LEE- Geomatik Mühendisliği-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Son Başvurular
1 - 5 / 45
-
ÖgeOtoyol ve devlet yollarının elektrikli araç şarj istasyonu kurulmasına uygunluklarının CBS tabanlı analizi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023)Günümüz sorunlarından biri olan karbon salınımı gün geçtikçe daha ciddi bir hâl almaktadır. Sürdürülebilir bir gelecek elde etmek için insanlar arayışa girip fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmişlerdir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar karbon salınımının çoğunluğunu ulaşım sektörünün oluşturduğunu göstermektedir. Geçmişi 150 yıla dayanan otomotiv endüstrisi, Dünya'da karbon salınımı miktarını azaltmak için hedefler belirlemiştir. Otomotiv sektörü belirlenen hedeflere ulaşmak için, çevre dostu olan elektrikli araçlara geçişi hızlandırmıştır. Günümüzde ortalama bir elektrikli aracın menzili 400 km civarında olup, yakıt kullanımını etkileyecek faktörlerin etkisiyle menzilin değişiklik göstereceği bilinmektedir. Elektrikli araçların yeterince tercih edilmemesinin sebebi, sürücünün uzun yolculuklarda menzil endişesi duymasıdır. Doğru konumlandırılmış şarj istasyonları elektrikli araç sürücülerin sadece şehir içi değil, şehirlerarası yolculuklarda da elektrikli araç kullanmasını teşvik eder. Elektrikli araç kullanımının artmasıyla doğru orantılı bir şekilde elektrikli araç şarj istasyonu sayısı da artacaktır. Mevcut elektrikli araç şarj istasyonları, elektrikli araç kullanımının artmasıyla yetersiz kalacaktır. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), yer seçimi ve yer seçimi analizi gibi çok ölçütlü karar verme sürecinde araç olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada elektrikli araç şarj istasyonu (EAŞİ) seçiminde uzun yolculuklar senaryosu üzerinden, önceki akademik çalışmalardan esinlenerek uygun yer seçimi yapılmıştır. Bu seçim yapılırken bilimsel çalışmalarda kullanılan ölçütler değerlendirilmiştir. Belirlenen ölçütler, Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) ile ağırlıklandırılmıştır. Ağırlıklandırılan ölçütler ile yer seçimi modeli oluşturulmuştur. Kullanılan CBS yazılımı ile EAŞİ yer seçimi sürecinin modellenmesi amaçlanmıştır. Modellenen bu sürecin uygulanabilmesi amacıyla bu çalışmada, çalışma alanı olarak Adana-Antalya arasındaki otoyollar ve devlet yolları güzergâh olarak seçilmiştir. Yol, Türkiye'nin güneyinde bulunan 3 ili (Adana, Mersin, Antalya) kapsamaktadır. Yapılan diğer çalışmalarda genellikle Türkiye'nin 2 büyük şehri olan İstanbul ve Ankara ele alınmaktadır. Bu çalışma ise önemli hâle gelecek diğer büyük şehirlerin yapılandırılmasına ön hazırlık sağlamaktadır. TÜİK 2022 yılı verilerine göre Türkiye'de toplam araç dağılımın; %2.7'sini Adana, %5.4'ünü Antalya ve %2.5'ini Mersin oluşturmaktadır. Dünya gündeminde olan savaş (Ukrayna ve Rusya) ve 6 Şubat 2023'te meydana gelen deprem felaketi seçilen konumun ulusal ve uluslararası durumlarda da göç aldığını göstermektedir. Artan nüfusun etkisiyle kullanılan araç sayısının da artacağı öngörülmektedir. EAŞİ yer seçimi sorununun çözümü noktasında belirlenen standartlar ve literatür taramasına göre yer seçimini etkileyen ölçütler belirlenir. Belirlenen ölçütler kullanılacak senaryoya göre değişiklik gösterir. Uzun mesafeli yolculukları konu alan bu çalışmada; trafik yoğunluğu, arazi eğimi ile sosyal alanlara, trafo merkezine, orman alanlarına, su kütlelerine, kavşaklara, akaryakıt istasyonlarına ve hâlihazırda hizmet veren "mevcut" EAŞİ'lere olan mesafeler çalışma alanında dikkate alınan devlet yolu ve otoyol güzergâhlarının EAŞİ kurulumuna uygunluklarını belirlemede temel ölçütler olarak kullanılmıştır. Bu kapsamda belirlenen ölçütler konu ilgili yapılmış, saygın hakemli bilimsel dergilerde yayınlanmış, mevcut çalışmalar dikkate alınarak AHP yöntemiyle ağırlıklandırılmıştır. EAŞİ kuruluma uygunluk değerlendirmesini yapan CBS tabanlı bir model oluşturularak çalışma kapsamında dikkate alınan ölçütlere konu veriler ile çalıştırılmıştır. Çalışmanın bu aşamasının sonucunda çalışma alanınde yer alan devlet ve otoyol güzergâhlarının EAŞİ kurulumuna uygunluğu belirlenmiştir. Çalışmanın bir sonraki adımında ise model sonucunda EAŞİ kurulumuna "en uygun" olarak önerilen 9 adet alanların olası bir EAŞİ yatırımı için öncelik sıralaması TOPSIS (Technique for Order of Preference by Similarity to Ideal Solution) yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Tüm bunlara ek olarak bu çalışma seçili güzergahlarda henüz EAŞİ kurulumu yapılmamış uzun mesafeli yol parçaları belirlenerek, bu alanlar güzergahların diğer kısımlarındaki mevcut EAŞİ sayıları dikkate alındığında öncelikli kurulum gerektiren kısımlar olarak vurgulanmışlardır. Bu çalışma Adana-Antalya arasındaki otoyol ve devlet yollarında mevcut EAŞİ'ler göz önünde bulundurularak olası yeni şarj istasyonları için yer seçim analizi yapmayı amaçlamıştır. Çalışma kapsamında sürdürülebilir çevre için kullanımı yaygınlaşmakta olan elektrikli araçların şarj istasyonları kurulacak alanların belirlenmiştir. Bu durumda çalışma için iki alternatif hipotez belirlenmiş ve bu hipotezler test edilmiştir. İlk hipotezde AHP yöntemi kullanılarak literatür taramaları sonucu elde edilen ölçütler değerlendirilmiştir. Elde edilen analiz sonucu CBS tabanlı bir model oluşturularak haritalanmıştır. Elde edilen uygunluk yöntemi bir diğer hipotez olan TOPSIS yöntemiyle derecelendirilmiştir. Elde edilen analiz sonuçları doğrultusunda her iki hipotezin de yer seçim sürecinde uygulanabilirliği sonucuna varılmıştır.
-
ÖgeUML modelling of disaster management data according to TUCBS data definition guide: Istanbul example(Graduate School, 2023)Various types of disaster occur worldwide and in Türkiye each year due to physical and human factors. In recent years, disasters have grown increasingly complex as a result of global climate change and human factors, whose mechanisms are difficult to understand. As a result, many lives and properties have been lost. Collaboration and coordination among institutions and organizations play a significant role in disaster mitigation. For institutions working on disasters to effectively intervene, they need to have adequate information and data. Coordination is the ability of all institutions to act in a coordinated manner. It is therefore possible to minimize the adverse effects of disasters in this manner. Disaster management studies are conducted by a number of institutions and organizations in Türkiye. Production, storage, and update of disaster data sets require the use of a standard methodology. Once data has been generated, it must be able to be utilized and shared correctly. Geographical data is used by a variety of institutions and organizations to meet the needs of these parties to the maximum of their abilities. Therefore, it is recommended that different institutions and organizations do not produce the same data repeatedly. Given that the risk zones geographical data are being used by more than one institution, these datasets should adhere to the same standards. During the development of Turkish National Geographical Information Systems (TUCBS) infrastructure standards, natural risk areas were examined within the scope of the thesis. These standards are being developed in accordance with ISO/TC211 standards for the development of a geographical data model. They are also being developed according to those of the Open Geographical Information Consortium for the exchange of web services and geographical information. Data related to natural risk zones have been examined. Using the risk data of Istanbul province, Umraniye county, the data transformation process was carried out. Thus, it is possible to ensure compatibility with the TUCBS Natural Risk Zones data theme.
-
ÖgeLisanslı harita kadastro mühendislik bürolarında üç boyutlu kadastro ve dinamik kadastro kavramları(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-31)Bu çalışmanın temel amacı lisanslı harita kadastro mühendisliği bürolarında görev yapan lisanslı harita kadastro mühendislerinin üç boyutlu kadastro ve dinamik kadastro sistemlerine yönelik tutumlarını, görüşlerini ve deneyimlerini derinlemesine incelemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması modeli kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Bu form, literatür bulgularına ve alan uzmanlarının görüşlerine dayalı olarak araştırmacı tarafından geliştirilmiştir. Görüşmeler, İstanbul'da faaliyet gösteren LİHKAB'larda görev yapan 15 lisanslı harita kadastro mühendisi ile yüz yüze gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler, içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Sonuçlar, üç boyutlu ve dinamik kadastro sistemlerinin arazi yönetimi, şehir planlaması ve çevresel koruma gibi alanlarda daha doğru kararlar alınmasını sağlayarak önemli bir rol oynadığını vurgulamaktadadır. Bu sistemler, detaylı mekânsal analiz, doğru yer tespiti, hassas veri sağlama ve hızlı veri güncelleme gibi avantajlar sunmaktadır. Ancak, lisanslı harita kadastro mühendisleri bu sistemlerin uygulanmasında teknolojik altyapı, eğitim, yasal düzenlemeler ve maliyet gibi zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu zorlukların üstesinden gelmek için teknolojik altyapının güçlendirilmesi, personelin eğitilmesi ve yasal düzenlemelerin netleştirilmesi gerekmektedir. Sonuçlar, gelecekte üç boyutlu ve dinamik kadastro sistemlerinin daha etkili ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacak geliştirme planlarının önemini vurgulamaktadır. Bu bulgular, kadastro çalışmalarının verimliliğini artırmak ve planlama süreçlerini iyileştirmek için yol gösterici olacaktır.
-
Ögeİstanbul Büyükçekmece ve Küçükçekmece lagün gölleri arasındaki bölgenin yüzey deformasyonlarının PS-Insar tekniği ile izlenmesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-12)Aktif fay hatları üzerinde bulunan ve 15 milyondan fazla nüfusa sahip dinamik bir şehir olan İstanbul'un yerleşim yerlerinin önemli bir kısmı bu diri fay hatlarının yakınında yer almaktadır. Deprem riski altında bulunan bu şehir önemli ekonomik ve kültürel merkezlere, aynı zamanda önemli ulaşım yollarına ve mühendislik yapılarına da sahiptir. O nedenle bu bölgenin sürekli olarak jeodezik teknikler ile izlenmesi gerekmektedir. Açık topoğrafyada veya kentleşmiş alanlarda yüzey hareketlerini izlemek için jeodezik yersel ve uydu teknikleri birlikte veya ayrı ayrı kullanılabilir. Yersel izleme teknikleri daha fazla zaman ve maliyet gerektirirken, radar uydularından elde edilen ücretsiz görüntüler ile deformasyonların izlenmesi daha kısa sürede ve daha geniş alanda daha az maliyetle yapılabilmektedir. Bu çalışmada Sentinel-1A ve 1B uydularından alınan yapay açıklıklı radar (SAR) görüntüleri kullanılarak uydu bakış açısı doğrultusunda meydana gelen değişimler ve bu değişimin zamana göre eğilimi (trendi) belirlenmiş ve analiz edilmiştir. Interferometrik yapay açıklı radar (InSAR) tekniği; tektonik hareketlerin, volkanların, buzul hareketlerinin, altyapı ve üstyapılardaki değişimlerin izlenmesine ve sayısal yükseklik modeli oluşturmaya olanak sağlamaktadır. Persistent Scatterer InSAR (PS-InSAR) yöntemi ise 1999 yılında Politecnico Di Milano Üniversitesinde geliştirilen piksel tabanlı radar deformasyon izleme tekniğidir. Bu yöntem ile, farklı iki uydu görüntüsünde benzer elektromanyetik geri saçılım yayan sabit yansıtıcılar tespit edilip deformasyon ve deformasyonun zaman içindeki değişiminin izlenmesi mümkün hale gelmiştir. Bu tekniğin, mera, orman, inşaat alanı gibi sürekli değişkenlik gösteren bölgelerde, sabit yansıtıcıların bulunamaması nedeniyle, performansı düşüktür. Bu tekniğin en önemli avantajı, yüzey hareketlerinin zamanla değişiminin (hızının) izlenmesini sağlamasıdır. Tekniğin uygulama aşamasında görüntülerin işlenmesi ve interferogramların oluşturulması için Sentinel Application Platform (SNAP) yazılımı, PS noktalarının üretimi için ise Stanford Method for Persistent Scatterers (StaMPS) yazılımı kullanılmıştır. SNAP yazılımından çıkan sonuç ürünlerin standart bir dosya formatında hazırlanıp StaMPS yazılımına aktarılması için "snap2stamps" kodları kullanılmıştır. Tez kapsamında çalışma alanı, İstanbul'un depreme karşı hassas bölgelerinden olan Büyükçekmece ve Küçükçekmece lagün gölleri arasında kalan alan olarak seçilmiştir. Sentinel-1 uydusunun 2018-2022 yılları arasındaki yükselen ve alçalan yörüngedeki görüntüleri, kendi aralarında ayrı ayrı değerlendirilmiştir. İki farklı değerlendirmeden elde edilen sonuçlar benzerlik göstermiştir. Bu iki benzer sonuca göre Avcılar sanayi bölgesi ve Büyükçekmece Türkoba konut alanında, Gürpınar iskele ve Beylikdüzü iskele yapılarında ve Çatalca ilçesinin bazı kısımlarında uydu bakış doğrultusunda çökme görülürken, Gürpınar bölgesinde ve Başakşehir ilçesi meskûn alanında uydu bakış doğrultusunda yükselme trendi tespit edilmiştir. Çalışma bölgesinde elde edilen PS noktaları incelendiğinde yaz aylarında çökme, kış aylarında yükselme trendinin olduğu görülmüştür. Bu bölgede gerçekleştirilen daha önceki çalışmalarda, bölgenin killi toprak yapısından dolayı yaz aylarında kuraklığın etkisiyle çökme, kış aylarında ise yağışların artışıyla yükselme eğilimde olduğu belirtilmiştir. Bu çalışma sonucunda da daha önceki çalışmalarla tutarlı sonuçlar elde edilmiştir.
-
ÖgeAçık kaynaklı bütünleşik çoklu eklenti yöneticisi tasarımı ve uygulaması(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023)Açık kaynak yazılımı (Open Source Software-OSS), pragmatik olarak yazma kolaylığı ve hibrit çalışmayı desteklemesiyle dünya çapında geliştirici desteği edinerek tescilli yazılımlara uygun bir alternatif olma yolunda hızla ilerlemektedir. OSS'nin bir sonucu olarak birçok yenilikçi iş modeli ve yeni iş fırsatları ortaya çıkmış, pek çok yazılım kendini bi yönde yenilemeye başlamıştır. OSS yüksek teknoloji ve diğer endüstrilerdeki iş modellerinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu yapıda geliştirilen yazılımlar ulaşılabilirlik anlamında dünyanın her noktasında bir kullanıcı edinebilmekte ve bu oranda da geri dönüşlerle geliştirilmesine devam edebilmektedir. Bu geri dönüşlerin yanı sıra geliştirici pozisyonundakiler aynı zamanda eksik gördükleri hususları hızlıca düzeltebilmekte veya yeni özelliklerle desteklemektedirler. Bu modelin kullanıldığı bir alan da coğrafi bilgi sistemleri (CBS) yazılımlarıdır. CBS, coğrafi bilgilerin (objelerin nerede olduğu) onları açıklayıcı bilgilerle (objelerin ne olduğu) ilişkilendiren bilgisayar yazılımlarıdır. Gördükleriminiz nerede olduğunu gösteren düz kağıtların (haritaların) aksine bir çok bilgi katmanı sunabilmektedir. CBS tabanlı bir haritanın kullanımı kağıt bir haritadan çok daha zor değildir. Kağıt haritalarda objeleri temsil eden şekiller, çizimler, temsili geometrik şekiller bulunurken; CBS tabanlı bir haritada da mesela şehirleri temsilen noktalar, yolları ve dereleri temsilen çizgiler, gölleri temsilen poligonlar kullanılmaktadır. Hayatımızın her alanında kullanılan bu nesnelere ait bilgilerin saklanması ve gösterimi de hemen her alanda büyük önem taşımaktadır. QGIS, Open-Source Geospatial Foundation (OSGeo)'a ait dünyanın en popüler ücretsiz coğrafi bilgi sistemleri yazılımıdır. Bu yapının başlıca güçlü yanları olarak eklentiler sayesinde farklı amaçlara dönük araçların oluşturulması ve dahil edilmesi, bunun yanında sürekli büyüyen bir kullanıcı ve geliştirici toğluluğunun bulunmasıdır. QGIS eklenti geliştirme olanakları ve geniş kullanıcı kitlesiyle bu alanda çalışanlara kendilerine ait araçların oluşturulmasına imkan tanımaktadır. Günümüzde QGIS gibi programların lisans veya lisansüstü seviyelerde yalnızca hazır araçlarını kullanıma dönük eğitimler verilmektedir. Halbuki farklı disiplinlerde verilen eğitimlerin teorik bilgisinin yazılımla harmanlanarak ihtiyaçlara dönük hazır araçlar oluşturulması; alınan eğitimleri somut ürünlere dönüştürerek kalıcı hale getirilmesini sağlayacaktır. QGIS bu kapsamda geniş kullanıcı kitlesi, kolay öğrenilebilir ve uygulanabilir geliştirme desteği, kapsamlı uygulama programlama arayüzü (API) dökümanıyla büyük fırsat sağlamaktadır. Bu tez kapsamında CBS eğitiminde eklenti geliştirmenin nasıl ve hangi ortamda oluşturulabileceğine bir örnek hazırlanmış, her eğitim aşamasında bu platformda iyileştirme ve geliştirme yapmak isteyen insanların sürekli desteğiyle yaşayan ve öğreten bir uygulama ortaya çıkması hedeflenmiştir.