FBE- Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgePetrol Ve Gaz Yatırımlarının Monte Carlo Simülasyonu İle Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Alpkaya, Ebru N. ; Serpen, Umran ; 46480 ; Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringYatırım kararının verilmesi, önemli ölçüde riskin göze alınmasını gerektirmektedir. Risk, rezervuar ve ekonomik parametrelerin gelecekte alacakları değerlerdeki belirsizliğin sonucudur. Bu durumda deterministik bir yaklaşım ile parametrelerin sabit bir değer alacağı varsayımı doğru olmayacaktır. Bu nedenle, çalışmada parametreler stokastik olarak değerlendirilmekte ve stokastik bir model oluşturulmaktadır. Stokastik modelde parametreler istatistiksel dağılımlar şeklinde tanımlanmaktadır. İstatistiksel dağılımların birbirleri ile etkileşimleri Monte Carlo Simülasyonu ile sağlanmaktadır. Çalışmada Stokastik Modelleme ile geliştirilen simulator, üç temel model içermektedir. Bunlar; Havza Analizi Modeli, Petrol ve Gaz Sahalarının Ekonomik Analiz Modeli ve Kuyu Loğları Modeli' dir. Havza Analizi Modeli, bir havzada anomali gösteren sahaların alan, kalınlık ve üretim faktörlerini kullanarak havzanın rezerv potansiyelini ve karlılığını belirlemektedir. Petrol ve Gaz Sahalarının Ekonomik Analiz Modeli, homojen veya çatlaklı rezervuarlara sahip petrol ve gaz sahalarında karlılık analizi yapmaktadır. Bu model üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde üretilebilir rezerv hesaplanmaktadır, ikinci bölümde sahanın geliştirme programı, açılacak kuyu sayısı, kuyuların üretim performansları hesaplanmaktadır. Üçüncü bölümde sahanın kar dağılımı belirlenmektedir. Kuyu Loğları Modeli, sahada açılmış kuyuların loğlarını kullanarak Monte Carlo Simülasyonu ile gözeneklilik ve su doymuşluğu dağılımlarını elde etmektedir. Saha için rezerv dağılımı belirlenirken bu değerler kullanılmaktadır. Bu çalışmada geliştirilen simulator, istenen sonuca göre kullanım esnekliğine sahiptir. Sahada henüz kuyu açılmamış ise birinci ve ikinci model kullanılarak rezerv ve kar dağılımı elde edilebilir. Sahaya ait kuyu loğları mevcut ise üçüncü modelden elde edilen gözeneklilik ve su doymuşluğu değerleri ikinci modelde sahanın rezerv tahmini yapılırken kulanılabilir.
-
ÖgeDoğal Gaz Boru Tesisatlarının Tasarımında Kullanılan Yöntemlerin Geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Durak, Levent ; Zeybek, Murat ; 46479 ; Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBilindiği gibi konutlarda doğal gaz şebekesinin tasarımında basınç kaybını hesap etmek için 7363 sayılı Türk Standardındaki Grafik 1 ve 2 kullanılmaktadır. Bu grafiklerin hazırlanmasında kullanılan doğal gaz yoğunluğu Türkiyede kullanılan doğal gaz yoğunluğundan daha fazladır, ayrıca hesaplamalarda oldukça yüksek bir pürüzlülük değeri alınmaktadır. Bu çalışmada doğal gaz yoğunluğunun ve boruların mutlak pürüzlülüğünün duyarlılığı araştırılmakta ve TS 7363, menü ile kolay kullanılabilir bir yazılım programına dönüştürülmektedir. Gerçek yoğunluk ve mutlak pürüzlülük değerleri kullanıldığında basınç kaybında önemli azalmaların olduğu gözlenmiştir. Bu değişiklikler sonucunda boru çaplarında azaltmaların yapılabileceği gösterilmiştir. Sonuç olarak konutlarda doğal gaz şebekesinin maliyeti bir ölçüde azaltılabilir. Bunlara ilaveten laminer ve türbülans rejimler arasındaki kritik bölge de hesaplamalar için grafiklerde tanımlı hale getirilmekte ve gereğinden büyük boru çapı seçimini önlemektedir. TS 6565, kapsamı gereği yanıcı gazların taşınması ve dağıtımı sırasında hatlardaki basınç kayıplarınının hesaplanmasında kullanılmalıdır. Ancak piyasada konutsal gaz şebekeleri için TS 7363 ve endüstriyel gaz şebekeleri için de Renouard denklemleri yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Piyasada TS 7363 ve TS 6565 'in farklı hesaplama yöntemleri içerdiği ve bu yüzden hangisinin kullanılması gerektiği yolunda bir soru işareti bulunmakta ve Türk Standartları Enstitüsünün aynı konuda birden fazla standart yayınladığı için kargaşaya sebebiyet verdiği iddia edilmektedir. Çalışmanın ikinci kısmında TS 6565 tam bir çözüme kavuşturulmaya çalışılmış ve alçak basınçlı hatlar hesap tekniğinin birkaç varsayım dışında TS 7363 ile tam bir uyum içinde olduğu gösterilmiştir. Yüksek basınçlı hatlar hesap tekniği de tekrar çözülerek eksiklikleri tartışılmıştır. Üçüncü kısımda boru hatları tasarımında çok kullanılan ve neredeyse temel denklem varsayılan analitik denklemler; Weymouth denklemi ve onun daha çağdaş bir uyarlaması olan Panhandle 'in iki denklemi TS 6565 ve TS 7363 'de kullanılan Darcy- Weisbach teorik denklemi ile karşılaştırılmışlardır. Ayrıca İGDAŞ tarafından bütün endüstriyel gaz tesislerin basınç kaybı hesaplarında kullanılan Renouard denklemleri de aynı karşılaştırılmaya tabi tutulmuşlardır. Bunlara ilaveten yukarıda adı geçen ve literatürde bu konuda verilmiş bazı denklemlerin türetilmesinde esas alman sürtünme etkeni denklemleri Moody çizgesinde (diyagramında) çizilerek gösterilmiştir.
-
ÖgeSupplements For City Natural Gas Distribution Networks(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Can, Fatih ; Alkan, Hakan ; 65837 ; Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringŞehir Doğal Gaz Dağıtım Şebekeleri İçin Ekler adlı çalışmada Petrol Mühendisi olan bir kişinin eğitimi süresince çok yakından ilgilendiği ve yaygın olarak kullandığı bir çok temel kavram ve prensibin, bu kez çok yakından ilgili olmadığını düşünmekle birlikte aslında Petrol Mühendisliği’nin direkt alanı içine giren bir konu olan Doğal Gaz İletim ve Dağıtım Hatlarının Dizaynında nasıl uygulama imkanı bulduğu gösterilmeye çalışılmıştır. Çalışmada ele alınan hayali bir şehrin ihtiyaçlarına uygun ve yeterli bir doğal gaz dağıtım şebekesini kurarken kullanılan teknik parametreler, yapılan hesaplamalar kesitler halinde verilmeye çalışılmıştır. Konuların akışı ve veriliş düzeni bu çalışmadan yararlanacak Petrol Mühendislerinin teksti okurken eski bilgilerini önce bire bir olarak tazelemelerini ve sonra da kazandıkları temel bilgilerlerin teknik bölümlerin sonunda ele alınan basit bir netvvork probleminde nasıl uygulandığını görmelerini amaçlar. Şebeke dizaynı yapan bir mühendisin karşılaştığı problemlerin oldukça tipik olduğu söylenebilir. Ama bu, şebeke dizayn etmenin kolay olduğu anlamına gelmemelidir. Mühendis genellikle kendisine iletim hattı çıkışında bir noktada teslim edilen gazı farklı tüketimler yapacak birden fazla merkeze teknik ve ekonomik açıdan en iyi şekilde teslim edecek bir şebeke tasarlamak için uğraş verir. Bu açıdan şehir doğal gaz dağıtım şebekelerinin dizaynı aşamasında bir çok faktörün ve değişkenin dikkate alınması ve doğru değerlendirilmesi gerekmektedir. Şehir şebekeleri yapıldıktan sonra en az yirmi - otuz yıl işletilecek şekilde tasarlanırlar. Uzun işletme süresi, dizayn aşamasına gelmeden önce şebekenin, inşaa edilmesi planlanan şehirde, tüketim merkezlerinin özelliklerinin saptanabilmesi için çok iyi bir pazar araştırması yapılmasını gerektirir. Sözkonusu pazar araştırması günün koşullarını çok iyi saptamakla kalmayıp, ele alınan merkezlerinin gelecekteki tüketim tahminlerini de içermelidir. Fakat pazar araştırmalarının geleceğe ait projeksiyonları içermeleri de yeterli olmayacaktır. Çünkü, örneğin İstanbul gibi çok dinamik olarak gelişen şehirlerde beş - on ya da yirmi yıl sonra mevcut merkezlerin tüketimlerini ve/veya nerelerde yeni yerleşim (türketim) merkezleri oluşacağını ve bunların tüketim miktarlarını doğru olarak tahmin etmek imkansızdır. Öyleyse dizayn, şebekenin kapasitesinin ve erişim alanının yapılacak ek yatırımlarla kolay ve ucuz bir şekilde genişletilmesine de imkan tanımalıdır. Şehirlerde doğal gaz kullanımı birinci derecede ısınma amaçlıdır. Bu amaçla tüketilecek gaz miktarı mevsimsel sıcaklık değişimlerine paralel olarak değişim gösterir. Bir şehirin toplam doğal gaz tüketimini, genellikle kişi başına düşen kapalı yaşama alanını seçilen bir ortalama sıcaklıkta sabit olarak tutabilmek için bir yılda kullanılacak doğal gaz miktarını şehirin toplam kapalı yaşama alanıyla çarparak bulan dizayn mühendisi, tasarımında kışın “peak” noktada yapılacak maksimum çekişleri de göz önüne almak zorundadır. Ortalama büyüklükte bir şehirde tüketim merkezlerinin sayısı toplam tüketim miktarına, yada daha büyük ölçüde, yapılan tasarımın duyarlılığına bağlı olarak yüz ile on bin arasında değişebilir. Tüketim merkezleri pratikte birbirlerinden farklı yüksekliklerde olacaklardır. Bu durum, basınç hesaplamalarında kullanılacak formüllerin kod farkını içeren değişkenleri içermesini gerektirir.
-
ÖgeTrakya Havzası Doğal Gaz Değerlendirmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Çınar, Gültekin ; Satman, Abdurrahman ; 55788 ; Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBu çalışmada, jeolojik olarak doğal gaz potansiyeli taşıdığı kanıtlanmış olan ve halen arama ve üretim faaliyetlerinin sürdürüldüğü Trakya Havzası için doğal gaz değerlendirmesi yapıldı. Doğal gaz oluşumunun jeokimyasal yorumu ve Trakya Havzası'nın jeolojisi gözden geçirildi. Bugünkü durum itibariyle ; gaz üretimi gerçekleştirilen rezervuarlann jeolojisi, üretilen doğal gazın satışa sunulabilir hale getirilmesi için uygulanan gaz proses tekniği ve pazarlama konulan tartışıldı. Sorunlar ve öneriler bölümünde, Trakya Havzası doğal gaz üretim işlemlerinde karşılaşılan ; gaz kuyularında sıvı birikmesinden ve formasyondaki hareketli partiküllerden kaynaklanan ve kuyuların üretebilirliklerini azaltan, üretim ve rezervuar yönetimine ilişkin sorunlar ve çözüm yolları tartışıldı. Enerji kaynaklarının daha ekonomik olarak geliştirilmeleri ve daha verimli olarak kullanılmaları, mühendisler için her zaman ilginç olan konulardır. Bölgede doğal gaz üretim ve dağıtım işlemlerinde yaygın olarak uygulanan gaz basıncının düşürülmesi işleminde enerji kazanımı sağlayan eş-entropi genleşmesi yöntemi ve marjinal gaz sahalarının ekonomik olarak üretilmesi konusunda sıkıştırılmış doğal gaz taşımacılığı yöntemi incelendi. Trakya Havzası yeraltı su kaynaklarında görülen metan gazı sorunu kapsamlı araştırma gerektiren bir konudur. Bu çalışmada, sorun ana hatları ile gözden geçirilerek olası nedenler ve alınması gereken önlemler önerildi. Türkiye'de enerji planlamasının, kuşkusuz önemli konularından olan yeraltı gaz depolanmasında Değirmenköy gaz sahasında pilot uygulama önerildi.
-
ÖgeYatay Kuyularda Perforasyonlardan Kaynaklanan Basınç Kayıplarının Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Yalnız, M. Umut ; Alkan, K. Hakan ; 65786 ; Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringYatay kuyuların petrol endüstrisindeki öneminin artmasıyla birlikte yatay kuyu uygulamaları üzerindeki araştırmalar da yoğunlaşmıştır. Yatay kuyularda akış davranışı ve basınç kayıplarının analizi, üretime olan etkisi nedeniyle araştırılan konuların başında gelmektedir. Bu Yüksek Lisans Tez Çalışmasında yatay kuyularda perforasyonlardan kuyu içine akışa bağlı basınç kayıpları deneysel olarak araştırılmış, deney sonuçlan matematiksel olarak yorumlanmıştır. Bu çalışmada kullanılan donanım uygun şekilde tasarlanmış olan plastik boru, pompalar, basınç ölçüm panosu ve su tankından oluşmaktadır. Bu donanım üzerine iki farklı çapta (4 mm ve 8 mm) perforasyon açılmış ve her bir perforasyondan değişik debilerde enjeksiyon yapılarak basınç ölçüm noktalan ile basınç ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Farklı enjeksiyon/ana hat debi oranlarında gerçekleştirilen bu çalışmanın sonucunda elde edilen deney verileri değerlendirilerek yeni bir sürtünme faktörü korelasyonu geliştirilmiştir. Yeni korelasyon ile hesaplanan perforasyon sürtünme faktörü değerleri bu çalışmada ve benzer çalışmalardaki deney sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Çalışma sonuçlan yatay kuyularda perforasyonun etkisinin düşünülenden farklı olduğunu ve perforasyondan akışın kuyu akış davranışım bulundukları bölgede değiştirdiğini, bu değişimin kuyu toplam akış debisine bağlı olarak belli bir uzaklıkta (yaklaşık olarak 8dm) kaybolduğunu, sürtünme faktörünün perforasyon/ana hat akış debisi oranının. ve perforasyon/boru çapı oranının fonksiyonu olduğu göstermiştir.
-
ÖgeRezervuar Heterojenliğinin Su Öteleme Performansı Üzerindeki Etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Tarancı, Teoman ; Zeybek, Murat ; 55706 ; Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBilindiği gibi, birincil üretim ile rezervuardaki petrolün, kayaç ve rezervuar akışkanlarının özelliklerine göre, % 15 ile 45 arasında üretilebilmektedir. Bu üretim rezervuardaki başka faktörlerinde etkisi ile % 5-10 civarına düşebilmektedir. Bunun sonucunda uygulanan üretim artırma yöntemleri ile kalan petrolün üretilmesi hedeflenmektedir. Rezervuarda üretim ile azalan rezervuar basıncını artırmak ve daha fazla petrolü öteleyerek üretebilmek amacı ile en yaygın ve ekonomik yöntem olan su enjeksiyonu yöntemi uygulanmaktadır. Bu çalışmada, petrol endüstrisinde çok yaygın olarak kullanılan ve yazılım kodu sağlanabilir Amerika Enerji Kurumu' nca geliştirilmiş olan BOAST II (Black Oil Applied Simulation Tool) yazılımı, heterojen sistemlerde su enjeksiyonu performans değerlendirmesi için kullanılmıştır. BOAST II bilindiği gibi gözenekli ortamda çok boyutlu ve çok fazlı akış sistemleri için geçerli olduğundan su enjeksiyon performansında olduğu kadar yeraltı sularının akışının modellenmesinde de kullanılması mümkündür. Rezervuar heterojenliği, öteleme performansını büyük çapta etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Bundan dolayı, karmaşık akış koşullarında heterojenliğin etkilerini incelemenin en etken yolu sayısal modellemedir. Yapılan çalışmada ilk olarak, bir boyutlu sistemler için BOAŞT II, Buckley- Leverett analitik yaklaşımı ile test edilmiş ve elde edilen çözümlerin oldukça uygun olduğu görülmüştür. Çalışmada ağırlıklı olarak iki boyutlu alansal heterojenliğin öteleme performansı üzerindeki etkileri çalışılmıştır. Ayrıca dikey yönde de bazı örnekler göz önüne alınmış olup, hem korelasyonlu hem de korelasyonsuz dağılım gösteren log-normal geçirgenlikler gözönüne alınmış ve beş-nokta paterninde sistemi temsil etmesi beklenen geometrik ortalama geçirgenlik değerleri ile yapılan performans değerleri ile kıyaslanmıştır. Heterojenliklerin hangi durumlarda performans üzerinde etkili olabileceği gösterilmeye çalışılmıştır. Ayrıca kılcallığın su ötelemesi işlemlerinde gözenekli ortamda önemli bir parametre olduğu bilinmektedir. Bu parametreninde etkileri araştırılmış ve pratik su enjeksiyon uygulamalarında nasıl göz "önüne alınacağı gösterilmeye çalışılmıştır. Bunlara ek olarak, hareketlilik (möbilite) oranının yüksek olması ile viskoz parmaklaşma şeklinde ortaya çıkan dengesiz akışın heterojenlik ile nasıl etkilendiği incelenmeye çalışılmış, değişimi düşük ve yüksek, korelasyonlu ve korelasyonsuz geçirgenlik değerleri için örnekler gösterilmiştir. Geçirgenlik değişimi düşük ve korelasyonsuz sistemler ortalama değer ile sistemi temsil eden homojen ortam ile benzer sonuçlar vermesine karşın, korelasyonlu ve değişimi yüksek sistemlerde aynı durum için oldukça farklı sonuçlar elde edilmektedir. Bu çalışma ile, su enjeksiyonu performans değerlendirmesinde rezervuar karakterizasyonunun çok büyük önem taşıdığı ve rezervuar heterojenliğinin mümkün olduğunca iyi tanımlanmasının gerekliliği ve rezervuar sayısal simülasyon modelleri ile su enjeksiyon performansının tasarımın daha iyi yapılabileceği gösterilmeye çalışılmıştır. Xİİİ EFFECTS OF RESERVOIR HETEROGENEITY ON WATERFLOODING PERFORMANCE SUMMARY Primary recovery can yield % 15-40 of the orginal oil in place (OOIP), leaving rest of the OOIP unrecovered. This production can get even worse by the effects of other factors in the reservoir. Therefore, the main goal of the Enhanced Oil Recovery (EOR) methods has been to provide further increase in oil recovery. In this methods, mechanical energy by the injection of water and gas, thermal energy by the injection of hot water, steam, and in situ combustion, and chemical energy by the injection of diluted chemical fluids are provided into the reservoir. The effectiveness of Enhanced Oil Recovery methods depends on, 1. The characteristics of the reservoir (depth, structure, homogeneity, petrophysical properties). 2. Properties of displacing and displaced fluids 3. The placement of the injection and production wells. The location of the injection wells depends on the geological structure and the volume of the hydrocarbon formation. Two strategies are applied in the selection of the well locations. The first one is to displacement with patterns, and the other one is central and peripheral displacement. The estimation of the production performance is very important in waterflooding. Simplified analytical or approximate solutions are developed for prediction of recovery in systems that the injection is carried out with patterns. When there is complicated flow or boundary conditions, high viscosity ratios, and heterogeneity, the applicability of these methods will no longer be valid. Therefore, recovery performance that includes all these conditions can be done with numerical modeling. Then, it would be possible to estimate the amount of remaining oil and the regions that contain high oil saturations. This information is also valuable for infill drilling operations. Wettability and capillary pressure are very important parameters in porous medium and can not be neglected on the recovery performance predictions. Simplified analytical approaches neglect these factors. For these reasons, numerical modeling is often used for the estimation of recovery performance by waterflooding. In this study, waterflooding was preferred in order to increase the reservoir pressure and to provide an increase in oil production. Since waterflooding has been widely and economically used all over the World as an effective Enhanced Oil Recovery method. Furthermore, BOAST II, a numerical modeling method developed by the U.S Department of Energy, was chosen to study on waterflooding performance calculations. The second chapter of this study covers the various approaches that have been reported in the literature to resolve the problem of reservoir heterogeneity and its effects on waterflooding performance. In the third chapter, analytical approaches used in the evaluation of waterflooding performance are reviewed, and reservoir heterogeneity is described. Before the injection of water, the course of waterflooding must be designed. There
-
ÖgeKayaç Islatımlılığının Kılcal Tüp Yükselim Yöntemi İle Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-07) Canbaz, Celal Hakan ; Yıldız, Hasan Özgür ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBu yüksek lisans laboratuar çalışmasında amaç, heterojen yapıdaki kayaçların ıslatımlılıklarının kılcal tüp yükselim yöntemi kullanılarak kontak(temas) açısı cinsinden saptanmasıdır. Ayrıca, çalışmada dinamik kontak açısı ölçümünde kullanılan Washburn denklemi ve bu denklemin kılcal tüp yükselim yöntemine uygunluğu incelenmiştir. Heterojen mineralojik yapıya sahip kayaç örneklerinin ıslatımlılık karakterlerinin analizini esas alan bu çalışmada, katı malzeme olarak, öğütülerek toz haline getirilmiş çeşitli kumtaşı ve kireçtaşı kayaç örnekleri ve bu örnekleri oluşturan temel saf maddeler olan kuvars ve kalsit mineralleri kullanılmıştır. Bununla birlikte, kılcal tüpte yükselme sıvısı olarak su fazını temsil eden saf su, %2’lik NaCl, KCl, CaCl2, AlCl3 tuzlu su çözeltileri ile petrol fazını temsil eden gazyağı ve mineral yağ sıvıları kullanılarak, bu sıvıların numunelerin katı yüzeylerinde oluşturdukları temas açıları hesaplanmıştır. Ayrıca; bu çalışmada, kılcal yükselim yönteminin toz haline getirilmiş saf mineraller ile heterojen yapıdaki kayaç örneklerine uygulanabilirliği ve bu örneklerin ıslatımlılıkları ile kontak açıları arasındaki ilişki araştırılmıştır.
-
ÖgePetrol Sahalarında Doğal Gazın Depolanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-08) Toprak, Mahmut ; Satman, Abdurrahman ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBu çalışmada kısmen tüketilmiş petrol sahalarında doğal gazın depolanması konusu incelenmiştir. Yer altında doğal gazın depolanmasına teknik açıdan bakılmış, doğal gazın depolanması projelerinde öne çıkan parametrelere değinilmiştir. Kısmen tüketilmiş petrol sahalarında doğal gazın depolanması projelerinde, doğal gaz depolamanın yanı sıra ek petrol üretiminin de gerçekleştirildiği vurgulanmıştır. Bu tür projelerde göz önünde bulundurulması gereken rezervuar ve yüzey problemleri belirtilmiştir. Dünyadan örnek saha uygulamaları sunulmuş, tartışılmış ve nelere dikkat edilmesi gerektiğine değinilmiştir. Elde edilen bulgular tartışılmış ve çalışmanın son kısmında sonuçlar sunulmuştur. Çalışmanın ek bölümünde ise kısmen tüketilmiş olan ve halen üretim yapan bir petrol sahasında örnek bir depo rezervuar tasarımı yapılmıştır.
-
ÖgeÇok-kuyulu Tek-faz Petrol Ve Doğal Gaz Rezervuar Basınç Davranışlarının Tahmini İçin Kütle-korunumu Temelli Yeni Analitik Modeller(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-18) Bidaibayev, Sabit ; Onur, Mustafa ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringDünyadaki birçok ülkelerin ekonomisini enerji sektörü, özellikle, petrol endüstrisi oluşturmaktadır. Şimdiki zamanda birçok eski ve yeni petrol ve doğal gaz sahalarının araştırılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Birçok büyük şirketler üretim tahmini için oldukça fazla yatırımlar yapmaktadır. Bunun yanında, şirketler kuyu azami performansını yükseltmek için kendi teknolojilerini ilerletmektedir. Bu nedenle, birtakım çalışmalar burdaki sunulan çalışma gibi teknoloji süreç için geçerli ve gerçek şartlara dönüştürülebilir. Bu çalışmada sıvı ve kuru gaz rezervuar performansları için kütle-korunum temelli analitik modeller geliştirilmiş ve sunulmuştur. Analitik modeller, genelde, kolaylığından dolayı yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, dış sınırları akışa kapalı dikdörtgen şekilli rezervuar modelleri göz önünde bulundurulmuştur. Bu çalışmada izotrop ve anizotrop rezervuar koşullardaki dikey, eğimli ve yatay kuyular için çözümleri içeren FORTRAN program dilinde kodlar oluşturuldu. Üstelik, bu parametreler tek kuyu ve çok kuyu kombinasyonlar için de kullanıldı. Sonuç olarak, biz bu durumlar için kümülatif sıvı (petrol) veya doğal gaz üretimini, ortalama rezervuar basıncını, kuyu dibi akış basıncını buluyoruz. Bu araştırma düzeyinde FORTRAN programının verdiği neticeleri Ecrin 4.10 programının sonuçları ile kıyasldık. Nitekim, biz farklı durumlarda çalışmamızın verdiği sonuçları kontrol ettik ve bu çalışma sonuçları uygulamarda gösterdik. Bu çalışmada geliştirilen model doğal gazın gözenekli ortamlarda yeraltında depolanması için kullanılabilir.
-
ÖgeSayısal Rezervuar Simülasyonu İçin Lanczos Ayrışım (ldm)yöntemi İle Geleneksel Örtük Zaman Adımlı (ıtsm) Yönteminin Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-29) Yılmaz, Koray ; Onur, Mustafa ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBu çalışmada, Sayısal Rezervuar Simülasyonu için Lanczos Ayrışım (LDM) Yöntemi ve Geleneksel Örtük Zaman Adımlı (ITSM) Yöntemleri rezervuar simülasyonunun geliştirilmesinde kullanılarak iki adet farklı simülator geliştirilmiştir. Her iki metod ile geliştirilen simülatörlerin sonuçları karşılaştırılmıştır. Geliştirilen simulatörler sabit sıkıştırılabilirlik ve akmazlığa sahip akışkan rezervuarlarında çoklu kuyu sistemiyle iki boyutlu akış sistemi için sayısal rezervuar simülasyonudurlar. Simulatörlerin matematiksel gelişimi süreklilik denkleminden çıkartılmış olup bu gelişim çalışmada detaylı olarak verilmektedir. Simülatörler, MATLAB programlama dili kullanılarak yazılmıştır. Her iki simülatörde değişken veya değişken olmayan hücre boyutları, farklı gözeneklilik ve geçirgenlik dağılımları ile birlikte çeşitli üretim ve enjeksiyon senaryoları ile tekil veya çoğul kuyu dizaynı kullanılarak farklı uygulamalarda kullanılabilecek fonksiyonlara sahiptir. Geliştirilen simülatörlerin sonuçlarının doğrulaması ticari yazılım ile üretilen sentetik veriler ile karşılaştırılarak yapılmıştır. Simülatör sonuçları ile ticari yazılım sonuçları uygunluk sağlamaktadır. Uygulama örneklemelerinde her iki simülatörün çalışma zamanları karşılaştırılarak hesaplanan sonuçların ticari yazılım sonuçları ile yakınsamaları da karşılaştırılmıştır. Ayrıca, değişken debili üretim tarihçesi kullanılarak örneklenen simülator sonuçları da çalışmada sunulmuştur.
-
ÖgeTtk Amasra Sahası Metan Gazı İçeriğinin İncelenmesi Ve Türkiye Kömür Yatağı Metanı Potansiyeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-07-10) Alptekin, Hayrettin Özgür ; Satman, Abdurrahman ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBu çalışmanın amacı, TTK Amasra Sahası’nda bulunan üç damar için yerinde metan gazı içeriği hesabının yapılması ve elde edilen veriler kullanılarak Türkiye taşkömürü rezervine göre Türkiye kömür yatağı metanı potansiyelinin hesaplanmasıdır. Bu üç damarın metan gazı içeriğinin hesaplanması için ilgili damarlara ait TTK tarafından 2007 Mart ayında yapılmış olan çalışmada elde edilen veriler kullanılmıştır. Türkiye kömür yatağı metanı potansiyeli hesabı yapılırken, Türkiye’de bulunan taşkömürleri özelliklerinin, Amasra Müessesesi’ndeki üç damara ait özelliklerle aynı olduğu varsayılmıştır. Çalışmanın başında kömür hakkında genel bilgiler verilmiş ve Türkiye’de bulunan kömür türleri ve rezervleri incelenmiştir. Daha sonra kömür yatağı metanının ne olduğu, metanın kömürde nasıl oluştuğu, nasıl depolandığı, kömürün metan gazı içeriğini etkileyen parametrelerin neler olduğu incelenerek, kömürün metan gazı içeriği hesaplama yöntemleri anlatılmıştır. Yerinde metan gazı içeriği formülü kullanılarak Amasra Sahası’da bulunan bu üç damar için metan gazı içeriği hesaplanmış ve Türkiye’nin taşkömürü rezervine bağlı olarak Türkiye kömür yatağı metanı potansiyeli bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar daha önceki yıllarda yapılan çalışmalarla karşılaştırılmış, bu sonuçların bazı çalışmalarla benzerlik gösterdiği görülmüştür.
-
ÖgeSıvı Jeotermal Rezervuarlar İçin Yeni İzotermal Olmayan Tank Modeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-02-22) Akyapı, Erinç ; Türeyen, Ömer İnanç ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringTank modellerinde sistem, homojen tanklar ile tanımlanır ve tanklara ortalama özellikler atanır. Bu çalışmada genelleştirilmiş tank modeli geliştirilmiştir. İstenilen sayıda tank istenildiği gibi birbirine bağlanması ile oluşan sistemde kütle ve enerji korunum denklemleri herbir tank için ayrı ayrı ama aynı anda çözülmüştür. Çeşitli üretim/tekrar basma senaryoları için üretim ve/veya tekrar basma sonucu rezervuarda oluşan ısı ve basınç davranışları tahmin edilebilmektedir. Jeotermal rezervuarlarda ısı geçişi genelde taşınım yolu ile olur ancak, bu çalışmanın esas amacı, iletim ile olan ısı geçişlerinin de incelenmesidir. Tekrar basılan suyun sıcaklığı ve/veya akifer suyunun sıcaklığı rezervuardaki sıvının sıcaklığından yüksek olmadığı taktirde, iletim ile olan ısı geçişi dikkate alınmadığında sıcaklığın ilk sıcaklığa erişmesinin mümkün olmadığı gözlenmiştir. Oluşturulan modelin sonuçları PetraSim programı ile doğrulanmıştır.
-
ÖgeBoru Hatları Ekonomisi Tarife Belirleme Kriterleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-03-08) Cebeci, Efe Barış ; Serpen, Umran ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBu çalışmada, Türkiye’nin mevcut jeopolitik konumu nedeni ile oluşan enerjinin Asya’dan Avrupa’ya iletilmesi konusunda yapılacak boru hattı çalışmaları için temel olacak yatırım maliyet modelleri, maliyetlerin bugünkü değerine indirgeme metodu ile geliştirilmiş ve geliştirilen modeller çerçevesinde boru hattının işletilmesinde oluşacak tarifenin belirlenmesini sağlamıştır. Çalışmada ayırca önerilen tarife modelleri için üç farklı boru hattı için hesaplamalar yapılmış ve karşılaştırmaları sunulmuştur. Örnekleme için otuz yılı aşkın süredir çalışan Irak Türkiye ham petrol boru hattı, henüz dört senedir işletmede olan Bakü Tiflis Ceyhan ham petrol boru hattı ve yakın zamanda yapılması planlanan NABUCCO doğal gaz hattı projeleri irdelenmiştir. Bu üç farklı proje ile bundan sonra oluşabilecek her türlü boru hattı yatırımları ve işletmeleri için tarifeler belirlenmiş ve karşılaştırılmıştır. Ayrıca son bölümde boru hattı dizaynı sırasında göz önüne alınması gereken faktörler sıralanarak gelecekte yapılması planlanan projelere temel bilgiler hazırlanmıştır.
-
ÖgeSıvı Jeotermal Sahalar İçin Tank Modelleri Kullanılarak İleriye Yönelik Basınç Performanslarındaki Belirsizliklerin Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-07) Öztürk, Ayşe ; Türeyen, Ömer İnanç ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringJeotermal sahaların modellemesinde, tank modellemesi veri sayısının az olduğu, üretimin ilk aşamalarında sıkça kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca, tank modellerinin diğer bir avantajı da tarihsel çakıştırmada daha kısa sürede sonuça ulaşılmasıdır. Bu nedenlerle, tank modeller rezervuar özelliklerinde heterojenliği, karmaşık akışkan özelliklerini ve karmaşık kuyu geometrileri gibi zor durumların olmadığı rezervuarların modellemesinde kullanılır. Tank modellerinde rezervuar homojen tanklar olarak tanımlanır. Herbir tank için kütle ve enerji korunum denklemleri yazılarak bu denklemlerin çözülmesiyle ileriye yönelik sıcaklık ve basınç tahminleri yapılabilir. Rezervuarın işletilmesinde ileriye dönük çalışmalara yön verecek rezervuar performanslarının belirlenmesi oldukça önemlidir. Daha da önemlisi, ileriye dönük basınç tahminlerini yapmanın yanında bu tahminler üstündeki belirsizliklerde tanımlanmalıdır. Bu çalışma da, tank modellemesinin avantajları göz önünde bulunduruldu ve tank modellemesi kullanılarak sıvı jeotermal sahaların modellemesi yapıldı. Farklı rezervuar modelleri için rezervuar parametreleri üretim verileri kullanılarak tarihsel çakıştırma yöntemiyle tayin edildi ve rezervuarı en iyi temsil eden model belirlendi. Düşük sıcaklıklı sıvı jeotermal rezervuar modellemesinde sıcaklığın etkisi ihmal edildi. Sahayı temsil eden en iyi modelin belirlenmesinde tarihsel çakıştırmanın ne kadar iyi olduğu ve tahmin edilen model parametrelerinin ne kadar güvenilir olduğu kriterleri kullanıldı. İleriye yönelik belirsizliklerin sayısallaştırılması için ise Rastgele maksimum olasılık yöntemi kullanıldı. Sentetik uygulamada rezervuar parametreleri bilinen sahanın modellemesi yapılarak aynı değerler elde edilmeye çalışıldı. Saha uygulması için, İzmir Balçova-Narlıdere jeotermal sahasının üretim verileri kullanılarak sahanın modellemesi yapıldı.
-
ÖgeSondaj Optimizasyonu Programının Galle Ve Woods Metodu İçin Geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-07) Mammadov, Fuad ; Altun, Gürşat ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringPetrol ve doğal gaz kuyularının sondajı her zaman maliyetli olmuştur. Karadan derin deniz sularının sondajına geçişte maliyet farkları ve yüksek yatırım miktarları sondaj optimizasyonlarının önemini daha da artırmıştır. Bu miktarlar günümüzde yüz milyon ABD dolarını geçmektedir. Bu amaçla sondaj optimizasyonunda en iyi sondaj parametreleri (matkap yükü, dönme hızı, hidrolik vb.) kombinasyonlarını hem sondaj öncesi planlamada hem de sondaj operasyonları sırasında gerçek zamanda veren programlar geliştirilmiştir. Bu konuda yapılmış çok sayıda literatür çalışması vardır. Endüstri tarafından kullanılan sondaj optimizasyon modelleri genel olarak aşağıdaki gruplar halinde verilebilir: - Regresyon Metodu - Drill – Off Test Metodu - Galle ve Woods Analitik Metodu Bu çalışmada Galle ve Woods modeli analitik bir çözüm yöntemi olması nedeniyle tercih edilmiştir. Ancak, bu modelin önerildiği şekliyle kullanılması beşinci bölümde gösterildiği gibi çok zor ve karmaşıktır. Çözüm yönteminin grafiksel olması, okuma hatalarının yapılma olasılığını yükseltmektedir. Çözümde grafikten okunan değerlerin kullanılması ve sonuçların bu okumalara çok hassas olması yöntemin kolayca uygulanabilirliğine engel oluşturmaktadır. Diğer taraftan, bu modele ait denklemlerin türetimleri literatürde verilmemiştir ve kaynak olarak gösterilen çalışmalara artık ulaşılamamaktadır. Bu nedenle modele ait tüm denklem türetimleri bu çalışmada yeniden yapılmış ve çalışma ekinde verilmiştir. Ayrıca modelde matkap yüküne bağlı bir fonksiyon şeklinde tanımlanan L parametresi için Newtonian interpolasyon yöntemi kullanılarak, yeni bir yaklaşım geliştirilmiştir. Geliştirilen bu yeni yaklaşım sonucu, L parametresi hesaplarında oluşan hata payı % 15’den %1’in altına indirilmiştir. Petrol ve doğal gaz kuyularının sondajı her zaman maliyetli olmuştur. Karadan derin deniz sularının sondajına geçişte maliyet farkları ve yüksek yatırım miktarları sondaj optimizasyonlarının önemini daha da artırmıştır. Bu çalışmada Galle ve Woods modeli analitik bir çözüm yöntemi olması nedeniyle tercih edilmiştir. Ancak, bu modelin önerildiği şekliyle kullanılması beşinci bölümde gösterildiği gibi çok zor ve karmaşıktır. Çözüm yönteminin grafiksel olması, okuma hatalarının yapılma olasılığını yükseltmektedir. Çözümde grafikten okunan değerlerin kullanılması ve sonuçların bu okumalara çok hassas olması yöntemin kolayca uygulanabilirliğine engel oluşturmaktadır. Modele ait tüm denklem türetimleri bu çalışmada yeniden yapılmış ve çalışma ekinde verilmiştir. Ayrıca modelde matkap yüküne bağlı bir fonksiyon şeklinde tanımlanan L parametresi için Newtonian interpolasyon yöntemi kullanılarak, yeni bir yaklaşım geliştirilmiştir. Geliştirilen bu yeni yaklaşım sonucu, L parametresi hesaplarında oluşan hata payı % 15’den %1’in altına indirilmiştir. Yukarıda belirtilen zorlukları azaltmak ve modelin kolay kullanılabilirliğini sağlamak amacıyla Delphi yazılım dilinde Galle ve Woods yöntemi ile sondaj optimizasyonu yapan bir program kodu geliştirilmiştir. Geliştirilen bu program literatürde verilen veriler ile test edilmiş ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. Programdan ve literatürden elde edilen sonuçların birbirleriyle aynı oldukları gösterilmiştir.
-
Ögeİstanbul Avrupa Yakası Doğalgaz Dağıtım Şebekesinin Enyüksek Debide Çekişlerde Tpao Silivri Doğalgaz Depolarından Beslenmesinin İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-09) Ünlüuysal, Fatih ; Satman, Abdurrahman ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringTürkiye’de yıllık evsel kullanıma ait doğalgazın yaklaşık %35’i İstanbul’da tüketilmektedir. İGDAŞ, İstanbul Avrupa yakasındaki 2.7 milyon konuta doğalgaz arzı sağlamaktadır. Böyle bir şebekenin hizmet güvenilirliği için sağlam arz-talep dengesine ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle yüksek doğalgaz tüketimlerinin yaşandığı kış aylarında tedarik zincirinin sağlanması genellikle problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple arz güvenirliğine yönelik olarak yeni gaz rezervlerinin araştırılması gerekmektedir. TPAO’nun Kuzey Marmara ve Değirmenköy doğalgaz üretim sahaları halen kış aylarındaki en yüksek debide gaz çekişlerinde BOTAŞ yüksek basınçlı iletim şebekesine doğalgaz arzı sağlayan yeraltı depoları olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, İstanbul Avrupa yakası doğalgaz şebekesinin en yüksek çekişlerde TPAO Kuzey Marmara ve Değirmenköy doğalgaz yeraltı depolarından beslenmesi incelenmiş, sonuçlar tartışılarak tavsiyede bulunulmuştur.
-
ÖgeFarklı Yöntemlerle Yapılan Petrol Ve Gaz Rezerv Tahminlerindeki Belirsizliklerin Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-09) Tuğan, Murat Fatih ; Onur, Mustafa ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringPetrol şirketlerinin ana hedefi petrol ve/veya gaz üreterek gelirlerini artırmaktır. Petrol/gaz üretimi için anahtar parametre ise lisans alımları, kuyu sondajları ve üretim tesisi inşaası gibi yatırımlardır. Şirketler belirli bir sahaya yatırımlarını, o sahadan elde edecekleri toplam üretime bakarak planlarlar. Bu çalışmada, rezervlerin hidrokarbon potansiyellerinin nasıl daha isabetli hesaplanabileceği ve kaçınılmaz olan belirsizliklerin nasıl sayısallaştırılabileceği ayrıntılı olarak incelenmektedir. Bu çalışmada, öncelikle çeşitli rezerv hesaplama yöntemleri, avantaj ve dezavantajlarıyla birlikte sunulmuştur. Bununla birlikte, bu yöntemleri farklı rezerv tiplerinin özelliklerine göre seçimi tartışılmıştır. En uygun yöntemleri seçiminin ardından, belirsizliklerin nerelerden kaynaklandığı ve bu belirsizliklerin sayısallaştırılması için yöntemler sunulmuştur. Son olarak, aritmetik toplamın, rezervlerin toplanmasında kullanılmasından ortaya çıkan hatalardan bahsedilmiş ve bu problemin çözümü olarak analitik belirsizlik yayılma yöntemi ile olasılıklı toplam yöntemi önerilmiştir.
-
ÖgeTürbinmetre Sayaçlı Gaz Ölçüm Sistemlerinin Tasarımı Ve Tasarımın Sayaç Hassasiyetine Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-09) Özden, M.şükrü ; Satman, Abdurrahman ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringDoğal gaz uygulamalarında kullanılan sayaçlar, gaz tedarikçisi ile tüketici arasındaki ticari anlaşmanın en önemli kısmını oluşturmaktadır. Dolayısıyla gaz teslim noktalarında kullanılacak ölçüm sistemlerinin iyi seçilmesi gerekmektedir. Doğru uygulamalar, kişi ve kuruluşlara yarar sağlayacak, adaletsizliği önleyecek, hukuki ve ticari anlaşmazlıkların azaltılmasına katkıda bulunacaktır. Bu çalışmada, genel gaz ölçüm ilkelerinin ortaya konulması, sistemlerin tasarım esasları, gaz ölçümünü etkileyen faktörler, kalibrasyon, evsel ve endüstriyel alanda ülkemizde yaygın olarak kullanılan ölçüm cihazlarından olan türbinmetreli sistemlerin hata ve sapmalarının tespit edilmesi ve öneriler ele alınacaktır. Ayrıca türbinmetreli gaz ölçüm sistemlerinin tasarımının ölçüm hassasiyeti ve doğruluğa etkisinin görülebilmesi ve tasarımda dikkat edilmesi gereken kriterlerin belirlenmesi için deneysel çalışma ile tez konusu desteklenmiştir.
-
ÖgeOil Production By Waterflooding(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-13) Zharylkapov, Nurbol ; Onur, Mustafa ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBu tez çalışmasında, öteleme işlemleri için homojen gözenekli ortamda cephesel ilerleme teorilerinin uygulaması düşünülmüştür. Homojen bir gözenekli ortamda bir akış süreci tanımlamak için genelleştirilmiş cephesel ilerleme denklemi kullanılarak varsayımları incelenmiştir. Kütle-korunum denklemleri bu varsayımlara dayalı türetilmiştir ve Bukley-Leverett teorisinin 1B ve 2B modellere uygulamalarla gösterilmektedir. Buckley-leverett teorisini kullanarak, su öteleme performansının uygulamasını üç örnekle, 1 boyutlu lineer sistemi su varış öncesi ve sonrası hem sabit debide su enjeksiyonu hem de sabit basınçta su enjeksiyonu olguları için düşünülmüştür. İki boyutlu desen (“pattern”) geometrisinin su ötelemesi sırasında petrol kurtarımının belirlemesinde ve gelişmiş petrol kurtarma işlemlerinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Buna ek olarak, dördüncü örnek uygulamada, cephesel ilerleme teoremi kullanılarak beş-nokta deseni 2B bir sistem için su öteleme performansını hesaplamalarının nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
-
ÖgeSepiolit Temelli Sondaj Çamurlarının Reolojik Ve Filtrasyon Özelliklerinin Yüksek Sıcaklık Ve Basınç Koşullarında Kontrol Altına Alınması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-13) Osgouei, Ali Ettehadi ; Altun, Gürşat ; Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği ; Petroleum and Natural Gas EngineeringBu çalışmada Türkiye’nin Sivrihisar Eskişehir bölgesinden alınan beş farklı sepiolit kili kullanılarak hazırlanan su bazlı çamurların reolojik ve su kaybı özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Deneylerde Amerikan Petrol Enstitüsü (API) tarafından belirlenen standartlar takip edilmiştir. Çalışmanın birince aşamasında, sepiolitlerin reoloji ve su kaybı özellikleri belirlenirken, içerisindeki yabancı maddeler uzaklaştırılmamış ve tuz dışında başka bir katkı maddesi kullanılmamıştır. İkinci aşamada ise API koşullarını sağlayan sepiolit örneklerinden en iyi performansa sahip olan ikisi seçilmiş ve yüksek sıcaklık ve yüksek basınç koşulları altında katkı malzemeleri kullanılarak reolojik ve su kaybı özelliklerinin kontrol altına alınmasına çalışılmıştır. Bununla birlikte, bu iki sepiolit örneğinin dinamik filtrasyon özellikleri yüksek sıcaklık ve yüksek basınç koşullarında incelenmiştir. Son olarak bu killerden biri, yüksek tuzluluk ortamında çamura aktif kil girişi olması durumundaki özellikleri deneysel olarak incelenmiştir. Sonuçlar göstermiştir ki özellikle yüksek tuzlu ve yüksek sıcaklık ve basıncın hâkim olduğu ortamlarda, sepiolit bazlı çamurlar, bentonit, KCL/PAC Polymer ve sentetik çamurlardan (birinci ve ikinci nesil polimer bazlı çamurlar) reolojik ve su kaybı özellikleri bakımından daha iyi performans göstermiştir. En önemlisi, sepiolit çamurlarının maliyeti aynı koşullarda kullanılan diğer çamurlara göre beş kata kadar daha azdır.