LEE- Sanat Tarihi-Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile LEE- Sanat Tarihi-Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTasarımda bilgi ve değer sorunsalının tarih öncesi taş alet teknolojisi üzerinden incelenmesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021) Babadağ, Murad ; Haşlakoğlu, Oğuz ; 693593 ; Sanat tarihiTezin esas meselesi olarak, 'iyi tasarım' kavramı önce değer bağlamında, Platoncu bir kavram olan poiesis (eski Yunanca yapma/ortaya çıkarma) ilişkisi üzerinden, bilginin değere dönüşmesi ve 'iyi' çerçevesinden, sonra da, çağdaş tasarım yaklaşımlarıyla kıyaslanarak irdelenecektir. İnsanın tasarım yoluyla bilgi ve değer bağlamı üzerinden kendisini bir tür olarak nasıl doğayı araçsallaştırarak ayrıcalıklı bir konuma getirdiği, ilk taş alet teknolojisi örneğinde incelenerek ortaya konulmaya çalışılacaktır. Alet yapmak sayesinde bir yandan, yapma bilgisini elde etmek, korumak ve aktarmak yollarını öğrenir ve deneyimlerken, diğer yandan da yaptığı aletin işlevini doğrudan ve tam olarak yerine getirmesi sayesinde de, değer kavramına ulaşması araştırılacaktır. Böylece 'yapma' eylemi üzerinden bilgi ve değer bağlamının nasıl bizatihi insanın 'olma' esasında kendisini ürettiği araştırılacaktır. Tez konusu esastan üç farklı kavramla analiz edilmiş, dolayısıyla bu üç kavram sayesinde kendisini destekleyecek açılardan ele alınmıştır. Bu üç farklı kavramın birincisi faaliyetin aktif olarak katılımcısı olarak fail'in, failleşme süreci olan evrimle ilgilidir ve tezin konusu olması itibariyle birlikte çalışan nörolojik yetiler olarak hafıza ve hayal gücünün aktif hale geçme sürecini içerir. Diğerleri ise "değer" bağlamında Etik ve bir yapma pratiği olarak Tasarım kavramıdır. Sonuç ürünü olan bir eylem biçimi olarak tasarım yapma pratiği, hafıza ve hayal gücü vasıtasıyla geçmiş ve gelecek zaman kiplerinin içinde eylemek ve bu yüzden kaybettiği şimdiki zamanın hem içinde hem de dışında olabilmektir. Doğası gereği yapıcı-yıkıcı bir eylem olan tasarım faaliyeti sırasında hafıza ve hayal gücü eşzamanlı olarak çalışırken, faaliyet anında kendini dışardan izleyen zihin/göz, fiiliyatın an be an şahidi olur. Poietik faaliyet sayesinde üç zaman kipi, geniş bir şimdinin içinde buluşurlar. Metin boyunca, ilk taş alet teknolojisi örneği ele alınarak, bir tür olarak Homo Sapiens'in Platoncu mahiyette yapma-olma/auto-poiesis bağlamı üzerinden nasıl kendine bir Dünya sahnesini açtığı konusu ele alınmıştır. Aletin nicelik ve nitelik analizlerini yaparak, onun 'iyi' olup olmadığına karar vermek ancak ideolojik ve ekonomik fayda amaçlıdır. Doğadan özgürleşmeyi sağlayan pragmatik değerler, bu araçsallaştırmadan da kurtularak hürleşme bağlamında özellikle aşılması gereken değerlerdir. Bu anlamda 'iyi' yapılmaktan öte, olunan bir şeydir. Yapma-olma vasıtasıyla sahip olduğumuz değerler, bizi aynı şekilde, bugüne kadar kullandığımız pragma değerlerinden de hürleştirmelidir. İnsanoğlunun örtük olan esas amacı, kendi doğası gibi görünen bu araçsallaşmadan da hürleşme olmalıdır. Tez boyunca bu iddialar, farklı disiplinler ve bakış açıları ışığında gerekçelendirilecektir.
-
ÖgeThree paintings from Dalí: Relationship between music and visual arts in the context of İlhan Usmanbaş's music(Graduate School, 2021) Aydoğan, Bilge Evrim ; Tokgöz Kuban, Zeynep ; 693443 ; Sanat tarihiInterart relations indicate a wide range of interdisciplinary fields that leads us to search various artistic practices and pursue the fluid ideas between different art forms. Within this framework, interart relations constitute a collective history, which can be dated back to Antiquity in its search for the secrets of beauty and harmony, leading up to today's inter-artistic practices, such as new media and multimedia art. Mutual influences and interaction between different art forms have been admitted as a topic of interest and, by its very nature, addressed as a multi-directional subject matter. The relationship between music and visual arts, on the other hand, is one of the remarkable subjects in this diversity, and has a vast historiography, often manifest in major turning points, in parallel to the cultural developments in history. Modernism, which is one of the last stages of this process, seen as a catalyst for the transformative experiences in art practices and innovations - concentrating on spatial or temporal concerns - with the idea of medium specificity, brought about an environment where formal relations gradually increased. Faced with the limitations of pure formalism, the 1950s, which brought openness and exchange of ideas in every field, and also indicated a significant shift in modernism discussions. This period offered a transition not only between autonomous disciplines, but also between the boundaries that encircled social, cultural, and political fields. The choice of subject matter from the music discipline as a study of art history, is an unavoidable consequence of this intertwined historical process. However, this inevitable outcome also brings with it the challenges a field of study faces as its scope expands. Nevertheless, this issue opens space for productive questions within art history, enables new inquiries and engagements in interart relations. There are different approaches examining the art practices that articulate visual and sound dimensions. One of them presents a historical, social and cultural flow in the field of interart tradition; the other, investigates the accommodation of sound in visual arts and vice versa, the notion of visuality in musical practices, by exploring their transmedial and conceptual aspects. Recently, intermedial studies have developed categories by means of how the medium is produced.
-
ÖgeKuir ikon kimliğin günümüz sanatına yansımaları: Zeki Müren örneği(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-02-16) Kılınçkaya Ersen, Nuran Leyla ; Doğrusöz Yetişkin, Ebru ; 402082006 ; Sanat TarihiBu tez kuir ikon kimliğin günümüz sanatına etkisini görsel sanatlar, popüler kültür teorisi, postkolonyal teori, sosyoloji ve sosyal antropoloji kuramlarından yararlanarak disiplinlerarası bir perspektifle inceleyecektir. Tezin araştırma kapsamı, kuir ikon kimliğin Türkiye'de özellikle 1970'lerden itibaren günümüz sanatına nasıl etki ettiğini nitel araştırma yöntemlerinden yararlanarak ortaya çıkarmaktır. Analiz birimi olarak tespit edilen kuir ikon kimliğin vaka incelemesi Zeki Müren etrafında geliştirilecektir. Tezin ilk bölümünde kuir teori ile ilgili alanyazın taranacak ve kavramsal bir aks inşa edilecektir. Eva Kosofsky Sedgwick, Judith Butler, Michel Foucault, Judith Halberstam, Philip Brian Harper, Jordan Lloyd ve Bell Hooks, Rupp Taylor ve Eve Ilana Shapiro, Annamarie Jagose ve Nikki Sullivan gibi düşünürlerin, kuir ikon kimliği ile ilgili ortaya koyduğu çok yönlü tartışmalar irdelendikten sonra, kuir ikon kimliği ile bağlantılı olarak Judith Butler'ın geliştirdiği ve vaka analizinde kullanılan drag performativite ve drag melankoli kavramlarına odaklanılacaktır. Tezin ikinci bölümünde kuir kültür tarihsel olarak incelenerek, karşı cinsin kılığına girme kültürünün ritüel aracılığıyla güç elde etme ya da eğlence amaçlı olduğu görülecektir. Bu geleneğin günlük yaşam pratikleri içinde yer aldığı anlaşılacaktır. Kuir kültürün ritüel, eğlence, bireysel ve kolektif öznelliklerin iç içe girdiği girift bir yapı olduğu görülecektir. Tarih boyu farklı kültürlerde görülmüş olan karşı cinsin kılığına girerek eğlendirme olgusunun kadınların kamusal alanda varlık gösteremedikleri dönemlerde ortaya çıktığı ve bu koşulların kuir kimliklere bir mecra oluşturduğu saptanacaktır. Dolayısıyla, toplumsal belleğin bir parçası olan bu temsillerin kuir ikon olgusunun kökenini oluşturduğu ileri sürülecektir. Ayrıca bu bölümde ikon, ikon marka, kuir kimlik ve kuir ikon terimleri kavramsal olarak açıklandıktan sonra, kuir kimliğin tarihsel süreç içinde nasıl inşa edildiği ele alınacaktır. Kuir kimliğin inşa edilmesiyle birlikte gelişen kuir estetiği tanımlayan camp (rüküşlük) ve kiç kavramları örneklerle açımlanacak, günümüz sanatını da etkileyen David Bowie ve Liberace gibi popüler kültüre damgasını vuran kuir ikonların kimlik ve markalaşma süreçlerinde bu estetiği nasıl kullandıkları vurgulanacaktır. Kuir ikonların toplumsal tabiyet mekanizmasının dışında kalmalarına rağmen, heteronormatif kalabalığın eğlencesi olarak meşrulaştığı hatta mitleştiği görülecektir. Böylelikle, kuir kimliklerinden koparılarak, "alternatif" bir meta olarak sunuldukları, popüler kültürün bir bileşeni haline gelebildikleri çıkarsanacaktır. Kuir estetik ve kuir ikon kimliğin günümüz sanatına yansıması ise Andy Warhol, Robert Mapplethorpe, David Wojnarowicz, Gillian Wearing, Gilbert & George ve David Hockney gibi sanatçıların eserleriyle birlikte tartışılacaktır. Bu eserler 1980'ler itibariyle gelişen kuir sanat tarihi ekseninde okunacaktır. Kuir sanat tarihinin sanat tarihi yazınında yok sayılmış olan kuir öznelliklerin ortaya çıkarılmasını sağlamış olduğu vurgulanacaktır. Tezin ikinci bölümünde, Türkiye'den bir kuir ikon örneği seçilerek vaka incelemesi yapılacak ve alt problemler oluşturulacaktır. Türkiye'de ilk akla gelen ve baskın bir şekilde ön plana çıkan popüler kuir ikon örneği olarak Zeki Müren'e odaklanılacaktır. Zeki Müren'in popülerleşmeye başladığı 1950'lerden itibaren ölüm yılı 1996'ya kadar Türkiye'de yaşanan toplumsal değişim süreci ve bu bağlamda şekillenen popüler kültür ortamında, sanatçının kuir ikon kimliğini görsel olarak nasıl inşa ettiği ele alınacaktır. Sanatçının kuir ikon kimliğini "makbul vatandaş"lık söylemi ile içe içe geçecek şekilde geliştirmiş olduğu çıkarsanacaktır. Zeki Müren'in militarizm ve milliyetçilik simgelerini performansının bir parçası olarak yüceltmiş ve araçsallaştırmış olduğu örneklerle açıklanacaktır. Zeki Müren'in kuir ikon kimliğinin Türkiye'de nasıl popülerleştiği irdelenerek, sanatçı ve ana akım medya arasındaki karşılıklı etkileşim ilişkisi, medya taraması sonucunda elde edilen verilerle birlikte sorunsallaştırılacaktır. Ayrıca Zeki Müren'in kuir ikon kimliğinin popüler kültüre yansıması ve bu popüler medya temsilinin toplumda çeşitli karşılıklar bulması bağlamında gündelik yaşamda karşımıza çıkan Zeki Müren göbeği tatlısı, Zeki Müren kirpiği örgü deseni, Zeki Müren kapısı tavla hamlesi, Zeki Müren'le ilgili fıkra ve tekerleme gibi örnekler betimlenecektir. Bunun yanı sıra bu bölümde sanatçının kuir ikon kimliği ile bu kimliğin görsel kültüre etkisi, Judith Butler'ın drag performativite kavramı ile birlikte okunacaktır. Müren'in kuir ikon kimliğini görsel olarak inşa edişi, tasarladığı kostümler, drag performativitesi, sahne temsiline getirdiği performatif yenilikler, beden dili ve mimikleriyle örneklendirilerek betimlenecektir. Sanatçının melodram filmleri, şarkıları ve otobiyografik şiiri ise yine Judith Butler'ın drag melankoli olarak nitelendirdiği toplumsal cinsiyet melankolisi kavramı aracılığıyla okunacaktır. Tezin son bölümünde ise, 2000 yılında sanatçının Bodrum'daki evinden müzeye dönüştürülmüş olan ve bir kuir ikon müzesinden çok sanatçının temsil ettiği unsurların müzesi olan Zeki Müren Müzesi'ne odaklanılacaktır. Zeki Müren Müzesi ile ilgili nitel araştırmada veri çeşitliliği katılımcı gözlem, yarı-yapılandırılmış mülakat ve doküman inceleme ile sağlanacaktır. Aktarılan kültürel miras ve kuir ikon kimliğe dair inşa edilen toplumsal algı, müzenin basına yansımaları aracılığıyla analiz edilecektir. Bununla birlikte, müzede gerçekleşen konumsal bilgi üretiminin, müze kurumu içinde gerçekleşen denetim mekanizması aracılığıyla sanatçının popüler kuir ikon imgesine ket vurulmasına yol açtığı görülecektir. Denetim altına alınmış ve sınırlandırılmış olan sanatçının imgesinin popülerliği müzede idealleştirilmiş biçimde muhafaza edildiği örneklerle açıklanacaktır. Kuir ikon kimliğin Türkiye'de 1970 sonrası günümüz sanatına etkisini tartışmak için Zeki Müren'le bağlantılı eserlere yer verilecektir. Cihat Burak'ın Eylemlerimiz (1971) resmi, Erinç Seymen'in Bir Paşa'nın Portresi (2009) adı altında kurşun delikleriyle oluşturduğu Zeki Müren portresi, sanatçıyı anma ve onurlandırma amacıyla Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi'nin düzenlediği ve Zeki Müren'e ait nesnelerin sergilendiği "İşte Benim Zeki Müren" Sergisi (24.11.2014-1.2.2015) ve Beyza Boyacıoğlu'nun Alo Zeki Müren Hattı (2016) adlı deneysel çalışması bu kapsamda ele alınacaktır. Sanatçıların Zeki Müren'in ikon kimliğine yaklaşımları değerlendirilerek, olumsuz yaklaşımları günümüz sanatında Müren karakterine gösterilen mesafeyle paralel olarak nitelendirilecektir. Bu çözümlemelerin sonucunda, Türkiye'de kuir ikon kimliğiyle markalaşmış bir sanatçının kamusal alanda temsil edilme biçimleri ve hakim toplumsal cinsiyet normlarına tezat oluşturduğu halde, nasıl popüler bir imgeye dönüşerek, kuir ikon kimliğiyle toplumsal belleğin bir parçası haline geldiği ortaya konacaktır. Türkiye'de Zeki Müren haricinde kuir ikon kimliğinin günümüz sanatına etkisi, Kutluğ Ataman'ın Never My Soul! (2001), Turkish Delight (2007), Leman Darıcıoğlu'nun Philia (2012), Istanbul Queer Art Collective'in Henna Night (2014) ve Nilbar Güreş'in Torn (2018) başlıklı eserlerin karşılaştırmalı analizi yapılarak okunacak ve tartışılacaktır. Bazı eserlerin kuir bireylerin kişisel tarihine ve kuir kimlik inşalarına gözlemci olduğu saptanacaktır. Toplumsal bellekte yer alan kuir kültür, zenne ve köçek gibi olgulara referans veren bazı eserlerin de kuir kimliğin inşası ve sanata yansımaları açısından işlevsel olduğu görülecektir. Böylelikle, bu bölümde popüler kültüre dahil olan sanatçının müzesi, sergisi ve analiz edilen örnek sanat eserleri aracılığıyla, bütüncül yaklaşım ve tümevarım yöntemi kullanılarak, kuir ikon kimliğinin günümüz sanatına olan sınırlı etkisi sorunsallaştırılacaktır. Bu nedenle, sanat mecrasındaki reddiye halinin sorunsallaştırılması için popüler kültürle günümüz sanatı arasındaki mesafe değerlendirilecektir. Türkiye'de çağdaş sanatın ilk adımlarında pop sanat, feminist sanat, performans sanatı ve güncel sanat alanına kısaca değinilirken, popüler konulara ve kuir konusuna duyulan mesafenin sorunsallaştırılacaktır. Kuir ikon kavramının ve dolayısıyla temsil ettiği popüler kültürün sanata yansımalarının pop sanat olarak okunma ihtimalinin de bu sanatsal üretime ket vurduğu anlaşılacaktır. Sonuç olarak bu tezde, Zeki Müren örneğinden yola çıkılarak, Türkiye'de kuir ikon kimliğin popüler kültürdeki yaygın temsiline karşın, günümüz sanatına olan sınırlı etkisi ortaya çıkarılacaktır. Ayrıca, kuir ikon Zeki Müren'in kuir kaybedene atfedilen drag melankolisine rağmen, gösteri kültürü içinde temsil edilen hakim ve normatif unsurları nasıl yeniden ürettiği açığa çıkarılacaktır. Bu tezin önemi, kuirliğe dair başkalığı yeniden üretmeye eleştirel ve mesafeli tavır sergileyen günümüz sanatçılarının konumsallığını açığa çıkararak, bu bağlamda sanat tarihi yazınına katkıda bulunmasıdır.