FBE- Makine Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Başlık ile FBE- Makine Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge1050a, 3003, 3105, 5005 Alüminyum Alaşımlarının Çift Merdaneli Döküm Yöntemiyle Levha Şeklinde İmalatı Ve Mikroyapılarının İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ünal, Alpaslan ; Bodur, Cengiz T. ; İmalat ; ManufacturingBu çalışmada 1050A, 3003, 3105, 5005 alüminyum alaşımlarının çift merdaneli döküm yöntemiyle üretiminde ortaya çıkan mikroyapıları üzerinde durulmuştur. 1050A, 3003, 3105, 5005 alüminyum alaşımlarının çift merdaneli dökümünde, yapılan teorik ve deneysel araştırmalar, bazı önemli mikroyapı karakteristiklerinin anlaşılmasına yardım etmiştir. Konunun daha iyi anlaşılması için çift merdaneli şeritlerin üretiminde döküm kalitesini etkileyen parametreler hakkında araştırmalar yapılmıştır. Bunun yanısıra alüminyum alaşımlarında döküm sırasında karşılaşılan problemler araştırılmştır. Bu problemlerin nasıl giderileceği hakkında da araştırmalar yapılmıştır. Çeşitli çift merdaneli döküm deneyleri, değişik alüminyum alaşımlarının, mikroyapı karakteristiğini ortaya çıkarmak için yapılmıştır. Çalışma sonucunda tane yapılarının morfolojisi ve boyutları hakkında bilgiler verilmiştir ve bu elde edilen mikroyapılar geleneksel döküm yöntemleriyle mukayese edilmiştir.
-
Öge8090 Al-li Alaşımında Retrogresyon Ardından Yeniden Yaşlandırma İşleminin Yorulma Özelliklerine Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ilgaz, A. Özgür ; Demirkol, Mehmet ; İmalat ; ManufacturingAl-Li alaşımları, temel olarak uçak ve uzay araçlarında ağırlıktan tasarruf amacıyla geliştirilmiş bir alaşım grubudur. Al-Li alaşımları diğer alüminyum alaşımlarına göre, hafifliklerinin yanı sıra, daha yüksek elastiklik modülleri, yüksek uzun ömürlü yorulma dirençleri ve son zamanlarda öne çıkan düşük sıcaklık özellikleri ile öne çıkmaktadır. Ancak çoğu Al-Li alaşımındaki yüksek anizotropi ve özellikle hadde yönüne dik yöndeki düşük kırılma tokluğu bu alaşım grubunun önüne çıkan en büyük engel olmuştur. Al-Li alaşımlarının gerilmeli korozyon problemi ise 7xxx serisine de uygulanan ve dayanımda azalmaya sebep olan T73 temperiyle giderilmiştir. Ancak B. Cina tarafından patenti alınan, ilk olarak 7xxx serisine uygulanan ve dayanım düşüşü olmadan gerilmeli korozyon direncini arttıran retrogresyon ardından yeniden yaşlandırma işlemi, 8090 Al-Li alaşımına da uygulanmış ve başarılı olunmuştur. Bu çalışmada da deney malzemesi olarak 8090 alaşımı kullanılmıştır. Daha önce yine 8090 alaşımı üzerinde yapılan bir çalışmada belirlenen optimum retrogresyon sıcaklığında, retrogresyon ardından yeniden yaşlandırma işlemi uygulanmış deney numuneleri, dört noktadan eğme yöntemi ile yorulma testlerine tabi tutulmuştur ve retrogresyon işleminin yorulma özelliklerine etkisi araştırılmıştır. Aynı zamanda kırık yüzeyleri de makroskobik ve mikroskobik olarak incelenmiştir..
-
Öge8090 Alüminyum-lityum Alaşımında Retrogresyon Ardından Yeniden Yaşlandırma Isıl İşlemiyle Özelliklerin Optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Güleryüz, Canan Gamze ; Aran, Ahmet ; İmalat ; Manufacturing1970’lerdeki petrol krizinden sonra uçak-uzay uygulamalarında hafiflik önem kazanmıştır. Bu aşamada Al-Li alaşımları, uçak üreticilerinin ilgisini, geleneksel alüminyum alaşımlarına göre düşük olan yoğunlukları nedeniyle, eskiden olduğundan daha çok çekmeye başlamıştır. Bununla birlikte Al-Li alaşımları üzerinde, son 15 yılda yapılan çok sayıda araştırmaya rağmen uygulamaları beklendiği kadar olmamıştır. Bunun nedenleri arasında, bu alaşımların sünekliklerinin ve kırılma tokluklarının düşük olması, mekanik özelliklerinde görülen anizotropi, gerilmeli korozyona olan hassasiyetlerinin geleneksel yüksek dayanımlı alaşımlardan daha fazla olması vardır. Bununla birlikte olumlu özellikleri nedeniyle kullanılan birçok Al-Li alaşımın vardır. 8090 hem ticari, hem de askeri uçaklarda kullanılan bir alaşımdır. 1974 yılında, Cina tarafından 7000 serisi alüminyum alaşımlarında aşırı yaşlandırma durumundaki yüksek gerilmeli korozyon dayanıklılığıyla birlikte yapay yaşlandırmadaki maksimum dayanımı birlikte sunan bir ısıl işlem, ‘Retrogresyon ardından Yeniden Yaşlandırma (Retrogression and Reaging-RRA)-RYY' geliştirildi. Son yıllarda yapılan çalışmalar bu ısıl işlemin Al-Li alaşımlarında gerilmeli korozyon problemini gidermede kullanılabileceğini göstermiştir. Pek çok araştırmacı, belirli alaşımlar için, en uygun ısıl işlemi tanımlamak üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu çalışmada, 8090 Al-Li-Cu-Mg-Zr alaşımı üzerinde deneyler yapılmıştır. İlk etapta alaşımın yapay yaşlandırmaya olan cevabı araştırılmış, alaşıma, RYY ısıl işlemleri uygulanarak bu ısıl işlemin gerilmeli korozyon hassasiyetine olan etkisi üzerinde durulmuştur.
-
ÖgeAbsorbsiyonlu Sistem İle Çalışan Bir Buzdolabının Deneysel Ve Teorik Olarak İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Arslan, Mustafa Erhan ; Eğrican, Nilüfer ; Enerji ; EnergyBu çalışmada absorbsiyonlu soğutma sistemi ile çalışan bir buzdolabı deneysel ve teorik olarak incelenmiştir. Absorbsiyonlu soğutma sisteminin kullanıldığı buzdolaplarında karşılaşılan en önemli sorun, bu sistemlerin performansının düşük seviyelerde olmasıdır. Bu çalışmada yapılan incelemede ise, bu sorun üzerinde durulmuş ve sistemin performansının arttırılması hedeflenmiştir. Bu amaç doğrultusunda yapılan çalışmanın teorik kısmında, ilk olarak sistemin termodinamik analizi yapılarak deneysel çalışmada kullanılan sistem için matematik bir model oluşturulmuştur. Teorik çalışmanın ikinci kısmında, sistemin habbecik pompası (bubble pump) kısmı için bir model oluşturulmuş ve elde edilen sonuçlar, deneysel çalışma sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Çalışmanın deneysel kısmında ise, öncelikle sistem performansını etkileyen parametreler (Şarj miktarı, basınç...) üzerinde optimizasyon çalışması yapılmıştır. İkinci aşamada, teorik çalışmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda sistem geometrisi değiştirilerek performanstaki değişim izlenmiş, aynı zamanda teorik çalışmanın doğruluğu tartışılmıştır. Birbirine paralel olarak yapılan deneysel ve teorik çalışmalar sonucunda, sistem performansında göz görülür bir iyileşmenin olduğu saptanmıştır.
-
ÖgeAdaptif Ters Kontrol(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Akça, Serdar ; Hızal, N.aydın ; Makina Teorisi ve Kontrol ; Theory of Machines and ControlAdaptif ters kontrol (ATK), sonlu impuls cevabı olan (FIR) filtre kullanarak elde edilen dinamik sistem ters modelinin, dinamik sistem ile seri bağlı olan adaptif kontrolörün transfer karakteristiklerini belirlediği bir açık çevrim kontroldür. Bu çalışmada, sırası ile adaptif ters kontrol analizleri için kararsız lineer bir dinamik sistem ve bozucu etkiyen lineer uçak modeli test platformu olarak seçilmiştir. Filtered-X LMS algoritmasını kullanan online ATK sisteminin performansı, kararsız olan dinamik sistem kullanılarak incelenmiş ve uygun yakınsama faktörü ve ağırlık vektörü uzunluğunun seçilmesi halinde bu tip bir ATK sistemi konfigurasyonu ile hassas bir dinamik kontrol gerçeklenebileceği gösterilmiştir. Bu durumda, model referans ters modelleme özelliği eklenerek kontrol sistemi performansı arttırılabilmektedir. İç model kontrol (IMK) şemasına dayalı ATK konfigurasyonu ise basamak, rampa ve rastgele değişen karakterde bozucuya maruz lineer uçak modeli üzerinde test edilmiştir. Bu konfigurasyon ile adaptasyon hızına bağlı olmadan herhangi bir anda bozucu kestirimini veren direkt model mevcut olacağından, bozucu yok etme sinyali geri beslemesinin aktif hale getirilmesi ile etkin biçimde dinamik sisteme etkiyen bozucu yok edilmektedir.
-
ÖgeAkış Problemlerinin Sonlu Hacimler Metodu İle Yapısal Olmayan Hesap Ağlarında Çözümü(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Aksoy, Hüseyin Gökmen ; Kavurmacıoğlu, Levent ; Enerji ; EnergyBu çalışmada sıkıştırılamaz daimi akış problemlerinin temel değişkenler kullanılarak yapısal olmayan hesap ağlarında, sonlu hacimler yöntemi kullanılarak çözümü incelenmiştir. Basıncın ve hızların hesaplanması için SIMPLE algoritması kullanılmıştır. Çalışmada öncelikli olarak akış problemlerini tanımlayan denklemlere temel oluşturan Taşınım-Yayınım denklemi çözülmüştür. Yapılan hesaplamalar sonucu hesap ağındaki kontrol hacmi sayısı arttıkça yapısal ve yapısal olmayan hesap ağlarında elde edilen sonuçların birbirlerine yaklaştığı tespit edilmiştir. Ağız tarafından sürülen akış ve ani genişleyen kanalda akış problemleri çözülmüştür. Yapılan hesaplamalar sonucu yapısal olmayan hesap ağları ile yapılan çözümlemelerin hesap ağındaki kontrol hacmi sayısı arttıkça yapısal hesap ağlarında elde edilen sonuçlara yaklaştığı görülmüştür. Ayrıca ikinci düzeltme adımının çözümün yakınsamasını özellikle yüksek Reynolds sayılarında iyileştirdiği tespit edilmiştir. SIMPLE algoritmasının mühendislik uygulamaları için yeterli olduğu ancak yüksek teknoloji uygulamaları için daha gelişmiş bir yöntem kullanılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
-
ÖgeAlüminotermik Kaynağında Kaynak Parametrelerinin Dikiş Özelliklerine Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tosun, Murat ; Vural, Murat ; İmalat ; ManufacturingAlüminotermik kaynağı, birbirine kaynak yapılacak iki parçanın, termit adı verilen karışım yardımıyla elde edilen metal eriyiğinin, birleştirilecek parçalar arasındaki boşluğa dökülmesi ve katılaştırılması yoluyla birleştirilmesi prensibine dayanır.Alüminotermik kaynak, özellikle demir yollarında kullanılan rayların birleştirilmesinde başarılı sonuçlar veren yüksek verimli bir kaynak yöntemidir. Alüminotermik kaynakta kaynak kalitesini etkileyen iki temel parametreden, birincisi ray uçları arasındaki kaynak boşluğu, diğeri ise ray uçlarına uygulanan ön ısıtma miktarıdır.Bu çalışmada amaçlandığı üzere alüminotermik kaynağında kaynak parametrelerinin değiştirilmesi ile kaynak bölgesinin sertlik, mikroyapı ve kimyasal bileşim gibi özelliklerinde meydana gelen değişimlerin kaynak kalitesine etkileri irdelenmeye çalışılmıştır.Bu amaca yönelik olarak alüminotermik kaynağında iki temel parametre olan kaynak boşluğu ve ön tavlama sıcaklığı birbirleri ile kombinasyon oluşturacak şekilde değiştirilerek bu çalışmanın ilk adımı olan kaynak işlemi gerçekleştirilmiştir. Kaynak işlemlerinde ray malzemesi olarak Uluslararası Demiryolları Birliği yönetmeliğine uygun olarak A900 kalitesinde ve Alman S49 profil standardında raylar kullanılmıştır. Yapılan kaynaklardan alınan numunelerin, sertlik değerleri ölçülmüş, kimyasal ve metalografik analize tabi tutularak elde edilen sonuçlar incelenmiştir.
-
ÖgeAraç Dinamiği Modelleri Geliştirilmesi Ve Savrulma - Devrilme Engelleyici Kontrolde Kullanımları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yiğit, Teyfik ; Güvenç, Levent ; Makina Teorisi ve Kontrol ; Theory of Machines and ControlBu çalışmada, yol taşıtlarında savrulma ve yalpa gibi çoğu zaman istenmeyen dinamik davranışların düzeltilmesi amacıyla tasarlanan aktif güvenlik sistemlerinin sanal testlerinin gerçekleştirilmesi için farklı serbestlik derecelerine ve farklı karmaşıklık düzeylerine sahip araç dinamiği modellerinin geliştirilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla çift izli ve tek izli olmak üzere iki farklı yaklaşımda toplam beş adet araç dinamiği modeli oluşturulmuştur. Ayrıca, yine bu çalışmada yol taşıtlarında istenmeyen savrulma ve devrilme gibi dinamik davranışların düzeltilmesi amacıyla model regülatörü yapısında savrulma ve yalpa önleyici direksiyon kontrol sistemleri tasarlanmış ve geliştirilen bu direksiyon kontrol sistemlerinin, hazırlanan farklı serbestlik dereceli araç modelleri ile standart manevralarla belirlenen simülasyon senaryolarında testleri gerçekleştirilmiştir.
-
ÖgeAsansörlerde kabin kılavuz ray konsollarının sismik bölgeler için tasarımı, modellenmesi ve analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-08-14) Sancak, Abdül Melik ; İmrak, Cevat Erdem ; 503171201 ; Makine Mühendisliği ; Mechanical EngineeringAsansörler yapılarda katlar arası insan ve yük taşımayı sağlayarak günlük hayatı kolaylaştıran transport sistemleridir. Özellikle hastane, okul, kamu binaları gibi yapılarda asansörler insanların yer değiştirmesinde oldukça önemlidir. Ancak deprem gibi doğal afet durumlarında asansörlerin çalışma koşulları bozulur ve asansör kullanılamaz duruma gelir. Deprem anında binanın en sağlam bölümleri asansör kuyuları olmasına rağmen, deprem anında asansörlerin kullanılmamasının nedeni, deprem dalgaları sebebiyle asansörlerin yapısal elemanlarında hasarlar meydana gelmesi ve insanların bu asansörlerde mahsur kalabilmeleridir. Bu yapısal elemanların başında asansör karşı ağırlık raylarını ve kabin raylarını asansör kuyusunun duvarlarına bağlayan ve sabitleyen, rayların dikey doğrultuda bir hat halinde kalmasını sağlayan konsol elemanları gelmektedir. Deprem dalgalarının yükleri sonucunda konsol elemanları hasar görebilmekte ve asansörün karşı ağırlığının ve kabinin raylar üzerinde doğrusal olarak hareket edememesi sonucu asansörler kullanılamamaktadır ve içerisinde insanlar mahsur kalmaktadır. Binalarda kullanılan yolcu asansörlerinde çoğunlukla TSE K 179 – "Asansör rayı bağlama sistemi" standardında da görülen standart konsol tasarımları kullanılmaktadır. Büyük depremler sonrası hasar alan binalar incelendiğinde konsolların, gelen deprem kuvvetlerine dayanamadığı ve hasara uğradığı görülmektedir. Son zamanlarda bu hasarları en aza indirmek için yapılan çalışmalar sonucunda farklı bazı tasarımların ortaya çıkarıldığı görülmektedir. Bunlardan iki tanesi; destekli konsol tasarımı ve kanallı konsol tasarımıdır. Destekli tasarıma bakıldığında konsolun içe kıvrıldığı bölgeye eklenen, genelde 10 mm kalınlığında olan destek parçası bulunan konsollarda, etkiyen kuvvetler sonucu oluşan gerilmelerin daha az olduğu düşünülmektedir. Bu konsolun standart tasarıma çok benzeyen bir yapısı vardır, tek farkı eklenen destek unsurudur. Kanallı tasarım incelendiğinde standart tasarıma nazaran farklı bir yapıda olduğu görülmektedir. Konsolun orta bölgesine eklenen kanal tasarımıyla oluşturulan farklı kenarların, konsola etkiyen kuvvetler sonucu oluşan gerilmelerin standart tasarıma göre oldukça fazla azaldığı iddia edilmektedir. Ancak farklı tasarımların üzerinde oluşan gerilmelerin konsolun hangi bölgelerinde yüksek olacağı ve standart tasarıma göre farklılık gösterebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çalışmada, yukarıda belirtilen ve binalarda kullanılan farklı üç konsol tasarım tipinin gerilme ve deformasyon incelemesi yapılmıştır. Bu sebeple; ASME A17.1, TS EN 81-77, TS EN 81-50, TS EN 1998-1 ve IBC 2018 standartları kullanılmıştır. Belirtilen standartlardan; kılavuz ray üzerinde asansörün normal kullanımından kaynaklanan kuvvetler, deprem kuvvetleri, deprem kuvvetlerinin varsayılan yönleri, toplam kuvvetlerin patenlere dağılımı ve toplam kuvvetlerin neler olduğu elde edilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda kuvvetlerin hesaplanması için bazı tasarım varsayımlarında bulunulmuş olup devamında bu verilerle üç farklı konsol tasarımı için modeller oluşturulmuştur. Oluşturulan modeller ANSYS sonlu elemanlar programında standartlardan elde edilen verilerle çalıştırılmış ve sonuçlar alınmıştır. Toplam mesh sayısı her bir simülasyonda ortalama olarak 960000 mesh olarak tespit edilmiştir. Sekiz katlı bir binada toplam 10 kullanıcılı bir asansör olduğu varsayılmıştır. Binanın toplam boyu 25 m olarak alınmıştır. Kılavuz rayların sabitlenmesi için gerekli konsollar arası mesafe belirlenmiş ve toplam 10 adet konsol çifti kullanılmıştır. Kılavuz raylar, standartlarda belirtildiği üzere birbirlerine bağlantı levhaları aracılığı ile bağlanmıştır. Deprem kuvvetleri için AFAD TDTH web uygulaması üzerinden deprem açısından en tehlikeli olarak renklendirilen Bingöl ili civarında seçim yapılmış ve hesaplama değerleri kullanılmış olup bilimsel veriler incelenmiştir. Her bir konsol tasarımı için 10 adet simülasyon olmak üzere en az 30 simülasyon yapılmıştır. Tasarımlarda her simülasyon için farklı bölgelere kuvvetler uygulanmış olup en yüksek gerilme değerleri, gerilme değerlerinin nasıl değiştiği ve deformasyon değerleri incelenmiştir. Sonuç olarak en yüksek gerilme değeri standart tasarımda çıkmış olup dikkat edilmesi gerekenler ve sonuçlar ilerleyen bölümlerde belirtilmiştir. Literatür çalışmasının çoğunluğu internette bulunan bilgiler incelenerek en doğru bilgiler sunulmaya çalışılmıştır. Bölümlere göre deprem bilgileri, gerekli asansör bilgileri, asansörün temel tasarım bilgileri, simülasyon verileri, sonuçlar ve yorumlar sıralanmıştır.
-
ÖgeAşınmaya Karşı Plazma Püskürtme Ve HVOF (Yüksek Hızlı Oksi-yakıt) Püskürtme Yöntemleriyle Yüzey Hazırlama(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Bilge, Taner ; Dikicioğlu, Adnan ; 75489 ; Makine Mühendisliği ; Mechanical EngineeringBu çalışmada, uygulamada birçok türü kullanılan ısıl püskürtme yöntemlerinden; alevle püskürtme, elektrik ark ile püskürtme, patlamalı püskürtme, plazma püskürtme ve HVOF püskürtme yöntemleri detaylı olarak incelenmiştir. Daha sonra, teknolojik açıdan son gelişmiş yöntemler olan Plazma ve HVOF püskürtmenin üstünlükleri ve kendileri arasında karşılaştırmaları irdelenmiştir. Bu son teknoloji sistemlerinin klasik püskürtme yöntemlerine göre ne kadar üstün olduğu yapılan çalışmalar sonucunda elde edilmiştir: 1. Yüksek kaplama kalitesi; - Yüksek mukavemet, - Yüksek makro ve mikro sertlik, - Kaplamada düşük oksit içeriği. 2. Yüksek kaplama; - Yüksek püskürtme oranı, - Yüksek kaplama verimi, - HVOF yöntemiyle plazma püskürtmede karşılaşılan çok miktarda parametrelerde azalma. Yüksek ekonomik özellikler; Kaplama oranının daha yüksek olması, Mekanik özellikleri yüksek, temiz olarak kaplanmış malzemelerde son yüzey işlemleri için ekstra işlerin ortadan kalkması (zaman, işçilik, makinelerin aşınma olayının azalması vs. gibi).
-
ÖgeBantlı Konveyörlerin Bilgisayarla Tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Kadiroğlu, Nesrin ; Gerdemeli, ismail ; 68911 ; Makine Mühendisliği ; Mechanical EngineeringÖzellikle yığma türde malzemeler için en etkin taşıma sistemlerinden biri sürekli taşıma makineleridir. Bu tip makineler malzemenin çabuk,ekonomik ve daha kolay taşınmasını sağlarlar. Bu araştırmada, bantlı konveyörlerin tasarımını yapacak bir bilgisayar programı yazıldı. Program TURBOPASCAL programlama diliyle AutoCAD çizim programını kullanarak yazılmıştır. Program bantlı konveyörlerin başlıca kısımlarını oluşturan bant, tahrik ve dönüş tamburları, rulolar ve tahrik grubu seçimi, hesabı ve çizimleri bilgisayar yardımıyla yapılmış ve tasarım sonuçlarını standartlaştırır ve tasarım ilgili TSE, DİN, İSO standartlarına uygundur.
-
ÖgeBilgisayar Destekli Vantilatör Tasarımı Ve Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Dolay, Fuat Hakan ; Parmaksızoğlu, Cem ; Enerji ; EnergyVantilatör istenen gaz debisini gazı hareket ettirebilecek kadar enerji vererek sağlayan cihazdır. Vantilatör tiplerinin parametrik tasarımı üzerine yapılan bu çalışma üç ana bölümde incelenebilir. Birinci bölümü öne eğik kanatlı, geriye eğik kanatlı ve radyal merkezkaç vantilatör tipleri ve boru tipli yönlendirici kanatsız eksenel vantilatörler için elde edilmiş teorilere dayanılarak kullanıcının istediği özelliklere uygun olarak parametrik vantilatör tasarımı yapan QBASIC tabanlı programların hazırlanması oluşturmaktadır. İkinci bölümü ise, bir CAD-CAM-CAE programı olan I-DEAS üzerinde, QBASIC programlarında hesaplanan vantilatör boyutlarının kullanılması ile, tasarımın bilgisayar ortamında modelenmesini sağlayan programların hazırlanması oluşturmaktadır. Bu programlar I-DEAS üzerinde çalıştırıldığında merkezkaç ve eksenel vantilatörler için parçaları çizmekte, montajı oluşturmakta ve iki boyutlu teknik resmini çıkartmaktadır. Üçüncü bölümü ise, vantilatör tasarımda rol alan teoriler henüz tam olarak geliştirilemediği (özellikle merkezkaç vantilatörler) için gerçekleştirilen tasarımların Fluent adlı yazılım yardımıyla akış analizin yapılarak vantilatörün karakteristik eğrilerinin ve çalışma bölgesinin belirlenmesi oluşturmaktadır.
-
ÖgeBilgisayar Yardımıyla Isı Değiştiricisi Tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çeteci, Ömür Murat ; Parmaksızoğlu, Cem ; Enerji ; EnergyBu çalışmada, gövde boru tipi ısı değiştiricileri, soğutucu ve nem alıcı serpantinler ile ısıtıcı serpantinlerin tasarımı ve boyutlandırılması Visual Basic 5.0 bilgisayar programı yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Veri olarak girilen değerler ile gövde boru tipi ısı değiştiricisinin matematiksel modeli oluşturulmuş, ısıl ve maliyet analizleri çeşitli gövde ve boru çapları için yapılarak optimum ısı değiştiricisi boyutu elde edilmiş ve son olarak AutoCAD R14 çizim programında teknik resmi çizdirilmiştir. Soğutucu ve nem alıcı serpantin için benzer bir ısıl ve maliyet analizi yapılmış ve örnek bir resmi çizdirilmiştir. Isıtıcı serpantin için ise belli olan boyutların ısıl hesaplamalar sonucundaki kontrolü gerçekleştirilmiştir. Gövde boru tipi ısı değiştiricileri için elde edilen sonuçlar pratikte kullanılan değerlerle karşılaştırıldığında kabul edilebilir bir yakınsaklığın sağlandığı gözlemlenmiştir.
-
ÖgeBilgisayarda İnsan-makine Etkileşiminin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Balçık, Çiğdem ; Hızal, N.aydın ; Makina Teorisi ve Kontrol ; Theory of Machines and Controlİçinde bulunduğumuz bu yüzyılda , mekanik ve elektronik araçlardaki teknolojik gelişmeler ile beraber, kontrol edilen sistemlerin yapılarının da daha karmaşıklaşması kapalı çevrimde insan operatöre verilen rollerin artmasını gerektirmiştir. Böylece insan-makine etkileşiminin, sistem performansı üzerindeki etkileri büyük önem kazanmıştır. İnsan-makine sistemlerinde insan operatör;değişen ortam koşullarına uyabilen, sisteme en uygun girişi belirleyebilen, karar verebilen bir bilgi işlem cihazı olarak çok fazla bilgi ve beceriye sahip olduğundan niceliksel olarak tanımlanmak için çok karmaşık olan bir kontrolördür. Bu sebeple kontrol teoriyi dayanarak insan operatörün davranışlarını modelleyebilmek için 1950 li yıllardan bu yana pek çok araştırmalar yapılmış ve belirli bazı modeller oluşturulmuştur. Oluşturulan bu modeller sayesinde çeşitli çevresel ve psikolojik değişkenlerle beraber alkol, uyuşturucu, yorgunluk v.b faktörlerin de insan performansı üzerindeki etkilerini inceleme fırsatı olmuştur. Bütün bu bilgilerden faydalanılarak oluşturulan bu tez de ana amaç; Matlab 4.0 kullanılarak oluşturulmuş bir bilgisayar programı vasıtasıyla görüntü değişkenlerinin farklı değerleri için sistem performansını incelemektir. Farklı şartlar için sistem kararlılığını bozmayacak şekilde seçilen görüntü değişkenleri, insan operatörün, kontroldeki yükünün azalmasını sağlarlar. Buna ilave olarak, aynı program kullanılarak kontrolü etkileyen diğer değişkenler olan; görev değişkenleri, operatör merkezli değişkenler, v.s de kısaca incelenmiştir
-
ÖgeBirden Fazla Sayıda Çift Yay-kütle Sistemi İle Birbirine Bağlı İki Ankastre Çubuğun Boyuna Titreşimleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) İnceoğlu, Serkan ; Gürgöze, Metin ; Makina Teorisi ve Kontrol ; Machine Theory and ControlBu çalışmada, birden fazla sayıda çift yay-kütle sistemi (ikincil sistem) ile birbirine bağlanmış, uçlarında kütle taşıyan ankastre iki elastik çubuğun (birincil sistem) oluşturduğu kombine sistemin boyuna titreşim hareketleri incelenmiştir. Bu çalışmada amaç, söz konusu sistemin titreşim hareketleri için bir genel formülasyon elde etmektir. Çalışmada, ilk önce, tek ikincil sisteme sahip kombine sistemin hareketinin diferansiyel denkleminin sınır değer problemi metoduyla çözümü elde edilmiştir. Daha sonra, aynı sistemde, Green fonksiyonu kullanılarak bir formülasyon elde edilmiştir. İkinci olarak ise, tek ikincil sistem için çıkartılan formülasyon birden fazla ikincil sistem hali için genelleştirilmiştir. Yapılan sayısal değerlendirmeler sonucunda, elde edilen formülasyonun mükemmel sonuç verdiği görülmüştür.
-
ÖgeBoru Hatlarında Güneş Radyasyonu Etkisi İle Meydana Gelen Basınç Artışının Değişik Boru Sistemlerinde İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Varal, Volkan ; Özkaynak, Taner ; Enerji ; EnergyBoru hatları dünyanun her tarafında değişik akışkanları, güvenilir ve uzun servis avantajlarıyla, kaynaklardan kullanım yerlerine taşımaktadırlar. Büyük miktarlarda akışkan boru hatlarıyla sürekli koşullarda uzun mesafeler boyunca taşınabilmektedir. Boru hatlarının tasarım ve inşaatları, uluslararası standardizasyon organizasyonları tarafından belirlenmiş kod ve standartlar kullanılarak yapılmaktadır. Malzemelerin seçimi de yine bu kod ve standartlara göre yapılmaktadırBu çalışmada, boru hatlarında güneş ışınımıyla ısı kazancı durumuna ilişkin teorik çözüm gerçekleştirilmiş ve sonuçlar çıplak, ön-izolasyonlu ve klaik izolasyonlu sistemler için ortaya konmuştur. İzolasyonlu ve çıplak boru sistemleri için zamana bağlı diferansiyel denklemleri çözmek için Fortran 90 ile bir program yazılmıştır. Bu progrmda zamana bağlı enerji denklemlerinin çözümü içi sonlu farklar yöntemi kullanılmıştır.
-
ÖgeBoru Ve Kanallarda Isı Taşınım Katsayısının Arttırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Sarı, Bekir ; Dağsöz, Alpin Kemal ; Enerji ; EnergyBu çalışmada çelik kazanlarda ısı taşınım katsayısının artırılması ile kazan ısıl veriminin artırılması amaçlanmıştır. Bu nedenle değişik tip türbülatörler denenerek ve mevcut türbülatörler üzerinde dizayn girdileri değiştirilerek çeşitli deneyler yapılmıştır. Çelik kazanlarda ısı taşınımını arttırmak, dolayısıyla kazan ısı verimini arttırmak için kullanılacak parametrelerden biri olan kanallar içinde türbülanslı bir akış meydana getirmek amacıyla değişik formlarda ve mevcut türbülatörlerin parametreleri değiştirilerek deneyler yapılmıştır. Bu çalışma sonucunda yapılan çeşitli modifikasyonların kazan ısıl verimi, erişilen baca gazı sıcaklığı ve yanma verimi açısından karşılaştırılması yapılmıştır. Kazan dizayn parametrelerine göre en uygun sonuçları veren türbülatörler seçilmiştir. Elde edilen sonuçlar Türk Demirdöküm Fabrikaları’nın ürünleri arasında bulunan çelik kazanlarda başarı ile uygulanmıştır.
-
ÖgeBosch 2400 S Benzinli Elektrik Jeneratörünün Lpg İle Çalıştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) İşlier, C. Aydın ; Ergeneman, Metin ; 66501 ; Makine Mühendisliği ; Mechanical EngineeringBu çalışma kapsamında 2. 5 kVA sürekli çıkış gücü olan, benzin motoru ile tahrikli bir elektrik jeneratörünün, LPG dönüşümü gerçekleştirildi. Jeneratörün LPG dönüşüm sistemi, AYGAZ LPG tüpü, LPG detandörü, LPG hortumu, gaz karbüratörü ve de gaz debisi ayar mekanizması ile oluşturuldu. Bu elemanlardan gaz karbüratörü ve ayar mekanizması tasarlandı ve imal edildi. Sistemin diğer elemanları ise piyasadan tedarik edildi. Dönüştürme sistemi tamamlandıktan sonra, jeneratör önce benzin ile sonra da LPG ile çalıştırılıp, yakıt tüketimleri, hava debileri, egzos emisyonları ve üretilen elektriğin kaliteleri karşılaştırıldı. Ayrıca LPG'nin kullanışlılık açısından, benzine olan avantaj ve dezavantajları incelendi. Yapılan ölçümlere göre, LPG'li işletmenin, benzinliye oranla çıkış gücünde önemsenir bir fark yaratmadığı gözlendi. LPG ile işletmede, jeneratörün çalışma aralığının tamamında, benzinliden daha iyi hava fazlalık katsayıları elde edildi. Bu durumun doğal sonucu olarak özgül yakıt tüketimleri karşılaştırıldığında benzinin LPG'ye oranla, ortalama olarak %28 daha fazla tüketildiği ölçüldü. İşletme maliyetleri açısından ise durum incelendiğinde, benzinli işletmenin ortalama 2. 5 kat daha pahalı olduğu sonucu ortaya çıktı. Egzos gazları açısından da LPG, hava fazlalık katsayılarındaki iyilik nedeni ile benzinden daha iyi sonuçlar verdi. Üretilen elektriğin kalitesi kıyaslandığında, LPG'nin düşük yüklerde voltaj frekansında oynaklığa sebep olduğu, ancak yükün artması ve hava fazlalık katsayısının l'e yaklaşmasıyla bu uygunsuz durumun ortadan kalktığı, benzinli işletmede ise, jeneratörün çalışma aralığının tamamında frekansın stabil olduğu tesbit edildi. İlk çalışma açısından da ortam sıcaklığının çok düşük olduğu haller dışında, LPG'nin herhangi bir dezavantaj oluşturmadığı gözlendi. İşletme maliyetlerinin benzinden ucuz olduğu ve işletmede herhangi bir kusur getirmediği için LPG, ilk yatırım maliyetlerine rağmen tercih edilebilir bir yakıt olarak ortaya çıkmış oldu.
-
ÖgeBölge Isıtmasında Kullanılan Bileşik Isı-güç Üretim Sistemlerinin Enerji Hesaplama Ve Ekonomik Değerlendirme Yöntemleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Taşkın, Gülden ; Derbentli, Taner ; Enerji ; EnergyBu çalışmada, 5000 adet konuttan oluşan yerleşim bölgesinin ısı enerjisi gereksinimleri, üç ayrı sistem ile karşılanmaktadır. Birinci sistemde (A Sistemi), enerji santrali, bileşik ısı-güç üretim sistemi ve santrale ilave olarak bir adet merkezi kazan dairesinden meydana gelmektedir. Bu sistemde, doğalgaz kullanıldığında enerji santrali, enerji santrali gaz türbinli, kömür kullanıldığında, buhar türbinli bileşik ısı-güç üretim sistemidir. İkinci sistemde (B Sistemi), bölgedeki konutların ısıtılması, doğalgaz yakan merkezi kazanlarla sağlanırken üçüncü sistemde (C Sistemi), her apartman bloğunun altında bulunan ve doğalgaz yakan kazanlarla sağlanmaktadır. Bu konutların ısıtma yükleri, derece-gün ve bin yöntemleri uygulanarak hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır. Bir bilgisayar programı yazılmış ve bu program yardımı ile ısıtma sistemlerinin ekonomik çözümlemesi yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, bölge ısıtmasında bileşik ısı-güç üretim sistem uygulamalarının en ekonomik olduğu sonuçlandırılmıştır.
-
ÖgeBuhar Püskürtmeli Gaz Türbinli Kojenerasyon Sistemlerinin Termoekonomik Optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Şenel, Altuğ ; Öztürk, Aksel ; Enerji ; EnergyBu çalışmada, Lagrange çarpanları metodu ile çözümlenen, buhar püskürtmeli gaz türbinli bir kojenerasyon sisteminin termoekonomik optimizasyonu üzerinde durulmuştur. Sistem üzerinde üretilen proses buharı miktarını arttırmak için ilave bir yanma odası devreye alınmaktadır. İkinci yanma odasının devrede olduğu ve olmadığı zamanlarda her iki sistemin birinci ve ikinci kanun analizi yapılmıştır. Termoekonomik analiz için yanma odasının devrede olmadığı sistem gözönünde alınarak kullanılabilir enerji kayıplarının sistem üzerindeki etkisi incelenmiştir. Tüm sistem altsistemlere ayrılarak yerel kullanılabilir enerji kayıpları hesaplanmıştır. Maliyet analizi ile bu kayıpların sistemde elde edilen kullanılabilir enerjinin fiyatı üzerinde yarattığı etkiler incelenmiştir. Böylece sistemin parametreleri cinsinden yazılan fonksiyon, Lagrange çarpanları metodu ile çözümlenerek sistemde elde edilen kullanılabilir enerji fiyatının minimum değerleri hesaplanmıştır.