Müzik Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Son Başvurular
1 - 5 / 10
-
ÖgeKaradeniz Ereğli'de Kars halk musikisi geleneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997)Toplumların yaşadıkları değişiklikler, sadece bazı alanlarda değil, toplumu etkileyen hemen her dalda kendini gösterir. İletişimin gelişmesi, bilginin artması ve hızlı yayılma göstermesi gelir düzeyindeki gelişmeler, birçok alanda kendisini göstermektedir. Bu değişim bazen gelişme, bazen gerileme biçiminde olmaktadır. Bu çalışma Kars yöresi müziğinin yukarıda sayılan etmenlerin yanısıra, doğal ortamından göç yoluyla taşınması ve yeni ortamında ne tür değişiklikler yaşadığı araştırılmıştır. Çalışmada Karadeniz Ereğlisi'nde yaşayan Kars kültürünü taşıyanlarla yapılan mülakatlar sonucu derlenen ezgiler de değişme olup olmadığına bakılarak, tür form dizi (ayak), ritm, güfte (edebî), ses sahası ve seyir özelliği gibi yönlerden incelenmiştir. Bu çalışmada sadece derlenen ezgiler analiz edilmiştir. TRT repertuarında bulunan Kars ve dolaylarına ait ezgilerin notaları ekde verilerek bölgenin repertuarında bir bütünlük sağlama gayesi güdülmüştür. Elde edilen ezgiler "Nanay Havalan" türünde yoğunluk göstermektedir. Nanay havalarının yanısıra, kişisel yaratılara da rastlanmıştır. Bu ezgilerle birlikte iki tane "Kına Havası" veya" Gelin Getirme (Gelin Endirme) Havası" denilen ezgi derlenmiş ve notaya alınmıştır. Elde edilen sonuçlar ilgili bölümde detaylarıyla izah edilmiştir. Denilebilir ki, kültürdeki değişmeler birdenbire değil, ancak safha safha olmaktadır. Bu çalışmada, kültürel değişimin ilk safhası incelenmiştir.
-
ÖgeHalvetilerde musiki(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997)Dinî Türk Musikisi yapı itibariyle Türk adetlerinin, Türk duygusunun, inancının ve düşüncesinin yansımadır. Türkler musiki yaparlarken tüm duygu ve düşüncelerini dinin enirinde ve dinî duyguların dile getirilmesinde kullanmışlardır. Bundan dolayı Dinî Türk Musikisi, Türk Musikisinin esas yapışım oluşturmakla beraber çok önemli ve güzel bir özelliğe de sahiptir. Tezin konusu olan Halvetîliğin kökleri aslında Horasan ekolüne bağlıdır. Fakat Türk kökenli olup Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına ve Arabistan'a yayılan yegâne tarikat olmanın verdiği özelliği taşır. Böylelikle Türk adet, duygu, inanç, düşünce ve musikisinin yayılmasında önemli bir görevin de öncülerinden olmuştur. Halveölik devrâni bir tarîkattir. Tüm eserlerinde devrimi olmanın verdiği özellikle, bir devrânilik ve devrâna uygun gizli bir ritm vardır. Bu araştırma dört ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Din ve Mûsikî bahsiyle beraber, dinî musiki de en önemli payı teşkil eden, Tarikat ve Musiki, Tarikat Âyinleri, Zikir, Zâlrirbaşılık ve Tarikatlarda Musiki Formları'ndan bahsedilmiştir. İkinci bölümde Halvetîyye Tarikatı ele alınıp, tarihi çerçevesi içerisinde Hazreti Muhammed Mustafa'dan (S.A.V) itibaren Halvetî Tarikatının kurucusu olan Şeyh Ebû Abdullah Siracüddin Ömer'e (KLS) kadar silsile yazıldı. Daha sonra ise Halvetiyyenin dört ana şubesi ve bu şubelerden ayrılan kırkdört kol elde edilen kaynaklar çerçevesinde bu bölüme yerleştirildi. Üçüncü bölümde Halvetîlikte, Sünbülîlikte, Şabanîlikte, Cerrahîlikte, Sinanîlikte ve Uşşakîlikte zikir, mûsikî ve devrân konulan ele alındı. Bu bölüme IX bestesi bulunamayan ve kaynaklarda özel besteli olarak tabir edilen Evradı Cerrahiyye ve okunuşunun örnek olarak yazılmasıyla son verildi. Dördüncü bölümde Halveti tarikatının kollarına mensup bestekârların hayatına geçilmiş, daha sonra tesbit edilen Halveti zâkîr, zâkirbaşı, musikişinaslar ve devrânîler ile beraber Halveti tarikatına muhibbi olan bestekârlar mevzuunu işleyen Muhibbân adlı konuya yer verilmiştir. Son bölümde öncelikle Sünbülî tekkelerinde yüzyıllardır okunması bir gelenek haline gelen "Sahfa-yı sadrında daima aşılan efkârı hû" adlı hüseyni ilahînin notasına yer verilip, tüm tarikatlarda okunmasına rağmen Halvetilerde daha çok okunan Uşşak Salâvat-ı Şerife ile Uşşak Salâvat-ı Kemaliye'nin notlan neşredilmiştir. Zikir aralarında okunan meşhur duraklardan sonra her halveti bestekârın şayet varsa elde edilen bir bestesinin örneği de sırasıyla bu bölüme yerleştirilmiştir. İncelemeler sırasında bestekârların eğitimini de mensup oldukları tekkelerde tamamladıkları gibi bilinen bir gerçekle karşılaşılmıştır. Halveti Tarikatı bu eğitim kurumlarının en önemlisi ve en değerlisidir denilebilir. Bu tarikat Hafız Post, Hatib Zâkirî Hasan, Abdülgani Gülşenî, Kenzî Hasan, Ümmi Sinanzâde Hasan, Karaoğlan Mustafa, Draman Zâkirî Ahmed Vekfi Efendi,...gibi dinî mûsikîsinin yanında din dışı mûsikîye de hizmet eden önemli musikişinasları içinde barındırmış, ve yaşatmıştır. Hatta o devirlerde bir musikişinasın varlığını göstermesi tarikat mensubu olmasına, tasavvufi ve musiki eğitiminden geçmesine bağlı olması kanaati de güçlenmiştir. Kısacası o günlerin tarikatları bu günün birer konservatuarlarıydı denilebilir. Sonuçlar ve öneriler bahsinde ise bu araştırmanın sonunda elde edilen bilgiler, bugünün düşünce yapısı içerisinde değerlendirilmiştir.
-
ÖgeMüzik eğitiminde ses eğitiminin oynadığı rol(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997)Bu çalışma, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Musiki Sanat Dalı Türk halk Müziği alanında "Müzik Eğitiminde Ses Eğitiminin Oynadığı Rol" konulu Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıştır. Çalışma alanımızı ses ve unsurları olarak; sesin özellikleri, ses organları ve fonksiyonları ile işitme organı ve fonksiyonu" nun oluşturulmasının yanısıra müzik eğitimi ve bu eğitim içinde yer alan ses eğitiminin uygulanışı ile ilgili bilgiler yer almıştır. Ayrıca bugüne kadar kavram, kargaşası yaratan ses ve şan sözcüklerime daha net bir ifade kazandırmak amacıyla, konunun uzman kişileriyle görüşmeler yapılmıştır. Burada İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Foniatri Bölümüne başvuran hastalar üzerinde yapılan teşhis ve tedaviler gözlemlenerek elde edilen bilgiler çalışmamızda yer almıştır. Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmış olduğum bu konuyu üzerince bizzat profesyonelce çalışmış olmam nedeniyle daha detaylı bir şekilde araştırmak gereğine inanıyorum. Müziğimizdeki kavram kargaşaları, bu alanda yapılan çalışmaları engelleyici bir nitelik taşımakta olup, bilimsel objektifliğinde ortadan kaldırılmaktadır.
-
ÖgeHicaz makamının Türk halk müziğindeki yeri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997)Hicaz makamının Türk halk müziğindeki yeri" konulu bu çalışma, İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitûsü'nde, Güzel Sanatlar Anasanat Dalı Musiki Sanat Dalı, Türk Halk Müziği Alanı'na Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıştır. Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. îlk bölümde hicaz makamı tanıtılmış, İkinci bölümde bu makamın garip dizisiyle olan münasebetleri ve bu iki dizinin türk halk müziğindeki yeri incelenmiştir. Bu inceleme sırasında garip dizisinin halk müziğinde önemli biryere sahip olduğu belirtilmiş, ayrıca Türkiye'nin yedi bölgesinden ikişer türkü seçilmiş, bu türküler müzikal ve yapısal özellikleri dolayısıyla incelenmiştir. Bu inceleme sırasında, türkülerde kullanılan garip diziş, tüm özellikleriyle ele alınmıştır. Ekler bölümünde örneklenen her bir türkü, önce ilk bilgiler başlığı altında açıklanmıştır. Bu kısımda, türkünün hangi bölgeye ait olduğu, kimin derlediği gibi sorulara cevaplar verilmiştir. Daha sonra türküler yapısal ve müzikal olmak üzere iki ana biçimde incelenmiştir. Yapısal analizde, türkünün söz yapısıyla ilgili konular, müzikal analizde, müzik cümleleri belirtilmiştir. Müzikal analiz sırasında periyodlar A, cümleler a,b,c, cümlecikler x,y,z,a vs şeklinde gösterilerek ele alınmıştır. Çalışma sonucunda verilen örnek türküler, Türkiye'nin yedi bölgesinden (Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Ege ve Marmara, iv Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri) alınan ikişer türküden oluşmaktadır. Müzikal analizde oluşan sonuçlar, ayrıca ekler bölümündeki notalar üzerinde gösterilmiştir. Çalışmada verilen örnekler; TRT Müzik Dairesi Yayınlan, İstanbul Radyosu T.H.M. Repertuan'ndan alman 14 türküden oluşmaktadır.
-
ÖgeŞan eğitiminin Türk müziğine uyarlanması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997)Sözlü müzikte önemli bir yer tutan şan eğitimi, Batı dünyasında çok eski yıllarda sistemleştirilmeye çalışılmış, bu arayış süreci günümüze kadar devam etmiştir. Söz unsurunun çok önem taşıdığı Türk müziğinde ise; şan eğitimi, ustadan çırağa yöntemiyle dar bir çerçeve içinde varlığım sürdürmüştür. Bu çalışmanın Giriş ve II. Bölümünde, şan hakkında genel bilgiler verilmiş, şanın tarihçesi, konulan ve tarihteki şan metotları üzerinde durulmuştur. III. Bölümde, Türk müziğinde şan eğitiminin ana sorununu teşkil eden ses sis temi farklılıkları hakkında bilgi verilmiş; IV. Bölümde bazı hocalarımızın görüşleri sunulmuştur. V. Bölümde Türk müziği ses sistemine ve üslubuna uygun şan eğitimi üzerin de durulmuş, bu konuda yapılmış bazı çalışmalara yer verilmiştir. Sonuç bölümünde ise, şan eğitiminin gerekliliği ve faydası belirtilmiş, Batı dünyasının oluşturduğu şan tekniğini Türk müziğine uyarlarken dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde durulmuştur.