FBE- Konstrüksiyon Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Makina Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece yüksek lisans düzeyinde eğitim vermektedir
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Konstrüksiyon Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgePirincin gerilmeli korozyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Tuğrul, Mustafa ; Aran, Ahmet ; 14310 ; KonstrüksiyonMakina parçaları değişik türlerde hasarlara uğramaktadır. Bunlardan biri de metal ve alaşımların, içinde bulundukları ortamın etkisinden dolayı ortaya çıkan korozyon hasarıdır. Mekanik etkinin (gerilmenin) ve korozyonun parçaya birlikte etkimesi sonucu ortaya çıkan hasar da gerilmeli korozyon çatlaması olarak adlandırılmaktadır. Makina parçalarının tasarım aşamasında gerilmeli korozyon çatlaması özelliklerinin bilinmesi ve buna göre gereken tedbirlerin alınması gerekir. Malzemelerin gerilmeli korozyon çatlamasına karşı duyarlılıklarının tesbi tinde standar t laşmış değişik deney metotları k ul lanı 1 mak tadı r. Bu çalışmada pirincin gerilmeli korozyon çatlaması oluşum mekanizmaları incelenmiş ve PİS8 ve Pİ63 pirinci erindeki tane boyutu değişikliklerinin süneklik kaybına nasıl etkidiği araştırılmıştır. Ayrıca Pİ58 pirincinde hasar zamanının tane boyutu ile değişimi araştırılmıştır.
-
Ögeİlk hareket kavraması üzerinden elektrik motoruyla tahrik edilen bir sistemin dinamik davranışının simülasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Paksu, İ. Levent ; Yücenur, Sait ; 14286 ; KonstrüksiyonMil sistemlerinin bağlanmasında çeşitli problemler ortaya çıkar. Genellikle döndüren ve döndürülen makinanın moment-hız karakteristikleri birbirine uymaz. Kullanılan elektik motoru çoğunlukla kısa devre rotor lu asenkron motordur. Bu tip motorlar yük altında devreye girerse çok btlylik akım çeker > hem kendi sargılarında hem de devrede zararlı etkiler meydana getirir. Ayrıca ilk hareketteki btiylik dirençlerden ötürü, nominal çalışma şartlarının gerektirdiğinden daha büyük güçlü motor gerekecektir. Benzin veya diesel motoru da yük altında devreye giremez. Devir sayısı belirli bir değere çıktıktan sonra yük taşıyabilir. Ralanti devrinin altına düşecek şekilde aşırı yüklenirse de stop eder. Her iki halde de kuvvet ve is makinaları arasına ilk hareket kavramaları konmalıdır. Bu şekilde farklı karakteristikteki makinalar her şartta beraber çalışabilir, ilk hareketlerini alabilirler. Bu tezde İlk hareket kavraması üzerinden elektrik motoru ile tahrik edilen bir sistemin dinamik davranışının simülasyonu yapılmıştır. Sistemin modeli kurulmuş ve basic dilinde de bilgisayar programı hazırlanmıştır. Bilindiği gibi bir elektrik motorunun çalışması esnasında devir sayısının» sıfırdan çalışma devir sayısına ulaşmasına kadar geçen slire "yol alma süresi" olarak isimlendirilir. Bu sürenin 5-12 saniyeyi 'asmaması gerekir. Aksi takdirde motorda yanma tehlikesi oluşur. Hazırladığım bilgisayar programında ilk hareket kav rama lı ve ilk hareket kavramasız sistemlerdeki yol alma süreleri hesaplanmaktadır. Bu şekilde motorun sisteme uygun olup olmadığı yol alma süreleri ile kontrol edilmiş olur. Ayrıca bu tez içerisinde elektrik motorları ve ilk hareket kavramaları hakkında bilgi de verilmiştir.
-
ÖgeStatik ve dinamik yük altında çalışan salınım hareketli kaymalı yataklar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Mısırcı, Mustafa ; Dinibütün, A. Talha ; 14295 ; KonstrüksiyonBu çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde bir hidrodinamik kaymalı yatak dizayn edilirken dikkat edilmesi gerekli olan hususların neler olduğu ifa de edilmiş ve bir kaymalı yatağın basit ve hızlı bir şekilde dizayn edilebilmesi için bazı pratik diyagramlar tez içinde sunulmuştur. Aynı bölüm içersinde yer alan ve bilhassa dinamik yüklemeler neticesinde karşımıza çıkan Squeeze film etkisinin ne olduğuda kısa bir şekilde özetlenmiştir.Salınım hareketli yatak, özellikle pistonlu makina- larm piston-biyel kolu yatağı olarak ve çeşitli makina- larda bazı çubuk mekanizmalarının yatağı olarak karşınıza çıkar. Dinamik yüklerin söz konusu olduğu bu yatak çeşidinde sürtünme ve film durumunun nasıl teşekkül etti ğinin saptanması amacıyla ayrıca bir deneyde yapılmıştırYapılmış olan deneylerde, salınım hareketli yatağa statik ve dinamik yükler uygulanmıştır. Yatağa uygulanan dinamik yük fonksiyonu olarak sinüsoiaal değişen yük a- lmmıştır. Deneyler yük ve mil frekansının bir olduğu hal için yapılmış ve sadece eksenel kanallı bir yatak kullanılmıştır. Yatağa uygulanan yük karakteristiği dört farklı şekildedir ve bu dört farklı yükleme durumu için yataktaki sürtünme kuvveti ve film durumu izlenmiştir.Deney sonuçlarının takdiminde bu dört yükleme durumu için dört farklı mil frekansı-sürtünme kuvveti eğrileri çizilmiştir. Her bir şekile ait eğrilerden birinin değişik hızlardaki film durumunu belirleyen fotoğrafla- rıda sürtünme kuvveti eğrileriyle beraber verilmiştir.
-
ÖgeGüneş enerjili absorbsiyonlu soğutucu sistemin bilgisayar programı yardımıyla simülasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Güldalı, Yalçın ; Karakaş, Ahmet ; 14294 ; KonstrüksiyonGüneş enerjili absorbsiyonlu sistemler, hem kaynak olarak güneş enerjisini kullanabildikleri hem de soğutucu olarak freon gazlarından farklı soğutucular kullanabildikleri için ilgi çekicidirler. Bu çalışmada soğutma ve ısıtmanın birlikte yapıldığı bir sistem ele alınmış ve kullanılabilirlik yardımıyla verim analizi yapılmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde güneş enerjili absorbsiyonlu soğutucu sistemin niye ele alındığı açıklanmıştır. İkinci bölümde güneş enerjili absorbsiyonlu sistemler hakkında genel bilgi verilmiştir. Ayrıca bu sistemler üzerinde yapılan çalışmalar anlatılmıştır. Daha sonra absorbsiyonl. soğutucularda çoğunlukla kullanılan LiBr-FLO ve HLO-NHo solüsyonlarının kullanıldığı çevrimler tanıtılmıştır. Üçüncü bölümde kompleks termodinamik sistemlerin analizinde yararlanabilen kullanılabilirlik incelenmiştir. Açık sistem için kullanılabilir enerji denklemi yardımıyla kayıp kullanılabilirlik elde edilmiştir. Bu bölümde ayrıca kullanılabilirlik vasıtasıyla verime ulaşılmıştır. Dördüncü bölümde soğutma ve ısıtmanın birlikte yapıldığı bir sistem tanıtılmıştır. Sonra bu sistemin her noktası termodinamik olarak analiz edilmiş her noktada kullanılabilirlik bulunmuş her eleman için kullanılabilirlik farkı elde edilmiş ve verime ulaşılmıştır. Bu sayede sistemin analizi yapılmıştır. Beşinci bölümde ise dış yüklerin ve absorbsiyonlu soğutucu sistemin parametrelerinin değişiminin verimi ve kütle akışını nasıl değiştirdiğini gösteren grafikler çizilmiştir. Bu grafikler izah edilmiştir. Bu grafiklerin elde edilmesi için hazırlanan bilgisayar programı ekde verilmiştir.
-
ÖgeSoğuk haddeleme işleminde termik olaylar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Özçelik, M. Özkan ; Eryürek, Barlas ; 14305 ; KonstrüksiyonÇeliklerin soğuk haddelenmesi, başlıca, rulo haddeleme metodunun kullanıldığı tersinir haddelerde yapılır. 4-lü tek standlı- tersinir haddeler, 3 ila 6 mm arasındaki kalın bandları kullanarak, 0,5 mm kalınlığında ve bazen daha ince kalınlıklara kadar ezme yapılabilirler. Çok merdaneli standlerden oluşan haddeler, çok ince bandlar ve 0,18 mm' den daha ince olan teneke bant haddelenmesinde kullanılırlar. Stand sayılarının 5-6 ya kadar arttırılması veya 2-3 standlı kontini haddelerin ilavesiyle, çok standlı haddelerde çok ince folyolar elde edilir (0,08 mm). Düşük şekil alma kabileyetli alaşımlı çeliklerin haddelenmesinde, 12'li ve 20'li çok merdaneli haddeler de geniş şekilde kullanılırlar. Kontinü haddelerde, rulo, üstü açılan rulo çözücüye yerleştirilir ve rulonun kuyruğu, özel magnetik kaldırma makinalarıyla veya sıyırıcı tip kuyruk çekiciler vasıta - sıyla merdanelerin içine doğru beslenir, hadde düşük bir hızla çalışır. Bandın ucu bir kere rulo makinasına geçirildiğinde, normal çalışma hızına erişilinceye kadar haddenin hızı kademeli olarak arttırılır. Doğru akım motorlarıyla tahrik edilen kontinü soğuk haddeleme, geniş bir hız ara lığında ayar edilebilirdir. Soğuk haddelemede,, çeşitli mineral yağlar kullanılmış tır. Bazen hayvansal ve bitkisel yağlarda uygulamada yer alır. Sulu solüsyon şekillerinde eriyebilen yağlarda uygu lamada kullanılmıştır, örneğin, palmiye yağı, teneke bant haddelenmesinde uygulanmıştır. Sulu solüsyon şekillerinde eriyebilen yağlar, önemsiz mahiyette sürtünmeyi azaltır, ama sıkıştırılmış hava vasıtasıyla bile bant yüzeyinden kolaylıkla uzaklaştırılabilir. Teneke bant gibi oldukça ince bantlar haddelendiğinde sıcak sulu emilsiyon formlarındaki eriyemiyen yağlar kullanılır. Bu gibi yağların haddeleme sonrası uzaklaştırılmaları zordur, bu yüzden bu gibi durumlarda, kimyasal veya elektriksel yağ giderme usulü kullanılır. Tek tek ayrılmış veya kontinü tavlama hatlarında da yağ giderme yapılır.
-
ÖgeGünümüzde ısı değiştirici imalatında kullanılan yöntemler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Çebi, Hüseyin ; Bodur, Oktay ; 14307 ; KonstrüksiyonEndüstride ısı değiştiricileri uzun yıllardan buyana yoğun olarak kullanılan elemanlardır. Isı değiştirici alanında ilk kullanılan modeller borulu tip olmuştur. Burada borular en iyi akış şeklini verecek bir matris şeklinde dizilir ve içinden akışkan geçer. Boruların dışında ise bir soğutma veya ısıtma ortamı söz konusudur. Bu sistemlerin yoğun kullanım yerleri buhar üretim merkezleridir. Buhar üretim merkezlerinde suyun buharlaştırılması ve yoguşturulması amacıyla iki değişik yerde ısı değiştiricisi kullanılır. İlerleyen yıllarda havacılık ve uzay sanayilerindeki gelişmeler daha verimli, hafif ve küçük boyutlu sistemleri zorunlu hale getirmiştir. Böyle sistemlerde maksimum soğutma yüzeyini elde etmek için ilk akla gelen düzlemsel levhalar kullanmak olmuştur. Daha sonra gelişme hep lamelli ısı değiştiricileri üzerinde yoğunlaşmıştır. Lamelli ısı değiştiricilerinde levhalar presleme veya haddelemeye benzer bir sistemi andıran makinalardan geçirilerek çeşitli akış yolları elde edilir. Sistemde iki farklı profile sahip levhalar vardır ve bunların arasında ayırma plakaları bulunur. Soğutulan akışkan için gereken akış yollarını oluşturan levhanın en alta konmasıyla montaj başlar. Bunun üzerine bir ayırma plakası koyulur ve onun üzerinede soğutucu akışkanın geçeceği kanalları oluşturan şekillendirilmiş levha konur. Bu işlem tekrarlanarak montaj tamamlanır. Anlaşılacağı gibi plakalar arasında yüzlerce temas noktası ve birleştirme vardır. Bu birleştirmeler için en uygun yöntem sert lehimlemedir. Bu amaçla önce tuz banyoları kullanılmışsa da bunun lehimleme sonrası getirdiği temizleme ve kalıntı tuzun korozyon problemlerinden dolayı uygun olmadığı görülmüştür. Daha sonra kontrollü atmosfer ve vakum lehimleme söz konusu olmuştur. Bu çalışmanın içeriğinin büyük bir bölümü sert lehimleme konusuna ayrılmıştır. Sert lehimleme malzeme ile büyük ilişki içerisindedir ve çalışmada sert lehimlemenin tamamlayıcısı olarak malzeme konusuda geniş bir şekilde incelenmiş tir. Bu noktada çekirdek ve kaplama olarak iki farklı malzemenin beraber kullanılması söz konusudur. özel fırın sistemleride ele alınmış fırın ve koruyucu atmosfer yapıları incelenmiştir. Her ne kadar lamelli ısı değiştiricileri çok kullanışlı sistemlerse de bazı dezavantajları vardır. Bu nedenle çalışmanın sonunda bir karşılaştırma yapılmıştır.
-
Ögeİç sönümlü elastik kavramı ile bağlı iki kütleli bir sistemin dinamik davranışı davranışı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Tuncel, Kemal ; Yücenur, M. Sait ; 14377 ; KonstrüksiyonKavramalar milleri birbirine bağlayan makina ele manlarıdır. Elastik kavramalar, mil eksenleri arasındaki çeşitli düzgünsüzlükleri karşılamak, darbeleri azaltmak ve titreşimleri söndürmek için kullanılır. Bu vasıflar kavramanın rijit elemanlarını birbirine bağlayan elastik elemanlar tarafından sağlanmaktadır. Şekil ve tip bakı mından büyük çeşitlilik gösteren elastik elemanlar ma densel ve lastik yaylar şeklinde iki gruba ayrılabilir. Bünyesindeki bu elastik elemanların özelliklerinden dola yı, elastik kavramalar lineer ve lineer olmayan karakte ristiklere sahiptir. Ayrıca kavrama bünyesindeki elastik elemanların söndürme etkisi, yüksek hızlarda sistem ile hava arasında meydana gelen söndürme şeklinin bir sıvı söndürmesi hali olduğu var sayılabilir. Elastik kavramaya bağlı iki dönel kütleli bir sis temde, kütlelerden birinden etkiyen çeşitli ikaz momentle ri etkisiyle elastik kavramanın davranışını incelemek için ikaz momentleri idealize edilmiştir, periyodik ikaz mo menti, basamak ikaz momenti ve ımpuls ikaz momentinin et kimesi durumunda lineer karakteristikli elastik kavrama nın davranışını ve periyodik ikaz momentinin etkimesi duru munda lineer olmayan karakteristiğe sahip elastik kavra maların davranışını incelemek için sistem bilgisayarda si- müle edilmiştir. Ayrıca yükselen karakteristikli elastik kavramalarda ikaz momenti etki etmeden önce iş makinasının direncini yenmek için harcanan çeşitli motor momentleri (ön moment; üzerine sabit periyodik ikaz momentinin etki mesi durumunda, elastik kavramanın davranışı incelenmiştir. Kullanılan bilgisayar programlama dili basic' t ir. Elde edilen sonuçlar bilgisayarda çizilmiştir.
-
ÖgeAlın dişlilerin maliyet bakımından incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Tümkor, Serdar ; Çakır, Aybars ; 14369 ; KonstrüksiyonAlın dişliler endüstride çok b üyük miktarda imal edilmekte ve kullanılmaktadır. Hemen hemen her ma k inada kullanılan bu makina elemanından beklenen, kabul edilen bir çalışma süresi içinde dişlerinin kırılmaması, diş profillerinin aşınmaması ve emniyetle görevini yapabilmesidir. Bunun yanında imal edilecek dişlinin ucuz olması istenir. Dişli maliyetinin optimum bir değerde tutulabilmesi ancak kostrüksiyon sırasında alınacak kararlar ve tedbirler neticesinde mümkün olacaktır. Bu çalışmada dişlilerin maliyetini etkileyen faktörler ve maliyet bakımından uygun konstrüksiyonun nasıl yapılması gerektiği konusu araştırılmıştır.
-
Öge7075 alüminyum alaşımında basamaklı yaşlandırma özellikleri kontrol imkanları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Yüksel, Emir Erdal ; Aran, Ahmet ; 19302 ; KonstrüksiyonYüksek dayanımı ve buna karşılık düşük yoğunluğu nedeniyle özellikle havacılık endüstrisinde yaygın olarak kullanılan 7075 alüminyum alaşımına dayanım ve gerilmeli korozyon direnci özellikleri bakımından bir optimizasyon sağlayacak ısıl işlemin bulunması araştırmacıların dikkatini çeken bir konu olmuştur. 7075 alüminyum alaşımına, maksimum dayanım özelliklerini sağlamak için T6 ısıl işlemi uygulanmaktadır. Ancak bu durumda malzemenin gerilmeli korozyon direnci düşmektedir. Gerilmeli korozyon diren cini artırmak için uygulanan T73 aşırı yaşlandırma ısıl işlemi ise mekanik dayanımda %15'e varan düşüşlere sebep olmaktadır. Belirtilen bu iki işlemin sağladığı avantajları tek bir işlemle aynı anda malzemeye kazandırmak için çeşitli, kademeli yaşlandırma işlemleri geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın kullanılanı retrograsyon ve yeniden yaşlandırma (RRA-Retrogression and Reaging) ısıl işlemidir. Ancak bu işlem esnasındaki karışık çökelme tepkimeleri ve bu tepkimeleri kontrol eden parametrelere henüz tam olarak hakim olunamadığından işlem koşulları tam belirgin değildir. Bu nedenle işlemin çeşitli bileşimlerdeki ve boyutlardaki ürünlere uygulanabilirliği düşüktür. Yapılan bu deneysel çalışmada çökelti yapısının korozyon ve mekanik dayanıma etkisi incelenmiş, ve tasarlanan deney metodu ile dayanım ve korozyon diren cinin optimizasyonu için değişik bir yöntem bulunması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda biri çözündürme işleminden hemen sonra çeşitli sıcaklıklarda doğrudan, biri de bu işlemden sonra malzemeye su verilerek orjinal T6 koşullarına olmak üzere iki basamaklı bir yaşlandırma işlemi uygulanmış ve böylece çökelmenin kontrolüne çalışılmıştır. Ayrıca elde edilen verilerden, kullanılan malzemenin çökelme yapısı hakkında bir sonuca ulaşılmıştır.
-
ÖgeHavacılık endüstrisinde kullanılan elyaf takviyeli plastik malzemeler ve yorulma(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Urfalıoğlu, Hünkar ; Akkurt, Selma ; 19304 ; KonstrüksiyonSürekli elyaf takviyeli plastik malzemeler, çok geniş bir aile olan kampozit malzeme ailesinin bir sınıfını oluşturmakta olup; cam/epoksi, bor/epoksi, grafit/epaksi ve aramid/epaksi ileri kampozit malzemeler alarak da adlandırılan bu sınıfın en bilinen örneklerini teşkil etmektedirler. Gösterdikleri yüksek dayanım ve rijitlik yanında ağırlık tasarrufuna da imkân vermeleri, ayrıca korozyon ve yorulma dayanımlarının yüksek oluşu; ileri kompozitlerin uçak yapılarında kullanım alanını önemli ölçüde genişletmiş bulunmaktadır. Artan kullanım bu malzemelerle ilgili alarak, aralarında yorulma davranışının belirlenmesi konusunun da bulunduğu pek çak alanda bilgi birimi sağlanmasını gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada; takviyeli yapıların temel prensipleri yanında, yapılan literatür taramasının bir sonucu olarak ileri kompozit malzemelerde yorulma davranışının belirlenmesine yönelik istatistiksel, ampirik ve teorik yaklaşımlar tanıtılmış, bu yaklaşımlar doğrultusunda gerçekleştirilmiş olan deneylerin sonuçlarına da yer verilmiştir.
-
ÖgeYığma sıcaklığının sürtünme koşullarına etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Özmel, Şaban ; Demirkol, Mehmet ; 19300 ; KonstrüksiyonÜretim yöntemleri içerisinde, gerek üretim hızı gerekse metale kaşandırdığı mekanik özellikler açısından tercih edilen dövme yöntemi, diğer üretim yöntemlerinde meydana gelen gelişmeler sonucu bazı üstünlüklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayrıca çapak ve tufal gibi malzeme kaybı dövme yöntemlerinde bunları önleyici veya azaltıcı çalışmalar gerektirmektedir. Söz konusu bu çalışmalar içerisinde sıcak dövme işleminin ısı kaybının önlenmesinin yanında, kalıp/iş parçası arasındaki sürtünme şartlarının gerek malzemenin şekillendirilmesi için gerekli kuvvet ve gerekse parça kalitesinin yükselmesine etkiyecek şekilde geliştirme sine yöneliktir. Bu çalışmada deney parçasına değişik deformasyon miktarlarında, değişik şekil değiştirme hızlarında, farklı yağlama şartlarında ve farklı yığma sıcaklıkların sürtünme üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yığma deneylerinde AISI 1040 çeliğinden halka şeklinde hazırlanmış deney parçaları kullanılmıştır. Deneyler sıcak şekil verme olarak gerçekleştirilmiştir ve kalıp sıcaklıkları oda sıcaklığında tutulmuştur. Sıcak dövmede, kalıp/iş parçası arasında meydana gelen sürtünme üzerinde yağlama şartlarının, şekil değiştirme hızlarının, deformasyon miktarlarının ve sıcaklık etkilerinin önemli ölçüde etkili olabilecekleri görülmüştür.
-
ÖgeHelikopter pervanelerinin lineer ve nonlineer titreşimlerinin kombine sonlu elemanlar-transfer matrisi tekniği ile incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Kenger, Cüneyt ; Karadağ, Vedat ; 19306 ; KonstrüksiyonBu çalışmada, Helikopter Pervaneleri ' nin (Palleri ' nin) Lineer ve nonlineer titreşimleri, "Kombine sonlu Elemanlar Transfer Matrisi Tekniği" ile incelenmiştir. Bu inceleme de, kökte Ankastre olarak tespit edilmiş paller ile kökte dönme serbestisi olacak şekilde dizayn edilmiş olan, yani kökte Moment reaksiyonu taşımayan Paller ayrı ayrı ele alınmıştır. Ayrıca her iki halde de, hem dönme düzlemine dik doğrultudaki titreşimler, hem de dönme düzlemindeki titreşimler incelenmiştir. Bu inceleme yapılırken, ankast re çubukların Lineer titreşimlerini aynı teknikle hesapla yan, Fortran dilindeki bilgisayar programları, daha önce yapılan çalışmalardan hazır olarak alınmış, ancak, mevcut çalışmada değişik sınır şartları ile birlikte Nonlineer hale ait Matris terimleri de hesaplara dahil edilmiştir. Dönmeyen çubukların nonlineer titreşimlerini veya dönen çubukların (döner yapıların) lineer titreşimlerini konu alan çok sayıda çalışmaya rastlamak mümkündür. Bu çalışmada ise, dönme etkileriyle birlikte nonlineer etkiler de incelenmiştir. Nonlineer hesaplar yapılırken, iteratif bir yöntem kullanılmıştır. Ref.fVj'de, iki ucu Ankastre olarak tesbit edilmiş çubukların sükûnet haline ait nonlineer titreşim özfrekansları ve nonlineer kuvvet değerleri verilmektedir. Mevcut çalışmada, ele alman nonlineer yaklaşımı denemek amacıyla; bu hale ait titreşim özfrekansları ve nonlineer kuvvet değerleri de çalışma içerisinde ayrıca incelenmiştir. Buradan elde edilen sonuçlarla, ref. [4] ' de verilen sonuçlar birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Kullanılan yaklaşımın uygunluğu bu şekilde denendikten sonra, aynı nonlineer yaklaşım kullanılarak, Helikopter pallerinin titreşimleri incelenmiştir. Helikopter Palleri için "Kombine Sonlu Elemanlar-Trans- fer Matrisi Tekniği" ile birlikte ele alınan iteratifnon lineer hesaplar sonucunda elde edilen teorik değerler, ayrıca deneysel verilerlede karşılaştırılmıştır. Bu şekilde kombine Sonlu Elemanlar-Transfer Matrisi tekniğinin konuya başarı ile uygulanabileceği gösterilmiştir.
-
ÖgePolimer-metal kuru sürtünmesi ve tutma bırakma titreşimleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Demiral, Oğuzhan ; Ulukan, Lutfullah ; 19305 ; KonstrüksiyonPolimerler, mekanik olarak viskoelastik davranış gös termektedirler. Viskoelastik davranışta gerilme-şekil de ğiştirme ilişkisinin gerilme ve şekil değiştirmenin yalnız ca zamana bağlı türevleri içermesi haline lineer viskoelas tik davranış denilmektedir. Lineer viskoelastik davranış, Hooke ve Newton yasalarına uyan ideal yay ve viskoz sönüm elemanlarının değişik kombinasyonları ile model lenebilmek- tedir. Oluşturulan mekanik bünye modelleri polimerlerin sür tünme özelliklerinin belirlenmesinde de kullanılmaktadır. Polimer rijit karşıt yüzey kuru sürtünmesinin iki bileşe ni (adhezyon ve histerezis) üzerinde de viskoelastik dav ranışın etkileri ortaya çıkmaktadır. Her iki sürtünme bi leşeninde de viskoelastik davranıştan dolayı, sürtünme kat sayısı, düşük kayma nızlarında bir maksimum göstermekte ve toplam sürtünme katsayısının hızla değişimi grafiğinde iki tane tepe noktası ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde sürtünme katsayısı düşük kayma hızlarında hız ile azalan bir karakter göstermektedir. Sürtünme kat sayısının düşük kayma hızları bölgesinde artan hız ile azalması, sürtünme uyarılı titreşimlerden olan tutma-bırak- ma titreşimlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sür tünen malzemelerin iç sönümlerin yeterince büyük olmaması halinde titreşimler ortaya çıkmakta ve sönümlenmemektedir. Değişik bünye modelleri kullanılarak bu titreşimlerin sta- bilitesinin incelenmesinde, yaylanma rijitliğinin büyük olması halinde, sürtünme' katsayısının hızla azalma oranı nın daha büyük değerlerinde de sistemin stabil olduğu gö rülmüştür.
-
ÖgeTürk standartlarına göre çelik seçimi yapan bilgisayar programı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Erbaş, Ahmet ; Aran, Ahmet ; 19307 ; KonstrüksiyonBilim ve teknikteki gelişmeler sonucu mühendislik malzemeleri sürekli çoğalmakta, yepyeni üstün özellikleri olan malzemeler ortaya çıkmaktadır. Bu durumda problem haline gelen malzeme seçiminde bilgisayarların yardımı kaçınılmaz hale gelmiştir. 70' li yılların ortalarında malzeme seçimini daha hızlı, sağlıklı bir hale getiren ve üretilen en yeni malzemeleri tanıtan ONLINE veritabanları hizmete girmeye başlamıştır. Günümüzde veritabanları en güçlü kütüphanelerle boy ölçüşebilecek niteliktedir. ülkemizde ne yazık ki bu konuda bir çalışma yapılmamıştır. Türk standartlarına göre çelik seçimi yapan program bu eksiği biraz gidermek amacıyla gerçekleştirilmiştir. En önemli özelliği de hurda malzemeleri en uygun biçim de değerlendirme imkanı sağlamasıdır. Hazırlanan program kişisel mikro bilgisayarlar için düşünülmüştür. Çelik kayıtlarını içeren veritabanı 240 adet kayıttan oluşmaktadır.
-
ÖgePolipropilenin darbe mukavemeti üzerine kalsiyum karnonat ve tavlamanın etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Çalışkan, Bülent ; Akkurt, Selma ; 39624 ; KonstrüksiyonBu çalışmada ; polipropilen plastik malzemeleri ile ilgili yapısal, fiziksel, kimyasal özelliklerle imalat ve kullanım alanlarında bilgiler verilmiştir. Isıl işlemin ve CaC03 'in, enjeksiyonluk, ağırlıkça %10 ve %20 CaC03 katkılı olmak üzere üç tip homopolimer polipropilenin darbe mukavemeti üzerine etkisi incelendi. 115 ve 125 °C 'de 1,4,6 ve 15 saat tavlanan numunelerin darbe dayanımı oda sıcaklığında test edildi. Tavlanmamış numunelerle oda sıcaklığında yapılan deneylerde CaC03 'm polipropilenin darbe dayanımını arttırdığı gözlendi. Bu artış %10 CaC03 katkılı polipropilende %20 katkılı polipropilene nazaran daha fazlaydı. CaC03 'm polipropilenin darbe mukavemetini arttırması CaC03 dolgusu ve polipropilen matris arasında oluşan ara faza ve malzemenin kristalinite derecesinin düşmesine bağlanmıştır. Tavlanmış numunelerle oda sıcaklığında yapılan deneylerde enjeksiyonluk polipropilenin darbe dayanımı tavlama sıcaklığına ve belli bir tavlama süresine bağlı olarak azaldı. %10 CaC03 katkılı polipropilenin darbe mukavemeti ise enjeksiyonluk polipropilene göre ters bir davranış sergileyerek tavlama sıcaklığı ve belli bir tavlama süresine bağlı olarak arttı. %20 CaC03 katkılı polipropilenin darbe dayanımı ise tavlama sıcaklığı ve süresinden etkilenmedi. Enjeksiyonluk polipropilenin darbe mukavemetindeki bu düşüş malzemenin kristalinite derecesinin artmasına, %10 CaC03 katkılı polipropilenin darbe dayanımındaki artış ise oluşan arafazın kalınlığının tavlama ile birlikte artmasına bağlı olarak izah edilmeye çalışılmıştır.
-
ÖgeÇok amaçlı kremayer-pinyon mekanizmalarının kinematik sentez analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Yenilmez, Aylin ; Çakır, Aybars ; 39622 ; KonstrüksiyonKremayer-pinyon mekanizmasx, belirli üç noktadan geçen yörüngeyi ve bu noktalardan birinde istenen hızı sağlayan bir mekanizmadır, üç çubuk mekanizmasına çok benzer olmasına rağmen, bir çok avantaja sahiptir. îlk olarak/ kremayer-pinyona her zaman teğet olduğundan, iletim açısı daima pinyonun kavrama açısını doksan dere ceye tamamlayan açıdır. İkincisi, kremayerde hem dönme hem öteleme hareketi meydana geldiğinden, mekanizmanın tasarımı için çok sayıda çözüm mümkündür. Monoton olan ve olmayan hareketler için de fonksiyon üretimi yapar. Bu yüzden bu tek serbestlik dereceli mekanizmanın sente zi, mekanizmayı makina ve mekanizma dizaynı için çok değerli yapar. Kremayer-pinyon mekanizmasının oyuncaklar ve di ğer eğlence gereçleri üretimi ve paketleme endüstrisin de uygulamaları vardır. Bu mekanizmanın tersi olan tah- riğin pinyondan yapıldığı mekanizma da, mekanik uçak kontrol aygıtlarında, hastane ve laboratuvar cihazların da, otomotivde direksiyon bağlantılarında ve imalat mon taj hattı gibi bir çok alanda kullanılır.
-
ÖgeOtomatik transfer hatları ve PLC destekli bir işlem hücresi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Özgür, Erkin ; Akkurt, Mustafa ; 39518 ; KonstrüksiyonBu çalışmada, teknolojinin NC (nümerik kontrollü) sistemlerinden; CNC (kompüterli nümerik kontrollü), DNC (direkt nümerik kontrollü), insansız (robotlaşmış) tam otomatik fabrikalara ulaşmasında önemli bir rol oynayan otomatik transfer hatları ve nümerik sistemlerde kullanılan programlanabilir lojik kontrol sistemleri incelenmiştir. Bir programlanabilen lojik kontrol sistemi (PLC) binary (ikili) düzenindeki giriş (input) sinyallerini işleyerek, direkt olarak çeşitli teknik prosesleri, operasyonları ve sıralamaları etkileyecek çıkış (output) sinyalleri üretir. Bu sebeple otomatik üretim ve transfer hatlarında, son yıllarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Karışık tezgâhlarda, tezgâh sistemlerinde ve karışık işlemlerde programlanabilir kontrol sisteminin kullanılması yeni bir iş veya imalât değişikliğinde sistem, kolayca değiştirilebilir; esneklik kazanır. Boole cebri ile elektroniğin bir sentezi olan. bu sistemler, CAD (kompüterlerle konstrüksiyon), CAM (kompüterlerle imalât) gibi disiplinlerin gelişmesinde ve CNC-DNC-CIM kompüterlerle imalât integrasyonuna katkıda bulunmuştur. Transfer hatları, üretilecek parçanın teknolojik operasyon sırasına göre sıralanmış ve parçayı tamamen işlenmiş hale getiren tezgâhlar grubudur. Transfer hatları çeşitli üretim hücrelerinden (tezgâh gruplarından) meydana gelebilir. Parçanın getirilmesi, tezgâhtan tezgâha veya hücreden hücreye taşınması, tezgâha bağlanması ve çözülmesi, ana kontrolü, son kontrolü ve hattan uzaklaştırılması otomatik olarak yapılır. Transfer hatları rijit ve esnek olmak üzere iki gruba ayrılır.
-
ÖgeHelisel dişli çarkların autocad ortamında ADS ile interaktif tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Engin, Şerafettin ; Akkurt, Mustafa ; 39514 ; KonstrüksiyonHerhangi bir üretim, ürün tasarımı ve ürün imalatı olmak üzere iki esas kademeden meydana gelmektedir. Ürün tasarımı veya kısaca tasarım herhangi bir teknik yapıtın ödevinin kesin olarak belirtilmesi, uygulanacak fiziksel ilkelerin saptanması, bu ilkeleri sağlayan elemanların seçimi, hesaplanması, bunların montaj ve parça resimlerinin hazırlanmasına kadar geçen tüm işlemleri kapsayan bir faaliyettir. Bu ifadeye göre tasarım: fikir oluşturma ve şekillendirme olmak üzere iki kademeden meydana gelmektedir. Günümüzde tüm bu işlemler Bilgisayar Destekli Tasarım (CAD) adını taşıyan bilgisayar programların yardımıyla yapılmaktadır. Sony ı Harda bilgisayarların gelişmesi ve buna bağlı olarak mühendislik alanında da CAD/CAM (Computer Aided Design / Computer Aided Manifacturing) konusunda büyük gelişmeler olmuştur. Artık mühendisler için oldukça önem arz eden tasarım işlemi, daha kısa sürelerde yapılabilmektedir. Bu çalışmada, bir helisel dişli çark çiftinin boyutlandırılması ve imalat resimlerinin çiziminin yapılması sağlanmıştır. Bu amaçla, C programlama dili kullanılarak AutoCAD ortamında ADS(AutoCAD Development System) dikkate alınarak bir bilgisayar programı hazırlanmıştır. Böylece CAD için tasarlanmış olan AutoCAD programına ek bir komut eklenmiş ve bunun sayesinde AutoCAD içinde interaktif olarak menüler yardımıyla helisel dişli çarklar için gerekli olan değerlerin girişi ve parametrelerin seçimi sağlanmıştır. Program, kullanıcının girmiş olduğu değerlere göre çeşitli faktörleri seçmekte, bunlara göre boyutlandırma hesabını yapmakta, modül ve buna bağlı boyutları çıkarmakta, dişli imalat tablosunu hazırlamakta, yüzey işaretlerini seçmekte, dişli toleranslarını belirlemekte ve bunlara bağlı olarak uygun ölçekte pinyon ve dişli çarkın ayrı ayrı imalat resimlerini çizmektedir. Ayrıca istenirse bulunan sonuçlar yazıcıdan da alınabilmektedir.
-
ÖgeElastik krank-biyel mekanizması titreşimlerinin sonlu elemanlar yöntemiyle incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Deligöz, Erhan ; Karadağ, Vedat ; 46549 ; KonstrüksiyonBu çalışmada amaç, elastik krank-biyel mekanizması nın titreşim karakteristiklerinin sonlu elemanlar yönte miyle incelenmesi ve sistemde yer İTİ an çeşitli,frekans par amet reler inin yine dizayn sırasında kullanılacak olan sistem parametrelerinden(literatürlerde daha önce söz konusu edilebilen çalışmalara ek olarak) piston ile si lindir arasındaki lineer yay etkileri, boyuna yöndeki yer değiştirmeler, boyuna kuvvet etkileri ve krank elas tikliği dahil analiz edilmesidir. Bu amaca bağlı kalarak, öncelikle krank biyel mekanizmasının davranışlarını yete rince ifade edecek bir matematiksel model oluşturulmuştur. Bu model oluşturulurken, krank açısal hızının sabit olduğu kabul edilmiş, piston kütlesinden dolayı krank ve biyele etkiyen normal kuvvetlerin mekanizmaya etkileri göz önüne alınmıştır. Ayrıca piston ile silindir arasındaki lineer yay etkileri de göz önüne alınmıştır. Titreşim analizi yapılırken, rijit krank elastik biyel ve elastik krank biyel olmak üzere inceleme yapılmış ve bu şekilde elde edilen titreşim karakteristikleri < titreşim öz frekans ları ve titreşim biçimleri) arasında karşılaştırma yapı larak, çeşitli parametrelerin Cpiston yay katsayısı, piston kütlesi, devir sayısı, krank açısı değişimi) etkileri incelenmiştir. Her iki karşılaştırma modeli için fortran IV programlama diliyle programlar hazırlan mış ve sonuçlar gerek tablolar, gerekse grafik şeklinde gösterilerek analiz edilmiştir
-
ÖgeMekanik sızdırmazlık elemanları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Gezci, İzver Sain ; Çakır, Aybars ; 46428 ; KonstrüksiyonEndüstri de sürekli çalışan pompalara, kompresörlere ve zor şartlarda yüksek güvenilirliğe ve ömre sahip olan diğer makinelere duyulan ihtiyaçlar nedeniyle basit sızdırmazlık elemanları güncelliğini yitirmiş ve yerlerini daha yüksek performansa sahip mekanik sızdırmazlık elemanlarına bırakmışlardır. Mekanik sızdırmazlık elemanlarının komple bir sistem olmasından dolayı özellikle proses alanlarında çok yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle, bu tez çalışmasında mekanik sızdırmazlık elemanları ağırlıklı olarak işlenmiştir. Bölüm l'de sızdırmazlık elemanlarına giriş yapılarak kısa tanıtımına ve tarihçesine değinilmiştir. literatürde bir çok araştırmacılar tarafından sızdırmazlık elemanları, kullanım yerleri ve alanlarına göre çeşitli şekilde sınıflandırılmıştır. Burada da bir sınıflandırma yapılarak ayrı ayrı özellikleri belirtilmiştir. bölüm 2'de mekanik sızdırmazlık elemanlarının performansına etki eden faktörlerden olan sızdırma ve çeşitli yağlama koşullarındaki sızdırma durumları ve ayrıca aşınma ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Çalışma şartları başlığı altında toplanan, basınç, sıcaklık, hız ve titreşimin mekanik sızdırmazlık elemanlarına olan etkileri araştırılmış ve uzun ömürlü ve daha güvenilir olabilmeleri için yapılan araştırmalar sunulmuş ve ömür ve güvenilirliğin iyileştirilmesi üzerinde önemle durulmuştur. Bölüm 3'te incelen mekanik sızdırmazlık elemanlarının fonksiyonu ve dizaynı bu tezin önemli bir konusudur. Bu bölümde, mekanik sızdırmazlık elemanları ve uygulamaları tanıtılmış, bunların dizaynım etkileyen faktörlerden olan toplam kapama kuvveti, yay sıkıştırma kuvveti, dengeleme oranı, hidrolik kuvvet, yağlama, hidrostatik ve hidrodinamik yağlama, sürtünme, güç ve güç tüketimi ve yüzey kalitesi ayrıntılı bir şekilde incelenerek tanıtılmıştır. Bölüm 4te mekanik sızdırmazlık elemanlarında kullanılacak malzemelerin ne tip özellikte olması gerektiğini, sertlik, esneklik, mukavemet, sıcaklık, genleşme, ısı iletkenliği ve termal şok parametresi konularına değinilerek anlatılmıştır. Malzemeler, ikinci sızdırmazlık elemanı olan O-ring v.s. elemanlarında nitril, etilen propilen, florokarbon, perflorokarbon, TFE/propilen bileşimi ve sızdırmazlık yüzey malzemesi olarak ta karbon-grafit, PTFE, Ni-dirençli, stellit, alüminyum oksit, tungsten karbür ve silikon karbür olarak seçilmektedir. Bu bölümün sonunda mekanik sızdırmazlık elemanları ile ilgili standartlara yer verilmiştir. Fakat bunlarla ilgili özel bir standartm bulunmaması nedeniyle standartların oluşturulması için öneriler sunulmuştur. Sonuç olarak, mekanik sızdırmazlık elemanları hakkında detaylı bilgiler bu tezin sonunda yer almış ve hala sonuç alınamayan belirsiz durumlar da vurgulanmıştır