LEE- Bilim ve Teknoloji Tarihi-Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 12
  • Öge
    Üçüncü dereceden denklemlerin çözümleri üzerine Hayyam ve Descartes ekseninde retrospektif bir inceleme
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-08) Türkoğlu, Mustafa Deniz ; Karataş, Hasan ; 422201066 ; Bilim ve Teknoloji Tarihi
    Bilim tarihi içindeki çalışmaların çeşitliliği ve bağlantılılığı, sosyal bilimlerin içerisinde farklı disiplinleri birleştirerek ele almasından kaynaklanmaktadır. Bu tez, matematik tarihindeki denklem çözümlerini incelerken, özellikle üçüncü dereceden denklemlerin tarihsel bağlamda nasıl evrildiği ve farklı medeniyetlerde nasıl yorumlandığına odaklanmaktadır. Tez, matematik tarihini göz önüne alarak, denklem çözümlerinin medeniyetler ve yüzyıllar içindeki değişimini ele almaktadır. Özellikle üçüncü dereceden denklemlerin tarihsel evrimi incelenirken, Hayyam ve Descartes'in bu denklemleri nasıl çözdükleri ve bu çözümlerdeki benzerlikler ve farklılıklar tartışılmaktadır. Ayrıca, analitik geometrinin nasıl ortaya çıktığı ve matematik tarihindeki evrimine nasıl katkıda bulunduğu üzerinde durulmaktadır. Özellikle Euclides'in Elemanlar eserinin incelenmesi, sistematik düşüncenin temelini oluşturan matematiksel prensipleri sunmaktadır. Ayrıca, matematik tarihinde ortak bir dilin oluşumu, İslam medeniyeti tarafından sağlanmış ve Rönesans ve bilim devrimi ile birlikte bilimin dili haline gelmiştir. Tez, Hayyam ve Descartes'in üçüncü dereceden denklemleri nasıl çözdüklerini ve analitik geometrinin nasıl ortaya çıktığını inceleyerek, matematik tarihindeki evrimi detaylı bir şekilde ele almaktadır. Bu çalışma, antik matematik bilgisinin yeni bir dilde yorumlanması sonrasında ortaya çıkan problemleri ve çeşitli yaklaşımları da tartışmaktadır.
  • Öge
    Osmanlı Devleti'nde modern ekstremite protezleri (1890-1923)
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-19) Küskü, Elif ; Zorlu, Tuncay ; 422201062 ; Bilim ve Teknoloji Tarihi
    Doğuştan eksiklik ya da savaş, hastalık ve kaza gibi sebepler neticesinde bir uzvun kaybedilmesi insanın hayatını kendi başına devam ettiremeyecek duruma gelmesine neden olabilir. Dolayısıyla insanlar, tarih boyunca uzuvlarının yerine iş görebilecek yapay uzuvlar aradılar. Bu hususta kimi zaman basit tahta parçaları ve kanca eller, kimi zaman da statülerini korumak için görkemli ve ince işçilikli protezler kullandılar. Yalnızca kol ve bacak gibi ekstremite protezleri değil tarihleri çok eskiye dayanan takma göz ve diş gibi diğer protezler de kullandılar. Ortopedik engelli bireyler mevcut eksikliğin giderilmesi için kullandıkları yapay uzuvlar sayesinde hem hareket kabiliyetlerini geri kazanmaya çalıştılar hem de toplumdaki yerlerini korumayı hedeflediler. Geçmişte özgün ve daha basit protez örneklerine rastlanmakla birlikte protezlerin modern anlamda gelişim sürecinin Ambroise Paré ile başladığı görülmektedir. Savaşlar, yetişkin erkeklerin engelli kalmasına yol açarak kendilerinin ve ailelerinin hayatlarını geçindirme zorluğu yaşamalarına neden olmuştur. Dolayısıyla protezlerin modernleşmesi hususunda daha kullanışlı tasarımların yapılması ve yeni malzemelerin kullanılması söz konusu olmuştur. Binaenaleyh protez şirketleri kıyas kabul etmez şekilde artış göstermiştir. Modern protezlerin sıklıkla kullanılmaya başlandığı 19. yüzyıl aynı zamanda Osmanlıların da modernleşme hususunda adım attıkları bir döneme denk gelmektedir. Askeri, siyasi ve teknolojik olarak gelişmek isteyen Osmanlı Devleti, sağlık alanında da mühim adımlar atmıştır. Özellikle II. Abdülhamid'in saltanatında birçok hastane açılırken tıp dünyasındaki keşifler de dikkatle takip edilmiştir. Bu teknolojik yeniliklerden biri olan modern protezler bilhassa da kol ve bacak protezleri gerek sıradan vatandaşlar için gerekse malûl askerler için devlet tarafından sağlanmıştır. Başlangıçta yurtdışından ve İstanbul'daki yabancı tedarikçilerden sipariş edilen ekstremite protezleri II. Abdülhamid'in de desteği ile Tersane-i Amire ve Tophane-i Amire gibi önemli teknik merkezlerde üretilmeye başlanmıştır. Üretimin sağlanması hususunda yurtdışında işbirliği sağlanan atölyeye bahsi geçen kurumlardan öğrenci gönderilmiştir. 1890'lardan itibaren gazilere, muhtaç olan kimselere ve görevi başında iş kazası geçiren kişilere masrafları atıyye-i seniyye ve sadaka-i padişahi bütçelerinden karşılanmak üzere protezler üretilmiştir. Devletin yanı sıra Hilâl-i Ahmer Cemiyeti de özellikle Balkan Savaşları ile I. Dünya Savaşı'nda malûl kalan askerler için protez tedarik etmiştir. Tez, protezlerin dünya tarihindeki seyrini örnekler ile açıklayıp daha sonra asıl odak noktayı yani Osmanlı Devleti'ndeki modern ekstremite protezlerinin hareketliliğini anlatmayı hedeflemektedir. Bu hususta öncelikle Osmanlı Devleti'nde protezlerin hangi vakalar sonucunda ortaya çıktığı ve padişah tarafından ilgi duyulmasında hangi hususların etkili olduğu açıklanmış, daha sonra engelli bireylerin devlet destekli protezlerine ulaşma serüvenleri aktarılmıştır. Osmanlı Devleti ile işbirliği içinde protez üreten şahıs ile kurumlar, protezlerin gelişimine etkisi olan olaylarla ilişkileri çerçevesinde ve kronolojik bir düzlemde ele alınmıştır. Bu hususta yurtdışından sipariş edilen protezler, yurtdışına gönderilen öğrenciler ve İstanbul'da protez imalathanesi açılma girişimi ayrıntılı bir şekilde verilmiştir. Tezde protez imalatında kullanılan makineler, aletler ve malzemeler de arşiv belgeleri ışığında ortaya konulmuştur. Ele alınan bir diğer önemli husus, protezlerin ücreti meselesidir. Ücretler imal edilecek olan protezin boyutuna, kullanılan malzemenin niteliğine ve nerede yapıldığına göre belirlenmektedir. Osmanlı Devleti'nden engelli kişilerin arzuhal yazarak modern ekstremite protezleri talep ettiği görülmektedir. Taleplerin hangi koşullarda devlet tarafından kabul edildiği hangi koşullarda edilmediği ve nasıl bir yol izlendiği de tezin netliğe kavuşturduğu konulardan biridir. Tüm bu süreçler arşiv belgelerine yansıyan örneklerle ortaya konulmuştur. Tezin üzerinde durduğu konulardan bir diğeri de savaşların modern protezlerin gelişimindeki etkisidir. Osmanlı Devleti'nin ve Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin gazilerin protezlerine kavuşmaları konusunda hassasiyeti bulunduğu görülmektedir. Bu durum da tezde ayrıntılı bir biçimde incelenmiştir. Tez, II. Abdülhamid döneminde başlayan ve Osmanlı Devleti'nin son yıllarında da devam ettirilen dönemi kapsamaktadır. Bu süreç, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi ve Kızılay Arşivi başta olmak üzere dönemin yerli ve yabancı gazete ile dergilerinden ve yıllıklar incelenerek ortaya konulmuştur.
  • Öge
    Eski harfli çocuk dergilerinde bilim tarihi ve bilim içerikleri(Musavver Çocuk Postası ve Sevimli Mecmua)
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-14) Kutluca, Ayşegül ; Karataş, Hasan ; 422201061 ; Bilim ve Teknoloji Tarihi
    Osmanlı döneminde yayımlanan çocuk dergilerinin dönemin şartlarından bazı izler taşıdığını söylemek mümkündür. Bahsi geçen eski harfli çocuk dergilerinde genel olarak içerik noktasında benzerlikler bulunsa da bu içeriklere yaklaşım ve öğretme biçimlerinin dergilere özgü olduğu görülmektedir. Osmanlı'da yayımlanan eski harfli çocuk dergilerinin birçoğunda ortak olarak yer alan bölümler; şiir, hikâye, karikatür, oyun, masal, tiyatro, bilgilendirici metin, bilmece, fıkra gibi metinler dönemin bilime bakış açısını nispeten gösterse de bu dergilerde yer alan birçok bilim içerikli metin veya bölümler araştırma konusunda yol gösterici olmuştur. Çalışmamda yer alacak eski harfli çocuk dergilerinde değerlendirilen bilim içerikleri; fizik, matematik, coğrafya, zooloji, botanik gibi bilim dalları ve onların alt dallarından oluşmaktadır. Bu bilim dalları çocuklara aktarılırken 'Faydalı Malumat' ve 'Fenni Eğlenceler' gibi dikkat çekici bir üslupla veya ders başlıkları adı altında öğretici bir yöntemle aktarılmıştır. Eski harfli çocuk dergilerinin birçoğunda Batıdaki yaşam ve bilim konularında çocuklara örnekler verilmiştir. Bazı dergiler Türk/Müslüman bilim insanlarına özellikle yer vererek milli duyguları öne çıkarmış bazı dergiler ise Batıdan bilim insanlarına yer vererek idealize etmiştir. Eski harfli çocuk dergileri dönemin okullarda öğretilen derslerinde öğrencilere destek olma görevini de görmüştür. Öğretmenler ve öğrenciler tarafından takip edilen dergiler bazı okullarda düzenli olarak da okutulmuştur. Dergilere öğrenciler ve öğretmenler tarafından gönderilen mektuplar doğrultusunda dergilere gelen olumlu veya olumsuz geri dönüşleri de görebilmek mümkün olmuştur. Çalışmamın giriş bölümünün ardından yer alan ikinci bölümünde dergicilik tarihi ve Osmanlı devletinde dergicilik çalışmalarının başlaması sürecine kısaca değinerek ardından çocuk süreli yayınlarının başlangıcına yer verilmiştir. İlk süreli çocuk yayınları belirli aralıklarla yayımlanan çocuk dergileri olmuştur. Bahsi geçen yeni bir oluşum olarak görebileceğimiz ilk çocuk yayınlarında gazete/dergi kavramları birbirini karşılar manada kullanılmıştır. Çalışmamın ikinci bölümünün diğer yarısında ise Osmanlı devletinde yayımlanan eski harfli çocuk dergilerinin tamamının kısa özetlerine yer verilmiştir. Bu özetler oluşturulurken kaynaklar dahilinde çocuk dergilerinin içeriklerinde bilim ve bilim tarihi içeriklerinin yer verilmesine öncelik verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde Musavver Çocuk Postası dergisinin genel özetinin ardından her sayısı için özellikleri, içindekiler bölümü, bilim ve bilim tarihi içeriklerinin aktarılması ve bilim ve bilim tarihi içeriklerine ilişkin genel değerlendirme bölümlerine yer verilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde Sevimli Mecmua dergisinin genel özetinin ardından her sayısı için özellikleri, içindekiler bölümü, bilim ve bilim tarihi içeriklerinin aktarılması ve bilim ve bilim tarihi içeriklerine ilişkin genel değerlendirme bölümlerine yer verilmiştir. Çalışmamın son bölümü olan beşinci bölümde Sevimli Mecmua ve Musavver Çocuk Postası dergilerinin içerikleri doğrultusunda değerlendirmelere yer verilmiştir. Sevimli Mecmua ve Musavver Çocuk Postası dergileri bilim içerikleri bakımından incelendiğinde yer verilen bilim dalları, fizik, meteoroloji, matematik, zooloji, botanik, astronomi, meteoroloji, kimya, fizyoloji, coğrafya ve havacılık olmuştur.
  • Öge
    Bilim ve teknolojiyi gazete reklamlarından izlemek: Erken Cumhuriyet dönemi İstanbul basınında bilim ve teknoloji (1923-1945)
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-01) Dik, Selin ; Zorlu, Tuncay ; 422201068 ; Bilim ve Teknoloji Tarihi
    Erken Cumhuriyet dönemi (1923-1945) basının etkili bir şekilde kullanıldığı döneme işaret etmektedir. Bu dönemde, Cumhuriyet hükümeti bilimi temel ve yol gösterici olarak benimseyerek çağdaş bir Türkiye'nin oluşturulmasını amaçlamıştır. 1923-1945 yıllarını kapsayan bu dönemde, bilime, bilimin ilkelerine ve teknolojik dönüşüme büyük bir önem verilmiştir. Hükümet, bu hedefe ulaşmak için bilimsel temelli politikalar oluşturmuş ve uygulamıştır. Ayrıca, devlet politikalarını toplumun her kesimine ulaştırabilmek için basını etkili bir şekilde kullanmıştır. Bu süreçte, Cumhuriyet dönemi ile ivme kazanan basın ve basın organları, devletle birlikte çalışarak yeni bir Türkiye'nin oluşturulmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Bilim ve teknoloji, çoğu durumda gazete veya dergi reklamları aracılığıyla insanlarla iletişime geçmiş, toplumlar için yeni ihtiyaçlar yaratmış ve kendisini takip eden kitleleri yönlendirmiştir. Bu yönüyle reklamlar, modernleşme iddiasındaki ülkelerde toplumun ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Özellikle Cumhuriyet dönemi Türkiye'sinde, bu unsurların etkisi giderek artmış ve reklamlar, bilimsel temelli ulusun vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Erken Cumhuriyet dönemi, Türkiye'nin modernleşme sürecinde önemli bir zihinsel dönüşümü işaret etmektedir. Bu dönem, bilimsel ve eleştirel düşünce temelinde şekillenen politikaların temellerinin atıldığı bir zaman dilimidir. Modern Türkiye'nin oluşturulması adına, bilimsel politikaların öncelikli bir rol oynadığı gözlemlenmektedir. Cumhuriyet hükümeti gazete reklamları sayesinde topluma bilimsel ve teknolojik gelişmeleri aktarmayı hedeflemiştir. Yayınlanan reklamlar dönemin siyasi, sosyal, ekonomik ve bilimsel gelişmelerine ışık tutmaktadır. Gazete ve dergiler aracılığıyla yayınlanan haberler ve reklamlar, halkın bilinçlenmesi ve yönlendirilmesinde bir rol oynamıştır. Reklamlara büyük önem verilmesi, halkı bilgilendirme ve eğitme amacıyla kullanılmalarını sağlamıştır. Türk ulusunun yaşadığı sosyal ve zihni dönüşümü reklamlar vasıtasıyla analiz edilmesi amaçlanmıştır. Geleneksel değerlerden ekonomik kalkınmaya kadar birçok alanda yaşanan değişimler, basının etkisiyle toplumun geniş kesimlerine ulaşmış ve kabul görmüştür. Bu sayede, Cumhuriyet dönemi Türk toplumu, modernleşme sürecinde büyük bir evrim geçirmiştir. Bilimsel düşünceye dayalı bir toplumun oluşturulması Cumhuriyet dönemi politikalarının merkezinde yer almıştır. Ülkenin her alanında bilimin öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmalar, reklamlar aracılığıyla da topluma aktarılmıştır. Reklamlar, toplumun bilimsel düşünceye yönelmesinde etkili bir araç olarak kullanılmış ve bilimin önemi vurgulanmıştır. Bu sayede hem üreten hem de tüketen bir toplumun oluşturulması hedeflenmiştir. Reklamlar, bilimsel ve teknolojik ilerlemenin toplumun her kesimine ulaşmasını sağlayarak, bilimin ne denli mühim olduğu vurgulanmıştır. Bilim ve teknoloji reklamları, Erken Cumhuriyet dönemine bilim tarihsel bir perspektif sunarak bu dönemin bilim tarihine panoramik bir bakış sağlamayı hedeflemektedir. Bu tez, Erken Cumhuriyet dönemi gazete ve dergi arşivlerinden, özellikle Cumhuriyet, Akşam ve İkdam gazeteleri özelinde örneklerle desteklenerek, konunun daha geniş bir perspektiften ele alınmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Örneğin, bu dönemde çıkan teknolojik reklamlar arasında ev aletleri, otomobil, elektrikli ev aletleri, sağlık, sanayi gibi kategoriler yer almaktadır. Bu reklamlar, dönemin teknolojik gelişmelerini ve bu gelişmelerin topluma nasıl aktarıldığını, ayrıca toplum üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olmaktadır.
  • Öge
    Yenişehirli Ahmed Cemal Efendi'nin hayatı ve "Memâlik-i Osmaniye'ye Mahsus Coğrafya-yı Askerî" adlı eseri
    (Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-11) Taşdemir, Kübra ; Karataş, Hasan ; 422211055 ; Bilim ve Teknoloji Tarihi
    Osmanlı Devleti'nde özellikle 18 ve 19. yüzyılda, Batılılaşma hareketlerinin bir parçası olarak Osmanlı askerî eğitim sistemi de reformlar geçirmiş ve eğitim-öğretim faaliyetlerinde gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemde, Avrupa ülkelerinin eğitim modelinin uygulanması tercih edilmiştir. Askerî faaliyetlerde oldukça önemli bir yere sahip olan haritalar ve coğrafya eserleri, Avrupa'da olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu'nda da öncelik verilen bir husus olmuştur ve askerî eğitim kurumlarında Batılı kaynaklar kullanılarak harbiyeli öğrencilere bu eserler okutulmuştur. Coğrafya eserlerinin artış yaşadığı bir dönem gerçekleşirken 19. yüzyılın son çeyreğinde askerî coğrafya alanında eserler yazan Yenişehirli Ahmed Cemal Efendi de, Avrupa'daki yayınları takip eden bir coğrafya öğretmeni olarak yıllarca görev yapmıştır. Askerî sahada görev alan harbiyeli öğrencilerin teorik bilgi sahibi olmaları ve Osmanlı sınırları içerisinde kalan toprakları iyi tanıyarak düşmana karşı başarılı stratejiler geliştirebilmeleri amacıyla Memâlik-i Osmaniye-ye Mahsus Coğrafya-yı Askerî adlı eseri kaleme almıştır. Askerî coğrafya alanında oldukça önemli bir yere sahip olan eser, coğrafya literatüründe ismi zikredilmesi gereken kaynaklardan biridir. Söz konusu eserin, Osmanlı Devleti'nde yazılan eserler içerisinde "askerî coğrafya" isminin ilk kez kullanıldığı eser olması bakımında özel bir öneme sahiptir. Ayrıca, Ahmed Cemal Efendi'nin eserini yazarken kullanmış olduğu kaynaklar da Batı'da yapılan çalışmaları ve eserleri ortaya koymaktadır. Bu durum, Batılı kaynaklarda Osmanlı Devleti'ne sık sık yer verildiğini, Osmanlı sınırları içerisinde kalan toprakların coğrafî yapısının eserlerde anlatıldığını ve bu toprakların ayrıntılı bir şekilde haritalandırıldığını da gözler önüne sermektedir. Bu tez kapsamında, Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-i Şâhâne'de coğrafya öğretmeni ve başarılı bir asker olan Yenişehirli Ahmed Cemal Efendi'nin yapmış olduğu çalışmalar ve yazmış olduğu Memâlik-i Osmaniye-ye Mahsus Coğrafya-yı Askerî (1894, 1898, 1906) adlı eseri incelenerek hayatına ışık tutulacaktır. Ayrıca, bizzat padişah tarafından nişanlarla onurlandırılan Ahmed Cemal Efendi'nin, yıllar içinde rütbelerinin yükselmesi de onun gayretli ve başarılı bir asker olduğu göstermektedir. Ahmed Cemal Efendi'nin hayatı ve eseriyle birlikte Osmanlı coğrafya çalışmalarındaki yeri ve bıraktığı izler bakımından değerlendirilecektir.