardında belirtilen hesap esaslanna uygun olarak yapılmıştır. Daha sonra ANSYS sonlu elemanlar paket programı kullanılarak aynı profillerin iki boyutlu modellenerek analizleri yapılmış ve gerilme ve sehim değerleri elde edilmiştir, elde edilen bu değerler yapılan hesaplarla karşılaştınlıp sonuçlar yorumlanmıştır. Literatürde bu konuda yapılmış çalışmalar yeterli sayıda ve katkıda değildir. Bu çalışmayla varolan bu eksikliğin kapatılması hedeflenmiştir.
-
ÖgeAsansör Tahrik Grubu İçin Ses Analizi İle Durum Denetlemesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Uzunoğlu, Hakan ; İmrak, Cevat Erdem ; Konstrüksiyon ; ConstructionSes analizi kullanımıyla hasarın erken teşhisi yöntemi, tüm bakım mühendisleri için, gerek zamanında müdaheleyi ve hasarın makine durdurulmadan anlaşılabilmesini sağlayan bu sayede makine elemanlarının durumlarının sürekli olarak kontrol altında tutulmasını öngören güçlü bir yöntemdir. Özellikle hasarın bu yöntemle diğer bazı yöntemlere göre önceden teşhisi mümkün olduğundan sanayide mal ve can kaybını önleyecek yönde müdahelede etkin bir yöntemdir. Asansör tahrik grubunun bulunduğu motor bloğu gerçeğe yakın bir asansör sistemiyle simüle edilecek. Dişlinin hasarsız durumuda dahil olmak üzere, değişik hasarların bizim tarafımızdan verildiği hallerde gelen ses sinyalleri bir ses kaydedici vasıtasıyla toplanmıştır. Daha sonra binalarda kullanılan asansörlerin, tahrik ünitelerinden alınan ses kayıtları test teçhizatlarından alınmış verilerle karşılaştırılmış ve söz konusu tahrik ünitelerinin hasarlı olup olmadığına karar verilmiştir.
-
ÖgeAsansör Taşıyıcı Halatların Statik Yük Altında Deneysel Gerilme Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kösemen, Öztürk ; İmrak, Cevat Erdem ; Konstrüksiyon ; ConstructionBu çalışmada, çelik tel halatların statik yük altındaki gerilme durumu deneysel olarak sunulmuştur.Çelik tel halatlar, normal malzeme numunelerinden farklı kesit ve yapıya sahip olduğundan konvansiyonel yöntemlerle testlerin yapılması mümkün değildir. Bu nedenle farklı yöntemler denenerek çekme testleri gerçekleştirilmiştir. Bu şekilde çelik tel halatlar için uygun çekme yöntemi bulunmuştur. Deneylerde üç farklı çelik tel halat kullanılmıştır. Bu halatların tel ve kordonlarına da ayrı ayrı çekme deneyi uygulanmıştır. Be deneyler sonucunda halatların kordonları ve telleri arasındaki ilişki sunulmuştur. Son olarak deneylerde elde edilen sonuçlar, bu halatların imalatçı firma tarafından verilen tablo değerleri ile karşılaştırılmıştır.