LEE- Jeoloji Mühendisliği-Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 11
  • Öge
    Miocene foraminiferal paleontology of western taurides (finike)
    (Graduate School, 2023-04-14) Erkızan, Levent Sina ; Özcan, Ercan ; Biltekin, Demet ; 0505211306 ; Geological Engineering
    The Early Miocene Western-Tethyan fauna is mainly represented by existence of Lepidocyclina, Nummulites, Operculina, Heterostegina, Cycloclypeus and Miogypsina genuses. Altough the paleobiogeographic distribution of larger hyaline foraminifera in the Early Micoene is well known, lack of biometric data and requirement of more detailed morphometric analyses are reported by many researchers. Tethyan fauna is mainly subdivided in two: Mediterrenean and Indo-Pacific. Moreover studies from the western Taurides, Sivas and Eastern Anatolia, co-occurence of both Mediterrenean and Indo Pacific fauna is reported by many studies. In same studies existence of Eulepidina aff. formosa and Spiroclypeus blanckerhorn are interpreted as result of the Burdigalian migration. In this study, biometric analyses of the Early Miocene larger hyaline foraminifera assemblages belonging to the shallow marine packages of Karabayır Fm. which unconformably overlines the Cretaceous age Beydağları Fm. are done. N. praemarginata, N. morgani, N. ex. interc morgani-tourneri and N. tourneri are in Yeşilköy section. Based on the biometric analysis, Amean values for these species were determined as 37,27, 42,44, 46,74 and 51.35, respectively. D (deuteroconch size) values are in the range of 185-665 µm, 205-710 µm, 270-645 µm and 250-655 µm, respectively. Furthermore existence of E. aff. formosa and E. dilatata in these shallow marine environment represents the Burdigalian migration of Indo-Pacific fauna to Mediterrenean region. Biometric data and existence of M.globulina and M. globulina-tani indicates the Aquitanian-Burdigalian age. For M. globulina, X values (number of chambers in the first spiral) were measured in the range of 6-14, and ɣ values in the range of 0-54. ɣ values for M. globulina-tani are measured in the range of (-125) – (-14). There is no evidence for existence of Miolepidocyclina which is diagnostic assemblage for European fauna. In Yeşilköy section, just single population of Cycloclypeus eidae is observed. Within these, existence of such genuses as Heterostegina asiilinoides, Opertorbitolites sp. , Operculina complanata, N. bormidiensis and Miliolipora sp. are determined. Spiroclypeus is not recorded in Yeşilköy section.
  • Öge
    Siirt – Madenköy açık işletme sahasında gerçekleşen kütle hareketleri ile bölgesel yağış ilişkisinin saptanması
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-02-09) Dolma, Deniz ; Yavuz, Enver Vural ; 505181331 ; Jeoloji Mühendisliği
    Türkiye'nin ikinci en büyük işlenebilir bakır madeni olan Madenköy Açık Ocak Bakır Madeni İşletmesi, Siirt ili, Şirvan ilçe sınırları içerisinde bulunmaktadır. MTA burada çalışmalarına 1980'li yıllarda başlamış olup, 27.273.000 ton rezerv öngörmüştür. Siirt Madenköy Bakır Yatağı, Güneydoğu Anadolu tektonik birimleri ile Bitlis Masifi üzerinde bulunur. Yaklaşık olarak 30-60 km genişliğindeki yatak, batıdan doğuya doru 500 km'lik bir mesafe boyunca uzanır. Siirt-Madenköy bakır yatağı pirit ve kalkopirit saçınımlı killeşme ve kloritleşmeyle başlar. Yukarıdan aşağıya doğru pirit, pirit + kalkopirit, pirit + kalkopirit + sfalerit, pirit + kalkopirit + manyetit, manyetit şeklinde bir zonlanma izlenir. Cevherleşme pirit-kalkopirit-manyetit veya yalnız manyetit saçınımlı killeşme-kloritleşme ve yer yer çatlak dolgulu cevherleşme ile sona ermektedir. Pirit, kalkopirit, manyetit, sfalerit, markazit, galenit, pirotin, bornit, kovellin, kalkosin, valerit, bravoit, linneit, fahlerz, altın ve gümüş başlıca cevher minerallerini; kuvars, klorit, barit, siderit, karbonat da gang minerallerini oluştururlar. 2015 yılının Ekim ve Aralık ve 2016 yılının Ekim ayında, Açık Ocak İşletmesinin Kuzeybatı şevinde 3 adet çatlak hattı tespit edilmiştir. Yerinde yapılan incelemeler sonucu işçi sağlığı, iş güvenliğini ve sürdürülebilir madencilik açısından tehdit edici boyutta olduğu saptanmıştır. Oluşan bu çatlak hatlarını gözlemlemek ve olası blok hareketlerine neden olabilecek bir hareketi saptamak amacıyla, gerçek zamanlı şev gözetleme aracı olan İtalyan IDS menşeli IBIS-M kullanılarak çatlak sistemi izlenmiştir. Bu çalışmada gözlemlenen çatlaklar ile 2016 yılında gerçekleşen kütle hareketinin bölgesel yağış ile ilişkisinin olup olmadığı ve varsa bu ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda İBİS-M cihazı tarafından saptanan, çatlak hatlarına ait deplasman hareketi ve deplasman hızı verileri tablo haline getirilerek değerlendirilmiştir. Aynı zamanda, Açık Ocak işletmesi şevlerine ait kaya mekaniği deneyleri incelenerek, kütle hareketinin gerçekleştiği yamaç molozu biriminin dayanım özellikleri değerlendirilmiştir. Yağış verileri ise Madenköy etrafında yer alan, çalışma alanındakine benzer morfolojik koşullara (bölgesel bulunuş, kot) sahip olan Şirvan, Hizan ve Pervari DMİ'leri yanı sıra uzun yıllar meteorolojik kayıtları bulunması ve bölgesel ölçekteki yakınlığı nedeniyle seçilen Siirt DMİ'dir. Meteorolojik verilerin bölgesel bütünlük içerisindeki durumlarının incelenmesi sonucunda, "Hizan DMİ" ve "Siirt DMİ" verilerinin kullanılması uygun bulunmuştur. Çalışma sahasına ait hidrojeolojik veriler incelenerek, kaya kütlelerinin, az geçirimli birimler üzerindeki etkileri saptanmaya çalışılmıştır. Bölgede, Ekim ayından itibaren yağışlı sezona geçilmektedir. Aralık ayından itibaren kar yağışı gözlenmektedir ve yağan kar erimeden toprak üstünde kalmaktadır. Bu çalışma sonucunda bu aylar da gözlenen sürekli yağış ve karın erimesiyle şev yüzeylerinin kayma direncinin azalması ve/veya zeminin su içeriğinin artmasına bağlı olarak kütle hareketi ile yağış arasında ki ilişki değerlendirilmiştir.
  • Öge
    Fay kayaçlarının fay mekaniği üzerine etkileri: Doğu Anadolu fayı'nın Hazar Gölü ve Palu arasında kalan kesiminden bulgular
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-01-17) Çakır, İrem ; Zabcı, Cengiz ; 505191339 ; Jeoloji Mühendisliği
    Anadolu Bloğu'nun doğu sınırını oluşturan Doğu Anadolu Makaslama Zonu (DAMZ) ve onun ana yer değiştirme makaslaması olan Doğu Anadolu Fayı (DAF), kuzeydoğuda Karlıova (Bingöl) ile güneybatıda Türkoğlu (Kahramanmaraş) arasında toplam 450 km uzunluğa sahiptir. Bu sol yanal transform fayın Palu ve Hazar Gölü (Elazığ) arasında kalan kesimi üzerinde günümüze kadar gerçekleştirilen GNSS, InSAR ve sismoloji çalışmaları, genel tektonik yüklemeye göre kayda değer miktarda asismik kayma (krip) meydana geldiğine işaret eder. Bu tez çalışmasının konusu, DAF'ın yüzeyleyen fay kayaçlarının, fayın çok yakın tarihini temsil eden bu krip hareketi üzerinde etkisinin olup olmadığıdır. Bu çalışma kapsamında, uzaktan algılama ve saha tabanlı jeoloji verileri deneştirilerek DAF'ın Palu ve Hazar Gölü (Elazığ) arasında kalan kesiminin jeoloji haritası derlenmiştir. Bunun için ilk olarak önceki çalışmalarda elde edilen uzaktan algılama bulgularına ek olarak yeni tarihli Landsat 8-OLI görüntüleri bant kombinasyonu, bant oranlaması, temel bileşenler analizi (PCA) ve minimum gürültü fraksiyonudan (MNF) oluşan dört farklı teknik kullanılarak işlenmiş ve jeolojik birimlerin analizi için yeni yalancı renk haritaları üretilmiştir. Yapılan saha çalışmaları ile formasyonların mekânsal dağılımı kontrol edilmiş ve DAF'ın ilgili kesimindeki fay yüzlekleri belirlenmiştir. Bu fay zonları boyunca temsili kayaç numuneleri alınmış ve X-ışını kırılımı (XRD) incelemeleri yapılarak bu kayaçların içinde fay killerinin çeşitleri belirlenmiştir. DAF'ın Palu ve Hazar Gölü arasında kalan kesiminin, genel olarak ofiyolitik (ultramafik ve mafik) kayaçlar ve yığışım karmaşıklarından (şeyl, kumtaşı, volkanikler, ofiyolit parçaları) oluştuğu görülür. Bu temel kayaçlar özellikle çalışma bölgesinin orta kesimlerinde genç alüvyonlarla örtülmüştür. Fay zonu boyunca toplanan fay kayacı örneklerinin XRD incelemeleri, deformasyon zonlarında baskın mineral birliğinin vermikülit, simektit ve klorit kil gruplarından oluştuğunu ortaya koymuştur. Fay kayaçlarının belirtilen kil türlerinden oluşması, boşluk suyu basıncındaki değişime bağlı olarak DAF'ın ilgili kesimi boyunca mekanik zayıflamaya ve bunun bir sonucu olarak sığ seviyelerde asismik kaymaya neden olabileceğine işaret eder.
  • Öge
    Siirt Madenköy açık ocak maden işletmesinde meydana gelen kütle hareketlerinin geriye dönük deterministik ve olasılıksal duraylık analiz
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Karakoç, Okan ; Yavuz, Enver Vural ; 783907 ; Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
    Siirt İli, Şirvan İlçe sınırları içindeki Madenköy'de bulunan Bakır Madeni Açık Ocak İşletme Alanı'nda yapılmış olan bu çalışmada öncelikle; çoklu karar seçenekleri sunan aşamalarda veri sayısallaştırmasıyla, mühendislik jeolojisi verilerinin ele alınması aracılığı ile çevresel koşulların kütle hareketliliğine etkisinin anlaşılması ve değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma alanı Siirt'in 25 km kadar kuzeydoğusunda bulunan Şirvan ilçesine 19 km mesafedeki Madenköy yerleşkesinin bir kısmını da içeren bir bölgede bulunmaktadır. Açık maden ocaklarında karşılaşılan jeolojik problemler arasında, kütle hareketleri en çok dikkat edilmesi gereken konulardan biridir. Maden işletmelerinde, bu faktörün ekonomik ve güven teşkil eden seviyelerde kontrol altında tutulması son derece önemlidir. Çalışma alanı olan Madenköy açık ocak bakır işletmesinde, 2016 yılı Kasım ayında meydana gelmiş olan, büyük maddi kayıplara ve insan kaybına sebebiyet veren büyük bir kütle hareketinin yaşanmasında etken olarak değerlendirilebilecek unsurlar, duraylılığa etki eden en önemli faktörlerden yağış durumu ve jeolojik yapı olarak belirlenmiştir. Doğal koşullar altında, jeolojik koşullara bağlı davranışların tamamen homojen olarak dağılım gösteremeyebileceği göz önünde bulundurularak, ilgili alanda tespit edilen parametrelere bağlı öngörülen davranışların değişkenlik göstereceği ihtimali dikkate alınmış ve bu bağlamda bir analiz yapılmıştır.
  • Öge
    Analytical studies on the hand specimens from the Blagojev Kamen W-Au ore field: An approach to its ore genesis
    (Graduate School, 2022-05-13) Başer, Berk ; Çiftçi, Emin ; 505181329 ; Geological Engineering
    The Blagojev Kamen, a.k.a. Grabova Reka, deposit located in Eastern Serbia played a key role in the underground exploitation of the significant metals like W-Au and occasionally Sn and Ag in the 1950-1960s of Yugoslavia, which was later to be ceased. The mine is currently flooded. So as to rekindle the expectancy for revealing the potential W-Au in the area, a comprehensive study has been conducted in the scope of iTARG3T (Innovative Targeting & Processing of W–Sn–Ta–Li Ores) project supported by EIT (European Institute of Technology). The study area belongs in the orogenic belt of East Serbian Carpatho-Balkanides that spans through Romania, Serbia and Bulgaria, and is affiliated with the Neresnica-Beljanica metallogenic zone of Eastern Serbia. The metamorphic facies of green schist and amphibolite of Precambrian period and of Phanerozoic eon and mafic volcano-sedimentary sequence are intruded by Variscan granitoids that ultimately introduced a variety of metallic minerals into the system. These metamorphic facies mark a progressive increase in pressure and temperature southwards along the sampling locations. The host rock assemblages consist principally of chlorite schist, chloritic schist of an igneous origin and some meta-volcanoclastics. The prominent hydrothermal activities led to wolfram and gold mineralizations within quartz veins and stockworks along the fractures of greenschist. The placer gold obtained that were obtained along the River Pek values up to 30g/ton (10g/ton on average), and WO3 content varies between 0.2 and 2.0 wt. %. In the vicinity of the study area are also Pb-Zn ore bodies which are believed to have contaminated the W-Au bearing quartz veins judging by the peak anomalies observed in the geochemical analyses. A total of twenty hand specimens have been procured from the outcrops that are situated in the vicinity of Blagojev Kamen in order that their mineralogical, petrographical and geochemical characteristics could be revealed via analyses. To start off, rock samples that might have had the possibility of bearing important metallic minerals have been determined and analyzed. The sample T10-D has showed a notable concentration for the manganese dioxide mineral termed pyrolusite in the XRD profile. According to the XRD analyses, four major alteration types have been characterized: (1) Propylitic (quartz, Ca-rich albite, Ca-rich anorthite, pargasite, ferropargasite, dravite (Mg-rich tourmaline), tremolite (amphibole group), phlogopite (end-member of biotite), clinochlore (chlorite), montmorillonite and epidote; (2) argillic (quartz, muscovite mica and clay minerals); (3) sericitic (phyllic) (quartz and muscovite mica); (4) potassic (quartz, K-feldspar, biotite and anorthite). In addition, pyritization and sericitization have been distinguished in the select samples. Pyrite, chalcopyrite, goethite, sphalerite, ilmenite (?) and pyrolusite minerals have been encountered in the polished sections of the green schist and amphibolite under the ore microscopy. Pyrite, being the most abundant, usually has euhedral to subhedral cubic crystal structures, while showing off a epigenetic cataclastic texture in one of the sections. The pyrolusite anomaly seen in the XRD diffractogram has been verified by microscopic observations, as well. Sphalerite shows as a replacement product of pyrite and on occassion, of chalcopyrite. The chemical compositions of the metamorphic rock samples have been found out. The results yielded very low concentrations of W (9.28 ppm on average) and Mn (1052 ppm on average) meanwhile Au has been detected in none of the samples. A small amount of Pb concentration could be attributed to the contamination from the neighbouring Pb-Zn ore bodies. Stable isotope analyses for S and O isotope ratios have been carried out. 34S/32S (pyrite) and 18O/16O (quartz) values for the Blagojev Kamen deposit correspond to an average of 2.15‰ and 11.60‰, respectively. δ18Owater has been calculated to be 3.24‰ and δDwater to be 35.92‰. Based on these values and assumptions, the sulfur-rich fluids have an igneous origin while the water that contributed to the precipitation of the metallic ore minerals originated from a metamorphic genesis. For the purpose that the salinity and temperature conditions of the ore-bearing fluids could be presented, fluid inclusion studies have been conducted on the quartz minerals of the hand specimens. The measurement results indicated a low to intermediate salinity window (2.57 – 13.29 equiv. wt.% NaCl) and an intermediate homogenization temperature range (186.1 oC – 390.3 oC) for primary inclusions. The Th-Salinty plot of both primary and secondary inclusions illustrated that a likely retrograde boiling event might have occurred during the mineralization stage of the metallic ore minerals. However, some inclusions have been interpreted to contain a noticeable CO2-Clathrate gas combination as the Tm values for these inclusions fall in the +0 oC - +10 oC array. Utilizing the thermal profiles correlated with vapor pressures and densities, the following factors for the Blagojev Kamen W-Au deposit have been deduced: (1) Fluid pressure≈ 61 bar (6.1 MPa); (2) Fluid depth≈ 695m; and (3) Fluid density≈ 0.82 g/cm3. The crucial mechanism behind the W-Au mineralization for the Blagojev Kamen deposit is believed to be interconnected with regional metamorphism that caused the ore-forming solutions to be transported through fractures and micro-cracks in the host rock.