İran ve Türkiye'de resim sanatının modernleşmesine karşılaştırmalı bir bakış: Jail Ziapour ve Nurullah Berk

thumbnail.default.alt
Tarih
2023-05-05
Yazarlar
Toomajnia, Jamaleddin
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Komşu iki ülke olarak İran ve Türkiye, eski dönemlerden beri ortak tarihe ve kültüre sahiptir. 20. yüzyılda büyük toplumsal ve siyasal değişimler yaşayan İran ve Türkiye, iki büyük imparatorluk ülkesi olarak batılı ülkelerin sömürgeci politikalarına hiçbir zaman tam anlamıyla maruz kalmamıştır. Ancak batılı ülkeler İran'ı da Türkiye'yi de ekonomik ve kültürel açıdan dolaylı bir biçimde etkilemiştir. O etki altında iki toplumda da yeni bir çığır açılmış ve bu topraklarda yeni kavramlar yaratılmıştır. İran'ın ve Türkiye'nin batılılaşma seyri az çok benzer bir güzergâh izlemiş, Rusya ile yapılan savaşlarla beraber iki ülkede de askeri anlamda modernleşme isteği uyanmıştır. Bu uyanışın akabinde batının gelişme prosedürünü kavramak üzere bazı aydınların batıya dönük kültürel metinler ve kitap tercümeleri yapmaları sağlanır. Bu eylemler saray tarafından yapılandırılır, ancak iki ülkede de bu yola karşı çıkanlar olur. Modern dünyaya açılmak isteyen Kaçarlar ve Osmanlılar, ilk olarak eski eğitim sistemlerinin yerine batılı yeni sistemlere geçiş yaparlar. Bu geçiş 20. yüzyılda Rıza Şah Pehlevî ve Mustafa Kemâl Atatürk'ün temel reformlarıyla devam ederek eski sistemden tamamen kopar. Yeni sistemler sanat eğitiminde de hâkim olur. İran'da, Rıza Şah Pehlevî döneminde yeni kurulan Tahran Üniversitesi'nin Güzel Sanatlar Fakültesi'nden ilk öğrenciler sanat eğitimi almak üzere Avrupa'ya gönderilirler. Bu öğrenciler arasında yer alan Jalil Ziapour, İran'ın kuzey bölgesinde yaşayan orta sınıf bir aileye mensuptur. Paris'teki Académie des Beaux-Arts'ta resim ve heykel eğitimi alan Ziapour, kendisini geliştirmek amacıyla bir süre o kentte Kübist sanatçı ve ünlü bir eğitimci olarak tanınan André Lhote'un atölyesine de devam eder. Ziapour İran'a döndükten sonra devlet tarafından bir sanat lisesinin kurulmasının temel taşlarını atar. Bu lise sonraları İran'daki en önemli merkezlerden biri olarak geleceğin modern sanatçılarını eğitir. Kurumun müfredatında modern resim ve heykelin yanı sıra İran'ın eski ve geleneksel sanatlarına dair dersler de yer alır. Ziapour da evvelce İran'ın geleneksel sanatları üzerine eğitim almış ve bu birikimle Paris'e gitmiş, dönemin Paris'indeki atmosfere, Kıta Avrupa'sında iki dünya savaşı arasında gelişip büyüyen Düzene Çağrı hareketine ve Lhote'un Fransız Klasisizm'ine dayandırdığı Fransız Kübizm'i algısına uygun modern resim tarzını öğrenmiştir. Bilgi birikimiyle İran'a özgü yerel ve modern tarz geliştiren Ziapour, kuramına 'İranlı Kübizm' (İranî Kübizm) adını verir. O da ustası ve hocası Lhote gibi resim yapmanın yanı sıra yazılar yazar ve metinleriyle modern sanatı İran toplumuna tanıtmaya çalışır. Dolayısıyla Ziapour, İran'da modern sanatın 'babası' olarak tanınır. Komşu ülke Türkiye'de batılılaşma hareketi Osmanlı döneminden ve İran'dan daha önce başlar; modern sistemler eskilerin yerine geçer. Bu değişikler Cumhuriyet'in ilanından sonra hızlanır ve devrim niteliği kazanır. Eğitim sistemi de bu değişikliklere ayak uydurur ve sanatın gelişiminde büyük rolü olan Sanâyi-i Nefîse Mektebi yeni sistemlerle öğrenci yetiştirmeye başlar. Okul, Cumhuriyet döneminde Güzel Sanatlar Akademisi adıyla hizmet vermeye devam eder. Osmanlı Devleti'yle başlayan Batı'yöğrenci gönderme programı, Cumhuriyet döneminde de devam eder. Bu süreçte Paris'e giden öğrenciler, Académie des Beaux-Arts'ta aldıkları eğitimin dışında sanatta yeni arayışları kavramak için dönemin ünlü ressamlarının atölyelerine de kaydolurlar. Bu ressamlar arasında en tanınanı, André Lhote'tur. İstanbullu üst düzey bir ailenin üyesi olan Nurullah Berk, Sanâyi-i Nefîse Mektebi'nden mezun olduktan sonra kendi imkânlarıyla Paris'e gider ve Académie des Beaux-Arts'ta eğitim alır. Ayrıca André Lhote ve Fernand Léger'nin atölyelerinde de çalışır. Ancak bu dönemde Lhote'un eğitim tarzını kavramaz; sonraki gelişinde ise bu eğitimleri iyice anlar. Ziapour gibi Berk de kendi ülkesinde Kübizm'in savunucusu olarak tanınır. O da Lhote ve Ziapour gibi yazar kimliğine sahiptir ve modern sanatı Türkiye toplumuna tanıtmak için gazetelerde, dergilerde yazar. Türkiye'nin modern sanat tarihi için kaynak oluşturur ve bu yönde çaba gösterir. Bu tez çalışmasında André Lhote'un yanında çalışan, onun düşüncesini kavrayan iki sanatçı, İran'dan Jalil Ziapour ve Türkiye'den Nurullah Berk, karşılaştırmalı bir biçimde incelenecektir. Söz konusu sanatçıların ressamlık ve yazarlık kimlikleri merkeze alınacak, düşünceleri metinlerinden okunacak ve karşılaştırılacaktır. Gerek metinlerinde gerek resimlerinde ortak ustaları Lhote'un etkisi araştırılacak, Lhote'un sanat algısı ve kavramlarının, iki farklı doğuyu temsilen 'doğulu' öğrencilerindeki yankısı incelenecektir. Bunlarla beraber Lhote'un resim tekniği bir eleştiri sistemi olarak baz alınacak, Ziapour ve Berk'in resimleri üzerinde tetkik yapılarak bu ressamların Lhote'tan etkilendiği alanlar tespit edilecektir.
Açıklama
Tez(Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023
Anahtar kelimeler
sanat, art, modern sanat, modern art, resim, painting, sanat tarihi, art history, Türkiye, Turkey, İran, Iran, sanatçılar, artists
Alıntı