İç Mimari Tasarım (Uluslararası) Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Program, uluslararası uzlaşma ile belirlenmiş dört konu modülü üzerinde temellendirilmiştir:
·Tasarım
·Teknoloji ve Bilim
·Meslek Pratiği ve İletişim
·Kültür ve İnsan Bilimleri
Gözat
Konu "Architecture" ile İç Mimari Tasarım (Uluslararası) Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeGün Işığı Almayan Kapalı Mekanlarda Gün Işığı Etkisi Yaratan Uygulamaların Kullanıcı Algısına Etkisi Üzerine Bir Çalışma(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Bayhan, Damla ; Yener, Alpin Köknel ; 531105 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)Gün ışığı almayan mekanlardaki artış ile gün içinde zamanlarının bir kısmını bu alanlarda geçiren veya bu mekanlarda yaşayan insanlar üzerinde gün ışığından uzak kalmanın fizyolojik ve psikolojik olumsuz etkileri gözlemlenmektedir. Bu tez, gün ışığı almayan mekanlarda yaşayan insanlar üzerinde oluşan olumsuz etkilere engel olmak amacıyla önerilebilecek aydınlatma sistemleri için araştırma yapmak amacını taşımaktadır. Tezin birinci bölümünde; tezin konusu, amacı, kapsamı ve yöntemi ele alınarak, diğer bölümlere genel bir çerçeve çizilmiştir. Geçmişten günümüze insanların ihtiyaçlarındaki değişiklik sebebiyle değişen mekan yapısı ve algısı, mekanın sadece duyularla algılanan somut bir kavram olmadığını göstermektedir, mekan aynı zamanda duyusal girdinin yorumlanarak ortaya çıkan algısal imaj ile algılanan bir kavramdır. Bu algısal imaj oluşumunda, hem duyusal girdiler hem de kişisel ve toplumsal bilgi ve deneyimler etkilidir. Tezin ikinci bölümünde; mekansal algı ve mekanı oluşturan öğelerin algısal boyutta ışık ile ilişkisi değerlendirilmiştir. Mekan algısında, görsel algı ön planda yer alır ve mekanın görsel değerlerini mekanın nicel özellikleri oluşturur. Yani mekanı oluşturan 'biçim, malzeme ve renk' öğelerini mekanın nicel özelliklerinin oluşturduğu söylenebilir. Mekanı oluşturan bu öğelerin ışık ile etkileşimi, bu öğelerin algısal olarak değer bulmasına, kimi zaman da algısal olarak değişimine sebep olabilir. Bu algısal değişimleri sağlamak için görsel algı yöntemlerinden algı sabitlikleri ve algı yanılsamaları kullanılır. Bu iki görsel algı yöntemine bağlı olarak, ışığın mekan içinde yarattığı algısal değişimler, ışığın mekanın nicel değerleri ile ilişkisi bağlamında ele alınmıştır. Ayrıca ışığın mekan ile ilişkisi kullanıcı bağlamında ele alındığında, görsel konfor kavramı ve bileşenleri incelenerek görsel algı üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Işık, mekanın oluşumunda önemli bir rol üstlenmektedir. Bu bağlamda üçüncü bölümde yapay ışık ve doğal ışık kavramları ele alınarak, doğal ışığın görsel algı ve insan sağlığı üzerindeki psikolojik ve fizyolojik etkileri ortaya konmuştur. Gün ışığının en temel özelliği mevsimden mevsime, günden güne hatta gün içinde sürekli değişiklik gösteren bir yapıda olmasıdır. Bu sebeple mekan içinde gözlemlenen görsel etkisi de sürekli değişiklik gösterir ve görsel konforda olumsuzluk oluşturabilir. Bu noktada görsel konforun sağlanması için gün ışığının mekan içine kontrollü alınması gerekmektedir. Bunun yanısıra doğal ışığın mekan içinde anlamlandırma gücü çok yüksektir ve mekana farklı anlam yüklemek için simgesel öğe olarak kullanılabilir. Doğal ışığın varlığı, insanların sirkadyan ritmindeki döngüyü sağlayarak uyku, açlık, vücut sıcaklığı ve hormon üretimi gibi fizyolojik değişiklikleri düzenler. Aynı zamanda gün ışığın azlığına veya yokluğuna bağlı olarak gözlenen psikolojik rahatsızlıkların depresyona sebep olduğu görülmüştür. Bunun yanısıra, güneşin D vitamini eksikliğinin sebep olduğu zayıf kemik gelişimi ve yaşlılardaki kemik kırılganlığı risklerini azalttığı bilinmektedir bu sebeple herkese güneş ışığının kansere sebep olan tehlikeli ışınlarından korunarak gün ışığı ile temas halinde olmaları önerilir. Gün ışığının mekan içinde yarattığı etkiler ve mekan içine nasıl alındığı bilinmeden, gün ışığı etkisi yaratan sistemlerin etkileri hakkında bir değerlendirme yapılabilmesi mümkün olmadığı için doğal ışığın yatay ve düşey açıklıklardan mekana taşınma yöntemleri üçüncü bölümde ele alınmıştır. Dördüncü bölümde ise doğal ışığın mekana taşınma yöntemlerinin uygulandığı örnek projeler, mimari detaylar mekansal algı bağlamında incelenmiş ve yapay ışık ile mekana gün ışığı alınıyormuş etkisi oluşturulan mimari proje ve ürün tasarımı örnekleri incelenerek mekansal algı üzerindeki etkileri ortaya konmuştur. Tezin beşinci bölümünde, gün ışığı almayan kapalı mekanlarda kullanıcı algısının belirlenmesi amacıyla anket yöntemi kullanılarak deneysel bir çalışma düzenlemiştir. Birinde gün ışığı etkisi yaratan bir sistemin, diğerinde tavana gömme aydınlatma aygıtlarının olduğu iki farklı odadaki aydınlatma düzeni görsel konfor açısından ve katılımcılar üzerindeki algısal etkileri açısından karşılaştırılmış ve yapılan analizlere istinaden değerlendirilmiştir. Son bölümde ise yapılan anket çalışmasının sonuçları ele alınarak değerlendirme yapılmış ve bu tez çalışmasının daha sonra yapılacak çalışmalara hangi noktalarda ışık tutabileceği üzerinde durulmuştur.
-
Ögeİstanbul’da Yeniden İşlevlendirilen Korumaya Değer Endüstri Yapıları Ve İç Mekan Müdahaleleri: Santralistanbul Örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Kaşlı, Bilge ; Çalışır Pençe, Deniz ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignEn temel anlamıyla, amacı insana barınak sağlamak olan mekan ve yapının var olma nedeni insandır. İnsanlar tarafından kullanılamayan bir yapı, var oluş nedenini yitirmiş demektir. Bu nedenledir ki kullanılmayarak terk edilen, kendi haline bırakılan yapılar harabeye dönmektedirler. Yapıldıkları dönemde, var olan ihtiyaçları işlevsel olarak karşılama amacına yönelik oluşturulan mekan ve yapı, zaman içinde değişen kültürel ve sosyo-ekonomik koşulların beraberinde getirdiği farklılaşan toplumsal yaşam ve ihtiyaçlar sonucunda işlevsel olarak eskiyebilir. Fakat çoğu zaman, işlevsel olarak eskiyen yapılar, yapıldıkları dönemin kültürel, mimari, teknik, sosyal, ekonomik vb. özelliklerinin somut birer yansıması olan fiziksel varlıklarını devam ettirirler. Bu şekilde işlevsel olarak eskiyen fakat fiziksel olarak varlıklarını devam ettiren yapıların terkedilerek yok olmaya mahkum olmadan oldukları manevi değerlerin geleceğe aktarılması için, yeniden işlevlendirilmeleri gerekmektedir. Gerek teknolojik yönüyle, gerekse insanların yaşam biçimlerini değiştiren sosyal, kültürel ve ekonomik boyutta yarattığı gelişmelerle, Endüstri Devrimi'nin tarihteki etkileri dünyada olduğu gibi Osmanlı Devleti'nde de hissedilmiştir. Endüstri yapıları, taşıdıkları teknik bilgi, yapıldıkları döneme ait sosyal, kültürel, tarihi ve mimari özelliklerle korunmaya değer yapı kategorisindedirler. Bu nedenle, tüm korunmaya değer yapılarda olduğu gibi endüstri yapılarında da bulunan korunmaya değer özelliklerin tahribata uğramaması için, yeniden işlevlendirme sırasında uygulanacak olan müdahaleler hassasiyetle ele alınmalıdır. Tez kapsamında, yeniden işlevlendirilecek olan korunmaya değer yapılarda, müdahale hassasiyetini ve kararlarını belirlemek amacıyla, müdahale öncesinde, mekana has özelliklerin tespiti için bir analiz yöntemi önerilmiştir. Önerilen analiz yöntemi, İstanbul'da yeniden işlevlendirilmiş korunmaya değer bir endüstri yapısı örneği olan Santralİstanbul, Enerji Müzesi üzerinde örneklenmiştir.
-
ÖgeMekan Algısı Ve Psiko-sosyal Kalitenin Ölçülebilirliği Üzerine Bir Araştırma: Armada Hayat Sokağı Örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Ozar, Betül ; Cordan, Özge ; 512862 ; İç Mimari Tasarım (Uluslararası) ; Interior Architectural Design (International)İnsan ve mekan ilişkisi nasıl şekillenir? Bu etkileşim sürecine algısal ve davranışsal durumların etkisi nelerdir? Mekanda insanların görsel olarak dikkatini çeken ögeler nelerdir ve bu ögeler neye göre belirlenir? İnsan ve mekan etkileşimi hem geleneksel hem de güncel teknikler kullanılarak nasıl analiz edilebilir? Tez çalışmasında bu sorulara cevap olabilecek; mekanın kullanıcısı tarafından nasıl algılandığı ve hangi mekansal ögelerle iletişim kurulduğu ve neden bu noktaların dikkati çekmiş olabileceği fiziksel, algısal ve psiko-sosyal boyutta irdelenmekte ve tartışılmaktadır. Öte yandan mekansal ihtiyaçların ne ölçüde karşılandığının, mekansal memnuniyet düzeylerinin, algısal ve davranışsal durumların analiz edilmesi çalışma kapsamını oluşturan diğer konulardandır. Bu çerçevede; çalışma alanı olarak, Ankara'da bulunan 'Armada Hayat Sokağı' seçilmiştir. İki AVM yapısı ve iş kulesi arasında kalan, kentli kullanımına ve erişimine açık, tüketim dayatmasından bağımsız olarak vakit geçirilebilen bu alanda Armada Hayat Sokağı adında bir sokak oluşturulmuştur. Bu yönüyle bilindik içe dönük AVM tipolojilerinin aksine, insanların bir araya gelmesine ve sosyal, kültürel aktivitelerin üretilmesine olanak tanınmıştır. Armada Hayat Sokağı aynı zamanda; kentteki diğer akslarla birleşerek uzayabilecek bir yaya yolunun parçası olması bakımından da önemli bir lokasyon olarak kabul edilmektedir. İnsan ve mekan arasındaki çift yönlü etkileşimin algısal ve davranışsal analizlerinin Armada Hayat Sokağı özelinde yapılması, alan çalışmasının kapsamını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda tez çalışmasında; değişen koşul, durum ve mekansal ihtiyaçlar ekseninde, çalışma alanının kullanıcılar tarafından nasıl algılandığı, mekansal memnuniyet ve mekansal tatminlerinin ne düzeyde olduğu ve buna paralel olarak kullanıcı davranışlarının nasıl şekillendiği irdelenmiştir. Bununla birlikte kullanıcıların hangi mekansal ögeler ile görsel iletişim kurduğunun, hangi ögelerin görsel dikkati çektiğinin ve hangi sebeple bu noktalara odaklanılmış olabileceğinin analiz edilmesi çalışmanın amacını oluşturmaktadır.
-
ÖgeToplumsal Etkileşim Mekânı Olarak Sinemalar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Çelen, Pınar ; Erençin, Abdullah ; 265737 ; İç Mimari Tasarım ; Interior Architectural DesignTez kapsamında öncelikle sinemanın tanımı yapılmış, dünyada ve ülkemizde sinemanın doğuşu, gelişimi hakkında bilgiler aktarılmıştır. Çalışmanın devamında sinema, bir toplumsal etkileşim mekânı olarak daha çok sosyal yönü ile ele alınmış, Türkiye'deki seyirci alışkanlıkları hakkında fikir sahibi olabilmek için ise İstanbul'un belli noktalarında anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Ardından sinemanın mekânsal özellikleri etkileşim dâhilinde incelenmiş, sinema salonları ile ilgili genel teknik ve mimari bilgilere yer verilmiştir. Son bölümde, tez kapsamında ortaya konan tarihçe, kavramlar ve çeşitli veriler bağlamında; İstanbul Beyoğlu'nda bulunan Alkazar Sineması'nın incelemesi yapılmıştır.