FBE- Kimya Lisansüstü Programı - Doktora

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 181
  • Öge
    Taç eterli bir salisilaldimin schiff bazı sentezi ve Co II, Cu II, Ni II ve UO2 VI ile komplekslerinin incelenmesi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1988-06-27) Can, Şevket ; Bekaroğlu, Özer ; 14064 ; Kimya
    Bu çalışmada, 1, 2-dihidroksibenzen'den başlanarak benzo[15-crown-5] ve 4'-hidroksibenzo[15-crown-5] literatürde verilen metodlarla elde edilmiştir. 4'-Hidroksibenzo[15-crown-5] ve hekzametilentetramin, trifluoroasetik asit içinde refluks edilerek 4 ' -hidroksi-5 ' -f ormilbenzo[ 15-crown-5] sentezlenmiştir. Bu bileşiğin etilendiamin ile alkolde kondensasyonundan 1, 2-bis ( 4 ' -hidroks ibenzo[ 15-crown-5 ] -5 ' -iminil ) etan ligandı elde edilmiştir. Hem salisilaldimin hem de taç eter grupları ihtiva eden bu ligandm Co(II), Cu(II), Ni(II) ve U02(VI) metallerinin asetatları ile uygun solventlerde muamelesinden, tekabül eden kompleksler hazırlanmıştır. Ligandm önce NaN03 ve ardından metal asetatlarla muamelesinden, hem geçiş metali hem de Na+ ihtiva eden kompleksler izole edilmiştir. Kobalt kompleksinin DMSO'daki çözeltisinin kuru hava ile muamelesinden u-perokso-dikobalt kompleksi elde edilmiştir. Komplekslerin Calvin-Bjerrum pH-titrasyon tekniğinden elde edilen verileri kullanarak Irving-Rossotti metoduna göre yapılan hesaplamalardan stabilite sabitlerinin LCu>LU02>LNi>LCo sırasında olduğu bulunmuştur. Ligand ve komplekslerin yapıları elementel analiz, nmr, ir, uv spektrumlarından alman verilere göre aydınlatılmaya çalışılmıştır.
  • Öge
    Azo bağı içeren politetrahidrofuran sentezi ve karakterizasyonu
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1988-12-01) Hızal, Gürkan ; Yağcı, Yusuf ; 014040 ; Kimya
    Bu çalışmada yumuşak palieter zinciri (soft segment) içeren blok kapolimerlerin eldesi için yeni bir yöntem geliştirilmiştir. Bu amaçla tetrahidrofuranın azo bağı içeren bir diosit klorür 4-4. azobisiyanopentanailklorür) ve gümüş tuzları yardımıyla başlatılmış "katyonik polimerleşmesi değişik koşullarda incelenmiştir. Gravimetrik yöntemler yardımıyla tetrahidrofuranın katyonik palimerizasyonu için farklı sıcaklıklardaki hız sabitleri hesaplanmıştır. Ayrıca polimerizasyonun termodinamik parametreleri belirlenmiştir. Palimerler, U.V., I.R., 'H-NMR gibi spektroskopi k yöntemle rin yanı sıra G.P.C. ve viskozite yöntemleri kullanılarak da karakterize edilmiştir. Polimerizasyonun öne sürülen azo oksokarbenyum mekanizması doğrultusunda gerçekleştiği ve dönüşümün kullanılan karşı iyondan bağımsız olduğu saptanmıştır. Bu yöntem ile elde edilen azo bağı içeren politetrahidrofuran polimerlerinin blok kopolimer sentezinde kullanılabilirliğini belirlemek amacıyla yapılan ısısal bozunma deneyleri sonucunda herhir politetrahidrofuran zincirinin ısısal yada fotakimyasal aktif azo bağı içerdiği ortaya çıkmıştır.
  • Öge
    Nikel (II) ve demir (III) nitrit komplekslerinin sulu ortamdaki ardışık oluşumunun potansiyometrik ve spektrofotometrik yöntemle incelenmesi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1985-08-08) Erim, F. Bedia ; Ayça, Ertuğrul ; 2104 ; Kimya
    Bu çalışmada, geçiş metal iyonlarından nikel (II) ve de mir (I II) katyonlarımın nitrit iyonu ile verdiği komplekslerin sulu ortamdaki ardışık dengeleri araştırılmş ve (25 ± 0.1) C da ve birim iyonik şiddetteki perkloratlı bir ortama oluşum sa bitleri saptanmıştır. Çalışmada hem potansiyometrik ve harı de spe>rrrofotometrik yöntemler uygulanarak kompleks oluşum başarmakları araştırılmış tır. Sulu ortamlarda kompleks oluşumuna aix gerekli kuramsal bilgiler ayrıca sunulmuştur. Kullanılan derişiklik aralığında, nikel(II) katyonu nit rit ligandı ile tek çekirdekli iki zayıf kompleks oluşturmakta dır. Demir(III) iyonu ise nitrit ligandı ile üç tane daha kuvvet li tek çekirdekli kompleksler vermektedir. Nikel (II) -nitrit sis teminde oluşan iki kompleksin oluşum sabirleri için sırasıyla, -1 -2 3X = (6 ± 1) M ; B2 = (12 ± 2) M değerleri bulunmuştur, öte taraftan demir ( III) -nitrit sisteminin tik:, oluşum sabitleri içinj gj - (3.9 ± 0.7)102 M"1 ; 02 ~ (5 ± 2)103 M*2 ; g3 - (2.8 ± 0.6)105 M~3 değerleri saptannıştır. Yanılgılar % 99.9 güvenirlik sınırlarına göre verilmiştir.
  • Öge
    B2O3-CaO-Na2O-SiO2 dörtlü sistemini oluşturan üçlü denge diyagramlarında katı hal faz bağıntıları
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1984-10-26) Taptık, Yılmaz ; Tulgar, H. Erman ; 2091 ; Kimya
    B2O3 -CaO - Na20 - Si02 dörtlü sistemi- ni oluşturan B2O3 - CaO ~ Na20j B2O3 - CaO - SiO^İ B2O3 - Na20 ~ SİÖ2 ve CaO - Ha20 « Si02 üçlü sis temlerinin katı halde faz bağıntılarının saptan dığı bu tezde deneysel çalışmalar iki grup içeri sinde gerçekleştirilmiştir» Birinci grupta, yürütülen deneysel çalışmalar bugüne değin değişik araştırıcılar tarafından varlığı ileri sürülen ikili ara kimyasal bileşiklerin belirlenmesine yöneliktir « İkinci grup deneysel çalışmalar ise sistemi oluşturan üçlü denge diyagramlarında var olduğu ileri sürülen üçlü ara kimyasal bileşiklerin araştırılması ve buna bağlı olarak Alkemade doğru ve üçgenlerinin saptanması amaciyle yürütülmüştür. Başlangıç maddesi olarak borik asit (H3BO3 ), sodyum karbonatr (Na2C03)j kalsiyum karbonat (03003) ve silisyum dioksit (SİO2) kullanılarak hazırlanan numunelerde tartım hata oranı * İ<> OjOl mertebesin-II de tutulmuştur. Hazırlanan. numuneler( 2 gr) agat havan içerisinde öğütülüp karıştırılarak platin krözelerde ve normal atmosfer koşulları altında ısıl işleme tabi tutulmuşlardır. Düşük ergime sıcaklığına sahip numuneler için 1100°C6 a çıkabilen Heraeus marka KR-170 tipi ve ergime sıcaklığı yüksek olan numuneler için ise 1500°ö'a çıkabilen Heraeus marka KS-120 tipi fırın kullanılmıştır. Numuneler,, ısıl işlem sırasında belirli aralıklar la fırından çıkarılarak tekrar öğütülmüş ve daha sonra, önceden saptanan ergime sıcaklığının 50- 100°C in altındaki bir sıcaklıkta yeniden ısıl' işleme tabi tutulmuştur. Katı haldeki reaksiyonun tamamlandığının belirlenmesinden sonra fırında 1300-800oC aralığında 175°C/saat, 800~20°C ara lığında ise 100°C/saat lik bir soğuma hızı ile soğutulan numuneler toz haline getirilmiş ve X- ışınları difraksiyon diyagramları alınmıştır. Numunelerin X-ışınları difraksiyon diyagramlarının elde edilmesinde Philips marka (PW 1140/90) X-ışınları difraktometresi kullanılmış ve cihaz, bakır hedef raaddeli X-ışınları tübü ile 40 KV - 30 mA de çalıştırılmıştır. Kristal yapıya sahip olan maddelerin X- ışınları difraksiyon yöntemi ile belirlenmesinde öngörülen temel ilke, her kristal yapıdaki mad denin bir diğerinden bağımsız ve karakteristik bir diyagram vermesi esasına dayanır. Araştırılan numunenin birden fazla kristal yapıya sahip madde içermesi durumunda ise herbir maddeyi simgeleyen karakteristik çizgilerin aynı diyagram üzerinde bulunacağı açıktır. X-ışınları difraksiyon yöntemi ile analizde, yukarda belirtilen temel ilkelerin yanısıra katı halde faz bağıntılarının saptanmasında Alkemade doğrularının birbirini kesmeyeceği.Ill Gerçek bir Alkemade doğrusunda, Alkemade doğrusunun köşelerini oluşturan kimyasal bileşiklerin karakte ristik X-ışınları verilerinin söz konusu Alkemade doğrusu üzerinde alman herhangi bir alaşımda var olacağı 9 ve Gerçek olduğu varsayılan bir Alkemade üçgeninin için de ise, seçilen herhangi bir numunenin X-ışınları verilerinin,, söz konusu Alkemade üçgeninin köşelerini oluşturan kimyasal bileşiklerin X-ışınları verilerinden oluşacağı prensipleri sürekli olarak göz önün de bulundurulmuştur. Deneysel çalışmalar sonucunda sistemi oluş turan; ikili denge diyagramlarında var olduğu ileri sürülen Q2&y ^2%r NS3? N3S8, NS4, N3B? N5B2» N2B, N3B2!, N2B3Ş N2B5,, NB5 ikili ara kimyasal bileşiklerinin ve üçlü denge diyagramlarında varlığı ileri sürülen CcjBS,, N4CS55 NCS5 üçlü ara kimyasal bileşiklerinin bu çalışmada öngörülen koşullarda oluşmadığı kanıtlanmıştır. C - B - S üçlü sisteminin katı halde faz bağıntılarının saptanması çalışmalarında yeni 4CaOaB203.7Si02 (ERYIL) ve N - C - B üçlü sisteminin katı halde faz bağıntılarının saptanması çalışmalarında ise yeni Na20.Ca0.4B203 (ERTAP) bileşimin de iki yeni üçlü ara kimyasal bileşiğin varlığı sap tanmış ve bu üçlü ara kimyasal bileşiklere ait X- ışınları verileri açıklanmıştır. 990°C da oluşan C4BS7 ve 800°C da oluşan NCB4 üçlü ara kimyasal bileşiklerinin bu sıcaklıkların altında kararlı bir yapıda olduğu saptanmıştır. NC2B üçlü ara kimyasal bileşiğinin daha önce yayınlanandan farklı yeni X-ışınları verileri saptanmış ve bu çalışmada orijinal bir bulgu olarak verilmiştir.
  • Öge
    Sanal tarama ve çok boyutlu moleküler modelleme yöntemleri ile p53-MDM2 potansiyel inhibitörlerinin belirlenmesi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Aydın, Gülşah ; Yurtsever, Mine ; Kimya Anabilim Dalı
    Sanal tarama çalışmaları, çok sayıda ligant içeren kütüphanelerin elenmesi için önemli fikirler sunmakta fakat protein-ligant komplekslerinin dinamik etkileşim süreçleri hakkında herhangi bir fikir vermemektedir. Bundan dolayı, filtrelenen 19 aday arasından seçilen 11 tanesine, pozitif kontrole, negatif kontrole ve protein apo formuna yapısal ve dinamik profillerini incelemek için 1'er µs MD simülasyonları uygulanmıştır. MD simülasyonlarında protein bağlanma bölgesiyle etkileşim halindeki ligantların dinamik davranışı hakkında önemli bilgiler sağlanmıştır. Daha sonra MD simülasyonları sonucu elde edilen yörüngelerden alınan 500'er poza MM/GBSA (Molecular Mechanics Generalized Born Surface Area) uygulanarak bağlanma serbest enerjileri tahmin edilmiştir. Ayrıca EnamineStore veri tabanından temin edilen 11 molekül için HUVEC vasküler endotel, kolon kanseri ve meme kanseri hücre hatlarına karşı in vitro aktivite testleri gerçekleştirilmiştir. Test sonuçlarına göre meme kanseri hücre hattında 6 ligantın (E1, E2, E5, E6, E9 ve E11) ve kolon kanseri hücre hattında 6 ligantın (E1, E2, E5, E6, E8 and E10) µM-seviyede inhibisyona sebep olduğu, ayrıca ligantların proliferasyonu inhibe ederek apoptoza yol açtığı gözlenmiştir. E11, 13 µM IC50 değeri ile en iyi inhibisyon gösteren ligant olmuştur. Önerilen adayların yapısal benzerlikleri de dikkate alınarak tüm sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde, adayların ve/veya türevlerinin MDM2 inhibe edici etkisinin kaçınılmaz olabileceği öngörülmüştür. Çalışılan hücrelerin MDM2 protein ekspresyon seviyeleri farklılık gösterdiği için ileri çalışmalarda tüm adayların MDM2 proteini spesifik inhibisyonuna yönelik in vitro testlerinin gerçekleştirilmesinin p53 ve/veya doğrudan MDM2 aracılıklı kanser vakalarının tedavisi için umut vaat edebileceği öngörülmüştür.