FBE- Mimari Tasarım Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "Aesthetics" ile FBE- Mimari Tasarım Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeKent Meydanı: Kamusal-estetik Çerçevede Eleştirel Bir Değerlendirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-04-05) Atalay, Nevbahar ; Esin, Nur ; Mimari Tasarım ; Architectural DesignBu çalışma, kent mimarlığı kapsamında bir kent mekânı olan “Meydan”ın mekânsal, işlevsel ve biçimsel gelişim sürecini, günümüzde öne çıkan değerler olarak belirlenen “kamusal” ve “estetik” kavramları çerçevesinde irdelemektedir. Bu kapsamın belirlenmesine, meydanın gelişim sürecini ve varoluş koşullarını, tarihteki oluşumları ve değişen dünyanın kentlerinde bugünkü etkileşim süreçleri de göz önünde bulundurularak ulaşılmıştır. Yakın bir gelecekte dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentlerde yaşayacağı tahminleri yapılmakta ve kentsel yayılmanın artması beklenmektedir. Yeryüzünde birçok kent birbirlerinden çok farklı gelişmekte, kimi kentler daha heterojen bir yapıya dönüşürken, diğerlerinde etkileşimlere direnen yapılar söz konusudur. Ekonomik ve küresel süreçlerle beraber teknolojik olanakların sağladığı artan iletişim ve ulaşım kolaylıkları ile kentlerin içinde bulunduğumuz yüzyılda çeşitli seviyelerde de olsa mekânsal ve sosyal değişim ve dönüşümleri kaçınılmaz olmaktadır. Genel olarak her yöne yayılan ve büyüyen kentlerde bütünsel yapılar hızla çözülmekte, geçişsiz, parçalı kentsel alanlar kültürel olarak da parçalanmayı teşvik etmektedir. Bu durumda kent tüm bireyleri tarafından paylaşılan bir özgürlük alanı olmaktan çıkarak fiziksel sınırları ile bölüşülmüş ayrı kümelerin bir arada bulunduğu bir alana dönüşmektedir. Özellikle değişimleri büyüme yönünde olan ve nüfusu karmaşık hale dönüşen, çok kültürlü ve çok katmanlı yapılara sahip kentlerde günlük yaşamı biçimlendiren sosyal mekânlar daha da önem kazanmaktadır Kentin kamusal alanları içerisinde yer alan “Meydan” günümüzde işaret edilen sorunlara bağlı olarak, mimarinin sosyoloji ile kesiştiği sınırda insanlara yüz yüze sosyalleşme imkânı veren potansiyeli olan ve toplumsal yabancılaşmayı çözümleyici bir mekân olarak değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmelerle 2.Bölümde, toplumun inisiyatifine verilen kamusal mekân üretimine odaklanılması ve kamu mekânlarının öne çıkan değeri belirlenmektedir. Sanal iletişim sınırlarının genişlemesiyle insanlığa ait her durumun kolayca çözümlenemeyeceği savı yer almaktadır. Ayrıca insanlar arasındaki etkisiz karşılaşmaların iletişim veya gerçek etkileşim sayılmayacağı, bunu sağlamanın yollarından birinin ise uygun ve yeterli donanıma sahip fiziki mekânlarda buluşma olduğu görüşüne yer verilmektedir. Bunun toplu halde etkinliklerde bulunma veya yüz yüze ve çıplak algıya dayalı aktif ve pasif etkileşimlerle olacağı fikriyle fiziki mekânın devam eden önemi üzerinde durulmaktadır. “Mekân” ve “kamusallık “ kavramları ifade ettiği içeriklerle tezde verilmektedir. Dönüşen mekân fikri, çeşitli kuramsal dayanaklarla açıklanan ve toplumsal pratiklerle belirlenen bir uzamdır. Buna rağmen mimarlık disiplini bu pratiklere bağlı olarak biçimsel kurgularda inşai çevrenin oluşturulmasını deneyimlerin alanı ve gelecekteki deneyimler için esnek ve dönüşme potansiyelli yerler olarak düşünmelidir. Kamusallık kavramı ise tarihsel bağlamı ile değerlendirdikten sonra bugün kozmopolit ve katmanlı kent yapısı içerisinde, her sınıf, cins ve etnik yapı ve kültür için eşit mesafede olan değerleri ile anlaşılmaktadır. Buna bağlı olarak yeni ve sürekli kendini üreten bir kentlilik kültürü, toplumun genel beklentileri yönünde benimsenecek değerler üzerine kurularak kente aidiyet de sağlanmış olacaktır. Tezin 3.Bölümünde insanlara sosyalleşme olanağı veren ve kamusal yaşamın aracı olarak görülen “meydanı” irdelemek için öncelikle eleştiriye bağlı olarak kentsel değişim ve dönüşüm dinamikleri değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmelerin kentte kayda değer bir kapsamı olan “meydan” sorgulamasında önemi büyüktür. Dünyadaki kentlerin birbiriyle bağlantılı ekonomik, kültürel, politik, sosyal ve ekolojik süreçleri dönüşümlerde “küresel işlemler” olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte geçmişe bakıldığında hızına bağlı olarak değişim, sürekli yaşanan bir olgudur. Geçmişte ticari nedenlerle güçlenmek için büyüyen şehirler kültürel ve politik merkezlere dönüşmüşlerdir. Uluslaşma sürecinden önce şehirlerin büyük bir kısmı şehir devletler şeklinde varolmuşlar daha sonraki büyük kırılma ise endüstriyel üretim süreci ile gerçekleşmiştir. Eski dönem liman ve ticaret şehirlerinin yerini endüstriyel şehirler almıştır. Endüstrileşmenin ve kırsal bölgelerden şehirlere göç nedeniyle kalabalıklaşmaya başlayan şehirlerin sorunlarına “modern” anlayışla yeni çıkış yolları aranmıştır. Bu dönemde uluslararası ve ulusal ticaret şekli, kapitalist sermaye birikimi, yönetimi ve yeni tekniklerle yapılaşma yeni bir imarlaşma ve kentleşme yapısı ortaya çıkarmıştır. Tezde “modern” felsefenin yansımasıyla oluşan kentsel planlamalarla ve kentin bu yöndeki ideolojik yapılanması ile ortaya çıkan, katı planlama yöntemleri ve eksik sosyal içeriğe bağlı problemlerden söz edilmektedir. Daha sonra “modern” alternatifi olarak gelişen ve “post-modern” olarak anılan modern görüş ve uygulamaların kestirimci, belirlemeci yöntemlerine karşı olan bir anlayış benimsenmiştir. Bu anlayış her türlü belirlemeciliğe ve sınıflamaya karşı olmakla beraber her türlü birleşime açık formları ve büyük ölçekli mal üretimi için toplu pazar yeri aramanın da aracı olarak imajlar dünyasına atılan adımın aracı olmuştur. Post modern düşüncelere paralel ve onu besleyen, yeni bir sermaye türü olan bilginin, paranın ve insan akışının, kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştiği küresel süreçlere ait, kentsel mekândaki ve kimliklerde parçalanma ve toplumsal ayrışma, tezin bu bölümünde yer almaktadır. Bu kavramlar kentsel mekânla ilişkilendirilerek anlatılmaktadır. Tezin bu bölümünde modern, post-modern ve küreselleşme olguları değerlendirilerek devamında, bu anlayışların toplumu ve kentlerdeki sistemleri nasıl etkilediği ve ürettiği yeni sorunları anlamanın eleştiri ile olanaklı olduğu savı yer almaktadır. Yeni önermelere ve meydan ile ilgili değerlendirmelere ışık tutması bakımından eleştirel yöntemin bilimsel ve açık uçlu dayanaklarından yararlanılmaktadır. Eleştiri kentsel tasarıma uyarlanarak, bu alanın eleştirildiği en hassas nokta olan estetiği çekici ve çarpıcı münferit yerler yaratma, beğeni ve haz kavramlarından ve pazarlama arzularının aracı olmasının ötesinde görmektedir. Kentsel tasarım yönetimsel stratejilere gerek duyulan, katılımcı, estetiğin toplumsal günlük yaşamı destekleyen bir iletişim dili olarak değerlendirildiği bir süreci ifade etmektedir. Bu çıkarımlara bağlı olarak kentsel tasarımın ve planlamanın rolü üzerinde durulmaktadır. Böylece kentsel dış mekânlar içerisinde yer alan “meydan” da günümüzün sözü edilen kamusallık fikrine bağlı olarak özellikle toplumsal yaşam alanı ve mimari bir çevre olarak belirgin ölçeği ile önemli bir kent mekânı olarak kabul edilmekte ve tanımlanmaktadır. Tezin 4.Bölümü “meydan” a odaklanmaktadır.. “Meydan” tarihte ve günümüzde birçok kentte varlık göstererek etkin bir şekilde insanların hafızalarında yer almaktadır. İçerisinde yer alan çeşitli etkinliklerle ve özellikle kendi otonom yapısı, mimarisi ve özgün simgeleriyle birçok ülkede çeşitli biçimlerde yaşamın içine girmiş bir mekândır. Bu çalışma ile özellikle belirlenen bir olgu ise Türkiye’de bu mekân üzerinde yeterince durulmayışıdır. Tezi ateşleyen düşüncelerden birisi bu olmuştur. Bu durumun gerekçelendirilmesi, nedenlerinin araştırılması ve meydanın kentteki değeri belirlenmeye çalışılmıştır. Çeşitli pratiklerin araştırılmasına bağlı olarak görülmüştür ki, bu mekâna kentlerde ve toplumda gereksinim duyulmaktadır. Bu konunun maddi temellerinin araştırılmasıyla meydanın kentlerde varoluş ve oluşum koşulları türünden sorulara cevap aranmaktadır. Bu nedenle tezin 4.Bölümünde meydan tarihsel olarak ilk yerleşimlerden bu yana örnekleri işlevleri ve türleriyle, bu konuda daha önce yapılmış çalışmalara, kişisel gözlem, deneyim ve araştırmalara dayanarak incelenmektedir. Özellikle kent kuramlarının açıklayıcılığından yararlanılarak meydanlar geniş bir yelpazede her dönemin kamusallık fikrine bağlı olarak işlevleri ve biçimsel özellikleri ile değerlendirilmektedir. İlk çağardan bu yana Antik Yunan uygarlığına ait Pazar alanı olan demokratik niteliği ile “agora” örnekleri, Roma Dönemine ait gelişkin estetik düzenlemeleri ile demokratik olmayan fakat yönetimlerin ihtişamını sergileyen görkemli mekânsal formlarıyla “forum” örnekleri, Ortaçağ Avrupa’sında, resimsel zarafete sahip meydanların çok açık olarak okunan kentsel kimliğinden bahsedilmektedir. Rönesans ve Barok Meydanlar gelişkin mimari ve estetik özellikleri ve asırlar boyu kullanımları ile irdelenmektedir. Modern dönemde, katı bir planlamanın öznesi olan kent dokusu içerisinde “meydan” a ait örnekler sosyal içeriği zayıf ve agorafobik olarak tanımlanmaktadır. Post- modern ve küresel etkileşimlerle birlikte parçalı mekânsal düzenlemelerde meydanlar, kentin bütününü ve devamlılığını göz ardı eden yaklaşımla, farklı birer tasarım öğesi haline gelmiştir. Meydanların aldıkları işlevler, anlamları ve biçimlenişlerine ait özellikleri, karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. Bu bilgiler ışığında ülkemizdeki meydan konusu da ayrıca 5.Bölümde irdelenmektedir. Cumhuriyet öncesinde ve Cumhuriyet dönemindeki toplumsal yapı ve ideolojik yapılanmaya bağlı olarak iki dönemde konu ele alınmıştır. Kentleşme ve yapılaşma çerçevesinde meydanlar araştırılmıştır. Çalışmanın sonuçları, yeterli ilgiyi göremeyen meydanların ülkemizde yeni bir anlayışla ele alınarak kurgulanması gerektiğini ortaya koymuştur. Özellikle İstanbul metropolü daha zengin tarihsel geçmişi ve dokusuyla ve küresel işlemlere maruz kalan, büyüyen ve karmaşıklaşan bir kent olması nedeni ile özel bir örnek olarak tezde değerlendirilmektedir. Genel olarak bu tespitler yapıldıktan sonra, yeni dinamiklere bağlı olarak meydan yeniden kurgulanmak durumunda olan bir mekândır. Kurgusuna ait işlevleri, biçimi özellikle kent ve kentliler için anlamı planlama ve tasarımın yeniden değerlendirmesi gereken bir konudur.. Tezin 5.bölümü bugünün farklılığa ve çeşitliliğe dayanan şehir yapıları içerisinde kentin meydanının fiziksel ve sosyal, estetik işlevleri ile tanımlanmaktadır. İşlev ve biçim meydanda birbirinden ayrılmayan ve birbiri tarafından belirlenen kavramlar olarak düşünülmektedir. Meydanın, sosyal işlevleri, Kamusallık kavramının şemsiyesi altında verilmektedir. Fiziksel işlevleri ise kentte konumlanışıyla, ulaşım sistemleri içerisinde önemli eklemler olarak, hiyerarşik düzeni ve fiziki koşulları ile belirlenmektedir. Ayrıca meydanın fiziksel işlevi işlemsel, geometrik, bilişsel ve davranışsal çevre düzeylerinin parametreleriyle değerlendirilmektedir. Estetik işlevi ise, meydanın oluşturduğu simgesel anlam ile açıklanmaktadır. Buna bağlı olarak biçimsel kurgusunun mimarinin tümüyle klasik ölçütleri yerine son zamanlarda toplumsal iletişim bakımından daha çok önemi fark edilerek anlam oluşturan boyutlarına odaklanılan “estetiğin” açıklamalarından yararlanılmaktadır. Estetiğin biçim kurgusunu destekleyici bilimselliğe yaklaşan deneysel alanından, alımlama ve bildirişim kuramlarından, katmanlı ve karmaşık yapıları anlamaya yönelen sezgisel ve simgesel boyutundan yararlanılmaktadır. Bu yolla günlük toplumsal yaşamın içine çekilerek estetik daha önceki elitist araçsallığını, iletişimsel araçsallığa bırakmaktadır. Bu kıstaslar ve verilerle tezin 6.son bölümündeki değerlendirmelere bağlı olarak sözü edilen kentlerde meydan mekânının kamusallık değerinin ve estetiğin açıklayıcılığının girişimi ile işlev, anlam ve biçimsel kurgusu içi içe geçmekte ve bütünleşmektedir. Bu ortama bağlı olarak meydanların mimari ve sosyolojik olarak değer kattığı sürekli yenilenen ve gelişen kimlikleri ve kentli olmayı yüceltmesinin beklenebileceği düşünülmektedir. Yapılan bu çalışma deneyseldir, değişmez değildir. İçerisinde yer alan önermeler açık uçlu, zamana bırakılan, yaşanacak etkinlik ve eylemlere bağlı olarak dönüşümü göze alınan kentsel bir mekân olan “meydan” için bir tasarlama sürecini ifade etmektedir.