LEE- Mimari Tasarım-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "architectural critism" ile LEE- Mimari Tasarım-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeCinsiyetli mekânsal hareketlilikler: İş ve evin müzakere alanları(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-05-18) Armağan, Oya Yeşim ; Aksugür Akpınar, İpek ; 502181027 ; Mimari TasarımBu araştırmanın sunduğu tartışma zeminine dayanarak şu sonuca varılabilir; ev ve iş hem kentsel alanda hem de evsel alanda bir müzakere halindedir ve bu alanlar karşılıklı kaymalar yoluyla tanımlansa da aslında toplumsal cinsiyet ve konumlar gözetildiğinde tek bir model çizilemeyecek kadar karmaşıktır. Bu bulgular mimarlığı mekanları sabitlikler üzerinden ele almak yerine; çoklu, öznel ve diferansiyel coğrafyalar aracılığında mekânsal hareketlilikler tarafından yeniden düşünmeye davet eder.
-
ÖgeMekandaki görünmez: Ötekinin kaydını tutan mimarlık üzerine bir araştırma(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-02-07) Çabuk, Zeynep ; Şentürer, Ayşe ; 502201020 ; Mimari TasarımBu araştırma "kayıt" kavramını zıttı olan "kayıtsızlık" üzerinden; mimarlık-sosyoloji arakesitinde tartışmaya açmayı hedefler. Kayıtsızlık; kaydın yaygın kullanılan anlamı olan arşivleme işlevinin dışında "önemseyen", "ilgilenen" ve "dikkate alan" anlamlarını ortaya çıkarır. Çalışmanın başlangıç noktası mimarlığın büyük anlatıların dışarıda bıraktığı, ötekileştirilip görünmezleştirilenleri kaydetme potansiyelidir. Bu potaniyele sahip olan mimarlık, statükonun yüzeyini yaptığı kayıtlar aracılığıyla kaldırıp, Görünmezleri ortaya çıkarmaktadır. Araştırma üç fazda ilerler: birinci faz kayıtsız kalınanlar; ikinci faz kaydetmek, son faz ise kaydedileni okumak üzerinedir. Kayıtsız kalınanlar üç kavram ile açılır: Öteki, Yabancı ve Görünmez. Bu çalışmada ele alınan Öteki, postkolonyal çerçevede ele alınan Öteki ile paraleldir. Yabancı kavramı Öteki'ye mekansal bir katman eklerken, Görünmez ise tarihsel bir boyut kazandırır. Kayıtsız kalınanların ardından "kayıtsız kalan" açılmalıdır: Arşivin kaydeden, meşrulaştıran ve evrenselleştirme süreciyle paralel işleyen güçsüzleştirme ve görünmezleştirme süreçleri ve bu süreçlerin mekanla bağlantıları tartışılır. Ötekinin kaydını yapan mimarlığı inceleyen bu çalışma kapsamında kayıt dışında kalan mimarlık da tartışmaya dahil olmalıdır: Ötekini kaydeden mimarlığın ne olduğu, mimarlığın disipliner sınırlarında dolaşan tartışmalar üzerinden araştırılır, Ötekini kaydeden mimarlığın da "Öteki Mimarlık" hatta "Öteki Mimarlıklar" olduğu sonucuyla birlikte tezin Colomina (1996)'dan yola çıkarak bir öncülünden söz edilmelidir: Mekan da yazı, çizim, fotoğraf veya film gibi okunabilir/araştırılabilir bir mecradır. Öteki Mimarlıklar, sözkonusu mecralarda Ötekiliğin kaydını tutabilmektedir. Araştırmanın ikinci fazı kayıtsız kalınanı kaydetmek üzerinedir, kaydetmeye dair daha teknik meseleler üzerinde durulur: Öteki nasıl kaydedilebilir, Ötekini kaydederken mimarlığın pozisyonu nedir; hepsinden önce kayıt nedir? Tezdeki kapsamını açıklamak üzere kaydın yaygın olmayan anlam ve özellikleri üzerinde durulur; bunlar "kaydın görünmezleri" olarak adlandırılmıştır. Kayıt tutmanın araştırmada ilk ele alınacak olan özelliği bu araştırmanın ilgisi olan kaydın ilgilenme, dikkate alma ve önemseme anlamlarıdır. Bu anlam şehirleri ve mimarlığı ötekileşmenin coğrafyaları olarak görüp bunları derslerinde keşfe çıkan Sharóne Tomer üzerinden incelenir: Tomer, mimarlığın üretimi sırasında potansiyel olarak marjinalize edilen görünmez figürleri ortaya çıkarmayı hedefler ve tarihsel kayıtlardan yararlanır (2020). Kaydın dikkate değer bir başka özelliği ise temelde her zaman geleceğe yönelik bir kaygıyla yapılıyor olmasıdır; yaygın olarak geçmişle ilişkilendirilen kayıt tutma, aslında geleceğe yönlendirilmiş bir girişimdir. İlgilenen ve dikkate alan bir özne ya da araç olarak mimarlığın Ötekinin kaydını tutarken nasıl bir pozisyonda bulunduğu sorusu, Muybridge'in sinemanın geliştirilmesinde bir mil taşı kabul edilen dörtnala koşan atlar serisi (1878) analojisiyle açıklanır. Koşan atın hareketlerini sekanslar halinde gösteren bu seride atın tüm ayaklarının yerden kesilip "uçtuğu" anlar da yer alır. Kamera atın tamamen havada olduğu anı yakalayabilir ancak kaydı yapmakta olan göz, atın en az bir ayağının daima yerde olduğu yanılgısındadır: Kamera, gözün yapamadığı bir şey yapmaktadır (Silverman, 1996). Benzer şekilde, mimarlığı kayıt aracı olarak kullanan bir gözün asla yakalayamayacağı ötekilik hallerini mimarlık yakalayabilir. Burada kayıt yapan mimarlığın, Ötekini ortaya çıkartırken bir araçtan çok bir özne olduğu fikri güçlenir. Mimarlığın mekanda ötekini nasıl kaydettiği sorusundan önce farklı mecralarda kaydedilen ötekilik örnekleri incelenecektir. Araştırmanın üçüncü fazı kaydedileni okumak üzerinedir; Ötekini açığa çıkartan kaydın egemenin kaydından farklılıkları olması gerektiği aşikardır. Burada tezin ikinci öncülünden söz edilebilir: Görünmezi açığa çıkartan kaydın eleştirel bir arka planı olmalıdır. Bu arka plan; eleştirinin iki temel özelliğini barındırır: İlki, eleştirinin daima statükoyu ele alıyor olması, ikincisi ise eleştirinin her zaman daha iyi bir gelecek idealiyle yapılıyor olmasıdır. Mimarlığın eleştiriyle birlikte kazandığı katmanlılık, toplumsal konuları dert edinme potansiyelidir ve onun Ötekilerle ilgilenmesini sağlar. Bu bölümde bu iki temel özelliğine sahip kayıt örnekleri tartışılacaktır. Tartışılam ilk kayıt örnekleri Filarete'nin Risalesi ve tarihteki ilk filmler olan aktüalite film örnekleridir. Bu örneklerde araştırılan bu iki temel özellik, mekanda okunacak olan eleştirel kayıtlarda da mevcuttur. Mimarlığın Ötekini mekanda nasıl kaydettiği son bölümde tartışılır. Bunun için yaygın olarak başvurulan bir yöntem olarak ötekinin kurduğu bir mekanı incelemek yerine Ötekinin tamamen "Görünmez" olduğu bir mekan ele alınır: Ötekinin nasıl "Öteki" haline getirildiği; mekanı çevreleyen söylem, mekanın materyal özellikleri ve mekan üzerine oluşturulan eleştirel söylem çarpıştırılarak araştırılır. Kaydın anlamını karşıtı olan "kayıtsızlık" üzerinden anlamamız gibi; öteki de onu şekillendiren, sınırlarını belirleyen hakim olan üzerinden okunabilirdir. Mekan aracılığıyla ötekileştirilme süreçlerine ışık tutmak, bir filmin negatifinden okuma yapar gibi; orada "olmayan"ı belgelemek, anlamak, ilgilenmek üzerine bir iz sürme işine girişmek araştırmada "kaydı ters yüz etmek" olarak isimlendirilmiştir. Bu okuma işlemi için Bourdieu'nün geliştirdiği simgesel iktidar kuramı çerçevesinde açtığı "alan" ve "yanlış tanıma" kavramlarından yararlanılır. Mimarlığın ötekileştirme süreçleri içerisindeki rollerini okumak ve dışlanma sürecinin farklı mecralarda izini sürebilmek için üzerine çok sayıda kayıt olan bir mega proje örneği olarak Galataport Projesi incelenmiştir. Günümüzde mimarlık, çeşitli karmaşık süreçlerin içerisindeki rolleri ile Ötekilerin; eşitsizliğin, ırk ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın oluşturulmasında işbirliği yapmaktadır. Tam da bu sebepten ötekiliğin kaydını yapma potansiyelini içinde barındırır. Dahası, mimarlığın "kayıtsız kalma" amacıyla araçsallaştırıldığı bir ortamda, bu eylemlerin kendileri birer kayıt haline gelmektedir.