LEE- Deniz Ulaştırma Mühendisliği-Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 5
  • Öge
    Beş faktör kişilik envanterinin Türkçe'ye uyarlanması, denizcilik sektöründeki liderlerin kişilik özelliklerinin belirlenmesi ve kazalara olan etkisi
    (Graduate School, 2021-12-29) Çulha, Hasan Selman ; Tavacıoğlu, Leyla ; 512951015 ; Deniz Ulaştırma Mühendisliği
    Denizcilik sektörünün teknolojik, çevresel ve örgütsel gibi çok sayıdaki faktörlerle çalışanların performanslarını etkilemesi bakımından, bir insan sistemi olduğu; özellikle gemilerde görev alan bir grup insanın farklı bir alt kültür oluşturdukları ve sosyal izolasyona maruz kaldıkları da dikkate alınarak, kişilerin emniyet davranışlarına tesir eden liderlik dahil her türlü etmenin araştırılması önem arz etmektedir. Denizcilik sektöründe son yıllarda yaşanan çok sayıdaki gelişmelere rağmen, kaza sayıları hala yüksek seviyededir. Bu sektörde yapılmakta olan kaza analizlerinin yanısıra, insan / davranış odaklı araştırmalar çerçevesinde çalışanların kişisel özelliklerini dikkate alan çalışmalara da ihtiyaç vardır. Denizde yaşamanın zorluğu, sıkı talimatlarla organize olma ihtiyacı ve dış otoriteye başvurulamaması gerçeği gibi etmenler, gemilerde son derece hiyerarşik bir yapılanmaya sebep olmaktadır. Kısıtlı imkanları ve çok sayıda tehlikeleri barındıran bir ortamda mesleğin doğası gereği böylesine hiyerarşik yapının etken olduğu bir durumda, otoritelerin emniyet ve güvenlik konularında gemilerde görev yapan liderlere tam yetki vermiş olmalarını da dikkate alarak; bu çalışmada böyle bir gurubun kişilik özellikleri ve bu özelliklerin kazalara olan etkisi araştırılmıştır. Literatürde farklı sektörlerde kişilik özelliklerinin iş kazalarına, kaza yatkınlığına, emniyet davranışlarına, tıbbi hata ve problem çözme eğilimine, işe bağlılıklarına, liderlik anlayışlarına vs. olan etkileri saptayan çalışmalar olduğu görülmektedir. Ancak birçok sektörde olmasına rağmen, denizcilik sektöründe çalışan liderlerin kişilik özelliklerini saptayıp değerlendiren, bu özelliklerin kazalarla olan ilişkilerini irdeleyen çalışmaların çok az olması ve Türkiye'de ilk olması bakımından bu çalışma önem arz edebilir. Kişilik kavramı, kişilik kuramları, kişilik özelliklerinin değerlendirilmesi, beş faktör kişilik modeli ve envanteri çalışmanın ikinci bölümünde; kişilik testleri, madde havuzunun oluşturulması, değerlendirilmesi ve beş faktör kişilik modeline dayalı kişilik envanterinin Türkçe'ye uyarlanması sürecine üçüncü bölümde; liderlik ile ilgili temel kavramlardan, yaklaşımlardan ve denizcilikteki liderlerden dördüncü bölümde; deniz kazası kavramı ve türleri, iş kazası kavramı, kazalarda insan faktörü ve deniz kazalarının nedenleri, deniz kazaları ve iş kazaları hakkında genel değerlendirmeler ayrıntılarıyla beşinci bölümde ele alınmıştır. Bu araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket yöntemi benimsenmiştir. Kişilik özelliklerini saptamak konusunda kuramlar içerisinde son yıllarda oldukça rağbet gören 5FKE (Beş Faktör Kişilik Envanteri) tercih edilmiş olup, IPIP'in (International Personality Item Pool) anket havuzundan faydalanılmıştır. Dilbilimcilerin, psikologların ve uzmanların desteğiyle Türkçe'ye uyarlanan beş faktör kişilik envanterinin anket formunda 60 soruluk 5 ana faktör ve her ana faktöre ait 3 alt faktör yer almaktadır (analiz aşamasında anket soru sayısı 40'a düşürülmüştür.). Bu anketin katılımcıları, hala aktif olarak gemilerde görev yapmakta olan ve Türk vatandaşı olan 156 liderdir (Kaptanlar, baş mühendisler ve 2. Kaptanlar). Bu araştırmanın analizleri için spss 22.0 kullanılmıştır. Söz konusu envanterin geçerlilik ve güvenirlilik analizleri yapılmasının ardından, kişilik özelliklerinin saptanmasına yönelik değişken değerlerine ait betimsel istatistikler ve normal dağılım istatistikleri ele alınmıştır. Sonrasında oluşturulan araştırma soruları bağımsız örneklem T-testi ve Ki-Kare test istatistiği ile sınanarak bazı anlamlı bulgular tespit edilmiştir. Anket katılımcıları yaşları itibariyle %52.6'sının 40 yaş üstü veya başka bir ifadeyle %77.5'inin 35 yaş üstü olduğu dikkate alındığında oldukça deneyimli bir örneklem gurubudurlar. Katılımcılar gemide yaptıkları görev itibariyle ise %53.8'i kaptan, %25.6'sı baş mühendis ve % 20.5'i 2.kaptandır. Katılımcıların görev aldıkları süre boyunca gemilerinde yaşanmış olan iş kazaları ve deniz kazaları itibariyle ise; %80.8'i iş kazası ve %48.7'si deniz kazası geçmişi söz konusudur. Araştırmanın metodolojisi ve yöntemi ile ilgili tüm ayrıntılar altıncı bölümde; denizcilikteki liderlerin kişilik özelliklerinin değerlendirilmesi yedinci bölümde; araştırma bulgularına ilişkin genel değerlendirme ve kişilik özelliklerinin kazalara olan etkisi ayrıntılarıyla sekizinci bölümde ele alınmıştır. Yapılan analiz sonucunda katılımcıların kişilik özellikleri ile yaşadıkları kazalar (İş ve deniz kazaları) arasında istatiksel olarak anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. İş kazası yaşamamış katılımcıların iş kazası yaşamış olanlara göre, daha yüksek sorumluluk ve geçimlilik kişilik özelliğine (Özellik - iş kazası ilişkisi negatif); alt faktörler olarak ele alındığında ise, daha yüksek görev anlayışı, öz disiplin ve açık fikirlilik özelliklerine sahip oldukları (Negatif ilişki) anlaşılmıştır. Ayrıca, deniz kazaları ile kişilik özellikleri arasında sadece alt faktörler bağlamında ilişkiler saptanmış olup; deniz kazası yaşamamış katılımcıların deniz kazası yaşamış olanlara göre, daha yüksek başkaları ile yaşama bilinci (Negatif ilişki) ve daha düşük özgürlük / değerler anlayışına (Pozitif ilişki) sahip oldukları görülmektedir. Katılımcıların kişilik özellikleri değerlendirildiğinde ise; çok yüksek seviyede sorumluluk, düşük seviyede duygusal dengesizlik (Ters orantılı olduğundan), yüksek seviyede geçimlilik ve ortalamanın üstünde dışa dönüklük ve açıklık kişilik özelliklerine sahip bireyler oldukları saptanmıştır. Kişilik profilleri üzerine yapılan çalışmalar dikkate alındığında, denizcilik sektöründeki gemi üzerinde çalışan liderlerin büyük oranda 'esnek kişilik profili'ne (The resilient personality type) uydukları anlaşılmaktadır. Ayrıca, katılımcıların yaş aralıkları, cinsiyetleri, medeni durumları, alkol kullanımları, sigara kullanımları, mesleki deneyimleri, çalışılan gemi tipleri, yaşadıkları iş kazaları ve yaşadıkları deniz kazaları arasındaki ilişkiler de ele alınmaktadır. Yaş-kaza ilişkisi kapsamında, iş kazası özelinde anlamlı bir ilişki tespit edilememiş olsa da, yaşları 46 ve üzerinde olan katılımcıların yaşadıkları deniz kazalarının diğerlerine göre çok daha fazla olduğu; Görev-kaza ilişkisi kapsamında, iş kazası özelinde anlamlı bir ilişki tespit edilememiş olmamasına rağmen, kaptan ve baş mühendislerin 2.kaptanlara kıyasla daha fazla deniz kazası geçmişleri olduğu; görev-kişilik ilişkisi kapsamında, 2. kaptanların girişkenlik düzeylerinin baş mühendislere göre daha yüksek olduğu; sigara kullanımı-kişilik ilişkisi kapsamında, sigara kullanmayanların kullananlara kıyasla daha çok dışa dönük oldukları; deneyim-kişilik ilişkisi kapsamında ise yirmi yıl üzerinde mesleki deneyimleri olanların diğerlerine göre daha yüksek girişkenlik seviyelerinde oldukları saptanmıştır. Son olarak, Alkol kullanımı-kişilik ilişkisi kapsamında; alkol kullananların kullanmayanlara göre açıklık, duygusallık ve özgürlük kişilik özelliklerinin daha yüksek; yetkinlik ve aşırılık özelliklerinin ise daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmamızda tespit edilen ilişkilerin, farklı sektörlerdeki bu alanda yapılan araştırmaların sonuçlarıyla paralellik gösterdiğinin anlaşılması ile dokuzuncu bölümde değerlendirmeler yapılmış ve bazı öneriler getirilmiştir.
  • Öge
    Denizcilikte ve havacılıkta örgütsel kültürün ekip kaynak yönetimi üzerine etkisinin karşılaştırmalı analizi
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-02-03) Çakır, Bilgehan ; Tavacıoğlu, Leyla ; 512191016 ; Deniz Ulaştırma Mühendisliği
    İnsanlık tarihi boyunca ortak amaçlar doğrultusunda bir araya gelen farklı niteliklere sahip kişilerin oluşturduğu örgütler bulunmaktadır. Ortak bir amaç̧ için çalışan insanlardan oluşan bir topluluk olan örgüt, oluşumu sonucunda bir kültür oluşturur ve bu kültüre Örgütsel Kültür denmektedir. Örgütsel Kültür görevlerin yerine getiriliş̧ biçimini ve genel yapıyı belirmekte olup üyelerine örgütsel çerçevede davranışlar için belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu kavramın oluşumunu sağlayan kilit unsur insandır. İnsanlar her biri eşsiz olan farklı algı, yetenek ve becerileri içeren karmaşık bir yapıdan oluşmaktadır. Bu karmaşık yapılar tarafından oluşturulan örgütlerde oluşan Örgütsel Kültür de bu doğrultuda karmaşık bir yapıya sahip olmaktadır. Örgütsel hedeflere ulaşmak örgüt açısından önem taşımakta dolayısıyla Örgütsel Kültür'ün de bu hedef doğrultusunda katkı sağlayacak formda olması gerekmektedir. Denizcilik ve havacılık örgütlerinde operasyonları emniyetli şekilde sürdürmek büyük önem taşımaktadır. Zaman içinde yapılan teknik iyileştirmeler ile her iki sektörde de verimlilikler arttılmıştır. Ancak bu iyileştirmelere rağmen her iki sektörde de kazalar yaşanmaya devam etmiştir. Geleneksel yöntem olan teknik konular üzerinde yapılan iyileştirmelere rağmen kazaların sürmesi daha önce fark edilmeyen insan faktörü kavramının fark edilmeye başlamasını sağlamıştır. İnsan, doğası gereği hata yapabilmektedir. Bu hataların belirli süreçlerden geçerek kontrol edilememesi kazalara yol açabilmektedir. Havacılık sektöründe kontrol edilemeyen süreçler, büyük ölümcül kazaların gerçekleşmesi ile fark edilmeye başlanmış, farklı yöntemler geliştirilerek incelenmiştir. Havacılıkta incelenmeye başlanan insan faktörü konusu, sonrasında Ekip Kaynak Yönetimi EKY kavramının oluşmasını sağlamıştır. EKY insan faktörünün kapsadığı liderlik, durumsal farkındalık, iletişim, takım çalışması, iş yükü yönetimi, stres yönetimi gibi teknik olmayan becerilerin geliştirilerek insan hatalarının en aza indirgenmesi hedeflemektedir. Havacılık sektöründe oluşturulan EKY uygulamaları tarihsel süreçte sürekli olarak gelişerek nesiller boyunca ilerlemiştir. Havacılık sektöründe insanın her daim hata yapabileceği ön kabulü bulunmakta ve EKY uygulamaları uçuş emniyetini arttırmak için gerekli görülmektedir. Havacılıktaki EKY uygulamalarının başarılarını denizcilik sektörü üyeleri tarafından farkedilmesi ile havacılık ile benzer dinamiklere sahip olan denizcilik sektöründe de yüksek paya sahip olan insan faktörü sebepli kazaları azaltmak için EKY uygulamalarının denizcilik sektörüne uyarlanma süreci başlamıştır. Bu süreçte her iki sektördeki farklılıklar sebebi ile uyarlama ve uygulama süreçlerinde farklılıklar meydana gelmiş olup bu farklılıkların oluşmasında birçok farklı paydaş bulunmaktadır. Aynı zamanda EKY; donanım, insan kaynakları ve bilginin en etkin şekilde kullanılması hedeflenmektedir. Denizcilik ve havacılık sektörlerindeki hizmet veren örgütlerin hedefleri arasında emniyetli çalışma büyük bir öneme sahiptir. Bu çalışmanın amacı Örgütsel Kültür ve EKY'nin denizcilik ve havacılık çalışanları üzerindeki etkisini incelemektir. Bu doğrultuda örneklemini Türk ticari denizcilik çalışanları ve Türk sivil havayolu çalışanlarının oluşturduğu Etik Kurul onayı alınmış anket uygulanmıştır. Örgütsel Kültür ve EKY çalışmaları her iki sektör için birlikte ve ayrı ayrı incelenmiştir. Denizcilik literatüründe teknik olan konular çerçevesinde yapılan çalışmaların geleneksel denizcilik çalışmalarını oluşturması, teknik olmayan becerilerin incelendiği çalışmaların sınırlı sayıda olması bu çalışmanın temel motivasyonunu oluşturmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde çalışmaya ait amaç, kapsam, sınırlılıklar, önem ve literatür taraması, ikinci bölümde Örgüt ve Örgütsel Kültür kavramları, üçüncü bölümde Ekip, Kaynak, Yönetim ve EKY kavramları, dördüncü bölümde Örgütsel Kültür ve EKY ilişkisi, beşinci bölümde yöntem, altıncı bölümde bulgular, yedinci bölüm ise sonuç ve önerilerden oluşmaktadır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, katılımcıların Örgütsel Kültür ve EKY özelliklerinin, çalışılan sektöre göre farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden genel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma kapsamında katılımcılardan araştırmacılar tarafından oluşturulan anket yoluyla veriler toplanmıştır. SPSS programı ile verilerin analizinde betimsel ve çıkarımsal istatistik yöntemlerinden faydalanılmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda havacı katılımcıların Örgütsel Kültür ve EKY boyutlarının ortalamalarının, denizci katılımcılara göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Örgütsel Kültür ve EKY ilişkisinin ANOVA testi ile incelenmesi sonucu her iki boyut arasında pozitif ve doğrusal yönde ilişki olduğu görülmüştür. Özetle Örgütsel Kültür'ün EKY uygulamarını pozitif yönde etkildiği sonucuna ulaşmışmıştır. Havacılık sektöründe elde edilen yüksek ortalamaların Örgütsel Kültür ve EKY uygulamalarında daha yüksek ortalamalara sahip olmasında havacılıkta teknik olmayan beceriler üzerinde yapılan çalışma ve uygulamaların katkısı olduğu düşünülmektedir. Bu uygulamaların Denizcilik sektörüne uyarlanmasının sektöre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öge
    Gemi kompresör sisteminin FMEA yöntemi ile risk analizi ve önleyici faaliyetlerin belirlenmesi
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-16) Bacıoğlu, Haydar ; Arslanoğlu, Yasin ; 512201016 ; Deniz Ulaştırma Mühendisliği
    Denizcilik küresel bazda ticaretin en önemli unsurudur. Ticaret ağının %90'lık kısmı çeşitli gemi türleri ile sürdürülmektedir. Ticari gemiler yapılari gereği, yüksek güçteki dizel makinelere gereksinim duymaktadırlar. Bu sebeple gemilerde genellikle ağır devirli, turboşarjlı, 2 stroklu yüksek karbon içeren yakıtlar kullanan makineler tercih edilmektedir. Yüksek güçteki bu makineler, yakıt, yağlama, ısıtma, soğutma, egzoz, basınçlı hava sistemleri gibi bir çok alt bileşen ile iştiraklı olarak calışmaktadırlar. Bu bileşenler arasında ise basınclı hava sistemi ana makinenin ilk hareketini, ileri geri manevrasını ve ek olarak servis havası sayesinde egzoz valf operasyonları gibi pek çok pnömatik müdahaleye olanak sağlamaktadir. Bu havanın tedariği ve depolanması da gemilerde sıklıkla kullanılan 30 bar basınç kapasiteli, 2 kademeli pistonlu hava kompresörleri ve depolandığı hava tüplerinin servis edilmesiyle sağlanmaktadır. Ana makineye ek olarak, basınçlı hava sistemi, dizel jeneretörlerinin ilk hareketinde ve ani yük değişimlerinde kullanılan turboşarjır ünitesine gönderilen jet havasında, inert gaz sisteminde kullanılan pnömatik valflerin kumandasında, bazı valflerin uzaktan kontrolünde, gemide O.W.S (yağlı su ayırıştırıcısında) kullanılan pnömatik valflerin kontrolünde, gemi düdüğünün çalınmasında, filtre ve soğutucu sistemlerin temizlenmesi gibi birçok yardımcı sistemlerde kullanılmaktadır. Gemilerde hava sistemini çalıştırabilmesi için bir hava tüpüne, kompresöre ve elektrik motoruna ihtiyaç duyulmaktadır. Kompresör ortamdaki havayı 30 bar basınçta hava tüplerinde depo etmektedir. Ortam şartlarına bağlı olarak havada nem olabilir. Bu nem valflerde ve pnömatik sistemlerde ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Sisteme vereceği zararlardan ötürü gemilerde hava kurutucu sistemler bulunmaktadır. Bu sistemler kimyasal ya da fiziksel yöntemler kullanılarak havadaki nemi ayrıştırıp sistemden tahliye etmektedir. Basınçlı hava sistemi aynı zamanda emniyet valfleri, basınç şalterleri, esnek hortumlar, yüksek basınca dayanıklı geri döndürmez valfler gibi belli başlı temel bileşenlerden oluşmaktadır. Sistemin güvenli çalışabilmesi bu bileşenlerin düzgün çalışmasına bağlıdır. Kompresörde meydana gelebilecek herhangi bir arıza yukarıda bahsedilen bütün hava sistemin işlevselliğini yitirmesine sebep olmaktadır. Aynı zamanda temel bileşenlerde oluşabilecek arızalar da sistemin verimli ve emniyetli çalışmamasına sebep olabilmektedir. Bu sebeplerden dolayı kompresör, gemideki sistemlerin efektif çalışabilmesi için kullanılan çok kritik bir ekipmandır. Kompresörlerde meydana gelebilecek riskleri tanımlamak, oluşabilecek sorunların önüne geçmek adına çok önemlidir. Yürütülen tez çalışması ile gemiler için hayati öneme sahip olan kompresör sisteminin detaylı bir risk analizi gerçekleştirilmiştir. Risk analizi çalışması için, özellikle makine kaynaklı risklerin belirlenmesinde son derece kapsamlı bir yöntem olan "Hata Türleri ve Etkileri Analizi" (FMEA) kullanılmıştır. Yapılan analiz ile kompresöre ait her bir hata modu tespit edilmiş, kodlanarak her birinin neden ve sonucu saptanmıştır. Daha sonra gemi tecrübesine sahip 6 kişilik bir uzman grubuna her bir hata türü için O.S.D puanı ataması yapılmıştır. Elde edilen girdi değerleri yardımıyla kompresöre ait "Risk Öncelik Sayıları" (RPN) hesaplanmıştır. Risklerin saptanmasından sonra, yüksek riskteki maddelere karşı önleyici faaliyetler planlanmıştır. Yapılan çalışma ile, gemi kompresör sisteminin riskleri tespit edilmiş, sıralanmış ve karşı tedbirler önerilmiştir. Böylece denizcilik paydaşlarına, kompresörlerde meydana gelebilecek riskler belirlenmiştir. Farkındalık oluşturulması amacıyla bu risklerden dolayı meydana gelebilecek hata etkileri belirtilmiş ve sunulmuştur.
  • Öge
    Ana makina ve jeneratör güç hesabı ile uygun tedarikçi seçiminde AHP uygulaması
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-13) Acar, Mehmet ; Arslanoğlu, Yasin ; 512181021 ; Deniz Ulaştırma Mühendisliği
    Gemiler kendilerine tahsis edilen görev ve fonksiyonları her türlü hava ve deniz şartlarında kesintisiz olarak ve güvenle yerine getirirken yakıt tüketimi yapan donatım ekipmanları ana makina, jeneratör ve kazandan oluşmaktadır. Geminin ihtiyacı olan; sevk gücü ana makinadan, elektrik enerjisi gücü jeneratörden ve ısı enerjisi gücü kazan tarafından sağlanır. Bu üç donatım ekipmanı tasarım aşamasında geminin ihtiyaçları doğrultusunda minimum özelliklerde ağırlık, hacim, güç, maliyet ve maksimum özelliklerde güvenilir, geniş servis ağına sahip ve yedek parça bulma kolaylığı sağlayan tedarikçi firmalar ve operasyonel kullanım kolaylığı (ses yalıtımı, tepkime süresi, kullanım kolaylığı, titreşim, gürültü vb.) kriterleri çerçevesinde seçilir. Ayrıca, yakıt tüketiminin geminin en önemli işletme maliyeti olması ve yakıt tüketiminden kaynaklanan ve hava kirliliğine neden olan emisyonların uluslararası kurallar gereği minimum seviyede olmasının istenmesinden dolayı bu üç donatım ekipmanının minimum yakıt tüketimi yapması istenir. Geminin sevki için gerekli gücü sağlayan ana makina seçiminin en önemli teknik kriteri ana makina gücünü belirlemek için gemi direncinin (R) hesaplanması gerekir. Model deneyleri, ticari bilgisayar programları, deneylerden elde edilen standart seriler ve istatistiksel analizler gemi direncinin belirlenmesinde kullanılan başlıca yöntemlerdir. Günümüzde, ticari bilgisayar programları ile tasarlanan nihai tekne formunun hesaplanan direnç değerleri ile bu tekne formundan yola çıkarak yapılan model deneyleri sonucunda hesaplanan direnç değerleri karşılaştırılarak sonuçların güvenilir ve tutarlı olması kontrol edilmektedir. Gemi direnci belirlendikten sonra efektif güç (PE) hesaplanır. Daha sonra, pervaneye verilmesi gereken güç (PD) ve minimum ana makina gücü (Pbmin) hesaplanır. Minimum ana makina gücüne belirli bir deniz veya servis payı eklenerek ana makinanın devamlı maksimum gücünde (MCR) gerekli olan minimum ana makina gücü hesaplanır. Geminin hareketi için itme kuvveti pervane, su jeti gibi sevk ekipmanları ile sağlanır. En yaygın sevk sistemi ekipmanı olarak kullanılan pervane; ana makina gücü, ana makina devri, gemi boyu, gemi kıç formu ve gemi hızı ile uyumlu olmalıdır. Pervane tasarımı sistematik serilere ait test sonuçları ile elde edilen diyagramlar kullanılarak veya sirkülasyon teorisine dayanan matematiksel yöntemler ile yapılır. Pervane tasarımı yapıldıktan sonra kavitasyon kontrolü yapılır. Geminin tüm operasyon durumları için gerekli olan elektrik enerjisi gemi yardımcı makinalarından bir tanesi olan jeneratörler tarafından sağlanmaktadır. Jeneratör seçiminin en önemli teknik kriteri jeneratör gücü elektrik yük analizi hesabı ile belirlenir. Tedarikçi seçimi kendi aralarında çelişen nitel, nicel değerler alan birçok kriterin dengelenmesini gerektiren çok kriterli bir karar problemidir. Karar verme problemlerinde kullanılan yöntemlerden bir tanesi çok kriterli karar verme (ÇKKV) yöntemidir. ÇKKV yöntemi birçok kriter, alt kriter ve alternatif arasından seçim yapılma aşamasını ve bu aşama sonunda en iyi alternatifi seçmeyi hedefleyen yöntemdir. Analitik hiyerarşi prosesi (AHP), bir amaca ulaşmak için belirlenen kriterleri değerlendirilmek üzere bir hiyerarşik yapıda modelleyen ve bu kriterleri birbirlerine göre göreceli önemini değerlendiren, her kriter için alternatifleri karşılaştıran ve alternatifleri önem derecelerine göre sıralayarak en uygun alternatifi belirleyen ÇKKV yöntemidir. Bu çalışmanın uygulama bölümünde, görev/devriye gemisi olarak İstanbul Boğazı ile Çanakkale Boğazı'nda denetim hizmeti yapan bir motorbot kullanılmıştır. İlk olarak, ektrapolasyon tekniklerinden biri olan Uluslararası Model Deney Tankları Konferansı (ITTC) 1978 yöntemini kullanarak model deneyleri yöntemi ile motorbotun direnci hesaplanmıştır. Daha sonra, motorbotun servis hızında; benzer gemilerden yararlanarak, Harvald isimli ampirik formül ile, model deneyleri ile ve Maxsurf isimli ticari bilgisayar programı ile efektif beygir güç hesabı yapılarak sonuçlar model deneyleri ile bulunan efektif beygir gücüne göre değerlendirilmiştir. Motorbotun hız aralığında takıntılı olarak yapılan model deneylerinde hesaplanan direnç değerleri ile sevk deneyleri yapılarak pervaneye verilmesi gereken güç ve minimum ana makina gücü hesaplanmıştır. Pervane ana karakteristikleri Wageningen B serisi pervane diyagramları kullanılarak belirlenmiş ve pervane kavitasyon kontrolü yapılmıştır. Seyir, manevra ve liman operasyon durumları için elektrik yük analizi yapılarak jeneratör gücü hesaplanmıştır. Motorbotta kullanılacak optimum ana makina ve optimum jeneratörü belirlemek için ÇKKV yöntemlerinden AHP uygulanmıştır. İlk olarak, problem, amaç, kriterler, alt kriterler ve alternatifler belirlenmiştir. Çalışmanın problemi motorbot ana makina ve jeneratör seçimi, amaç ise en uygun ana makinanın ve jeneratörün seçilmesidir. Kriterler ve alt kriterler yapılan literatür taraması, ve gemi inşa sektöründeki tecrübeli mühendisler yardımı ile, alternatifler ise kriterler ve alt kriterler doğrultusunda piyasa araştırması ile belirlenmiştir. Optimum ana makina seçimi için 4 ana kriter, 13 alt kriter ve 5 alternatif, optimum jeneratör seçimi için 4 ana kriter, 13 alt kriter ve 7 alternatif belirlenmiştir. Ana makina ve jeneratör için ana kriterler, alt kriterler ve alternatifler belirlendikten sonra hiyerarşik bir yapı oluşturulmuştur. Kriter ve alt kriter verileri markaların (alternatiflerin) internet sitelerinden ve firma yetkilileri ile görüşülerek sağlanmıştır. Kriter, alt kriterler ve alternatiflerin değerlendirilmesi gemi inşa sektöründe tecrübeli mühendisler yardımı ile yapılmıştır. AHP analizi, Microsoft Office programlarından biri olan Excel ile yapılmıştır. Ana kriterlerin ve alt kriterlerin kendi aralarında alternatiflerin ise alt kriterlere göre ikili matrisleri oluşturularak tutarlılık oranları hesaplanmış olup, tüm matrislerin tutarlılık oranlarının 0,10'dan küçük olduğu tespit edilmiştir. Ana kriterin öncelik vektörü, alt kriterin (ilgili kriterin alt kriteri) öncelik vektörü ve alternatifin öncelik vektörü (ilgili alt kritere göre olan öncelik vektörü) çarpılarak alternatifin ana kritere bağlı olan alt kritere göre ağırlıklı değeri hesaplandı. Her bir alternatifin tüm alt kriterlere ait ağırlıklı değerleri toplanarak o alternatifin ağırlıklandırılma değeri hesaplandı. Ticari etik açısından marka ve model belirtilmeden alternatiflerin ağırlıklandırılma değerleri büyükten küçüğe doğru sıralanarak en uygun ana makina alternatifi ve en uygun jeneratör alternatifi belirlenmiştir. AHP analizi ile belirlenen ana makina ile ana karakteristik özellikleri belirlenen pervanenin uyumu kontrol edilmiştir. Çalışmanın son aşamasında motorbotun kesintisiz olarak 200 deniz mili seyir yapabilmesi için gerekli olan yakıt tankı kapasitesi hesaplanmıştır.
  • Öge
    Crowding behavior of oil an introductory modeling studies
    (Graduate School, 2021-05-22) Nemeh, Abdulwahab ; Bilgili, Ata ; 512161001 ; Maritime Transportation Engineering ; Deniz Ulaştırma Mühendisliği
    We introduce an introductory modeling studies for representation of crowding behavior of surface oil slick using a random walk process for Particles dispersion, while the advection process is approximated with the help of a Runge–Kutta method. Voronoi diagram updated at each time step to help in using Voronoi diagram to calculate the area associated with each particle and the corresponding oil thickness and calculate an additional velocity that depends on the maximum gradient of the oil thickness. Tracking particles in the current implementation and due to the simple 2D geometry, a scheme inspired by finite differences was used here. The whole domain is discretized using a structured grid and each cell (in this case a small square) is associated with one or more history variables that describe the current state of the system. As long as the introduced particles represent oil droplets with some thickness then it is reasonable to prevent accumulating infinite number of these particles in one cell. Hence, a limiting variable is introduce to control the maximum amount of particles allowed to be simultaneously in the same cell. When this limit is reached then no more particles are allowed to enter the cell then we calculate the direction of maximum gradient and that is the largest difference between the thickness around the cells and the particles are moving to neighbour cells. Voronoi diagram updated at each time step to help in using Voronoi diagram to calculate the area associated with each particle and the corresponding oil thickness and calculate an additional velocity that depends on the maximum gradient of the oil thickness (repulsive velocity). What we doing is we are advection the particles we are dispersion the particle and then when the particles push into the wall they start to crowding over each other and when it gets too crowded and can't stay top of each other, so too crowded particles start to separate from each other and that what we called the repulsive effect. When the particles reach the steady state we drop down the advection current in the geometry to zero and checked the repulsive effect separately. We get a smooth field by using Scatterinterpolate and shading interp function in the Matal.