LEE- İşletme-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Son Başvurular
1 - 1 / 1
-
ÖgeEnerji depolama üniteli trijenerasyon mikro şebeke sisteminde çizelgeleme optimizasyonu: Hastane uygulaması(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-05-28)Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmenin gittikçe hız kazanması ile enerji ihtiyacı artmaya devam etmektedir. Dünya Enerji Görünümü raporlarındaki olağan durum senaryolarına göre talep edilen enerjinin sağlanması amacıyla fosil yakıtların kullanılmaya devam edilmesi ile hava kirliliği giderek artarak küresel ısınmaya sebep olacağı belirtilmiştir. Fosil yakıtların sınırlı olması nedeniyle ülkeler arasında enerji rekabeti ortamı oluşmaktadır. Bu enerji rekabeti sayesinde karbonsuzlaşma, enerji tasarrufu, verimlilik ve sürdürülebilirlik kavramları değer kazanmaya başlamıştır. Karbondioksit salınımın azaltılması ve küresel ısınmanın önüne geçilebilmesi için yenilenebilir enerji kaynakları en iyi çözüm olarak gösterilmektedir. Yenilenebilir enerji sistemlerinin giderek azalan enerji üretim maliyetleri ve teşvik edici politikalar sayesinde hızla büyümeye devam etmektedir. Böylece karar vericilerin yenilenebilir enerji sistemlerine yatırım yapmasının önü açılmaktadır. Yenilenebilir enerji sistemlerinin aralıklı üretiminden dolayı belirsizlikler ve dengesizlikler bulunmaktadır. Aralıklı üretimden kaynaklı belirsizliklerin giderilmesi, enerji yönetimi, enerji arz güvenliği ve enerji kalitesinin sağlanması problemlerini ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle yenilenebilir enerji sistemleri, konvansiyonel enerji üretim sistemlerinin tam ikamesi olamamaktadır. Bu problemlerin çözümü olarak enerji depolama sistemleri gösterilmektedir. Çoğu güç uygulamaları ile entegre çalışabilen enerji depolama sistemlerinin sağladığı faydalar göz önünde bulundurulduğunda enerji depolama sistemleri teknolojik olarak gelişmekte ve giderek düşmekte olan maliyetleri ile yaygınlaşmaya devam etmektedir. Sürdürülebilir enerji yönetimi ve arz güvenliğinin sağlanması amacıyla dünya çapındaki güç uygulamalarında merkezsizleştirme, karbondan arındırma ve demokratikleşme eğilimleri ortaya çıkmıştır. Böylece ana şebekeye bağlı veya bağımsız olarak çalışabilen, enerji depolama, yenilenebilir ve konvansiyonel enerji üretim sistemlerinin entegre edilebildiği mikro şebeke uygulamalarının sayısı giderek artmaktadır. Mikro şebeke sistemi, dağıtılmış enerji kaynakları olarak güneş panelleri, rüzgâr türbinleri, kombine ısı ve güç santralleri, küçük doğal gaz yakıtlı jeneratörler, dizel jeneratörler, elektrikli araçlar, iklimlendirme sistemleri ve enerji depolama sistemleri gibi yük kontrolünün sağlanabildiği sistemlerle entegre bir şekilde çalışabilmektedir. Böylelikle son kullanıcının talep ettiği elektrik, ısıtma ve soğutma yükü talepleri ana şebekeden bağımsız bir şekilde kontrol edilebilmektedir. Enerji depolama sistemlerinin entegre edildiği mikro şebekeler sayesinde elektrik kesintilerine karşı enerji güvenliği sağlanmakta, çevre dostu enerji üretimi yapılmakta, yakıt tasarrufu, altyapı maliyet tasarrufu ve yardımcı enerji hizmetleri ile ekonomik fayda sağlanmaktadır. Mikro şebekelerde istenilen güç uygulamasının karakteristiğine göre kullanılabilecek birçok enerji depolama sistemi mevcuttur, fakat güç uygulamalarındaki hizmetlerin hepsinin karşılandığı bir enerji depolama sistemi bulunmamaktadır. Her enerji depolama sisteminin birbirleri ile karşılaştırıldığında teknik performans, ekonomik çerçeve ve çevresel etkiler kapsamında avantajlı ve dezavantajlı olduğu durumlar söz konusudur. Bu nedenle kurulması planlanan güç uygulamalarında seçilecek olan enerji depolama sistemleri, uygulamanın ihtiyaçlarını ve gerekli kısıtlarını karşılaması gerekmektedir. Dünya genelinde fosil yakıtların tükenmeye başlaması ve küresel ısınmadan kaynaklı iklim değişiklikleri nedeniyle karayolu taşımacılığında alternatif olarak elektrikli araçlar gösterilmektedir. Sürdürülebilir kalkınma senaryolarında 2030 yılına gelindiğinde elektrikli araçların pazar payı yüzde 30 ve araç stoğu 250 milyon adet olacağı tahmin edilmektedir. Elektrikli araç pazarının büyümesindeki en önemli etkenlerden biri olarak gittikçe maliyetleri azalan Lityum-iyon bataryalar gösterilmektedir. Lityum-iyon bataryalar yüksek enerji yoğunluğu, düşük oranda kendi kendine deşarj olma ve düşük bakım maliyetleri sayesinde elektrikli araçlarda en fazla kullanılan batarya sistemleridir. Diğer yandan yapılan araştırmalara göre Li-iyon bataryaların kullanım ömürleri elektrikli aracın özelliklerine ve sürücüye bağlı olarak 8-15 yıl arasında olmakta ve yüzde 80 kapasiteye ulaştığında elektrikli araçlardaki kullanımı sonlandırılmaktadır. Elektrikli araçlardan çıkarılan bataryaların bertaraf edilmesi büyük bir ekonomik kayıp oluşturmaktadır. Ayrıca batarya sistemleri, ikamesi az olan materyaller içerdiği için geri dönüştürme maliyetleri oldukça yüksektir. Bu nedenle elektrikli araçlarda kullanım ömrünü tamamlamış bataryaların ekonomik değerinin en üst düzeye çıkarılması için ikinci yaşam döngüsünde sabit depolama sistemi olarak kullanılması önerilmektedir. Bu tezin amacı, insan hayatı üzerinde kritik öneme sahip hastanelerin elektrik kesintileri ve enerji kalitesi problemlerine karşı enerji arz güvenliğinin sağlanmasıdır. Bununla birlikte hastanenin talep ettiği kritik elektrik, ısıtma ve soğutma yüklerinin güvenliği için trijenerasyon mikro şebeke sistemi tasarlamaktır. Sistemde enerji depolama sistemi olarak termal enerji ve ikinci yaşam döngüsündeki Lityum-iyon elektrikli araç bataryalarından oluşan depolama sistemleri dahil edilmiştir. Enerji üretim sistemi olarak güneş paneli, mikro türbin ve gaz kazanı kullanılmıştır. Soğutma yüklerinin sağlanması için ise absorpsiyonlu soğutucu ve elektrikli çiller sistemleri entegre edilmiştir. Diğer yandan güç ve ısı kontrol üniteleri ile sistemler arasındaki enerji yönlendirilerek hastanenin talep ettiği elektrik, ısı ve soğutma talepleri karşılanmaktadır. Tasarlanan trijenerasyon hastane mikro şebeke sisteminin en ekonomik şekilde çalışması ve kritik enerji yüklerinin her zaman karşılanabilmesi için çizelgeleme optimizasyon modeli geliştirilmiştir. Çizelgeleme optimizasyonu ile sistem bileşenlerinden alınan ve yönlendirilen enerji yüklerinin kontrolü sağlanacaktır. Önerilen çizelgeleme optimizasyon modeli ile elektrik kesintisi ve enerji kalitesi problemlerine karşı hastanenin enerji güvenliğininin sağlanmasının yanı sıra yenilenebilir enerji ve depolama sistemlerinin entegre edilmesi ile enerji tasarrufu elde edilerek hem ekonomik hemde çevreci bir sistem tasarlanması hedeflenmiştir. Hastanenin çizelgeleme optimizasyonu için bir yıldaki saatlik elektrik tüketimi ve sıcaklık verileri kullanılmıştır. Optimizasyon probleminin çözdürülmesi amacıyla karma tamsayılı doğrusal programlama kullanılarak Excell Solver programında kodlanmıştır. Yapılan araştırma ile hastane birimleri arasında kesintisiz enerji talebinin en yüksek olduğu ameliyathane, resüsitasyon birimi ve yoğun bakım ünitelerinin kritik enerji yükü talepleri modele dâhil edilmiştir. Oluşturulan modelin uygulanması için 197 yataklı, 4 ameliyathaneli, 2 resüsitasyon birimli ve 13 yoğun bakım üniteli hastane seçilmiştir. Hastanenin kat planlarından ve sıcaklık verilerinden yola çıkarak alan soğutma ve ısıtma için enerji ihtiyacı hesabı yapılmış ve bir yıldaki saatlik ısıtma ve soğutma yük talepleri belirlenmiştir. Kurulan model ile doğal gaz, batarya yıpranma, işletme ve bakım, şebeke elektriği ve CO2 salınımından kaynaklı oluşan sosyal maliyetlerden oluşan amaç fonksiyonu optimize edilmiştir. Model çıktısında 8670 saat için yıllık toplam enerji maliyeti, batarya depolama sisteminin deşarj sayısı ve CO2 salımı tasarruf miktarları hesaplanmıştır. Tasarruf edilen CO2 salımının ekonomik değeri yapılan araştırmalar çerçevesinde belirlenmiştir. Bununla birlikte yapılan araştırmaya göre trijenerasyon sistemi için ilk yatırım maliyeti belirlenmiş ve geri ödeme süresi hesabı yapılmıştır. Yıllık net nakit akışı olarak elde edilen tasarruf miktarı kullanılarak sistemin ne kadar sürede amorti edeceği hesaplanmıştır. Tez çalışmasının sonucunda, insan hayatını tehlikeye atabilecek elektrik kesintilerine karşı batarya ve termal enerji depolama sistemleri sayesinde hastanenin kritik enerji yüklerini sürekli olarak karşıladığı gösterilmiştir. Diğer yandan şebekeden çekilen yüksek elektrik fiyatına karşı batarya sistemi deşarj edilerek yüksek miktarda elektrik maliyeti tasarrufu elde edilmiştir. Bunun yanı sıra mikro türbinden çıkan ısı enerjisi ise ısı kazanım cihazı ile tekrardan değerlendirilmiştir. Gaz kazanı ve mikro türbinden yönlendirilen ısı enerjisi, termal depolama sisteminde depolanmış ve gerekli durumlarda depolama sistemi deşarj edilerek kritik ısıtma ve soğutma yük talepleri karşılanmıştır. Böylece yüksek miktarda CO2 emisyon tasarrufu elde edilmiştir. Elde edilen bu sonuçlar ile birlikte sağlık sektörü haricindeki diğer kamu, hizmet ve endüstri sektöründeki tesislerde de enerji güvenliği ve tasarrufunun sağlanması konusunda enerji depolamalı trijenerasyon mikro şebekesinin önemi gösterilmiştir. Elektrikli araçlarda kullanımı sonlandırılmış yüzde 80 kapasitesini koruyan Lityum-iyon bataryaların yüksek geri dönüşüm ücretlerine karşı tekrardan sabit depolama sistemi olarak kullanılması ile önemli bir tasarruf kalemi elde edilmektedir. Bununla birlikte yakın gelecekte elektrikli araç sayısının artmasına bağlı olarak ikinci yaşam döngüsündeki bataryaların sabit depolama sistemi olarak kullanıldığı güç uygulamalarının sayısı artarak ülke ekonomisine fayda sağlayacaktır. Gelecekte yapılacak çalışmalarda hastanenin ilk kurulumundan itibaren kurulum yapılacak bölgenin özelliklerine göre enerji kaynağının seçilmesi, sistem boyutlandırılması ve tasarımının optimizasyonu çalışmaları yapılabilir. İlerleyen zamanlarda atık batarya pazarı oluşması ile yaşam döngüsü maliyet analizi yapılabilir; sistem boyutlandırma optimizasyonu ve enerji arbitrajı hizmetinin modele dâhil edildiği yatırım fizibilitesi çalışmaları yapılabilir. Ülkemizde karbon vergilendirme sistemi ve karbon piyasasının oluşması ve optimizasyon modeline eklenmesi ile birlikte elde edilen tasarrufun ekonomik değeri daha güncel olabilecektir.