FBE- Geomatik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Geomatik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeJeodezide jiroskop hareketinin uygulanması hakkında öneriler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1977) Dedeoğlu, M. Semih ; Özgen, M. Gündoğdu ; 2256 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomathic EngineeringBu çalışmanın I. bölümünde rijit cisim dinamiği kısaca incelenmiştir. Bundan sonra bu bilgiler jiros koplu teodolitin hareketlerini incelemek için kulla nılmıştır,, Jiroskoplu teodolitin hareketi incelenirken şu iki durum incelenmiştir, a® Jiroskop rotorunun dönmemesi hali b. Jiroskop rotorunun dönmesi hali Jiroskop rotorunun dönmemesi halinde rotorun si metri ekseninin hareketinin diferansiyel denklemi bu lunmuş ve bu diferansiyel denklem çözülerek hareketin az sönümlü bir harmonik hareket olduğu gösterilmiştir. Bu az sönümlü harmonik hareketin salınım eğrisi en küçük kareler yöntemine göre dengelenmiş ve hareketin parametreleri elde edilmiştir. Jiroskop rotorunun dönmesi halinde ise hareketin diferansiyel denklemleri elde edilmiş ve bunlar çözül düğünde hareketin meridyen etrafında az sönümlü bir harmonik hareket olduğu görülmüştür. II. bölümde, bu âz sönümlü harmonik hareketin ö- zellikleri kullatiilâtak elde edilen azimut saptama yöntemleri incelenmiştir. Jiroskoplu teödolitle azimut saptanırken birkaç işlem ard arda yapılmaktadır. Bunlar kaba, ön ve kesin yönelmelerdir. Kaba ve ön yönelme işlemleri açıklan dıktan sonra kesin yönelme yöntemleri incelenmiştir. Bundan sonra kesin yönelme yöntemlerinden olan dö nüm noktasi yöntemi incelenmiştir. Dönüm noktalarını değerlendirmede kullanılan Schuler ortalaması sönüm katsayısı Taylor serisine açılarak ve ilk iki terimi â- İmarak elde edilmektedir. Aynı Taylor serisinin ilk üç terimi alınırsa Thomas ortalaması elde edilmektedir. Alınan terini sayısı arttıkça kuzey doğrultusunu veren diğer ortalamalar elde edilmektedir. Bu ortalamaların katsayıları Paskal üçgeninin elemanlarıdır,, Latif eşitlikleri olarak adlandırılan ortalamalar dönüm noktalarına en küçük kareler yöntemini uygulaya rak elde edilmiştir. Bu ortalamalarda dönüm noktası sa yısı çifttir. Bu çalışmada bu değerlendirme bir adım öteye götü rülmüş ve dönüm noktası sayısının tek olması Halinde de kuzey doğrultusunu veren ortalamalar elde edilmiştir. Diğer taraftan ortalamalardan biri dönüm noktala rını değerlendirmek için uygun olsa bile ikinci adımda bir genel aritmetik ortalama almak uygun değildir,, Bu nedenle ortalamalar matematiksel korrelasyon gözönüne alınarak en küçük kareler yöntemine göre dengelenmiş ve ortalamaların ortalamaları olan eşitlikler verilmiştir. Bunun ardından geçiş yöntemi ve teorisi incelen- mıştiro Bundan sonra elektronik kayıt yapan bir alet gru bunun jiroskoplu teodolit ile beraber nasıl kullanıla cağı açıklanmıştır. Âyirica. bu bölümde yapılan teorik a- raştırmalar sonucu jiroskoplu teodolitle yapılan ölçme lere etki eden faktörlerin sıcaklık, akım, histerisis etkisi ve manyetik etkiler olduğu gösterilmiştir. Ayrıca jiroskoplu. t eoüöl itlerin iç ve dış presiz-^- yonları incelenmiş ve aletin iç presizyonunun brahtl katsayısına bağlı olduğu gösterilmiştir. III* Bölümde jiroskoplu teodolitin sal mimi arından coğrafik enlemin ne biçimde saptanacağı açıklanmıştır. Bu amaçla dönüm noktalar! en küçük kareler yöntemine göre dengelenmekte bu dengeleme sonucu coğrafik enlem, yerçekimi ivmesi ve kuzey doğrultusu elde edilmektedir» IVe Bölümde Foucault jiroskopları ve doğu-batı doğrultusunu veren sistemler eleştirici bir gözle ince lenmektedir.
-
ÖgeAnalitik fotogrametri ile yöneltme elemanlarının bulunması ve yataya indirgeme (yeni bir yöntem)(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1978) Ateş, M.Tevfik ; Aytaç, Mustafa ; 2214 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomathic EngineeringThe object of this presented paper is to deyelope a new analyti cal method that would make it possible to convert the tilted photographs Jar 'to the vertical jthat is to reduce the positions M points on the inclined »si or oblique photographs to the horizontal plane, and also to determine a» the elements of relative and absolute oriantation of any photograph with ân high speed accuracy; The problems of this kind were previously dealt by quite a num - ber of scientists in different ways and for various purposes. Any of those methods and formulas, previously used for the solu tion of the problems, do not permit to determine,as accurately as tbf hew method, the tilt of the photographs and its effects on to the compu ted coordinates' of all other points intended to be reduced to the horizon tal plane. The data required, in additidh to three ground control points in ' the covered area of initial picture, for the determination of the orian tation elements of the first and successive overlapping photographs and also reduction of coordinetes as well as the computation of ground coor- dinetes of the points within the area of overlapping aerial photographs, are restricted only to the picture coordinates of the images of points in question on the tilted photographs that may be measured in any type of comparator or using any plotting instrument. vii The picture coordinates, thus measured and to be used in the com putations, are of course subject to the corrections for the curvature of the earth, refraction of the rays of light, distortion of camera lens and also for the shrinkage of film. The measured coordinates should therefore be first corrected be fore they are used in the new rigid formula. These corrections, as mentioned above, can be determined and applied to the measured coordinates, in other words the coordinates can be corrected, easily by means of any of the transformation formulas, the computer programmes of which are already available and are being used in carrying out of aerial triangulation computations as ihany ohter methods. In addition to these preparatory measurements and computations, for the benefit of the speed and accuracy, the elevations of tie points in theoyerlapped areas are predetermined by terrestrial measurements or by stereoscopic determination in any plotting instrument used for analogue ?» triangulation. It may also be pointed out that in the application of the new rigid formula, for computation of the oriantatipn elements and for the reduc tion of the photographic pointsk to. the horizontal,, the systematic errors do not occur at all. but if its expanded form is used by dropping out hing- feer terms than the first term, the systematic errors become effective as in the case of other methods that generally based on the Gruber' s formula,, The systematic errors thus occur of course can not be detected because of the forced fittings by transformations in power Series of second and higher order >' and since due its behaviour^ scientists have generally considered and adopted it as accidental errors and consequ ently their effects tried to be eliminated or distributed to the points by least square adjustment alone. But even in ai| high degree of fitting, the assumption of undetectable systematic errors msipccidental errors may diminish the accuracy of the computed oriantation elements and reduced coordinates and also introduce new errors unjustly to some points and conceal the systematic errors in those points. viii ^ Iiı the ease of large tilt, this disturbing inaccuracy would natural*- ly be more apparent, whereas the new medhöd, even for obligüe photog;-- raphs, furnishes a very appropriate result free of this systematic error mentioned above. ' Thus, the only error remans is due to the inaccuracy of measure ments which has to be accounted for accidental nature and can therefore be handled by least- square adjustment and consequently a more appro priate result, compared to the other methods »would be obtained in this l^s|)ipettoO,i,:''';'''.î ?;'?'? ?'?;.-.?'' ??--: fî ;:?:/?.;.,?.?;?? ??^ /--'"..,/ / The effect of the small errors of the oriantation elements themsel- VeSiln a single picture as well as in the process of bridging, might be accidental; But the erafor due to the lack of the higher terms than the first ah of the expanded form of the new method or the application of other met - hods, is eönsiderable large and of systematic nature. If an appropriate and more precise results in highly tilted photograph are preferred» it can not be assumed as accidental, though it migKt give that impression; and concealed by double summation or any kind of adjustment or compu tation. andyj (U)) angles. ? ?.,,. R^^vnr,uk^-i ; 4. The computation of eoordinates of exposure station, by using, any well known resection methods with the resection angles determined photogrammetrically,, :»: ??..:?../??/<>? H-».»*//- ?.?..'Sjl'^.-v: ?...??.' ?????. -.?....??. -'- :: i ''.'i^H>.4 w- ? 5. The mathem atical rectification of the tilted photograph by,redtt icing the coordinates of the images of points on the tilted phptographito, the horizontal plane. ;.; ?'??:.-/??. ;r ?.? - ? ?? ?. ?-;???: ???.,. \ ),. \i^,[)-y 3,dT 6" The computation of ground coordinates of\the^Pjoi.^J;.^be,dejb^y- ? mined without terrestrial survey. ? '?.,?????..:>&.. -??:-,/kwvb:4<<;; "' ???? ?'?"?'.... ???;"..';.; v'vi-''V> şî'.'j İO ia%s 7. In addition to the analytical rectification of tilted photographs,,-; described above» it can also be observed that, in developping, the formu lae to be.used in reduction, certain important benefit, as indicated be^ İÖW, are also gaiüedo. :?:!:???'?-.. f i-li i: \';i ;je ;.«?.;.'* hi«K a. The use of rigit formula is very easy and convenient to handle and gives exact results, as far as any accuracy desired for any kind of photogr aphy, regardless the am ount and the degree tq! k tilt of the photograph to be rectified..» ^ / v,! ; ? ^ı. d b. The application of the expanded form of the* formula derived ^h can permit the use of the terms of any degree depending upon j the tilt and accuracy of the result desired or required. c. It is evident and can be proved that the formulae introduced *J and used by Otto V. Gruber and others that generally based oh the same consideration are only a ş'peölal.öM©!^,^,1^^..T^"' t hod taking only the first order term S of the f pr m.u|ş! 4ev^îoppe| by the author of this paper. ' ' " "''""", " "'"'' ""u '**'' *"'" ıv.r-sîi:-' -mU d. The formulae and the results of the solution of any similar prob lems, using the assumption based on the Otto V. Gruber designa tions, were shown to be approximate and can not meet the resp ired accuracy beyond the tilt even not exceeding two three degrees 8. Finally, it is considered benefitial to draw the attention to the followings: a. Appropriate programmes were prepared for electronic compu ters in order to facilitate computations and increase the seeped and accuracy. b. The new method is quite suitable to be applied to aerial trian- gulation, especially to the single picture or single model aerial triangulation. c. The method is most promising to be applied to any other anal- lytic al computations and mechanical rectificationsor plottings, d. Still new and better programmes can be prepared for wider and extensive application of rigifl and expanded form of the formulae of the new method worked out in this paper.
-
ÖgeMadencilik ölçmelerinde kuyu cidarlarındaki deformasyonların saptanması ve bazı öneriler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1978) Tekin, Engin ; Özgen, M. Gündoğdu ; 2260 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomathic EngineeringMadencilik ölçmelerinde ana konulardan biri de defor- masyonların saptanmasıdır. İşletmelerde, maden imalâtının neden olduğu zemin hareketleri ve bunların kuyu cidarların da ortaya çıkardığı de formasyonlar konusunda yapılan bu ça lışma için Türkiye'deki en büyük kuruluşlardan biri olan B- reğli Kömürleri îşletmesi'nin Zonguldak Maden Havzasındaki kuyuları ile ilgili bir araştırma yapılmıştır. Çalışma,. dört bölümden oluşmaktadır. I. Bölümde, Zonguldak Kömür Havzası 'nın tarihçesi, 0- retim Bölgeleri, kat ve galerilerin tanıtılma sistemleri, yönetim ve görev kademeleri ile teknik çalışmalar hakkında bilgiler verilmiştir. Bu bölümde, kuyulardaki deformasyon ölçmelerinden beklenen amaçlar da belirtilerek, Kozlu üretim Bölgesindeki 1 ve 2 No.lu Uzunmehmet kuyularında bu ölçme lerle ilgili uygulamalar açıklanmıştır. XI. Bölümde, mekanik çeküllema ile kuyu cidarlarında yapılan ölçmelere göre deformasyonlarm saptanması konusunda ~ 11 - uygulanabilecek bir hesaplama yöntemi verilmiştir. Bu hesap lamada, çekül bazı ile buna âxk çap doğrultusunun oluştur duğu eksen sistemindeki koordinatlar tanımlanmış ve bunların nokta konumlarını bel irlemede sağlayacağı presizyon araştı rılmıştır. Sonuçtat çekül bazının cidarlardan birine yakın seçilmesinin sakıncalı olacağı, bâzın kuyu merkezinden geç mesi durumunda, homogen dağılımlı cidar noktaları için ideal bir konum elde edileceği, baz büyüklüğünün homogen dağılımlı nokta sayısı ile doğru orantılı olduğu ve çekül bazı doğrul tusunda ya da bu doğrultu yakınındaki cidar noktaları için konum presizyonunun düşük olacağı görülmüştür* III. Bölümde, kuyu cidarları ile boyuna eksenin eğik duruşları için düzenlenen enine ve boyuna kesit çizimlerin de presizyon incelenmiştir. Bu bölümde ayrıca kuyu eğik du ruşunun üç boyutlu görünümünü veren izometrik perspektif çi" zimi ile herhangi bir çap doğrultusunda, eğik duruşu saptamak üzere, çap uçlarındaki cidar noktalarının deplasman büyük lüklerini gerçek boyları ile gösterme olanağı veren yeni bit çizim şekli açiklanmiştir. İV. Bölüm ise, varılan sonuçlarla ilgili önerileri içermektedir.
-
ÖgeKısa boyların elektro-optik uzaklık ölçerlerle ölçülmesinde presizyon araştırması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1981) Deniz, Rasim ; Özgen, M. Gündoğdu ; 2215 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomathic EngineeringBu çalışmada; kısa boyların elektro-optik uzaklık öl çerlerle ölçülmesinde ölçme, hesaplama, kalibrasyon yöntem leri ile ölçmelerin presizyonlarının hesaplanması araştırıl maktadır. Çalışmanın I. bölümünde; elektro-optik uzaklık ölçerle rin çalışma ve ölçme ilkeleri incelenmekte ve bu tip alet lerle ölçülen kısa boyların hesap yüzeyine indirgenmesinin matematik modeli çıkarılmaktadır. II. Bölümde, elektro-optik uzaklık ölçmelerinde oluşan hatalar incelenmiş ve bu hatalara bağlı olarak bir ölçmenin karesel ortalama hata eşitliği verilmiştir. Ayrıca kırılma indisi eşitliği irdelenerek, en uygun atmosferik koşullarda kırılma indisi karesel ortalama hatasının ± 1.10 oranında olabileceği gösterilmiştir. III. Bölümde, elektro-optik uzaklık ölçerlerin kalib rasyon yöntemleri araştırılmaktadır.Şimdiye kadar uygulanan laboratuar ölçemeleriyle kalibrasyon ve arazi ölçmeleriyle II kalibrasyon yöntemlerinin matematik modelleri verilmektedir. IV. Bölümde, DI3 (Wild),AutoRanger (Keuffel and Esser) elektro-optik uzaklık ölçerleriyle: Laboratuarda oluşturulan kısa bazda ve arazide ise Schwendener tipi [ö] kontrol ke narında ve ayrıca B.Witte,H.Fröhlich tipi [lO] kontrol kena rında kalibrasyon ölçmeleri yapılıp değerlendirilmekte ve yön temler karşılaştırılmaktadır. Ölçmelerin okuma ve yöneltme ka- resel ortalama hatalarının hesaplanmasının matematik modeli ve r i lmek t ed ir. V.Bölüm ise,elde edilen sonuçları ve önerileri içermekte dir.
-
ÖgeMarmara bölgesinde yere yakın hava tabakalarındaki refraksiyon katsayısının araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1984) Öğün, Ünal ; Özgen, M. Gündoğdu ; 2233 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringNoktalar arasındaki yükseklik farklarını "belirleme yöntem lerine genel olarak nivelman denir. En çok kullanılan nivelman yöntemlerinden biri de trigonometrik nivelmandır. Jeodezide kullanma alanı bulunan tüm ölçme yöntemlerinde olduğu gibi tri gonometrik nivelmanda da ölçme sonuçlarını etkileyen birçok dü zenli hata kaynağı söz konusu olmaktadır. Bu hata kaynaklarınan en. Önemlilerinden biri de düşey re fraksiyondur. Düşey refraksiyonun etkisi global olarak meteorolojik ko şullara dolayısıyle iklime, ölçme bölgesinin topografyasına ve bitki örtüsüne bağlı olarak değişmektedir. Düşey re fraksiyonunun etkisi jeodezide re fraksiyon katsa yısı ile ifade edilir ve halen Türkiyede, Orta Avrupa için veri len k= 0.13 değeri kullanılmaktadır. Refraksiyonun etkisinin geniş anlamda iklim koşullarına ve bölgelere bağlı olarak de ğiştiği gözönüne alınırsa, refraksiyon katsayısının belirlen mesinde iklim koşulları farklı bölgelerin ayrı ayrı düşünülmesi en doğru yol olacaktır. Bu çalışmada Marmara bölgesinde yere yakın hava tabakala- larından geçen ışık ışınları ile yapılan trigonometrik nivel- mandaki düşey refraksiyonun etkisi araştırılmıştır. IV Çalışmanın I, bölümünde trigonometrik nive İmanın genel prensibi ve düşey ref raks iyonun etkisi incelenmiştir, IIo bölümde düşey refraksiyon katsayısına etki eden fak törler tek tek incelenmiş ve düşey temperatür gradyentinin en önemli faktör olduğu açıklanmıştır. Düşey temperatür gradyenti nin belirlenmesi için bugüne kadar yapılan çalışmalar özetlen miştir. III. bölümde düşey refraksiyon katsayısının belirlenmesi ne yönelik çalışmalar ele alınmıştır. Düşey temperatür gradyen- tine bağlı matematik modellerle düşey refraksiyon katsayısını gerçekçi ve pratik olarak belirlenemiyeceği sonucuna varılmıştır, Bu durumda karşılıklı ve aynı anda gözleme yöntemi ( BIOT-BOUGER TEORİSİ) ve bilinen nokta yüksekliklerinden refraksiyon katsa yısının türet ilmesi yönteminin en uygun iki çözüm yolu olduğu belirlenmiştir. IV. bölüm, seçilen iki test bölgesinde, bilinen nokta yük sekliklerinden refraksiyon katsayısının türetilmesi yöntemine ait uygulamaları kapsamaktadır. Bu test bölgesinde, arazide te sis edilmiş noktalar arasındaki yükseklik farkları presizyonlu nivelmanla belirlenmiş ve düşey açı gözlemeleri ile refraksiyon katsayıları elde edilmiştir. Elde edilen katsayılar istatistik testlerle irdelenmiş ve tüm Marmara bölgesi için tek bir katsa yının verilemiyeceği sonucuna varılmıştır. Etkin refraksiyon katsayısının, genel olarak mevsimlere göre ve ayrıca bir gün içinde de önemli değişiklikler göster diği ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak, refraksiyon katsayısının ani değişiklikle rini azaltıcı önlemler ve trigonometrik nivelman hesabında or talama bir katsayı kullanıldığı takdirde; a- ölçmelerin yapıldığı mevsim b- Ölçmelerin yapıldığı saatler gözönüne alınarak aşağıdaki ortalama katsayılar önerilmiştir; Güneşin batışından iki saat öncesi ile doğuşundan iki sa at sonrasını kapsayan zaman aralığı içinde yapılan ölçmeler için; Kış aylarında: k = 0,207 ± 0,004 Yaz aylarında: k = 0.124 + 0.005 Güneşin doğuşundan iki saat sonra başlayarak batışından iki saat öncesine kadar olan zaman aralığı için; Kış aylarında: k = 0.116 + 0.003 Yaz aylarında: k = 0.027 + 0.003
-
ÖgeFotogrametrik ve fotogrametrik olmayan ölçmelerin birlikte değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1985) Külür, Sıtkı ; Aytaç, Mustafa ; 2183 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringTopoğrafik amaçlı çalışmalarda ve mühendislik uygulamalarında, diğer ölçme yöntemlerine göre üstün niteliklere sahip olması nedeni ile geniş bir uygulama alanı bulan fotogrametrik ölçme yön temler i, gel işen teknoloji ile paralel olarak hızla ilerlemektedir. Bilgisayar destekli değerlendirme aletleri yardımıyla en karışık fotogrametri problemleri çözülebilmekte ve kurulan matematik modeller hata araştırmaları ile en uygun biçime getirilmektedir. Bu çalışmada, fotogrametrik nokta belirleme sinde fotogrametrik olmayan bağımsız ölçmelerin (jeodezik ölçmeler) dengeleme hesabına kapsatılma- sı ile, koordinatları belirlenecek noktaların konum ve yükseklik incelikleri, hava fotogrametrisi ve yersel fotogrametri için ayrı ayrı incelenmiştir. Bölüm II de fotogrametrik nokta belirleme sinde kullanılan yöntemler özellikleri ile açıklanmış ve bunların birbirlerine göre olan üstünlükleri anlatılmıştır. Jeodezik ölçmelerin fotogrametrik ölçmelerden ayrı olarak yapılması, hatasız ve korelasyonsuz olarak veya jeodezik ağ dengelemesinden elde edilen varyans kovaryans matrisleri ile dengelemeye alınması ve bunların sonucu ortaya birçok sorun çıkmaktadır. Bu sorunların ortaya çıkardığı aksaklıklar, fotogrametrik nokta belirlemesinde jeodezik ölçmelerin de dengeleme hesabına kapsatılarak ortak dengeleme yapma zorunluğunu doğurmuştur. Bu konuda yapılan çalışmalar özellikleri ile açıklanmış olup amaçları belirtilmiştir. Bölüm IV de farklı türlerdeki ölçmelerin birbirleri ile olan ilişkilerini sağlıyacak bağıntıların kurulmasını esas alan matematik model açıklanmaktadır. Bu bağmt ılar, fotogrametrik ve fotogrametrik olmayan denklemler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Fotogrametrik denklemler ölçülen re- IV sim koordinatları, yer noktaları ve dış yöneltme parametreleri için kurulan denklemlerden oluşmak tadır ve aşağıdaki gibidirler: VR + B.AF + A". AG = LR Resim ölçmeleri için kurulan denklemler, VD - AF = LD Dış yöneltme parametreleri için kurulan denklemler, VK - AG = LK Yer noktaları için kurulan denklemler. Burada, Y3> Yi? > YK ""*" düzeltme vektörleri, B, A -> katsayılar matrisleri, AF -> bilinmiyen dış yöneltme parametreleri vektörü AG -> bilinmiyen cisim nokta koordinat vek törü LR, LD, LK ->- sabit terim vektörleridir. Fot ogrametr ik olmayan denklemler (jeodezik denklemler) ise ölçülen boylar, ölçülen yatay açı lar ve yükseklik farkları için kurulan denklemler den oluşmaktadır ve aşağıdaki gibidirler." V + G s s AG = L Ölçülen boylar için. > + Ş. Aî = b Ölçülen yatay açılar için Ah Ah AG Ah ölçülen yükseklik farkları için kurulan denklemlerdir. - v - Burada, V", Vfl, V Ah V V ^_Ah AG -> Düzeltme vektörleri -»- Katsayılar matrisleri, -> Bilinmiyen cisim nokta koordinat vektörü L, L", L., -> Sabit terim vektörleridir. _s ' _|3 __Ah Dengelemeye katılan tüm ölçmeleri dengeleme öncesi karesel ortalama hataları belirlenmiş olup, bu değerler ile Pi=m§/m![ bağıntısına göre her bir ölçmenin dengeleme hesabı içindeki ağırlığı saptanmaktadır. Bu çal ışmada, s is tem içerisinde en çok kullanılan ölçme resim ölçmesi olduğundan bunların "a priori karesel ortalama hatası" birim ağırlığın karesel ortalama hatası olarak kabul edilmekte ve diğer ölçme gruplarının ağırlıkları da buna göre saptanmaktadır. A Yukarıdaki biçimde biraraya getirilen. foto- grametrik ve fotogrametrik olmayan denklemler, en- küçük kareler yöntemine göre çözülerek indirgenmiş normal denklemlerden bilinmiyen dış yöneltme elemanları hesaplanır ve daha sonra hesaplanan bu değerler ile yer noktalarının bilinmiyen koordinatları elde edilir. Amaca uygun olarak düzenlenen bilgisayar programı FORTRAN IV dilinde kodlanmış olup çalıştırılması İ.T.Ü. Ayazağa Bilgi işlem Merkezindeki IBM 4341 bilgisayarında gerçekleştirilmiştir. Giriş bilgilerine bağlı olarak program yalnızca fotogra- VI metrik ölçmeleri veya jeodezik ve fotoıgrametrik ölçmeleri beraberce en küçük kareler yöntemine göre dengeleyebilmektedir. Çalışmanın uygulama bölümü iki ayrı bölüm olarak ele alınmıştır. Birinci bölümde hava üçgenlemesi, ikinci, bölümde de yersel fotogrametri için hazırlanan bilgisayar programı denenmiştir. Hava üçgenlemesi için Gramastetten test alanında oluşturulan küme üzerinde yapılan resim koordinat ölç meleri/l/, bu kez jeodezik ölçmelerin "a priori karesel ortalama hataları" ile dengelemeye verilmesi ile dengelenmiştir. Jeodezik ölçmeler farklı sayı ve türde hesaba sokularak, ortaya çıkan kombinasyonlar incelenmiştir. Uygulamanın ikinci bölümünde ise yersel fotogrametriye ait bir çalışma/2/ jeodezik ölçmeler ile dengelenmiş ve farklı sayıda geçiş noktası ile resim çekme konumlarında jeodezik ölçmeler in, noktaların konum ve yükseklik inceliklerine etkileri incelenmiş ve /2/'ye göre olan artma veya eksilme değerleri % olarak belirlenmiştir.
-
Ögeİç ve dış yöneltme elemanlarının bilinmesi durumunda uzaysal kestirme problemlerinin çözümü ve yersel fotogrametride uygulama olanaklarının araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1985) Baş, Hüseyin Gazi ; Aytaç, Mustafa ; 2154 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringFotogrametride matematik modeli oluşturan en uygun koşul doğrusallık koşuludur. Bu koşul matematiK olarak de- yimlendiği zaman lineer olmayan denklem sistemleriyle karşı laşılmaktadır. Cisim uzay koordinatlarının önden kestirmeyle hesaplanması durumunda bu eşitlikler kullanılacağından, çö zümden önce lineer leştirilmeleri gerekir. Bugüne kadar bu eşitlikler klasik seriye açma yöntemiyle lineerleştirilmiş olup, genellikle de Taylor seri açınımı yeğlenmiştir. Bu çalışmada, uzaysal kestirme problemleri iç ve dış yöneltme elemanlarının bilinmesi ve hatasız var sayıl ması durumunda kendiliğinden lineer olan doğrusallık ko- v şul eşitlikleri kullanılarak çözümlenmiş, ayrıca resim koordinat hataları ve fotogrametrik yöntemin içerdiği de ğişik parametrelerin (yakınsaklık açısı vb.) nokta uzay koordinatlarının doğruluğu üzerindeki etkileri araştırıl mıştır. Birinci bölümde çalışmanın amacı anlatılmıştır.. İkinci bölümde analog ve analitik fptogrametrinin karşılaştırılmasından sonra analitik fotogrametride matema tik model kavramı açıklanmış ve fotogrametride verilerin elde edilmesi ve kullanılır duruma getirilmeleri ve yersel fotogrametride doğruluğa etkiyen temel faktörler yer almıştır, Üçüncü bölümde matematik modelin değişik fotogra. - asetr i problemlerine uygulanmasındaki bazı yöntemler açık lanmıştır..," : :.?-.. Dördüncü bölümde, doğrusallık koşul eşitliklerinin, iç ve dış yöneltme elemanlarının bilindiği ve hatasız var- sayıldığı, doğrudan lineer biçimi kullanılarak cisim uzay koordinatlarının nasıl hesaplanacağı açıklanmıştır. Beşinci bölümde, uygulanan hesap yönteminin doğ ruluk düzeyi simülasyon deneyleriyle ve bir test alanın dan elde edilen verilerin kullanılmasıyla elde edilen sonuçlara göre test edilerek hata analizleri yapılmıştır. Ayrıca "Vektör Yöntemi" ile de çözümler yapılarak iki yön tem karşılaştırılmıştır. Altıncı bölümde ise elde edilen sonuçlara göre uygulanan yaklaşımın özellikleri belirtilmiş ve test sonuçlarının analizi özetlenmiştir. Buna göre: - Uygulanan yaklaşım iterasyonsuzdur. - Yaklaşım hem uzay önden kestirmeye, hem de geriden kestirmeye uygulanabilir. - Çözümler esnasında ara işlemler en aza inmek tedir. - Yüksek incelik gerektirmeyen uygulamalarda uzaysal kestirme problemlerine uygulanması uygun olmasına rağmen, çok incelikli analitik çözümler için diğer hesap yöntemlerinin, ör neğin »demet dengelemesi" yönteminin kullanıl ması daha uygundur.
-
ÖgeMarmara Bölgesinde su ile örtülü alanların orjinal ve yapay Landsat-4 görüntü verileri yardımı ile incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1985) Maktav, Derya ; Aytaç, Mustafa ; 2122 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringBirçok bilim dalları içinde geniş uygulama alanı bula bilen uzaktan algılama konusu, bilgisayarların da hızlı bir biçimde gelişmeleri ile her geçen gün daha büyük bir önem kazanmaktadır. Günümüzde uzaya fırlatılan uydulardan, özellikle yeryü zünü araştırmak amacı ile gönderilen, LANDSAT uydularından elde edilen dijital veriler, örneğin ziraat, hidroloji, erozyon, su baskınları, arazi kullanımı, şehircilik... gibi konularda öncelikle kullanılabilmektedirler. Bu çalışmada da LANDSAT dizisinin en son uydusu olan LANDSAT-4'den elde edilen dijital veriler yardımı ile Marma ra Bölgesi'nin büyük bir bölümünün su ile örtülü alanlarında inceleme yapılmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde, uzaktan algılamanın kısa bir tanımı verildikten sonra çalışmanın genel amacının, Marmara Bölgesi'nin su ile örtülü alanlarının kıyı bölgelerindeki doğal özelliklerin, orijinal ve yapay LANDSAT-4 görüntü ve rilerinden yararlanılarak ve Euklid uzaklığı kriter olarak alınarak kontrolsuz sınıflandırma yöntemi ile saptanması ol duğu belirtilmiştir. Daha sonra elektromanyetik tayf ve model belirleme ko nuları ile kısaca kontrollü ve kontrolsuz sınıflandırma yöntemleri açıklanmıştır. v - Veriler LANDSAT'den alındığından, önce LANDSAT progra mı, amacı ve özellikleri, bunların, verileri uzaydan ne bi çimde algıladıkları, sahip oldukları algılayıcılar (MSS, RBV, TM) ve algılayıcı arızaları açıklanmaya çalışılmış ve daha sonra görüntülerin ne biçimde dijital olarak bilgisa yarlarla işlenebilecekleri ve yapay renkli görüntülerin ne biçimde elde edilebileceği üzerinde durulmuştur. Ayrıca LANDSAT görüntü indis leme sistemi, görüntü elemanlarının n - boyutlu uzayda nasıl deyimlenebilecekleri dijital olarak ha zırlanmış histogramlarla açıklanmaya çalışılmış ve dijital kontrast varyasyonu ile radyometrik çözülürlük arasındaki bağıntı da İstanbul Boğazı 'nda verilen bir örnekle gösteril meye çalışılmıştır. Marmara Denizi çevresindeki kontrolsuz sınıflandırma uygulamasına geçmeden önce spektral özelliklerin bu bölgedeki dağılımı histogramlarla incelenmiş ve yorumlamada çok yararlı olan kontrast, dijital olarak kontrol altına alınmış ve böy lece herhangi bir bölgede istenen kontrastın ekranda görüle bilmesi sağlanmıştır. Uygulanan kontrolsuz sınıflandırma yönteminde, görüntü elemanları arasındaki uzaklığın hesabı için Euklid uzaklığı baz olarak alınmıştır. Euklid uzaklığının hesabı ve tüm kon trolsuz sınıflandırma yöntemi için bir FORTRAN IV programı hazırlanmış ve bu program tüm çalışmanın temelini oluştur muştur. Diğer yandan orijinal veriler çeşitli matematiksel bağıntılarla manipule edilerek Ulubat Gölü ve çevresinin 3 ayrı kanaldaki 'orantı görüntüsü' elde edilmiş ve bu görün tünün de sınıflandırılmasına çalışılmıştır. Program içerisinde seçilen parametreler arasındaki fonk siyonel bağıntı ve bu parametrelerin seçiminin icra süresine (CPU-t) olan etkisi ayrıca çeşitli bölgelerde incelenmeye çalı şılmıştır. Kontrolsuz sınıflandırma uygulamasının yapıldığı bölge ler, Ulubat Gölü (Apolyont Gölü), İznik Gölü ve Kuşgölü ile - vı - Erdek Körfezi, B. Çekmece, K. Çekmece ve Ömerli Baraj Gölü'- dür. Bu bölgelerdeki doğal özellikler tamamen dijital yön temlerle ortaya konulmaya çalışılmış, elde edilen sonuçlar, arazi çalışması sonuçları ile karşılaştırılarak parametrele rin seçimine incelik getirilmiştir. Bu çalışma için gerekli bantlar İtalya1 da Telespazio'- dan getirtilmiş, çekilen siyah beyaz filmlerin banyoları ve küçültme işlemleri ise Karlsruhe Üniversitesi Fotogrametri ve Topografya Enstitüsü (IPT) ile İTÜ İnşaat Fakültesi Foto grametri Anabil im Dalı Fotoğraf Labor at uvar lar mda hazırlan mıştır. Renkli filmler ise özel olarak banyo ettirilmiştir.
-
ÖgeYersel fotogrametride analog, analog-analitik ve analitik değerlendirme yöntemlerinin yapı konstrüksiyon deneylerinde uygulama olanakları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1985) Toz, Gönül ; Aytaç, Mustafa ; 2188 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringGünümüz koşullarında topoğrafik harita yapı mından tıp araştırmalarına kadar hemen hemen bütün bilim dallarına girmiş olan f ot ogrametr i, genel çizgileriyle havadan veya yerden çekilen resimler üzerinde ölçme, yorumlama ve değerlendirme yapılma sına olanak veren bir bilim dalıdır. Bu bakımdan, çeşitli bilim dallarındaki uygulama alanlarında etüd ve araştırma yapılmasında, amaca uygun hız, ekonomi ve inceliğin elde edilmesinde fotogramet- rinin rolü büyüktür. Bu bilimin temel özelliği, ölçmelerin doğrudan doğruya cisim üzerinde yapılması yerine, cismin üç boyutlu modeli üzerinde yapılmasıdır. Bu dolaylı ölçme özelliğinden yararlanılarak, f o togramet r i, birçok alanda başarı ile uygulanmaktadır. Bu çalışmada, f o togramet r in in uygulama alan larından biri olan yapı kons t rüks iyonlar ı ile ilgi li deformasyon ölçme problemlerinde, çeşitli foto- grametrik yöntemler (analog, analog-anal it ik, ana litik, denenerek, bunların karşılaştırılması yapıl mış, yapı konstrüksiyon deneylerinde hangi incelikle uygula nabileceği araştırılmıştır. Bu amaçla, İ. T. Ü. Yapı Malzemesi Laboratuva- rmda kurulan iki deney düzeninden yararlanılmış tır. Kabuk ve kiriş deneyleri sırasında Wild C40 çift resim çekme makinesi ile çeşitli yükleme adım larında resimler çekilmiştir. Kabuk deneyi sırasın- - IV - da, 4 yükleme adımında, kiriş deneyinde ise 7 yük leme adımında çekilen resimler analog, analog-ana- litik ve analitik yönteme göre değerlendirilmiştir. Resim çekme işlemine geçmeden önce, her iki deney üzerinde gerekli geçiş noktaları, bir çelik şerit metre ve 0.5 mm bölümlü bir cetvelden yarar lanılarak belirlenmiştir. Böyle bir belirlemeye gi dilmesinin nedeni, f ot ograme t r ik nokta belirleme ve deformasyon ölçme işlemlerinde incelik konusunda şimdiye kadar yapılan çalışmalar gözönüne alındığı zaman, bunların büyük bir bölümünde geçiş noktala rının jeodezik ölçmelerle belirlendiği, bunun da ek alet donanımı, büyük zaman ve hesap programı gerek tirmesi nedeniyle f o togramet rik yöntemin ekonomik olma yönünün zedelendiğinin gözlenmesi olmuştur. Bu nedenle, bu çalışmada geçiş noktalarının belirlen mesinde, ek alet ve hesap donanımı gerektirmeyecek, ancak ölçme inceliği düşük olan geçiş noktaları tesisi yönüne gidilmiş ve sonuca ne biçimde etkidi- ği araştırılmıştır. Tek resim ölçmeleri Wild A9 Au tograph ' ma EK 8 elektronik kaydedicisi bağlanarak, çift resim ölçmeleri ve grafik değerlendirmeler ise Wild A40 Autograph ' ı nd a yapılmıştır. Elde edilen veriler, dönüşüm ve demet programları yardımıyla dengelene rek, istenen noktaların uzay koordinatları bulun muş ve her iki yöntemle elde edilen sonuçlar karşı laş t ir ı İmiş t ir. Ayrıca İ.T.Ü. Yapı Malzemesi Labo- - v - ratuvarında deney sırasında deformasyon komparatö- rü ile yapa lan ölçmelerle f otogr amet r ik yöntemle elde edilen deformasyon değerleri karşılaştırıl- mıştır. Geçiş noktalarının belirlenmesinde jeodezik yöntemin kullanılmaması zamandan tasarruf sağlamak ta, fakat özellikle Z doğrultusunda inceliğin düş mesine neden olmaktadır. Çalışma amacına ve istenen inceliğe bağlı olarak her üç f o togramet rik yöntem (analog, analog-anal it ik ve analitik), yapı konstrük- siyon deney ler indeki def ormasyonlar in ve ortaya çı kan çatlakların ölçülmesinde kullanılabilir.
-
ÖgeKenar ağlarında nokta yatay konumu inceliği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1986) Yurdakul, Ali Rıza ; Aytaç, Mustafa ; 2187 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringGerek her boy uzunluğun doğrudan doğruya ölçülebilmesi ve gerekse ölçmelerde ^eodezik amaçlar için ön görülen doğruluk derecesinin sağlanabilmiş olması nedenleri ile Elektro-optik uzunluk ölçü aletlerinin ölçme işlerindeki kullanılışında ar tan bir yaygınlık görülmektedir. Bu yaygın kullanılışın ölçme işlemlerine etkisinin sonucu olarak, büyük ölçekli. harita ça lışmalarında, gerekli ve halen geçerli olan açı ağlarının ye rine kenar ağların kullanılması da yaygınlaşacaktır denebilir. Yalnızca kenarların ölçüldüğü yada kenar üçgenlerden olu şan kenar ağları, gözlenebilen bütün kenar uzunluklarının öl çülmesi ile serbest şekilli olarak, yada temel geometrik şekil ler olan köşegenli dörtgen ve santral şekilli kapalı çokgenler den veya her iki temel- şeklin birlikte oluşturması ile Geometrik şekilli olarak tesis edilebilirler. Kenar ağlarda kontrol noktalarının koordinatları, açı ağ larının aksine ve açısal değerler kullanılmaksızın, doğrudan doğruya, ölçülen kenarlar yardımı ile ve aşağıdaki bağıntılar yardımı ile hesaplanabilir: Yp = Y1+A.AY(1_2)+B.AX(1_2) lXp = X1+A.AX(1_2)-B.AY(1_2) yada Yp = Y2+(A-1).AY(1_2)+B.AX(1_2) xp = x2+(a-1).aX(1_2)-b.ay(1_2) Burada : Y1,X1,Y2,X2.Bilinen noktaların koordinatları Y..,X3.bilinmeyen noktaların koordinatları A =( S^ - S2 + S^ ) : 2 S, 1/2 B = [( S2 : S2 ) - A2] IV Böylece, koordinat hesabında, t.,,. açıklık açısı ve ke narlar yardımı ile üçgen açılarının bulunması ve hesap işle minde kullanılması gerekli değildir. Bir kenar üçgeninin bi linmeyen (P) noktasında oluşacak yatay konum hatası (m ) ise koordinatların hesaplanmasına ilişkin bağıntılardan üretile cek ve elektro-optik uzunluk ölçmelerindeki uzunluk ölçme hata sı (m ) ile W) kesişme açısının (3.16), (S.ve SJ ölçülen kenarların (3.17) ve (F) üçgen alanının (3.18) fonksiyonu ola rak: 1 mP = İ İTİTT S/ ml2 + mS3 mp = tJ^\ S\) : [4S2 s\ - (S-2-S2 + S2g./m^+m^ S2"S3 / 2 2 mp = + (-2p- ) -J n^+m^ bağıntıları ile hesaplanır. Bu bağıntılara göre yatay konum hatası (m ), kenar hatası ir (m"TK) ve bağıl hata sayısı (KJK) sırasıyle, bir eşkenar üçgen de: S^S^S^S = 1000 m için : mp = + 16.3 mm nü..,, = + 23.1 mm KTt, = 43300 ve köşegenli kare dörtgende, (S1 = S2 = 1000 m),(S3 = 1000./Tm) için : mSM-2) ~ - 26-3mm K(1-2) = 38030 değerinde oluşurlar. Bilinmeyen (P) noktasında oluşacak (m ) yatay konum hata sının minimum değeri (mpmin) ". S2 = S3 T = ıoo9 koşulları ile sağlanır. Bu koşullar, kenar ağda oluşturulacak Kenar üçgenlerinin - eşkenar dik üçgen - seklinde olmasının gerekliliğini belirler. Minumum yatay konum hatasının oluş tuğu bir ikiz kenar dik kenar üçgeninde S- = S3 = 1000 m için m_ = + 14.1 mm, in = + 20.0 mm. ve KT" = 43300 değerlerinde olurlar. JK Geometrik şekilli ağlarda, bütün arazi gruplarında yeter li olan (1:22000) bağıl hatalı bir incelik sağlanması için, santral şekilli kenar ağın ikiz kenar dik açılı yada eşkenar- lı (8-9) kenar üçgeninden, zincir şekilli kenar ağın ise (5) kare dörtgenden oluşturulması yeterlidir. Elektro-optik uzun luk ölçmelerindeki doğruluk derecesinin, uzunluğun büyümesi ile artacağı ve elektro-optik uzunluk ölçü aletlerinin özellikleri- de dikkate alınarak kenar ağın kenar uzunluklarının (1.5-3.0) km sınırları içinde bulundurulması uygun olabilir. Kenar ağların, açı ağlara nazaran bir kat, ekonomik üstün lüğü olduğu söylenebilir. Kenar ağlar, en küçük kareler prensibine dayanılarak, ser best şekilli ağlar dolaylı gözlemeler yöntemi ile geometrik şe killi ağlar koşullu dengeleme yöntemi ile dengelenirler. Geomet rik şekilli ağlarda koşul düzeltme denklemlerinin katsayıları, kolaylık sağlanması bakımından, ölçülen kenarlarla hesaplanan açısal fonksiyonlu olarak düzenlenebilir.
-
ÖgeDoğrusal uzaylarda en iyi yaklaşım ve jeodezik uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1987) Ayhan, Emin ; Aksoy, Ahmet ; 14034 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringEn küçük karelerle kestirim yöntemi Jeodezide olduğu gibi diğer uygulamalı bilimlerde de, 19 uncu yüzyılın başından bu yana bilinmekte ve yaygın kullanılmaktadır. Ancak en bilinen ve yaygın yöntem olması nedeniyle, genellikle diğer kestirim yöntemleri gözardı edilmekte ve kestirimin yalnızca en küçük karelerle yapıldığı yanlış kanısı uyan maktadır. Bunun yanısıra, en küçük karelerin klasik yöntem ile bulunan ve anlamları açık olmayan çözüm formülleri en küçük kareleri soyut ol maktan ileri götürememektedir. Bu çalışmada, kestirim problemi doğrusal uzaylarda en iyi yakla şım olarak ele alınmakta ve ayrıca en küçük karelerin, norm tanımına bağlı oluşturulan, sonsuz sayıdaki kestirim yönteminden yalnızca biri olduğu gösterilmektedir. En küçük kareler geometrik ve diagramatik yaklaşımla ele alın makta ve Hilbert uzaylarında somut çözümleri verilmektedir. Geometrik yaklaşımda; Hilbert uzayında tanımlı izdüşüm teoremi ile, en küçük ka relerin minimum norm koşulunu sağlayan bir çözüm verdiği kanıtlanmak tadır. Ayrıca en küçük kareler, geniş bir görüş açısından ve bütün olarak diagramatik yaklaşımla incelenmekte ve çözümlerin kolayca bulun masında kullanılan diagramlar hazırlanmaktadır. Son olarak, günümüzde etkin biçimde kullanılan genel invers'in Hilbert uzaylarında geometrik yorumu verilmektedir.
-
ÖgeTürkiye'de karayolu etüd ve proje çalışmalarında uygulanabilecek fotogrametrik değerlendirme modeli ve öneriler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1988) Yıldız, Ferruh ; Altan, Orhan ; 14072 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringBu çalışmada fotogrametrinin karayolu etüd ve proje çalışmaların daki rolü araştırılmıştır. Bu amaçla karayolu etüd ve proje ça lışmalarının ülkemizdeki uygulaması incelenmiştir. Analitik hava triyangülasyon yönteminin uygulanması durumunda en uygun nokta dağılımının, elde edilecek presizyonların ve birim proje maliyet lerinin ne olacağı araştırılmıştır. Ayrıca en kesit nokta belir lemesinde kullanılan yöntemler ve presizyonları incelenmiştir. Bu amaçla ; Birinci bölümde karayolu uygulamaları için fotogrametrinin işlevi kısaca açıklanmıştır. İkinci bölümde karayolu etüd ve proje çalışmalarının ülkemizdeki ve diğer ülkelerdeki uygulaması kısaca incelenmiştir. Üçüncü bölümde f otogrametrik nokta belirtiminde kullanılan yön temler açıklanmış, demet yöntemine göre hazırlanan ve bu çalışmada kullanılan bilgisayar programı izah edilmiştir. Bilgisayar prog ramı test alanlarında denenmiş, "Gramastetten" ve "Cumbrian"bloku nun değişik ölçmelerinin sonuçları bu çalışmada elde edilen sonuç larla kıyaslanmıştır. Sayısal uygulama olarak bir karayolu bloku nun ölçmeleri yapılmış ve demet yöntemine göre dengeleme sonunda elde edilen sonuçlar irdelenmiştir. Dördüncü bölümde en kesitlerde nokta belirleme yöntemleri kısaca açıklanmış ve sayısal uygulama olarak uygulama alanındaki en kesit noktalarının klasik fotogrâmetrik ve sayısal yükseklik modeli so nucu oluşturulan noktaların yükseklikleri hesaplanmış ve jeodezik yükseklikleri ile kıyaslanmıştır. Beşinci bölümde Türkiye'de halen karayolu etüd ve proje çalışmala rında kullanılan yöntemlere göre elde edilebilecek proje birim alan maliyetleri 1987 yılı birim fiyatlarına göre hesaplanmış ve yöntemlerin maliyete ilişkin kıyaslamaları yapılmıştır. Çalışma sonunda elde edilen sonuçlar ve öneriler sunulmuştur.
-
ÖgeKörfezlerdeki su kalitesinin uydu görüntü verileri yardımıyla incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Sunar, Filiz ; Örmeci, Cankut ; 18825 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringUzaktan algılama, yeryüzündeki kaynakların yönetimi, doğal ve kültürel çevrenin gözlenmesi ve haritalama amaçlarına yönelik olup, uzaya fırlatılan uydular aracılığıyla hızlı, doğruluklu ve konvansiyonel ölçme yöntemlerine kıyasla daha az maliyetli, detaylı ve/veya genel kapsamlı bir araştırma olanağı sunmaktadır. Bu çalış mada da, günümüzde özellikle yerleşim ve endüstri bölgelerinde tehlikeli boyutlara ulaşan su kirliliği ve buna bağlı olan kirlilik parametrelerinin incelenmesi esas alınmış olup İzmit Körfezi ile Finlandiya körfezinde seçilen bölgelerde su-kalitesi irdelenmiş tir. Çalışmanın ilk bölümünde, uzaktan algılamanın kısa bir tanımı verildikten sonra çalışmanın genel amacı ile değerlendirmede göz önüne alınan kriterler kısaca belirtilmiştir. Daha sonra elektromanyetik spektrum ve spektral özellikler (özellikle su cismi için) ile kısaca kontrollü ve kontrolsüz sınıflandırma yöntemleri açıklanmıştır. Veriler LANDSAT ve NOAA uydularından alındığından, bu uyduların özellikleri, taşıdıkları algılayıcılar, veri elde edilimi, algılama arızalan ve giderilme yöntemleri açıklanmaya çalışılmıştır. Dördüncü bölümde, kullanılan dijital veri değerlendirme sistemi, görüntü işleme yazılımı ve görüntü elde etme işlemi açıklanmıştır. Uygulama bölümü olan beşinci bölüm iki kısımda sunulmuştur. İlk kısım, LANDSAT-5 TM verileri ile İzmit körfezinde seçilen inceleme bölgesinde su kalitesi nin irdelenmesidir. Bu bölümde, bölgede TÜBİTAK ve İ.T.Ü. Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından yapılmış olan su kalitesinin ve buna bağlı kirlilik parametrelerinin dağılımına ilişkin teknik raporlar, bölgedeki spektral verilerin dağılımını gösteren histogramlar, dijital görüntü zenginleştirme yöntemleri ile farklı bant kombinasyonla rı ve bant oranlarına uygulanmış olan sınıflandırma yöntemleri örnekler ve resimler ile sunulmuştur. Uygulama bölümünün ikinci kısmı, ardı sıralı 3 gün için elde edilmiş olan NOAA/AVHRR uydu verileri aracılığıyla Finlandiya körfezinde seçilen bölge için su kalitesinin değerlendirimini içermektedir. Bu bölümde, uydu verilerinin elde edildiği tarihler (25, 26 ve 27 Haziran 90) için bölgedeki gözleme istasyonlarından elde edilen yer doğruluklu ölçümler, uydu verilerinin spektral dağılımını gösteren histog ramlar, uydu verilerine kanal kalibrasyonunun uygulanması ve düşeye çevrilmesi, orijinal/kalibre edilmiş uydu görüntü verileri ile yer doğruluklu ölçümler arasındaki korelasyonu irdeleyen istatistiksel değerlendirimin lineer regresyon analizi yardımıyla gerçekleştirimi ile bölgenin sıcaklık ve klorofil-a parametreleri için yapılan sınıflandır ma sonuçlan grafik, tablo ve resimler aracılığıyla örnekler üzerinde açıklanmıştır. Son bölüm, çalışmada yapılmış olan iki uygulama örneğinin sonuç irdele mesini içermektedir. Bu çalışmanın uygulama bölümleri Helsinki Teknoloji Üniversitesi, Fo- togrametri ve Uzaktan Algılama Enstitüsü ile Finlandiya Ulusal Ölçme Birliği, Uzak tan Algılama Bölümünde gerçekleştirilmiştir.
-
ÖgePrezisyonlu elektromanyetik uzunluk ölçmelerinde atmosferik etkilerin ve ölçek hatalarının lokal ölçek parametreleri modeli ile giderilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Alanko, Mehmet Gökalp ; Deniz, Rasim ; 21747 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringBu çalışmada, elektro magnetik uzaklık ölçerle ölçülen kenarların, atmosferik düzeltmelerinin hesaplanmasında kullanılan atmosferik modeller ve bu modellerin, kenar ölçme presizyonlarına etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla, atmosferik modeller genel olarak incelenmiş ve daha sonra çevresel modeller olarak adlandırılan, Lineer Kırılma İndisi Modeli, Türbülans Transfer Modeli, Logaritmik Kırılma İndisi Modeli ve Lineer Kırılma İndisi Modeli ile atmosferik etkiler giderilmiş kenar ölçülerine ait en uygun Stokastik değerlerin belirlenmesi yöntemi incelenmiştir. Söz konusu çevresel atmosferik modellerin her biri si ile sadeleştirilmiş Taşkesti mikro jeodezik ağında, 1989 ve 1991.yıllarında Mekometre ME-5000 presizyonlu elektro-optik uzaklık ölçeri ile yapılan ölçüler değerlen dirilmiş ve her bir modele göre düzeltilen ölçülerle, mikro jeodezik ag, ayrı ayrı dengelenerek ag noktalarının, nokta konum presizyonları belirlenmiş ve stokastik model testine tabi tutulmuştur. Tüm hesap işlemlerinden sonra, elde edilen sonuçlar aşağıdaki biçimde özetlenebilir. Elde edilen nokta konum presizyonları birbirine çok yakındır. Signifikant bir fark yoktur. Bu durumda söz konusu ağda, hesaplanması en basit ve kolay olan Lineer Kırılma İndisi Modelinin kullanılması uygun olacaktır. v Söz konusu ağda, ölçme dalgaları yerden ortalama 120 metre yukarıdan geçmektedir. Atmosferik veriler ise yerden ortalama 10 metre yukarıda kaydedilmektedir. Bu nedenle, bulunan sonuç lineer kırılma indisi modelinin uygulanması için gereken koşullarla uyuşmaktadır.
-
ÖgeUydu verileri ile istanbul Boğazı ve Haliç'de su kirliliğinin makro düzeyde belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Çoşkun, H. Gonca ; Örmeci, Cankut ; 21850 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringDünya nüfusunun hızla artmasına paralel olarak tükenen doğal kaynaklar, enerji yetersizliği, çevre sorunları, yerleşim konuları, yeryüzü hakkında yeni bilgiler edinme isteği gibi sorunlara çözüm amacıyla uzay teknolojisindeki gelişme hızla ilerlemektedir. Arada fiziksel bir temas olmaksızın bir cisimden yayılan ısınımın nitelik ve nicelik yönünden değerlendirilmesi ile cismin özelliklerinin, uzaktan ortaya konması ve ölçülmesi şeklinde tanımlanan uzaktan algılama, son yıllarda bilgisa yarların hızlı gelişmeleri ile askeri amaçlar dışında bir çok bilim dalı içerisinde uygulama alanı bularak geniş bir şekilde kullanılmaktadır. Günümüzde çok sayıda uydu, çeşitli amaçlarla faali yetini sürdürmektedir. Bu uydular içerisinden yeryüzünün bilimsel araştırılmasına yönelik olarak algılama yapan LANDSAT (land-satellite) uydularından ikinci jenerasyon olarak adlandırılan Landsat-5 uydusu çok spektrumlu tarayıcı (MSS) ve tematik haritalama (TM) sistemleri ile yeryüzünü algılamaktadır. Landsat uydularından faaliyetini sürdüren, 1.3.1984 tarihinde yörüngeye oturtulmuş olan Landsat-5 uydusu, diğer algılayıcılara göre üstünlüğü olan TM algılayıcısını taşımaktadır. Bu üstünlük TM algılayıcısının çözünürlüğünün 30 m ve kanal sayısının 7 olmasından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada 12.6.1984 ve 24.10.1986 tarihlerinde Landsat-5 uydusu, TM algılayıcısı ile algılanan, istanbul'un güneyini, İstanbul Boğazı ve Haliç'in görüntü verilerini içeren manyetik band (CCT), görüntü işleme sis teminde incelenerek, çalışma için gerekli renkli ve sınıflandırılmış görüntüler oluşturulmuştur. Oluşturulan renkli görüntüler kontrolsüz ve kont rollü olarak çeşitli sınıflandırma yöntemine göre farklı kanallarda sınıflandırılmıştır. Sınıflandırma ile oluşan görüntülerde sularla kaplı alanlar olan, İstanbul Boğazı ve Haliç 'de kirliliğe neden olan evsel ve sanayi atıklarının oluşturduğu kirletici unsurlar olan hidrokimyasal maddeler dikkate alınarak yorumlanmıştır. Yorumlar bölgenin coğrafi durumu, hidrografik ve deşarjlarla ilgili mevcut veriler, dip topografyası ele alınarak irdelen miştir. Piksel parlaklık değerleri ile kirletici unsurlar olan TAM, HM, KOI ve PAH arasında her bir kanal için istatistiksel bağıntıyı belirlemek amacıyla regresyon analizi yapılmış, sonuçları irdelenmiştir. Sularla kaplı alanlarda kirliliğin uydu verileri ile makro düzeyde belirlenebileceği gösterilmiştir. Farklı yöntemlerle oluşturulan görüntülerin yorumları kendi aralarında da kıyaslanarak sonuçların benzerliği ortaya konmuştur.
-
ÖgeKadastro paftalarının geometrik niteliğinin yükseltilmesinde ve yenilenmesinde homojenleştirme algoritmaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Uluğtekin, Necla ; Uçar, Doğan ; 39196 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringArazi bilgi sistemi oluşturmaya yönelik projelerde kadastro parsellerine ilişkin bilgiler merkezi öneme sahiptir. Günümüzde parsel bazlı bilgilerin çoğu analog formdadır. Her gün bu bilgilere yenileri eklenmektedir. Harita ve harita benzeri altlıkların sayısallaştırma yöntemleri ile depolanması ve güncelleştirilmesi bu tür altlıkların yeniden üretiminden daha ucuz ve hızlıdır. Bilgi sisteminin sayısal veri tabanını oluşturan özellikle geometrik veriler; jeodezik kontrol sistemindeki, ölçme yöntemlerindeki, ölçekteki, pafta açılışlarındaki, ölçme- çizim doğrululuklarındaki ve yapılış zamanlarındaki farklılıktan dolayı homojen değildir. Homojen yapıda olmayan kadastro paftalarının yan yana getirilip yalnızca sayısallaştırılmaları ve ülke koordinat sistemine transformasyonları yeterli değildir. Homojenleştirmenin amacı; kadastro koordinat sistemi ile en iyi uyum sağlayan, yani çakıştırma artığı içermeyen ve detay noktaları ile dayanak noktaları arasındaki komşuluk ilişkilerini koruyan pafta veya paftalar elde etmektir. Homojenieştirme iki aşamada gerçekleştirilir, ilk aşamada sistematik olarak tüm model alanına yayılmış çakıştırma artıkları, global etki gösteren afin transformasyon yardımı ile belirlenir, ikinci aşamada çakıştırma artıkları, etkisini lokal olarak gösteren interpolasyon algoritması ile tamamen yok edilirken, noktalar arasındaki komşuluk ilişkileri de korunur. Çakıştırma artıkları giderilmiş homojen yapılı bilgiler kullanılarak, geometrik koşulların bir kategori sırasında gerçekleştirilmesi ile kusursuz bir sayısal veri tabanı oluşturulması amaçlanmaktadır. iki test bölgesine ait paftalar üzerinde yapılan araştırma, sayısallaştırılan paftalara uygulanan homojenleştirme ve geometrik koşulların sağlanması işlemi ile bu paftaların azımsanamayacak düzeyde geometrik olarak iyileştikleri ve eskisine oranla daha iyi bir geometrik altlık özelliği kazandıkları sonucuna götürmektedir.
-
ÖgeKırsal bölgelerde bilgi sistemlerinin uygulama olanakları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Şeker, Dursun Zafer ; Altan, M. Orhan ; 39445 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringKırsal kesimde bilgi sistemlerinin uygulanabilme olanak larının ele alındığı bu çalışmanın ilk bölümünde, genel olarak bir bilgi sistemi oluşturmanın çağın gereksinmeleri doğrultusunda artık kaçınılmaz olduğu vurgulanmış, bilgi sistemi oluşturmanın gerekliliği irdelenmiştir. ikinci bölümde, coğrafi bilgi sistemlerine ilişkin coğraf ya, haberleşme, bilgi, sistem, bilgi sistemi gibi temel kavramlar irdelenmiş, coğrafi bilgi sistemlerinin ta rihçesi, alt sistemleri, bileşenleri ve veri tabanı gibi kavramlara açıklamalar getirilmiştir. Üçüncü bölümde, uygulamalarda kullanılan yazılım PC ARC/ INFO irdelenmiştir. Bu yazılımın vektör dayalı bilgi sistemleri içindeki yeri ve fonksiyonları ile birlikte yetenekleri de irdelenmiştir. Donanım da bu bölümde ele alınmıştır. Ülkemizde sivil haritacılık çalışmalarının çok eski olmadığı vurgulanmış ve harita üreten kurumlar ele alınmıştır. Bilgi sistemlerinin kırsal alanlarda uygulanma olasılık larının irdelendiği uygulamalar da bu bölümde ele alın mıştır. Farklı yöntemlerle elde edilmiş verilerin bilgi sistemleri içinde kullanılışlarının irdelenmiştir. Son uygulama olarak Söke ağaçlı köyüne ait bir coğrafi veri tabanının tasarlanması, bu veritabanını kullanmak üzere bir PC ARC/INFO nun makro yazılım dili SML ile hazırlanan interface (arayüz) ve bu arayüzle sorgulama ve ürün elde etmenin yanında yazılan arayüzün WINDOWS işletim sistemi altında çalıştırılması ve yapılan istatistiklerin değer lendirilmesi de yine bu bölümde ele alınmış ve elde edilen ürünler değerlendirilmiştir. Son bölümde, ülke genelinde bir coğrafi bilgi sistemi o- luşturmanın gerekliliği bir kez daha ele alınmış böyle bir sistemin oluşturulması sırasında dikkat edilmesi gerekli noktalar ve böyle bir sistemin getireceği faydalar üzerinde durulmuştur.
-
ÖgeKontrol ağlarının ölçüt matrisleri ile ağırlık ve ölçü planı optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Özşamlı, Cihangir ; Ayan, Tevfik ; 39295 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringJeodezik ağların günümüzdeki işlevi harita üretimine altlık oluşturma amacını asmıştır. Günümüzde özellikle deformasyon amacına yönelik çalışmalarda jeodezik ağlar kurulmaktadır. Bu tür ağların önemli bir özelliği de çok sayıda ölçü elemanı içerebilmesidir. Bu özellik de, ölçü elemanlarının optimal olarak seçimini gündeme getirmektedir. Diğer yönden bir jeodezik ağdan beklenen amaçların gerçeklenmesi ; tasarım aşamasında ağın varyans-kovaryans matrisinin taşıması gereken özelliklerin tasarıma yansıt ılabilmesine bağlıdır. Bu nedenle ağın amaç fonksiyonu olarak ideal bir matrisin alınması uygulamada önemli bir gereksinimi sağlar. Bu matris ölçüt Matrisi ve bu matrise dayalı olarak oluşturulan optimizasyon düzenleri ölçüt Matrisleri ile Optimizasyon olarak isimlendirilmektedir. Geleneksel anlamdaki ölçüt matrislerinde ağ noktaları arasındaki ilişkiler, korelasyon fonksiyonları ile ifade edilir. Ancak ağ noktaları arasındaki korelasyonların, korelasyon fonksiyonları ile gerçekçi bir biçimde ifade edilmesi olanaklı olmamakta, ağ noktaları arasındaki komşuluk ilişkileri korelasyonları ifade etmede daha güçlü bir yol olarak ortaya çıkmaktadır. Komşuluk ilişkilerinin sayısal olarak ifadesi Çizge Kuramı (Graphen Theorie) ile olanaklı olmaktadır. Çalışma, şekil ve ağırlık dağılımı üzerindeki incelemeler bazında yoğunlaştırılmış, optimal ölçü planı ise optimal ağırlık dağılımı probleminin genişletilmesi doğrultusunda elde edilmiştir. Bu amaçla, en geniş ölçü planından hareketle amaç fonksiyonunu gerçekleyen ölçü ağırlıkları hesaplanmış, amaç fonksiyonuna katkısı olmayan ölçülerin ölçü planından çıkarılması yoluna gidilmiştir. Uygulamalar, farklı amaçlar için oluşturulmuş iki test ağı üzerinde gerçekleştirilmiştir. Sonuçta elde edilmiş olan ağ tasarımları kendilerinden beklenen amaçları karşılayacak düzeyde ve oldukça ekonomik bir yapıdadır.
-
ÖgeBir jeodezik ağın farklı bölgelerindeki uyuşumsuz ölçülerin değişik yöntemlerle saptanması ve dengeleme sonuçlarına etkilerinin araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Karasu, Gülsüm Hale ; Aksoy, Ahmet ; 39742 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics Engineering
-
ÖgeYerel yönetimler için kent bilgi sistemi tasarımı ve uygulanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Alkış, Zübeyde ; Altan, M. Orhan ; 39296 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringBu çalışmada, çağdaş bir yerel yönetimde sağlıklı ve doğru politikalar üretilebilmesine yönelik bir karar - destek sistemi olan " Kent Bilgi Sistemi (KB S)" nin ülke koşullarında tasarımı ve seçilen bir pilot alanda pratik olarak denemesi yapılmıştır. tik bölümde, çok hızlı kentleşme sürecinde olan ülkemizde yerel yönetimlerin, kent insanına çağdaş yaşam koşullarını sağlayacak hizmet verebilmeleri için; kente ilişkin doğru ve güncel bilgilerin arşivlendiği, analiz ve sorgulamaların yapıldığı kent bilgi sisteminin önemi ve yararlan vurgulanmış, bu çerçevede çalışmanın amacı belirlenmiştir. Konuya ilişkin veri tanım ve kavramların açıklandığı ikinci bölümde; coğrafi veri tipleri, kaynaklan, depolama teknikleri konulannda bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde ise,yerel yönetimler için KBS'nin anlamı ve önemine değinilmiş, dünyada ve ülkemizdeki bazı KB S uygulamalan kısaca gözden geçirilmiş ve son olarak KB S teknolojisinde gelişme eğilimleri aktanlmıştır. Yerel yönetimler için KB S oluşumu, tüm aşamalanyla dördüncü bölümde konu edilmiştir. KB S analizi aşamasında ilgili kurum ve kuruluşların mevcut durumlan, aralanndaki ilişkiler yapılan görüşme ve anket çalışmalanyla belirlenmiş; kullanıcı gereksinim ve beklentileri saptanmış ve değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmelere göre bir KB S tasanmı yapılmıştır. Tasarımda ucuz maliyet ve etkin yararlanma ilkeleri çerçevesinde; kişisel bilgisayar yazılım ve donanım (PC ARC/INFO) bileşenleri öngörülmüştür. Veri tasanmında gereksinim duyulan coğrafi varlıklann katmanlan, öznitelikleri belirlenmiş ve veri sözlüğü hazırlanmıştır. Pilot uygulama alanı olarak seçilen Etiler/İstanbul bölgesine ait F22D16B4B pafta alanına ait veriler girilmiş, topoloji oluşturulmuş, birleştirilmiş ve veri tabanı kurulmuştur. Böylece teorik olarak tasarlanan KBS'nin pratik testi yapılmıştır. Analiz ve sorgulamalar SML ve CLIPPER 'da hazırlanan türkçe menü ve PANA özgün arayüz yazılımlan ile yapılmış, bazı sorgulama ve analiz sonuçlan çalışmada sunulmuştur. Beşinci bölümde, tasarlanan KBS'nin gerçekleştirme aşamasında karşılaşılan sorunlar irdelenmiş ve değerlendirilmiştir. Son bölümde ise teorik ve pratik çalışmalardan elde edilen deneyimlerin sonuçlanna ve sistem oluşturmaya yönelik önerilere yer verilmiştir.