FBE- Mimarlık Tarihi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Mimarlık Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Araştırma Konuları:
-Geç Dönem Osmanlı Mimarlığı
-Bizans Mimarlığı
-Modern Batı Mimarlığı
-Klasik Dönem Osmanlı Mimarlığı
-Antik Mimarlık
-Kent Tarihi
-Selçuklu Mimarlığı
-Beylikler Dönemi Mimarlığı
-İslam Mimarlığı
Gözat
Başlık ile FBE- Mimarlık Tarihi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge12. yüzyıl Anadolu Türk Camileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2005) Güler, Mustafa ; Aktuğ Kolay, İlknur ; 166647 ; Mimarlık Tarihi ; History of Architecture1071'deki Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu kapılan Türklere açılmış olmakla birlikte, Türklerin Anadolu'da tutunmaları ve yerleşmeleri için yaklaşık üç çeyrek asır geçmiş ve ancak Türkler, Anadolu'daki yapı faaliyetlerine 12. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren başlayabilmişlerdir. Bu nedenle 12. yüzyıl, Anadolu'da, Türk Cami Mimarisi'nin de bir başlangıcı sayılabilir. Günümüze kadar ulaşabilen, 12. yüzyıl camileri, inşa edildikleri tarihlerden itibaren sayısız tamirat ve tadilat geçirmiş olduğundan ve hatta özgün hallerini tamamen kaybettiklerinden, bu dönem için en önemli problem, yapıların özgün hallerinin belirlenmesidir. Anadolu'daki ilk devir camilerini oluşturun, 12. yüzyıl camilerinin, genel olarak üç ana şema üzerinde inşa edildiğini söyleyebiliriz. Şemalardan ilki, örneklerini Karahanh ve Gazneli camilerinde gördüğümüz, harimi enine sahınlardan oluşan ve ortasında mihrap önü birimi yer alan tiptir, ikincisi Büyük Selçuklu camilerinde gördüğümüz, harimi mihrap önü birimi ile önünde eyvandan oluşan ve harimin kuzeyinde avlusu bulunan tip, üçüncü ise Küfe tipi camilerdir. Ancak bu üç şema da, Anadolu'ya geldiğinde değişikliğe uğrayarak, harim ile avlu bir duvarla birbirinden ayrılmış, ilk tipte gördüğümüz yapılarda, mihrap önü birimi giderek büyüyerek harime hakim olmuş ve harimin önüne avlu eklenmiş, ikinci tipte, avlu ve eyvan harime dahil edilmiş, orta sahnın ortasında avluya tekabül eden bir ışıklık ile eyvanı hatırlatacak birimler yer almıştır. Yapıların hatimlerinin kuzeyindeki avlulara gelince, harimde ışıklığı bulunan yapıların avlusunun bulunmadığını, genellikle harimi enine sahınlardan oluşan yapıların ve Küfe tipi yapıların, önünde birer avlusunun bulunduğunu söyleyebiliriz. Yapıların cepheleri ise kuzey cephelerinde yer alan taç kapılar hariç, genellikle düz duvar niteliğindedir. Cephelerde yer alan en önemli mimari eleman, taç kapılardır. Ancak yapıların çoğunun taç kapısı günümüze ulaşamamıştır. Yapıların üst kısımları düz damlıdır. Damda, mihrap önü birimlerinin üzeri birer kubbe veya külahla örtülüdür. Yapılardaki taşıyıcı elemanlar duvarlar, ayaklar ve kemerlerdir. Yapılarda ayaklan birbirlerine bağlayan kemerlerin tamamına yalanı sivri kemerlidir. Yapıların üst örtüleri genellikle, mihrap önü birimlerinde kubbe, diğer sahınlarda ise beşik tonozdur. Ancak Sivas Ulu Camii ve Konya Ulu Camii'nde ise harim, düz ahşap tavanlıdır. Yapılardaki pencereler çoğunlukla özgün durumlarını kaybetmiş olmakla birlikte, yapılarda, dikdörtgen mazgal pencerelere kullanımının daha yaygın olarak görüldüğünü söyleyebiliriz. Yapılarda yer alan mimari elemanlardan, harimde en önemli eleman mihrap, cephelerde ise taç kapılardır. Yapıların çoğu ilk inşa edildiklerinde, minaresiz xxxvii yapılmış olup minareler, çoğunlukla yapılara sonradan ilave edilmiştir. Özgün minareleri günümüze kadar ulaşabilmiş olan yapıların minareleri ise tuğladır. Yapılarda bulunan özgün minberlerin tamamı, ahşap minberlerdir. Yapılardaki malzeme kullanımına gelince, Karahanlılar, Gazneliler ve Büyük Selçuklularda görülen tuğla kullanımı, Anadolu'da yerini(îplikci Camii ile muhtemelen Harput Ulu Camii hariç) taşa bırakmıştır. Ancak yine de bir çok yapının üst örtülerinde, tuğla malzemenin kullanılmaya devam edildiğini görmekteyiz. Şüphesiz olarak Anadolu'da tuğla malzemeden taş malzemeye geçişin en önemli yapısı, Divriği Kale Camii'dir. Yapılarda en yoğun görülen süsleme ise taş süslemedir. Sonuç olarak, Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu bölgelerinde inşa edilmiş olan 12. yüzyıl Anadolu camilerinde, bir üslup birliğinden ziyade, genel olarak bölgesel etkilerin hakim olduğu ve yeni bir takım mekân arayışlarına başlandığı görülmektedir. 12. yüzyıl Anadolu camilerinde, harimlerde bir mekân bütünlüğünün olmadığını, ancak merkezi mekân arayışlarının başladığını, cephelerin ise genellikle düz duvar niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle de yapılardaki mekân bütünlüğündeki eksiklik ve zayıflık, mihraplarla ve taç kapılarla giderilmeye çalışıldığı söylenebilir.
-
Öge19. Yüzyıl Amerikan Gezi Metinlerinde Geç Dönem Osmanlı Mimarlığına Dair Gözlemler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-12-17) Atasoy, Zehra Betül ; Saner, Turgut ; 451002 ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureÇalışma kapsamında 19. yüzyıl Amerikan gezi metinleri Osmanlı başkenti İstanbul çerçevesinde incelenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda, 18. yüzyıldan başlayarak yönetici ve üst kesimden kişiler, Batı toplumlarının hızlı kalkınması sebebiyle, fiziksel çevre ve sosyal hayatta Batı modellerinin benimsenmesini yönlendirmişlerdir. Toplum hayatında birçok konuda olduğu gibi bu aynı zamanda mimaride de yeni bir dilin öncülüğünü yapmıştır. Batılı yeni bir mimari anlayış ve kent imgesi oluşmaya başlamıştır. Çalışmanın amacı, koşullanan Batılı beğeni tarzının, literatürde geçtiği şekilde “Batılı” ve “geç dönem” ürünlerinin bir yabancı olarak Amerikalı tarafından nasıl betimlendiği ve algılandığı sorusunu yanıtlamaktır. Bu kapsamda diplomat, avukat, misyoner, asker, akademisyen, yazar ve gazeteci gibi çeşitli mesleklere mensup 117 gezginin metinleri incelenmiştir. Gezginler Osmanlı hanedan çeşmeleri, camileri, sarayları ve dönemin rağbet gören mesire alanlarını gezi metinlerinde aktarmışlardır.
-
Öge19. Yüzyıl Başından Cumhuriyete Kadar Boğaziçi'nde Yalı Nitelikli Yapılar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) İlker, Banu ; Özer, Filiz ; 46245 ; Mimarlık Tarihi ; History of Architecture19. yüzyıl basından Cumhuriyet * e kadar yalı nitelikli yapılar konulu tez, yedi ana bölümü kapsamaktadır. Tezin birinci bölümü, giriş bölümüdür ve burada konunun seçilme nedenlerine, Boğaziçi'nin neden " moda yaratan ' bir özel bölge olduğuna, tezin amacı ve hazırlanmasında ' izlenen metod ile çalışmalara, bu esnada karşılaşılan zorluklara değinilmiştir. î ki ne i bölüm tarihçe bölümüdür. Burada, Boğaziçi *ni ta nıtıcı genel bilgilere yer verilmiştir. Öncelikle coğra fi özelliklerine, bazı sayısal değerler de verilerek de ğinilmiştir. Bu bölümde ayrıca Boğaziçi'nin ilk yerleş meler, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu dev rindeki durumundan ve mimari qel içmelerden sözedi İmişt ir. üçüncü bölümde, tez konusundan daha önceki devir olan İS. yüzyıl öncesi Boğaziçi yapılarının o döneme ait tipik ö- zellikleri, saray, cami, sefaret ve yalı olmak üzere 4 yapı tipi altında ve verilen bilgileri örnekleyecek yapı lar seçilerek açıklanmıştır. Böyle bir bölüme yer veril mesi, tez konusunun incelediği dönem öncesi genel özel liklere dikkat çekmek ve iki devrin mimari tutumları ara sında kıyas yapabilmek için gerekli görülmüştür. Dördüncü bölümde, konuyla ilgili olması sebebiyle, Osman lı İmparator luğu' nda Batılılaşma Süreci'ne yer verilmiş tir. Bu bolümde, Batı lı laşma* nı n. izlerinin ilk görülme ye başladığı 18. yüzyıldan 20. yüzyıl basına kadar geçen sürede, her padişahın Batı lı laşma'ya bakış açısından, dö nemlerinde meydana gelen değişikliklerden, geleneksel mi marimizi etkileyen yabancı üsluplardan ve Batılılaşma'nın Osmanlı İmparatorluğu topraklarında gelişmesinde ve ya yılmasında büyük pa.y sahibi olan gayrimüslim ve yabancı mimarlardan bahşedilmiştir. Beşinci bölüm, tez başlığı olan 19. yüzyıl başından Cum huriyetle kadar Boğaziçi * nde yalı nitelikli yapıların in celendiği katalog bölümüdür. Katalogda tüm ilgili yapı ları ele almak mümkün olmadığından, sadece dönemin, tez konusunu açıklayıcı bazı saray, cami, sefaret ve yalı örneklerine yer verilmiştir. Yapı tipleri ayrıca kendi içlerinde varolmayan örnekler ile günümüze ulaşan örnek ler olmak üzere iki alt baş lı kta toplanmışlardı r. Altıncı bölüm, değerlendirme bölümüdür. Burada, tezin kapsadığı döneme ait B&rsy, cami, sefaret ve yalı örnek lerinde uygulanan yenilikler ve değişiklikler, plan düze ni ile cephe-bezeme-iç tezyinat özellikleri açısından ol mak üzere iki alt başlıkta incelenmiş, bu özellikler ay rıca her yapı tipi için ayrı ayrı gruplanmıştı r. XII Tezin yedinci ve son bölümü, sonuç bölümüdür. Bu bolum da, 19. yüzyıldan Cumhuriyete kadar geçen devirde Boğazi çi'nde yalı nitelikli yapılar, gruplama yapmaksızın, ge nel bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur» Doneme ait mi mari yaklaşımlara genel olarak değinilirken, farklı 4 ya pı tipinin gerek plan düzeni, gerekse cephe karakterle rinde zaman zaman benzerlikler taşıdıklarından bahsedil miştir. Bu bağlamda, farklı yapı tiplerindeki ortak nok talar ile Boğaziçi'nin kendine has, " moda yaratan " ka rakterde bir bölge olması arasındaki ilişki incelenmiş tir.
-
Öge19. Yüzyıl İstanbul Fotoğrafları: Iı. Abdülhamid Hediye Albümleri’nde Kent Ve Mimarinin Temsili(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-11-17) Taptık, Faruk Ali ; Kuban, Zeynep ; 417528 ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu tezin amacı, Sultan II. Abdülhamid’in 1893 yılında “Amerika Kütüphanesi”ne hediye olarak gönderdiği 1871 fotoğrafı bir araya getiren 51 albümde İstanbul, kent ve mimarinin temsilini dönemin sosyal, politik ve tarihsel koşulları çerçevesinde değerlendirmektir. Bu çerçevede ilk olarak 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun ve İstanbul’un durumu incelenmiştir. Bunun ardından fotoğrafın keşfedildiği bu ilk yıllarda fotoğraf ve mimarlık arasındaki ilişkiye ve Batı’da fotoğraf ve mimarlığın etkileşimine mercek tutulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’na fotoğrafçılığın gelişi, İstanbul’u fotoğraflarıyla Batı’da temsil etmiş olan gezgin fotoğrafçılar ve II. Abdülhamid Hediye Albümlerinde yer almasalar da ürettikleri fotoğraflarla ardından gelecek albümlerin müellifleri olan Abdullah Biraderler ve Paskal Sebah gibi fotoğrafçılar için belli normlar üreten öncü fotoğrafçılar ve stüdyolar hakkında bilgi verilmiştir. Aynı zamanda Tanzimat döneminin önemli aydınları tarafından benzer amaçlarla hazırlanmış Elbise-i Osmaniyye, Usül-i Mimari-i Osmani ve Le Bosphore et Constantinople gibi eserler ve 19. yüzyıl kartpostallarında kent temsili incelenmiştir. Son olarak Albümlerin fiziksel özellikleri, hazırlanmalarının ve “Amerikan ve İngiliz” Kütüphanelerine gönderilmelerinin tarihi, fotoğrafların sıralanışları, gösterdikleri yapı ve kurumlar ve fotoğrafların görsel özellikleri aktartılmıştır. Fotoğraflar görsel temsil açısından incelenerek, dâhil edilmeyenler üzerinden bir okuma yapılmaya da çalışılmıştır.
-
Öge19. Yüzyıl İstanbul’ Unda Alman Mimari Etkinliği(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Fındıkgil-doğuoğlu, Meryem Müzeyyen ; Batur, Afife ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureÇalışmada, 19. yüzyıl İstanbul’ unda Alman mimari etkinliğinin kapsamı saptandı, etkinliğin İstanbul’ un mimari birikimine katkısı irdelendi, nitelik sorgulanırken gerisindeki tarihi arka planın rolü incelendi. Alman Kolonisi’ nin kuruluşu, Osmanlı-Alman İmparatorlukları arasında ilişkiler, ekonomik açıdan Bağdat Demiryolları projesi ve 19. yüzyılda İstanbul’ da mevcut mimari durum tespiti ile tarihi çerçeve oluşturuldu. 19. yüzyıl İstanbul’ unda Alman mimari etkinliğine katkıda bulunan kişiler: Joseph Antony, Giovanni Battista Barborini, German Bestelmeyer, Carlitzik Cingria, M.F. Cumin, Helmuth Cuno, Wilhelm Dörpfeld, Charles Garnier, Hubert Göbbels, Heiss, Herzog, Hirzel, Franz Humann, Imhoff, August Jasmund, Otto Kapp von Gültstein, Albert Kortüm, Konrad Lehmann, H. Meissner, Anton Ignaz Melling, Helmuth von Moltke, von Pelser-Behrensberg, Pfister, Otto Ritter, Scheele, Schwatlo(w), Seefelder, Guglielmo Semprini, Max Spitta, Giorgio Domenico Stampa, Suffrian ve Armin Wegner olarak belirlendi. Çalışmaya konu olan mimari çalışmalar: Hatice Sultan Sarayı, Beşiktaş Sarayı, İstanbul İmar Planı, Alman Elçilik Sarayı, Alman Sefaret Yazlığı, Alman Çeşmesi, Alman Protestan Kilisesi, Alman Hastanesi, Alman Okulları, Teutonia Alman Klübü, Alman Postanesi, Sirkeci Garı, Haydarpaşa Garı, Rumeli Hanı, Germina Han, Ragıp Paşa Köşkleri, Galata Köprüsü, değirmenler-tahıl depoları ve Dostluk Yurdu projesidir.
-
Öge19. Yüzyıl Sonunda İstanbul'da Yabancı Misyonlar Tarafından Yapılmış Hastahane Binaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çapan, Leylâ ; Batur, Afife ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu çalışmada, İstanbul’da 19. yy.ın sonunda yabancı misyonlar tarafından yapılan hastahaneler incelenmiştir. Bu dönemde yapılmış olan ve bugün hâlâ hastane işlevini sürdüren yapılar esas alınmıştır. Tarihi hastahane binaları incelenirken dönemin siyasal ve sosyal koşulları da ele alınarak bu koşulların mimarideki belirleyicilikleri araştırılmıştır. Binaların yapıldıkları döneme ait bilgiler haritalar ve daha önce yapılmış çalışmalar taranarak derlenmiş, bugünkü durumları ise fotoğraflar ve yerinde yapılan tespitlerle ele alınmıştır. Yabancıların yaptığı hastahanelerin mimarları araştırılmış, mimarları bilinen binalar mimarın başka yapıları ya da dönemin benzer yapıları ile karşılaştırılmıştır. Çalışmanın amaçlarından biri de bu konuda ayrıntılı bir çalışma yapılabilmesi için farklı disiplinlerden nasıl faydalanılabilineceğini araştırmaktır.
-
Öge19. Yüzyılın İkinci Yarısında Bosna-hersek’te Oryantalist Mimarlık(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Demirok, Zehra ; Akın, Günkut ; Mimarlık Tarihi ; History of Architecture17. ve 18. Yüzyıllarda Avrupa devletlerinin Doğu ile özellikle Uzak Doğu ile ticaret ilişkileri çok ilerlemişti. Ticari başlayan ilişkiler ve seyahat koşullarının iyileşmesi bu ilgi çeken egzotik bölgelere ziyaret edenlerin sayısını artırdı. Resimde doğruluğa pek önem vermeyen Egzotizm yerini daha gerçekçi bir anlayışın egemen olduğu Oryantalizm’e bırakmıştır. Arkeolojik alanlar, İslam mimarlığı ve Arap dünyasının egzotik öğeleri sanatçıları bu bölgeye çekmiştir. Mimarlıkta Oryantalizmin ilk örnekleri bahçe düzenlemelerinde verilmiştir. İngiltere’de başta olmak üzere Oryantalizm eğlence ile özdeşleşmiştir. Oryantalizm Avrupa’da bir moda haline gelmiştir; soyluların değişiklik ve Doğu’ya merakları sonucu yaratılan odalar, saraylar ve bahçe düzenlemeleri olarak gelişmiştir. 19. Yüzyılın ikinci yarısında Bosna-Hersek’de Oryantalizm üslubunda örnekler verilmiştir. Osmanlı döneminden kalan Vakıf kurumları ile beraber Müslüman halkın sempatisini çekmek için yönetim, Oryantalizm’in kent ölçeğinde uygulanmasına destek olmuştur. İdare yapılarından, okullar, villalara kadar çok sayıda örnek verilmiştir. Yapılan uygulamalar iki grupta toplanabilir; batılı bir yaklaşımla bazı Kahire ve Magrip bezeme sözlüğünden alınan seçmelerle cephe düzenlemeleri olarak yansıyanlar ve bir de cephelerde olduğu kadar plan şemalarında da yerel öğelerin kullanılmaya çalışıldığı örneklerdir. Mümkün olduğu kadar çok örneğin analizi yapılmaya çalışılmıştır.
-
Öge19. Yyda Batılılaşma Etkisinde Bir Osmanlı Semti: Kumkapı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Basut, Serda ; Özer, Filiz ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu çalışmada, 19. yy batılılaşma hareketlerinin Osmanlı azınlık toplumundaki ekonomik ve sosyokültürel etkileri, bu etkilerin Kumkapı örneklemesiyle kentsel dokuya ve mimari çevreye nasıl yansıdığı üzerinde durulmuştur. Azınlık yoğun bölgelerin Batı ile olan sıkı ilişkileri sonucu değişimlerin kendini öncelikle bu bölgelerde göstermesi nedeniyle Kumkapı bölgesi araştırma kapsamında incelenmiştir. Kumkapı bölgesi, aynı zamanda yangınlar nedeniyle bu devirde gerçekleşen Batı etkisindeki düzenlemelerin uygulandığı bölgelerden biridir. Semt halkının kültürel değerlerinin ve etnik kökenin çevre şekillenmesindeki etkisi üzerinde durulmuş, yeni düzenleme ilkelerinin ve geleneksel değerlerin birbiri ile nasıl birleştirildiği haritalar yardımıyla açıklanmıştır. Bir diğer aşamada, 19. yy-da mevcut bölge mimarisinde gerçekleşen değişimler ve dönemin mimari üsluplarının bölge yapılarında kullanımı tek tek yapılar üzerinde incelenerek, bölge karakterine etkileri araştırılmıştır.
-
Öge19.yüzyıl Galata Ve Pera Apartman-konutlarında Orta Sofa-hol Tipolojisinin Gelişimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-11-24) Sunalp, Abdullah Alp ; Sözen, Metin ; Mimarlık Tarihi ; History of Architecture19. YÜZYIL GALATA VE PERA ARAPTMAN-KONUTLARINDA ORTA SOFA-HOL TİPOLOJİSİNİN GELİŞİMİ ÖZET 19’uncu yüzyıl Galata ve Pera Apartman-konutlarının bağımsız konut bölümlerinde “orta sofa-hol” tipolojisinin gelişimi adlı bu çalışma altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm giriş bölümüdür ve iki alt-başlıktan oluşmaktadır. Birinci alt-başlığın çerçevesinde sorunun tanımı ve amaca değinilmektedir. İkinci alt-başlığın çerçevesindeyse kapsam ve yönteme yer verilmektedir. İkinci bölümde Galata ve Pera’da Batılı yerleşmelerin tarihsel, sosyal, ekonomik ve fiziksel gelişimi ele alınmaktadır. Bu bölüm altı alt-başlıktan oluşmaktadır. Birinci alt-başlığın çerçevesinde İstanbul’da latin kolonilerinin kuruluşu incelenmektedir. İkinci alt-başlığın çerçevesinde Galata’daki Ceneviz yerleşmesinin tarihsel, sosyal, ekonomik ve fiziksel açıdan incelenmesine yer verilmektedir. Bu inceleme Ceneviz devri öncesi Galata ve Ceneviz’lerin Galata’ya yerleşmesi adlı iki bölümden oluşmaktadır. İkinci bölümün üçüncü alt-başlığının çerçevesinde İstanbul’un fethinden Tanzimat’a kadar Galata ve Pera’nın tarihsel, ekonomik, sosyal ve fiziksel gelişimi ele alınmakta bu çerçevede de Galata vePera’daki Avrupalı nüfusun, ticaret faaliyetlerin ve elçiliklerin bölgenin fiziksel gelişimine olan etkileri incelenilmektedir. Dördüncü alt-başlığın çerçevesinde Osmanlı’da Batılılaşma ve Reform hareketlerinin Galata ve Pera’nın fiziksel gelişimine etkileri ele alınmaktadır. Beşinci alt-başlığın çerçevesinde 19’uncu yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’undaki siyasi ve ticari gelişmelerin Galata ve Pera bölgelerinin demografik yapısıyla fiziki büyümesine etkileri ve şehir yönetimindeki reformlar incelenilmektedir. Altıncı alt-başlığın çerçevesindeyse 19’uncu yüzyıl Galata ve Pera’sında sosyal yaşam ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde 19’uncu yüzyıl Avrupa’sında Apartman-konutların gelişimi ele alınmaktadır. Bu bölüm iki alt-başlıktan oluşmaktadır. Birinci alt-başlığın çerçevesinde Sanayi devriminden 19’uncu yüzyıla kadar Avrupa kentlerinin incelenmesine yer verilmektedir. Bu inceleme Sanayi devriminde fiziksel çevre, Postliberal şehir ve Postliberal şehrin 19’uncu yüzyıl İstanbul’una kavramsal ve fiziksel etkileri adlı üç bölümden oluşmaktadır. Bu üçüncü bölümde 19’uncu yüzyıl İstanbul için yaptırılan büyük projeler, kent dokusunun düzenlenmesi ve Galata-pera bölgesindeki fiziksel etkileri ve 19’uncu yüzyıl İstanbul’unda yeni ulaşım sistemlerinin Galata ve Pera bölgesinin fiziksel gelişimindeki yeri gibi konulara değinilmektedir. Üçüncü bölümün ikinci alt-başlığının çerçevesinde 19’uncu yüzyıl Avrupa’sında konut üretimini etkileyen ekonomik, politik, kültürel faktörler ve Apatman-konut’un gelişimi incelenilmektedir. Dördüncü bölümde 19’uncu yüzyıl Galata ve Perası’nda Apartman-konutların gelişimi ele alınmaktadır. Bu bölüm dört alt-başlıktan oluşmaktadır. Birinci alt-başlığın çerçevesinde Apartman-konut’un kelime anlamına değinilmektedir. İkinci alt-başlığın çerçevesinde İstanbul’da 19’uncu yüzyılın şehirsel konut biçimlerine yer verilmektedir. Üçüncü alt-başlığın çerçevesinde 19’uncu yüzyıl özgün İstanbul konut biçimlerinin oluşumunu etkileyen faktörlere değinilmekte. Dördüncü alt-başlığın çerçevesindeyse 19’uncu yüzyıl Galata ve Perası’nda özgün bir konut biçimi olan Apartman-konut ele alınmaktadır. Beşinci bölümde 19’uncu yüzyıl Galata ve Pera Apartman-konutlarında “orta sofahol” tipolojisinin gelişimi incelenilmektedir. Bu bölüm iki alt-başlıktan oluşmaktadır. Birinci alt-başlığın çerçevesinde geleneksel Osmanlı evinin tarihsel gelişimi, plan tipleri ve mekansal örgütlenişindeki öğelere yer verilmektedir. İkinci alt-başlık dört bölümde ele alınmıştır. Birinci bölümde 19’uncu yüzyıl Galata ve Pera bölgesindeki çok katlı bir konut örneği incelenmiştir. İkinci bölümde Kadıköy’de özgün bir Apartman-konut örneği olan Arif Paşa Apartman-konutuna değinilmiştir. Üçüncü bölümde 19’uncu yüzyıl Galata ve Pera Apartman-konutlarında orta sofa-holün işlevsel ilişkilerinin analizi, bu mekanın merdiven eviyle olan ilişkilerinin analiziyle konut bölümünün fonksiyon şemasının içindeki yeri ve diğer mekanlarla olan ilişkilerinin analizi çerçevesinde incelenilmiştir. İkinci alt-başlığın dördüncü bölümündeyse 19’uncu yüzyıl Galata ve Pera apartman-konutlarında orta sofa-holün biçimsel analizine yer verilmiştir. Sonuç bölümündeyse, bu çalışmanın kısa bir özeti yapılmış ve 19’uncu yüzyıl Galata ve Pera Apartman-konutlarının bağımsız konut bölümlerinin plan tipolojilerindeki orta sofa-holün geleneksel Osmanlı evinin plan anlayışındaki orta sofanın bir yansıması olduğuna ve yüzyıllar boyunca olgunlaşarak gelişen orta sofa geleneğinin Apartman-konut mimarisinde orta sofa-hole dönüşerek yeniden yaşam bulduğuna dikkat çekilerek yanlış koruma politikaları yüzünden tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan İstanbul’a özgü bu plan tipolojisinin özellikle korunması gerektiği vurgulanmıştır.
-
Öge1916-1998 Türkiye'de düzenlenmiş uluslararası mimarlık yarışmaları üzerine bir değerlendirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Uzun İrgin, Türkan ; Akın, Günkut ; 100621 ; Mimarlık TarihiBu çalışmada, Türkiye' de düzenlenmiş uluslararası mimarlık yarışmaları kronolojik sıra takip edilerek araştırılmış bu amaçla, Türkiye'de yayınlanmış türkçe kaynaklı tüm mimarlık dergileri, ilk sayıdan itibaren taranmıştır. Araştırma yöntemi, İstanbul'daki Mimarlık Fakültesi kitaplıklarının düzenli olarak taranarak, ilgili kaynaklara ulaşılması biçiminde başlamıştır. Literatüre yönelik araştırma sonucu elde edilen bilgiler tez konusu çerçevesinde ele alınmış ve ilgili bölümlerin içeriğine göre ayrılarak düzenlenmiştir. Araştırma, veri toplama aşaması ve literatür taramasının yanısıra, uluslararası yarışmalar katılan ve / veya kazanan ekiplerle yapılan görüşme ve yazışmalarla desteklenmiş, böylelikle uluslararası yarışmalarda bizzat bulunmuş olan birinci derece bilgi sahibi kişilerden tez metninde yararlanılmak üzere çeşitli belgeler sağlanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde, yarışma ve uluslararası yarışmalar ile ilgili tanımlamalarla konuya ait ön bilgiler verilmiş ve mimarlık tarihi açısından önemli belgelerle desteklenmiştir. Türkiye'de ve dünyada geçmişten günümüze yarışmalar tarihçesi belgelenebilen ilk yarışmayla başlamış ve çeşitli karşılaştırma ve tablolarla özetlenmiştir. Dünya'mn çeşitli bölgelerinde düzenlenen yarışmalardan örnekler seçilerek, mimarlık gelişimi üzerinde etkili olan ünlü isimler ve binalar bu başlık altında toplanmış, yarışma çerçevesinden ele alınmıştır. Bu ön çalışmanın ardından üçüncü bölümde Türkiye'de açılan uluslararası yarışmalar düzenlendikleri yıllara göre sıralanarak katolog şeklinde sunulmuştur. Kronolojik sıraya göre ele alınan yarışmalar, açılış tarihleri, düzenleyen kurumlar, amaçlan, jüriler, ödüller, ve kazanan projelerin sonuçlarına ilişkin değerlendirmeleri yapılmasıyla ayrı ayrı ele alınmıştır. Özellikle son yıllarda düzenlenen yarışmaların değişmekte olan dünya ekonomisi ve küreselleşmenin de etkisiyle farklı bir boyut kazanması dolayısıyla globalleşen dünya ile bu değişimden etkilenen mimarinin izlediği yol, yarışmalar düzleminden yorumlanmıştır. Postmodern kentleşme ile gelen hızlı üretim ve tüketim çağı küreselleşme açısından ele alınarak özel şirketler tarafından sıkça açılan uluslararası yarışmalar ve kentlerin yeni görünümlerine değinilmiştir. Araştırma safhasında incelenen her yarışmanın kendine ait bir gelişimi olduğu ve herbirinin ayrı gelişmeye sahne oluşu dikkat çekicidir. Kimi jüri isimleriyle, kimi kazanan binasıyla, kimide ödül dağılımıyla karşımıza farklı bir tablo çıkarmaktadır. İlginç ve önemli bilgilerin bulunuşu ve araştırma safhasının tamamlanmasının ardından, 1916 - 1998 dönemi Türkiye'nin sosyo - ekonomik ve politik yaşamındaki değişimlerin, Türkiye mimarlık ortamına uluslararası yarışmalar bağlamında etkilerine kısaca değinilerek dördüncü bölüm oluşturulmuştur. Beşinci bölümde özellikle uluslararası yarışmalar ile gündeme gelen yabancı mimarlar hakkında genel görüşlere yer verilerek, yabancı mimarın mimariye katkısına, Türkiye'den ve dünyadan örneklerle değinilmiştir. Sonuç bölümünde ise Türkiye'de düzenlenen mimarlık yarışmalarının içerikleri ve sonuçlarının Türkiye mimarlık ortamına etkilerinin değerlendirmesiyle çalışma sonuçlanmıştır.
-
Öge1937 İkinci Türk Tarih Kongresi Sergisinde Arkeoloji, Sanat Ve Mimarlık Tarihinin Temsili(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016 -12-28) Özkılıç, Merve ; 10129521 ; Mimarlık Tarihi ; History of Architecture1937'de Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleştirilen İkinci Türk Tarih Kongresi ise günümüzde de devam eden kongrelerden ilk uluslararası nitelikte olanıdır. Kongre ile beraber, sarayın Muayede Salonunda Türk Tezine maddi kalıntılar teşkil ettiği düşünülen eserleri içeren bir sergi oluşturulmuştur. Tarih öncesinin en erken dönemlerinden başlayarak sırasıyla Tunç Çağı, Demir Çağı, Yunan, Roma ve Bizans Dönemleri, Orta Asya ve Bozkır Kültürleri, Selçuklu Kültür Alanı, Osmanlı Devleti, Türk Hat ve Minyatür Sanatı bölümleriyle devam eden sergileme 1937 yılı itibariyle Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanmakta, serginin merkezini Türkiye Cumhuriyeti'nin devrimleri ile modernleşme sürecinde kat ettiği mesafe oluşturmaktadır. Her bir dönem için ayrı alanlarda düzenlenen kronolojik ve kültürel bölümler, vitrinler içerisindeki eserler, duvarlara asılan fotoğraflar, çizimler, canlandırmalar ile haritalar, açık teşhir edilen eserler, eser kopyaları ve maketlerden meydana gelmektedir.
-
Öge1960 Sonrası İstanbul Mimarlığı'nda Rasyonalizm İle Etkileşen Yaklaşımlar(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Karasözen, Rana ; Özer, Filiz ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu çalışmada, İstanbul’da, 1960 sonrasında Rasyonalizm ile etkileşen mimari yaklaşımlar ele alınmıştır. Bu amaçla, önce Rasyonalizm kavramının genel anlamı ve mimarlıkta Rasyonalizm üzerinde durulmuştur. Mimarlıkta Rasyonalizm’in tarih boyunca gelişimi incelenmiştir. 1960 sonrasında, değişen ortamın dünya ve Türkiye mimarlığı üzerinde etkileri olmuştur ve tüm bu etkiler rasyonel mimarlığa da yansımıştır. 1960 sonrası ortaya çıkan mimari ortamda, hiçbir akım saf değildir. Mimarlıkta Rasyonalizm’in günümüzde saf bir akım olmayıp, bir çok mimari yaklaşımla etkileşim içinde olduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda, İstanbul’dan seçilen bina örnekleri incelenmiştir. Sonuç olarak, Rasyonalizm’in, yumuşamış Rasyonalizm, New York Beşlisi’nin anlayışı, Brütalizm, Ekspresyonizm, Post-Modernizm, Pop-Mimarlık ve Geleneksel mimari yaklaşımlarla etkileşim içinde olduğu sonucuna varılmıştır.
-
Öge1980 Sonrası İstanbul Mimarlığında Kitsch Olgusu(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Türk, Demet ; Akın, Günkut ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu çalışmada, 1980 sonrasında İstanbul mimarlığında kentsel çevreyi olumsuz yönde etkileyen kitsch binaların ortaya çıkmasına neden olan sosyo-kültürel yapıda ve mimarlık anlayışında gerçekleşen değişimler ele alınmıştır. Sonuç olarak, kitsch kavramı için yapılan tanımlara denk düştüğü varsayılan örneklerle de çalışma desteklenmiştir. Kitsch kavramının tanımı çok zor olmasına rağmen kitsch özellikleri taşıyan bir nesne ya da bir mimarlık ürünü ile karşılaşılınca bunu kitsch diye niteleyebilmek oldukça kolaydır. Bu kavramın tanımını yapabilmek için öncelikle kavrama estetik ve ahlaksal daha sonra da sosyo-kültürel açıdan yaklaşılmaktadır. Kitsch uygulamalar için zemin hazırlayan modern sonrası mimarlık ortamında, modern mimarlığa getirilen, eleştiriler, bu dönemde öne çıkan kavramlar ve belirginleşen yaklaşımlar değerlendirilmiştir. Son bölümde de mimarlık ortamındaki değişimlerin kitsch’e dönüştüğü dört farklı işleve sahip mimarlık ürünü ele alınmıştır. Sonuç olarak belli bir seviyede görgü ve estetik bilgisi olmayan, gösterişe, abartıya, süse düşkün, eğitim düzeyi sınırlı olan tasarımcılar ve kullanıcıların biraraya gelmesiyle kitsch ortaya çıkmaktadır. 1980 sonrasında özellikle bu tip binaların çoğalması ile kentsel doku büyük oranda zarar görmekte, maddi ya da manevi kaynaklar boş süsler adına tüketilmektedir.
-
Öge20. Yüzyıl Türkiye’sinde Cami Tasarımı Ve Geleneksel Cami(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Duysak, Nazan ; Ögel, Semra ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu çalışmada, 1950 yılından günümüze İslam ülkelerinde ağırlıklı olarak da Türkiye’de cami tasarımı ve eğlimleri üzerinde durulmuştur. Türkiye’den ve İslam ülkelerinden örnekler verilerek konuya açıklık getirilmeye çalışılmıştır.İncelenen örneklerde Türkiye’de Klasik Osmanlı Dönemi camilerine öykünen yapılarının sayılarının çoğunlukta olduğu buna karşın diğer İslam ülkelerinde cami tasarımında farklı eğilimlerin olduğu görülmüştür. Türkiye’de, Klasik Osmanlı Camilerine öykünerek tasarlanan bu camileri inceleyebilmek için öncelikle geleneksel camiyi oluşturan bölümler incelenerek çıkış orijinleri araştırılmıştır. Daha sonra İslam ülkelerinde yapılan camilerden örnekler verilerek vernaküler, tarihçi, eklektisist ve modern eğilimler başlıkları altında incelenmiştir. Türkiye’de son yıllarda cami mimarisinde görülen eğilimleri irdelenmiş, geleneksel yaklaşım başlığı altında Şişli Cami, Kocatepe Cami, Tatbikat Cami ve Bahçelievler Cami ; modern yaklaşım başlığı altında da TBMM Cami, Etimesut Cami, Kınalıada Cami, Batıkent Cami ve TEK Cami örnek olarak verilmiştir.
-
ÖgeAfet sonrası geçici konut sorunu(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Fındıkgil, Meryem Müzeyyen ; Tapan, Mete ; Mimarlık Tarihi ; History of Architecture
-
ÖgeAksaray Kılıçarslan Tepesi Ndeki Köşk Yapısı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ata, Rana ; Saner, Turgut ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureAnadolu’nun merkezinde bulunan Aksaray, 12. yüzyılda Anadolu Selçukluları’nın hakimiyeti altına girmesiyle birlikte İslam–Orta Asya kültür ve sanat ortamının izlerini barındıran yeni bir kimlik kazanmıştır. Kentteki yapılardan biri de Selçuklular döneminde inşa edildiği ve 12.–15. yüzyıllarda da kullanıldığı kabul edilen Kılıçarslan Tepesi’ndeki ‘Köşk’ yapısıdır. Biri kare, diğeri kareye yakın dikdörtgen planlı iki mekanın bir araya gelmesinden oluşan yapının işlevine ilişkin tartışmalar bulunmaktadır. Konumu ve plan şeması ile özel bir durum sergileyen yapı Selçuklu köşkleri ile 12.–15. yüzyıllarda Anadolu’da bulunan zaviye ve benzeri işlevli yapılarla ilişkilendirilmektedir. Köşk yapısı bu bağlamda irdelenerek, günümüzdeki ve geçmişteki tüm bileşenleri tekrar ortaya koyularak, konumu, yakınındaki türbeyle ilişkisi, mekanlar arasındaki bağlantılar ve yapım tekniği farklılıkları gözetilerek tekrar ele alınmıştır. Yapıyla ilgili veriler sınırlıdır ve yapı çevresinde daha önce hiçbir arkeolojik kazı yapılmamıştır. 1992 yılındaki onarım sonucunda da geçmiş izlerinin birçoğunu kaybetmiştir. Bu duruma rağmen eldeki veriler yapının özgün durumuna ilişkin fikir vermekte ve üç farklı durum sunmaktadır. Fakat her üç durumda da köşk yapısının bir türbe–mescit şeklinde düzenlendiği ve çevresine yeni yapılar ile mekanlar eklenerek yapının bir zaviye haline getirildiği sonucuna varılabilir. 13. yüzyılın başlarından itibaren kullanılmaya başlanan yapı alanının 14. yüzyılın ikinci yarısından itibaren değişiklikler geçirdiği ve yeniden inşa edildiği düşünülebilir.
-
ÖgeAli Saim Ülgen Arşivi Üzerinden Erken Cumhuriyet Dönemi’nin Türk Mimarisi’ne Bakışı: Malatya Ulu Camisi Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-03-01) Aktur, Hilâl ; Ağır, Aygül ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu çalışmada, Ali Saim Ülgen Arşivi üzerinden Türk Mimarisi’ne bakış, Erken Cumhuriyet Dönemi’nin kültür politikasının bir uzantısı olan koruma ve onarım faaliyetleri üzerinden ele alınmış; koruma ve onarım faaliyetlerine örnek olarak Anadolu Selçuklu Dönemi yapısı olan Malatya Ulu Camisi ile ilgili bilgiler derlenmiştir. Ali Saim Ülgen’in Türk mimarlığına katkılarının anlaşılabilmesi amacıyla yaşamı ve çalışmaları, Ali Saim Ülgen Arşivi’nde yer alan Ülgen’in öğrencilik ve çalışma hayatına ilişkin belgeler, yazışmalar ve fotoğraflar üzerinden kısaca anlatılmıştır. Mimar Sinan Monografisi çalışması ile tanınan Ali Saim Ülgen’in Anadolu Selçuklu Dönemi yapılarına ilişkin çalışmaları, Ali Saim Ülgen Arşivi’nde yer alan belgeler ve çizimler kullanılarak aktarılmıştır. Ali Saim Ülgen’den “Malatya Ulu Cami, Divrik Ulu Cami ve Darüşşifa ve benzeri Selçuk Camileri üzerinde bir etüd” yapması istenmiş; Ülgen, çalışmayı yapmayı kabul etmiş ancak, çalışma tamamlanamamıştır. Ali Saim Ülgen Arşivi üzerinden Erken Cumhuriyet Dönemi’nin Türk Mimarisi’ne bakışına Malatya Ulu Camisi’nin örnek olarak seçilmesinin sebebi, Ali Saim Ülgen Arşivi’nde Malatya Ulu Camisi’ne ilişkin bir bölümü yayımlanmamış malzemelerin mevcut olmasıdır. Malatya Ulu Camisi’nin Erken Cumhuriyet Dönemi’nden günümüze kadar geçirdiği onarımlara ait bilgilere Ali Saim Ülgen Arşivi ile birlikte çeşitli arşiv ve kaynaklarda yer alan belge, çizim ve fotoğrafların derlenmesi sonucunda ulaşılmıştır. Ulu Cami onarımına ilişkin bilgilerin derlenmesi, Erken Cumhuriyet’in oluşturmaya çalıştığı kültür bilincinin ve Türk kültürünün mirası olan eski eserlere verdiği değerin anlaşılmasına ve günümüzde Türk kültürünün ve mirası olan eski eserlerin nasıl ele alındığının gözlemlenmesine yardımcı olmaktadır.
-
ÖgeAnadolu Selçuklu kapalı medreseleri ve kubbe-havuz ilişkisi(İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Ağır, Aygül ; Ögel, Semra ; 21835 ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureBu çalışmada, Anadolu Selçuklu Kapalı Medreseleri tüm özellikleri ile ele alınmaya çalışılmış, ancak ağırlıklı olarak kubbe-havuz ilişkisi üzerinde durulmuştur. Konunun seçilme nedenleri, kapsamı, yapılan araştırmalar ve çalışmada izlenen yöntem birinci bölümde yer almaktadır. İkinci bölümde, kubbealtı havuz geleneği araştırılmakta, üçüncü bölümde ise, kapalı medreselerin kökeni incelenmekte ve ilk kapalı medreselerin tanımı yapılmaktadır. Anadolu Selçuklu Kapalı Medreseleri' nin inşa edildikleri dönem de, siyasal, sosyal, sanat ve bilim ortamları ile eğitim sisteminin ele alındığı bölüm dördüncü bölümdür. Beşinci bölümde, Anadolu Selçuklu Kapalı Medreseleri tek tek-, de taylı olarak ele alınmaya çalışılmış, havuzlarının varlığı ve kubbe ile ilişkileri araştırılmıştır.Anadolu Selçuklu Devleti eseri olmamakla birlikte,aynı zaman diliminde yapılmasından ötürü Divriği Turan Melik Şif ananesi de bu bölümde incelenmiştir. Anadolu Selçuklu Kapalı Medreseleri ' nde, kubbe-havuz ilişkisinin pragmatik ve simgesel anlamları üzerine yorumların bulunduğu, bunun yanısıra tek tek incelenirlerken, bugüne kadar bilinen bazı. özelliklerinin yeniden değerlendirildiği bölüm sonuncu bölümdür.
-
ÖgeAnadolu Selçuklu Savunma Yapıları Bağlamında Alanya Kızıl Kule(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017-01-17) Ocak, Mustafa Tahir ; Ağır, Aygül ; 10135082 ; Mimarlık Tarihi ; History of ArchitectureAlanya, Hellenistik dönemden itibaren Akdeniz’deki önemli liman kentlerinden biri olmuştur. Yarımada biçiminde olan Alanya Kalesi, topoğrafyanın sağladığı avantajla ideal bir yerleşim yeridir. Sur ile çevrelenmiş Hellenistik ve Roma dönemleri yerleşimlerini Bizans yerleşimi takip etmiştir. Alanya Kalesi’nin günümüzdeki sınırlarına ulaşması ise ancak Anadolu Selçuklu devrinde olmuştur. İmar faaliyetlerinin arttığı bu dönemden sonra Karamanoğulları ve Osmanlı egemenliği hakim olmuş ancak Selçuklu döneminde yakaladığı gelişmeyi sürdürememiştir. Alanya Kalesi’nin en önemli bölümlerinden biri şüphesiz Kızıl Kule’dir. 1226 yılında inşa edilen kule, kalenin savunma sisteminin en kilit noktasında yer almakta ve saldırılara karşı en dış savunma hattını oluşturmaktadır. Batı yönünde gelişmiş bir sur sistemiyle Ahmedek’e, güney yönünde ise deniz surlarıyla Tersane’ye bağlanmaktadır. Kızıl Kule, Alanya Kalesi’nin savunma sisteminin bir elemanı olmasının yanında tekil bir yapı olarak da Anadolu Selçuklu savunma yapıları açısından incelenmesi gereken önemli bir yapıdır. Bu çalışmada, kullanılan yapım tekniği, plan tipi ve bünyesinde barındırdığı malzeme çeşitliliği açısından önemli görülen Kızıl Kule’yi, Anadolu Selçuklu savunma mimarisi içerisinde ele almak ve sonuçlarını ortaya koymak amaç edinilmiştir. Bu tezde Kızıl Kule, mimarisi, bünyesinde bulunan devşirme taşlar ve geçirdiği onarımlar açısından ele alınmıştır.
-
ÖgeAnadolu Türk Mimarisinde Geçmeli Düz Atkı 12.yy-14.yy’ın İlk Yarısı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Şahin, Soner ; Ahunbay, Metin ; Mimarlık Tarihi ; History of architecture12. yüzyıl ile 14. yüzyılın ilk yarısı arasında, Anadolu’da, Türk idareleri altında inşa edilmiş yapılarda yer alan geçmeli düz atkılar bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Geçmeli düz atkıları oluşturan taşlar birbirlerine geçmelerle bağlanırlar ve kemerli sistemlerden farklı olarak, bu geçmeler sayesinde açıklığı geçebilirler. Anadolu’da yapılan geziler sonucu 23 düz atkı tespit edilmiştir. Anadolu’da ayakta kalabilmiş en eski geçmeli düz atkının 1196 tarihli Divriği Kamereddin Türbesi’ndeki atkı olduğu kabul edilebilir. Bundan sonraki geçmeli düzatkılar 15 örnek ile 13. yüzyılın ilk yarısında yoğunlaşmaktadır. Araştırmanın konusu olan atkı türü Selçuklu dönemi Anadolusunda bir yerde toplanmayıp değişik merkezlere dağılmıştır. Biçimsel olarak, konu olan geçmeli düz atkıların tamamı, bir pencere ya da kapının üzerindedir, ve atkılarda C, S, V ve karma olmak üzere dört tür geçmeye rastlanmıştır. Sonuçta Anadolu’daki geçmeli düz atkılar, Ortaçağ’daki kültür ve sanat alışverişini göstermekte; yapım tekniği açısından ise özgün birer örnek olarak mimari mirasımızda yerlerini almaktadırlar.