LEE- Mimarlık Tarihi-Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 4 / 4
  • Öge
    Bir kentsel metafor olarak Anastilosis, İstanbul'un ruminatif pozlarla yeniden okunması
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Kaya, İrem Naz ; Şener, M. Sinan Mert ; 741422 ; Mimarlık Ana Bilim Dalı
    Tez çalışması, anastilosis ve alt kavramları ile İstanbul'daki kentsel yenileme, yeniden üretme pratiklerini ele almaktadır. Anastilosis kavramı, içerisindeki bellek, yıkıntılaşma, harabe, zaman, imge birlikteliği ve ikircikli yapısı ile ele alınmaktadır. Giriş bölümünün ardından çalışmanın ikinci bölümünde, bellek mekânı, mekân belleğinin çifte kodlanmış anlamı, otobiyografik bellek, kolektif bellek, nostalji alt bölümleri ile açıklanmıştır. Bu bölümde, belleğin psikanalitik, tarihsel, davranışsal, kültürel ve deneyimsel boyutları, mimari tasarım pratikleri ile bağlantılı olarak açıklanmaktadır. Bernard Cache, bellek mekânı zihinsel ve uzamsal kodlayıcı olarak kavramsallaştırarak "yazıt" ve "daralma" olarak ayırır ve belleğin hem potansiyellerini hem de kısıtlarını görmeyi sağlar. Bu yönü ile birinci bölümde bellek, mekânsal ve kentsel çekişme ve uzlaşma alanı olarak ortaya koyulmaktadır. Bu bölümde ayrıca, farklı disiplinlerde ve mimari tasarımda hatırlama pratiklerine de yer verilmektedir. Bir Kentsel Metafor Olarak Anastilosis başlıklı üçüncü bölüm, ikinci bölümde tartışılan kavramlar ile bağlantılar ve uygulamalardan oluşmaktadır. Anastilosis mekân tez kapsamında kayıp nesnenin izini süren belleğin kentsel politikalar ile seçici geçirgenlikte belirlendiği muğlak geçiş nesnelerine referans vermektedir. Bu bölümde, anastilosis kavramı yıkıntılaşma ve harabe (kayıp nesne), kolektör ve bellek (geçiş nesnesi), ruminasyonlar ve ruminatif pozlama alt başlıkları ile incelenmektedir. Anastilosis, harabe olarak kayıp belleğin, anıların, metinlerin ve nesnelerin izini sürmekte; kolektör olarak kent parçalarını hatırlatmakta ve tartışmaya açmaktadır. Belgeleme ve kayıtlardan yola çıkılarak oluşturulan kentsel bellek fragmanları, bir yeniden üretim denemesi olarak ortaya konmakta ve bellek-zaman-kent-akörler ağ ilişkisi tartışmaya açılmaktadır. Anastilosis mekânın yeniden kuramsallaştırılması sonucunda üretilen ruminatif pozlama yenilenen kent dokularını okumak için bir model olarak önerilmektedir. Bellek ve harabelerin potansiyeli ve kaybı temsil eden çift kodlu anlamları nedeni ile aynı kadrajda hem negatif hem de pozitif pozlayıcılar bulunabilmektedir. Temsili imge ve radikal kopma negatif pozlayıcıları, hatırlama pratikleri ve kurgusal denge ise pozitif pozlayıcıları oluşturmaktadır. Çalışmanın ikinci ve üçüncü bölümlerinde yürütülen tartışmanın ardından tartışmanın somutlaştırıldığı dördüncü bölümde ise İstanbul'daki yenileme alanlarına odaklanılmaktadır.
  • Öge
    Mimari olarak görünür yapısal çelik elemanlarda pasif yangın koruma yöntemlerinin karşılaştırılması
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Karaca, Esra ; Büyüktaşkın, Halet Almila ; 799218 ; Mimarlık Ana Bilim Dalı
    Sanayi devrimi ile birlikte gerçekleşen teknolojik gelişmeler ve hızlı üretim imkanları sayesinde çelik malzeme, mimari yapılarda kullanılmaya başlanmıştır. Yüksek çekme ve basınç mukavemetine sahip olması, yapım süresinin kısa olması, geri dönüştürülebilirlik özelliği, tasarımda esneklik ve şeffaflık gibi avantajlarından ötürü ise günümüzde inşa edilen yapıların taşıyıcı sistemleri için vazgeçilmez bir malzeme haline gelmiştir. Çelik, birçok yönden avantajlı bir malzeme olmasına karşın bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Yapısal çelik elemanlar, yanıcı özelliğe sahip olmamasına rağmen yüksek sıcaklıklar altında elemanlarda ısıl şekil değişimleri oluşmakta ve yapının yük taşıma kapasitesinde hızlı bir düşüş gözlenmektedir. Bu olumsuz özelliği, çeliğin mimari olarak görünür şekilde kullanıldığı yapılarda çok daha büyük bir sorun meydana getirmektedir. Bu yüzden, yapı içerisinde bulunan kullanıcıların ortamdan tahliye edilmesi ve yangının kontrol altına alınabilmesi için süre kazanmak amacıyla mimari olarak görünür çelik taşıyıcı elemanların yangın güvenliğinin sağlanması büyük önem teşkil etmektedir. Tez çalışması yedi bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm olan giriş bölümünde tez çalışmasının amacı, kapsamı ve çalışma sürecinde izlenen yöntem hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde, mimari olarak görünür yapısal çelik elemanlar ele alınmıştır. Mimari olarak görünür yapısal çelik elemanların yapılarda kullanımının farklı yüzyıllar ve mimarlık akımlarının etkisi altında gerçekleşen tarihsel gelişimine değinilmiştir. Bu türdeki çelik elemanların belirli kriterlere göre sınıflandırılması hakkında bilgi verilmiştir. Buna paralel olarak, çelik taşıyıcı elemanların mimaride kullanımının avantaj ve dezavantajlarına yer verilmiştir. Bu elemanların en büyük dezavantajlarından biri olan yangın dayanımı özellikleri, tez kapsamında ele alınarak tezin ilerleyen bölümlerinde detaylı olarak irdelenmiştir.Üçüncü bölümde, yangın ile ilişkili genel kavramlar ve çelik taşıyıcı elemanların yangına karşı dayanımı ile ilgili tanımlar ele alınmıştır.
  • Öge
    Fotoğrafla Türkiye Albümü'nde (1937) kültür varlıkları ve çağdaş mimarlık
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-08-22) Talebazadeh Atalay, Ganimet ; Saner, Nejat Turgut ; 502131114 ; Mimarlık Tarihi
    Kemalist Türkiye Cumhuriyeti'nin, Osmanlı İmparatorluğu'nun "eski" kavramına karşı geliştirdiği başat argümanı "yeni" kavramı endüstriden sanata, sosyal hayattan mimariye her alanda kendini göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin devrimleri ile modernleşme sürecinde kat ettiği mesafenin görülmesi yeni dönemin iyi anlatılabilmesinden geçmektedir. Basım ve yayım özelliklerinden dolayı "yeni" devleti en iyi anlatabilecek öğe olarak fotoğraf görülmüştür. Fotoğrafla Türkiye Albümü'nde, fotoğraf; Kemalist devrimleri, "genç" Türkiye'nin gelişen ve değişen yüzünü tüm dünyaya aktarabilmek için tanıtım ve propaganda unsuru olarak kullanılmıştır. Atatürk ilke ve inkılapları ile şekillenen Cumhuriyet ideolojileri çerçevesinde oluşturulan Othmar Pferschy'nin objektifinden çıkan fotoğrafların yer aldığı, AnkaraMatbuat Umum Müdürlüğü tarafından tasarlanan, F. Bruckmann AG., Münih Grafik İşleri Müesseseleri tarafından Almanya'da basılan, 1937'de yayımlanan Fotoğrafla Türkiye Albümü Cumhuriyet'in çağdaş mimari örneklerinin ve kültür varlıklarının sergilendiği bir eserdir. Fotoğrafla Türkiye Albümü'nde, "Ankara", "İstanbul", "Şehir ve Manzaralar", "Arkeoloji ve Ar", "Ekonomi ve İnşa", "Kültür ve İnsan" olmak üzere altı bölüm bulunmaktadır. Albümde, bu bölümlerle ilişkili olarak Othmar ferschy'nin Türkiye'nin dört bir yanından fotoğrafladığı 153 imaj yer almaktadır. Fotoğrafla Türkiye Albümü'nün "asri" Türkiye'nin "yeni" görüntülerini ekleyebilmek amacıyla oluşturulmuş vidalı bir sistematiği bulunmaktadır. Ankara-Matbuat Umum Müdürlüğü kurumu bu vidalı tasarımı, memleketin "yeni" fotoğraflarının albümde yer alan önceki imajlarla organik bir bütünlük oluşturmasını sağlamak adına tercih etmiştir. Fotoğrafla Türkiye Albümü'nün ön sayfalarında bulunan Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı İmparatorluğu'nun "Kültürel Bakımdan", "Sosyal Bakımdan", "Ekonomik Bakımdan" ve "Politik Bakımdan" mukayese edildiği "Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cümhuriyetine" başlığındaki tarihsel metin ile albümün özelliklerinin verildiği "İzahat" metni albümün yazı içeriğini oluşturmaktadır. Albümün metin kısmı ve fotoğraf künyeleri Türkçe, Fransızca, İngilizce ve Almanca olarak yazılmıştır. "Fotoğrafla Türkiye Albümü'nde (1937) Kültür Varlıkları ve Çağdaş Mimarlık" başlıklı yüksek lisans tezi kapsamında söz konusu albüm arkeoloji, sanat ve mimarlık tarihi disiplinleri esas alınarak, başta başkent Ankara olmak üzere "modern Türkiye"nin şehirleri üzerinden dönemin kültürel, sosyal, ekonomi politikaları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Birbiri ardından devrimler yaşayan Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni dönem siyaseti "modern" kavramı üzerinden dönemin gazeteleri paralelinde okunmaya çalışılmıştır. Çalışmanın konusuyla ilgili olarak dönemin gazetelerindeki yazılar taranmış, görüş açısı aynı olan gazetelerden bir seçki yapılmamış, dönemin siyasal algısı açıklanırken bağımsız bir değerlendirme esas alınmıştır. Cumhuriyet döneminin aydınlarının, köşe yazarlarının Fotoğrafla Türkiye Albümü'ne yönelik yaptığı eleştiriler, değerlendirmeler ve tavsiyeler dönemin yurtiçi ve yurtdışı gazetelerinden takip edilmiştir. Görsel propaganda metoduyla oluşturulan Fotoğrafla Türkiye Albümü vasıtasıyla Cumhuriyet Türkiyesi'nin kat ettiği mesafenin görülmesi sağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde oluşturulan faaliyetler "Modern Mimari ve Ankara", "Turizm ve Tanıtım", "Ülkenin İmarı" ve "Endüstrileşme" başlıkları altında değerlendirilmiş, Erken Cumhuriyet döneminde oluşturulan mimari eserler ve var olan kültürel miras dönemin politikaları çerçevesinde anlatılmaya çalışılmıştır. Tez kapsamında albümde temsil edilen arkeoloji, sanat ve mimarlık tarihi disiplinlerine ilişkin daha kapsamlı bir değerlendirme yapılabilmesi amacıyla her bir fotoğrafın niteliği, albümde yer alma amacı metin içerisinde değerlendirilmiştir. Teşhir edilen eserlerin künye bilgileri, metin içeriği ve albümde yer alan fotoğraflar çalışmanın"Ekler" bölümünde katalog formunda sunulmuştur. Fotoğrafla Türkiye Albümü'nde, fotoğraflanan bazı mimari ve sanat eserlerinin albüm künyesinde genel bir adlandırma yoluna gidilerek verilen künye bilgileri görsel karşılaştırma yoluyla özelleştirilmiş, yapıların isimleri tespit edilmiştir. Bazı imajların künye bilgilerinde eser isimleri, yer bilgileri gibi yanlış aktarımlar görülmüştür. Eserlerin künye bilgilerine yönelik yapılan bu yanlış aktarımlar dipnotlarda ve metin içerisinde değerlendirilmiştir. Bu çerçevede fotoğraflarda yer alan mimari ve sanat eserlerinin künye bilgilerinin tespiti yapılmıştır. Fotoğrafla Türkiye Albümü'ne yönelik yapılan yorumlarda albümün ve albümde yer alan her bir fotoğrafın Cumhuriyet Dönemi fotoğraf sanatının bir ürünü olarak değerlendilmesi ve bazı albümlerde bulunan eksik fotoğraf sayfalarının Cumhuriyet Dönemi fotoğraf sanatının ürünü olarak sanat mezatlarında yer alması albümün yalnızca bir kültür envanteri niteliğinde olmadığının aynı zamanda bir sanat eseri olarak görüldüğünün kanıtı niteliğindedir. Fotoğrafla Türkiye Albümü, Kemalist Türkiye Cumhuriyeti'nin, 1923'ten 1936 yılına kadar 13 yıl içinde ortaya koyduğu maddi ve manevi tüm Cumhuriyet faaliyetleri içeriğiyle oluşturulmuştur.Arşiv belgeleri ve dönemin gazetelerinden 1937 yılında yayımlandığı belirlenmiştir. Fotoğrafla Türkiye Albümü'ndeki kültür varlıkları ve çağdaş mimarlık öğeleri Cumhuriyet temsili çerçevesinde değerlendirildiğinde, devrimlerle şekillenen yeni Türkiye'nin modern yapılarına ayrılan bölümün en geniş alanı kapladığı ve "asri Türkiye" temasının vurgulandığı görülmüştür. Cumhuriyet'in fotoğrafik hafızasının temel taşlarından biri olan Fotoğrafla Türkiye Albümü, birbiri ardından gerçekleştirilen Cumhuriyet devrimleriyle "yeni Türkiye"nin oluşumuna tanıklık etmiştir. Türkiye'nin inşa faaliyetleri, kalkınma faaliyetleri ile dinamik ilerleyişinin ekseriyetle başkent Ankara'da görüldüğü ve Anadolu kentlerinde yorumlandığı albüm bu yönüyle "modern Türkiye"nin fotoğrafik belgelerini ortaya koyan görsel bir "Cumhuriyet antolojisi"dir.
  • Öge
    Şehir planlamanın kurumsallaşmasında bir kamu mimarı: Mithat Yenen (1908-1987)
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-10-12) Keçebaş, Ayşe Bilge ; Cephanecigil, Vesile Gül ; 502201101 ; Mimarlık Tarihi
    Cumhuriyet Dönemi'nde savaştan çıkan ülkenin hızla kalkınması ve modernleşmesi için ekonomik kalkınmanın yanı sıra şehirlerin imarı ve planlanmasına da önem verilmiştir. Geç Osmanlı Dönemi'nde başlanan kent planlamanın kurumsal hale getirilmesi ve yasal düzenlemelerle kurallara bağlanması Cumhuriyet Dönemi'nde de devam etmiştir. Bu kurumsallaşma süreci, şehir planlama anlayışının oluşması için önem teşkil etmesine karşın, modern dönem mimarlık tarihi yazınında bu sürecin şekillenmesinde görev alan kamu mimarlarının, şehir plancıların ve teknik elemanların isimlerine nadiren rastlanmaktadır. Halbuki, günümüze kadar gelen ve hala şekillenmekte olan şehir planlamanın kurumsallaşması sürecine kimlerin, nasıl bir birikimle ve hangi eylemlerle yön verdiğinin anlaşılması, geleceğe yönelik şehir planlama politikalarının oluşturulması için önem arz etmektedir. Çalışmanın amacı 1930'lardan 1970'lere kadar şehir planlamada yeni kurumların oluşması, geliştirilmesi ve teknik elemanların yetiştirilmesine katkı sağlamış öncü figürlerden biri olan Mithat Yenen'in şehir planlamaya katkısını ve şehir planlama anlayışını tanımlamaya çalışmaktır. Bunu yapmak için ikincil literatürün yanı sıra aile arşivi, çeşitli bakanlık ve kurumların arşivleri, kanun ve talimatname metinleri, yayınlanmış imar planı izah raporları, dönemin süreli yayınları kullanılarak hem dönem içindeki gelişmeler hem de Yenen'in üretimleri ortaya çıkarılmıştır. Mithat Yenen, 1908 yılında Selanik'te doğmuştur. Lise eğitimini 1920-1928 yılları arasında İstanbul Erkek Lisesi'nde almıştır. 1929-1935 yılları arasında Stuttgart Teknik Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi almıştır. Burada 1901 yılından itibaren Deutscher Werkbund üyesi Theodor Fischer'in başlattığı eğitim reformu ve daha sonra Paul Bonatz ve Paul Schmitthenner'in ders programların yaptıkları staj zorunluluğu, şehir planlama ve konstrüksiyon bilgisi gibi derslerin eklenmesi gibi uygulamalar sayesinde mimaride pratik ve uygulamaya dayalı bir eğitim almıştır. Öğrencilik yıllarında karşılaştığı Paul Bonatz, Paul Schmithenner, Heinz Wetzel, Ernst Egli gibi isimler mimarlık ve şehir planlama anlayışının gelişmesine katkı sağlamıştır. 1935 yılında Stuttgart'tan mezun olan Yenen, 1936 yılında Ankara'da Dahiliye Vekaleti'ne bağlı Belediyeler İmar Heyeti'nde önce şehircilik mütehassısı daha sonra Teknik Müdür olarak çalışmaya başlamıştır. Bu sırada Anadolu'yu gezerek Türk şehirlerini araştırma fırsatı bulan Yenen, fotoğraflar ve eskizler yardımıyla Türk şehirlerini ve özelliklerini derleyerek çeşitli süreli yayınlarda ve konferanslarda araştırmalarını sunmuştur. 1941 yılında Belediyeler İmar Heyeti'nde İmar Şefi olarak görev yapmıştır. Bu dönemde devlet tarafından 1930 Belediyeler Kanunu'ndan beri süregelen, imar ve planlamanın kurumsal hale gelmesini sağlamak amacıyla bir dizi yasal düzenlemeye gidilmiştir. 1945 yılında Belediyeler İmar Heyeti ve Belediyeler Bankası'nın bir araya getirilmesiyle kurulan İller Bankası'nda Teknik İşler Müdürü, 1949'da ise genel müdür yardımcısı olmuştur. Bu sırada 1930'larda imar ve planlama için yapılan mevcut düzenlemelerin uygulanmasında aksaklıklar yaşanmıştır. Bu nedenle bu durumu çözmeye yönelik yeni talimatnameler yayınlanmıştır. Mithat Yenen de bu talimatnamelerin açıklayıcılarından biridir. 1950'lerde talimatnamelerin imar planlarını yarışmalara bağlaması üzerine, bu tür yarışmaların sayısı artmış ve Mithat Yenen de birçoğunda jüri üyesi olarak yer almıştır. 1945'teb itibaren mevcut imar kanunlarının gündemdeki sorunlara cevap veremediği eleştirileri artmıştır. 1950'lerin sonunda ise hem kurum teşkilatında hem de yasal düzenlemelerde yeniliğie gidilmiştir. 1956 yılında yeni İmar Kanunu çıkarılmıştır. 1958 yılında ise mevcut şehir planlama kurumlarını bir araya getirecek daha merkezi bir kurum ihtiyacı olduğu göz önünde bulundurularak İmar ve İskan Bakanlığı kurulmuştur. Kuruluş kanununda Mithat Yenen de görev almış, kurumun teşkilatlanmasında önemli rol oynamıştır. 1958-1960 yılları arasında kurumun Planlama ve İmar Genel Müdürlüğü'nün başında görev almış, 1960-1966 yılları arasında ise İmar ve İskan Bakanlığı Müsteşarı olmuştur. 1956 yılında başlayan Menderes imarı ile birlikte şehir planlama gündeminin büyük bir kısmını meşgul eden İstanbul'un imarında 1958 yılından itibaren Mithat Yenen de görev almıştır. 1958 yılında İller Bankası'na bağlı İstanbul Planlama Müdürlüğü'nü kurmuştur. Büronun müşaviri Piccinato, genel müdürü Cevat Erbel'dir. Büro, 1963 yılına kadar İstanbul ve Doğu Marmara Bölgesi üzerinde çalışarak Geçit Devri Nazım Planı ve Doğu Marmara Bölgesi Ön Planı'nı ortaya çıkartmıştır. Her iki çalışma da sonraki yıllarda gündeme gelecek olan İstanbul Nazım Plan çalışmalarının esaslarını belirlemiş, yapılan güncel duruma ilişkin araştırmalar nazım plan projesi için altlık oluşturmuştur. Bu dönemde Yenen, sıklıkla bölge planlamanın İstanbul gibi metropol şehirler için önemini vurgulamıştır. 1966 yılında bakanlıktaki müsteşarlık görevinden ayrılan Yenen, Büyük İstanbul Nazım Plan bürosunu kurmuştur. Doğu Marmara Bölge Planlama bürosundaki ekiple kurulan büro, projenin ilk taslağını 1971 yılında tamamlamıştır. Daha önce benimsenen desentralizasyon esaslarını içeren proje, yurt dışındaki farklı kurumlardan maddi ve teknik destek alınması, Boğaz Köprüsü ve metronun inşası tartışmaları nedeniyle kamuoyunun gündemini meşgul etmiştir. 1971 yılında yapılan araştırmaların eksikliği nedeniyle proje yeterli düzeyde bulunmamıştır. Yenen, 1974 yılında emekliye ayrılıncaya kadar büroda baş danışman olarak çalışmıştır. Şehir planlamanın düzenleyen, organize eden ve karar veren tarafında yer alan Yenen'in fikirlerini uygulamaya geçirdiği projeleri de mevcuttur. Bilinen tek imar planı projesi 1944 yılındaki Simav Kasabası imar planıdır. Planda kentin dokusuna zarar verilmemeye çalışıldığı görülmektedir. Ek olarak bilinen iki adet konut projesi bulunmaktadır. Bunlar "Kavaklıdere'de bir apartman" projesi ve Ankara Gölbaşı'nda bulunan ve ailesi tarafından uzun yıllar kullanılan Haftasonu Evi'dir. Yenen, 1950'li yıllarda nüfus artışıyla birlikte Ankara'da ucuz konut ihtiyacnın artışıyla birlikte devlet teşvikiyle sayıları artan, bu nedenle planlamanın da bir parçası sayılabilecek olan yapı kooperatiflerinden bazılarının vaziyet ve parselasyon planlarını üstlenmiştir. 1951-1957 aralığında çeşitli dönemlerde tasarlanan ve uygulanan bu projeler Ankara Türk Eti Yapı Kooperatifi, Ankara Baraj Evleri Yapı Kooperatifi, Kavacık Ucuz Subayevleri, İlbank Blokları, Kalaba Mebusevleri olarak sayılabilir. Araştırma bulguları göstermektedir ki, 1930'lardan itibaren şehir planlama faaliyetleri kurumların işlevleri bir araya getirilerek ve çeşitli yazılı düzenlemeler vasıtasıyla merkezileştirilmeye ve sistemli hale getirilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte mevcut kurumsallaşma sürecinde ve devlet adına gerçekleştirilen projelerde görev alan kamu mimarlarının görünürlükleri özel sektördeki proje müelliflerinin aksine sınırlıdır. Cumhuriyet Dönemi şehir planlama sürecinin hem teknik hem de yönetim kısmında bulunan Mithat Yenen de uygulayıcı olmaktan ziyade kurucu, organize edici, karar verici ve eğitici kimliğiyle bir kamu mimarı profili çizmektedir.