FBE- Elektrik Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Elektrik Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Elektrik mühendisliği; elektrik enerjisi üretim-iletim ve dağıtım sistemleri, akıllı şebekeler, elektrik makinaları, elektrikli sürücü sistemleri ve bunların tasarımı, projelendirilmesi, gerçekleştirilmesi, izlenmesi, korunması, kontrolu, ekonomisi ve yönetilmesi ile ilgili bilimsel ve teknolojik konuları kapsayan bir mühendislik dalıdır.
Gözat
Başlık ile FBE- Elektrik Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge12 Darbeli Üç Faz Çıkışlı Kesintisiz Güç Kaynağı İçin Kontrolör Gerçeklemesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kaya, Zeynel ; Kurtulan, Salman ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringKesintisiz Güç Kaynakları (KGK) şebekede meydana gelen sorunların tıbbi elektronik cihazlar, haberleşme sistemleri, bilgisayar sistemleri ve askeri elektronik cihazlar gibi kritik yüklere zarar vermemesi için kullanılmaktadır. KGK’lar çıkışlarına bağlı yükleri kesintisiz ve güvenilir olarak beslemeleri yanında, bağlı oldukları şebekeye ve bulundukları ortama da az zarar vermelidirler. Diğer sistemlerde olduğu gibi KGK’larda da dijital kontrol yöntemlerinin uygulanması çevresel faktörlerin sisteme etkisini azaltmakta, farklı kontrol algoritmaları uygulanabilmesini sağlamakta ve sistem güvenilirliğini arttırmaktadır. Çalışmada öncelikle dijital kontrol yöntemlerini KGK’lara uygulayabilmek amacıyla farklı doğrultucu ve evirici yapıları incelenmiştir. Yüksek güçlerde kullanılabilmesi, giriş gerilim harmoniklerinin düşük olması nedeniyle kullanım alanı geniş olan 12 darbeli doğrultucu için dijital kontrolör ve çıkış gerilim harmoniklerinin düşük olması ve ani yük değişimlerine cevap verebilmesi nedeniyle tercih edilen Darbe Genişlik Modülasyonu (DGM) yöntemiyle oluşturulan üç faz çıkışlı evirici için mikroişlemci destekli analog kontrolörler gerçeklenmiştir. Kontrolörleri gerçeklenen dönüştürücülerde kullanılan anahtarlama elemanları olan tristör ve IGBT için sürme ve söndürme devreleri incelenmiş ve uygulamaları yapılmıştır. Üç fazlı eviricide kontrol ve sürme kartlarının beslemesini sağlamak amacıyla kullanılan çapraz (flyback) dönüştürücüdeki kontrol yöntemleri incelenmiştir.
-
Öge154 Kv Bir İletim Şebekesinin Kapalı (ring) Sisteme Dönüşmesiyle Çift Taraflı Beslenen Trafo Merkezlerinde Bara Kısa Devre İncelemesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-06-19) Erim, Bilal ; Demirören, Ayşen ; 10076873 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringElektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı sektörü, teknolojik gelişmeler sonucu artan bireysel elektrik kullanımı ve sanayi tesislerinin enerji talebi nedeniyle hızla gelişmektedir. Üretim ve tüketim merkezlerinin birbirine bağlanarak enerji alışverişinin gerçekleştiği ve arz-talep dengesinin kurulduğu ana kısım iletim sistemidir ve enterkonnekte şebeke yapısına sahiptir. İletim sistemi artan üretim ve tüketim merkezleri doğrultusunda elektrik enerjisinin kaliteli, dengeli ve sürekli temini için sürekli büyümektedir; çünkü üretim-iletim-tüketim zincirinin dengeli şekilde gelişmesi gerekmektedir. Enerji arzı ile ilgili gerekli koşulların sağlanması ve büyüyen enerji tüketim bölgelerinin talebinin karşılanması için yeni iletim hatları ve trafo merkezleri tesis edilmektedir. Böylece iletim sisteminde birtakım yenilik ve gereklilikler planlanıp gerçekleştirilerek iletim şebekesinde yapılan değişiklikler sonucu enerji arzının kalitesi ve güvenilirliği arttırılmaktadır. Bu değişiklikler sonucu iletim şebekesinde oluşacak yeni durum mevcut durumla karşılaştırılarak bazı öngörüler sunulmalıdır. Bu çalışmada bir iletim şebekesinin, tek hat fiderinden beslenen (radyal) iki trafo merkezi arasında tesis edilen iletim hattının devreye girmesiyle kapalı sisteme dönüşmesi durumunda, kısa devre akımlarındaki değişimler incelenmiştir. Güç sistemlerinin incelenmesi işletme verimliliğinin sağlanması ve sistemle ilgili planlamaların yapılması açısından önemlidir. Güç sistemininde kesintiye neden olan, elektriksel teçhizatlara ve meydana geldiği arıza noktasının çevresine hasar veren, iletim şebekesinde gerilimi düşürerek arıza noktasına uzak tüketicileri etkileyen en önemli unsur kısa devre arızasıdır. Bu nedenle güç sistemlerinde en önemli inceleme kısa devre analizidir. Kısa devre hesaplamaları yapılarak bara kısa devre gücü, elektrik techizatının kısa devre dayanımı sınıfı, kesicilerin kısa devre akımı kesme kapasitesi ve koruma cihazlarının ayar değerleri belirlenmektedir. Bu çalışmada ele alınan iletim şebekesinde incelenmesi gereken trafo merkezlerinin yüksek gerilim ve orta gerilim barasında kısa devre akımı analizi ve arıza esnasında şebekenin kaynağı konumunda olan trafo merkezlerinin bara gerilimi analizi MATLAB/Simulink programında oluşturulan şebeke modelleri kullanılarak yapılmıştır. Kısa devre arızaları geniş kapsamda simetrik ve simetrik olmayan arıza olarak iki farklı grupta incelenirler. Simetrik arıza güç sisteminde kısa devrenin üç fazda da meydana geldiği dengeli üç faz arızasıdır. Bu arıza türünün meydana gelme sıklığı en düşüktür, fakat bu arıza sonucu çok büyük değerde kısa devre akımları oluşur. Simetrik olmayan arıza türleri ise tek faz-toprak, faz-faz ve iki faz-toprak arızasıdır. Güç sistemlerinde meydana gelme sıklığı en yüksek olan tek faz-toprak arızasıdır. Bu çalışmada simetrili bileşenler yöntemi anlatılmıştır ve kısa devre arıza türleri bu yöntemle oluşturulan arızanın bileşen eşdeğer devresi kullanılarak açıklanmıştır. İncelenen iletim şebekesinde tek-faz toprak ve üç faz arızalarının simülasyonu yapılmıştır. Türkiye’de iletim sistemi gerilim seviyeleri 400 kV, 154 kV ve 66 kV’tur. Bu çalışmada incelenen 154 kV gerilim seviyesindeki iletim şebekesi TEİAŞ 5. Bölge Müdürlüğü sorumluluk alanında bulunmaktadır. Bu iletim şebekesinde kaynak konumunda olan 2 adet 400 kV trafo merkezi bulunmaktadır. Bu iletim şebekesinde 5 adet 154 kV trafo merkezi bulunmaktadır. Bu merkezlerden Kaynarca ve Karasu Trafo Merkezleri aktif durumda tek hat fiderine sahip olan radyal merkezlerdir. Sakarya ve Melen Trafo Merkezleri ise iki adet hat fiderine sahip olmasına rağmen hat fiderlerinden biri radyal trafo merkezlerine bağlı olduğu için mevcut durumda tek hat fiderinden enerji alabilmektedir. İncelenen iletim şebekesi bu nedenle açık sistem şebeke olarak işletilmektedir. Karasu ve Kaynarca Trafo Merkezleri arasında yaklaşık 48 km uzunluğunda bir iletim hattı tesis edilmiştir; ancak henüz devreye alınmamıştır. Bu iletim hattının devreye alınmasıyla Kaynarca ve Karasu Trafo Merkezleri arasında enerji alışverişi olacak ve iletim şebekesi kapalı sisteme dönüşecektir. İletim şebekesinin kapalı sisteme dönüşmesiyle açık sistem şebeke durumunda radyal merkez olan Kaynarca ve Karasu Trafo Merkezleri; tek hat fiderinden enerji alabilen Sakarya ve Melen Trafo Merkezleri iki hat fiderinden de enerji alabilecek konuma ulaşacaktır. Bu çalışmada ilk önce ana taslak olarak Simulink’te yedi trafo merkezi alt sistem kutucukları şeklinde oluşturularak iletim hatlarını temsil eden bloklarla şebekedeki yapıya uygun olarak birbirine bağlanmıştır. İletim şebekesinin kaynağı konumunda olan Adapazarı ve Osmanca Trafo Merkezleri’nde güç kaynağı bloğu oluşturulmuştur. Trafo merkezlerini temsil eden alt sistem kutucuklarına güç transformatörü blokları ve transformatörlerin çıkışına dağıtım fiderlerini temsil eden yük blokları yerleştirilmiştir. Ayrıca iletim şebekesi modelinde belirli noktalara akım ve gerilim değerleri dijital olarak okunan ve osilografik görünüm elde edilen ölçüm blokları kullanılmıştır. İncelenen iletim şebekesindeki iletim hattı ve güç transformatörlerine ait bilgiler elde edilmiş ve güncel değerlerine yakın olarak Simulink’te bu elemanları temsil eden bloklara girilmiştir. Güç kaynağı bloklarına ise Adapazarı ve Osmanca Trafo Merkezlerinin 154 kV barasından bakıldığında görülen Thevenin eşdeğer sistem empedansına ait direnç ve endüktans değerleri girilmiştir. Yük bloklarına ise güç trasformatörlerinden maksimum aktif enerjinin çekildiği 2014 yılı Ağustos ayına ait ortalama aktif ve reaktif güç değerleri girilmiştir. Bu çalışmada öncelikle açık sistem iletim şebekesinin Simulink modeli oluşturulmuş ve model çalıştırılarak şebekede noktasal akım ve gerilim değerleri ölçü ekranlarından izlenmiştir. Kaynarca, Karasu, Sakarya ve Melen Trafo Merkezleri’nin 154 kV barasında kısa devre (arıza) bloğu kullanılarak tek faz-toprak ve üç faz kısa devre simülasyonları yapılmıştır. Simülasyonlar sonucu kısa devre akımı değerleri ve bu akımlara ait osilografik görünümler elde edilmiştir. Ayrıca kısa devre öncesinde ve esnasında Adapazarı ve Osmanca Trafo Merkezleri’nin bara gerilimleri incelenmiştir. İletim şebekesi modeline Kaynarca-Karasu İletim Hattı’nı temsil eden iletim hattı bloğu eklenerek model kapalı sistem şebeke durumuna dönüştürülmüştür. Kapalı sistem iletim şebekesi Simulink modelinde ilk olarak sistem kısa devre oluşturmadan çalıştırılarak noktasal akım ve gerilim değerleri ölçü ekranlarından izlenmiştir. Kaynarca, Karasu, Sakarya ve Melen Trafo Merkezleri’nin 154 kV barasında tek faz-toprak ve üç faz kısa devre simülasyonları yapılmıştır. Simülasyonlar sonucu kısa devre akımı değerleri ve bu akımlara ait osilografik görünümler elde edilmiştir. Ayrıca kısa devre öncesinde ve esnasında Adapazarı ve Osmanca Trafo Merkezleri’nin bara gerilimleri incelenmiştir. İletim sisteminin kapalı sistem şebeke durumunda elde edilen veriler iletim şebekenin açık sistem şebeke durumunda işletilmesinde elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. İletim sisteminin kapalı sistem durumuna dönüşmesiyle farklı işletme koşulları sağlanmıştır. Kaynarca, Karasu, Sakarya ve Melen Trafo merkezlerinin açık sistem şebeke durumunda beslenemediği hat fiderlerinden enerji alma modelleri oluşturulmuştur. Sonuç olarak, iletim şebekesinin bu koşullarda işletilmesi değerlendirilmiştir. Bu modellerin simülasyonu yapılarak ve noktasal akım ve gerilim değerleri izlenerek kısa devre analizi yapılmıştır. Orta gerilim barası TEİAŞ’ın işletmesinde olan Kaynarca, Karasu ve Sakarya Trafo Merkezleri’nin iletim şebekesinin Simulink modelindeki alt kutucuklarında güç transformatörünün orta gerilim tarafında üç faz kısa devreleri oluşturulmuştur. Bu kısa devrelerin simülasyonu sonucu arıza akımı değerleri ve arıza akımlarının osilografik görünümleri elde edilmiştir. Maksimum gerilim katsayısı cmax (IEC 60038’e göre) kullanılarak açık sistem ve kapalı sistem şebeke durumunda maksimum kısa devre akımı değerleri elde edilmiştir ve kısa devre analizi yapılan trafo merkezlerinin sistem empedansının değerleri bulunmuştur.
-
Öge154 Kv Hava Hattı Silikon Kauçuk İzolatörde Alternatif Ve Darbe Gerilimlerinde Elektrik Alan Dağılımının İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-09) Yıldız, Can ; Özdemir, Aydoğan ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmada, 154 kV hava hattı silikon kauçuk izolatör “Electro” programı ile modellenmiş; bu izolatörün üzerinde alternatif ve darbe gerilim şartlarında oluşan elektrik alan şiddetleri ve elektrik potansiyel değerleri incelenmiştir. Benzetimlerde izolatör etrafındaki korona halkası yerleşiminin izolatör üzerinde oluşan elektrik alan şiddeti ve potansiyel değerlerine etkisi incelenmiştir. İncelemelerde 3 temel unsur göz önünde tutulmuştur. Bunlar, korona halkasının izolatör alt ucundan yüksekliği, halka çapı ve et kalınlığı unsurlarıdır. Ayrıca program yardımıyla izolatör üzerine su halkaları yerleştirilerek oluşan alan şiddeti ve potansiyel değerleri, temiz durum değerleri ile karşılaştırılmıştır. Günümüzde darbe geriliminde oluşan anlık değerler deneysel yöntemler ile ölçülememektedir. Darbe gerilimi anında oluşan anlık değerleri ancak sayısal yöntemler ile elde edebilmekteyiz. Kullanılan bilgisayar programının çözüm tekniğindeki kısıtlamalardan dolayı, alternatif gerilim benzetimlerinde her iki yöntemin de kullanılabilmesine rağmen benzetimler sınır elemanları yöntemi ile darbe gerilimi benzetimlerinde ise sadece sonlu elemanlar yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde konu hakkında giriş yapılmış, ikinci bölümünde ise elektrik alan ifadeleri, sonlu elemanlar yöntemi ve sınır elemanları yöntemi hakkında genel bilgiler verilmiştir. Ayrıca model üzerinde alternatif gerilim kullanılarak hem sonlu elemanlar hem de sınır elemanları yöntemleri ile benzetim yapılıp, her iki yöntem ile ulaşılan sonuçlar karşılaştırılmıştır. Üçüncü bölümde ise kullanılan izolatörün modellemesinin nasıl yapıldığı ve benzetim sonuçlarında kullanılan bölgelerin tanımlamaları yapılmıştır. Dördüncü bölümde alternatif gerilim altında yapılan benzetim sonuçları verilmiştir. Beşinci bölümde ise darbe gerilimi ile yapılan benzetimlerin sonuçları verilmiştir. Çalışmanın sonucu olarak alternatif ve darbe gerilim benzetim sonuçları kullanılarak korona halkasının izolatör performansını en üst seviyeye çıkaracak yerleşimi belirlenmeye çalışılmıştır.
-
Öge1600kw, 6300v Senkron Motor Uyartım Sisteminin Plc İle Gerçeklenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kurtkaya, Okan ; Dağ, Hasan ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmada, çıkık kutuplu senkron motorların yol verme yöntemleri ele alınmış ve asenkron yol verme yönteminin üstünlüğü anlatılmıştır. Ayrıca tezde PLC sistemlerin kontrolünün nasıl yapılacağı, bir otomasyon sisteminin nasıl tasarlanacağı ve hangi bileşenlerin kullanılacağı anlatılmaktadır. Uygulama çalışması olarak, İskenderun Demir Çelik İşletmesinde kullanılan 1600kW çıkık kutuplu, damper sargılı senkron motorların, doğru akımla uyartımı, PLC kontrollü güç elektroniği sistemi ile gerçeklenmiştir. Allen-Bradley marka PLC modülleri kullanılarak, endüstriyel bir doğru akım uyartım panosu üretilmiştir. Bu çalışma eski analog sistemin yeni dijital sisteme çevrilmesi, pano tasarımı, kontrol için gerekli PLC programının yazılmasını içermektedir. Uyartım panosunun PLC ile otomasyona geçirilmesi, mevcut analog elektronik kartların dijital kartlarla değiştirilmesiyle elde edilmiş ve bu sayede; kullanım kolaylığı, bakım süresinin azalması ve hızlı arıza tespiti gibi avantajlar sağlanmıştır.
-
Öge380 Kv Enerji İletim Sisteminde Hat Parafudr Koruması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-11-15) Öztürk, Hilmi Coşkun ; Özdemir, Aydoğan ; 416821 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmada, ATP benzetim yazılımı kullanılarak Türkiye 380 kV’luk elektrik iletim şebekesinin Erzurum-Özlüce enerji iletim hattı modellenmiş ve direklere düşen farklı parametreli yıldırım akımlarının oluşturacağı aşırı gerilimler incelenmiştir. Söz konusu hatta uzunca bir zamandır oluşan geçici açmaların nedenleri ve bunlara karşı alınacak önlemler kapsamında yürütülen tez çalışmasında; direk yapısı, direk topraklama direnci, hattın dalga empedansı, yıldırımın akımının zamanlaması, yıldırım akımının genliği parametre alınarak benzetimler yapılmış ve izolatörlerde oluşacak geçici aşırı gerilimler hesaplanmıştır. Benzetim sonuçlarına göre, yıldırım akımının tepe değeri ve zamanlamasına bağlı olarak, izolatörlerde geri atlama oluşturacak topraklama direnci değerleri belirlenmiştir. Mevcut durumda, farklı parametreler için, izolatörlerde geri atlama oluşturacak gerilimlerin üzerinde bir gerilim oluşmaması için optimum hat parafuduru yerleşimi sağlanmıştır. Elde edilen, benzeri çalışma sonuçlarıyla kıyaslanarak, çalışmanın doğruluğu irdelenmiştir.
-
Öge750 V Dc Cer Gücü Tedarik Sisteminin Bilgisayar Destekli Modellemesi, Benzetimi Ve Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-06-12) Özmen, İlyas ; Kocabaş, Derya Ahmet ; 10039445 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringRaylı sistemlerde cer gücü tedarik sisteminin birincil fonksiyonu trenlere hareketi için gerekli olan elektrik gücünü mümkün olan en verimli ve en ekonomik şekilde iletmektedir. Bu fonksiyonu sebebiyle cer gücü tedarik sistemleri kesintisiz ve kaliteli bir metro taşımacılığı için hayati öneme sahiptir. Genel olarak cer gücü tedarik sistemi 3 temel sistemden oluşmaktadır. DC veya AC ihtiyaç duyulan hat geriliminin elde edildiği trafo merkezleri, elde edilen bu hat geriliminin akım toplayıcı sistemler tarafından trenlere taşındığı akım toplama sistemleri ve son olarak elektrik enerjisini tren hareketine dönüştüren cer elektrik motorları ve sürücü devreleri. Tüm bu sistemlerin herbirinin altında daha birçok bileşenler de olması sebebiyle cer gücü tedarik sistemi oldukça kapsamlı ve önemlidir. DC cer gücü tedarik sisteminin karekteristiklerini bilgisayar destekli inceleyebilmek, çeşitli benzetim ve analizler yapabilmek için öncelikle sistemin modeli oluşturulmalıdır. Ancak bileşenlerin çokluğu ve karmaşıklığı sebebiyle bu işlem oldukça zordur. Yapılan bu tezde 750 V DC hat gerilimi kullanılan bir metro sisteminin cer gücü tedarik sisteminin modellemesi MATLAB ® Simulink ortamında Güç Sistemleri Blok Seti (Power System Blockset, PSB) kullanılarak yapılmıştır. Oldukça kapsamlı olarak yapılan bu modellemede Enerji İletim Şirketinin 154kV iletim hatlarından alınan enerji, öncelikle indirici trafo merkezlerinde indirilerek istasyonlar arasında 34,5kV orta gerilim ring sistemi oluşturulmuştur. 34,5kV gerilim seviyesi trenleri beslemek için ihtiyaç duyulan 750 V DC üçüncü ray gerilimine redresör trafosu ve doğrultucu üniteleri vasıtasıyla dönüştürülmüştür. Daha sonra eşdeğer direnç olarak modellenmiş olan üçüncü ray iletkeni üzerinden trenüstü kolektör pabucu vasıtasıyla trende bulunan toplam 12 adet 3 fazlı sincap kafesli asenkron cer motoruna enerjilendirilmektedir. Toplam 4 araçtan oluşan tren setinin yalnızca 3 aracı motorlu olup her bir araçta 2 boji ve 4 cer motoru olduğundan toplam 12 adet asenkron cer motoru bulunmaktadır. Modelde cer motorları PWM sinyali tarafından kontrol edilen 3 fazlı IGBT invertörü tarafından sürülmektedir. Tüm bu bahsedilen ana gruplar ve alt bileşenlerin her biri ayrı ayrı MATLAB ® Simulink altında modellenmiş ve bu alt birimler ile gruplar bloklar halinde işletme şekline göre birbiri ile irtibatlanmıştır. Çalışma için örnek olarak toplam iki adet 4’lü tren setinin aynı bölgeden kalkış yaptığı durum incelenmiştir. Fakat istenildiği takdirde tren sayısı ve istasyon sayısı rahatlıkla artırılabilir ve bloklar içindeki veriler rahatlıkla değiştirilebilir. İstasyonlar arası mesafe üçüncü ray eşdeğer direnç değeri değiştirilerek rahatlıkla ayarlanabilirken trenler birbiriyle eş olması sebebiyle bir tren bloğu kopyalanarak hatda bulunan toplam tren sayısı da rahatlıkla artırabilir. Böylece tüm hattın modellemesini ve benzetimi yapmak mümkün olacaktır. Oluşturulan bu model genişletilebilir ve geliştirilebilir olup farklı işletme koşullarının kapsamlı incelemesini gerçekleştirmeye uygundur. Bu incelemede tren kalkış anı karekteristikleri ile birlikte trenlerin çektiği büyük reaktif akımlardan dolayı oluşan harmoniklerin incelemesi yapılmıştır. Tren kalkış anı akım karekteristiklerinin kısa devre hata akımlarına olan benzerliği incelenmiştir.
-
ÖgeAbdi İbrahim İlaç Maslak Plaza Enerji Otomasyonu Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-07) Yaman, Eryetiş ; Demirören, Ayşen ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmada, halen başarıyla çalışmakta olan Abdi İbrahim İlaç Maslak Plaza PLC ve SCADA tabanlı enerji otomasyonu irdelenmiştir. Otomasyon sisteminin kuruluş amaçları ve fonksiyonları, saha ekipmanları ve otomasyon sisteminde bulunma gereklilikleri, otomasyon panoları bileşenleri, PLC senaryoları ile SCADA PC yazılımı detaylı açıklanmıştır. Ayrıca, sistem elektrifikasyon yapısı genel olarak incelenmiştir. OG ve AG deki tüm kesici ve şalterlerin pozisyonları, DUPS, generatör, trafo gibi elektrik makinalarının önemli alarm ve durumları ile koruma röleleri ve enerji analizörlerinden alınan enerji parametreleri merkezi bilgisayarda anlık izlenir ve kayıt altına alınır. Sistemdeki arızalar meydana geldikleri anda bilgisayarda görünerek operatörü uyarır ve kısa zamanda müdahale imkanı sağlar. Sistemin diğer bir avantajı; önceden belirlenmiş, PLC içinde işleyen senaryoların sistemi, operatör müdahalesine gerek kalmadan otomatik olarak yönetmesidir. Kurulu senkronizasyon çözümü ile plaza enerji kesintilerinden etkilenmez.
-
ÖgeAcil Durum Aydınlatması Kaçış Yolu Aydınlık Düzeyi Minimum Değerlerinin Deneysel İncelemesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Jazayerı, Moeın ; Enarun, Dilek ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmada Acil Durum Aydınlatması konusu bir bütün olarak ele alınarak incelenmiştir. Çalışmada acil durum aydınlatması ile ilgili mevcut standartlarda belirlenen aydınlık düzeyi değerleri ve kamaşma limitleri ve acil durum aydınlatma sistemlerinde kullanılan araçlar ve besleme sistemleri incelenmiştir. Tez çalışmasında ayrıca acil durum aydınltması için bazı hesaplama yöntemlerinden örnekler verilerek bu konu ile ilgili daha önce yapılmış olan ve acil durum aydınlatması için gerekli maksimum, minimum ve ortalama aydınlık düzeylerinin bulunması, kamaşma, parıltı faktörlerinin etkileri ve ışık kaynaklarının spektral güç dağılım aralıklarının acil durum aydınlatması üzerindeki etkilerinin bulunmasını amaçlayan çalışmalar incelenerek bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Tez çalışmasının son bölümünde incelenen örnek çalışmalara benzer acil durum aydınlatma deneyleri yapılımş olup bu deneylerde teorik bilgiler ve standartlarda tavsiye edilen aydınlık düzeylerinin pratik olarak denenmesi ve sonuçta acil durum aydınlatması için insanların bulundukları mekanları güvenli bir şekilde terk edebilmeleri için en uygun aydınlık düzeyinin bulunması ve farklı aydınlık düzeylerinin acil durumlar sırasında insanlar üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Farklı aydınlık düzeyleri uygulanarak gerçekleştirilen bu deneylerden elde edilen sonuçlar büyük ölçüde daha önceki çalışmalardan elde edilen sonuçlara benzerlik göstermiş olup deneylerde deneklere uygulanan anketlerden elde edilen sonuçlar incelenmiş ve olumsuz yönlerinin bulunmasına rağmen yine de acil durum aydınlatması için özellikle mekanda bulunan kişilerin mekan ile aşina olmaları halinde 1 lx ortalama aydınlık düzeyinin insanların mekanı terk etmeleri için yeterli ve uygun bir aydınlık düzeyi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
-
ÖgeAcil Durum Aydınlatmasında Kullanılmak Üzere Işık Kaynağı Olarak Işık Yayan Diyot Kullanan Bir Armatür Tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-20) Yıldırım, Sezen ; Enarun, Dilek ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmada acil durum aydınlatmasında kullanılmak üzere ışık kaynağı olarak ışık yayan diyot (LED) kullanan bir armatür tasarlanmıştır. Acil durum aydınlatmasının kavramları ve tanımları ile ilgili detaylı bilgiler verilmiş, kullanılan elemanların özellikleri anlatılmıştır. Acil durum aydınlatmasında sağlanması istenilen aydınlık düzeylerinin hesaplanması ile ilgili gerekli bilgiler anlatılmıştır. Armatür tasarımında kullanılan elemanların fiziksel ve elektriksel özellikleri ile ilgili detaylı bilgi verilmiştir. Tasarım sürecinde ise öncelikle armatürlerin sağlaması gereken fiziksel, elektriksel ve aydınlatma tekniğine ait özellikleri belirlenmiştir. Belirlenen bu çerçeve kapsamında çeşitli tasarımlar yapılmış, bu tasarımlar içinden en uygun iki tanesi üretilmiş ve çeşitli deneyler yapılmıştır. Bu deneyler armatürlerin ışık dağılım eğrilerinin ve eş aydınlık düzeyi eğrilerinin çıkarılmasını içermektedir. Seçilen örnek bir koridor boyunca bu armatürlerin kullanılması ile sağlanacak aydınlık düzeyleri ve kamaşmalar incelenmiş, ayrıca geleneksel olarak kompakt fluoresan kullanan bir armatürle karşılaştırılmışlardır. Sonuç olarak bu armatürlerin acil durum armatürü olarak kullanılmasının uygun olacağına karar verilmiştir.
-
ÖgeAdaptive optimum control of a separately excited dc-machine using microcontroller(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Kurtiş, A. Yılmaz ; Gürleyen, Fuat ; 19328 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringUyarma akıma sabit tutulan bir doğru akım makinasının rotor uçlarına uygulanan gerilim değiştirilerek, hız kontrolü amaçlanmıştır. Makinanın durum denklemleri aşağıdaki gibi verilmiştir. diq 1 Kq Kq = iq n +. vq (2.1) dt Tq Tq TR dn ıq - my d t Tn Th Bu denklemlerde birime indirgenmiş olarak iq : rotor akımı n s devir sayısı Vq : giriş gerilimi my s yük momenti Tq = Lq/Rq î rotor devresi zaman sabiti Kq = Vqn/lqnRq s rotor devresi kazancı Tn = 2TiJNon/Men : hızlanma zaman sabiti J ı eylemsizlik momenti Men s anma momen t i Vqn: anma rotor gerilimi lqnî anma rotor akımı Non r boştaki anma devir sayısını sembolize etmektedir. Bu tez çalışmasında, (2.1) ve (2.2) numaralı denklemlerle tanımlanan bir serbest uyarmalı doğru akım makinasına adaptif optimum kontrol uygulamak amacı ile bir donanım tasarlanmaya çalışılmıştır. Bu kontrol yöntemine göre uyarı akısı sabit tutularak rotor gerilimi değiştirilir. Model referans adaptif kontrol yaklaşımı kullanılmış ve bu iki aşamada uygulanmaya çalışılmıştır. İlk aşama, optimum kontrol stratejisinin ve ideal referans modelin belirlenmesidir. İkinci aşama ise, adaptif kontrol stratejisinin saptanmasıdır. Yukarıda sözü edilen adaptif ve optimal kontrol 5 tratej" ilerinin gerçekleştirilebilmesi için bir mikrobilgisayara gereksinim vardır. Optimum kontrol stratejisinin amacı minimum zamanlı bir optimum geçici rejim davranışı ve minimum sürekli hal hatası elde etmek ve bu arada. rotor akım ve gerilimlerini de sağlamaktır. Sözü edilen koşullar gözönüne alınarak amaç ölçütü (3.£a.) numaralı denklemdeki gibi seçilmiştir. 1 1 2 J = Sjjntf-Nr-) + s2 t f I m (vq-n- )2 dt 0 Kq (3. 2aî) Bu denklemde tf yerleşme zamanı olup minimum amaç ölçütüne (3.2b) de belirtilen koşullarla ulaşılmaya |iqJ < Im and vq < i (3.2b) çalışılırsa optimum kontrol kuralı olarak (3.3) vı ı denklemleri elde edilir: vq = n + lm/KQ. 0 i t i tf (3.3) vq = Nr + mv/Kq. t > tf Burada, Im izin verilen maksimum akım seviyesidir. Pratikte ise optimum performans nadiren elde edilir çünkü ası değişiklikleri, doyma ve eylemsizlik momenti, doğru akım makinasinda birçok hızlı ve ölçülemeyen parametre değişimine yol açar. Burada elde edilen anma değerler, ancak gerçek sistem için bir optimal referans model oluşturulmasını sağlarlar. Adaptif kontrol stratejisinin amacı ise ileri ve geri besleme denetleyicilerini ayarlayan uygun bir adaptasyon mekanizması tasarlamaktır. Yani, kontrol kural ı vqp = - Kp(e,t)«y + Ku(e,t).vq (3.4) ile hata vektörü e = x - y (3.5) motor parametreleri anma değerlerinden uzaklaşsa bile sıfıra eşitlenmeye çalışılır.
-
ÖgeAFD tabanlı sayısal koruma algoritması ile alan kaybına karşı koruma(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Özcan, Hakan ; Usta, Ömer ; 126808 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringGüç sisteminin kesintisiz, kararlı ve güvenilir işletme durumlarına ve sinüsodial dalga şekline sahip sabit gerilime ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Güç sisteminde arazalı bir durum olduğunda, bu koşulların sağlanabilmesi için koruma prensipleri daha da önemli olmaktadır. System korumasında senkron generatörlerin korumasının da bir önemi vardır. Bundan dolayı tüm büyük güçlü generatörlerin alan kaybı korumasını içeren gerekli koruma düzenleriyle donatılması gereklidir. Generatörün uyarma sisteminde meydana gelen uyarma alanı kaybından sonra, makina asenkron generator olarak çalışmaya başlar ve gerekli mıknatıslanma akımı güç sisteminden çekilir. Uyarma alanı kaybım algılamak için off-set mho tipli empedans röleleri kullanılır. Bu teknikte makina uçlarından görünen empedans izlenir. Normal işletme koşulları altmda bu empedans R-X düzleminde birinci bölgede kalmaktadır. Ancak uyarma alam kaybı durumunu takiben empedans yer eğrisi birinci bölgeden dördüncü bölgeye doğru hareket etmeye başlar. Koruma algoritması gerçek bir uyarma alam kaybım algılayacak ve güç sistemi salınımlarında çalışmayacak şekilde tasarlanmıştır. AFD tabanlı bu teknik generatör uçlarından görünen empedansı hesaplamak için akım ve gerilim işaretlerinin temel harmonik bileşen fazörlerini ölçer. Bu çalışmada, empedans tabanlı tekniğin geliştirilmesini takiben PSCAD/EMTDC programı kullanılarak kapsamlı bilgisayar simülasyon çalışmaları yapılmıştır. Bu program, uyarma alam kaybı durumlarım temsilen bir güç sistemi modelini analiz etmek için kullanılır. Böylece uyarma alam kaybı durummlarmı temsil eden sadece A fazına ait akım ve gerilim işaretleri üretilmiştir. Bu işaretler uyarma alam kaybı jölesinin performansım analiz etmek için empedans rölesinin giriş işaretleri olarak kullanılmıştır. Bilgisayar simülasyon çalışmaları empedans röle alagoritmasının uyarma alam kaybınım etkin olarak algıladığım, fakat kısmi uyarma alam kayıplarında düzgün olarak çalışmadığım göstermektedir.
-
ÖgeAhp Yöntemiyle Tedarikçi Seçimi: Perakende Sektöründe Bir Uygulama(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-06) Kaplan, Reyhan ; Koç, Tufan Vehbi ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringGünümüzün rekabet koşullarında, globalleşmenin de etkileri gözönüne alındığında işletmelerin bulundukları sektörde yüksek performans göstermeleri gerekmektedir. Fakat bu sadece işletmelerin kendi performansına bağlı değildir. Tedarik zincirindeki her bir üye, işletmelerin kaderini belirlemektedir. Tüm üyeler gözönünde bulundurulduğunda, tedarikçiler tedarik zincirinin en önemli halkasını oluşturmaktadır. Tüm bu etmenler ele alındığında tedarikçi kavramı stratejik üstünlük sağlayan bir konuma gelmiştir. Bu çalışmanın ana amacı, belirsizliğin ve rekabetin her geçen gün arttığı perakende sektöründe tedarikçi seçim sürecini analiz etmektir. Çalışma bünyesinde tedarikçi seçim kararı verilirken dikkat edilmesi gereken kriterlere değinilmistir. Kriterlerin belirlenmesi aşamasında öncelikle literatür araştırması yapılmıştır. Makalelerden elde edilen kriterler sektördeki uzman kişilerin görüşleri ile tekrardan değerlendirilmiş ve anket uygulaması ile bazı kriterler elenirken, bazı kriterlerin de eklenmesi önerilmiştir. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda tedarikçi seçim kriterleri belirlenmiş ve ikili karşılaştırmaların yer aldığı ikinci bir anket uygulanmıştır. Bu anket sonucunda hiyeraşik model ortaya konulmuştur. Oluşturulan bu modelden sonra çalışmamızda bir uygulamaya yer verilmiştir. Uygulama, Türkiye’de perakende sektöründe büyük pazar payına sahip bir firmada yapılmış ve alternatif 3 tedarikçinin performansı Analitik Hiyerarşi Proses yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizi sırasında ise Super Decision adlı paket programdan faydalanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda 3 alternatif firmanın öncelikleri belirlenmiş ve daha sonra kontrol amacıyla duyarlılık analizi yapılmıştır. Çalışmanın ardından elde edilen sonuçlar uygulama yapılan firma ile paylaşılmıştır.
-
ÖgeAksiyal simetrik regüler polar fotometrik eğrilerde optimum ölçme aralığının belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Ulutaş, Murat ; Enarum, Dilek ; 83131 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmanın amacı aksiyal simetrik regüler ışık dağılım eğrilerinin çıkarılmasında kullanılan ve deneysel olarak bulunan ışık şiddeti değerlerinin optimum ölçme aralığım bulmaktır. Çalışmada ışık şiddeti değerleri 2.5 derece aralıklarla bilinen farklı açılarda 6 adet armatür kullanılmıştır. Işık şiddeti değerlerinin 10 veya 5er derece aralıklarla bilindiği varsayılarak 2.5 derece aralıklı tahminler yapılmıştır. Işık dağılım eğrisi üzerine yapılan çalışmaların iyi anlaşılabilmesi açısından Bölüm 2 ve 3. bölümde temel kavramlar ve fotometrik ölçme hakkında genel bilgi verilmiştir. 4. bölümde en küçük kareler yönteminin kullanıldığı regresyon analizi, hatalar ve korelasyon analizi anlatılmıştır. 5. bölümde bir nöral program kullanılarak iki farklı yöntemde tahminler yapılmış, standart hataları ve korelasyon katsayıları karşılaştırılarak en uygun yöntem bulunmaya çalışılmıştır. Regresyon analiziyle yapılan tahminlerde genel olarak 2. dereceden denklem uydurmasının daha uygun olduğu görülürken bu yöntemde, bazı durumlarda regülerliğin bozulmasından dolayı iki ayrı 2. dereceden denklemin ortalamasının ve regülerliği düzgün olan kısımların alınmasını öneren karışık yöntem önerilmiştir. En küçük kareler yöntemi ve nöral program tahminlerine ait ışık dağılım eğrileri gerçek ışık dağılım eğrileriyle birlikte Ekler kısmında verilmiştir. 7. bölümde bir önceki bölümde çizilen ışık dağılım eğrilerine ait tahminlerin standart hataları ve ışık şiddeti eğrileri değerlendirilerek ışık şiddeti düşüş hızı tanımı yapılmış ve bu tanım ışığında nöral program ve regresyon analizi karşılaştınlmıştır.
-
ÖgeAktif Manyetik Yataklama Sisteminin Doğrusal Olmayan Bozucu Gözleyicisi Kullanarak Kayma Yüzeyli Kontrollör İle Kontrolü(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-11-19) Büyükbaş, Rüstem Tolga ; Gürleyen, Fuat ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalismada, aktif manyetik yataklama sistemleri için düşük mertebeden doğrusal olmayan bozucu gözlemleyicisi kullanılarak kayan kipli bir kontrollör tasarlanmıştır. Sistemdeki bozucu etkileri, yer çekimi ivmesi ve ortam ve mıktanıstan kaynaklanan diğer düzensizliklerin tümünü içermektedir. Bu düzensizlikler, düşük mertebeden doğrusal olmayan bir gözleyici tarafından ön görülmektedir. Elde edilen bozucu etki fonksiyonu, kayan kipli kontrollörde öne sürülen kontrol işaretinin foksiyonunda kullanılır. Son olarak kayan kipli kontrolör, elde edilen hata işaretinin istenen karakteristiği sağlaması yönünde, yeni bir kontrol işareti fonksiyonu ön görülmesiyle tamamlanır.
-
ÖgeAkıllı Melez Bulanık Pıd Kontrolör Yapısı(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Erenoğlu, Işın ; Eksin, İbrahim ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmada, Klasik PID ve Bulanık kontrolörün akıllı bir yöntemle harman lanmasından meydana gelen Akıllı Melez Bulanık PID kontrollör yapısı tanıtılmaktadır. Temel olarak bu tasarım metodunda, sistemde oluşan hatayla ilişkili bir fonksiyona bağlı harmanlama mekanizması yardımıyla klasik PID Kontrolör ve Bulanık Kontrolör birleştirilmektedir. Bununla birlikte, akıllı bir anahtarlama mekanizması, harmanlama mekanizmasının hangi kontrolörün (Klasik PID veya Bulanık Kontrolör) kontrol eyleminde öncelikli olarak baskın kullanılacağının kararını almaktadır. Yeni Akıllı Melez Kontrolör yapısı ile çeşitli sistemler için simülasyonlar yapılmakta ve sonuç olarak hem geçici hal cevabında hem de karalı hal cevabında her iki kontrolörden de (klasik PID kontrolör ve Bulanık kontrolör) daha iyi performans sergilediği görülmektedir. Kontrolör parametreleri genetik algoritmalar yardımıyla belirlenmektedir.
-
ÖgeAkıllı Şebekelerde Depolama Sistemlerine Sahip Rüzgar Enerji Santrallerinde Üretim Tahmini Ve Sisteme Katılım Miktarının Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-06-16) Akyürek, Betül ; Türkay, Belgin ; 10075959 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringÇalışmada, 10 adet 900 kW rüzgar türbinlerine sahip 9 MW kurulu gücü olan rüzgar santralinin üreteceği enerjinin tahmini yapılmıştır. Üretileceği tahmin edilen enerjiden şebekeye dahil olamayan enerji miktarı elde edilmiştir. Bu miktar ise kullanılması gereken ve yenilenebilir enerji ile uyumlu çalışan, markette ulaşılabilen enerji depolama sistemlerini belirlemek amacıyla kullanılmıştır. Depolama sistemleri rüzgar santrali ile uyumlu çalışacak çeşitlerinin belirlenmesi, boyutunun ve maliyetinin yıllık bazda ne olacağının hesaplanması ile bulunmuştur. Bu amaç doğrultusunda rüzgar enerjisi tahmini yapmak için adaptif ağ tabanlı bulanık çıkarım sistemi kullanılmıştır. MATLAB programı içerisinde bulunan ve anfisedit komutu ile kullanılan bu modelin girdileri ve çıktıları belirlenmiştir. Rüzgar santralinden üretilecek enerjinin hesaplanabilmesi için rüzgar hızı, hava yoğunluğu, türbin kanatlarının süpürdüğü alan ve bölgeye göre değişen kapasite faktörü göz önünde bulundurulmuştur. Rüzgar hızı Urla’da 2008 ile 2011 yılları arasında on dakikada bir alınan kayıtlar aracılığı ile sağlanmıştır. Rüzgar hızı modellemenin ilk girdisidir. Diğer bir girdi olan hava yoğunluğu ise yine aynı tarihler arasında Çeşme, Seferihisar ve İzmir bölgeerine ait Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan hava sıcaklığı ve nem değerleri ile bulunmuştur. Modelin çıktısı ise elimizde bulunan veriler ile teorik olarak hesaplanan rüzgar gücüdür. Bu değerler modellemede test ve eğitim için kullanılmıştır. Hat kapasiteleri, gerilim limitleri gibi şebeke fiziksel kısıtlamaları sebebi ile üretilen rüzgar enerjisinin tamamı sisteme verilememektedir. Bu nedenle sisteme katılabilecek enerji miktarı Power System Analysis Toolbox ile hesaplanmıştır. Şebekenin teknik limitleri Power System Analysis Toolbox’ta gömülü bulunan IEEE 14 baralı sisteme entegre edilmiştir. Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin belirlediği elektrik tarifeleri ve Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nden elde edilen birim enerji üretim maliyetleri de sistemde göz önünde bulundurulmuştur. Rüzgar enerjisi kullanıldığında üretilen birim enerji maliyeti düşmektedir. Karşılaştırma yaparken birim enerji maliyeti de modele dahil edilmiştir. Şebekeye dahil edilemeyen enerji başlı başına bir maliyettir ve bu yöntemle bu maliyet belirlenmiştir. Dahil edilemeyen enerjinin depolanması bu maliyet, düşürmekle beraber depolama sisteminin maliyeti de düşünülmedir. Bu nedenle çalışmada yenilenebilir enerji kaynaklarında kullanılan depolama sistemleri belirlenmiştir. Paranın bugünkü değeri, gelecek değeri ve yıl bazında hesaplanmış değerleri finansal analizle hesaplanarak enerji depolama sistemlerinin yıllık kurulum ve kullanım maliyetleri hesaplanmıştır. Hesaplamalarda ilk yatırım, işletme, bakım maliyeti ve yenileme maliyetleri de eklenmiştir. Enerji depolama sistemlerinin kurulumdan kaynaklanan hat kayıplarında azalma ve sisteme verilemeyen rüzgar enerjisinin depolanmasıyla birlikte ortaya çıkan yıllık kazanç, enerji depolama sisteminin kurulumunun yıllık maliyeti ile karşılaştırılmıştır. Çalışma sonucunda 9 MW sistem de maliyeti yüksek olduğu için depolama sisteminin uygun olmadığı görülmüştür. Ancak rüzgar türbinin gücü arttıkça depolama maliyeti azaldığı için sistem uygun olduğu tespit edilmiştir.
-
ÖgeAkıllı şebekelerde termostat kontrollü yükler için gelişmiş yerel talep yönetim sistemi tasarımı(İstanbul Teknik Üniversitesi, 2013) Zehir, Mustafa Alparslan ; Bağrıyanık,Mustafa ; Tarım,Nil ; 332867 ; Elektrik Mühendisliği ProgramıBu çalışmada, binalardaki termostat kontrollü yüklerin şebeke olaylarına göre nasıl yönetilebileceği incelenmiş ve yerel bir talep yönetim sistemi tasarlanmıştır. Tasarlanan yük yönetim sistemi ile buzdolaplarının bir yıllık çalışması, öncelikle çok zamanlı tarifeye göre kontrol durumunda incelenmiştir. Analizlerde, gerçek buzdolaplarından toplanmış verilerden yararlanılmıştır. Çok Zamanlı Tarife'de kontrolsüz ve kontrollü çalışma durumları, Tek Fiyatlı Tarife ile karşılaştırılmıştır. Soğutucu kontrolüne ek olarak defrost kontrolü de incelenmiştir. Sonuçlara göre, buzdolaplarının puant periyottaki tüketimlerinin %23.08 ile 41.73 oranında azaltılabileceği ve yıllık elektrik faturasında %12.54 ila 14.78'e varan tasarruflar elde edilebileceği tespit edilmiştir. Yenilenebilir kaynaklardan dağıtık üretime göre kontrol de çalışma bünyesinde incelenmiştir. Küçük güçlü bir fotovoltaik sistemden bir yıl boyunca toplanan veriler analizlerde kullanılmıştır. Sonuçlar hem şebeke açısından hem de tüketiciler açısından farklı perspektiflere göre değerlendirilerek yorumlanmıştır. Analiz sonuçlarına göre buzdolaplarının 55 ila 100 saatlik çalışmalarının güneş enerjisinden yeterli üretimin olduğu periyotlara kaydırılabileceği görülmüştür. Bu sırada yıllık tüketimlerde ciddi bir değişim olmamıştır. Mevcut tarifeler kullanıldığı takdirde, elektrik faturasında yıllık %1.43 ile 3.70'e varan tasarruflar elde edilebileceği görülmüştür. Günümüz tarifelerinde ekonomik faydaların kullanıcılar için yeterli olmadığı tespit edilmiştir. Esnek kontrol yapısı ile sadece buzdolaplarının değil; dondurucu, su ısıtıcısı, klima gibi birçok farklı termostat kontrollü yükün yönetiminin mümkün olduğu bir yönetim sistemi oluşturulmuştur.
-
ÖgeAlçak Gerilim Ark Modelleri Ve Arkın Isıl Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-07-03) Font, Aytuğ ; Mardikyan, Kevork ; 434528 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu tezin amacı yüksek ve orta gerilimde açma-kapama işlemi sırasında meydana gelen arkların modellenmesi ve bilgisayar simülasyonları ile arkın elektriksel ve ısıl analizinin yapılmasıdır. Güç sistemlerinde kısa devre arızalarının meydana gelmesi durumunda enerjinin sorunsuz bir biçimde kesilmesi ve gerekli korumanın sağlanması büyük önem taşımaktadır. Güç sistemlerinde kısa devre olaylarının büyük bir bölümü ark şeklinde meydana gelmektedir. Ayrıca kısa devre durumları veya normal şartlar altında kesici açma işlemini gerçekleştirdiğinde kontaklar arasında yine bir elektrik arkı oluşabilmektedir. Bu gibi durumlarda sistemden geçen akımın ve gerilim dalgasının biçiminde meydana gelen değişimin bilinmesi gerek koruma açısından, gerekse devre kesicilerinin tasarımı açısından büyük önem taşımaktadır. Elektrik arkı sabit bir direnç olarak modellenmekle birlikte, doğru bir analiz için daha detaylı modellere gerek bulunmaktadır. Bu amaç için, sabit direnç yerine karakteristiği zamanla değişkenlik gösteren dinamik ark modelleri kullanılmaktadır. Ancak bu gibi detaylı modellerin simülasyonunda zorluklar çekilmektedir. MATLAB-Simulink kullanılarak oluşturulan modeller yardımıyla arkın bu dinamik karaktersitiği kolaylıkla incelenebilmektedir. Yapılan çalışmada dört farklı ark modeli için simülasyon modelleri oluşturulmuştur. Oluşturulan bu modellerde bir periyot içinde farklı zamanlarda (sıfır geçişlerinde ve sıfır geçişleri dışında) ark oluşturulmuş ve davranışları incelenmiştir. Ayrıca bu dört modelin akım ve gerilim karakteristikleri birbirleri ile karşılaştırılmış ve modellerin farkları ortaya konulmuştur. Arkın ısıl etkilerini görebilmek adına üç farklı elektrot tipinden(düzlem-düzlem, çubuk düzlem ve küre düzlem) oluşturulan sistemlerde arkın elektrot yüzeyinde oluşturduğu zamana bağlı ısı geçişi ve sıcaklık dağılımları sonlu elemanlar destekli bir analiz programı olan COMSOL 3.4 ile simule edilmiştir. Ayrıca düzlem elektrot sistemi için sıcaklık dağılımı elle hesaplanıp benzetim verileri ile karşılaştırılmıştır. Elektrot açıklığının sıcaklık dağılımına etkisini görebilmek için simülasyonlar sırasıyla 1mm, 2mm ve 3mm elektrot açıklıkları için de yapılmıştır. Ark sütununun sıcaklığının ve arkın süresinin sıcaklık dağılışını nasıl değiştirdiği simülasyonlarla incelenmiştir.
-
ÖgeAlçak Gerilim Enerji Hatlarında Darband Haberleşme İçin Gürültülerin Sınıflandırılması, Modellenmesi Ve Kanal Empedans Ölçümü(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-06-19) Sönmez, Mehmet Ali ; Bağrıyanık, Mustafa ; 10040654 ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringGünümüzde, elektrik şebekesinin işletimi, etkileşimli ve daha müşteri merkezli bir yapıya yönelmekte, tasarım ve kontrolünde buna özgü değişiklikler olmaktadır. Elektrik güç sisteminin kontrolü ve işletiminin kalitesinin yükseltilmesi amacıyla yeni haberleşme ve bilişim teknolojileri geliştirilmektedir. Enerji Hattı Üzerinden Haberleşme (Power Line Communication, PLC), elektrik enerjisinin taşındığı hatlarda aynı anda veri haberleşmesinin de yapılmasına olanak sağlayan bir teknolojidir.Enerji hatlarının tüketicilere elektriği belirli sınırlar içerisinde (Service Level Agreement, SLA) taşımak ve dağıtmak ile ilgili görevi vardır. Haberleşme sistemine gelince, kanaldan iletilen verinin alıcıya doğru bir biçimde ulaşması esastır. Bu istekleri enerji hattında birleştirerek karşılamak oldukça zordur. Haberleşme açısından; gürültü, zayıflama, empedans uyumsuzlukları, çoklu yansıma (multipath) gibi faktörler sınırlamalara ve sorunlara neden olmaktadır. Gürültü, bunlar arasındaki en temel sorunlardan birisidir. Gürültünün parametreleri ülkeden ülkeye değişmektedir. Gürültüler; zamana, yere, yük tipine, enerji hattının topolojisine ve şebeke gerilim değerine bağlı olarak değişkenlik arz eder. Bu nedenle, çok sayıda ve uzun süreli ölçümler alınarak istatistiksel çalışmalar yapılır ve bu veriler ışığında bir matematiksel modellemeye gidilir.Darband PLC için kanal empedansı; frekans ve yüklerin hattaki durumu ve tipine göre değişmektedir. Özellikle lineer olmayan yükler kanal empedansını değişken yapmaktadır. Rezonans devre etkileri, frekans spektrumunun bazı bölgelerinde etkili olmaktadır. Kalite katsayısı, bu bölgelerdeki frekans seçiciliğini tanımlamada kullanılır. Empedans açısı, yine modülasyon tipi seçiminde önemli bir unsurdur. Bu tezde gürültü ve emepdans çalışmaları, CENELEC 50065-1 darband Enerji Hattı Üzerinden Haberleşme standardına göre yapılmıştır.
-
ÖgeAlçak Gerilim Hatları Haberleşmesinde Gürültü Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-11-02) Ay, Bayram ; Usta, Ömer ; Elektrik Mühendisliği ; Electrical EngineeringBu çalışmada, alçak gerilim hatları haberleşmesi kavramı, dar bant haberleşmesi kavramı, alçak gerilim hatları üzerindeki gürültüler tanımlanmış ve hat üzerinde sürekli var olan arka plan gürültüsü ölçümü yapılmıştır. Zaman domenindeki bu ölçümlerin güç spektrum yoğunluğu Welch methodu ile elde edilerek Avrupa’da CENELEC tarafından izin verilen frekans aralıklarında gürültü analizi yapılmıştır. Ölcüm cihazını hatta bağlamak için kuplaj devresi kullanılmıştır. Fabrika sahasında üç farklı noktadan alınan dataların güç spektrumu incelendiğinde hatta bağlanan yüklerin gürültü oluşturduğu görülmüştür. Bunun yanında hatta sürekli mevcut olan arka plan gürültüsünün beyaz gürültü karakteristiğinde olmadığı ve frekans arttıkça gürültü seviyesinin azaldığı görülmüştür. Ayrıca gürültü kaynağına yani yüklere yaklaşıldıkça gürültü seviyesinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.