FBE- Mühendislik Yönetimi Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 200
  • Öge
    Kalite fonksiyonu açılımı yaklaşımıyla mobil kampanya uygulaması tasarımı
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-01-20) Sivri, Mahmut Sami ; Üstündağ, Alp ; 507101216 ; Mühendislik Yönetimi
    Günümüzde, odağında müşteri bulunan tüm işletmeler için yeni ürün ve hizmetleri hızlı ve aynı zamanda beklentileri karşılayacak bir şekilde piyasaya sunabilmek çok önemli bir başarı etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylece, müşteri beklentilerine tam olarak yanıt vermenin yanında üretim döngülerini de kısaltan ve pazara bu şekilde egemen olabilme olanağı sağlayan çeşitli yeni ürün ve hizmet geliştirme teknikleri ortaya çıkmıştır. Kalite Fonksiyonu Açılımı (KFA) da bu yeni ürün ve hizmet geliştirme tekniklerinin en önemlilerinden birisi olarak görülmektedir. Kalite Fonksiyonu Açılımı, müşterinin ürün veya hizmet hakkındaki istek ve beklentilerine göre bu ürün veya hizmeti tasarlamaya yardımcı bir yeni ürün geliştirme tekniğidir. Bu teknikte ilk olarak, bir planlama aşamasından sonra müşteri ihtiyaç ve beklentileri belirlenir ve daha sonra ürün veya hizmetin özelliğine göre teknik gereksinimlere karar verilir. Belirlenen müşteri beklentileri, teknik gereksinimler, önem dereceleri ve birbiri arasındaki ilişkilere göre bir Kalite Evi oluşturulur. Özetle, ürün daha tasarlanırken kalitesi güvence altına alınmış olur. Bu çalışmanın amacı, yeni bir girişim olarak mobil kampanya uygulamasının kullanıcı beklentileri doğrultusunda tasarlanması için Kalite Fonksiyon Açılımı yaklaşımının uygulanmasıdır. Uygulama alanı olarak 2015 yılında mobil uygulama mağazalarında yer alması planlanan ve aynı zamanda yeni bir girişim olan Pointat uygulaması belirlenmiştir. Yazılım ve özellikle mobil teknolojiler günbegün değişkenlik göstermekte, sürekli gelişmektedir. Bu dinamik yapıya ayak uydurabilmek adına müşteri beklentileri gözden geçirilip, ürün geliştirme noktasında rekabet avantajı sağlanmaya çalışılmalıdır. Teknolojinin oldukça hızlı şekilde entegre edilebildiği mobil uygulama sektörü için yeni ürün tasarımında KFA eğer vakit kaybetmeden hayata geçirilirse başarıya ulaşabilir. KFA uygulamasına geçilmeden önce geçmişten bugüne mobil uygulamaların ve sektörün gelişimi ve şu andaki durumu ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Mobil uygulama türleri ve kullanıcı analizi anlatılarak uygulamanın daha iyi anlaşılması hedeflenmiştir. Uygulamanın ilk adımı olarak mobil uygulama tasarımında kullanılacak olan üç aşamalı KFA yaklaşımı anlatılmış, daha sonra planlama aşamasına geçilmiştir. Planlama aşamasında ilk olarak, neden bir mobil kampanya uygulamasının seçildiğine dair bilgiler verilmiş, uygulamanın detaylı tanıtımı yapılmıştır. Daha sonra hedef tüketici analizi ve rakip analizi yapılarak kalite evi adımlarına geçilmiştir. Literatür taraması ile mobil uygulama için kullanıcı beklentileri ile karakteristikler belirlenerek kullanıcı ve korelasyon anketleri hazırlanmıştır. Sonrasında toplanan bu bilgiler ışığında KFA adımları uygulanarak birinci Kalite Evi inşa edilmiştir. Literatür taraması ve beyin fırtınası ile mobil kampanya uygulaması tasarım özellikleri ve uygulamada yer alması planlanan değişkenler belirlenerek ikinci ve üçüncü Kalite Evi de oluşturulmuştur. İlk kalite evinin uygulama karakteristikleri bölümü ikinci kalite evinin, ikinci kalite evinin mobil kampanya uygulaması tasarım özellikleri bölümü ise üçüncü kalite evinin giriş parametreleri olarak yer almıştır. KFA yaklaşımının mobil kampanya uygulaması tasarımında kullanılması sonucunda, uygulamada kullanılması planlanan değişkenler arasından kullanıcı beklentilerini karşılamak adına anahtar rol oynayacak olanlar belirlenmiştir. Dolayısıyla bu yöntem, bu yeni girişim açısından yüksek risk ve fırsat taşıyan öğelerin belirlenmesine yardımcı olmuştur. Sonuç olarak, kullanıcının alacağı anlık bildirimler, puan ve kupon sistemi en önemli üç değişken olarak ortaya konmuştur. Uygulama neticesinde öncelikli kullanıcı gereksinimleri, mobil uygulama karakteristikleri ve mobil kampanya uygulaması değişkenleri de göz önünde bulundurularak bu sonuçlar yorumlanmıştır.
  • Öge
    Üretim kaynakları planlaması (MRP II) ve yan sanayi maliyet analizi ve kontrolü sistemi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Sancak, Serkan ; Koç, Tufan Vehbi ; 66443 ; Mühendislik Yönetimi
    Bu çalışmada bir işletme için çok önemli olan planlama faaliyetlerinin günümüz iş dünyasında ulaştığı son aşama olan MRP II sistemlerinin gelişimi ve çalışması üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde üretim planlama ve kontrolünün amaçlan ve fonksiyonları incelenmiştir. Üretim planlamanın üretim tiplerine, işlerin akış şekline, kapsadığı döneme göre farklı sınıflandırılmaları yapılmıştır. İkinci bölümde Üretim Kaynaklan Planlamasının en önemli bölümlerinden üçü; Malzeme İhtiyaç Planlaması, Ana Üretim Planlaması, Kapasite İhtiyaç Planlaması modülleri ve birbirleriyle olan ilişkileri incelenmiştir. Her bir modülün çalışma prensipleri, veri tabanı yapılan ve iş akışları incelenmiştir. Üçüncü bölümde Üretim Kaynaklan Planlaması, alt modülleri ile birlikte incelenmiştir. MRP IFnin bir işletmede uygulanmasının yararlan belirtilmiş ve bir uygulama prosedürü tanıtılmıştır. Bölüm sonunda, MRP Il'nin Tam Zamanında Üretim Felsefesi ile karşılaştırılması yapılmıştır. Dördüncü bölümde Satın alma Kontrol Sistemi ve MRP II içindeki yeri incelenmiştir. Satın alma fonksiyonları ve politikaları, Tam Zamanında Satın alma ve Maliyet Analizi kavranılan incelenmiştir. Beşinci bölümde ise Türkiye Elektrik Endüstrisi Sistem İşletmesi'nde Üretim Planlama ve Stok Kontrol ile Malzeme Satınalma sisteminin incelenmesi yapılmıştır. Bu sistem kapsamında yan sanayi firmaları ile fiyat görüşmelerine baz oluşturabilecek bir 'Yan Sanayi Maliyet Analizi Sistemi' geliştirilmiştir. Bu sistemin akış diyagramları ve veri tabanı tasarlanmıştır. Bu sistemin, şu anda işletmenin yüksek cirolarda alım yaptığı yan sanayi firmalarının maliyet analizlerinde kullanılması için çalışmalar yapılmaktadır.
  • Öge
    Tedarik zincirinde strateji seçimi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015) Erdoğan, Ahmet ; Bayraktar, Cahit Ali ; 421031 ; Mühendislik Yönetimi
    Geçmişte organizasyon içinde gerçekleşen üretim planlama, satış, pazarlama, muhasebe, Arge gibi birimlerin yönetilmesi için geliştirilen stratejiler organizasyon dışındaki paydaşlar ile ilgili yönetim stratejilerinden çok daha önemli olduğu kabul edilirdi. Bunun sonucu olarak organizasyonların birbirlerine rekabet üstünlüğü; iç süreçlerindeki başarılarıyla paralel olarak sağlanmaktaydı. Ancak günümüzde küreselleşme ile birlikte rekabet artık işletmelerin kendi aralarında değil, içinde bulundukları veya oluşturdukları tedarik zincirleri arasında olmaktadır. Bu yüzden şirketler için doğru tedarik zinciri stratejisinin belirlenmesi kritik öneme sahip olmaktadır.  Literatürde tedarik zinciri yönetimi ve tedarikçi seçimi üzerine birçok çalışma vardır. Ancak talep yapısı, müşteri özellikleri ve rakiplerinin durumu gibi birçok etkenin bulunduğu dinamik bir endüstriyel çevrede şirketlerin uygulaması gereken temel tedarik zinciri stratejisinin neler olabileceği ile ilgili çalışmaların sayısı oldukça azdır. Bu çalışmanın amacı literatürde tanımlanan tedarik zinciri stratejilerinin sınıflandırılmasıyla beraber organizasyonlar için en uygun stratejinin seçimi noktasında bir yol haritası belirlemektir. Bu çalışma kapsamında; ilk olarak tedarik zinciri kavramı ve yapısı ele alınarak genel bir tedarik zinciri akışı incelenmiştir. Daha sonra tedarik zincirinde literatürde tanımlanmış stratejilerden bahsetmeden önce tedarik zincirlerinde stratejileri etkileyen temel bileşenlerden bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde ise Etkinliğe Yönelik Tedarik Zinciri Stratejileri, Yanıt Odaklı Tedarik Zinciri Stratejileri ve Karma Tedarik Zinciri Stratejisi olmak üzere 3 ana başlıkta toplam 7 farklı çeşit tedarik zinciri strateji modeli tanımlanmıştır. Daha sonra uygun stratejinin belirlenebilmesi için, sayısal ve sayısal olmayan kriterlerin dikkate alındığı, çok kriterli seçim yöntemi ve bulanık mantık tabanlı bir metodoloji oluşturularak bir tedarik zinciri stratejisi seçim modeli kurulmuştur. Bu model Kayseri OSB' de mobilya sektöründe faaliyet gösteren yedi işletmede test edilmiştir. Yapılan uygulama sonucunda "Yalın-Verimli" Tedarik Zinciri Stratejisinin seçilmesi önerilmiştir.  Yapılan uygulama çalışmasında çok fazla ürün çeşitliliği olmayan imalat sektörü göz önünde bulundurulmuştur. Birçok ürünün satışını ya da dağıtımını gerçekleştiren bir perakende firması ya da çok fazla inovatif ürünler üreten işletmeler için bu çalışmada belirlenmiş olan kriterler ya da alt kriterler farklılık gösterebilir. Bahsedilen şirketler için ürün tipi, talep yapısı vb. özelliklere göre sınıflandırmalar yapılarak birden fazla TZS önerilebilir. Çalışmanın sonuçları, mobilya sektöründe imalat yapan firmaların tedarik zincirleri için rekabetçi stratejiler geliştirmesi noktasında destekleyici olacaktır.
  • Öge
    Şirket birleşmelerinde bir model önerisi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2001) Öztürk, Hüseyin İlteriş ; Koç, Tufan Vehbi ; 112277 ; Mühendislik Yönetimi
    Şirket birleşmeleri ve devralmaları, en basit anlamda sinerji yaratarak iki şirketin bütünleşik değerinin, tekil değerlerinden fazla olmasını hedefler. Birleşmelerin şirketlere sağladığı faydalar kısaca şu şekilde belirtilebilir:. ölçek ekonomisi,. Entegrasyon ekonomisi,. Verimlilikte iyileşme,. Vergi avantajlarından en iyi şekilde faydalanma,. Kıt kaynakların birleştirilmesi,. Artık maddi kaynakların yeniden değerlendirilmesi. t Ayrıca birleşmeler, borçlanma maliyetlerini azaltmak, sektör ve pazar riskini dağıtmak ve stratejik iş oyunları için de kullanılabilir. Eğer iki şirketin bütünleşik bugünkü değeri maliyetleri aşıyorsa birleşme başarılı ve hissedarlar için kazançlı olmuştur. Birleşmede maliyet, alıcının satıcı firmaya, şirketin normal değerinin üzerinde ödediği prim miktarıdır. Bu prim nakit ve/veya hisse olabilir. Devralma ve birleşme süreci, standart bir satınalma sürecinden daha kompleks bir yapıdadır. Öncelikle antitröst kanunlarından geçmeli, sonrasında hisselerin birleşme ve dağıtım prosedürleri belirlenmeli, birleşmenin vergi konumu ortaya konmalıdır. Birleşme müzakereleri iki şirketin üst yönetimi tarafından yapılır. Tipik bir birleşme yatırımcı alıcı şirkete kazanç sağlarken, birden fazla alıcı ve satıcı şirketin yönetiminin pazarlık gücü, satıcı firmanın hissedarları tarafına kazancı çekebilir. Birleşmeler net kazanç sağlıyor gibi görünse de, çoğu zaman yüksek maliyetlidir. Bir çok alıcı şirket, başarısız birleşmeler sonrasında oluşan ağır borç yükü nedeniyle, aktiflerinden bir kısmını elden çıkarmak zorunda kalmışlardır. Bu çalışmada birleşme ve devralma stratejileri incelenerek, bir model önerisi sunulmuştur. Uygulama kısmında ise "Anadolu Efes Bira ve Malt San. AŞ."nin birleşme süreci değerlendirilmiştir.
  • Öge
    Organizasyonel bilgi odaklılığın ölçümlenmesi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2001) Yavuz, Mesut ; Erkut, Haluk ; 101490 ; Mühendislik Yönetimi
    Yapılan yüksek lisans tez çalışmasında bilgi odaklı organizasyonların ortak özelliklerinden yola çıkarak bir organizasyonu bilgi odaklı yapan faktörleri ortaya koyarak bilgi odaklı organizasyon tanımlanmış ve bu faktörlerden hareketle organizasyonel bilgi odaklılığı ölçmekte kullanılabilecek bir araç geliştirilmiştir. Birinci bölümde bu çalışmanın amacı ve önemi belirtililerek konuya kısaca girilmiştir. İkinci bölümde bilgi kavramı ele alınmış, sırasıyla bilginin tarihsel gelişimi, bilginin veri ve enformasyondan farkları ve bilginin sınıflandırılması incelenmiştir. Bilgi yönetimi konusundaki yayın sayısının fazla olduğu ve kavram karmaşasının yaşandığı günümüzde bilgiyi geçmişten günümüze ele alarak bugün kullanılabilecek bir tanıma ulaşılması, veri ve enformasyon kavramlarından farklarının vurgulanması ve bilginin sınıflandırılması ile de karmaşıklıkların önlenmesi amaçlanmıştır. Üçüncü bölümde bilgi yönetimi kavramı ele alınmış, bilgiyi yöneten organizasyonların yönetmeyenlerden farklı olarak ne yaptıkları incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise bilgi odaklı yönetim kavramı ortaya konmuş, bilgi yönetimi anlayışı ile bilgi odaklı yönetim anlayışı arasındaki ayırımlar belirtilmiştir. Bilgi odaklı organizasyonun özellikleri bu bölümde ortaya konarak sımflandırılmıştrr. Beşinci bölümde çalışmanın kapsamı içerisindeki pilot uygulamanın gerçekleştirileceği üniversite kurumlan incelenmiş, üniversitelerde bilgi odaklı yönetimin gerekliliği tartışılmıştır. Üniversiteleri diğer organizasyonlardan ayıran özellikleri yine bu bölümde incelenmiştir. Altıncı bölümde çalışmanın en önemli yam olan uygulaması incelenmiştir. Yapılacak uygulamanın yöntemi ve hedef kitlesi tespit edilerek ölçüm aracı olarak kullanılacak olan ankete son hali verilmiştir. xii Yedinci bölümde pilot uygulamadan gelen veriler değerlendirilmiştir. Her bir soruya gelen cevaplar normallik testlerinden geçirilerek, bu soruların ileri analizlerde kullanımının mümkün olup olmadığı tartışılmıştır. Daha sonra her bir soru grubu güvenilirlik analizine tabi tutularak bu grupların içindeki soruların uygunluğu sorgulanmıştır. Son olarak her bir gruba ayrı ayrı faktör analizi uygulanarak, ana bileşenler bulunmuştur. Sekizinci ve son bölümde değerlendirme sonuçlan verilmiş, organizasyonel bilgi odaklılığı ölçmek üzere önerilen aracın kullanımı ve geliştirilmesi tartışılmıştır.