FBE- Geomatik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Geomatik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeOtoyol güzergahları için geçiş eğrilerinin karşılaştırılması ve bir uygulama (Kınalı-E5 kavşağının geometrik çözümü)(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Tunalı, Ali ; Algül, Emirhan ; 18759 ; Geomatik MühendisliğiBu çalışmada, otoyol güzergahlarının projelendirilmesinde kullanılan birleştirme eğrilerinden klotoid, lemniskat, kübik parabol ve 2R yarıçaplı dairenin bağıntıları ve özellikleri incelenerek çeşitli uygulamaları gösterilmiştir. 3. Bölümde birleştirme eğrilerinin benzer ve farklı yanları incelenerek birbirleriyle olan karşılaştırmaları yapılmıştır. Bölüm 5'te otoyollarda ve kavşaklarda klotoidin uygulanmasında karşılaşılan problemler incelenmiştir. Edirne-Sakarya otoyolunda Kınalı-E5 kavşağının geometrik çözümü yapılmış ve elde edilen sonuçlar şekillerle ve tablolarla sayısal olarak gösterilmiştir. 8. Bölümde bu çalışmadan elde edilen sonuçlar açıklanmıştır. Ekler bölümünde klotoid hesaplamalarında kullanılan tablolar verilmiştir. Ayrıca, geometrik çözümü yapılmış bir güzergahın ara noktalarının ve offset noktalarının koordinatlarını ve kutupsal aplikasyon elemanlarını veren bir program ilave edilmiştir.
-
ÖgeLokal üç boyutlu ve iki boyutlu dik koordinat sistemlerinde dengeleme ve karşılaştırmalar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Öztaş, Vedat ; Aksoy, Ahmet ; 18823 ; Geomatik MühendisliğiJeodezinin başta gelen görevlerinden biri jeodezik kontrol ağları oluşturmak ve ağ noktalarının konumlarını bir koordinat sisteminde belirlemektir. Jeodezik problemlerin çözümü için gerekli olan jeodezik kontrol ağları : genelde, - Yatay kontrol (Nirengi) ağları, - - Düşey kontrol (Nivelman) ağları, - Gravite ağları, olarak adlandırılan, birbirinden bağımsız üç ayrı ağ halinde kurulagelmiştir. Bunlardan nirengi ağları iki boyutlu, nivelman ve gravite ağları bir boyutludur. Bu ayırımı yapmanın nedeni, uygulamada karşılaşılan güçlüklerdir. Birbirinden bağımsız üç ayrı ağ kurularak problem çözülmeye çalışılsa da bağımsızlığı tam olarak sağlamak mümkün değildir. Dolayısıyla yatay koordinatların belirlenebilmesi için düşey koordinatlara, düşey koordinatların belirlenmesi için de yatay koordinatlara ihtiyaç vardır. Bu yüzden problemin çözümü için, bütün ölçülmüş verilerin üç boyutlu bir matematik modelde ortaklaşa kullanılması gerekir. Bu çalışmada, doğrultu, kenar ve zenit açılarına dayalı olmak üzere, refraksiyon katsayısı bilinen ve bilinmeyen alınarak üç boyutlu ağ dengelemesi hesabı ve yine k refraksiyon katsayısı bilinen ve bilinmeyen alınarak trigonometrik nivelman dengelemesi hesabı yapılmıştır. Hesaplamalar İ.T.Ü. Elektronik Bilgi işlem Merkezinde IBM-4341 serisi bilgisayarlarında ve kısmen de Epson XT-PCe kişisel bilgisayarlarda yapılmış olup İ.T.U. Jeodezi Anabilim Dalı program arşivinden yararlanılmıştır. Ayrıca başlangıç noktasından geçen yatay düzlemde iki boyutlu ağ dengelemesi yapılmış, ve sonuçlar karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeSayısal arazi modellerinde eğri yerleştirme yöntemleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Tarı, Ergin ; Baykal, Orhan ; 18824 ; Geomatik MühendisliğiSayısal Arazi Modeli, arazi üzerinde dağılmış koordinatları ve yükseklikleri bilinen noktalardan yararlanarak bilgisayar yardımı ile arazinin sayısal olarak gösterilmesidir. Sayısal arazi modeli, sayısal durum modeli ve sayısal yükseklik modelinden oluşur. Bir çok çalışmaya altlık oluşturan sayısal arazi modelinin etkin bir şekilde oluşturulması gerekir. Sayısal arazi modelinin oluşturulmasında kullanılan yazılım bu etkinliği sağlayan temel unsurdur. Yazılımın etkinliğini ise bellek ve hız para metrelerinin uygun kullanımı sağlar. Hız parametresini etkileyen en önemli faktör de bilgilere ulaşımdır. Bilgilere ulaşımın en hızlı şekilde yapılabilmesi ise bu bilgilerin belli bir düzende sıralanmış olmasına bağlıdır. Sayısal arazi modeli gibi bilgileri tekrar tekrar sıralamayı gerektiren uygulamalarda ise sıralama işleminin bellek ve hız optimizasyonunu sağlaması önemlidir. Sayısal yükseklik modelinde enterpolasyon sonucu elde edilen aynı kotlu noktaların birleştirilmesi işlemi bir eğri yerleştirme işlemidir. Eğri yerleştirme, en küçük kareler yöntemi ile 2. dereceden bir polinom, 3. ve daha yüksek dereceli bir polinom veya trigonometrik polinomlar kullanılarak gerçekleştirilebilir. Polinomlar ile eğri yerleştirmenin polinom salınımı adı verilen bir sakıncası Spline Fonksiyonlarının kullanılmasını gerektirir. Spline fonksiyonlarında da temelde polinom yaklaşımı kullanılır. Ardışık noktalar arasında oluşturulan grafik parçalarını birleştirmek temelinden yola çıkarak ortaya konan spline fonksiyonlarının en çok kullanılan. kübik spline fonksiyonlarıdır. önemi nedeni ile burada sıralama ve eğri yerleştirme yöntemleri üzerinde ayrıntılı bir biçimde durulmuştur. Literatürde verilen sıralama yöntemleri hız açısından karşılaştırılmış hangisinin Sayısal Arazi modeli için uygun ola cağı araştırılmış ayrıca sıralama için bir yöntem verilmiş tir. Sayısal yükseklik modelinde enterpolasyon sonucu elde edilen aynı kotlu noktalardan dengeleyen polinomların geçirilmesi sakıncası bir örnek ile gösterilmiştir.
-
ÖgeDerin kazı destekleme sistemlerinde yatay deformasyonların belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) İnce, Cankut Dağdal ; Baykal, Orhan ; 21849 ; Geomatik MühendisliğiBu çalışma, Büyük Sürmeli Oteli (Turotel) Yapı Çukurundaki iki tür derin kazı destekleme sisteminin yatay hareketlerinin belirlenmesini, karşılaştırılmasını ve yorumlanmasını içerir. Bilindiği üzere 6 m 'den daha derin olan kazılar, gerek kazı çevresindeki yolların ve yapıların, gerekse inşa edilmekte olan temel çukurunda çalışanların güvenliğini sağlamak üzere desteklenirler. Bir kazıyı desteklemek için kullanılabilecek elemanlar; ankrajlar, yatay destekler, kazıklı perdeler, betonarme perdeler olmak üzere sıralanabilir. Bu elemanlar kullanılarak derin kazılar, zeminin özelliklerine ve sistemi etkileyecek yüklere göre bir destekleme sistemiyle desteklenirler. Çalışmada ele alınan destekleme sistemleri; kuyu tipi ankrajlı perdeler ve mini kazıklı ankrajlı perdelerdir. Bu iki tür destekleme sisteminin yatay hareketlerini belirle mek üzere, bir kontrol ağı kurulmuş ve her kazı kademesin de periyod ölçüleri yapılmıştır. Toplam dört periyod ölç mesine dayanılarak yapılan deformasyon analizi sonucunda, kuyu tipi ankrajlı perde üzerinde, 6; mini kazıklı ankrajlı perde üzerinde, 14 obje noktasının yatay hareketleri belirlenmiştir. Deformasyon analizinde temel amaç, mümkün olduğu kadar varsayımlardan kaçınmak ve kaçınılamayacak olanları matematik-istatistik yöntemlerle test etmektir. Bu nedenle geçerli bir fonksiyonel model kurulduktan sonra, ölçü presizyonlarının, dengeleme sonuçlarına etkilerini gösteren stokastik model kurulmuş ve geçerliliği test edilmiş tir. Ayrıca, aynı ölçü kümesine ait olmayan uyuşumsuz ölçüler, ^-testiyle belirlenerek ayıklanmıştır. Periyod ölçüleri önce tek tek, sonra ikişerli gruplar halinde tüm den serbest dengelenmiş; tümden dengelemelerde, hareket ettiği test edilerek belirlenen sabit noktalar, obje noktaları gibi düşünülmüştür. Tümden dengeleme sonucunda, her obje noktasının ti ve tj zamanlarına ait koordinatları ele alınarak, noktaların hareket edip etmedikleri analitik yöntemle belirlenmiştir. Söz konusu bütün bu işlemlerin teorik ve pratik aşamaları, tez içerisinde ele alınmaktadır.
-
ÖgeBarajlardaki deformasyon ölçmeleri ve kullanılan aletler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Yılmaz, Mehmet ; Algül, Emirhan ; 39327 ; Geomatik MühendisliğiGünümüzde dünyanın pek çok yerinde bir çok büyük sanat yapıları yapılmak -tadır. Bunların yapımı için pek çok elemana, zamana ve paraya ihtiyaç olmaktadır. Bu yapıların yapılmasından sonra yapılacak ve bu büyük sanat' yapılarının yapımı kadar önemli bir konuda bu yapıların planlanması aşamasında düşünülen emniyet sınırları içinde varlığını sürdürüp - sürdürmediğidir. Diğer bir deyişle yapıda herhangi bir deformasyon olup olmadığının araştırılmasıdır. Büyük sanat yapılarındaki olası deformasyonlarm önceden belirlenmesi ve muhtemel kazalardan korunmak için deformasyon ölçmeleri yapılır. Bu ölçme sonuçlarına göre yapı da önlem alınır. Barajlarda yapılacak deformasyon ölçmeleri fiziksel ve jeodezik olmak üzere iki farklı yöntemle yapılır. Fiziksel yöntemde barajlardaki bağıl hareketler ölçülür. Bu gruptaki ölçmelerde kullanılan aletler deformasyonu belirlenecek yüzeyin içine veya üzerine yerleştirilir. Günümüzde deformasyonlar sürekli izlenebilir. Bilgisayar alanındaki gelişmeler bunu mümkün kılmıştır. Yapılan deformasyon ölçmeleri bir bilgisayara kaydedilerek veya elektriksel işaretlere dönüştürülerek bir ekrandan izlenebilmektedir. Deformasyonların sürekli izlenmesi ile ani olarak ortaya çıkan deformasyonlar ve tektonik hareketler sonucu ortaya çıkan yer kaymaları belirlenebilmektedir. Deformasyonların sürekli izlenmesi için kullanılan aletlerden en yaygın olanı Talyvel elektronik düzecidir. Jeodezik yöntemde ise lokal bir jeodezik deformasyon ağı kurulur ve yapıda jeodezik ölçmelerle ağın tümden mutlak hareketleri belirlenir. Yapılan ölçmeler matematik - istatistik yöntemlerle değerlendirilir. Deformasyon vektörleri elde edilir. Bu vektörlerin irdelenmesi sonucu o noktada deformasyon olup - olmadığı belirlenir. Bu çalışmada genelde deformasyon ölçme yöntemleri ve özellikle de fiziksel yöntemlerle bir barajdaki deformasyon ölçmeleri ve kullanılan aletler anlatılmıştır.
-
ÖgeOrtometrik yüksekliklerin belirlenmesinde global konumlama (GPS) sistemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Kahveci, Muzaffer ; Aksoy, Ahmet ; 39450 ; Geomatik MühendisliğiGlobal Konumlama Sistemi (GPS) ölçüm teknolojisinde yeni bir dönem açmış olup daha önceden mevcut hiç bir uydu sistemi bu kadar çok ilgi çekmemiştir. Uydulardan alınan sinyaller yardımıyla herhangi bir yer ve anda duyarlı konum, hız ve zaman belirlemeye olanak veren GPS, jeodezik ve fotogrametrik problemlerin çözümünde yeni ufuklar açmakta, noktalar arasında görüş zorunluluğunu ortadan kaldırması, hava koşullarından etkilenmemesi ve ekonomik oluşu nedeniyle klasik ölçme tekniklerinin yerini almaktadır. Günümüzde GPS ile, kullanılan alıcı, uydu efemerisi ve ölçü süresine bağlı olarak 50 cm'den 10 m'ye kadar değişen duyarlılıklarla üç boyutta mutlak konum, 0.01-100 ppm arasında değişen duyarlıklarla da göreli konum belirlenebilmektedir. Ancak, GPS ile elde edilen yükseklikler (elipsoid yükseklikleri) geometrik anlama sahip olduğundan güncel mühendislik uygulamaları için doğrudan kullanılmaları olanaklı değildir. Oysa, harita ve mühendislik amaçlı ölçmelerde ortometrik yükseklikler kullanılmakta, bu nedenle de GPS ile elde edilen yüksekliklerin pratik amaçlarla kullanılması bazı ek bilgi ve uygulamaları gerektirmektedir. Sonuçta, GPS ile elde edilen elipsoid yükseklikleri ile ortometrik yükseklikler arasındaki ilişkilerin kurulması önem taşımaktadır. Çalışılan bölgenin birkaç noktasında duyarlı olarak hesaplanmış jeoid yükseklikleri biliniyor ise, bunlardan yararla aynı bölgede ortometrik yüksekliklerin belirlenmesi olanaklıdır. Ancak bilindiği gibi GPS ile göreli elipsoid yükseklikleri çok daha duyarlı olarak belirlenebilmektedir. Dolayısıyla jeoid yükseklik farkları ve elipsoid yükseklik farklarından yararla istenilen noktada ortometrik yükseklik farklan duyarlı olarak belirlenebilir. Bu çalışmada Taşkesti/BOLU bölgesine ait 5 noktada, elipsoid ve jeoid yükseklik farklarından yararla ortometrik yükseklik farkları belirlenmiş olup bu yöntemle oldukça duyarlı ortometrik yüksekliklerin elde edilebileceği gösterilmektedir.
-
ÖgeHarita projelerinin CPM-PERT yöntemleri ile programlanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Alkan, Reha Metin ; Algül, Emirhan ; 39331 ; Geomatik MühendisliğiBir projenin, önceden belirlenen bir zamanda ve sınır lı kaynaklarla amacına ulaşması, planlı, programlı ve kontrollü bir çalışmayla mümkündür. Deneyimli veya gerekli eğitimden geçirilmiş personel ve yeterli donanımın bulunmadığı bir projenin başarı yüzdesinin düşük olması doğal karşılanabilir. Ancak, personel ve diğer kaynaklar bakımından yeterli olan ekiplerle yapılan çalışmanın çoğunun da, normal yapım süresinde tamamlanabildiği ve sağlıklı ürünler elde edildiği söylenemez. Olumsuz hava ve arazi koşulları, beklenmedik olaylar projeyi olumsuz etkileyen faktörlerdir. Fakat esas sorun, proje sorumlusunun süre ve maliyet açısından etkin bir program ve denetim yapamamasıdır. Bu çalışmada, çağdaş proje yönetimi hakkında genel olarak bilgi verildikten sonra, birer yöneylem araştırma sı tekniği olan ve projelerin programlanmasında kullanılan CPM (Critical Path Method) ve PERT (Program Evaluation and Review Technique) yöntemleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Uygulama kısmında, İller Bankası Genel Müdürlüğü ' nce (1992 I. yarıyıl birim fiatlarına göre) 1.560.485.342 TL. tutarındaki 21 ay süreli bir halihazır harita alım proje si, üzerinde çalışacak proje olarak seçilmiştir. Söz ko nusu projeye CPM-PERT yöntemleri uygulanmış, aynı projenin (İ.T.ü. ölçme Tekniği Anabilim Dalı'nca hazırlatılan 1992 I. yarıyıl birim fiatlarına göre) 971.353.621 TL. bedelle ve yaklaşık 16,5 ayda tamamlanabileceği görülmüştür. Sonuç ve öneriler kısmında ise, projenin CPM-PERT yöntemleriyle programlanarak İller Bankası 'nca belirlenen süreden önce ve daha ucuza tamamlanabilmesi; işveren kurum, birim fiatları belirleyen kurum ve yüklenici kuruluşlar açısından incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı, endüstri projelerinin bir çoğunda başarıyla uygulanan "Modern Proje Programlama" yön temlerinin, harita projelerinde de uygulanabileceğinin, etkin bir planlama ve denetim ile aynı kaynaklarla daha kısa sürede daha verimli çalışmalar elde edilebileceğinin gösterilmesidir.
-
ÖgeGravite ölçerler ve çalışma prensipleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Kızılsu, Onursal Gaye ; Baykal, Orhan ; 39323 ; Geomatik MühendisliğiGravite, dünyanın kütlesinin oluşturduğu çekim kuv¬ veti (gravitasyonel kuvvet) ile dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinin meydana getirdiği merkezkaç kuvvetin bileşkesidir. Yapılan gravite ölçme ve hesap işlerinin tümüne gravimetri denir. Gravimetrideki amaç yeryuvarının şekli ve büyüklüğü ile ilgili problemlerin çözümlenmesidir. Yeryüzünde gra vite ölçmesi demek, yere doğru serbest düşüş yapan^bir cismin ivmesinin ölçülmesi demektir. "Gal" (cm.s ) biriminde olan gravite ivmesi kutuplardan ekvatora gidildikçe küçülür. Bu da yerkürenin kutuplarda basık olduğunun bir göstergesidir. Yapılan tüm gravite ölçmelerinde, enlem etkisi, yükseklik etkisi (serbest hava etkisi+Bouguer et¬ kisi), topoğrafik etki, izostati etkisi, atmosfer etkisi, gel-git etkisi bulunmakta ve bundan dolayı ölçme değerleri¬ ne düzeltmeler getirilmektedir. Gravimetride, mutlak gravite ve bağıl gravite olmak üzere iki çeşit ölçme yöntemi bulunmaktadır. Mutlak gra¬ vite ölçmesi, bir noktada gravite değerinin direkt olarak ölçülmesi anlamına gelmektedir. Serbest düşme yöntemine uygun aletler ve sarkaç donanımlarının kullanılmasıyla mutlak gravite ölçmeleri yapılabilmektedir. Bağıl gravite ölçmesi ise keyfi seçilen bir nokta ile bir baz noktası arasındaki gravite farkının ölçülmesi demektir. Bu tür ölçmelerde ise sarkaçlar, burulma terazisi ve farklı prensiplerde çalışan gravimetreler kullanılmaktadır. Jeodezide kullanılan tüm ölçme aletlerinde olduğu gibi gravimetrelerin de periyodik olarak kalibre edilmesi gerekmektedir. Kalibrasyon için eğim değişimi yöntemi, kütle değişimi yöntemi veya gravite değeri önceden bilinen noktalarda yapılan ölçmelerle kalibrasyon yöntemi kullanılmaktadır. Ayrıca dış etkenlerin ve gel-git olayının neden olduğu alet driftinin çeşitli yöntemler (fark, yıldız, adım ve profil yöntemleri) kullanılarak belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada yukarıda sözü edilen konulara genel olarak değinilmiş, özellikle gravimetride kullanılan gravite ölçerlerin çalışma prensipleri ve hata kaynakları ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
-
Ögeİstanbul Çatalca bölgesinde uzaktan algılama yöntemleri ile metropoliten analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Alkan, F. Zehra ; Örmeci, Cankut ; 39444 ; Geomatik MühendisliğiEndüstrileşme ile paralel olarak uzay teknolojisinin hızla gelişmesi, dünya nüfusundaki oranın artması ve buna bağlı olarak tükenen doğal kaynakların incelenmesi, çevre ile ilgili diğer sorunlar, yerleşim ve araziden yararlanma, doğal enerji kaynakları, hammadde ve çevre koşullan gereksinimlerinin karşılanması, deniz ve kara yüzeyleri ile alt yapıların özellik ve konumlarının incelenmesi konutlarının hızlı, ekonomik ve güncel şekilde sağlanması gerektirmektedir.Uzaktan algılama arada mekanik bir temas olmaksızın cisimden yayılan ışımının nitelik ve nicelik yönünden değerlendirilmesi ile cismin özelliklerinin uzaktan ortaya konması ve ölçülmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Çok yönlü bilgisayar sistem ve programlarının hızla gelişmesi ile uzaktan algılama pek çok bilim dalı içerisinde uygulama alanı bularak geniş bir şekilde kullanılmaktadır. Uzay teknolojisinin gelişmesine bağlı olarak çeşitli amaçlarla çok sayıda uydu, günümüzde işlevini sürdürmektedir. Bu uydular arasından yer yüzeyinin bilimsel araştırılmasına yönelik olarak algılama yapan LANDSAT (land-satallite) uydularından ikinci varyasyon olarak bilinen^ LANDSAT 4 ve 5 uyduları çok spektrumlu tarayıcı (MSS) ve tem atik haritalama (TM) sistemleri ile yeryüzeyi algılanmaktadır. 1.3.1984 tarihinde yörüngeye oturtulan Landsat-5 uydusu, diğer algılayıcılara göre 30 m çözünürlük ve 7 kanal sayısı üstünlüğü nedeni ile bir çok alanda kullanılmaktadır. Oluşturulan renkli görüntüler, konturollü sınıflandırma yöntemlerinden Maksimum Likelihood ve minimum uzaklık, kontrolsüz sınıflandırma yöntemlerinden Ardışık kümeleme ve ISOOATA kümeleme yöntemlerine göre farklı kanallardan sınıflandırılmıştır. Bölgenin yersel bilgileri ışığında özellikleri değerlendirilerek sınıflandırılmış görüntülerin yorumları yapılmıştır. Bölgenin analizinin uydu verileri ile en iyi şekilde belirlenebileceğini çalışma sonuçları göstermiştir. Böylelikle uygulama bölgesinin yerleşim, sanayi, orman, ekili ve sulara kapalı alanları hakkında yeterli bilgiyi sağlamak üzere çalışma sonuçları hazırlanmıştır. Ayrıca farklı sınıflandırma yöntemleri ile oluşturulan görüntülerin yorumlan kendi aralarında da kıyaslanarak sonuçların benzerliği ortaya konmuştur.
-
Ögeİstanbul İkitelli örneğinde uzaktan algılama verileri kullanarak metropoliten analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Kaya, Şinasi ; Müftüoğlu, Oğuz ; 39449 ; Geomatik MühendisliğiDünya nüfusunun hızla artması nedeniyle, dünya kaynakları hakkında daha kapsamlı bilgi edinilmesi isteg i, bu kaynak ların homojen bir şekilde kullanımı, bölgeseller arasında ki durumunun incelenmesi ve planlanması gereği ortaya çık mıştır. Son yıllarda uydu verilerinden elde edilen bilgile rin, görüntü işleme tekniklerine bağlı olarak kullanılması bu tür çalışmala taknolojik bir yenilik getirmiştir. Bu yöntemleri inceleyen bilim dalına Uzaktan Algılama denir. Arada fiziksel bir temas olmaksızın, cisimlerin özellikleri hakkında bilgi toplama olarak tanımlanan bu bilim dalı son yıllarda askeri amaçlar dışında, sivil amaçlı geniş kullan ma alanı bulmuştur. Günümüzde çok sayıda uydu çeşitli amaçlarla faaliyetini sürdürmektedir, önceleri çözünürlükleri bakımından yetersiz olan bu veriler şehircilikte kullanılmamıştır. Oysa ki gü nümüzde özellikle LANDSAT-5 TM uydusu ile SPOT' tan elde edilen verilerin çözünürlükleri bölgesel çalışmalar için yeterli olduğundan kentsel arazi kullanımda kullanılmaya başlanmıştır. LANDSAT-5 TM çözünürlüğünün 30 m' ye, SPOT' un çözünürlüğünün 10 m' ye ulaşması önemli bir gelişmedir. Bu doğruluklar 1:250 000 ölçekli haritaların yapımı, 1:50 000 ve 1:100 000 ölçekli haritaların güncelleştirilmesi için yeterlidir. Görüntü verilerini içeren magnetik band (CCT), görüntü iş leme sisteminde incelenerek, çalışma için gerekli renkli ve sınıflandırılmış görüntüler oluşturulmuştur, örnekleme böl geleri seçilerek bunlar arazide kontrol edilmiş, daha sonra sınıflandırma işlemi yapılmıştır. Elde edilen görüntülerin yorumlaması yapılarak, bölgenin coğrafi yapısı, bölge arazi kullanımı ve fiziksel yapı hakkında sonuç bölümünde bu bil giler sunulmuştur.
-
ÖgeÇevresel etki değerlendirme bilgi sistemi tasarımı ve gerçekleştirilmesi pilot projesi (Çedbis)(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Arslan, Ozan ; Altan, M. Orhan ; 39447 ; Geomatik MühendisliğiGünümüzde, çevresel değişimler ve etkilerinin model ler yardımıyla değerlendirilmesi ve analizi çalışmalarında coğrafi bilgi sistemlerinden yararlanılmaktadır. Çevre ile ilgili bilgileri veritabam sistemlerine bağlı olarak top layıp işleyen, analizini yapan; harita ve rapor halinde su nan çevre bilgi sistemleri oluşturulmaktadır. Su kaynakları planlamalarında, suyun ekonomik gelişme için kısıtlayıcı olmaması amaçlandığından, su kalitesi bu planın vazgeçilmez bir unsurunu oluşturur. Bu çalışmada, çevre bilgi sistemlerinin su kalitesi modelleme çalışmala nnda uygunabilirliğini araştırmak amacıyla; Sakarya Havza sının en önemli alt havzalarından biri olan Porsuk Havza sında belirlenen yararlı kullanımların gerçekleşmesi için su kalitesi yönetim esasları Çevresel Etki Değerlendirme Bilgi Sistemi ve Tasarımı ve Gerçekleştirilmesi Pilot Pro jesi (ÇEDBiS) kapsamı içinde değerlendirilmiştir. Bu amaçla havzanın çevresel Özelliklerinin belirlenmesi, yararlı kul lanımların ve bunlar için gerekli su kalite ölçütlerinin saptanması, atıksuların karakterizasyonu ile havzadaki atık yükü ve potansiyelinin belirlenmesi, halihazır su kalitesi nin yararlı kullanımlara göre değerlendirilmesi aşamaları gerçekleştirilmiştir. Ayrıca gelecekteki yararlı kullanım hedeflerinin sağlanabilmesi için yapılacak çalışmalara alt lık oluşturması amacıyla, su kalitesinin yıllara göre deği şimi incelenmiştir. Böylelikle, bir çevre bilgi sistemi ta sarımı ve gerçekleştirilmesinde izlenecek yöntemler belir lenmiş olmaktadır.
-
ÖgeFotogrametrik ve fotogrametrik olmayan ölçmelerin birarada dengelenmesi ile en uygun durumun araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Türkoğlu, Ülkü Aslı ; Külür, M. Sıtkı ; 39446 ; Geomatik MühendisliğiSon yıllarda bilgisayar tekniğinin hızla gelişmesi sonucu, fotogrametrik değerlendirmelerde ortaya çıkan matematiksel problemlerin sayısal çözüm olanaklarının hızla artması sonucu, analitik fotogrametri yöntemleri de ge lişmiştir. Bu çalışmanın ilk bölümünde f otogrametrik nokta belirlemesinde, ışın demetleri ile dengeleme prob leminde, fotogrametrik ve fotogrametrik olmayan ölçmele rin birarada dengelenmesinin kullanım alanları ve diğer yöntemlere göre üstünlükleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, hava triyangülasyonunun amacı ve gelişimi anlatılarak, hava triyangülayonunda kullanılan blok denge lemesi yöntemleri açıklanmıştır. üçüncü bölümde, fotogrametrik ve fotogrametrik olmayan ölçmelerin birbirleri ile olan ilişkilerini sağlayacak bağıntıların kurulmasını esas alan matematik model açık lanmıştır. Matematik modelin kurulması sırasında, ölçme ler iki ayrı grupta ele alınmıştır. Birinci grupta, fo togrametrik olmayan ölçmeler olarak, ölçülen boylar, ya tay açılar, yükseklik farkları ve yükseklikler için dü zeltme denklemleri kurulmuştur. İkinci grupta ise foto grametrik ölçmeler olarak, resim koordinatları, cisim koordinatları ve dış yöneltme parametreleri için düzeltme denklemleri kurulmuştur. Fotogrametrik ve fotogrametrik olmayan ölçmeler için kurulan düzeltme denklemleri bir- araya getirilerek, elde edilen denklem sisteminin, en küçük kareler yöntemine göre Çözümü açıklanarak, uygu lamada kullanılan bilgisayar programı ve özellikleri an latılmıştır. Çalışmanın uygulama bölümü olan dördüncü bölümde, hava fotogrametrisi ve yersel fotogrametriye ait dört ayrı ve ri grubu ile, fotogrametrik ve fotogrametrik olmayan öçl- melerin birarada dengelenmesi işlemi uygulanarak, sonu- lar irdelenmiştir. Beşinci bölümde, uygulama bölümünde elde edilen sonuçlara göre dengeleme hesabına kapsatılan jeodezik ölçmelerin, hesaplanan nokta koordinatlarına olan etkileri belirlenmiştir.
-
ÖgeTürkiye astrojeodezik ve astrogravimetrik jeoidinin belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Alp, Osman ; Aksoy, Ahmet ; 39330 ; Geomatik MühendisliğiYer gravite alanının deniz yüzeyi ile çakışan eşpotan siy elli yüzeyine jeoid adı verilir. Jeodezinin ana hedeflerinden birisi jeoidi, jeodezik hesapların yapıldığı bir referans elipsoidine göre belirlemektedir. Jeoid belirlemenin esası, üzerinde jeodezik hesapların yapıldığı referans elipsoidi ile jeoid arasındaki uzaklıkların (jeoid yüksekliklerinin) bulunmasıdır. Jeoid yüksekliklerinin belirlenmesi için değişik yöntemler vardır ve bu yöntemler çoğunlukla kullandıkları ölçülerin adlan ile anılırlar. Bu çalışmada astrojeodezik çekül sapmaları ve gravimetrik çekül sapmaları ile gravimetrik jeoid yüksekliklerinin ölçü olarak kullanıldığı astrojeodezik ve astrogravimetrik jeoid belirleme çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada, astrojeodezik ve astrogravimetrik jeoid belirlemesinde değişik data gruplarıyla jeoid belirlenmiştir. Astrojeodezik yöntemde astrojeodezik çekül sapmalarından, astrogravimetrik yöntemde ise astrojeodezik çekül sapmalarının yanında gravimetrik çekül sapmalanda kullanılmıştır. Astrojeodezik çekül sapmaları Astronomik enlem ve boylam ile Avrupa 1950 datumundaki (ED-50) jeodezik enlem boylam değerlerinin karşılaştınlmasıyla elde edilmiştir. Gravimetrik çekül sapmaları ise Ag gravite anomalileri, yerpotansiyel katsayıları ve sayısal arazi modeli yardımıyla en küçük karelerle kolokasyon (EKKK) ve N jeoid yüksekliklerinden yararla bikübik splines fonksiyonları ile elde edilmiştir. Daha sonra Astrojeodezik ve astrogravimetrik jeoid hesabı yapılmış ve sonuçlar sunulmuştur. Kullanılan ölçü noktası sıklığının artmasının belirlenen jeoidin doğruluğu üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Ayrıca astrojeodezik jeoide getirilen gravimetrik düzeltme ile elde edilen astrogravimetrik jeoidin daha doğru olduğu belirlenmiştir. Ancak astronomi ölçülerinin yeterli sayıda olmadığı da düşünülmektedir.
-
ÖgeUzaktan algılama yazılımları ve PC bazında makro komut tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Karakuzu, Ahmet ; Maktav, Derya ; 100548 ; Geomatik MühendisliğiIn this study, we have aimed to program image processing program about remote sensing, for programming the image processing methods, a preresearch is necessarily about subject of image processing. After my researching I saw that digital image proccesing with computer is very wide subject. Approximately, DIP is used in every engineering. Digital image processing is used in following; a) archive old books at libraries b) to convert from image of graphics sheets to digital values. c) in medical areas. d) in remote sensing e) military f) Translating the language from sound wave data to text file or sounding g) Industrial In this study, Once general laws of image proccesing are described. Cases of image proccesing are like as follows; - The producing the natural image - Histogram production - Geometric Calibration - Histogram equalization - Contrast stretch - Density slicing - Noise filtering - Classification - Multi-spectral classification - image rectification - producing the GIS files. - Data Compressing. Fundamental of image proccesing are widely explained at the following as Turkish Language. CTT data format is explained. Cases of General CTT formats described as follows; JSC Header (3060 Byte ), Landsat Header (1440 Byte), Geaometric Transformation (2700 Byte),
-
ÖgeDüşey kontrol ağlarında deformasyon analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Özlüdemir, M. Tevfik ; Ayan, Tevfik ; 39322 ; Geomatik MühendisliğiBu çalışmada, düşey kontrol ağlarında yükseklik değişimlerinin saptanması konusu ele alınmıştır. Birinci ve ikinci bölümde, deformasyon analizi kuramının ana hatları, temel tanımları ve uygulama alanları açıklanmış, kontrol ağları ve düşey kontrol ağının dengelenmesi konuları işlenmiştir.Deformasyon analizinin temel ilkesi, varsayımlardan mümkün olduğunca kaçınmaktır. Kaçınılmaz olan varsayımlar ise matematik istatistik yöntemlerle test edilirler. Bu nedenle, fiziksel gerçekliği temsil eden, ölçme ve hipotezlere dayalı bir fonksiyonel ve stokastik ilişkiler kümesi şeklinde tanımlanan "Gauss-Markoff" modelinde yapılan kabullerin ele alınması, sorgulanması ve modelin gerçeğe yakınlığının test edilmesi gerekir. Bu, deformasyon analizinde çok önemlidir. Çünkü model kabullerinde yapılan hatalar deformasyon olarak yorumlanabilmektedir. Varsayımların test edilmesinde, hipotez testleri ya da istatistik testlerden yararlanılır. Bu yüzden çalışmada, istatistik testler ve model testleri genel olarak ele alınmıştır.Deformasyonlar çeşitli modellere göre değerlendirilebilirler. Bu modeller; statik, dinamik ve kinematik modellerdir. Jeodezik uygulamalarda genellikle statik modeller uygulanmaktadır. Sözü edilen modellerden, statik model ve kinematik modelin yükseklik değişimlerinin analizine uygulanması kuramsal olarak açıklanmıştır.Uygulama bölümünde ise, 20 noktadan oluşan bir düşey kontrol ağında, statik model ile deformasyon analizi uygulanmış,ağ noktalarındaki anlamlı deformasyonlar belirlenmiştir.
-
ÖgeSayısal ortamda kartografik genelleştirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Gökgöz, Türkay ; Uçar, Doğan ; 39540 ; Geomatik MühendisliğiSayısal genelleştirme, çevresel ve özniteliksel dönüşümler vasıtasıyla bir veri kaynağından, işaretsel ya da sayısal olarak kodlanmış bir kartografik veri grubu türetme işlemi olarak tanımlanabilir. Bu türetme işleminin amaçlan; haritadaki ya da kodlanmış durumdaki verilerin miktarını, türünü ve kartografik gösterimlerini önceden belirlenen amaca ve amaç edindiği kitleye uygun olarak azaltmak ve hedef ölçekte gösterimin açıklığım korumaktır. Bu tanım hem genelleştirme işleminin felsefesini hem de ulaşılmaya çalışılan amaç ve hedefleri kapsamaktadır [1]. Uzun yıllar manuel olarak gerçekleştirilen genelleştirme işlemi bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerle birlikte sayısal ortamda ele alınmaya başlanmıştır. Bu alanda önemli çalışmalar yapılmış, genelleştirmenin belli işlemlerinin bilgisayar destekli olarak gerçekleştirilebildiği noktaya ulaşılmıştır. Bununla birlikte, halen yapılmakta olan araştırmalar işlemin tamamen otomatik olarak gerçekleştirilmesi konusunda umut vericidir. Bu çalışmada, öncelikle, problem hem varsayıma dayanan hem de gerçek yaşamdan örneklerle ortaya konulmuştur. Manuel genelleştirme ile sayısal genelleştirme arasında kısaca bir karşılaştırmanın da yapıldığı bu kısımdan soma sayısal genelleştirmenin felsefesine dayanan, McMaster ve Shea tarafından geliştirilen kavramsal bir genelleştirme modeli, objelerin vektör formatındaki çevresel bilgileri esas alınarak ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Daha sonra uzman sistem yaklaşımının genelleştirme için uygunluğu ve olası bir Kartografik Genelleştirme Uzman Sistemi (KGUS) ya da tam anlamıyla bir Kartografik Uzman Sistemi'nin (KUS) yapısının ve karakteristiklerinin ne olabileceği konusunda uzmanların görüşlerine yer verilmiştir. Sonuçlar ve öneriler bölümünde ise yine bu konuda araştırma yapan kartografların görüş ve önerileriyle olaya biraz daha ışık tutulmaya çalışılmıştır. Ekler kısmında verilen, başarıyla gerçekleştirilmiş manuel genelleştirme örnekleriyle de konunun somut olarak sergilenmesi amaçlanmıştır.
-
ÖgeUydu verilerinden harita kapsamında görüntü üretmenin geometrik doğruluğu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) İpbüker, Cengizhan ; Öztan, Okay ; 39539 ; Geomatik MühendisliğiUzaktan algılama gtinUmUzde birçok bilim dalları için önemli bir araç olmaktadır. Son yıllarda özellikle uydu verilerinden elde edilen bilgilerin görUntU işleme tekniklerine bağlı olarak kullanılması her alanda teknolojik bir yenilik getirmiştir. GünUmUzde çok sayıda uydu çeşitli amaçlarla faaliyetlerini sürdürmektedir. YerylizU kaynaklarını incelemek için fırlatılan LANDSAT ve SPOT uydularından veri toplanmaktadır. Bu veriler islenerek çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır. LANDSAT-5 deki Tematik Haritalayıcı ile yüksek geometrik doğruluk elde edilmiştir, özellikle pankromatik modda SPOT' tan yüksek çözmesi nedeniyle ktiçllk ve orta Ölçekli topografik haritaların yapımında yararlanılabileceği ortaya çıkmıştır. Her iki uydudan toplanan verilerin 1:25000, 1:50000 ve 1:100000 ölçekli haritalara uygulanması veya özellikle bu haritaların güncelleştirilmesinde kullanılmasına gereksinim duyulmaktadır. Ancak bu verilerin söz konusu gereksinime cevap verebilmesi için su aşamada yetersiz olduğu savunulmaktadır [Bahr,1978; Borgeson, 1985]. Bu çalışmada uzaktan algılamanın etkin olduğu bir konu olan harita güncelleştirilmesi ve Üretimi uygulamalarında harita amaçlı uydulardan elde edilen verilerin islenerek harita kapsamında görüntü elde etme amacına yönelik geometrik ve kartografik doğruluğu araştırılmıştır. Bu amaçla öncelikle uzaktan algılamanın fiziksel prensipleri ele alınarak enerjinin atmosfer içerisinde yeryüzü objeleri ile etkileşimi konusunda özet bilgiler verilmiştir. Bunu takip eden bölümde haritalama amaçlı uydular tanıtılarak bunların algılama sistemleri ve özellikleri hakkında ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Uzaktan algılama verilerinin geometrik özellikleri vurgulanarak geometrik bozulmalar ve düzeltilmesi esaslarından bahsedilmiştir. Bu konuda, ilk jenerasyon uydu verilerinden başlanarak günümüz uydu verileri kullanılarak yapılan bir dizi uluslararası araştırma özetlenmiş ve bulunan sonuçlar sunulmuştur. Bu çalışmaların doğrultusunda, istanbul boğazı ve çevresini kapsayan LANDSAT-5 TM görüntü dataları kullanılarak düşeye çevirme doğruluğunun araştırılması amacıyla benzer bir uygulama yapılmış ve elde edilen bulgular sonuç bölümünde irdelenmiştir. Ayrıca İstanbul Adalar örneğinde uydu verileri kullanılarak alan karşılaştırması amacıyla bir uygulama yapılmış ve sonuçları verilmiştir.
-
ÖgeMetrolarda deformasyon ölçmeleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Özdağ, Süleyman ; Şahin, Muhammed ; 46276 ; Geomatik MühendisliğiMetrolar bir uygarlık göstergesi olup, yüzyıllardır insanlığın hizmetindedir. Nüfusun hızlı artışı, teknolojik gelişmelere bağlı olarak araç trafiğinin anormal boyutlara ulaşması, yolların artan araç sayısı na göre çok yetersiz kalışı, metroların artık bir zorunluluk olduğunun kanıtıdır. Dünyanın hemen hemen birçok ülkesinde yapılan çeşitli uzunluktaki metroların içinde çalışanları ile birlikte bir kaza neticesinde nedenli can ve mal kaybı na neden olabilecekleri kolaylıkla tahmin edilebilir. Bu yüzden metroların ve halkın güvenliği için özellikle jeolojik yapısı yumuşak, şehir merkezinin altından ge çen uzun kilometrajlı metroların çevresindeki değişik liklerin ve tünel içi astarlarının davranışlarının sü rekli izlenmesi, bunların projede öngörülmeyen değişim lerinin belirlenerek gerekli önlemlerin zamanında alın ması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu ise metronun yapımı aşamasında başlayan ve hayatı boyunca süren gözlemler ve ölçümler ile sağlanır. Deformasyon ve deplasman ölçümleri ve gözlemleri olarak tanımlanan gözleyerek izleme yöntemiyle met roların görevlerini güven içerisinde yapıp yapmadıkları belirlenir ve elde edilen veriler yardımıyla daha sonra yapılacak metroların tasarımı için yeni görüşler ve ölçütler sağlanır. Bu çalışmada, incelenen objenin mutlak deformas- yonlarını belirleme olanağını veren ölçme tekniği, yöntemi ve aletleri üzerinde durulmuştur.
-
ÖgeHava kirliliği konusunda çevre bilgi sistemi tasarımı ve gerçekleştirilmesi pilot projesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) İyidiker, Harun ; Toz, F. Gönül ; 46279 ; Geomatik MühendisliğiÇevre kirlenmesini pek çok özel durum için ayrı ayrı tanımlamak mümkündür. Ancak bir bütün olarak ele alındığın da herkesi tatmin edecek bir "çevre kirlenmesi" tanımı vermek mümkün değildir. Buna kar silik, yaşadığımız çevreyi sürekli olarak bozma yolunda çaba gösterdiğimiz açıkça ortadadır. Ne yazık ki Türkiye'de çevre sorunları, son yıllarda kirlenmenin çok aşırı boyutlara ulaşmasıyla güncellik kazanmıştır. Bu nedenle en kısa zamanda sağlam temellere dayanan çözümler getirilmelidir. Sağlıklı bir çözüm üretebilmek için de, kirliliğe neden olan faktörler, bunların etkileri ve sonuçlarının irdelenmesinde kullanılacak geniş bir veri dağarcığına sahip olmak gerekir. Bilgi Sistemleri bu verilerin elde edilmesi, saklanmasını ve gerekli istatistiklerin yapılabilmesini sağlar. Çevresel değişim verilerinin, saklanması, islenmesi ve modellenmesi çalışmalarında, Çevre Bilgi Sistemlerinden yararlanılması ile kullanıcıların daha doğru kararlar vermesine ve is gücü tasarrufuna olanak sağlanır. Bu çalışmada istanbul'daki hava kirliliği çalışmalarına Bilgi Sistemi ile destek vermek amacıyla, Bölge Hıfzıssıha Enstitüsü Müdürlüğü'nce yürütülen 01 Haziran 1989 tarihinde îl Sağlık Müdürlüğü Başkanlığı tarafından başlatılan "istanbul ili Hava Kirliliği Kükürtdioksit (SOj,) ve Asılı Partiküler Madde (A. P.M.) ölçüm Ağı" projesi için Çevre Bilgi Sistemi tasarlanmıştır. Oluşturulan veritabanında 1989-1990-1991 yıllarına ait aylık kükürtdioksit (SO 2) ve Asılı Partiküler Madde (A. P.M.) ölçümleri kullanılmıştır. Bu ölçümlerin ilçelere göre değişimleri analiz edilmiştir.
-
ÖgeKent bilgi sistemlerinin tasarımı ve gerçekleştirilmesi : Ankara kent bilgi sistemi oluşturma çalışması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Kopar, Atilla ; Altan, M. Orhan ; 46627 ; Geomatik MühendisliğiBu çalışmanın temel amacı Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS)' nin ve buna bağlı olarak Kent Bilgi Sistemleri (KBS)' nin önemini ve gerekliliğini ortaya koymaktır. Uygulama çalışması ise "Ankara Kent Bilgi Sistemi (ANKBİS) " pilot projesinin tasarımı ve gerçekleştirilmesini kapsamaktadır. İlk bölümde, teknolojideki hızlı gelişmeye karşın, büyüyüp gelişen kentlerin yönetiminin giderek zorlaştığı, kentsel faaliyetlerin hacminin arttığı vurgulanmıştır. Klasik yöntemlerin, artık yerel yönetimlerin ihtiyacını karşılayamadığı, doğru, güncel bilgileri toplayan, işleyen, veri tabanı sorgulama, analiz olanaklarını kullanan KBS' nin yararları ve gerekliliği ortaya konmuştur. Konuyla ilgili tanımlar ve kavramların açıklamaları ikinci bölümde yapılmıştır. Bu çerçevede, coğrafya, bilgi, sistem, coğrafi bilgi, bilgi sistemi, mekansal bilgi sistemi, coğrafi bilgi sistemi, kent bilgi sistemi kavramları tanımlanmıştır. Ayrıca KBS' nin, CBS' nin tarihsel gelişmeleri, CBS' nin Bileşenleri, CBS' nin gelişme eğilimleri açıklanarak tanımlamalar desteklenmiştir. ANKBİS' ni pilot proje bazında oluştururken izlenen işlem sırası, karşılaşılan güçlükler, veri tabanı işlemleri ve sonuç ürünler elde edilene kadar yapılan işlemler, üçüncü bölümde anlatılmıştır. Konuya sistem geliştirme safhaları sıralanarak başlanmıştır. CBS oluşum aşamalarına, şekillerle ve açıklamalarla yer verildikten sonra KBS' nin tasarımına geçilmiştir. Veri tasarımı, işlem tasarımı, donanım tasarımı konularında bilgi verildikten sonra, projede kullanılan donanım ve özellikleri sıralanmıştır. Takiben KBS' nin geçekleştirilmesi ; pilot bölge seçimi, Ankara planının sayısal ortama aktarılması, grafik verilerin toplanması, özniteliklerin girilmesi ve grafik verilerle ilişkilendirilmesi aşamaları açıklanmıştır. Oluşturulan veri tabanının sorgulanması ve sonuç ürünlerin elde edilmesi ile uygulama bölümü son bulmuştur. Dördüncü ve son bölümde ise, teorik irdelemeler ve pratik uygulamalardan elde edilen sonuçlar.kent ve ülke bazında geçekleştirilmesi önerilen bilgi sistemlerine ilişkin açıklamalar yer almıştır.