FBE- Çevre Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Akça, Lütfi" ile FBE- Çevre Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAlum Çamurlarının Yoğunlaştırılması Ve Susuzlaştırılmasında Kimyasal Şartlandırmanın Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Sızırıcı, Banu ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringÇamur susuzlaştırma, çamur yönetiminin en pahalı ve en az anlaşılan bileşenidir. Atık çamurlar içerisinde alum çamurları en zor susuzlaştırılanları olarak tanınır ve susuzlaştırılmasında kimyasal şartlandırıcılar kullanılır. Alum çamurlarının şartlandırılmasında kullanılan kimyasal maddeler kireç, demir (III) klorür gibi inorganik maddeler yada polielektrolitler gibi organik maddelerdir. Çamur susuzlaştırmada kullanılan polielektrolitlerde iki mekanizma vardır; yük nötralizasyonu diğeri ise partiküller arası köprülenme. Çamur susuzlaştırmada kritik konu kimyasal şartlandırıcı dozunun iyi ayarlanmasıdır, çünkü doz aşımı maliyetin artmasına ve susuzlaştırmanın azalmasına neden olacaktır. Çamurda susuzlaşabilirliğin test edilmesinde Kapiler Emme Süresi, Özgül Direnç testleri kullanılır. Bu çalışmada İSKİ Kağıthane İçme suyu Arıtma Tesisi durultucularından alınan alüm çamurunun çökelme özellikleri ve farklı kimyasal şartlandırıcılarla susuzlaştırma özellikleri incelenmiştir. Deneyler sonucunda optimum susuzlaştırma verimini ve dozunu veren şartlandırıcı bulunmaya çalışılmıştır. Verim ve doz tahmininde Kapiler Emme Süresi, Özgül Direnç ve Zeta Potansiyeli değerlerine bakılmıştır. Yapılan bu denemeler sonucu optimum sonucu veren polielektroitin Orta anyonik polielektrolit 8721 Henkel (0.6 mgPE/grAKM için KES 23.53 )olduğu bulunmuştur. İçme suyu durultucu dip savağından alınan alüm çamuru şartalndırılarak çökelme hızları değerlendirilerek çökelme hızı - konsantrasyon eğrileri elde edilmiştir. Bu eğeriler yoğunlaştırıcı boyutlandırmasında kullanılabilir
-
ÖgeAnaerobik çürütülmüş çamurların farklı kimyasal maddelerle şartlandırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Sel, İlker ; Akça, Lütfi ; 83113 ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringSusuzlaştırma uygulamaları açısından çamurların suyunu salma kabiliyetlerinin arttırılması önemli bir husustur. Bu çalışmada, Ataköy Biyolojik Atıksu Arıtma tesisi'nden alman anaerobik çürümüş çamur numuneleriyle yapılan deneylerde bu tür çamurlarla, farklı şartlandıncı maddeler ve değişken karıştırma şiddetleri altında uygun süzülebilirlik koşullarını sağlayıp sağlamayacağı tespit edilmeye çalışılmıştır. Çamur numuneleri yoğunlaştırmadan önce ve sonra olmak üzere iki grupta kullanılmışlardır. Deneylerde üç grup şartlandıncı madde kullanılmıştır. Bunlar ; Polielektrolit, FeCb ve Ca(OH)2. Deneylerde şartlandıncı madde ile çamurun yeterli karışımını sağlamak için 100 devir/dk'hk karıştırma şiddeti uygulanmıştır. Şartlandırma sonrasındaki çamurun bir sonraki kademeye iletilmesindeki parçalanmayı temsil etmek üzere çamurlar 1000 devir/dk şiddetindeki karıştırıcıda farklı sürelerde parçalanmaya tabi tutulmuşlardır. Parçalanma sonrasında ise yeniden yumak oluşumunu incelenmek üzere tekrar 100 devir/dk'lık kanştırma şiddeti uygulanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, optimum koşullar sağlanmak şartıyla daha iyi susuzlaştırma verimleri elde edilebileceği tespit edilmiştir. Ayrıca, deneylerde şartlandırmanın supernatant kalitesine olan etkisi de incelenmiştir. Bunun sonucunda ise, optimum şartlandırma koşullarında kirletici konsantrasyonlan (TKN, KOI, TP) daha düşük bir supernatant elde edileceği, bunun da arıtma tesisine gelen toplam kirlilik yükünde kayda değer bir azalma sağlayacağı tespit edilmiştir.
-
ÖgeÇiftlik Atıksularının Arıtılabilirliği Ve Karakterizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Özyürek, Ekrem ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringBu çalışmada öncelikli olarak gübre seperatöründen çıkan atıksuyun konvansiyonel karakterizasyonu ortaya çıkarılmıştır. Buna göre gübre seperatöründen çıkan atıksu 12750 mg/l toplam KOİ, 4950 mg/l çözünmüş KOİ, 260 mg/l TP, 140 mg/l PO4-P, 690 mg/l TKN, 350 mg/l NH4-N, 5860 mg/l AKM ve 4760 mg/l UAKM içermektedir. Bu karakterizasyon çalışmalarının yanında ayrıca gübre seperatöründen çıkan atıksuyun KOİ bileşenleri belirlenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda çözünmüş inert KOİ (SI) bileşeninin ham atıksudaki oranının % 4,1 olduğu, partiküler inert KOİ (XI) bileşeninin ise %9,7 oranla atıksuda bulunduğu tespit edilmiştir. Kolay ayrışan KOİ (SS) bileşeninin ham atıksu içindeki oranının % 41 olduğu belirlenmiştir. Yavaş ayrışan partiküler KOĠ (XS) oranının ise % 45 olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmalara ilaveten bir büyükbaş hayvan çiftliği bünyesinde bulunan atıksu arıtma tesisi giriş ve çıkışından alınan atıksu numuneleri üzerinde fiziko-kimyasal arıtılabilirlik çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda giriş atıksuyu için optimum koagülant dozunun 1500 mg FeCl3/l, optimum pH değerinin ise 5 olduğu tespit edilmiştir. Çıkış atıksuyu için yapılan çalışmalar sonucunda optimum koagülant dozunun 600 mg/l ve optimum pH değerinin ise 4,5-5 olduğu belirlenmiştir.
-
ÖgeHavza Ölçeğinde Su Kalite Yönetimi: Büyük Menderes Nehir Havzası Örnek Çalışması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-02-25) Yenici, Elif ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringBu tezde, havza ölçeğinde su kalite yönetimi ile ilgili bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma kapsamında su kalite yönetiminin önemi, havza yönetimindeki rolü, su kaynakları yönetimiyle ilgili Türkiye’deki ve Avrupa Birliği’ndeki mevzuat belirtilmiştir. Büyük Menderes Havzası örnek alınarak havzanın özellikleri ile ilgili bilgi verilmiş, su kütlelerinden bahsedilmiştir. Havzanın su kalitesi belirlenmiş ve nehre gelen kirlilik yükleri hesaplanmıştır. Ayrıca Yukarı Büyük Menderes Havzası’ndaki su kütlelerinin durumları verilmiş, Su Çerçeve Direktifi’nde yer alan baskı ve etki unsurları değerlendirilmiştir. Sonuç olarak havzada su kalitesinin düşük olduğu görülmüş olup bunun nedeninin evsel, endüstriyel ve tarımsal kirlenmeden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu kapsamda Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği’ne, Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği’ne, Tarımsal Kaynaklı Nitrat Kirliliğine Karşı Suların Korunması Yönetmeliği’ne uyulmasının sağlanması gerektiği anlaşılmaktadır.
-
Ögeİçme Sularında Koagülasyon İle Organik Madde Giderimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Aydın, İsmail ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringBu çalışmada, içmesularında bulunan organik maddelerin ve bu organik maddelerin neden olduğu insan sağlığına zararlı etkileri olan Trihalometanların klasik arıtma sistemleriyle tasfiye şartları incelenmiştir,ayrıca mevcut arıtma tesisleriyle tasfiye verimlerinin arttırılması hedeflenmiştir.Bu amaçla içmesularında bulunması muhtemel organik maddelerin yapı ve özellikleri, standartları incelenmiştir. Organik maddelerin koagülasyon ve flokülasyon gibi klasik arıtma metodlarıyla tasfiye şartları ve bunları etkileyen durumlar gözden geçirilmiştir. Klasik arıtma sistemleriyle organik madde giderimini arttırmak için yapılan deneysel çalışmalarda B.Çekmece İçmesuyu Arıtma Tesisleri örnek çalışma alanı olarak seçilmiş ve B.Çekmece Gölü’nden alınan su numuneleri labaratuvar çalışmalarında kullanılmıştır. Organik madde ölçümlerinde çözünmüş organik maddeler Ultraviole Absorbansı cinsinden ölçülmüştür.
-
Ögeİstanbul arıtma çamurlarının yönetimi ve uzaklaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Salter, Aysun Kesal ; Akça, Lütfi ; 83112 ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringBu çalışmanın amacı İstanbul için planlanan atıksu arıtma tesislerinin verilerini kullanarak her bir arıtma kademesi için her bir atıksu arıtma tesisinde oluşacak çamur miktarım belirlemek, günümüzde dünyada uygulanan çamur arıtma proseslerini tanıtarak ve ülkelerle örnekleyerek önerilen çanur arıtma sistemlerinin dah aiyi anlaşılmasını sağlamak ve çeşitli alternatiflerin maliyet açısından karşılaştırılmalarında yararlı olacak veriler üretmektir. Yukarıdaki amaç doğrultusunda mevcut çamur arıtma prosesleri ve sistemleri tek tek tanıtılmış, miktarlarına yönelik yapılan çalışmalar karşılaştırılmış çamur üretiminin değişimleri garafiklerle gösterilmiştir. Böylece herbir atıksu arıtma sisteminde ortaya çıkacak çamurun nasıl bertaraf edebileceğine karar vermeyi kolaylaştıracak çok miktarda veri üretilmiştir. Örnek olması açısından Paşaköy tesisinden çıkacak çamurlar için bir maliyet çalışması da yapılmıştır. Evsel atıksu arıtma tesislerinden kaynaklanan arıtma çamuru için kompostlaştirma alternatifi bu çalışmada kayda değer bir alternatif olarak önerilmiştir. Kompostlar parkların oluşturulmasında, bozulmuş ve işlenmiş arazilerin yeniden bitkilendirilmesinde, sebze ve meyvelerin yetiştirilmesinde, bahçecilik ve fidancılık mahsullerinde kullanılır. Çamurlann tahsis edilmiş alanlara depolanması da kısa vadede uygulanabilecek bir çözüm olarak görülmüştür. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu bir araştırmaya göre İstanbul Bölgesinde 118 tane taş ocağı bulunmaktadır. Bunların içinde Kartal Maden Ocağı en büyük olanıdır. Özellikle su havzalarının dışındaki alanlar ve yine özellikle kömür ocakları arıma çamurlarının depolanması için oldukça uygun alanlardır. Özellikle kömür ocaklarında taban zemini geçirimsiz olarak yapılmalıdır. Bu çamur deposu olarak kullanılması bakımından çok idealdir. Çamurlann terkedilmiş bölgelere, taş, kum ve maden ocaklarına depolanması için Katı Atıklar Kontrol Yönetmeliğine göre stabilize edilmesi gerekir. Böylece çamurun taşınması ve depolanması esnasında ve sonrasında sinek, haşere v.s. üremesi de engellenmiş olur. Çürütücü olmayan tesislerde çamur stabilizasyonu için oldukça ucuz bir malzeme olan kireç kullanılabilir. Bu durumda çamur miktarındaki artış gözardı edilmemelidir. Ayrıca çamurlann bu dolgu alanlanna taşınması kapsamlı bir planlama çerçevesinde yapılmalı; özellikle trafiğin daha yoğun olduğu bölgelerde taşımacılığın, trafiğin daha az olduğu saatlerde yapılarak trafiği minimum etkileyecek önlemler alınmalıdır.
-
ÖgeKanal Sistemlerinde Atıksu Arıtma Prosesinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Büyük, Elif ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringAtıksuların kanalizasyon sistemlerinde taşınımı sırasında birtakım fiziksel, kimyasal ve biyolojik dönüşümler meydana gelmektedir. Buna bağlı olarak özellikle, yarı dolu akışlı kanal sistemlerinde, organik maddelerin bir miktarının arıtma sistemlerine ulaşmadan giderimi mümkün olmaktadır. Basınçlı çalışan kanal sistemlerinde ise anaerobik şartlar hakim olduğu için sülfür oluşumuna bağlı olarak koku, beton ve çelik borular üzerinde korozyon gibi bir takım problemler meydana gelmektedir. Yapılan deneysel çalışmayla kanallarda meydana gelen biyolojik ve kimyasal dönüşümler incelenmiş, bunları kontrol altına alarak atıksu kanallarını bir reaktör gibi çalıştırma imkanları araştırılmıştır. Bu maksatla laboratuar ölçeğinde kurulan deney sisteminde farklı akış sürelerinde KOİ, NH4-N,
-
ÖgeKırsal Kesim Atıksu Arıtma Sistemleri İçin Geliştirilebilir Yenileme Teknolojileri – Durum Çalışması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-07) Saraçoğlu, Gülsan ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringÇalışma dört aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada, varolan anaerobik havuzlar yerine üzeri plastik malzeme ile kapatılan anaerobik tanklar kullanılmıştır.Üstü kapatılan tanklar, referans olarak üstü açık bırakılan tanklara oranla bazı parametreler haricinde daha iyi sonuçlar vermiştir. İkinci çalışmada biyofiltreler fakültatif havuzlara alternatif olarak düşünülmüştür ve biyofiltrelerin fakültatif havuzlara göre çok daha iyi sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir. Üçüncü çalışmada, fiziksel iyileştirmeleri gözlemleyebilmek için farklı şekillerde küçük ölçekli beton reaktörler inşa edilerek mevsimsel rezervuardan gelen atık suyla doldurulmuştur ve Plastik perdeler aracılığıyla elde edilen genişletilmiş yüzey alanında iyileştirilmiş biyolojik aktiviteler gözlemlenmiştir. Dördüncü çalışmada sulakalanlarda farklı bitki türleri ve farklı boyutlardaki taşlar tanklarda denenerek askıda katı madde giderimi, KOİ ve BOİ giderimi, nitrogen ve fosfor giderimi ve verimli damlatmalı sulama sistemlerini uygulama ve tıkanmayı önleme amaçlanmıştır. Sonuçlarda net bir farklılık yada avantaj görünmemesine karşılık, Kamış-Sazlık kombinasyonu şeklinde ekilen bitkilerin nispeten daha iyi sonuç veridiği görülmüştür. Bütün testlerde ayrı ayrı farklı bekleme süreleri uygulanmış ve sonuçlar detaylı olarak çalışmanın içeriğinde verilmiştir.
-
ÖgeSantrifüjler İçin Uygun Çamur Şartlandırma Yöntemlerinin Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Biçeroğlu, Nilgün ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringKarıştırma karakteristikleri şartlandırma ve susuzlaştırma sistemlerinin optimizasyonunda önemli rol oynamaktadır. Şartlandırma ile oluşan flokların dayanıklılığını kimyasal madde dozu ve karışım koşulları belirlemektedir. Bu çamura yüksek kuvvetler uygulayan susuzlaştırma sistemlerinde daha fazla önem taşımaktadır. Çamur partikülleri uygulanan yüksek kuvvetler sebebiyle parçalanmakta ve susuzlaşabilirlik özellikleri bozulmaktadır. Bunun sonucu olarak çamur suyunu daha zor bırakmakta ve polimer ihtiyacı artmaktadır. Bundan dolayı, santrifüjlerde yüksek verim elde etmek için güçlü flok yapılarına ihtiyaç vardır. Yapılan çalışmalara göre, çamurun suyunu verme hızının polimer ilavesiyle arttığı görülmüştür. Karıştırma hızı ve karıştırma süresi şartlandırma işleminin verimini etkilemektedir. Optimum kimyasal madde dozu, karıştırma hızı ve karıştırma süresine bağlı olarak değişmektedir. Karışım hızının artması ile kimyasal madde ihtiyacı artmıştır. Farklı polimer dozları ve karışım koşullarında benzer filtre edilebilirlik özellikleri elde edilmiştir. Bu değerler, düşük dozlar eklenmesi halinde düşük karışım şartlarında gerçekleşirken yüksek dozlarda hızlı karışım şartlarında belirlenmiştir. Yüksek dozlarda ve hızlı karışım koşullarında duru fazın bulanıklık değerlerinin düşük olduğu ve bulanıklık değerleri polimer ilavesi ile azaldığı tespit edilmiştir.
-
ÖgeSantrifüjlerde Çamur Susuzlaştırma Etkinliğinin Belirlenmesi İçin Uygun Parametrelerin Araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Hızal, Mehmet Ekrem Zafer ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringSusuzlaştırma işleminin mekanik sistemlerle yapılması halinde, genellikle çamurun kimyasal maddelerle şartlandırılması gerekmektedir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki kimyasal maddelerle şartlandırılan çamurlar sularını daha kolay vermektedir. Kimyasal şartlandırmada en önemli hususlardan bir tanesi kullanılacak kimyasalın optimum dozunun belirlenmesidir. Şartlandırma etkinliğinin belirlenebilmesi için çamurun susuzlaşabilirliğinin test edilmesi gereklidir. Bu konuda geliştirilmiş bir çok test metodu vardır. Bunlardan iki tanesi Kapiler Emme Süresi (KES) testi ve Filtre Süresi (FS) testleridir. Bunlardan KES büyük bir çoğunluk tarafından kabul görmüş ve uzun süredir kullanılan bir tayin yöntemidir. Filtre Süresi ise Özgül Direnç test metoduna alternatif olarak son bir kaç basımda Standart Metodlar’a alınmış ve yeni yeni kullanılmaya başlanılan bir test metodudur. Bu çalışmada, santrifüjlerde susuzlaştırma etkinliğinin tahmin edilmesi için uygun test yöntemleri araştırılmıştır. Bu amaçla, öncelikli olarak KES ve FS arasında olası bir ilişkii aranmıştır. Elde edilen sonuçlara göre iki metod arasında filtrat viskozitesinin düşük olduğu durumlarda iyi bir korelasyon olduğu ve bu korelesyonun viskozite artışıyla giderek bozulduğu tespit edilmiştir. Deneyin ilerleyen safhalarında şartlandırılan çamur santrifüjlenmiştir. Santrifüjlenen çamurun duru fazında bulanıklık, kekinde ise katı madde oranı ölçülmüş ve iki deney yönteminin (KES ve FS) sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Bulanıklık ölçümlerinden elde edilen sonuç FS deneyinin KES deneyine nazaran daha iyi sonuçlar verdiğidir. Bunun nedeni olarak FS deneyinde santrifüjlere oranla çok farklı proseslerin gerçekleşiyor olması gösterilmiştir. Elde edilen katı madde değerlerinden ise sağlıklı bir yorum yapmak mümkün olmamıştır.
-
ÖgeTürkiye'de Bitkisel Atık Yağların Yönetimi İçin Bir Model Denemesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Uluçay, Girne Gül Çelebi ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringBu çalışmada, bitkisel yağların özellikleri, rafinasyonu ve verimli kullanım süresi, bitkisel atık yağların özellikleri, çevresel etkileri, geri kazanım ve tekrar kullanımı, Türkiye de bitkisel atık yağların mevcut durumu, bitkisel atık yağların yönetimi, Türkiye de bitkisel atık yağların yönetiminin yasal çerçevesi ve kurumsal yapısı, Türkiye de bitkisel atık yağların yönetimine ilişkin AB direktifi, Türkiye de bitkisel atık yağlarının SWOT analizi, Türkiye de bitkisel atık yağların yönetimi için bir model denemesi bulunmaktadır. Çalışmada, analiz yöntemi olarak Türkiye de bitkisel atık yağların yönetiminin, içsel dinamiklere bağlı olarak; güçlü ve zayıf tarafları dışsal dinamiklere bağlı olarak; fırsatları ve tehditleri belirlenerek içsel ve dışsal dinamikleri bir arada değerlendirmemize imkan tanıyan swot analizi yöntemi kullanılmaktadır. Modellemede ise; Türkiye de 6 ölçekte Bitkisel Atık Yağ (BAY Yönetimi önerilmektedir: Ulusal ölçekte BAY Yönetimi, İl BAY Yönetimi, İlçe BAY Yönetimi, İlçe Mücavir Alan BAY Yönetimi, İlçe ve Belde Belediyeleri BAY Yönetimi, Köy BAY Yönetimi. Önerilen her ölçekteki BAY Yönetimi için; Birinci aşamada; Amaçlar, belirleyen, ikinci aşamada, belirlenen amaçlara ulaşmak için Hedefler tanımlayan, Üçüncü aşamada ise belirlenen hedeflere ulaşmak için Yapılacak İşler, Aktörler, Finansman İzleme Yöntemi saptayan bir yöntem izlenmektedir.
-
ÖgeTürkiye'de katı atık yönetimi ve geri kazanım(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Yüceil, Kızıltan ; Akça, Lütfi ; 66759 ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringYapılan çalışmanın ilk bölümünde konunun tanıtımı yapılmış amaç ve kapsam tanımlanmıştır. İkinci bölümde öncelikle açıklanmasında yarar görülen terminolojinin tanımı yapılmış, katı atık konusunda Türkiye'de yapılan geri kazanım faaliyetlerinden genel olarak bahsedilmiş ve çalışmanın odak noktası olan "geri kazanılabilir evsel atıkların" çeşitleri ve özellikleri aktarılmıştır. Üçüncü bölümde kapsamlı olarak Türkiye'de katı atıkların bertarafı ve geri kazanılması yöntemleri ve esasları üzerinde durulmuştur. Mevzuat incelenmiş ve değerlendirilmiş, Türkiye'de çöpün ve içinde geri kazanılabilir malzemelerin durumu araştırılmış, bunun dışında ülke genelindeki mevcut toplama ve ayırma sistemleri belirlenmiş ve başarılı çalışmalardan örnekler verilmiş ve mevcut sistemin sorunları dile getirilip dördüncü bölümde ERRA ve faaliyetleri tanıtılmıştır. Beşinci bölümde ise yeni bir yönetim modeli oluşturulmuş ve son bölümde yapılan çalışmalara göre önerilen modelin değerlendirmeleri yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda mevcut durumda katı atıkların geri kazanılması ve bertarafı konusunda bilimsel ve sağlıklı yöntemlerin yeterince uygulanmadığı, mevzuat çerçevesinde öngörülmüş önlemlerin alınmadığı ve yükümlülüklerin yerine getirilmediği veya yeterli imkanların mevcut olmadığı sonucuna varılmıştır. Gerek ekonomik bir kaynak olarak gerekse bir çevresel problem olarak katı atık yönetimine yeni bir yaklaşım getirmek üzere bertaraf ile yükümlü yerel yönetimlerin ve geri kazanma ile yükümlü endüstri kuruluşlarının ortaklaşa çalışabilmelerini sağlayacak yeni bir idari organizasyon çatısı tanımlanmış ve sonuç bölümünde değerlendirilmiştir.
-
ÖgeYüzen akmatik bitki sistemlerinde azot giderim prensipleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Erol, Berrak ; Akça, Lütfi ; 66637 ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringBu çalışmanın amacı, yüzen bitki olarak bir su mercimeği türü olan Lemna minor'un kullanıldığı yüzen akuatik bitki sistemi ile evsel atıksuda azot formlarının giderirninin gözlenmesidir. Bu amaç için öncelikle akuatik sistemler ve bu amaç için kullanılan bitki türleri tanıtılmış, bu sistemlerin tasarım parametreleri ve bazı örnek çalışmalar anlatıldıktan sonra, akuatik sistemlerdeki azot döngüsü ve özellikle nitrifikasyon anlatılmıştır. Bu sistemlerde evsel atıksu arıtımında azot giderimi incelenmesini içeren deneysel giderim çalışmaları 175 gün sürmüştür. Bu çalışma kapsamında, bir su mercimeği türü olan Lemna minor içeren iki akuatik bitki arıtma havuzu kullanılmıştır. Bu iki havuz, 10 x 10 cm2' lik sekiz karesel bölmeden ibaret olup her birini yüzey alanı 800 cm2' dir. Havuzlar farklı su derinliklerinde işletilmiştir. 'A' Havuzu olarak isimlendirilen ilk havuzun etkili hacmi 9.6 litre ve 'B' havuzu olarak nitelendirlen ikinci havuzun etkili hacmi 6.4 litredir. Her iki havuz da 0.4 L/gün, 0.576 L/gün, 0.720 L/gün, 1.1 L/gün, 0.95 L/gün ve 1.98 L/gün'lük debilerde ; beş ayrı hidrolik bekletme suresinde işletilmiştir. Hidrolik bekletme süreleri 3.3 günden 23 gün arasında değişmektedir. Reaktörlerdeki sıcaklık, çevrelerindeki içi su dolu bir havuz ve kış aylarında bir ısıtıcı ve yaz aylarında da su devridaimi ile 20-25 °C civarında tutulmuştur. Her iki reaktörde de bütün hidrolik bekletme sürelerinde TKN, NH3-N ve NO3-N parametreleri ölçülmüş ve çalışmanın ikinci döneminde giriş noktasının başlangıcından itibaren farklı noktalarda aynı parametreler ölçülmüştür. Su mercimeği bitkisi, iklimsel koşullara ve atıksu karakterizasyonundaki değişimlere karşı oldukça yüksek bir tolerans kapasitesine sahiptir. Bununla birlikte, bu bitkilerin ya da mikroorganizmaların arıtma prosesinde ne derece rol oynadığı saptanamamıştır. Sistemlerin tasarımında, hidrolik yükleme oranının, hidrolik bekletme süresine göre daha anlamlı bir parametre olduğu sonucuna varılmıştır. Arıtımın büyük bir kısmı, sistemlerin ilk gözlerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle, daha yüksek verim elde edebilmek için sisteme ardışık girişler gerçekleştirlmesi önerilir. Bu sistemlerde, sık hasat koşullarında, yüksek oranda azot gideriminin gerçekleştiği gözlenmiştir.
-
ÖgeYüzeysel Suların Ötrofikasyona Duyarlılığı Üzerine Bir Araştırma Ve Sakarya Havzası Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çıplakoğlu, Gözde ; Akça, Lütfi ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringBu çalışmada, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde Türkiye’de de önem kazanan yüzeysel suların hassas bölge olarak belirlenmesi konusu incelenmiştir. Su yapısının hassas bölge olarak belirlenmesi için genelde durgun sularda trofik dereceye bakılır. Mikroorganizmaların besi maddesi olarak kullandıkları azot ve fosfor (nutrientler) parametreleri belirlenen limit değerleri aşıyorsa bu sular ötrofikasyona maruz kalmış sulardır. Sakarya havzasının alt havzalarıyla birlikte hassasiyeti değerlendirilmiştir. Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e taşıdığı azot ve fosfor parametrelerinin oluşturduğu kirlilik yükünün bulunabilmesi için yerleşimlerden gelen, endüstrilerden gelen ve tarım ile ormanlık alanlardan gelen deşarj sularında inorganik azot ve fosfor parametreleri hesaplanmıştır. Ayrıca havzadaki baraj göllerinde de bu parametrelerin biriktirdiği senelik yükler alanlara göre bulunmuş ve göller için literatürde verilen kriterlere göre hangi sınıfa girdiği saptanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda Sakarya Havzası’nın Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de tanımlanan hassas bölge tanımına uyduğu ve kirlenme yükünün azaltılması ve ötrofikasyonun önlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.