LEE- Çalgı-Ses-Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 12
  • Öge
    İzzettin Ökte ve Necdet Yaşar'ın seçilmiş 4 taksiminin tanbur icra tekniği açısından karşılaştırmalı analizi
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-12-12) Gülaçar, Yusuf Ubeydullah ; Özdemir, Göknil Bişak ; 20201008 ; Çalgı-Ses
    Dünya üzerinde var olan müzik türlerinin bir kısmında, kişinin irticalen meydana getirdiği melodiler ile icrasını gerçekleştirdiği müzik formları olduğu bilinmektedir. Türk müziğinde bu formun karşılığı olan taksim formu, özellikle 19. yüzyıldan itibaren (dönem içerisinde kayıt teknolojilerinin ilerlemesi ile) gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlamıştır. Türk müziği özelinde taksim formu, icracının çalgı üzerinde tüm maharetini ortaya koyduğu bir form olmasından dolayı son derece önemli bir yere sahiptir. Taksim formu; giriş taksimi, ara taksim, son taksim, geçiş taksimi, fihrist taksim, müşterek taksim ve tempolu taksim türleri başta olmak üzere birçok şekilde icra edilebilmektedir. Günümüzde bilinen haliyle tanbur çalgısı ise kökeni 18. yüzyıla uzanan geleneksel çalgılardan biridir. Bu çalgı zaman içerisinde gelişimini devam ettirmiştir. Her yeni icracı, yeni bir ekol oluşturmuş ve kendi tavrını ortaya koymuştur. Günümüzde bilinen ilk tavır örneklerinin Tanburi İsak ile başladığı bilinmektedir. Akabinde Tanburi Cemil Bey ile yeni bir tavır anlayışı meydana gelmiştir. Klasik tavırdaki az mızraba karşılık çok melodi anlayışının aksine fazla mızrap vuruşuyla beraber fazla melodi yaklaşımı yerini yeni tavır başlığı altında almıştır. Bu iki temel ekolün takipçisi olarak İzzettin Ökte ve Necdet Yaşar ise iki önemli tanburi olarak Türk müziği tarihinde önemli bir rol oynamıştır. İzzettin Ökte ve Necdet Yaşar'ın Seçilmiş 4 Taksiminin Tanbur İcra Tekniği Açısından Karşılaştırmalı Analizi başlıklı bu çalışma, İzzettin Ökte ve Necdet Yaşar'ın 4 taksiminin tanbur icra tekniği açısından incelenmesi ve karşılaştırılmasından meydana gelmiştir. İncelenecek taksimlerin makamları mahur, nihavend, hicaz ve uşşak olarak belirlenmiştir. Söz konusu taksimler incelenirken sağ el (mızrap), sol el (baskı) ve sağ ve sol el olarak üç başlık altında incelenmiştir. Tanbur icra tekniğinin nüans karakteristiğini ortaya koyan müzikal cümleler sağ ve sol el başlığı altında toplanmıştır. Çalışma, temelde iki icranın adına yapılmış teknik bağlamdaki çalışmaların eksikliğine katkı sunmak için yapılmıştır. Çalışmanın ilk basamağında taksimler el yazısı ile notaya alınmış, ardından nota yazım programı ile bu notaların dijital ortama aktarımı sağlanmıştır. Taksimler seçilirken süre bakımından birbirine yakın, makam açısından ise aynı makamda olmalarına dikkat edilmiştir. Tespit edilen taksimler tanbur icra tekniği bakımından her bir icracı için müstakil bir bölümde incelenmiş ek bölümde ise listeleme yöntemi ile sayısal veriler sunulmuştur. İcracıların icra ettiği melodilerin her bir ölçüsü şekil olarak eklenmiş, sağ el (mızrap) bölümlerinde mızrap vuruşları ok şeklinde gösterilmiştir. Son kısımda ise İzzetin Ökte ve Necdet Yaşar ile bir arada bulunmuş tanbur icracıları ve araştırmacılar ile yarı yapılandırılmış mülakatlar gerçekleştirilmiştir.
  • Öge
    Suzuki keman metodunun Türkiye'de kullanımına ilişkin inceleme
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-12) Malıçok Kar, Süreyya Sude ; Şensoy, Ahmet Hakan ; 420201006 ; Çalgı - Ses Yüksek
    Bu çalışmada, "Evrensel ilkelere sahip olan Suzuki keman metodunu yerele indirgedikçe, farklı kültürlerde sorunlarla karşılaşabilir" hipotezinden yola çıkarak, metodun ülkemiz genelinde uygulanmasında yaşanan sorunlar araştırılmıştır. Çalışma kapsamında, önce literatür taraması yapılmış ve Shinichi Suzuki'nin hayatı ile tasarladığı keman öğretim metodu tanıtılmıştır. Metodun dokuz ilkesi detaylandırılmış, ardından Türkiye'deki geçmişi ve güncel durumu incelenmiştir. Ana bölümde, nitel araştırma modeli kullanılarak soru/cevap grubuna yöneltilen görüşme formlarından geri dönüşler alınarak analiz yapılmıştır. Elde edilen bulgular şunlardır; Suzuki keman metodu eğitmenlerinin çoğunluğu metodu çevresel bilgilerle tanımıştır, Eğitmenler, metodu "erken yaş keman eğitimi" için tercih etmektedir, Metod, genellikle özel derslerde uygulanmaktadır, Türkiye'de Suzuki keman metodu, herhangi bir yaş sınırı gözetilmeden uygulanmaktadır, Aileler, genellikle derslere katılım sağlamaktadır ancak çoğu metodun uygulanma şartlarından olan birlikte öğrenme ilkesini benimsemeyerek keman çalmayı öğrenmemektedir, Suzuki keman metodunun aile ile öğrenme ilkesine göre, anne veya babanın her derse katılması, notlar alması ve evde öğrenciyi çalışırken destekleyerek ikinci öğretmen olması gerekmektedir. Ailelerin %18,75'i metodu olumlu karşılarken, %43,75'i başlangıçta çekimser kalıp sonra olumlu yaklaşmış, %37,50'si ise derse dahil olmak istememiştir, Grup derslerinin uygulanmasında biri diğerinden farklı sorunlar yaşanmaktadır, Suzuki keman metodundaki repertuvarın Suzuki'nin yazdığı etütler, Alman çocuk şarkıları, Avrupa halk şarkıları ve eserlerinden oluşması sebebiyle eğitmenler, yerel ezgilerin repertuvara eklenmesinin motivasyonu artıracağını düşünmektedirler, Metodun uygulanmasının diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de keman öğrenimini hızlandırdığı düşünülmektedir, Özel ders ücretlerinin yüksek olması, metodun uygulanmasını zorlaştırmaktadır, Sonuç olarak, Türkiye'de Suzuki keman metodunun her ilkesi sağlıklı ve yaygın şekilde uygulanamamaktadır. Ancak, metot yine de olumlu sonuçlar vermektedir. "Evrensel ilkelere sahip olan Suzuki keman metodunu yerele indirgedikçe, farklı kültürlerde sorunlarla karşılaşabilir" hipotezi doğrulanmış, metodun Türkiye'de uygulanmasında yaşanan sorunlar belirlenmiştir. Çözüm önerileri şunlardır; Suzuki keman metodu hakkında eğitmenleri bilgilendirmek için etkinlikler düzenlenmelidir, Metodun pedagojik yaklaşımı ve eğitici yönleri daha fazla vurgulanmalıdır, Devlet ve özel kurumlarda metodun uygulanması için çalışmalar yapılmalıdır, Aile katılımının önemi vurgulanmalı ve aileler teşvik edilmelidir, Grup çalışmalarının yapılabilmesi için öneminin ailelere anlatılması, Yetenek Eğitimi Merkezleri veya Türkiye Suzuki Müzik Eğitim Derneği'ne bağlı kurumlar oluşturulmalıdır, Suzuki felsefesi ve ilkelerinin rahatlıkla uygulanabileceği köy, gece kondu mahalleleri gibi ekonomik olarak ulaşımı zor bölgelerde devlet destekli eğitimin verilmesi için projeler geliştirilmelidir, Dernek, yerel ezgilerin metoda eklenmesini gündemine almalıdır, Bu önerilerin hayata geçirilmesi için Türkiye Suzuki Müzik Eğitim Derneği veya ilgili eğitimcilerin katılımıyla toplantılar, paneller ve/veya seminerler düzenlenmelidir.
  • Öge
    Necmi Rıza Ahıskan ve icra örneklerinin müzikal açıdan değerlendirilmesi
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-05) Seymenoğlu, Sait Berker ; Göçeri Özdemir, Sinem ; 420211011 ; Çalgı-Ses
    Klasik Türk müziği, yüzyıllar boyunca gelişerek zengin bir kültürel miras oluşturmuş ve bu mirası günümüze taşıyan pek çok önemli sanatçı yetiştirmiştir. Bu sanatçılardan biri olan Necmi Rıza Ahıskan (1914-1994), özgün yorumu ve müzik bilgisiyle klasik Türk müziğinin seçkin solistlerinden biri olarak tanınmaktadır. Ahıskan'ın sanatsal mirası, onun icra ettiği eserlerdeki yorumculuk yeteneği ve teknik becerileri ile dikkate değerdir. Bu tez, Ahıskan'ın müzik yorumculuğunu derinlemesine inceleyerek, onun klasik Türk müziğine katkılarını ve icra tarzını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Tezin amacı, Necmi Rıza Ahıskan'ın müzik kariyeri boyunca seslendirdiği eserlerin analiz edilmesi ve bu eserlerdeki yorumculuk unsurlarının değerlendirilmesidir. Bu bağlamda, Ahıskan'ın hayatı, sanat kariyeri ve müzik icrasına ilişkin bilgiler detaylandırılarak, onun klasik Türk müziği içindeki yerini belirlemek hedeflenmiştir. Ayrıca, klasik Türk müziğinde yorumculuk kavramı ve bunun tarihsel gelişimi üzerine genel bir çerçeve çizilerek, Ahıskan'ın yorumculuğunun bu bağlamdaki önemi vurgulanacaktır. Tez, beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, çalışmanın amacı, literatür taraması ve hipotez sunulmaktadır. İkinci bölümde, Necmi Rıza Ahıskan'ın hayatı ve sanat kariyeri incelenmekte, onun hakkında yazılan süreli yayınlar değerlendirilmektedir. Üçüncü bölümde, klasik Türk müziğinde yorumculuk kavramı ele alınmakta, bu bağlamda tavır, üslup ve ekol gibi terimler ve analiz bölümünde kullanılan süsleme ve nüans elemanları açıklanmaktadır. Dördüncü bölümde, Ahıskan'ın icra ettiği eserlerin analizleri yapılmakta ve beşinci bölümde ise genel değerlendirmeler ile sonuç ve öneriler sunulmaktadır. Necmi Rıza Ahıskan'ın müzik yorumculuğunu derinlemesine incelemek, sadece onun sanatını daha iyi anlamakla kalmayacak, aynı zamanda klasik Türk müziğinde yorumculuk üzerine yapılacak gelecekteki çalışmalara da ışık tutacaktır. Bu tez, Ahıskan'ın müzik kariyerine ve klasik Türk müziğine yaptığı katkıları daha geniş bir perspektiften değerlendirerek, onun mirasının anlaşılmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
  • Öge
    Türk makam müziği'nde viyolonsel eğitimi: Başlangıç seviyesi için etütler
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Sığırtmaç, Gökhan ; Öztürk, Yelda Özgen ; 735442 ; Çalgı-Ses Bilim Dalı
    Günümüzde güzel sanatlar liseleri, konservatuarlar ve özel müzik kurslarında viyolonsel çalgısı özelinde Türk Makam müziği eğitimi verilmektedir. Bu eğitim sürecinde kullanılan çeşitli kaynakların varlığından söz edilebilir. Bu kaynaklardan birçoğu Klasik Avrupa müziğinde kullanılmak üzere geliştirilen teknik alıştırmalar ve etüt kitaplarıdır. Ancak Türk Makam müziği eğitiminde viyolonsel için yazılmış kaynakların sınırlı olduğu ve bu alanda yapılacak çalışmalara ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir. Bu çalışmada, viyolonselin tarihi ve Türk Makam müziği eğitimi hakkında bilgiler verilmektedir. Bu bilgilerin yanı sıra, Türk Makam müziği alanında viyolonsele yeni başlayan öğrenciler için başlangıç seviyesinde yazılan etütler sunulmaktadır. Etütler, basit yani temel makamların yapısı içerisinde yer alan basit dörtlü ve beşlileri ele almış, bu dörtlü ve beşlilerin müziğe ve viyolonsele yeni başlayan öğrencilere bir arada öğretilmesi amaçlanmıştır. İkinci bölümde, viyolonselin Türk Makam müziğindeki yeri ve tarihsel sürecine değinilmiştir. Yine aynı bölümde viyolonselin Avrupa'da tarih sahnesine çıkışı, gelişimi hakkında bilgiler verilmiştir. Metotların kısıtlılığı sorununun giderilmesi yönünde sunulan çözüm önerileri ile birlikte bu sürece katkı sağlaması amaç edinilen yeni bir bakış açısı sunulmuştur. Üçüncü bölümde, basit dörtlü ve beşliler için yazılmış etütlere yer verilmiştir. Viyolonselin ses sahasına göre başlangıç seviyesine uygun etütler yazılmıştır. Türk Makam müziği icrasında sol anahtarı kullanılmaktadır. Bu sebeple etütlerin yazımında sol anahtarı tercih edilmiştir. Özellikle detache, legato ve staccato yay tekniklerini geliştirecek etütler yazılmıştır. Etütlerde kullanılan Türk Makam müziğine ait perdelerin daha iyi özümsenmesi amacıyla çalışmaya ses kayıtları eklenmiştir. Çalışmanın bir sonraki aşamasında bolâhenk düzende yazılmış olan etütler farklı ahenklere transpoze edilmiştir. Transpozisyon, Türk Makam müzik eğitiminin başlangıcından itibaren öğrenciye kazandırılması gereken bir pratiktir. Bu amaçla seçilen etütler, süpürde, kız neyi ve mansur ahenklerine göre yeniden yazılmıştır. Bu tez konservatuvarlar, güzel sanatlar liseleri ve eğitimine yeni başlayan viyolonsel öğrencileri için yararlı olacaktır. Bölümlerdeki çalışmalar verilen kurallara göre uygulandığı takdirde, basit makamların dörtlü ve beşlileri kavranılacak ve başlangıç seviyesinde yeterli bilgiye sahip olunacaktır. Anahtar Kelimeler: Viyolonsel, Türk Makam Müziği, Etüt, Eğitim, Makam.
  • Öge
    Kadri Şençalar'ın seçilmiş ud taksimlerinin teknik ve makamsal açıdan incelenmesi
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Sever, Buse ; Özdemir, Göknil Bişak ; 810872 ; Çalgı-Ses Bilim Dalı
    Bu çalışma Kadri Şençalar'ın seçilmiş dört taksiminin teknik ve makamsal açıdan detaylı analizi fikrinden yola çıkılarak oluşturulmuştur. Türk makam müziği saz ve söz müziği olarak ikiye ayrılmaktadır. İkisi de kendi içlerinde türlere ayrılarak, Türk müziğinin zenginliğini oluşturmaktadır. Saz müziğinin en önemli formlarından birisi de "taksim" formudur. Türk müziğindeki önemi, yadsınamayacak derecede büyüktür. Öyle ki bir icrâcının, sazına olan hakimiyeti, makam bilgisi, doğaçlama yeteneği, bu formda vücut bulur. Duygularını, makamsal birikimini, taksim yaptığı anda sazına aktarır ve adeta o anda beste ortaya çıkarır. Kayıt teknolojisinin yıllar içinde gelişmesiyle, ekollerin, ustaların taksimleri bize ulaşmış ve arşivlerimizde ölümsüzleştirilmiştir. Bu taksimler, bizler için adeta bir rehber ve öğretici konumundadır. Ud ekollerinin en önemli isimlerinden Nevres Bey, Şerif Muhiddin Targan, Yorgo Bacanos ve Kadri Şençalar'ın yüzlerce taksim kayıtları arşivlerimizde mevcuttur. Çok büyük çoğunluğu da plak şirketleri tarafından yayınlanarak künyelenmiş ve günümüzde de dijital olarak saklanmaya devam edilmektedir. Bu kayıtlardan, icrâcıların nasıl bir teknik kullandığını (sağ- sol el) ve nasıl taksim yaptıklarını makamsal çerçevede inceleyerek anlayabilmekteyiz. Böylesine önemli ekollerin, birçok taksiminin nota transkripsiyonları çıkarılmış ve ud icrâları akademik çalışmalara konu olmuştur. Literatür incelendiğinde, Kadri Şençalar ile ilgili akademik çalışmaların ve nota transkripsiyonlarının çok az olduğu tespit edilmiştir. Bu eksiklikten yola çıkılarak, bu çalışmanın konusu temellendirilmiştir. Şençalar'ın taksimlerinde kullandığı teknik özellikler, makamsal geçkiler, detaylıca anlatılmış ve tarafımızca çıkarılan transkripsiyonlar üzerinden örneklendirilerek açıklanmıştır. Bu çalışmanın ilk bölümünde problem sorusu çerçevesinde kaynaklara ulaşma, kaynakları tasnif etme ve irdeleme süreci anlatılmıştır. İkinci bölümü Kadri Şençalar'ın hayatı ve eserlerini oluşturmaktadır. Kavramsal çerçeve başlıklı üçüncü bölümde taksim formu teferruatlı olarak izah edilmiştir. Dördüncü ve son bölümde ise Kadri Şençalar'ın ud ile yaptığı 4 (dört) adet taksimi (uşşak, hüzzam, rast ve hicazkâr makamları) teknik ve makam ekseninde detaylı olarak incelenmiştir. Analizler çerçevesinde ud öğrencileri ve eğitimcileri açısından, Şençalar ile ilgili literatürde kaynak olabilecek bir çalışmanın sınırları verilmeye ve yaptığı taksimleri transkripsiyonlarla anlatarak katkı sağlamaya çalışılmıştır.