FBE- Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Yazar "Ağıralioğlu, Necati" ile FBE- Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAkarsularda Akım Özelliklerinin Entropi Yöntemi İle İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 18.02.2013) Genç, Onur ; Ağıralioğlu, Necati ; 458910 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinAçık kanal akımlarında debinin belirlenmesi, kanalların boyutlandırılması ve akımın özelliklerinin tespit edilmesi için enkesit boyunca hız dağılımının bilinmesi önemlidir. Açık kanallardaki akım özelliklerinin belirlenmesi amacıyla Chiu (1989,1991) tarafından hız dağılımını tanımlayabilmek için ölçülmüş hız bilgilerine en az ihtiyaç duyan Entropi yöntemi geliştirilmiştir. Chiu (1986), açık kanalın bir kesitindeki ortalama hız ile en büyük hız arasındaki oranın sabit olduğunu göstererek, bu ilişkiyi entropi parametresi (M) ile tanımlamıştır. Son yıllarda literatürde sürekli olarak entropi yöntemi ele alınmakta ve deneysel verilere uyumu irdelenmektedir. Bu çalışmada açık kanallarda akım özelliklerinin kolay ve doğru bir şekilde belirlenmesi amacıyla entropi yönteminin uygulanılabilirliği ele alınmıştır. Kayseri İli’nde benzer coğrafi özelliklere sahip farklı iki havzada (Kızılırmak ve Zamantı Havzası) dört ayrı ölçüm sahasında toplam 22 ölçümde akarsu enkesiti dilimlere bölünerek geometrisi çıkarılmış ve hız değerleri akustik hız ölçer ADV (Acoustic Doppler Velocimeter) cihazı ile ölçülmüştür. Dört farklı ölçüm istasyonunu temsilen elde edilen entropi parametresi M = 1,31 kullanılarak ortalama ve en büyük hızlar arasındaki doğrusal ilişkinin varlığı doğrulandı. Genel entropi parametresi M = 1,31 ve en büyük hız umak kullanılarak bütün akım şartları için debiler hesaplandı. İzafi hata yüzdelerinin ortalaması %5,4 olarak bulundu. En büyük hızın ve oluştuğu yerin derinlikle değişimi araştırıldı. Bu yeni yaklaşımla entropi hız denklemi bütün akım şartlarında herbir istasyonda uygulandı. Hesaplanan hız değerlerinin bazı düşeylerde ölçülen değerlerden daha büyük olduğu görüldü. Bu metodun uygulama basitliği dikkate alındığında akım debisinin ve hız dağılımının tahmininde ucuz ve kolay bir şekilde hizmet verebildiği söylenebilir.
-
ÖgeAkarsuların, Denizlerdeki Kıyı Çizgisine Ve Yapılarına Etkisinin Bir Matematik Modelle İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Sandalcı, Mehmet ; Ağıralioğlu, Necati ; 46496 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringAkarsuların taşıdığı katı maddelerin iri olanları, akarsuyun denize döküldüğü nehir ağzında çökelir. Daha ince olanları dalgaların etkisi ile kıyı boyunca hareket ederken, bir kısmı ise kıyıya dik hareket eder. Akarsulardan gelen bu katı maddelerin uzun vadede kıyılarda bazı değişikliklere sebep olduğu bilinmektedir. Ayrıca bu katı madde hareketleri mevcut deniz yapılarına da oyulma veya yığılmalar dolayısı ile önemli etkilerde bulunur. Bu çalışmada, denize dökülen akarsuların taşıdığı katı maddelerin kıyı çizgisine ve deniz yapılarına etkileri matematik bir modelle incelenecektir. Akarsuyun getirdiği katı madde enkesitte uniform kabul edilerek kıyı boyu katı madde süreklilik denklemine, sabit birim genişlikten geçen katı madde miktarı olan (q) ilave edilmiştir. Bu durumda katı madde süreklilik denklemindeki türevler yerine ileriye doğru sonlu farkları yazılmış, kıyı boyu katı madde debisini tahmin eden bir formül yardımıyla, başlangıç ve sınır şartlan belli olan bir kıyı şeridi için çözüme gidilmiştir. Akarsuyun genişliği 50 m, 100 m ve 125 m alınarak 1000 metrelik bir kıyı şeridinde meydana gelen değişiklikler incelenmiştir. Bu incelemede akarsuyun konumu sabit alınmıyarak, hesap sınırının başında, ortasında ve sonunda olmak kaydıyla yeri değiştirilmiş ve taşıdığı katı madde debisi q=1.10"3 m3/sn/m, q=1.10-4 m3/sn/m, q=1.10-5 m3/sn/m ile q=1.10-6 m3/sn/m şeklinde değiştirilerek akarsuyun kıyıdaki yeri ve debisinin etkisi açısından bir genelleme yapılmaya çalışılmıştır. Mendirek gibi bir deniz yapısının sağından soluna doğru veya solundan sağma doğru bir katı madde geçişi söz konusu değildir. Aynı zamanda kıyı yapısından belli bir mesafe sonra kıyının yapıdan etkilenmediği ve doğal durumunu koruduğu görülür. Bu incelemede mendireğin hemen bitişiği hesap sınırının başlangıcı olarak kabul edilmiş ve başlangıç sınır şartı olarak bu noktada katı madde debisi sıfir alınmıştır. Mendirekten 1000 m ötede kıyının yapıdan etkilenmediği göz önüne alınarak, bu noktadaki katı madde miktarı bir önceki noktaya eşit alınmak suretiyle hesaplar yapılmıştır. Mendireğin hemen yam başında, mendirek yüksekliği rüzgarın esişini engellediği için bu kısımda ölü bir nokta meydana gelmektedir. Dolayısıyla akarsuyun mendireğin hemen yam başmda denize dökülmesi halinde, akarsu tarafindan taşman katı madde kıyı boyunca kısmen taşınmaktadır. Ancak akarsuyun döküldüğü yer, mendirekten uzaklaştıkça mendireğin kıyıya etkisi azalmakta dolayısıyla akarsuyun taşıdığı katı madde kıyı boyunca daha çok taşınmaktadır. Ayrıca çalışmada elde edilen sonuçlar tablo ve grafikler halinde değerlendirilmiştir.
-
ÖgeAkım Ölçümleri Yetersiz Havzalarda Aylık Akımların Ve Hidroelektrik Potansiyelin Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Andiç, Gökhan ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinTürkiye’nin halihazırdaki hidroelektrik potansiyeli belirlenirken küçük hidroelektrik santrallerin potansiyeli dikkate alınmamıştır. Türkiye’de 3000’e yakın gözlem istasyonunda akım (debi) ölçümleri yapılmasına rağmen pek çok akarsu ve kollarında akım ölçüm istasyonu yoktur. Hâlbuki bu akarsuların hidroelektrik potansiyelinin belirlenmesi için uzun yıllar ölçülmüş debilerine ihtiyaç vardır. Bu yüzden ölçümü olmayan akarsuların hidroelektrik potansiyeli belirlenememekte ve projelendirilememektedir. Dolayısıyla akım ölçümleri olmayan veya yetersiz olan havzalarda su kaynakları potansiyelinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi giderek önem kazanmaktadır. Ölçüm yapılmayan havzalarda kullanılmak üzere akım verisi sağlamak için değişik seçenekler söz konusudur: (1) Yerinde gözlem yapılması, (2) Benzer özellikli yakın havza verilerinin kullanılması, (3) Uzaktan algılama ile gözlem yapılması, (4) Hidrolojik model simülasyonu, (5) Entegre edilmiş meteorolojik ve hidrolojik model simülasyonu. Bu çalışmada akım ölçüm istasyonları olmayan veya yetersiz olan havzalarda hidroelektrik potansiyel belirleme çalışmaları yapılacaktır. Bunun için Doğu Karadeniz’de Trabzon il sınırları içerisinde yer alan Solaklı Havzası pilot bölge olarak seçilmiş, bu havzada planlanan küçük hidroelektrik santrallar için potansiyel belirleme çalışmaları yapılmıştır. Solaklı Vadisini meydana getiren akarsu havzalarında aylık ortalama yağış grafiklerinden elde edilen yağış değerleri ile aylık akış katsayıları kullanılarak ortalama akış debileri belirlenmiştir. Ölçüm yapılmayan akarsu havzalarının hidroelektrik potansiyelinin belirlenmesi için seçilen bu bölgede çeşitli yöntemler kullanılarak sonuçlar birbirleri ile karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeAkışkan Özgül Ağırlığının Su Darbesine Etkisinin Matematik Modelle İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tekin, Muhammed Alp ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada, hidrolikteki hareket ve süreklilik denklemlerini esas alarak su darbesi teorisini ve en çok kullanılan su darbesi hesaplama metotlarından (sonlu farklar metodu yardımıyla) Bergeron - Schnyder, Karakteristikler ve Parmakian Metotları tanımlanmıştır. Örnek olarak, İstanbul ilinin Avrupa Yakasında Büyükçekmece ile Küçükçekmece İlçeleri ve Asya yakasında ise Kadıköy İlçesi ve çevre havzasının atıksularını arıtarak bu havzalara hizmet eden mevcut Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Kadıköy Atıksu Ön Arıtma Tesis verileri seçilmiştir. Bu tesislerin içindeki terfili basma hatlarında akışkan özgül ağırlığının değişimi sonucu oluşan darbe tesirlerinin sonlu farklar metodu ile önceden denenmiş bir matematik model kullanmak suretiyle hesaplanmış ve çıkan sonuçlar birbiriyle karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, bu tesislerdeki sistem elemanlarına, darbe tesirlerinin azaltılması, belirli sınırlar içinde tutulması, hattın darbeden etkilenmemesiyle ilgili tedbirlerden bahsedilmiştir.
-
ÖgeBalık Geçitlerinin Sayısal Analiz İle Modellenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-02-25) Kadıoğlu, Cem ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada, balık geçitlerinin çeşitleri ve hidrolik yapıları incelenmiş, balık geçitlerindeki genel tasarım prensipleri ve göz önünde bulundurulması gereken kriterler ortaya konularak, sayısal analiz yöntemlerinden biri olan sonlu hacimler yöntemi vasıtasıyla havuz ve savak tipi balık geçidi modellenmiştir. Bu balık geçidi türü için kurulmuş olan sayısal analiz modelinin sonuçları, balık geçidindeki akımların özellikleri açısından incelenmiş ve bu sonuçlar, ölçekli modeller üzerinde yapılmış deneysel çalışmalardan elde edilen sonuçlar ve bu çalışmaların sonucunda ortaya konmuş genel prensipler ile karşılaştırılmıştır. Literatürdeki deneysel çalışmalardan elde edilmiş sonuçları, sonlu hacim modelinden elde edilen sonuçlar ile karşılaştırdığımızda sonuçların benzerlik gösterdiği ve mühendislik açısından yeterli yakınsaklığın elde edildiği gözlemlenmiştir.
-
ÖgeBaraj Altındaki Sızmaların Analiz Ve Kontrolü: Sazlıdere Barajı Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Eynur, Zeynep ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinGövde altından sızma problemleri bütün barajlarda göz önüne alınması gerekli bir konudur. Sızma miktarlarının beklenmeyen boyutlarda olması ve gerekli iyileştirmelerin zamanında veya hiç yapılmaması durumunda, önemli miktarlarda su kaybının yanında, baraj ve mansap bölgesinin emniyetini tehdit edecek sonuçlarla karşılaşılabilmektedir. En uygun sızma kontrol metoduna karar verilebilmesi için sızmaların yerleri ve büyüklükleri iyi belirlenmiş olmalıdır. Bu durum detaylı jeolojik etütlerin yanında uygun sızma analiz metotlarının uygulanmasını da gerektirir. Barajlarda gerekli kontrol önlemleri uygulanmış olsa da, önceden tespit edilemeyen sebeplerle sızmalar ortaya çıkabilmektedir. Sızmalar rezervuardaki suyun kaybı ve baraj emniyeti açısından ihmal edilemeyecek boyutta ise en kısa zamanda oluşma yerleri belirlenmeli ve en uygun metodun seçimi ile gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır. Yeni gelişmelerin takip edilmesinin yanında geçmiş tecrübelerin bilinmesi de inşaat sıasında ve kaçaklar ortaya çıktıktan sonra alınacak önlemlerin başarısını artıracaktır. Tez çalışmamızda gövde altından sızmalar için günümüzde uygulanan kontrol, iyileştirme ve analiz metotları incelenmiş, konu ile ilgili önceki çalışmalar araştırılmış ve İstanbul’a içme suyu temin eden barajlardan ve gövde altından önemli su kaçakları problemleri ile karşılaşılmış olan Sazlıdere Barajı için “sonlu farklar metodu”nun kullanıldığı bir analiz ile çeşitli enjeksiyon perde boyu alternatifleri için sızma miktarları ve optimum perde boyu hesaplanmış ve sonuçlar mevcut verilerle karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeBiriktirmeli Ve Biriktirmesiz Hidroelektrik Tesislerin Teknik Olarak Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kaya, Duygu ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada esas olarak Türkiye nehirleri üzerindeki Hidroelektrik potansiyelinin uygun bir şekilde değerlendirilebilmesi için Hidroelektrik santral kurulum sistemleri arasında bir karşılaştırma yapılmıştır. Çalışmada pilot bölge olarak seçilen Doğu Karadeniz Bölgesi Trabzon il sınırları içerisindeki Solaklı havzasında yer alan Çambaşı Baraj yeri seçilmiştir. Çambaşı baraj yerinde uygulanması düşünülen biriktirmeli Hidroelektrik santral projesi yerine alternatif düşünülerek karşılaştırma yapılmış ve sonuçları değerlendirilmiştir. Çambaşı Barajı ve HES projesi, Çambaşı Regülâtörü ve HES projesine dönüştürülürken enerji iletim hattı sisteminde herhangi bir değişiklik yapılmamasına özen gösterilmiştir. Bunun sonucu olarak çevreye en az derece zarar verecek ve enerji üretimin en iyi şekilde gerçekleştirecek çözümler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Her ne kadar Çambaşı Projesi barajlı santral yapılması açısından hemen hemen tüm kriterleri yerine getiriyor olsa da her iki alternatifin avantajları karşılaştırıldığı vakit, regülâtörlü santral yapılmasının teknik açıdan daha avantajlı olduğu görülmüştür.
-
ÖgeÇeşitli Ülkelerde Uygulanan Baraj Tasarım Taşkınlarının İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-02-08) Gündoğdu, Fatih ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada öncelikli olarak barajlarda tasarım taşkınının önemi anlatılmış, barajlarda taşkın hidrolojisi ve dünya genelinde kullanılan taşkın tahmin yöntemleri hakkında genel bilgi verilmiştir. Kullanılan taşkın tahmin yöntemleri, akış verilerine ve yağış verilerine dayanan taşkın tahmin yöntemleri olarak sınıflandırılmıştır. Çeşitli ülkelerin tasarım taşkınları ve tasarım taşkını belirlerken kullandıkları kriterler incelenmiş, ülkeler; risk sınıflandırmasına göre tasarım taşkını belirleyen ülkeler, baraj yüksekliğine göre tasarım taşkını belirleyen ülkeler, baraj türüne göre tasarım taşkını belirleyen ülkeler ve zarf eğrileri ile tasarım taşkını belirleyen ülkeler olmak üzere sınıflandırılmıştır. Türkiye’de DSİ tarafından yapılan baraj sınıflaması ve kullanılan tasarım taşkınları ayrı bir başlık altından incelenmiştir. Son olarak dünyada ve Türkiye’de kullanılan tasarım taşkınları değerlendirilmiş, özellikle Türkiye için tasarım taşkınlarının uygulanması hususunda önerilerde bulunulmuştur.
-
ÖgeDoğu Karadeniz Bölgesi’nde Yağışın Akım Verileri İle Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-07-05) Usta, Gökçe ; Ağıralioğlu, Necati ; 405041 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinDünya’da hızla artan kentleşme ve nüfusa bağlı olarak su talebi de hızla artmaktadır. Bununla beraber suyun etkin kullanımını sağlamak amacıyla su kaynaklarının planlanması da önemli bir hale gelmiştir. Su Kaynakları ile ilgili yapılan çalışmalarda en önemli unsur gerek ölçüm, gerekse modelleme teknikleri kullanılarak hidrolojik süreçlerin doğru belirlenmesidir. Bununla birlikte dağlık bölgelerde hidrometeorolojik istasyonların sayısı az ve/veya homojen dağılmamış durumdadır. Bu nedenle; yağış, akış, buharlaşma vb. hidrolojik süreçlerin tahmini zorlaşmaktadır. Çalışma bölgesi olan Doğu Karadeniz Bölgesi de topografik özellikleri nedeniyle nispeten az yağış ve akım gözlem istasyonuna sahip olup, yağış istasyonlarının büyük bir kısmı düşük kotlarda ve dere kenarlarında konumlandırılmıştır. Yağışın hidrolojik çevrimi etkileyen en önemli parametre olduğu düşünülürse, bölge için yağışın doğru olarak tahmin edilmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, bu çalışmada Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yağışın, akım verileri kullanılarak tahmin edilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, öncellikle akım istasyonlarına ait debi süreklilik eğrileri çizilmiş, otalama, %50 ve %95 olasılığına ait aylık akım değerleri çıkartılmış ve akım haritaları üretilmiştir. Yağış gözlem istasyonları, akım gözlem istasyonları gibi düşünülerek çıkartılan yağış gözlem havzalarına ait %50, %95 olasılıklı ve ortalama akım değerleri önceden üretilmiş olan akım haritalarından belirlenmiştir. Belirlenen akım değerleri ile bu yağış gözlem istasyonlarında ölçülmüş yağış verileri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Kurulan bu ilişkilerden, yağış ölçümü olmayan noktalardaki yağışın akım değerlerinden tahmin edilebileceği görülmüştür.
-
ÖgeDoğu Karadeniz’de Debi Süreklilik Eğrilerinin Regresyon Analizi İle Belirlenmesi Ve Akım Tahmini(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-02-12) Beşiktaş, Mehmet ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; GeotechnicsBu çalışmada, debi süreklilik eğrilerinin regresyon analizi metodu ile Doğu Karadeniz Bölgesinde mevcut bazı akım gözlem istasyonların verileri kullanılarak, daha önce fiziksel anlamda ölçümü yapılmamış noktalarda debi tahmini yapılması için bulunmasına çalışılmıştır. Öncelikle, 16 akım gözlem istasyonu için mevcut tüm günlük verilerin debi süreklilik değerlerinden aylık ve yıllık ölçekte %5, 50 ve 95 aşılma olasılığına karşılık gelen debiler geliştirilen MS Excel-Makro kodu yardımı ile bulunmuştur. Daha sonra, bölgenin karakteristiklerini ifade eden ortalama havza alanı (A), ortalama alan yağışı (P), ortalama yükseklik (H) ve ortalama eğim (S) bağımsız değişkenleri her bir istasyon için coğrafi bilgi sistemleri yazılımlarıyla hesaplanmıştır. Belirlenen her bir bağımsız değişkenin aylık ve yıllık olmak üzere %5, 50 ve 95 aşılma olasılıklarına karşılık gelen bağımlı değişken olan debiler üzerindeki etkisini göstermek üzere regresyon eşitlikleri geliştirilmiştir. Eşitlikler sadece 16 istasyondan 14 istasyon için geliştirilmiş, diğer 2 istasyon ise validasyon için bırakılmıştır. Bu regresyon eşitlikleri bölgesel çapta aylık ve yıllık %5, 50 ve 95 aşılma olasılıklarını tahmin eden debi süreklilik eğrisi değerlerini vermiştir. Sonuç olarak elde edilen denklemlerden bölgesel debi tahmini yapılmış, tahminler literatürde daha önce farklı metotlarla yapılan çalışmalar ile karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeDolgu Baraj Gövdelerindeki Sızmaların Ve Freatik Hattın İncelenmesi: Seferihisar Barajı Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Mesci, Seyit Burak ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinGövde sızmaları dolgu barajlarda gözardı edilemeyecek en önemli problemlerden bir tanesidir. Gövdedeki sızma miktarları belirli sınırlarda kaldığı sürece yapıya zarar vermeyecektir fakat bunun işletmede olan barajlar için sürekli olarak ölçülmesi baraj güvenliği ve stabilitesi açısından büyük önem taşımaktadır. Daha önemlisi baraj projelendirilmesi sırasında sızmalara karşı gerekli önlemler alınmalıdır. Karşılaşılabilecek bir problemle baş edilmesi hem daha zor hem de yapılacak çalışmanın maliyeti çok daha fazla olacaktır. Bu sebeplerden ötürü baraj projelendirilmesi sırasında yapılacak barajda meydana gelebilecek sızma hatları ve sızma miktarları belirlenmelidir. Bu çalışmada, sonlu farklar metodu kullanılarak toprak barajlarda gövdede meydana gelen sızmalar araştırılmıştır. Matematiksel model Seferihisar Barajı`na uygulanmıştır. Öncelikle farklı metotlar kullanılarak serbest yüzey çizgisi belirlenmiş; metotların sonuçları birbirleri ile kıyaslanmıştır. Daha sonra Laplace denklemi sızmalar için kullanılarak basınç yükseklikleri hesaplanmıştır. Ayrıca akım çizgileri ve eşpotansiyel çizgiler hesap edilerek grafiksel olarak değerlendirilmiştir. Hız bileşenleri ve toplam sızma miktarları farklı permeabilite değerleri için hesaplanmış ve birbirleri ile kıyaslamalar yapılmıştır.
-
ÖgeGözlem Verileri Az Olan Kıyı Bölgelerinde Yağış Dağılımının Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 07.04.2011) Eriş, Ebru ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinYağış hidrolojik sistemin en önemli girdisidir. Yağışın alandaki dağılımının belirlenmesi hidrolojik uygulamaların ve su kaynaklarının doğru değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Özellikle dağlık ve/veya kıyı bölgelerde hem orografiyi hem de kıyı etkilerini yağışın dağılımını belirlemede hesaba katmak gerekebilir. Bu gerekliliği, dağlık bölgelerde yağış gözlem istasyonlarının az ve düzensiz olması zorlaştırır. Genelde vadi içlerine ve yerleşim bölgeleri yakınına kurulan bu tür istasyonlar yamaç kısımlardaki yağış dağılımını temsil edemez. Bu çalışmada da, orografik yağış özelliği gösterdiği bilinen ve sınırlı sayıda yağış gözlem istasyonuna sahip Doğu Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi için yağış dağılımının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bölgedeki mevcut yağış istasyonlarına ait yıllık toplam yağış verileri kullanılarak en doğru eşyağış haritası çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu amaçla öncellikle yağışın coğrafik/topoğrafik değişkenler ve kıyı şekli ile olan ilişkisi araştırılmış ve kıyı şeklinin yağış dağılımında hatırı sayılan bir etkisi olduğu görülmüştür. Bu etkiler regresyon analizi yardımıyla denklemlere dönüştürülmüş, bu denklemler ve geleneksel yöntemler yardımıyla farklı eşyağış haritaları elde edilerek birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Eşyağış haritaların doğruluğu yıllık akış katsayıları ile kontrol edilmiş ve bu kontrol sonucu yağış istasyonlarının yüksek kotlarda ve yamaçlardaki yağışı temsil etmediği belirlenmiştir. Daha doğru bir yağış dağılımı tahmini için su dengesi yaklaşımına başvurulmuştur. Böylece bölgenin akım derinliği ve evapotranspirasyon haritaları çizilip, birleştirilerek yeni bir eşyağış haritası elde edilmiştir. Elde edilen harita, kıyıyı ve vadileri daha iyi temsil ettiği düşünülen ve önceden çıkarılmış regresyon denklemleri ile birleştirilerek en son halini almıştır. Çalışma, Doğu Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimine ait yamaçlardaki yağış dağılımının temsilinde su dengesinin, kıyı ve vadilerdeki yağış dağılımının temsilinde ise regresyon denklemlerinin birleştirilerek kullanılması açısından bir ilktir. Ayrıca, regresyon denklemleri içersinde bir değişken olarak bulunan ve kıyı şeklini temsil eden kıyı açısı da ilk kez bu çalışmada sunulmuştur. Kıyı açısı yalnızca kıyıdaki değil iç kısımdaki ölçüm istasyonları açısından da yağışın dağılımını etkileyen önemli bir parametredir.
-
ÖgeHidroelektrik Potansiyel Belirleme Metotları Ve Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Özkök, Veysel ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada, hidroelektrik santrallar sınıflandırılmış, hidroelektrik potansiyel belirleme metotları açıklanmış ve bunların uygulamaları yapılmıştır. Hidroelektrik potansiyelin belirlenmesinde yaygın olarak iki metot kullanılır: Debi süreklilik eğrisi metodu ve ardışık akım öteleme metodu. Çoruh havzasında seçilen 8 akım gözlem istasyonuna debi süreklilik eğrisi metodu uygulanmıştır. İstasyonlar için 20 yıllık aylık ortalama akım verileri kullanılarak çizilen debi süreklilik eğrilerinden zamanın %95’inde var olan debilere göre hesap yapılmış ve böylece güvenilir hidroelektrik potansiyeller hesaplanmıştır. Oymapınar barajına ait son 5 yıllık aylık verilere ise ardışık akım öteleme metodu uygulanmıştır. Baraj için aylık bir hesap tablosu yapılmış ve aylık üretilebilecek enerji, toplam enerji ve ortalama enerji miktarları bulunmuştur. Daha sonra bulunan bu değerler mevcut değerlerle karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeKazıklı su yapılarında etki eden kuvvetler ve bilgisayar destekli tasarım kriterleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Küçük, Murat ; Ağıralioğlu, Necati ; 101009 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiGünümüzde, özellikle su yapılarında daha sık kullanılan kazıkların üzerlerine etki eden kuvvetlerin bilinmesi tasarım için çok önemlidir. Yanaşma yapılan gibi hem kara ve hem de denizle irtibatı olan yapılar üzerinde, kendi fonksiyonel kuwetierinin yanında çevre şartlarının da etkisi mevcuttur. Yapılan tez çalışmasında kazıklarla mesnetlenmiş su yapılarına etki eden kuvvetler oluş kaynaklarına göre incelenmiş ve tasarım değerleri çeşitli senaryo kombinasyonlarla karşılaştırılmıştır. Çalışmanın başmda kazık çeşitleri ve taşıma güçleri konusunda bilgi verilmiştir. Daha sonraki bölümde ise kuvvetler incelenmiştir. Kazıklı bir su yapısı kazık boyutlarına uygun olarak bir deniz duvarından farklı şekilde davranacak ve etkili kuvvetlerde buna göre farklılık gösterecektir. Kazık çapının dalga boyuna oram D/L < 0,2 olduğu durumlar için kazıklara çevresel kuvvetler başlığı altında toplanmış başta sürükleme ve atalet kuvvetleri olmak üzere rüzgar, dalga, akıntı, buz ve iklimsel etki kuvvetleri etkili olmaktadır. Yanaşma kuvvetleri olarak, gemi yanaşması için bağlantı elemanları veya doğrudan gemiler aracılığı ile yapıya etki eden kuvvetler göz önünde bulundurulmuştur. Son olarak ölü ve hareketli yüklerin yapıya etkileri de incelenmiştir. Sonuçta incelenen kuvvetlerin yapı üzerindeki etkileri ve büyüklüklerinin karşılaştırılması bir örnek üzerinde ele alınmış ve bilgisayar yardımı ile hesaplamalar yapılmıştır. Sonlu elemanlar metodunu temel alan ve tasarımda da bu yönüyle tercih edilen SAP 2000 programı bu hesaplamalarda kullanılmıştır. Standartlarda tavsiye edilen çeşitli yük kombinasyonları ve yük etki çarpanları kullanılarak kuvvetler yapıya uygulanmıştır. Yapıya kuvvetlerin uygulanması, etki eden kuvvetlerin değişik yük katsayıları ile çarpılması ve uygulama doğrultulan da göz önünde bulundurularak yapılmış ve sonuçlan karşılaştınlmıştır. Hesaplamalar sonucunda elde edilen ve kazık nihai tasarım değerleri olarak tanımlanan, normal kuvvet ve momentlerden, hangi kuvvetin yapı üzerinde ne derece etkili olduğu karşılaştrnlabilmiştir. Neticede kuvvetlerden hangilerinin hesaplamalar için göz önünde bulundurulması gerektiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Böylece tasarım için yararlı kriterler oluşturulmaya çalışılmıştır.
-
ÖgeKıyıboyu katı madde taşınım modelleriyle Doğu Karadeniz Bölgesindeki kıyı çizgisi değişimlerinin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Şaşal, Mustafa ; Ağıralioğlu, Necati ; 100803 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringYakın kıyı, dalga enerjisinin sönümlendiği, kara tarafında kıyı çizgisi ile deniz tarafında kırılma çizgisinin sınırladığı ve deniz harekelerinin çok yoğun olduğu deniz ve kara parçası arasındaki dinamik bir arakesittir. Buradaki dinamik denge, kumsal, dalga ve akıntıların karşılıklı etkileşerek meydana getirdikleri hareket ve şekil değiştirmeler ile sağlanmaktadır. Dalga yüksekliği, periyodu, geliş açısı veya bölgeye gelen katı madde miktarmdaki değişmeler kumsalın, dolayısıyla kıyı çizgisinin değişimi sonucunu doğuracaktır. Dalga ikliminin değiştirilmesi, bir mühendislik yapısının inşası ve katı madde miktarı veya karakterinin değişmesi gibi, sisteme yapılan müdahaleler, dinamik ahengi bozarak kumsalı tekrar denge durumunu yakalama çalışmasına itecektir. Bu çalışmada Karadeniz kıyısında Ordu İli sınırlan içinde bulunan Kumbaşı kumsalında meydana gelen kıyı çizgisi değişimleri literatürde çeşitli araştırmacılar tarafından önerilen kıyıboyu katı madde modelleriyle tahmin edilmeye çalışılmıştır (Şekil 1). KARADENİZ %GfeKtI/VOQQ Şekil 1. Çalışma Alanının Planı Kumbaşı kumsalı 1959 yılından DLH'nın mahmuz yapışım tamamladığı 1986 yılına kadar çok büyük miktarda oyulmalara maruz kalmıştır (Şekil 2). 1991 yılında ÎTÜ xıu İnşaat Fakültesi Hidrolik Laboratuvarmda gerçekleştirilen çalışmalarla, bu mahmuzun önce balıkçı barınağı olarak işlev görmesi, daha sonra limana tevsi edilmesini öngören bir rapor hazırlanmıştır. 100 50- 0- Q.S.i I -50 -100- Kıyı Çizgisi 1959 Kıyı Çizgisi 1986 Kıyı Çizgisi 1998 - ı - 200 400 - I - 600 - i - 800 1000 1200 1400 Kıyı Boyu Mesafe (m) Şekil 2. Kumbaşı Kumsalında Kıyı Çizgisinin 1959-1998 Yıllan Arasındaki Değişimi Kumsal, yaklaşık doğu batı istikametinde uzanan, bir tarafında doğal mahmuz gibi davranan Çamburnu, diğer tarafında ise mahmuz ile sınırlı dar bir kumsaldır. -Bu kumsal iki ucundan katı madde giriş ve çıkışına izin vermeyen bir kıyı hücresi gibi ele alınabilir. Hesap sınırının da başlangıcı olan ve mahmuzun 1400 m batısında denize dökülen Akçaova Çayı az miktarda katı madde taşımaktadır. Bölgeden alman kum numunelerinin yapılan elek analizleri sonucunda ortalama dane çapının 0.35 ile 0.40 mm arasında, kırılma bölgesi içinde ortalama taban eğmıinin 1/50 olduğu görülmüştür. Derin deniz dalga karakteristikleri yerel rüzgar verilerinden tahmin edilmiştir. 5 yıllık rüzgar verilerinin değerlendirilmesi ile en çok kıyıboyu katı madde taşınımını oluşturacak ve dolayısıyla kıyı çizgisinin değişimine neden olacak etkili yönlerin NNW, N ve NE olduğu bulunmuştur. Bu yönlere ait dalga karakteristikleri Tablo l'de verilmiştir. Tablo 1. Dalga Karakteristikleri Yukarıdaki tabloda, oco dalga geliş açısı, H o, T ve Lo, sırasıyla derin denizde dalga yüksekliği, periyodu ve boyudur; Hb kırılan dalga yüksekliği, hb kırılma noktasında xıv su derinliği, ab kırılan dalgaların kıyı çizgisi ile yaptığı açı ve, t rüzgar esme süresidir. Kıyı çizgisi değişiminin matematik modeli, kütlenin korunumu ilkesinden hareketle elde edilir. Kısaca bu model, kıyıboyu katı madde taşınımının, zamanla kıyı çizgisinin yer değiştirmesi ile meydana gelen hacimsel fark ile dengelendiğini ifade etmektedir. Tek Çizgi Teorisi diye de anılan katı madde denge denklemi - + - + q = 0 (1) D3x öt w olarak bulunur. Burada Q kıyıboyu hacimsel katı madde debisi (m3/s), y kıyı çizgisinin pozisyonu (m), D kapanma derinliği (deniz tarafında katı madde hareketinin olduğu maksimum derinlik) (m), q birim genişlik için yanal katı madde debisi (kuyu veya kaynak olabilir) (m3/s/m), x kıyı çizgisine paralel eksen (m) ve t zaman (s)'dır. Bu denklemde bilinmesi gereken en önemli değişken kıyıboyu katı madde debisi Q'dur. Kıyıboyu katı madde debisi için son elli yıl içerisinde, laboratuvar veya arazi çalışmaları neticesinde elde edilen ve birbirinden farklı parametrelerle ifade edilen pek çok model önerilmiştir. Bu çalışmada şu ana kadar önerilen modeller derlenerek bir tablo halinde verilmiştir. Pratik ve mevcut verilerle uygulanabilir olan on bir tanesi Kumbaşı kumsalında kıyı çizgisi tahmini için seçilmiştir. Bu modeller aşağıda verilecektir. Enerji akısı faktörünün (?) doğrusal bir fonksiyonu olarak yazılan ve çok yaygm kullanılan kıyıboyu katı madde taşınım debi bağıntısı Q = KP = K(ECg)b (2) ile verilir. Burada K orantılılık katsayısı, E ve Cg sırasıyla kırılma anındaki dalga enerjisi ile dalga grup hızıdır. Hacimsel kıyıboyu katı madde debisi batmış ağırlık cinsinden yazılacak olursa I = KP = Q(ps-p)g(l-p) (3) şeklinde ifade edilir. Burada ps ve p sırasıyla katı maddenin ve suyun özgül kütlesi, g yer çekimi ivmesi, p porozitedir. Orantılılık katsayısı K dalga yüksekliğinin rms (karelerinin karekökü) değeri için 0.70 belirgin dalga yüksekliği değeri için ise 0.30 kabul edilir. Fakat bazı araştırmacılar K'yı ortalama dane çapı, kırılan dalga açısı, çökelme hızı ve/veya İrribaren sayışma bağlı yazmışlardır. Aşağıdaki iki bağıntı K'yı ortalama dane çapının fonksiyonu olarak ve Q = 0.58 log -^- H^2 Sin(2ccb) (4) Q = (l.4e-2"5D»)H^2Sin(2ab) (5) şeklinde verir. Katı madde karakteristikleri ile kırılma anındaki dalga açısına bağlı olarak ise XV r MJ\ 0.05 + 2.6Sin<8(2a"-) + 0.007- ^ H^ Sin(2ab) (6) w j ile verilmiştir. Burada Umb daneciğin yörüngesel hızı, w dane çökelme hızıdır. K'mn Irribaren sayısına bağlı ifadesi ise Q = 0-0607 m HL/2 Sin(2ab) (7) \ bıms / 0 / şeklinde verilir. Bu ifadede m taban eğimi, Hbrms and HbS sırasıyla kırılma anındaki rms ve belirgin dalga yükseklikleridir. Kıyıboyu katı madde debisinin kumsal ve dalga parametrelerine bağlı verilen iki farklı bağıntısı Q = 1.28^-Sin(2ab) (8) ve Q = 6.4xl04 H2b T,1 5 mS75 D^5 Sin°-6(2ab) (9) olarak yazılmıştır. Burada D50 ortalama dane çapı, Tp pik periyotdur. (1) denMeminin uygun başlangıç ve sınır şartlan altında sayısal çözümü yapılabilir. Mahmuzda katı madde geçişi olmadığından bu sınır şartında Q=0 yazılır. (1) denkleminin sonlu farklarda açık şeması yazılacak olursa y"+1 =y" +T^-(Q° -Q^)+f#^l (10) DAx \Q ) ile ifade edilir. Burada y" şimdiki zaman adımı ve i sonlu fark elemanındaki kıyı çizgisinin pozisyonu, yf+1 bir sonraki zaman adımı ve i sonlu fark elemanındaki kıyı çizgisinin pozisyonu, Qf ve Qf+] sırasıyla şimdiki zaman adımında i ve i+1 sonlu elemanında kıyıboyu katı madde taşınımı, At zaman adımı and Ax mesafe adımı. Bu sonlu fark ifadesi için, Courant sayısı da denilen kararlılık kriteri Rs'nin 2KAtH? CEb 1 Rs= b g"<;i (11) D(Ax)2 2 0.5 'den küçük olması gerekir. Kumbaşı kumsalında kıyı çizgisi değişimleri Tek Çizgi modelinin sayısal çözümü ile elde edilmiştir. Sayısal çözümde 1986 yılı ölçümleri başlangıç ve iki ucun geçirimsiz olduğu durum sınır şartı olarak kabul edilmiştir. Kıyıboyu katı madde debisi yerine (2) ile (4)~(8) ifadeleri yerleştirilerek, 12 yıl sonraki kıyı çizgisi bulunmuştur. Bu sonuç 1998 yılında alman ölçüm ile karşılaştınlmıştır. Doğu Karadeniz bölgesi şartlarında kıyı çizgisinin değişimini en iyi (9) bağıntısının tahmin ettiği sonucuna varılmıştır (Şekil 3). K katsayısının çeşitli değerlerinde en yaygın kullanılan (2) bağıntısı ile elde edilen kıyı çizgisi değişimleri Şekil 4'de verilmiştir. Bu şekilden kıyı çizgisi değişiminin belirlenmesinde, K'mn genelde tavsiye edilen değeri 0.30 yerine 0.05 civarında olduğu görülmektedir. xvı ?>5b îr Q.S.S.5b.a o- S -100- -150 1400 t 600 Kıyı Boyu Mesafe (m) Şekil 3. (9) Denklemi ile Farklı Dane Çaplarında Kıyı Çizgisinin Değişimi t -. - r 1000 1200 1400 Kıyı Boyu Mesafe (m) Şekil 4. (2) Denklemi ile Farklı K Değerlerinde Kıyı Çizgisinin Değişimi Sonuç olarak kıyı çizgisi tahmininde (9) bağıntısı kullanılmalıdır. Kıyıboyu katı madde debisinin enerji akısı faktörü ile doğrusal ilişkili olmadığı ve debinin dalga ve kumsal özelliklerine bağlı olduğu anlamına gelmektedir. Kıyı çizgisinin değişimini etkileyen en önemli parametrelerin sırasıyla; dalga yüksekliği, pik dalga periyodu, Ionian dalga açısı, taban eğimi ve ortalama dane çapı olduğu söylenebilir. Bu değişkenler mümkün olduğu kadar doğru tahmin edilmeli veya ölçülmelidir. Ayrıca sayısal model gerçeğe en yakın şekilde tanımlanmalıdır.
-
ÖgeLiman içi dalga çalkantısında kullanılan nümerik modelleme mike 21 BW(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2004) Köksal, Fatma Dilara ; Ağıralioğlu, Necati ; 151548 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiHarmonik dalga oluşumu gibi nonlineer dalga etkileşimleri, sapma ve dönme gibi fiziksel etkileri aynen korumak için limanlar içerisindeki dalga dağılımının doğru nümerik simulasyonunda nonlineer ve dispersif dalga işlemlerinin hesaba katılması gerekmektedir. Boussinesq denklemleri, değişken derinliklerde ve sığ su ortamında, tüm bu etkileri içeren matematiksel modellerin içinde en anlaşılır olanıdır. Boussinesq tipi matematiksel modellerin farklı çeşitleri vardır ve bunların hem problemde kullanılan fiziksel parametrelerinin sınırlanchrılmaları hem de uygun bir nümerik modelin parçası olarak uygulamadaki kolaylığı karşüaşünlmalan ve mukayese edilmeleri gerekmektedir. Bu çalışmada kullanılan nümerik simulasyon olan Boussinesq dalga modülünün, kullanılan metodlar ve yapılan çeşitli karşılaştumalarla oldukça yeterli olduğu gösterilmiştir. İki boyutlu genişletilmiş Boussinesq denklem sistemi, lineer bir üçgen sonlu eleman uzaysal diskretizasyonu uygulamasında, uygun biçimde yeniden uyarlanmıştır. Bu denklem sistemine program için gereken uygun başlangıç ve sınır koşullan detaylı olarak göz önüne alınmaktadır. Sayısal metodun performansı, deneysel verilerin karşdaştırılması ile test edilmiş ve liman projesi için modelin uygunluğu, gerçeğe uygun liman geometrisi ve dalga koşullarının simülasyonu ile araştırılmıştır. Fiziksel modellerle kullanılan nümerik modelin karşılaştrrması örnekler verilerek yapılmış ve sonuç olarak neredeyse birebirlik sağlanmıştır. Boussinesq dalga modülü, Boussinesq denklemlerinin üçüncü derece sonlu farklar yöntemi ile çözümü esasına dayanmaktadır. Model, küçük genlikli dalgalar üzerindeki sığlaşma, sapma, kırınım ve yapıların dalgalan sönümleme ve yansıtma etkilerini gözetebilmekte, dalgaların düzenli ve düzensiz kıyı alanlan ve limanlarda yaratacağı karmaşık çalkantının incelenmesinde kullanılabilmektedir. xn Çalışmada programı kullanma metodlan anlatılarak Marmara Kabul Limanı' nda uygulanmıştır. Liman için çalkantı modellemesine başlamadan önce kapsamlı rüzgar istatistiği çalışmaları, dalga tahmini ve derin denizden kıyıya doğru dalga değişiminin incelendiği dalga transformasyonu modeli çalışmaları yü^tülmüştür. Dalga transformasyon modeli çalışmaları MIKE 21' in diğer bir modülü olan MKE 21 NSW ile yapılmıştır. Limanı koruyucu dalgakıranların en uygun yerleşimleri yine modelde denenerek belirlenmiş, liman içi çalkantısının uluslararası kriterlerde tanımlanan düzeyi aşmaması için gerekli düzenlemeler araştırılrmştır. Yapı yerleşimlerinde alternatifler geliştirilerek, bunlar içinden en ekonomik olanı uygulama için önerilmiştir. Dalga transformasyonu çalışmaları sonucunda, Marmara Kabul Limanı çalkantı analizlerinde kullanılacak dalga özellikleri ile yapı tasarımında kullanılacak dizayn dalgası belirlenmiştir.
-
ÖgeSifonik Sistem Çatı Drenajına Etkiyen Parametrelerin Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 18.04.2013) Andiç, Gökhan ; Ağıralioğlu, Necati ; 463027 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinÇatılarda yağmur suyu drenajının temelini klasik (konvansiyonel) ve sifonik (vakumlu) sistemler oluşturmaktadır. Klasik çatı drenaj sistemleri genel olarak atmosfer basıncında çalışmak üzere tasarlanan, düşey yağmur suyu borularına bağlı çıkışlardan oluşmaktadır. Bir klasik sistemin kapasitesi çoğu zaman çıkışların boyutuyla ve içindeki su derinliği ile belirlenmektedir. Normal olarak bu değer 100 mm civarında olmaktadır. İlave olarak eğimli olacak şekilde yatay boru çalışması hem yeterli akış kapasitesini hem de kendi kendine temizlenmeyi sağlayacak şekilde boyutlandırılmalıdır. Eş değer boyutlandırılmış sifonik sistemlerle klasik sistemler karşılaştırıldığı zaman sifonik sistemlerin boru ağının tam boru akışı sayesinde önemli derecede yüksek kapasiteye sahip olduğu, çalışma yüksekliğinin çatı ve drenaj noktası arası yüksekliğe eşit olduğu görülmektedir. Belirlenen yağış koşulları için bir sifonik sistem drenajı, özel tasarlanmış çıkışlarla bir drenaj noktasına veya zemin altına, boru ağının tam boru akışını sağlamak için atmosfer altı basınçlarda çalışmak üzere tasarlanırlar. Tasarım koşulları altı bir akış drene edildiği zaman sistem düzensiz akış koşulları ile sonuçlanmaktadır. Tasarım koşullarını aşan bir akış ile karşılaşıldığı zaman taşma ile sonuçlanmaktadır. Bu çalışmada önce sifonik sistemin bileşenleri detaylandırılmış, tasarım işleminin ana hatları açıklanmış ve sonra sağlanan bir yazılım programı ile sifonik sistemin işletimine etki eden parametreler değerlendirilmiştir.
-
ÖgeSifonlu şaft savaklarda akım durumunun etüdü ve başlık şeklinin geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1977) Ağıralioğlu, Necati ; Çataklı, O. Nuri ; 2262 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringBaraj haznelerinde nisbeten küçük bir sahada inşa edi lebilen sifonlu şaft savakların önemli bir avantajı, hazne seviyesinin kret kotundan itibaren bir miktar yükselmesiyle savağın maksimum kapasiteye yaklaşmasıdır. Diğer sifon savak tiplerinde olduğu gibi hazneyi kret kotunun aşağısındaki bir seviyeye kadar da boşaltabilirler. Bu savaklar pratik üstün lüklerine rağmen bir iki özel proje için yapılan model de - neyleri dışında şimdiye kadar incelenmemiştir. Bu araştırmanın konusu, girişten çıkışa kadar sifon te siri altında çalışan bir sifonlu şaft savak tipinin akım du rumunun incelenmesidir. Teorik ve deneysel çalışmalar neticesinde şaft savak - ların batmış akım durumuna göre projelendirilen şaft savak esas alınarak sifonlu şaft savak için yeni bir başlık şekli geliştirilmiştir. Birinci bölümde, sifonlu şaft savakların genel olarak tanıtılması yapılmış, şimdiye kadar konu ile ilgili yapılan çalışmalar özetlenmiş ve araştırmada ele alınacak problem ortaya konmuştur. İkinci bölümde, sifonlu şaft savak tipinin çalışma tarzı belirtilmiş, debi katsayıları ile hız ve basınç dağı lımları formüle edilmiştir. Üçüncü bölümde, Navier-Stokes denklemleri silindirik koordinatlarda eksenel simetrik sifonlu şaft savaklar için elde edilmiş ve akım alanının sınır şartları belirlenmiş - tir. Bu denklemlerden akım ve çevrinti fonksiyonları lami - ner permenant akım için çıkarılmıştır. Potansiyel halde de akım fonksiyonu ve sınır şartları elde edilmiştir. Bütün bu VI ifadeler akım alanının karakteristik büyüklüklerine bağlı olarak boyutsuz parametrelerle gösterilmiştir. Dördüncü bölümde, üçüncü bölümde matematik modeli ku rulan probleme sonlu farklar metodu uygulanmış ve nümerik çözümler elde etmek için Fortran dilinde bir program geliş tirilmiştir. Uygulama sonunda potansiyel hal için akım çiz gileri ve laminer durum için akım ve çevrinti eğrileri el - de edilmiştir. Ayrıca akım fonksiyonlarından bulunan hızlar, boyutsuz büyüklükler halinde grafiklerle değerlendirilmiş - tir. Beşinci bölümde model teknikleri ve laboratuvarda ya pılan deneyler açıklanmış ve farklı şekil ve boyuttaki baş lıklarla ilgili deney programları belirlenmiştir. Altıncı bölümde, model deneyleri değerlendirilmiş ve teorik neticelerle mukayesesi yapılmıştır. Ayrıca bazı pro je kriterlerinin tesbitini kolaylaştırmak için çeşitli di - yagramlar çizilmiştir. Sonuç olarak, teorik ve deneysel neticeler birbirinden çok az farklı olduğundan, sifonlu şaft savaklar için yapılan çalışmalarda geliştirilen matematik modelin akım şartlarını iyi bir şekilde temsil ettiği söylenebilir. Sifonlu şaft sa vaklarda ele alınan başlık şekilleri karşılaştırıldığında teorik ve deneysel esaslara dayanarak geliştirilen başlık şekli, projelendirmede optimum çözümü vermektedir. Netice o- 1 arak bu çalışmada geliştirilen teknik bilgiler ve proje kriterleri yardımıyla sifonlu şaft savakların daha iyi bir şekilde projelendirilmesi mümkün olacağı ifade edilebilir.
-
ÖgeSolaklı Havzasında Aylık Ve Yıllık Debi Süreklilik Eğrilerinin Normalleştirme Yöntemiyle İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-07-13) Ayaz, Ekrem ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada akım ölçümü yetersiz akarsu havzalarında Singh ve diğ. (2001) kullandığı debi süreklilik eğrisi elde etme modeli incelenip, Solaklı havzasında uygulaması yapılmıştır. Çalışma yapılırken Solaklı havzasında bulunan 3 akım gözlem istasyonundaki veriler (Of-Dernekpazarı, Haldizen-Şerah (Uzungöl) ve Ögene-Alçakköprü akım gözlem istasyonları (AGİ)) kullanılmış ve 1 istasyonla (Solaklı-Ulucami AGİ) kontrol işlemi yapılmıştır. Burada model, üç ayrı zaman dilimi ( yıllık, aylık, günlük) için tekrarlanmıştır ve modelin bu havzaya uygulanabilir olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda, günlük veriler de model oluşturmada kullanılmak istenmiş fakat, veriler normalleştirilemediği için bu modelde kullanılamamıştır. Yıllık verilerden elde edilen model verileri ve model denkleminin kullanılabilir olduğu ancak aylık verilerden elde edilen model verileri ve model denkleminin verimli olarak kullanılabilir olmadığı görülmüştür. Bunun en önemli sebebi de havzadaki ölçülmüş verinin az olmasıdır.
-
ÖgeToprak Dolgu Barajların Gövdelerindeki Sızmaların Sonlu Elemanlar Yöntemi İle İncelenmesi: Büyükçekmece Barajı Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çilingir, Hamdi ; Ağıralioğlu, Necati ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinSızma barajın memba kısmından mansap kısmına doğru suyun devamlı hareketidir. Zemindeki iç erozyon veya toprak barajların içerisindeki sızıntılar borulanma olarak bilinmektedir. Bütün barajlarda haznede tutulan su gövde içerisinde veya temelden dirençle karşılaşsa dahi kendine bir yol bularak sızıntı oluşmasına neden olur. Bu sızma, hesaplanan emniyet değeri ölçüsüne kadar müdahale gerektirmez ancak bu değerin üzerinde ise belirli önlemler alınmalıdır. Sızıntı kontrolü, sızıntı miktarına, oluştuğu bölgeye ve içeriğine göre değişir. Baraj inşaatından sonra oluşacak sızıntı miktarını azaltmak çok zor ve maliyetli bir işlem gerektirir. Bu nedenle barajın yapılacağı bölgelerde gerekli jeolojik araştırmalar yapılarak sızmaların yerleri ve büyüklükleri bulunur. Projelendirme safhasındaki analizler sayesinde emniyet ve ekonomi açısından optimum çözümler sağlanır. Bu çalışmada matematiksel model olarak seçilen Büyükçekmece barajının gövdesinde oluşan sızmaların Sonlu Elemanlar Yöntemi ve Geo-Studio bilgisayar programından yararlanmak suretiyle sızma analizleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar DSİ nin yapmış olduğu sızma gözlemleri verileri ile karşılaştırılmıştır. Uygulamada öncelikle çeşitli metotlarla serbest su yüzeyi çizgisi çizilip, sızıntının barajın mansap şevinden çıkış noktası ve birim genişlik debisi belirlenerek toplam sızma debisi değerine ulaşılmıştır. Yapılan uyulama sonucunda teorik hesaplar ve gözlemler doğrultusunda elde edilen verilerin tutarlılığı ile baraj içerisindeki sızmaların tehlikeli boyutta olup olmadığı belirlenmiştir.