LEE- Mimari Tasarım-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "architectural drawings" ile LEE- Mimari Tasarım-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Ögeİçsellikten ilişkiselliğe: Mimarlıkta yumuşak bileşenlerin temsillerine failsel bir yaklaşım(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-07-02) Özbek, Beyza Nergis ; Şenel, Sıdıka Aslıhan ; 502221004 ; Mimari TasarımBu tez, çizimdeki araçların, bedenlerin, malzemelerin bir şeyi temsil etmesine dair atanan araçsallıkları ile temsile dolanıklıklarını aynı zamanda kendi maddesi/ortamı arasındaki maddi-göstergesel, bedensel ve söylemsel yakınlıkları araştırma isteği ile başlar. Çizim sırasında deneyimlenen kendiliklerinin sabit ya da önceden belirlenmiş olmadığı ancak karşılıklı iç-etkileşimlerin parçaları olarak ilişkiler aracılığıyla ortaya çıktıklarını "ilişkisellik ontolojisi" çerçevesinde kabul ederek bu etkileşimlerdeki failsel durumları sorgular. (Feminist) yeni materyalist konumdan hareketle mimarlık söylem ve üretimlerindeki "nesne yönelimli" özerk anlayışlara karşılık verebilmenin, temsil sistemlerine tanıklık etme imkanı sağlayan çizimle mümkün olduğunu öne sürüyorum. Mimari temsilin, mekansal deneyimi sabitleyen karşıtlıklar (iç/dış, özne/nesne, biçim/madde) üzerinden yapılandırılarak farklılıkları homojenleştirdiği ve içsel olanı dışsal olandan ayırarak belirli öğeleri çizimden dışladığı koşullara karşılık iç-etkileşimlerdeki farklılıkların etkilerinin failsel süreçlerde belirdiğini savunan "performatif" yaklaşım, mimari temsilin sınırlarında konumlanan yumuşak bileşenlerin (örneğin perdeler, kumaşlar, minderler) içsellikleriyle birlikte düşünülmesine olanak tanıyabilir. Yumuşak bileşenler adlandırılmasını, Katie Llyod Thomas'ın önerdiği "malzeme özeni"ne dayandırarak, malzemeye katıksız görsel (statik) bağlamda ele alışa ortaklaşa bir inkara ve malzemeleri güçler ve eylemler ağının bir parçası olarak yaklaşmayı öneriyorum. Bu kuramsal çerçeve, söz konusu bileşenlerin çizimlerdeki görünmezliklerini maddi-göstergesel, bedensel ve söylemsel ilişkilerin örgüsü içinde sorgulayan, çizimi eleştirel zanaat pratiği olarak (yeniden) konumlandırma yönündeki araştırma zeminini oluşturur. Sonlu Başlangıçlar: Mimari Düşüncenin Sınırları adlı giriş bölümünde, mimari çizim araçlarının üretim biçimleri, bilgi nesneleri ve malzemelerine dair karmaşık sorular, kavramlar ve metinleri "Düğümler kılavuzu" adını verdiğim tezin yazım yöntemi ile, kavramlar arası çelişki, yakınlık, dönüşüm gibi ilişkisellikleri değişebilen, dönüşebilen anlamlar ile birlikte kurmayı öneriyorum. Haraway'in metafor olarak kullandığı "kedi beşiği" oyunu, bilgi ve anlamın tek bir özne tarafından üretilmesinin mümkün olmadığı aksine dünyayı anlamlandırmanın ve bilgi üretiminin birlikte düşünme ve üretme süreçleriyle şekillendiğini belirtir. Mimarlığın özerklik, içsellik, nesnellik gibi yerleşik normlarını sorgulayan tez, çizim aracılığıyla alternatif düşünme biçimlerine alan açmayı hedefler. Pratikler Ekolojisi Bağlamında Mimarlıkta Eleştirel Konumlanma adlı ikinci bölümde, "nesne yönelimli" özerk anlayışlardan, öfkeli dünya kurma pratiklerinden, kendi çıkarları doğrultusunda kendi varlıkların üstünlüğünü haklı gören tutumlardan uzaklaştırma gayretiyle her daim başka şeylerle ilişkili olduğunu düşündüğüm mimarlığı, çevre-dünyaların içinde yaşamı yaşanabilir kılan daha iyi izahlar üretebilen imkanlar dahilinde kendi (feminist) yeni materyalist eleştirel konumumu belirtiyorum. Bu bölümdeki eleştirel konumlanma, bilgi nesnelerinin üretildiği ortamları yeniden düşünmek için çizimi hem bir "araştırma aygıtı" hem de bir "araştırma nesnesi" olarak kavramaya yardımcı oluyor. Yumuşak Bileşenlerle Karşılaşma: Üretim, Beden ve Temsilin Sınırları başlıklı üçüncü bölüm ise İstanbul'da 19. yüzyıldan kalma bir ticaret hanı olan Giritli Mustafa Paşa Hanındaki "malzeme özeni" kavrayışı ile yumuşak bileşenlerin üretimlerinin maddi, bedensel, söylemsel izlerini "mimari çizim" ile belgeleme denemeleri sırasında karşılaşılan sınırlara dair. Mimari çizimde yumuşak bileşenler neden çizilemiyor sorusu, mimarlık pratiğindeki perdelerin ikincil konumlandırılmalarındaki örneklerinden başlayarak, bu konumlandırmaların Batılı konvansiyonel ikiliklerine dayandığı materyal-söylemsel okumalar ile doğrulanıyor. Yumuşak bileşenlerden perdelerin içe ait oluşları dayatılan ikiliklerde olduğu gibi "içsellik" kavramının tanımında yer alıyor. İçselliğin sınırlarla ilgili olduğu ancak sınırların hilekar, muğlak, belirsiz oluşları, yumuşak bileşenlerin kendine özgü potansiyelleri ile birlikte çizimlerde yer alabilme imkanlarını arıyor. Bu imkanlar çizimi, dokuma, kesme, dikme, ölçme gibi tekrar eden jestler kuran eylemler aracılığıyla maddi yapım pratikleri ve bedensel bilgi üretimleri olan "eleştirel zanaat pratiklerindeki" materyal söylemsel olanaklara yakınlaştırabilir. Bu bağlamda eleştirel zanaatın, mekansal sınırların, geçişlerin, geçirgenliklerin ve ilişkisel karşılaşmaların örgüsünü takip eden bir eleştiri biçimi olarak okunabileceğini düşünüyorum. Çizimin Belirtileri: Mimarlığın İlişkiselliğini Çizimle Araştıran Örnekler başlıklı dördüncü bölüm, mimari çizimde üretilen anlamların, Emmons'un "mimari çizim inşaat belirtileri" anlayışı ile çizimi sabitleştiren temsil geleneklerine karşı maddi-göstergesel düğümlerdeki açılımlara doğru yönlendiriyor. Bu bölümde, birbirlerine dolanık olduğunu düşündüğüm üç belirti üzerinden çizimdeki hareketlilik, araçsallık, maddi oluşları sorguluyorum. Belirti I: Bedenlenmiş Pratikler, Çizginin Hareketliliği bölümünde, Emmons'un inşa pratiklerindeki belirtileri doğrultusunda Ivana Wingham'ın Paul Klee'nin "çizgiyi çekmek için yürüyüşe çıkmak" sözünden hareketle oluşturduğu teorik-pratik çalışmaları ele alıyorum. Belirti II: Araçsal Neden Boşluktaki İmkanlar adlı alt bölümünde, çizim aletleri ve araçlarının etkileşimlerindeki maddi boşluklarda, kolektif failsel eylemleri, Smout Allen'ın çizim pratikleri bağlamında değerlendiriyorum. Belirti III: Malzemeler, Hafifliğin Dayanılmaz Maddeselliği bölümünde ise Bloomer'ın "dirty drawings" pratiği ile, temsildeki ikili ayrımların üzerinden çizimin dışladığı malzemelerdeki maddi iç-etkileşimleri, mimari çizimin formu önceleyen hilomorfik alışkanlıklarına karşı gerilimlerde bulmaya çalışıyorum. Handaki Yumuşak Bileşenler: Yumuşak, Geçici İçe Ait Olanları Bir Çizim Pratiği İle (Yeniden) Düşünmek başlıklı beşinci bölümde, çizimin belirtilerine paralel okunabileceğini düşündüğüm denemelerde farklı çokluklar, ölçekler ve parçalar ile birlikte yumuşak bileşenleri çizginin hareketliliği, boşluktaki imkanları, malzemelerdeki maddesellikleri tez boyunca kurduğum teorik-pratik araştırmalar dahilinde çizim-kolaj denemeleri ile birlikte (d)okumayı öneriyorum. Sonuç olarak tez, mimarlığın temel varsayımlarının ötesinde ele alındığında bir nesne olmadığı, "yaratıcı pratikler ekolojisi" içinde işleyen, malzemeler, araçlar ve söylemlerle birlikte süreç olarak yaşadığımız dünya hakkında daha iyi izah ve anlatıları olanaklı kılacağına dair inancımla yazıldı. Maddi olanın, göstergesel ve söylemsel olanlarla iç içe geçtiği bu bağlamda, mimarlık etik ve politik sorumluluklarla dolanık bir pratik olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, dünyevi ilişkilere dikkat etmenin bir yolu olarak, malzemelerle, araçlarla ve üretim süreçleriyle nasıl ilişkilendiğimizi sorgulamak kaçınılmazdır.