FBE- Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile FBE- Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDüzenli dalgaların yüzen dalgakıranlardan aktarılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Bayram, Atilla ; Kapdaşlı, Sedat ; 19340 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBu çalışmada, günümüzde özellikle küçük yat limanlarının veya küçük ticari gemilerin korunması için düşünülen limanlarda uygulanan eğimli yüzen dalgakıranların dalga etkisine karşı davranışı incelenmiştir. Bu amaçla Î.T.Ü. İnşaat Fakültesi Hidrolik Laboratuarında 23.2 m boyunda, 1.00 x 0.55 m enkesitli bir dalga kanalında iki boyutlu model deneyleri gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde yüzen dalgakıranlar ile ilgili genel bilgi verilerek bu tür yapıların diğer masif tip yapılara göre avantaj ve dezavantajları ele alınmıştır. Ayrıca bu bölümde çalışmanın amacı ve bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar hakkında detaylı bilgi verilmiştir. İkinci bölümde ise dinamik benzerlik koşulları kullanılarak boyut analizi yardımıyla eğimli yüzen dalgakı ranlardan dalgaların aktarılması olayında etkili olan parametreler belirlenmiştir. Üçüncü bölümde deneylerde kullanılacak dalgakıran modelinin geometrik özellikleri ve deneylerde kullanılan ölçü aletleri hakkında genel bilgi verilmiştir. Dördüncü bölümde ise deneyin yapıldığı dalga kanalının özellikleri ve dalga yutucuların teşkili ile ilgili bilgiler verilerek dalga üreticisi ve teorisi hakkında detaylı bilgi sunulmuştur. Beşinci bölümde deneylerden elde edilen verilerin değerlendirilmesi ve sonuçlar belirtilmiştir.
-
ÖgeSu yapılarında vibrasyon olayı ve Şanlıurfa tünelleri çıkış yapılarının laboratuvarda modellenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Çokgör, Şevket ; Avcı, İlhan ; 19339 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBu çalışmanın ilk bölümünde genel anlamda titreşim olayı ele alınmış, titreşimi oluşturan faktörler ve etkileyen büyüklükler, bunların akışkan ortamındaki değişimleri incelenmiş ve bunlara ait genel denklemler gösterilmiştir. İkinci olarak su yapılarında vibrasyon olayı incelenmiştir. Akım ortamında yer alan su yapısında görülebilecek titreşimler sınıflandırılmış, bunların nedenleri yapıya etkileri ve en önemli durum olarak görülen rezonans tehlikesi yaratıp yaratmadıkları, titreşimin yapı için tehlikeli olması durumunda sönümlendirilmesi için alınabilecek önlemlerden söz edilmiş, titreşimlerin laboratuvarda modellenmesi konusu araştırılmıştır. Son kısımda Şanlıurfa tünelleri çıkış yapıları model deneyleri anlatılmış, bu tünellerde işletme koşullarını sağlayan radyal kapaklar ele alınmış ve bu kapaklara ait üç elverişsiz durum için alınan rijit kapak modeline ait sonuçlar örnek olarak verilmiştir. Bu sonuçlar değerlendirilerek, dinamik modelleme ile modelden alınan basınç çalkantılarının frekans analizi yapılarak, hakim frekans değerleri saptanmıştır.
-
ÖgeTaşkın yataklı kesitlerde anayatak-taşkın yatağı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Akar, Tanju ; Karahan, M. Emin ; 21802 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBu çalışmada, taşkın sırasında akarsuların etrafındaki araziye yayılıp, can ve mal kaybına neden olmasını önlemek amacıyla yapılan taşkın yataklı kanallardaki, ana kanal akımı ile taşkın yatağı akımının arasındaki etkileşim incelenmiştir. Bunun için 26 m uzunluğunda ve 0.98x0.46 m enkesitli, efimi değiştirilebilen bir kanal da, 5.45 cm yüksekliğinde ve 24 cm genişliğinde çift taraflı, simetrik taşkın yatakları teşkil edilmiş kanal da Çeşitli deneyler yapılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde taşkın yataklı kanalların yapılış gerekçeleri, çeşitleri ve taşkın yataklı kanallardaki ana kanal ile taşkın yatağı arasındaki etkileşimin nedeni hakkında bilgi verilmeye çalışılmış tır. İkinci bölümde, konu ile ilgili literatür araştırması verilmiştir. üçüncü bölümde, laboratuvarda yapılan deneysel çalışma hakkında bilgi verilmiştir. Bu kısmın ilk alt bölümünde, deneysel çalışmanın yapıldığı kanal hakkında detaylı bilgi ile kanalın çeşitli açılardan çekilmiş fotoğrafları verilmiştir. İkinci alt bölümde, deneylerin yapılışı ve ölçümlerin alınışı anlatılmış, bir sonraki alt bölümde deneylerin hangi şartlarda yapıldığı ve deney sonuçları verilmiştir. Dördüncü alt bölümde sırasıyla, deney sonuçlarının değerlendirilmesi ve literatür Çalışmalarıyla karşılaştırılması yer almak tadır. Dördüncü bölümde, bu çalışmanın genel anlamda değerlendirilmesi yapılmış ve bunlar maddeler halinde verilmiştir.
-
ÖgeKıyı yapılarının laboratuvar çalışmaları ve Güzelce yat limanı modelinin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Aksoy, Hafzullah ; Savcı, M. Emin ; 39193 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiKıyı ve deniz yapılarının, laboratuvarda belli bir ölçekle yapılan modellerinde amaç, projenin minimum maliyetle en iyi performansı göstermesidir. Bu amaçla kurulan modellerde yapılan isler, bu çalışmanın kapsamına alınmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde bir limanın en genel tanımı verilerek sınıflandırma yapılmış ve yat limanları (marinalar) hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümde, ayrıca çalışmanın amacı belirtilmiştir. İkinci bölümde, liman model leme çalışmalarında kullanılacak dalga karakteristikleri (dalga yüksekliği, dalga periyodu, v.b.)'nin elde edilmesi için yapılan dalga iklimi çalışmaları anlatılmıştır. Üçüncü bölüm, fiziksel modellere ayrılmış, liman tasarımında fiziksel modellerin yeri ve önemi belirtilmiştir, ölçek seçme kriterleri ile ölçek seçmede kısıtlayıcı faktörlerden sonra, bu çalışmanın yapıldığı iki ve Uç boyutlu model kanal ve havuzları, bu arada da ölçme sistemi tanıtılmıştır. Dördüncü bölümde, açık denizden kıyıya doğru gelen dalgaların dönme, sapma, sığlaşma gibi nedenlerle değişimi ele alınmış, bu konuda yapılmış çalışmalardan söz edilmiştir. Besinci bölüm, kıyı yapılarını etkileyen temel sorunlardan biri olan katı madde hareketine ayrılmıştır. Bu hareketin temel nedenleri etraflıca anlatıldıktan sonra, katı madde süreklilik denklemi ve kıyı boyu katı madde hesabında en çok kullanılan CERC formülü üzerinde bilgiler verilmiştir. Bu bölümün sonunda da kıyı çizgisi değişimlerinin matematik modeli ve sınır koşulları tanıtılmıştır. Çalışmanın altıncı bölümünde ise dalgakıranlar üzerine detaylı bilgi verildikten sonra, dalga etkisi altında meydana gelen hasarlar tanıtılmış ve hasar kriterleri sunulmuştur. Dalgakıranın koruyucu tabakasını oluşturan tasların ağırlığını bulmada kullanılan ve stabilite formülleri olarak adlandırılan formüller ve bu formüllerde stabilite katsayısını etkileyen birincil ve ikincil faktörler anlatılmıştır. Ayrıca dalgakıran tasarımında gözönüne alınması gereken çevresel ve jeolojik faktörler ile risk analizi ve ekonomik çalışmalar hakkında gerekli bilgiler verilmiştir. Yedinci bölümde, yapılan deneyler tanıtılmış ve deney sonuçları verilmiştir. Sekizinci bölümde ise bu sonuçlar değerlendirilmiştir.
-
ÖgeSu yapılarında hidrodinamik etkiler ve Şanlıurfa tünelleri çıkış yapıları örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Konca, Ersen ; Avcı, İlhan ; 39328 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBu çalışmanın temelini, Şanlıurfa tünelleri çıkış kontrol yapılarının değişik isletme koşullarında, performans lar in m incelenmesi oluşturmaktadır. Akım alanında bulunan bir su yapısına, hidrostakik yükten başka, akımın doğurduğu türbülans, his, basınç çalkantısı ve çevrilerden dolayı oluşan dinamik yüklerde etkir. Bu yükler değişken karekterde olduklarından yapının titreşimine neden olurlar. Yapı stabilitesi açısından önemli olan, dinamik yüklerin, yapıya etkisi çalışma konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmanın ilk bölümünde titreşilsin teorik olarak tanımlaması yapılmıştır. Akısı alanında bulunan bir su yapısına etkiyen dinamik yüklerin yapıya etkisi, bu etkilerin yok edilse metodları anlatılmıştır. Müteakip bölümde vibrasyon olayının modellemesi üserinde durulmuştur. Şanlıurfa Tünelleri modelinin temelini olşturan Froude modeli anlatılmıştır. Daha sonra titreşimin incelenmesinde bilgisayar kullanımı anlatılmıştır. Deney sonuçlarının analla edilmesinde ve gerekli sonuçların alınmasında kullanılan sistem tanıtılmış t ir. Çalışmanın son bölümünde i.T.ö. inşaat Fakültesi Hidrolik Labora tu varında, İ/25 ölçekli olarak Froude benzeşim modeline göre inşa edilmiş olan Şanlıurfa Tünelleri modeli üserinde deneyler yapılmıştır. Tek tünel işletmesinde muhtelif noktalara basınç dönüştürücüler vasıtasıyla, yapıya etkiyen dinamik basınçların karekterleri belirlenmiştir. Su yapısı tabanındaki basınç dönüştürücülerden okunan değerlerde, birkaç noktada negatif basınca rastlanılmıştır. Basınç çalkantı değerlerinin ortalaması, her ne kadar negatif delefde olmasa bile, kısa aralıklarla görülen negatif basınç değerleri, yapı tabanında kavitasyona sebep olabilecgi için. incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu deneylere ait istatistik analisler ve frekans spektrumları, çalışmanın sonunda verilmiştir. Dinamik kuvvetlerden dolayı, titreşime maruz kalacak olan su yapısının, performansının sallanması yönünde, alınması gereken önlemler, çalışma sonunda anlatılmıştır.
-
ÖgeŞanlıurfa tünelleri çıkışındaki enerji kırıcı havuza gelen hidrodinamik kuvvetlerin belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Hatipoğlu, Figen ; Avcı, İlhan ; 39393 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBu çalışmada farklı işletme koşullarında enerji kırıcı havuz tabanına gelen hidrodinamik etkiler incelenmiştir, îlk olarak hidrodinamik kuvvetlerin tanımı ya pılmış ve özelliklerinden bahsedilmiştir. ikinci bölümde yapının stabilite analizinde hidrodinamik kuvvetin orta lama bileşenine oranla daha büyük önem taşıyan çalkantı bileşenini oluşturan kaynaklar sıralanıp, ayrıntılı olarak incelenmiştir. Daha sonra enerji kırıcı havuzun yapı elemanları üzerine gelen hidrodinamik etkilerin belirlenmesinde izlenen yollar ile bu etkilerin modellenmesi üze rinde durulmuştur. Son bölümde ise konuyla ilgili olarak Î.T.U. İnşaat Fakültesi Hidrolik Laboratuvarında yapılmış olan Şanlıurfa Tünelleri Çıkış Yapılarına ait model de neyleri sunulmuş ve sonuçları yorumlanmıştır.
-
ÖgeÜniform su almayı sağlayan yansavakların tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Uzun, Mustafa ; Savcı, M. Emin ; 39199 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBu çalışma, bir sulama kanalı boyunca kanal kenarına yerleştirilen yansavakl ardan, sulanacak bölge için yeterli miktarda ve eşit şekilde su alınmasını sağlayacak kanal ve yansavakların projelendirme şekli hakkındadır. Bir çok sulama bölgesinde büyük ana kanallar ve su alma yapıları inşa edilmesine rağmen bütün sulayıcılara sulama suyunun istenilen miktarda ve zamanında erişemediği bir gerçektir. Bunun nedeni, gösterişli büyük barajların ve sulama kanallarının planlanmasına büyük önem verilmesine karşılık sulama projelerinin su dağıtım tekniği yönünden yetersiz planlanması ve su dağıtımında büyük önem taşıyan su alma ağızlarına planla mada hiç önem verilmemesi veya kaba yaklaşımla boyut lan- dırı İması olduğu söylenebilir. Bu durum yetersiz ve ada letsiz bir su dağıtımı yanında büyük su israfına neden olmaktadır. Sulama şebekelerinde sulama suyunun dağıtımı, su miktarını ve su seviyesini düzenlemek suretiyle gerçek leştirilebilir. Bu çalışmanın birinci bölümünde, kenarında bir yan- savak bulunan bir açık kanaldaki akımın özellikleri, genel hesap esasları ve uygulanan tertip şekilleri hakkında bir takım faydalı bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde, yansavaklarla ilgili yapılmış olan çalışmalar hakkında özet bilgiler aktarılmıştır. Üçüncü bölümde, öncelikle incelenecek problem tanı tılmıştır. Sonra laboratuvarda mevcut kanal içine bir deney kanalı inşa edilmiş ve daraltma faktörü esas para metre olarak seçilerek deneysel çalışmalar yapılmıştır. Deney ölçüm değerleri ve bunlara ait hesap sonuçları da bu bölümde verilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde deney sonuçlarının değerlendirilmesi yapılmış ve gerekli öneriler sunulmuştur.
-
ÖgeSu tablasının permenant olmayan alçalması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Bingöl, Cahit ; Savcı, M. Emin ; 39552 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBu çalışmada, alttaki geçirimsiz zeminden d kadar yukarıda bulunan ve tabanı su tablasına kadar uzanan bir dren hendeğinin su ile doldurulması sonucu oluşan ve değişik araştırmacılar tarafından teorik veya deneysel olarak incelenen permenant olmayan yeraltı suyu hareketi incelenmiştir. Birinci bölümde yeraltı suyu akımı ile ilgili genel bilgiler Darcy Kanunu esas alınarak verilmektedir. İkinci bölümde yeraltı su yüzeyinin zamanla değişen hareketi ile ilgili genel denklemler konu edilmektedir. Ayrıca, bu bölümde değişik zamanlarda değişik araştırmacıların probleme yaklaşımları ve elde ettikleri ifadeler yer almaktadır. Üçüncü bölümde Richards denkleminin ilgili başlangıç ve sınır, şartlan altında Sonlu Farklar formunda yazılarak elde edilen nümerik çözümü incelenmiştir. Nümerik sonuçlar grafik şeklinde ifade edilmiştir. Özel olarak dw/b = 0.8 için bu çalışmada elde edilen sonuçlar Watson ve Koussis tarafından elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeAkım serilerinin modellenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Gençer, Yiğit Çağatay ; Müftüoğlu, R. Ferruh ; 39509 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBu çalışmada, Kolmogorov ve Kolmogorov-Gabor modeli aylık akım serilerinin türetilmesinde kullanılmış olup sonuçlar, yaygın olarak kullanılan Thomas-Fiering modeli sonuçları ile karşılaştırılmıstır. Uygulamada, 30 yıllık bir akım serisi kullanılarak bil gisayar ortamında, Thomas-Fiering, Kolmogorov ve Kolmogorov- Gabor modelleriyle 30 vıllık sentetik seriler türetilmiştir. Thomas-Fiering modelinden beklenen sonuçlar elde edilmiş ancak, Kolmogorov ve Kolmogorov-Gabor modellerinin akım serilerinin türetilmesinde kullanılabilmesi için bir rastgele değişkenin modele ilave edilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu rastgele değişkenin analitik yolla belirlenmesinin güçlüğü nedeniyle, ampirik yaklaşım uygulanmış ve iyi sonuç veren bir esas geliştirilmeye çalışılmıştır. Sonuçlar, yaygın olarak kabul ve uygulama Fiering modeli sonuçlarına oldukça yakındır. Bazı istatistik parametreler açısından da veni model avantajlı görünmektedir.
-
Ögeİstanbul'un su kaynakları ve Büyük Melen sistemi'nin değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Alp, Murat ; Karahan, Emin ; 55902 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiBugün nüfusu 10 milyonu geçen, Türkiye sanayi ve ticaretinin en önemli merkezi olan İstanbul'a içme kullanma ve sanayi suyu sağlanması her zaman kentin en büyük sorunlarından birisi olmuştur. Bu sorun kentin büyümesi ile orantılı olarak hergün biraz daha büyümektedir. İstanbul'un nüfus artış hızı 1955'ten 1990'a kadar ortalama yıllık %4.9 olmuştur. Bu büyüme hızı devam ettiği takdirde 2020 yılında nüfus 33 milyon, yıllık su ihtiyacı da 3.216 hmVyıl olacaktır. Bu durumda İstanbul'un mevcut (704 hmVyıl) ve planlanan (1.906 hm3/yıl) su kaynaklarının toplamı (2.610 hm3/yıl), 2020 yılında ihtiyacı karşılamayacaktır. Bu nedenle kentin nüfus artışında büyük rol oynayan göçün azaltılabilmesi için önlemler alınmalı, göç sebepleri ortadan kaldırılmalıdır. İstanbul'a yakın gelecekte su temin etmek için Sazlıdere Barajı, Kirazdere Barajı, Istranca Dereleri üzerindeki barajlar ve Yeşilçay Regülatörleri planlanmıştır. Emniyetli verimi 55 hmVyıl olan Sazlıdere Barajı'nın inşaatı 1996 yılında tamamlanmıştır. İzmit'in 10 km güneyinde yer alan Kirazdere Barajı'nın 2000 yılında tamamlanması ve 100 hm3/yıl suyun İstanbul'a verilmesi düşünülmektedir. Istranca Dereleri üzerinde inşa edilecek regülatör ve barajlarla 2000 yılma kadar toplam 14 dereden yılda 270 hm3 su sağlanması planlanmaktadır. Yeşilçay Regülatörleri ise İstanbul'un 60 km doğusunda yer alan Çanak ve Göksu Dereleri üzerinde inşa edilecek ve 2001 yılında 145 hmVyıl su şehre temin edilecektir. İstanbul'un uzun vadeli içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirilmesi planlanan en önemli kaynak Büyük Melen Çayı'dır. İstanbul Boğazı'nın 170 km doğusunda yer alan Büyük Melen Çayı'ndan 4 kademede toplam 1.190 hmVyıl su temin edilmesi düşünülmektedir. 1. aşamada baraj yapılmadan bir regülatör (bağlama) ile 268 hmVyıl su alınması önerilmiştir. Melen Barajı 2. aşamada inşa edilecek ve 2005 yılında 307 hmVyıl su, 2010 yılında ek bir isale hattıyla yine 307 hmVyıl su ve 2020 yılında da 308 hmVyıl su şehre verilecektir. Bu çalışmada ise regülatör yapmadan, Melen Barajı'ndan önce inşa edilecek olan memba batardosundan daha fazla suyun çok daha az maliyetle alınabileceği gösterilmiştir. Ayrıca memba batardosu bir biriktirme haznesi olarak kullanılacağmdan suda bulunan iri daneler çökelecek, suyun bulanıklığı azalacak, dolayısıyla buradan alınacak suyun kalitesi, regülatörden almacak suyun kalitesinden daha iyi olacaktır.
-
ÖgeKazıklı su yapılarında etki eden kuvvetler ve bilgisayar destekli tasarım kriterleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Küçük, Murat ; Ağıralioğlu, Necati ; 101009 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiGünümüzde, özellikle su yapılarında daha sık kullanılan kazıkların üzerlerine etki eden kuvvetlerin bilinmesi tasarım için çok önemlidir. Yanaşma yapılan gibi hem kara ve hem de denizle irtibatı olan yapılar üzerinde, kendi fonksiyonel kuwetierinin yanında çevre şartlarının da etkisi mevcuttur. Yapılan tez çalışmasında kazıklarla mesnetlenmiş su yapılarına etki eden kuvvetler oluş kaynaklarına göre incelenmiş ve tasarım değerleri çeşitli senaryo kombinasyonlarla karşılaştırılmıştır. Çalışmanın başmda kazık çeşitleri ve taşıma güçleri konusunda bilgi verilmiştir. Daha sonraki bölümde ise kuvvetler incelenmiştir. Kazıklı bir su yapısı kazık boyutlarına uygun olarak bir deniz duvarından farklı şekilde davranacak ve etkili kuvvetlerde buna göre farklılık gösterecektir. Kazık çapının dalga boyuna oram D/L < 0,2 olduğu durumlar için kazıklara çevresel kuvvetler başlığı altında toplanmış başta sürükleme ve atalet kuvvetleri olmak üzere rüzgar, dalga, akıntı, buz ve iklimsel etki kuvvetleri etkili olmaktadır. Yanaşma kuvvetleri olarak, gemi yanaşması için bağlantı elemanları veya doğrudan gemiler aracılığı ile yapıya etki eden kuvvetler göz önünde bulundurulmuştur. Son olarak ölü ve hareketli yüklerin yapıya etkileri de incelenmiştir. Sonuçta incelenen kuvvetlerin yapı üzerindeki etkileri ve büyüklüklerinin karşılaştırılması bir örnek üzerinde ele alınmış ve bilgisayar yardımı ile hesaplamalar yapılmıştır. Sonlu elemanlar metodunu temel alan ve tasarımda da bu yönüyle tercih edilen SAP 2000 programı bu hesaplamalarda kullanılmıştır. Standartlarda tavsiye edilen çeşitli yük kombinasyonları ve yük etki çarpanları kullanılarak kuvvetler yapıya uygulanmıştır. Yapıya kuvvetlerin uygulanması, etki eden kuvvetlerin değişik yük katsayıları ile çarpılması ve uygulama doğrultulan da göz önünde bulundurularak yapılmış ve sonuçlan karşılaştınlmıştır. Hesaplamalar sonucunda elde edilen ve kazık nihai tasarım değerleri olarak tanımlanan, normal kuvvet ve momentlerden, hangi kuvvetin yapı üzerinde ne derece etkili olduğu karşılaştrnlabilmiştir. Neticede kuvvetlerden hangilerinin hesaplamalar için göz önünde bulundurulması gerektiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Böylece tasarım için yararlı kriterler oluşturulmaya çalışılmıştır.
-
ÖgeBaraj dolusavakları tasarımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Sancar, M.Savaş ; Savcı, Emin ; 101066 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiNüfusun artması, insanların ihtiyaçlarının çoğalması ve çeşitlenmesi sonucu zaten coğrafya ve zaman açısından oldukça bozuk bir düzen gösteren su kaynaklarımızdan en iyi bir biçimde yararlanabilmek için depolanmaları zorunlu hale gelmiştir. Ek olarak temiz ve doğaya saygılı enerji üretimi, tarım için sulama suyunun temini ve bunlara benzer çeşitli nedenlerden dolayı bu tip yapıların inşasında barajlar bir zorunluluk haline gelmiştir. Ancak barajların tasarımı ile inşası oldukça karmaşık ve zordur. Büyük yapımlar olmaları nedeniyle pahalı maliyetlerinin yanında, barajlarda meydana gelecek zararlar sonucunda, mansablarında büyük can ve mal kayıplarına sebep olabilirler. Tüm dünyada barajlarda oluşan hasarlar üzerinde yapılan istatistikler bu hasarların en önemli nedeninin baraj gövdesi üzerinden suyun aşması olduğunu göstermiştir. Oluşacak bu tür olumsuz durumlara en çok yanlış bir baraj dolusavak tasarımı sebep olabilir. Dolusavak yapıları akarsuyun baraj rezervuarına getirdiği su miktarının rezervuarın depolama kapasitesini aşması durumunda, fazla sulan emniyetli bir biçimde çevreye zarar vermeden yapıdan uzaklaştırır. Bu nedenle tasarımları hayati bir önem taşır. Açıklanan sebeplerden dolayı tez çalışmasının konusu baraj dolusavakların tasarımı olarak seçilmiştir. Tez içersinde ülkemizde en çok uygulama alanı bulan kontrollü ve kontrolsüz dolusavaklar ile onları oluşturan bölümlerinin projelendirilmeleri incelenmiştir. Ayrıca konuyla ilgili pratik çözümler ile hesaplarda kullanılması için gerekli abaklara yer verilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde konunun önemi ve amacı açıklanmıştır. İkinci bölümde ise; tipik bir dolusavak yapısını oluşturan yaklaşım kanalı, kontrol kesidi, mansap kanalı ve enerji kinci yapımlar hakkında bilgi verilmiştir. Ek olarak bu yapılarda meydana gelmiş tasarım hataları ile yapılan çözümlerden bahsedilmiştir. Daha sonra pratikte uygulanan dolusavak tipleri, kullanım yerleri, yerleşim şekli, temel şartlan, yapım güçlüğü, iklim şartlan, işletme durumu, deprem riski, aşırı yüklemede güvenlilik, iş programlarına etkisi, maliyet ve boşaltım kanallarında daraltma imkanlan açısından karşılaştırılmıştır. Bu bilgilerden sonra bir dolusavak tipinin hangi kriterlere bağlı olarak seçilebileceği, seçilen baraj tipinin özellikleri, topografik durum, jeolojik durum, hidrolik durum ve ekonomik durum temel alınarak açıklanmıştır. Üçüncü bölümde dolusavak yapılarının projelendirilmelerine geçilmiştir. Yapının tasanmının yapılabilmesi, plan ve projelerinin çizilebilmesi için gerekli done ve bilgiler bölümün başında verilmiştir. Ardından tasarın aşamasına geçilerek proje giriş taşkınlarının seçimi ve flood-routing anlatılmıştır. Bu noktadan sonra dolusavak yapısının bölümlerinin dizaynına gelinmiştir. Yaklaşım kanallarının hesabı, proje yükünün seçimi, genel haliyle dolusavak profilinin oluşturulması ile kontrolsüz ve kontrollü dolusavak gövde yapısının tasarımı açıklanmıştır. Konu hakkında gerekli abaklar ise Ek- A' da verilmiştir. viii Dördüncü bölümde mansap kanallarının tasarımı ele alınmıştır. Bu amaçla ilk olarak dolusavak kontrol yapısından mansaba geçiş incelenmiş, eşik yapısından sonraki su derinliğinin tespiti, kontrol yapısından kanala geçişteki düşey kurbun ve eşik boyunun uzunluğunun hesabı yapılmıştır. Kanal içersindeki su yüzü profilinin çizimi için gerekli eşitlikler ve kullanılacak heap yöntemi için tablo verilmiştir. Ayrıca pratikte uygulanan yan duvarların tipleri ve boyuları ile yüksekliklerinin hesabı açıklanmıştır. Sonra dolusavaklarda akımın enerjisinin azaltılmasında yararlanılan hidrolik sıçramanın genel özellikleri ile akımın froude sayısının değerine göre tasarlanabilecek havuz tipleri anlatılmıştır. Bu havuzların tasarımında kullanılabilecek abaklar Ek-B'de verilmiştir. Bölümün sonunda bir sıçratma ucundan fırlatılan su kütlesinin akarsu yatağı içersinde düşeceği noktanın tespiti yapılmış ve tipik bir sıçratma ucunun boyutları matematiksel bağıntılar yardımıyla hesaplanmıştır. Beşinci bölümde dolusavak yapısının hesabında en önemli yeri tutan gövde yapısının tasarımı incelenmiştir. Konu ilk olark deşarj katsayısı bakımından ele alınmıştır. Bu amaçla çeşitli bilim adamları tarafından teklif edilen deşarj katsayısı eşitliklleri karşılaştırılmış, memba yüzü şeklinin katsayıya olan etkisi anlatılmıştır. Ardından dolusavak üzerinde pozitif ve negatif basınçların oluşumu incelenmiştir. Daha sonra kontrollü ve kontrolsüz dolusavaklarm bir ön tasarımında bu yapının özelliklerinin belirlenmesini sağlayacak çeşitli eşitlikler verilmiştir. Bu bilgilerin yardımıyla, dik memba yüzüne sahip gövde yapılan için teklif edilen profil tipleri, ( H/Hp ) oram, m katsayısı, d su derinlikleri, ( P/y ) alt basınçların değeri açısından karşılaştırılmış ve sonuçlar tablolaştmlmıştır. Ayrıca çalışmada P/Hp < 1,5 oranları için eğimli memba yüzleri tavsiye edilmiş ve eğimli memba yüzlerine sahip WES ve Ogee profilleri alt basınçlar bakımından incelenmiştir. Anlatılanlara ek olarak kontrollü dolusavaklar da ( H/Hp ) oram, m katsayısı, d su derinlikleri, ( P/y ) alt basınçların değeri ve X kapak konumlan açısından karşılaştınlmışlar ve sonuçlan tablolaştınlmışdır. Yapılan çalışmaların neticesinde tipik bir gövde yapısının tasanmmda en önemli kriterin alt basmçlann ile m debi katsayısının değerleri olduğu düşünülmüş, aynca tasanmda düşük alt basmç değerlerinin ve yüksek deşarj katsayısının elde edildiği optimum bir noktanın yakalanması tavsiye edilmiştir.
-
ÖgeLiman içi dalga çalkantısında kullanılan nümerik modelleme mike 21 BW(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2004) Köksal, Fatma Dilara ; Ağıralioğlu, Necati ; 151548 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiHarmonik dalga oluşumu gibi nonlineer dalga etkileşimleri, sapma ve dönme gibi fiziksel etkileri aynen korumak için limanlar içerisindeki dalga dağılımının doğru nümerik simulasyonunda nonlineer ve dispersif dalga işlemlerinin hesaba katılması gerekmektedir. Boussinesq denklemleri, değişken derinliklerde ve sığ su ortamında, tüm bu etkileri içeren matematiksel modellerin içinde en anlaşılır olanıdır. Boussinesq tipi matematiksel modellerin farklı çeşitleri vardır ve bunların hem problemde kullanılan fiziksel parametrelerinin sınırlanchrılmaları hem de uygun bir nümerik modelin parçası olarak uygulamadaki kolaylığı karşüaşünlmalan ve mukayese edilmeleri gerekmektedir. Bu çalışmada kullanılan nümerik simulasyon olan Boussinesq dalga modülünün, kullanılan metodlar ve yapılan çeşitli karşılaştumalarla oldukça yeterli olduğu gösterilmiştir. İki boyutlu genişletilmiş Boussinesq denklem sistemi, lineer bir üçgen sonlu eleman uzaysal diskretizasyonu uygulamasında, uygun biçimde yeniden uyarlanmıştır. Bu denklem sistemine program için gereken uygun başlangıç ve sınır koşullan detaylı olarak göz önüne alınmaktadır. Sayısal metodun performansı, deneysel verilerin karşdaştırılması ile test edilmiş ve liman projesi için modelin uygunluğu, gerçeğe uygun liman geometrisi ve dalga koşullarının simülasyonu ile araştırılmıştır. Fiziksel modellerle kullanılan nümerik modelin karşılaştrrması örnekler verilerek yapılmış ve sonuç olarak neredeyse birebirlik sağlanmıştır. Boussinesq dalga modülü, Boussinesq denklemlerinin üçüncü derece sonlu farklar yöntemi ile çözümü esasına dayanmaktadır. Model, küçük genlikli dalgalar üzerindeki sığlaşma, sapma, kırınım ve yapıların dalgalan sönümleme ve yansıtma etkilerini gözetebilmekte, dalgaların düzenli ve düzensiz kıyı alanlan ve limanlarda yaratacağı karmaşık çalkantının incelenmesinde kullanılabilmektedir. xn Çalışmada programı kullanma metodlan anlatılarak Marmara Kabul Limanı' nda uygulanmıştır. Liman için çalkantı modellemesine başlamadan önce kapsamlı rüzgar istatistiği çalışmaları, dalga tahmini ve derin denizden kıyıya doğru dalga değişiminin incelendiği dalga transformasyonu modeli çalışmaları yü^tülmüştür. Dalga transformasyon modeli çalışmaları MIKE 21' in diğer bir modülü olan MKE 21 NSW ile yapılmıştır. Limanı koruyucu dalgakıranların en uygun yerleşimleri yine modelde denenerek belirlenmiş, liman içi çalkantısının uluslararası kriterlerde tanımlanan düzeyi aşmaması için gerekli düzenlemeler araştırılrmştır. Yapı yerleşimlerinde alternatifler geliştirilerek, bunlar içinden en ekonomik olanı uygulama için önerilmiştir. Dalga transformasyonu çalışmaları sonucunda, Marmara Kabul Limanı çalkantı analizlerinde kullanılacak dalga özellikleri ile yapı tasarımında kullanılacak dizayn dalgası belirlenmiştir.
-
ÖgeÇoruh havzası'nın kurak dönem uzunluklarının belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2004) Öztürk, Saffet ; Önöz, Bihrat ; 152310 ; Hidrolik ve Su Kaynakları MühendisliğiKuraklığın ekonomik ve toplumsal boyutlar üzerine önemli etkileri mevcuttur. Kuraklık, ülke ekonomisi, toplumun sağlığı, psikolojisi, ve ticareti ile yakından ilgilidir. Bu amaçla bir bölgede kurak devrelerin uzunluğunu ve dönüş aralığını belirlemek son derece önemlidir. Bu çalışmada, Çoruh Havzası'nda bulunan 2304, 2305, 2315, 2316, 2323 nolu 5 ayrı istasyonda ölçülen yıllık akım serileri kullanılarak, Gidişler Analizi ile, akımların negatif gidiş uzunlukları ve olasılık kütle fonksiyonları belirlenmiştir. En uzun kurak dönemlerin dönüş periyotları tahmin edilmiştir. İlk olarak, istasyonların tek tek hidrolojik bağımsız ve serisel bağımlı olmaları hali incelenmiştir. Negatif gidiş uzunlukları q = 0.5, 0.4 ve 0.3 kesim seviyeleri için belirlenmiştir. Kesim seviyeleri, normal, lognormal dağılım kabulleri yapılarak ve amprik olarak hesaplanmıştır. Akımların bağımsız oldukları durumda, gözlemlerin negatif gidiş uzunlukları ortalama ve varyans değerleri teorik değerlere yakın çıkmıştır. Sadece, 2304 nolu istasyonda q = 0.5 ve 0.4 için, 2305 ve 2315 nolu istasyonlarda q = 0.5 için değişiklikler göstermiştir. Akımların serisel bağımlı oldukları durumda gözlemlerin negatif gidiş uzunlukları ortalama ve varyans değerleri teorik değerlere yakın çıkmıştır. Bununla birlikte gözlem değerleri, logaritmik teorik değerlere daha yakın çıkmıştır. Teorik ve gözlemlerin negatif gidiş uzunlukları dağılımı q = 0.4 ve 0.3 için birbirine yakın çıkmıştır. q = 0.5 için ise değişiklikler göstermiştir. En uzun kurak dönem süresi, 2304 nolu istasyonda 9 yıl olarak bulunmuştur. Dönüş periyodu akımların bağımsız oldukları durumda 1024 yıl, akımların serisel bağımlı oldukları durumda ise 432 yıl olarak hesaplanmıştır. İkinci olarak, 2 istasyonun serisel ve karşılıklı bağımlı olmaları durumu incelenmiştir. Kesim seviyesi sadece amprik olarak belirlenmiştir. Ortak negatif gidiş uzunlukları q = 0.5 için bulunmuştur. Gözlemlerin ortak negatif gidiş uzunlukları ortalama ve varyans değerleri, 2304- 2305, 2305-2315, 2305-2316, 2305-2323, 2315-2316, 2315-2323 durumlarında teorik değerlere yakın çıkmıştır. Diğer durumlarda ise değişiklikler göstermiştir. Gözlemlerin ortak negatif gidiş uzunlukları dağılımı ile teorik dağılım 2304-2315, 2304-2323 ve 2316-2323 durumlannda yakın, çıkmıştır. Diğer durumlarda ise değişiklikler göstermiştir. Aynı yıllarda görülen en uzun kurak dönem süresi, 2304- 2305 nolu istasyonlarda 6 yıl, dönüş periyodu 95 yıl olarak hesaplanmıştır. Son olarak 3, 4 ve 5 istasyonun serisel ve karşılıklı bağımlı olmaları durumu incelenmiştir. Kesim seviyesi sadece amprik olarak bulunmuştur. Ortak negatif gidiş uzunlukları q = 0.5 için belirlenmiştir. 3 istasyon için, gözlemlerin ortak negatif gidiş uzunluktan ortalama ve varyans değerleri 2305-2315-2316, 2305-2315-2323 ve 2315-2316-2323 durumlannda teorik değerlere yakın çıkmıştır. Gözlemlerin ortak negatif gidiş uzunluklan dağılımı teorik dağılıma, 2304-2305-2315, 2304-2305- ıx 2323, 2304-2315-2323, 2304-2316-2323 ve 2305-2316-2323 durumlarında yakın çıkmıştır. Diğer durumlarda ise değişiklikler göstermiştir. Aynı yıllarda görülen en uzun kurak dönem süresi, 2305-2315-2316 nolu istasyonlarda 5 yıl, dönüş periyodu 83 yıl olarak hesaplanmıştır. 4 istasyonun serisel ve karşılıklı bağımlı olmaları durumunda ise gözlemlerin ortak negatif gidiş uzunlukları ortalama ve varyans değerleri teorik değerler ile değişiklik göstermiştir. Gözlemlerin ortak negatif gidiş uzunlukları dağılımı teorik dağılıma yakın çıkmıştır, sadece 2304-2305-2315-2316 durumunda değişiklik göstermiştir. Aym yıllarda görülen en uzun kurak dönem süresi, 2305-2315-2316-2323 nolu istasyonlarda 3 yıl, dönüş periyodu 44 yıl olarak hesaplanmıştır. 5 istasyonun serisel ve karşılıklı bağımlı olmaları durumunda, teorik değerler, P[XijX2j...X5j) olasılığı hesaplanamadığı için belirlenememiştir. Bu yüzden sadece gözlemlerin ortalama ve varyans değerleri hesaplanmıştır.
-
ÖgeTabana Oturan Silindir Etrafındaki Akım Alanı Ve Üzerindeki Basınç Dağılımı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-31) Durmuş, Özgür ; Çokgör, Şevket ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinSilindir etrafındaki akım alanının ve silindir üzerine etkiyen kuvvetlerin incelenmesi akışkanlar mekaniğinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada farklı akım koşullarında tabana oturan ve çeşitli gömülme derinliklerindeki silindirlerin etrafında oluşan akım alanı ve silindirler üzerine etkiyen kuvvetlerin sayısal olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bunun için bir Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği yazılımı olan FLUENT kullanılmıştır. Modellerin kurulması ise bir sonlu elemanlar önişlemcisi olan Gambit ile yapılmıştır. Ele alınan sınır koşullarının sonucu olarak bir türbülanslı akım söz konusu olduğu için FLUENT programının sunduğu türbülans yaklaşımlarından biri olan k- türbülans modeli seçilmiştir. Farklı sınır koşullarında silindir etrafındaki kararlı akım, dalga ve akım+dalga hareketleri incelenmiş; kararlı akım için hız, basınç, kayma gerilmesi dağılımları ve kuvvet katsayılarının grafikleri verilmiştir. Salınımlı hareket olarak modellenen dalga durumu ve akım+dalganın birlikte akım ortamında görüldüğü durumlar için ise hız ve basınç dağılımları ile kuvvet-açısal frekans (t) grafikleri verilmiştir. Yapılan çalışmanın sayısal bir çalışma olmasının bir gereği olarak elde edilen sonuçlar daha önceden yapılmış ve aynı sınır koşullarına sahip fiziksel deneylerin sonuçlarıyla karşılaştırılarak sayısal sonuçların fiziksel deneylere olan yakınsaması irdelenmiştir. Kararlı akım koşullarındaki sonuçların, dalga ve akım+dalga etkisindeki sonuçlara göre fiziksel deneylerle daha uyumlu olduğu gözlemlenmiştir.
-
Ögeİznik Göl Suyu Kalite Parametrelerinin Yapay Sinir Ağlarıyla Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-05) Dede, Ahu ; Cığızoğlu, H. Kerem ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada İznik Gölünün farklı noktalarında derinlikle birlikte değişen çözünmüş oksijen (ÇO) konsantrasyonunun Yapay Sinir Ağlarıyla (YSA) belirlenmesine çalışılmıştır. Giriş verisi olarak toplam çözünmüş katı madde, pH, iletkenlik, sıcaklık ve derinlik kullanılmıştır. İlk aşamada geri yayılım öğrenme ve Levenberg-Marquardt eğitim algoritmalı ve tek saklı katmanlı İleri Beslemeli Geri Yayınımlı Yapay Sinir Ağı (İBGYSA) kullanılarak etkin giriş parametreleri seçilmiştir. Verilerin ilk % 80’lik kısmı eğitim, son % 20’lik kısmı test amaçlı kullanılmıştır. YSA yapısında derinlik ve sıcaklık optimum giriş, 0.1 ile 0.9 arası en uygun ölçekleme aralığı, karekök dönüşümü verileri normal dağlıma yaklaştırmada optimum dönüşüm ve saklı katmanda logaritmik sigmoid, çıkışta hiperbolik tanjant sigmoid fonksiyonları optimum transfer fonksiyonları olarak bulunmuştur. Bu modeli kurma sürecinde saklı hücre ve iterasyon sayısı test hatasını en aza indirecek şekilde sürekli değiştirilmiştir. Sonraki aşamada bu optimum parametreler Radyal Tabanlı (RTYSA) ve Genelleştirilmiş Regresyon Yapay Sinir Ağında (GRYSA) yapılan ÇO tahminlerinde kullanılmıştır. En iyi sonuç, İBGYSA ve RTYSA ile elde edilmiştir. YSA sonuçları Çok Değişkenli Doğrusal Regresyon (ÇDDR) analizi ile karşılaştırılmıştır. Hata performanslarına göre, YSA lar ÇDDR’dan daha iyi sonuç vermiştir. Ek olarak ÇO tahmini için verilerin iki tabakaya ayrılarak her tabakanın kendi içinde değerlendirildiği İBGYSA’lar tasarlanmıştır. İlk tabaka, tabalaşmanın dikate alınmadığı modellere göre daha yüksek ikinci tabaka daha düşük performans göstermiştir. Bir diğer ÇO tahmini derinlik ve sıcaklık girişlerine ek olarak bir önceki ÇO değerinin de giriş olarak kullanıldığı İBGYSA’la denenmiştir. Bu model iki girişli yapılardan daha yüksek performans göstermiştir.
-
ÖgeRüzgar Enerjisi Ve Türbin Seçiminin Maliyete Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-02-13) Kazıcı, Muhammet Sertaç ; Uyumaz, Ali ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinRüzgâr santralleri kurmak için gerekli etüd çalışmaları, elde edilecek rüzgâr enerjisinin tahmini, fizibilite raporları gibi önemli teknik ve finansal dataları şekillendireceği için çok detaylı ve hassasiyetle yapılmaktadır. Hazırlanan bu bilgiler ışığında ortaya kullanılması gereken türbin tip ve güçleri çıkmaktadır. Sektörün çok hızlı gelişmesinden kaynaklanan arz-talep dengesizliği istenen türbin tiplerinin kısa sürede teminini mümkün kılamamaktadır. Yatırımcı kuruluşlar ise mali ve bürokratik sürecini tamamlanmış projeleri için en kısa sürede üretime geçmek istemektedirler. Bu durum ise zorunlu olarak yatırımcı kuruluşları temin edilebilen türbinleri kullanmaya itmektedir. Bu çalışmada, yapılan etüt ve projeler neticesinde tespit edilen türbinlerin yerine farklı türbinlerin kullanılması halinde yıllık getirideki değişimi araştırılmış. Çıkan sonuçlar grafik halinde gösterilmiş ve sebepleri incelenmiştir.
-
ÖgeSoliter Dalga Şartları Altında Normal Keson Dalgakıran Ve Delikli Keson Dalgakıranların Tırmanma Ve Basınç Yönünden Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-24) Karsavran, Yavuz ; Savcı, M. Emin ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinTsunami (soliter) tipli dalgaların normal keson ve delikli keson dalgakıranları nasıl etkilediğini öğrenmek amacıyla İTÜ Hidrolik Anabilim Dalı laboratuarındaki 120*2*2 metre boyutlarında bulunan kanalda çeşitli deneyler yapılmıştır. Önce özel sistem pistonla oluşturulmuş dalgalar normal keson dalgakıran üzerine gönderilmiştir. Bu deneylerde normal keson üzerinde oluşan basınç ve tırmanma ölçülmüştür. Daha sonra aynı şartlarda oluşturulmuş dalgalar delikli keson dalgakıran üzerine gönderilmiş ve aynı şekilde basınç ve tırmanma ölçülmüştür. En nihayetinde veriler karşılaştırılarak herhangi bir tsunami dalgasına karşı normal ve delikli keson dalgakıranların hangisinin daha üstün olduğu kararlaştırılmıştır. Delikli keson dalgakıranların tırmanmayı azalttığı, delikli sistemde ve keson sistemde maksimum basıncın su seviyesinde oluştuğu gözlemlenmiştir. Ayrıca delikli sistemin dalgayı daha fazla yansıttığı gözlemlenmiştir. Bunlarla ilgili regresyon analiziyle formüller elde edilmiştir. Sonuç olarak tsunami dalgalarına karşın delikli keson dalgakıranların normal keson dalgakıranlara göre daha üstün olduğu gözlemlenmiştir. Bunun yanında delikli sistem üzerinde yapılan hücre mesafesi ayarlamasında, hücre mesafesinin tırmanma ve basınç değerlerini azaltıp azaltmadığını anlamak amacıyla hücre mesafesi değiştirilerek aynı dalgalar tekrar gönderilmiş ve elde edilen veriler birbiriyle karşılaştırılmıştır. Bunun sonucunda hücre mesafesinin artmasının keson üzerindeki basınç ve tırmanmayı azalttığı gözlemlenmiştir. Sonuç olarak keson dalgakıranların derin kıyılarda dökmetaş dalgakıranlara karşı daha avantajlı olduğu zaten bilinmekteydi. Keson dalgakıranların bir türü olan delikli keson dalgakıranların normal keson dalgakıranlara oranla basınç ve tırmanmayı azaltmada daha avantajlı olduğuda bu tezle ortaya çıkmış oldu.
-
ÖgeHidroelektrik Enerji Birim Fayda Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-25) Mescigil, F. Onuralp ; Önöz, Bihrat ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada, gerek kurumsal bazda gerekse kişi bazında sunulan hidroelektrik enerji birim satış fiyatı önerileri ve bu önerilerin hidroelektrik santral projelerinin ekonomik analizine etkileri araştırılmıştır. Ayrıca günümüzde kullanılan ve geçerli olan yöntemler de incelenmiştir. Hidroelektrik enerji birim faydaları üzerine daha önce yapılmış olan çalışmalara değinilmiştir. Gerek kurumsal gerekse kişi bazında yapılan bu çalışmalar detaylı olarak anlatılmış ve incelenmiştir. Şu anda ülkemizde elektrik enerjisi satış fiyatını belirlemede kullanılan DUY sistemi incelenmiştir. Hidroelektrik enerji birim faydalarının seçilen iki adet örnek proje üzerine etkileri incelenmiştir. Bu projelerden bir tanesi depolamalı tesis, diğeri ise nehir tipi tesis olarak seçilmiştir. Bu bölümde ayrıca seçilen örnek projelerin proje karakteristikleri de verilmiştir. Örnek projelerin ekonomik analiz sonuçlarına da bu bölümde değinilmiştir. Son olarak, çalışmanın son bölümü olan sonuç bölümünde daha önceki bölümlerde değinilen yöntemler değerlendirilmiştir. Ayrıca bu yöntemlerin kullanılabilirlikleri ve güncel olup olmadıklarına da değinilmiştir. Daha sonra bu yöntemlerin örnek projeler üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Son olarak en geçerli ve güncel yöntem önerisi sunulmuştur.
-
Ögeİstanbul Yağışlarının Kurak Dönem Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-29) Dikici, Mehmet ; Önöz, Bihrat ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinBu çalışmada, İstanbul’da bulunan 5 adet Devlet Meteoroloji ve 6 adet İSKİ yağış gözlem istasyonunda ölçülen yıllık yağış verileri kullanılarak, Gidişler Analizi ile, yağışların negatif gidiş uzunlukları ve olasılık kütle fonksiyonları belirlenmiştir. En uzun kurak dönemlerin dönüş periyotları tahmin edilmiştir. Negatif gidiş uzunlukları ve kurak dönemlerin dönüş periyotları 3 farklı durum için hesaplanmıştır. İlk olarak, istasyonların tek tek bağımsız ve serisel bağımlı olmaları hali incelenmiştir. Negatif gidiş uzunlukları q=0.5, 0.4 ve 0.3 kesim seviyeleri için belirlenmiştir. Kesim seviyeleri, normal, lognormal dağılım kabulleri yapılarak ve amprik olarak hesaplanmıştır. İkinci olarak, 2 istasyonun serisel ve karşılıklı bağımlı olmaları durumu incelenmiştir. Kesim seviyesi sadece amprik olarak belirlenmiştir. Ortak negatif gidiş uzunlukları q = 0.5 için bulunmuştur. Son olarak 3, 4 ve 5 istasyonun serisel ve karşılıklı bağımlı olmaları durumu incelenmiştir. Kesim seviyesi sadece amprik olarak bulunmuştur. Ortak negatif gidiş uzunlukları q = 0.5 için belirlenmiştir. Beş istasyonun serisel ve karşılıklı bağımlı olmaları durumunda, teorik değerler P(x1jx2j…x5j) olasılığı tanımlı olmadığı için hesaplanamamıştır. Bu yüzden sadece gözlemlerin ortalama ve varyans değerleri hesaplanmıştır.