Sanat Tarihi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Yazar "Ağır, Aygül" ile Sanat Tarihi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeÇin Kültüründe Bahçe Köşkleri Ve Klasik Suco (suzhou) Bahçelerinde(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Görgül, Ercüment ; Ağır, Aygül ; Sanat Tarihi ; Art History
-
ÖgeEkrem Hakkı Ayverdi Ve Koleksiyonundan Seçme Eserler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Uluant, Halet ; Ağır, Aygül ; Sanat Tarihi ; Art HistoryBu araştırmada Ekrem Hakkı Ayverdi’nin hayatı, kültür çevresi ve çalışmalarından yola çıkarak Ekrem Hakkı Ayverdi Koleksiyonu’ndan seçilmiş altı eser grubu ele alınmıştır. Geç Osmanlı Dönemi’nden erken Cumhuriyet Dönemi’ne geçiş figürünü de temsil eden Ekrem Hakkı Ayverdi koleksiyon haline getirdiği bu eserleri ölümünden sonra Kubbealtı Kültür ve Sanat Vakfı’na bağışlamıştır. Ayverdi’nin oluşturmuş olduğu koleksiyon yardımıyla sanata bakışı verilmeye çalışılacaktır. Tezin ilk bölümünde Ayverdi’nin hayatı kendisini tanıyan kişilerle yapılan röportajların ve ikincil kaynakların yardımıyla ele alınmıştır. Kültür çevresinde bulunmuş entellektüeller ile Ayverdi’nin kültür hayatına ışık tutulmuştur. Ayrıca hazırlamış olduğu ve kendisi için hazırlanan çalışmalar üzerinde durulmuş, vefatından sonra koleksiyonu ile alakalı hazırlanmış iki sergiye değinilmiştir. İkinci bölümde, Ekrem Hakkı Ayverdi Koleksiyonu’nun nasıl oluşturulmaya başladığından yola çıkılarak, mimar, restoratör ve mimarlık tarihçisi kimliğiyle yaptığı çalışmalarında eski eser koleksiyonun önemi vurgulanarak koleksiyon tasnifine yapılmıştır. Eser sınıflandırılmasından sonra ise koleksiyon içinden seçilmiş eser grupları, yazı takımları, tekke eşyaları, işlemeler, Beykoz camları, porselenler, İznik çinileri ve seramikleri olarak ele alınacaktır. Tezin son bölümü değerlendirme ve sonuç bölümünü kapsamaktadır. Ayverdi ile yapılan mülakatlar ve yazılarının yardımıyla, koleksiyonunun çalışmaları üzerindeki katkısı üzerinde durulmuş ve geleneksel kültüre bakışı işlenmeye çalışılmıştır. Ekrem Hakkı Ayverdi’nin koleksiyon haline getirdiği bu eserler yardımıyla da kendisinin geleneğe bağlılığı koleksiyonun niteliği, Ayverdi’nin Türk sanatına bakışı ve koleksiyonuyla mimari arasındaki ilişki noktalarına değinilerek verilmeye çalışılmıştır.
-
ÖgeGeç Osmanlı Dönemi İstanbul'unda Eşyanın Değişen Rolleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Yağız, Burcu ; Ağır, Aygül ; 402082001 ; Sanat TarihiÇalışmada Geç Osmanlı Dönemi İstanbulu’nda İstanbullu-gündelik eşya etkileşimi ele alınmış, eşyanın fikirsel, görsel ve fiziksel boyutlarıyla dolaşıma girdiği kanallar, İstanbullu ve eşya arasındaki karşılaşmaları mümkün kılan platformlar olarak kavramsallaştırılmıştır. Bu karşılaşmaların ürün-kullanıcı ve üretici-tüketici ikiliklerinin dışında boyutlandırılması amaçlanmış, bu amaç doğrultusunda eşyanın üretim, ticaret, sergileme, tamir ve eğitim nesnesi olarak İstanbullunun tüketici, kullanıcı, üretici, tüccar, ticari temsilci, tamirci, yayıncı, yazar ve gözlemci kimlikleriyle girdiği etkileşimler ve bu etkileşimlerin, siyasi otoritenin kalbi fakat aynı zamanda yeniden örgütlenen bir liman kenti olan İstanbul’un demografik, iktisadi ve kentsel panoramalarıyla olan ilişkisi anlaşılmaya çalışılmıştır. Geç Osmanlı Dönemi İstanbulu, Osmanlı siyasi otoritesinin 18. yüzyılın ikinci yarısından 19. yüzyılın sonlarına uzanan dönem boyunca bürokratik, iktisadi, sınai, eğitsel ve sosyal modernizasyona yönelik attığı adımların 19. yüzyılın geneline yayılan kapitalist dünya ekonomisiyle hizalanma süreciyle kaçınılmaz olarak ilişkilendiği tarihsel sürecin getirdiği tüm çatışma ve uzlaşmaların cisimleştiği bir bağlamdır. Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan dış ticaret patlaması, yabancı sermayenin artan varlığı, bürokratik, finansal ve eğitsel kurumlardaki yeniden örgütlenme sonucu kentin yaşadığı sosyal, iktisadi ve fiziksel dönüşüm, kentte eşyayla ilişkili faaliyette bulunan aktörlerin faaliyetlerindeki ve bu aktörlerin bağlamla ilişkilenme biçimlerindeki değişimi de tetiklemiştir. Tez çalışması kapsamında eşya, üretim, ticaret, sergileme, tamir ve eğitim nesnesi olarak anlık ya da dönemlik dolayımlayıcılığıyla ön plana çıkan ve bu değişimde rol oynayan hayati bir aktör olarak ele alınmıştır
-
Ögeİngiliz Sanat Dergilerinde Türk Sanatı (1903-2010 Mayıs) : Kitap Tanıtım Yazıları Ve Makaleler Üzerine Genel Bir Değerlendirme(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Doğan, Neslihan ; Ağır, Aygül ; 264406 ; Sanat Tarihi ; Art Historyİngiltere ve Türkiye arasında Britanya Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinden bu yana politik, ekonomik, kültürel, sosyal ilişkiler önem taşımıştır. Bu doğrultuda çalışmamızda İngiliz Sanat Dergilerinde Türk Sanatı üzerine yayınlanmış kitap tanıtım yazıları ve makalelerin örneklerle incelenmesi, irdelenmesi ve sonuçta Türk Sanatına İngiltere yayın dünyasının bakış açısının yansıtılması amaçlanmaktadır. Türk genel sanatı, mimarlık, minyatür-resim, çini ve seramik, dokuma, hat sanat dalları ile ilgili başlıca ve erişilebilir nitelikteki İngiltere'de yayınlanan kaynaklar irdelenerek, yazarların Türk sanatına bakış açıları, yorumları, çıkarımları ve bu kapsamda da bu sanat ile ilgili bilgi altyapılarının anlaşılmasına çalışılmıştır. İncelenen kitap tanıtım yazısı ve makale yazarlarının çoğunun,Türk Sanatına bakarak, Türk tarihine, siyasi duruşuna, yönetim, hukuk ve toplum düzenine ilişkin çıkarımlarda bulunduğu görülmüştür. Öte yandan, Türk sanatı bazı yazarlarca özellikle dokuma ve mimarlık dışındaki kimi sanat dallarında özgün bulunmamış, Batı, İran, Memluk, Uzakdoğu medeniyetlerinin etkisinde kaldığı iddia edilmiştir. Türk Sanatına yönelik İngiltere kökenli yayınlarda Türk Sanatı eserlerini irdeleyen ve değerlerinin tartışılmasına katkı sağlayan önemli yayınlar yapılmış olduğu ve bunların katkısının yadsınmaması gerektiği görülmektedir.
-
ÖgeMimar Sinan'ın İstanbul camilerinde açık alanlar ve sınırlayıcı öğeler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012-06-07) Över, Ravdağ Aslı Artam ; Ağır, Aygül ; 42081003 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryMimar Sinan hakkında sayısız çalışmalar yapılmıştır ancak üzerine araştırma yapılmamış bir çok konu bulunmaktadır. Klasik dönem Camilerinin açık alanları da bugüne kadar araştırılmamış konulardan biridir. İç mekanlara göre değişime ve bozulmaya daha dayanıksız olan açık alanlar bu araştırmanın konusudur. Araştırma konusu ve süreci, Mimar Sinan?ın İstanbul?daki camilerinin açık alanlarına ait mimari öğelerin çalışılması ve kataloglanarak verilmesi ayrıca vaziyet planları üzerinde belirli bir lejand kullanılarak açık alanların grafik olarak netlik kazanması gereğini doğurmuştur. Açık alanları oluşturan mimari öğeleri temel alan bu çalışmanın amacı; klasik Osmanlı mimarisinin açık alan tasarımında bir düzen olup olmadığı hakkında söz söyleyebilmek ve camilerin günümüzdeki durumlarını belgelemektir.Çalışmanın kapsamı, Mimar Sinan?ın İstanbul?daki camileri ile sınırlandırılmış, ve onsekiz cami yerinde alınan ölçüleriyle çalışmanın temelini oluşturmuştur. Ancak restorasyon sürecinde olan Edirnekapı Mihrimah Sultan Camisi araştırmada kapsamlı bir şekilde yeralmamıştır. Yapıların genel durumu, geçirdiği onarımlar külliye başlığı altında incelenmiş, camilerin son cemaat yeri, avlu, şadırvan, avlu kapıları, avlu duvarları ve pencereleri, hazire, çeşme, bahçe ve bahçe kapıları, bahçe duvarları sırasıyla alt başlıklar halinde incelenmiştir.Külliyelerin açıklamaları, vaziyet planlarıyla ve fotoğraflarla desteklenmiş, Ali Saim Ülgen?in çizimleri, eski fotoğraflar ve haritalarla özgün durumuna en yakın hali araştırılmaya çalışılmıştır. Her yapı için tüm nitelikleri özetleyen tablolar ve avlu kapıları, pencereleri ve çeşmelere ait grafik çizimler ekler bölümünde ayrıca verilmiştir. Değerlendirme bölümünde, açık alanları oluşturan birimler genel özellikleriyle verilmiş ve yapılar topluca irdelenmiştir.Sonuç bölümünde, değerlendirme bölümünde ortaya çıkan sonuçlar verilmiş ve araştırma sırasında ortaya çıkan sonuçlar sıralanmıştır.Bu çalışma sonucunda, Mimar Sinan külliyelerinin açık alanlarında genel bir düzen ortaya çıkmış, tasarım fikirleri ortaya konmuştur.
-
ÖgeNedîm’in Şiirlerinde Mimari Eserlere Göndermeler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Özel, Şükran ; Ağır, Aygül ; 265738 ; Sanat Tarihi ; Art History1718-1730 yılları arasında yaşanan ve Lâle Devri olarak adlandırılan on iki yıllık süreç, Osmanlı tarihinde Batılılaşmanın ilk önemli adımlarının atılmaya başlandığı, sanatsal ve kültürel anlamda önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemin mimarları III. Ahmed ve Sadrazamı Damat Nevşehirli İbrahim Paşa, barış yanlısı bir tutum sergilemişler ve Batı'ya açılmanın gereğini duymuşlardır. Bu amaç doğrultusunda kültürel ve sanatsal alanlarda birtakım yenilikler yapılmıştır. Fransa'ya bir elçilik heyeti gönderilmiş, diplomatik görevlerinin yanısıra bilimsel ve sanatsal anlamda da incelemeler yapmaları istenmiştir. İlk Türk matbaası açılmış, özellikle coğrafya, bilim ve teknoloji alanlarında pek çok önemli eser basılmıştır. Bu dönemde ayrıca oldukça yoğun bir inşa faaliyetinin yaşandığı görülür. Bu faaliyetler sonucunda Boğaz ve Haliç kıyılarında pek çok köşk, kasır ve sahilsaray yapılmış, şehrin meydanları çeşme ve sebillerle süslenmiştir. Lâle Devri'nde yeni yapılan ya da onarılan bu süslü, gösterişli bahçe, köşk, kasır ve sahilsaraylarda pek zarif ve ince sohbetler, eğlenceler düzenlenmiştir. Bu devirde, gezinti ve eğlence yerleri, kır ve deniz sefaları, bayram şenlikleri çoğalmış, kadınlı erkekli halk buralarda görülmeye başlanmıştır. Lâle Devri'nde gerçekleşen bu yenilikler ve sosyal hayatta yaşanan değişimler, edebiyata da yansımış, bu dönemde özellikle bazı şairlerde görülen yenilik arzusu, gerek şekil, gerekse içerik bakımından klasik estetiğin katı kurallarında çözülmelere yol açmıştır. Bu dönemde dış gerçekliğe daha fazla önem verilmeye başlanmış, Divan edebiyatında daha önceleri soyut bir kavram gibi ele alınan çevre somutluk kazanmıştır. İşte Divan edebiyatındaki bu değişim, özellikle Lâle Devri'nin tâze-zebân şairi Nedîm'in şiirlerinde görünürlük kazanır. Onun şiirlerinde İstanbul, köşkler, saraylar, kasırlar, çeşmeler gibi mimari yapılar, mesire yerleri, bayramlar ve eğlenceler kendine özgü üslubuyla gerçekçi bir şekilde resmedilmiş hatta sahnelenmiştir. Lâle Devri bütün ihtişamı ve çoşkusuyla onun şiirlerinde ebedileşir. Bu çalışmada Nedîm'in dönemindeki saray, kasır, sahilsaray, çeşme, han, hamam, cami, medrese gibi mimari eserler için yazmış olduğu bazı tarih manzumeleri ve kasideleri incelenmiş, bu şiirlerinde Nedîm'in mimari eserlere yaptığı göndermeler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada önce 18. yüzyılın başındaki siyasi ortam ele alınmış ve Lâle Devri'ne uzanan süreç anlatılmıştır. Lâle Devri, devrin sadrazamı Damat Nevşehirli İbrahim Paşa ve devre getirdiği yenilikler, Lâle Devri'nde Osmanlı mimarisi ve Patrona Halil İsyanı üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölüm, 18. yüzyılda Divan şiirinin özellikleri ve Lâle Devri'nde adı geçen önemli bazı şairler hakkında verilen bilgilerden oluşmaktadır. Dördüncü bölümde 18. yüzyılın yenilikçi şairi Nedîm'in hayatı, edebi kişiliği, eserleri ve Nedîm'in şiirlerinde 18. yüzyıl manzum tarihlerinin özellikleri anlatılmıştır. Çalışmanın beşinci bölümde ise Nedîm'in mimari eserlere yaptığı göndermeler ve bunların Nedîm'in manzum tarihleri ve kasidelerinde saptanması ve yorumlanması oluşturur.
-
ÖgeSabahattin Eyüboğlu’nun Sanat Ve Sanat Tarihine Bakışının Yazıları Üzerinden Değerlendirilmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012) Savas, N. Figen ; Ağır, Aygül ; 326679 ; Sanat Tarihi ; Art HistoryTezin konusu Sabahattin Eyüboğlu'nun, kişiliği ve çalışmaları çerçevesinde sanata ve sanat tarihine bakışını incelemek ve onun bakışıyla genel anlamda sanat, özel anlamda ise resim sanatını yazıları üzerinden, Cumhuriyet'in ilk altmış yılındaki gelişimini, göz önünde bulundurarak değerlendirmektir. Çalışmada, Eyüboğlu'nun çok yönlü kimliği temelinde, sanata (özellikle resim) ve sanat tarihine bakışı, sanatı Batı'daki temel öğretileri ile ele alışı incelenmiştir. Türk düşünce, sanat, edebiyat, eğitim dünyası için oldukça önemli bir yerde durmaktadır. Kendi ürettiği ya da Türkçe'ye, Türkiye'ye farklı dil ve kültürlerden kazandırdığı onlarca yazılı, görsel eserin tamamında onun bu önemi, açık ve net olarak görülmektedir. Dönemi için olduğu kadar bugün için de değer taşıyan tüm çalışmalarının temelindeki öz, hümanistliğidir. Eyüboğlu'nun yaşam felsefesinin eserlerine, öğrencilerine, dostlarına yansımasına bakıldığında evrensel bir kimlik olduğu görülmektedir. Eyüboğlu, Anadolu uygarlıkları, folkloru ve sanatı ile yakından ilgilenmiştir. El değmemiş Anadolu'yu -aydınlar arasında o dönem başlayan bir uyanış çerçevesinde- karış karış dolaşmış, belgesel filmler ve slaytlar çekmiştir. Yakın arkadaşları Halikarnas Balıkcısı ve Azra Erhat ile birlikte, ?Mavi Yolculuk? kavramını ortaya atmış, tüm Ege uygarlıklarını araştırmıştır. Sanatsal bağlamda, Anadolu'nun çeşitli yörelerine geziler yapmıştır; bu gezilerde yaptığı belgesel filmleri ve Anadolu sanatı keşifleri incelenmiştir.